Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Verapin 180 Mg/2 Mg Film Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİEtkin maddeler:

Her film tablet, 180 mg sürekli salım formunda verapamil hidroklorür ve 2 mg trandolapril içerir.

Yardımcı maddeler:

Laktoz monohidrat.............153.00 mg

Sodyum aljinat................112.50 mg

Sodyum stearil fiımarat.........2.00 mg

Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORMU

Film kaplı tablet.

Pembe renkli, oval, bikonveks, film kaplı tablet.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar

VERAPİN, hipertansiyon tedavisinde endikedir. Monoterapinin yeterli olmadığı durumlarda kombinasyon tedavisi olarak kullanılabilir (bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1).

4.2 Pozoloji ve uygulama şekliYetişkinler:

VERAPİN, tek başına ya da diğer antihipertansif ajanlarla kombine olarak kullanılabilir (bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1).

Pozoloji

Önerilen doz, günde bir kez, sabahları kahvaltıdan önce, kahvaltıyla birlikte ya da kahvaltıdan sonra alman bir VERAPİN film tablet'tir.

Uygulama sıklığı ve süresi

Günde bir kez. Hipertansiyon kronik bir hastalık olduğu için, VERAPİN genellikle uzun süreler reçete edilen bir ilaçtır ve kullanım süresi tedavi eden doktorun görüşüne bağlıdır.

Uygulama şekli

VERAPİN film tablet bütün olarak yutulmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Böbrek yetmezliği:ı

Karaciğer yetmezliği:

Karaciğer yetmezliği olan hastalarda daha düşük dozlar gündeme getirilmelidir. Karaciğer bozukluğu olan hastalarda özel bir dikkat ve yakından gözlem gereklidir.Ağır karaciğer bozukluğunda kullanılması önerilmemektedir ve karaciğer sirozu ile birlikte asidiolan hastalarda kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3, 4.4).

Pediyatrik popülasyon:

VERAPİN çocuklarda ve adolesanlarda (<18 yaş) kontrendikedir.

Geriyatrik popülasyon:

VERAPİN sadece kısıtlı sayıda yaşlı hipertansif hasta üzerinde incelenmiştir.

Farmakokinetik veriler VERAPİN'in sistemik yararlanımının, genç hipertansiflere kıyasla yaşlılarda daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bazı yaşlı hastalarda kan basıncını azaltıcı etkidiğerlerindekinden daha güçlü olabilir. Tedavi başlangıcında böbrek fonksiyonlarınındeğerlendirilmesi önerilmektedir (bkz. Bölüm 4.4.)

4.3 Kontrendikasyonlar

VERAPİN kullanımı aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:

- Trandolapril ya da herhangi başka bir ADE inhibitörü ve/veya verapamile karşı, ayrıca ilacıniçinde bulunan yardımcı maddelere karşı bilinen aşırı duyarlık,

- Daha önce bir ADE inhibitör tedavisiyle ilişkili anjiyonörotik ödem öyküsü,

- Herediter/idiyopatik anjiyonörotik ödem,

- Kardiyojenik şok,

- Yakın geçmişte komplikasyonlu miyokard enfarktüsü,

- Pacemaker olmaksızın ikinci ya da üçüncü derece AV blok,

- SAblok,

- Pacemaker olmaksızın hasta sinüs sendromu,

- Konj estif kalp yetmezliği,

- Atrium ve ventriküller arası bir aksesuar iletim yolu ile ilişkili atriyal fibrilasyon/flatter (örn.Wolff-Parkinson-White sendromu, Lown-Ganong-Levine sendromu),

- İvabradin ile kombinasyon,

- Ağır böbrek bozukluğu (kreatinin klirensi <30 ml/dk),

- Diyaliz,

- Karaciğer sirozu ile birlikte asit,

- Aort ya da mitral stenozu, obstrüktif hipertrofık kardiyomiyopati,

- Primer aldosteronizm,

- Gebelik,

- Çocuklarda ve adolesanlarda kullanım (< 18 yaş),

- IV beta adrenoreseptör antagonistler ile eş zamanlı kullanımı (yoğun bakım ünitesi hariç),

- VERAPİN ile aliskiren içeren ilaçlarm birlikte kullanımı, diyabetes mellitus veya böbrekyetmezliği (GFR<60 ml/dak/1.73m1) olan hastalarda kontrendikedir (bkz Bölüm 4.5 ve 5.1).

4.4 Özel kullanım uyanları ve önlemleri

Semptomatik hipotansiyon:

VERAPİN, belirli koşullar altında zaman zaman semptomatik hipotansiyona yol açabilir. Bu risk uyarılmış bir renin-anjiyotensin-aldosteron sistemine sahip (örn. diüretik kullanımı, düşüksodyumlu diyet, diyaliz, diyare veya kusmaya bağlı hacim ya da tuz eksikliği; sol ventrikülfonksiyonlarında azalma, renovasküler hipertansiyon) olan hastalarda yüksektir.

Bu gibi hastalarda öncelikle hacim ya da tuz eksikliğinin düzeltilmesi gerekir ve tedavi tercihen bir hastane ortamında başlatılmalıdır. Titrasyon sırasında hipotansiyon geçiren hastalar sırt üstüyatırılmalıdır; bu gibi hastalarda oral sıvı desteği ya da intravenöz fizyolojik serum uygulamasıylahacim genişletilmesine gerek duyulabilir. Kan hacmi ve basıncı etkili bir şekilde düzeltildiktensonra VERAPİN tedavisine genellikle devam edilebilir.

İskemik kalp hastalığı ya da serebrovasküler hastalığı olan hastalarda da kan basmcında aşırı düşüş miyokard enfarktüsü ya da serebrovasküler olaya yol açabileceğinden, tedaviye başlarken ve dozayarlaması yapılırken yakın takip gerekir.

Kalp yetmezliği:

Önceden kalp yetmezliği episodu geçirmiş hastalarda VERAPİN ile tedaviye başlanmadan önce ejeksiyon fraksiyonu % 35'in üzerinde olmalıdır ve kalp yetmezliğinin tedavisi uygun biçimdesürdürülmelidir.

Böbrek fonksiyon bozukluğu:

Orta derecede ve şiddetli renal bozukluğu olan hastalarda böbrek fonksiyonları düzenli olarak izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.3).

VERAPİN renal disfonksiyonlu hastalarda hiperkalemi oluşturabilir.

Özellikle önceden beri böbrek fonksiyon bozukluğu ya da konjestif kalp yetmezliği olan hastaların böbrek fonksiyonlarında akut kötüleşme (akut böbrek yetmezliği) ortaya çıkabilir. Verapamilhemodiyaliz ile uzaklaştırılamaz.

Renovasküler hipertansiyon:

Sekonder hipertansiyon ve özellikle renovasküler hipertansiyonda VERAPİN ile deneyim yeterli değildir. Sonuç olarak VERAPİN bu hastalarda kullanılmamalıdır. Önceden tek ya da çift taraflırenal arter stenozu olan ve ADE inhibitörleri ile tedavi edilmiş bazı hastalarda kanda üre veserumda kreatinin yükselmesi gözlenmiştir ve bunlar tedavi kesildikten sonra genellikledüzelmiştir. Bu, özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda olması muhtemeldir. Eğer,renovasküler hipertansiyon belirtisi de bulunuyorsa, hipotansiyon ve böbrek yetmezliği riskindeciddi artış bulunmaktadır.

Proteinüri:

Özellikle böbrek fonksiyon bozukluğu olan veya göreceli olarak yüksek dozlarda ADE inhibitörleri almakta olan hastalarda proteinüri ortaya çıkabilir.

Diyabetik hastalar:

Oral kan glukozu düşürücü ilaçlar ya da insülin kullanan diyabetik hastalarda glisemik kontrol düzeyi ADE inhibitörü tedavisinin ilk ayı boyunca yakından izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.5).

Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) dual blokajı:

ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması durumunda hipotansiyon, senkop, hiperkalemi riskinin arttığı ve böbrek fonksiyonunun azaldığına(akut böbrek yetmezliği dahil) dair kanıtlar bulunmaktadır. RAAS'm dual blokajına yol açtığmdanADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri ya da aliskirenin birlikte kullanılmasıönerilmez (bkz. Bölüm 4.5 ve 5.1).

Eğer dual blokaj tedavisi mutlaka gerekli görülürse sadece uzman gözetimi altında yapılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler ve kan basıncı yakından sık sık takip edilmelidir. Diyabetiknefropatisi bulunan hastalarda ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokerleri birliktekullanılmamalıdır.

Ağır karaciğer fonksiyon bozukluğu:

Bu hastalarda yeterli terapötik deneyim bulunmaması nedeniyle, VERAPİN kullanılması 2 önerilemez. VERAPİN karaciğer sirozu ile birlikte asidi olan hastalarda kontrendikedir (bkz.Bölüm 4.3). Çok seyrek olarak ADE inhibitörleri tedavisi kolestatik sarılık ya da hepatit ilebaşlayıp hızla yaygın nekroz ve bazen ölüme yol açan bir sendrom ile ilişkili bulunmuştur. Busendromun mekanizması bilinmemektedir. VERAPİN kullanan hastalarda sarılık ya da karaciğerenzimlerinde belirgin yükselme saptanırsa tedavi kesilmeli ve tıbbi değerlendirme yapılmalıdır.

Anjiyonörotik ödem:

ADE inhibitörleri (örn. trandolapril gibi) ender olarak, yüz, ekstremiteler, dil, glottis ve/veya larinksin şişmesini içeren anjiyonörotik ödeme neden olabilir. Anjiyonörotik ödem geçirmekteolan hastalarda trandolapril tedavisi derhal durdurulmalı ve bu hastalar ödem geçinceye kadarizlenmelidir.

Yüz ile sınırlı anjiyonörotik ödem sıklıkla kendiliğinden iyileşir. Sadece yüzü değil ama aynı zamanda glottisi de tutan ödem, havayolu obstrüksiyonu riski nedeniyle, hayatı tehdit edicinitelikte olabilir.

Siyah olmayan hastalara kıyasla, ADE inhibitörleriyle tedavi edilen siyah hastalarda daha yüksek bir anjiyoödem sıklığı bildirilmiştir.

Dil, glottis ya da larinksi tutan anjiyonörotik ödem tablosu, diğer uygun terapötik önlemler ile birlikte, 0.3-0.5 mİ epinefrin çözeltisinin (1:1000) subkütan yoldan derhal uygulanmasınıgerektirir.

İdiyopatik anjiyonörotik ödem öyküsü olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, ve anjiyonörotik ödem bir ADE inhibitörüne karşı advers reaksiyon olarak gelişmiş ise VERAPİN kontrendikedir (bkz.Bölüm 4.3).

İntestinal anjiyoödem:

ADE inhibitörleri ile tedavi edilen hastalarda ayrıca intestinal anjiyoödem bildirilmiştir. Trandolapril kullanırken karın ağrısı yaşayan (bulantı veya kusma olsun olmasın) hastalarda budurum dikkate alınmalıdır.

Nötropeni/Agranülositoz:

Nötropeni riski doz ve tip ile ilişkili gibi görünmektedir ve hastanın klinik durumuna bağlıdır. Komplikasyonsuz hastalarda ender olarak görülür, ama belli bir derecede böbrek bozukluğu olan,ve özellikle böbrek bozukluğu örneğin sistemik lupus eritematozus, skleroderma gibi kollajenvasküler hastalıklar ile ilişkili olan, ayrıca immünosupresif ajanlar ile tedavi gören hastalardaortaya çıkabilir. ADE inhibitörü tedavisine son verildikten sonra geri dönüşümlüdür.

Öksürük:

ADE inhibitörleriyle tedavi sırasında prodüktif olmayan, kuru bir öksürük ortaya çıkabilir; ilaç bırakıldıktan sonra kaybolur.

Hiperkalemi:

ADE inhibitörleriyle tedavi sırasında, özellikle böbrek yetmezliği ve/veya kalp yetmezliği varlığında, hiperkalemi ortaya çıkabilir. Potasyum destek preparatları ya da potasyum tutucudiüretikler, plazma potasyumunda belirgin artışlara yol açabilecekleri için, genel olarakönerilmemektedir. Sözü edilen ajanların birlikte kullanımı uygun görülüyorsa, serum potasyumusık aralarla izlenerek kullanılmalıdır.

Yaşlılar:

VERAPİN sadece kısıtlı sayıda yaşlı hipertansif hasta üzerinde incelenmiştir.

4

Farmakokinetik veriler VERAPİN'in sistemik yararlanımının, genç hipertansiflere kıyasla yaşlılarda daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bazı yaşlı hastalarda kan basıncını azaltıcı etkidiğer ler ind ekinden daha güçlü olabilir. Tedavi başlangıcında böbrek fonksiyonlarınındeğerlendirilmesi önerilmektedir.

Cerrahi hastaları:

Genel anestezi gerektiren majör cerrahi geçirecek hastalarda, ADE inhibitörleri hipotansiyon oluşturabilir; bu durum plazma hacim genişleticiler ile düzeltilebilir.

Bradikardi:

Pazarlama sonrası dönemde VERAPİN kullanımı ile ilişkilendirilen bradikardi ve AV blok vakaları bildirilmiştir. Bu advers etkiler, ürünün içeriğinde yer alan verapamilin sinüsdüğümü ve AV iletimi üzerine olan baskılayıcı etkisi ile açıklanmaktadır. Bu nedenleVERAPİN, “Hasta sinüs sendromu” ve AV ileti bozukluğu olan hastalardakullanılmamalıdır (bkz. Kontrendikasyonlar). Hastalar, VERAPİN verilmeden önce buyönlerden tekrar değerlendirilmeli ve eşzamanlı olarak kullanılan ilaçlar bakımındansorgulanmalıdır. VERAPİN, beta-adrenerjik bloke edici ajanlar, dijitalis ve diğer AV iletimive sinüs düğümünü baskılayan ilaçlar ile birlikte yalnızca kombinasyon tedavisinigerektiren endikasyonlarda dikkatle kullanılmalı ve hastalar bradikardi ve AV blok gelişimiaçısından takip edilmelidir.

Nöromusküler iletiyi etkileyen hastalıklar:

VERAPİN nöromusküler iletiyi etkileyen hastalıkları (Miyastenia gravis, Lambert-Eaton sendromu, ilerlemiş Duchenne musküler distrofisi) olan kişilerde dikkatle kullanılmalıdır.

Desensitizasyon:

ADE inhibitör tedavisi almakta olan ve yanı sıra hayvan zehirlerine karşı desensitizasyon uygulanan hastalarda anaflaktoid reaksiyonlar (bazı durumlarda hayatı tehdit edici) gelişebilir.

LDL aferezi:

LDL aferezindeki hastalar aynı zamanda ADE inhibitörleri de aldıklarında hayatı tehdit edici anaflaktoid reaksiyonlar kaydedilmiştir.

Hastalarda yapılacak değerlendirmeler, tedavi başlatılmadan önce ve tedavi sırasında böbrek fonksiyonu incelemelerini de içermelidir.

VERAPİN'e karşı alman terapötik yanıtın değerlendirilmesine yönelik kan basıncı okumaları her zaman için bir sonraki dozdan önce yapılmalıdır.

Laktoz:

Bu tıbbi ürün laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

Sodyum:

Bu tıbbi ürün her tablette 1 mmol (23 mg)'den daha az sodyum ihtiva eder; bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.

