KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ESLONG 20 mg efervesan tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Her bir efervesan tablet, 20 mg Essİtalopram'a eşdeğer 25,55 mg Essitalopram oksalat içerir.
Yardımcı madde(ler):
Aspartam (E951) 30mg
Sodyum bikarbonat 490mg
Sorbitol (E 420) 30mg
Yardımcı maddelerin üstesi İçin bölüm 6. Te bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Efervesan tablet.
Sarı benekli, yuvarlak, düz yüzeyli efervesan tabletler şeklindedir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
• Majör depresif durumlar,
• Agorafobilİ veya agorafobi siz panik bozukluğu,
• Sosyal anksiyete bozukluğu (sosyal fobi),
• Yaygın anksiyete bozukluğu,
• Obsesif-Kompülsif Bozukluk (OKB) tedavilerinde kullanılır.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
20 mg'ın üzerindeki günlük dozlarda güvenliliği kanıtlanmamıştır.
Majör depresif durumlar
Günde bir kez 10 mg olarak alınır. Bireysel hasta cevabına göre, doz günde maksimum 20 mg'a çıkarılabilir.
1
Antidepresan cevap İçin genelde 2-4 hafta gerekir. Belirtiler düzeldikten sonra, alınacak cevabın konsolidasyonu için en az 6 aylık tedavi süresi gerekmektedir.
Agorafobili veya agorafobisiz panik bozukluğu
Günlük 10 mg'lık doza geçilmeden önce, ilk hafta günde 5 mg'lık başlangıç dozu tavsiye edilir. Doz daha sonra, alınacak bireysel hasta cevabına göre, günde maksimum 20 mg'a çıkarılabilir.Maksimum etki, yaklaşık 3 ay sonra alınır. Tedavi birkaç ay sürer.
Sosyal anksivete bozukluğu fsosval fobi)
Günde bir kez 10 mg olarak alınır. Semptomların giderilmesi için genellikle 2-4 hafta gereklidir. Hastanın bireysel yanıtına göre doz 5 mg'a düşürülebilir veya günde maksimum20 mg'a çıkarılabilir.
Sosyal anksiyete bozukluğu, kronik scyİrli bir hastalıktır ve alınacak cevabın konsolidasyonu için 12 haftalık tedavi tavsiye edilir. Tedaviye cevap verenlerin 6 aylık uzun dönemli tedavisiincelendiğinde, relapsın önlenmesi bakımından cevabın bireylere bağlı olarakdeğerlendirilmesi gerektiği görülmüştür. Tedaviden sağlanan faydaların düzenli aralıklarlatekrar değerlendirilmesi gerekir.
Sosyal anksiyete bozukluğu, spesifik bir bozukluğun iyi tanımlanmış tanısal terminolojisidir ve aşırı çekingenlikle karıştırılmamalıdır. Bu bozukluğun sadece profesyonel ve sosyal aktivitelereönemli şekilde etki etmesi halinde ilaçla tedaviye başlanmalıdır.
Bu tedavi, kognitif davranışsal terapi ile karşılaştırmalı olarak incelenmemiştir. İlaçla tedavi, genel tedavi stratejisinin bir parçasıdır.
Yaygın anksivete bozukluğu
Başlangıç dozu günde bir kez 10 mg'dır. Bireysel hasta cevabına göre, doz günde maksimum 20 mg'a çıkarılabilir.
Tedaviye cevap veren hastalarda, uzun dönemli tedavi (20 mg/gün) en az 6 aylık çalışmalarla değerlendirilmiştir. Tedaviden sağlanan faydalar ve doz düzenli aralıklarla tekrardeğerlendirilmelidir (Bkz. Bölüm 5.1.).
Obsesif-Kompülsif Bozukluk tOKBİ
Başlangıç dozu günde bir kez 10 mg'dır. Bireysel hasta cevabına göre, doz günde maksimum 20 mg'a çıkarılabilir.
OKB kronik bir hastalık olduğundan dolayı hastalar, semptomların giderildiğinden emin olmak için yeterli süre tedavi edilmelidir.
Tedaviden sağlanan faydalar ve doz düzenli aralıklarla tekrar değerlendirilmelidir (Bkz. Bölüm
5.1.).
Uygulama şekli:
ESLONG günde tek doz olarak, besinlerle birlikte veya öğün aralarında kullanılabilir. ESLONG bir bardak suda (150 mİ) eritilerek içilir. Suda çözülerek kullanıma hazırlanan ilaçbekletilmeden içilmelidir. Efervesan tabletler çiğnenmemeli ve yutulmamalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Hafif veya orta dereceli böbrek işlev bozukluğu olanlarda doz ayarlaması gerekmez. Böbrek işlevi ciddi olarak azalmış
(CLCR <30
ml/dakika) hastalarda dikkatli olunmalıdır (Bkz.Bölüm 5.2.).
Karaciğer yetmezliği:
Hafif veya orta dereceli karaciğer işlev bozukluğu olan hastalarda tedavinin ilk iki haftası için başlangıç dozu olarak 5 mg uygulanması önerilir. Bireysel hasta cevabına göre doz günde10 mg'a yükseltilebilir. Karaciğer işlevi ciddi olarak azalmış hastalarda, özellikle dikkatli doz
titrasyonu önerilir (Bkz. Bölüm 5.2.).
_
Pediyatrik popülasyon (18 yaş altı):
ESLONG çocuklarda ve 18 yaşın altındaki adolesanların tedavisinde kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
Geriyatrik popülasyon (65 yaş üstü):
Başlangıç dozu günde 5 mg'dır. Bireysel hasta cevabına göre doz günde maksimum 10 mg'a yükseltilebilir (Bkz. Bölüm 5.2).
ESLONG un yaşlı hastalarda sosyal anksiyete bozukluğundaki etkililiği araştırılmamıştır.
CYP2C19 yönünden zayıf metabolize edici olan hastalar
:
CYP2C19 yönünden zayıf metabolize edici olan hastalarda tedavinin ilk iki haftalık bölümünde başlangıç dozu olarak 5 mg kullanılması önerilir. Bireysel hasta cevabına göre doz, günde 10mg'a yükseltilebilir (Bkz. Bölüm 5.2.).
