Kalp Damar Sistemi » Renin - Anjiyotensin Sistemi » ACE İnhibitörleri Kombinasyonları » ACE İnhibitörleri ve Diüretik » Zofenopril ve Hidroklorotiyazid
KISA URUN BILGISI
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
BİFRlL PLUS 30/12.5 mg Film Tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin maddeler:
Zofenopril kalsiyum (28.7 mg zofenoprile eşdeğer) 30 mg
Hidroklorotiyazid 12.5 mg
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat 56.20 mg
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film tablet
Bir yüzünde kırma çentiği bulunan pastel-kırmızı, yuvarlak, hafif bi-konveks tabletler. Kırma çentiği, tableti eşit dozlara bölmek için değil, yutmayı kolaylaştırmak amacıyla kınimasını sağlamak içindir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endi kasy onlar
Hafİf-orta dereceli esansiyel hipertansiyon tedavisi
4.2 Pozoloj! ve uygulama şekli Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Genel
Sabit doz kombinasyonuna geçilmeden önce her bir bileşen (Zofenopril ve hidroklorotiyazid) dozunun düzenlenmesi önerilir.
Klinik olarak uygunsa, monoterapiden sabit doza doğrudan geçiş yapılabilir.
Yutmayı kolaylaştırmak için, tabletler iki parçaya kırılabilir ve Önerilen uygulama zamanında arka arkaya alınabilir.
Yetişkinler (18-65 vas)
Hacim veya tuz deplesyonu olmayan hastalar:
Olağan etkin doz günde bir tablettir.
Hacim veya tuz deplesyonu olduğundan kuşkulandan hastalar:
BİFRtL PLUS kullanımı önerilmez.
Uygulama şekli:
BİFKİL PLUS günde bir kez, yemeklerle birlikte ve yemeklerden ayn olarak kullanılmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek/ karaciğer yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan ve diyalize siren hastalar
Hafif böbrek yetmezliği olan (kreatinin klerensi >45 ml/dk) hipertansif hastalarda, normal böbrek fonksiyonları olan hastalarla aynı doz seviyesinde ve günde bir kez BİFRİLPLUS kullanılabilir.
Orta ile şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi <45 ml/dk) kullanımı önerilmez (bkz. Bölüm 4.4).
Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi <30 ml/dk) BİFRİL PLUS kontrendikedir (Bkz Bölüm 4.3).
Diyalize devam eden hipertansif hastalarda BİFRİL PLUS kullanımı önerilmez.
Karaciğer yetmezlizi olan hastalar
Tek başına 30 mg doz zofenoprilin yeterli olduğu hafıf-orta şiddette karaciğer yetmezliği olan hipertansif hastalarda, karaciğer fonksiyonu normal olan hastalarla aynı doz rejimi kullanılabilir.
Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hipertansif hastalarda BİFRİL PLUS kontrendikedir.
Pediyatrik popülasyon (18 yaş altı):
BİFRİL PLUS'm çocuklar ve adolesanlarda güvenliliği ve etkinliği ispatlanmamıştır. Bu sebeple kullanımı önerilmez.
Geriyatrik popülasyon (65 yaş üzeri):
Normal kreatinin klerensine sahip yaşlılarda doz ayarlamasına gerek yoktur.
Kreatinin klerensi düşük olan (45 ml/dk'dan az) yaşlı hastalarda BİFRİL PLUS kullanımı önerilmez.
Kreatinin klerensi aşağıdaki Cockroft-Gault formülü kullanılarak serum kreatininden hesaplanabilir:
KrKI (ml/dk) =
[(HO-vas) x Agırlık(kg)1
72 X serum Kr (mg/dL)
Yukarıdaki yöntem erkeklerdeki kreatinin klerensini verir. Kadınlar için, elde edilen değer 0.85 ile çarpılmahdır.
4.3 Kontrendikasyonlar
• Zofenopril ya da diğer ADE inhibitörlerine aşırı duyarlılık
• Hidroklorotiyazid ya da diğer sülfonamid türevi maddelere aşın duyarlılık
• Yardımcı maddelerden herhangi birine aşırı duyarlılık
• Daha önce bir ADE inhibitörü tedavisine bağlı anjionörotik ödem hikayesi
• Kalıtımsal/idiyopatik anjiyonörotik ödem
• Şiddetli karaciğer yetmezliği
• Şiddetli böbrek yetmezliği (kreatinin klerens <30 ml/dak.)
• Bilateral renal arter stenozu veya tek böbreklilerde unilateral renal arter stenozu
• Gebelikte kullanımı kontrendikedir
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
ZOFENOPRİL
Hipotansiyon
Diğer ADE inhibitörleri ve diüretiklerde olduğu gibi, BİFRİL PLUS özellikle ilk dozdan sonra kan basıncında belirgin bir düşmeye sebep olabilir. Komplike olmayan hipertansif hastalarda semptomatik hipotansiyon enderdir.
Bu durumun diüretik tedavisi, diyette tuz kısıtlaması, diyaliz, diyare ve kusma, hacim ve elektrolit kaybına uğramış hastalarda ya da şiddetli renin bağımlı hipertansiyon hastalarında meydana gelme olasılığı fazladır (Bkz. Bölüm 4.5 ve Bölüm 4.8). Semptomatik hipotansiyon, böbrek yetmezliğinin eşlik ettiği veya etmediği şiddetli kalp yetmezliği olan hastalarda gözlenmiştir. Bu durum özellikle yüksek dozda kıvnm diüretiği kullanan hastalarda ya da hiponatremili veya fonksiyonel böbrek yetmezliği olanlarda ortaya çıkar. Semptomatik hipotansiyon riski artan hastalarda tedaviye tercihen hastane şartlarında, yakın tıbbi gözetim altında, düşük dozlarla ve doz ayarlamasını çok dikkatli yaparak başlanmalıdır. Mümkünse, BİFRİL PLUS tedavisine başlandığında diüretik tedavisi geçici olarak kesilmelidir.
Aynı durum, aşırı hipotansiyonun miyokard infarktüsü veya serebrovasküler olayla sonuçlanabilecek angina pektoris veya serebrovasküler hastalığı olan hastalar için de geçerlidir.
Hipotansiyon gelişirse, hasta sırtüstü yatırılmalıdır. Hacmin intravenöz normal şalin ile tamamlanması gerekebilir. İlk dozdan sonra hipotansiyonun oluşması, etkin müdahaleden sonra ilacın her bir bileşeni için dikkatli doz ayarlaması gerekliliğini ortadan kaldırmaz.
Renovasküler hipertansiyonlu hastalar
Bilateral renal arter stenozu ya da tek böbreklilerde tek böbreğe giden arterde stenozu olan hastalann ADE inhibitörleriyle tedavisi sırasında, şiddetli hipotansiyon ve böbrek yetmezliği riski artar. Diüretik tedavisi de buna yol açan bir faktör olabilir. Unilateral renal arter stenozu olan hastalarda, sadece serum kreatinininde hafif değişikliklerle birlikte renal fonksiyon kaybı olabilir.
Bu hastalarda, tedaviye sıkı tıbbi gözetim altında düşük dozla, dikkatli doz düzenlemesi ve böbrek fonksiyonlarının izlenmesiyle başlanmalıdır.
