Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Wellbutrin XL 150 mg yavaş salımlı film kaplı tablet Kısa Ürün Bilgisi

Sinir Sistemi » Psikoanaleptikler » Antidepresanlar » Diğer Antidepresanlar » Bupropion

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1.BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

WELLBUTRIN XL 150 mg Yavaş Salımlı Film Kaplı Tablet

2.KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde:

Bupropiyon hidroklorür150 mg

Yardımcı maddeler:

FDC sarı (E110)Max. 0.14 mg
Yardımcı maddeler için bölüm 6.1'e bakınız.

3.FARMASÖTİK FORM

Yavaş salımlı film kaplı tablet.
Bir yüzünde GS5FV baskısı bulunan, kremsi beyazdan açık sarıya değişen renklerde olan yuvarlak tabletler.

4.KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1Terapötik endikasyonlar

WELLBUTRIN XL, majör depresif bozukluk tedavisinde kullanılır.

4.2Pozoloji ve uygulama şekli Pozoloji:

Yetişkinler
Önerilen doz, günde bir defa 150 miligramdır. Bu dozun 4 hafta kullanılmasından sonra düzelme sağlanamazsa doz, günde bir defa 300 miligrama yükseltilebilir. Ardı ardına kullanılan dozlar arasında en az 24 saat bulunmalıdır.

Uygulama sıklığı ve süresi:

Bupropiyonun etkisinin, tedaviye başlanmasından sonra 14 gün gibi erken bir zaman içinde başladığı bildirilmiştir. Bütün antidepresan ilaçlarda olduğu gibi WELLBUTRIN XL tedavisinde de tam antidepresan etki tedaviye haftalarca devam edilinceye kadar görülmeyebilir.
İdame tedavisi
Depresyon tedavisi için, akut depresyon ataklarında antidepresan ilaç tedavisine 6 ay veya daha uzun süre devam edilmesi gerektiği, genellikle kabul edilir. Bupropiyonun 1 yıla kadar uzun süreli tedavide etkili olduğu gösterilmiştir
WELLBUTRIN XL tedavisinin kesilmesi
WELLBUTRIN XL ile yapılan klinik çalışmalarda ilaç kesilme reaksiyonları gözlenmemiştir. Tedaviye son verileceği zaman, kademeli doz azaltımına ihtiyaç yoktur.

Uygulama şekli:

WELLBUTRIN XL tablet, bütün olarak yutulmalı, ezilmemeli ya da çiğnenmemelidir. WELLBUTRIN XL tablet, aç ya da tok karnına alınabilir.
Uykusuzluk, çok sık görülen, ancak çoğu zaman geçici bir advers olaydır. Günlük dozların, yatarken alınmasından kaçınılması (dozlar arasında en az 24 saat bulunması koşuluyla) veya klinik bakımdan dozun azaltılması, uykusuzluğun azalmasını sağlayabilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

Bupropiyon ve aktif metabolitleri böbrek yetmezliği olan hastalarda normalden daha fazla birikebileceğinden bu hastalarda önerilen doz, günde bir defa 150 miligramdır

(bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri)


WELLBUTRIN XL, karaciğer bozukluğu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır

(bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

Bazı yaşlı hastaların daha duyarlı olabileceği gözden kaçırılmamalıdır. Hafif-orta şiddette karaciğer yetersizliği olan hastalardaki farmakokinetik değişkenliğin artmış olması nedeniyle bu hastalarda önerilen doz, günde bir defa 150 miligramdır.

Pediyatrik popülasyon

WELLBUTRIN XL, çocuklarda veya 18 yaşından küçük adolesanlarda kullanılmamalıdır

(bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

WELLBUTRIN XL'in 18 yaşından küçük hastalardaki güvenilirliği ve etkililiği saptanmamıştır.

Geriyatrik popülasyon

Yaşlı hastalarda önerilen doz, günde 1 defa 150 miligramdır. Bu dozun 4 hafta kullanılmasından sonra düzelme görülmezse doz günde bir defa 300 miligrama yükseltilebilir. Ardı ardına kullanılan dozlar arasında en az 24 saatlik zaman aralığı bulunmalıdır. WELLBUTRIN XL ile klinik deneyimde yaşlı hastalarla erişkin hastalarda tolerabilitede farklılık saptanmamıştır.

4.3 Kontrendikasyonlar

WELLBUTRIN XL, bupropiyona veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.
Nöbet insidansı doza bağlı olduğundan WELLBUTRIN XL'in, bupropiyon içeren herhangi bir başka ilaçla birlikte kullanılması kontrendikedir.
WELLBUTRIN XL, halen nöbet bozukluğu olan veya nöbet hikayesi olan hastalarda kontrendikedir.
WELLBUTRIN XL, bilinen merkez sinir sistemi tümörü olan hastalarda kontrendikedir.
WELLBUTRIN XL, tedavi sırasında herhangi bir zamanda alkol ya da kullanımının durdurulmasına nöbet riskinin eşlik ettiği bilinen herhangi bir ilaç (özellikle benzodiazepinler ve benzodiazepin-benzeri ilaçlar) kullanmayı birdenbire bırakan hastalarda kontrendikedir.
WELLBUTRIN XL, şiddetli karaciğer sirozu olan hastalarda kontrendikedir.
WELLBUTRIN XL, bulimia veya anoreksia nervoza teşhisi konulan veya bu bozuklukları daha önce bulunan hastalarda kontrendikedir.
WELLBUTRIN XL ve monoamin oksidaz inhibitörlerinin (MAOI) birlikte kullanılması kontrendikedir. İrreversibl MAO inhibitörlerinin kullanılmasının durdurulmasından sonra WELLBUTRIN XL tedavisine başlanabilmesi için aradan en az 14 gün geçmiş olmalıdır; reversibl MAO inhibitörlerinin kullanılmasının durdurulmasından sonra 24 saat geçmiş olması, WELLBUTRIN XL tedavisine başlanabilmesi açısından yeterlidir.

