Kas İskelet Sistemi » Kemik » Kemik İlaçları » Bisfosfonatlar » Risedronate Sodyum
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ACTONEL 35 mg film tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM Etkin madde:
Her bir film tablet;
35 mg risedronat sodyum (32.5 mg risedronik asite eşdeğer) içerir.
Yardımcı madde:
Laktoz monohidrat 126 mg Yardımcı maddeler için 6.Te bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film tablet
Bir tarafinda RSN, diğer tarafinda 35 mg basılı, oval biçimli, açık turuncu, film kaplı tablet.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1.TerapÖtik endikasyonlar
• Postmenopozal osteoporoz ve erkek osteoporozunun tedavisinde endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli Pozoloji:
Yetişkinlerde Önerilen doz haftada bir kez alınan 35 mg tablettir. Tabletler her hafta aynı günde alınmalıdır.
Uygulama sıklığı ve süresi:
Tablet her hafta aynı günde alınmalıdır,
• Risedronat sodyumun absorpsiyonu yiyeceklerden ve polivalan katyonlardan etkilenmektedir (Bkz. 4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri), bu nedenle yeterli emilimin sağlanması için hastalar ACTONEL 35 mg'ı kahvaltıdan önce: ilk yemekten, diğer tıbbi ürünlerden veya içeceklerden (su dışında) 30 dakika önce su ile birlikte almalıdır. ACTONEL 35 mg yalnızca su ile alınmalıdır. Bazı maden sularının kalsiyum konsantrasyonu yüksek olduğundan, bunların kullanılmaması gerekmektedir (Bkz. 5.2. Farmakokinetİk özellikler).
• ACTONF.L 35 mg tableti almayı unutan hastalar, ilaç almadıklarını fark ettikleri gün içerisinde bir ACTONEL 35mg tablet almalıdırlar. Dalıa sonra hastalar normal rutinlerine dönerek, tabletleri önceden belirledikleri güne göre almaya devam etmelidirler. İki tablet aynı gün alınmamalıdır.
Uygulama şekli:
Tablet bütün olarak yutulmahdır, emilmemeli veya çiğnenmemelidir. Tabletin mideye uJaşmasına yardımcı olmak için ACTONEL 35 mg tablet dik pozisyonda ve bir bardak su (> 1-20 mİ) ile ahnmalıdır. Hastalar tableti aldıktan sonra 30 dakika yatmamalıdır (Bkz. bölüm
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Diyetle alman kalsiyum ve D vitamini yeterli değilse, kalsiyum ve D vitamini takviyesi düşünülmelidir.
özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Hafif ya da orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur, Risedronat sodyumun şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi 30 ml/dak,'dan düşük) kullanımı kontrendikedir (Bkz. 4.3. Kontrendikasyonlar ve 5.2. Farmakokinetik Özellikler). Karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasma gerek yoktur.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda ve adolesanlarda ACTONEL 35 mg'm güvenliliği ve etkinliği bilinmemektedir.
Geriyatrik popülasyon:
Genç hastalarla karşılaştınldıgmda yaşlı hastalarda (>60 yaş) biyoyararlanım, dağılım ve eliminasyon benzer olduğundan doz ayarlamasına gerek yoktur. Bu durum, postmenopozal popülasyonda, 75 yaş ve üstündeki çok yaşlı hastalarda da gösterilmiştir.
4.3. Kontrendikasyonlar
30 dakika boyunca dik durumda kalamayacak hastalar
- Akalazya veya darlık gibi özofagus boşalmasını geciktiren özofagus anormallikleri
- Risedronat sodyum veya formülasyondaki yardımcı maddelerden birine karşı aşın duyarlılık
- Hipokalsemi (Bkz. 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri)
- Gebelik ve laktasyon
- Şiddetli böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi <30 ml/dak.)