Böbrek yetmezliği olan hastalar
Uygun görüldüğü sürece tedavi sırasında böbrek fonksiyonları yakından takip edilmelidir. ADE inhibitörlerine bağlı böbrek yetmezliği, başlıca şiddetli kalp yetmezliği veya renal arter stenozu gibi altta yatan böbrek hastalığı bulunan hastalar için bildirilmiştir. Önceden böbrek hastalığı olmayan bazı hastalarda, özellikle eşzamanlı olarak bir diüretik de verildiğinde, kan üre ve kreatinin konsantrasyonlarında artış meydana gelmiştir. Her bir bileşenin dozunun azaltılması gerekebilir. Tedavinin ilk birkaç haftası boyunca böbrek fonksiyonlarının yakından izlenmesi önerilir.
Diyalizli hastalar
Yüksek akışlı (high-flux) poliakrilonitril membranlar (AN 69 gibi) kullanılarak diyaliz uygulanan ve ADE inhibitörleriyle tedavi edilen hastalarda, hemodiyaliz uygulamasının ilk bir iki dakikası içinde yüzde şişme, flushing, hipotansiyon ve dispne gibi anaflaktoid reaksiyonlar yaşanabilir. Bu gibi hastalarda alternatif membranlar ve alternatif bir antihipertansif ilaç kullanılması önerilir.
Hemodiyaliz uygulanan miyokard enfarktüslü hastalarda zofenoprilin etkinliği ve güvenliliği saptanmamıştır, bu sebeple bu hastalarda kullanılmamalıdır.
LDL aferezisinde olan hastalar
Dekstran sülfatla LDL aferezisi uygulanan ve ADE inhibitörleriyle tedavi edilen hastalarda, yüksek akışlı (high-flux) membranlarİa hemodiyaliz uygulanan hastalarda görülenlere benzer anaflaktoid reaksiyonlar yaşanabilir (yukanya bakınız). Bu hastalarda başka bir sınıf antihipertansif ilacm kullanılması önerilir.
Desensitizasyon süresince ya da böcek ısırmasından sonra görülen anaflaktik reaksiyonlar
Nadiren, desensitizasyon sırasında (hymenoptera venom gibi) ya da böcek ısırıkları sonrasında ADE inhibitörü kullanan hastalarda yaşamı tehdit edici boyutta anafılaktik reaksiyonlar yaşadıklan görülmüştür. Aynı hastalarda, bu reaksiyonlardan her desensitizasyon öncesinde ADE inhibitörü tedavisini geçici olarak durdurmak suretiyle sakınılabilir, ancak ilaç dikkatsizce tekrar uygulandığı takdirde bu reaksiyonlar tekrar yaşanmıştır. Bu nedenle, bu tür desensitizasyon süreçleri uygulanan ve ADE inhibitörüyle tedavi gören hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Böbrek transplantasyonu
Yakın zamanda böbrek transplantasyonu geçirmiş hastalarda BİFRİL PLUS kullanımıyla ilgili herhangi bir deneyim yoktur. Bu nedenle transplant alıcılarında kullanımı önerilmez.
Primer aldosteronizm
Primer aldosteronizm hastaları genellikle renin-anjiyotensin sisteminin inhibisyonu yoluyla etkili olan antihipertansif ürünlere yanıt vermeyeceklerdir. Bu nedenle zofenopril kullanımı önerilmez
Anjiyoödem
ADE inhibitörü ile tedavi edilen hastalarda, çoğunlukla tedavinin ilk haftalarında görülmek üzere yüz, kollar-bacaklar, dudaklar, mukoz nnembranlar, dil, glotis ve/veya larinksde anjiyoödem oluşabilir. Bununla birlikte nadir vakalarda bir anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörüyle uzun süre tedavi sonrasmda ağır anjiyoödem gelişebilir. ADE inhibitörleriyle tedavi derhal kesilmeli ve başka bir smıf antihipertansif ürünle değiştirilmelidir.
Dil, glotis ve larinksi tutan bir anjiyoödem ölümcül olabilir. Hemen verilecek lılOOO'lik subkutan adrenalin çözeltisi (0.3-0.5 mİ) ya da yavaş intravenöz adrenalin 1 mg/ml (tarif edildiği gibi seyreltilmeli), EKG ve kan basmcmm sıkı takibi ve gerekirse daha fazlasından oluşan acil tedavi sağlanmalıdır. Hasta, hastaneye yatınlmalı, en az 12-24 saat takip edilmeli ve belirtiler tamamıyla kaybolana kadar taburcu edilmemelidir.
Solunum sıkıntısı olmaksızın sadece dilde şişme olduğu durumlarda bile, antihistamin ve kortikosteroidler ile tedavi yeterli olmayabilir bu nedenle hastaların takip edilmesi gerekir. ADE inhibitörleri siyah hastalarda beyazlara göre daha yüksek oranda anjiyoödeme sebep olur.
ADE inhibitörü tedavisiyle ilgisi olmayan, anjiyoödem hikayesi olan hastalarda bir ADE inhibitörü aldıklarında anjiyoödem riski artabilir (Bkz. 4.3 Kontrendikasyonlar).
Öksürük
ADE inhibitörleriyle tedavi süresince, tedavinin kesilmesiyle kaybolacak kuru ve üretken olmayan bir öksürük oluşabilir. ADE inhibİtörüne bağlı öksürük, diferansiyel öksürük tanısı kapsamında dikkate alınmalıdır.
Karaciğer yetmezliği
Nadiren, ADE inhibitörleri kolestatik sanlıkla başlayıp fulminan hepatik nekroza ve (bazen) ölüme giden bir sendroma yol açabilirler. Bu sendromun mekanizması anlaşılamamıştır. ADE inhibitörü almakta olan hastalarda sanlık ya da karaciğer enzimlerinde belirgin yükselme olduğu zaman ADE inhibitörü kesilmeli ve uygun tıbbi takip yapılmalıdır.
Hiperkalemi
ADE inhibitörü tedavisi sırasında hiperkalemi gelişebilir. Bu etki genelde tiyazid diüretiklerin potasyum kaybettirici etkileriyle hafifleyebilir. Hiperkalemi gelişme riski altında bulunan hastalar, böbrek yetmezliği, diabetes mellitusu olanlar ya da eşzamanlı olarak potasyum tutucu diüretikler, potasyum destekleri veya potasyum içeren tuz katkıları kullananlar, ya da serum potasyumunda artışa neden olan diğer aktif maddeleri (örn. heparin) kullanan hastalardır. Yukarıda sayılan ilaçların eşzamanlı kullanımı uygun bulunmuşsa, serum potasyumunun düzenli takibi önerilir (bkz. Bölüm 4.5).
Cerrahi girişim/Anesiezi
Kompensatuar renin salınımına sekonder Anjiyotensin II formasyonunu bloke edebileceğinden, ADE inhibitörleri, genel cerrahi girişimler veya anestezi sırasında hastalarda hipotansiyon veya hatta hipotansif şoka yol açabilirler. ADE inhibitörlerini kesmek mümkün değilse, intravasküler ve plazma hacimleri dikkatlice izlenmelidir.
Aortik ve mitral valf stenozu/Hipertrofik kardiyomiyopati
Mitral valf stenozu ve sol ventriküler çıkış yolu obstrüksiyonu olan hastalarda ADE inhibitörleri dikkatli kullanılmalı ve kardiyojenik şok ve belirgin hemodinamik obstrüksiyonlarda da bunların kullanımından kaçmılmalıdır.
