Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
i/26 XARELTO kullanımında bildirilen advers ilaç reaksiyonlarının sıklıkları aşağıda özetlenmektedir. İstenmeyen etkiler, her bir sıklık grubunda azalan ciddiyet derecesine göre sıralanmıştır. Sıklıklar çok yaygm (>1/10), yaygın (>1/I00 ila <1/10), yaygın olmayan (>1/1000 İla <1/100) seyrek (>1/10000 ila <1/1000), ve bilinmeyen (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor) olarak tanımlanmıştır. Kan ve Lenf Sistemi hastalıklanYaygın: Anemİ (ilgili laboratuvar parametreleri dahil)Yaygın olmayan: Trombositemi"'^ (trombosit sayısı artışı dahil) Kardiyak hastalıklarYaygın: TaşikardiGöz hastalıklarıYaygın: Göz kanaması (konjunktivai kanama dahil)Gastrointestinal hastalıklarYaygm: Gastrointestinal sistem kanaması (dişeti ve rektal kanama dahil), gastrointestinal ve abdominal ağrı, dispepsi, bulantı, konstipasyon^, diyare, kusma'^.Yaygın olmayan: Ağız kuruluğu Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklarYaygın: Ateş*^, periferik ödem, genel kuvvet ve enerji azalması (yorgunluk ve asteni dahil) Yaygın olmayan: İyi hissetmeme (halsizhk dahil), lokalize ödem'*'Hepatobiliyer hastalıklarYaygm olmayan: Hepatik fonksiyon anormalliği Seyrek: SarılıkBağışıklık sistemi hastalıklarıYaygm olmayan: Aleıjik reaksiyon, alerjik dermatitYaralanma, zehirlenme ve prosedörel komplikasyonlarYaygın: Prosedür sonrası kanama (postoperatif anemi ve yarada kanama da dahil), kontüzyonYaygın olmayan: Yara yeri sızıntısı'^ AraştırmalarYaygın: Transaminaz artışıYaygın olmayan: Bilirubin artışı, kan alkalen fosfataz artışı'^, LDH artışılipaz artışı^, amilaz artışı^, GGT artışı*^ Seyrek: Konjuge bilirubin artışı (ALT artışı ile birlikte ya da değil) Kas-iskelet bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıklarıYaygın: Ekstremite ağnsı'^Yaygın olmayan: Hemartroz Seyrek: Kas kanaması Bilinmeyen: Kanamaya sekonder kompartman sendromu Sinir sistemi hastalıklarıYaygm: Baş dönmesi, baş ağnsı, senkop Yaygın olmayan: Serebral ve intralcraniyal kanamaBöbrek ve idrar hastalıklarıYaygm: Ürogenital sistem kanaması (hematüri ve menoraji^ dahil)Yaygın olmayan: Renal yetmezlik"^ (kan kreatinin artışı, kan üre artışı dahil) Bilinmeyen: Böbrek yetmezliği/hipoperfiizyona neden olmaya yetecek ölçüde kanamaya sekonder akut böbrek yetmezliği Solunum sistemi hastalıklarıYaygm: Epistaksis Yaygm olmayan: HemoptİziDeri ve deri altı doku hastalıklarıYaygm: Kaşıntı (yaygm olmayan jeneralize kaşıntı dahil), döküntü, ekimoz Yaygın olmayan: Ürtiker, derİ ve derialtı kanamasıVasküler hastalıklarYaygm: Hipotansiyon, hematomBilirmıeyen: Perkutan girişim ardından oluşan psödoanevrizma* ^: majör ortopedi ameliyatı sonrası gözlenmiştir; ® : VTE tedavisinde <55 yaş kadınlarda çok yaygm olarak gözlenmiştir. *Bu reaksiyonlar faz III çalışmalar dışındaki diğer klinik çalışmalarda, alt ekstremitelerinde majör ortopedik ameliyat geçiren hastalarda, derin ven trombozu (DVT) için ve tekrarlayan DVT ve PE'nin önlenmesi için tedavi edilen hastalarda veya inme ve sistemik embolinin engellenmesi için tedavi edilen hastalarda ortaya çıkmıştır. Ek olarak, diğer klinik çalışmalarda, perkütan müdahale sonrasında vasküler psödoanevrizma oluşumu bildirilmiştir. Seçilmiş advers reaksiyonların tanımı Farmakolojik etki mekanizmasına bağlı olarak, XARELTO posthemorajik anemi ile sonuçlanabilecek, herhangi bir doku ve organda açık ya da gizli kanama riskinde artışla ilişkili olabilir. Kanama riski kontrol altında olmayan şiddetli arteriyel hipertansiyonu olan ve/veya eşzamanlı olarak hemostazı etkileyen ilaçlar almakta olan hastalar gibi belirli hasta gruplarında artabilir (bkz. bölüm “4.4 Özel kullanım uyanları ve önlemleri”). Bulgular, semptomlar ve ciddiyet (olası bir fatal sonlamm dahil), kanamanın ve/veya aneminin yerleşimi ve derecesi ya da boyutuna göre değişecektir (bkz. bölüm “4.9 Doz aşımı ve tedavisi-Kanamanın kontrolü”)- Klinik çalışmalarda, mukoza kanaması (epistaksis, dişeti kanaması, gastrointestİnal kanama, genitoüriner kanama gibi) ve anemi, VKA tedavisiyle kıyaslandığında uzun süreli rivaroksaban tedavisinde daha