Tedavi sonlandırıldığında görülen kesilme belirtileri
:
İlacın ani olarak kesilmesinden kaçınılmalıdır. Olası kesilme belirtilerini önlemek için; essitalopram tedavisine, en az bir veya iki haftalık süre İçerisinde doz yavaşça azaltılarak sonverilmelidir (Bkz. Bölüm 4.4. ve 4.8.). Dozun azaltılması ve tedavinin kesilmesini takiben
3
tolere edilemeyen semptomlar oluşursa, bu durumda, daha önce reçete edilen doza yeniden başlanması göz önünde bulundurulmalıdır. Sonrasında doktor dozu azaltmaya kademeli, ancakdaha yavaş olarak, devam edebilir.
4.3. Kontrendikasyonlar
Essitaloprama veya yardımcı maddelerinden herhangi birine (Bkz Bölüm 6.1) karşı aşın duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.
Non-selektif irreversibl monoamin oksidaz inhibitörleriyle (MAO-inhibitörleri) birlikte kullanılması ajitasyon, tremor, hipertermi vb. belirtilerin görüldüğü serotonin sendromu riskinedeniyle kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.5.).
Essitalopramm reversibl MAO-A inhibitörleriyle (örn. moklobemid) veya reversibl non-selektif M AO-inhibitörü linezolid ile birlikte kombine kullanılması serotonin sendromunaneden olma riski nedeniyle kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.5.).
Essitalopram QT uzaması olduğu bilinen hastalarda ya da konjenital uzun QT sendromu olan hastalarda kontrendikedir.
Essitalopramm QT aralığını uzattığı bilinen diğer tıbbi ürünlerle kullanımı kontrendikedir. Pimozid ile birlikte kullanımı kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Aşağıdaki özel uyarı ve önlemler Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörleri (SSRI) terapötik sınıfındaki tüm ilaçlan kapsar.
Gocuklar ve 18 yasın altındaki adolesanlarda kullanımı
ESLONG, çocuklar ve 18 yaşın altındaki adolesanlann tedavisinde kullanılmamalıdır. Klinik çalışmalarda antidepresanlar ile tedavi edilen çocuklarda ve adolesanlarda, plasebo ile tedaviedilenlerle karşılaştırıldığında intiharla ilişkili davranışlar (intihar girişimi ve intihardüşünceleri) ve düşmanlık (çoğunlukla saldırganlık, zıtlaşma davranışı ve sinirlilik) daha sıkgözlenmiştir. Klinik bir gereksinime dayanarak yine de tedavi etme karan alınırsa, hasta intiharsemptomlannın ortaya çıkmasına karşı dikkatle izlenmelidir. Ayrıca, çocuklar ve adolesanlariçin büyüme, olgunlaşma, kognitif ve davranışsal gelişim ile ilgili uzun dönemli güvenlilikverisi bulunmamaktadır.
Paradoksikal anksivete
Panik bozukluğu olan bazı hastalar antidepresan tedavisinin başında, artan anksiyete semptomları sergileyebilir. Bu paradoksikal reaksiyon, tedaviye başlanmasından itibaren ilk iki
4
hafta içinde çoğunlukla kaybolur. Olası anksiyojenik etkileri azaltmak İçin düşük başlangıç dozu önerilir (Bkz. Bölüm 4.2.).
Nöbetler
.
Eğer hasta ilk kez nöbet geçirirse veya daha önce epilepsi tanısı olan hastalarda nöbet sıklığında artış varsa, essitalopram kesilmelidir. Stabil olmayan epilepsili hastalara SSRI verilmemelidir.Epilepsisi kontrol altında olan hastalar ise yakından izlenmelidir.
Mani
Geçmişinde mani/hipomani olan hastalarda SSRI'lar dikkatle kullanılmalıdır. Hasta manik faza girerse SSRI kesilmelidir.
Diyabet
Diyabetli hastalarda SSRI tedavisi glisemik kontrolü değiştirebilir (hipoglisemi veya hiperglisemi). İnsülin ve/veya oral hipoglisemik ilacın dozunun yeniden ayarlanmasıgerekebilir.
İntihar/intihar düşüncesi veva klinik kötüleşme
Antidepresan ilaçların özellikle çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının
-intihur-düşünce-ya-da-davranışlarını_artlırma'"olasılığrbiJİünmâktâ3ifr"Bu nedenle_özelllkle'
tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun artırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibi beklenmedikdavranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedaviedicilerce yakinen izlenmesi gereklidir.
Depresyon; intihar düşüncesi, kendine zarar verme ve intihar (intiharla ilişkili olaylar) riskinde artış ile kendini gösterir. Bu risk anlamlı bir iyileşme oluşuncaya kadar devam eder. Tedavininilk birkaç haftası veya daha fazla sürede bir düzelme oluşmayabileceği için hastalar bir düzelmeoluşuncaya kadar yakından izlenmelidir. Genel klinik tecrübeye göre iyileşmenin erkenevrelerinde intihar riski artabilir.
Essİtalopramın reçetelendiği diğer psikiyatrik durumlarda da intiharla ilgili olay riski artmış olabilir. Ayrıca bu durumlarla birlikte majör depresif bozukluk da bulunabilir. Bundan dolayımajör depresif bozukluğu olan hastalar tedavi edilirken uygulanan önlemlerin aynısı diğerpsikiyatik bozukluğu olan hastalar tedavi edilirken de uygulanmalıdır.
Öyküsünde intiharla ilişkili olay bulunan hastalar veya tedavinin başlangıcından önce anlamlı derecede intihar düşüncesi sergileyen kişilerde, intihar düşüncesi veya intihar girişiminde
5
bulunma riskinin daha fazla olduğu bilinmektedir ve tedavi sırasında dikkatli bir izlem yapılmalıdır.
Akatiyi/nsikomotor huzursuzluk
SSRI/Serotonin Noradrenalin Geri Alım İnhibitörü (SNRI) kullanımı, akatizi (sübjektif olarak hoş olmayan veya sıkıntılı huzursuzluk ile karakterize ve çoğu kez oturamama veya hareketsizduramama) gelişimine neden olabilir. Bu durum çoğunlukla tedavinin ilk birkaç haftası içindeoluşmaktadır. Bu semptomların geliştiği hastalarda, dozun arttırılması zararlı olabilir.