Nötropeni/Agranülositoz
ADE inhibitörü kullanan hastalarda nötropeni/agranülositoz, trombositopeni ve anemi bildirilmiştir. Nötropeni riski doz ve tipe bağlı gibi görünmektedir ve hastanın klinik durumuna bağlıdır. Komplike olmayan hastalarda nadiren görülür ancak böbrek yetmezliği olan hastalarda özellikle de sistemik lupus eritematozus, skleroderma gibi kollajen vasküler bir hastalıkla birlikte olduğunda, immün sistemi baskılayan ajanlarla tedavi, allopurinol ya da prokainamidle tedavi veya bu komplike faktörlerin bileşimiyle birlikte görülebilir. Bu hastaların bir kısmmda bazen yoğun antibiyotik tedavisine yanıt vermeyen ciddi enfeksiyonlar gelişmiştir.
Bu tip hastalarda zofenopril kullanılırsa, tedaviden önce, zofenopril tedavisinin ilk 3 ayı boyunca 2 haftada bir ve ondan sonra da periyodik olarak akyuvar sayımı yapılması önerilir. Lökosit sayımının yapılması gerektiğinde, tüm hastalara tedavi süresince herhangi bir enfeksiyon belirtisi gördüklerinde (örn. boğaz ağrısı, ateş) bildirmeleri söylenmelidir. Nötropeni (nötrofil sayısı 1000/mm'^'ten az) tespit edilir ya da şüphelenilirse zofenopril ve eşzamanlı diğer ilaçlar (bkz. Bölüm 4.5) bırakılmalıdır. Nötropeni, ADE inhibitörünün kesilmesiyle düzelir.
Sedef hastalığı
ADE inhibitörleri sedef hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.
Proteinüri
Özellikle böbrek fonksiyon bozukluğu bulunan ya da nispeten yüksek dozda ADE inhibitörü kullanmakta olan hastalarda proteinüri oluşabilir. Önceden böbrek hastalığı olan hastalarda tedaviden önce ve daha sonra da periyodik olarak idrarda protein hesaplaması (sabah ilk idrarda dip-stick ile) yapılmalıdır.
Diyabetik hastalar
Bir ADE inhibitörüyle tedavinin ilk ayı boyunca, daha önceden oral antidiyabetik ürünler ya da insülinle tedavi edilmiş olan diyabetik hastalarda glisemi düzeyleri yakından takip edilmelidir (bkz. Bölüm 4.5).
Lityum
Lityum ve BİF^İL PLUS kombinasyonu genellikle önerilmez (Bkz Bölüm 4.5).
Irk
Diğer anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörlerinde olduğu gibi, zofenopril siyah ırkta kan basıncını düşürmede, siyah olmayanlara göre daha az etkili olabilir.
Anjiyotensin dönüştürücü enzim siyah hastalarda siyah olmayanlara göre daha yüksek oranda anjiyoödeme sebep olur.
Gebelik
Gebelik sırasında ADE inhibitörlerinin kullanımı başlatı İm amalidir. ADE inhibitörü tedavisinin devamı gerekli olduğu düşünülmedikçe, gebeliği düşünen hastalar, gebelikte kullanımında kanıtlanmış bir güvenlilik profili bulunan alternatif anti-hipertansif tedavilere yönlendirilmelidir. Gebelik tanısı konduğunda, ADE inhibitörleri ile tedavi derhal kesilmelidir ve uygun bir tedaviye başlanmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.6).
HİDROKLOROTiYAZİD
Böbrek bozukluğu
Böbrek hastalığı olan hastalarda tiyazidler azotemiyi arttırabilir. Bu etkin maddenin kümülatif etkileri böbrek fonksiyonları bozulmuş kişilerde gelişebilir. Protein dışı azottaki artıştan anlaşılacağı üzere progresif böbrek yetmezliği belirgin hale gelirse, diüretik tedavisinin kesilmesi de dikkate alınarak tedavinin yeni baştan dikkatlice değerlendirilmesi gerekir.
Karaciğer bozukluğu
Sıvı ve elektrolit dengesindeki küçük değişiklikler hepatik komayı hızlandırabileceğinden, karaciğer fonksiyonları bozulmuş ya da ilerleyici karaciğer hastalığı olan hastalarda tiyazidler dikkatli kullanılmalıdır.
Metabolik ve endokrin etkiler
Tiyazid tedavisi glukoz toleransını bozabilir. İnsülin ya da oral hipoglisemik ajanların dozunun ayarlaması gerekebilir (bkz. Bölüm 4.5). Tiyazid tedavisi süresince maskelenmiş diyabet belirgin hale gelebilir.
Kolesterol ve trigliserid düzeylerindeki artışlar tiyazid diüretik tedavisi ile ilişkilendirilmiştir. Bazı hastalarda tiyazid tedavisi hiperürisemi ve/veya gutu hızlandırabilir.
Elektrolit dengesizliği
Diüretikle tedavi edilen her hastada olduğu gibi, uygun aralıklarla periyodik olarak serum elektrolitlerinin tayini yapılmalıdır.
Hidroklorotiyazid gibi tiyazidler sıvı ya da elektrolit dengesizliğine (hipokalemi, hiponatremi ve hipokloremik alkaloz) yol açabilirler. Sıvı ya da elektrolit dengesizliği uyarısını veren belirtiler ağız kuruluğu, susuzluk hissi, güçsüzlük, letarji, uyuşukluk, yorgunluk, kas ağrıları ya da krampları, kas yorgunluğu, hipotansiyon, oligüri, taşikardi ve bulantı ile kusma gibi gastrointestinal rahatsızlıklardır.
Tiyazid diüretiklerinin kullanımıyla hipokalemi gelişebilmekle birlikte, zofenopril ile birlikte uygulanan tedavi, diüretiğe bağlı hipokalemiyi azaltabilir. Karaciğer sirozu olan hastalarda, sık diürez yaşayan hastalarda, oral elektrolit alımı yetersiz olan hastalarda ve aynı anda kortikosteroidler ya da ACTH ile tedavi gören hastalarda hipokalemi riski en fazladır (bkz. Bölüm 4.5).
Ödemli hastalarda sıcak havalarda dilüsyonel hiponatremi görülebilir. Klorür eksikliği genellikle hafiftir ve tedavi gerektirmez.
Tiazidler üriner kalsiyum atılımmı azaltabilirler ve bilinen kalsiyum metabolizması bozukluğu olmadığı halde serum kalsiyumunda aralıklı ve hafif yükselmeye neden
olabilirler. Belirgin hiperkalsemi gizli hiperparatiroidizmin belirtisi olabilir. Paratiroid fonksiyonuyla ilgili testler yapılmadan önce tiyazidler kesilmelidir.
Tiyazidlerin magnezyumun üriner atılımmı arttırdığı gösterilmiştir, bu da hipomagnezemi ile sonuçlanabilir.
Lupus eritemaiozus
Tiyazid kullanımıyla sistemik lupus eritematozusun alevlenmesi ya da aktivasyonu bildirilmiştir.
Anti-doping testi
Bu ilaçta bulunan hidroklorotiyazid bir anti-doping testinde pozitif analitik sonuç oluşturabilir.
Diğer
Alerji ya da bronşiyal astım öyküsü olan veya olmayan hastalarda duyarlılık reaksiyonları görülebilir.
