Sindirim Sistemi ve Metabolizma » Mide İlaçları » Peptik Ülser ve Gastro-Özofageal Reflü İlaçları » Proton Pompası İnhibitörleri » Lansoprazol
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI LAPİLORİ* 30 mg Mikropellet Kapsül
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF TERKİBİ Etkin maüdc:
Lansoprazol 30.00 mg
Yardımcı maddeler:
Mannitol 33.60 mg
Sukroz 124.165 mg
Şeker küreleri (sukroz) 80.718 mg
Disodyum hidrojen fosfat 1.906 mg
Metil paraben sodyum 0.035 mg
Propil paraben sodyum 0.007 mg
Yardımcı maddeler için Bölüm 6.1'e bakmız.
3. FARMASÖTİK FORM
Mikropellet kapsül
Sert jelatin kapsüller içinde beyaz-beyazmısı renkte pelletler içerir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.L Tcrapötik Endikasyonlar
• Aktif duodenal ülser,
• Ilelicohacler pylori
enfeksiyonu ile seyreden duodenal ülser,
• Aktif benin gastrik ülser,
• NSAİ ilaçlarla ilişkili gastrik ülser,
• Gastroözofajeal reflü hastalığı ve erozif özofajit,
• Zollinger-Ellison sendromunun da dahil olduğu patolojik hipersekresyon durumları
4.2. Pozoloji ve Kullanım Şekli Pozoloji:
Doktor tarafından başka şekilde önerilmediği takdirde lansoprazolün mutad dozları aşağıdadır:
Duodenal ülser: Önerilen oral doz 2 hafta süreyle günde 1 kez 30 mg'dır. Yeterli tedavi olmaması durumunda bu dozda 2 hafta daha kullanılır. İdame tedavisi ise günde 1 kez 15 mg'dır.
Duodenal ülser rekürrensi riskini azaltmak için
H. Pylori
eradikasyonu: Üçlü tedavi rejiminde; 7 gün süreyle günde 2 kez (12 saat arayla) 30 mg lansoprazol, 1 g amoksisilin ve 500 mg klaritromisin birlikte uygulanır. İkili tedavi rejiminde ise; 14 gün süreyle günde 3 kez (8 saat arayla) 30 mg lansoprazol ile 1 g amoksisilin birlikte uygulanır.
Gastrik ülser: Önerilen oral doz 4 haftaya kadar günde 1 kez 30 mg'dır. Bu süre içinde tedavi olmazsa aynı dozda 4 hafta daha kullanılabilir.
NSAİ ilaçlarla ilişkili gastrik ülser: Önerilen oral doz 4 hafta günde 1 kez 30 mg'dır. Yeterli tedavi olmaması durumunda 4 hafta daha kullanılır. Risk altındaki hastalarda veya iyileşmeyen ülserlerde daha uzun süre kullamlabilir.
Gastroözofajeal reflü hastalığı ve erozif özofajitin kısa süreli tedavileri:
Önerilen oral doz günde 1 kez 15 mg ya da 30 mg'dır. Lansoprazol etkisini kısa sürede gösterir. Önerilen günde 1 kez 30 mg oral uygulama 4 hafta içinde etkisini göstermez ise başka tetkikler önerilir.
Erozif özafajitte önerilen oral doz 8 haftaya kadar, günde 1 kez 30 mg'dır. 8 haftalık tedaviye cevap vermeyen hastalarda (%5-10) 8 haftalık ek bir tedavi daha uygulanabilir. İdame tedavisi ise günde 1 kez 15 mg'dır.
Zollinger-Ellison sendromunun da dahil olduğu patolojik hipersekresyon durumları: Önerilen oral başlangıç dozu günde 1 kez 60 mg'dır. Doz ve tedavi süresi hastanın ihtiyacına göre belirlenmelidir. Günde 2 kez 90 mg'a kadar uygulama yapılan hastalar vardır. 120 mg'dan daha yüksek olan günlük dozlar
bölünerek uygulanmalıdır. Aralık vermeden dört yıl süre ile lansoprazol kullanan hastalar bildirilmiştir.
Uygulama şekli:
Lansoprozol yemeklerden önce oral olarak alınmalıdır. Kahvaltıdan önce alınması idealdir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlanması gerekmez.
Karaciğer yetmezliği:
Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz düşürülmeli veya doz aralığı açılmalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda klerensin azalması nedeniyle doz ayarlaması gerekebilir. Klinik zorunluluk yoksa günlük 30 mg dozun aşılmaması gerekir.
4.3. Kontrendikasyonları
* * *
LAPILORI Mikropellet Kapsül, içeriğindeki etkin maddeye (lansoprazol) veya diğer bileşenlerinden herhangi bir maddeye karşı hassasiyeti olanlarda kontrendikedir.
4.4. Özel Uyarılar ve Özel Kullanım Tedbirleri
Lansoprazol tedavisi gastrik malignite belirtilerini maskeleyebilir. Bu nedenle hastalar tedaviye başlamadan önce gastrik malignite olasılığı açısından değerlendirilmelidir.
Lansoprazole bağlı azalan gastrik asitliğin gastrointestinal sistemde normalde yer alan bakterilerin gastrik miktannı arttırması beklenir.
Lansoprazol tedavisi,
SalmonellaCampyIobacter
gibi gastrointestinal enfeksiyonlann riskinin kısmen artmasına neden olabilir.
Uzun dönem omeprazol tedavisi ile atrofik gastrit görülmüştür. Bu lansoprazol ile de görülebilir.
