Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Sepremil 50 Mg/2 Ml I.m./i.v. Enjeksiyonluk Çözelti Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

SEPREMİL® 50 mg/2 ml IM/IV enjeksiyonluk çözelti Steril

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Etkin madde: Her bir 2 ml'lik ampul 50 mg deksketoprofene eşdeğer 73,8 mg deksketoprofen trometamol içerir.

Yardımcı madde(ler):

Etanol (%96) 200 mg

Sodyum klorür 8 mg (3,14 mg sodyum)

Sodyum hidroksit k.m.

Yardımcı maddeler için 6.1.'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Enjeksiyonluk çözelti

Berrak ve çok hafif sarımtırak-renksiz çözelti.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

Osteoartrit, romatoid artrit ve ankilozan spondilit belirti ve bulgularının tedavisi ile akut gut artriti, akut kas iskelet sistemi ağrıları (örn. bel ağrısı), post-operatif ağrı, dismenore ve renalkolik tedavisinde endikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Yetişkinler:


Tavsiye edilen doz her 8-12 saatte bir 50 mg'dır. Günlük maksimum doz olan 150 mg'ı aşmamak şartıyla, 6 saat arayla uygulanabilir.

SEPREMİL, kısa süreli kullanım içindir ve tedavi akut semptomatik dönem ile sınırlandırılmalıdır (maksimum 2 gün). Hastalar mümkün olan sürede oral analjezik tedaviyegeçmelidirler.

Semptomları kontrol etmek amacıyla gerekli en kısa sürede en düşük etkili doz kullanılarak istenmeyen etkiler en aza indirilebilir. (bkz. Bölüm 4.4.)

Orta ve ağır şiddetteki post-operatif ağrıların olduğu durumda, SEPREMİL, eğer endike ise, opioid analjezikler ile bir arada, yetişkinlerde tavsiye edilen dozlarda kullanılabilir (bkz. Bölüm5.1.).

Uygulama şekli:

SEPREMİL intramüsküler ya da intravenöz yollarla uygulanabilir.

1/19

IM uygulama:


1 adet SEPREMİL içeriği (2 ml) kas içine derin ve yavaş bir enjeksiyon ile verilmelidir.

IV uygulama:


IV infüzyon: Bölüm 6.6.'da tarif edilen şekilde hazırlanan seyreltik çözelti, 10 ile 30 dakika arası bir sürede yavaş bir şekilde damar içine infüzyon ile verilmelidir. Solüsyon daima güneşışığından korunmalıdır.

IV bolus: Gerekli ise, bir SEPREMİL içeriği (2 ml) 15 saniyeden uzun bir sürede yavaş IV bolus ile verilebilir.

İlacın kullanımı ile ilgili talimatlar:

SEPREMİL IM veya IV bolus ile verildiğinde, solüsyon, renkli ampulden çekildikten hemen sonra enjekte edilmelidir (bkz. Bölüm 6.2. ve 6.6.).

IV infüzyon ile verildiğinde, solüsyon aseptik olarak seyreltilmeli ve güneş ışığından korunmalıdır (bkz. Bölüm 6.3. ve 6.6.). Uygulamadan önce tıbbi ürünün seyreltme talimatı içinBölüm 6.6.'ya bakınız.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek yetmezliği:

Hafif böbrek bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klerensi 60-89 ml/dk) toplam günlük doz 50 mg'a indirilmelidir (bkz. Bölüm 4.4.). SEPREMİL orta ve ağır böbrek yetmezliği olanhastalarda (kreatinin klerensi < 59 ml/dk) kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3.).

Karaciğer yetmezliği:

Hafif ve orta derecede (Child-Pugh skoru 5-9 arası) karaciğer bozukluğu olan hastalarda toplam günlük doz 50 mg'a indirilmelidir ve ilacın kullanımı sırasında karaciğerfonksiyonları dikkatli bir şekilde izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.4.). SEPREMİL, ağır karaciğerbozukluğu olan (Child-Pugh skoru 10-15 arası) hastalarda kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm

4.3.).

Pediyatrik popülasyon:

SEPREMİL'in çocuklarda ve adolesanlarda yapılmış çalışmaları bulunmamaktadır. Bu nedenle güvenilirliği ve etkinliği kanıtlanmadığından çocuk ve adolesanlardakullanılmamalıdır.

Geriyatrik popülasyon:

Yaşlılarda genellikle doz ayarlamasına ihtiyaç duyulmamaktadır. Yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonlarının fizyolojik olarak gerilemesinden dolayı, böbrek fonksiyonlarının hafifçebozulması durumunda daha düşük bir doz (toplam günlük doz 50 mg) tavsiye edilir (bkz.Bölüm 4.4.).

2/19

4.3. Kontrendikasyonlar

SEPREMİL aşağıdaki durumlarda uygulanmamalıdır:

- Deksketoprofene, diğer NSAİİ'lere veya bölüm 6.1.'de listelenen, üründeki herhangi biryardımcı maddeye karşı duyarlılığı olan hastalar,

- Aspirin veya diğer NSAİİ'lerin alımı sonucunda astım, ürtiker veya alerjik tipte reaksiyon(bronkospazm, akut rinit veya nazal polip, ürtiker veya anjiyonörotik ödem) görülen hastalarakullanılmamalıdır. Bu tür hastalarda NSAİİ'lere bağlı şiddetli, nadiren ölümcül olan, anafilaksibenzeri reaksiyonlar bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4.).

- Ketoprofen veya fibratlar ile tedavi sırasındaki bilinen fotoallerjik veya fototoksikreaksiyonlar,

- Aktif veya şüpheli peptik ülseri/gastrointestinal kanaması olan veya gastrointestinal kanama,ülserasyon veya perforasyon öyküsü olan hastalar,

- Kronik dispepsi öyküsü bulunan hastalar,

- Geçmişte uygulanan NSAİİ tedavisiyle ilişkili gastrointestinal kanama ve ya perforasyonöyküsü olan hastalar,

- Diğer aktif kanama veya kanama bozukluğu olan hastalar,

- Crohn hastalığı veya ülseratif koliti olan hastalar,

- Şiddetli kalp yetmezliği olan hastalar,

- Orta veya şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalar (kreatinin klerensi < 59 ml/dk),

- Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalar (Child-Pugh skoru 10-15),

- Hemorajik diyatez veya diğer pıhtılaşma bozukluğu olan hastalar,

- Şiddetli dehidrasyonu olan hastalarda (kusma, diyare veya yetersiz sıvı alımı sebebiyle),

- Gebeliğin 3. trimestrinde ve laktasyon döneminde (bkz. Bölüm 4.6.),

- SEPREMİL, Koroner Arter Bypass Greft (KABG) cerrahisi durumunda perioperatif ağrıtedavisinde kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.4.).