Tiyazid diüretikleri ile fotosensitivite reaksiyonları nadiren rapor edilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Tedavi sırasında fotosensitivite reaksiyonları meydana gelirse, tedavinin kesilmesi önerilir. Eğer tedavinin yeniden uygulanmasının lüzumlu olduğu karan verilirse, güneşe ya da suni UVA ışınlanna maruz kalan bölgelerin korunması önerilir.
ZOFENOPRİL/HİDROKLOROTİYAZİD KOMBİNASYONU Her bir bileşenle ilgili uyanlara ek olarak aşağıdakiler de gözlenmelidir:
Gebelik
BİFRİL PLUS kullanımı gebelikte kontrendikedir (Bkz Bölüm 4.6)
Böbrek yetmezliği olan hastalar
Böbrek fonksiyonları bozulmuş hastalarda zofenopril ve hidroklorotiyazidin etkileri düşünülürse, orta - şiddetli derecede böbrek yetmezliği olan (kreatinin klerensi <45 ml/dk) hastalara BİFRİL PLUS uygulanmamalıdır.
Hipokalemi riski
Bir ADE inhibitörü ile bir tiyazid diüretiğin kombinasyonu hipokalemi oluşma olasılığını ortadan kaldırmaz. Serum potasyumunun düzenli takibi yapılmalıdır.
Galaktoz intoleransı, Lapp laktaz eksikliği, glukoz-galaktoz malabsorpsiyonu
Bu ürün laktoz içerir. Nadir kalıtsal hastalıklar olan galaktoz intoleransı, Lapp laktaz
eksikliği veya glukoz-galaktoz malabsorpsiyonu olan hastalar bu ilacı kullanmamalıdır.
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
ZOFENOPRİL
Eşzamanlı kullanımı önerilmeyen kombinasyonlar:
Potasyum tutucu diüretikler veya potasyum suplemanları: ADE inhibitörleri diüretik kaynaklı potasyum kaybını azaltırlar. Spironolakton, triamteren ya da amilorid gibi
potasyum tutucu diüretikler veya potasyum destekleri, ya da potasyum içeren tuzlar serum potasyumunda belirgin artışa yol açabilirler. Bilinen hipokalemi nedeniyle eşzamanlı kullanım endike ise, dikkatle ve serum potasyumu ile EKG sık sık izlenerek kullanılmalıdırlar (bkz. Bölüm 4.4).
Eşzamanlı kullanımı dikkat gerektirenler:
Diüretikler (tiyazid ya da kıvrım diüretikleri): Zofenopril ile tedaviye başlanırken yüksek doz diüretiklerle önceden yapılan tedavi hacim kaybı ve hipotansiyon riski ile sonuçlanabilir (bkz. Bölüm 4.4). Hipotansif etkiler diüretiğin kesilmesiyle, hacim veya tuz aliminin arttınlmasıyla ya da tedaviye düşük dozda zofenopril ile başlanarak azaltılabilir.
Anestetik farmasötik ürünler: ADE inhibitörleri bazı anestetik farmasötik ürünlerin hipotansif etkilerini arttırabilirler.
Narkotikler/Trisiklik antidepresanlar/Antipsikotikler/Barbitüratlar: Postüral hipotansiyon gelişebilir.
Diğer antihipertansif maddeler (ör. beta blokörler, alfa blokörler, kalsiyum antagonistleri): İlave hipotansif etki ya da hipotansif etkide güçlenme olabilir. Nitrogliserin veya diğer nitratlarla ya da diğer vazodilatörlerle tedavide dikkatli olunmalıdır.
Simetidin: Hipotansif etki riskini arttırabilir.
Siklosporin: Eşzamanlı olarak ADE inhibitörleri ile birlikte kullanıldığında böbrek yetmezliği riski artar.
Allopurinol, prokainamid, sitostatik ya da immünosüpresif ajanlar: Eşzamanlı olarak ADE inhibitörleri ile birlikte kullanıldığında aşırı duyarlılık reaksiyonlan riskinde artış olur. Diğer ADE in hibitörlerinden elde edilen veriler eşzamanlı kullanım durumunda lökopeni riskinde artışı göstermektedir.
Antidiyabetikler: Nadiren ADE inhibitörleri diyabetiklerde, insülin ve sülfonilüreler gibi oral antidiyabetiklerin glukoz düşürücü etkilerini güçlendirebilmektedirler. Böyle durumlarda ADE inhibitörleriyle tedavi süresince, antidiyabetiğin dozunu azaltmak gerekli olabilir.
Yüksek akışlı diyaliz membranlanyla hemodiyaliz: Eşzamanlı olarak ADE inhibitörleri kullanıldığında anafılaksi benzeri reaksiyonların riskinde artış olur.
Sempatomimetikler: ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkilerini azaltabilirler; arzu edilen etkinin sağlandığını kesinleştirmek için hastalar dikkatlice izlenmelidir.
Antasitler: ADE inhibitörlerinin biyoyararlanımını azaltırlar.
Yiyecekler: Zofenopril emiliminin miktarını değil ama hızını azaltabilirler.
Altın: Enjektabl altın (örneğin sodyum aurothiomalat) uygulamasını takiben nitritoid reaksiyonları (yanma, bulantı, sersemlik gibi vasodilatasyon semptomlan ve çok şiddetli olabilen hipotansiyon) ADE inhibitörü tedavisi alan hastalarda daha sık rapor edilmiştir.
İlave bilgiler
CYP enzimleri; Zofenoprilin, CYP enzimleriyle metabolize olan diğer etkin maddelerle etkileşimine ait doğrudan klinik veri mevcut değildir. Bununla birlikte, Zofenopril ile yapılan
in vitro
metabolik çalışmalar, zofenoprilin CYP enzimleriyle metabolize olan aktif maddelerle potansiyel etkileşimi olmadığmı göstermiştir.
HİDROKLOROTİYAZİD
Aşağıdakilerle eşzamanlı kullanımı dikkat gerektirir:
Kolestiramin ve kolestipol reçineleri: Hidroklorotiyazid emilimi anyonik değişim reçineleri varlığında bozulur. Gerek kolestiramin gerekse kolestipol reçinelerinin tek dozlan hidroklorotiyazidi bağlar ve gastrointestinal kanaldan emilimini sırasıyla
%S5
ve %43 azaltır.
Sülfonamid diüretikler bu ilaçlardan en az bir saat önce ya da dört ila altı saat sonra alınmalıdır.
Kortikosteroidler, ACTH, amfoterisin B (parenteral), karbenoksolon, stimülan laksatifler: Hidroklorotiyazid ile birlikte uygulandığmda elektrolit kaybı şiddetlenebilir, özellikle hipokalemi olabilir.
Kalsiyum tuzlan: Tiyazid diüretikleriyle birlikte uygulandığında azalmış atılıma bağlı olarak serum kalsiyum düzeyleri artabilir.
Kardiyak glikozidler: Tiyazide bağlı hipokalemi veya hipomagnezemi, digitale bağlı kardiyak aritmiye neden olur.
Torsade de pointes ile ilişkili ilaçlar: Hipokalemi riski nedeniyle, hidroklorotiyazid, bazı antiaritmikler, bazı antipsikotikler gibi torsade de pointes ile ilişkili ilaçlar ve torsade de pointes oluşturduğu bilinen diğer ilaçlar ile birlikte kullanıldığında dikkatli olunmalıdır.