Peptik ülser tedavisinde, mütemadiyen NSAID tedavisi alma ihtiyacı olan yüksek riskli hastalarda kontrollü davranılmalıdır.
Kemik kırığı:
Yayınlanmış çeşitli gözlemsel çalışmalar, proton pompası inhibitörü (PPl) tedavisinin, kalça, el bileği ya da omurgada osteoporoza bağlı kırık riskinde bir artışla ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Çoklu günlük dozlar ve uzun süreli PPl tedavisi (bir yıl ya da daha fazla) şeklinde tanımlanan yüksek doz alan hastalarda kırık riski artmıştır. Hastalar, tedavi edildikleri durum için uygun olan en düşük dozda ve en kısa süreli PPl tedavisini almalıdırlar.
I lipomagnezemi:
PPriarla en az 3 ay süreyle tedavi edilen hastalarda ve çoğu olguda da bir yıl tedaviden sonra nadiren semptomatik ve asemptomatik hipomagnezemi bildirilmiştir. Ciddi advers olaylar tetani, aritmiler ve nöbetleri içermektedir. Çoğu hastada hipomagnezemi tedavisi magnezyum replasmanını ve PPl tedavisinin kesilmesini gerektirmektedir. Uzun süre tedavi alması beklenen ya da PPI'ları digoksin gibi ilaçlar ya da hipomagnezemiye neden olabilecek ilaçlarla (örn. diüretikler) birlikte alan hastalar için, sağlık mesleği mensupları PPl tedavisine başlamadan önce ve daha sonra periyodik olarak magnezyum düzeylerini takip edebilirler.
Nöroendokrin tümörler için yapılan incelemelerle etkileşimler:
Gastrik asit düzeyindeki ilaç kaynaklı azalmalara sekonder olarak serum kromogranin A (CgA) düzeyleri artmaktadır. Artmış CgA düzeyi nöroendokrin tümörler için yapılan tanı incelemelerinde yanlış pozitif sonuçlara yol açabilir. Uygulayıcılar CgA düzeylerini değerlendirmeden önce geçici olarak PPl tedavisine ara vermeli ve eğer başlangıçtaki CgA düzeyleri yüksek ise testi tekrar etmelidirler, liğer seri testler yapılıyorsa (örn. monitorizasyon için) testler arasındaki referans aralıkları değişebileceği için testler aynı laboratuarda yapılmalıdır.
Geriyatrik hastalar: Ülser iyileşme hızı, yan etki insidansı ve laboratuvar testi anormallikleri bakımından yaşlı ve genç hastalar benzer özellikler sergilemektedirler. Bu nedenle yaşlı hastalarda doz ayarlaması ve uygulamada değişiklik yapmak gerekmez.
Pediyatrik hastalar: Lansoprazolün pediyatrik hastalarda kullanılması önerilmez.
Karaciğer yetmezliği: Orta ve ciddi karaciğer yetmezliğinde dikkatli
kullanılmalıdır. Şiddetli hepatik yetmezliği olan hastalarda ortalama plazma yanlanma ömrü uzar ve eğri altında kalan alan (EAA) değeri artar. Bu nedenle ağır hepatik yetmezliği olan hastalarda 30 mg'lık günlük doz aşılmamalıdır.
LAPİLORİ® 1 kapsüllük dozunda lOg'dan daha az mannitol içerir. Dozu nedeniyle herhangi bir yan etki beklenmez.
Bu tıbbi ürün her dozunda 1.906 mg disodyum hidrojen fosfat içerir. Bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmez. İçeriğinde, gecikmiş alerjik reaksiyonlara sebep olabilecek metil paraben sodyum ve propil paraben sodyum bulunmaktadır.
LAPİLORİ® 1 kapsüllük dozunda 204.88 mg sukroz içerdiğinden dolayı, nadir kalıtımsal früktoz intoleransı, glikoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sükraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamalan gerekir.
4.5. Diğer İlaçlarla Etkileşim ve Diğer Etkileşim Türleri
Lansoprazol esas olarak sitokrom P450 CYP3A4 ve CYP2C19 enzim sistemi ile metabolize olur. Klinik çalışmalarda antipirin, indometazin, ibuprofen, fenitoin, propranolol, prednizolon, diazem, klaritromisin ve terfenadin gibi sitokrom P450 enzimiyle metabolize olan diğer ilaçlann sağlıklı gönüllülere uygulanması ile klinik olarak anlamlı ilaç etkileşimleri bildirilmemiştir. Bu bileşikler CYP1A2, CYP2C9, CYP2C19, CYP206 ve CYP3A gibi farklı sitokrom izozimleri ile metabolize edilmektedir.
Lansoprazol ile teofılin (CYPIA, CYP3A) eş zamanlı alındığında, teofılin klerensinde küçük bir artış (%10) gözlenmektedir. Teofılin klerensindeki bu ufak değişimin klinik anlamı bilinmemektedir. Klinik olarak etkin teofılin kan düzeylerini elde etmek için, lansoprazol tedavisine başlarken veya keserken, bazı hastaların teofılin dozunda ayarlama gerekebilir. Lansoprazolün amoksisilin ile klinik anlamı olan bir etkileşimi bildirilmemiştir.
Takrolimusun plazma konsantrasyonlarında artışa yol açtığından dolayı birlikte kullanımlannda dikkatli olunmalıdır.
I
Tek doz 30 mg lansoprazol ile 20 mg omeprazoliin tek başlanna ve I g sukralfat ile uygulandıklan çapraz tasarımlı bir çalışmada; proton pompası inhibitörlerinin emilimi azalmış ve biyoyararlanımlan sırasıyla %17 ve %16 oranlarında azalmıştır. Bu nedenle, lansoprazol sukralfattan en az 30 dakika önce alırmialıdır. Lansoprazolün antiasitlerle eş zamanlı uygulanması bu tür bir etkiye yol açmaktadır.