Lityum:

Lityum ve VERAPİN kombinasyonu önerilmemektedir (bkz. Bölüm 4.5).

Digoksin:

Digoksin ve verapamilin eşzamanlı kullanımının digoksin plazma konsantrasyonunda yükselmeye

5

yol açtığı bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.5). Gerekirse digoksin dozu düşürülmelidir. HMG-CoA-redüktaz inhibitörleri (“Statinler”):

Eşzamanlı verapamil ve yüksek doz simvastatin uygulamasında miyopati/rabdomiyoliz riskinde artış bildirilmiştir. Simvastatin (CYP3A4 ile metabolize olan atorvastatin ve lovastatin gibi diğerstatinler) dozu uygun biçimde ayarlanmalıdır (bkz. Bölüm 4.5).

Gebelik:

ADE inhibitörlerine gebelik sırasında başlanmamalıdır. ADE inhibitörü tedavisine devam edilmesi çok gerekli görülmedikçe gebelik planlayan hastalarda tedavi, gebelikte güvenlilik profilisaptanmış olan alternatif tedavilerle ya da tedaviyle değiştirilmelidir.

Gebelik tanısı konulduğunda ADE inhibitörü tedavisi hemen kesilmeli ve uygun olan alternatif tedavi başlanmalıdır (bkz. Bölüm 4.3 ve 4.6).

Laktasyon:

Emziren kadınlarda VERAPİN kullanımı önerilmez (bkz. Bölüm 4.6).

4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Farmakodinamik veya farmakokinetik etkileşim sonucunda ya da her ikisinin sonucunda diğer ilaçlarla etkileşim ortaya çıkabilir. Hem farmakodinamik hem de farmakokinetik etkileşim sözkonusu olduğunda ilgili bölümde çapraz referans verilmektedir.

Önerilmeyen kombinasyonlar:

- Potasyum tutucu diüretikler ya da potasyum destek preparatları: ADE inhibitörleridiüretiklerin indüklediği potasyum kaybını azaltırlar. Potasyum tutucu diüretikler örneğin,spironolakton, triamteren ya da amilorid, potasyum destek preparatları veya potasyumiçeren tuz ikame preparatları, özellikle de böbrek fonksiyon bozukluğu varlığında, serumpotasyumunda anlamlı artışlara yol açabilir. Hipokalemi varlığı kanıtlandığı için kombinekullanım gerekli ise, bunlar dikkatle ve serum potasyumu sık aralıklarla izlenerekkullanılmalıdır.

- Anjiyotensin Il-reseptör-antagonistleri veya aliskiren: Klinik çalışma verileri, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS), ADE inhibitörleri, anjiyotensin II reseptörblokerleri ya da aliskirenin kombine kullanımıyla ikili blokajının, tekli RAAS-etkili ajanınkullanımına kıyasla daha yüksek sıklıkta hipotansiyon, hiperkalemi ve böbrekfonksiyonunda azalma (akut böbrek yetmezliği dahil) gibi advers olaylarla ilişkiliolduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 4.3, 4.4 ve 5.1).

- Dantrolen: Verapamil ve dantrolenin eşzamanlı kullanımı önerilmez.

- İvabradin: Eşzamanlı ivabradin kullanımı kontrendikedir; verapamil ivabradinin kalp atımıdüşürücü etkisini artırır (bkz. Bölüm 4.3).

- Lityum: Verapamil ile eşzamanlı kullanıldığında lityumun etkisinin hem arttığına hem deazaldığına ilişkin bildirimler mevcuttur. Lityumun eşzamanlı olarak ADE inhibitörleri ilekullanımı lityum atılımını azaltabilir. Serum lityum düzeyi düzenli olarak izlenmelidir(bkz. Bölüm 4.4).

- İntravenöz beta blokerler VERAPİN ile eşzamanlı kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3).Verapamil ve beta bloker kombinasyonu güçlü bir AV ileti bozukluğuna yol açabilir; bazıolgulara şiddetli bradikardi ve ciddi kardiyodepresyon gelişebilir.

6

- Kolşisin CYP3A ve effluks taşıyıcısı P-glikoprotein (P-gp) için bir substrattır. VerapamilinCYP3A ve P-gp inhibisyonu yaptığı bilinmektedir. Verapamil ve kolşisin eşzamanlıkullanıldığında verapamil tarafından P-gp ve/veya CYP3A inhibisyonu kolşisinmaruziyetinde artışa yol açabilir. Birlikte kullanımı önerilmez.

- Altın: Nitritoid reaksiyonlar (semptomları yüzde kızarma, bulantı, kusma ve hipotansiyondur) enj ekşiyorduk altm (sodyum aurotiomalat) ve VERAPİN dahil ADEinhibitörleri ile eşzamanlı tedavi edilen hastalarda seyrek olarak bildirilmiştir.

Kullanım sırasındaki önlemler:

Antihipertansif ajanlar: VERAPİN'in hipotansif etkisinde artış (bkz. Verapamil ile farmakokinetik etkileşimler).

Diüretikler: Diüretik almakta olan hastalar ve özellikle hacim ve/veya tuz tükenmişliği gösterenleri, bir ADE inhibitörü ile tedavi başlatıldıktan sonra kan basınçlarmda aşırı bir azalmagösterebilirler. Hipotansif etkilerin ortaya çıkma olasılığı diüretiğe son verilerek, dozuygulanmazdan önce alınan sıvı hacmi ya da tuz artırılarak ve tedavi düşük dozlarda başlatılarakazaltılabilir. Daha sonraki doz artırımları dikkatle yapılmalıdır.

Anestezik ilaçlar: VERAPİN belirli anestezik ilaçların hipotansif etkilerini artırabilir.

Narkotik ilaçlar/antipsikotikler: Ortostatik hipotansiyon ortaya çıkabilir.

Trankilizanlar/antidepresan ajanlar: Bütün antihipertansif ilaçlarla olduğu gibi, VERAPİN ile majör trankilizanlar ya da imipramin içeren antidepresan ilaçlar kombine edildiğinde, ortostatikhipotansiyon riski artmaktadır, (bkz. Verapamil ile farmakokinetik etkileşimler).

Allopurinol, sitostatik ya da immünosupresif ajanlar, sistemik kortikosteroidler ve prokainamid: ADE inhibitörleriyle eşzamanlı uygulama lökopeni riskinde artmaya yol açabilir (bkz. Verapamilile farmakokinetik etkileşimler).

Kardiyodepresif ilaçlar: VERAPİN'in içeriğinde bulunan verapamil ile birlikte

kardiyo-depresif ilaçların, başka bir deyişle kalpte impuls oluşumu ve iletimini inhibe eden ilaçlar ve negatif inotropik etkisi olan ilaçların (örn. beta-adrenerjik bloke edici ajanlar,antiaritmik ilaçlar, inhalasyon anestetikleri) kullanımı, ileri bradikardi ve AV blok gibiciddi istenmeyen yan etkilere ya da kardiyak rezervi sınırda olan hastalarda kalpyetmezliğinin ortaya çıkması ya da ağırlaşmasına neden olabilir.

Kinidin: Kinidin ve oral verapamilin hipertrofık (obstrüktif) kardiyomiyopatili hastalarda birlikte kullanımı, olguların küçük bir kısmında hipotansiyon ve pulmoner ödem ile sonuçlanmıştır (bkz.Verapamil ile farmakokinetik etkileşimler).

Digoksin ve digitoksin: Digoksin ve verapamilin eşzamanlı kullanımında digoksin düzeyinde % 50-75 artış bildirilmiştir. Sonuç olarak, verapamil ile eşzamanlı kullanımda digoksin vedigitoksin dozu azaltılmalıdır. Verapamilin digitoksinin toplam vücut klirensi ve eksternalklirensini sırasıyla % 27 ve % 29 azalttığı da gösterilmiştir (bkz. Verapamil ilefarmakokinetik etkileşimler).

