Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Verapin Forte 240 Mg/4 Mg Film Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

VERAPİN FORTE 240 mg/4 mg film tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin maddeler:

Her film tablet, 240 mg sürekli salım formunda verapamil hidroklorür ve 4 mg trandolapril içerir.

Yardımcı maddeler:

Laktoz monohidrat.........151.00 mg

Sodyum aljinat............150.00 mg

Sodyum stearil fumarat...2.00 mg Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Film kaplı tablet.

Kızıl kahverengi, oval, bikonveks, film kaplı tablet.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar

VERAPİN FORTE, hipertansiyon tedavisinde endikedir. Monoterapinin yeterli olmadığı durumlarda kombinasyon tedavisi olarak kullanılabilir.

4.2 Pozoloji ve uygulama şekli

Yetişkinler:


Pozoloji

Önerilen doz, günde bir kez, sabahları kahvaltıdan önce, kahvaltıyla birlikte ya da kahvaltıdan sonra alınan bir VERAPİN FORTE film tablet'tir.

Uygulama sıklığı ve süresi

Günde bir kez. Hipertansiyon kronik bir hastalık olduğu için, VERAPİN FORTE genellikle uzun süreler reçete edilen bir ilaçt ır ve kullanım süresi tedavi eden doktorun görüşüne bağlıdır.

Uygulama şekli

VERAPİN FORTE film tablet bütün olarak yutulmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Böbrek yetmezliği:

Böbrek bozukluğu olan hastalarda doz uyarlaması önerilmektedir. Orta dereceli renal bozukluğu olan hastalarda böbrek fonksiyonları izlenmelidir. Ağır böbrek bozukluğunda isekontrendikedir (Bkz. Kontrendikasyonlar ve Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

Karaciğer yetmezliği:

Karaciğer yetmezliği olan hastalarda daha düşük dozlar gündeme getirilmelidir. Karaciğer bozukluğu olan hastalarda özel bir dikkat ve yakından gözlem gereklidir. Ağır karaciğerbozukluğunda kullanılması önerilmemektedir ve karaciğer sirozu ile

birlikte asidi olan hastalarda kontrendikedir (Bkz. Kontrendikasyonlar ve Özel kullanım uyar ılar ı ve önlemleri).

1

Pediyatrik popülasyon:

VERAPİN FORTE çocuklarda ve ergenlerde (<18 yaş) kontrendikedir.

Geriyatrik popülasyon:

VERAPİN FORTE sadece kısıtlı sayıda yaşlı hipertansif hasta üzerinde incelenmiştir. Farmakokinetik veriler VERAPİN FORTE'nin sistemik yararlanımının, genç hipertansiflerekıyasla yaşlılarda daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bazı yaşlı hastalarda kan basıncınıazaltıcı etki diğerlerindekinden daha güçlü olabilir. Tedavi başlangıcında böbrekfonksiyonlarının değerlendirilmesi önerilmektedir (Bkz. Özel kullanım uyarılan ve önlemleri).

4.3 Kontrendikasyonlar

VERAPİN FORTE kullanımı aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:

- Trandolapril ya da herhangi başka bir ADE inhibitörü ve/veya verapamile karşı, ayrıca ilacıniçinde bulunan yardımcı maddelere karşı bilinen aşırı duyarlılık,

- Daha önce bir ADE inhibitör tedavisiyle ilişkili anjiyonörotik ödem öyküsü,

- Herediter/idiyopatik anjiyonörotik ödem.

- Kardiyojenik şok,

- Yakın geçmişte komplikasyonlu miyokard enfarktüsü,

- Pacemaker olmaksızın ikinci ya da üçüncü derece AV blok,

- SA blok,

- Pacemaker olmaksızın hasta sinüs sendromu,

- Konjestif kalp yetmezliği,

- Bir aksesuar iletim yolu ile ilişkili atriyal fibrilasyon/flatter (Örn. WPW sendromu),

- Ağır böbrek bozukluğu (kreatinin klirensi < 30 ml/dk),

- Diyaliz,

- Karaciğer sirozu ile birlikte assit,

- Aort ya da mitral stenozu, obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopati,

- Primer aldosteronizm,

- Gebelik,

- Laktasyon,

- Çocuklarda kullanım (< 18 yaş).

- IV beta blokörler ile eş zamanlı kullanımı (Yoğun bakım ünitesi hariç)

4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Semptomatik hipotansiyon: VERAPİN FORTE, belirli koşullar altında zaman zaman semptomatik hipotansiyona yol açabilir. Bu risk uyarılmış bir renin-anjiyotensin-aldosteronsistemine sahip (örn. diüretik kullanımı, düşük sodyumlu diyet, diyaliz, diyare veya kusmayabağlı hacim ya da tuz eksikliği; sol ventrikül fonksiyonlarında azalma, renovaskülerhipertansiyon) olan hastalarda yüksektir.

Bu gibi hastalarda öncelikle hacim ya da tuz eksikliğinin düzeltilmesi gerekir ve tedavi tercihen bir hastane ortamında başlat ılmalıdır. Titrasyon s ıras ında hipotansiyon geçiren hastalar s ırtüstü yat ırılmalıdır; bu gibi hastalarda oral sıvı desteği ya da intravenöz fizyolojik serumuygulamasıyla hacim genişletilmesine gerek duyulabilir. Kan hacmi ve basıncı etkili bir şekildedüzeltildikten sonra VERAPİN FORTE tedavisine genellikle devam edilebilir.

Kalp yetmezliği: Verapamil bileşeninden dolayı VERAPİN FORTE, ciddi ventriküler bozukluğu (örn. ejeksiyon fraksiyonu %30'un alt ında, pulmoner wedge basıncı 20 mm Hg'danyüksek, ya da şiddetli kalp yetmezliği belirtileri) olan hastalarda, ayrıca herhangi bir derecedeventrikül fonksiyon bozukluğu bulunan ve beta adrenerjik blokör almakta olan hastalardakullanılmamalıdır.

2

Böbrek fonksiyon bozukluğu: Orta dereceli renal bozukluğu olan hastalarda böbrek fonksiyonları izlenmelidir (Bkz. Kontrendikasyonlar).

VERAPİN FORTE renal disfonksiyonlu hastalarda hiperkalemi oluşturabilir.

Şiddetli derecede renal bozukluğu olan hastalarda, kreatinin klirensi 30 mL/dakikadan düşükse trandolapril dozunun düşürülmesi gerekebilir.

Özellikle önceden beri böbrek fonksiyon bozukluğu ya da konjestif kalp yetmezliği olan hastaların böbrek fonksiyonlarında akut kötüleşme (akut böbrek yetmezliği) ortaya çıkabilir.

VERAPİN FORTE ile sekonder hipertansiyon ve özellikle renovasküler hipertansiyon tablolarında yeterli deneyim bulunmamaktadır. Bu nedenle, özellikle bilateral renal arterstenozu olan hastalar ya da işlevsel tek böbreklerinde unilateral renal arter stenozu olan kişiler(Örn. böbrek transplantasyonu hastaları) böbrek fonksiyonlarının akut olarak kaybedilmesitehlikesi altında olduğundan, bu gibi hastalara VERAPİN FORTE uygulanmamalıdır.

Önceden belirgin bir böbrek hastalığı olmayan bazı hipertansif hastalarda trandolapril bir diüretik ile birlikte verildiğinde kan üre azotu ve serum kreatinin değerlerinde yükselmegörülebilir.

