Kas İskelet Sistemi » Antienflamatuar ve Antiromatikler » Non-steroid » Propiyonik asit türevleri » Flurbiprofen
KISA URUN BILGISI 1. BEŞERI TIBBI ÜRÜNÜN ADI
MAPROFEN 100 mg film tablet
2. KALITATIF VE KANTİTATIF BILEŞIM ETKIN MADDE:
Flurbiprofen.............................................................. 100.00 mg
Yardımcı madde(ler):
Ludipress LCE (Laktoz monohidrat+Povidon 30)................... 129.20 mg
Kroskarmelloz sodyum................................................... 16.00 mg
Yardımcı maddeler için bölüm 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTIK FORM
Film tablet
Mavi renkli, oblong, tek yüzü çentikli, film tabletler
Çentiğin amacı yutmak için tabletin kırılmasını kolaylaştırmaktır.
4. KLİNIK ÖZELLIKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Romatoid artrit, osteoartrit, ankilozan spondilit, bursit, tendilit, yumuşak doku yaralanmaları ve dismenore tedavisinde endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli Pozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi:
Tavsiye edilen günlük toplam doz, bölünmüş dozlar halinde 150- 200 mg'dır. Semptomların şiddetine göre, günlük toplam doz 300 mg'a kadar çıkarılabilir.
Romatoid artrit veya osteoartrit belirti ve semptomlarının giderilmesi için MAPROFEN'in tavsiye edilen dozu, günde iki, üç veya dört defaya bölünerek uygulanmak üzere günde 200 ila 300 mg'dır.
Adet sancılarında, semptomların başlangıcında 100 mg, bunu takiben 4-6 saatte bir 50100 mg dozunda önerilir. Maksimum günlük doz 300 mg'dır.
Uygulama şekli:
MAPROFEN yemeklerden sonra oral yolla uygulanmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek veya karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doz azaltılması gerekebilir.
Pediyatrik popülasyon:
12 yaş altı çocuklarda kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalar ciddi yan etkiler açısından riskli durumda olduklarından dolayı, en düşük doz verilmeye çalışılmalıdır. Nonsteroidal antienflamatuvar ilaç kullanımını izleyen 4 hafta boyunca gastrointestinal kanama açısından kontrol edilmelidir.
4.3. Kontrendikasyonlar
Aktif peptik ülseri olan veya daha önce peptik ülser geçirmiş hastalarda flurbiprofen'in kullanımı kontrendikedir.
Flurbiprofen, aspirin veya diğer nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlara karşı aşırı duyarlılık reaksiyonları (astım, ürtiker) gösteren hastalarda kontrendikedir.
Şiddetli kalp yetmezliği, hepatik yetmezlik ve renal yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir.
Koroner arter by-pass greft operasyonu geçirenlerde ameliyat öncesi ağrı kesici olarak kullanılması kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Tüm nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlar gibi flurbiprofen de aşırı duyarlılık ve alerji reaksiyonlarına, nadiren de olsa anaflaksi reaksiyonlarına neden olabilir. Nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlara karşı aşırı duyarlılık reaksiyonları, sıklıkla, önceden astım veya alerjik hastalıkları olan bireylerde ortaya çıkmaktadır. Bu hastalarda flurbiprofen dikkatle kullanılmalıdır.
Gastrointestinal (Gİ) Etkiler - Gİ Ülserasyon, Kanama veya Perforasyon Riski Nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlar, gastrointestinal hastalık anamnezi bulunan hastalara yakın takip altında verilmelidir. Bütün nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlarda, ilaç dozunun artmasıyla bağlantılı olabilecek yan etki artışı görülebilir.
Nonsteroid antienflamatuvar ilaç uygulanan hastalarda, tedavinin herhangi bir döneminde, semptomlu veya semptomsuz olarak mide, ince barsak veya kalın barsakta enflamasyon, kanama, ülserasyon veya perforasyon gibi ciddi Gİ toksisite meydana gelebilir
. Dispepsi gibi hafif üst Gİ sorunlar yaygındır ve tedavinin herhangi bir döneminde yaşanabilir. Bu yüzden, önceden Gİ semptomlar yaşanmamış olsa bile hekim ve hastalar ülserasyon veya kanama durumuna karşı tetikte olmalıdır. Hastalara, ciddi Gİ toksisitesinin belirti ve/veya semptomları ve meydana geldikleri takdirde yapmaları gerekenler hakkında bilgi verilmelidir.
