Kas İskelet Sistemi » Vücut Yüzeyine Uygulanan Kas-Eklem Ağrısı İlaçları » Eklem ve Kas Ağrıları İçin Topikal İlaçlar » Topikal Nonsteroid Antienflamatuar » İbuprofen
KISA ÜRÜN BİLGİLERİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ADVIL LIQUI-GELS® 200 mg Kapsül
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Her kapsül 200 mg ibuprofen içerir.
Yardımcı maddeler:
Sorbitol…………………………89.77 mg
Yardımcı maddeler için bölüm 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Oral kullanım için yumuşak kapsül
ADVIL LIQUI-GELS 200 mg Kapsül, üzerinde beyaz “Advil” logosu bulunan, oval, yeşil kapsüller halindedir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
· Romatizmal ağrılar
· Sırt ağrısı
-
Başağrısı
-
Diş ağrısı
-
Kas ağrıları
-
Adet sancıları
-
Soğuk algınlığı ve grip belirtileri
-
Ateşin düşürülmesi
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi
Yetişkinler ve 12 yaşından büyük çocuklar
:
İstenmeyen etkiler, semptomları kontrol etmek için gereken en kısa sürede minimum etkili dozun kullanımıyla en aza indirilebilir. Eğer semptomlarda düzelme
gözlenmez veya kötüleşirse, ya da 10 günden daha fazla süreyle kullanım gerekirse doktora danışılmalıdır.
İhtiyaca göre her 4 ila 6 saatte 1 veya 2 kapsül alınır. 24 saat içinde 6 kapsül (1200 mg) aşılmamalıdır.
Uygulama şekli
· ADVIL LIQUI-GELS Kapsül ağız yoluyla alınır.
· Ağız boğaz irritasyonunun engellenmesi için kapsüller çiğnenmeden, parçalanmadan, bütün olarak bir bardak su ile yutulmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek/karaciğer/kalp yetmezliği
ADVILLIQUI-GELS kullanımı böbrek fonksiyonlarında bozulmayla sonuçlanabilir. Ciddi böbrek, kalp veya karaciğer rahatsızlığı varsa kullanmadan önce doktora
danışılmalıdır. Bu hastalarda doz mümkün olan en düşük seviyede tutulmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
Pediyatrik popülasyon
12 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmaz.
Geriyatrik popülasyon
Yaşlı hastalar yan etkileri ve sonuçları açısından yüksek risk altındadır. Bu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
4.3. Kontrendikasyonlar
ADVIL LIQUI-GELS; ibuprofen’e ve/veya içerdiği yardımcı maddelerin herhangi birine aşırı hassasiyeti olan hastalarda kontrendikedir.
Aspirin veya diğer non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) ile, astım, rinit, anjiyoödem veya ürtiker gibi aşırı duyarlılık reaksiyonu hikayesi olan
hastalarda ibuprofen kontrendikedir.
ADVIL LIQUI-GELS, önceden geçirilmiş veya aktif ülseratif kolit, Crohn hastalığı, rekürran peptik ülser veya gastrointestinal kanama (belirgin ülserasyon
veya kanama episodu şeklinde tanımlanan iki veya daha fazla kanıtlanmış atak) olan hastalarda kullanılmamalıdır. Geçmişlerinde önceki bir NSAİİ tedavisine
bağlı gastrointestinal kanaması ya da perforasyon öyküsü bulunan hastalarda kontrendikedir.
ADVIL LIQUI-GELS, şiddetli hepatik yetmezliği, şiddetli renal yetmezliği ve şiddetli kalp yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir (Bkz. 4.4. Özel
kullanım uyarıları ve önlemleri).
Koroner arter by-pass greft operasyonu geçirenlerde ameliyat öncesi veya sonrası dönemde ağrı tedavisinde kullanılması kontrendikedir.
Hamileliğin son 3 ayında kullanılmamalıdır. (Bkz. 4.6. Gebelik ve laktasyon)
Serebrovasküler kanaması olanlarda ya da herhangi bir aktif kanaması olanlarda kontrendikedir.
Kardiyovaskuler (KV) risk
- NSAİİ’ler ölümcül olabilecek KV trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskinde artışa neden olabilir. Bu
risk kullanım süresine bağlı olarak artabilir. KV hastalığı olan veya KV hastalık risk faktörlerini taşıyan hastalarda
risk daha yüksek olabilir.
- ADVIL LIQUI-GELS koroner arter by-pass cerrahisi öncesi ağrı tedavisinde kontrendikedir.
Gastrointestinal (Gİ) riskler
NSAİİ’ler kanama, ülserasyon, mide veya bağırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecek ciddi Gİ advers etkilere yol
açarlar. Bu advers olaylar herhangi bir zamanda, önceden uyarıcı bir semptom vererek veya vermeksizin ortaya
çıkabilirler. Yaşlı hastalar ciddi Gİ etkiler bakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar.
|
|
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
ADVIL LIQUI-GELS’in siklooksijenaz (COX)-2 inhibitörleri dahil diğer NSAİİ’ler ile birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.
Renal fonksiyonlar kötüleşebileceğinden renal yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Renal fonksiyonlarda kötüleşmeye bağlı böbrek yetmezliği gelişebilir.
ADVIL LIQUI-GELS, kalp yetmezliği veya hipertansiyon öyküsüne sahip hastalara dikkatle verilmelidir, çünkü ibuprofen uygulanmasıyla renal fonksiyon
kötüleşmesi ve/veya sıvı retansiyonuna bağlı olarak ödem, hipertansiyon ve/veya kardiyak bozukluk görülebilir.(Bkz. 4.8. İstenmeyen etkiler).
Siklooksijenaz/ prostaglandin sentezini inhibe eden bu ilacın ovülasyonu etkileyerek kadın fertilitesini bozduğuna dair kanıtlar mevcuttur. Bu durum
geçicidir ve ilacın kesilmesinden sonra düzelir.
Gastrointestinal hastalık şikayeti ve kronik iltihaplı bağırsak hastalığı bulunan hastalar yakın takip altında bulundurulmalıdır (Ülseratif kolit, Crohn
hastalığı).
Karma tip bağ dokusu hastalıkları ve sistemik lupus eritematozus (SLE)’de aseptik menenjit riskinin arttığı bildirilmiştir.
İstenmeyen etkiler ilacın düşük dozlarda ve kısa süre kullanılması ile en aza indirilebilir (Bkz. 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli ).
Özellikle yaşlılarda ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon gibi ciddi yan etkilerin gözlenme riski artmıştır. Bu hastalarda mümkün olan
en düşük etkili doz uygulanmalıdır.
Kardiyovasküler ve serebrovasküler etkiler:
Klinik ve epidemiyolojik çalışma verileri ibuprofen kullanımının, özellikle yüksek bir dozda (2400 mg/gün) ve uzun dönemli tedavide, arteriyel trombotik
olaylarda (örn; miyokard enfarktüsü ya da inme) küçük bir risk artışı ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Bütünüyle ele alındığında,
epidemiyolojik çalışmalar, düşük doz ibuprofenin (örn; ? 1200 mg/gün), miyokard enfarktüsü riskinde artış ile ilişkili olduğunu düşündürmemektedir.
Yapılan iki büyük kontrollü klinik araştırma sonucuna göre, koroner arter bypass greft uygulamasını takiben 10-14 gün arasında ağrı tedavisi için bir COX-2
selektif NSAİİ kullanımının miyokard enfarktüsü ve inme riskinde artışa neden olduğu gözlemlenmiştir (bkz. bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
Hipertansiyon:
Diğer tüm NSAİİ’lerle olduğu gibi, ibuprofen de hipertansiyon oluşumuna veya daha önce mevcut hipertansiyonun kötüleşmesine ve bu iki durum da
kardiyovasküler olaylar riskinin artmasına neden olabilir. İbuprofen de dahil, NSAİİ’ler hipertansiyonlu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. İbuprofen
tedavisi başlangıcında ve tedavi seyri boyunca kan basıncı yakından izlenmelidir.
Gastrointestinal (Gİ) etkiler - Gİ ülserasyon, kanama veya perforasyon riski:
ADVIL LIQUI-GELS dahil NSAİİ tedavisi uygulanan hastalarda, fatal olabilen mide, ince bağırsak veya kalın bağırsakta inflamasyon, kanama, ülserasyon veya
perforasyon gibi ciddi Gİ toksisitesi ile ilgili istenmeyen etkiler meydana gelebilir. Bu ciddi istenmeyen etkiler semptomları olsun veya olmasın herhangi
bir zamanda NSAİİ’ler ile tedavi edilen hastalarda oluşabilir.