sık görülmüştür. Gizli kanama tespitinde yeterli klinik incelemeye ek olarak, hemoglobin/hematokrit laboratuvar testlerinin yapılmasının değerli olabileceği kabul edilmektedir. Kanama riski belirli hasta gruplarında (örn. kontrol edilmeyen şiddetli atriyel hipertansiyon) ve/veya hemostazı etkileyen eş zamanh tedavilerde artabilir (bkz. bölüm “4.4 Özel kullanım uyarılan ve önlemleri / Kanama riski”). Adet kanaması şiddetlenebilir ve/veya uzayabilir. Hemorajik komplikasyonlar güçsüzlük, solukluk, baş dönmesi, baş ağrısı ya da açıklanamayan şişlikler, dispne ve açıklanamayan şok olarak görülebilir. Bazı olgularda, aneminin bir sonucu olarak göğüs ağrısı veya angina pektoris gibi kardiyak iskemi semptomları gözlenmiştir. XARELTO için şiddetli kanamaya sekonder olarak ortaya çıktığı bilinen hipoperfüzyona bağlı kompartman sendromu ve renal yetmezlik gibi komplikasyonlar bildirilmiştir. Bu nedenle, herhangi bir antikoagülan verilen hasta değerlendirilirken hemoraji olasılığı düşüntilmelidir. 4.9 Doz aşımı ve tedavisiKanama ya da diğer advers reaksiyonlar olmaksızın 600 mg doza dek seyrek doz aşımı olgusu bildirilmiştir. Sınırlı emilimi nedeniyle 50 mg ve üzerindeki supraterapötik dozlarda ortalama plazma maruziyetinde daha fazla artışın görülmediği tavan etkisi olması beklenir.Rivaroksabanm farmakodinamik etkisini antagonize eden spesifik bir antidot bulunmamaktadır. XARELTO doz aşımı durumunda emilimi azaltmak için aktif kömür kullammı düşünülebilir. Plazma proteinlerine bağlanmanın yüksekliği nedeniyle rivaroksabanm diyaliz ile temizlenmesi beklenmemektedir. Kanamanın kontrolü: Rivaroksaban kullanan bir hastada kanama komplikasyonu meydana gelirse, bir sonraki uygulaması geciktirilmeli ya da uygunsa sonlandırı İmalıdır. Rivaroksabanm yanlanma ömrü yaklaşık 5-13 saattir. Tedavi kanamanın yerine ve şiddetine göre uyarlanmalıdır. Uygun semptomatik tedavi olarak, mekanik kompresyon (Ör. ciddi burun kanaması için), cerrahi hemostaz gibi kanama kontrol işlemleri, sıvı replasmam, hemodinamik destek, kan ürünleri (ilişkili anemi ya da koagülopatiye göre kırmızı kan hücresi paketi ya da taze donmuş plazma) ya da trombositler düşünülebilir. Yukarıdaki Önlemler ile kanama kontrol edilemezse, protrombin kompleks konsantresi (PCC), aktive protrombin kompleks konsantresi (APCC) ya da rekombinant faktör Vlla (r-FVlla) gibi özgün bir geri dönüştürücü prokoagülan kullanımı düşünülmelidir. Ancak, XARELTO kullanan kişilerde halen bu ürünlerin kuliammma ilişkin klinik deneyim çok sınırlıdır. Öneri, sımrlı klinik olmayan verilere dayanmaktadır. Rekombinant Faktör Vlla'mn yeniden doz ayarlaması düşünülebilir ve kanamanın iyileşmesine dayalı olarak titre edilebilir. Protamin sülfat ve K vitamininin rivaroksabanm antikoagülan aktivitesini etkilemesi beklenmez. XARELTO kullanan kişilerde antifibrinoütik ilaçlarla (traneksamik asit, aminokaproik asit) deneyim bulunmamaktadır. XARELTO kullanan kişilerde sistemik hemostatik desmopresİn ve aprotinin yarar ya da deneyimine ilişkin bilimsel gerekçe bulunmamaktadır. 5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodmamik özelliklerFarmakoterapötik grup; Antitrombotik ajan ATC kodu: BOl AX06Etki mekanizması: Rivaroksaban ora! biyoyararlammı olan oldukça selektif direkt bir faktör Xa inhibitörüdür. Faktör X'un, faktör Xa'ya (FXa) İntrensek ve ekstrinsek yollarlarla aktivasyonu, kan koagülasyonu basamaklarında merkezi rol oynar. FXa, protrombini protrombinaz kompleksi aracılığıyla direkt olarak trombine dönüştürür ve sonunda bu reaksiyon fibrin pıhtı oluşumuna ve trombin ile trombositlerin aktivasyonuna neden olur. Koagülasyon basamaklarmın amplifıkasyon özelliğine bağlı olarak, FXa'nın bir molekülü lOOO'den fazla trombin molekülü üretebilir. Ek olarak, protrombinaza bağlı FXa'nın reaksiyon oranı serbest FXa'nınkiyle karşılaştırıldığında 300.000 kat artar ve trombin üretiminin aşırı artmasma neden olur. FXa'nın seçici inhibitörleri, trombin üretiminin yoğunluğunu sonlandırabilİr. Sonuç olarak, çeşitli spesifik ve global pıhtılaşma testleri rivaroksabandan etkilenir. İnsanlarda faktör Xa aktivitesinİn