Kas gevşeticiler: Kas gevşeticilerin etkisi artabilir.

7

Dikkate alınması gereken noktalar:

Nonsteroidal antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİTer): Tüm antihipertansif ilaçlarla olduğu gibi, NSAİİTer (ağrı gidermek için antiinflamatuar olarak kullanılan yüksek doz salisilik asit dahil)trandolaprilin antihipertansif etkisini azaltabilir. Trandolapril ile tedavi edilen bir hastada birNSAİ1 eklendiğinde ya da kesildiğinde kan basıncı yakmdan izlenmelidir. Ayrıca NSAİİTer veADE inhibitörlerinin böbrek fonksiyonu azaldığında serum potasyum düzeyi artışına aditif etkigösterdiği de bildirilmiştir. Bu etkiler ilke olarak geri dönüşlüdür ve özellikle böbrek fonksiyonubozuk hastalarda ortaya çıkabilir.

Düşük dozda trombosit agregasyon inhibitörü olarak kullanımı dışında asetilsalisilik asit dahil olmak üzere NSAİİTerin kalp yetmezliği olan hastalarda kullanımından kaçınılmalıdır.Asetilsalisilik asit ile verapamilin eşzamanlı kullanımı asetilsalisilik asidin yan etki profiliniartırabilir (kanama riski artabilir).

Antasitler: ADE inhibitörlerinin biyoyararlanımı azalabilir.

Sempatomimetikler: ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkisi azalabilir; istenen etkinin sağlandığından emin olunması için hasta yakmdan izlenmelidir.

Alkol: VERAPİN'in hipotansif etkisi artar.

Antidiyabetikler: Bazı olgularda, özellikle tedavinin başında kan glukozunun fazla düşmesi nedeniyle antidiyabetik ilaç ya da VERAPİN'in dozunun ayarlanması gerekebilir (bkz. Bölüm4.4).

Verapamil ile farmakokinetik etkileşimler:


İn vitro

metabolik çalışmalar verapamilin sitokrom P450 CYP3A4, CYP1A2, CYP2C8, CYP2C9 ve CYP2C18 ile metabolize olduğunu göstermiştir. Verapamil bilinen bir CYP3A4 enzimleri veP-gp inhibitörüdür. CYP3A4 inhibitörleri ile plazma verapamil düzeyi artışına yol açan klinikolarak anlamlı etkileşimler bildirilmiştir. CYP3A4 indükleyicileri de plazma verapamil düzeyindedüşüşe yol açmıştır. Bu nedenle hastalar ilaç etkileşimleri açısından izlenmelidir. Bu etkileşimlereörnekler aşağıdadır:

(a) Verapamilin plazma konsantrasyonunu artırdığı ilaçlar:

- Almotriptan, buspiron, karbamazepin, siklosporin, digoksin, digitoksin, doksorubisin,everolimus, glibürid (glibenklamid), imipramin, metoprolol, midazolam, prazosin,propranolol, kinidin, sirolimus, takrolimus, terazosin ve teofilin; bu ilaçların toksisite riskiartar. Uygun olduğunda, doz ayarlaması ya da plazma konsantrasyonunda ek izlemyapılması düşünülmelidir.

- HMG-CoA redüktaz inhibitörleri:verapamil ile eşzamanlı kullanıldığında

simvastatinin (CYP3A4 ile metabolize olur) serum düzeyinde artış bildirilmiştir. Verapamil ile yüksek doz simvastatin kullanımının miyopati/rabdomiyoliz riskindeartışa yol açtığı bildirilmiştir. Simvastatin (CYP3A4 ile metabolize olan atorvastatin velovastatin gibi diğer statinler) dozu uygun biçimde ayarlanmalıdır.

(b) Verapamilin plazma konsantrasyonunu artıran ilaçlar:

- Atorvastatin, simetidin, klaritromisin, eritromisin ve telitromisin.

- Greyfurt suyu verapamilin (VERAPİN bileşimindeki maddelerden biri) plazma düzeyiniartırabilir. Sonuç olarak greyfurt suyu VERAPİN ile birlikte tüketilmemelidir.

(c) Verapamilin plazma konsantrasyonunu azaltan ilaçlar:

- Fenobarbital, fenitoin, rifampisin, sülfmpirazon ve Saint John bitkisi.

84.6 Gebelik ve Laktasyon

Genel tavsiye:

Gebelik kategorisi: D

Gebelikte kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (kontrasepsiyon):

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar, tedavi süresince tıbben etkili olduğu kabul edilen doğum kontrol yöntemlerini kullanmalıdır. Doktorlar çocuk doğurma potansiyeline sahipkadınlara verapamil ve ADE inhibitörü reçete etmeden önce gerekli bilgileri vermelidir.

Gebelik:

Gebeliğin ilk trimesterinde ADE inhibitörlerine maruziyetten kaynaklanan teratojenisite riskine ilişkin epidemiyolojik kanıtlar henüz netlik kazanmamıştır; bununla birlikte küçük bir risk artışıdışlanamaz. ADE inhibitörü tedavisine devam edilmesi çok gerekli görülmedikçe gebelikplanlayan hastalarda tedavi gebelikte güvenlilik profili saptanmış olan alternatif tedavileredeğiştirilmelidir. Gebelik tanısı konulduğunda ADE inhibitörü tedavisi hemen kesilmeli ve uygunolan alternatif tedavi başlanmalıdır.

İkinci ve üçüncü trimesterde ADE inhibitörüne maruz kalınmasının insanda fetotoksisiteye (böbrek fonksiyonunda azalma, oligohidramniyoz, kafatası kemikleşmesinde gecikme) veneonatal toksisiteye (böbrek yetmezliği, hipotansiyon, hiperkalemi) yol açtığı bilinmektedir (bkz.Bölüm 5.3). Gebeliğin ikinci trimesterinde bir ADE inhibitörü maruziyeti söz konusu olduğunda,böbrek fonksiyonu ve kafatasının ultrason ile kontrol edilmesi önerilir. ADE inhibitörü kullanmışanneden doğan bebek hipotansiyon açısından yakından izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).

Verapamil, gebeliğin sonunda kullanıldığında kontraksiyonları inhibe eder. Farmakolojik özellikleri sebebiyle fetal bradikardi ve hipotansiyon yok sayılamaz.

Laktasyon dönemi:

Verapamil hidroklorür, küçük miktarlarda insan sütüne geçmektedir. Emzirme döneminde trandolapril kullanımı ile ilgili bilgi bulunmamaktadır.

Emzirme döneminde (bilhassa da yeni doğan veya vaktinden önce doğan bebeklerin emzirilmesi sırasında), VERAPİN kullanımı önerilmemektedir, daha iyi güvenlilik profillerine sahip olduğubilinen alternatif ilaçların kullanılması tercih edilmelidir.

4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Araç ve makine kullanma becerisi üzerinde bir etkisi olmadığı saptanırken, VERAPİN bitkinlik vc baş dönmesine sebep olabileceği için uyanıklığın azalması bütünüyle yok sayılamaz.

4.8 İstenmeyen etkiler

Verapamil-trandolapril kombinasyonu ile görülen advers ilaç reaksiyonları, ilacm bileşenleri ya da ilişkili ilaç sınıfları için bilinenler ile uyumludur. En sık olarak bildirilen advers ilaç reaksiyonlarıöksürük, baş ağrısı, konstipasyon, vertigo, baş dönmesi ve sıcak basması olmuştur (aşağıdakitabloya bakınız).

Spontan olarak bildirilen ya da klinik çalışmalarda gözlenen yan etkiler ve verapamil-trandolapril kombinasyonu için bildirilmemiş olmakla birlikte genel olarak ADE inhibitörleri ya dafenilalkilamin kalsiyum kanal blokerleri ile ilişkilendirilen istenmeyen etkiler aşağıdaki tablodayer almaktadır.