Pressör aminler (öm. adrenalin): Pressör aminlere olasılıkla azalmış, ancak
hidroklorotiyazidle birlikte kullanımını engellemeye yeterli olmayan yanıt söz konusudur.
Kas gevşeticiler, non-depolarizanlar (ör. tubokürarin): Hidroklorotiazid ile birlikte kullanıldığında kas gevşeticilere yanıt olasılığı artar.
Amantadin: Tiyazid, amantadinin neden olacağı istenmeyen etkilerin riskini arttırabilir.
Gut tedavisinde kullanılan ilaçlar (probenesid, sülfmpirazon, allopürinol): Hidroklorotiyazid, serum ürik asit düzeyini yükseltebileceğinden ürikozürik ilaçların doz ayarlaması gerekli olabilir. Probenesid ya da sülfınpirazonda doz artınmı gerekli olabilir. Tiyazid diüretiklerinin birlikte uygulanması allopürinole karşı aşırı duyarlılık reaksiyonlarını arttırabilir.
ilave bilgiler
Laboratuvar test etkileşimleri: Kalsiyum metabolizması üzerine olan etkilerinden dolayı, tiyazidler paratiroid işlevi ile ilgili testlerle etkileşebilirler.
ZOFENOPRİL/HİDROKLOROTİYAZİD KOMBİNASYONU
Her bir bileşenle ilgili etkileşimlere ek olarak aşağıdakiler gözlenmelidir:
Eş zamanlı kullanımı önerilmeyen kombinasyonlar
Lityum: Tiyazid diüretiklerinin eşzamanlı kullanımı lityum toksisitesi riskini arttırabilir ve ADE inhibitörleriyle zaten artmış olan lityum toksisitesi riski daha da artabilir.
Bu nedenle, BİFRİL PLUS lityum ile birlikte önerilmez ve eğer kombinasyon mutlaka gerekliyse serum lityum düzeylerinin dikkatlice takibi yapılmalıdır.
Klinik biyokimya: Tiyazid herhangi bir tiroid rahatsızlığı belirtisi göstermeksizin serum FBI (proteine bağlı iyot) düzeylerini azaltabilir.
Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlar (ASA >3 g/gün dahil): Nonsteroid antiinflamatuvar ilaçlarm kullanımı ADE inhibitörleri ve diüretiklerin antihipertansif etkilerini azaltabilir. Aynca NSAİİ'ler ve ADE inhibitörlerinin, böbrek fonksiyonunu azaltabilirken, serum potasyumundaki artış üzerinde ek bir etki yaptıkları belirtilmiştir. Bu etkiler prensip olarak geri dönüşlüdür ve özellikle böbrek fonksiyonları bozulmuş hastalarda ortaya çıkarlar. Nadiren, özellikle yaşlılar ve dehidrate olanlar gibi anormal böbrek fonksiyonları olan hastalarda akut böbrek yetmezliği gelişebilir.
Alkol: ADE inhibitörü ve hidroklorotiyazidin hipotansif etkisini arttırır.
Trimetoprim: ADE inhibitörleri ve hidroklorotiyazid ile birlikte trimetoprimin
uygulanması hiperkalemi riskini arttmr.
4.6 Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye:
Gebelik kategorisi: Gebeliğin ilk trimesteri için C, ikinci ve üçüncü trimesteri için D
Çocuk Doğurma Potansiyeli Bulunan Kadınlar/Doğum Kontrolü (Kontrasepsiyon)
Gebelik planlandığı veya meydana geldiğinde, ADE inhibitörleri derhal kesilmeli ve mümkün olduğunca hızlı bir şekilde alternatif bir tedaviye geçilmelidir.
Gebelik dönemi
Zofenopril ve hidroklorotiyazid
Bu kombinasyon üründeki ayn ayrı bileşenlerin gebelik üzerindeki etkileri göz önünde bulundurularak, BİFRİL PLUS'm gebelikte kullanımı kontrendikedir (Bkz Bölüm 4.3 ve 4.4).
Zofenopril
ADE inhibitörü tedavisi devamının gerekli olduğu düşünülmedikçe, gebeliği düşünen hastalar, gebelikte kullanımda kanıtlanmış bir güvenlilik profiline sahip alternatif antihipertansif tedavilere geçirilmelidir. Gebelik teşhis edildiğinde, ADE inhibitörleri ile tedavi hemen kesilmeli ve uygun olduğu durumlarda alternatif bir tedaviye başlanmalıdır. Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimestrinde ADE inhibitörleriyle tedavinin insan fetotoksisitesine (böbrek fonksiyonu yetmezliği, oligohidramnios ve kafatası kemikleşmesinde gecikme) ve neonatal toksisiteye (böbrek yetmezliği, hipotansiyon, hiperkalemi) sebep olduğu bilinmektedir (Bkz. Bölüm 5.3). Gebeliğin ikinci trimestrinde ADE inhibitörlerine maruz kalınmışsa, böbrek fonksiyonlarının ve kafatasının ultrasonla kontrolü önerilir. Anneleri ADE inhibitörleri alan bebekler hipotansiyon açısmdan yakın takibe alınmalıdır (Bkz Bölüm 4.3 ve 4.4).
Hidroklorotiyazid
Gebelik süresince, özellikle ilk trimestr döneminde hidroklorotiyazid kullanımı için sınırlı deneyim vardır. Hayvan çalışmalan yetersizdir.
Hidroklorotiyazid plasentayı geçer. Hidroklorotiyazidin farmakolojik etki mekanizması temelinde ikinci ve üçüncü trimestr döneminde kullanımı fetüs-plasenta perfüzyonunu tehlikeye atabilir ve fetüs ve yeni doğan üzerinde sarılık, elektrolit dengesinin bozulması ve trombositopeni gibi etkilere yol açabilir.
Hidroklorotiyazid, plazma hacmi azalması ve plasental hipoperfüzyon riski sebebiyle gebelik ödemi, gebelik hipertansiyonu veya preeklampsi için hastalığın gidişatı üzerinde faydalı bir etki olmaksızın kullanılmamalıdır.
Hidroklorotiyazid başka bir tedavinin kullanılamadığı nadir durumlar haricinde hamile kadınlarda esansiyel hipertansiyon için kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Emzirme süresince BİFRİL PLUS kullanımı ile ilgili bilgi bulunmadığından, BİFRİL PLUS önerilmemektedir ve emzirme boyunca Özellikle yenidoğan ya da preterm bebek emziriliyorsa güvenlilik profilinin daha iyi olduğu ispatlanmış bir alternatif tedavi tercih edilmelidir.
Üreme yeteneği/ Fertilite
BİFT^İL PLUS'm üreme yeteneği/fertilite üzerine etkileri bilinmemektedir.
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma becerisi üzerindeki etkilerle ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Araç ya da makineleri kullanırken duruma göre uyuklama, baş dönmesi ya da yorgunluk görülebileceği hatırlanmalıdır.
4.8 İstenmeyen etkiler
Zofenopril ve Hidroklorotiyazid almak üzere randomize edilmiş 597 hastayı içine alan kontrollü klinik çalışmalarda, bu kombinasyon ürününden beklenmeyen bir advers etki gözlenmemiştir. Advers reaksiyonlar daha önceden Zofenopril Kalsiyum ve Hidroklorotiyazid için bildirilenlerle sınırlı kalmıştır. İstenmeyen etkilerin sıklığı hastaların yaş ve cinsiyetiyle herhangi bir korelasyon göstermemiştir.