Lansoprazol gastrik asit sekresyonunu uzun süreyle ve güçlü bir biçimde engeller. Bu nedenle teorik olarak, biyoyararlanımmda mide pH'sının etkili olduğu bilinen ilaçların (ketokonazol, itrakonazol, ampisilin esterleri, demir tuzları ve digoksin) emilimini etkileyebileceğinden, lansoprazol ile bu ilaçlann eş zamanlı uygulanmasında dikkatli olmak gerekir.
Gastrik mukozal iritasyona sebep olabileceğinden etanol ile alınmamalıdır.
Flovoksamin, lansoprozolün plazma konsantrasyonlannı yükselteceğinden birlikte kullanım durumlarında doz azaltma durumu söz konusu olabilir.
Lansoprazol ve diğer proton pompası inhibitörleri, emilimi gastrik asit varlığına bağımlı olan HIV proteaz inhibitörü atazanavirin sistemik konsantrasyonlarını büyük ölçüde azaltır ve atazanavirin terapötik etkisinin kaybına ve HIV direnci gelişmesine neden olabilir. Bu nedenle, lansoprazol ve diğer proton pompası inhibitörleri, atazanavir ile birlikte uygulanmamalıdır.
Sağlıklı kişilerde yapılan bir çalışmada, varfarin ve tek veya çoklu doz şeklinde 60 mg lansoprazolün birlikte uygulanması, varfarin farmakokinetiği ve protrombin zamanında herhangi bir değişikliğe neden olmamıştır. Ancak proton pompası inhibitörü ve varfarini birlikte kullanan bazı hastalarda, INR ve protrombin zamanındaki artışlar anormal kanamalara hatta ölüme yol açabilir. Proton pompası inhibitörü ve varfarinin beraber kullanıldığı hastalann, INR ve protrombin zamanında olabilecek artışlar yönünden izlenmesi gerekebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: B
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadmlar/Doğum kontrolü (Kontrascpsiyon)
Lansoprazol için, gebeliklerde maruz kalmaya ilişkin klinik veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/embriyonal/fetal gelişim/doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda etkin doğum kontrolü uygulanmasına gerek yoktur.
Gebelik dönemi
Hamile kadınlarda yapılmış yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar bulunmamaktadır. Lansoprazolün hayvan çalışmalarında fetusa teratojenik etkisi gösterilmemiştir. Hayvan üreme çalışmaları her zaman insandaki cevabı yansıtmayacağından, lansoprazol gebelikte ancak açıkça gerekirse uygulanmalıdır.
Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Laktasyon dönemi
Lansoprazol ve metabolitlerinin deney hayvanlarında anne sütüne geçtiği saptanmıştır ancak insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Birçok ilacın anne sütüne geçtiği bilindiğinden, anne sütü alan bebeklerde ciddi yan etkiye yol açma potansiyeli ve hayvan çalışmalarında karsinojenite potansiyeline sahip olduğu saptandığmdan, ilacm anne için önemi de düşünülerek; emziren annelerde emzirmenin mi, yoksa tedavinin mi kesileceğine karar verilmelidir.
Üreme yeteneği / Fertilite
Lansoprazolün, 150 mg/kg/gün oral dozlarda (vücut yüzey alanma göre önerilen insan dozunun 40 katı) uygulandığı dişi ve erkek sıçanlarda fertilite ve üreme performansı üzerine bir etkisi görülmemiştir.
Hamile sıçanlara maksimum 150 mg/kg/gün (vücut yüzey alanına göre önerilen insan dozunun 40 katı) ve hamile tavşanlara 30 mg/kg/gün (vücut yüzey alanına göre önerilen insan dozunun 16 katı) oral dozlarda uygulandığı teratojenite çalışmalannda fertil itenin bozulması veya fetus hasarını gösteren herhangi bir veri saptanmamıştır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Lansoprazolün araç ve makine kullanımı gibi dikkat isteyen eylemlere bilinen bir etkisi yoktur.
4.8. İstenmeyen etkiler
Klinik çalışmalarda LAPİLORİ® ile ilgili en sık bildirilen yan etkiler ve ilaçla ilişkisi daha belirgin olan istenmeyen reaksiyonlar aşağıda vücut sistemlerine göre sıklık derecesine göre listelenmiştir.
Her bir sistem organ sınıfı içinde advers etkiler, aşağıdaki tanımlamalara uygun olarak sınıflandırılmıştır: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/I0); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Trombositopeni, özonofıli, lökopeni Seyrek: Anemi
Çok seyrek; Agranülositoz, pansitopeni
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Alerjik reaksiyon, anafılaktoid reaksiyon Endokrin hastalıkları
Yaygın olmayan: Glukokortikoid artışı, hiperglisemi
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın olmayan: Depresyon
Seyrek: İnsomni, halüsinasyon, sersemlik
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı, baş dönmesi
Seyrek; Uykusuzluk, vertigo, parestezi, şuur bulanıklığı, tremor
Göz hastalıkları
Seyrek: Görme bozuklukları
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın olmayan: Kulak çınlaması
Kardiyak hastalıklar
Yaygın olmayan; Anjina, aritmi, göğüs ağnsı Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın; Bulantı, diyare, karın ağrısı, kabızlık, kusma, şişkinlik, ağız ve boğaz kuruluğu
Seyrek; Glosit, yemek borusu kandidiyazı, pankreas iritasyonu, tat alma bozukluğu Çok seyrek; Kolit, stomatit
Hepato-bilier hastalıklar
Yaygın; Karaciğer enzimlerinde artış Seyrek; Hepatotoksisite, sanlık
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın; Ürtiker, kaşıntı, döküntü
Seyrek; Peteşi, purpura, fotosensitivite, eritrema multiforme
Çok seyrek: Stevens-Johnson Sendromu, toksik epidermal nekroliz
Kas ve iskelet sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Eklem romatizması, miyalji
Üriner sistem hastalıkları
Seyrek: İnterstisyel ferfıt
Tüm dünyada yapılan Faz 2 ve 3 çalışmalarda 6100'den fazla hastaya farklı doz ve sürelerde lansoprazol uygulanmıştır. Hem kısa dönemli, hem de uzun dönemli çalışmalarda tedavi genellikle iyi tolere edilmiştir.
