KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
REPOFEN 200 mg kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Her bir kaplı tablet, 200 mg ibuprofen içerir.
Yardımcı maddeler:
Buğday nişastası 50 mg
Laktoz 40 mg
Sukroz 162.61mg
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Kaplı tablet
Pembe renkli, konveks kaplı tablet
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik Endikasyonlar
REPOFEN
;
ve bulgularının tedavisi ile akut gut dismenore tedavisinde endikedir.
Romatoid artrit, osteoartrit ve ankilozan spondilitin belirti artriti, akut kas-iskelet sistemi ağrıları, postoperatif ağrı ve
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Yetişkinler
Önerilen doz, bölünmüş dozlar halinde günde 1200-1800 mg'dır. Bazı hastalarda 600-1200 mg/gün dozunda idame edilebilir. Şiddetli ve akut olgularda dozun akut faz geçene kadarartırılması avantajlı olabilir. Günlük doz, bölünmüş dozlar halinde verilen 2400 mg'ıgeçmemelidir. Ancak gerektiğinde, doz 3200 mg'a yükseltilebilir. Bu durumda hasta yakındanizlenmelidir.
İstenmeyen etkiler, semptomları kontrol altına almak için gereken, etkili en düşük doz, en kısa süreyle kullanılarak, en aza indirilebilir (bölüm 4.4'e bakınız).
1
Uygulama Şekli:
Kaplı tabletler bol miktarda suyla birlikte yutulmalıdır. Oral rahatsızlık veya boğaz irritasyonunun engellenmesi için tabletler; çiğnenmeden, kırılmadan veya ezilmeden bütünolarak yutulmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/karaciğer/kalp yetmezliği:
Renal, hepatik ya da kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, çünkü REPOFEN gibi NSAİİ'lerin kullanımı renal fonksiyonlarda bozulmayla sonuçlanabilir. Bu hastalarda dozmümkün olan en düşük düzeyde tutulmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
Pediyatrik popülasyon:
REPOFEN'in tablet formlarının 12 yaşından küçük çocuklarda kullanılması önerilmez. 12 yaşından küçük çocuklar için aynı etkin maddeyi içeren likit formların kullanılması tavsiyeedilmektedir.
Jüvenil romatoid artrit'te, bölünmüş dozlar halinde vücut ağırlığı başına 40 mg/kg dozuna kadar alınabilir.
Geriyatrik popülasyon:
Bu hasta grubunda NSAİİ kullanımıyla ölümcül olabilecek gastrointestinal (Gİ) kanama ve perforasyon gibi istenmeyen etki sıklığı artmaktadır.
Eğer yaşlı hastalarda NSAİİ kullanılması gerekiyorsa mümkün olabilecek en küçük etkin doz ve en kısa tedavi süresi tercih edilmelidir.
4.3. Kontrendikasyonlar
REPOFEN, ibuprofene ya da ilacın içindeki yardımcı maddelerin herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.
REPOFEN, daha önce, aspirin veya diğer NSAİİ'lere karşı astım, rinit, ürtiker gibi aşırı duyarlılık reaksiyonu gelişen hastalarda kontrendikedir.
REPOFEN aynı zamanda, geçmişlerinde önceki bir NSAİİ tedavisine bağlı gastrointestinal kanama ya da perforasyon öyküsü bulunan hastalarda kontrendikedir. Böyle hastalarda NSAİİciddi, nadiren ölümcül olabilen anaflaksi benzeri reaksiyonlara neden olabilir. İbuprofenönceden geçirilmiş veya halen aktif ülseratif kolit, Crohn hastalığı, rekürran peptik ülser veyagastrointestinal kanama (iki ya da daha fazla kanıtlanmış, belirgin ülserasyon ya da kanamaepisodu şeklinde tanımlanan) olan hastalarda kullanılmamalıdır.
2
REPOFEN, şiddetli kalp yetmezliğinde kontrendikedir.
REPOFEN, şiddetli karaciğer yetmezliğinde kontrendikedir.
REPOFEN, şiddetli böbrek yetmezliğinde (glomerular filtrasyon<30 ml/dak.) kontrendikedir.
REPOFEN, koroner arter by-pass cerrahisi öncesi veya sonrası ağrı tedavisinde kullanılmamalıdır.
REPOFEN, hamileliğin 3.trimesterinde kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Kardiyovasküler (KV)risk
-
NSAİİ'ler ölümcül olabilecek KV trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskindeartışa neden olabilir. Bu risk kullanım sürelerine bağlı olarak artabilir. KV hastalığı olan veyaKV hastalık risk faktörlerini taşıyan hastalarda risk daha yüksek olabilir.
- REPOFEN koroner arter by-pass cerrahisi öncesi ağrı tedavisinde kontrendikedir.
Gastrointestinal (Gİ) risk
-
NSAİİ'ler kanama, ülserasyon, mide ve bağırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecekciddi Gİ advers etkilere yol açarlar. Bu advers olaylar herhangi bir zamanda, önceden uyarıcıbir semptom vererek veya vermeksizin ortaya çıkabilirler. Yaşlı hastalar ciddi Gİ etkilerbakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar.