Daha önceden özellikle hemoraji ve perforasyon ile seyreden ülser hikayesi olan hastalar ve yaşlılarda yüksek dozda NSAİİ kullanımı ile ülser Gİ kanama ve
perforasyon riski artmaktadır. Bu hastalarda tedaviye mümkün olduğunca düşük dozda başlamalıdır.
NSAİİ’ler, geçmişte ülser hastalığı veya Gİ kanaması hikayesine sahip hastalara uygulanırken son derece dikkatli olunmalıdır. Yapılan çalışmalar, NSAİİ
kullanan, önceden peptik ülser ve/veya Gİ kanama hikayesine sahip hastaların, bu risk faktörlerine sahip olmayan hastalara kıyasla Gİ kanama geliştirme
riskinin 10 kat fazla olduğunu göstermiştir. Ülser hikayesine ek olarak, yapılan farmakoepidemiyolojik çalışmalarda, Gİ kanama riskini artırabilecek
aşağıdakiler gibi çok sayıda başka, birlikte tedavi ve komorbiditeye yol açabilecek durum tanımlanmıştır: oral kortikosteroidlerle tedavi,
antikoagülanlarla tedavi, selektif serotonin geri alım inhibitörü (SSRI) ilaçlar, NSAİİ ile tedavinin uzaması, sigara içmek, alkol bağımlılığı, ilerlemiş
yaş ve genel sağlık durumunun kötü olması. Fatal Gİ olaylar hakkındaki spontan raporların çoğu yaşlı ve zayıf bünyeli hastalarda görülmektedir; bu nedenle
bu popülasyonda tedavi yaparken özellikle dikkatli olmak gerekir.
Advers bir Gİ olayın potansiyel riskini en aza indirmek için, mümkün olan en kısa süreyle en düşük etkili doz kullanılmalıdır. Yüksek risk grubundaki
hastalarda, NSAİİ içermeyen alternatif tedaviler dikkate alınmalıdır.
Ibuprofen tedavisi sırasında gastrointestinal kanama ya da ülserasyon görülmesi halinde ilaç kullanımına hızlı şekilde son verilmelidir.
Renal etkiler:
Diğer NSAİİ’lerde olduğu gibi, ADVIL LIQUI GELS’in uzun süreli uygulanması renal papiller nekroz ve renal medullada diğer değişikliklere yol açabilir.
Renal prostaglandinlerin renal perfüzyonun korunmasında telafi edici bir rol oynadığı hastalarda ikinci bir renal toksisite şekli görülmüştür. Bu
hastalarda bir NSAİİ’nin uygulanması, prostaglandin oluşumunda ve ikincil olarak renal kan akımında açık renal dekompansasyonu tetikleyebilecek doza
bağımlı bir düşmeye neden olabilir. Bu reaksiyon açısından en büyük risk altında bulunan hastalar böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği veya karaciğer
yetmezliği olanların yanısıra diüretik veya anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri kullananlar ve yaşlılardır. NSAİİ tedavisinin kesilmesinden
sonra, genelde tedavi öncesindeki duruma geri dönülür.
Anafilaktoid reaksiyonlar:
Diğer NSAİİ’lerda olduğu gibi, ADVIL LIQUI-GELS’e önceden bilinen bir maruziyeti olmayan hastalarda anafilaktoid reaksiyonlar meydana gelebilir (bkz. 4.3.
Kontrendikasyonlar, Özel Kullanım Uyarıları ve Önlemleri-Önceden Var Olan Astım). Anafilaktoid bir reaksiyon meydana geldiği takdirde, hastaya derhal acil
tedavi uygulanmalıdır.
Hepatik etkiler:
Karaciğer yetmezliğine işaret eden belirti ve/veya semptomlar gösteren veya karaciğer test değerleri anormal olan bir hasta, ADVIL LIQUI-GELS tedavisi
sırasında daha şiddetli bir karaciğer reaksiyonun gelişmesine karşı değerlendirilmelidir. Karaciğer hastalığına işaret eden klinik belirti ve semptomların
gelişmesi veya sistemik belirtilerin (örneğin, eozinofili, döküntü, vb.) meydana gelmesi halinde, ADVIL LIQUI-GELS tedavisi kesilmelidir.
Hematolojik etkiler:
Trombosit agregasyonunu inhibe eden nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların bazı hastalarda kanama süresini uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinin tersine,
bunların trombosit fonksiyonu üzerindeki etkileri kalitatif açıdan daha az, daha kısa süreli ve geri dönüşlüdür. ADVIL LIQUI-GELS genel olarak trombosit
sayısı, protrombin zamanı (PT) veya parsiyel tromboplastin zamanını (PTT) etkilemez. ADVIL LIQUI-GELS alan ve trombosit fonksiyonlarındaki değişimlerden
koagülasyon bozuklukları gibi advers şekilde etkilenebilecek ve antikoagülan kullananlar hastalar dikkatle izlenmelidir.
Önceden var olan astım:
Astım hastalarının aspirine duyarlı astımı olabilir. Aspirine duyarlı astım hastalarında aspirin kullanımı, fatal olabilecek derecede şiddetli bronkospazma
yol açabilir. Bu gibi aspirine duyarlı hastalarda aspirin ve diğer NSAİİ’ler arasında bronkospazm da dahil olmak üzere çapraz reaksiyonlar bildirildiği
için, aspirine bu çeşit bir duyarlılığa sahip hastalar ADVIL LIQUI-GELS kullanmamalı ve önceden var olan astımı olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (
bkz. bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
Deri reaksiyonları:
İbuprofen dahil, NSAİİ’lerin kullanımıyla ilişkili olarak çok nadiren ve bazıları ölümcül olabilen, eksfoliyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve
toksik epidermal nekroliz dahil ciddi deri reaksiyonları bildirilmiştir. Hastaların en çok çalışma seyrinin başlarında bu olaylarla ilgili risk altında
olduğu görülmektedir, olguların çoğunluğunda olay başlangıcı tedavinin birinci ayında meydana gelmektedir. Deri döküntüsü, mukoza lezyonları veya başka her
türlü aşırı duyarlılık belirtisi ilk ortaya çıktığında ibuprofen kesilmelidir.
Laboratuvar testleri:
Uyarıcı semptomlar olmadan ciddi Gİ sistem ülserasyonları ve kanama ortaya çıkabildiğinden, hekimler Gİ kanamanın belirti ya da semptomları açısından
hastaları izlemelidirler. Uzun dönemli NSAİİ tedavisi gören hastaların tam kan sayımı ve biyokimyası profilleri periyodik olarak kontrol edilmelidir. Eğer
karaciğer ya da renal rahatsızlıkla uyumlu klinik belirti ve semptomlar gelişirse ya da sistemik belirtiler (ör. eozinofili, döküntü, vb.) ortaya çıkarsa
ibuprofen kesilmelidir.
Bu ürün sorbitol içermektedir. Nadir kalıtımsal fruktoz intolerans problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. Diğer tibbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Diğer NSAİİ’ler, antikoagülanlar veya herhangi bir başka ilaç kullanılıyorsa ibuprofen kullanmadan önce doktora danışılmalıdır.
Bazı hastalarda etkileşimler bildirildiği için, aşağıdaki ilaçların herhangi birisiyle tedavi edilmekte olan hastarda dikkatli olunmalıdır.
ADE-inhibitörleri
: Mevcut raporlarda, NSAİİ’lerin ADE-inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabileceğini belirtilmektedir. Bu etkileşim, NSAİİ’leri
ADE-inhibitörleriyle birlikte almakta olan hastalarda dikkate alınmalıdır.
Aminoglikozitler:
NSAİİ’ler aminoglikozitlerin atılımını azaltabilir.
Aspirin
: Aspirin ve diğer NSAİİ’ler ile birlikte kullanımında gastrointestinal istenmeyen etkiler artabileceğinden, birlikte kullanılmamalıdır. Kalp krizi veya
inme için aspirin kullanılıyorsa doktora danışılmalıdır, çünkü ibuprofen aspirinin bu etkisini azaltabilir.
