Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Cyteras 40 Mg Film Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

CYTERAS® 40 mg film tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:

Her bir film tablet; 40 mg sitalopram (49,96 mg sitalopram hidrobromür olarak) içerir.

Yardımcı maddeler:

Laktoz monohidrat.........152,04 mg

Kroskarmelloz sodyum.....12.00 mg

Yardımcı maddeler için 6.1.'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Film tablet

Beyaz, çentikli, yuvarlak, bikonveks film kaplı tablet.

Tabletler eşit iki parçaya bölünebilir.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

Depresyon tedavisi ve relaps/rekürenslerin önlenmesi,

Agorafobili veya agorafobisiz panik bozukluğu,

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) tedavilerinde kullanılır.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Tedavi süresi


Antidepresan etki genelde 2-4 hafta içinde görülür. Antidepresanlarla tedavi semptomatik olduğundan, iyileşmeden sonra relapsları engellemek için genellikle 6 ay gibi uygun bir süreboyunca tedavi devam ettirilmelidir. Tekrarlayıcı (ünipolar) depresyonu olan hastalarda yenikrizlerin önlenmesi için, idame tedavisine birkaç yıl devam edilmelidir.

Panik bozukluğu tedavisi amacı ile kullanıldığında CYTERAS, yaklaşık 3 ay sonra maksimum etki gösterir ve tedaviye devam edildiği sürece cevap korunur.

OKB tedavisinde etkinin başlaması 2-4 hafta olup, iyileşme zaman içinde görülür.

1 / 21

Selektif Serotonin Gerialım İnhibitörü (SSRI) tedavisinin kesilmesiyle görülen yoksunluk semptomları


Tedavinin aniden kesilmesinden kaçınılmalıdır. Yoksunluk reaksiyonu riskini azaltmak için sitalopram ile tedaviye son verileceği zaman doz, en az 1 - 2 haftalık süre içinde kademeliolarak azaltılmalıdır (bkz. bölüm 4.4 ve 4.8). Dozun azaltılması veya tedavinin kesilmesinitakiben tolere edilemeyen semptomlar meydana gelirse, önceden reçete edilen doza devamedilmesi düşünülebilir. Daha sonra doktor daha yavaş bir hızla dozu azaltmaya devamedebilir.

ErişkinlerDepresyon tedavisi


CYTERAS oral yoldan tek doz olarak, günde 20 mg kullanılır. Hastanın vereceği bireysel cevaba göre doz, günde en fazla 40 mg'a yükseltilebilir.

Panik bozukluğu tedavisi


Günlük 20 mg'lık doza çıkmadan önce ilk hafta, günde 10 mg oral doz önerilir. Hastanın vereceği bireysel cevaba göre doz, günde en fazla 40 mg'a yükseltilebilir.

OKB tedavisi


Başlangıç için önerilen günlük doz 20 mg'dır. Hastanın vereceği bireysel cevaba göre doz, günde en fazla 40 mg'a yükseltilebilir.

Uygulama şekli:

CYTERAS günde tek doz olarak kullanılır. CYTERAS besin alımından bağımsız olarak günün herhangi bir zamanında alınabilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek yetmezliği:

Hafif veya orta derecede böbrek bozukluğu olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez. Şiddetli böbrek bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klerensi < 30 ml/dakika, bkz. bölüm5.2) dikkatli olunması tavsiye edilir.

Karaciğer yetmezliği:

Hafif veya orta derecede karaciğer bozukluğu olan hastalarda tedavinin ilk iki haftalık bölümünde başlangıç dozu olarak günde 10 mg kullanılması önerilir. Hastanın vereceğibireysel cevaba göre doz, günde en fazla 20 mg'a yükseltilebilir. Şiddetli karaciğer bozukluğu

2 / 21

olan hastalarda tedbirli olunması ve çok dikkatli doz titrasyonu yapılması tavsiye edilir (bkz. bölüm 5.2).

Pediyatrik popülasyon (18 yaş altı):

CYTERAS, çocuklar ve 18 yaşın altındaki adölesanların tedavisinde kullanılmamalıdır (bkz. bölüm 4.4).

Geriyatrik popülasyon (65 yaş üstü):

Yaşlı hastalarda doz, önerilen günlük dozun yarısına düşürülmelidir (ör. günlük 10-20 mg). Yaşlı hastalar için önerilen doz günde en fazla 20 mg'dır.

CYP2C19 enzimi için zayıf metabolizörler

CYP2C19 enzimi için zayıf metabolizör olan hastalarda tedavinin ilk iki haftalık bölümünde başlangıç dozu olarak günde 10 mg kullanılması önerilir. Bireysel hasta cevabına göre dozgünde en fazla 20 mg'a yükseltilebilir (bkz. bölüm 5.2).

4.3. Kontrendikasyonlar

Etkin madde veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir (bkz. bölüm 6.1).

Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI)


Sitalopram, günde 10 mg üzeri selejilinin de dahil olduğu bir MAOI ile beraber kullanılmamalıdır. Geri dönüşümsüz bir MAOI ile tedaviye son verildikten 14 gün sonrasınakadar veya geri dönüşümlü bir MAOI ile tedaviye son verildikten sonra bu ilacın kullanmatalimatında belirtilen zaman sonuna kadar sitalopram verilmemelidir. MAOI'ler ile tedaviye,sitalopram tedavisine son verildikten 7 gün sonra başlanabilir (bkz. bölüm 4.5).

Kan basıncının yakından gözlenmesi ve izlenmesi için yeterli imkanın olmadığı durumlarda, sitalopramın linezolid ile birlikte kullanılması kontrendikedir.

Pimozid ile birlikte kullanılması kontrendikedir (bkz. bölüm 4.5).

Sitalopram, bilinen uzamış QT aralığı veya konjenital uzamış QT sendromu olan hastalarda kontrendikedir.

Sitalopramın QT aralığını uzattığı bilinen diğer tıbbi ürünler ile kullanımı kontrendikedir (bkz. bölüm 4.5).

3 / 21

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Yaşlı hastalarda ve karaciğer veya böbrek yetmezliği olan hastalarda tedavi için bakınız bölüm 4.2.