4.4. Özel kullanını uyarıları ve önlemleri
Oral bifosfonat kulanımı ile özofagus kanseri riskinin artabileceğini bildiren bazı çalışmalar bulunmakla birlikte bu ilişki net olarak kanıtlanmamıştır Bu nedenle, Barret özofagusu veya gastroözofageal reflü zemininde artmış özofagus kanser riski olan hastalarda, bu ilaçlann kullanımından kaçınılmalıdır.
Bifosfonatlar ile tedavi edilen hastalarda atipik bölgelerde (subtrokanterİk ve femur şaft) kırıklar görülebilir. Bu kınklar genellikle travma olmaksızın ya da minimal travma ile gelişmektedir. Bifosfonat kullanan ve uyluk ya da kasık ağrısı ile başvuran hastalar atipik kırık şüphesi ile değerlendirilmelidir. Bu hastalarda bireysel risk/yarar analizine göre bifosfonat tedavisinin kesilmesi gündeme gelebilir.
Yiyecekler, içecekler (su dışında) ve polivalan katyonlar (kalsiyum, magnezyum, demir ve alüminyum gibi) içeren tıbbi ürünler bifosfonatların emilimini etkiler, bu nedenle ACTONEL 35 mg ile aym zamanda alınmamalıdır (Bkz. 4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri). İstenen etkinliğe ulaşmak için, doz önerilerine sıkıca uyulması gereklidir (Bkz. 4.2. Pozoloji ve uygulama şekli).
Osteoporoz tedavisinde bifosfonatlann etkinliği düşük kemik mineral yoğunluğunun ve/veya önceden kırık olmasıyla ilişkilidir.
İleri yaş veya tek başına kırık için klinik risk faktörlerinin varlığı, bir bifosfonat İle tedaviye başlama nedeni değildir.
Çok yaşlı kişilerde (>80 yaş) risedronat sodyum dahil bifosfonatların etkinliğini destekleyen kanıtlar sınırlıdır (Bkz. 5.1. Farmakodinamik özellikler).
Bifosfonatlar ile özofajit, gastrit, özofageal ülserasyonlar ve gastroduodenal ülserasyonlar arasında bağlantı bulunmuştur. Bu nedenle, aşağıdaki durumlarda dikkatli olunmalıdır:
• Striktür veya akalazya gibi özofagus geçişinde veya boşalmasında gecikme öyküsü olan hastalarda
• Tabletin alınmasından sonra en az 30 dakika dik pozisyonda duramayan hastalarda
• Risedronat aktif veya yakın zamanda özofagus veya üst gastrointcstinal problemleri olan hastalara verilirse.
İlacı reçete edenler doz talimatlarına dikkat etmenin önemini hastalara vurgulamalı ve olası özofagus reaksiyonu semptomları veya belirtileri konusunda hastaları uyarmalıdır. Hastalara, disfaji, yutma sırasında ağn, retrostemal ağn veya yeni/kötüleşen mide yanması gibi özofagus tahrişi semptomları gelişirse, gecikmeden doktora başvurmaları talimatı verilmelidir.
ACTONEL 35 mg tedavisine başlanmadan önce hipokalsemi tedavi edilmelidir. ACTONEL 35 mg tedavisine başlanırken kemik ve mineral metabolizmasının diğer bozuklukları (paratiroid disfonksiyonu, hipovitaminoz D gibi) tedavi edilmelidir.
Primer olarak intravenöz yoldan uygulanmış bifosfonatlar dahil kanser tedavisi alan hastalarda, genel olarak diş çekimi ve/veya lokal enfeksiyonla (osteomiyelit dahil) birlikte çene osteonekrozu bildirilmiştir. Bu hastaların birçoğu ayrıca kemoterapi ve kortikosteroidler alan hastalardır. Çene osteonekrozu, oral bifosfonatlar alan osteoporozlu hastalarda da bildirilmiştir.
Eşlik eden risk faktörleri (kanser, kemoterapi, radyoterapi, kortikosteroidler ve kötü agız hijyeni gibi) bulunan hastalarda bifosfonatlarla tedaviden önce diş muayenesi ile uygun önleyici diş bakımı ve tedavisi düşünülmelidir.