Bu çalışmalarda olasılıkla lansaprazol kullanımı ile ilişkili, %I'den daha sık ve plasebo grubundan fazla gözlenen yan etkiler; kann ağnsı (%1.8), bulantı (%1.4) ve diyare (%3.6) dır.
Baş ağrısı %1'den yüksek oranda görülmekle birlikte, plasebo grubunda daha sıktır. Plasebo grubunda ve lansoprazolün 15 ve 30 mg uygulandığı hastalarda diyare sıklığı benzer olmakla birlikte, lansoprazolün 60 mg uygulandığı grupta daha sıktır (sırasıyla %2.9, %1.4, %4.2 ve %7.4). İdame tedavisinde olasılıkla tedaviyle ilişkili olarak en sık gözlenen yan etki diyaredir.
Yerel ve çok uslu çalışmalarda hasta veya deneklerde (>1/1,000 ila <1/100) aralığında gözlenen diğer yan etkiler aşağıda belirtilmektedir.
Genel: Anafılaktoid benzeri reaksiyon, asteni, kandidiyazis, göğüs ağrısı (hiçbir şekilde açıklanamayan), malez, kannda şişlik, alerjik reaksiyonlar, sırt ağrısı, karsinom, titreme, ödem, ateş, grip benzeri semptomlar, halitozis, enfeksiyon (hiçbir şekilde açıklanamayan), boyun ağnsı, boyunda sertlik, ağrı, pelvik ağrı
Kardiyovasküler sistem: Anjina, serebrovasküler olaylar/serebral enfarktüs, aritmi, bradikardi, hipertansiyon/hipotansiyon, miyokard enfarktüsü, plapitasyon, şok (dolaşım bozukluğu), senkop, taşikardi, vazodilatasyon, migren
Sindirim sistemi: Anormal dışkılama, melena, anoreksi, bezoar, konstipasyon, ağız kuruluğu, susama, dispepsi, disfaji, geğirme, özofagus stenozu, özofagus ülseri, özofajit, feçeste renk değişiklikleri, flatulans, gastrik nodüller/fundus salgı bezlerinde polipler, kardiyospazm, kolelitiyazis, enterit, gastrit, gastroenterit, kolit, gastrointestinal anomali, gastrointestinal bozukluk, gastrointestinal kanama, hematemez, iştah artışı, barsak kanaması, rektal bozukluk, rektal kanama, tenesmus, stomatit, ülseratif kolit, kusma ve bulantı ve ishal, bulantı ve kusma, ülseratif stomatit, dilde değişiklikler, ağız ülserasyonu, artmış salivasyon, glossit, diş eti kanaması, oral moniliazis
Endokrin sistem: Diabetes mellitus, hiperglisemi/hipoglisemi, guatr, hipotiroid
Hematolojik ve lenfatik sistem: Agranülositoz, anemi, aplastik anemi, hemoliz, hemolitik anemi, lökopeni, nötropeni, pansitopeni, trombositopeni, trombotik trombositopenik purpura, lenfadenopati.
Metabolitik bozukluklar ve beslenme: Gut, kilo alma/kilo kaybı, dehidratasyon, periferal ödem, hiperglisemi/hipoglisemi
Kas-iskelet sistemi: Artrit, artralji, muskuloskeletal ağn, miyalji, kemik
bozukluğu, eklem bozukluğu, bacak krampları, miyasteni, sinovit
Sinir sistemi: Ajitasyon, amnezi, anksiyete, apati, konfüzyon, depresyon, sersemlik, bayılma, halusinasyon, hemipleji, saldırganlıkta artma, libido azalması/artması, sinirlilik, parestezi, düşünce bozukluklan, uyku bozukluğu, uykusuzluk, anormal rüyalar, somnolans, konvülziyon, depresonalizasyon, diplopi, emosyonel labilite, nevroz, tremor, vertigo, hiperkinezi, hipertoni, hipestezi
Solunum sistemi: Astım, bronşit, öksürükte artma, dispne, epistaksis, hemoptizi, hıçkınk, pnömoni, üst solunum yolu enflamasyonu/enfeksiyonu, larenkste neoplazi, farenjit, plevral bozukluk, solunum bozukluğu, rinit, sinüzit, stridor
Deri ve ekleri: Akne, alopesi, prutirus, döküntü, ürtiker, kontakt dermatit, kuru cilt, saç bozukluğu, deri bozukluğu, tırnak bozukluğu, makülopapüler döküntü, fıks erüpsiyon, terleme, deri kanseri
Özel duyular: Bulanık görme, anormal görme, konjonktivit, kuru göz, fotofobi, retinal dejenerasyon, sağırlık, göz ağrısı, görme alanı kusuru, duymada bozukluk, otitis media, konuşmada bozukluk, tat alma duyusunda bozukluk, tat duygusu kaybı, kulak çınlaması, parosmi
Ürogenital sistem: Adet düzensizlikleri, anormal adet, dismenore, menoraji, lökore, albüminüri, memede büyüme/jinekomasti, meme ağrısı, memede hassasiyet, glukozüri, hematüri, impotans, böbrek taşı, üriner sistem taşlan, böbrek ağnsı, dizüri, poliüri, üretal ağrı, üriner sistem enfeksiyonu, sık idrara çıkma, sıkışma, işeme sorunu, peniste sorun, testislerde bozukluk, vajinit
Pazarlama Sonrası İstenmeyen Etkiler
Lansoprazolün pazarlanmasından sonra ek bazı istenmeyen etkiler bildirilmiştir. Bunlann büyük bir kısmı yabancı kaynaklıdır ve lansoprazol ile ilişkileri kurulmamıştır. Bu reaksiyonlar, büyüklüğü bilinmeyen bir grup tarafından gönüllü olarak bildirildiğinden, sıklık derecesi tahmini yapılamamıştır. Bu istenmeyen etkiler aşağıda sıralanmıştır.