Metotreksat:
NSAİİ’lerin, tavşan böbrek kesitlerinde metotreksat birikimini kompetitif inhibe ettikleri bildirilmiştir. Bu durum, bu ilaçların metotreksatın
toksisitesini artırabileceğine işaret ediyor olabilir. NSAİİ’ler metotreksatla birlikte uygulandığında dikkatli olunmalıdır.
Lityum:
NSAİİ’ler plazma lityum düzeylerinde artışa, renal lityum klerensinde ise azalmaya yol açmıştır. Minimum lityum konsantrasyonu %15 artmış ve renal klerens
%20 oranında azalmıştır. Bu etkiler, renal prostaglandin sentezinin NSAİİ tarafından inhibisyonuna dayandırılmıştır. Bu nedenle, NSAİİ’lerle lityum
birlikte uygulandığında, hastalar lityum toksisitesine karşı yakından izlenmelidir.
COX-2 inhibitörleri ve diğer NSAİİ’ler:
COX-2 inhibitör içeren diğer NSAİİ’ler gibi advers etki riskini arttırabilir (Bkz. 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Kortikosteroidler:
Özellikle gastrointestinal kanalda advers etki riskini arttırabilir (Bkz. 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Antihipertansif ve diüretikler:
NSAİİ’ler bu ilaçların etkisini azaltabilir. NSAİİ bazı hastalarda furosemid ve tiyazidlerin natriüretik etkisini azaltabilmektedir. Bu etki, renal
prostaglandin sentezinin inhibisyonuna dayandırılmıştır. ADVIL LIQUI-GELS ile birlikte diüretik ilaçlar alan hastalar, böbrek yetmezliği belirtileri
açısından (bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri-Renal etkiler) ve istenen diüretik etkinin elde edildiğinden emin olmak amacıyla yakından
izlenmelidir.
Antikoagülanlar:
NSAİİ’ler antikoagülanların etkisini arttırabilir. Örn; varfarin. (Bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri)
Antiplatelet ajanlar ve selektif serotonin gerialım inhibitörleri
: Gastrointestinal kanama riskini arttırabilir.
Kardiyak glikozidleri
: NSAİİ’ler kalp yetmezliğini şiddetlendirebilir, glomerüler ultrasyon hızını (GFR’yi) düşürebilir ve glukozit plazma seviyesini yükseltebilir.
Siklosporin:
Nefrotoksisite riskini arttırır.
Mifepriston
: NSAİİ’ler, mifepriston etkisini azalttığı için mifepriston uygulamasından 8-12 gün içinde kullanılmamalıdır.
Takrolimus
: Takrolimus ile birlikte verilen NSAİİ’ler olası nefrotoksisite riskini arttırır.
Zidovudin:
Zidovudin ve ibuprofen ile aynı anda tedavi edilen insan immun yetmezlik virüsü (HIV) pozitif hemofili hastalarının, hemartroz ve hematoma riskini
arttırdığına dair kanıtlar mevcuttur.
CYP2C9 inhibitörleri:
Ibuprofenin, CYP2C9 inhibitörleri ile birlikte uygulanması, ibuprofene (CYP2C9 substratı) maruziyeti arttırabilir. Vorikonazol ve flukonazol (CYP2C9
inhibitörleri) ile yapılan bir çalışmada yaklaşık %80-100 oranında artmış bir S(+)-ibuprofen maruziyeti gösterilmiştir. Özellikle yüksek dozdaki
ibuprofenin vorikonazol veya flukonazol gibi potent CYP2C9 inhibitörleri ile birlikte uygulanması durumunda ibuprofen dozunun düşürülmesi düşünülmelidir.
Kinolon grubu antibiyotikler:
Deney hayvanlarında yapılan çalışmaların verilerinin gösterdiğine göre NSAİİ’ler kinolon grubu antibiyotiklerle birlikte kullanıldıklarında konvulsiyon
riskini arttırmaktadır. NSAİİ ve kinolon alan hastalarda konvulsiyon oluşma riski artar.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Özel popülasyonlarda etkileşimlere ilişkin ek bilgi bulunmamaktadır.
Pediyatrik popülasyon
12 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmaz. Pediyatrik popülasyona ilişkin ek bilgi bulunmamaktadır.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel Tavsiye
Gebelik kategorisi : C (İlk iki trimester için)
Gebelik kategorisi : D (Son trimester için)
Gebelik Dönemi
Deney hayvanları üzerinde yapılan çalışmalarda herhangi bir teratojenik etkiye rastlanmamış olmasına karşın, gebeliğin ilk 6 ayında kullanılması önerilmez.
Muhtemel persistan pulmoner hipertansiyon etkisiyle ductus arteriosus’un erken kapanması riskinden dolayı, gebeliğin son 3 ayında kullanımı kontrendikedir.
Doğum çocuğun ve annenin yüksek kanama eğilimi nedeniyle ertelenebilir ve doğum süresi uzayabilir.
Laktasyon Dönemi
Mevcut kısıtlı çalışmalarda, ibuprofen süte çok düşük konsantrasyonlarda geçmiştir ve süt emen bebeği olumsuz etkileme olasılığı azdır. Yine de,
ibuprofenin emziren annelerde kullanımı tavsiye edilmez.
Üreme Yeteneği / Fertilite
Siklooksijenaz/prostaglandin sentezini inhibe eden ilaçların ovülasyonu etkileyerek fertilite üzerine etkileri olabileceğine dair bazı kanıtlar vardır.
NSAİİ tedavisinin kesilmesinden sonra, tedavi öncesindeki duruma geri dönülür.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Önerilen dozlarda ve tedavi süresinde kullanılması halinde ADVIL LIQUI-GELS araç ve makine kullanımı üzerine belirgin bir etki yapması beklenmez. Ancak
ibuprofen sersemlik, rehavet, yorgunluk ve görme bozuklukları gibi istenmeyen etkilere neden olabilir. Eğer bu istenmeyen etkiler görülürse hastalar araç
ve makine kullanmamaları konusunda uyarılmalıdırlar.
4.8. İstenmeyen etkiler
Bildirilen hipersensitivite reaksiyonları;
a) Spesifik olmayan alerjik reaksiyonlar ve anafilaksi
b) Solunum sistemi reaktivitesi (şiddetli astım, bronkospazm ve dispne)
c) Çeşitli deri reaksiyonları (pruritus, ürtiker, anjiyoödem ve daha seyrek olarak büllöz dermatit, toksik epidermal nekroliz, eritema multiforme dahil)
İstenmeyen yan etkilerin sınıflandırılmasında aşağıdaki sistem kullanılmıştır:
Çok yaygın (?1/10), yaygın (?1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (?1/1.000 ila <1/100), seyrek (?1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000),
bilinmiyor (eldeki verilerden
hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi bozuklukları
|
Çok seyrek
|
Agranülositoz, anemi, aplastik anemi, hemolitik anemi, lökopeni ve trombositopeni, pansitopeni. (İlk belirtileri ateş, boğaz ağrısı,
yüzeysel ağız ülseri, grip benzeri semptomlar, şiddetli halsizlik, burun ve ciltte kanama)
|
Bağışıklık sistemi bozuklukları
|
Yaygın olmayan
|
Hipersensitivite, ürtiker, pruritus
|
|
Çok seyrek
|
Otoimmün hastalığı olan(sistemik lupus eritamatoz, karma bağ dokusu hastalığı) hastalarda, ense sertliği, baş ağrısı, bulantı, kusma, ateş
veya desoryantasyon gibi aseptik menenjit bulguları gözlenmiştir.