doza bağımlı şekilde İnhİbe olduğu gözlenmiştir. Rivaroksaban trombin (aktive Faktör II)inhibe etmez ve trombosit üzerinde hiçbir etki gösterilememiştir.Farmakodinamik etkiler: İnsanlarda faktör Xa aktivitesinİn doza bağımlı şekilde İnhibe olduğu gözlenmiştir. Eğer testte Neoplastin kullanılırsa, protrombin zamanı (PTZ), plazma konsantrasyonları (r değeri 0.98'e eşit) ile yakın ilişkili olarak doza bağımlı şekilde rivaroksabandan etkilenir. Diğer reaktifler farklı sonuçlar sağlayacaktır. Uluslararası Normalizasyon Oranı (INR) sadece kumarinler için kalibre edildiği ve onaylandığından ve herhangi diğer bir antikoagülan için kullanılamadığından, PTZ okuması saniyeler İçinde yapılmalıdır DVT tedavisi ile rekürren DVTve PE önlenmesi içİn rivaroksaban kullanan hastalarda günde 2 kez 15 mg ya da günde tek doz 20 mg tablet alımmdan 2-4 saat sonra (maksimum etki zamanında), 5/95 persantil PTZ (Neoplastin) sırasıyla 16- 33 saniye ve 15-30 saniye arasında değişmiştir. En düşük ilaç konsantrasyonunda (tablet alımmdan 8-16 saat sonra) günde iki kez alınan 15 mg için 5/95 yüzdeleri 14 ile 25 saniye aralığında ve günde bir kez alınan 20 mg için (tablet alımmdan 18-30 saat sonra) 13 ile 21 saniye aralığında olmuştur.Nonvalvüler atrial fıbrilasyonu olan ve inme ve sistemik embolizm önlenmesi için rivaroksaban kullanan hastalarda günde tek doz 20 mg tablet ya da orta derecede böbrek yetmezliğinde günde tek doz 15 mg alımmdan 1 -4 saat sonra (maksimum etki zamanında), 5/95 persantil PTZ (Neoplastin) sırasıyla 14-40 saniye ve 10-50 saniye arasında değişmiştir. En düşük ilaç konsantrasyonunda (tablet alımmdan 16-36 saat sonra) günde bir kez 20 mg ile tedavi edilen hastalarda 5/95 yüzdeleri 12 ile 26 saniye aralığında ve orta şiddette böbrek yetmezliği olan günde bir kez 15 mg ile tedavi edilen hastalarda 12 ile 26 saniye aralığında olmuştur. Aktive edilmiş parsiyel tromboplastin zamanı (aPTT) ve HepTest de doza bağımlı şekilde uzarlar; ancak rivaroksabanın farmakodinamik etkisinin değerlendirmek için önerilmezler. Anti-faktör Xa aktİvitesi de rivaroksabandan etkilenir; ancak, kalibrasyon için hiçbir standart mevcut değildir. Klinik rutinde XARELTO ile tedavi sırasında koagüiasyon parametrelerinin izlenmesine gerek olmamasma karşın, klinik olarak endike olduğunda hemostatik durum yukarıda açıklandığı şekilde test edilerek değerlendirilebilir. Nonvalvüler atrial fıbrilasyonu olan hastalarda inme ve sistemİk embolizmin önlenmesinde klinik etkililik ve güvenlilik: XARELTO klinik programı nonvalvüler atrİal fıbrilasyon (AF) hastalannda inme ve sistemik embolizm önlenmesi için XARELTO etkinliğini göstermek icin tasarlanmıştır. Çift kör pivot çalışması ROCKET AF çalışmasmda 14264 hasta XARELTO 20 mg oral günde tek doz (orta derecede renal yetmezliği olan CrC: 30-49 ml/dk hastalannda 15 mg oral günde tek doz) ya da INR hedefi 2.5 (terapötik aralık 2.0 -3.0) olacak şekilde varfarin tedavisine randomize edilmiştir. Tedavideki medyan zaman 19 ay olup topİEun tedavi süresi 41 aya kadar sürmüştür. Hastaların %34.9'u ASA tedavisi ve %11.4'ü amiodaron dahil sınıf III antiaritmik kullanmaktaydı. Birincil kompozit sonlanım noktası olan inme ve SSS (santral sinir sistemi) ile ilgili olmayan sistemik embolizm için XARELTO, en az varfarin kadar etkili olmuştur. Tedavi uygulanmakta olan protokol başına popülasyonda inme veya sistemik embolizm, rivaroksaban kullanan 188 hastada (yılda %1,71) ve varfarin kullanan 241 hastada gerçekleşmiştir (yılda %2,16) (asgari üstünlük için HR 0,79; %95 CI, 0,66 - 0,96; P<0,001). ITT'ye göre analiz edilen tüm randomize hastalar arasında birincil olaylar rivaroksaban kullanımında 269 kez (yılda %2,12) ve varfarin (yılda %2,42) kullanımında 306 kez gerçekleşmiştir (HR 0,88; %95 CI, 0,74 - 1,03; asgari üstünlük için P<0,001; üstünlük için P=0,117). ITT analizinde hiyerarşik sırada test edildiği şekilde ikincil son noktaların sonuçlan Tablo 2'de gösterilmiştir. Başlıca güvenlilik neticesinin oluş sıklığı oranı (majör ve majör olmayan klinik olarak önemli kanama olayları) her iki tedavi grubu için de aym olmuştur (bkz. Tablo 3).