Periyodik olarak yapılan laboratuvar gözlemlerinin yararı henüz kanıtlanmamış olmakla birlikte yeterli değerlendirme de yapılmamıştır. Nonsteroid antienflamatuvar bir ilaçla tedavi sırasında ciddi bir Gİ advers olay yaşayan her beş hastadan yalnızca biri semptomatiktir. Nonsteroid antienflamatuvar ilaçlar nedeniyle üst Gİ ülser, şiddetli kanama veya perforasyonların, 3 ila 6 ay süreyle tedavi edilen hastaların yaklaşık %1'inde, bir yıl tedavi gören hastalarınsa yaklaşık %2 ila %4'ü arasında meydana geldiği görülmektedir. Bu eğilimlerin zaman içinde sürmesi, hastanın tedavinin herhangi bir safhasında ciddi bir Gİ olay geliştirme olasılığını artırmaktadır. Ne var ki, kısa süreli tedavi dahi risksiz değildir.
Nonsteroid antienflamatuvar ilaçlar, önceden ülser hastalığı veya Gİ kanaması hikayesine sahip hastalara reçetelenirken son derece dikkatli olunmalıdır.
Ölümcül Gİ olaylar hakkındaki spontan raporların çoğu yaşlı ve zayıf bünyeli hastalarda görülmektedir; bu nedenle bu popülasyonda tedavi yaparken özellikle dikkatli olmak gerekir. Advers bir Gİ olayın potansiyel riskini en aza indirmek için, mümkün olan en kısa süreyle en düşük etkili doz kullanılmalıdır. Yüksek risk grubundaki hastalarda, nonsteroid antienflamatuvar ilaçlar içermeyen alternatif tedaviler dikkate alınmalıdır.
Yapılan çalışmalar, nonsteroid antienflamatuvar ilaç kullanan, önceden peptik ülser ve/veya Gİ kanama hikayesine sahip hastaların, bu risk faktörlerine sahip olmayan hastalara kıyasla Gİ kanama geliştirme riskinin 10 kat fazla olduğunu göstermiştir. Ülser hikayesine ek olarak, yapılan farmakoepidemiyolojik çalışmalarda, Gİ kanama riskini artırabilecek aşağıdakiler gibi çok sayıda başka, birlikte tedavi ve komorbiditeye yol açabilecek durum tanımlanmıştır: Oral kortikosteroidlerle tedavi, antikoagülanlarla tedavi, nonsteroid antienflamatuvar ilaçlarla tedavinin uzaması, sigara içmek, alkol bağımlılığı, ilerlemiş yaş ve genel sağlık durumunun kötü olması.
Önceden var olan astım:
Astım hastalarının yaklaşık %10'unun, aspirine duyarlı astımı vardır. Aspirine duyarlı astım hastalarında aspirin kullanımı, ölümcül olabilecek derecede şiddetli bronkospazma yol açabilir. Bu gibi aspirine duyarlı hastalarda aspirin ve diğer nonsteroid antienflamatuvar ilaçlar arasında bronkospazm da dahil olmak üzere çapraz reaksiyonlar bildirildiği için, aspirine bu çeşit bir duyarlılığa sahip hastalar MAPROFEN kullanmamalı ve önceden var olan astımı olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Kardiyovasküler etki ve hipertansiyon
Flurbiprofen kullanımına ve NSAİ ilaç tedavisine bağlı olarak, sıvı retansiyonu ve ödem bildirilmiş orta derecede konjestif kalp yetmezliği ve/veya hipertansiyonu olan hastalarda, flurbiprofen dikkatle kullanılmalı ve hastalar uyarılmalıdır.
Klinik çalışmalar ve epidemiyolojik veriler NSAİ ilaç kullanımının (özellikle yüksek doz ve uzun süreli tedavilerinde), miyokard enfarktüsü veya inme gibi arteriyel trombotik olayların hafif derecede artan riski ile ilişkili olabileceğini desteklemiştir.
