KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin maddeler:
Kandesartan sileksetil 16 mg
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat 78.58 mg
Yardımcı maddeler için 6. 1' e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Tablet.
Pembe renkli, yuvarlak, bikonveks, bir yüzü çentikli tabletler
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Primer hipertansiyon. (bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1)
Anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri tolere edilmediğinde kalp yetmezliği ve sol ventrikül sistolik fonksiyonu bozukluğu (sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu < %40)bulunan erişkin hastaların tedavisi ya da mineralokortikoid reseptör antagonistleri tolereedilmediğinde optimal tedaviye rağmen semptomatik kalp yetmezliği olan hastalara ADE-inhibitörlerine ek tedavi olarak (bkz. Bölüm 4.2, 4.4, 4.5 ve 5.1)
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi:Hipertansiyon:
TENSART' ın önerilen başlangıç dozu ve normal idame dozu günde bir defada 8 mg'dır. Antihipertansif etkinin büyük bir kısmı, tedavinin başlamasından sonraki 4 hafta içinde eldeedilir.
Kan basıncı yeterli derecede kontrol altına alınamayan bazı hastalarda doz günde 1 defa 16 mg'a ve maksimum günde bir defa 32 mg' a yükseltilebilir. Tedavi, istenen kan basıncıyanıtına göre ayarlanmalıdır. TENSART diğer antihipertansif ajanlar ile deuygulanabilir(bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1). Hidroklorotiyazidin ilavesi TENSART' ınçeşitli dozları ile ilave bir antihipertansif etki göstermektedir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek yetmezliği:
Hemodiyaliz hastalan da dâhil böbrek yetmezliği olan hastalarda önerilen başlangıç dozu
1/15
günde bir defada 4 mg' dır. Doz hastanın yanıtına göre ayarlanmalıdır. Çok ağır ya da son evrede böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi <15 mL/dakika) kandesartansileksetil kullanımı ile ilgili klinik deneyimler sınırlıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
Karaciğer yetmezliği:
Hafif - orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda önerilen başlangıç dozu günde bir defada 4 mg' dır. Doz hastanın yanıtına göre ayarlanabilir. TENSART ağır karaciğeryetmezliği ve/veya kolestazı olan hastalarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 5.2).
Geriyatrik nonülasyon:
Yaşlılarda, başlangıç dozunun ayarlanması gerekmez.
Pediyatrik nonülasyon:
TENSART' ın çocuklar ve adolesanlar (18 yaş altı) üzerindeki güvenliliği ve etkililiği belirlenmemiştir.
İntravasküler sıvı kaybı olan hastalarda kullanımı:
İntravasküler sıvı kaybı olasılığı olan hastalar gibi hipotansiyon riski taşıyan hastalarda başlangıç dozu olarak 4 mg önerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4).
Siyah ırktan hastalarda kullanım:
Siyah ırktan hastalarda kandesartanın antihipertansif etkisi, siyah ırktan olmayan hastalara göre daha azdır. Sonuç olarak siyah ırktan hastalarda siyah ırktan olmayan hastalara göredaha sık TENSART titrasyonu ve kombine tedavi gerekli olabilir (Bkz. Bölüm 5.1).
Kalp yetmezliği
TENSART' ın önerilen başlangıç dozu günde bir defada 4 mg' dır. Hedeflenen 32 mg' lık günlük doza ya da tolere edilebilen en yüksek doza ulaşılması, en az 2 haftalık aralıklarladozun iki katına çıkarılması ile gerçekleştirilir (Bkz. Bölüm 4.4). Kalp yetmezliği olanhastaların değerlendirilmesi, serum kreatinin ve potasyum seviyelerinin izlenmesi şeklinderenal fonksiyonların değerlendirilmesini de içermelidir. TENSART, ADE inhibitörleri, beta-blokörler, diüretikler ve dijitaller ya da bu ilaçların bir kombinasyonunu içeren diğer kalpyetmezliği tedavileriyle birlikte verilebilir. TENSART, mineralokortikoid reseptörantagonistleri tolere edilmediğinde optimal standart kalp yetmezliği tedavisine rağmensemptomatik kalp yetmezliği olan hastalarda ADE inhibitörlerine ek tedavi olarak verilebilir.Bir ADE inhibitörü, bir potasyum tutucu diüretik ve TENSART kombinasyonu önerilmez, bukombinasyon sadece potansiyel yarar ve riskler dikkatlice değerlendirildikten sonradüşünülmelidir (bkz.Bölüm 4.4,4.8 ve 5.1)
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Yaşlı hastalarda veya intravasküler sıvı kaybı, böbrek yetmezliği ya da hafif-orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda başlangıç dozunun ayarlanması gerekmez.
Pediyatrik popülasyon:
TENSART' ın 18 yaşına kadar olan çocukların hipertansiyon ve kalp yetmezliği tedavisinde etkililiği ve güvenliliği belirlenmemiştir. Herhangi bir veri mevcut değildir.
Uygulama şekli:
TENSART günde tek doz olarak uygulanmalıdır. Aç ya da tok karna alınabilir. Kandesartanın biyoyararlanımı yiyeceklerden etkilenmemektedir.
2/15
4.3. Kontrendikasyonlar
• TENSART' ın içerdiği maddelerden herhangi birisine karşı aşın duyarlılığı olanlarda.
• Gebelik ve emzirme döneminde (Bkz. Bölüm 4.6).
• Ağır karaciğer yetmezliği ve / veya kolestazda,
• TENSART ile aliskiren içeren ilaçların birlikte kullanımı, diyabetes mellitus veya böbrekyetmezliği (GFR< 60 ml/dak/1.73m2) olan hastalarda kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.5. ve5.1).