Tedavi sırasında, hastalar mümkünse invazif diş girişimlerinden kaçınmalıdır. Bifosfonat tedavisi sırasında çene kemiği osteonekrozu geliştiren hastalar için diş cerrahisi durumu kötüleştirebilir. Diş girişimi gerekli olan hastalar için bifosfonat tedavisinin kesilmesinin çene kemiği osteronekroz riskinin azalacağını gösteren veri bulunmamaktadır. Her hasta için tedavi eden hekimin hastanın yarar/risk değerlendirmesine göre vereceği klinik karara uyı.ılmalıdır.
ACTONEL'İD IÇERIĞIADE BULUNAN YARDıMCı MADDELER HAKKMDA ÖNEMLI BILGILER
ACTONEL tabletler laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Risedronat sodyum ile resmi etkileşim çalışmaları yapılmamıştır. Bununla birlikte klinik çalışmalarda diğer tıbbi ürünlerle arasında klinik olarak önemli etkileşim saptanmamıştır. Risedronat sodyumun günlük kullanıldığı Faz 111 osteoporoz çalışmalarında asetil salisilik asit kullanım oranı % 33, nonsteroid antiinflamatuar İlaç (NSAİİ) kullanım oram % 45 olarak bildirilmiştir. Postmenopozal kadınlarda haftada doz ile Faz III çalışmasında asetil salisilik asit veya NSAI kullanımı hastalarm sırasıyla %57 ve %40'ında bildirilmiştir. Risedronat sodyum ile tedavi edilen hastalarda düzenli asetilsalisilik asit veya NSAI kullanıldığında (haftada 3 veya daha fazla gün) üst giistrointestinal advers olay insidansı kontrol hastalarınkine benzerdir.
Uygun görüldüğünde risedronat sodyum östrojen destek tedavisi ile eş zamanlı olarak kullanılabilir.
Polivalan katyonlar içeren tıbbi ürünler (kalsiyum, magnezyum, demir ve alüminyum gibi) ile eş zamanlı kullanımı risedronat sodyumun emilimini etkileyecektir (Bkz. 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Risedronat sodyum sistemik olarak metabolize olmaz, sitokrom P450 enzimlerini indüklemez ve düşük oranda proteinlere bağlanır.
4.6. Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadmlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Hamile kadınlarda ACTONEL'in yeterli ve iyi kontrollü çalışması yoktur, Çocıık doğurma potansiyeli olan kadınların ACTONEL alırken hamile kalmamaları tavsiye edilir. Eğer ACTONEL'in anne ve fetüse potansiyel yararı potansiyel riskinden fazlaysa ACTONEL hamilelik sırasında kullanılmalıdır.
Gebelik dönemi
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme loksisitesinin bulunduğunu göstcmılştir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. Risedronat'm gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
ACTONEL gerekli olmadıkça gebeük döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Risedronatın insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, risedronatın sütle atıldığını göstennektedir. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da ACTONEL tedavisinin durdurulup durdurulmayacagına/tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve ACTONEL tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir.
4.7. Araç vc makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma yeteneği üzerine etkisi görülmemiştir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Risedronat sodyum Faz III klinik çalışmalarda 15,000 üzerinde hastada çalışılmıştır. Klinik çalışmalarda gözlenen istenmeyen etkilerin çoğu hafif ve orta şiddette olup, genellikle tedavinin kesilmesini gerektirmemiştir.
Osteoporozu olan ve 36 ay risedronat sodyum 5 mg/gün (n“5020) veya plasebo (n==5048) ile tedavi edilen postmenopozal kadınlarda yapılan Faz III klinik çalışmalarda bildirilen ve risedronat sodyum ile ilişkili olması mümkün ya da muhtemel olduğu düşünülen advers olaylar aşağıda listelenmiştir (plascboya karşı insidanslar parantez içinde verilmiştir): çok yaygın (>/10); yaygın (>l/100; <1/10); yaygın olmayan (> 1/1,000; <1/100); seyrek (> 1/10,000;<l/l,000); çok seyrek (<1/10,000).