4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Nöbetler :
Bupropiyon tedavisine doza bağlı nöbet riski eşlik ettiğinden, modifiye salınımlı bupropiyon tabletlerinde önerilen doz aşılmamalıdır. Günde 450 miligrama varan dozların kullanıldığı klinik çalışmalar sırasında modifiye salınımlı bupropiyon tedavisine eşlik ettiği bildirilen tüm nöbet insidansı yaklaşık % 0.1'dir.
WELLBUTRIN XL tedavisine eşlik eden nöbet riski, nöbet eşiğini düşüren, nöbetlere zemin hazırlayan risk faktörlerinin varlığında artar. Bu bakımdan WELLBUTRIN XL, nöbet eşiğinin düşmesine zemin hazırlayan bir veya birkaç durumun mevcut olduğu hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Bütün hastalar, aşağıdakiler dahil, nöbetlere zemin hazırlayan risk faktörlerinin mevcut olup olmadığı konusunda değerlendirilmelidir:
Nöbet eşiğini düşürdüğü bilinen diğer ilaçların (antipsikotikler, antidepresanlar, sıtma tedavisi ilaçları, tramadol, teofilin, sistemik steroidler, kinolonlar ve sedatif etkisi olan antihistaminler) WELLBUTRIN XL ile birlikte kullanılması Kötü amaçla alkol kullanımı

(bkz. Bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar)

Kafa travması hikayesi
Hipoglisemik ilaçlarla veya insülinle tedavi edilmekte olan diyabet
Merkez sinir sistemi uyarıcılarının veya iştah kesici ilaçların kullanılması
Tedavi sırasında nöbet gelişen hastalarda WELLBUTRIN XL kullanılmasına son
verilmelidir; bu hastalarda WELLBUTRIN XL kullanılması önerilmez.
Etkileşimler

(bkz. Bölüm 4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri)


Bupropiyonun veya metabolitlerinin plazma düzeyleri, farmakokinetik etkileşimlere bağlı olarak değişebileceğinden ağız kuruluğu, uykusuzluk, nöbetler gibi istenmeyen etkilerin gelişme olasılığının artmasına neden olabilir. Bu nedenle bupropiyonun, bupropiyon metabolizmasının indüksiyonuna veya inhibisyonuna yol açan ilaçlarla birlikte dikkatle kullanılması gerekir.
Bupropiyon, sitokrom P450 2D6 tarafından metabolize edilen ilaçların metabolizmasını inhibe eder. Bu enzim tarafından metabolize edilen ilaçların bupropiyonla birlikte kullanılması sırasında dikkatli olunmalıdır.
Nöropsikiyatri :
Klinik durumun kötüleşmesi ve psikiyatrik bozukluklara eşlik eden intihar riski
Depresyon hastalarındaki depresif semptomlar ve/veya intihar düşüncesinin ve davranışlarının ortaya çıkması, antidepresan ilaç kullanıp kullanmamalarına bakmaksızın kötüleşebilir ve bu risk, önemli ölçüde remisyon sağlanıncaya kadar devam eder. Düzelme, tedavinin ilk birkaç haftasında veya daha uzun süre olmayabileceğinden hastalar; özellikle tedavinin başlangıcında veya doz değişiklikleri (artma veya azalma) sırasında, klinik durumun kötüleşmesi (yeni semptomlar gelişmesi dahil) ve intihar düşünceleri/davranışları açısından yakından izlenmelidir. İyileşmenin erken evrelerinde intihar riskinin artabileceği genellikle, bütün antidepresanlarla edinilen klinik tecrübelerle sabittir.

UYARI:

Antidepresanların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımının, intihar düşünce ya da davranışlarını arttırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun artırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde, hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedavi edicilerle yakinen izlenmesi gereklidir. WELLBUTRIN XL'in 18 yaşın altındaki hastalarda kullanım endikasyonu yoktur.
WELLBUTRIN XL sigarayı bırakma tedavisinde endike değildir. Fakat aynı etkin maddeyi içeren Zyban endikedir. Bupropiyon kullanan hastalarda depresyon, intihar düşüncesi, intihar girişimi ve intihar eylemi dahil, fakat bunlarla sınırlı olmayan, ciddi nöropsikiyatrik olaylar bildirilmiştir. Bazı vakalarda semptomlar sigarayı bırakan hastalardaki nikotin yoksunluğu semptomları nedeniyle karmaşık hale gelebilmektedir. Depresif duygu durumu nikotin yoksunluğunun belirtisi olabilir. Sigarayı ilaçsız bırakma girişiminde bulunan hastalarda seyrek olarak intihar düşüncesi de dahil olmak üzere depresyon raporlanmıştır. Bununla beraber bu semptomların bazıları sigara içmeye devam eden bupropiyon alan hastalarda da görülmüştür.
Bupropiyon kullanan tüm hastalar, davranış değişikliği, saldırganlık, ajitasyon, depresif duygu durumu, intihar düşüncesi, intihar girişimi ve intihar eylemi dahil nöropsikiyatrik semptomlar için gözlemlenmelidir. Önceden varolan psikiyatrik hastalıkların kuvvetlenmesi ve intihar eylemi gibi durumların yanı sıra yukarıdaki semptomlar da Zyban kullanarak sigarayı bırakmayı deneyen hastalarda pazarlama sonrası deneyimlerde bildirilmiştir. Bu semptomlar bildirildiğinde, vakaların çoğu Zyban kullananlarda, fakat bazıları Zyban tedavisinin sona erdirilmesini takiben görülmüştür. Bu olaylar, önceden bilinen psikiyatrik hastalığı olan ve olmayan hastalarda görülmüştür; bazılarında psikiyatrik hastalığın kötüleştiği görülmüştür. Şizofreni, bipolar bozukluk, major depresif bozukluk gibi ciddi psikiyatrik hastalıkları olan hastalar Zyban'ın pazarlama öncesi çalışmalarında yer almamışlardır.
Zyban ile sigarayı bırakmayı deneyen hastalar, aileleri ve bakıcıları, hasta için atipik olan ajitasyon, saldırganlık, depresif duygu durumu ya da davranış veya düşünce değişikliği fark edilirse ya da hastada intihar düşüncesi gelişirse veya intihar teşebbüsünde bulunursa, Zyban kullanımının bırakılması ve derhal doktoruna ulaşılması konusunda uyarılmalıdır. Bir çok pazarlama sonrası vakada, Zyban bırakıldıktan sonra semptomların kaybolduğu bildirilmiştir. Fakat bazı vakalarda semptomlar devam etmiştir; bu nedenle semptomlar kaybolana kadar takibin devamı ve destekleyici bakım sağlanmalıdır.
Zyban'ın sigarayı bırakmadaki riskleri ile kullanımının getireceği yararlar değerlendirilmelidir. Plaseboyla karşılaştırıldığında, Zyban'ın sigaradan uzak kalma olasılığını 6 aya kadar arttırdığı gösterilmiştir. Sigarayı bırakmanın sağlık açısından yararları hemen görülmeye başlar ve çok önemlidir.