Advers ilaç reaksiyonları, her sistem-organ sınıfı içerisinde, belirtilen sıklık dereceleri

9

kullanılarak, sıklık derecesi başlıkları altında sıralanmıştır.

Sıklık dereceleri: Çok yaygın (>1/10), yaygın (>1/100, <1/10), yaygın olmayan (>1/1,000, <1/100), seyrek (>1/10,000, <1/1.000), çok seyrek (< 1/10,000) ve bilinmiyor (eldeki verilerlesıklığı saptanamıyor).

Sistem-Organ Sınıfı

Sıklık derecesi

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Seyrek Çok seyrekBilinmiyor

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Çok seyrek Bilinmiyor

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Yaygm olmayan

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Yaygın olmayan

Seyrek

Bilinmiyor

Psikiyatrik hastalıklar

Çok seyrek


Bilinmiyor

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın

Yaygm olmayan

Seyrek

Çok seyrek


Bilinmiyor

Göz hastalıkları

Çok seyrek Bilinmiyor

İstenmeyen etki

Herpes simpleks Bronşit

Üst solunum yolu enfeksiyonu, faranjit, sinüzit*, rinit*,glossit*, idrar yoluenfeksiyonu

Lökopeni, pansitopeni, trombositopeni Agraniilositoz, hemoglobinde azalma*,hematokritte azalma*, hemolitik anemi*1

Hipersensitivite

Hiperlipidemi

Anoreksi

iştah artışı, hiperkalemi, hiperkolesterolemi, hiperglisemi,hiponatremi, hiperürisemi, gut, enzimsapmaları

Agresyon, anksiyete, depresyon, sinirlilik, uykusuzluk

Uyku bozukluğu*, halüsinasyonlar, libido azalması, konfüzyon*

Baş dönmesi, baş ağrısı Tremor, sersemlikSenkop

Serebral hemoraji, bilinç kaybı, denge bozukluğu, hiperestezi, parestezi, disguziGlA (geçici iskemik atak)*,serebrovaskular olay (CVA), miyoklonus,migren, ekstrapiramidal bozukluk**8,paralizi (tetraparezi) **6

Görme bozukluğu, bulanık görme Blefarit, konjunktival ödem, oftalmolojikbozukluk


ıoKulak ve iç kulak hastalıklarıKardiyak hastalıklar

Yaygın

Bilinmiyor

Yaygın

Yaygın olmayan Çok seyrek


Bilinmiyor

Vasküler hastalıklar

Solunum , gögüs bozuklukları vemediyastinal hastalıklarGastrointestinal hastalıklar


Yaygın

Çok seyrek Bilinmiyor


Yaygm Çok seyrekBilinmiyor

Yaygın

Yaygın olmayan Çok seyrekBilinmiyor


Hepatobiliyer hastalıklar


Yaygın olmayan SeyrekÇok seyrekBilinmiyor

Vertigo

Tinnitus*

Birinci derece AV blok,

Çarpıntı

Anjina pektoris, bradikardi, taşikardi, atriyal fibrilasyon, kalp yetmezliği,kardiyak arrest

Miyokard enfarktüsü*.2., ikinci ve üçüncü derece AV blok, sinüs bradikardisi, sinüsarresti, asistoli, aritmi*2, ventrikülertaşikardi, miyokardial iskemi, anormalelektrokardiyogram

Hipotansiyon7, ortostatik hipotansiyon, şok, al basması, sıcak basmasıKan basıncında dalgalanmaHipertansiyon, anjiyopati, periferik damarhastalığı, variköz venler

Öksürük

Astım, dispne, sinüslerde konjesyon Bronkospazmlar*, üst solunum yoluenfeksiyonu, üst solunum yolukonjesyonu, prodüktif öksürük, larenjit,orofarengeal ağrı, epistaksis, solunumhastalığı

Konstipasyon Abdominal ağrı, diyare,
-gastrointestinal bozukluklar, bulantı Ağız/boğaz kuruluğu, pankreatit,kusma

Abdominal semptomlar, hazımsızlık*, gastrit, gaz, jinjiva hiperplazisi**5,hematemez, ileus*, intestinalanjiyoödem*, glossit*

Anormal karaciğer fonksiyon testleri HiperbilirubinemiKolestaz, hepatit, sarılıkKolestatik sarılık


ıı


Deri ve deri altı doku

Yaygın olmayan

Döküntü, kaşmtı, yüzde ödem,

hastalıkları


hiperhidroz


Seyrek

Alopesi, deri bozuklukları


Çok seyrek

Anjiyoödem, eritema multiforme, dermatit, psoriyazis, ürtiker


Bilinmiyor

Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz*3, eritromelalji**,purpura, egzama, akne, kuru deri

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik

Çok seyrek

Artralji, miyalji, müsküler zayıflık

hastalıkları

Bilinmiyor

Sırt ağrısı, ekstremite ağrısı, kemik ağrısı, osteoaılirit, kas spazmları,miyastenia gravis**8

Böbrek ve idrar yolu

Yaygın olmayan

Poliüri,

hastalıkları

Seyrek

Azotemi


Çok seyrek

Akut böbrek yetmezliği


Bilinmiyor

Pollaküri

Üreme sistemi ve meme

Çok seyrek

Erektil disfonksiyon, jinekomasti,

bozuklukları


impotans


Bilinmiyor

Galaktore**

Genel bozukluklar ve

Yaygm Olmayan

Göğüs ağrısı

uygulama yerine özgü

Çok seyrek

Ödem, periferal ödem, asteni,

tablolar


yorgunluk


Bilinmiyor

Ateş, anormal duyu, kırgınlık

Araştırmalar

Çok seyrek

Alkali fosfataz artışı, transaminazlarda artış, potasyum seviyelerinde artış.,immunoglobulinlerde artış, gamma-glutamiltranferaz (GT) artışı, laktatdehidrojenaz (LDH) artışı, lipaz artışı


Bilinmiyor

Kanda kreatinin artışı*4, kanda üre artışı *4, kanda prolaktin artışı**

* ADE inhibitörleri ADR sınıflandırmasını göstermektedir.

** VERAPİN ile ilgili olarak bildirilmemekle birlikte, genel olarak fenilalkilamin kalsiyum blokerleri ile ilişkilendirilen yan etkileri göstermektedir.

1 Hemolitik anemi glukoz-6-fosfat dehidrogenaz eksikliği olan hastalarda bildirilmiştir.
2 ADE inhibitörleri ile ilişkili olarak hipotansiyon ile birlikte bireysel aritmi ve miyokardiyalenfarktüs olguları bildirilmiştir.

3 Toksik nekroliz gibi hipersensitiviteye ateş, miyalji, artralji, eozinofili ve/veya antinükleerantikor artışı eşlik edebilir.

4 Özellikle böbrek yetmezliği, kalp yetmezliği ve renovasküler hipertansiyon durumunda. Bununla

12

birlikte bu artışlar tedavi kesildiğinde geri dönüşlüdür.

5 Uzun süreli tedavi sonrasında çok seyrek olarak görülür ve tedavi kesildikten sonra geridönüşlüdür.

6 Verapamil ve kolşisin kombinasyonu ile ilişkili paralizi (tetraparezi) için pazarlama sonrasıbildirim bulunmamaktadır. Verapamil ve kolşisinin kombine kullanımı önerilmez (bkz. Bölüm4.5).

7 Semptomatik ya da ciddi hipotansiyon ADE inhibitörleri tedavisine başlandıktan sonra nadirenortaya çıkmıştır. Bu durum esas olarak renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi uyarılmış riskgruplarında ortaya çıkar. Anjina pektoris ya da serebrovasküler hastalığı olup verapamil ile tedaviedilen hastalarda hipotansiyon miyokard enfarktüsü ya da serebrovasküler olaya yol açabilir.