Sinir sistemi bozuklukları
Yaygın: başağrısı
Göz bozuklukları
Yaygın olmayan: iritis*
Gastrointestinal bozukluklar
Yaygın: konstipasyon, dispepsi, bulantı, karın ağnsı, diyare Yaygın olmayan: gastrit, özofajit, disfaji, duodenit, özofageal ülser Seyrek: glossit, özofageal yapışıklık
Kas iskelet ve bağ dokusu bozuklukları
Yaygın: kas iskelet ağnsı
Laboratuvar tetkikleri
Seyrek; anormal karaciğer fonksiyon testleri*
* Faz
III
osteoporoz çalışmalarma ait insidans değildir; sıklık için önceki klinik çalışmalardaki advers olay/laboratuvar/yeniden maruz bırakma bulguları esas almmıştır.
Osteoporozlu poslmeııopozal kadınlarda günde 5 mg risedronat sodyum (n= 480^ ve haftada 35 mg risedronat sodyumu (n=485 mg) karşılaştıran bir yıllık, çift kör, çok merkezli bir çalışmada genel güvenliiik ve tolere edilebilirlik profilleri benzerdir. Aşağıdaki ilave advers olaylar araştırmacılar tarafından ilaçla ilişkili olması mümkün ya da muhtemel advers olaylar olarak kabul edilmiş rapor edilmiştir (insidans 35 mg risedronat sodyum grubunda, 5 mg risedronat sodyum grubuna göre daha büyüktür): gastrointestinal bozukluk ve ağrı.
Osteoporozlu erkeklerde iki yıllık bir çalışmada, tüm güvenlilİk ve tolere edilebilirlik tedavi ve plasebo grubunda benzerdir. Advers deneyimler daha önceden kadınlarla gözlenenlerden ibarettir.
Laboratuvar bulguları:
Bazı hastalarda serum kalsiyum ve fosfat düzeylerinde erken, geçici, asemptomatik ve hafif azalma görülmüştür.
Pazarlama sonrası kullanımda aşağıdaki advers etkiler çok seyrek olarak bildirilmiştir (sıklık bilinmemektedir):
Göz bozuklukları:
İritis, üveit
Kas iskelet ve bağ dokusu bozuklukları:
Çene osteonekrozu
Deri ve subkutan doku bozuklukları
Anjiyoödem, yaygın döküntü, ürtiker ve büllöz deri reaksiyonları dahil aşırı duyarlılık ve deri reaksiyonları ve Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz ve lökositoklastik vaskülit izole raporları dahil olmak üzere bazıları şiddetlidir.
Saç dökülmesi.
İmmün sistem bozuklukları
Anafılaktik reaksiyon
Hepatobiliyer bozukluklar
Ciddi karaciğcr bozuklukları: Rapor edilmiş vakaların çoğunda, hastalar aynı zamanda karaciğer bozukluğuna neden olduğu bilinen diğer ürünler ile tedavi edilmiştir.
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Risedronat sodyum doz aşımı tedavisine ilişkin spesifik bilgi bulunmamaktadır.
Doz aşımında serum kalsiyum düzeylerinin düşmesi beklenebilir. Bu hastaların bazılarında aynı zamanda hipokalsemi belirti ve semptomları ortaya çıkabilir.
Risedronatı bağlamak ve risedronat sodyumun emilimini azaltmak için süt veya magnezyum, kalsiyum veya alüminyum içeren antiasitler veya süt verilmelidir. Önemli miktardaki doz aşımı olgularında emilmemiş risedronat sodyumun uzaklaştırılması için mide lavajı yapılması düşünülebilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.L Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Bifosfonatlar ATC kodu: M05 BA07
Etki mekanizması:
Risedronat sodyum kemikte hidroksiapatite bağlanan bir piridinil bifosfonattır ve osteoklastın neden olduğu kemik rezorbsiyonunu baskılamaktadır. Kemik döngüsü azalırken osteoblast aktivitesi ve kemik mineralizasyonu korunmaktadır.