Şiddetli hipersensitivite reaksiyonları (anafilaksi, anjiyoödem veya şiddetli şok) semptomları; yüz dil ve boğazda şişme, dispne,
taşikardi, hipotansiyon olabilir. Astım ve bronkospazmda alevlenme
|
Psikiyatrik bozukluklar
|
Çok seyrek
|
Sinirlilik
|
Sinir sistemi
bozukluk
ları
|
Yaygın olmayan
|
Baş ağrısı
|
|
Çok seyrek
|
Aseptik menenjit
|
Göz
bozukluk
ları
|
Çok seyrek
|
Görme bozukluğu
|
Kulak ve iç kulak bozuklukları
|
Çok seyrek
|
Kulak çınlaması ve vertigo
|
Kardiyak
bozukluk
lar
|
Çok seyrek
|
Kalp yetmezliği, anjina pektoris.
|
Vasküler
bozukluk
lar
|
Çok seyrek
|
Hipertansiyon
|
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal bozukluklar
|
Çok seyrek
|
Astım, bronkospazm, dispne ve hırıltı
|
Gastrointestinal
bozukluk
lar
|
Yaygın olmayan
|
Abdominal ağrı, distansiyon dispepsi, bulantı
|
|
Seyrek
|
Konstipasyon, diyare, flatulans, kusma
|
|
Çok seyrek
|
Peptik ülser, gastrointestinal hemoraji, gastrointestinal perforasyon, hematemez, melena, Crohn hastalığı, ülseratif kolit, ağız
ülserasyonu
|
Hepato-bilier
bozukluk
lar
|
Çok seyrek
|
Karaciğer hastalığı, hepatit ve sarılık (özellikle uzun süre kullanımda)
|
Deri ve deri altı doku bozuklukları
|
Yaygın olmayan
|
Ciltte çeşitli döküntüler
|
|
Çok seyrek
|
Stevens-Johnson Sendromu, eritema multiforme, epidermal nekroliz
|
Böbrek ve idrar
bozukluk
ları
|
Çok seyrek
|
Akut böbrek yetmezliği, serum üre konsantrasyonunda artış ve ödem ile ilişkili renal papiller nekroz (uzun dönem kullanımda), hematüri,
interstisyel nefrit, nefritik sendrom, proteinüri
|
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin bozukluklar
|
Çok seyrek
|
Ödem, periferik ödem
|
Araştırmalar
|
Çok seyrek
|
Hematokrit ve hemoglobin azalması
|
Klinik ve epidemiyolojik veriler ve uzun dönem çalışmalara göre yüksek doz, ibuprofen kullanımı (özellikle günde 2400mg gibi) ve uzun dönem kullanım
arteriyal trombotik olay (Örneğin miyokard enfarktüsü ve inme) riskinde ufak bir artışla ilişkilendirebilir.
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Çocuklarda 400 mg/kg’dan daha fazla alınması durumunda semptomlar oluşur. Yetişkinlerde ise doz etkisi daha az belirgindir. Doz aşımında yarılanma ömrü
1,5-3 saattir.
Aşağıdaki belirti ve semptomlar doz aşımı ile ilgili olabilir:
Bulantı, kusma, epigastrik ağrı ve daha seyrek olarak diyare, kulak çınlaması, baş ağrısı ve gastrointestinal kanama. Merkezi sinir sisteminde toksisite,
vertigo, solunum depresyonu, dispne, uyuşukluk, eksitasyon, disoryantasyon veya koma. Konvulsiyon, hipotansiyon, hipokalemi, metabolik asidoz ve protrombin
zaman/INR uzaması. Akut renal yetmezlik ve anormal hepatik fonksiyon, astım şiddetlenmesi.
Doz aşımı tedavisi:
Havayollarının açılmasını, kardiyak ve yaşamsal sinyallerinin monitorizasyonunu içeren semptomatik ve destekleyici doz aşımı tedavisi uygulanmalıdır.
İlk bir saat içerisinde hastaya aktif kömür uygulanabilir. Daha sonrasında ise konvulsiyon için; damar yoluyla diazepam veya lorazepam uygulanmalıdır.
Astımlı hastalar için bronkodilatör uygulanmadılır.
Gastrik lavaj ve gerekli ise ciddi elektrolit dengesizliğinin düzeltilmesi şeklinde destekleyici tedavi yapılır.
Eğer başka ilaçlarla birlikte alınmamışsa, yüksek doz aşımı genellikle iyi tolere edilmektedir. İbuprofenin spesifik bir antidotu yoktur.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapotik grup: Propiyonik asit türevleri
ATC kodu: M01A E01
İbuprofen analjezik, antiinflamatuvar ve antipiretik etkileri olan bir fenilpropiyonik asit türevidir.
İbuprofen’in, diğer NSAİİ’lerde olduğu gibi, COX-1 ve COX-2 enzimlerini inhibe ederek prostaglandin sentezini baskılamak suretiyle etki gösterdiği
düşünülmektedir.
İnsanlarda, ibuprofen inflamasyona bağlı ağrıyı, şişliği ve ateşi azaltır. Ayrıca trombosit agregasyonunu geri dönüşlü olarak inhibe eder.
Tek-doz klinik çalışmalar, ibuprofenin ağrı kesici etkisinin 30 dakika civarında görüldüğünü ortaya koymaktadır. İstatiksel olarak, hem başlangıç hızı hem
de ağrının azalma derecesi açısından, 400 mg ibuprofenin etkisi, 1000 mg parasetamole göre üstünlük sağlamıştır. Etki başlangıcındaki bu farklılık 0.6 ile
14 dakika arasındadır. Aynı klinik çalışmaya göre, 200 mg’lık tek doz ile 1000 mg parasetamol kıyaslandığında, ağrı kesici etkinin başlamasında belirgin
bir fark gözlenmemiştir.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel Özellikler
Emilim:
İbuprofenin oral uygulamada gastrointestinal kanaldan emilimi, yaklaşık %80 oranındadır.
Aç karnına alındığında çözünebilir ibuprofen (LİQUİ-GELS Kapsülleri) hızla emilir. Cmaks’a 35 dakikada ulaşılır; standart ibuprofen tabletlerde
bu süre 90 dakika civarındadır.
Da
ğılım:
İbuprofen’in plazma proteinlerine bağlanma oranı yaklaşık %99’dur.
Plazma yarılanma ömrü 2 saattir. Kan konsantrasyonları tek doz ve çoklu doz uygulamasından sonra hızla azalır.
Biyotransformasyon:
İbuprofen oksidasyon yolu ile karaciğerde metabolize olur; iki aktif olmayan metaboliti (metabolit A ve B) oluşur.
Eliminasyon:
Bu metabolitler değişmemiş ibuprofen ile birlikte böbreklerden bu şekilde veya konjugatları şeklinde atılır. Oral dozun yaklaşık %75-85’i idrarla,
geri kalan kısmı feçesle 24 saat içinde atılır.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Oral uygulamayı takiben, ibuprofen hızlıca ve neredeyse tamamen emilmektedir. Pik serum seviyeleri dozlamanın ardından 1 ila 2 saat arasında elde edilir.
Serbest ibuprofen plazma konsantrasyonu ile doz arasında lineer bir ilişki olmasına rağmen, uygulanan doz ile ibuprofen konsantrasyonu-zaman eğrisinin
toplam alanı arasındaki ilişkinin non-lineer olduğu görülmektedir. İbuprofenin ve metabolitlerinin toplam üriner atılımı dozajın lineer bir fonksiyonudur.
İbuprofenin emilimi ve atılımı, 50 mg ila 600 mg arasındaki dozlarda doz rejiminden etkilenmemektedir.
Hastalardaki Karakteristik Özellikler
Pediyatrik popülasyon
12 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmaz.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, karsinojenik potansiyel ve reprodüksiyon toksisitesi konvansiyonel çalışmalarına
dayanan klinik dışı veriler insanlar için özel bir tehlike ortaya koymamaktadır.
Klinik dışı çalışmalardaki etkiler, sadece klinik kullanım ile az ilgili olduğu görülen maksimum insanda maruz kalımın yeteri kadar üzerindeki maruz
kalmalarda elde edilmiştir.
6.
FARMASÖTİK ÖZELLİKLERİ
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Macrogol 600
Potasyum hidroksit %50 lik çözeltisi
Sorbitol likit
Jelatin
Saf su
Kinolin Sarısı (E104)
Patent mavi V (E131)
Opacode NSP-78-18022
6.2. Geçimsizlikler
Herhangi bir geçimsizlik bildirilmemiştir.
6.3. Raf ömrü
36 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25ºC altındaki oda sıcaklıklarında saklanmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
PVC/PE/PVDC/ALU folyo veya PVC/PVDC/Glasin kağıt/ALU folyo blisterde 10, 20 ve 40 kapsül.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da artık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”’ne uygun
olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Pfizer İlaçları Ltd. Şti.
Muallim Naci Cad. No: 55
34347 Ortaköy-İSTANBUL
Tel : (0-212) 310 70 00
Faks : (0-212) 310 70 58
8. RUHSAT NUMARASI
05.03.2004 - 115/73
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk Ruhsat Tarihi: 05.03.2004
Ruhsat Yenileme Tarihi: -
10. KÜB’ÜN YENİLEME TARİHİ
KISA ÜRÜN BİLGİLERİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ADVIL LIQUI-GELS® 200 mg Kapsül
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Her kapsül 200 mg ibuprofen içerir.