İstenmeyen etkiler, semptomları kontrol altına almak için gereken, etkili en düşük doz, en kısa süreyle kullanılarak, en aza indirilebilir (bölüm 4.2'ye ve aşağıdaki gastrointestinal vekardiyovasküler risklere bakınız).
REPOFEN bronşiyal astımı olan veya önceden geçirmiş olan hastalara uygulanırken dikkatli olunmalıdır çünkü bu gibi hastalarda ibuprofenin bronkospazma neden olduğu bildirilmiştir.
REPOFEN geçmişlerinde peptik ülserasyon ve başka gastrointestinal hastalık öyküsü bulunan hastalara dikkatli bir şekilde verilmelidir; çünkü bu tablolarda alevlenme olabilir.
Renal, hepatik ya da kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, çünkü NSAİİ'lerin kullanımı renal fonksiyonlarda bozulmayla sonuçlanabilir. Bu hastalarda doz mümkün olan endüşük düzeyde tutulmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
3
REPOFEN kalp yetmezliği veya hipertansiyon öyküsüne sahip hastalara dikkatle verilmelidir, çünkü ibuprofen uygulamasıyla ödem olguları bildirilmiştir.
Diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi REPOFEN enfeksiyon belirtilerini maskeleyebilir.
Kardiyovasküler ve serebrovasküler etkiler
Hipertansiyon ve/veya hafif ile orta derecede konjestif kalp yetmezliği hikayesi olan hastaların uygun şekilde izlenmesi ve kendilerine, durumlarına ilişkin önerilerde bulunulması gereklidirçünkü NSAİİ tedavisiyle ilişkili olarak sıvı retansiyonu ve ödem bildirilmiştir.
Kardiyovasküler etkilerKardiyovasküler trombotik olaylar:
Birçok COX-2 selektif ve selektif olmayan NSAİİ'lerle süresi 3 yılı bulan klinik çalışmalar, fatal olabilecek ciddi kardiyovasküler trombotik olaylar, miyokard enfarktüsü ve inme riskindeartış olabileceğini göstermiştir. COX-2 selektif veya selektif olmayan tüm NSAİİ'lerin benzerriski olabilir. Kardiyovasküler hastalığı olan ya da kardiyovasküler hastalık risk faktörü olanhastalar daha yüksek risk altında olabilirler. NSAİİ'lerle tedavi gören hastalardakardiyovasküler advers olay riskini azaltmak için, mümkün olabilecek en küçük etkin doz veen kısa tedavi süresi tercih edilmelidir. Önceden herhangi bir kardiyovasküler semptomgörülmemiş olsa bile, doktor ve hastalar bu tarz advers olayların ortaya çıkmasına karşınalarmda olmalıdır. Hastalar ciddi kardiyovasküler olayların işaretleri ve/veya semptomları vebu tarz advers olaylar gerçekleştiğinde izlenecek adımlar hakkında bilgilendirilmelidir.
NSAİİ'lerle beraber aspirin kullanımının, NSAİİ kullanımı ile ilintili ciddi kardiyovasküler trombotik olayların riskini hafifleteceğine dair tutarlı bir kanıt bulunmamaktadır. Aspirin veNSAİİ'nin beraber kullanılması, ciddi gastrointestinal etkilerin riskini arttırır.
Koroner arter by-pass cerrahisi ardından ilk 10-14 gün boyunca ağrı tedavisinde COX-2 selektif NSAİİ'nin kullanıldığı iki geniş, kontrollü klinik çalışmada miyokard enfarktüsü veinme görülme sıklığında artış olduğu tespit edilmiştir.
Klinik çalışma ve epidemiyolojik veriler, ibuprofen kullanımının, özellikle yüksek dozda (günlük 2400 mg) ve uzun süreli tedavide arteriyal trombotik olay (miyokard infarksiyonu veinme) risk artışı ile ilişkili olabileceğini göstermektedir. Genel olarak epidemiyolojik veriler,düşük doz ibuprofenin (örn. günlük 1200 mg), artmış miyokard infarksiyonu ile ilişkiliolduğunu belirtmemektedir.
Hipertansiyon:
REPOFEN dahil NSAİİ'ler hipertansiyon hastalığının başlamasına ya da önceden bulunan hipertansiyon hastalığının kötüleşmesine yol açabilir. Her iki şekilde de kardiyovasküler
4
olayların görülme sıklığının artmasına yol açabilirler. Tizaid ya da loop diüretikleri alan hastalar NSAİİ kullanırken bu tedavilere cevap verme oranları düşebilir.
REPOFEN de dahil NSAİİ'ler hipertansiyon hastalarında dikkatli kullanılmalıdır. NSAİİ tedavisinin başlangıcında ve tedavi süresince kan basıncı yakından takip edilmelidir.
Konjestif kalp yetmezliği ve ödem:
NSAİİ kullanan bazı hastalarda sıvı retansiyonu ve ödem bildirilmiştir. Sıvı retansiyonu ya da kalp yetmezliği olan hastalarda REPOFEN dikkatli kullanılmalıdır.