Proteinüri: Özellikle böbrek fonksiyon bozukluğu olan veya göreceli olarak yüksek dozlarda ADE inhibitörleri almakta olan hastalarda proteinüri ortaya ç ıkabilir.

Karaciğer fonksiyon bozukluğu: Trandolapril aktif formuna karaciğerde metabolize olan bir ön-ilaç olduğu için. karaciğer bozukluğu olan hastalarda özel bir dikkat ve yakından gözlemgereklidir.

Ağır karaciğer fonksiyon bozukluğu: Bu hastalarda yeterli terapötik deneyim bulunmaması nedeniyle, VERAPİN FORTE kullanılması önerilemez. VERAPİN FORTE karaciğer sirozu ilebirlikte asidi olan hastalarda kontrendikedir.

Anjiyonörotik ödem: ADE inhibitörleri (Örn. trandolapril gibi) ender olarak, yüz, ekstremiteler, dil, glottis ve/veya larinksin şişmesini içeren anjiyonörotik ödeme neden olabilir.Anjiyonörotik ödem geçirmekte olan hastalarda trandolapril tedavisi derhal durdurulmalı ve buhastalar ödem geçinceye kadar izlenmelidir.

Yüz ile sınırlı anjiyonörotik ödem sıklıkla kendiliğinden iyileşir. Sadece yüzü değil ama ayn ı zamanda glottisi de tutan ödem, havayolu obstrüksiyonu riski nedeniyle, hayat ı tehdit edicinitelikte olabilir.

Siyah olmayan hastalara kıyasla, ADE inhibitörleriyle tedavi edilen siyah hastalarda daha yüksek bir anjiyoödem sıklığı bildirilmiştir.

Dil, glottis ya da larinksi tutan anjiyonörotik ödem tablosu, diğer uygun terapötik önlemler ile birlikte, 0.3-0.5 ml epinefrin çözeltisinin (1:1000) subkütan yoldan derhal uygulanmasınıgerektirir.

ADE inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda ayrıca intestinal anjiyoödem bildirilmiştir. Trandolapril kullanırken karın ağrısı yaşayan (bulant ı veya kusma olsun olmasın) hastalarda budurum dikkate alınmalıdır.

3

İdiyopatik anjiyonörotik ödem öyküsü olan hastalarda dikkatli olunmalıdır ve anjiyonörotik ödem bir ADE inhibitörüne karşı advers reaksiyon olarak gelişmiş ise VERAPİN FORTEkontrendikedir (Bkz. Kontrendikasyonlar).

Nötropeni/Agranülositoz: Nötropeni riski doz ve tip ile ilişkili gibi görünmektedir ve hastanın klinik durumuna bağlıdır. Komplike olmayan hastalarda ender olarak görülür, ama belli birderecede böbrek bozukluğu olan ve özellikle böbrek bozukluğu örneğin sistemik lupuseritematozus, skleroderma gibi kollajen vasküler hastalıklar ile ilişkili olan, ayrıcaimmünosupresif ajanlar ile tedavi gören hastalarda ortaya çıkabilir. ADE inhibitörüne sonverildikten sonra geri dönüşümlüdür.

Öksürük: ADE inhibitörleriyle tedavi sırasında prodüktif olmayan, kuru bir öksürük ortaya çıkabilir; ilaç bırakıldıktan sonra kaybolur.

Hiperkalemi: ADE inhibitörleriyle tedavi s ırasında, özellikle böbrek yetmezliği ve/veya kalp yetmezliği varlığında, hiperkalemi ortaya çıkabilir. Potasyum destek preparatları ya dapotasyum tutucu diüretikler, plazma potasyumunda belirgin artışlara yol açabilecekleri içingenel olarak önerilmemektedir. Sözü edilen ajanların birlikte kullanımı uygun görülüyorsa,serum potasyumu sık aralarla izlenerek kullanılmalıdır.

Yaşlılar: VERAPİN FORTE sadece kısıtlı sayıda yaşlı hipertansif hasta üzerinde incelenmiştir. Farmakokinetik veriler VERAPİN FORTE'nin sistemik yararlammının, genç hipertansiflerekıyasla yaşlılarda daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bazı yaşlı hastalarda kan basıncınıazaltıcı etki diğerlerindekinden daha güçlü olabilir. Tedavi başlangıcında böbrekfonksiyonlarının değerlendirilmesi önerilmektedir.

Cerrahi hastaları: Genel anestezi gerektiren majör cerrahi geçirecek hastalarda, ADE inhibitörleri hipotansiyon oluşturabilir; bu durum plazma hacim geniş leticiler ile düzeltilebilir.

İleti bozuklukları/Bradikardi:

Pazarlama sonrası dönemde VERAPİN FORTE kullanımı ile ilişkilendirilen bradikardi ve AV blok vakaları bildirilmiştir. Bu advers etkiler, ürünün içeriğinde yer alanverapamilin sinüs düğümü ve AV iletimi üzerine olan baskılayıcı etkisi ileaçıklanmaktadır. Bu nedenle VERAPİN FORTE, "Hasta sinüs sendromu" ve AV iletibozukluğu olan hastalarda kullanılmamalıdır (Bkz. Kontrendikasyonlar). Hastalar,VERAPİN FORTE verilmeden önce bu yönlerden tekrar değerlendirilmeli ve eşzamanlıolarak kullanılan ilaçlarbakımından sorgulanmalıdır.VERAPİN FORTE,

beta-adrenerjik bloke edici ajanlar, dijitalis ve diğer AV iletimi ve sinüs düğümünü baskılayanilaçlar ile birlikte yalnızcakombinasyon tedavisini gerektiren

endikasyonlarda dikkatle kullanılmalı ve hastalar bradikardi ve AV blok gelişimi açısından takip edilmelidir.

Nöromusküler iletiyi etkileyen hastalıklar: VERAPİN FORTE nöromusküler iletiyi etkileyen hastalıkları (Myasthenia gravis, Lambert-Eaton sendromu, ilerlemiş Duchenne muskülerdistrofisi) olan kişilerde dikkatle kullanılmalıdır.

Hemodiyaliz hastaları: Eş-zamanlı olarak ADE inhibitör tedavisi gören ve poliakrilonitril metalil sulfonat yüksek akışlı membranlar (Örn. "AN 69") ile hemodiyalize giren hastalardaanaflaktoid reaksiyonlar görülmüştür. Bu nedenle böyle hastalarda bu gibi membranlarkullanılmamalıdır (Bkz. Kontrendikasyonlar).

4

Desensitizasyon: ADE inhibitör tedavisi almakta olan ve yanı sıra hayvan zehirlerine karşı desensitizasyon uygulanan hastalarda anaflaktoid reaksiyonlar (bazı durumlarda hayatı tehditedici) gelişebilir.

LDL aferezi: LDL aferezindeki hastalar ayn ı zamanda ADE inhibitörleri de ald ıklar ında hayat ı tehdit edici anaflaktoid reaksiyonlar kaydedilmiştir.

Çocuklar:

VERAPİN FORTE çocuklarda incelenmemiştir, dolayısıyla bu yaş grubunda kullanılması önerilmemektedir.

Genel:

Halen diüretik tedavi almakta olan bazı hastalarda, özellikle de bu tedavi yakın bir zamanda başlat ılmışsa, trandolapril tedavisinin başlat ılmasıyla kan basıncındaki düşme aşırı olabilir.