Çalışma Populasyonu Nonvalvüler atrial fibrilasyonu olan hastalar
XARELTO 20mgoral günde bir kez ( CrC: 30-49 ml/dk olan hastalarda 15 mg oral günde bir kez) N=7111 Olay oranı __(100 hasta /yıl)_
Varfarin hedef INR 2.5 içİn titre edilmiş (terapötİk aralık 2.0-3.0) N=7125 Olay oranı (100 hasta/yıl)
Risk oranı (%95 GA) p değeri Tedavi Dozu
Majör ve majör olmayan klinik olarak önemli kanama olayları
1475 (% 14,91)
1449 (% 14.52)
1.03 (0.96- l.!l) 0.442 Majör kanamaolayları_
395 (%3.60)
386 (%3.45)
1.04 (0.90- 1,20) 0,576
0.50(0,31 -0,79) 0,003
27 (%0.24)
55 (%0.48)Ölüm
133 (%1.18)91(%0.82)Kritik Organ Kanamaları **
0,69 (0.53 -0.91) 0,007 İntrakranial kanama **
84 (%0.74)
0,67 (0,47- 0,93)0.019
55 (%0.49)
254 (%2.26)
1.22(1.03- 1.44) 0.019 Hemoglobindüşüşü**
305 (%2.77)
149 (%1.32)
1.25(1.01 -1.55) 0,044
183 (%1,65) ^ ünite paketlenmiş kırmızı kan hücresi veya tam kantransfiizyona**
Majör olmayan klinik olarak önemli kanama olayları
1.04 (0,96- 1.13) 0.345
1151 (%.)
1185 (% 11.80)
0.85 (0.70- 1.02) 0.073
250 (%2.21)
Tüm nedenlere bağlı mortalite
208 (%1.87)
a) Güvenlilik populasyonu, tedavide ** nominal olarak anlamlı
Venöz tromboembolizmin (VTE) tedavisinde klinik etkililik ve güvenlilik: XARELTO klinik programı XARELTO'nun akut DVT başlangıç ve sürdürme tedavisi ile rekürren DVT ve PE önlenmesinde etkililiğini göstermek için tasarlanmıştır. 4600'den fazla hasta randomize, kontrollü faz III klinik çalışmalanna (Einstein DVT ve Einstein Uzatma) katılmıştır. İki çalışmanın toplam birleşik tedavi süresi 21 aydır. Einstein DVT çalışmasında 3449 akut DVT hastası DVT tedavisi ile rekürren DVT ve PE önlenmesi için çalışılmıştır. Tedavi süresi araştırıcmm klinik yargısma göre 3, 6 veya 12 aya kadar sürmüştür. Akut DVT için başlangıçtaki 3 haftalık tedavide 15 mg XAR£LTO günde iki kez uygulanmıştır. Ardından günde tek doz 20 mg XARELTO kullanılmıştır. Karşliaştırma tedavi rejimi en az 5 gün PT/INR terapötİk aralığa gelene dek (>2.0) K vitamini antagonisti ile birlikte enoksaparİn tedavisini içermektedir. Tedavi PT/INR değerlerinin terapötik aralıkta ( 2.0 - 3.0) kalmasını sağlayacak biçimde doz ayan yapılmış K vitamin antagonisti iİe sürdürülmüştür. Einstein Uzatma çalışmasmda DVT ya da PE geçirmiş 1,197 hasta rekürren DVT ve PE önlenmesi için çalışılmıştır, 6 ila 12 ayİık DVT tedavi süresini tamamlamış hastalarda , araştmcmm klinik yargısına göre ilave 6 veya 12 ay daha tedavi sürdürülmüştür . XARELTO 20 mg günde tek doz rejimi plasebo ile karşılaştınlmıştır. Her iki faz III çalışması da önceden belirlenmiş aynı primer ve sekonder etkililik sonuçlarım kullanmıştır. Primer etkililik sonucu rekürren DVT ve fatal ya da non-fatal PE birleşimi olarak tanımlanan semptomatik rekürren VTE olmuştur. Sekonder etkililik sonucu rekürren DVT, non-fatal PE ve tüm nedenlere bağlı Ölümlerin birleşimi olarak tanımlanmıştır. Einstein DVT çalışmasında (bkz. Tablo 4) rivaroksabanm birincil etkililik neticesi için en az enoksaparinA^KA kadar etkili olduğu gösterilmiştir (p <0.0001 (asgari üstünlük testi); tehlike oranı: 0,680 (0,443 - 1,042), p=0,076 (üstünlük testi)). Önceden belirtilen net klinik faydanın 0,67'lik tehlike oranıyla birlikte ((%95 CI= 0,47-0,95), nominal p değeri p=0,027) rivaroksaban lehinde olduğu bildirilmiştir. INR değerleri, ortalama 189 günlük ortalama tedavi süresi için %60,3 sıklıkla ve 3-, 6- ve 12 aylık amaçlanan tedavi süresi gruplarında sırasıyla %55,4, %60,1 ve %62,8 sıklıkla terapötik aralık içinde kalmıştır. EnoksaparinA^KA grubunda, eşit boyutlu üçlüler ile nükseden VTE (etkileşim için (P=0,932) İnsidansmda ortalama merkez TTR seviyesi (Hedefte Zaman INR Aralığı 2,0 -3,0) arasında net bir ilişki olmamıştır. Merkeze göre en yüksek üçlü dahilinde rivaroksabanm varfarin karşısındaki tehlike oram 0,69 olmuştur (%95 Cl, 0,35 - 1,35). Birincil güvenlilik neticesinin oluş sıklığı oranlannm (majör veya majör olmayan klinik olarak önemli kanama olayları) yanı sıra, ikincil güvenlilik neticesinin oluş sıklığı da (majör kanama olayları) her iki tedavi