Hikayesinde intihar davranışları veya düşünceleri bulunan hastalar, genç erişkinler veya tedavinin başlamasından önce önemli ölçüde intihar davranışları/düşünceleri sergileyen hastalar; intihar düşünceleri veya girişimleri açısından daha büyük risk altında bulunduklarından, tedavi sırasında dikkatle izlenmelidir.

Hastalara (ve hastanın bakımından sorumlu kişilere) klinik durumun, yeni semptomların ortaya çıkması dahil herhangi bir şekilde kötüleşmesinin ve/veya intihar düşüncelerinin/davranışlarının ya da hastanın kendi kendine zarar verme düşüncelerinin ortaya çıkmasının izlenmesine ihtiyaç olduğu ve bu semptomlar varsa, hemen tıbbi yardım istemeleri konusunda uyarılmalıdır. Bazı nöropsikiyatrik semptomların altta yatan hastalığa veya ilaç tedavisine bağlı olarak gelişebileceğinin bilinmesi gerekir

(bkz- Mani ve bipolar bozukluk dahil nöropsikiyatrik semptomlar; bkz. Bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler).


Klinik durumun, yeni semptomların ortaya çıkması dahil herhangi bir şekilde kötüleşmesi ve/veya intihar düşüncelerinin/davranışlarının ortaya çıkması durumunda; özellikle de bu semptomlar şiddetliyse, aniden geliştiyse veya hastada mevcut semptomların bir parçası değilse ilacın kullanılmasına son verilme olasılığı dahil, tedavi rejiminde değişiklik yapılması ve bu bağlamda olasılıkla, ilacın kullanımına son verilmesi düşünülmelidir.
Mani ve bipolar bozukluk dahil nöropsikiyatrik semptomlar
Nöropsikiyatrik semptomlar bildirilmiştir

(bkz. Bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler).

Özellikle de, daha çok psikiyatrik hastalık hikayesi veren hastalarda olmak üzere psikotik ve manik semptomatoloji gözlenmiştir. Ayrıca majör bir depresif atak, bipolar bozukluğun ilk belirtisi olabilir. Kontrollü çalışmalarda saptanmamış olmasına rağmen, bipolar bozukluk riski olan hastalarda böyle bir atağın tek başına antidepresan ilaç verilerek tedavi edilmesi genellikle mikst/manik atak gelişme olasılığını artırdığına inanılmaktadır. Bipolar bozukluk öyküsü olan hastalarda, bupropiyonun duygu durum stabilizörleri ile kombinasyon şeklinde kullanıldığı sınırlı klinik veriler maniye değişme oranının düşük oranda olduğunu düşündürmektedir. Antidepresan ilaç tedavisine başlanmadan önce hastaların, bipolar bozukluk riski bakımından yeterince araştırılması gerekir; böyle bir tarama intihar, bipolar bozukluk ve depresyon ailesel öyküsü dahil ayrıntılı bir psikiyatrik hikayesi içermelidir.
Hayvanlardan elde edilen veriler, kötü amaçla kullanım potansiyeli bulunduğu izlenimini vermektedir. Ancak insanlardaki kötü amaçla kullanım eğilimiyle ilgili çalışmalar ve geniş kapsamlı klinik deneyim, bupropiyonun kötüye kullanım potansiyelinin düşük olduğunu göstermektedir.
Elektrokonvülsif tedavi uygulanan hastalarda bupropiyonla edinilen klinik deneyim sınırlıdır. Elektrokonvülsif tedavi alan hastalarda beraberinde bupropiyon tedavisi uygulanırken dikkatli olmak gerekir.
Aşırı duyarlılık
Tedavi sırasında aşırı duyarlılık reaksiyonları gelişen hastalarda WELLBUTRIN XL kullanılmasına derhal son verilmelidir. Doktorlar, aşırı duyarlılık reaksiyonlarının WELLBUTRIN XL alınması durdurulduktan sonra da ilerleyebileceğini veya nüks edebileceğini bilmeli ve semptomatik tedavinin yeterli bir süre (en az bir hafta) devam etmesini sağlamalıdır garanti altına almalıdır. Deri döküntüsü, kaşıntı, ürtiker veya göğüs ağrısı, tipik aşırı duyarlılık semptomlarındandır ama anjiyoödem, dispne/bronkospazm, anafilaktik şok, eritem multiform veya Stevens-Johnson sendromu gibi daha şiddetli reaksiyonlar da gelişebilir. Deri döküntüsü ve gecikmiş aşırı duyarlılığı düşündüren diğer semptomlarla birlikte eklem ağrıları, kas ağrıları ve ateş de bildirilmiştir

(bkz. Bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler).

Aşırı duyarlılık reaksiyonları gelişen hastaların hemen tümündeki semptomlar, bupropiyon kullanımının durdurulmasını ve antihistamin ya da kortikosteroid kullanılmasını takiben düzelmiş ve zaman içerisinde tamamen kaybolmuştur.
Kardiyovasküler hastalık
Kardiyovasküler hastalığı olanlarda gelişen depresyon tedavisinde bupropiyon kullanımıyla ilgili klinik deneyim sınırlıdır; bu hastalarda dikkatli olmak gerekir. Ancak, bupropiyon iskemik kardiyovasküler hastalığı olan hastalardaki sigarayı bırakma çalışmalarında genellikle iyi tolere edilmiştir

(bkz. Bölüm 5.1 Farmakodinamik özellikler)


Kan basıncı
Bupropiyonun, depresyonu olmayan Evre I hipertansiyon hastalarında kan basıncını anlamlı derecede yükseltmediği gösterilmiştir. Ancak, klinik pratikte bupropiyon kullanan hastalarda,
bazı vakalarda akut tedavi gerektirecek, şiddetli hipertansiyon bildirilmiştir

(bkz. Bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler).