SEPREMİL'in etanol içermesinden dolayı nöraksial (intratekal veya epidural) yolla alımı kontrendikedir.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleriUyarılar

Kardiyovasküler risk:

- NSAİİ'ler ölümcül olabilecek kardiyovasküler trombotik olaylar, miyokard infarktüsü veinme riskinde artışa neden olabilir. Bu risk, kullanım süresine bağlı olarak artabilir.Kardiyovasküler hastalığı olan veya kardiyovasküler hastalık risk faktörlerini taşıyanhastalarda risk daha yüksek olabilir (bkz. Bölüm 4.4. [Uyarılar]).

- SEPREMİL, Koroner Arter Bypass Greft (KABG) ameliyatı durumunda perioperatif ağrıtedavisinde kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.4. [Uyarılar]).


3/19Gastrointestinal (Gİ) risk:

NSAİİ'ler kanama, ülserasyon, mide veya bağırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecek ciddi Gİ advers etkilere yol açarlar. Bu advers olaylar herhangi bir zamanda, önceden uyarıcıbir semptom vererek veya vermeksizin ortaya çıkabilirler. Yaşlı hastalar ciddi Gİ etkilerbakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar (bkz. Bölüm 4.4. [Uyarılar]).


Çocuklarda ve adolesanlarda kullanım güvenilirliği tespit edilmemiştir.

Alerji hikayesi olan hastalarda kullanırken dikkatli olunmalıdır.

SEPREMİL'in siklooksijenaz-2 selektif inhibitörleri içeren NSAİİ'lerle birlikte kullanılmasından kaçınılmalıdır.

Semptomları kontrol etmek için gerekli en kısa sürede en düşük etkili doz kullanılarak istenmeyen etkiler en aza indirilebilir (bkz. Bölüm 4.2. ve aşağıda açıklanan gastrointestinal vekardiyovasküler riskler).

Gastrointestinal (Gİ) etkiler-ülserasyon, kanama veya perforasyon riski:

Önceden uyarıcı belirtiler veya geçmişte ciddi gastrointestinal olay öyküsü olup olmadığına bakılmaksızıntedavi süresince herhangi bir zamanda NSAİİ'ler ile ilişkili olarak ölümcül olabilengastrointestinal kanama, ülser ve perforasyon olguları bildirilmiştir. SEPREMİL alan hastalardagastrointestinal kanama veya ülser meydana geldiğinde tedavi kesilmelidir.

Özellikle de kanama veya perforasyonun eşlik ettiği ülser öyküsü olan hastalarda (bkz. Bölüm 4.3.) ve yaşlı bireylerde NSAİİ dozu arttırıldıkça gastrointestinal kanama, ülser veyaperforasyon riski artmaktadır.

NSAİİ ile tedavi sırasında ciddi bir Gİ advers olay gelişen her beş hastadan yalnızca biri semptomatiktir. NSAİİ'ler nedeniyle üst Gİ ülser, majör kanama veya perforasyonların, 3 ila 6ay süreyle tedavi edilen hastaların yaklaşık %1'inde, 1 yıl tedavi gören hastaların ise yaklaşık%2-4'ünde meydana geldiği görülmektedir. Uzun süreli tedavi sırasında bu eğilimlerin devametmesi, hastanın tedavisinin herhangi bir safhasında ciddi bir Gİ olay gelişme olasılığınıarttırmaktadır. Bununla birlikte, kısa süreli tedavi dahi risksiz değildir.

NSAİİ kullanan, önceden peptik ülser ve/veya Gİ kanama hikayesine sahip hastalarda, bu risk faktörlerine sahip olmayan hastalara kıyasla Gİ kanama gelişme riski 10 kat fazladır. NSAİİ'lerile tedavi edilen hastalarda Gİ kanama riskini arttırabilecek diğer faktörler; oralkortikosteroidlerle tedavi, antikoagülanlarla tedavi, NSAİİ'ler ile tedavinin uzaması, sigarakullanımı, alkol kullanımı, ilerlemiş yaş ve genel sağlık durumunun kötü olmasıdır.

Advers bir Gİ olayın potansiyel riskini en aza indirmek için, hastalar mümkün olan en kısa süreyle ve en düşük etkili NSAİİ dozu ile tedavi edilmelidir. Hastalar ve hekimler NSAİİtedavisi sırasında Gİ ülserasyon ve kanama belirti ve semptomları açısından dikkatliolmalıdırlar ve eğer ciddi Gİ olaylardan şüphelenirse hemen ek bir değerlendirme yapılmalı veek bir tedaviye başlanmalıdır. Eğer ciddi advers olay ortadan kalkmazsa, NSAİİ tedavisidurdurulmalıdır. Yüksek risk grubundaki hastalarda, NSAİİ'leri içermeyen alternatif tedavilerplanlanmalıdır.

4/19

Yaşlılar:


Yaşlılarda özellikle ölümcül olabilecek gastrointestinal kanama ve perforasyon olmak üzere NSAİİ kaynaklı advers reaksiyon sıklığı artmıştır (bkz. Bölüm 4.2.).

Bu hastalar tedaviye uygun olan en düşük dozda başlamalıdır.

Tüm NSAİİ'lerde olduğu gibi, deksketoprofen trometamol ile tedaviye başlamadan önce tamamen iyileşmiş olduklarından emin olmak için özofajit, gastrit ve/veya peptik ülser öyküsüaraştırılmalıdır. Gastrointestinal semptomları veya gastrointestinal hastalık hikayesi olanhastalar sindirim bozuklukları, özellikle gastrointestinal kanama açısından izlenmelidir.

Bu hastalarda ve eş zamanlı düşük doz asetilsalisilik asit veya gastrointestinal riski arttırma olasılığı bulunan diğer ilaçları kullanması gereken hastalarda koruyucu ajanlarla yapılankombinasyon tedavisi (örneğin, misoprostol veya proton pompası inhibitörleri) düşünülmelidir(bkz. Aşağıdaki kısım ve Bölüm 4.5.).

Özellikle yaşlılarda olmak üzere gastrointestinal toksisite öyküsü bulunan hastalar özellikle tedavinin başlangıç evrelerindeki olağan dışı abdominal semptomları (özellikle gastroint estinalkanama) bildirmelidir.

Oral kortikosteroidler, varfarin benzeri antikoagülanlar, selektif serotonin geri alım inhibitörleri veya asetilsalisilik asit benzeri anti-platelet ajanlar gibi ülser veya kanama riskini arttırabilecekilaçları eş zamanlı alan hastalarda dikkatli olunması önerilmelidir (bkz. Bölüm 4.5.).

Tüm non-selektif NSAİİ'ler trombosit agregasyonunu baskılayabilirler ve prostaglandin sentezi inhibisyonu ile kanama süresini uzatabilirler. Post-operatif dönemde düşük moleküler ağırlıklıheparinin profilaktik dozları ile birlikte deksketoprofen trometamol kullanımı, kontrollü klinikçalışmalarda değerlendirilmiştir ve koagülasyon parametreleri üzerinde herhangi bir etkisinerastlanmamıştır. Yine de varfarin, diğer kumarinler ya da heparinler gibi hemostazı etkileyentedaviler alan hastalar, deksketoprofen trometamol kullanmışlarsa dikkatle izlenmelidirler (bkz.Bölüm 4.5.).