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) ikili blokajı:
ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması durumunda hipotansiyon, senkop, hiperkalemi riskinin arttığı ve böbrek fonksiyonununazaldığına (akut böbrek yetmezliği dahil) dair kanıtlar bulunmaktadır. RAAS'ın dualblokajına yol açtığından, ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya daaliskirenin birlikte kullanılması önerilmez (bkz. Bölüm 4.5 ve 5.1).
Eğer ikili blokaj tedavisi mutlaka gerekli görülürse sadece uzman gözlemi altında yapılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler ve kan basıncı yakından sık sık takip edilmelidir.Diyabetik nefropatisi bulunan hastalarda ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptörblokörleri eşzamanlı olarak kullanılmamalıdır.
Böbrek Yetmezliği:
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini inhibe eden diğer ilaçlarla olduğu gibi, TENSART ile tedavi edilen duyarlılığı yüksek hastalarda renal fonksiyon değişiklikleri beklenebilir.
TENSART, böbrek yetmezliği olan hipertansif hastalarda kullanıldığında, serum potasyum ve kreatinin düzeyleri, düzenli olarak ölçülmelidir. Çok ağır ya da son evrede böbrek yetmezliğiolan hastalarda (kreatinin kIerensi<15mL/dak.) kullanımına ilişkin deneyim sınırlıdır. Buhastalarda, kan basıncı yakından izlenerek TENSART dozu dikkatle titre edilmelidir.
Özellikle 75 yaşın üzerindeki ve böbrek yetmezliği olan hastalarda, kalp yetmezliğinin değerlendirilebilmesi için, böbrek fonksiyonları düzenli olarak incelenmelidir. TENSARTdozu titre edilirken serum kreatinin ve potasyum düzeylerinin izlenmesi önerilmektedir. Kalpyetmezliğindeki klinik çalışmalar serum kreatinin düzeyi >265 gmol/L (>3 mg/dL) olanhastaları kapsamamaktadır.
Kalp yetmezliğinde ADE inhibitörleri ile birlikte kullanım:
TENSART, bir ADE inhibitörüyle kombine olarak kullanılması durumunda özellikle hipotansiyon, hiperkalemi ve böbrek fonksiyonunda azalma (akut böbrek yetmezliği dahil)olmak üzere advers reaksiyon riski artabilir. Bir ADE-inhibitörü, bir mineralokortikoidreseptör antagonisti ve kandesartandan oluşan üçlü kombinasyon önerilmez. Bukombinasyonlar uzman gözlemi altında kullanılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler vekan basıncı yakından sık sık takip edilmelidir.
Diyabetik nefropati bulunan hastalarda ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokörleri birlikte kullanılmamalıdır.
Hemodiyaliz:
Diyaliz sırasında, plazma hacminin düşmesi ve renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin aktive edilmesi sonucu kan basıncı, ATı-reseptör blokajına karşı özellikle hassas olabilir. Bunedenle, hemodiyaliz hastalarında kan basıncı yakından izlenerek TENSART dozu dikkatle
3/15
titre edilmelidir.
Renal arter stenozu:
Anjiyotensin reseptör blokörleri, renin-anjiyotensin- aldosteron sistemine etki eden diğer ilaçlar, bilateral veya tek taraflı renal arter stenozu olan hastalarda, kan üre miktarını veserum kreatinin düzeyini artırabilir. Aynı etki, anjiyotensin II reseptör antagonistleri (AIIRA)ile de görülebilir.
Böbrek transplantasyonu:
Böbrek transplantasyonu uygulanan hastalara TENSART kullanımıyla ilgili klinik kanıtlar kısıtlıdır.
Hipotansiyon:
Kalp yetmezliği hastaları TENSART ile tedavi edilirken hipotansiyon gelişebilir. Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemine etki eden diğer ilaçlarda olduğu gibi, yüksek doz diüretik kullanan intravasküler sıvı kaybı olan hipertansif hastalarda da hipotansiyon görülebilir.Tedaviye başlarken dikkatli olunmalı ve hipovolemi düzeltilmelidir.
Anestezi ve cerrahi:
Renin-anjiyotensin sisteminin bloke olmasından ötürü anjiyotensin II antagonistleri ile tedavi edilen hastalara uygulanan cerrahi müdahale ve anestezi sırasında hipotansiyon ortayaçıkabilir. Çok nadir olarak hipotansiyon, intravenöz sıvı ve/veya vazopresör ilaçlarınkullanılmasını gerektirecek kadar ağır olabilir.
Aort ve mitral kapak stenozu veya obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopati:
Diğer vazodilatörlerle olduğu gibi, hemodinamik aort ya da mitral kapak stenozu olan ya da obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopatili hastalarda, TENSART çok dikkatli kullanılmalıdır.
Primer hiperaldosteronizm:
Primer hiperaldosteronizmi olan hastalar, renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi üzerinden etki gösteren antihipertansif ilaçlara genellikle yanıt vermezler. Bu nedenle, bu hastalardaTENSART kullanımı önerilmemektedir.
Hiperkalemi:
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini etkileyen diğer ilaçlarla olan deneyimlere göre TENSART'ın potasyum tutucu diüretiklerle, potasyum preparatları ile, potasyum içerenyapay tuzlarla ya da potasyum düzeylerini artıncı diğer ilaçlarla (örn.heparin vetrimetoprim/sulfametoksazol kombinasyonu) birlikte kullanımı, hipertansif hastalarda serumpotasyum düzeylerini artırabilir.
TENSART ile tedavi edilen kalp yetmezliği hastalarında hiperkalemi görülebilir.