Hİponatremi
Muhtemelen uygun olmayan antidiüretik hormon salgılanmasına bağlı hiponatremi, S SRİ kullanımıyla seyrek olarak bildirilmiştir. Bu durum genellikle tedavinin kesilmesinden sonrasona erer. Yaşlı hastalar, sirozu olanlar veya birlikte hiponatremi oluşturduğu bilinen ilaçlarkullanmakta olan hastalar gibi risk altında olanlarda SSRI'lar dikkatle kullanılmalıdır.
Kanama
SSRTlar ile tedavi sırasında ekimoz, purpura gibi yüzeysel kanama bozukluklan rapor edilmiştir. Özellikle oral antikoagülanlar ve trombosit fonksiyonunu etkilediği bilinen bazı
ilaçlarla (örneğin; atipik antipsikotikler ve fenotiyazinler, trisiklik antidepresanların çoğu,
asetilsalisilikasit ve non-steroid antienflamatuvar ilaçlar (NSAID), tiklopidin ve dipiridamol]birlikte SSRI kullananlarda ve kanama eğilimi olduğu bilinen hastalarda SSRI kullanımındadikkatli olunmalıdır.
Elektrokonvülzif tedavi (EKT)
SSRI'lar ile EKT'nin birlikte uygulanmasına ilişkin yayınlanmış klinik deney sınırlı olduğundan dikkatli olunması önerilir.
Serotonin sendromu
Sumatriptan veya diğer triptanlar, tramadol ve triptofan gibi serotoneıjik etkili ilaçlarla birlikte essitalopram kullanımında dikkatli olunmalıdır. SSRTlarla birlikte serotonerjik ilaç kullananhastalarda serotonin sendromu seyrek olarak rapor edilmiştir. Ajitasyon, tremor, miyokloni vehipertermi gibi semptomların birlikte oluşumu bu durumun gelişimine işaret edebilir. Böyledurumlarda, SSRI ve serotonerjik ilaç derhal kesilmeli ve semptomatik tedavi başlatılmalıdır.
St. John's Wort
İçerisinde St. John's Wort
(Hypericum perforatum
) bulunan bitkisel preparatlar ile SSRFlann birlikte kullanılması advers reaksiyonların oluşumunda artışa yol açabilir (Bkz. Bölüm 4.5.).
6
*
Tedavi sonlandınldığında görülen kesilme belirtileri
Tedavi kesildiğinde görülen belirtiler, özellikle tedavi aniden kesilmişse sıktır (Bkz. Bölüm 4.8.). Klinik çalışmalarda tedavinin kesilmesiyle görülen istenmeyen olaylaressitalopram ile tedavi edilen hastaların yaklaşık %25'inde ve plasebo alan hastaların yaklaşık% 15 ' inde görülmüştür.
Kesilme belirtilerinin riski, tedavi süresi ve dozu ile doz azaltma hızını içeren birkaç faktöre bağlı olabilir. Sersemlik hali, duyusal bozukluklar (parestezi ve elektrik şok hissi dahil), uykubozuklukları (insomnia ve yoğun rüyalar dahil), ajitasyon veya anksiyete, bulantı ve/veyakusma, tremor, konfuzyon, terleme, baş ağrısı, diyare, palpitasyon, duygusal instabilite,irritabilite ve görsel bozukluklar en yaygın bildirilen reaksiyonlardır. Bu belirtiler genelliklehafif ve orta şiddettedir fakat bazı hastalarda şiddetli şekilde olabilirler.
Çoğu zaman bunlar tedavinin kesilmesinden sonraki ilk birkaç gün içinde ortaya çıkarlar, fakat istemeden bir doz atlamış olan hastalarda bu tür semptomların görülmesine ilişkin çok az sayıdarapor bulunmaktadır.
Bu belirtiler genellikle kendini kısıtlayıcı özelliktedir ve çoğu zaman iki hafta içinde çözümlenmesine rağmen bazı bireylerde bu süre uzayabilir (2-3 ay veya daha fazla). Bundan
.dolayı,„tedavikesileceğLzaman.essitalopram.hastanmûhtiyaçlarına-göre-birkaÇ'hafta-veya''aylık-sürede yavaş yavaş azaltılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.2. “Tedavi sonlandınldığında görülen kesilme belirtileri”).
Koroner kalp hastalığı
Sınırlı klinik tecrübe nedeniyle, koroner kalp hastalığı olan hastalarda kullanımında dikkatli olunmalıdır (Bkz. Bölüm 5.3.).
OT aralığı uzaması
Essitalopramın doza bağlı olarak QT aralığında uzamaya neden olduğu bulunmuştur. Pazarlama sonrası dönemde ağırlıklı olarak kadın hastalarda, hipokalemisi olanlarda ya da önceden QTuzaması veya başka kardiyak hastalıklan olanlarda, QT aralığı uzaması ve Torsades de Pointesdahil olmak üzere ventriküler aritmi bildirimleri olmuştur (Bkz. Bölüm 4.3., 4.5., 4.8., 4.9. ve5.1.).
Torsade de Pointes geliştirme riski yüksek olan hastalarda, örneğin konjestif kalp yetmezliği olanlar, yeni geçirilmiş miyokard enfarktüsü olanlar, bradiaritmileri olanlar ya da eş zamanlıhastalık veya ilaç kullanımı nedeniyle hipokalemi ya da hipomagnezemiye yatkınlığı olanlardadikkatli olunması önerilmektedir.
7
Belirgin bradikardisi olan hastalarda veya yakın zamanda akut miyokart enfarktüsü geçirmiş veya kompanse olmayan kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunması önerilir.Hipokalemi veya hipomagnezemi gibi elektrolit bozuklukları malign aritmi riskini artırır.Essitalopram ile tedaviye başlamadan önce bunların düzeltilmesi gereklidir.
Stabil kardiyak hastalığı olan hastalar tedavi ediliyorsa, tedaviye başlamadan önce elektrokardiyografi (EKG) ile değerlendirilmesi düşünülmelidir.
Eğer essitalopram ile tedavi sırasında kardiyak aritmi oluşursa, tedavi sonlandınlmalıdır ve EKG uygulanmalıdır.