NSAİİ tedavisiyle ilişkili sıvı tutulumu ve ödem bildirildiğinden hipertansiyon ve/veya hafif-orta şiddette konjestif kalp yetmezliği öyküsü bulunan hastalarda uygun takibin ve önerilerin yapılması gereklidir.

Klinik araştırmalar ve epidemiyolojik veriler bazı NSAİİ'lerin (özellikle yüksek dozda ve uzun süreli tedavide) kullanımının arteriyel trombotik olaylarda (örneğin miyokard infarktüsü veyainme) hafif bir risk artışı ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.

Deksketoprofen trometamol açısından bu riski hariç tutacak yeterli veri bulunmamaktadır.

Renal etkiler:


Uzun süreli NSAİİ kullanımı renal papiller nekroz ve diğer renal hasarlara yol açmaktadır. Ayrıca, renal prostaglandinler renal perfüzyonun idamesinde kompanse edici bir rol oynadığıiçin, hastalarda renal toksisite de görülmüştür. Bu durumdaki hastalara NSAİİ uygulanmasıprostaglandin sentezinde ve ikincil olarak da renal kan akımında doza bağlı bir azalmaya sebepolabilmekte, bu da renal dekompansasyonu hızlandırabilmektedir. Böyle bir reaksiyonungözlenme riskinin çok yüksek olduğu hastalar böbrek fonksiyonlarında bozulma, kalpyetmezliği, karaciğer disfonksiyonu olanlar, diüretik ve Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim(ADE) inhibitörü kullananlar ve yaşlılardır.

5/19

NSAİİ tedavisinin durdurulmasının ardından genellikle tedavi öncesi duruma geri dönülmektedir.

Tüm NSAİİ'lerde olduğu gibi, deksketoprofen trometamol plazma üre azotunu ve kreatinini arttırabilir. Diğer prostaglandin sentez inhibitörlerinde olduğu gibi, glomerular nefrit,interstisyel nefrit, renal papilar nekroz, nefrotik sendrom ve akut renal rahatsızlığa nedenolabilen renal sistem yan etkileri ile ilişiklendirilebilir.

İlerlemiş böbrek hastalıktan:


SEPREMİL, orta-şiddetli renal bozukluğu olan hastalarda (keratin klerensi < 59 ml/dk) kontrendikedir.

KARDİYOVASKÜLER ETKİLER

Kardiyovasküler trombotik olaylar:


Çok sayıda selektif ve non-selektif COX-2 inhibitörü ile yapılan, 3 yıla varan klinik çalışmalarda ölümcül olabilen, ciddi kardiyovasküler (KV) trombotik olay, miyokardinfarktüsü ve inme riskinde artma olduğu görülmüştür. Selektif veya non-selektif COX-2inhibitörü tüm NSAİİ'ler benzer risk taşıyabilir. Kardiyovasküler hastalığı olduğu veyakardiyovasküler hastalık riski taşıdığı bilinen hastalar daha yüksek risk altında olabilir. NSAİİtedavisi gören hastalarda advers kardiyovasküler olay görülme riski olasılığını azaltmak için endüşük etkili doz, mümkün olan en kısa süreyle kullanılmalıdır. Önceden görülmüş birkardiyovasküler semptom olmasa bile hekim ve hasta bu tür olayların gelişmesine karşı tetikteolmalıdır. Hasta, ciddi kardiyovasküler olayların semptomları ve/veya belirtileri ve bunlarıngörülmesi halinde yapması gerekenler konusunda önceden bilgilendirilmelidir.

Eş zamanlı olarak aspirin kullanımının, NSAİİ kullanımına bağlı artmış ciddi kardiyovasküler trombotik olay riskini azalttığı yönünde tutarlı bir kanıt bulunmamaktadır. NSAİİ'lerinaspirinle eş zamanlı olarak kullanımı ciddi Gİ olay görülme riskini arttırmaktadır.

KABG ameliyatını takip eden ilk 10-14 günlük dönemde ağrı tedavisi için verilen bir selektif COX-2 NSAİİ ile gerçekleştirilen iki geniş kontrollü klinik çalışmada miyokard infarktüsü veinme insidansında artış görülmüştür (bkz. Bölüm 4.3.).

SEPREMİL, Koroner Arter Bypass Greft (KABG) ameliyatı durumunda perioperatif ağrı tedavisinde kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.4.).

Kontrol altında olmayan hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, iskemik kalp hastalığı gelişmiş, periferal arteriyel hastalık ve/veya serebrovasküler hastalığı olan hastalar sadecedikkatli bir değerlendirme yapıldıktan sonra deksketoprofen trometamol ile tedavi edilmelidir.Kardiyovasküler hastalık risk faktörlerini (örn. hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus,sigara içmek) taşıyan hastalarda uzun süreli tedaviye başlamadan önce benzer birdeğerlendirme yapılmalıdır.

Hipertansiyon ve/veya kalp yetmezliği hikayesi olan insanlarda olduğu gibi hepatik ve/veya renal fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Bu tip hastalarda, NSAİİ

6/19

kullanımı renal fonksiyon kötüleşmesi, sıvı tutulumu ve ödemle sonuçlanabilir. Diüretik tedavi alan veya nefrotoksisite riskinde artış olacağından hipovolemi gelişen hastalarda da dikkatliolunmalıdır. Kalp yetmezliği tetikleme riskindeki artıştan dolayı özellikle daha önceden kalpyetmezliği hikayesi olan hastalar olmak üzere, kardiyak rahatsızlık hikayesi olan hastalardaözellikle dikkatle uygulanmalıdır.

Hipertansiyon:


Diğer tüm NSAİİ'lerde olduğu gibi, deksketoprofen de hipertansiyon oluşumuna veya daha önceden mevcut olan hipertansiyonun kötüleşmesine neden olur ve bu iki durum dakardiyovasküler olay riskinin artmasına neden olabilir. Tiyazid grubu diüretikler ya da kıvrımdiüretikler ile tedavi edilen hastaların NSAİİ'leri kullanırlarken diüretik tedaviye yanıtlarıazalabilir. Deksketoprofen de dahil, NSAİİ'ler hipertansiyonlu hastalarda dikkatlikullanılmalıdır. Deksketoprofen tedavisi başlangıcında ve tedavi seyri boyunca kan basıncı(KB) yakından izlenmelidir.

Konjestif kalp yetmezliği ve ödem:


Deksketoprofen dahil NSAİİ'ler ile tedavi edilen bazı hastalarda sıvı retansiyonu (tutulumu) ve ödem gözlenmiştir. Bu nedenle deksketoprofen sıvı retansiyonu veya kalp yetmezliği olanhastalarda dikkatle kullanılmalıdır.