Flurbiprofen, kontrol edilemeyen hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, iskemik kalp hastalığı, periferal arteriyel hastalık ve/veya serebrovasküler hastalık tanısı konulmuş hastalarda dikkatli karar verildikten sonra kullanılmalıdır. Aynı önem, kardiyovasküler hastalık risk faktörlerini (hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus, sigara) taşıyan hastalarda uzun süreli tedaviye başlamadan önce de gösterilmelidir.
Renal etkiler:
Önemli derecede dehidrasyonu olan hastalarda MAPROFEN tedavisine başlarken dikkatli olunmalıdır. Hastalara önce rehidrasyon uygulanması, MAPROFEN tedavisine bundan sonra başlanması tavsiye edilir. Önceden böbrek hastalığı olan hastalarda da dikkatli olunması tavsiye edilir.
Diğer nonsteroid antienflamatuvar ilaçlarda olduğu gibi, MAPROFEN'in uzun süreli uygulanması renal papiller nekroz ve renal medullada diğer değişikliklere yol açmıştır. Renal prostaglandinlerin renal perfüzyonun korunmasında telafi edici bir rol oynadığı hastalarda, ikinci bir renal toksisite şekli görülmüştür. Bu hastalarda bir nonsteroid antienflamatuvar ilacın uygulanması, prostaglandin oluşumunda ve ikincil olarak renal kan akımında açık renal dekompansasyonu tetikleyebilecek doza bağımlı bir düşmeye neden olabilir. Bu reaksiyon açısından en büyük risk altında bulunan hastalar böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği veya karaciğer yetmezliği olanların yanısıra diüretik veya ADE inhibitörleri kullananlar ve yaşlılardır. Nonsteroid antienflamatuvar ilaç tedavisinin kesilmesinden sonra, genelde tedavi öncesindeki duruma geri dönülür.
Klinik çalışmalarda, böbrek yetmezliği olan hastalarda flurbiprofen eliminasyonun yarı ömründe değişiklik olmamıştır. Flurbiprofen metabolitlerinin başlıca eliminasyon yolu böbreklerdir. 4'-hidroksi-flurbiprofenin eliminasyonunda, orta ila şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda azalma meydana gelmiştir. Bu nedenle, böbrek fonksiyonlarında önemli derecede azalma olan hastalarda, flurbiprofen metabolitlerinin birikmesini önlemek için doz azaltımı gerekebilir. Bu gibi hastalar yakından izlenmelidir
Hepatik etkiler:
MAPROFEN de dahil olmak üzere nonsteroid antienflamatuvar ilaç alan hastaların %15 kadarında bir veya daha fazla karaciğer testinde sınır seviyede yükselmeler meydana gelebilir. Bu laboratuvar anomalileri ilerleyebilir, değişmeden kalabilir veya tedaviye devam edildiğinde kendiliğinden geçebilir. Nonsteroid antienflamatuvar ilaçlarla yapılan klinik çalışmalarda, hastaların yaklaşık %1'inde ALT ve AST'de anlamlı yükselmeler (normalin üst limitinin yaklaşık üç veya daha fazla katında) bildirilmiştir. Ayrıca, bazıları ölümle sonuçlanmak üzere sarılık, fulminant hepatit, karaciğer nekrozu ve karaciğer yetmezliği de dahil şiddetli karaciğer reaksiyonları bildirilmiştir.
Karaciğer yetmezliğine işaret eden belirti ve/veya semptomlar gösteren veya karaciğer test değerleri anormal olan bir hasta, MAPROFEN tedavisi sırasında daha şiddetli bir karaciğer reaksiyonun gelişmesine karşı değerlendirilmelidir. Karaciğer hastalığına işaret eden klinik belirti ve semptomların gelişmesi veya sistemik belirtilerin (örneğin, eozinofili, döküntü, vb.) meydana gelmesi halinde, MAPROFEN tedavisi kesilmelidir.
Hematolojik etkiler:
MAPROFEN de dahil olmak üzere nonsteroid antienflamatuvar ilaç alan hastalarda bazen anemi görülür. Bunun nedeni sıvı retansiyonu, Gİ kan kaybı veya eritropoez üzerindeki tam olarak tanımlamayan bir etki olabilir. MAPROFEN de dahil olmak üzere nonsteroid antienflamatuvar ilaçlarla uzun süreli tedavi altına giren hastalar, herhangi bir anemi belirti veya semptomu göstermeseler bile hemoglobin ve hematokrit seviyelerini düzenli olarak kontrol ettirmelidirler.