Farmakodinamik etkiler:
Klinik öncesi çalışmalarda risedronat sodyumun güçlü antiosteoklast ve antirezorptif aktivitesi ve doza bağlı olarak kemik kütlesini vc biyomekanik iskelet gücünü artırdığı gösterilmiştir. Risedronat sodyumun aktivitesi farmakodinamik ve klinik çalışmalarda kemik döngüsünün biyokimyasal göstergelerinin ölçülmesi ile doğrulanmıştır, Postmenopozal kadınlarda yapılan çalışmalarda, 1 ayda kemik döngüsünün biyokimyasal göstergelerin azaldığı ve 3-6 ayda en üst düzeye ulaştığı gözlenmiştir. 12 ayda günde ACTONEL 5 mg ve ACTONEL 35 mg ile kemik döngüsünün biyokimyasal göstergelerinde azalma benzer olmuştur.
Osteoporozlu erkeklerle bir çalışmada kemik döngüsünün biyokimyasal göstergelerinde azalmalar 3 aydan daha kısa sürede gözlenmiştir ve 24 ay gözlendiğinde devam etmiştir.
Klinik etkinlik vc gUvenlilik:
Klinik denemelerde, postmenopozal kadınlara ACTONEL uygulanması, üriner deoksipiridinolin/kreatinin ve üriner kollajen çapraz bağlı N-telopeptid (kemik yıkım belirteçleri) ve serum kemiğe özgü alkalen foslataz (kemik yapım belirteci) içeren kemik yıkımının biyokimyasal belirteçlerinin azalmasıyla sonuçlanmıştır. ACTONEL 5 mg film tablet'in deoksipiridinolin/kreatinin'i düşürmesi 14 günlük bir tedavi sonrasında belirgindir. Kemik yapı işaretlerindeki değişiklikler kemik yıkımı ve kemik yapımının çifte doğasına bağlı olarak, yıkım belirteçlerindeki değişikliklerden daha sonra gözlenmiştir. Kemik yıkım belirteçleri tedavinin 6. ayında taban seviyesinin altında kalan yaklaşık %40'lık alt seviyeye ulaşır ve devam eden tedaviyle 3 yıldan uzun bir süre sabit kalır. Kemik yıkımı en erken 14 gün ve en fazla 6 ay içerisinde azalır, menopoz öncesi dönemlerdeki kadınlarda görülen kemik yıkımına yakın yeni bir kararlı durum sağlar. ACTONEL 5 mg film tablet'in ACTONEL 35 mg film tablet ile karşılaştırıldığı 1 yıl süreli bir çalışmada, üriner kolojen çapraz bağlı N-telopeptid miktarlan sırasıyla %60 ve %61 olarak azalmıştır. Ek olarak serum kemiğe özgü alkalin fosfataz miktarı, ACTONEL 5 mg film tablet kullananlarda %42 ve ACTONEL 35 mg film tablet kullananlarda %41 oranında azalmıştır. ACTONEL östrojen değildir ve östrojen tedavisinin faydalarını ve zararlarım taşımaz.
Risedronat sodyumun ke
mik
mineral yoğunluğuna etkisi erkeklerde ve kadınlarda benzerdir.
6
Posimeriopozal Osteoporoz Tedavisi:
Düşük kemik kütlesi, düşük kemik mineral yoğunluğu, önceki kırıklarm varlığı, erken menopoz, sigara içme öyküsü, alkol tüketimi ve ailede osteoporoz öyküsü dahil olmak üzere postmenopozal osteoporozla bağlantılı olan birçok risk faktörü bulunmaktadır. Osteoporozun klinik sonucu kınklardır. Kırık riski, risk faktörlerinin sayısıyla artmaktadır,
Lomber spinal KMY'daki ortalama değişim üzerindeki etkilerine dayalı olarak bir yılda ACTONEL 35 mg (n=485) dozun günlük ACTONEL 5 mg dozla (n=480) eşdeğer olduğu, postmenopozal osteoporozlu kadınlarda yapılan çift kör, çok merkezli çalışma ile gösterilmiştir.