Deri reaksiyonları:


Deksketoprofen de dahil olmak üzere NSAİİ'lerin kullanımıyla ilişkili olarak çok nadir eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson Sendromu (SJS) ve Toksik Epidermal Nekrolizi (TEN)de içeren ve bazıları ölümcül olan ciddi deri reaksiyonları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8.). Buciddi olaylar herhangi bir uyarı olmaksızın oluşabilir. Hastalar ciddi deri reaksiyonlarının işaretve semptomları konusunda önceden bilgilendirilmelidirler ve kaşıntı, mukozal lezyonlar veyadiğer aşırı duyarlılık belirtileri ilk görüldüğü anda SEPREMİL derhal kesilmelidir.

İstisna olarak, su çiçeği ciddi kutanöz ve enfeksiyöz yumuşak doku komplikasyonlarının kaynağı olabilir. Bugüne kadar, NSAİİ'lerin bu enfeksiyonların kötüye gitmesine olan katkısıgöz ardı edilmemiştir. Dolayısıyla su çiçeği durumunda SEPREMİL kullanılmamasıönerilmektedir.

Anafilaktoid reaksiyonlar:


Diğer NSAİİ'ler ile olduğu gibi deksketoprofen ile de ilaca daha önceden maruz kalıp kalmadığı bilinmeyen bazı hastalarda, anafilaktoid reaksiyonlar görülebilir. SEPREMİL,aspirin triadı (Astımlılarda görülen analjezik intolerans veya asetilsalisilik asit intoleransına(ASAİ) “Aspirin triadı” denilmektedir.) olan hastalara verilmemelidir. Bu semptom kompleksi,tipik olarak, nazal polipli ve polipsiz riniti olan veya aspirin ya da NSAİİ kullanmalarınınardından şiddetli ve ölümcül olabilen bronkospazm görülen astımlı hastalarda ortayaçıkmaktadır (bkz. Bölüm 4.3. ve Bölüm 4.4. [Önceden var olan astım]). Anafilaktoid reaksiyongörüldüğünde acil servise başvurulmalıdır.

7/19

Hamilelik:


Gebeliğin üçüncü trimesterinde diğer NSAİİ'ler gibi deksketoprofen de kullanılmamalıdır; çünkü duktus arteriozusun (anne karnında açık olup doğumu takiben kapanması gereken,kalpten çıkan iki büyük atardamar [aort ve pulmoner arter] arasındaki açıklık) erkenkapanmasına neden olabilir. SEPREMİL, gebeliğin üçüncü trimesterinde ve laktasyondakontrendikedir.

SEPREMİL, hematopoetik bozukluklar, sistemik lupus eritematozus veya karışık bağ dokusu hastalığı olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Diğer NSAİİ'ler gibi, deksketoprofen infeksiyöz hastalıkların semptomlarını maskeleyebilir. NSAİİ'lerin kullanımı ile geçici yumuşak doku enfeksiyonları agrevasyonu izole vakalardabildirilmiştir. Bu yüzden tedavi sırasında bakteriyel enfeksiyon belirtilerinin ortaya çıkmasıveya ağırlaşması durumunda, hastanın vakit kaybetmeden bir doktora başvurması tavsiye edilir.

Önlemler

Genel:


Deksketoprofenin kortikosteroid yerine geçmesi veya kortikosteroid eksikliğini tedavi etmesi beklenmemelidir. Kortikosteroidlerin aniden durdurulması, hastalığın alevlenmesine sebepolabilir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi görmekte olan hastalar, kortikosteroid tedavisinindurdurulmasına karar verilmesi halinde, tedavilerini yavaş ve kademeli olarak azaltmalıdır.SEPREMİL'in ateş ve enflamasyonu azaltmadaki farmakolojik aktivitesi infeksiyöz olmadığıdüşünülen ağrılı durumların komplikasyonlarının saptanmasında kullanılan tanısal belirtilerinyararlanabilirliğini azaltabilir.

Hepatik etkiler:


Tüm diğer NSAİİ'ler gibi, bazı karaciğer parametrelerinde geçici küçük artışlara ve SGOT ve SGPT'de anlamlı artışlara neden olabilir. Bu gibi parametrelerde ilişkili artışlar olduğundatedavi sona erdirilmelidir.

Deksketoprofen de dahil olmak üzere NSAİİ alan hastaların %15 kadarında bir veya daha fazla karaciğer testinde üst sınıra kadar yükselmeler meydana gelebilir. Bu laboratuvar anomalileriilerleyebilir, değişmeden kalabilir veya tedaviye devam edildiğinde kendiliğinden geçebilir.NSAİİ'ler ile gerçekleştirilen klinik çalışmalarda hastaların yaklaşık %1'inde ALT ve ASTaktivitelerinde ciddi artışlar (normal düzeyin üst limitinin üç katı veya daha fazla) bildirilmiştir.Ayrıca, seyrek olarak, sarılık ve ölümcül fulminan hepatit, karaciğer nekrozu ve karaciğeryetmezliği gibi, bazıları ölümle sonuçlanmış şiddetli hepatik reaksiyon vakaları dabildirilmiştir.

Karaciğer bozukluğu semptomuna işaret eden rahatsızlığı olan veya anormal karaciğer test sonucu olan hastalarda, deksketoprofen ile tedavi sırasında daha ciddi hepatik reaksiyonolaylarının gelişmiş olabileceği açısından değerlendirilmelidir. Anormal karaciğer fonksiyontestleri sebat eder veya kötüleşirse, karaciğer hastalığına uygun klinik belirtiler veya

8/19

semptomlar gelişirse veya diğer belirtiler (örn. eozinofili, deri döküntüleri vb.) görülürse SEPREMİL ile tedavi durdurulmalı ve uygun tetkikler istenmelidir.

Hematolojik etkiler:


Deksketoprofen de dahil olmak üzere NSAİİ alan hastalarda bazen anemi görülür. Bunun nedeni sıvı retansiyonu, gizli veya bariz Gİ kan kaybı veya eritropoez üzerindeki tam olaraktanımlanamayan bir etki olabilir. Deksketoprofen de dahil olmak üzere NSAİİ'ler ile uzunsüreli tedavi gören hastalar, herhangi bir anemi belirti veya semptomu gösterirlersehemoglobin, hematokrit seviyelerini düzenli olarak kontrol ettirmelidirler.

NSAİİ'lerin bazı hastalarda trombosit agregasyonunu inhibe eden kanama süresini uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinin tersine, bunların trombosit fonksiyonu üzerine etkileri kantitatif açıda ndaha az, daha kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. Önceden koagülasyon bozukluğu olan ya daantikoagülan kullanan ve trombosit fonksiyon değişikliklerinden dolayı istenmeyen etkileringörülmesi muhtemel hastalar SEPREMİL kullanımı sırasında dikkatle izlenme lidir.