Yeni doğanda inatçı pulmoner hipertansiyon riski
Epidemiyolojik veriler, hamilelikte, özellikle de hamileliğin geç dönemlerinde SSRI kullanılmasının yeni doğanda inatçı pulmoner hipertansiyon riskini artırabileceğinidüşündürmektedir (Bkz. Bölüm 4.6.).
Dar Acılı Glokom
Essitalopramın da dahil olduğu SSRTlar göz bebeğinin boyutuna etki ederek midriyazise sebep olabilir. Bu midriyatik etki göz açısını daraltma potansiyeline sahip olup özellikle yatkınlığıolan hastalarda göz içi basıncının artmasına ve dar açılı glokoma sebep olur. Bu nedenleessitalopram dar açılı glokomu olan hastalarda ya da glokom geçmişi olanlarda dikkatlekullanılmalıdır.
Aspartam uvansı
:
ESLONG her bir dozunda aspartam (E 951) ihtiva eder. Fenilalanin için bir kaynak içermektedir. Fenilketonürisİ olan insanlar için zararlı olabilir.
Sodyum uvansı
:
ESLONG her bir dozunda 5,83 mmol sodyum ihtiva eder. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz Önünde bulundurulmalıdır.
Sorbitol uvansı
:
ESLONG her bir dozunda sorbitol (E 420) ihtiva eder. Nadir kalıtımsal fruktoz intolerans problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
8
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleriFarmakodinamik etkileşimleri:
Kontrendike kombinasyonlar
:
Irreversibl non-selektifMAOI'ler
Non-selektif irreversibl MAOI ile birlikte SSRI kullanan hastalarda ve SSRI tedavisine son verdikten hemen sonra MAOI tedavisine başlayan vakalarda ciddi reaksiyonlarla karşılaşıldığıbildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.3.). Bazı hastalarda serotonin sendromu gelişmiştir (Bkz. Bölüm4.8.). Essitalopramın non-selektif irreversibl MAOI'ler ile beraber kullanımı kontrendikedir.Essitalopram irreversibl MAOI tedavisi kesildikten 14 gün sonra kullanılmaya başlanabilir. Birnon-selektif irreversibl MAOI ile tedaviye başlanmadan en az 7 gün önce essitalopramtedavisine son verilmiş olmalıdır.
Reversibl, selekti/MAO-A inhibitörü (moklobemid)
Serotonin sendromu riskinden ötürü, essitalopramın moklobemid gibi bir MAO-A inhibitörü ile birlikte kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3.). Eğer bu kombinasyon gerekli ise,tedaviye önerilen en küçük dozla başlanması ve mutlaka klinik izlem yapılması önerilir.
Reversibl, non-selektif MAO inhibitörü (linezolid)
Bir antibiyotik olan linezolid reversibl bir non-selektif MAO-inhibitörüdür ve essitalopram ile tedavi edilen hastalara verilmemelidir. Eğer bu kombinasyon gerekli ise, yakın klinik takip ileminimum dozda verilmelidir (Bkz. Bölüm 4.3).
Irrevesibl, selekti/MAO-B inhibitörü (selejilin)
Serotonin sendromu gelişmesi riskinden ötürü, selejilin (irreversibl MAO-B inhibitörü) ile birlikte kullanımında dikkatli olunmalıdır. 10 mg/gün'e kadar olan selejilin dozu ile birlikterasemik sitalopram güvenle kullanılmıştır.
Essitalopramın pimozid ile birlikte kullanımı kontrendikedir.
OT aralım uzaması
Essitalopram ve QT aralığını uzatan diğer tıbbi ürünler arasında farmakokinetik ve farmakodinamik çalışmalar yapılmamıştır. Essitalopram ve bu ilaçların İlave etkileridışlanamamaktadır. Bu nedenle, essitalopramın Sınıf IA ve III antiaritmikler, antipsikotikler(ör: fentiyazin türevleri, pimozid, haloperidol), trisiklik antidepresanlar, bazı antimikrobiyalajanlar (ör: sparfloksasin, moksifloksasin, eritromisin IV, pentamidin, anti-sıtma ilaçlarıözellikle halofantrin), bazı antihistaminikler (astemizol, mizolastin) gibi QT aralığını uzatantıbbi ürünler ile eş zamanlı uygulanması kontrendikedir.
9
Kullanımı önlem gerektiren kombinasyonlar
:
Serotonerjik ilaçlar
Scrotonerjik ilaçlarla (örneğin tramadol, sumatriptan ve diğer triptanlar) birlikte kullanımı serotonin sendromuna yol açabilir.
Nöbet eşiğini düşüren ilaçlar
SSRI'lar nöbet eşiğini düşürebilir. Nöbet eşiğini düşürebilen diğer ilaçlarla [(antidepresanlar (trisiklikler, SSRI'lar), nöroleptikler (fenotiyazinler, tiyoksantenler, butırofenonlar), meflokin,
bupropiyon ve tramadol)] birlikte kullanırken dikkatli olunmalıdır.
Lityum, triptofan
SSRTlann lityum veya triptofan ile birlikte kullanıldığında, etkilerinin arttığı yönünde raporlar mevcuttur. Bu nedenle, SSRI'lann bu ilaçlarla birlikte kullanımında dikkatli olunmalıdır.
St. John 's Wort
SSRI'ların St. John's Wort
(Hypericum perforatum)
içeren bitkisel ürünlerle birlikte kullanımı advers reaksiyonların oluşumunda artışa yol açabilir (Bkz. Bölüm 4.4.).
KanamaEssitalopram-ile-oral^antikoagülanlar-birlikte-verildiğinde_antiköagülarv-etKiacTlIeğrşiklTk'antiköagülarv-etKiacTlIeğrşiklTk'
görülebilir. Oral antikoagülan tedavisi alan hastalarda essitalopram tedavisi başlandığında veya kesildiğinde dikkatle koagülasyon izlemi yapılması gerekir (Bkz. Bölüm 4.4.).Non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlarla (NSAID) birlikte kullanılması kanama eğiliminiartırabilir (Bkz. Bölüm 4.4.).
Alkol
Essitalopram ile alkol arasında farmako dinamik veya farmakokinetik etkileşme beklenmemektedir. Ancak diğer psikotropik ilaçlarla olduğu gibi, alkol ile birlikte kullanımıönerilmez.