Prostaglandin biyosentezini inhibe eden bütün ilaçlar, bir dereceye kadar trombosit fonksiyonu ile kanamaya karşı verilen vasküler cevapla etkileşim meydana getirebilirler. Trombosit agregasyonunu inhibe eden nonsteroid antienflamatuvar ilaçların bazı hastalarda kanama süresini uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinin tersine, bunların trombosit fonksiyonu üzerindeki etkileri kalitatif açıdan daha az, daha kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. MAPROFEN genel olarak trombosit sayısı, protrombin zamanı (PT) veya parsiyel tromboplastin zamanını (PTT) etkilemez. MAPROFEN alan ve trombosit fonksiyonlarındaki değişimlerden koagülasyon bozuklukları gibi advers şekilde etkilenebilecek ve antikoagülan kullanan hastalar dikkatle izlenmelidir.
Görme değişiklikleri:
MAPROFEN ve diğer nonsteroid antienflamatuvar ilaçların kullanımı sırasında görmede bulanıklık ve/veya görmede azalma olan vakalar bildirilmiştir. Göz şikayetleri olan hastalar göz muayenesinden geçmelidir.
Dermatolojik etkileşim:
Çok nadir olarak, NSAİ ilaç kullanımı ile ilişkili, eksfoliyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekrolizin de dahil olduğu, bazıları ölümcül olabilen ciddi deri reaksiyonları bildirilmiştir. Hastalar tedavinin erken dönemlerinde yüksek risk altındadırlar, vakaların çoğu tedavinin ilk ayında görülmüştür. Deri döküntüleri, mukozal lezyonlar veya herhangi bir hipersensitivite belirtisi görüldüğünde MAPROFEN kullanımına son verilmelidir.
Flurbiprofen, kalp yetmezliği, hipertansiyon ve benzeri hastalıkları bulunan kişilerde sıvı tutulumu ve ödem görülme ihtimaline karşı dikkatli olunması gerektiği bildirilmiştir.
Çocuklarda kullanım:
12 yaş altı çocuklarda kullanılmamalıdır.
Yaşlılarda kullanım:
Yaşlılarda ilacın eliminasyonu azalabileceğinden, dozajda dikkatli olunmalı, etkili en düşük doz uygulanmalıdır.
Böbrek ve karaciğer yetmezliğinde kullanım:
Diğer nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlarda olduğu gibi flurbiprofen de renal ve hepatik fonksiyon bozukluğu bulunan; geçmişte böbrek ve karaciğer hastalığı geçirmiş kişilerde dikkatle kullanılmalıdır. Böbrek hastalığı geçirmiş kişilerde serum kreatinin ve/ veya kreatinin klirensinin izlenmesi tavsiye edilir. Karaciğer fonksiyon testlerinin bir veya daha çoğunun nonsteroidal antienflamatuvar ilaçların kullanımı ile bozulduğu bildirilmiştir.
Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Bu tıbbi ürün her tablette 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; içerdiği sodyum miktarı göz önüne alındığında herhangi bir yan etki beklenmez.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Diüretikler, ADE inhibitörleri ve anjiyotensin II antagonistleri:
NSAİ ilaçlar, diüretiklerin ve diğer antihipertansif ilaçların etkisini azaltabilirler. Böbrek fonksiyonları azalmış hastalarda (dehidrasyonu olan hastalar veya böbrek fonksiyonları azalmış yaşlı hastalar) ADE inhibitörleri veya anjiyotensin II antagonistleri ve siklooksijenaz enzimini inhibe eden ilaçların birlikte kullanımı, genellikle geri dönüşümlü olan, olası akut böbrek yetmezliğinin de dahil olduğu böbrek fonksiyonları bozukluğu ile sonuçlanabilir. Bu etkileşim, flurbiprofen ile birlikte ADE inhibitörleri veya anjiyotensin II antagonistleri kullanan hastalarda gözönünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle, kombinasyon özellikle yaşlı hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Hastalar yeterli sıvı almalı ve uygulanan tedavinin başlangıcında böbrek fonksiyonları periyodik olarak dikkatle gözlenmelidir.