Kontrol altında olmayan hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, bilinen iskemik kalp hastalığı, periferik arter hastalığı ve/veya serebrovasküler hastalığı olan hastalar sadece dikkatlibir değerlendirmeden sonra ibuprofen ile tedavi edilmelidir. Benzeri bir değerlendirme,kardiyovasküler olaylara yönelik risk faktörleri (örn. hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetesmellitus, sigara) olan hastalarda uzun dönemli bir tedaviyi başlatırken de yapılmalıdır.
Gastrointestinal (Gİ) etkiler, ülserasyon, kanama ve perforasyon riski
REPOFEN de dahil NSAİİ'ler enflamasyon, kanama, ülserasyon ve mide, ince veya kalın bağırsak perforasyonu gibi fatal olabilecek ciddi gastrointestinal advers etkilere yol açabilirler.Bu advers olaylar NSAİİ tedavisi gören hastalarda herhangi bir zamanda, önceden uyarıcı birsemptom vererek ya da herhangi bir semptom vermeksizin ortaya çıkabilir. NSAİİ tedavisindeciddi üst gastrointestinal advers etki görülen beş hastadan sadece birinde semptomlar kendinigösterir. 3-6 ay NSAİİ tedavisi gören hastaların yaklaşık %1'inde, bir yıl tedavi görenhastaların ise %2-4'ünde üst gastrointestinal ülser, kanama ya da perforasyon görülür. Buoranlar daha uzun kullanım süresi ile devam ederken, tedavi süresince herhangi bir zamandaciddi bir gastrointestinal advers etki görülme olasılığı artar. Ancak kısa süreli tedavi de risksizdeğildir.
Önceden ülser hastalığı ya da gastrointestinal kanaması olan hastalarda NSAİİ'ler çok dikkatli yazılmalıdır. Önceden peptik ülser hastalığı ve/veya gastrointestinal kanaması olan NSAİİkullanan hastalarda gastrointestinal kanama görülme riski, bu risk faktörlerinden hiçbiriolmayan hastalara göre 10 kattan daha fazladır. NSAİİ kullanan hastalarda gastrointestinalkanama riskini arttıran diğer faktörler, beraberinde oral kortikosteroid ya da antikoagülankullanımı, NSAİİ tedavi süresinin uzun olması, sigara, alkol kullanımı, ileri yaş, genel sağlıkdurumunun zayıf olmasıdır. Ani fatal gastrointestinal olaylar en çok yaşlı veya güçten düşmüşhastalarda görüldüğünden, bu hasta popülasyonuna tedavi süresince özellikle dikkatedilmelidir.
NSAİİ tedavisi gören hastalarda olası bir gastrointestinal advers etki riskini minimize etmek için, en küçük etkin doz mümkün olabilecek en kısa süre boyunca kullanılmalıdır. Hasta ve
5
doktorlar NSAİİ tedavisi boyunca gastrointestinal ülserasyon ve kanama belirti ve semptomları bakımından dikkatli olmalıdır ve herhangi bir gastrointestinal advers etki şüphesi durumundaderhal ilave değerlendirme ve tedavi başlatılmalıdır. Hatta ciddi bir gastrointestinal advers etkiolasılığı ortadan kalkana kadar NSAİİ tedavisi sonlandırılmalıdır. Yüksek riskli hastalardaNSAİİ tedavisi dışında başka alternatif tedaviler uygulanmalıdır.
Gastrointestinal kanama riski, ülserasyon ya da perforasyon, ülser öyküsüne sahip hastalarda (özellikle kanama ya da perforasyon ile komplike olmuş ise) ve yaşlılarda, artan ibuprofendozlarıyla birlikte daha yüksektir. Bu hastalarda tedaviye mümkün olan en düşük doz ilebaşlanmalıdır. Bu hastalarda ve düşük doz kombine aspirin veya gastrointestinal riskiarttırması olası diğer ilaçların eş zamanlı kullanılması gereken hastalarda koruyucu ajanlar(misoprostol veya proton pompası inhibitörleri gibi) ile kombine tedavi üzerindedüşünülmelidir.
Gastrointestinal hastalık öyküsü olan hastalar, özellikle de yaşlı hastalar, tedavinin başlangıç dönemlerinde, olağandışı herhangi bir abdominal semptomu (özellikle gastrointestinal kanama)bildirmelidir.
İbuprofen alan hastalarda gastrointestinal kanama veya ülserasyon gelişirse tedavi kesilmelidir.
Yaşlı hastalarda NSAİİ ilaçlara karşı artan sıklıkta advers reaksiyon (özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon) mevcuttur.
Böbrekler üzerindeki etkiler
Önemli ölçüde dehidratasyonu olan hastalarda ibuprofen tedavisi başlatılırken dikkatli olunmalıdır.