Genel: Anafılaktik/anafilaktoid reaksiyonlar Sindirim sistemi: Hepatotoksisite, pankreatit, kusma
Hematolojik ve lenfatik sistem: Agranülositoz, aplastik anemi, hemolitik anemi, lökopeni, nötropeni, pansitopeni, trombositopeni, trombotik trombositopenik purpura
Kas-iskelet sistemi: Miyozit
Deri ve ekleri: Eritema multiform, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroz (bazen hayatı tehdit edici) gibi ciddi dermatolojik reaksiyonlar Özel duyular: Konuşmada bozukluk Ürogenital sistem: İntertisyel nefrit, idrar retansiyonu
Laboratuvar testlerindeki değişmeler: Karaciğer fonksiyon testlerindeki
bozukluk, SGOT (AST) artışı, SGPT (ALT) artışı, kreatinin artışı, alkalen fosfataz artışı, globulinlerde artış, GGPT artışı, lökosit değerlerinde artma/azalma/değişiklik, eritrositlerde anormallik, bilirubinemi, eozinofıli, hiperiipidemi, elektrolitlerde artma/azalma, trombositlerde artma/azalma/değişiklik ve gastrin değerierinde artma, albumin globulin oranında değişiklik, kan potasyum seviyesinde artış, kan üre düzeyinde artış, hemoglobinde düşüş, kolesterolde artma/azalma, glukokoidlerde artma, LDH artışı, gaitada gizli kan pozitifliği, idrarda kristal varlığı görülebilir. Ek bazı izole laboratuvar değişiklikleri bildirilmiştir.
SGOT ve SGPT değerlerinin takip edildiği plasebo kontrollü çalışmalarda, son kontroldeki enzim artışlannm plasebo grubunda % 0.4 (4/978) ve lansoprazol grubunda % 0.4 (11/2677) oranmda normalin üst smırmm üç katma çıktığı saptanmıştır. Çalışmalar boyunca, lansoprazol grubundaki hiçbir hastada sarılık bildirilmemiştir.
Lansoprazolûn amoksisilin veya amoksisilin/klaritromisin ile kombine kullanıldığı araştırmalarda; bu kombinasyonlar ile ilişkili laboratuvar bulgusu anormallikleri gözlenmemiştir.
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Lansoprazolûn fare (vücut yüzey alanına göre insanlara önerilen maksimum dozun 1300 katı) ve sıçanlara (vücut yüzey alanına göre insanlara önerilen maksimum dozun 675.7 katı) 5000 mg/kg'a kadar uygulanması ile ölüm veya herhangi bir klinik bulguya rastlanmamıştır.
Lansoprazol, hemodiyaliz ile dolaşımdan uzaklaştırılamamaktadır. 600 mg lansoprazol kullandığı bildirilen bir vakada semptomatik ve destekleyicidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.L Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: Proton pompası inhibitörleri
ATC Kodu: A02BC03
Lansoprazol, bir antisekretuar bileşik grubu olan benzimidazoller arasında yer alır. Antikolineıjik ve histamin H-2 reseptörleri üzerinde antagonistik etkisi yoktur, gastrik pariyetal hücrelerin sekretuar yüzeyindeki (H+, K+) ATPaz enzim sistemini spesifik olarak inhibe ederek gastrik asit sekresyonunu engeller. Pariyetal hücre içerisindeki bu enzim sistemi asit (proton) pompası olarak adlandırıldığından, asit üretiminin son basamağını bloke eden lansoprazol gastrik asit pompası inhibitörü olarak sınıflandırılır. Doza bağımlı olan bu etkisi ile lansoprazol, bazal ve uyanimış asit salgısını uyarandan bağımsız olarak engeller.
Antsekretuar aktivite:
Lansoprazolün oral uygulanmasının ardından bazal asit çıkışını anlamlı olarak düşürdüğü ve ortalama gastrik pH'nın 3 ve 4'ün üzerinde olduğu süreyi de anlamlı olarak arttırdığı gösterilmiştir. Ayrıca hem besinle uyarılmış gastrik asit çıkışını ve sekresyon volümünü, hem de pentagastrinle uyarılmış asit salgısını anlamlı olarak düşürmüştür.