Antidepresan ilaçların özellikle çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının, intihar düşünce ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bunedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun artırılma/azaltılma ya dakesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibibeklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerekailesi gerekse tedavi edicilerce yakinen izlenmesi gereklidir.

Çocuklar ve 18 yaşın altındaki adölesanlarda kullanımı


Antidepresanlar, çocuklar ve 18 yaşın altındaki adölesanların tedavisinde kullanılmamalıdır. Klinik çalışmalarda antidepresanlar ile tedavi edilen çocuklar ve adölesanlar, plasebo iletedavi edilenlerle karşılaştırıldığında intiharla ilişkili davranışlar (intihar girişimi ve intihardüşünceleri) ve düşmanlık (çoğunlukla saldırganlık, zıtlaşma davranışı ve sinirlilik) daha sıkgözlenmiştir. Klinik bir gereksinime dayanarak yine de tedavi etme kararı alınırsa, hastaintihar semptomlarının ortaya çıkmasına karşı dikkatle izlenmelidir.

Bununla beraber, çocuklar ve adölesanların büyüme, olgunlaşma ve kognitif ve davranışsal gelişimlerine ilişkin uzun süreli güvenlilik verileri yeterli değildir.

Paradoksal anksiyete


Panik bozukluğu olan bazı hastalar, antidepresan tedavisinin başında artan anksiyete semptomları yaşayabilir. Bu paradoksal reaksiyon, tedaviye başlanmasından itibaren ilk ikihafta içinde çoğunlukla hafifler. Olası paradoksal anksiyojenik etkileri azaltmak için düşükbaşlangıç dozu önerilir (bkz. bölüm 4.2).

Hiponatremi


Muhtemelen uygunsuz antidiüretik hormon salgısı sebebiyle, SSRI kullanımı ile beraber nadir görülen bir yan etki olarak hiponatremi bildirilmiştir ve genellikle tedavininsonlandırılmasıyla geri dönüşümlüdür. Özellikle yaşlı kadın hastalarda risk daha yüksektir.

İntihar/intihar düşüncesi veya klinik kötüleşme


Depresyon, intihar düşüncesi, kendine zarar verme ve intihar (intiharla ilişkili olaylar) riskinde artış ile kendini gösterir. Bu risk, anlamlı bir remisyon oluşuncaya kadar devametmektedir. Tedavinin ilk birkaç haftası veya daha fazla sürede bir gelişme oluşamayabileceğiiçin hastalar, bir gelişme oluşuncaya kadar yakından izlenmelidir. Genel klinik tecrübeye göreiyileşmenin erken evrelerinde intihar riski artabilir.

4 / 21

Sitalopramın reçetelendirildiği diğer psikiyatrik durumlar da intiharla ilişkili olayların riskinde bir artış ile ilişkilendirilebilir. İlave olarak bu durumlar majör depresif bozukluklarile eş zamanlı olabilir. Bundan dolayı majör depresif bozukluğu olan hastalar tedavi edilirkenuygulanan önlemlerin aynısı diğer psikiyatrik bozukluğu olan hastalar tedavi edilirken deuygulanmalıdır.

İntiharla ilişkili olaylar geçmişi olan hastalar veya tedavi başlangıcından önce anlamlı derecede intihar düşüncesi sergileyen kişilerde intihar düşüncesi veya intihar girişimi riskinindaha fazla olduğu bilinmektedir. Bu kişiler tedavi sırasında dikkatle izlenmelidir.

Psikiyatrik bozukluğu olan yetişkin hastalarda, antidepresanlara ilişkin yapılan, plasebo kontrollü bir meta-analiz çalışması, 25 yaşın altındaki hastalarda intihar davranışı riskinin,plasebo ile karşılaştırıldığında, antidepresan alanlarda arttığını göstermiştir.

Hastalar yakından izlenmelidir ve bilhassa yüksek risk taşıyan hastalara, özellikle tedavinin erken evrelerinde ve doz değişikliklerini izleyen dönemlerde eşlik edilmelidir. Hastalar (vehastaya bakım verenler), herhangi bir klinik kötüleşme, intihar davranışı veya düşüncesi vedavranışlarda olağan dışı değişiklikler ortaya çıkması olasılığına karşı hastanın izlenmesigerektiği konusunda ve bu semptomlar ortaya çıktığında hemen bir doktora başvurmasıgerektiği konusunda uyarılmalıdır.

Akatizi/psikomotor huzursuzluk


SSRI/SNRI (SNRI: Serotonin-noradrenalin geri alım inhibitörü) kullanımı, akatizi gelişimi (subjektif olarak hoş olmayan veya sıkıntılı huzursuzluk ile karakterize ve çoğu kezoturamama veya hareketsiz duramama ile karakterize hareket etme ihtiyacı) ileilişkilendirilmiştir. Bu durum çoğunlukla tedavinin ilk birkaç haftası içinde oluşmaktadır. Busemptomların geliştiği hastalarda, dozun arttırılması zararlı olabilir.

Mani


Manik-depresif hastalarda, manik faza doğru değişim görülebilir. Hasta manik faza girerse sitalopram tedavisi sonlandırılmalıdır.

Nöbetler


Antidepresan ilaçlarda nöbetler potansiyel risktir. Nöbet gelişen her hastada sitalopram tedavisi bırakılmalıdır. Stabil olmayan epilepsi hastalarında sitalopram kullanımındankaçınılmalıdır ve kontrollü epilepsi hastaları dikkatle izlenmelidir. Nöbet sıklığında artışolursa sitalopram tedavisi kesilmelidir.

Diyabet


5 / 21

Diyabeti olan hastalarda bir SSRI ile tedavi, glisemik kontrolü değiştirebilir. İnsülin ve/veya oral hipoglisemik dozunun ayarlanması gerekebilir.

Serotonin sendromu


SSRI tedavisi gören hastalarda nadiren serotonin sendromu bildirilmiştir. Ajitasyon, tremor, miyokloni ve hipertermi gibi semptomların birlikte oluşumu bu durumun gelişimine işaretedebilir. Sitalopram ile tedavi derhal sonlandırılmalı ve semptomatik tedavi başlatılmalıdır.