VERAPİN FORTE, aort stenozu ya da çıkış obstrüksiyonu olan hastalarda kullanılmamalıdır.

Hastalarda yapılacak değerlendirmeler, tedavi başlatılmadan önce ve tedavi sırasında böbrek fonksiyonu incelemelerini de içermelidir.

VERAPİN FORTE'ye karşı alınan terapötik yanıtın değerlendirilmesine yönelik kan basıncı okumalar ı her zaman için bir sonraki dozdan önce yap ılmalıdır.

Laktoz

VERAPİN FORTE, laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı. Lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacıkullanmamalar ı gerekir.

Sodyum

Bu tıbbi ürün her tablette 1 mmol (23 mg)'den daha az sodyum ihtiva eder; bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.

4.5 Dier tıbbi ürünler ile etkileimler ve dier etkileimekilleri

Verapamil hidroklorür, sitokrom P450 CYP3A4, CYP1A2, CYP2C8, CYP2C9 ve CYP2C18 tarafından metabolize edilir. Verapamilin CYP3A4 ve P-glikoprotein (P-gp) enzimlerinininhibitörü olduğu gösterilmiştir. Bu enzimin inhibitörleriyle plazma verapamil düzeylerindeartış, indükleyicileriyle ise azalmaya yol açan, klinik olarak önemli etkile şimler bildirilmiştir;bu nedenle hastalar ilaç etkile şimleri yönüyle izlenmelidir.

Önerilmeyen Birlikte Kullanımlar:

Potasyum tutucu diüretikler ya da potasyum destek preparatları: ADE inhibitörleri diüretiklerin indüklediği potasyum kaybını azaltırlar. Potasyum tutucu diüretikler örneğin, spironolakton,triamteren ya da amilorid, potasyum destek preparatları veya potasyum içeren tuz ikamepreparatları. Özellikle de böbrek fonksiyon bozukluğu varlığında, serum potasyumundaanlamlı artışlara yol açabilir. Hipokalemi varlığı kanıtlandığı için birlikte kullanım endikeolduğunda, bunlar dikkatle ve serum potasyumu s ık aralıklarla izlenerek kullanılmalıdır.

Kullanım Sırasındaki Önlemler:

Antihipertansif ajanlar: VERAPİN FORTE'nin hipotansif etkisinde artış.

5

Diüretikler: Diüretik almakta olan hastalar ve özellikle hacim ve/veya tuz tükenmişliği gösterenleri, bir ADE inhibitörü ile tedavi başlatıldıktan sonra kan basınçlarında aşırı birazalma gösterebilirler. Hipotansif etkilerin ortaya ç ıkma olasılığı diüretiğe son verilerek, dozuygulanmazdan önce alınan sıvı hacmi ya da tuz artırılarak ve tedavi düşük dozlardabaşlatılarak azaltılabilir. Daha sonraki doz artırımları dikkatle yapılmalıdır.

Trandolapril, tiyazid türevi diüretiklerin yol açtığı potasyum kaybını hafifletebilir.

Lityum: Verapamil ile birlikte kullanılan lityumun etkilerinde hem art ış hem de azalmanın bildirildiği raporlar bulunmaktad ır. ADE inhibitörlerinin lityum ile eşzamanlı uygulanmalar ılityum at ılımını azaltabilir. Serum lityum düzeyleri sık aralarla izlenmelidir.

Anestezik ilaçlar: VERAPİN FORTE belirli anestezik ilaçlar in hipotansif etkilerini art ırabilir.

Narkotik ilaçlar/antipsikotikler: Postural hipotansiyon ortaya çıkabilir.

Allopurinol, sitostatik ya da immünosupresif ajanlar, sistemik kortikosteroidler ve prokainamid: ADE inhibitörleriyle eşzamanlı uygulama lökopeni riskinde artmaya yol açabilir.

Kardiyodepresif ilaçlar: VERAPİN FORTE'nin içeriğinde bulunan Verapamil ile birlikte kardiyo-depresif ilaçların, başka bir deyişle kalpte impuls oluşumu ve iletiminiinhibe eden ilaçlar ve negatif inotropik etkisi olan ilaçların (örn. beta-adrenerjik blokeedici ajanlar, antiaritmik ilaçlar, inhalasyon anestetikleri) kullanımı, ileri bradikardi veAV blok gibi ciddi istenmeyen yan etkilere ya da kardiyak rezervi sınırda olan hastalardakalp yetmezliğinin ortaya çıkması ya da ağırlaşmasına neden olabilir.

Kinidin: Kinidin ve oral verapamilin hipertrofik (obstrüktif) kardiyomiyopatili hastalarda birlikte kullanımı, olguların küçük bir kısmında hipotansiyon ve pulmoner ödem ilesonuçlanmıştır.

Digoksin: VERAPİN FORTE'nin içeriğinde bulunan Verapamilin digoksin ile eşzamanlı olarak kullanılmasının, plazma digoksin konsantrasyonlarında, digoksin dozajınınazaltılmasını gerektiren %50-75 oranında artışla sonuçlandığı bildirilmiştir. Bu nedenle,birlikte kullanımda, digoksine bağlı istenmeyen ciddi ek yan etkilerin görülebileceğigözönüne alınmalıdır.

Kas gevşeticiler: Kas gevşeticilerin etkisi kuvvetlenebilir.

Trankilizanlar/antidepresan ajanlar: Bütün antihipertansif ilaçlarla olduğu gibi. VERAPİN FORTE ile majör trankilizanlar ya da imipramin içeren antidepresan ilaçlar kombineedildiğinde, ortostatik hipotansiyon riski artmaktadır.

Dikkate Alınması Gereken Noktalar:

Non-steroid antiinflamatuar ilaçlar: Bir non-steroid antiinflamatuar (NSAİ) ajanın uygulanmas ı ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabilir. Bundan başka NSAİ'ler ve ADEinhibitörlerinin serum potasyum artışı üzerinde ek bir etki gösterdikleri, diğer taraftan renalfonksiyonun azalabileceği tanımlanmıştır. Bu etkiler prensip olarak geri dönüşümlüdür veözellikle böbrek fonksiyonları kısıtlanmış hastalarda ortaya çıkar.

Trandolapril ile tedavi edilen bir hastada herhangi bir NSAİ ajan başlandığında ya da sonlandırıldığında. kan bas inci daha sık aralarla izlenmelidir.

Antasitler: ADE inhibitörlerinin biyoyararlanımlarında azalmayı indüklerler.

6

Sempatomimetikler: ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkilerini azaltabilirler; hasta, istenilen etkinin elde edildiğinin do ğrulanması amacıyla, dikkatle izlenmelidir.

Alkol: Hipotansif etkiyi kuvvetlendirir. Plazma etanol düzeyi yükselir.

Verapamil, karbamazepin, siklosporin ve teofilinin plazma konsantrasyonlarını artırabilir; böylelikle bu bileşiklerde toksisite riskini art ırır.

Everolimusun verapamil hidroklorür ile eşzamanlı kullanılması everolimus serum düzeyini artırabilir.

Rifampin, fenitoin ve fenobarbital, verapamil etkinliğini azaltırken, simetidin verapamilin etkisini artırabilir.

Klaritromisinin verapamil hidroklorür ile eşzamanlı kullanılması klaritromisin serum düzeyini artırabilir.