Lansoprazol, asit hipersekresyonu olan hastalarda bazal ve pentagastrinle uyanimış asit sekresyonunu anlamlı olarak azaltmıştır. Sekresyon volümü, asidite ve asit çıkışında insüline bağlı oluşan normal artışları da düşürmüş.
|
|
Lansoprazol |
Omeprazol |
15 mg |
30 mg |
20 mg |
Parametre |
Bazal
Değer |
l.gün |
5.gün |
l.gün |
5. gün |
l.gün |
S.gün |
Ortalama 24 saatlik pH |
2.1
|
2.7+
|
4.0+
|
3.6*
|
4.9*
|
2.5
|
4.2+
|
Ortalama gece pH'sı |
1.9
|
2.4
|
3.0+
|
2.6
|
3.8*
|
2.2
|
3.0+
|
Gastrik pH'nın >3 olduğu süre (%) |
18
|
33+
|
59+
|
51*
|
72*
|
30+
|
61 +
|
Gastrik pH'nm >4 olduğu süre (%) |
12
|
22+
|
49+
|
41*
|
66*
|
19
|
51+
|
Not: intragastrik pH'nın >4 olması gastrik asidinVo99aza *(p<0.05) bazal, lansoprazol 15 ve omcprazol
dığını gösterir.
Bu çalışmada ilk dozun ardından gastrik pH'daki artış 30 mg lansoprazol ile 1-2 saatte, 15 mg lansoprazol ile 2-3 saatte, 20 mg omeprazol ile 3-4 saatte gerçekleşmiştir. Tekrarlayan günlük dozların ardından gastrik pH'daki artış 30 mg lansoprazol ile dozdan sonraki 1 saat içerisinde, 15 mg lansoprazol ve 20 mg omeprazol ile ise 1-2 saat içerisinde gözlenmiştir.
Asit salgısının engellenmesi antimikrobiyallerin
Heiicobacter pylori
eradikasyon etkilerini de arttırır. Lansoprazolün günde tek doz, günde iki ve üç kez uygulandığı bir çapraz tasarımlı çalışmanın sonuçları aşağıdaki tabloda özetlenmektedir.
Parametre |
30 mg qd |
15 mg bid |
30 mg bid |
30 mg bid |
Gastrik pH'nın >5 olduğu süre (%) |
43 |
47 |
59+ |
77* |
Gastrik pH'nın >6 olduğu süre (%) |
20 |
23 |
28 |
45* |
*(p<0.05) lansoprazol 30 mg qd'ye göre
+(p<0.05) lansoprazol 30 mg qd. 15 mg bid. 30 mg bid.
Intragastrik pH ölçümleri ile değerlendirilen gastrik asit sekresyonu inhibisyonu, tekrarlayan dozlardan 2-4 gün sonra yavaşça normal değerlere dönmektedir. Lansoprazol kullanımı ile rebound asidite görülebilmektedir.
Enterokromafın-benzeri hücreler üzerindeki etki:
Sıçanlara yaşam boyu 150 mg/kg/gün dozlarda lansoprazol uygulanması ile, özellikle dişi sıçanlarda, belirgin hipergastrineminin ardından enterokromofin benzeri hücre poliferasyonu ve karsinoid tümör oluşumu gözleruniştir.
En az bir yıl süreyle aralıksız lansoprazol tedavisi alan yaklaşık 150 hastanın mide korpusundan alınan biyopsi örnekleri ise sıçan çalışmalarına benzer sonuçlar göstermemiştir. Uzun süreli lansoprazol tedavisi uygulanan hastalarda gastrik tümör gelişme riskinde artış olup olmadığını değerlendirebilmek için uzun dönem verilerine gereksinim duyulmaktadır.
İnsanlardaki diğer gastrik etkiler:
Lansoprazol mide fıındusundaki mukoza/kan akımım anlamlı olarak etkilememiştir. Gastrik asit inhibisyonuna bağlı normal fizyolojik etkilerinden dolayı, antrum, pilor ve duodenal bulbus kanlanmasında %17'ye varan azalma gözlenmiştir. Lansoprazol sindirilebilen katı maddelerin mideden boşalmasını geciktirmektedir. Bazal durumdaki ve besin veya insülin ile uyanimış pepsinojen salgısını arttırmakta, pepsin aktivitesini ise azaltmaktadır. Intragastrik pH'yı arttıran diğer ilaçlarda olduğu gibi, gastrik pH artışları, mide ülseri olan hastalarda mide sıvılarındaki nitrat-indirgeyen bakteri sayısı ve nitrit konsantrasyonundaki artışla ilişkili bulurmıuştur. Nitrosamin konsantrasyonlarında anlamlı bir artış gözlenmemiştir.
Serum Gastrin Düzeylerine Etkisi 2100'den fazla hastaya oral yoldan 15-60 mg doz aralığında lansoprazol uygulanmasının ardından ortalama açık serum gastrin düzeyleri bazal değerlere göre %50-5100 oranında artmış, ancak tedavi sonrasında normal seviyelere dönmüştür. Bu artışlar tedavinin ilk iki ayında plato değerlere ulaşmış, ilacın kesilmesinden sonraki dört hafta içerisinde tedavi öncesi düzeylere düşmüştür.