Diğer NSAİİ'ler ile olduğu gibi, uzun dönemli ibuprofen uygulaması renal papiller nekroz ve başka patolojik renal değişiklikler ile sonuçlanmıştır. Renal toksisite ayrıca renalprostaglandinlerin renal perfüzyonunun sürdürülmesini destekleyici bir rolü bulunduğuhastalarda görülmüştür. Bu hastalarda NSAİİ uygulaması prostaglandin oluşumunda doza bağlıbir azalmaya ve ikincil olarak böbrek yetmezliğini hızlandırabilen böbrek kan akımındaazalmaya neden olabilir. Böyle bir reaksiyon riski en yüksek olanlar, böbrek fonksiyonlarıbozuk olanlar, kalp yetmezliği ve karaciğer bozukluğu olanlar, diüretik ve ADE inhibitörlerialanlar ve yaşlılardır. NSAİİ tedavisinin kesilmesi genellikle tedavi öncesi duruma geridönülmesini sağlar.
İleri böbrek yetmezliği
Kontrollü klinik çalışmalarda REPOFEN'in ileri böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanımına dair herhangi bir bilgi mevcut değildir. Dolayısıyla ileri böbrek yetmezliği olan hastalarda
6
REPOFEN kullanımı önerilmez. Eğer REPOFEN tedavisine başlanmalıysa, hastanın böbrek fonksiyonunun yakından takibi önerilir.
Hematolojik etkiler
İbuprofen, diğer NSAİİ'ler gibi, trombosit agregasyonunu inhibe edebilir ve kanama zamanını uzatabilir.
Aseptik menenjit
İbuprofen tedavisindeki hastalarda nadiren aseptik menenjit gözlenmiştir. Sistemik lupus eritematosus ve ilişkin bağ dokusu hastalıklarında daha büyük bir olasılıkla oluşmasına rağmenaltta yatan kronik hastalığı olmayanlarda da aseptik menenjit bildirilmiştir.
Deri reaksiyonları
Çok ender durumlarda NSAİİ'lerin kullanımıyla ilişkili olarak, eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz dahil olmak üzere, bazıları ölümcül olan ağır deri reaksiyonları bildirilmiştir. Hastalarda bu tür reaksiyon riskinin, tedavinin erkendönemlerinde en yüksek olduğu görünmektedir. Olguların büyük bir çoğunluğundareaksiyonun ortaya çıkışı, tedavinin ilk ayı içinde olmuştur. Deri döküntüleri, mukozallezyonlar ya da diğer aşırı duyarlılık bulguları belirir belirmez ibuprofen kesilmelidir.
İstisnai olarak, ciddi deri ve yumuşak doku enfeksiyonlu komplikasyonların orijininde varisella olabilir.
Çölyak hastalığı olan insanlar için uygundur. Buğdaya alerjisi (çölyaktan farklı) olan hastalar bu tıbbi ürünü kullanmamalıdır.
Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glukoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sukraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Bazı hastalarda etkileşimler bildirildiği için, aşağıdaki ilaçların herhangi birisiyle tedavi edilmekte olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Aminoglikozitler:
NSAİİ'ler aminoglikozitlerin atılımını azaltabilir. Çocuklarda ibuprofen ve aminoglikozitlerin eşzamanlı kullanımında dikkatli olunmalıdır.
7
Anti-hipertansifler (Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) inhibitörleri gibi):
Antihipertansif etkide azalma.
Antikoagülanlar (örn.varfarin):
Varfarin ve NSAİİ'lerin gastrointestinal kanama üzerindeki etkileri sinerjistiktir. Örn. antikoagülan etkide artış. NSAİİ'ler ve dicumarol grup, aynı enzim,CYP2C9, tarafından metabolize edilirler.
Antitrombositer ajanlar ve selektif seratonin geri-alım inhibitörleri (SSRI):
NSAİİ'ler, trombosit fonksiyonunu inhibe ettikleri için tiklopidin gibi antitrombositer ajanlarla kombineedilmemelidir. NSAİİ'ler ile gastrointestinal kanama riskinde artış.
Aspirin:
REPOFEN ve Aspirin birlikte kullanıldıklarında REPOFEN'in proteinlere bağlanması azalır, ancak serbest REPOFEN'in klerensi değişmez. Bu etkileşmenin klinik önemibilinmemektedir. Fakat diğer NSAİİ'ler ile de olduğu gibi REPOFEN ve Aspirin'in eş zamanlıkullanımı, yan etkilerde artışa neden olabileceği için önerilmemektedir.
Beta-blokörler:
NSAİİ'ler, beta-adrenoreseptör bloke edici ilaçların antihipertansif etkilerini azaltır.
Bitkisel ekstreler:
Ginko biloba, NSAİİ'lerdeki kanama riskini potansiyalize edebilir.
Diüretikler:
Klinik çalışmalar ve pazarlama sonrası gözlemler, ibuprofen'in furosemid ve tiazid gibi bazı diüretiklerin natriüretik etkisini azalttığını göstermiştir. Bu etki, renal prostaglandinsentezinin inhibisyonu ile ilişkilendirilmiştir. NSAİİ'ler ile eş zamanlı tedavi süresincehastalar, böbrek yetmezliğinin işaretleri açısından dikkatle izlenmeli ve diüretik etkinliğindevam ettiği konusunda emin olunmalıdır.