Kolşisin: Kolşisin CYP3A ve eflüks transporteri P-glikoproteininin (P-gp) substratıdır. Verapamilin CYP3A ve P-gp'yi inhibe ettiği bilinmektedir. Verapamil ve kolşisin birlikteverildiğinde verapamile bağlı CYP3A ve P-gp inhibisyonu kolşisine maruziyeti artırabilir.Dolayısıyla kombine kullanım önerilmemektedir.

Dantrolen: Dantrolen uygulamasının ardından verapamil ile tedavi edilen koroner arter hastalarında hiperkalemi ve miyokart depresyonu bildirilmiştir. Dolayısıyla verapamil iledantrolenin kombine kullanımı önerilmemektedir.

Antidiyabetikler: Bütün ADE inhibitörleriyle olduğu gibi, özellikle tedavi başlangıcında, kan glukozundaki düşmenin fazlalaşması nedeniyle, antidiyabetiklerin (insülin veya oralantidiyabetikler) ya da VERAPİN FORTE dozunun ayarlanması gerekli olabilir.

Greyfurt suyu: VERAPİN FORTE'nin bir bileşeni olan verapamilin plazma düzeylerini yükselttiği gösterilmiştir. Greyfurt suyu bu nedenle VERAPİN FORTE ile birliktealınmamalıdır.

Prazosin: Prazosin plazma düzeylerinde yükselme.

Midazolam: Midazolam plazma düzeylerinde yükselme.

Simvastatin/lovastatin/atorvastatin: Bu ajanların verapamil hidroklorür ile eşzamanlı

kullanılmaları, simvastatin, lovastatin veya atorvastatin serum düzeylerini artırabilir. Atorvastatin ile eşzamanlı kullanımda verapamil AUC seviyesi yaklaşık olarak %42.8 art ışgösterir.

HMG-CoA Redüktaz İnhibitörleri (Statinler)

Verapamil kullanan bir hastada HMG-CoA redüktaz inhibitörleri (simvastatin, atorvastatin veya lovastatin gibi) ile tedavi olası en düşük dozdan başlatılmalıdır ve yukarı doğru titreedilmelidir. Eğer verapamil tedavisi, halihazırda HMG-CoA redüktaz inhibitörü (simvastatin,atorvastatin veya lovastatin gibi) alan bir hastaya başlanacak ise statin dozunda azaltmadüşünülmelidir ve serum kolesterol konsantrasyonuna karşı tekrar titre edilmelidir.

Asetilsalisilik asit: Kanama eğiliminde artış.

7

Nöromüsküler blokörler: Nöromusküler bloke edici ajanların etkisi potansiyelize olabilir. Antiaritmikler, beta-blokörler: Kardiyovasküler etkilerin kar şılıklı olarak potansiyelize olmas ı(daha yüksek dereceli AV blok, kalp hızında daha yüksek derecelerde azalma, kalpyetmezliğinin körüklenmesi ve hipotansiyonun potansiyelize olması).

Serotonin reseptör agonistleri: Verapamil, almotriptan düzeylerini art ırabilir.

Ürikozürikler: Sülfinpirazon, verapamil biyoyararlanımını azaltırken, oral klirensini arttırır. Böylelikle verapamilin kan basıncını düşürücü etkisi azalabilir.

St. John bitkisi: Verapamil plazma düzeyleri azalır.

HIV antiviral ajanlar: Ritonavir gibi bazı HIV antiviral ajanların metabolik inhibitör potansiyeline bağlı olarak, plazma verapamil konsantrasyonları artabilir. Dikkatli olunmalı vegerekirse verapamil dozu düşürülmelidir.

Doksorubisin: Küçük hücreli akciğer kanseri hastalarında oral verapamil ile birlikte kullanımda doksorubisinin eğri altı değeri ve doruk plazma düzeyi artar; ancak ilerlemiş neoplazmalarıolan hastalara uygulanan intravenöz verapamil, doksorubisin farmakokinetiğinde önemlideğişikliklere neden olmaz.

Diğer:

ADE inhibitörleriyle tedavi edilen hastalarda, hemodiyalizde kullanılan yüksek akışlı poliakrilonitril membranlara karşı anaflaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu kimyasal sınıftakidiğer antihipertansiflerle olduğu gibi, diyalizdeki böbrek hastalarına ADE inhibitörleri reçeteedilirken böyle bir kombinasyondan sakınılmalıdır.

Belirli inhalasyon anestetiklerinin hipotansif etkileri, ADE inhibitörleri ile kuvvetlenebilir.

Allopurinol, sitostatik veya immünosupresif ajanlar veya sistemik kortikosteroitler veya prokainamid eşzamanlı olarak ADE inhibitörleri ile birlikte kullanıldığı takdirde lökopeniriskini artırabilir.

Antasitler ADE inhibitörlerinin biyoyararlanımını düşürebilir.

ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkileri sempatomimetikler ile düşürülebilir. Hastalar dikkatli bir biçimde takip edilmelidir.

Tüm antihipertansiflerle olduğu gibi nöroleptik veya trisiklik antidepresan ile kombinasyon ortostatik hipotansiyon riskini artırmaktadır.

4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye:

Gebelik Kategorisi: C (birinci üç-ay) ve D (ikinci ve üçüncü üç-aylar).

Gebelikte kullanımı kontrendikerdir (Bkz. 4.3. Kontrendikasyonlar).

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (kontrasepsiyon):

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar, tedavi süresince tıbben etkili olduğu kabul edilen doğum kontrol yöntemleri kullanmalıdır. Doktorlar çocuk doğurma potansiyeline sahipkad ınlara verapamil ve ADE inhibitörü reçete etmeden önce gerekli bilgileri vermelidir.

8

Gebeliğin ilk üç ayında ADE inhibitörlerine maruziyeti takiben teratoj eni site riski ile ilgili epidemiyolojik kanıtlar yeterli değildir. Ancak küçük bir risk artışı ihmal edilemez. SürekliADE inhibitör tedavisi zorunlu görülmediği takdirde gebe kalmayı planlayan hastalar,gebelikte kullanım açısından güvenlilik profili saptanmış, alternatif bir antihipertansif tedaviyegeçmelidir. Gebelik teşhisi konduğunda ADE inhibitörleriyle tedavi hemen kesilmeli ve uygunve alternatif bir tedaviye başlanmalıdır.

Gebelik:

ADE inhibitörlerinin birinci trimesterde kullanımı önerilmemektedir. VERAPİN FORTE'nin gebe kad ınlarda güvenli kullanımı üzerinde yeterli bilgi bulunmamaktad ır. Bununla birlikte,fetuslar ADE inhibitörleriyle temas ettikten sonra; gelişen neonatal akciğer hipoplazisi,intrauterin büyüme geriliği, patent duktus arteriyozus ve kranyal hipoplazi şeklinde anekdotalraporlar bulunmaktadır.

ADE inhibitörlerinin ikinci ve üçüncü trimesterde kullanımı kontrendikedir. İkinci ve üçüncü trimesterlerde ADE inhibitör tedavisine maruziyetin insan fetotoksisitesini (azalmış renalfonksiyon, oligohidramniyoz, kafatası ossifikasyonu retardasyonu) ve neonatal toksisiteyi(renal yetmezlik, hipotansiyon, hiperkalemi) indüklediği bilinmektedir. Gebeliğin ikincitrimesterinde trandolapril maruziyeti olursa renal fonksiyonun ve kafatasının ultrason iletaranması önerilmektedir. Annesi ADE inhibitörü alan bebekler hipotansiyon açısından sıkı birşekilde gözetim alt ında tutulmalıdır.