Aşağıdaki tabloda klinik çalışmalarda bildirilmiş olan, Zofenopril/Hidroklorotiyazid 30/12.5 tedavisiyle en azından belki-muhtemelen ilişkili olan tüm advers reaksiyonlar gösterilmiştir. Vücut sistemine göre sıralanmışlardır ve görülme sıklıkları şu kurala göre gruplandırılmıştır: çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100, ila <1/10); yaygın olmayan
(> 1/1000 ila <1/100); seyrek (> 1/10,000, ila <1/1000); çok seyrek {< 1/10,000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle saptanamıyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygm olmayan: Enfeksiyon, bronşit, farenjit
Metabolizma ve beslenme hastalıklan
Yaygm olmayan: Hiperkolesterolemi, hiperglisemi, hiperlipemi, hipokalemi, hiperkalemi, hiperürisemi
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygm olmayan: Uykusuzluk
Sinir sistemi bastalıkları
Yaygm: Baş dönmesi, baş ağnsı
Yaygın olmayan: Somnolans, senkop, hipertoni
Kardiyak hastalıklar
Yaygm olmayan: Anjina pektoris, atriyal fıbrilasyon, miyokard infarktüsü, palpitasyonlar
Vasküler hastalıklar
Yaygm olmayan: Flushing, hipotansiyon, hipertansiyon
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastahklar
Yaygm: Öksürük Yaygın olmayan: Dispne
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın olmayan: Bulantı, dispepsi, gastrit, jinjivit, ağız kuruluğu, abdominal ağrı
Deri ve derialtı doku bozuklukları
Yaygın olmayan: Anjiyonörotik ödem, psoriazis, akne, cilt kuruluğu, pruritus, ürtiker
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygm olmayan: Sırt ağrısı
Böbrek ve idrar hastalıkları
Yaygm olmayan: Poliüri
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygm olmayan: Asteni, soğuk algınlığı benzeri hastalık, periferik ödem
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygm olmayan: Erektil disfonksiyon
Araştırmalar
Yaygın olmayan: Kreatinin artışı, karaciğer fonksiyon testlerinde artış
Ayrı ayrı bileşenler hakkında ek bilgi:
Monoterapi olarak verilen her bir bileşenle oluştuğu bilinen advers etkiler, BİFRİL PLUS tedavisi boyunca oluşabilir.
Zofenopril
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş dönmesi, başağrısı
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları
Yaygın: Öksürük
Gastrointestinal hastahklar
Yaygm: Bulantı/kusma
Deri ve derialtı doku hastahkları
Yaygm olmayan: Döküntü Seyrek: Anjiyoödem
Kas-lskelet bozuklukları bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygm olmayan: Kas krampı
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastahklar
Yaygm: Yorgunluk Yaygm olmayan: Asteni.
Zofenopril ile tedavi edilen hastalarda klinik çalışmalarda en yaygın görülen tipik ADE inhibitörü yan etkileri aşağıdadır:
Kan ve lenf sistemi hastahkları
Az sayıda hastada, agranülositoz ve pansitopeni bildirilmiştir.
Glukoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği olan hastalarda hemolitik anemi bildirilmiştir.
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok seyrek hipoglisemi
Psikiyatrik hastahklar
Seyrek: Depresyon, ruh hali değişiklikleri, uyku, konfüzyonel durum.
Sinir sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Parestezi, tat duyusunda değişiklikler, denge bozukluğu
Göz hastalıkları
Seyrek: Bulanık görme
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Seyrek: Kulak çınlaması
Kardiyak hastalıklar
ADE inhibitörleri için, hipotansiyonla bağlantılı olarak taşikardi, palpitasyon, aritmi, angina pektoris, miyokard infarktüsü vakaları bildirilmiştir.
Vasküler hastahklar
Tedaviye başlanmasından ya da artırılmasından sonra ağır hipotansiyon görülmüştür. Bu özellikle belirli risk gruplarında olur (Bkz Özel kullanım uyanları ve önlemleri). Hipotansiyona bağlı olarak baş dönmesi, güçsüzlük hissi, görme bozukluğu gibi semptomlar nadiren bihnç kaybı (senkop) ile birlikte görülebilir.
Seyrek: Yüzde kızarma
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Seyrek: Dispne, sinüzit, rinit, glossit, bronşit ve bronkospazm bildirilmiştir. ADE inhibitörleri küçük sayıda hastada yüz ve orofarengeal dokuları kapsayan anjiyonörötik ödem ile ilişkilendirilmiştir. Münferit vakalarda üst solunum yollarını tutan anjiyonörotik ödem, ölümcül hava yolu obstrüksiyonlanna neden olmuştur.
Gastrointestinal hastahklar
Seyrek: Abdominal ağrı, diyare, konstipasyon ve ağız kuruluğu görülebilir. ADE inhibitörleri ile bağlantılı olarak pankreatit ve ileus vakaları tanımlamıştır.
Çok seyrek olarak ince barsak anjiyoödem
Hepato-bilier hastalıklar
ADE inhibitörleri ile bağlantılı olarak koiestatik sarılık ve hepatit vakaları tanımlamıştır.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Pruritus, ürtiker, eritema multiform, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermik nekroliz, sedef benzeri bulgular, alopesi gibi aleıjik ve aşırı duyarlılık reaksiyonları oluşur. Bu duruma ateş, kas ağrısı, ekrem ağrısı, eozinofıli ve/veya artmış ANA titreleri eşlik edebilir.
Seyrek: terlemede artış bildirilmiştir.
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın olmayan: kas ağrısı görülebilir.
Böbrek ve idrar hastalıkları: Böbrek yetmezliği oluşabilir ya da büyüyebilir. Akut böbrek yetmezliği bildirilmiştir (Bkz Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Seyrek: Miksiyon bozukluklan gözlenmiştir.
Üreme sistemi ve göğüs bozuklukları
Seyrek: Erektil fonksiyon bozukluğu
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıkları
Çok seyrek: Periferal ödem ve göğüs ağrısı
Araştırmalar
Özellikle böbrek yetmezliği, ağır kalp yetmezliği ve renovasküler hipertansiyon varlığında, ilacın kesilmesiyle reversible olan kan üre ve plazma kreatininde artışlar görülebilir. Birkaç hastada hemoglobin, hemotokrit, trombosit ve beyaz kan hücrelerinin sayısında düşüş rapor edilmiştir.
Karaciğer enzimleri ve biluribinin serum düzeylerinin yükselmesi de bildirilmiştir.