Kaptopril:
Araştırmalar, ibuprofenin kaptoprilin sodyum atılımı üzerindeki etkisini azalttığını belirtmektedir.
Kardiyak glikozidler:
NSAİİ'ler kardiyak yetmezliği alevlendirebilir, glomerüler filtrasyon hızını azaltabilir ve plazmada kardiyak glikozid düzeylerini arttırabilirler.
Kinolon türevi antibiyotikler:
Hayvan verileri, NSAİİ'lerin, kinolon antibiyotikleriyle ilişkili konvülsiyon riskini arttırabileceğine işaret etmektedir. NSAİİ ve kinolonları birlikte alanhastalarda konvülsiyon gelişme riski artabilir.
COX-2 inhibitörleri ve diğer NSAİİ'ler:
Potansiyel additif etkiler nedeniyle, selektif siklooksijenaz-2 selektif inhibitörleri dahil diğer NSAİİ'ler ile birlikte kullanımdankaçınılmalıdır.
8
Kolestiramin:
İbuprofenin, kolestiramin ile birlikte uygulanması, ibuprofenin gastrointestinal yoldaki absorbsiyonunu azaltabilir. Bu ilaçlar en az 2 saat ara ile verilmelidir.
Kortikosteroidler:
NSAİİ'ler ile gastrointestinal ülserasyon veya kanama riskinde artış.
Lityum:
NSAİİ, plazma lityum düzeyini arttırmış (%15) ve renal lityum klerensini azaltmıştır (%20). Bu etki, renal prostaglandin sentezinin inhibisyonu ile ilişkilendirilmiştir. Bu sebeple,NSAİİ ve lityum birlikte kullanıldıklarında hastalar lityum toksisitesi açısından dikkatleizlenmelidir.
Metotreksat:
NSAİİ'lerin tavşan böbrek kesitlerinde metotreksat birikmesini azalttıkları bildirilmiştir. Bu, NSAİİ'lerin metotreksat toksisitesini arttırabileceğine işaret edebilir.Metotreksat ve NSAİİ'ler birlikte kullanıldıklarında dikkatli olunmalıdır.
Özellikle renal yetmezliği olan hastalarda, düşük doz metotreksat tedavisinde NSAİİ ve metotreksat arasında oluşabilecek olası interaksiyon riski dikkate alınmalıdır. Kombinasyontedavisi verildiğinde renal fonksiyon izlenmelidir. 24 saat içerisinde NSAİİ ve metotreksatınbirlikte uygulandığı durumlarda, metotreksat plazma düzeylerinin artışı ile meydanagelebilecek artmış toksisiteye dikkat edilmelidir.
Mifepriston:
NSAİİ'lerin antiprostaglandin özellikleri sebebiyle, teorik olarak ilacın etkinliğinde azalma olabilir. Sınırlı kanıt, prostaglandin ile NSAİİ'lerin aynı gün birlikteuygulanmasının, mifepriston veya prostaglandinin servikal olgunlaşma veya uteruskontraktilitesi üzerindeki etkilerini olumsuz etkilemediğini ve hamileliğin medikalterminasyonunun klinik etkinliğini düşürmediğini göstermektedir.
Siklosporin:
NSAİİ'ler ile birlikte kullanımında böbrekteki prostasiklin sentezinin azalımına bağlı olarak nefrotoksisite riskinde artış görülebilir. Kombinasyon tedavilerinde renalfonksiyon yakından izlenmelidir.
Sülfonilüre:
NSAİİ'ler sülfonilüre tedavilerini potansiyalize edebilirler. Sülfonilüre tedavisi görmekte olan hastalarda ibuprofen kullanımı ile çok seyrek hipoglisemi rapor edilmiştir.
Diğer analjezikler:
İki veya daha fazla NSAİİ'nin beraber kullanımı önlenmelidir.
Takrolimus:
NSAİİ'ler takrolimus ile beraber verildiğinde nefrotoksisite riskinde, böbrekte prostasiklin sentezinin azalmasına bağlı olarak olası bir artış olabilir. Kombinasyontedavilerinde renal fonksiyon yakından izlenmelidir.
9
Zidovudin:
NSAİİ'ler zidovudin ile beraber verildiğinde hematolojik toksisite riskinde artış. Eşzamanlı zidovudin ve ibuprofen tedavisi alan HIV(+) hemofili hastalarında hematoma vehemartroz riskinde artışa ilişkin belirti bulunmaktadır.
CYP2C9 İnhibitörleri:4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: C/D (3.trimester)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü(kontrasepsiyon)
Gebe kalmayı düşünen kadınlarda veya gebeliğinin birinci veya ikinci trimesterinde olan kadınlarda ibuprofen kullanılması durumunda, uygulanacak dozun mümkün olduğunca düşükve tedavi süresinin mümkün olduğunca kısa tutulması gerekmektedir.