Hipokalemi/hipomagnezemiye sebep olan tıbbi ürünler
Malign aritmi riskini arttırdığından dolayı hipokalemi/hipomagnezemiye sebep olan tıbbi ürünlerle birlikte kullanılırken dikkatli olunmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
Farmakokinetik etkileşimleri:
Diğer ilaçların essitalopram farmakokİnetiği üzerindeki etkisi
Essitalopram metabolizması genellikle CYP2C19 aracılığı ile gerçekleşir. CYP3A4 ve CYP2D6 da bir dereceye kadar metabolizmaya katkıda bulunur. Esas metabolit olan
10
demetillenmiş essitalopramın metabolize olmasının ise kısmen CYP2D6 tarafından katalize edildiği düşünülmektedir.
Essitalopramın 30 mg günde tek doz omeprazol ile (bir CYP2C19 inhibitörü) beraber kullanımı, essitalopramın plazma konsantrasyonlarında orta derecede (yaklaşık %50) artışa nedenolmuştur.
Essitalopramın 400 mg günde çift doz simetidin ile (orta derecede potent genel enzim inhibitörü) beraber kullanımı, essitalopramın plazma konsantrasyonlarında orta derecede(yaklaşık %70) artışa neden olmuştur. Essitalopram, simetidin ile birlikte uygulandığındadikkatli olunması tavsiye edilir. Doz ayarlaması gerekebilir.
Bu sebeple, CYP2C19 inhibitörleriyle (omeprazol, esomeprazol, fluvoksamin, lansoprazol, tiklopidin) veya simetidin ile beraber kullanıldığında dikkatli olunmalıdır. Beraber kullanımsırasında istenmeyen etkilerin izlenmesine bağlı olarak essitalopram dozunda azaltma yapmakgerekebilir.
Essitalopramın diğer ilaçların farmakokinetiği üzerine etkisi
Essitalopram CYP2D6 enziminin bir inhibitörüdür. Başlıca bu enzim tarafından metabolize edilen ve dar terapötik indekse sahip diğer ilaçlarla (flekainid, propafenon ve kardiyak-yetmezlikte-küllaml'dlğinaa metoprolöl) veya başlıca CYP2t)6 tarafından metabolize edilenmerkezi sinir sistemine etkin ilaçlarla (desipramin, klomipramin ve nortriptilin gibiantidepresanlar veya risperidon, tiyoridazin ve haloperidol gibi antipsikotikler) birliktekullanılırken dikkatli olunmalıdır. Doz ayarlaması gerekebilir.
Desipramin veya metoprolol ile birlikte kullanımı, bu iki CYP2D6 sübstratının plazma düzeyini iki katma çıkarmıştır.
Yapılan
in vitro
çalışmalar, essitalopramın CYP2C19'un zayıf inhibisyonuna neden olduğunu da göstermiştir. CYP2C19 ile metabolize edilen ilaçlarla birlikte kullanılırken dikkatliolunmalıdır.
4.6. Gebelik ve IaktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi 'C'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Essitalopramın gebelik dönemindeki kullanımına ilişkin sınırlı klinik veri mevcuttur.
11
Gebelik dönemi
ESLONG kesinlikle gerekli değilse ve risk/yarar oram dikkatle değerlendirilmeden hamilelerde kullanılmamalıdır.
Gebeliğin ileri evrelerine kadar (özellikle son trimester içinde) ESLONG kullanımı devam ederse, yeni doğan gözlemlenmelidir. Gebelik süresince ilacın aniden kesilmesi önlenmelidir.Gebeliğin ileri evrelerinde SSRI/SNRI kullanımı sonrası yeni doğanlarda şu belirtilergörülebilir: Solunum güçlüğü, siyanoz, apne, nöbet, vücut sıcaklığında dengesizlik, beslenmegüçlüğü, kusma, hipoglisemi, hipertoni, hipotoni, hiperrefleksi, tremor, huzursuzluk,irritabilite, letarji, sürekli ağlama, uyuklama hali ve uyuma zorluğu. Bu belirtiler, serotonerjiketkilerden veya kesilme durumlarından kaynaklanıyor olabilir. Örneklerin çoğundakomplikasyonlar doğumdan hemen sonra veya kısa bir süre içinde (<24 saat) başlamaktadır.Epidemiyolojik veriler, hamilelikte, özellikle de hamileliğin geç dönemlerinde S SRİkullanılmasının yeni doğanda inatçı pulmoner hipertansiyon riskini artırabileceğinidüşündürmektedir. Gözlenen risk yaklaşık olarak 1000 hamilelikte 5 vaka şeklindebulunmuştur. Genel popülasyonda bu değer, her 1000 hamilelik başına 1—2 vakadır.
Laktasyon dönemi
'EssitaİDpramın'Tanne''sütüne'geçmesrbekIünir.........................1 ........... ................................. .....-
Tedavi sırasında emzirme önerilmez.
Üreme yeteneği / Fertilite
Yapılan hayvan çalışmaları üreme toksisitesi göstermiştir (Bkz. Bölüm 5.3).
Hayvan verileri sitalopramm sperm kalitesini etkilediğini göstermiştir (Bkz. Bölüm 5.3). SSRITar ile olan İnsan vaka raporları sperm kalitesindeki etkilerin geri dönüşümlü olduğunugöstermiştir. İnsan fertilitesi üzerindeki etkisine ait veri yoktur.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Essitalopram entelektüel işlev ve psikomotor performansı etkilemez. Ancak, psikoaktif ilaç kullanan hastaların muhakeme yeteneklerinde veya becerilerinde bozulma beklenebilir. Busebeple, hastalar bu ilacın araba ve makine kullanma yeteneklerine olası etkileri konusundauyarılmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Advers etkiler en sık tedavinin ilk veya ikinci haftası süresince ortaya çıkar ve genellikle tedavinin devam eden dönemlerinde şiddet ve sıklık açısından azalma gösterir.
12
SSRI'ların bilinen istenmeyen yan etkileri ve ayrıca plasebo kontrollü klinik çalışmalarda essitalopram için bildirilen veya spontan olarak bildirilen pazarlama sonrası olaylar aşağıdasistem-organ sınıfı ve sıklığına göre listelenmiştir:
Sıklıklar klinik çalışmalardan alınmaktadır; plaseboya göre düzeltilmemiştir. Sıklıklar şu şekilde tanımlanmaktadır; çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100, <1/10); yaygın olmayan(>1/1.000, <1/100); seyrek (>1/10.000, <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000) veya bilinmiyor(eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Trombositopeni.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Anafilaktik reaksiyon.