Serotonerjik ilaçlar


Sitalopram, sumatriptan veya diğer triptanlar, tramadol, oksitriptan ve triptofan gibi serotonerjik etkileri olan ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır.

Kanama


SSRI'lar ile tedavide deri kanama zamanı ve/veya ekimoz, jinekolojik kanamalar, gastrointestinal kanamalar ve diğer deri ve mukoza kanamaları gibi kanama anomalileribildirilmiştir (bkz. bölüm 4.8). SSRI'larla tedavi edilen yaşlı hastalarda gastrointestinalkanama riski artabilir. SSRI kullanan hastalarda, özellikle trombosit fonksiyonunu etkilediğibilinen etkin maddeler veya kanama riskini artırabilen diğer etkin maddeler ile birliktekullanımda ve ayrıca kanama bozukluğu geçmişi olan hastalarda dikkatli olunması tavsiyeedilir (bkz. bölüm 4.5).

Glokom


Diğer SSRI'larla olduğu gibi, sitalopram midriyazise neden olabileceği için dar açılı glokomu olan veya glokom hikayesi olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.

EKT (Elektrokonvülsif terapi)


SSRI'ların ve EKT'nin eşzamanlı uygulanması konusunda kısıtlı klinik tecrübe olduğu için dikkatli olunmalıdır.

St. John's Wort


Sitalopram ve St. John's Wort (Hypericum perforatum) içeren bitkisel preparatların birlikte kullanımında yan etkiler daha yaygın olabilir. Bu nedenle, sitalopram ve St. John's Wortpreparatları birlikte kullanılmamalıdır (bkz. bölüm 4.5).

SSRI tedavisinin kesilmesiyle görülen yoksunluk semptomları


Tedavi sonlandırıldığında, özellikle aniden kesildiğinde yoksunluk semptomları yaygındır (bkz. bölüm 4.8). Sitalopram ile yürütülen bir rekürans önleme çalışmasında aktif tedavinin

6 / 21

kesilmesinden sonraki yan etkiler, sitaloprama devam eden hastaların %20'sine karşı tedavinin kesildiği hastaların %40'ında görülmüştür.

Yoksunluk semptomlarının riski, tedavi süresi ve dozu ile doz azaltma hızını içeren birkaç faktöre bağlı olabilir. Baş dönmesi, duyusal bozukluklar (parestezi dahil), uyku bozuklukları(imsomnia ve yoğun rüyalar dahil), ajitasyon veya anksiyete, bulantı ve/veya kusma, tremor,konfüzyon, terleme, baş ağrısı, diyare, palpitasyonlar, duygusal dengesizlik, irritabilite vegörme bozuklukları en yaygın olarak bildirilen reaksiyonlardır. Bu semptomlar genelliklehafif ve orta şiddettedir fakat bazı hastalarda şiddetli olabilirler.

Çoğu zaman tedavi kesildikten sonraki ilk birkaç gün içinde ortaya çıkarlar fakat nadiren, istemeden doz atlamış olan hastalarda da bu tür semptomların görüldüğü bildirilmiştir.

Bu semptomlar genellikle kişiye özgüdür ve çoğu zaman iki hafta içinde çözümlenmesine rağmen bazı bireylerde bu süre uzayabilir (2-3 ay veya daha uzun). Bu nedenle, tedavikesileceği zaman sitalopram, hastanın ihtiyaçlarına göre birkaç hafta veya aylık süredekademeli olarak azaltılmalıdır (bkz. bölüm 4.2 SSRI tedavisinin kesilmesiyle görülenyoksunluk semptomları).

Psikoz


Depresif episodları olan psikotik hastalarda tedavisi, psikotik semptomları artırabilir.

QT aralığı uzaması


Sitalopram doza-bağımlı QT intervali uzamasıyla ilişkilendirilmiştir. Pazarlama sonrası dönemde ağırlıklı olarak kadın hastalarda, hipokalemisi olanlarda ya da önceden QT uzamasıveya başka kardiyak hastalıkları olanlarda, QT aralığı uzaması ve Torsades de Pointes dahilolmak üzere ventriküler aritmi bildirimleri olmuştur (bkz. bölüm 4.3, 4.5, 4.8, 4.9 ve 5.1).

Torsade de Pointes geliştirme riski yüksek olan hastalarda, örneğin konjestif kalp yetmezliği olanlar, yeni geçirilmiş miyokard enfarktüsü olanlar, bradiaritmileri olanlar ya da eş zamanlıhastalık veya ilaç kullanımı nedeniyle hipokalemi ya da hipomagnezemiye yatkınlığıolanlarda dikkatli olunması önerilmektedir.Hipokalemi veya hipomagnezemi gibi elektrolitbozuklukları malign aritmi riskini artırır. Sitalopram ile tedaviye başlamadan önce bunlarındüzeltilmesi gereklidir.

Stabil kardiyak hastalığı olan hastalar tedavi ediliyorsa, tedaviye başlamadan önce elektrokardiyografi (EKG) ile değerlendirilmesi düşünülmelidir.

7 / 21

Eğer sitalopram ile tedavi sırasında kardiyak aritmi oluşursa, tedavi sonlandırılmalıdır ve EKG uygulanmalıdır.

Yardımcı maddeler


CYTERAS her bir tablette 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum içermektedir, dozu nedeniyle herhangi bir uyarıya gerek yoktur.

Nadir kalıtsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Farmakodinamik etkileşimler


Farmakodinamik seviyede; sitalopramın moklobemid ve buspiron ile birlikte kullanımı sonucu birkaç serotonin sendromu vakası görülmüştür.