TENSART ile tedavi edilen kalp yetmezliği hastalarında, özellikle ADE inhibitörleri ve spironolakton gibi potasyum tutucu diüretiklerle (örn. spironolakton) birlikte kullanıldığındaserum potasyum düzeylerinin düzenli olarak izlenmesi önerilmektedir. Bir ADE inhibitörü,bir potasyum tutucu diüretik (örn. spironolakton) ve TENSART' ın kombinasyonuönerilmemektedir ve sadece dikkatli bir potansiyel fayda ve risk değerlendirmesi yapıldıktansonra düşünülmelidir.
Genel:
Böbrek fonksiyonları ve vasküler tonüsü, renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi aktivitesine bağlı olan hastalarda, (örn.ağır konjestif kalp yetmezliği ya da renal arter stenozunu dakapsayan renal hastalıklar) bu sistemi etkileyen diğer ilaçlarla tedavi akut hipotansiyon,azotemi, oliguri ya da nadiren akut böbrek yetmezliği ile bağlantılıdır. AIIRA ile benzeretkilerin görülme olasılığı dışlanamaz. Her antihipertansif ajan ile olduğu gibi, iskemik kalp
4/15
hastalığı ya da aterosklerotik serebrovasküler hastalığı olanlarda, aşırı kan basıncı düşmesi, miyokard enfarktüsü ya da inmeye neden olabilir.
Kandesartanın antihipertansif etkisi, antihipertansif olarak veya diğer bir endikasyon için reçete edilmiş, kan basıncının düşürücü özelliği olan diğer ilaçlar ile birlikte kullanıldığındaartabilir.
TENSART laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamalarıgerekir.
Daha önce felç geçirmiş olan hatalarda, dikkatli kullanılmalıdır.
Gebelik:
Gebelik sırasında AIIRA ile tedaviye başlanmamalıdır. AIIRA tedavisinin devamlılığı gerekmedikçe, gebe kalmayı planlayan hastalarda, gebelikte kullanımda güvenliğikanıtlanmış başka antihipertansif tedavilere geçilmelidir. Gebelik tespit edildiğinde,AIIRA'ler ile tedavi derhal durdurulmalı ve uygun olduğu durumlarda alternatif tedaviyegeçilmelidir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.6).
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri
Klinik farmakokinetik çalışmaların yapıldığı ilaçlar hidroklorotiyazid, varfarin, digoksin, oral kontraseptifler (örneğin; etinilöstradiol/levonorgestrel), glibenklamid, nifedipin veenalaprildir. Bu ilaçlarla birlikte kullanıldığında klinik olarak önemli bir ilaç etkileşimibelirlenmemiştir.
TENSART' ın potasyum tutucu diüretikler, potasyum preparatları, potasyum içeren yapay tuzlar ya da potasyum düzeyini artıran tıbbi ürünler (örneğin; heparin ) ile birliktekullanılması serum potasyum düzeyini artırabilir. Potasyum düzeyleri düzenli olarakizlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.4).
ADE inhibitörleri ile lityumun birlikte kullanımında, serum lityum konsantrasyonlarında ve toksisitede geri dönüşümlü artış bildirilmiştir. Benzer etki AIIRA ile de görülebilir.Kandesartanın lityum ile birlikte kullanılması önerilmemektedir. Kombinasyon gerekli iseserum lityum düzeylerinin dikkatlice izlenmesi önerilmektedir.
AIIRA'nın aynı anda NSAİ (non-steroidal antiinflamatuar) ilaçlar (örn. selektif COX-2 inhibitörleri, asetilsalisilikasit (>3 g/gün) ve seleküf olmayan NSAİ İlaçlar) ile birliktekullanılması antihipertansif etkide azalmaya neden olabilir, bu nedenle dikkatlikullanılmalıdır.
ADE inhibitörlerinde olduğu gibi, AI
IR
A ve NSAİ ilaçların birlikte kullanımı, olası akut böbrek yetmezliği de dahil böbrek fonksiyonlarının kötüleşmesi ve serum potasyumseviyesinde yükselmeye (özellikle önceden bilinen zayıf böbrek fonksiyonu olan hastalarda)neden olabilir. Özellikle yaşlı hastalarda, kombine tedavinin uygulanmasında dikkatliolunmalıdır. Hastalar yeterli miktarda su almalıdırlar ve kombine tedavinin başlamasınınardından ve daha sonraları periyodik olarak böbrek fonksiyonlarının izlenmesine dikkatedilmelidir.
Alkol ile kullanım:
TENSART kullanımı sırasında alkol kullanan bazı kişilerde baygınlık veya baş dönmesi görülebilir. Bu nedenle TENSART kullanılırken alkol kullanılması önerilmez.
5/15
Klinik çalışma verileri, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS), ADE-inhibitörleri, AT
TRÖzel popülasyonlarar ilişkin ek bilgiler:
Hiç bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
TENSART' ın 18 yaşına kadar olan çocukların hipertansiyon ve kalp yetmezliği tedavisinde etkililiği ve güvenliliği belirlenmemiştir.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (kontrasepsiyon)
Hamile kalmayı planlanan veya hamile olduğundan şüphelenen hastaların, TENSART kullanımını bir an önce durdurmaları gerekmektedir.
Gebelik dönemi
TENSART' ın gebelikte kullanımı kontrendikedir (Bkz.Bölüm 4.3). TENSART kullanan hastalara, tedavi gördükleri doktorları ile uygun seçeneği belirleyebilmeleri için, öncesindehamile kalma ihtimali hatırlatılmalıdır. Gebelik tespit edildiğinde TENSART' la tedavi derhaldurdurulmalı ve uygun durumlarda alternatif bir tedavi başlatılmalıdır.
Renin-anjiyotensin sistemi üzerine doğrudan etki eden tıbbi ürünler, gebelikte kullanıldığında fötal ve neonatal hasara ve hatta ölüme yol açabilirler. AIIRA ile tedavinin fötotoksisiteye(böbrek fonksiyonlarında azalma, oligohidramniyöz, kafatası kemikleşmesinde gecikme) veneonatal toksisiteye (böbrek yetmezliği, hipotansiyon, hiperkalemi) neden olduğubilinmektedir (Bkz. Bölüm 5.3).