Yardımcı maddeler:
Sorbitol…………………………89.77 mg
Yardımcı maddeler için bölüm 6.1’e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Oral kullanım için yumuşak kapsül
ADVIL LIQUI-GELS 200 mg Kapsül, üzerinde beyaz “Advil” logosu bulunan, oval, yeşil kapsüller halindedir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
· Romatizmal ağrılar
· Sırt ağrısı
-
Başağrısı
-
Diş ağrısı
-
Kas ağrıları
-
Adet sancıları
-
Soğuk algınlığı ve grip belirtileri
-
Ateşin düşürülmesi
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi
Yetişkinler ve 12 yaşından büyük çocuklar
:
İstenmeyen etkiler, semptomları kontrol etmek için gereken en kısa sürede minimum etkili dozun kullanımıyla en aza indirilebilir. Eğer semptomlarda düzelme
gözlenmez veya kötüleşirse, ya da 10 günden daha fazla süreyle kullanım gerekirse doktora danışılmalıdır.
İhtiyaca göre her 4 ila 6 saatte 1 veya 2 kapsül alınır. 24 saat içinde 6 kapsül (1200 mg) aşılmamalıdır.
Uygulama şekli
· ADVIL LIQUI-GELS Kapsül ağız yoluyla alınır.
· Ağız boğaz irritasyonunun engellenmesi için kapsüller çiğnenmeden, parçalanmadan, bütün olarak bir bardak su ile yutulmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek/karaciğer/kalp yetmezliği
ADVILLIQUI-GELS kullanımı böbrek fonksiyonlarında bozulmayla sonuçlanabilir. Ciddi böbrek, kalp veya karaciğer rahatsızlığı varsa kullanmadan önce doktora
danışılmalıdır. Bu hastalarda doz mümkün olan en düşük seviyede tutulmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
Pediyatrik popülasyon
12 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmaz.
Geriyatrik popülasyon
Yaşlı hastalar yan etkileri ve sonuçları açısından yüksek risk altındadır. Bu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
4.3. Kontrendikasyonlar
ADVIL LIQUI-GELS; ibuprofen’e ve/veya içerdiği yardımcı maddelerin herhangi birine aşırı hassasiyeti olan hastalarda kontrendikedir.
Aspirin veya diğer non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar (NSAİİ) ile, astım, rinit, anjiyoödem veya ürtiker gibi aşırı duyarlılık reaksiyonu hikayesi olan
hastalarda ibuprofen kontrendikedir.
ADVIL LIQUI-GELS, önceden geçirilmiş veya aktif ülseratif kolit, Crohn hastalığı, rekürran peptik ülser veya gastrointestinal kanama (belirgin ülserasyon
veya kanama episodu şeklinde tanımlanan iki veya daha fazla kanıtlanmış atak) olan hastalarda kullanılmamalıdır. Geçmişlerinde önceki bir NSAİİ tedavisine
bağlı gastrointestinal kanaması ya da perforasyon öyküsü bulunan hastalarda kontrendikedir.
ADVIL LIQUI-GELS, şiddetli hepatik yetmezliği, şiddetli renal yetmezliği ve şiddetli kalp yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir (Bkz. 4.4. Özel
kullanım uyarıları ve önlemleri).
Koroner arter by-pass greft operasyonu geçirenlerde ameliyat öncesi veya sonrası dönemde ağrı tedavisinde kullanılması kontrendikedir.
Hamileliğin son 3 ayında kullanılmamalıdır. (Bkz. 4.6. Gebelik ve laktasyon)
Serebrovasküler kanaması olanlarda ya da herhangi bir aktif kanaması olanlarda kontrendikedir.
Kardiyovaskuler (KV) risk
- NSAİİ’ler ölümcül olabilecek KV trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskinde artışa neden olabilir. Bu
risk kullanım süresine bağlı olarak artabilir. KV hastalığı olan veya KV hastalık risk faktörlerini taşıyan hastalarda
risk daha yüksek olabilir.
- ADVIL LIQUI-GELS koroner arter by-pass cerrahisi öncesi ağrı tedavisinde kontrendikedir.
Gastrointestinal (Gİ) riskler
NSAİİ’ler kanama, ülserasyon, mide veya bağırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecek ciddi Gİ advers etkilere yol
açarlar. Bu advers olaylar herhangi bir zamanda, önceden uyarıcı bir semptom vererek veya vermeksizin ortaya
çıkabilirler. Yaşlı hastalar ciddi Gİ etkiler bakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar.
|
|
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
ADVIL LIQUI-GELS’in siklooksijenaz (COX)-2 inhibitörleri dahil diğer NSAİİ’ler ile birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.
Renal fonksiyonlar kötüleşebileceğinden renal yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Renal fonksiyonlarda kötüleşmeye bağlı böbrek yetmezliği gelişebilir.
ADVIL LIQUI-GELS, kalp yetmezliği veya hipertansiyon öyküsüne sahip hastalara dikkatle verilmelidir, çünkü ibuprofen uygulanmasıyla renal fonksiyon
kötüleşmesi ve/veya sıvı retansiyonuna bağlı olarak ödem, hipertansiyon ve/veya kardiyak bozukluk görülebilir.(Bkz. 4.8. İstenmeyen etkiler).
Siklooksijenaz/ prostaglandin sentezini inhibe eden bu ilacın ovülasyonu etkileyerek kadın fertilitesini bozduğuna dair kanıtlar mevcuttur. Bu durum
geçicidir ve ilacın kesilmesinden sonra düzelir.
Gastrointestinal hastalık şikayeti ve kronik iltihaplı bağırsak hastalığı bulunan hastalar yakın takip altında bulundurulmalıdır (Ülseratif kolit, Crohn
hastalığı).
Karma tip bağ dokusu hastalıkları ve sistemik lupus eritematozus (SLE)’de aseptik menenjit riskinin arttığı bildirilmiştir.
İstenmeyen etkiler ilacın düşük dozlarda ve kısa süre kullanılması ile en aza indirilebilir (Bkz. 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli ).
Özellikle yaşlılarda ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon gibi ciddi yan etkilerin gözlenme riski artmıştır. Bu hastalarda mümkün olan
en düşük etkili doz uygulanmalıdır.
Kardiyovasküler ve serebrovasküler etkiler:
Klinik ve epidemiyolojik çalışma verileri ibuprofen kullanımının, özellikle yüksek bir dozda (2400 mg/gün) ve uzun dönemli tedavide, arteriyel trombotik
olaylarda (örn; miyokard enfarktüsü ya da inme) küçük bir risk artışı ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir. Bütünüyle ele alındığında,
epidemiyolojik çalışmalar, düşük doz ibuprofenin (örn; ? 1200 mg/gün), miyokard enfarktüsü riskinde artış ile ilişkili olduğunu düşündürmemektedir.
Yapılan iki büyük kontrollü klinik araştırma sonucuna göre, koroner arter bypass greft uygulamasını takiben 10-14 gün arasında ağrı tedavisi için bir COX-2
selektif NSAİİ kullanımının miyokard enfarktüsü ve inme riskinde artışa neden olduğu gözlemlenmiştir (bkz. bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
Hipertansiyon:
Diğer tüm NSAİİ’lerle olduğu gibi, ibuprofen de hipertansiyon oluşumuna veya daha önce mevcut hipertansiyonun kötüleşmesine ve bu iki durum da
kardiyovasküler olaylar riskinin artmasına neden olabilir. İbuprofen de dahil, NSAİİ’ler hipertansiyonlu hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. İbuprofen
tedavisi başlangıcında ve tedavi seyri boyunca kan basıncı yakından izlenmelidir.
Gastrointestinal (Gİ) etkiler - Gİ ülserasyon, kanama veya perforasyon riski:
ADVIL LIQUI-GELS dahil NSAİİ tedavisi uygulanan hastalarda, fatal olabilen mide, ince bağırsak veya kalın bağırsakta inflamasyon, kanama, ülserasyon veya
perforasyon gibi ciddi Gİ toksisitesi ile ilgili istenmeyen etkiler meydana gelebilir. Bu ciddi istenmeyen etkiler semptomları olsun veya olmasın herhangi
bir zamanda NSAİİ’ler ile tedavi edilen hastalarda oluşabilir.