Gebelik dönemi
Prostaglandin sentezinin inhibisyonu, gebeliği ve/veya embriyo/fetal gelişimi olumsuz etkileyebilir. Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen veriler, gebeliğin erken dönemindeprostaglandin sentez inhibitörü kullanımından sonra düşük ve kardiyak malformasyongastroşizis riskinde bir artışı göstermektedir. Kardiyovasküler malformasyonun mutlak riski%1'den daha düşük düzeylerden yaklaşık olarak %1,5'e yükselmiştir. Riskin tedavi dozu vesüresi ile yükseldiğine inanılmaktadır. Hayvanlarda, prostaglandin sentez inhibitörüuygulanmasının pre ve post-implantasyon kayıplarında artış ve embriyo/fetal ölümlerlesonuçlandığı gösterilmiştir. Ayrıca, organogenez döneminde prostaglandin sentez inhibitörüverilen hayvanlarda kardiyovasküler malformasyonlar da dahil olmak üzere çeşitlimalformasyonların sıklığında artışlar bildirilmiştir. Gebeliğin birinci ve ikinci trimesterinde,kesin olarak gerekli olmadıkça REPOFEN verilmemelidir. REPOFEN, gebe kamaya çalışanveya gebeliğin birinci ve ikinci trimesterinde bulunan bir kadına verilirse, doz mümkün olduğukadar düşük ve tedavi süresi mümkün olduğu kadar kısa tutulmalıdır.
Üçüncü trimester esnasında bütün prostaglandin sentez inhibitörleri fetüsü aşağıdakilere maruz bırakabilir:
• Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriozusun erken kapanması ve pulmonerhipertansiyon),
• Oligohidramniyoz ile birlikte böbrek yetmezliğine ilerleyebilecek böbrek disfonksiyonu
10
Anne ve yenidoğanda gebeliğin sonunda aşağıdakilere neden olabilir:
• Kanama zamanında uzama
• Doğumun gecikmesine ve uzun sürmesine neden olan uterus kontraksiyonlarınıninhibisyonu
Sonuç olarak, REPOFEN gebeliğin son trimesterinde kontrendikedir.
Laktasyon dönemi
Sınırlı sayıdaki klinik çalışmadan elde edilen verilere dayanılarak, tüm NSAİİ'lerde olduğu gibi ibuprofen de çok az miktarda anne sütüne geçer. Bu nedenle eğer mümkünse emzirmedöneminde REPOFEN kullanımından kaçınılmalıdır.
Fertilite
İbuprofen kullanılması fertiliteyi bozabilir ve gebe kalmak isteyen kadınlarda önerilmez. Gebe kalma zorluğu yaşayan veya infertilite araştırması yapılan kadınlarda, ibuprofenin kesilmesidüşünülmelidir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
REPOFEN, sersemlik, rehavet, yorgunluk ve görme bozuklukları gibi yan etkilere neden olabilir. Eğer bu yan etkiler görülürse, hastalar araç ve makine kullanmamaları konusundauyarılmalıdırlar.
4.8. İstenmeyen etkiler
Oral ibuprofen için bildirilen advers olayların ortaya çıkış şekli, diğer NSAİİ'ler ile bildirilenlere benzer niteliktedir.
İbuprofen ile en azından ilişkisi olası bulunan yan etkiler, MedDRA sıklık konvensiyonu ve sistem organ sınıfı ile aşağıdaki sıklığa göre gösterilmiştir. Çok yaygın (=1/10), Yaygın(=1/100 ile < 1/10), Yaygın olmayan (=1/1,000 ile <1/100), Seyrek (=1/10,000 ile< 1/1000),Çok Seyrek (<1/10,000) ve bilinmeyen (mevcut veri ile sıklığı hesaplanamayan).