Laktasyon dönemi
Kandesartan'ın anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Emziren farelerde kandesartan'ın süte geçtiği gözlenmiştir. Anne sütü alan bebeklerdeki advers etkipotansiyelinden dolayı TENSART kullanımının gerekli olduğu durumlarda emzirmeye sonverilmelidir (Bkz. Bölüm 4.3).
Üreme yeteneği/ Fertilite
Veri yoktur.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
TENSART' ın araç kullanımı üzerine etkisi ile ilgili çalışmalar bulunmamaktadır. Tedavi sırasında araç ya da makine kullanırken sersemlik ya da yorgunluk hali olabileceği akıldatutulmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkilerHipertansiyon tedavisinde:
Kontrollü klinik çalışmalarda istenmeyen etkilerin hafif ve geçici olduğu ve plasebo ile
6/15
kıyaslanabilir olduğu görülmüştür. Yan etkilerin görülme sıklığmm doz ve yaşla bir ilişkisi yoktur. Kandesartan sileksetil'in yan etkilerine bağlı olarak tedaviyi bırakma oranları (% 3.1),plasebo (% 3.2) ile benzerdir.
Klinik çalışmalardan elde edilmiş toplam verilerin analizinde, kandesartan ile sık görülen advers olaylar aşağıda gösterilmiştir. Bu advers olaylar, plasebodan en az %1 oranında dahafazla sıklıkta görülmesi esasına göre listelenmiştir. Buna göre, en yaygın raporlanan yan etkireaksiyonları sersemlik/vertigo, baş ağrısı ve solunum yolu enfeksiyonudur.
Bu bölüm boyunca tablolarda kullanılan sıklıklar:
çok yaygın (>1/10),
yaygın (>1/100 ila <1/10),
yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100),
seyrek (>1/10.000 ila <1/1000),
çok seyrek (<1/10.000):
Enfeksivonlar ve enfestasvonlar
Yaygın: Solunum yolu enfeksiyonu
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Lökopeni, nötropeni ve agronülositoz
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok seyrek: Hiperkalemi, hiponatremi
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Sersemlik/ vertigo, baş ağrısı
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları
Çok seyrek: Öksürük
Gastrointestinal hastalıkları
Çok seyrek: Bulantı
Henato-biliver hastalıkları
Çok seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış, anormal hepatik fonksiyon veya hepatit
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok seyrek: Anjiyoödem, döküntü, ürtiker, kaşıntı
Kas-iskelet sistemi bozuklukları, bağ doku ve kemik bozuklukları
Çok seyrek: Sırt ağrısı, artralji, miyalji
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok seyrek: Yatkın hastalarda renal yetersizliği de içeren böbrek bozukluğu (Bkz. Bölüm 4.4)
Laboratuvar Bulguları:
Genelde TENSART' ın rutin laboratuvar bulguları üzerine klinik açıdan önemli etkisi yoktur. Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin diğer inhibitörleri gibi, hemoglobin düzeyindeküçük oranda azalma görülmüştür. TENSART kullanan hastalarda laboratuvardeğişikliklerinin rutin takibi gerekmez. Ancak, böbrek yetmezliği olan hastalarda serumpotasyum ve kreatinin düzeyleri düzenli olarak izlenmelidir.
Kalp yetmezliği tedavisinde:
Kalp yetmezliği hastalarında görülen TENSART' ın yan etki profili, ilacın farmakolojik etkileri ve hastaların sağlık durumu ile tutarlılık gösterir. Kandesartan sileksetilin 32 mgdozunun (n=3.803) plasebo (n=3.796) ile karşılaştırıldığı CHARM klinik çalışmasında,
7/15
kandesartan verilen grupta hastaların %21'i, plasebo verilen grupta ise %16.1'i advers etkilerden dolayı tedaviyi bırakmışlardır. En yaygın raporlanan yan etkiler hiperkalemi,hipotansiyon ve böbrek yetmezliğidir. Bu etkiler daha yaygın olarak 70 yaşın üzerindeki,diyabeti olan veya renin-anjiyotensin-aldestoron sistemini etkileyen diğer medikal ilaçlarıkullanan (özellikle ADE inhibitörü ve/veya spironolakton) kişilerde görülmüştür.
Klinik çalışmalardan ve pazarlama sonrası deneyimlerden elde edilen yan etkiler aşağıda verilmiştir:
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Lökopeni, nötropeni ve agronülositoz
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın: Hiperkalemi Çok seyrek: Hiponatremi
Sinir sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Sersemlik, baş ağrısı
Vasküler hastalıklar
Yaygın:Hipotansiyon
Solunum, pöğiis bozuklukları ve mediastinal hastalıkları
Çok seyrek: Öksürük
Gastrointestinal hastalıkları
Çok seyrek: Bulantı
Henato-biliver hastalıkları
Çok seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış, anormal hepatik fonksiyon veya hepatit
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok seyrek: Anjiyoödem, döküntü, ürtiker, kaşıntı
Kas-iskelet sistemi bozuklukları, bağ doku ve kemik bozuklukları
Çok seyrek: Sırt ağrısı, artralji, miyalji
Böbrek ve idrar volu hastalıkları
Yaygın: Yatkın hastalarda renal yetersizliği de içeren böbrek bozukluğu (Bkz. Bölüm 4.4)
Laboratuvar bulguları
TENSART ile kalp yetmezliği tedavisinde hiperkalemi ve böbrek yetmezliği yaygın olarak görülmektedir. Serum kreatinin ve potasyum düzeylerinin düzenli olarak izlenmesiönerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)' ne bildirmeleri gerekmektedir
tel: 08003140008; faks: 0 312 218 35 99)
8/15
4.9. Doz aşımı ve tedavisiBelirtiler:
Farmakolojik özellikler göz önüne alındığında, doz aşımının temel bulgusu semptomatik hipotansiyon ve sersemlik olabilir. Doz aşımına ilişkin bireysel vaka raporlarında (672 mg'akadar kandesartan sileksetil) hastanın durumunun düzelmesi sorunsuz olmuştur.