grubu için de aynı olmuştur. Einstein Uzatma çalışmasında (bkz. Tablo 5) XARELTO primer ve sekonder etkililik sonuçlarında plasebodan üstün bulunmuştur. Birincil güvenlilik sonucu (majör kanama olayları) için XARELTO 20 mg günde tek doz rejimi ile tedavi edilen hastalarda plaseboya göre anlamlı olmayan sayısal olarak daha yüksek insidans oranları saptanmıştır, Sekonder güvenlilik sonucu (majör ya da klinik ile ilişkili majör olmayan kanama olayları) XARELTO 20 mg günde tek doz rejimi ile tedavi edilen hastalarda plaseboya göre daha yüksek oranlar göstermiştir. Hem Einstein DVT hem de Einstein Uzatma çalışmalannda, orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalar( CrC: 30-49 ml/dak), kreatinin klerensi 50 ml/dakika ve üzerinde olan hastalarla aynı dozda tedavi edilmiştir (ilk üç hafta boyunca günde iki kez 15 mg ve 22. günden sonrasında günde bir kez 20 mg).
Etnik farklılıklar: bkz. bölüm “5.2 Famıakokinetik özellikler” Yaşlılar: bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetik özellikler” Cinsiyet: bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetik özellikler” Değişik kilo kategorileri: bkz. bölüm “5,2 Farmakokinetik özellikler” Karaciğer yetmezliği: hkz.böiüm “5.2 Farmakokinetik özellikier”Böbrek yetmezliği: bkz. bölüm “5.2 Farmakokinetik özellikler” QTc üzerindeki etkiler: 50 yaşın üzerinde sağlıklı erkek ve kadmlarda QTc uzatıcı etkiler gözlenmemiştir. 5.2 Farmakokinetik özellikler Genel özelliklerEmilim ve bivovararlamm:Tablet alımından sonra rivaroksaban hızla emilir ve maksimum konsantrasyonlar (Cmaks) 2-4 saatte görülür. Rivaroksabanın oral emilimi neredeyse tamdır ve mutlak biyoyararlanımı 10 mg doz için açlık/tokluk durumundan bağımsız olarak yüksektir (%80-%100), Yemeklerle alınması, 10 mg doz için, rivaroksabanm Cmaks ve EAA (eğrİ altı alan) değerlerini etkilemez. XARELTO 10 mg tablet yemeklerle birlikte ya da ayrı alınabilir (bkz. bölüm “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli”). Emilim miktarınm azalması nedeniyle 20 mg tablet için oral biyoyararlanım açlık koşulunda %66 olarak saptanmıştır. XARELTO 20 mg tablet gıdalarla birlikte alındığında açlık durumuna göre ortalama EAA değerinin %39 arttığı gözlenmiş ve neredeyse tam emilim ve yüksek oral biyoyararlanım göstermiştir. XARELTO 15 mg ve 20 mg gıdalarla birlikte alınmalıdır (bkz. bölüm “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli”). Rivaroksaban farmakokinetigi bireyler arası %30-40 değişkenlik (%CV) ile orta derecededir. Dağılım:İnsanlarda plazma proteinlerine bağlanma yaklaşık % 92 - % 95 ile yüksek orandadır ve serum albumini temel bağlayıcı bileşendir. Dağılım hacmi (Vss) yaklaşık 50 litre ile orta düzeydedir, Biyotransformasvon ve Eliminasvon:Uygulanan rivaroksaban dozunun yaklaşık 2/3'ü metabolik degradasyona uğrar ve daha sonra bunun yarısı renal, diğer yarısı da fekal yoldan elimine edilir. Uygulanan dozun kalan 1/3'ü, başlıca aktif renal sekresyon yoluyla olmak üzere, direkt renal ekskresyona uğrar ve idrarda değişmemiş etkin madde şeklinde bulunur. Rivaroksaban, CYP 3A4, CYP 2J2 ve CYP'den bağımsız mekanizmalarla metabolize edilir. Morfolİnonun oksidatif degradasyonu ve amid bağlarının hidrolizi majör biyotransformasyon alanlarıdır. İn vitroaraştırmalara dayanarak, rivaroksaban P-gp (P-glikoprotein) ve Bcrp (meme kanseri direnç proteini) taşıyıcı proteinlerinin bir substratıdır.Değişmemiş rivaroksaban insan plazmasındaki en önemli bileşiktir, dolaşımda majör ya da aktif metaboliti bulunmaz. Yaklaşık 10 1/saat'lik sistemik klerensi ile rivaroksaban düşük klerensli bir ilaç olarak smıflandınlabilİr. 