Günde bir defa uygulanan risedronat sodyum için klinik program risedronat sodyumun kalça ve vcrtebral kırıkları riski üzerindeki etkisini araştırmış olup, bu program kırıkları olan ve olmayan erken ve geç postmenopozal kadınları içermektedir. Günlük 2.5 mg ve 5 mg dozları araştırılmış olup, kontrol gruplan dahil bütün gruplar kalsiyum ve D vitamini (eğer başlangıç düzeyleri düşükse) almışlardır. Yeni vertebral ve kalça kırıklarının mutlak ve relatif riski, ilk olaya kadar geçen zaman analizi kullanılarak hesaplanmıştır.
• İki plasebo kontrollü çalışmaya (n=3661) başlangıçta vertebral kırıklan olan 85 yaşın altındaki postmenopozal kadınlar alınmıştır. Üç yıl süreyle günde 5 mg dozunda verilen risedronat sodyum yeni vertebral kırıkları riskini kontrol grubuna göre azaltmıştır. En az 2 veya en az 1 vertebra kırığı bulunan kadmlarda rölatif rİsk azalması sırasıyla % 49 ve % 41 olmuştur (yeni vertebral kırıklarının insidansı risedronat sodyum ile sırasıyla % 18.1 ve %
11.3 ve plasebo ile sırasıyla % 29.0 ve % 16.3 olmuştur). Tedavinin etkisi ilk yılın sonunda görülmeye başlamıştır. Başlangıçta çok sayıda kırığı olan kadınlarda da yararlar gösterilmiştir. Günde 5 mg risedronat sodyum, kontrol grubu ile karşılaştırıldığında yıllık boy kısalmasını da azahmıştır.
• İki ilave plasebo kontrollü çalışmaya 70 yaş üstündeki, başlangıçta vertebral kırıkları olan ve olmayan kadınlar dahil edilmiştir. Yaşı 70-79 arasında olan, femur boynu KMY T-skoru <-3 SS olan (üreticinin aralığı, yani NHANES III kullanılarak -2.5 SS) ve en az bir ilave risk faktörü bulunan kadınlar çalışmaya dahil edilmiştir. Kalça kırığı için en az bir iskelet dışı risk faktörü bulunan veya femur boynunda kemik mineral yoğunluğu düşük olan >80 yaşındaki kadınlar çalışmaya alınabilmişlerdir. Risedronate sodyumun plaseboya kıyasla etkinliği, iki tedavi grubu (2.5 mg ve 5 mg) verileri ile havuz oluşturulduğunda anlamlı farka ulaşmıştır. Aşağıdaki sonuçlar yalnızca, osteoporozun güncel tanımlarına ve klinik uygulamalarla tanımlanan alt grupların
a-posterioh
analizine dayanmaktadır:
- Femur boynu KMY T-skoru <-2.5 SS (NHANES III) olan ve başlangıçta en az bir vertebral kırığı bulunan hastaların alt grubunda, 3 yıl süreyle verilmiş olan risedronat sodyum kontrol grubuna göre kalça kınklarınm riskini % 46 azaltmıştır (kombine risedronat sodyum
2.5 ve 5 mg gruplarında kalça kırıklarının insidansı % 3.8, plasebo % 7.4);
- Veriler, çok yaşlı hastalarda (> 80 yaş) bundan daha sınırlı olan bir korunma gözlemlenebileceğini düşündürmektedir. Bu, artan yaşla birlikte kalça kırığı için iskelet dışı faktörlerin öneminin artmasına bağlı olabilir.
Bu çalışmalarda sekonder sonlanım noktası olarak analiz edilen veriler vertebral kınğı olmayan, düşük femur boynu KMY'u bulunan hastalarda ve vertebral kırığı olan ve olmayan düşük femur boyun KMY'u bulunan hastalarda yeni vertebral kırıklannın riskinin azaldığını göstermiştir.