Tedavi:
Semptomatik hipotansiyon geliştiğinde, semptomatik tedavi uygulanmalı ve hastanın yaşamsal bulguları gözlenmelidir. Hasta ayaklan yukarıda olacak şekilde yatırılmalıdır. Buyeterli olmazsa, infüzyon yoluyla serum fizyolojik gibi bir solüsyon uygulanarak plazmahacmi arttırılmalıdır. Bu önlemlerin de yetersiz olduğu durumlarda sempatomimetik ilaçlaruygulanabilir. Kandesartan hemodiyaliz ile uzaklaştırılamaz.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu : Anjiyotensin II antagonistleri (kandesartan)
ATC kodu : C09C A06
Anjiyotensin II, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin en önemli vazoaktif hormonudur ve hipertansiyon, kalp yetmezliği ve diğer kardiyovasküler bozuklukların fizyopatolojisindeönemli bir rol oynar. Aynı zamanda uç organ hasarı ve hipertrofisinin patogenezinde deönemli bir rolü vardır.
Anjiyotensin II'nin vazokonstriksiyon, aldosteron salınımının uyarılması, tuz ve su dengesinin düzenlenmesi ve hücre büyümesinin uyarılması gibi temel fizyolojik etkileri tip Ireseptörü (AT1) aracılığıyla olur.
Kandesartan sileksetil oral kullanıma uygun bir ön ilaçtır. Gastro-intestinal kanaldan emilimi sırasında ester hidrolizi sonucu hızla, aktif formu olan kandesartana dönüşür. Kandesartan,AT1, reseptörlerine selektif olarak sıkı bağlanan ve yavaş ayrılan, bir AIIRA'dır. Agonistaktivitesi yoktur.
Kandesartan, anjiyotensin I'i anjiyotensin II'ye çeviren ve bradikinini parçalayan ADE'yi (anjiyotensin dönüştürücü enzim) inhibe etmez. Bradikinin, P maddesi veya ADE üzerineetkisi yoktur. ADE inhibitörleri ile kandesartanın karşılaştırıldığı kontrollü klinik deneylerde,öksürük, kandesartan sileksetil alan hastalarda daha az görülmüştür. Kandesartan, diğerhormon reseptörlerine veya kardiyovasküler regülasyonda önemli olduğu bilinen iyonkanallarına bağlanmaz veya bloke etmez. Anjiyotensin II (AT1) reseptörleri antagonizması,plazma renin, anjiyotensin I ve anjiyotensin II düzeylerinde doza bağlı artışlara ve plazmaaldosteron konsantrasyonunda da düşüşe sebep olur.
Hipertansiyon
Kandesartan, hipertansiyon tedavisinde, arteriyel kan basıncında uzun etkili ve doza bağlı bir düşüş sağlayarak etki gösterir. Antihipertansif etkisi, kalp hızında refleks artışa nedenolmadan sistemik periferik direnci azaltmasına bağlıdır. İlk doza bağlı ağır hipotansiyon yada tedavinin kesilmesinden sonra rebound etki görülmesi ile ilgili bulgular yoktur.
Kandesartan sileksetilin tek doz kullanımını takiben, antihipertansif etki genellikle 2 saat içinde başlar. İlaç herhangi bir dozda devamlı kullanıldığında, kan basıncındaki düşüşünbüyük bir kısmı genellikle 4 hafta içinde elde edilir ve uzun süreli tedavi ile kan basıncındakibu seviye idame ettirilir. Meta-analizlere göre günde tek seferlik dozun 16 mg'dan 32 mg'a
9/15
çıkarılmasının ortalama ilave etkisi azdır. Kişiden kişiye gösterilen farklılık göz önüne alınırsa, bazı hastalarda ortalamanın üzerinde bir etki beklenebilir. Kandesartan sileksetilingünde tek doz kullanımı, kan basıncında 24 saat boyunca etkili ve düzgün bir azalmaya nedenolur, doz aralıklarında vadi ve tepe etkileri arasındaki fark çok azdır. Kandesartan velosartanın antihipertansif etkisi ve tolerabilitesi, hafif ve orta dereceli 1268 hipertansiyonhastasının katıldığı iki adet randomize, çift kör çalışmada karşılaştırılmıştır. Günde tek doz 32mg kandesartan sileksetil ile kan basıncı düşüşü (sistolik/diastolik) 13.1/10.5 mmHg, gündetek doz 100 mg losartan potasyum ile 10.0/8.7 mmHg'dır (kan basıncaki düşüş farkı 3.1/1.8mmHg, p< 0.0001/p<0.0001).
Kandesartan sileksetil, hidroklorotiyazid ile birlikte kullanıldığında aditif antihipertansif etki ortaya çıkar. Kandesartan, hidroklorotiyazid ya da amlodipin ile birlikte kullanıldığında iyitolere edilmiştir.
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini bloke eden ilaçların belirgin antihipertansif etkisi, siyah tenli hastalarda (genellikle düşük renin popülasyonu) siyah ırktan olmayan hastalaragöre daha azdır. Bu durum kandesartan için de geçerlidir. Diyastolik hipertansiyonu olan5156 hastanın katıldığı açık etiketli klinik çalışmada, kandesartan tedavisi sırasındaki kanbasıncı düşüşü, siyah ırktan olan hastalarda siyah ırktan olmayan hastalara göre önemliölçüde daha azdır (14.4/10.3 mmHg / 19.0/12.7 mmHg, p<0.0001/p<0.0001).