Antihipertansifler: Flurbiprofen, antihipertansif etkiyi azaltabilir.
Diüretikler: Flurbiprofen, diüretik etkiyi azaltabilir. Dirüetikler, nonsteroidal
antienflamatuvar ilaçların nefrotoksisitesini arttırabilirler.
Kardiyak glikozitler: Nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlar, kardiyak glikozitlerin plazma kosantrasyonlarını arttırabilirler.
Lityum: Flurbiprofen, lityumun eliminasyonunu azaltır.
Metotreksat: Flurbiprofen, metotreksatın eliminasyonunu azaltır.
Siklosporin: Siklosporinler, nonsteroidal antienflamatuvar ilaçların nefrotoksisitesini arttırabilirler.
Kortikosteroidler: Kortikosteroidler, gastrointestinal kanama riskini arttırabilirler.
Antikoagülanlar: Varfarin ve diğer koagülanları kullanan hastalara, flurbiprofen verilirken dikkatli olunmalıdır.
Flurbiprofen ile aspirin ya da diğer antienflamatuvar ilaçların birlikte kullanımı tavsiye edilmez.
Mifepriston: NSAİ ilaçlar, mifepriston'un etkisini azaltabileceğinden, mifepriston kullanımından sonraki 8-12 gün süresince NSAİ ilaçlar kullanılmamalıdır.
Takrolimus: NSAİ ilaçlar, takrolimus ile birlikte kullanıldığında, nefrotoksisite riskinde artış görülebilir.
Zidovudin: NSAİ ilaçlar, zidovudin ile birlikte kullanıldığında, hematolojik zehirlenme riskinde artış görülür. Zidovudin ve diğer NSAİ ilaçları eşzamanlı kullanan HIV-pozitif hemofili hastalarında hemartroz ve hematom riskinde artış gözlenmiştir.
Bitkisel ürünlerle etkileşim: Hepsi antiplatelet aktiviteye sahip olan kedi pençesi, çin melekotu, çuha çiçeği, solucanotu, japon eriği (gingko), kızıl yonca, at kestanesi, yeşil çay, ginseng bitkileri gibi bitkisel ürünler ile birlikte kullanımdan kaçınılmalıdır.
Kinolon grubu antibiyotikler: Hayvan deneyleri, NSAİ ilaçların kinolon grubu antibiyotiklere bağlı konvülziyon riskini arttırabileceğini göstermiştir. Bu grup antibiyotikleri NSAİ ilaçlarla birlikte kullanan hastalarda konvülziyon gelişme riski yüksektir.
Besinler: İlaç emilim hızını düşürebilmekte ancak emilim miktarını etkilememektedir. Alkol: Gastrik mukozal irritasyonu arttırabileceğinden alkolle birlikte kullanılmamalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Pediyatrik, geriyatrik vb. özel popülasyonlara ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: 1. ve 2. trimester: C; 3. trimester: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Gebelik dönemi
İlacın sağlayacağı yarar, fetüs üzerindeki potansiyel riskten fazla ise kullanılabilir. Gebe kadında yaşamı tehdit eden bir durumun tedavisi için gerekiyorsa ya da ciddi bir hastalığın tedavisinde diğer ilaçlar kullanılamıyor veya yetersiz kalıyorsa kullanılabilir.
Laktasyon dönemi
Flurbiprofen'in anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Bu nedenle, emziren annelerde kullanımı tavsiye edilmez.