Endokrin hastalıkları
Bilinmiyor: Uygun olmayan ADH (antidiüretik hormon) salgısı.
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın: İştah azalması, iştah artışı, kilo alma.
-Yaygın olmayan^Kilo-azalmasir-—-................................... -¦......................———.............
Bilinmiyor: Hiponatremi, anoreksi1.
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın: Anksiyete, huzursuzluk, anormal rüyalar; libidoda azalma; Kadınlarda: anorgazmi. Yaygın olmayan: Bruksizm, ajitasyon, sinirlilik, panik atak, konfüzyonel durum.
Seyrek: Agresyon, depersonalizasyon, halüsinasyon.
Bilinmiyor: Mani, intihar düşüncesi, intihar davranışı2.
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Baş ağnsı
Yaygın: Uykusuzluk, uykululuk hali, sersemlik hali, parestezi, tremor.
Yaygın olmayan: Tat alma bozuklukları, uyku bozukluğu, senkop.
Seyrek: Serotonin sendromu.
Bilinmiyor: Diskinezi, hareket bozuklukları, konvülsiyon, psikomotor huzursuzluk/akatizi
Göz hastalıkları
Yaygın olmayan: Midriyazis, görme bozukluğu.
13
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın olmayan: Çınlama.
Kardiyak hastalıklar
Yaygın olmayan: Taşikardi.
Seyrek: Bradikardi.
Bilinmiyor: Elektrokardiyogramda QT uzaması, Torsades de Pointes dahil ventriküler aritmi.
Vasküler hastalıklar
Bilinmiyor: Ortostatik hipotansiyon.
Solunum, göğüs bozuklukları ve medıastinal hastalıklar
Yaygın: Sinüzit, esneme.
Yaygm olmayan: Burun kanaması.
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygm: Bulantı.
Yaygm: Diyare, konstipasyon, kusma, ağız kuruluğu.
Yaygm olmayan: Gastrointestinal kanamalar (rektal kanama dahil).
Hepato-bilicr hastalıklar.......... ............................................... ' " ~!
Bilinmiyor: Hepatit, karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Terleme artışı.
Yaygm olmayan: Ürtiker, alopesi, döküntü, kaşıntı.
Bilinmiyor: Ekimoz, anjiyoödem.
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygm: Artralji, miyalji.
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Bilinmiyor: İdrar retansiyonu.
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın: Erkekte: ejakülasyon bozukluğu, impotans.
Yaygın olmayan: Kadında: metroraji, menoraji.
Bilinmiyor: Galaktore, Erkekte: priapizm.
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Halsizlik, ateş.
14
Yaygın olmayan: Ödem.
1 Bu istenmeyen etkiler SSRI'lar için bildirilmiştir.
2 Essitalopram ile tedavi sırasında veya tedavinin kesilmesinden hemen sonra, intihar düşüncesive intihar davranışı sergileyen vakalar bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.4.).
OT aralığı uzaması
:
Pazarlama sonrası dönemde, ağırlıklı olarak kadın hastalarda, hipokalemisi olanlarda ya da önceden QT uzaması veya başka kardiyak hastalıkları olanlarda, QT aralığı uzaması veTorsades de Pointes dahil olmak üzere ventriküler aritmi bildirimleri olmuştur (Bkz. Bölüm4.3., 4.4., 4.5., 4.9. ve 5.1.).
Yasa bağlı yan etkiler:
Daha çok 50 yaş ve üstü hastalarda yürütülen epİdemiyolojik çalışmalar, SSRI ve TCA ilaçları kullanan hastalarda kemik kırıkları açısından artmış risk göstermektedir. Bu riske yol açanmekanizma bilinmemektedir.
Tedavi kesildiğinde görülen kesilme belirtileri
:
SSRI/SNRI' ların özellikle aniden kesilmesi genellikle kesilme belirtilerine neden olur.
-Sersemlik^halirduyusal”bozukluklar"(parestezi^ve''elektrik-şokrhissi-dahil)7TiykirböznKIültlârr
(insomnia ve yoğun rüyalar dahil), ajİtasyon veya anksiyete, bulantı ve/veya kusma, tremor, konfüzyon, terleme, baş ağrısı, diyare, palpitasyon, duygusal dengesizlik, irritabilite ve görmebozuklukları en yaygın bildirilen reaksiyonlardır. Bu olaylar genellikle hafif ve orta şiddette vekendini kısıtlayıcı özelliktedir ancak bazı hastalarda şiddetli olabilir ve/veya daha uzunsürebilirler. Bundan dolayı essitalopram tedavisi daha fazla gerekli görülmediğinde tedavininkesilmesi doz azaltılarak yavaş yavaş yapılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.2. ve Bölüm 4.4.).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta:[email protected]; Tel: O 800 314 00 08; Faks: 0 312 218 35 99).
15
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Toksisite
Essitalopram doz aşımı konusunda klinik veri sınırlıdır ve birçok vaka birlikte kullanılan diğer ilaçların doz aşımlarım içermektedir. Vakaların çoğunluğunda hafif semptomlar bildirilmiştirveya hiç semptom bildirilmemiştir. Tek başına essitalopramla doz aşımında nadiren ölümvakaları rapor edilmiştir. Ölüm vakalarının çoğunluğu beraber kullanıldığı ilaçlar ile dozaşımını içermektedir. Tek başına 400 ve 800 mg arasındaki essitalopram dozları şiddetliherhangi bir semptom olmadan alınmıştır.
Semptomlar
Bildirilen essitalopram doz aşımında görülen semptomlar çoğunlukla merkezi sinir sistemi (sersemlik hali, tremor ve ajitasyondan nadiren görülen serotonİn sendromu vakaları,konvülsiyon ve komaya kadar gidebilen), gastrointestinal sistem (bulantı/kusma),kardiyovasküler sistem (hipotansiyon, taşikardi, QT aralığı uzaması ve aritmi) ve elektrolit/sıvıdengesi (hipokalemi, hiponatremi) ile ilişkilidir.