Kontrendike kombinasyonlarMAO inhibitörleri


Sitalopram ve MAO inhibitörlerinin eş zamanlı kullanımı, serotonin sendromu dahil, ciddi istenmeyen etkilerle sonuçlanabilir (bkz. bölüm 4.3). SSRI ile birlikte, geri dönüşümsüz birMAOI olan selejilin ve geri dönüşümlü MAOI olan linezolid ve moklobemid de dahil olmaküzere bir MAOI alan ve SSRI tedavisini yeni bırakıp MAOI tedavisine başlamış hastalardaciddi ve bazen ölümcül reaksiyonlar rapor edilmiştir. Bazı vakalarda serotonin sendromunabenzer özelliklere rastlanmıştır. Bir etkin maddenin bir MAOI ile etkileşim semptomları;hipertermi, rijidite, miyokloni, yaşamsal göstergelerde olası ani değişiklikler ile otonomikinstabilite, konfüzyon, irritabilite ve koma ve deliryuma kadar ilerleyen aşırı ajitasyonukapsayan mental durum değişiklikleridir (bkz. bölüm 4.3).

Pimozid


Çalışmanın başından itibaren sürekli olmamasına karşın, 11 gün boyunca günde 40 mg rasemik sitalopram ile tedavi edilenlere 2 mg tek doz pimozidin beraber uygulanmasıpimozidin EAA ve Cmaks değerlerinde artışa yol açmıştır.

Uzun QTsendromuna neden olan diğer ilaçlarla birlikte kullanım:


Pimozid ve sitalopramın beraber kullanımı QTc aralığında yaklaşık olarak 10 msn'lik ortalama bir artış ile sonuçlanmıştır. Pimozidin düşük dozunda elde edilen etkileşim nedeniylesitalopram ve pimozidin beraber kullanımı kontrendikedir.

8 / 21

Kullanımında önlem gerektiren kombinasyonlarSelejilin (selektif MAO-B inhibitörü)


Sitalopram (günde 20 mg) ve selejilinin (günde 10 mg) (selektif bir MAO-B inhibitörü) eş zamanlı uygulandığı bir farmakokinetik/farmakodinamik etkileşim çalışmasında, klinik olarakbelirgin etkileşimler gözlenmemiştir. Sitalopram ve günde 10 mg'dan yüksek dozlardaselejilinin eş zamanlı kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).

Serotonerjik tıbbi ürünlerLityum ve triptofan


Sitalopramın lityumla beraber verildiği klinik çalışmalarda farmakodinamik etkileşimlere rastlanmamıştır. Ancak, SSRI'lar lityum veya triptofan ile beraber verildiğinde etki artışınadair raporlar mevcuttur, bu sebeple, sitalopramın bu ilaçlarla beraber kullanımında dikkatedilmelidir. Lityum seviyelerinin rutin izlenmesine her zamanki gibi devam edilmelidir.Serotonerjik ilaç (ör: tramadol, sumatriptan) ile beraber alınması 5-HT'ye bağlı etkilerinartışına yol açabilir. Daha fazla bilgi edilinene kadar, sitalopram ve sumatriptan ve diğertriptanlar gibi 5-HT agonistlerinin eş zamanlı kullanımı önerilmez (bkz. bölüm 4.4).

St. John's Wort


SSRI'lar ile St. John's Wort (hypericum perforatum) arasında istenmeyen etkilerin artışı ile sonuçlanabilecek dinamik etkileşmeler olabilir (bkz. bölüm 4.4). Farmakokinetik etkileşimleraraştırılmamıştır.

Kanama


Antikoagülanlar, non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar (NSAID), asetil salisilik asit, dipiridamol ve tiklopidin gibi platelet fonksiyonunu etkileyen tıbbi ürünler veya kanamariskini artırabilen diğer ilaçlar (ör:atipik antipsikotikler, fenotiyazinler, trisiklik

antidepresanlar) ile aynı anda tedavi edilen hastalarda dikkat gerekmektedir (bkz. bölüm 4.4).

Elektrokonvülzif tedavi (EKT)


Elektrokonvülzif tedavi ile sitalopramın kombine kullanımının risk veya yararlarını ortaya koyan klinik çalışma mevcut değildir (bkz. bölüm 4.4).

Alkol


Sitalopram ve alkol arasında herhangi bir farmakodinamik veya farmakokinetik etkileşim gösterilmemiştir. Ancak, sitalopram ve alkolün birlikte kullanılması önerilmez.

Nöbet eşiğini düşüren tıbbi ürünler


SSRI'lar nöbet eşiğini düşürebilirler. Nöbet eşiğini düşürme etkisi olan ilaçlar (ör:

9 / 21

antidepresanlar [trisiklikler, SSRI'lar], nöroleptikler [fenotiyazinler, tiyoksantenler ve butirofenonlar], meflokin, bupropiyon ve tramadol) ile eş zamanlı kullanımda dikkatliolunması önerilir.

QTaralığı uzaması


Sitalopram ve QT aralığını uzatan diğer tıbbi ürünler arasında farmakokinetik ve farmakodinamik çalışmalar yapılmamıştır. Sitalopram ve bu ilaçların ilave etkileridışlanamamaktadır. Bu nedenle, sitalopramın Sınıf IA ve III antiaritmikler, antipsikotikler (ör:fenotiyazin türevleri, pimozid, haloperidol), trisiklik antidepresanlar, bazı antimikrobiyalajanlar (ör: sparfloksasin, moksifloksasin, eritromisin IV, pentamidin, anti-sıtma ilaçlarıözellikle halofantrin), bazı antihistaminikler (astemizol, mizolastin) gibi QT aralığını uzatantıbbi ürünler ile eş zamanlı uygulanması kontrendikedir.

Farmakokinetik etkileşimler


Sitalopramın demetilsitaloprama biyotrasformasyonu; sitokrom P450 sistemi izozimleri olan CYP2C19 (yaklaşık

%%%

31) tarafındangerçekleştirilir. Sitalopramın birden fazla CYP tarafından metabolize edilmesi gerçeği;biyotransformasyon inhibisyonunun, bir enzimin inhbisyonunun diğer biri tarafındandengelenebileceği olasılığından daha düşük olduğu anlamına gelmektedir. Bu nedenle,sitalopramın diğer ilaçlarla beraber alınmasının, farmakokinetik ilaç etkileşimleri oluşturmariski düşüktür.