Kandesartan, renal vasküler direnci ve filtrasyon fraksiyonunu azaltırken böbreğin kan akımını artırır, glomerüler filtrasyon hızım ya artırır ya da hiç etki göstermez. Tip II
diabetesmellitus%
15-42) azaltmıştır. Halen, kandesartanın diyabetik nefropatininilerlemesi üzerine etkisine ilişkin veri yoktur.
Hafif ve orta derecede hipertansiyonu olan 4937 yaşlı hastada (70-89 yaş; %21 80 yaşında veya daha üstü), günde tek doz 8-16 mg (ortalama 12 mg) kandesartan sileksetilinkardiyovasküler morbidite ve mortalite üzerine etkileri, randomize bir klinik çalışma(SCOPE- Study on Cognition and Prognosis in the Elderly) ile değerlendirilmiş ve ortalama3.7 yıl boyunca takip edilmiştir. Kandesartan sileksetil veya plasebo gruplarına gerektiğindebaşka bir antihipertansif tedavi eklenmiştir. Kan basıncı, kandesartan grubunda 166/90 mmHg'dan 145/80 mm Hg'ya, kontrol grubunda ise 167/90 mm Hg'dan 149/82 mm Hg'yadüşürülmüştür. Primer sonlanım noktası olan majör kardiyovasküler olaylarda(kardiyovasküler mortalite, ölümcül olmayan inme ve ölümcül olmayan miyokardenfarktüsü) istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmemiştir. Kontrol grubunda 1000 hastayılında 30 olay görülürken kandesartan grubunda 26.7 olay görülmüştür ( rölatif risk 0.89,%95 güvenlik aralığı 0.75-1.06, p=0.19).
İki büyük randomize, kontrollü çalışma (ONTARGET (Ongoing Telmisartan Alone and in combination with Ramipril Global Endpoint Trial) ve VA NEPHRON-D (The VeteransAffairs Nephropathy in Diabetes)) bir ADE-inhibitörünün bir AI
IR
A ile kombine kullanımınıincelemiştir.
ONTARGET çalışması, kardiyovasküler ya da serebrovasküler hastalık öyküsü olan ya da son-organ hasarı ile birlikte seyreden tip 2 diyabetes mellitus hastalarında yürütülmüştür. VANEPHRON-D tip 2 diyabetes mellitus hastalığı olan ve diyabetik nefropatisi bulunanhastalarda yürütülmüştür.
Bu çalışmalar renal ve/veya kardiyovasküler sonlanımlar ve mortalite üzerinde anlamlı yarar göstermemiş, monoterapiyle kıyaslandığında hiperkalemi, akut böbrek hasarı ve/veya
10/15
hipotansiyon riskinin arttığı gözlenmiştir. Benzer farmakodinamik özellikleri dikkate alındığında, bu sonuçlar diğer ADE-inhibitörleri ve AIIRA için de anlamlıdır.
Bu nedenle ADE-inhibitörleri ve AIIRA diyabetik nefropati bulunan hastalarda eşzamanlı olarak kullanılmamalıdır.
ALTITUDE (Aliskiren Trial in Type 2 Diabetes using Cardiovascular and Renal Disease Endpoints) çalışması), kronik böbrek hastalığı, kardiyovasküler hastalık ya da her ikisibulunan tip 2 diyabetus mellitus hastalarında standart bir ADE-inhibitörü ya da bir AIIRAtedavisine aliskiren eklenmesinin yararını test etmek için tasarlanan bir çalışma olmuştur.Advers sonuç riskinde artış olması nedeniyle çalışma erken sonlandırılmıştır. Aliskirengrubunda, plasebo grubuna kıyasla, kardiyovasküler ölüm ve inme vakalarının her ikisi desayısal olarak daha sık görülmüş ve ilgili advers olaylar ve ciddi advers olaylar (hiperkalemi,hipotansiyon ve renal disfonksiyon) aliskiren grubunda plasebo grubuna göre daha sıkbildirilmiştir.
Kalp yetmezliği
"Candesartan in Heart Failure-Assesment of Reduction in Mortality and Morbidity-CHARM programında görüldüğü gibi kandesartan sileksetil ile tedavi, mortalite ve kalp yetmezliği'nebağlı hospitalizasyonu azaltır ve sol ventrikül sistolik fonksiyonu bozulmuş olan hastalardasemptomlarda düzelme sağlar.
CHARM-Altematif (CHARM-Alternative, n=2.028), SVEF < % 40 olan ve tolere edemedikleri için (özellikle öksürüğe bağlı, %72) ADE inhibitörü kullanamayan hastalarCHARM-İlave (CHARM-Added, n=2.548) SVEF < % 40 olan ve bir ADE inhibitörü iletedavi edilen hastalar CHARM-Korunmuş (CHARM-Preserved, n=3.023) SVEF>%40 olanhastalar dahil eilmişlerdir.
Başlangıçta optimal kronik kalp yetmezliği tedavisi gören hastalar plasebo ve kandesartan sileksetil (günde tek doz olarak verilen 4 mg veya 8 mg' dan günde tek doz 32 mg veya tolereedilebilen en yüksek doza titrasyon, ortalama doz 24 mg) uygulanmak üzere randomizeedilmiştir ve ortalama 37.7 ay izlenmiştir. Tedaviden 6 ay sonra kandesartan sileksetil (%89)almaya devam eden hastaların %63'ü hedeflenen doz olan 32 mg dozu kullanmakta idi.