8 Bazı olgularda ekstrapiramidal bozukluk (Parkinson hastalığı, koreoatetoz, distoni gibi) ortayaçıkabilir. Bugüne kadarki deneyim bu semptomların ilaç kesildikten sonra kaybolduğunugöstermiştir. Miyastenia gravis, miyastenik sendrom (Lambert-Eaton sendromu gibi) ve ileriDuchenne muskuler distrofisine ilişkin bağımsız bildirimler mevcuttur.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanaksağlar. Sağlık mesleği mensuplarınm herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi'ne (TÜFAM) bildirmeleri gerekmektedir, (www.titck.gov.tr; e- posta:[email protected]; tel: O 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9 Doz aşımı ve tedavisi

Yapılan çalışmalarda kullanılan en yüksek doz 16 mg trandolapril olmuştur. Bu doz hiçbir intolerans bulgu ya da belirtisine yol açmamıştır.

VERAPİN doz aşımı verapamil bileşenine bağlı olarak aşağıdaki belirti ve semptomları gösterebilir: hipotansiyon, bradikardi, AV blok, asistol ve negatif inotropi. Doz aşımı sonucuölümler görülmüştür.

VERAPİN doz aşımı ADE inhibitörü bileşenine bağlı olarak aşağıdaki belirti ve semptomları gösterebilir: şiddetli hipotansiyon, şok, stupor, bradikardi, elektrolit dengesizliği, böbrekyetmezliği, hiperventilasyon, taşikardi, palpitasyon, baş dönmesi, anksiyete ve öksürük.

Tedavi:

VERAPİN tablet doz aşımı ardından tam intestinal lavaj yapılması düşünülmelidir. Verapamilin gastrointestinal sistemden daha fazla emilmesini önlemek için gastrik lavaj, adsorban (aktifkarbon) ve laksatif uygulanmalıdır.

Şiddetli hipotansiyona (örn. şok) karşı yeterli plazma hacmi sağlanması ya da plazma replasmanı ve dopamin, dobutamin ya da izoprenalin gibi ilaçlarla inotropik desteği içeren genel önlemler dekullanılabilir.

VERAPİN doz aşımı tedavisi destekleyici olmalıdır. Parenteral kalsiyum uygulanması, beta adrenerjik stimülasyon ve gastrointestinal irigasyon verapamil hidroklorür bileşeninin doz aşımıtedavisinde kullanılır. Uzatılmış salimli verapamilin emiliminin uzaması olasılığı nedeniylehastaların 48 saate kadar gözlenerek hastanede tutulması gerekebilir. Verapamil hidroklorürhemodiyaliz ile uzaklaştırılamaz.

Trandolapril doz aşımı için önerilen tedavi intravenöz serum fizyolojik infüzyonudur. Hipotansiyon gelişirse hasta şok pozisyonuna alınmalıdır. Mümkünse anjiyotensin II infüzyonu

13

ve/veya intravenöz katekolaminler uygulanabilir. İlaç yakın zamanda alınmışsa trandolapril eliminasyonu önlemleri (örn. emezis, gastrik lavaj, adsorban ve sodyum sülfat uygulaması)alınmalıdır. Trandolaprilin (ya da aktif metaboliti trandolaprilatın) hemodiyaliz ile uzaklaştırılmasıkonusunda bilgi bulunmamaktadır. Tedaviye dirençli bradikardide kalp pili ile tedavi gereklidir.Yaşamsal belirtiler, serum elektrolit ve kreatinin konsantrasyonları sık aralıklarla izlenmelidir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup:

ADE İnhibitörleri ve Kalsiyum Kanal Blokörleri / Trandolapril ve Verapamil ATC kodu: C09BB10

VERAPİN, kalp-hızı düşürücü bir kalsiyum antagonisti olan verapamil ve ADE (Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim) inhibitörü trandolaprilin sabit bir kombinasyonudur.

Verapamil:

Verapamil'in farmakolojik aktivitesi, vasküler düz kas hücreleri ve kalpteki iletici ve kontraktil hücrelerin membranlarındaki yavaş kanallar yoluyla kalsiyum iyonları girişinin inhibisyonunabağlıdır.

Verapamil'in etki mekanizması aşağıdaki sonuçları sağlar:

1. Arteriyel vazodilatasyon: Verapamil periferik arteriyoİleri dilate ederek gerek dinlenmedurumunda gerekse belirli bir egzersiz düzeyinde, arteriyel basıncı düşürür. Total periferikdirençteki (ard yük) bu düşme miyokardın oksijen gereksinimini ve enerji tüketimini azaltır.

2. Miyokard kontraktilitesinde azalma: Verapamilin negatif inotropik aktivitesi, total periferikdirençteki azalma ile kompanse edilebilir.

Kardiyak çıkış, önceden var olan sol ventriküler disfonksiyonlu hastalar dışında azalmaz. Verapamil beta-adrenerjik reseptörleri bloke etmediği için, kalbin sempatik düzenlemesi ileetkileşmez. Spastik bronşit ve benzeri tablolar, bu nedenle, verapamil için kontrendikasyonoluşturmaz.

Trandolapril:

Trandolapril plazma renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini (RAS) baskılar. Renin böbrekler tarafından sentezlenerek dolaşıma verilen bir endojen enzimdir. Dolaşım içinde anjiyotensinojenigöreceli olarak inaktif bir dekapeptid olan anjiyotensin I'e dönüştürür. Anjiyotensin I daha sonra,bir peptidildipeptidaz olan anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) tarafından anjiyotensin H'yedönüştürülür. Anjiyotensin II güçlü bir vazokoııstriktördür; arteriyel vazokonstriksiyon ve kanbasıncı artışından, aynı zamanda adrenal bezin aldosteron salgılamak üzere uyarılmasındansorumludur. ADE'nin inhibe edilmesi plazmada anjiyotensin II miktarınm azalması, bu isevazopressör aktivitede azalma ve azalmış aldosteron salgılaması ile sonuçlanır. Aldosteronsalgılamasındaki azalma küçük olmakla birlikte, sodyum ve sıvı kaybının yanı sıra serumpotasyum konsantrasyonlarında küçük artışlar ortaya çıkabilir. Anjiyotensin H'nin reninsalgılanması üzerindeki negatif geri-bildiriminin kesilmesi, plazma renin aktivitesinde artış ilesonuçlanır.

Dönüştürücü enzimin başka bir fonksiyonu, güçlü bir vazodepresif kinin peptidi olan bradikinini inaktif metabolitlerine parçalamaktır. Bu nedenle ADE inhibisyonu, dolaşımdaki ve lokalkallikrein-kinin sisteminin aktivitesinde artış ile sonuçlanır; bu sistem prostaglandin sisteminiaktive ederek periferik vazodilatasyona katkıda bulunmaktadır. Bu mekanizmanın ADE

14

inhibitörlerinin hipotansif etkilerinde yer alması ve belirli yan etkilerinden sorumlu olması muhtemeldir. Hipertansiyonu olan hastalarda ADE inhibitörü uygulaması, kalp hızında telafi ediciartışlar olmaksızın, sırtüstü ve ayaktaki kan basınçlarında hemen hemen aynı boyutlarda bir azalmaile sonuçlanır. Periferik arteriyel direnç azalmasının yanı sıra kalp debisi değişmez ya da artışgösterir.

Renal kan akımında artış vardır ve glomerüler fıltrasyon hızı genellikle değişmez.

Kan basıncında optimal azalmanın sağlanması, bazı hastalarda birkaç haftalık bir tedaviyi gerektirebilir. Antihipertansif etkiler uzun dönemli tedavi sırasında sürdürülebilirdir. Tedaviyeaniden son verilmesi, kan basıncında hızlı bir yükselme ile birlikte değildir. Trandolapril'inantihipertansif etkisi dozdan sonraki bir saat içinde ortaya çıkar ve en az 24 saat sürer, amatrandolapril sirkadiyen kan basmcı düzenini etkilemez.