Yiyecek


Sitalopramın absorpsiyonu ve diğer farmakokinetik özelliklerinin yiyeceklerden etkilendiğine dair bir bildirim olmamıştır.

Diğer ilaçların sitalopram farmakokinetiği üzerine etkisi


Ketokonazol (potent CYP3A4 inhibitörü) ile beraber alınması sitalopramın farmakokinetiğini değiştirmemiştir. Lityum ve sitalopram ile yapılan farmakokinetik etkileşim çalışmasındaherhangi bir farmakokinetik etkileşime rastlanmamıştır. Simetidin (potent CYP2D6, 3A4 ve1A2 inhibitörü) sitalopramın ortalama kararlı durum seviyelerinde orta derecede artışa yolaçmıştır. Sitalopram, simetidin ile birlikte uygulandığında, dikkatli olunması tavsiye edilir.Doz ayarlaması gerekebilir.

Sitalopramın diğer ilaçlar üzerine etkileri


Sitalopramla metoprololün (bir CYP2D6 sübstratı) beraber alındığı bir farmakokinetik / farmakodinamik etkileşim çalışması; metoprolol konsantrasyonlarında iki katı artış olduğunu

10 / 21

göstermiştir ancak, metoprololün sağlıklı gönüllülerde kan basıncı ve kalp hızı üzerinde olan etkisinde istatistiksel olarak belirgin bir artış gözlenmemiştir. Sitalopram ve metoprolol eşzamanlı uygulandığında dikkatli olunması tavsiye edilir. Doz ayarlaması gerekebilir.

Sitalopram ve demetilsitalopram; belirgin inhibitör etkisi olduğu bilinen diğer SSRI'larla karşılaştırıldığında, CYP2C9, CYP2E1 ve CYP3A4'ün ihmal edilebilir ölçüde inhibitörleri vesadece CYP1A2, CYP2C19 ve CYP2D6'nın zayıf inhibitörleridir.

Levomepromazin, digoksin ve karbamazepin


Sitalopram, CYP1A2 sübstratları (klozapin ve teofilin), CYP2C9 (varfarin), CYP2C19 (imipramin ve mefenitoin), CYP2D6 (spartein, imipramin, amitriptilin ve risperidon) veCYP3A4 (varfarin, karbamazepin (ve metaboliti karbamazepin epoksit)) ile birlikteverildiğinde bir değişim gözlenmemiş veya klinik olarak önemli olmayan çok küçükdeğişiklikler görülmüştür.

Sitalopram ve levomepromazin veya digoksin arasında, sitalopramın P-glikoproteini indüklediği veya inhibe ettiğini gösteren herhangi bir etkileşim gözlenmemiştir.

Desipramin, imipramin


Bir farmakokinetik çalışmada, sitalopram ve imipramin seviyelerinde herhangi bir etki gösterilmezken, imipraminin primer metaboliti olan desipramin seviyelerinde artış olmuştur.Desipramin sitalopram ile kombine edildiğinde, desipraminin plazma konsantrasyonlarındaartış gözlenmiştir. Desipramin dozunun azaltılması gerekebilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Etkileşim çalışması yapılmamıştır.

Pediyatrik popülasyon:

Etkileşim çalışması yapılmamıştır.

4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi C'dir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Gebelik dönemi

11 / 21

Gebe kadınlara ait yayımlanmış veriler (2500'den fazla maruziyet sonucu) herhangi bir malformatif feto-/neonatal toksisiteye işaret etmemektedir. Hamilelerde kullanımı hakkındaklinik tecrübe sınırlıdır. Ancak, çok açıkça gerekli olmadıkça ve risk/yarar değerlendirmesiçok dikkatli yapılmadan sitalopram gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Hamileliğin ileri evrelerinde (özellikle son üç ayında) sitalopram kullanımı devam ederse, yeni doğanlar gözlemlenmelidir. Hamilelik sırasında ilacın aniden kesilmesindenkaçınılmalıdır.

Hamileliğin ileri evrelerinde SSRI/SNRI kullanımı sonrası yeni doğanlarda şu etkiler oluşabilir: solunum güçlüğü, siyanoz, apne, nöbetler, sıcaklık dengesizliği, beslenme güçlüğü,kusma, hipoglisemi, hipertoni, hipotoni, hiperrefleksi, tremor, sinirlilik, iritabilite, letarji,sürekli ağlama, uyuklama hali ve uyuma zorluğu. Bu semptomlar, serotojenik etkilerden veyakesilme semptomlarından dolayı olabilir. Örneklerin çoğunda komplikasyonlar doğumdanhemen sonra veya 24 saatten az bir süre içinde başlamaktadır.

Gebelik sırasında, özellikle ileri evrelerinde, SSRI kullanımına ilişkin epidemiyolojik veriler, yeni doğanda kalıcı pulmoner hipertansiyon riskinde artış olduğunu ortaya koymaktadır. Risk,1000 gebelikten yaklaşık 5'inde gözlemlenmiştir. Genel popülasyonda, 1000 gebelikten 1-2'sinde kalıcı pulmoner hipertansiyon vakası meydana gelmektedir.

Laktasyon dönemi

Sitalopram anne sütüne geçmektedir. Emmekte olan bebeğin, annenin günlük dozunun (mg/kg) yaklaşık

%Üreme yeteneği/Fertilite

Hayvan verileri sitalopramın sperm kalitesini etkilediğini göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). SSRI'lar ile olan insan vaka raporları sperm kalitesindeki etkilerin geri dönüşümlü olduğunugöstermiştir. İnsan fertilitesi üzerindeki etkisine ait veriler yetersizdir.

4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Sitalopramın araç ve makine kullanma üzerinde hafif veya orta düzeyde etkisi bulunmaktadır. Psikoaktif tıbbi ürünler, acil durumlara tepki verme ve değerlendirme yetisini azaltabilirler.Hastalar bu etkiler hakkında bilgilendirilmeli ve araç veya makine kullanma yeteneklerininetkilenebileceği konusunda uyarılmalıdır.