Tedavi
Spesifik bir antidotu mevcut değildir. Havayolu açık tutulmalı ve hastanın uygun düzeyde oksijen alarak solunum işlevlerini yerine getirmesi sağlanmalıdır. Gastrik lavaj ve aktif kömüruygulaması düşünülmelidir. Oral alınlından sonra olası en kısa zaman içerisinde gastrik lavajuygulanmalıdır. Genel semptomatik destek tedavisinin uygulandığı süre boyunca kardiyak veyaşamsal belirtiler İzlenmelidir.
Konjestİf kalp yetmezliği/bradiaritmileri olan hastalarda, QT aralığını uzatan ilaçları eş zamanlı kullanan veya metabolizması etkilenmiş (ör: karaciğer bozukluğu olan) hastalarda aşın dozdurumunda EKG izlenmesi tavsiye edilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: antidepresanlar, selektif serotonin geri alım inhibitörleri.
ATC kodu: N06AB10
Etki mekanizması
Essitalopram, primer bağlanma yerine yüksek afinitesİ olan, serotonin (5-HT) geri aliminin selektif bir inhibitörüdür. Ayrıca, 1000 kat daha az aflnite İle serotonin taşıyıcısı üzerindekiallosterik bölgeye de bağlanır.
16
Essİtalopramın; aralarında 5-HTia, 5-HT2, dopamin (DA) Dı ve D2 reseptörleri ile aı-, a2-, P- adenoreseptörleri, histamin Hı, muskarinik (kolinerjik), benzodiazepin ve opioidreseptörlerin de bulunduğu bir grup reseptöre afinitesi azdır veya hiç yoktur.
Farmakodinamik etkiler:
Sağlıklı gönüllülerde yürütülen bir çift-kör, plasebo kontrollü EKG çalışmasında QTc'de (Fridericia-correction)'de başlangıç değerine göre oluşan değişiklik, 10 mg/gün dozda 4.3 ms(%90 CI: 2.2,6.4) ve 30 mg/gün supraterapötik dozda 10.7 ms (%90 CI: 8.6, 12.8) şeklindedir(Bkz. Bölüm 4.3., 4.4., 4.5., 4.8. ve 4.9.).
Klinik etkililikMajör DepresifEpizod
Essİtalopram, dört çift kör plasebo kontrollü kısa dönem (8 hafta) çalışmanın üçünde majör depresif durumların akut tedavisinde etkili bulunmuştur.
Uzun dönem relaps önleme çalışmasında günde 10 mg veya 20 mg essitalopram ile başlangıç 8 haftalık açık etiketli tedavi fazında olan 274 hasta, 36 haftaya kadar aynı dozda essitalopramveya plasebo İle devam etmek üzere randomize edilmiştir. Bu çalışmada essitalopram alanhastalar sonraki 36 haftada plasebo alanlarla karşılaştırıldığında relapsa kadar belirgin olarak
Sosyal Anksiyete Bozukluğu
Essitalopram, sosyal anksiyete bozukluğunda hem üç kısa dönemli (12 hafta) çalışmada, hem de tedaviye cevap verenlerde yapılan 6 aylık relaps önleme çalışmasında etkili bulunmuştur. 24haftalık doz ayarlama çalışmasında, 5,10 ve 20 mg essitalopramın etkililiği gösterilmiştir.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Günde 10 mg ve 20 mg essitalopram dozları dört plasebo kontrollü çalışmanın dördünde de etkili bulunmuştur.
Benzer dizaynda yapılmış üç çalışmadan elde edilen veri havuzunda; essitalopram verilen 421 hasta ve plasebo verilen 419 hastada tedaviye cevap verenlerin oranı sırasıyla, %47.5 ve%28.9 ve remisyona girenlerin oranı %37.1 ve %20.8'dir. Essİtalopramla sürekli etki1. haftadan itibaren görülmüştür.
Günde 20 mg essitalopramın etkililiğinin devamı, 24-76 haftalık, randomize, idame-etkililik çalışmasında, ilk 12 haftalık açık etiket tedaviye cevap veren 373 hastada gösterilmiştir.
17
Obsesif-KompülsifBozukluk
Randomize, çift kör bir klinik çalışmada 20 mg/gün essitalopram 12 hafta sonunda Yale Brown Obsesif-Kompülsif Bozukluk Ölçeği (Y-BOCS) toplam skoru ile plasebodan ayrılmıştır. 24hafta sonunda, 10 ve 20 mg/gün essitalopram plasebo ile karşılaştırıldığında daha üstündür.
16 haftalık açık-etiketli bir çalışmada essitaloprama yanıt veren ve 24 haftalık randomize, çift kör, plasebo kontrollü bir çalışmaya dahil edilen hastalarda, 10 ve 20 mg/gün essitalopramlarelapsın önlendiği gösterilmiştir.
5.2. Farmakokinetik ÖzelliklerGenel özellikler
Emilim
: ,
Emilim tama yakın olup, besin alımından bağımsızdır. Çoklu doz sonrası maksimum plazma konsantrasyonuna ulaşma süresi ortalama (ortalama Tmaks) 4 saattir.
Rasemik sitalopramda olduğu gibi essitalopramm da mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %80'dir.
Dağılım
:
Oral alım sonrası sanal dağılım hacmi (Vdlp/F) yaklaşık 12-26 L/kg'dır. Essitalopramm ve ana
metabolitlerinin proteine bağlanma oram %80'i_
_
Biyotransformasvon
:
Essitalopram karaciğerde, demetillenmiş ve didemetillenmiş metabolitlerine metabolize olur. Her iki metabolit de farmakolojik olarak aktiftir. Alternatif olarak, azot oksitlenerek N-oksitmetaboliti oluşabilir. Ana ilaç ve metabolitleri kısmen glukuronatlar olarak atılır. Çoklu dozsonrası, demetil ve didemetil metabolitlerin ortalama konsantrasyonları essitalopramkonsantrasyonunun sırasıyla %28-31 ve <%5'idir. Essitalopramm demetillenmiş metabolitebiyotransformasyonu öncelikle CYP2C19 tarafından yapılır. CYP3A4 ve CYP2D6enzimlerinin de bir miktar katkısı mümkündür.