Üreme yeteneği/Fertilite
Yeterli bilgiye ulaşılamamaktadır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanımı üzerine bilinen olumsuz bir etkisi yoktur. Ancak hastalar ilacın uyuklama, reflekslerde artış, titreme, huzursuzluk ve düşüncede dağınıklık gibi yan etkileri konusunda uyarılmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
İstenmeyen yan etkilerin sınıflandırılmasında aşağıdaki sistem kullanılmıştır:
Çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100), seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Flurbiprofen veya diğer nonsteroid antiinflamatuvar ilaçları kullanan hastalarda görülen yan etkiler:
Flurbiprofen kullanan hastalarda bildirilen olaylar
|
Flurbiprofen dışındaki diğer ilaçları kullanan hastalarda bildirilen olaylar
|
|
Yaygın
|
Yaygın olmayan
|
Kan ve lenf sistemi hastalıkları |
-
|
aplastik anemi (agranülositoz ve pansitopeni dahil), hemoglobin ve hematokrit değerlerinde düşme,
ekimoz/purpura, eozinofili, hemolitik anemi, demir eksikliği anemisi, lökopeni, trombositopeni, lenfadenopati}
|
%1:
anemi,
kanama süresinde uzama
< %1: melena, rektal kanama
|
Metabolizma ve beslenme sistemi hastalıkları |
vücut ağırlığında değişiklikleri
|
Hiperürisemi,
hiperkalemi}
|
< %1:
hiperglisemi
|
Sinir sistemi hastalıkları |
baş ağrısıf, sinirlilik ve merkezi sinir sisteminin (MSS) uyarıldığının diğer belirtileri f (örneğin, anksiyete, uykusuzluk, reflekslerde artma, tremor),
MSS inhibisyonundan
kaynaklanan
semptomlarf (örneğin
amnezi, asteni,
depresyon, halsizlik,
somnolans),
baş dönmesi/vertigof
|
ataksi,
serebrovasküler iskemi,
konfüzyon,
parestezi,
seğirme,
konvülsiyon},
serebrovasküler
kazalar},
duygusal değişkenlik}, hipertoni }, menenjit }, miyasteni }, subaraknoid kanama}
|
< %1:
Koma,
rüya anomalileri, uyku hali, halüsinasyonlar
|
Göz hastalıkları |
görmede değişikliklerf
|
konjunktivit, korneal opasite}, kulak hastaliklari}, glokom }, retinal kanama}, retrobulbar nörit}
|
%1:
kaşıntı
< %1:
işitme bozuklukları
|
Kulak ve iç kulak hastalıkları |
tinnitusf
|
geçici işitme kaybi}
|
|
konjestif kalp yetmezliği, hipertansiyon, anjina pektoris|, aritmi|,
miyokard enfarktüsü}
< %1:
Hipotansiyon, palpitasyon , senkop , taşikardi
Kardiyak hastalıklar
vasküler hastaliklar,
vazodilatasyon
_
Vaskülit
Vasküler hastalıklar
astım , epitaksis, bronşit}, dispne},
rinitf
hiperventilasyon}, larenjit},
pulmoner emboli}, pulmoner enfarktüs}
< %1:
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Pnömoni,
Solunum depresyonu
Gastrointestinal
hastalıklar
abdominal ağrıf,
kabızlıkf,
ıshalt,
dispepsi/mide
ekşimesif,
karaciğer enzimlerinde
yükselmef,
mide gazıf,
Gİ kanamaf,
bulantıf,
kusmaf
kanlı ishal, özofagus hastalığı, gastrik/peptik ülser, gastrit,
sarılık (kolestatik nonkolestatik), hematemez, hepatit,
stomatit/glossit, iştahta değişiklikler}, kolesistit}, kolit},
ağızda kuruluk}, inflamatuvar}, barsak hastalıklarında şiddetlenme}, periodontal abse} ince barsakta kan ve protein kayıplı
enflamasyon}
_ >%1:
Gİ perforasyon,
Gİ ülser
(gastrik/duodenal)
< %1: geğirme , karaciğer yetmezliği, pankreatit
Deri ve deri altı doku hastalıkları
anjiyoödem , egzema,
döküntüf
eksfoliyatif dermatit, fotosensitivite , kaşıntı,
toksik epidermal
nekroliz,
ürtiker,
alopesi},
ciltte kuruluk},
herpes
simpleks/zoster}, tırnakta bozulmalar},
terleme}
_ <%1:
eritema multiforme,
Stevens Johnson sendromu
Ürogenital sistem hastalıkları
idrar yolu
enfeksiyonu belirti ve bulgularıf
Hematüri,
interstisyel
nefrit,
böbrek yetmezliği, menstrüel düzensizlikleri, prostat hastaliği|, vajinal ve uterin kanamai
vulvovajinitl
_
%1:
böbrek fonksiyonunda anormallik
< %1:
Dizüri, oligüri ,
proteinüri
ödemf
anafilaktik reaksiyon,
ürperme,
ateş,
parozmi , tat almada değişiklikleri
< %1: ölüm , infeksiyon, sepsis
Genel bozukluklar
f klinik çalışmalardan
i klinik çalışmalar, pazarlama sonrası deneyim veya literatürden
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlarla akut doz aşımı sonrasında beliren semptomlar genellikle halsizlik, uyuşukluk, bulantı, kusma ve epigastrik ağrıyla sınırlı olup, destekleyici tedaviyle geri dönebilir.