Önceden var olan astım:


Astımlı hastalarda aspirine duyarlı astım söz konusu olabilir. Aspirine duyarlı olan astımlı hastalarda aspirin kullanımı, ölümle sonuçlanabilen şiddetli bronkospazmla ilişkilendirilmiştir.Aspirin duyarlılığı olan bu hastalarda aspirin ile diğer NSAİİ'ler arasında bronkospazm da dahilolmak üzere çapraz reaksiyon bildirildiğinden, aspirin duyarlılığının bu formunun söz konusuolduğu hastalara SEPREMİL verilmemeli ve önceden astımı olan hastalarda dikkatlikullanılmalıdır.

Laboratuvar testleri:


Ciddi Gİ sistem ülserasyonları ve kanama, uyarıcı semptomlar olmadan ortaya çıkabildiğinden, hekimler Gİ kanamanın belirti ya da semptomları açısından hastaları izlemelidirler. Uzun süreliNSAİİ tedavisi gören hastaların tam kan sayımı ve biyokimya profilleri periyodik olarakkontrol edilmelidir. Eğer karaciğer ya da renal rahatsızlıkla uyumlu klinik belirti ve semptomlargelişirse ya da sistemik belirtiler (örn. eozinofili, döküntü, vb.) ortaya çıkarsa ya da karaciğerfonksiyon testleri anormal çıkarsa ya da kötüleşirse SEPREMİL tedavisi durdurulmalıdır.

Her bir SEPREMİL 5 ml bira veya 2,08 ml şaraba eşdeğer 200 mg etanol içermektedir. Alkolizm şikayeti bulunanlar için zararlıdır. Karaciğer hastalığı ya da epilepsi gibi yüksek riskgrubundaki hastalar için dikkate alınmalıdır.

Bu tıbbi ürün her dozunda 1 mmol (23 mg)'den az sodyum ihtiva eder; yani esasında ''sodyum içermez''.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Aşağıdaki etkileşmeler genelde tüm non-steroidal antiinflamatuvar (NSAİİ) ilaçlar için geçerlidir:

9/19

Önerilmeyen kombinasyonlar:

-

Yüksek doz silikatlar da (> 3 g/gün) dahil olmak üzere diğer NSAİİ'ler:

Sinerjitik etkiylegastrointestinal ülser ve kanama riskini arttırabileceklerinden, birkaç NSAİİ'nin eş zamanlıkullanılmasından kaçınılmalıdır.

-

Antikoagülanlar:

Deksketoprofenin plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanması, plateletfonksiyonunu inhibe etmesi ve gastroduodenal mukoza hasarına yol açması nedeniyleNSAİİ'ler varfarin benzeri antikoagülanların etkilerini arttırabilirler (bkz. Bölüm 4.4.). Eğerkombinasyondan kaçınılamıyorsa, yakın klinik gözlem yapılmalı ve laboratuvar değerleri takipedilmelidir.

-

Heparinler:

Hemoraji riski artar (trombosit fonksiyonu inhibisyonu ve gastroduodenalmukoza hasarına bağlı olarak). Eğer kombinasyondan kaçınılamıyorsa, yakın klinik gözlemyapılmalı ve laboratuvar değerleri takip edilmelidir.

-

Kortikosteroidler:

Gastrointestinal ülser veya kanama riskinde artış (bkz. Bölüm 4.4.).

-

Lityum (birçok NSAİİ'lerle tanımlanmıştır):

NSAİİ'ler kan lityum düzeylerini (lityumunböbreklerle atılımını azaltarak) artırırlar ve toksik düzeylere ulaşmasına neden olabilirler.Dolayısıyla bu parametre, deksketoprofen ile tedavinin başlangıcı, ayarlanması ve kesilmesisırasında izlemeyi gerektirir.

-

Metotreksatın 15 mg/hafta veya daha yüksek dozlarda kullanılması:

Antiinflamatuvarajanlarla kullanımı, metotreksatın renal klerensinin azalmasına bağlı olarak hematolojiktoksisitesinde artışa neden olur.

-

Hidantoinler ve sülfonamidler:

Bu bileşiklerin toksik etkileri artabilir.

Dikkat gerektiren kombinasyonlar:

-

Diüretikler, ADE inhibitörleri, antibakteriyel aminoglikozidler ve anjiyotensin II reseptörantagonistleri:

Deksketoprofen, diüretiklerin ve diğer antihipertansif ürünlerin etkisiniazaltabilir. Böbrek fonksiyonu kompromize olan bazı hastalarda (örn. dehidrate hastalar ya daböbrek fonksiyonu bozuk kompromize yaşlı hastalar), siklo-oksijenazı inhibe eden ajanlar veADE inhibitörleri ya da anjiyotensin II reseptör antagonistlerin veya antibakteriyelaminoglikozidlerin birlikte kullanılması, böbrek fonksiyonunun genellikle geri dönüşlü olacakşekilde daha da bozulmasına neden olabilir. Deksketoprofen ile bir diüretiğin birliktereçetelendirildiği durumlarda hastaların yeterli düzeyde hidrate olduklarından emin olunmalıve tedavinin başlangıcında renal fonksiyonlar izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.4.).

-

Metotraksatın 15 mg/hafta'dan daha düşük dozlarda kullanılması:

Genelde antiinflamatuvarbileşiklerle renal klerensinin azaltılmasına bağlı olarak metotreksatın hematolojik toksisitesiartar. Kombinasyonun ilk haftalarında kan sayımı haftalık olarak izlenmelidir. Hafif renalfonksiyon bozukluğu olan durumlarla, yaşlılarda da izleme artırılmalıdır.

-

Pentoksifilin:

Kanama riskinde artış olabilir. Klinik izleme arttırılmalı ve kanama zamanıdaha sık kontrol edilmelidir.

-

Zidovudin:

NSAİİ alımına başlandıktan bir hafta sonra oluşan şiddetli anemi ile retikülositlerüzerindeki etkiyle kırmızı hücre toksisitesinde artma riski vardır. NSAİİ' ler ile tedaviyebaşladıktan bir iki hafta sonra tam kan ve retikülosit sayısı kontrol edilmelidir.

-

Sülfonilüreler:

NSAİİ'ler plazma proteinlerine bağlanma yerlerinden uzaklaştırarak

10/19

sülfonilürelerin hipoglisemik etkilerini artırabilirler.

Göz önünde bulundurulması gereken kombinasyonlar:

-

Beta-blokörler:

Bir NSAİİ ile tedavi, prostaglandin sentezinde azalma ile antihipertansifetkilerini azaltabilir.

-

Siklosporin ve takrolimus:

NSAİİ'lerin renal prostaglandin aracılıklı etkileriyle nefrotoksisiteartabilir. Kombinasyon tedavisi sırasında renal fonksiyon ölçülmelidir.

-

Trombolitikler:

Kanama riskinde artma.