Eliminasvon
:
Çoklu doz sonrası eliminasyon yanlanma ömrü (tmp) yaklaşık 30 saattir ve oral plazma klerensi (Clorai) yaklaşık 0.6 L/dakikadır. Majör metabolitler belirgin olarak daha uzun yarılanmaömrüne sahiptir. Essitalopram ve majör metabolitlerin karaciğer (metabolik) ve böbrekyollanyla elimine edildiği düşünülür, dozun büyük kısmı idrarda metabolitler şeklinde atılır.
18
Doğrusallık
Doğrusal farmakokinetik gösterir. Kararlı durum plazma seviyelerine yaklaşık 1 haftada erişilir. 50 nmol/litrelik ortalama kararlı durum konsantrasyonlarına (20-125 nmol/L)10 mg'lık günlük dozla ulaşılır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaşlı hastalar (65 yas üstü)
:
Essitalopram yaşlı hastalarda genç hastalara göre daha yavaş elimine edilir. Sistemik maruz kalma oram (EAA), genç sağlıklı gönüllülere göre yaşlılarda yaklaşık %50 daha yüksektir (Bkz.Bölüm 4.2.).
Azalmış karaciğer işlevi
:
Hafif ve orta derecede karaciğer bozukluğu olan hastalarda (Child-Pugh kriterleri A ve B), essitalopram yanlanma ömrü yaklaşık iki kat daha uzundur ve normal karaciğer işlevi olanhastalara göre maruz kalma oranı yaklaşık %60 daha yüksektir (Bkz. Bölüm 4.2.).
Azalmış böbrek işlevi
:
Rasemik sitalopramla, böbrek fonksiyonlan azalmış hastalarda (CLcr 10-53 ml/dakika) daha uzun yarılanma ömrü ve maruz kalma oranında hafif artış gözlenmiştir. Metabolitlerin plazmakonsantrasyonlan incelenmemiştir ancak artış gösterebilir (Bkz. Bölüm 4.2.).
Polimorfizm
:
CYP2C19 yönünden zayıf metabolize edici kişilerin, hızlı metabolize edicileriyle karşılaştınldığında, İki kat daha yüksek essitalopram plazma konsantrasyonuna sahip olduğugözlenmiştir. CYP2D6'nm zayıf metabolize edicilerinin, essitalopram maruziyetinde belirginbir değişikliğe neden olduğu görülmemiştir (Bkz. Bölüm 4.2.).
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Essitalopram ve sitalopram ile sıçanlarda yürütülen birbirine bağlı toksikokinetik ve toksikolojik çalışmalar benzer bir profil gösterdiğinden, essitalopram ile konvansiyonel tam birdizi preklinik çalışma yapılmamıştır. Bu nedenle, tüm sitalopram bilgileri essitalopramayansıtılabilir.
Sıçanlardaki karşılaştırmalı toksikolojik çalışmalarda, genel toksisiteye yol açan dozlar kullanılırken, tedaviden birkaç hafta sonra, essitalopram ve sitalopram konjestif kalpyetmezliğinin de dahil olduğu kardiyak toksisiteye neden olmuştur. Kardiyotoksisiteninsistemik maruziyetten (EAA) çok, plazma doruk konsantrasyonları ile ilişkili olduğu
19
görülmüştür. Essitalopram için E AA değeri terapötik dozlarından sadece
3-A
kat fazla iken, etkinin gözlenmediği seviyedeki pik plazma konsantrasyonları, terapötik dozlarından (8 kat)daha fazladır. S-enantiyomeri için sitalopram EAA değerleri, terapötik dozlarından 6-7 katdaha fazladır. Bu bulgular muhtemelen biyolojik aminler üzerindeki arttırılmış etki ileilişkilidir. Yani birincil farmakolojik etkilere ikincil olarak, hemodinamik etkiler (koronerakımında azalma) ve iskemiye sebep olmaktadır. Ancak, sıçanlardaki kardiyotoksik mekanizmaiyi bilinmemektedir. Sitalopramdan elde edilen klinik deneyim ve essitalopram ile ilgili klinikaraştırma deneyimi ile bu bulguların klinik karşılığı bulunmamaktadır.
Essitalopram ve sitalopram ile sıçanlarda uzun dönem tedaviden sonra artan fosfolipit içeriği akciğer, epididimis ve karaciğer gibi bazı dokularda gözlenmiştir. Epididimis ve karaciğerdebulunanlar insandakine benzer görülmüştür. Tedavinin kesilmesinden sonra etki geridönüşlüdür. Hayvanlarda fosfolipit birikmesinin (fosfolipidozis), birçok katyonik amfıfilik ilaçile ilgili olduğu gözlenmiştir. Bu olayın insanlar açısından taşıdığı önem bilinmemektedir.Sıçanlar üzerinde yapılan gelişimsel toksisite çalışmaları sırasında terapötik dozların üzerineçıkıldığında (EAA dikkate alındığında) embriyotoksik etkiler (düşük fetüs ağırlığı ve geriyedönüşebilir ossifikasyon gecikmesi) gözlenmiştir. Malformasyon sıklığında artışdozların üzerine çıkıldığında (EAA dikkate alındığında) yaşam süresinde azalma göstermiştir.Hayvan verileri sitalopramm fertilite indeksinde ve gebelik indeksinde düşüşe, insanın maruzkaldığı dozların üzerindeki dozlarda anormal sperm ve implantasyon sayısında azalmaya nedenolduğunu göstermiştir. Essitalopram için bu durumla ilgili hayvan verisi mevcut değildir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Sitrik asit anhidrus Sodyum bikarbonatMaltodekstrinSorbitol (E420)
Aspartam (E951)
Polietilen glikol Limon aromasıBeta Karoten %1 CWS
20
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değil.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında ve kuru yerde saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
30 ve 90 efervesan tablet, Al/Al blister ambalajlarda, karton kutuda ve kullanma talimatı ile beraber ambalaj lamr.
6.6. Beşeri tıbbi ürünlerden arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
NeüfecİlSç"Sûnrric71YŞ. ...................... ........:............. : !............ “ ' ......
Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü
Teknoloji Geliştirme Bölgesi Dİ Blok Kat:3
Esenler / İSTANBUL
Telefon: 0 850 201 23 23
Faks: 0 212 482 24 78
e-mail: [email protected]
8. RUHSAT NUMARASI(LARI)
226/82
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 11.11.2010 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
21