12 / 21

4.8 İstenmeyen etkiler

Sitalopramla gözlemlenen advers etkiler genellikle hafif ve geçicidir. Tedavinin ilk veya ikinci haftalarında daha sık olarak görülürler ve ardından genellikle kaybolurlar. Adversetkiler “MedDRA Tercih Edilen Terim”e göre verilmiştir.

Şu reaksiyonlar için doz yanıt ilişkisi vardır: terleme artışı, ağız kuruluğu, uykusuzluk, uyuklama hali, ishal, bulantı ve yorgunluk.

Aşağıdaki tablo, çift-kör plasebo kontrollü çalışmalarda veya pazarlama sonrası dönemde hastaların %1'i ve

%

1'inden fazlasında görülen ve SSRI'lar ve/veya sitalopramlailişkilendirilen advers etkilerin yüzdesini göstermektedir. Sıklıklar şu şekildegruplandırılmaktadır: çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100, <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000,<1/100); seyrek (>1/10.000, <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor).

MedDRA Sistem Organ Sınıfı

Sıklık

Advers etki

Kan ve lenf sistemi bozuklukları
Bilinmiyor
Trombositopeni
Bağışıklık sistemi bozuklukları
Bilinmiyor

Hipersensitivite Anafilaktik reaksiyon

Endokrin bozukluklar
Bilinmiyor
Uygunsuz ADH salgısı
Metabolizma ve beslenme bozuklukları
Yaygın
İştah azalması, kilo azalması
Yaygın olmayan
İştah artışı, kilo artışı
Seyrek
Hiponatremi
Bilinmiyor
Hipokalemi

13 / 21

Psikiyatrik bozukluklar
Yaygın
Ajitasyon, libido azalması, anksiyete, sinirlilik hali,konfüzyonel durum, orgazmanomalisi (kadın), anormal rüyalar
Yaygın olmayan
Agresyon, depersonalizasyon, halüsinasyon, mani
Bilinmiyor
Panik atak, bruksizm, huzursuzluk, intihar düşüncesi, intiharla ilişkilidavranışlar1
Sinir sistemi bozuklukları
Çok yaygın
Uyuklama hali, uykusuzluk
Yaygın
Tremor, parestezi, baş dönmesi, dikkat bozukluğu
Yaygın olmayan
Senkop
Seyrek
Grand mal konvülsiyon, diskinezi, tat alma bozukluğu
Bilinmiyor

Konvülsiyon, serotonin sendromu, ekstrapiramidal bozukluk, akatizi,hareket bozukluğu

Göz bozuklukları
Yaygın olmayan
Midriyazis
Bilinmiyor
Görme bozukluğu
Kulak ve iç kulak bozuklukları
Yaygın
Çınlama
Kardiyak bozukluklar
Yaygın olmayan
Bradikardi, taşikardi
Bilinmiyor
Elektrokardiyogramda QT uzaması, Torsades de Pointes dahilventriküler aritmi

Vasküler

bozukluklar

Seyrek
Kanama
Bilinmiyor
Ortostatik hipotansiyon
Solunum sistemi, göğüs ve mediastinalbozukluklar
Yaygın
Esneme
Bilinmiyor
Burun kanaması

Gastrointestinal

bozukluklar

Çok yaygın
Ağız kuruluğu, bulantı
Yaygın
İshal, kusma, kabızlık
Bilinmiyor
Gastrointestinal kanama

14 / 21



(rektal kanama dahil)

Hepato-bilier

bozukluklar

Seyrek
Hepatit
Bilinmiyor
Anormal karaciğer fonksiyon testleri
Deri ve deri altı doku bozuklukları
Çok yaygın
Terleme artışı
Yaygın
Kaşıntı
Yaygın olmayan
Ürtiker, alopesi, kızarıklık, purpura, fotosensitivite
Bilinmiyor
Ekimoz, anjiyoödem
Kas-iskelet sistemi bozuklukları, bağ dokuve kemik bozuklukları
Yaygın
Miyalji, artralji
Böbrek ve idrar yolu bozuklukları
Yaygın olmayan
Üriner retansiyon
Üreme sistemi ve meme bozuklukları
Yaygın
İktidarsızlık, boşalma bozukluğu, boşalma eksikliği
Yaygın olmayan
Kadın: Menoraji
Bilinmiyor
Galaktore Kadın: MetrorajiErkek: Priapizm
Genel ve uygulama bölgesine ilişkinbozukluklar
Yaygın
Yorgunluk
Yaygın olmayan
Ödem
Seyrek
Yüksek ateş

Hasta sayısı: Sitalopram/plasebo = 1346/545

1 Sitalopram tedavisi sırasında veya tedavinin sonlandırılmasının ardından erken dönemde, intihar düşüncesi ve intihar ile ilişkili davranışlara ilişkin vakalar bildirilmiştir (bkz. bölüm4.4).

Kemik kırılmaları


Esas olarak 50 yaş ve üzerindeki hastalarda yürütülen epidemiyolojik çalışmalar, SSRI ve trisiklik antidepresan alan hastalarda kemik kırılması riskinde bir artış olduğunu göstermiştir.Bu riski oluşturan mekanizma bilinmemektedir.

QT aralığı uzaması


15 / 21

Pazarlama sonrası dönemde, ağırlıklı olarak kadın hastalarda, hipokalemisi olanlarda ya da önceden QT uzaması veya başka kardiyak hastalıkları olanlarda, QT aralığı uzaması veTorsades de Pointes dahil olmak üzere ventriküler aritmi bildirimleri olmuştur (bkz. bölüm4.3, 4.4, 4.5, 4.9 ve 5.1).

SSRI tedavisinin kesilmesiyle görülen yoksunluk semptomları

Sitalopram tedavisinin sonlandırılması, özellikle aniden kesilmesi yaygın olarak yoksunluk semptomlarına neden olur. Baş dönmesi, duyusal bozukluklar (parestezi dahil), uykubozuklukları (insomnia ve yoğun rüyalar dahil), ajitasyon veya anksiyete, bulantı ve/veyakusma, tremor, konfüzyon, terleme, baş ağrısı, diyare, palpitasyonlar, duygusal dengesizlik,irritabilite ve görme bozuklukları en yaygın olarak bildirilen reaksiyonlardır. Bu semptomlargenellikle hafif ve orta şiddettedir ve kişiye özgüdür. Fakat bazı hastalarda şiddetli olabilirve/veya daha uzun sürebilirler. Bu nedenle, sitalopram tedavisi daha fazla gerekligörülmediğinde tedavi kesilirken doz kademeli olarak azaltılmalıdır (bkz. bölüm 4.2 ve 4.4).