-

Anti-platelet ajanlar ve selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar):

Gastrointestinalkanama riskinde artış (bkz. Bölüm 4.4.)

-

Probenesid: D

eksketoprofenin plazma konsantrasyonları artabilir; bu etkileşme renal tübülersekresyon bölgesindeki inhibitör bir mekanizmaya ve glukuronokonjugasyona bağlı olabilir vedeksketoprofen dozunun ayarlanmasını gerektirir.

-

Kardiyak glikozidleri:

NSAİİ'ler plazma glikozid konsantrasyonunu arttırabilirler.

-

Mifepriston:

Prostaglandin sentez inhibitörlerinin, mifepristonun etkinliğini değiştirmesiteorik bir risk taşıdığından, NSAİİ'ler mifepriston alımından sonraki 8-12 gün içindekullanılmamalıdır.

-

Kinolon antibiyotikleri:Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Özel popülasyonlara ilişkin etkileşim çalışması yapılmamıştır.

Pediyatrik popülasyon:

SEPREMİL'in çocuklarda ve adolesanlarda yapılmış çalışmaları bulunmamaktadır. Bu nedenle güvenilirliği ve etkinliği kanıtlanmamıştır.

4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi:1. ve 2. trimesterde C; 3. trimesterde D

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar uygun bir doğum kontrolü uygulamalıdır.

Gebelik dönemi

SEPREMİL'in hamileliğin üçüncü trimesterinde kullanılması kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3.).

Prostaglandin sentezinin inhibisyonu, hamileliği ve/veya embriyo -fetal gelişimi olumsuz yönde etkileyebilir. Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen veriler hamileliğin erken dönemindeprostaglandin sentezi inhibitörlerinin kullanılmasından sonra düşük ve kardiyak malformasyonriskinde artışla ilgili bir kaygıyı ortaya çıkarmışlardır. Mutlak kardiyovasküler malformasyon

11/19

riski %1'in altında iken, yaklaşık %1,5 düzeyine yükselmiştir. Doz arttıkça ve tedavi süresi uzadıkça riskin arttığı düşünülmektedir.

Kesin gerekli olmadıkça, gebeliğin birinci ve ikinci trimesterinde, deksketoprofen trometamol verilmemelidir. Deksketoprofen trometamol gebelik planlayan, gebeliğin birinci veya ikincitrimesterindeki hastalar tarafından kullanılacaksa, tedavi dozu mümkün olduğunca düşükolmalı ve tedavi süresi mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır.

Gebeliğin üçüncü trimesterinde, tüm prostaglandin sentezi inhibitörleri fetüsü aşağıdaki risklerle karşı karşıya getirirler:

- Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriozusun erken kapanması ve pulmoner hipertansiyon)

- Oligohidramniyozun eşlik ettiği böbrek yetmezliğine ilerleyebilen böbrek fonksiyonbozukluğu

Gebeliğin sonunda ise anne ve yenidoğan aşağıdaki risklerle karşı karşıya kalabilir:

- Oldukça düşük dozlarda dahi görülebilen anti-agregasyon etki nedeniyle kanama zamanınınolası uzaması

- Geç veya uzamış doğum eylemine neden olabilecek şekilde uterus kasılmalarının inhibisyonuLaktasyon dönemi

SEPREMİL emzirme döneminde kontrendikedir.

Deksketoprofenin anne sütü ile atılıp atılmadığı bilinmemektedir.

Üreme yeteneği/Fertilite

Diğer NSAİİ'ler gibi, deksketoprofen trometamol kullanımı kadın fertilitesinde bozukluğa sebep olabilir ve hamile kalmaya çalışan kadınlarda önerilmez. Hamile kalmakta güçlük çekenya da infertilite açısından araştırılmakta olan kadınlarda, deksketoprofen trometamolkullanımının bırakılması düşünülmelidir. Açıkça gerekli olmadığı takdirde, deksketoprofenhamileliğin birinci ve ikinci trimesterinde kullanılmamalıdır.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Baş dönmesi veya uyuşukluk oluşabileceğinden, SEPREMİL araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde hafif ya da orta derecede etkisi olabilir.

4.8. İstenmeyen etkiler

Parenteral deksketoprofen ile yapılan klinik çalışmalarda deksketoprofen trometamol ile ilişkili olma olasılığı bulunduğu rapor edilen ayrıca SEPREMİL'in ruhsatının alınmasından sonrabildirilen advers reaksiyonlar aşağıda tablo şeklinde gösterilmekte olup reaksiyonlar sistemorgan sınıfına göre düzenlenip görülme sıklığına göre sıralanmışlardır.

12/19

SİSTEM

ORGAN

SINIFI

Yaygın

(>1/100-<1/10)

Yaygın olmayan (>1/1.000-<1/100)

Seyrek

(>1/10.000-

<1/1.000)

Çok seyrek izole bildirimler(<1/10.000)

Kan ve lenf
sistemi
hastalıkları


Anemi

Nötropeni

Trombositopeni

Bağışıklık
sistemi
hastalıkları



Larinjeal ödem

Anaflaktik reaksiyon,anaflaktik şok

Metabolizma ve
beslenme
hastalıkları



Hiperglisemi,
hipoglisemi,
hipertrigliseridemi,
anoreksi

Psikiyatrik

hastalıklar


Uykusuzluk


Sinir sistemi hastalıkları


Baş ağrısı, baş
dönmesi,
uyuklama
Parestezi, senkop

Göz hastalıkları


Bulanık görme


Kulak ve iç
kulak
hastalıkları



Kulak çınlaması

Kardiyak

hastalıkları



Ekstrasistol,

taşikardi


Vasküler

hastalıklar


Hipotansiyon, yüzde kızarıklık
Hipertansiyon,
yüzeysel
tromboflebit

Solunum, göğüs hastalıkları vemediastinalhastalıklar



Bradipne

Bronkospazm,

dispne

Gastrointestinal

hastalıklar

Bulantı, kusma

Karın ağrısı, dispepsi, diyare,kabızlık, kankusma, ağızkuruluğu
Peptik ülserasyon, peptik ülserkanaması veyaperforasyonu(bkz. Bölüm 4.4.)
Pankreas iltihabı

13/19

Hepatobiliyer

hastalıkları



Hepatit, sarılık
Hepatik hasar
Deri ve deri altı doku
hastalıkları

Dermatit, prurit, deri döküntüsü,terleme artışı
Ürtiker, akne
Stevens Johnson sendromu, toksikepidermal nekroliz(Lyell sendromu),Anjiyoödem, yüzdeödem,
fotosensitivite
reaksiyonları
Kas-iskelet hastalıkları vebağ doku vekemikhastalıkları


Kas sertleşmesi, eklem sertleşmesi,kas krampları, belağrısı

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları


Akut renal yetmezlik, poliüri,böbrek ağrısı,ketonüri, proteinüri
Nefrit veya nefrotik sendrom
Üreme sistemi ve memehastalıkları