• Üç yıl boyunca günde 5 mg verilen risedronat sodyum kontrol grubuna kıyasla lumbar omurga, femur boynu, trokanter ve bilekte kemik mineral yoğunluğu (KMY) artırmış ve radı us ortasında kemik yoğunluğunu korumuştur.
7
• Günde 5 mg dozda 3 yıllık risedronat sodyum tedavisinden sonra
I
yıllık izlemede kemik döngüsü hızında risedronat sodyumun baskılayıcı etkisi hızla geri dönmüştür.
• İki-üç yıl boyunca günde 5 mg dozda risedronat sodyum tedavisi gören postmenopozal kadınlardan alman kemik biyopsi örnekleri beklendiği gibi kemik döngüsünde orta derecede azalmayı göstermiştir, Risedronat sodyum tedavisi sırasında oluşan kemik normal lamellar yapıda ve mineralizasyonunda olmuştur. Bu veriler osteoporozlu kadınlarda vertebral bölgede osteoporoz ile ilişkili kırık insidansmm azalmasıyla birlikte kemik kalitesi üzerine olumsuz etkileri olmadığını göstermektedir.
• Hem risedronat sodyum kullanan grup hem de kontrol grubundan orta derecede ve ciddi gastrointestinal yakınmaları olan birkaç hastada elde edilen endoskopi bulguları tedavi ile ilişkili gastrik, duodenal veya Özafagus ülseri kanıtı göstermemiştir; buna rağmen risedronat sodyum grubunda seyrek olarak duodenit görülmüştür.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Emilim:
Oral yoldan alımı takiben absorpsiyon nispeten hızlıdır (tmax saat) ve incelenen doz aralığı içinde dozdan bağımsızdır (tek doz çalışması, 2,5 - 30 mg; çoklu doz çalışmaları günde
2.5 - 5 mg ve ayda ardarda iki gün alınan 75 mg doza kadar). Tabletin ortalama oral biyoyararlanımı % 0.63'tür ve yiyeceklerle birlikte alındığında azalmaktadır, Biyoyararlammı kadın ve erkeklerde farklılık göstermemektedir.
Dağılım:
insanlarda ortalama kararlı durum dağılım hacmi 6.3 1/kg'dır. Plazma proteinine bağlanma oranı yaklaşık %24'tür.
Bivotransformasvon:
Risedronat sodyumun sistemik metabolizmasına dair hiçbir kanıt yoktur.
Eliminasvon:
Absorbe edilen dozun yaklaşık yarısı 24 saat içerisinde idrarla atılmış vc bir intravenöz dozun % 85'i 28 gün sonra idrarda elde edilmiştir. Ortalama renal klerens 105 ml/dak ve ortalama toplam klerens 122 ml/dak olup, aradaki fark muhtemelen kemiğe adsorpsiyona bağlı klerensle ilgilidir. Renal klerens konsantrasyona bağlı değildir vc renal klerens ile kreatinin klerensi arasında lineer bir ilişki vardır. Renal klerens konsantrasyona bağımlı değildir vc renal klerens ile kreatinin klerensi arasında lineer bir ilişki vardır. Oral uygulamadan sonra konsantrasyon-zaman profili üç eliminasyon fazı göstermekte olup terminal yanlanma ömrü 480 saattir.
Doürusalhk/Doğrusal Olmayan Durum:
Oral yoldan alımı takiben absorpsiyon nispeten hızlıdır (tn,ax "“1 saat) ve 2.5 mg'dan 75 mg'a kadar tek ve çoklu doz uygulamasını takiben dozdan bağımsızdır.
Hastalara ait karakteristik özellikler:
Pedivatrik popülasvon:
Yaşı 18 den küçük olan hastalarda risedronatın farmakokinetik özellikleri araştırılmamıştır.
Geriyatrik popOlasvon:
Dozajın ayarlanmasına gerek yoktur.
Cinsiyet;
Oral uygulanımı takiben ACTONEL'in biyoyararlanımı ve farmakokinetiği kadın ve erkeklerde aynıdır.
Irk:
Irka göre farmakokinctik farklılıklar olup olmadığ) araştırılmamıştır.