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir

(www.titck.gov.tr[email protected] Doz aşımı ve tedavisi

Toksisite


Sitalopramın doz aşımı konusunda kapsamlı klinik veri sınırlıdır ve birçok vaka bildirimi diğer ilaçlar/alkol ile beraber kullanımındaki doz aşımlarını içermektedir. Sitalopramla tekbaşına doz aşımında ölüm vakaları bildirilmiştir fakat ölüm vakalarının çoğunluğu beraberkullanıldığı ilaçların doz aşımını içermektedir.

Semptomlar


Sitalopram doz aşımında şu semptomlar bildirilmiştir: konvülsiyon, taşikardi, uyuklama hali, QT aralığı uzaması, koma, kusma, tremor, hipotansiyon, kalp durması, bulantı, serotoninsendromu, ajitasyon, bradikardi, baş dönmesi, dal bloğu, QRS uzaması, hipertansiyon vemidriyazis, Torsades de Pointes, stupor, terleme, siyanoz, hiperventilasyon ve atriyal veventriküler aritmi.

Tedavi

16 / 21

Sitalopramın bilinen spesifik bir antidotu bulunmamaktadır. Tedavi, semptomatik ve destekleyici olmalıdır. Aktif kömür, sodyum sülfat gibi ozmotik olarak çalışan bir laksatif vemidenin boşaltılması dikkate alınmalıdır. Eğer bilinç bozukluğu varsa, hasta entübeedilmelidir. EKG ve yaşamsal belirtiler izlenmelidir.

Konjestif kalp yetmezliği/bradiaritmileri olan hastalarda, QT aralığını uzatan ilaçları eş zamanlı kullanan veya metabolizması etkilenmiş (ör: karaciğer bozukluğu olan) hastalardaaşırı doz durumunda EKG izlenmesi tavsiye edilir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1 Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: antidepresanlar, selektif serotonin geri alım inhibitörleri.

ATC kodu: N 06 AB 04

Etki mekanizması


Biyokimyasal çalışmalar ve davranış çalışmaları sitalopramın, serotonin (5-HT)-geri alımının potent bir inhibitörü olduğunu göstermiştir. Uzun dönem sitalopram tedavisi sonucu 5-HTgeri alım inhibisyonuna tolerans oluşmaz.

Sitalopram, noradrenalin (NA), dopamin (DA) ve gama aminobutirik asit (GABA) geri alımı üzerinde herhangi bir etkisi olmayan veya minimal etkisi olan çok selektif bir Serotonin GeriAlım İnhibitörü'dür (SSRI). Sitalopramın; 5-HT1A, 5-HT2, DA D1 ve D2 reseptörleri, a1-, a2-,P- adrenoreseptörleri, histamin H1, muskarinik kolinerjik, benzodiazepin ve opioidreseptörleri gibi bir dizi reseptöre afinitesi yoktur veya çok azdır.

Sitalopramın ana metabolitlerinin, potens ve selektivite oranları sitalopramdan daha düşük olmasına rağmen SSRI özelliğini taşırlar. Ancak, metabolitlerin selektivite oranları birçokyeni SSRI'nınkinden daha yüksektir. Metabolitler genel antidepresan etkisine katkıdabulunmazlar.

Farmakodinamik etkileri


Hızlı göz hareketi (REM) uykusunun önlenmesi, antidepresan aktivitenin göstergesi olarak kabul edilir. Sitalopram; trisiklik antidepresanlar, diğer SSRI'lar ve monoamin oksidaz(MAO) inhibitörleri gibi REM uykusunu önler ve derin yavaş dalga uykusunu arttırır.

Sitalopram opioid reseptörlere bağlanmasa da, bilinen opioid analjeziklerin antinosiseptif

17 / 21

etkisini kuvvetlendirir.

İnsanlarda sitalopram kognitif (entellektüel işlev) ve psikomotor performansı düşürmez. Tek başına veya alkolle beraber kullanılsa da, sedatif özellikleri yoktur veya çok azdır.

Gönüllü bireylerde yapılan tek doz çalışmasında, sitalopramın tükürük salgılamayı azaltmadığı görülmüştür. Sağlıklı gönüllülerde yapılan hiçbir çalışmada, sitalopramınkardiyovasküler parametreler üzerinde belirgin etkisi görülmemiştir. Sitalopramın büyümehormonu serum seviyeleri üzerinde etkisi yoktur. Sitalopram serotoninin prolaktin uyarıcıetkisine sekonder olarak diğer SSRI'lar gibi plazma prolaktin düzeylerini artırabilir. Ancakbunun klinik bir anlamlılığı görülmemiştir.

Sağlıklı gönüllülerde yapılan bir çift-kör plasebo kontrollü EKG çalışmasında, QTc (Fridericia düzeltmesi) için başlangıçtan itibaren değişim günlük 20 mg dozda 7.5 ms (%90Cl 5.9-9.1) ve günlük 60 mg dozda 16.7 ms (%90 Cl 15.0-18.4) olmuştur (bkz. bölüm 4.3,

4.4, 4.5, 4.8 ve 4.9).

5.2 Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim:


Emilim hemen hemen tamdır ve besin alımından bağımsızdır (Tmaks ortalama 3 saat). Oral biyoyararlanım yaklaşık % 80'dir.

Dağılım:


Görünür dağılım hacmi (Vd)p yaklaşık 12-17 L/kg'dır. Sitalopram ve ana metabolitleri için plazma protein bağlanması % 80'in altındadır.