Adet dönemi bozuklukları, prostatbozuklukları

Genel
bozukluklar ve uygulamabölgesine ilişkinhastalıklar
Enjeksiyon yeri ağrısı,
inflamasyon içeren injeksiyonyeri
reaksiyonları, morarma veyakanama
Isı artışı, kas yorgunluğu, ağrı,soğuk hissi

Sertlik, periferal ödem


Araştırmalar


Karaciğer fonksiyon
testlerinde
anormallikler

Gastrointestinal:

En sık gözlemlenen advers olaylar gastrointestinal özelliktedirler. Özellikle yaşlılarda olmak üzere bazen ölümcül seyredebilen peptik ülser, perforasyon veyagastrointestinal kanama meydana gelebilmektedir (bkz. Bölüm 4.4.). İlacın kullanımındansonra bulantı, kusma, diyare, flatulans, kabızlık, dispepsi, karın ağrısı, melena, hematemez,ülseratif stomatit, kolit ve Crohn hastalığında kötüleşme (bkz. Bölüm 4.4.) bildirilmiştir. Dahanadiren gastrit gözlenmiştir.

NSAİİ tedavisiyle ilişkili olarak ödem, hipertansiyon ve kalp yetmezliği bildirilmiştir.

14/19

Diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi aşağıdaki istenmeyen etkiler ortaya çıkabilir: Belirgin olarak sistemik lupus eritematozus veya karışık bağ dokusu hastalığı olan hastalarda oluşabilen aseptikmenenjit ve hematolojik reaksiyonlar (purpura, aplastik ve hemolitik anemi ve nadirenagranülositoz ve medullar hipoplazi).

Stevens Johnson Sendromu ve Toksik Epidermal Nekroliz (oldukça nadir) dahil büllöz reaksiyonlar bildirilmiştir.

Klinik araştırmalar ve epidemiyolojik veriler bazı NSAİİ'lerin (özellikle yüksek dozda ve uzun süreli tedavide) kullanılmasına arteriyel trombotik olaylarda (örneğin miyokard infarktüsü veyainme) hafif risk artışının eşlik edebildiğini ileri sürmektedir (bkz. Bölüm4.4.).

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:

Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.

(www.titck.gov.tr;[email protected]. Doz aşımı ve tedavisi

Aşırı dozu takiben ortaya çıkan semptomlar bilinmemektedir. Benzer tıbbi ürünler, gastrointestinal (kusma, anoreksi, abdominal ağrı), nörolojik (uyuşukluk, vertigo,dezoryantasyon, baş ağrısı) rahatsızlıklara neden olmuştur.

Kazara veya fazla alımı veya uygulanması durumunda hastanın klinik durumuna göre acilen, semptomatik tedavi uygulanmalıdır.

Deksketoprofen trometamol diyaliz ile uzaklaştırılabilir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmasötik grubu: Propiyonik asit türevi ATC kodu: M01AE17

Deksketoprofen trometamol S-(+)-2-(3-benzoilfenil) propiyonik asidin trometamin tuzu, non-steroidal antiinflamatuvar ilaç (NSAİİ) grubuna dahil analjezik, antiinflamatuvar ve antipiretik bir ilaçtır.

Etki mekanizması


Deksketoprofen trometamolün etki mekanizması, siklooksijenaz yolu inhibisyonuyla prostaglandin sentezinin inhibisyonu ile ilgilidir.

Özellikle, araşidonik asidin PGE1, PGE2, PGF2a ve PGD2 prostaglandinleri ve ayrıca PGI2 prostasiklin ve tromboksanları (TxA2 ve TxB2) üreten siklik endoperoksitler PGG2 vePGH2'ye dönüşümü inhibe olur. Ayrıca, prostaglandin sentezinin inhibisyonu, kinin gibi diğer

15/19

inflamasyon mediyatörlerini de etkileyerek, direkt etkiye ek indirekt bir etkiye de neden olur.

Farmakodinamik etkiler


Deksketoprofenin hayvan ve insanlar üzerindeki deneylerde COX-1 ve COX-2 aktivitelerinin inhibitörü olduğu gösterilmiştir.

Klinik etkililik ve güvenlilik


Çeşitli ağrı modellerinde yapılan klinik çalışmalar, deksketoprofen trometamolün etkin analjezik etkisi olduğunu göstermiştir.

Orta ile şiddetli ağrıların giderilmesinde IM ve IV olarak kullanılan deksketoprofen trometamolün analjezik etkinliği, kas-iskelet sistemi ağrılarında (akut bel ağrısı modeli) verenal kolikte olduğu kadar cerrahi ağrı modellerinde (ortopedik ve jinekolojik cerrahi/midecerrahisi) de incelenmiştir.

Yapılan çalışmalarda analjezik etki hızlı başlamış ve ilk 45 dakika içinde en yüksek seviyesine erişmiştir. 50 mg deksketoprofen alımından sonraki analjezik etki süresi genellikle 8 saattir.Post-operatif ağrı ile ilgili klinik çalışmalar, SEPREMİL'in, opioidler ile birliktekullanıldığında opioid ihtiyacını önemli ölçüde azalttığını göstermiştir. Hastalarınkontrolündeki bir analjezik cihaz vasıtasıyla morfin aldığı post-operatif ağrı gidermekonusundaki bir çalışmada, deksketoprofen ile tedavi görmekte olan hastalar, plasebo grubundabulunan hastalara göre anlamlı bir şekilde daha az morfine (%30-45 arası daha az) ihtiyaçduymuşlardır.

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim:


Deksketoprofen trometamolün IM yolla verilmesinden sonra, doruk konsantrasyonuna 20 dakikada erişilmektedir (10 ile 45 dakika arasındadır). 25 ile 50 mg arasındaki tek doz için,eğrinin altında kalan alanın (EAA), hem IM hem de IV kullanımlardan sonra doza orantılıolduğu kanıtlanmıştır.

Çok dozlu farmakokinetik çalışmalarda, son IM veya IV enjeksiyon sonrasındaki Cmaks ve EAA değerlerinin tek bir dozun alınmasından sonra elde edilenlerden farklı olmadığı gözlenmiştir.Bu durum vücutta ilaç birikiminin olmadığını göstermektedir.

Dağılım:


Plazma proteinlerine yüksek düzeyde bağlanan (%99) diğer ilaçlarda olduğu gibi, dağılım hacminin ortalama değeri 0,25 L/kg'dan düşüktür. Dağılım yarı ömrü yaklaşık olarak 0,35saattir.

Biyotransformasyon:


Deksketoprofen trometamolün uygulanmasından sonra idrarda sadece S-(+) enantiyomerinin elde edilmesi, insanlarda S-(+) enantiyomerinin, R-(-) enantiyomerine dönüşmediğinigöstermektedir.