Böbrek yetmezliği:
Risedronat böbrekler yoluyla, büyük oranda değişmeden atılır. Böbrek fonksiyonları normal olan kişilere kıyasla, kreatinin klerensi yaklaşık 30 mL/dk. olan hastalarda; risedronatm renal klerensinin yaklaşık % 70 oranında azaldığı saptanmıştır. Yeterli klinik deneyim mevcut olmadığı için ciddi böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi yaklaşık <30 mL/dk.) mevcut olan hastalarda kullanılması tavsiye edilmemektedir. Kreatinin klerensi >30 ıtıL/dk. olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur,
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda risedronatm etkililiği ve güvenliliğini değerlendirmek için araştırma yapılmamıştır. Sıçan, köpek ve insan karaciğer preparatlarında araştırıldığında risedronatm metabolize olmadığı saptanmıştır. Sıçanlarda intravenöz yolla verilen dozun çok küçük bir kısmı (< % 0.1) safra içine atılmıştır. Bu nedenle, karaciğer bozukluğu olan hastalarda doz ayarlamasına ihtiyaç duyulması muhtemel görünmemektedir.
Asetil salisilik asit/NSAİİ kullanıcılan:
Düzenli asetil salisilik asit veya NSAİİ kullanıcılarında (haftada 3 veya daha fazla) üst gastrointestinal istenmeyen olayların insidansı risedronat sodyum ile tedavi edilen hastalarda kontrol hastaları ile benzerdir.
5.3. Klinik öncesi gUvenliiik verileri
Sıçan ve köpeklerde yapılan toksikolojik çalışmalarda, esas olarak sıçanlardaki histolojik değişiklikler ile başlıca enzim artışları olmak üzere, risedronat sodyum dozuna bağlı karaciğcr toksisitcsi görülmüştür. Bu gözlemlerin klinikle ilişkisi bilinmemektedir. İnsanlardaki terapötik dozun fazlası olarak düşünülen miktarlarda, sıçanlarda ve köpeklerde testiküler toksisite ortaya çıkmıştır. Kemirgenlerde sıkhkla doz ile ilişkili üst solunum yolu irritasyonu bildirilmiştir. Diğer bifosfonatlarla da benzer etkiler görülmüştür. Klinik anlamı açık olmamakla birlikte kemirgenlerde uzun süreli çalışmalarda ah solunum yolu üzerinde de etkiler görülmüştür. Klinik kullanıma yakın dozlardaki üreme toksisitesİ çalışmalarında tedavi edilen sıçanların fötuslanmn sternum ve/vcya kafatasında kemikleşme değişiklikleri görülmüş; hipokalsemi ve mortalite gebeliği sonlandırmışür. Tavşanlardaki verİ az sayıda tavşana ait olmasına rağmen, sıçanlarda 3.2 mg/kg/gün, tavşanlarda 10 mg/kg/gün dozlarda teratojenite kanıtı elde edilememiştir. Anneye ait toksisite daha yüksek dozların denenmesine engel olmuştur. Genotoksisite ve karsinojenite çalışmaları insanlar için özel bir rİsk ortaya çıkarmamıştır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidral Mİkrokristalize selüloz Krospovidon Magnezyum stearat Sarı demir oksit E172 Kırmızı demir oksh E172 Hipromelloz
Makrogol 400 Hidroksipropilselüloz Makrogol 8000 Silikon dioksit Titanyum dioksit El71
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değildir,
6.3. Raf Ömrü
60 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
30 °C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayım?,.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Karton kutu içindeki şeffaf PVC/alüminyum blister içinde.
4 film tabletlik blister antıbalajlarda
6.6. Tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklannın Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak İmha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Sanofı aventis İlaçları Ltd. Şti.
Büyükdere Cad. No:193 Levent - İstanbul Tel: 212 339 10 00 Faks: 212 339 10 89
8. RUHSAT NUMARASI
113/84
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 10.04.2003 Ruhsat yenileme tarihi: -
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