Bu durum, daha önce hipertansif olan veya olmayan hastalarda gözlemlenmiştir.
Tedavi başlangıcında özellikle tedavi öncesi hipertansiyonu olan hastalarda kan basıncı ölçülmeli ve izlenmelidir. Kan basıncında klinik olarak anlamlı yükselme gözlendiğinde WELLBUTRIN XL tedavisine son verilmesi düşünülmelidir.
Bupropiyonun ve nikotin transdermal sisteminin birlikte kullanılması, kan basıncının yükselmesiyle sonuçlanabilir.
WELLBUTRIN XL, FDC Sarı (E110) içermektedir, bu sebeple alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler: Böbrek yetmezliği
Böbrek bozukluğu olan hastalar - Bupropiyon metabolitleri şeklinde başlıca idrarla atılır. Bu hastalarda aktif metabolitler böbrek bozukluğu olmayan hastalara kıyasla daha fazla birikebileceğinden böbrek bozukluğu olan hastalarda günde bir defa 150 mg önerilen dozdur. Hastalar yüksek ilaç veya metabolit düzeylerini bildiren olası istenmeyen etkiler (uykusuzluk, ağız kuruması, nöbetler) bakımından yakından izlenmelidir.
Karaciğer yetmezliği
Karaciğer bozukluğu olan hastalar - Bupropiyon karaciğerde geniş oranda kapsamlı olarak metabolize edilir ve bu metabolitlerin metabolizması da karaciğerde gerçekleşir. Hafif-orta şiddette karaciğer sirozu olan hastalardaki bupropiyon farmakokinetiğinin, sağlıklı gönüllülerdekinden istatistik anlam taşıyacak şekilde farklı olduğu gözlenmemiştir ama bu vakalarda bupropiyon plazma düzeylerinin hastadan hastaya gösterdiği değişiklikler, karaciğer bozukluğu olmayan hastalardakinden daha fazla olduğundan WELLBUTRIN XL, hafif-orta şiddette karaciğer bozukluğu olan hastalarda ihtiyatla kullanılmalıdır; günde 1 defa 150 mg, bu hastalarda önerilen dozdur.
Karaciğer bozukluğu olan bütün hastalar; yüksek ilaç veya metabolit düzeyleri bildiren, olası istenmeyen etkiler (uykusuzluk, ağız kuruması, nöbet) bakımından yakından izlenmelidir.
Pediyatrik popülasyon
Çocuklar ve adolesanlar (<18 yaş) - Majör depresif bozukluğu vediğer psikiyatrik
bozuklukları olan çocuklarda ve adolesanlarda antidepresan ilaçtedavisi, intihar düşüncesinde ve davranışında artış riski ile ilişkilidir.

4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Diğer ilaçlarla eşzamanlı kullanımı takiben bupropiyon metabolizması veya alternatif olarak eşzamanlı kullanılan bupropiyonun diğer ilaçların metabolizması üzerindeki etkisine ilişkin az sayıda sistemik veri toplanmıştır.
Bupropiyon yoğun şekilde metabolize edildiğinden diğer ilaçların birlikte kullanımı klinik aktivitesini etkileyebilir. İn vitro çalışmalar bupropiyonun CYP2B6 izoenzimi ile temelde
hidroksibupropiyona metabolize olduğunu göstermektedir. Bu nedenle WELLBUTRIN XL ile CYP2B6 izoenzimi substrat veya inhibitörü olan ilaçlar (örn, orfenadrin, tiotepa ve siklofosfamid) arasında bir etkileşim potansiyeli mevcuttur. Bupropiyon ile bu ilaçların birlikte kullanımı serum konsantrasyonlarını yükselterek nöbet gelişimine yol açabilir. Ayrıca in vitro çalışmalar paroksetin, sertralin, norfluoksetin, fluvoksamin ile nelfinavir, ritonavir ve efavirenzin, bupropiyonun hidroksilasyonunu inhibe ettiğini göstermiştir. Bu bulgunun değerlendirilmesi için herhangi bir klinik çalışma yapılmamıştır. Bupropiyonun treohidrobupropiyon metabolitinin sitokrom P450 izoenzimleri tarafından metabolize edildiği düşünülmemektedir. Eşzamanlı uygulanan simetidinin bupropiyon ve aktif metabolitleri üzerindeki etkileri 24 sağlıklı genç erkek gönüllüde incelenmiştir. İki adet 150 mg yavaş salımlı bupropiyon tabletin 800 mg simetidin ile birlikte veya tek başına oral yolla uygulanmasını takiben bupropiyon ve hidroksibupropiyon farmakokinetiği etkilenmemiştir. Bununla birlikte treohidrobupropiyon ve eritrohidrobupropiyonun kombine EAA ve Cmaks değerlerinde sırasıyla %16 ve %32 artış söz konusudur.
Etkinliğini, CYP2D6 aracılı metabolik aktivasyon sonunda gösteren ilaçlar (örn. tamoksifen), bupropiyon gibi CYP2D6 inhibitörleri ile eşzamanlı uygulandığında etkinliklerinde azalma gözlenebilir.
Sitalopram her ne kadar CYP2D6 tarafından başlıca metabolize edilmese de, bir çalışmada bupropiyon Cmaks ve EAA değerlerini sırasıyla %30 ve %40 oranında arttırmıştır.
Sistematik olarak incelenmemiş olmakla birlikte belirli ilaçlar bupropiyon metabolizmasını indükleyerek bupropiyon düzeylerini/etkilerini azaltabilir. (örn. karbamazepin, fenobarbital, fenitoin, ritonavir, efavirenz).
Sağlıklı gönüllülerde yürütülen bir dizi çalışmada, ritonavir (100 mg günde 2 kez ya da 600 mg günde 2 kez) ya da ritonavir 100 mg ve lopinavir 400 mg (Kaletra®)'m günde iki kez tedavileri doza bağlı olarak bupropion ve majör metabolitlerinin maruziyetini yaklaşık %20-80 arasında azaltmıştır. Benzer biçimde 2 haftalık günde tek doz 600 mg efavirenz tedavisi, bupropion maruziyetini yaklaşık %55 azaltmıştır. Ritonavir/Kaletra® ve efavirenz ile gözlenen bu etkilerin bupropion metabolizmasının indüksiyonuna bağlı olduğu düşünülmektedir. Bupropion ile birlikte bu ilaçlardan herhangi birini kullanan hastalarda bupropion dozunun artırılması gerekebilir fakat bupropion için önerilen en yüksek doz aşılmamalıdır.
Çoklu oral bupropiyon dozları, 12 sağlıklı gönüllüde tek doz olarak uygulanan lamotrijin farmakokinetiğinde istatistiksel olarak anlamlı etkilere sahip değildir.
Hayvanlardan elde edilen veriler bupropiyonun insanlarda ilaç-metabolizan enzimlerin bir indükleyicisi olabildiğini göstermiştir. Bir çalışmada, 14 gün süreyle 8 sağlıklı erkek gönüllüye günde üç kez 100 mg dozunda kronik bupropiyon uygulamasını takiben bupropiyon metabolizmasının indüklenmesine ilişkin kanıt oluşmamıştır. Bununla birlikte, eşzamanlı uygulanan ilaçların kan düzeyleri klinik açıdan önemli şekilde değişebilir.
Sitokrom P450nD6 (CYP2D6) ile Metabolize Edilen İlaçlar: Çoğu antidepresanlar (SSRI'lar, birçok trisiklik madde), beta-blokerler, antiaritmikler ve antipsikotikler dahil birçok ilaç CYP2D6 izoenzimi tarafından metabolize edilmektedir.
Bupropiyonun bu izoenzim tarafından metabolize edilmemesine karşın bupropiyon ve hidroksibupropiyon in vitro olarak CYP2D6 izoenziminin inhibitörleridir. CYP2D6 izoenzimi için yoğun metabolize edici 15 erkek denekte (19-35 yaş arasında) yapılan bir çalışmada günde iki kez 150 mg dozunda verilen bupropiyon ve bunu takiben uygulanan tek doz 50 mg desipramin, Cmaks, EAA ve t1/2 değerlerini sırasıyla ortalama 2, 5 ve 2 kat artırmıştır. Bu etki son bupropiyon dozundan en az 7 gün sonra da devam etmiştir. CYP2D6 tarafından metabolize edilen diğer ilaçlar ile bupropiyonun eşzamanlı kullanımı incelenmemiştir.
Sonuç olarak, belirli antidepresanlar (örn, nortriptilin, imipramin, desipramin, paroksetin, fluoksetin, sertralin), antipsikotikler (örn, haloperidol, risperidon, tioridazin), beta-blokerler (örn, metoprolol) ve Tip 1C antiaritmikler (örn, propafenon, flekainid) dahil CYP2D6 tarafından metabolize edilen ilaçlar ile birlikte bupropiyon dikkatle kullanılmalı ve eşzamanlı ilacın en düşük dozu ile tedaviye başlanmalıdır. CYP2D6 tarafından metabolize edilen bir ilaç ile tedavi görmekte olan bir hastanın rejimine bupropiyon eklendiği takdirde, özellikle dar terapötik endekse sahip olan eşzamanlı ilaçlarda olmak üzere, ilk uygulanmakta olan ilacın dozunun düşürülmesinin gerekli olup olmadığı değerlendirilmelidir.
MAO İnhibitörleri: Hayvanlarda yapılan çalışmalar bupropiyonun akut toksisitesinin MAO inhibitörü fenelzin tarafından artırıldığını göstermektedir
Levodopa ve Amantadin: Sınırlı klinik veriler, levodopa ve amantadin ile eşzamanlı olarak bupropiyon alan hastalarda yan etki insidansının daha yüksek olduğunu düşündürmektedir. Levodopa ve amantadin tedavisi gören hastalara eşzamanlı olarak WELLBUTR1N XL Tablet uygulanması sırasında dikkatli olunmalı ve düşük başlangıç dozları ile kademeli doz artışları kullanılmalıdır.
Nöbet Eşiğini Düşüren İlaçlar; WELLBUTRIN XL Tablet ile eşzamanlı olarak nöbet eşiğini düşüren ilaçların kullanımı (örn antipsikotikler, diğer antidepresanlar, teofilin, sistemik steroidler) sırasında son derece dikkatli olunması gereklidir. Düşük başlangıç dozları ve kademeli doz artışları kullanılmalıdır.
Alkol: Pazarlama sonrası deneyimde, bupropiyon tedavisi sırasında alkol tüketen hastalarda seyrek şekilde advers nöropsikiyatrik olaylar veya azalan alkol toleransı bildirilmiştir. WELLBUTRIN XL tedavisi sırasında alkol tüketimi minimuma indirilmeli veya tamamen kesilmelidir
Nikotin Transdermal Sistemi: WELLBUTRIN XL ve nikotin transdermal sistemlerinin (NTS) birlikte kullanılması kan basıncının yükselmesine neden olabilir.
Bitkisel ilaçlar/nutrasötikler: Kediotu, St. John's Wort, SAMe, gotu kola ve kava kava, MSS depresyonunu arttırabilir.
Laboratuvar testleri ile etkileşimler
Bupropiyonun idrarda hızlı madde tarama testlerinden bazıları ile etkileştiği bildirilmiştir. Özellikle amfetaminler için yalancı pozitif sonuca yol açabilir. Pozitif sonucun doğrulanması için daha özgün bir alternatif kimyasal yöntem kullanılmalıdır.