Verapamil, gebeliğin sonunda kullanıldığında kontraksiyonları inhibe eder. Farmakolojik özellikleri sebebiyle fatal bradikardi ve hipotansiyon yok sayılamaz.

Laktasyon dönemi:

VERAPİN FORTE emzirme sırasında kontrendikedir.

Verapamil hidroklorür insan sütüne geçmektedir. Emzirme döneminde trandolapril kullanımı ile ilgili bilgi bulunmadığından trandolapril emzirme döneminde kontrendikedir.

Emzirme döneminde (bilhassa da yeni doğan veya vaktinden önce doğan bebeklerin emzirilmesi sırasında) daha iyi güvenlilik profillerine sahip olduğu bilinen alternatif ilaçlarınkullanılması tercih edilmelidir.

4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Araç ve makine kullanma becerisi üzerinde bir etkisi olmadığı saptanırken, VERAPİN FORTE bitkinlik ve baş dönmesine sebep olabileceği için uyanıklığın azalması bütünüyle yoksayılamaz.

4.8. İstenmeyen etkiler

Verapamil-trandolapril kombinasyonu ile görülen advers ilaç reaksiyonları, ilacın bileşenleri ya da ilişkili ilaç sınıfları için bilinenler ile uyumludur. En s ık olarak bildirilen advers ilaçreaksiyonları öksürük, baş ağrısı, konstipasyon. vertigo, baş dönmesi ve sıcak basmasıolmuştur.

Spontan olarak bildirilen ya da klinik çalışmalarda gözlenen yan etkiler a şağıda verilmektedir. Advers ilaç reaksiyonları, her sistem-organ sınıfı içerisinde, belirtilen sıklık derecelerikullanılarak, sıklık derecesi başlıklar ı alt ında sıralanmıştır.

Sıklık dereceleri: Yaygın (>1/100, <1/10), yaygın olmayan (>1/1,000, <1/100), seyrek (> 1/10,000, <1/1.000), çok seyrek (< 1/10,000), izole raporlar dahil.

9

Sistem-Organ Sınıfı

Sıklık Derecesi

İstenmeyen Etki

Enfeksiyonlar ve

Seyrek

Herpes simpleks

enfestasyonlar

Çok seyrek

Bronşit

Kan ve lenf sistemi hastalıkları:

Çok seyrek

Lökopeni, pansitopeni, trombositopeni

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Yaygın olmayan Çok seyrek

Spesifiye edilmemiş allerjik reaksiyon

Gammaglobulin artışı, spesifiye edilmemiş aşırı duyarlılık,

Metabolizma ve

Yaygın olmayan

Hiperlipidemi

beslenme hastalıkları

Seyrek

Anoreksi

Psikivatrik hastalıklar

Yaygın olmayan Çok seyrek

Somnolans

Agresyon anksiyete, depresyon, sinirlilik

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın

Yaygın olmayan

Seyrek

Çok seyrek

Baş dönmesi

Tremor

Kollaps

Denge bozukluğu, uykusuzluk, parestezi veya hiperestezi,senkop ya da bilinç kaybı ilebirlikte olan akut dolaşımyetmezlikleri, tat duyusundasapmalar, halsizlik

Göz hastalıklar

Çok seyrek

Anormal/ bulanık görme

Kulak ve içkulak hastalıkları

Yaygın

Vertigo

Kardiyak hastalıklar

Yaygın

Yaygın olmayan Çok seyrek

Birinci derece AVblok,bradikardiÇarpınt ı

Anjina pektoris, atriyal fibrilasyon, tam AV blok,spesifiye edilmemiş AV blok,kardiyak arrest, kalp yetmezliği,taşikardi

Vasküler hastalıklar

Yaygın Çok seyrek

Sıcak basması

Ortostaz ya da kan basıncında dalgalanmalar dahilhipotansiyon, serebral hemoraji,periferik ödem, spesifiyeedilmemiş ödem,yüz ve boyunda kızarmalar

10

Solunum , göğüs bozuklukları

Yaygın

Öksürük

ve medivastinal hastalıklar

Çok seyrek

Astım, dispne, sinüslerde konjesyon

Gastrointestinal hastalıklar

Yaygın

Konstipasyon


Yaygın olmayan

Abdominal ağrı, diyare, spesifiye edilmemişgastrointestinal bozukluklar,bulant ı


Çok seyrek

Ağız/boğaz kuruluğu, pankreatit, kusma

Hepatobiliyer hastalıklar

Seyrek

Hiperbilirubinemi


Çok seyrek

Kolestaz, hepatit, sarılık

Deri ve deri altı doku

Yaygın olmayan

Fasyal ödem, pruritus, döküntü,

hastalıkları


terlemede artış


Seyrek

Alopesi. spesifiye edilmemiş deri bozuklukları


Çok seyrek

Anjiyonörotik ödem, eritema multiforme, ekzantem ya dadermatit, psoriyazis, ürtiker

Kas-iskelet bozuklukları, bağ

Çok seyrek

Artralji, miyalji, miyasteni

doku ve kemik hastalıkları

Böbrek ve idrar yolu

Yaygın olmayan

İdrar yapma sıklığında

hastalıkları


artış/poliüri, pollaküri


Çok seyrek

Akut böbrek yetmezliği

Üreme sistemi ve

Çok seyrek

Jinekomasti, impotans

meme bozuklukları

Genel bozukluklar ve uygulama

Yaygın

Baş ağrısı, bitkinlik ya da asteni

yerine özgü tablolar

Yaygın olmayan

Göğüs ağrısı


Çok seyrek

Ödem

İncelemeler

Yaygın olmayan

Karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik


Çok seyrek

Alkali fosfataz artışı, transaminazlarda artış, serumkreatinin artışı, kan üre azotundaartış, kan potasyumunda artış(hiperkalemi),immunoglobulinlerde artış,gamma-glutamiltranferaz (GT)artışı, kanda laktat dehidrojenaz(LDH) artışı, lipaz artışı

11

Aşağıdaki advers reaksiyonlar VERAPİN FORTE ile bağıntılı olarak henüz bildirilmemiş olup genel olarak ADE inhibitörleri ile bağlantılı olabilecekleri kabul edilmektedir.

Kan ve lenf sistemi hastalıkları: Hemoglobin ve hematokritte azalmalar ve tekil olgularda agranülositoz, pansitopeni. Konjenital G-6-PDH eksikliği olan hastalarda izole hemolitikanemi olgular ı bildirilmiştir. Hemoglobinde azalma, hematokritte azalma;

Psikiyatrik hastalıklar: Zaman zaman konfüzyon;

Sinir sistemi hastalıklar ı: Ender olarak uyku bozukluklar ı;

Kulak ve iç kulak hastalıkları: Ender olarak denge sorunları, tinnitus;

Kardiyak hastalıklar/vasküler hastalıklar: ADE inhibitörleri için hipotansiyon ile ilişkili olarak tekil olgular halinde aritmi, kardiyak arest, miyokard enfarktüsü, geçici iskemik ataklar veserebral hemoraji bildirilmiştir;

Solunum, göğüs bozuklukları mediyastinal hastalıklar: Ender olarak sinüzit, rinit, glossit ve bronkospazm;

Gastrointestinal hastalıklar: Zaman zaman hazımsızlık, tekil ileus olguları, pankreatit. intestinal anjiyoödem;

Hepatobiliyer hastalıklar: Tekil kolestatik ikter olguları;

Deri ve deri altı dokusu hastalıkları: Zaman zaman Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermik nekroliz gibi alerjik ve aşırı duyarlık reaksiyonlar ı. Bu tablolara ateş, miyalji, artralji,eozinofili ve/veya artmış Anti Nükleer Antikor (ANA) litreleri eşlik edebilir. Eritemamultiforme;

Böbrek ve idrar yolu hastalıklar ı: Akut böbrek yetmezliği;

İncelemeler: Kan üre ve plazma kreatinin artışları özellikle böbrek yetmezliği, şiddetli kalp yetmezliği ve renovasküler hipertansiyon varlığında ortaya çıkabilir. Ancak bu artışlar, ilacınbırakılmasıyla geri dönüşümlüdür.