16/19

Eliminasyon:


Eliminasyon yarı ömrü 1-2,7 saat arasında değişmektedir. Deksketoprofenin başlıca eliminasyon yolu, glukuronid konjügasyonunu izleyen renal atılımdır.

Doğrusallık / Doğrusal olmayan durum:


Deksketoprofen trometamol, intramusküler veya intravenöz uygulamayı takiben sistemik maruziyet sırasında doza bağlı bir artış ile doğrusal farmakokinetik gösterir.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Yaşlılar:


Tek ve tekrarlanan oral dozlarda sağlıklı yaşlı bireylerde (65 yaş ve üzeri) ilacın vücutta kalış süresi genç gönüllülere göre anlamlı olarak daha fazladır (%55'e kadar). Bununla beraber,doruk konsantrasyonları ve doruk konsantrasyonlara ulaşmak için geçen zamanda istatistikselolarak anlamlı bir fark yoktur. Tek ve tekrarlanan dozlardan sonra ortalama eliminasyon yarıömrü uzamakta (%48'e kadar) ve total klerens ise azalmaktadır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Preklinik veriler, güvenlilik farmakolojisi, tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, üreme toksisitesi ve immuno farmakolojinin klasik çalışmalarına dayanarak insanlar için Kısa ÜrünBilgileri'nin diğer bölümlerinde daha önce belirtilenler dışında özel bir tehlike göstermemiştir.Fareler ve maymunlar üzerinde yürütülen kronik toksisite çalışmaları, 3 mg/kg/gün'lük birGözlenmemiş Advers Etki Düzeyi (NOAEL) vermiştir. Yüksek dozlarda gözlenen başlıcaistenmeyen etki doza bağımlı olarak oluşan gastrointestinal erozyonlar ve ülserlerdir.

Tüm NSAİİ'lerin farmakolojik sınıfı için kabul edildiği üzere, hayvan modellerde deksketoprofen trometamol hem indirekt olarak gebelerde gastrointestinal toksisitesi ile hemde fetüsün gelişmesi üzerinde direkt olarak etki yaparak, embriyo-fetal hayatta kalımdafarklılıklara neden olabilir.

Hayvanlarda prostaglandin sentezi inhibitörü uygulamasının pre- ve post-implantasyon kaybında artış ve embriyo-fetal ölümle sonuçlandığı gösterilmiştir. Ek olarak, organogenezdöneminde prostaglandin sentezi inhibitörü verilen hayvanlarda kardiyovaskülermalformasyonlar dahil çeşitli malformasyonların görülme sıklığında artış bildirilmiştir.Bununla birlikte, deksketoprofen trometamol ile gerçekleştirilen hayvan çalışmalarındareprodüktif toksisite görülmemiştir.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Etanol (%96)

Sodyum klorür

Sodyum hidroksit (pH ayarlaması için)

Enjeksiyonluk su

17/196.2. Geçimsizlikler

Çökelmeye neden olacağından, SEPREMİL, dopamin, prometazin, pentazosin, petidin veya hidroksizin solüsyonlarının küçük hacimleri ile (örneğin bir enjektörde) karıştırılmamalıdır.Bölüm 6.6.'da ifade edildiği şekilde elde edilen infüzyon için kullanılacak olan seyreltilmişçözeltiler, prometazin veya pentazosin ile karıştırılmamalıdır.

Bu ürün Bölüm 6.6.'da bahsedilenler dışında başka hiçbir tıbbi ürün ile karıştırılmamalıdır.

6.3. Raf ömrü

24 ay

Bölüm 6.6.'da verilen talimatlara göre seyreltilen ve gün ışığından yeterince korunarak saklanan seyreltik çözeltinin, 25°C'de 24 saat boyunca kimyasal olarak stabil kaldığıgösterilmiştir.

Mikrobiyolojik açıdan ürün seyreltildikten sonra derhal kullanılmalıdır. Eğer derhal kullanılmazsa, kullanımdan önceki saklama süreleri ve koşulları kullanıcının sorumluğundaolacaktır ve seyreltme işlemi, kontrollü ve aseptik koşullarda gerçekleşmemişse saklama süresive koşulu normal olarak 2 ila 8°C'de 24 saatten daha uzun bir süre olmamalıdır.

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C altındaki oda sıcaklığında, ışıktan koruyarak saklanmalıdır.

Ampulleri orijinal karton kutularında saklayınız.

Son kullanma tarihiyle uyumlu olarak kullanınız.

Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra SEPREMİL'i kullanmayınız.

Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz, SEPREMİL'i kullanmayınız.

Uygulama için hazırlanan seyreltilmiş çözeltilerin mümkün olan en kısa zamanda kullanılması önerilir.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Kutular, 6 adet 2 ml'lik amber renkli Tip I cam ampullerde ambalajlanır.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış SEPREMİL ve infüzyon sıvısı karışımları hazırlandıktan 24 saat sonra atılmalıdır.

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri”ne uygun olarak imha edilmelidir.

IV yolla uygulanacağı zaman, bir ampul (2 ml) içeriği normal salin, glukoz veya Ringer laktat solüsyonu ile 30 ile 100 ml arasında bir hacme seyreltilmelidir. Solüsyon aseptik olarakseyreltilmelidir ve güneş ışığından korunmalıdır (bkz. Bölüm 6.3.). Seyreltilmiş çözelti berrakolmalıdır.

İnfüzyon için 100 ml normal salin veya glukoz çözeltisinde seyreltilmiş çözeltilerin, enjeksiyon için aşağıdaki ilaçlarla uyumlu oldukları gösterilmiştir:

18/19

Dopamin, heparin, hidroksizin, lidokain, morfin, petidin ve teofilin.

SEPREMİL ile seyreltilmiş olan solüsyonlar, plastik ambalajlarda saklandığında veya Etil Vinil Asetat (EVA), Selüloz Propiyonat (CP), Düşük Yoğunluktaki Polietilen (LDPE) veya Poli VinilKlorür (PVC) maddelerinden yapılma cihazlar yolu ile verildiğinde, etkin madde ile saklamaortamı arasında bir etkileşim görülmemiştir.

SEPREMİL tek kullanımlıktır ve kalan solüsyon atılmalıdır. İlacı uygulamadan önce çözeltinin berrak ve renksiz olduğundan emin olmak için çözelti gözle incelenmelidir, partiküllü maddegözleniyorsa kullanılmamalıdır.

7. RUHSAT SAHİBİ

Menta Pharma İlaç Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

Şerifali Mah. Bayraktar Bulvarı Başer Sok. No:3

Ümraniye/İSTANBUL

Tel: 0 216 594 59 36

Faks: 0 216 594 59 35

e-posta:

[email protected]


8. RUHSAT NUMARASI

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 01.05.2014 Ruhsat yenileme tarihi: -

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

19/19

İlaç Bilgileri

Sepremil 50 Mg/2 Ml I.m./i.v. Enjeksiyonluk Çözelti

Etken Maddesi: Deksketoprofen Trometamol

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.