4.6Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye:

Gebelik kategorisi C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Bupropiyonun gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik, embriyonal/fetal gelişim, doğum veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir

(bkz^. Bölüm 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri).

İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. WELLBUTRIN XL gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Gebelik dönemi:

WELLBUTRIN XL'in gebelikte kullanılmasının güvenilirliği saptanmamıştır. Potansiyel riskleri bilinmemektedir.
Gebelik sırasında bupropiyon kullanılması yalnızca beklenen faydalar potansiyel risklerden fazlaysa düşünülmelidir.
7,005 bebekte yapılan retrospektif bir çalışmada anne adaylarının, hamileliğin ilk üç ayı içerisinde bupropiyon kullandığı bilinen bebeklerdeki (n = 1,213) konjenital veya kardiyovasküler malformasyon oranlarının (sırasıyla % 2.3 ve % 1.1), ilk üç ayda diğer antidepresanları kullandığı bilinen anne adaylarından doğan bebeklerdekinden (n = 4,743; sırasıyla % 2.3 ve % 1.1) veya bupropiyonu hamileliğin ilk üç ayından sonra kullanan kadınların bebeklerinde (n = 1,049) görülenlerden (sırasıyla % 2.2 ve % 1.0) daha yüksek olmadığı görülmüştür.
Deney hayvanlarındaki çalışmaların değerlendirilmesi bupropiyonun; embriyo veya fetus gelişimi, hamileliğin seyri ve peri- ya da post-natal gelişme üzerinde doğrudan ya da dolaylı hiçbir zararlı etkisini işaret etmemiştir. Hayvanlar üzerinde yapılan üreme çalışmaları insan cevabına dair her zaman öngörü sağlamamaktadır.

Laktasyon dönemi:

Bupropiyon ve metabolitleri anne sütüne geçtiğinden bebek sahibi olan kadınlara WELLBUTRIN XL tedavisi sırasında bebeklerini emzirmemeleri önerilmelidir.

Üreme yeteneği / Fertilite:

Bupropiyonun üreme yeteneği üzerindeki etkisine dair yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlardaki üreme çalışmalarının sonuçları, insanlardaki sonuçların tahmin edilmesini her zaman sağlamayabilir.