Daha önceden özellikle hemoraji ve perforasyon ile seyreden ülser hikayesi olan hastalar ve yaşlılarda yüksek dozda NSAİİ kullanımı ile ülser Gİ kanama ve
perforasyon riski artmaktadır. Bu hastalarda tedaviye mümkün olduğunca düşük dozda başlamalıdır.
NSAİİ’ler, geçmişte ülser hastalığı veya Gİ kanaması hikayesine sahip hastalara uygulanırken son derece dikkatli olunmalıdır. Yapılan çalışmalar, NSAİİ
kullanan, önceden peptik ülser ve/veya Gİ kanama hikayesine sahip hastaların, bu risk faktörlerine sahip olmayan hastalara kıyasla Gİ kanama geliştirme
riskinin 10 kat fazla olduğunu göstermiştir. Ülser hikayesine ek olarak, yapılan farmakoepidemiyolojik çalışmalarda, Gİ kanama riskini artırabilecek
aşağıdakiler gibi çok sayıda başka, birlikte tedavi ve komorbiditeye yol açabilecek durum tanımlanmıştır: oral kortikosteroidlerle tedavi,
antikoagülanlarla tedavi, selektif serotonin geri alım inhibitörü (SSRI) ilaçlar, NSAİİ ile tedavinin uzaması, sigara içmek, alkol bağımlılığı, ilerlemiş
yaş ve genel sağlık durumunun kötü olması. Fatal Gİ olaylar hakkındaki spontan raporların çoğu yaşlı ve zayıf bünyeli hastalarda görülmektedir; bu nedenle
bu popülasyonda tedavi yaparken özellikle dikkatli olmak gerekir.
Advers bir Gİ olayın potansiyel riskini en aza indirmek için, mümkün olan en kısa süreyle en düşük etkili doz kullanılmalıdır. Yüksek risk grubundaki
hastalarda, NSAİİ içermeyen alternatif tedaviler dikkate alınmalıdır.
Ibuprofen tedavisi sırasında gastrointestinal kanama ya da ülserasyon görülmesi halinde ilaç kullanımına hızlı şekilde son verilmelidir.
Renal etkiler:
Diğer NSAİİ’lerde olduğu gibi, ADVIL LIQUI GELS’in uzun süreli uygulanması renal papiller nekroz ve renal medullada diğer değişikliklere yol açabilir.
Renal prostaglandinlerin renal perfüzyonun korunmasında telafi edici bir rol oynadığı hastalarda ikinci bir renal toksisite şekli görülmüştür. Bu
hastalarda bir NSAİİ’nin uygulanması, prostaglandin oluşumunda ve ikincil olarak renal kan akımında açık renal dekompansasyonu tetikleyebilecek doza
bağımlı bir düşmeye neden olabilir. Bu reaksiyon açısından en büyük risk altında bulunan hastalar böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği veya karaciğer
yetmezliği olanların yanısıra diüretik veya anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri kullananlar ve yaşlılardır. NSAİİ tedavisinin kesilmesinden
sonra, genelde tedavi öncesindeki duruma geri dönülür.
Anafilaktoid reaksiyonlar:
Diğer NSAİİ’lerda olduğu gibi, ADVIL LIQUI-GELS’e önceden bilinen bir maruziyeti olmayan hastalarda anafilaktoid reaksiyonlar meydana gelebilir (bkz. 4.3.
Kontrendikasyonlar, Özel Kullanım Uyarıları ve Önlemleri-Önceden Var Olan Astım). Anafilaktoid bir reaksiyon meydana geldiği takdirde, hastaya derhal acil
tedavi uygulanmalıdır.
Hepatik etkiler:
Karaciğer yetmezliğine işaret eden belirti ve/veya semptomlar gösteren veya karaciğer test değerleri anormal olan bir hasta, ADVIL LIQUI-GELS tedavisi
sırasında daha şiddetli bir karaciğer reaksiyonun gelişmesine karşı değerlendirilmelidir. Karaciğer hastalığına işaret eden klinik belirti ve semptomların
gelişmesi veya sistemik belirtilerin (örneğin, eozinofili, döküntü, vb.) meydana gelmesi halinde, ADVIL LIQUI-GELS tedavisi kesilmelidir.
Hematolojik etkiler:
Trombosit agregasyonunu inhibe eden nonsteroid antiinflamatuvar ilaçların bazı hastalarda kanama süresini uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinin tersine,
bunların trombosit fonksiyonu üzerindeki etkileri kalitatif açıdan daha az, daha kısa süreli ve geri dönüşlüdür. ADVIL LIQUI-GELS genel olarak trombosit
sayısı, protrombin zamanı (PT) veya parsiyel tromboplastin zamanını (PTT) etkilemez. ADVIL LIQUI-GELS alan ve trombosit fonksiyonlarındaki değişimlerden
koagülasyon bozuklukları gibi advers şekilde etkilenebilecek ve antikoagülan kullananlar hastalar dikkatle izlenmelidir.
Önceden var olan astım:
Astım hastalarının aspirine duyarlı astımı olabilir. Aspirine duyarlı astım hastalarında aspirin kullanımı, fatal olabilecek derecede şiddetli bronkospazma
yol açabilir. Bu gibi aspirine duyarlı hastalarda aspirin ve diğer NSAİİ’ler arasında bronkospazm da dahil olmak üzere çapraz reaksiyonlar bildirildiği
için, aspirine bu çeşit bir duyarlılığa sahip hastalar ADVIL LIQUI-GELS kullanmamalı ve önceden var olan astımı olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (
bkz. bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
Deri reaksiyonları:
İbuprofen dahil, NSAİİ’lerin kullanımıyla ilişkili olarak çok nadiren ve bazıları ölümcül olabilen, eksfoliyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve
toksik epidermal nekroliz dahil ciddi deri reaksiyonları bildirilmiştir. Hastaların en çok çalışma seyrinin başlarında bu olaylarla ilgili risk altında
olduğu görülmektedir, olguların çoğunluğunda olay başlangıcı tedavinin birinci ayında meydana gelmektedir. Deri döküntüsü, mukoza lezyonları veya başka her
türlü aşırı duyarlılık belirtisi ilk ortaya çıktığında ibuprofen kesilmelidir.
Laboratuvar testleri:
Uyarıcı semptomlar olmadan ciddi Gİ sistem ülserasyonları ve kanama ortaya çıkabildiğinden, hekimler Gİ kanamanın belirti ya da semptomları açısından
hastaları izlemelidirler. Uzun dönemli NSAİİ tedavisi gören hastaların tam kan sayımı ve biyokimyası profilleri periyodik olarak kontrol edilmelidir. Eğer
karaciğer ya da renal rahatsızlıkla uyumlu klinik belirti ve semptomlar gelişirse ya da sistemik belirtiler (ör. eozinofili, döküntü, vb.) ortaya çıkarsa
ibuprofen kesilmelidir.
Bu ürün sorbitol içermektedir. Nadir kalıtımsal fruktoz intolerans problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. Diğer tibbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Diğer NSAİİ’ler, antikoagülanlar veya herhangi bir başka ilaç kullanılıyorsa ibuprofen kullanmadan önce doktora danışılmalıdır.
Bazı hastalarda etkileşimler bildirildiği için, aşağıdaki ilaçların herhangi birisiyle tedavi edilmekte olan hastarda dikkatli olunmalıdır.
ADE-inhibitörleri
: Mevcut raporlarda, NSAİİ’lerin ADE-inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabileceğini belirtilmektedir. Bu etkileşim, NSAİİ’leri
ADE-inhibitörleriyle birlikte almakta olan hastalarda dikkate alınmalıdır.
Aminoglikozitler:
NSAİİ’ler aminoglikozitlerin atılımını azaltabilir.
Aspirin
: Aspirin ve diğer NSAİİ’ler ile birlikte kullanımında gastrointestinal istenmeyen etkiler artabileceğinden, birlikte kullanılmamalıdır. Kalp krizi veya
inme için aspirin kullanılıyorsa doktora danışılmalıdır, çünkü ibuprofen aspirinin bu etkisini azaltabilir.