Endokrin Etiuleri
Bir yıla kadar süren çalışmalarda endokrin sistem üzerinde anlamlı bir etki gözlenmemiştir. Bu araştırmalarda testosteron, lüteinleştirici hormon (LH), folikül uyarıcı hormon (FSH), seks hormonu bağlayıcı globülin (SHBG), dihidroepiandrosteron sülfat (DHEA-S), prolaktin, kortizol, östrodiol, insülin, aldosteron, parathormon, glukagon, tiroid ayancı hormon (TSH), triiyodotironin (T3), troksin (T4), somatotropik hormon üzerinde çalışılmıştır. Lansoprazolün 15-60 mg doz aralığında bir yıla kadar varan sürelerle uygulanması seksüel fonksiyon üzerinde anlamlı bir etkiye yol açmamıştır. Ayrıca, iki-sekiz hafta boyunca oral yoldan uygulanması ile tiroid fonksiyonu üzerinde anlamlı bir etki saptanmıştır.
Diğer etkiler:
Lansoprazolün merkezi sinir sistemi, lenfoid, hematopoietik, renal, hepatik, kardiyovasküler veya solunum sistemi üzerinde sistemik bir etkisinin oluşmadığı saptanmıştır. Tedavi öncesi geniş çaplı bazal göz muayenelerinin yapıldığı 56 hastaya maksimum 180 mg/gün dozda lansoprazol uygulanmış ve bu hastalar 58 aya varan sürelerle izlenmiştir. Hiçbir hastada vizükel toksisite gözlenmemiştir.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel Özellikler
Emilim:
Lansoprazol, aside dayanıksız bir kimyasal yapıya sahip olması nedeniyle midede kimyasal değişime uğramasının önlenmesi ve sistemik biyoyararlanımınm arttırılması amacıyla barsaktan emilimini sağlayan enterik kaplı formülasyon şeklinde uygulanır.
Enterik-kaplı formülasyon şeklinde oral yoldan uygulanan lansoprazolün absorbsiyonu hızlıdır ve maksimum serum konsantrasyonuna yaklaşık 1.7 saatte ulaşır. 15-60 mg aralığında oral yoldan tek doz uygulanması ile elde edilen maksimum serum konsantrasyonları (Cmaks) ve eğri altında kalan (EAA) değerleri doz ile doğru orantılıdır. Lansoprazol tekrarlayan dozlarda uygulandığında vücutta birikmez ve farmakokinetik özellikleri değişmez. Lansoprazol hızlıca emilir, oral uygulamadan 1.7 saat sonra Cmaks değerlerine ulaşılır ve biyoyararlanımı %80'dir. Midede besin maddelerinin bulunması halinde lansoprazolün absorbsiyonu azalır.
ilacın aç kamına değil de yemekten sonraki 30 dakika içinde verilmesi Cmaks ve EAA değerlerinde yaklaşık %50 oranında azalmaya yol açmıştır. Sağlıklı kişilerde ortalama plazma yarı ömrü 1.5 (±1.0) saattir.
Dağılım:
Lansoprazol %97 oranında proteine bağlanır. 0.05-5.0 mcg/ml konsantrasyon aralığında plazma proteinlerine bağlanma oranı değişmez.
Bivotransformasvon:
Lansoprazol yüksek oranda karaciğerde metabolize olur; plazmada ölçülebilir miktarlardaki iki metaboliti (hidroksillenmiş sülfınil ve sulfon) saptanmıştır. Bu metabolitlerin hiç veya çok düşük antisekretuar aktiviteleri vardır. Lansoprazolün pariyetal hücre kanalcıklarında (H^ K"^) ATPaz yolu ile asit üretimini engelleyen iki aktif metabolite dönüştüğü düşünülmekle birlikte, bu metabolitler kanda gösterilmemiştir.
Eliminasvon:
Lansoprazolün eliminasyon yarı-ömrü onun gastrik asit sekresyonunu ne kadar süre inhibe ettiğini yansıtmamaktadır. Plazma eliminasyon yarı-ömrü 2 saatten kısa iken, asit inhibitör etkisi 24 saatten uzun sürer. Yaşlılarda eliminasyon yarı-ömrü 2-3 saattir.
Lansoprazolün oral yoldan tek doz uygulanmasının ardından, idrarda değişmemiş ilaç saptanmamıştır. Bir çalışmada; C'^^'ün oral yoldan tek doz uygulanmasının ardından, uygulanan radyasyonun yaklaşık 1/3'ü idrarda, 2/3'ü feçeste saptanmıştır. Bu durum lansoprazolün metabolitlerinin anlamlı olarak safra ile atıldığını göstermektedir.
Doğrusallık/ Doğrusal olmayan durum:
Bu konu hakkında herhangi bir veri bulunmamaktadır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Cinsiyet
12 erkek ve 6 kadın sağlıklı deneği içeren bir çalışmada; farmakokinetik özellikler ve intragastrik pH sonuçları bakımından cinsiyetler arasında bir farklılık saptanmamıştır.
irk
A.B.D.'de yapılan 12 araştırmadan (n=513) elde edilen ortalama farmakokinetik verilerle Asya'da ' yapılan iki çalışmadan (n=20) elde edilen veriler karşılaştırıldığında Asya'lı deneklerdeki ortalama EAA değerlerinin Amerika'daki deneklerdeki değerlerin iki katı olduğu saptanmıştır. Ancak bireysel farklılıkların yaygın olduğu gözlenmiştir. Cmaks değerleri ise karşılaştınlabilir özelliktedir.
Böbrek yetmezi i 5i
Şiddetli renal yetmezliği olan hastalarda 60 mg lansoprazolün uygulanmasının ardından plazma proteinlerine bağlanma oram %1-1.5 oranında azalmaktadır. Böbrek yetmezliği olanlarda eliminasyon yan ömrü kısalmış, toplam EAA (serbest ve proteinlere bağlı) değeri azalmıştır. Ancak plazmadaki serbest lansoprazolün EAA değeri böbrek yetmezliği derecesi ile ilişkili değildir, Cmaks ve T maks değerleri sağlıklı insanlardakine benzerdir.