4.7Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Merkezi sinir sisteminde etkili diğer ilaçlar gibi bupropiyon da yargı veya motor ve kognitif beceriler gerektiren fonksiyonların yerine getirilme yeteneğini etkileyebilir. Bu nedenle hastalar WELLBUTRIN XL tedavisinin performanslarını olumsuz etkilemediğinden emin oluncaya kadar araç veya makine kullanırken dikkatli olmalıdır.

4.8İstenmeyen etkiler

Klinik deneyimden elde edilen istenmeyen etki bilgileri; insidansa ve Sistem Organ Sınıfı vücut sistemine göre aşağıdaki listede gösterilmektedir.
İstenmeyen etkiler, en sık görülenler en önce belirtilmek üzere aşağıdaki başlıklar altında sıralanmıştır: Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100, < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1000, < 1/100); seyrek (> 1/10,000, < 1/1000) ve çok seyrek (< 1/10,000).

Bağışıklık sistemi bozuklukları*

Yaygın: Aşırı duyarlılık reaksiyonları, örneğin ürtiker
Çok seyrek: Anjiyoödem, dispne/bronkospazm ve anafilaktik şok dahil, daha şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonları. Deri döküntüsüyle ilişkili eklem ağrıları, kas ağrıları, ateş ve gecikmiş aşırı duyarlılık izlenimi veren diğer semptomlar bildirilmiştir. Bu semptomlar serum hastalığını andırabilir

Metabolizma ve beslenme bozuklukları

Yaygın: Anoreksia
Yaygın olmayan: Kilo kaybı
Çok seyrek: Kan glukoz bozuklukları

Psikiyatrik bozukluklar

Çok yaygın: Uykusuzluk (bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli) Yaygın: Ajitasyon, anksiyete
Yaygın olmayan: Depresyon (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemler), konfüzyon
Çok seyrek: Agresyon, hostilite, irrritabilite, huzursuzluk, hallüsinasyonlar, karabasanlar dahil anormal rüyalar, depersonalizasyon, delüzyonlar, paranoid fikirler

Sinir sistemi bozuklukları

Çok yaygın: Baş ağrısı
Yaygın: Titreme, göz kararması, tat duyusu bozuklukları Yaygın olmayan: Konsantrasyon bozukluğu
Seyrek: Konvülsiyonlar (bkz. dipnot)** (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemler) Çok seyrek: Distoni, ataksi, Parkinsonizm, inkoordinasyon, bellek bozukluğu, parestezi, senkop

Göz bozuklukları

Yaygın: Görme bozuklukları, kulak ve labirent bozuklukları Yaygın: Kulak çınlaması

Kardiyak bozukluklar

Yaygın olmayan: Taşikardi Çok seyrek: Palpitasyonlar

Vasküler bozukluklar

Yaygın: Kan basıncının (bazen şiddetle) yükselmesi, deride kızarma Çok seyrek: Vazodilatasyon, postüral hipotansiyon

Gastrointestinal bozukluklar

Çok yaygın: Ağız kuruması, bulantı ve kusma dahil gastrointestinal semptomlar/belirtiler Yaygın: Karın ağrısı, kabızlık

Hepatobiliyer bozukluklar

Çok seyrek: Transaminazlarda yükselme, sarılık, hepatit

Deri ve deri-altı dokusu bozuklukları

Yaygın: Deri döküntüsü, kaşıntı, terleme
Çok seyrek: Erythema multiforme, Stevens-Johnson sendromu, sedef hastalığının alevlenmesi

Kas-iskelet ve bağ dokusu bozuklukları

Çok seyrek: Seğirme

Renal ve üriner bozuklukları

Çok seyrek: Sık idrara çıkma ve/veya idrar retansiyonu

Genel bozukluklar ve uygulama yeri sorunları

Yaygın: Ateş, göğüs ağrısı, asteni
*Aşırı duyarlılık kendisini, deri reaksiyonları şeklinde gösterebilir.

Bkz. "Bağışıklık sistemi bozuklukları" ve "Deri ve deri-altı dokusu bozuklukları".


Konvülsiyon insidansı yaklaşık % 0.1 (1/1,000)'dir. Bazı vakalarda post-iktal konfüzyonla veya bellek bozukluğuyla sonuçlanabilen generalize tonik-klonik konvülsiyonlar, en sık görülen konvülsiyon tipidir.

4.9 Doz aşımı ve tedavisi

Maksimal terapötik dozun 10 katını aşan dozların akut olarak alındığı bildirilmiştir. Doz aşımı; İstenmeyen Etkiler başlığı altında bildirilen olayların yanı sıra uyuşukluk, bilinç kaybı ve/veya QRS uzaması dahil iletim bozuklukları, aritmiler ve taşikardi gibi EKG değişiklikleri şeklinde belirtilere/semptomlara da neden olmuştur. Doz aşımı gerçekleşen hastaların neredeyse tümü, geride araz bırakmaksızın iyileşmiştir ama doz aşımının çok yüksek miktarlarda gerçekleştiği ender hastalarda bupropiyona eşlik eden ölüm bildirilmiştir.

Tedavi:

Doz aşımında hastanın hastaneye yatırılması önerilir. EKG ve vital belirtiler izlenmelidir.
Yeterli bir hava yolu, oksijenasyon ve ventilasyon sağlayın. Doz alımından hemen sonra uygulanırsa gastrik lavaj endikedir. Aktif kömür kullanılması da önerilmektedir. Bupropiyonun spesifik antidotu bilinmemektedir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER 5.1 Farmakodinamik özellikler:

Farmakoterapötik grubu: Farmakoterapötik grup: Antidepresan ilaçlar ATC kodu: N07B A02

Farmakodinamik etkiler

Bupropiyon, katekolaminlerin (noradrenalin ve dopamin) nöromal geri-alımını selektif olarak inhibe eder; indolaminlerin (serotonin) geri-alımını üzerinde minimal etkiye sahiptir ve monoamin oksidazı inhibe etmez.
Ancak bu etkinin noradrenerjik ve/veya dopaminerjik mekanizmalar aracılığıyla gerçekleştiği tahmin edilmektedir.
Sağlıklı gönüllülerde yapılan bir çalışmada, modifiye salınımlı bupropiyon tabletlerin kararlı plazma düzeyine kadar 14 gün boyunca günde 450 mg dozunda kullanılmasının sonunda, EKG'deki QTcF (Fridericia yöntemiyle kalp atım sayısına göre düzeltilmiş QT) aralığında, tabletlerin plaseboya kıyasla belirgin bir etkisi görülmemiştir.