ADE inhibitörleriyle tedaviye başlandıktan sonra, zaman zaman semptomatik ya da şiddetli hipotansiyon ortaya ç ıkmıştır. Bu durum özellikle, uyar ilmiş bir renin-anjiyotensin sistemi olanhastalar gibi belirli risk gruplarında oluşmaktadır.

Aşağıdaki advers reaksiyonlar VERAPİN FORTE ile bağıntılı olarak henüz bildirilmemiş olup, genel olarak fenilalkilamin kalsiyum kanal blokerleri ile bağlantılı olabilecekleri kabuledilmektedir:

Kardiyovasküler sistem: Sinüs arresti, kalp yetmezliği gelişebilir veya var olan kalp yetmezliği ağırlaşabilir;

Sinir sistemi hastalıkları: Bazı durumlarda, ekstrapiramidal belirtiler (Parkinson hastalığı, koreoatetozis, distonik sendrom) oluşabilir. Şimdiye kadar olan deneyimler bu belirtilerin ilaçbırakıldığında iyileştiğini göstermektedir. Miyastenia graviste ağırlaşma, Lambert-Eatonsendromu ve ilerlemiş Duchenne musküler distrofisi olguları şeklinde izole raporlarbulunmaktadır;

Bağışıklık sistemi hastalıkları: Aşırı duyarlılık;

Sindirim sistemi hastalıklar ı: Uzun dönemli tedaviyi takiben gingiva hiperplazisi son derecede nadirdir ve tedavinin durdurulmasından sonra geri dönüşümlüdür, abdominal ağrı/huzursuzluk;Deri ve deri altı dokusu hastalıkları:Stevens-Johnson sendromu ve eritromelalji

tanımlanmıştır. İzole olgularda eritem gibi alerjik deri reaksiyonlar ı;

Üreme sistemi ve meme bozukluklar ı: Hiperprolaktinemi, galaktore, jinekomasti;

Verapamil ile tedavi edilen serebrovasküler hastalık ya da anjina pektoris hastalarındaki aşırı hipotansiyon, miyokard enfarktüsü ya da serebrovasküler olaya yol açabilir.

12

Verapamil ve kolşisinin birlikte kullanılması ile ilgili olarak pazarlama sonras ı bir paralizi raporu (tetraparezi) bulunmaktadır. Muhtemelen bunun nedeni verapamile bağlı CYP3A4 veP-gp inhibisyonu nedeni ile kolşisinin kan beyin bariyerini aşmasıdır. Dolayısıyla verapamil ilekolşisinin kombine kullanımı önerilmemektedir.

Trandolapril ile görülen önemli ek advers olaylar aşağıda vücut sistemlerine göre sıralanmıştır:

Kan ve lenf sistemi hastalıkları: Agranülositoz;

Bağışıklık sistemi hastalıklar ı: Aşırı duyarlık reaksiyonlar ı;

Sindirim sistemi hastalıklar ı: Kusma, abdominal ağrı, pankreatit;

Deri ve deri altı dokusu hastalıkları: Alopesi;

Genel bozukluklar ve uygulama yerine özgü tablolar: Ateş.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktad ır. Raporlama yap ılması, ilac in yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (

www.titck.gov.tr;[email protected] Doz aşımı ve tedavisi

Yapılan çalışmalarda kullanılan en yüksek doz 16 mg trandolapril olmuştur. Bu doz hiçbir intolerans bulgu ya da belirtisine yol açmamıştır.

VERAPİN FORTE ile doz aşımı sırasında, ADE inhibitörü bileşenine bağlı olarak şiddetli hipotansiyon, şok, stupor, bradikardi, elektrolit bozukluğu ve böbrek yetmezliği ortayaçıkabilir. Belirgin bir doz aşımından sonra beklenebilecek en önemli belirti hipotansiyondur.Böyle bir durumda normal fizyolojik serum çözeltisi uygulamas ı önerilmektedir.

Verapamil doz aşımının en önemli bulgu ve belirtileri ilac in kardiyovasküler sistemdeki farmakolojik aktivitelerine bağlıdır ve periferik vazodilatasyondan kaynaklanan hipotansiyonve bir negatif inotropik etki, sinüs düğümünde impuls üretiminin baskılanması ve sinüzalbradikardi. sinüs arresti, AV blok ve asistoli ile sonuçlanabilecek kardiyak impuls iletimbozukluklarıdır. Doz aşımı sonucunda ölümler görülmüştür.

Verapamil doz aşımı sonrasında, hasta bir yoğun bakım ortamında izlenmeli ve tedavi edilmelidir. Doz aşımı tedavisinde verapamil'in gastrointestinal kanaldan daha fazlaemilmesinin engellenmesi, toksik etkilere yönelik semptomatik tedavi ve bu ilacınkalsiyum-antagonistik etkilerinin kompanse edilmesi amaçlanmal ıdır. Verapamil'ingastrointestinal kanaldan daha fazla emilmesi, mide lavaj ı, adsorban materyal (aktif t ıbbikömür) ve bir katartik (sodyum sülfat) uygulanarak engellenebilir. Şiddetli hipotansiyona (şokderecesinde) karşı yanıt olarak alınan genel destekleyici önlemlerin (başka bir deyişle plazmaya da plazma genişleticileri uygulanarak dolaşımda yeterli bir kan hacmi sağlanması) dışında,kalp kasının dopamin, dobutamin ya da izoproterenol gibi pozitif inotropik ilaçlar ileuyarılması gerekli olabilir. Geciktirilmiş salimli ürünün gecikmiş absorpsiyon potansiyelinedeniyle, hastalarda 48 saate kadar gözlem ve hospitalizasyon gerekebilir. Verapamilhidroklorür hemodiyaliz yoluyla uzaklaştırılamaz.

Atropin (ya da metilatropin) sinüzal bradikardi tedavisinde yararlı olabilir. AV blok sempatomimetik ilaçlar (izoproterenol ya da metaproterenol) veya bir pacemaker ile tedaviedilmelidir. Asistoli durumunda kardiyopulmoner resüssitasyon, kardiyak pacing, vb. gibi

13

olağan yöntemler kullanılmalıdır. Kalsiyum antagonistik etki, parenteral kalsiyum uygulamas ı, örn. kalsiyum glukonat gibi, ile dengelenebilir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

VERAPİN FORTE, trandolapril ve sürekli salım formunda verapamil hidroklorür içeren bir kombinasyon ilac ıdır.