Verapamil-Trandolapril film tablet:

Ne hayvan çalışmaları ne de sağlıklı gönüllülerde yapılan çalışmalarda verapamil ve trandolapril arasında farmakokinetik ya da RAS etkileşimleri ortaya konulmuştur. Bu iki ilaçta gözlenensinerjik aktivite, bu nedenle, bütünleyici farmakokinetik aktivitelerine bağlıdn.

Klinik araştırmalarda verapamil-trandolapril kombinasyonu, yüksek kan basıncının azaltılmasında tek başma kullanılan her iki ilaçtan daha etkili olmuştur. Uzun dönemli araştırmalardaverapamil-trandolapril kombinasyonunun güvenli olduğu ve iyi tolere edildiği kanıtlanmıştır.

Hipertansiyon hastalarında destekleyici çalışmalar:

Koroner kalp hastalığı olan hipertansif hastalarda gözlenen etkiler:

Randomize, son noktası körlenmiş açık etiketli yayınlanmış bağımsız bir çalışma olan Uluslararası Verapamil-SR-trandopril Çalışması (INtemational VErapamil SR-trandolapril Study: INVEST),verapamil SR temelli tedaviyi atenolol temelli bir tedavi ile karşılaştırarak mortalite ve morbiditesonuçlarını değerlendirmiştir. Çalışmaya hipertansiyon ve koroner kalp hastalığı olan 50 yaş veüzerindeki 22,576 hasta katılmıştır. Her iki gruptaki hastalarda doz en yüksek tolere edilebilendoza kadar çıkılabilmiş ve/veya hastalar çalışma ile ilişkili olmayan ek antihipertansif tedavialmıştır. Trandolapril her iki grupta da böbrek bozukluğu, diyabet ya da kalp yetmezliği olan herhastaya önerilmiştir. Ortalama izlem süresi 2.7 yıl olmuştur. Verapamil temelli stratejihipertansiyon ve koroner kalp hastalığı olan hastalarda tüm nedenli mortalite, miyokard enfarktüsüya da inme önlenmesi açısmdan atenolol temelli stratejiye eşdeğer bulunmuştur. İki yıllık kanbasıncı izlemi her iki grupta da aynı bulunmuştur. Hastaların en az % 80'inde hedeflenen kanbasıncının sağlanması için 2 ya da daha fazla ilaç gerekmiştir. Trandolapril verapamil temellistratejide hastaların % 63'ünde ve atenolol temelli stratejide hastaların % 52'sinde kullanılmıştır.Toplam INVEST popülasyonunun en az % 70'inde hedeflenen kan basıncına (< 140/90 mm lig)ulaşılmıştır. Diyabet ya da böbrek yetmezliği olan hastalar gibi yüksek riskli hastaların kontroldeğerlerinden daha düşük kan basmcı değerlerine ulaşması gerekmiştir. Toplam olarak az sayıdayan etki bildirilmiş ve sıklık her iki tedavi stratejisi grubunda benzer bulunmuştur.

Diğer çalışmalar:

İki büyük randomize, kontrollü çalışmada (ONTARGET (ONgoing Telmisartan Alone and in combination with Ramipril Global Endpoint Trial) ve VA NEPHRON-D (The Veterans AffairsNephropathy in Diabetes)) bir ADE inhibitörünün bir anjiyotensin II reseptör blokeriyle kombinekullanımı incelenmiştir.

ONTARGET çalışması, kardiyovasküler ya da serebrovasküler hastalık öyküsü olan ya da kanıtlanmış son-organ hasarı ile birlikte seyredilen tip 2 diyabetes mellitus hastalarında

15

yürütülmüştür. VA NEPHRON-D çalışması, tip 2 diyabetes mellitus hastalığı olan ve diyabetik nefropatisi bulunan hastalarda yürütülmüştür.

Bu çalışmalar, renal ve/veya kardiyovasküler sonlanımlar ve mortalite üzerinde anlamlı yarar göstermemiş, monoterapiyle kıyaslandığında hiperkalemi, akut böbrek hasarı ve/veyahipotansiyon riskinin arttığı gözlenmiştir. Benzer farmakodinamik özellikleri dikkate alındığında,bu sonuçlar diğer ADE-inhibitörleri ve anjiiyotensin II reseptör blokerleri için de anlamlıdır.

Bu nedenle ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokerleri diyabetik nefropati bulunan hastalarda birlikte kullanılmamalıdır.

ALTITUDE (Aliskiren Trial in Type 2 Diyabetes using Cardiovascular and renal Disease Endpoints) çalışması, kronik böbrek hastalığı, kardiyovasküler hastalık ya da her ikisi bulunan tip2 diyabetes mellitus hastalarında standart bir ADE-inhibitörü ya da bir anjiyotensin II reseptörüblokeri tedavisine aliskiren eklenmesinin yararını test etmek için tasarlanan bir çalışma olmuştur.Advers sonuç riskinde artış olması nedeniyle çalışma erken sonlandırılmıştır. Aliskiren grubunda,plasebo grubuna kıyasla, kardiyovasküler ölüm ve inme vakalarının her ikisi de sayısal olarak dahasık görülmüş ve ilgili advers olaylar ve ciddi advers olaylar (hiperkalemi, hipotansiyon ve renaldisfonksiyon) aliskiren grubunda plasebo grubuna göre daha sık bildirilmiştir.

5.2 Farmakokinetik Özellikler

VERAPİN tablet film kaplıdır; kontrollü verapamil hidroklorür salınan bir tabaka ve hızlı salimli trandolapril içeren bir tabakadan oluşur.

Verapamil

Verapamil hidroklorür rasemik bir karışımdır; eşit oranda R ve S enantiomerleri içerir. Verapamil yaygın biçimde metabolize edilir.

Emilim:


Ağız yoluyla uygulanan verapamil'in % 90'dan fazlası emilir. Ortalama sistemik yararlanım, yoğun hepatik ilk-geçiş etkisi nedeniyle % 22 gibi düşüktür ve büyük değişkenlik gösterir (%10-35). Tekrarlı uygulamalar sonrasında ortalama biyoyararlanım % 30'a yükselebilir.Yiyeceklerin verapamil biyoyararlanımı üzerinde etkisi yoktur.

Verapamil ve norverapamilin biyoyararlanımı gıdalardan anlamlı düzeyde etkilenmez.

Dağılım:


Verapamil vücut dokularına yaygm olarak dağılır ve sağlıklı gönüllülerde dağılım hacmi 1.8 - 6.8 1/kg'dır. Maksimum plazma düzeyine ortalama 4 saatte ulaşılır. Norverapamil için maksimumplazma düzeyine yaklaşık 6 saatte ulaşılır. Günlük dozun tekrarlanması ardından kararlı duruma 3- 4 günde ulaşılır. Verapamilin plazma proteinlerine bağlanma oranı yaklaşık % 90'dır.

Bivotransformasvon:


Sağlıklı kişilerde oral verapamil hidroklorür karaciğerde yaygın biçimde metabolize olur; 12 metabolit saptanmıştır ve çoğunun miktarı çok düşüktür. Temel metabolitler çeşitli N ve Odealkilli verapamil ürünleridir. Köpeklerde yürütülen çalışmada gözlendiği gibi, bunlar içindeyalnızca norverapamil farmakolojik etkiye sahiptir (original ürünün yaklaşık % 20'si).