5.2 Farmakokinetik özellikler:

Genel özellikler:


Bupropiyon hidroklorür, suda, etanol ve metanolde kolaylıkla çözünen, kristalize, beyaz renkli bir tozdur. Acı bir tadı vardır ve oral mukozada lokal anestezi hissi oluşturur.

Emilim:


Modifiye salınımlı bupropiyon tabletlerin sağlıklı gönüllülere verilmesini takiben plazmadaki en yüksek bupropiyon konsantrasyonlarına, yaklaşık 5 saatte ulaşılmıştır.
Besinlerle birlikte alınması, modifiye salınımlı bupropiyon tabletlerin emilimini önemli ölçüde etkilemez.

Dağılım:


İn vitro çalışmalar bupropiyonun, 200 mcg/ml'e kadar olan konsantrasyonlarda plazma proteinlerine % 84 oranında bağlandığını göstermiştir. Hidroksibupropiyon metabolitinin protein bağlanma oranı bupropiyona benzer olmakla birlikte, treohidrobupropiyon metabolitinde protein bağlanma oranı bupropiyon değerinin yaklaşık yarısıdır.

Biyotransformasyon:


Bupropiyon insanlarda geniş kapsamlı olarak metabolize edilir. Plazmada, hidroksibupropiyon ve amino-alkol izomerler olan treohidrobupropiyon ve eritrohidrobupropiyon olmak üzere, karbonil grubunun indirgenmesi ile oluşan farmakolojik aktiviteye sahip 3 metabolit vardır.

In vitro

bulgular bupropiyonun başlıca aktif metaboliti olan hidroksibupropiyona öncelikle CYP2B6 izoenzimi tarafından dönüştürüldüğünü, oysa sitokrom P450 izoenzimlerinin treohidrobupropiyon oluşumunda etkili olmadığını göstermiştir. Bupropiyon yan zincirinin oksidasyonu, daha sonra majör üriner metabolit olarak atılan meta-klorobenzoik asidin bir glisin konjügatının oluşumuna neden olmaktadır. Bupropiyona kıyasla metabolitlerin potensi ve toksisitesi tamamen karakterize edilememiştir. Ancak fareler üzerinde yapılan bir antidepresan tarama çalışmasında hidroksibupropiyon potensinin bupropiyon değerinin yarısı olduğu ancak treohidrobupropiyon ve eritrohidrobupropiyonun bupropiyondan 5 kat daha düşük potense sahip olduğu gösterilmiştir. Plazma konsantrasyonlarının bupropiyon kadar veya daha da yüksek olması nedeniyle bu metabolitler, klinik önem taşıyor olabilir.
Bupropiyon geniş kapsamlı olarak metabolize edildiğinden, özellikle sitokrom CYP2B6 izoenzimi ile metabolize olan maddelerle ilaç-ilaç etkileşimlerine yönelik bir potensiyel mevcuttur. Bupropiyonun sitokrom CYP2D6 tarafından metabolize edilmemesine karşın, bu izoenzim tarafından metabolize edilen ilaçlarla birlikte uygulandığında, ilaç-ilaç etkileşimleri potansiyeli mevcuttur.
İnsanlarda, hidroksibupropiyonun en yüksek plazma konsantrasyonlarına ulaşması WELLBUTRIN XL uygulandıktan yaklaşık 7 saat sonra gerçekleşmektedir. WELLBUTRİN XL uygulamasını takiben hidroksibupropiyonun en yüksek plazma konsantrasyonları ana ilacın kararlı durumdaki en yüksek seviyesinden 7 kat yüksektir. Hidroksibupropiyonun eliminasyon yarı-ömrü, yaklaşık 20 (± 5) saattir, kararlı düzeylerdeki EAA değeri ise bupropiyonun yaklaşık 13 katıdır. Eritrohidrobupropiyon ve treohidrobupropiyon metabolitleri için plazmada doruk konsantrayonlara erişilene kadar geçen süreler, hidrobupropiyon metaboliti ile benzerdir. Bununla birlikte eliminasyon yarı ömür süreleri daha uzundur ( sırasıyla yaklaşık 33 (± 10) ve 37 (± 13) ) ve kararlı düzey EAA değerleri sırası ile bupropiyonun 1.4 ve 7 katıdır.

Eliminasyon:


İnsanlarda, 200 mg 14C-bupropiyon verilmesinden sonra radyoaktif dozun % 87'si idrarda, % 10'u feçeste belirmiştir. Bupropiyon dozunun yalnızca % 0.5'inin değişikliğe uğramaksızın vücuttan atılması, bu bileşiğin vücutta geniş kapsamlı olarak metabolize edilmesiyle bağdaşan bir bulgudur.
WELLBUTRİN XL yavaş salımlı tablet kaplamaları gastrointestinal sistem geçişleri esnasında bozulmadan kalabilirler ve dışkı ile atılırlar.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:


Günde 150-300 mg arasında değişen dozlarda düzenli olarak kullanılan bupropiyon ve metabolitleri, lineer kinetiğe sahiptir.

Hastalarda karakteristik özellikler

Böbrek-yetmezliği


Böbrek yetmezliği olan hastalarda bupropiyon farmakokinetiğine ilişkin sınırlı bilgi mevcuttur. Normal denekler ile son dönem böbrek yetmezliği olan denekler için çalışmalar arasında yapılan bir karşılaştırmada, iki grupta ana ilacın Cmaks ve EAA değerlerinin benzer olduğu gözlenmekle birlikte, son dönem böbrek yetmezliği olan hastalar için hidroksibupropiyon ve treohidrobupropiyon metabolitlerine ait EAA değerinde sırasıyla 2.3 ve 2.8 katlık bir artış mevcuttur. Bupropiyonun majör metabolitlerinin eliminasyonu böbrek yetmezliği ile azalabilir

(bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).