Trandolapril. sülfidril içermeyen bir ADE (Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim) inhibitörü olan trandolaprilat'ınetil esterön-ilacıdır.Trandolaprilin kimyasal ismi

(2 S. 3 aR, 7aS)-l- [(S)-N- [(S)-l-Karboksi-3 -fenilpropil] alanil] heksahidro-2-indolinkarboksilik

asit, 1-etil esterdir. Trandolapril kloroform, diklorometan ve metanolde çözünen (>100 mg/mL) renksiz, kristalize bir maddedir. Molekül ağırlığı 430.54 ve moleküler formülü C24H34N205'tir.

Verapamil hidroklorür kalsiyum iyonu giriş inhibitörüdür (yavaş kanal bloken ya da kalsiyum iyon antagonisti). Verapamil hidroklorür hemen hemen beyaz, kristalize bir tozdur; kokusuz vetadı acıdır. Verapamil suda çözünür, kloroformda kolay çözünür, alkolde kısmen çözünür veeterde pratik olarak çözünmez. Verapamil hidroklorür'ün kimyasal ismi benzenasetonitril,a- [3 - [ { 2-(3,4-dimetoksifenil)etil} metilaminol]propil] -3,4-dimetoksia-(l-metiletil)hidroklorür'dür. Molekül ağırlığı 491.07 ve moleküler formülü C27H38N2O4 HCl'dir.

5.1 Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup:

ADE İnhibitörleri ve Kalsiyum Kanal Blokörleri \ Trandolapril ve Verapamil ATC kodu: C09BB10

VERAPİN FORTE, kalp-hızı düşürücü bir kalsiyum antagonisti olan verapamil ve ADE (Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim) inhibitörü trandolapril'in sabit bir kombinasyonudur.

Verapamil:

Verapamil'in farmakolojik aktivitesi, vasküler düz kas hücreleri ve kalpteki iletici ve kontraktil hücrelerin membranlar ındaki yavaş kanallar yoluyla kalsiyum iyonlar ı giriş inin inhibisyonunabağlıdır.

Verapamilin etki mekanizması aşağıdaki sonuçları sağlar:

1. Arteriyel vazodilatasyon: Verapamil periferik arteriyolleri dilate ederek gerek dinlenmedurumunda gerekse belirli bir egzersiz düzeyinde, arteriyel basıncı düşürür. Total periferikdirençteki (ön-yük) bu düşme miyokardın oksijen gereksinimini ve enerji tüketimini azalt ır.

2. Miyokard kontraktilitesinde azalma: Verapamilin negatif inotropik aktivitesi, total periferikdirençteki azalma ile kompanse edilebilir.

Kardiyak indeks, önceden var olan sol ventriküler disfonksiyonlu hastalar dışında azalmaz. Verapamil beta-adr enerjik reseptörleri bloke etmediği için, kalbin sempatik düzenlemesi ileetkileşmez. Spastik bronşit ve benzeri tablolar, bu nedenle, verapamil için kontrendikasyonoluşturmaz.

Trandolapril:

Trandolapril plazma renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini (RAS) bask ılar. Renin böbrekler tarafından sentezlenerek dolaşıma verilen bir endojen enzimdir. Dolaşım içindeanjiyotensinojeni göreceli olarak inaktif bir dekapeptid olan anjiyotensin I'e dönüştürür.Anjiyotensin I daha sonra, bir peptidildipeptidaz olan anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE)tarafından anjiyotensin II'ye dönüştürülür. Anjiyotensin II güçlü bir vazokonstriktördür:arteriyel vazokonstriksiyon ve kan basıncı artışından, aynı zamanda adrenal bezin aldosteron

14

salgılamak üzere uyarılmasından sorumludur. ADE'nin inhibe edilmesi plazmada anjiyotensin II miktar inin azalması, bu ise vazopressör aktivitede azalma ve azalmış aldosteron salgılamas ıile sonuçlanır. Aldosteron salgılamasındaki azalma küçük olmakla birlikte, sodyum ve sıvıkaybının yanı sıra serum potasyum konsantrasyonlarında küçük artışlar ortaya çıkabilir.Anjiyotensin II"nin renin salg ılanması üzerindeki negatif geri-bildiriminin kesilmesi, plazmarenin aktivitesinde artış ile sonuçlanır.

Dönüştürücü enzimin başka bir fonksiyonu, güçlü bir vazodilatör kinin peptidi olan bradikinini inaktif metabolitlerine parçalamaktır. Bu nedenle ADE inhibisyonu, dolaşımdaki ve lokalkallikrein-kinin sisteminin aktivitesinde art ış ile sonuçlanır; bu sistem prostaglandin sisteminiaktive ederek periferik vazodilatasyona katkıda bulunmaktadır. Bu mekanizmanın ADEinhibitörlerinin hipotansif etkilerinde yer almas ı ve belirli yan etkilerinden sorumlu olmas ımuhtemeldir. Hipertansiyonu olan hastalarda ADE inhibitörü uygulaması, kalp hızında telafiedici art ışlar olmaksızın, sırtüstü ve ayaktaki kan basınçlar ında hemen hemen aynı boyutlardabir azalma ile sonuçlanır. Periferik arteriyel direnç azalmasının yanı sıra kalp debisi değişmezya da artış gösterir.

Renal kan akımında art ış vardır ve glomerüler filtrasyon hızı genellikle değişmez. Kan basıncında optimal azalmanın sağlanması, bazı hastalarda birkaç haftalık bir tedaviyigerektirebilir. Antihipertansif etkiler uzun dönemli tedavi sırasında kalıcıdır. Tedaviye anidenson verilmesi, kan basıncında hızlı bir yükselme ile birlikte değildir.

Trandolapril'in antihipertansif etkisi dozdan sonraki bir saat içinde ortaya çıkar ve en az 24 saat sürer, ama trandolapril sirkadiyen kan basıncı düzenini etkilemez.

Verapamil

-

Trandolapril kombinasyonu:

Ne hayvan çalışmaları ne de sağlıklı gönüllülerde yap ilan çalışmalarda verapamil ve trandolapril arasında farmakokinetik ya da RAS etkileşimleri ortaya konulmamıştır. Bu ikiilaçta gözlenen sinerjik aktivite, bu nedenle, bütünleyici farmakokinetik aktivitelerine ba ğlıdır.Klinik araştırmalarda verapamil-trandolapril kombinasyonu, yüksek kan basıncınınazaltılmasında tek başına kullanılan her iki ilaçtan daha etkili olmuştur. Uzun dönemliaraştırmalarda verapamil

-5.2 Farmakokinetik özelliklerVerapamil:

Emilim:

Uygulanan verapamil'in %90" dan fazlası ince bağırsaktan emilir. Ortalama sistemik yararlanım, yoğun hepatik ilk-geçiş etkisi nedeniyle %22 gibi düşüktür ve büyük değişkenlikgösterir (%10-35). Tekrarlı uygulamalar sonrasında ortalama biyoyararlanım %30'ayükselebilir. Yiyeceklerin verapamil biyoyararlammı üzerinde etkisi yoktur.

Dağılım:

Doruk plazma konsantrasyonuna ulaşım süresi 4 saattir. Tekrarlı günde bir kez doz uygulama rejiminde kararlı duruma 3-4 gün sonra ulaşılır. Verapamilin plazma proteinlerinebağlanması %90 civarındadır.

Biyotransformasyon:

Norverapamilin doruk plazma konsantrasyonu, dozdan 6 saat kadar sonra elde edilir. Norverapamil ve verapamilin kararlı durum plazma konsantrasyonları benzerniteliktedir.