Karaciğer yetmezliği
Değişik derecelerde karaciğer yetmezliği olan hastalarda ortalama plazma yarılanma ömrü 1.5 saatten 3.2-7.2 saate kadar uzamıştır. Karaciğer yetmezliği olan hastalann kararlı durumdaki ortalama EAA değerleri %500'e kadar yükselmiştir. Ağır hepatik yetmezliği olan hastalarda lansoprazolün dozu azaltılmalıdır.
Gerivatrik popülasvon
Yaşlı hastalarda lansoprazolün klerensi azalır ve eliminasyon yarı ömrü %50-100 oranında artar. Yaşlı hastalarda ortalama yarı ömrü 1.9-2.9 saat olduğundan, tekradayan dozlarda günde 1 kez uygulanması ile akümüle olmadığı saptanmıştır. Yaşlılarda doruk plazma düzeyleri değişmez.
5.3. Klinik öncesi güvenilirlik verileri
24 ay süreli iki karsinogenez çalışmasında; Sprague-Davvley sıçanlarına oral yoldan 5-150 mg/gün aralığında [önerilen insan dozu olan 30 mg/gün (22.2 mg/m^) değeri baz alınarak, orta boylu 50 kg ağıriiğında bir kişinin vücut yüzeyine göre (1.46 m^) maruz kalınan ilaç miktarının 1-40 katıj lansoprazol uygulanmıştır. İlaç her iki cinsiyette de doza bağlı enterokromafm-benzeri hücre hiperplazisi ve karsinoide yol açmıştır. Ayrıca her iki cinsiyette de gastrik epitelin intestinal metaplazisi insidansında artma gözlenmiştir. Erkek sıçanlarda testiküler intersistiyel hücre adenomu insidansında doza bağlı artışlar olduğu saptanmıştır. 15-150 mg/kg/gün aralığında (vücut yüzey alanına göre önerilen insan dozunun 4-40 katı) ilaç uygulanan sıçanlardaki adenom insidansı bu sıçan türü için normal insidansın (%1.4-lG aralığı) üzerindedir. Bir yıl süren bir toksisite çalışmasında 50 mg/kg/gün dozda (vücut yüzey alanına göre önerilen insan dozunun 13 katı) ilaç uygulanan 30 sıçanın Finde testiste interstiyel hücre adenomu gözlenmiştir.
24 ay süreli bir karsinojenite çalışmasında lansoprazol CD-I farelerine 15-600 mg/kg/gün doz aralığında (vücut yüzey alanına göre önerilen insan dozunun 2-80 katı) oral yoldan uygulanmıştır. Lansoprazol gastrik enterokromafın benzeri hücre hiperplazisinde doza bağlı bir artışa yol açmıştır. Ayrıca hepatoselüler adenom ve karsinom insidansında da bir artış gözlenmiştir. 300-600 mg/kg/gün dozda (vücut yüzey alanına göre önerilen insan dozunun 40-80 katı) ilaç uygulanan erkek fareler ile 150-600 mg/kg/gün dozda (vücut yüzey alanına göre önerilen insan dozunun 10-80 katı) lansoprazol uygulanan dişi farelerde tümör insidansı, bu sıçan türü için normal insidansın üzerindedir.
Lansoprazol, Ames testi, sıçan hepatositlerde yapılan
ex vivoin vivo
mikronukleus testi ve sıçan kemik iliği hücresinde yapılan kromozom aberasyon testinde genotoksik bulunmamıştır.
Lansoprazolün Sprague-Davvley sıçanlanna 150 mg/kg/gün dozlarda uygulandığı 24 aylık karsinojenite çalışmalannda testisin Leydig hücrelerinde selim neoplazmalar da dahil olmak üzere çeşitli proliferatif değişikliklerde kontrol grubuna göre artış olduğu gözlenmiştir.
Lansoprazolün yaşam boyu uygulandığı sıçanlarda görülen diğer bulgular; fokal pankreas atrofısi, timusta difüz lenfoid hiperplazi ve spontan retina atrofısidir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1 Yardımcı Maddelerin Listesi
Sukroz,
Mannitol
Kalsiyum karboksi metil selüloz Disodyum hidrojen fosfat Hafif magnezyum karbonat Şeker küreleri (sukroz)
Metil paraben sodyum Propil paraben sodyum Povidon K-30 (PVPK-30)
Polisorbat 80
Hidroksi propil metil selüloz E-s (HPMC E-5)
Hidroksi propil metil selüloz P-55 (HPMC P-55)
Talk
Seti! alkol Titanyum dioksit izopropil alkol Saf su
6.2 Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3 Raf ömrü
24 ay.
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altmdaki oda sıcaklığmda, kuru bir yerde ve ışıktan koruyarak saklayınız.
6.5 Ambalajm niteliği ve içeriği
LAPİLORİ®, 30 mg Lansoprazol içeren mikropellet kapsüller, 14 ve 28 kapsüllük şeffaf PVC/PVDC-Alüminyum folyo blister ambalajlarda kullanıma sunulmuştur.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kulianılmamış olan ürünler ya da atık materyaller 'Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklannın Kontrolü Yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Drogsan İlaçları San. ve Tic. A.Ş.
Oğuzlar Mah. 1370. sok. 7/3 Balgat-ANKARA Tel: O 312 287 74 10 Faks: O 312 287 61 15
8. RUHSAT NUMARASI
233/54
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 20.07.2011 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLEME TARİHİ