Hidroklorotivazid
Tek başına hidroklorotiyazid kullanımıyla bildirilen advers etkiler şunlardır:
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Lökopeni, nötropeni, agranülositoz, trombositopeni, aplastik anemi, hemolitik anemi, kemik iliği depresyonu
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Anafilaktik reaksiyon
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygın: Hiperürisemi
Yaygın: Elektrolit dengesizlik (hiponatremi, hipokalemi, hipomagnezemi, hipokloremi, hiperkalsemi dahil), hiperglisemi, hiperamilazemi Yaygın olmayan: Anoreksi Seyrek: Dehidrasyon
Çok seyrek: Gut, diabetes mellitus, metabolik alkoloz
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın: Konfüzyon, sersemlik hissi
Seyrek: Kayıtsızlık, depresyon, sinir hali, yorgunluk, uyku bozuklukları
Sinir sistemi hastalıkları
Seyrek: Konvulsiyonlar, baş ağrısı, parestezi, parezi Çok seyrek: Bilinç bulanıklığı, koma
Göz hastalıkları
Yaygın olmayan: Miyopi (kötüleşmiş)
Seyrek: Ksantopsi, geçici görme bulanıklığı, gözyaşı azalması
Kulak ve iç kulak hastahkları
Seyrek: Vertigo
Kardiyak hastahklar
Seyrek: Kardiyak aritmiler, palpitasyonlar
Vasküler hastalıklar
Yaygın olmayan: Ortostatik hipotansiyon Seyrek: Trombozis, embolizm, şok
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları
Seyrek: Pnönnoni, intertisyel akciğer hastalığı, pulmoner ödem
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Karın ağrısı, konstipasyon, diyare, bulantı, kusma, mide rahatsızlığı, flatulans Seyrek: Pankreatit, siyaladenit, ağız kuruluğu Çok seyrek: ileus paraiitik
Hepatobiliyer hastalıklar
Seyrek: Kolestatik sanlık, kolesistit
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Pruritus, purpura, ürtiker, ışığa duyarlılık reaksiyonları, döküntü Seyrek: KutanÖz lupus eritematosus, nekrotizan vaskülit, toksik epidermal nekroİiz
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastahkları
Yaygın olmayan: Kas spazmı, miyalji
Böbrek ve İdrar hastalıkları
Yaygın: Glikozüri
Seyrek: Böbrek disfonksiyonu, akut böbrek yetmezliği, interstisyel nefrit
Üreme sistemi ve göğüs bozuklukları
Yaygın olmayan; Erektil fonksiyon bozukluğu
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Seyrek: Asteni, pireksi, yorgunluk, susuzluk
Araştırmalar
Çok yaygın: Kolestrol ve trigliserid artışı Seyrek: Elektrokardiyogram değişikliği
4.9 Doz aşımı ve tedavisi
Doz aşımı semptomları şiddetli hipotansiyon, şok, stupor, bradikardi, elektrolit bozuklukları ve böbrek yetmezliğidir.
Tedavi semptomatik ve destekleyicidir. Aşın doz alımmdan sonra, hasta tercihen bir yoğun bakım ünitesinde sıkı gözetim altında tutulmalıdır. Serum elektrolitleri ve kreatinin sıkça takip edilmelidir. Terapötik ölçütler semptomların doğası ve şiddetine bağlıdır. Alım yeniyse, gastrik lavaj ve adsorbanlar ile sodyum sülfat uygulanması gibi emilimi önlemeye yönelik önlemler gündeme gelebilir. Hipotansiyon oluşursa, hasta şok pozisyonuna getirilmeli ve hacim arttırıcıların akılcı biçimde kullanımı ve/veya anjiyotensin II ile tedavi düşünülmelidir. Bradikardi ve büyük vagal reaksiyonlar atropin uygulaması ile tedavi edilmelidir. Pacemaker kullanımı düşünülebilir. ADE inhibitörleri hemodiyaliz ile dolaşımdan uzaklaştırılabilir. Yüksek akımlı poliakrilonitril membranlann kullanımmdan kaçınılmalıdır.
Hidroklorotiyazidle doz aşımında artmış diürezin sonucu olarak elektrolit kaybı (hipokalemi, hipokloremi) ve dehidratasyon görülür. Doz aşımının en sık belirti ve semptomlan bulantı ve somnolanstır. Hipokalemi kas spazmı ve/veya digitali^ glikozidleri ya da belirli antiaritmik farmasötik ürünlerin bir arada kullanımıyla ilişkili aritmiler olan hızlı kardiyak aritmilerle sonuçlanabilir
5 FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER 5.1 Farmakodinami k özellikler
Farmakoterapötik grup: ADE inhibitörleri ve diüretikler ATC kodu; C09B A 15
Zofenopril ve Hidroklorotiyazid kombinasyon tabletleri
BİFRİL PLUS, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörü olan Zofenopril ve tiyazid grubu bir diüretik olan hidroklorotiyazid içeren sabit dozlu bir kombinasyon ürünüdür. Her iki bileşenin birbirlerini tamamlayıcı etki mekanizması vardır ve aditif antihipertansif etkiye sahiplerdir.
Zofenopril, anjiyotensin Fin vazokonstriktör peptid anjiyotensin IFye dönüşümünü katalize eden enzimi bloke edebilen bir sülfidril ADE inhibitörüdür, böylelikle vazopressör etkinlik ve aldosteron salınımı azalır. Bu ikinci azalma sodyum ve sıvı kaybı ile beraber serum potasyum konsantrasyonunda bir artışa yol açabilir. Anjiyotensin Il'nin renin sekresyonu üzerindeki negatif feedback etkisinin kesilmesi plazma renin aktivitesinde artışa neden olur. Zofenoprilin kan basıncını azaltma mekanizmasının, öncelikle renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin baskılanması olduğuna inanılmaktadır. ADE, ADE inhibitörlerinin terapötik etkinliğinde rol oynadığı sanılan güçlü bir vazodilatör peptid olan bradikinini parçalayıcı bir enzim olan kininaz Il'ye eşdeğerdir.
Hidroklorotiyazid diüretik ve antihipertansif bir ajandır. Elektrolit geri emiliminin distal renal tübüler mekanizmasını etkiler. Hidroklorotiyazid sodyum ve klorür atıhmını yaklaşık eşit miktarlarda arttırır. Sodyum atılımına (natriürez) bir miktar potasyum ve bikarbonat kaybı eşlik edebilir. Muhtemelen renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin blokajından, aynı anda zofenoprilin uygulanması bu diüretiklerle ilişkili olan potasyum kaybını tersine döndürme eğilimi gösterir. Hidroklorotiyazid ile diürez 2 saat içinde başlar, yaklaşık 4 saatte doruğa ulaşır ve yaklaşık 6 ila 12 saat sürer.
5.2 Farmakokinetik özellikler Genel özellikler;
Zofenopril ve hidroklorotiyazidin eşzamanlı uygulanmasının her iki etkin maddenin biyoyararianımı üzerinde çok az etkisi vardır ya da hiç yoktur. Kombinasyon tableti, ayn ayrı etkin maddelerin bir arada uygulanışı ile biyoeşdeğerdir.
Zofenopril bir ön ilaçtır, zira aktif inhibitör tio-ester hidrolizinden oluşan serbest sülfıdril bileşiği olan Zofenopril attır.
Emilim:
Zofenopril oral yoldan hızla ve tam olarak absorbe edilir ve hemen tamamen zofenoprilata dönüştürülür. Zofenoprilat, oral zofenopril dozunu takiben 1.5 saat sonra pik kan düzeylerine ulaşır. Tek doz kinetiği 10-80 mg Zofenopril doz aralığında doğrusaldır ve 3 hafta boyunca 15-60 mg zofenopril uygulamasından sonra vücutta birikim görülmez. Gastrointestinal yolda besin varlığı absorpsiyonun miktarını değil ama hızını azaltır ve zofenopril atın EAA değerleri açlık ve tokluk durumunda hemen hemen aynıdır.