Eliminasvon:


Tekrarlanan uygulama sonrası eliminasyon yarı ömrü ortalama 8 saattir. İlacın % 3-4'ü böbreklerden değişmemiş olarak atılır. Metabolitlerin % 70'i idrar ve % 16'sı feçes ile atılır.Toplam verapamil klirensi karaciğer kan akımı kadar yüksek olup 1 1/saat/kg'dır (0.7- 1.3

16

1/saat/kg). İdrarda saptanan 12 metabolitten bir olan norverapamil verapamil farmakolojik aktivitesinin % 10-20'sine sahiptir. Dozun yaklaşık % 6'sı norverapamil olarak atılmaktadır.Kararlı durumda norverapamil düzeyi ve verapamil düzeyi birbirine yakındır.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Böbrek yetmezliği: Verapamil kinetiği böbrek fonksiyon bozukluğundan etkilenmez. Verapamil ve norverapamil hemodiyaliz ile anlamlı düzeyde uzaklaştırılamaz.

Karaciğer yetmezliği: Karaciğer sirozu olan hastalarda biyoyararlanım ve eliminasyon yarı ömrü artmıştır. Bununla birlikte verapamil farmakokinetiği kompanze karaciğer bozukluğu olanhastalarda değişmez. Verapamil eliminasyonu böbrek fonksiyonundan etkilenmez.

Geriyatrik popülasyon: Hipertansiyon hastalarında yaş verapamil farmakokinetiğini etkileyebilir. Eliminasyon yarı ömrü yaşlılarda uzayabilir. Verapamilin antihipertansif etkisi yaş ile ilişkilibulunmamıştır.

Pediyatrik popülasyon: Pediyatrik hastalarda farmakokinetiğine ilişkin veriler sınırlıdır. İntravenöz uygulama ardmdan verapamilin ortalama yarı ömrü 9.17 saat ve ortalama klirensi 301/saattir (70 kg bir yetişkinde yaklaşık 70 1/saat). Oral uygulamada kararlı durum plazmakonsantrasyonları pediyatrik hastalarda yetişkinlere göre biraz daha düşüktür.

Trandolapril

Emilim:


Oral yoldan uygulanan trandolapril hızla emilir. Absorpsiyonu % 40-60 arasmda ve yiyeceklerden bağımsızdır. Doruk plazma konsantrasyonuna ulaşma süresi 30 dakika civarındadır.

Dağılım:


Trandolapril hızla plazmadan uzaklaşır ve yarı ömrü bir saatten kısadır. Trandolaprilatm doruk plazma konsantrasyonuna 4-6 saat sonra ulaşılır. Trandolaprilatm plazma proteinlerine bağlanmaoranı en az

%

80'dir. Trandolaprilat büyük bir afinite ile anjiyotensin dönüştürücü enzyme bağlanırve bu doyurulabilir bir süreçtir. Dolaşımdaki trandolaprilatm çoğu albumin doyurulamaz bir süreçile bağlanır. Sağlıklı gönüllülerde, genç/yaşlı hipertansif hastalarda tekrarlayan günde tek doztrandolapril uygulaması ardmdan kararlı duruma yaklaşık 4 günde ulaşılır. Birikimden hesaplananetkili yarı ömrü 16 ve 24 saattir.

Bivotransfoımasvon:


Trandolapril plazmada hidroliz sonucu özgün bir anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörü olan trandolaprilata dönüşür. Oluşan trandolaprilat miktarı gıda alımından bağımsızdır.

Atılım:


Uygulanan trandolapril dozunun % 10-15'i idrarla değişmemiş trandolaprilat olarak atılır. Radyoaktif işaretli trandolaprilin oral yoldan uygulamasından sonra, radyoaktivitenin üçte biriidrarda ve üçte ikisi feçeste saptanmıştır.

Trandolaprilatm renal klirensi, kreatinin klirensi ile doğrusal bir bağıntı gösterir.

Hastalardaki karakteristik bilgiler

Böbrek yetmezliği: Trandolaprilatm plazma konsantrasyonu, kreatinin klirensi < 30 ml/dk olan hastalarda anlamlı ölçüde yüksektir. Bununla birlikte kronik renal disfonksiyonlu hastalara tekrarlı

17

uygulamalar sonrasında, kararlı duruma, yine dört gün sonra ve böbrek fonksiyon bozukluğunun derecesinden bağımsız olarak ulaşılır. Böbrek bozukluğu olan hastalarda doz uyarlamasıönerilmektedir.

Karaciğer yetmezliği: Trandolapril plazma konsantrasyonu karaciğer sirozu olan hastalarda sağlıklı gönüllülerde olduğundan 10 kat daha yüksek olabilir. Trandolaprilatın plazmakonsantrasyonu ve renal atılımı, daha az boyutlarda olmakla birlikte, sirotik hastalarda da yükselir.

Trandolapril ve trandolaprilatın kinetik özellikleri kompanse hepatik disfonksiyonu olan hastalarda değişiklik göstermez.

Karaciğer yetmezliği olan hastalarda daha düşük dozlar gündeme getirilmelidir.

Pediyatrik popülasyon: Trandolapril farmakokinetiği 18 yaşın altındaki hastalarda incelenememiştir.

Irk: Değişik ırklardaki farmakokinetik farklılıklar araştırılmamıştır.

Verapamil ve trandolapril film tablet:

Verapamil ve trandolapril ya da trandolaprilat arasında bilinen bir kinetik etkileşim bulunmadığından, bu iki ilacm tek-ajan kinetik parametreleri aynı zamanda kombinasyon ilacı içinde geçerlidir.

5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri

Hayvanlarda genel toksisite etkileri yalnızca, insanlardaki herhangi bir güvenilirlik kaygısına ihmal edilebilecek nitelik kazandıran, maksimum insan temasından yeterince yüksek temasderecelerinde gözlenmiştir. Genotoksisite incelemelerinde insanlar için herhangi bir özel tehlikeaçığa çıkarılmamıştır.

Hayvan çalışmalarında ADE inhibitörlerinin geç fetal gelişim üzerinde, fetal ölüm ve özellikle kafatasında konjenital anomaliler ile sonuçlanan advers etki gösterme eğilimde olduklarıgösterilmiştir.

Fetotoksisite, intrauterin gelişme geriliği ve patent ductus arteriosus da bildirilmiştir. Bu anormalliklerin aktif bileşenlerin farmakolojik aktivitelerine bağlı olduğu düşünülmektedir;

ADE inhibitörüne bağlı gelişen oligohidramniyoz ile ilişkili olabilir. Anormallikler kısmen matemal hipotansiyona bağlı iskemi ile fetal plasental kan akımı ve fetusun oksijen/besin alımındaazalmaya bağlı olabilir.

Trandolapril ya da verapamilin tümörojenik kapasitesine ilişkin kanıt bulunmamaktadır.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi

Magnezyum stearat

Povidon

Talk

Sodyum aljinat Polietilen glikolSodyum stearil fiımaratLaktoz monohidrat

18

Titanyum dioksit Hidroksipropil metil selülozMısır nişastasıMikrokristalin selülozKırmızı demir oksit

6.2 Geçimsizlikler

Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.

6.3 Raf ömrü

24 ay

6.4 Saklamaya yönelik özel uyanlar

25°C'nin altmda, oda sıcaklığında saklanmalıdır.

6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği

PVC/PVDC/Alu blister ambalajlarda, 28 tabletlik kutularda bulunur.

6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmelikleri" ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

İlko İlaç San. ve Tic. A.Ş.

Veysel Karani Mah. Çolakoğlu Sok. No: 10 34885 Sancaktepe /İstanbulTel: 0216 564 80 00Faks: 0216 564 80 99

8. RUHSAT NUMARASI

2017/9

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsatlandırma tarihi: 25.01.2017 Son yenileme tarihi:

10. KÜB'ÜN YENİLENMETARİHİ

19

1


2


İlaç Bilgileri

Verapin 180 Mg/2 Mg Film Tablet

Etken Maddesi: Verapamil Hidroklorür/trandolapril

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.