Sistem Organ Sınıfı |
Sıklık |
İstenmeyen Etki |
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
|
Yaygın Olmayan
|
Rinit
|
Seyrek
|
Aseptik menenjit (özellikle sistemik lupus eritematozus vekarma bağ dokusu hastalığı gibiotoimmün hastalığı olanhastalarda) boyun sertliği, başağrısı, bulantı, kusma, ateş, yönduygusunu yitirme gibi
|
11
|
|
semptomlarla birlikte
|
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
|
Yaygın Olmayan
|
Lökopeni, trombositopenin, agranülositoz, aplastik anemi vehemolitik anemi
|
Bağışıklık sistemi hastalıkları
|
Seyrek
|
Anaflaktik reaksiyon
|
Psikiyatrik hastalıklar
|
Yaygın Olmayan
|
İnsomnia, anksiyete
|
Seyrek
|
Depresyon, konfüzyonal durum, halüsinasyon
|
Sinir sistemi hastalıkları
|
Yaygın
|
Baş ağrısı, baş dönmesi
|
Yaygın Olmayan
|
Parestezi, somnolans
|
Seyrek
|
Optik nevrit
|
Göz hastalıkları
|
Yaygın Olmayan
|
Görme bozukluğu
|
|
Seyrek
|
Toksik optik nöropati
|
Kulak ve iç kulak hastalıkları
|
Yaygın Olmayan
|
Duyma bozukluğu
|
Seyrek
|
Tinnitus, vertigo
|
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinalhastalıklar
|
Yaygın Olmayan
|
Astım, bronkospazm , dispne
|
Gastrointestinal hastalıklar
|
Yaygın
|
Dispepsi, diyare, bulantı, kusma, abdominal ağrı, flatulans,konstipasyon, melana,hematemez, gastrointestinalhemoraji
|
Yaygın Olmayan
|
Gastrit, duodenal ülser, gastrik ülser, oralülserasyon, gastrointestinalperforasyon
|
Çok seyrek
|
Pankreatit
|
Bilinmeyen
|
Kolit ve Crohn hastalığı
|
12
Hepato-bilier hastalıklar
|
Yaygın Olmayan
|
Hepatit, sarılık, hepatik fonksiyon bozukluğu
|
|
Seyrek
|
Hepatik hasar
|
|
Çok Seyrek
|
Hepatik yetmezlik
|
Deri ve deri altı doku hastalıkları
|
Yaygın
|
Döküntü
|
|
Yaygın Olmayan
|
Ürtiker, kaşıntı, purpura, anjiyoödem, ışığa duyarlıreaksiyon
|
|
Çok Seyrek
|
Stevens-Johnson sendromu dahil bülloz deri iltihabı, toksikepidermal nekroliz ve eritemamultiforme
|
Böbrek ve idrar hastalıkları
|
Yaygın Olmayan
|
Tubulo-interstisyel nefrit, nefrotik sendrom ve renalyetmezlik
|
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkinhastalıklar
|
Yaygın
|
Yorgunluk
|
|
Seyrek
|
Ödem
|
Nonsteroid antienflamatuar tedavisi ile ilişkili olarak ödem, hipertansiyon ve kalp yetmezliği bildirilmiştir. Klinik çalışmalar ve epidemiyolojik veriler, bazı nonsteroid antienflamatuarilaçların (özellikle yüksek dozda ve uzun süreli tedavi ile) arteriyal trombotik olayların (ör.Miyokard infarktüsü veya felç gibi bknz. bölüm 4.4) riskinde küçük bir artış ile ilişkiliolabileceğini göstermektedir.
En sık olan yan etkiler Gİ sistemde görülür. Peptik ülser, perforasyon ve Gİ kanama, bazen ölümcül olabilir ve özellikle yaşlılarda görülebilir. İbuprofen uygulamasını takiben bulantı,kusma, diyare, hazımsızlık, konstipasyon, dispepsi, abdominal ağrı, melena, hematemez,ülseratif stomatit, kolitin şiddetlenmesi ve Crohn hastalığı rapor edilmiştir. Daha az sıklıklagastrit görülmüştür.
Bağışıklık sistemi hastalıkları: NSAİİ ile tedaviyi takiben hipersensivite reaksiyonları rapor edilmiştir. Bunlar; spesifik olmayan alerjik reaksiyon ve anafilaksi, astım, kötüleşmiş astım,bronkospazm veya dispneyi içeren solunum yolu reaktivitesi veya döküntü (çeşitli tiplerde),
13
kaşıntı, ürtiker, purpura, anjiyoödem ve daha nadir olarak eksfolyatif ve büloz dermatozları (Steven-Johnson sendromu, topik epidermal nekrozis ve eritema multiforma dahil) içeren deribozukluklarıdır.
İbuprofen trombosit agregasyonunda reversibl inhibisyon yaparak kanama süresini uzatabilir.
İstisnai olarak, varisella süresince ciddi deri ve yumuşak doku enfeksiyonlu komplikasyonlar oluşabilir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.
Toksisite
80-100 mg/kg üzerindeki dozlarda semptomların ortaya çıkma riski vardır. 200 mg/kg'ın üzerindeki dozlarda kişiden kişiye oldukça değişken olsa da ciddi semptom riski vardır. 15aylık bir çocukta 560 mg/kg'lık bir doz ciddi intoksikasyona yol açmıştır. 6 yaşında bir çocukta3,2 gram hafif-orta derece intoksikasyona yol açmıştır. 1,5 yaşında bir çocukta 2,8-4 gram ve 6yaşında bir çocukta 6 gram ciddi intoksikasyona, bir erişkinde 8 gram orta dereceintoksikasyona ve bir erişkinde 20 gramdan fazla bir doz çok ciddi intoksikasyona yol açmıştır.16 yaşındaki bir gençte uygulanan 8 gram, böbreği etkilemiştir ve bir gence alkolle birlikteverilen 12 gram, akut tübüler nekroz ile sonuçlanmıştır.
Semptomlar
Ön planda görülen semptomlar bulantı, karın ağrıları ve kusma (kanlı olabilir) gibi gastrointestinal sistem semptomları ve baş ağrısı, kulak çınlaması, konfüzyon ve nistagmustur.Yüksek dozlarda bilinç kaybı, konvülsiyonlar (esasen çocuklarda). Bradikardi, kan basıncındadüşüş. Metabolik asidoz, hipernatremi, böbrek etkileri, hematüri. Olası karaciğer etkileri.Hipotermi ve erişkin respiratuar distres sendromu nadir olarak bildirilmiştir.