1 mg dozun intravenöz uygulamasından sonra, eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 4.5 saattir. Oral uygulamanın ardından eliminasyon absorpsiyon oranıyla ilişkili hale gelir. Rivaroksabanın plazmadan eliminasyonu genç bireylerde 5-9 saatlik, yaşlılarda 11-13 saatlik terminal yarılanma ömrü ile gerçekleşir. Doğmsallılc/ Doğrusal olmayan durum:Rivaroksabamn farmakokinetik özellikleri, aç kamma alman günde bir defa yaklaşık 15 mg'ye kadar neredeyse doğrusaldır. Tokluk koşulunda XARELTO 10 mg, 15 mg ve 20 mg tablet doz oransallığı göstermiştir. Daha yüksek dozlarda rivaroksaban, düşük biyoyararlanım ile çözünmeyle sınırlı absorpsiyon ve yüksek dozla azalan absorpsiyon oranı sergiler. Hastalardaki karakteristik özelliklerYaslı hastalarYaşlı hastalar, temel olarak düşük total ve renal klerense (belirgin) bağlı olarak yaklaşık 1.5 kat yüksek ortalama EAA değerleri ile genç hastalardan daha yüksek plazma konsantrasyonları sergilerler (bkz. bölüm “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli”). Doz ayarlaması gerekli değildir. CinsiyetErkek ve kadın hastalar arasmda farmakokinetik özelliklerde klinik olarak belirgin farklılıklar yoktur (bkz. bölüm “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli”). Farklı kilo kategorileri:Vücut ağırlığındaki uç noktaların (<50 kg vs >120 kg) rivaroksaban plazma konsantrasyonları üzerinde sadece küçük bir etkisi vardır (%25'ten daha az) (bkz. bölüm “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli”). Doz ayarlaması gerekli değildir. Çocuklar ve ergenler:Çocuk ve 18 yaşından küçük ergenlerde güvenlilik ve etkililik saptanmamıştır (bkz. bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli). Etnik farklılıklar:Beyaz, Afrikalı-Amerikalı, Latin kökenli, Japon ya da Çinli hastalar arasında farmakokinetik ve farmakodinamik ile ilgili klinik olarak belirgin etnik farklılıklar gözlenmemiştir (bkz. bölüm “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli”). Karaciğer vetmezliği;Karaciğer yetmezliğinin rivaroksaban farmakokinetiği üzerindeki etkisi, klinik geliştirme programında standart bir prosedür olan, Child Pugh sınıflaması temelinde kategorize edilmiş hastalarda incelenmiştir. Chİld Pugh sınıflamasının orijinal amacı, başlıca siroz olmak üzere, kronik karaciğer hastalığındaki prognozun değerlendirilmesidir. Antikoagülasyon düşünülen hastalarda karaciğer yetmezliğinin kritik yönü, karaciğerde normal koagülasyon faktörlerinin sentezindeki azalmadır. Bu özellik, Chİld Pugh sınıflama sistemini oluşturan beş klinik/biyokimyasal ölçümün yalnızca biriyle izlenebildiği için, hastalardaki kanama rİskİ bu sınıflama şemasıyla net bir şekilde korele olmayabilir. Hastalan bir antikoagülan ile tedavi etme karan bu nedenle, Chİld Pugh smıflamasından bağımsız olarak yapılmalıdır. XARELTO klinik olarak belirgin kanama riskine neden olan koagülopati ile ilişkili karaciğer hastalığı olan hastalarda kontrendikedir. Hafif karaciğer yetmezliği olan siroz hastalan (Child Pugh A), rİvaroksaban farmakokinetiginde neredeyse sağlıklı kontrol grubuyla karşılaştırılacak kadar minör değişiklikler gösterir (Rİvaroksaban EAA'smda ortalamada 1.2 kat artış). Bu gruplar arasında farmakodinamik özelliklerde belirgin farklılık gözlenmemiştir. Orta derece karaciğer yetmezliği olan siroz hastalarında (Child Pugh B), rİvaroksaban ortalama EAA'sı ciddi karaciğer hasanm gösteren anlamlı düzeyde bozulmuş ilaç klerensine bağlı olarak, sağlıklı gönüllülerle karşılaştın İdi ğmda 2.3 kat artmıştır. Bağlanmamış EAA 2.6 kat artmıştır. Ciddi karaciğer yetmezliği olan hastalara ilişkin veri bulunmamaktadır. Faktör Xa aktivitesinin inhibisyonu sağlıklı gönüllülerle karşılaştırıldığında 2,6 kat artmıştır; PTZ uzaması benzer şekilde 2,1 kat artmıştır. Global pıhtılaşma testi PTZ, karaciğerde sentezlenen koagülasyon faktörleri VII, X, V, II ve Tden oluşan ekstrinsik yolu değerlendirir. Orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalar rİvaroksabana daha duyarhdır; bu durum konsantrasyon İle PTZ arasında daha dik bİr FD/FK bağıntısı ile sonuçlamr. XARELTO, koagülapati İle ilişkili karaciğer hastalarmda ve Child Pugh B ve C'li sirozlu hastalar dahil klinik açıdan önemli kanama riski taşıyan hastalarda kontrendikedİr (bkz. bölüm 4.3 Konrendikasyonlar”). Böbrek vetmezliği:Kjeatinİn klerensi (CrC) ölçümü yoluyla değerlendirilen renal fonksiyonda azalmayla ters oranlı olarak, rİvaroksaban maruziyetinde artış vardır. Hafif (CrC : <80-50 ml/dk), orta (CrC 30-49 ml/dk) ya da ciddi (CrC 15-29 ml/dk) renal yetmezliği olan bireylerde, rİvaroksaban plazma konsantrasyonları (EAA) sağlıklı gönüllülerle karşılaştırıldığında sırasıyla 1.4, 1.5 ve 1.6 kat artmıştır (bkz. bölüm “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli” ve bölüm “4.4 Özel kullanım uyarılan ve önlemleri”). Farmakodinamik etkilerde karşılık gelen artışlar daha belirgindir (bkz. bölüm “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli”, bölüm “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri”). Hafif, orta ya da ciddi böbrek yetmezliği olan bireylerde, faktör Xa aktivitesinin genel inhibisyonu sağlıklı gönüllülerle karşılaştınidığında sırasıyla 1.5, 1.9 ve 2.0 kat artmıştır; PTZ uzaması benzer şekilde sırasıyla 1.3, 2.2 ve 2.4 kat artmıştır. CrC <15 ml/dak olan hastalar için veri bulunmamaktadır. Plazma proteinlerine bağlanmanın yüksekliği nedeniyle rivaroksabanm diyaliz ile temizlenmesi beklenmemektedir. CrC <15 ml/dak olan hastalarda kullanılması önerilmemektedir. XARELTO kreatinin klerensi 15-30 ml/dak olan ciddi böbrek yetmezliği hastalannda dikkatli kullanılmalıdır (bkz. bölüm “4.2 Pozoloji ve uygulama şekli” ve bölüm “4.4 Özel kullanım uyanlan ve önlemleri”). Altta yatan hastalığa bağlı olarak, ciddi böbrek yetmezliği olan hastalar hem artmış kanama hem de artmış tromboz riski altındadır. Hastalarda farmakokinetik veriler Akut DVT'nin tedavisi için günde bir kez 20 mg rivaroksaban alan hastalarda, dozdan 2 -4 saat ve yaklaşık 24 saat sonra (doz aralığı sırasında kabaca maksimum ve minimum konsantrasyonlan temsil eden) geometrik ortalama konsantrasyon (%90 tahmin aralığı) sırasıyla 215 (22 - 535) ve 32 (6 - 239) |^g/l olmuştur. Farmakokinetik/farmakodinamik ilişki Rivaroksaban plazma konsantrasyonu ile birkaç FD son noktası (Faktör Xa inhibisyonu, PT, aPTI', Heptest) arasındaki farmakokinetik/'farmakodinamik (FK/FD) ilişki, geniş bir doz aralığı (günde iki defa 5 - 30 mg) uygulamasından sonra değerlendirilmiştir. Rivaroksaban ve Faktör Xa aktivitesi arasındaki İlişki en iyi Emaks modeliyle açıklanmıştır. PT için doğrusal kesişim modeli genel olarak verileri daha iyi açıklamıştır. Kullanılan farklı PT reaktiflerine bağlı olarak eğim önemli oranda farklılık göstermiştir. Neoplastin PT kullanıldığında, başlangıç PT değeri yaklaşık 13 saniyedir ve eğim yaklaşık 3-4 sanİye/(lQO ng/l)'dir. Faz II ve lH'te FK/FD analizlerinin sonuçlan, sağlıklı gönüllülerde elde edilen verilerle tutarlı olmuştur. 5,3 Klinik öncesi güvenlilik verileriGüvenlilik farmakolojisi, tek doz ve tekrarlı doz toksisitesi, genotoksisite, fototoksİsİte, karsinojenesite ve üreme toksikoloj isinin konvansiyonel ve uygun verilerine dayalı klinik olmayan güvenlilik değerlendirmesi İnsanlar için özel bir tehlike içermemektedir.Rivaroksabamn test edilen en yüksek dozlannda organa özgü toksisite gözlenmemiştir. Güvenlilik farmakolojisi: Kardiyovasküler, solunum ve santral sinir sistemi (SSS) fonksiyonlan etkilenmemiştir. Pro-aritmik potansiyel gözlenmemiştir. Gastroİntestinal motilite, karaciğer fonksiyonu, böbrek fonksiyonu ve kandaki glukoz değeri üzerinde klinik olarak anlamlı etkiler gözlenmemiştir. Akut ve tekrarh-doz toksisitesi; Rivaroksaban fareler ve sıçanlarda düşük akut toksisite göstermiştir. Tekrar doz toksisite çalışmalannda gözlemlenen etkiler, esasen rivaroksabamn abartılı farmakodinamik aktivitesinden kaynaklanmıştır. Sıçanlarda, yüksek IgG ve IgA plazma düzeyleri klinik olarak ilgili maruziyet düzeylerinde görülmüştür. Rivaroksaban, sıçanlarda 6 aya kadar ve köpeklerde 12 aya kadar tekrarlı doz çalışmalannda test edilmiştir. Farmakolojik etkİ mekanizmasına dayanarak, pıhtılaşma zamanı üzerindeki etkilerine bağlı bir NOEL (etki gözlenmeyen düzey) belirlenememiştir. Sıçanlar ve köpeklerde vücut ağırlığı kazanımmda hafif azalmanın dışındaki tüm advers bulgular, bileşenin farmakolojik etki mekanizması ile ilişkilendirilebilmiştir. Köpeklerdeki çok yüksek dozlarda ciddi spontan kanamalar gözlenmiştir. Kronik maruz