CHARM-Alternatif çalışmasında, kardiyovasküler mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktası, plaseboya oranla kandesartan ilebelirgin olarak daha fazla azalmıştır (nispi risk (hazard ratio)-HR- 0.77, %95 güvenlik aralığı0.67-0.89, p<0.001). Bu da, %23 oranında rölatif bir risk azalmasına eşdeğerdir. Bir hastanınkardiyovasküler olay nedeni ile ölmesi veya kalp yetmezliği tedavisi için hospitalizasyonunuönlemek için, 14 hastanın çalışma boyunca tedavi edilmeleri gerekmiştir.
Tüm nedenlere bağlı mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktasında, kandesartan ile anlamlı bir düşüş gözlenmiştir (nispi risk(hazard ratio) 0.80, % 95 güvenlik aralığı 0.70-0.92, p= 0.001). Birleşik sonlanımnoktalarının mortalite ve morbidite (kronik kalp yetmezliğine bağlı hospitalizasyon)bileşenlerinin, kandesartanın olumlu etkisi üzerinde katkılan olmuştur. Kandesartan sileksetilile tedavi, NYHA fonksiyonel sınıfın düzelmesi ile sonuçlanmıştır (p=0.008).
CHARM- İlave çalışmasında, kardiyovasküler mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktasında plaseboya oranla kandesartan ile anlamlıbir düşüş olmuştur (nispi risk (hazard ratio) 0.85, % 95 Güvenlik aralığı 0.75-0.96, p=0.011).Bu da, %15 oranında rölatif bir risk azalmasına eşdeğerdir. Bir hastanın kardiyovasküler olaynedeni ile ölmesi veya kalp yetmezliği tedavisi için hospitalizasyonunu önlemek için 23hastanın çalışma boyunca tedavi edilmeleri gerekmiştir.
11/15
Tüm nedenlere bağlı mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktasında kandesartan ile anlamlı bir düşüş olmuştur (nispi risk (hazardratio) 0.87, % 95 güvenlik aralığı 0.78-0.98, p=0.021). Birleşik sonlanım noktalarınınmortalite ve morbidite bileşenlerinin, kandesartanın olumlu etkisi üzerinde katkılan olmuştur.Kandesartan sileksetil ile tedavi, NYHA fonksiyonel sınıfın düzelmesi ile sonuçlanmıştır
(p=0.020).
CHARM-Korunmuş çalışmasında, kardiyovasküler mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktasında istatistiksel olarak anlamlı bir düşüşelde edilmemiştir (nispi risk (hazard ratio) 0.89, % 95 güvenlik aralığı 0.77-1.03, p=0.118)
Üç CHARM çalışmasının her biri ayrı ayrı değerlendirildiğinde tüm nedenlere bağlı mortalite istatistik olarak anlamlı değildir. Bununla birlikte tüm nedenlere bağlı mortalite hastagruplarına ait toplam veriler ile de değerlendirilmiştir, CHARM-Alternatif ve CHARM-İlave(nispi risk (hazard ratio) 0.88, %95 güvenlik aralığı 0.79-0.98, p=0.018) ve 3 çalışmanıntoplamı (tehlike oranı) 0.91, %95 güvenlik aralığı 0.83-1.00, p-0.055).
Kandesartanın kardiyovasküler mortalite ve kronik kalp yetmezliği nedeniyle hospitalizasyon üzerindeki yararlı etkileri yaş, cinsiyet ve kombine tedaviden bağımsız olarak tüm hastalardaaynıdır. Kandesartan ayrıca, beta reseptör blokörü ve ADE inhibitörünü aynı anda kullananhastalarda da etkilidir ve bu etki hastanın ADE inhibitörünü kılavuzlarda önerilen dozlarda yada farklı dozda alması halinde de elde edilmektedir.
Kronik kalp yetmezliği ve sol ventriküler sistolik fonksiyonu bozulmuş hastalarda (sol ventriküler ejeksiyon fraksiyonu, SVEF < %40) kandesartan sistemik vasküler direnci vepulmoner kapiller uç basıncı azaltır, plazma renin aktivitesini ve angiotensin IIkonsantrasyonunu yükseltir ve aldesteron düzeylerini düşürür
5.2. Farmakokinetik özellikler
Emilim:
Oral uygulandıktan sonra, kandesartan sileksetil ilacın aktif formu olan kandesartana dönüşür. Oral kandesartan sileksetil solüsyonunun alınmasından sonra kandesartanın mutlakbiyoyararlanımı yaklaşık %40 'tır. Aynı oral solüsyon ile karşılaştırılan tablet formunun bağılbiyoyararlanımı, çok az değişkenlikle yaklaşık %34'dür. Dolayısıyla tabletin tahmini mutlakbiyoyararlanımı %14'dür. Tablet alınmasından sonra en yüksek serum konsantrasyonuna(Cmax) 3-4 saatte ulaşılır. Terapötik doz aralığında, kandesartanın serum konsantrasyonu,ilacın dozu artırıldığında doğrusal olarak artar. Kandesartanın farmakokinetik özelliklerindecinsiyete bağlı farklılıklar gözlenmemiştir. Kandesartanın serum konsantrasyonu-zamaneğrisi altındaki alan (EAA) gıda alımından belirgin olarak etkilenmez.
Kandesartamn biyoyararlanımı yemeklerden etkilenmez.
Dağılım:
Kandesartan yüksek oranda plazma proteinlerine bağlanır (%99'dan daha fazla). Kandesartanın plazma dağılım hacmi 0.1 L/kg' dır.
Bivotransformasvon:
Mevcut etkileşim çalışmaları, kandesartanın CYP2C9 ve CYP3A4 üzerine bir etkisinin olmadığını göstermiştir.
İn vitroin vivo
etkileşimi beklenmez.
12/15
Eliminasvon:
Kandesartanın terminal yarılanma süresi yaklaşık 9 saattir. Tekrarlanan dozlardan sonra birikme özelliği göstermez.