Metotreksat:
NSAİİ’lerin, tavşan böbrek kesitlerinde metotreksat birikimini kompetitif inhibe ettikleri bildirilmiştir. Bu durum, bu ilaçların metotreksatın
toksisitesini artırabileceğine işaret ediyor olabilir. NSAİİ’ler metotreksatla birlikte uygulandığında dikkatli olunmalıdır.
Lityum:
NSAİİ’ler plazma lityum düzeylerinde artışa, renal lityum klerensinde ise azalmaya yol açmıştır. Minimum lityum konsantrasyonu %15 artmış ve renal klerens
%20 oranında azalmıştır. Bu etkiler, renal prostaglandin sentezinin NSAİİ tarafından inhibisyonuna dayandırılmıştır. Bu nedenle, NSAİİ’lerle lityum
birlikte uygulandığında, hastalar lityum toksisitesine karşı yakından izlenmelidir.
COX-2 inhibitörleri ve diğer NSAİİ’ler:
COX-2 inhibitör içeren diğer NSAİİ’ler gibi advers etki riskini arttırabilir (Bkz. 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Kortikosteroidler:
Özellikle gastrointestinal kanalda advers etki riskini arttırabilir (Bkz. 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Antihipertansif ve diüretikler:
NSAİİ’ler bu ilaçların etkisini azaltabilir. NSAİİ bazı hastalarda furosemid ve tiyazidlerin natriüretik etkisini azaltabilmektedir. Bu etki, renal
prostaglandin sentezinin inhibisyonuna dayandırılmıştır. ADVIL LIQUI-GELS ile birlikte diüretik ilaçlar alan hastalar, böbrek yetmezliği belirtileri
açısından (bkz. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri-Renal etkiler) ve istenen diüretik etkinin elde edildiğinden emin olmak amacıyla yakından
izlenmelidir.
Antikoagülanlar:
NSAİİ’ler antikoagülanların etkisini arttırabilir. Örn; varfarin. (Bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri)
Antiplatelet ajanlar ve selektif serotonin gerialım inhibitörleri
: Gastrointestinal kanama riskini arttırabilir.
Kardiyak glikozidleri
: NSAİİ’ler kalp yetmezliğini şiddetlendirebilir, glomerüler ultrasyon hızını (GFR’yi) düşürebilir ve glukozit plazma seviyesini yükseltebilir.
Siklosporin:
Nefrotoksisite riskini arttırır.
Mifepriston
: NSAİİ’ler, mifepriston etkisini azalttığı için mifepriston uygulamasından 8-12 gün içinde kullanılmamalıdır.
Takrolimus
: Takrolimus ile birlikte verilen NSAİİ’ler olası nefrotoksisite riskini arttırır.
Zidovudin:
Zidovudin ve ibuprofen ile aynı anda tedavi edilen insan immun yetmezlik virüsü (HIV) pozitif hemofili hastalarının, hemartroz ve hematoma riskini
arttırdığına dair kanıtlar mevcuttur.
CYP2C9 inhibitörleri:
Ibuprofenin, CYP2C9 inhibitörleri ile birlikte uygulanması, ibuprofene (CYP2C9 substratı) maruziyeti arttırabilir. Vorikonazol ve flukonazol (CYP2C9
inhibitörleri) ile yapılan bir çalışmada yaklaşık %80-100 oranında artmış bir S(+)-ibuprofen maruziyeti gösterilmiştir. Özellikle yüksek dozdaki
ibuprofenin vorikonazol veya flukonazol gibi potent CYP2C9 inhibitörleri ile birlikte uygulanması durumunda ibuprofen dozunun düşürülmesi düşünülmelidir.
Kinolon grubu antibiyotikler:
Deney hayvanlarında yapılan çalışmaların verilerinin gösterdiğine göre NSAİİ’ler kinolon grubu antibiyotiklerle birlikte kullanıldıklarında konvulsiyon
riskini arttırmaktadır. NSAİİ ve kinolon alan hastalarda konvulsiyon oluşma riski artar.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Özel popülasyonlarda etkileşimlere ilişkin ek bilgi bulunmamaktadır.
Pediyatrik popülasyon
12 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmaz. Pediyatrik popülasyona ilişkin ek bilgi bulunmamaktadır.
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel Tavsiye
Gebelik kategorisi : C (İlk iki trimester için)
Gebelik kategorisi : D (Son trimester için)
Gebelik Dönemi
Deney hayvanları üzerinde yapılan çalışmalarda herhangi bir teratojenik etkiye rastlanmamış olmasına karşın, gebeliğin ilk 6 ayında kullanılması önerilmez.
Muhtemel persistan pulmoner hipertansiyon etkisiyle ductus arteriosus’un erken kapanması riskinden dolayı, gebeliğin son 3 ayında kullanımı kontrendikedir.
Doğum çocuğun ve annenin yüksek kanama eğilimi nedeniyle ertelenebilir ve doğum süresi uzayabilir.
Laktasyon Dönemi
Mevcut kısıtlı çalışmalarda, ibuprofen süte çok düşük konsantrasyonlarda geçmiştir ve süt emen bebeği olumsuz etkileme olasılığı azdır. Yine de,
ibuprofenin emziren annelerde kullanımı tavsiye edilmez.
Üreme Yeteneği / Fertilite
Siklooksijenaz/prostaglandin sentezini inhibe eden ilaçların ovülasyonu etkileyerek fertilite üzerine etkileri olabileceğine dair bazı kanıtlar vardır.
NSAİİ tedavisinin kesilmesinden sonra, tedavi öncesindeki duruma geri dönülür.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Önerilen dozlarda ve tedavi süresinde kullanılması halinde ADVIL LIQUI-GELS araç ve makine kullanımı üzerine belirgin bir etki yapması beklenmez. Ancak
ibuprofen sersemlik, rehavet, yorgunluk ve görme bozuklukları gibi istenmeyen etkilere neden olabilir. Eğer bu istenmeyen etkiler görülürse hastalar araç
ve makine kullanmamaları konusunda uyarılmalıdırlar.
4.8. İstenmeyen etkiler
Bildirilen hipersensitivite reaksiyonları;
a) Spesifik olmayan alerjik reaksiyonlar ve anafilaksi
b) Solunum sistemi reaktivitesi (şiddetli astım, bronkospazm ve dispne)
c) Çeşitli deri reaksiyonları (pruritus, ürtiker, anjiyoödem ve daha seyrek olarak büllöz dermatit, toksik epidermal nekroliz, eritema multiforme dahil)
İstenmeyen yan etkilerin sınıflandırılmasında aşağıdaki sistem kullanılmıştır:
Çok yaygın (?1/10), yaygın (?1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (?1/1.000 ila <1/100), seyrek (?1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek (<1/10.000),
bilinmiyor (eldeki verilerden
hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi bozuklukları
|
Çok seyrek
|
Agranülositoz, anemi, aplastik anemi, hemolitik anemi, lökopeni ve trombositopeni, pansitopeni. (İlk belirtileri ateş, boğaz ağrısı,
yüzeysel ağız ülseri, grip benzeri semptomlar, şiddetli halsizlik, burun ve ciltte kanama)
|
Bağışıklık sistemi bozuklukları
|
Yaygın olmayan
|
Hipersensitivite, ürtiker, pruritus
|
|
Çok seyrek
|
Otoimmün hastalığı olan(sistemik lupus eritamatoz, karma bağ dokusu hastalığı) hastalarda, ense sertliği, baş ağrısı, bulantı, kusma, ateş
veya desoryantasyon gibi aseptik menenjit bulguları gözlenmiştir.