Tedavi
Gerekli ise mide yıkanır, karbon verilir. Gastrointestinal problemler varsa antiasidler verilir. Hipertansiyon varsa, intravenöz sıvı ve gerekirse inotropik destek uygulanır. Yeterli diürezisağlayınız. Asid-baz ve elektrolit bozukluklarını düzeltiniz. Diğer semptomatik tedavileriuygulayınız.
14
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Non-steroidal antienflamatuar ilaçlar ATC kodu: M01AE0
İbuprofen analjezik, anti-inflamatuar ve antipiretik aktiviteye sahip bir propiyonik asit türevidir. İbuprofenin terapötik etkilerinin siklooksijenaz enzimi üzerindeki inhibitör etkisininbir sonucu olduğu düşünülmektedir. Bu inhibitör etki, prostaglandin sentezinde belirgin birdüşmeyle sonuçlanmaktadır.
Deneysel veriler eşzamanlı kullanıldıklarında ibuprofenin düşük doz aspirinin trombosit agregasyonu üzerindeki etkisini engelleyebildiğini göstermektedir. Bir çalışmada, hızlı salımlıaspirin dozundan (81 mg) önceki 8 saat içinde veya dozdan sonraki 30 dakika içinde tek doz400 mg ibuprofen alındığında asetilsalisilik asidin tromboksan oluşumunu azaltıcı ve trombositagregasyonunu azaltıcı etkisinin azaldığı gözlenmiştir. Ancak bu verilerdeki kısıtlamalar ve exvivo verilerin klinik durumları değerlendirmedeki belirsizlikleri, düzenli ibuprofen kullanımıkonusunda kesin sonuçlara varılamayacağını göstermektedir ve ara sıra kullanılan ibuprofen ileklinik olarak anlamlı bir etki gözlenmesi muhtemelen beklenmemektedir.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim:
İbuprofen gastrointestinal kanaldan kolaylıkla emilerek kullanımdan bir iki saat sonra doruk serum konsantrasyonlarına ulaşılır.
Dağılım:
İbuprofen, plazma proteine yüksek oranda bağlanır.
Biyotransformasyon ve eliminasyon:
İbuprofen karaciğerde iki inaktif metabolite metabolize olur. Bu metabolitler değişmemiş ibuprofen ile birlikte böbreklerden bu şekilde veya konjugatları şeklinde atılır. Böbreklerdenatılım hızlı ve tamdır. Eliminasyon yarı ömrü ortalama iki saattir.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Veri yoktur.
15
5.3. Klinik öncesi güvenlik verileri
Akut toksisite:
|
Tür
|
Seks
|
Doz
aralığı
mg/kg
|
Etkisiz
mak.düzey
mg/kg
|
Bariz
etkili
min.doz
mg/kg
|
Mak.non-letal doz
mg/kg
|
Min.letal
doz
mg/kg
|
Non-fetal
mak.doz
mg/kg
|
Fare (oral)
|
E
|
200-1600
|
200
|
400
|
200
|
400
|
800
|
Fare(ip)
|
E
|
100-1600
|
100
|
200
|
100
|
200
|
800
|
Sıçan(oral)
|
E
|
400-1600
|
400
|
800
|
800
|
1600
|
1600
|
Sıçan(sc)
|
E
|
400-1600
|
800
|
1600
|
800
|
1600
|
1600
|
|
Kronik toksisite:
Tek sürekli patolojik bulgu olarak gastrointestinal sistem ülserasyonu gözlendi. Bu bulguya rastlanan en düşük günlük dozlar ; Farede 300 mg/kg; sıçanda:180 mg/kg; maymunda:100mg/kg; köpekte: 8 mg/kg. gastrointestinal hasar görülmeme düzeyi sıçanda 6 ay süre ile günde60 mg/kg ve farede 90 gün süre ile günde 75 mg/kg olarak bulundu. Bir çalışmada 2 yılınsonunda sıçanda renal papilar değişiklikler bulundu. Bu bulgular, non-steroidalantienflamatuarlar için tipiktir ve insanlarda anlamlılığı şüphelidir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Buğday Nişasta
Laktoz
Talk
Jelatin (Sığır Jelatini)
Magnezyum stearat
Sukroz
Talk
Arap zamkı EritrosinTitandioksitKarnauba mumu
6.2. Geçimsizlikler
Bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
24 ay
16
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25oC'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Karton kutu içinde, PVC / alüminyum folyo blister ambalajda 30 kaplı tablet
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
İLSAN İLAÇ HAMMADDELERİ SAN. TİC. AŞ.
Merve Mah. Uzungöl Cad. No:4/A Sancaktepe/İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
232/84
9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 24.06.2011 Ruhsat yenileme tarihi :
10. KÜB' ÜN YENİLENME TARİHİ
17