kalım sonrası NOAEL (advers etki gözlenmeyen düzey), sıçanlarda 12.5 mg/kg, köpeklerde ise 5 mg/kg'dır. Karsinojenisİte: Rivaroksaban insanlardaki maruziyei düzeyinde (fare) ve 3.6 katında (sıçan) 60 mg/kg/gün doza dek test edilmiştir. Rivaroksaban sıçan ve farelerde karsinojenik potansiyel göstermemiştir. Üreme toksikolojisi: Geliştirme toksisite çalışmalarında rivaroksaban, insanlarda kullanılan terapötik dozun 14-katı (sıçanlarda) ve 33-katı (tavşanlar) üzerindeki maruz kalma değerlerinde test edilmiştir. Abartılı farmakodinamik etkilerine bağlı olarak, toksikolojik profil başlıca matemal toksisite ile karakterize edilir. Test edilen en yüksek doza kadar temel bir teratojenik potansiyel belirlenmemiştir (bkz. bölüm “4.6 Gebelik ve laktasyon”). Rivaroksabanla ilişkili radyoaktivitesi sıçanlarda plasental bariyeri geçmiştir. Fetal organ ve dokuların hiçbirinde maksimum konsantrasyon ya da EAA değerinin üzerinde bir maruz kalma, matemal kan maruz kalımım aşmamıştır. Fetüste EAA (0-24) temelindeki ortalama maruz kalım, matemal kandaki değerin yaklaşık %20'sine ulaşmıştır. Meme bezlerinde yaklaşık kandakine eşdeğer bir EAA değeri vardır, bu da radyoaktivitenin süte geçtiğini gösterir (bkz. bolüm “4.6 Gebelik ve laktasyon”). Rivaroksaban 200 mg/kg'a kadar erkek ya da dişi fertilitesi üzerinde etki göstermemiştir (bkz .”4.6 Gebelik ve laktasyon”). Hayvan çalışmaları, rivaroksabanm farmakolojik etki şekliyle ilgili üreme toksisitesi göstermiştir (öm. kanamalı komplikasyonlar). Klinik olarak ilgili plazma konsantrasyonlarında, embriyo-fetal toksisite (implamantasyon sonrası kayıp, gerilemiş/ilerlemiş kemikleşme, karaciğerde çoklu açık renkli noktalar) ve yaygın şekil bozukluklanna artan insidansın yanı sıra plasentada değişiklikler gözlenmiştir. Sıçanlarda prenatal ve postnatal çalışmalarda, annelere toksik olan dozlarda yavru canlılığında azalma gözlenmiştir. Laktasyon: ['“'C] işaretli rivaroksaban oral yol ile, emziren Wistar sıçanlarına (doğum sonrası 8 İla 10. günde), tek doz olarak 3mg/kg vücut ağırlığı olacak şekilde uygulanmıştır. Uygulanan doza göre düşük seviyede rivaroksabanla ilişkili ['“*0] radyoaktivite emziren sıçanların sütüne geçmiştir. Süte geçen radyoaktivite miktarının, uygulamadan 32 saat sonraki matemal dozun %2.12'si olması tahmin edilmektedir (bkz. bölüm “4.6 Gebelik ve laktasyon”). Genotoksisite Bakteride bir gen mutasyonu testi (Ames-testi), kromozomal bozukluklar için bir in-vitroin vivobir mikronükleus testinde herhangi bir genotoksisite gözlenmemiştir.6* FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesiYardımcı maddeler - Mikrokristalimsi selüloz- Kroskarmelloz sodyum - Hipromelioz 5 cP - Laktoz monohidrat - Magnezyum stearat - Sodyum lauril sülfat Film Kaplama - Kırmızı demir oksit (El 72) - Hipromelioz15 cP- Makrogol 3350 - Titanyum dioksit (E171) 6.2 GeçimsizliklerBilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.6.3 Raf ömrü36 ay6.4 Saklamaya yönelik Özel tedbirler30“C'nin altmdaki oda sıcaklığmda saklayınız.6.5 Ambalajın niteliği ve içeriğiPP/Aluminyum folyo blister ambalaj.28 tabletlik kutularda 6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel ÖnlemlerÖzel bir gereksinim yoktur.Kullanılmamış olan ürün ya da atık materyaller, 'Tıbbi Atıklann Kontrolü” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklannm Kontrolü” yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir, 7. RUHSAT SAHİBİBayer Türk Kimya San. Ltd. Şti.Fatih Sultan Mehmet Mah. Balkan Cad, No: 53 34770 Ümraniye-istanbul Tel: 0216 528 36 00 Faks: 0216 528 36 12 8. RUHSAT NUMARASI133/489. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİİlk ruhsat tarihi: 05.07.2012 Ruhsat yenileme tarihi: -10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
|
İlaç BilgileriXarelto 20 mg Film Kaplı TabletEtken Maddesi: Rivaroksaban Atc Kodu: B01AX06 Kullanma talimatı ve kısa ürün bilgileri
Google Reklamları
İlgili İlaçlar |
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız! Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz. |