Hidroklorotiyazid ora! uygulamayı takiben iyi absorbe olur (%65-75). Plazma
konsantrasyonları uygulanan dozla doğrusal ilişkilidir. Hidroklorotiyazidin absorbsiyonu intestinal geçiş süresine bağlıdır; intestinal geçiş zamanı yavaş olduğunda, örneğin ^ besinlerle alındığında emilim artar. Plazma düzeyleri en az 24 saat boyunca izlendiğinde,
W plazma yarılanma ömrünün 5.6 ile 14.8 saat arasında değiştiği ve doruk plazma değerine
dozdan sonra 1 ve 5 saat arasında ulaştığı gözlenmiştir.
Dağılım
:
Zofenoprilin radyoişaretli bir dozundan sonra ex vivo olarak ölçülen dolaşımdaki radyoaktivitenin yaklaşık %88'i plazma proteinlerine bağlıdır ve kararlı durum dağılım hacmi 96 litredir.
Tiyazidler vücut sıvılarına geniş olarak dağılırlar ve yerine geçilen moleküller en fazla bağlanmak üzere, plazma proteinlerine (%92), özellikle albümine büyük oranda
bağlanırlar. Bu da ilk ürünlere göre daha düşük bir renal klerensle ve daha uzamış bir etki süresiyle sonuçlanır. Hidroklorotiyazid plazma düzeyleri ile kan basıncının azalma derecesi arasında herhangi bir ilişki ortaya konmamıştır.
B i votransformas yon:
Zofenoprilin radyoişaretli bir dozundan sonra insan idrarında üriner radyoaktivitenin %76'sını oluşturan sekiz metabolit saptanmıştır. Başlıca metabolit, glukuronid A konjugasyonu (%17), siklizasyon ve tiol grubunun glukuronid konjugasyonu (%13),
sistein konjugasyonu (%9) ve S-metilasyon (%8) gibi birkaç farklı yoldan metabolize olan zofenoprilattır (%22).
Eliminasvon:
İntravenöz uygulanan radyoişaretli zofenoprilat, idrar (%76) ve feçesle (%16) elimine edilirken, radyoişaretli zofenopril atın oral bir dozundan sonra idrar ve feçeste saptanan radyoaktivite sırasıyla %69 ve %26 olması dual bir eliminasyon yolu olduğunu göstermektedir (böbrek ve karaciğer). Zofenopril kalsiyumun oral bir dozundan sonra, zofenoprilatın yarılanma ömrü 5.5 saattir ve toplam vücut klerensi 1300 ml/dk'dır.
Hidroklorotiyazid başlıca böbrek yoluyla atılır. Tiyazidin çoğu idrarla değişmemiş olarak atılır ve hidroklorotiyazidin %95'ten fazlası oral dozdan 3-6 saat sonra değişmemiş olarak idrarda belirir. Böbrek hastalarında, hidroklorotiyazidin plazma konsantrasyonları
artmıştır ve eliminasyon yarılanma ömrü uzamıştır. Hidroklorotiyazid plasental bariyeri geçer ama kan-beyin bariyerini aşamaz
Doğrusallık/do^sal olmayan durum:
Zofenopril doğrusal farmakokinetik gösterir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaslılarda farmakokinetik:
Yaşlılarda, renal fonksiyonlar normal ise doz ayarlamasına gerek yoktur.
Renal fonksiyon bozukluğunda farmakokinetik:
Radyoişaretli zofenoprilin oral uygulamasından sonra ölçülen zofenoprilatın anahtar farmakokinetik parametrelerin karşılaştın İmasın a dayanılarak, hafif böbrek yetmezliği olan hastalar (kreatinin klerensi >45 ye <90 ml/dk) zofenoprili vücuttan normal bireylerle (kreatinin klerensi >90 ml/dk) aynı hızda elimine etmektedir.
Orta ile şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda (7—44 ml/dk), eliminasyon hızı normale göre yaklaşık %50 azalmıştır.
Hemodiyaliz ve periton diyalizi gören son evre böbrek hastalığı olan hastalarda eliminasyon hızı normale göre %25 azalmıştır.
Karaciğer fonksiyon bozukluğunda farmakokinetik:
Radyoişaretli zofenopril kalsiyumun tek dozlarının verildiği hafif ve orta hepatik disfonksiyonlu hastalarda, zofenoprilat için Cmax ve Tmax değerleri normal bireylerdekilerle aynıdır. Ancak, sirozlu hastalarda EAA değerleri normal bireyler için elde edilenin iki katıdır. Bu durum, hafif ve orta hepatik disfonksiyonlu hastalar için zofenoprilin başlama dozunun, normal hepatik fonksiyonlu hastalarınkinin yansı olması gerektiğini göstermektedir.
Şiddetli hepatik fonksiyon bozukluğu olan hastalarda zofenopril ve zofenoprilatın farmakokinetik verileri olmadığmdan zofenopril bu hastalarda kontrendikedir.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Sabit kombinasyonlu zofenopril/hidroklorotiyazid, akut toksisite, tekrarlanan doz toksisitesi ve genotoksisite çalışmalannda insan kullanımı açısından özel bir risk göstermemiştir.
Kombinasyonun reprodüktif toksisitesi sıçanlar ve tavşanlar üzerinde çalışılmış ve zofenopril ile HCTZ'nin teratojenik olduğu gösterilmemiştir. Bununla birlikte gebe sıçan ve tavşanlarda kombinasyon, zofenoprilin tek başına oluşturduğu matemal toksisiteyi belirgin biçimde arttırmıştır.
Kombine zofenopril/hidroklorotiyazid ile karsinojenisite çalışması yapılmamıştır.
Tek başına zofenopril ile fare ve sıçanlarda yapılmış olan karsinojenisite çalışmalarında karsinojenisite bulgusu görülmemiştir.
HCTZ preklinik çalışmalan, konvansiyonel güvenlilik farmakolojisi çalışmalan, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite ve karsinojenik potansiyel temel alındığında insanlar için hiçbir özel risk görülmemiştir.
6 FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Çekirdek:
Mikrokristal sellüloz Laktoz monohidrat (56,20 mg)
Mısır nişastası Hipromelloz Kollaidal anhidr silika Magnezyum stearat
Kaplama:
Opadry Pink 02B24436:
Hipromelloz Titanyum dioksit (E171)
Makrogol 400
Kırmızı demir oksit {E 172)
Makrogol 6000
6.2 Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3 Raf ömrü
36 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel uyarılar
25°C'nin altında oda sıcaklığında saklayınız.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
PVDC kaplı PVC/Alüminyum blisterler.
28 film kaplı tabletli ambalajlar
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler yada atık materyaller "Tıbbi ürünlerin kontrolü yönetmeliği' ve "Ambalaj atıklarının Kontrolü yönetmeliklerine“ uygun olarak imha edilmelidir,
7 RUHSAT SAHİBİ
Ulagaylar İlaç Sanayi ve Tic. A.Ş.
Davutpaşa Cad. No: 12 (34010) Topkapı-İSTANBUL Tel.: (212) 467 11 11 Faks: (212)467 12 12
8 RUHSAT NUMARASI
123/58
9 İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk nıhsatlandırma tarihi: 26.11.2007 Son yenileme tarihi:
10 KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