Aşırı dozda bir nonsteroidal antienflamatuvar ilaç alan hastaya semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanmalıdır. Spesifik antidotu yoktur.
5. FARMAKOLOJIK ÖZELLIKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Nonsteroidal Antienflamatuvar İlaçlar ATC kodu: M01AE09
MAPROFEN, antienflamatuvar, analjezik ve antipiretik etki gösteren nonsteroidal bir antienflamatuvar ilaç olan flurbiprofen içerir. Flurbiprofen'in etki mekanizması, diğer nonsteriodal antienflamatuvar ilaçlarda olduğu gibi tamamen anlaşılamamış olup, prostaglandin sentetaz inhibisyonuyla ilgili olduğu düşünülmektedir.
Diğer NSAİ ilaçlarda olduğu gibi; flurbiprofen, vücut dokularında COX-1 ve COX-2 izoenzimleri dahil olmak üzere siklooksijenazı (COX) inhibe ederek prostaglandin sentezini inhibe eder. Flurbiprofen, en güçlü prostaglandin inhibitör aktivite gösteren NSAİ ilaçlardan biridir.
5.2. Farmakokinetik özellikler Genel özellikler
Flurbiprofen kiral bir nonsteroidal antienflamatuvar ilaçtır. Kiral merkez taşımasına rağmen, S-(+) enantiyomeri antienflamatuvar etkiyi daha çok taşır. Analjezik etkiyi ise 2 enantiyomer de gösterir. Flurbiprofen farmakokinetiğinde daha çok proteine bağlanma ve metabolit oluşumunda stereoselektivite gösterir. Emilimi hızlıdır ve plazma konsantrasyonu-zaman eğrisinin altında kalan alan verilen dozla doğru orantılıdır.
Emilim:
MAPROFEN'de bulunan flurbiprofenin ortalama oral biyoyararlanımı oral çözeltiye nazaran %96'dır. Flurbiprofen MAPROFEN'den çabuk ve nonstereoselektif olarak absorbe edilir ve pik plazma konsantrasyonlarına yaklaşık 2 saatte ulaşılır. MAPROFEN'in gıda veya antasitlerle birlikte alınması flurbiprofenin absorpsiyon hızını değiştirebilse de absorpsiyon oranını değiştirmez.
Dağılım:
Yaklaşık 1,5-2 saat içinde plazma doruk seviyelerine ulaşır. Hem R- hem de S-flurbiprofenin görünen dağılım hacmi (Vz/F) yaklaşık 0.12 L/Kg'dır. Her iki flurbiprofen enantiomeri de %99'un üzerinde bir oranla albümin başta olmak üzere plazma proteinlerine bağlanır. Plazma proteinlerine bağlanma, tavsiye edilen dozlarla elde edilen tipik ortalama kararlı durum konsantrasyonlarında (<10 ^g/ml) nispeten sabittir.
Biyotransformasyon:
İnsan plazması ve idrarında çok sayıda flurbiprofen metaboliti saptanmıştır. Bu metabolitler arasında, flurbiprofen'in 2 önemli metaboliti [(2-(2-floro-4-hidroksi-4-bifenil)] ve [(2-(2-floro-3-hidroksi-4-metoksi-4-bifenil, ayrıca 4'-hidroksi-flurbiprofen, 3',4'-dihidroksi-flurbiprofen, 3'-hidroksi-4'-metoksi- flurbiprofen, bunların konjugatları ve konjüge flurbiprofen yer almaktadır. Diğer arilpropiyonik asit türevlerinin (örneğin, ibuprofen) aksine, R-flurbiprofenin S-flurbiprofene metabolize olması minimal düzeyde gerçekleşmektedir. Yapılan
in vitro
çalışmalar, sitokrom P450 2C9'un flurbiprofenin ana metaboliti olan 4'-hidroksi-flurbiprofen'in metabolizmasında önemli bir rol oynadığını göstermiştir. 4'-hidroksi-flurbiprofen metaboliti, hayvan enflamasyon modellerinde çok az antienflamatuvar aktivite göstermiştir. Flurbiprofen, metabolizmasını değiştiren enzimleri indüklememektedir. Bağlanmamış durumdaki flurbiprofenin toplam plazma klirensi stereoselektif olmayıp, terapötik aralıkta kullanıldığında flurbiprofenin klirensi dozdan bağımsızdır.