Karaciğer yetmezliği


Karaciğer bozukluğunun bupropiyon farmakakinetiği üzerindeki etkisi, biri alkolik karaciğer hastalığı, diğeri hafif-orta şiddette karaciğer sirozu olan hastalarda olmak üzere 2 tek-doz çalışmasında karakterize edilmiştir. İlk çalışma hidroksibupropion yarı ömrünün 8 sağlıklı gönüllüye kıyasla alkolik karaciğer hastalığı bulunan sekiz kişide anlamlı ölçüde daha uzun olduğunu göstermiştir (21 ± 5 saate kıyasla 32 ± 14 saat ). İstatiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte bupropiyon ve hidroksibupropiyon için EAA değerleri alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha değişken olup daha yüksek olma eğilimi göstermiştir ( %53 ila %57). İki hasta grubu arasında, bupropiyon ve diğer metabolitlerin yarı ömür süresindeki farklar minimum düzeydedir.
İkinci çalışma, sekiz sağlıklı gönüllüye kıyasla hafif ila orta şiddette karaciğer sirozu bulunan dokuz hastada bupropion ve aktif metabolitlerinin farmakokinetiğinde istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadığım göstermiştir. Ancak, hafif ila orta şiddette karaciğer sirozu
bulunan hastalarda bupropion (EAA, Cmaks ve Tmaks) ve aktif metabolitleri (t1/2) için bazı parametrelerde daha yüksek değişkenlik gözlenmiştir. Ayrıca sağlıklı gönüllülerdeki değerlere kıyasla şiddetli karaciğer sirozu olan hastalarda bupropiyonun Cmaks ve EAA değerleri, belirgin şekilde daha yüksek olduğu gözlenmiş (ortalama farklar, sırasıyla % 70 ve 3 kat) ve hastadan hastaya daha değişken bulunmuş, ortalama yarı-ömrünün daha uzun olduğu görülmüştür. (şiddetli karaciğer sirozu olan hastalarda 29 saat, sağlıklı deneklerde 19 saat). Hidroksibupropiyon metaboliti için Cmaks değeri yine sağlıklı gönüllülere kıyasla ortalama yaklaşık % 69 daha düşüktür. Birleşik amino-alkol izomerleri treo- ve eritrohidrobupropiyon metabolitleri için Cmaks değeri yaklaşık % 31 daha düşüktür. Ortalama EAA değeri hidroksibupropiyon için 1,5 kat treo- ve eritrohidrobupropiyon için ise 2,5 kat artmıştır. Medyan Tmaks değeri hidroksibupropiyon için 19 saat, treo- ve eritrohidrobupropiyon için ise 31 saat sonra gözlenmiştir. Hidroksibupropiyon ve treo- ve eritrohidrobupropiyon için ortalama yarı ömür süreleri sırasıyla 5 ve 2 kat artmıştır.

Yaşlılar:


Yaşın, bupropiyon ve metabolitlerinin farmakokinetiği üzerindeki etkisi tam olarak karakterize edilmemiştir. Bununla birlikte, günde 3 defa 300 - 750 mg/gün olacak şekilde hastalara uygulanan depresyon etkinlik çalışmalarında bupropiyonun kararlı düzey konsantrasyonlarının araştırılması, yaş ile (18- 83 yaş arası) bupropiyon plazma konsantrasyonları arasında herhangi bir ilişki göstermemiştir. Bir tek-doz çalışması bupropiyonun ve metabolitlerinin farmakokinetiğinin ileri yaştaki hastalarda, genç erişkinlere kıyasla farklı olmadığını göstermiştir. Bu veriler yaşın bupropion konsantrasyonu üzerinde önemli bir etkisi olmadığını göstermektedir ancak tek ve tekrarlı dozlarla yapılan bir başka farmakokinetik çalışma, yaşlılarda bupropion ve metabolitlerinin birikim riskinin daha yüksek olduğunu düşündürmektedir.

(bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).


5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri

Hayvanlar üzerindeki çalışmalarda insandaki terapötik dozlardan defalarca daha yüksek dozlarda bupropiyon; sıçanlarda ataksi ve konvülsiyonlar, köpeklerde genel güçsüzlük, titreme ve emesis; her iki türde de letalite artışı dahil,dozla ilişkili semptomlara neden olmuştur. Hayvanlardaki görülen ve insanlarda söz konusu olmadığını bildiğimiz enzim indüksiyonu sonucu sistemik maruziyet, hayvanlarda ve önerilen en yüksek dozun kullanıldığı insanlarda birbirine yakın bulunmuştur.
Hayvanlardaki çalışmalarda göze çarpan karaciğer değişiklikleri, bir karaciğer enzim indüktörünün etkilerini yansıtmaktadır. İnsanlarda ise önerilen dozlarda kullanılan bupropiyonun, kendi metabolizmasının indüksiyonuna neden olmaması; laboratuvar hayvanlarındaki karaciğer değişikliklerinin, bupropiyonun insanlardaki güvenlilik ve risk değerlendirmesinde yalnızca sınırlı önem taşıdığı izlenimini vermektedir.
Genotoksisite verileri bupropiyonun, bakteriler üzerinde zayıf bir mutajen etkiye sahip olduğunu, memelilerde ise böyle bir özellik taşımadığını gösterdiğinden insanlarda genotoksik etki potansiyelinden kaygı duymak gereksizdir. Farelerde ve sıçanlarda yapılan çalışmalar bu türlerde karsinojen etkinin söz konusu olmadığını doğrulamaktadır.

6.FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1Yardımcı maddelerin listesi

Polivinil alkol gliseril dibehenat Etil selüloz Povidon Makrogol
Metaakrilik asit etil ekrilat kopolimer dispersiyon (Eudragit L30 D-55) Silikon dioksit Trietil sitrat
E132, E110, E129 ve E172 içeren Siyah Baskı Mürekkebi (Opacode S-1-8090 veya Opacode S-1-17805).

6.2Geçimsizlikler

Geçerli değildir.

6.3Raf ömrü

18 ay

6.4Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

6.5Ambalajın niteliği ve içeriği

İçerisinde tıbbi kömür/silis jel kombinasyonu bulunan, desikant bir kutucuk içeren; ısıya dirençli bir membranla şişeden ayrılan, çocukların açamayacağı bir kapağa sahip; beyaz, opak, yüksek dansiteli polietilen (HDPE) şişeler.
Her şişe içerisinde 30 tablet bulunmaktadır.

6.6Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği" ve "Ambalaj ve ambalaj atıklarının kontrolü yönetmeliği"ne uygun olarak imha edilmelidir.

7.RUHSAT SAHİBİ

Adı:GlaxoSmithKline İlaçları San. ve Tic. A.Ş.
Adresi: Büyükdere Cad. No.173, 1.Levent Plaza
B Blok 34394, 1. Levent/İstanbul Tel. no: 0 212 339 44 00 Fax. no: 0 212 339 45 00

8.RUHSAT NUMARASI

125/93

9.İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi:Ruhsat yenileme tarihi:


10.KÜB'ün YENİLENME TARİHİ

İlaç Bilgileri

Wellbutrin XL 150 mg yavaş salımlı film kaplı tablet

Etken Maddesi: Bupropiyon HCl

Atc Kodu: N06AX12

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.