Şiddetli hipersensitivite reaksiyonları (anafilaksi, anjiyoödem veya şiddetli şok) semptomları; yüz dil ve boğazda şişme, dispne,
taşikardi, hipotansiyon olabilir. Astım ve bronkospazmda alevlenme
|
Psikiyatrik bozukluklar
|
Çok seyrek
|
Sinirlilik
|
Sinir sistemi
bozukluk
ları
|
Yaygın olmayan
|
Baş ağrısı
|
|
Çok seyrek
|
Aseptik menenjit
|
Göz
bozukluk
ları
|
Çok seyrek
|
Görme bozukluğu
|
Kulak ve iç kulak bozuklukları
|
Çok seyrek
|
Kulak çınlaması ve vertigo
|
Kardiyak
bozukluk
lar
|
Çok seyrek
|
Kalp yetmezliği, anjina pektoris.
|
Vasküler
bozukluk
lar
|
Çok seyrek
|
Hipertansiyon
|
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal bozukluklar
|
Çok seyrek
|
Astım, bronkospazm, dispne ve hırıltı
|
Gastrointestinal
bozukluk
lar
|
Yaygın olmayan
|
Abdominal ağrı, distansiyon dispepsi, bulantı
|
|
Seyrek
|
Konstipasyon, diyare, flatulans, kusma
|
|
Çok seyrek
|
Peptik ülser, gastrointestinal hemoraji, gastrointestinal perforasyon, hematemez, melena, Crohn hastalığı, ülseratif kolit, ağız
ülserasyonu
|
Hepato-bilier
bozukluk
lar
|
Çok seyrek
|
Karaciğer hastalığı, hepatit ve sarılık (özellikle uzun süre kullanımda)
|
Deri ve deri altı doku bozuklukları
|
Yaygın olmayan
|
Ciltte çeşitli döküntüler
|
|
Çok seyrek
|
Stevens-Johnson Sendromu, eritema multiforme, epidermal nekroliz
|
Böbrek ve idrar
bozukluk
ları
|
Çok seyrek
|
Akut böbrek yetmezliği, serum üre konsantrasyonunda artış ve ödem ile ilişkili renal papiller nekroz (uzun dönem kullanımda), hematüri,
interstisyel nefrit, nefritik sendrom, proteinüri
|
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin bozukluklar
|
Çok seyrek
|
Ödem, periferik ödem
|
Araştırmalar
|
Çok seyrek
|
Hematokrit ve hemoglobin azalması
|
Klinik ve epidemiyolojik veriler ve uzun dönem çalışmalara göre yüksek doz, ibuprofen kullanımı (özellikle günde 2400mg gibi) ve uzun dönem kullanım
arteriyal trombotik olay (Örneğin miyokard enfarktüsü ve inme) riskinde ufak bir artışla ilişkilendirebilir.
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Çocuklarda 400 mg/kg’dan daha fazla alınması durumunda semptomlar oluşur. Yetişkinlerde ise doz etkisi daha az belirgindir. Doz aşımında yarılanma ömrü
1,5-3 saattir.
Aşağıdaki belirti ve semptomlar doz aşımı ile ilgili olabilir:
Bulantı, kusma, epigastrik ağrı ve daha seyrek olarak diyare, kulak çınlaması, baş ağrısı ve gastrointestinal kanama. Merkezi sinir sisteminde toksisite,
vertigo, solunum depresyonu, dispne, uyuşukluk, eksitasyon, disoryantasyon veya koma. Konvulsiyon, hipotansiyon, hipokalemi, metabolik asidoz ve protrombin
zaman/INR uzaması. Akut renal yetmezlik ve anormal hepatik fonksiyon, astım şiddetlenmesi.
Doz aşımı tedavisi:
Havayollarının açılmasını, kardiyak ve yaşamsal sinyallerinin monitorizasyonunu içeren semptomatik ve destekleyici doz aşımı tedavisi uygulanmalıdır.
İlk bir saat içerisinde hastaya aktif kömür uygulanabilir. Daha sonrasında ise konvulsiyon için; damar yoluyla diazepam veya lorazepam uygulanmalıdır.
Astımlı hastalar için bronkodilatör uygulanmadılır.
Gastrik lavaj ve gerekli ise ciddi elektrolit dengesizliğinin düzeltilmesi şeklinde destekleyici tedavi yapılır.
Eğer başka ilaçlarla birlikte alınmamışsa, yüksek doz aşımı genellikle iyi tolere edilmektedir. İbuprofenin spesifik bir antidotu yoktur.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapotik grup: Propiyonik asit türevleri
ATC kodu: M01A E01
İbuprofen analjezik, antiinflamatuvar ve antipiretik etkileri olan bir fenilpropiyonik asit türevidir.
İbuprofen’in, diğer NSAİİ’lerde olduğu gibi, COX-1 ve COX-2 enzimlerini inhibe ederek prostaglandin sentezini baskılamak suretiyle etki gösterdiği
düşünülmektedir.
İnsanlarda, ibuprofen inflamasyona bağlı ağrıyı, şişliği ve ateşi azaltır. Ayrıca trombosit agregasyonunu geri dönüşlü olarak inhibe eder.
Tek-doz klinik çalışmalar, ibuprofenin ağrı kesici etkisinin 30 dakika civarında görüldüğünü ortaya koymaktadır. İstatiksel olarak, hem başlangıç hızı hem
de ağrının azalma derecesi açısından, 400 mg ibuprofenin etkisi, 1000 mg parasetamole göre üstünlük sağlamıştır. Etki başlangıcındaki bu farklılık 0.6 ile
14 dakika arasındadır. Aynı klinik çalışmaya göre, 200 mg’lık tek doz ile 1000 mg parasetamol kıyaslandığında, ağrı kesici etkinin başlamasında belirgin
bir fark gözlenmemiştir.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Genel Özellikler
Emilim:
İbuprofenin oral uygulamada gastrointestinal kanaldan emilimi, yaklaşık %80 oranındadır.
Aç karnına alındığında çözünebilir ibuprofen (LİQUİ-GELS Kapsülleri) hızla emilir. Cmaks’a 35 dakikada ulaşılır; standart ibuprofen tabletlerde
bu süre 90 dakika civarındadır.
Da
ğılım:
İbuprofen’in plazma proteinlerine bağlanma oranı yaklaşık %99’dur.
Plazma yarılanma ömrü 2 saattir. Kan konsantrasyonları tek doz ve çoklu doz uygulamasından sonra hızla azalır.
Biyotransformasyon:
İbuprofen oksidasyon yolu ile karaciğerde metabolize olur; iki aktif olmayan metaboliti (metabolit A ve B) oluşur.
Eliminasyon:
Bu metabolitler değişmemiş ibuprofen ile birlikte böbreklerden bu şekilde veya konjugatları şeklinde atılır. Oral dozun yaklaşık %75-85’i idrarla,
geri kalan kısmı feçesle 24 saat içinde atılır.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Oral uygulamayı takiben, ibuprofen hızlıca ve neredeyse tamamen emilmektedir. Pik serum seviyeleri dozlamanın ardından 1 ila 2 saat arasında elde edilir.
Serbest ibuprofen plazma konsantrasyonu ile doz arasında lineer bir ilişki olmasına rağmen, uygulanan doz ile ibuprofen konsantrasyonu-zaman eğrisinin
toplam alanı arasındaki ilişkinin non-lineer olduğu görülmektedir. İbuprofenin ve metabolitlerinin toplam üriner atılımı dozajın lineer bir fonksiyonudur.
İbuprofenin emilimi ve atılımı, 50 mg ila 600 mg arasındaki dozlarda doz rejiminden etkilenmemektedir.
Hastalardaki Karakteristik Özellikler
Pediyatrik popülasyon
12 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmaz.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, karsinojenik potansiyel ve reprodüksiyon toksisitesi konvansiyonel çalışmalarına
dayanan klinik dışı veriler insanlar için özel bir tehlike ortaya koymamaktadır.
Klinik dışı çalışmalardaki etkiler, sadece klinik kullanım ile az ilgili olduğu görülen maksimum insanda maruz kalımın yeteri kadar üzerindeki maruz
kalmalarda elde edilmiştir.
6.
FARMASÖTİK ÖZELLİKLERİ
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Macrogol 600
Potasyum hidroksit %50 lik çözeltisi
Sorbitol likit
Jelatin
Saf su
Kinolin Sarısı (E104)
Patent mavi V (E131)
Opacode NSP-78-18022
6.2. Geçimsizlikler
Herhangi bir geçimsizlik bildirilmemiştir.
6.3. Raf ömrü
36 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25ºC altındaki oda sıcaklıklarında saklanmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
PVC/PE/PVDC/ALU folyo veya PVC/PVDC/Glasin kağıt/ALU folyo blisterde 10, 20 ve 40 kapsül.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da artık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”’ne uygun
olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Pfizer İlaçları Ltd. Şti.
Muallim Naci Cad. No: 55
34347 Ortaköy-İSTANBUL
Tel : (0-212) 310 70 00
Faks : (0-212) 310 70 58
8. RUHSAT NUMARASI
05.03.2004 - 115/73
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk Ruhsat Tarihi: 05.03.2004
Ruhsat Yenileme Tarihi: -
10. KÜB’ÜN YENİLEME TARİHİ