Atılım:

Tekrarlı uygulamalardan sonraki ortalama eliminasyon yarı ömrü 8 saattir. Dozun %3-4'ü böbreklerden değişmemiş ilaç olarak atılır. Metabolitlerin atılımı idrar (%70) ve feçes

15

(%16) yoluyla olmaktadır. Norverapamil idrarda tanımlanan 12 metabolitten biridir, verapamildeki farmakolojik aktivitenin %10-20'sine sahiptir, ve atılan ilacın %6'sını oluşturur.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Böbrek yetmezliği: Verapamil kinetiği böbrek fonksiyon bozukluğundan etkilenmez. Böbrek fonksiyonunun verapamil atılımı üzerinde etkisi yoktur.

Karaciğer yetmezliği: Verapamilin biyoyararlammı ve eliminasyon yan ömrü karaciğer sirozu olan hastalarda artar. Verapamil kinetiği, bununla birlikte, kompanse hepatik disfonksiyonluhastalarda değişmez.

Trandolapril:

Emilim:

Oral yoldan uygulanan trandolapril hızla emilir. Absorpsiyonu %40-60 arasında ve yiyeceklerden bağımsızdır.

Doruk plazma konsantrasyonuna ulaşma süresi 30 dakika civarındadır.

Dağılım:

Trandolaprilatın ortalama pik plazma konsantrasyonu değerlerine 3 ila 8 saat sonra ulaşılmaktadır. Trandolaprilatın plazma proteinlerine bağlanması %80'in üzerindedir.Trandolaprilat ADE'ye yüksek bir afiniteyle bağlanır ve bu doyurulabilir bir süreçtir.Dolaşımdaki trandolaprilatın çoğunluğu albumine doyurulabilir olmayan bir süreç ile bağlanır.Tekrarlı günde bir kez uygulama rejimiyle trandolaprilatın kararlı durumuna, sağlıklıgönüllülerde ve yanı sıra genç ve yaşlı hipertansif hastalarda yaklaşık 4 gün sonra ulaşılır.

Biyotransformasyon:

Trandolapril plazmadan çok hızlı bir şekilde kaybolur ve yarı ömrü bir saatin altındadır. Trandolapril plazmada, spesifik bir anjiyotensin dönüştürücü enzim inhibitörüolan trandolaprilat oluşturmak üzere hidrolize olur. Oluşan trandolaprilat miktarı, alınanbesinlerden bağımsızdır. Trandolapril uygulaması sonrasında trandolaprilatın mutlakbiyoyararlammı %13 civarındadır. Birikimlerden hesaplanan efektif yarı ömrü 15-23 saattir.

Atılım:

Uygulanan trandolapril dozunun %9-14'ü idrarla değişmemiş trandolaprilat olarak atılır. Radyoaktif işaretli trandolaprilin oral yoldan uygulamasından sonra, radyoaktiviteninüçte biri idrarda ve üçte ikisi feçeste saptanmıştır.

Trandolaprilatın renal klirensi, kreatinin klirensi ile doğrusal bir bağıntı gösterir.

Hastalardaki karakteristik özellikler Böbrek yetmezliği:

Trandolaprilatın plazma konsantrasyonu, kreatinin klirensi < 30 ml/dk olan hastalarda anlamlı ölçüde yüksektir. Bununla birlikte kronik renal disfonksiyonlu hastalara tekrarlı uygulamalarsonrasında, kararlı duruma, yine dört gün sonra ve böbrek fonksiyon bozukluğununderecesinden bağımsız olarak ulaşılır. Böbrek bozukluğu olan hastalarda doz uyarlamasıönerilmektedir.

Karaciğer yetmezliği:

Trandolapril plazma konsantrasyonu karaciğer sirozu olan hastalarda sağlıklı gönüllülerde olduğundan 10 kat daha yüksek olabilir. Trandolaprilatın plazma konsantrasyonu ve renalatılımı, daha az boyutlarda olmakla birlikte, sirotik hastalarda da yükselir.

Trandolapril ve trandolaprilatın kinetik özellikleri kompanse hepatik disfonksiyonu olan hastalarda değişiklik göstermez.

Karaciğer yetmezliği olan hastalarda daha düşük dozlar gündeme getirilmelidir.

16

Pediyatrik popülasyon:

Trandolapril farmakokinetiği 18 yaşın altındaki hastalarda incelenememiştir.

Geriyatrik popülasyon ve cinsiyet:

Trandolapril farmakokinetiği yaşlılarda (65 yaşın üzeri) ve her iki cinste incelenmiştir. Trandolapril plazma konsantrasyonu yaşlı hipertansif hastalarda artar, ama plazmatrandolaprilat konsantrasyonu ve ADE aktivitesinin inhibisyonu. yaşlı ve genç hipertansifhastalarda benzer durumdadır. Trandolapril ve trandolaprilat farmakokinetiği ve ADEaktivitesinin inhibisyonu, erkek ve kadın yaşlı hipertansif hastalarda benzerdir

Irk:

Değişik ırklardaki farmakokinetik farklılıklar araştırılmamıştır.

VERAPİN FORTE:

Verapamil ve trandolapril ya da trandolaprilat arasında bilinen bir kinetik etkileşim bulunmad ığından, bu iki ilacın tek-ajan kinetik parametreleri aynı zamanda kombinasyon ilac ıiçin de geçerlidir.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Hayvanlarda genel toksisite etkileri yalnızca, insanlardaki herhangi bir güvenilirlik kaygısına ihmal edilebilecek nitelik kazandıran, maksimum insan temasından yeterince yüksek temasderecelerinde gözlenmiştir. Genotoksisite incelemelerinde insanlar için herhangi bir özeltehlike aç ığa çıkar ılmamıştır.

Hayvan çalışmalar ında ADE inhibitörlerinin geç fetal geliş im üzerinde, fetal ölüm ve özellikle kafatasında konjenital anomaliler ile sonuçlanan advers etki gösterme eğilimde olduklarıgösterilmiştir. Söz konusu kranyal anomalilerin bu ilaçların farmakolojik aktivitesi nedeniyleoluştuğu ve ADE inhibitörü-indüksiyonlu oligohidramniyosa bağlı oldukları düşünülmektedir.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi

Magnezyum stearat

Povidon

Talk

Sodyum aljinat Polietilen glikolSodyum stearil fumaratLaktoz monohidratTitanyum dioksitHipromellozMısır nişastasıMikrokristalin selülozKırmızı demir oksitSarı demir oksit

6.2 Geçimsizlikler

Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktad ır.

17

6.3 Raf ömrü

24 ay

6.4 Saklamaya yönelik özel uyarılar

25°C'nin altında, oda sıcaklığında saklanmalıdır.

Çocuklar ın göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklanmalıdır.

6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği

PVC/PVDC/Alu blister ambalajlarda, 28 tabletlik kutularda bulunur.

6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj At ıklar ı Kontrolü Yönetmeliğikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

İlko İlaç San. ve Tic. A.Ş.

Veysel Karani Mah. Çolakoğlu Sok. No:10 34885 Sancaktepe /İstanbulTel: 0216 564 80 00Faks: 0216 564 80 99

8. RUHSAT NUMARASI

2016/487

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsatlandırma tarihi: 15.06.2016 Son yenileme tarihi:

10. KÜB'ÜN YENİLENMETARİHİ

18

İlaç Bilgileri

Verapin Forte 240 Mg/4 Mg Film Tablet

Etken Maddesi: Verapamil Hcl/trandolapril

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.