Kandesartanın toplam plazma klerensi yaklaşık 0.37 mL/dak/kg, renal klerensi ise yaklaşık 0.19 mL/dak/kg' dır. Kandesartanın renal eliminasyonu, hem glomerüler filtrasyon hem deaktif tübüler sekresyon ile gerçekleşir.14C işaretli kandesartan sileksetilin oral
uygulanmasından soma dozun yaklaşık %26'sı idrarla kandesartan olarak, %7'si inaktif metabolit olarak, yaklaşık %56'sı da feçesde kandesartan olarak ve
%Hastalardaki karakteristik özellikler:
Özel popülasvonlardaki farmakokinetik:
Yaşlılarda (65 yaşın üzeri) kandesartanın Cmax ve EAA değerleri gençlerle karşılaştırıldığında sırasıyla %50 ve %80 oranında yüksek bulunmuştur. Buna rağmen, TENSART kullanıldıktansonra yaşlılarda ve gençlerde kan basıncı üzerine olan etki ve istenmeyen etki aynıdır (Bkz.Bölüm 4.2.).
Hafif ve orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda kandesartanın Cmax ve EAA değerlerinde tekrarlanan dozlar sırasında, sırasıyla yaklaşık % 50 ve % 70 artış gözlenmiştir,fakat böbrek fonksiyonları normal olanlarla karşılaştırıldığında t1/2 değerlerinde bir değişiklikolmamıştır. Ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda benzer değişiklikler sırasıyla yaklaşık %50 ve % 110'dur. Kandesartanın yanlanma ömrü ağır böbrek yetmezliği olanlarda yaklaşık ikikata çıkmaktadır. Hemodiyalizde olan hastaların farmakokinetiği, ağır böbrek yetmezliğiolanlar ile benzerdir.
Hafif ve orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalan içeren iki adet klinik çalışmanın birinde kandesartana ait ortalama EAA değerindeki artış yaklaşık % 20, diğerinde de % 80'dir (Bkz.Bölüm 4.2). Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda herhangi bir deneyim yoktur.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik olarak uygun dozlarda verildiğinde anormal sistemik ya da hedef organ toksisitesi gözlenmemiştir. Preklinik güvenlilik çalışmalarında yüksek dozda verilen kandesartanınfareler, sıçanlar, köpekler ve maymunlarda böbrek ve kırmızı kan hücresi parametrelerindeetki yaptığı gözlenmiştir. Kandesartan, kırmızı kan hücresi değerlerinde (eritrosit,hemoglobin, hematokrit) azalmaya neden olmuştur. Böbrekler üzerindeki etki (interstisyelnefrit, tübüler distansiyon, bazofilik tübüller; üre ve kreatinin plazma konsantrasyonlarındaartış) kandesartandan kaynaklanmıştır ve bu renal perfüzyon değişikliklerine yol açanhipotansif etkiye sekonder olabilir. Ayrıca, kandesartan jukstaglomerüler hücrelerdehiperplazi/hipertrofi gelişmesine neden olmuştur. Bu değişikliklere kandesartanınfarmakolojik etkisinin neden olduğu düşünülmektedir. İnsanlarda, terapötik dozlardakullanılan kandesartanın renal jukstaglomerüler hücrelerinde hiperplazi/hipertrofi ile ilişkisigözlenmemiştir.
Normotansif ve juvenil sıçanlar yapılan klinik öncesi çalışmalarda, kandesartan vücut ağırlığında ve kalp ağırlığında düşüşe neden olmuştur. Yetişkin hayvanlarda, bu etkilerinkandesartanın farmakolojik etkisinden kaynaklandığı düşünülmektedir. En düşük doz 10mg/kg'da kandesartana maruziyet, 0.2 mg/kg dozunda kandesartan sileksetil almış olan 1 ila<6 yaşlarında olan çocuklarda tespit edilen düzeylerin 12 ila 78 katı ve 16 mg dozundakandesartan sileksetil almış olan 6 ila <17 yaşları arasındaki çocuklarda tespit edilendüzeylerin 7 ila 54 katı arasındaydı. Bu çalışmalarda etki gözlenmeyen düzey tespit edilmişolmadığından, kalp ağırlığı üzerindeki etkilere ilişkin güvenlik marjini ve bulguya ilişkinklinik anlamlılık bilinmemektedir.
13/15
Gebeliğin ileri evrelerinde fötotoksisite gözlemlenmiştir (bkz bölüm 4.6).
In vitroin vivo
mutajenite testlerinde, klinik kullanımda kandesartanın mutajenik ve klastojenik etkisinin olmadığı belirtilmiştir.
Karsinojenesiteye ilişkin bir kanıt yoktur.
Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin, rahim içindeki böbrek gelişiminde kritik bir rolü vardır.
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistem blokajının çok genç farelerde anormal böbrek gelişimine yol açtığı gösterilmiştir. Doğrudan renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi üzerindeetkisi olan ilaçların uygulanması normal renal gelişimi değiştirebilir. Bu yüzden, 1 yaşınaltındaki çocuklara TENSART verilmemelidir (bkz. bölüm 4.3).
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat Mısır nişastasıMakrogol (PEG) 6000Kalsiyum karboksimetil selülozHidroksipropil selüloz (Klucel EF)
Magnezyum stearat Kırmızı demir oksit
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
PVC/PE/PVCD-Al blister (28 ve 84 tablet )
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
14/15
7. RUHSAT SAHİBİ
Abdi İbrahim İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Reşitpaşa Mahallesi, Eski Büyükdere Caddesi No:4 34467 Maslak/Sarıyer/İstanbulTel No : 0212 - 366 84 00Faks No: 0212 - 276 20 20
8. RUHSAT NUMARASI
207/17
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 28/12/2005 Ruhsat Yenileme tarihi: 11/11/2015
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
15/15