Biyotransformasyon:


Sitalopram; aktif demetilsitalopram, didemetilsitalopram, sitalopram-N-oksit ve aktif olmayan bir deamine propiyonik asit türevine metabolize olur. Ana bileşikten daha zayıf olmalarınarağmen, tüm aktif metabolitler de SSRI'dır. Değişmeden kalan sitalopram plazmadaki baskınbileşiktir. Demetilsitalopram ve didemetilsitalopram konsantrasyonları genellikle, sitalopramkonsantrasyonunun sırasıyla % 30-50 ve % 5-10'udur. Sitalopramın demetilsitalopramabiyotrasformasyonu; CYP2C19 (yaklaşık % 38), CYP3A4 (yaklaşık % 31) ve CYP2D6(yaklaşık % 31) tarafından gerçekleştirilir.

Eliminasyon:


Eliminasyon yarı ömrü (T1/2) yaklaşık 1'A gündür. Sistemik sitalopram plazma klerensi (Kls) yaklaşık 0.3-0.4 L/dakika ve oral plazma klerensi (Kloral) yaklaşık 0.4 L/dakikadır.

18 / 21

Sitalopramın önemli kısmı (% 85) karaciğerden, geri kalan

%

15'i böbreklerden atılır; günlük dozun %12-23'ü değişmemiş sitalopram olarak idrarla atılır. Karaciğer (rezidüel) klerensiyaklaşık 0.3 L/dakika, böbrek klerensi yaklaşık 0.05-0.08 L/dakikadır.

Doğrusallık:


Kinetiği doğrusaldır. Kararlı durum plazma seviyelerine 1-2 haftada ulaşılır. 300 nmol/L'lik (165-405 nmol/L) ortalama konsantrasyonlara 40 mg'lik günlük dozla erişilmiştir.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Yaşlı hastalar (65 yaş üstü)


Yaşlı hastalarda metabolizmanın hızının düşük olması sonucu, daha uzun yarılanma ömürleri (1.5-3.75 gün) ve düşük klerens değerleri (0.08-0.3 L/dakika) gözlenmiştir. Aynı dozla tedaviedilen yaşlı hastalarda kararlı durum plazma konsantrasyon değerleri daha genç hastalara göreyaklaşık iki kat daha fazladır.

Karaciğer yetmezliği


Karaciğer işlevi azalmış olan hastalarda sitalopram daha yavaş elimine edilir. Karaciğer işlevi normal olan hastalara göre, sitalopram yarı ömrü yaklaşık iki kat daha uzun ve belirli birdozda sitalopram kararlı durum plazma konsantrasyonları yaklaşık iki kat daha fazladır.

Böbrek yetmezliği


Sitalopram; böbrek işlevi hafif ve orta derecede azalmış olan hastalarda daha yavaş elimine olur ancak bunun sitalopramın farmakokinetiği üzerine önemli bir etkisi yoktur. Böbrek işleviciddi derecede azalmış olan (kreatinin klerensi < 30 ml/dakika) hastaların tedavisine ait bilgimevcut değildir (bkz. bölüm 4.2).

Polimorfizm


İn vivo5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri

Akut toksisite :


Sitalopramın akut toksisitesi düşüktür.

Kronik toksisite :


Kronik toksisite çalışmalarında, sitalopramın terapötik kullanımına ilişkin, endişe arz edecek bir duruma rastlanmamıştır.

Üreme toksisitesi :


19 / 21

Üreme toksisite çalışmalarından (segment I; fertilite ve genel üreme performası, segment II; teratojenite ve segment III; peri-post natal çalışmalar) alınan verilere göre, sitalopramınhamilelik potansiyeli olan kadınlarda kullanımı hakkında özel dikkat göstermeye sebepyoktur.

Maternal toksisite oluşturan günlük 56 mg/ kg dozlarda, sıçanlarda yapılan embriyotoksisite çalışmalarında, omurga ve gögüs kafesi kemiğinde, kemik anomalileri görülmüştür. Maternalplazma seviyesi, insanlardaki terapötik konsantrasyonun 2-3 katıdır. Sıçanlarda, sitalopram,fertilite, gebelik ve postnatal gelişim üzerinde etki yapmamış ancak yavruların doğumkilolarında azalma görülmüştür. Sitalopram ve metabolitleri, maternal plazma düzeyinin 1015 katı daha fazla fötal konsantrasyonlara erişir.

Hayvan verileri sitalopramın fertilite indeksinde ve gebelik indeksinde düşüşe, insanın maruz kaldığı dozların üzerindeki dozlarda anormal sperm ve implantasyon sayısında azalmayaneden olduğunu göstermiştir.

Mutajenik ve karsinojenik potansiyel :


Sitalopramın mutajenik veya karsinojenik etki potansiyeli yoktur.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Mikrokristalin selüloz Laktoz monohidratKrospovidonPrejelatinize nişastaKroskarmelloz sodyumMagnezyum stearat (E572)

Hidroksi propil metil selüloz (E464)

Titanyum dioksit (E171)

Polietilen glikol (E1521)

6.2. Geçimsizlikler

Geçerli değil.

6.3. Raf ömrü

60 ay.

6.4. Saklamaya yönelik özel uyarılar

25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

20 / 21

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Karton kutuda, Alüminyum folyo - PVC/PE/PVDC blister ambalajda 28 film tablet.

6.6. Beşeri tıbbi ürünlerden arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller, "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği"ne uygun olarak imhaedilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Ad :Biofarma İlaç San.ve Tic. A.Ş.

Adres :Akpınar Mah. Osmangazi Cad. No: 156 Sancaktepe/İSTANBULTelefon :(0216) 398 10 63 - 4 hatFaks:(0216) 419 27 80

8. RUHSAT NUMARASI

205/68

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 21.04.2005 Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

21 / 21

İlaç Bilgileri

Cyteras 40 Mg Film Tablet

Etken Maddesi: Sitalopram Hidrobromür

Pdf olarak göster

Kullanma talimatı ve kısa ürün bilgileri

  • Cyteras 40 Mg Film Tablet - KUB
  • Cyteras 40 Mg Film Tablet - KT
  • Google Reklamları

    Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

    Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
    Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
    Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.