Eliminasyon:
Eliminasyon yarılanma ömrü 3 ila 4 saat arasında değişir.
MAPROFEN kullanımı sonrasında flurbiprofenin %3'ten azı değişmeden idrarla atılır ve idrarda elimine olan dozun yaklaşık %70'ini ana ilaç ve metabolitleri oluşturur. %20'si serbest ve konjüge formda, yaklaşık %50'si ise hidroksilenmiş metabolitleri halinde idrarla vücuttan atılır. Renal eliminasyon flurbiprofen metabolitlerinin önemli bir eliminasyon yolu olduğu için, orta veya şiddetli böbrek yetmezliği bulunan hastalarda, flurbiprofen metabolitlerinin birikimini önlemek amacıyla doz ayarlaması yapmak gerekebilir. R- ve S-flurbiprofenin ortalama terminal yarı ömürleri (t^) sırasıyla 4.7 ve 5.7 saat olup, birbirleriyle benzerdir. Çoklu MAPROFEN doz uygulaması sonrasında flurbiprofen birikimi çok az olmuştur.
Doğrusallık / Doğrusal olmayan durum
:
Flurbiprofen'in farmakokinetiği doğrusaldır. Plazma düzeyleri verilen doza bağlı olarak artış gösterir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek yetmezliği:
Renal klirens flurbiprofen'in metabolitlerinin önemli bir atılım yolu olmasına rağmen, değişmemiş flurbiprofen için zayıf bir atılım yoludur. (toplam klirensin <%3'ü). Flurbiprofen'in plazma proteinlerine bağlanışı, böbrek yetmezliği olan ve serum albümin konsantrasyonları 3.9 g/dl'nin altında olan hastalarda azalabilir. Flurbiprofen metabolitlerinin eliminasyonu böbrek yetmezliği olan hastalarda azalabilir.
Karaciğer yetmezliği:
Flurbiprofen, >%90 oranında karaciğerden metabolize olarak elimine edilir. Bu nedenle karaciğer hastalığı olanlarda; karaciğer fonksiyonları normal olan hastalara göre, flurbiprofen dozlarının azaltılması gerekebilir. Flurbiprofen'in plazma proteinlerine bağlanışı, karaciğer hastalığı olan ve serum albümin konsantrasyonları 3.1 g/dl'nin altında olan hastalarda azalabilir.
Pediyatrik popülasyon:
Flurbiprofen'in pediyatrik hastalardaki farmakokinetiği araştırılmamıştır.
Geriyatrik popülasyon:
Flurbiprofen'in etkinliği ve güvenliği açısından yaşlı hastalarla genç hastalar arasında fark belirlenmemiştir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Yeterli bilgiye ulaşılamamaktadır.
6. FARMASÖTIK ÖZELLIKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Ludipress LCE Mikrokristalin selüloz PH 102 Kroskarmelloz sodyum Kolloidal silikondioksit Magnezyum Stearat
Opadry II Blue 85F20578 (Polietilenglikol, Titanyumdioksit, Polivinilalkol, Talk, Sarıdemiroksit, FD&C Blue #2 alüminyum lake)
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklanır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Şeffaf PVC/PE/PVDC - Alüminyum blister Kutuda 15 ya da 30 film tablet halinde.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBI
NOBEL İLAÇ SANAYİİ ve TİCARET AŞ.
İnkılap Mah. Akçakoca Sok. No:10 34768 Ümraniye / İSTANBUL Tel: (216) 633 60 00 Fax: (216) 633 60 01-02
8. RUHSAT NUMARASI(LARI)
224/1
9. İLK RUHSAT TARIHI / RUHSAT YENILEME TARIHI
İlk ruhsat tarihi: 24.03.2010 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARIHI