KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
MEPOLEX® 5 mg/5 ml IV enjeksiyonluk çözelti
Steril
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Her bir ampul (5 ml) 5 mg metoprolol tartarat içerir. Birim dozunda (1ml'de) 1 mg etkin madde içerir.
Yardımcı madde(ler):
Sodyum klorür 45 mg
Sodyum hidroksit k.m.
Yardımcı maddeler için 6.1.'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Enjeksiyonluk çözelti
Şeffaf cam ampul içerisinde steril, berrak ve renksiz çözelti
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Supraventriküler taşiaritmiler.
Şüphelenilen veya tanısı konmuş miyokard infarktüsünde ağrı, taşiaritmi ve miyokard iskemisinin profilaksi ve tedavisinde.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Supraventriküler taşiaritmi:
İlk başta, 5 mg'a (=5 ml) kadar metoprolol dakikada 1-2 mg hızında intravenöz yoldan uygulanır. Bu uygulama, tatmin edici bir yanıt alınana kadar 5'er dakikalık aralıklarlatekrarlanabilir. Toplam 10-15 mg'lık bir doz genellikle yeterli olmaktadır (10-15 ml). Önerilenmaksimum intravenöz doz 20 mg'dır (=20 ml).
Şüphelenilen ya da tanısı konmuş miyokard infarktüsünde ağrı, taşiaritmi ve miyokard iskemisinin profilaksi ve tedavisinde:
Akut: İntravenöz yoldan 5 mg (=5 ml) uygulanır. Doz, her 2 dakikada bir tekrarlanabilir, maksimum doz 15 mg'dır (=15 ml). Son enjeksiyondan 15 dakika sonra oral yoldan 6 saatte bir50 mg metoprolol tartarat tableti verilir ve 48 saat boyunca devam edilir. Tedaviye metoprololtartarat tableti ile oral yoldan devam edilmelidir.
Tedaviye ne zaman başlanmaması gerektiği ile ilgili bilgiler için bkz. Bölüm 4.3. ve 4.4.
1/12
Uygulama şekli:
MEPOLEX intravenöz yolla uygulanır.
MEPOLEX'in parenteral uygulaması, kan basıncı ve EKG ölçümlerinin yapılabileceği ve resüsitasyon için gerekli işlemlerin yapılabileceği yerlerde, uygun personelin denetimindeyapılmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Eliminasyon hızı böbrek fonksiyonlarından anlamlı derecede etkilenmediği için böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez.
Karaciğer yetmezliği:
Metoprolol genellikle, karaciğer sirozu olan hastalara ve karaciğer fonksiyonu normal olan hastalara aynı dozda verilir. Ağır karaciğer fonksiyon bozukluğu belirtileri olan hastalarda(örneğin şant ameliyatı geçirmiş hastalarda) dozun azaltılması dikkate alınmalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda MEPOLEX tedavisi ile ilgili deneyim sınırlıdır.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalarda doz ayarlanması gerekmez.
4.3. Kontrendikasyonlar
MEPOLEX aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
• Kardiyojenik şok
• Hasta sinüs sendromu
• İkinci ya da üçüncü derece atriyoventriküler blok
• Unstabil, dekompanse kalp yetmezliği olan hastalarda (pulmoner ödem, hipoperfüzyonveya hipotansiyon) ve beta reseptör agonistleri ile sürekli ya da intermitent inotropik tedaviolan hastalar
• Semptomatik bradikardi veya hipotansiyon. Metoprolol, akut miyokard infarktüsügeçirdiğinden şüphelenilen hastalarda, kalp hızı dakikada 45'in altında, P-Q aralığı 0,24saniyeden uzun ya da sistolik kan basıncı 100 mmHg'nin altında olduğu sürecekullanılmamalı
• Supraventriküler taşiaritmilerin tedavisinde, MEPOLEX sistolik kan basıncı 110mmHg'nin altında olan hastalara uygulanmamalı
• Gangren tehdidi olan ciddi periferik vasküler hastalık
• Bileşimindeki herhangi bir maddeye ya da diğer beta-blokerlere bilinen aşırı duyarlılığıolan hastalarda
2/12
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Verapamil beta-bloker tedavisi gören hastalara intravenöz yoldan uygulanmamalıdır. Şüphelenilen ya da tanısı konmuş kalp yetmezliği nedeniyle metoprolol tedavisine başlananhastaların hemodinamik durumu her dozdan sonra yakından izlenmelidir. Dispnede ağırlaşmaya da soğuk terleme durumunda tedavi kesilmelidir.
Metoprolol, periferik arteriyel dolaşım bozukluğunun semptomlarında şiddetlenmeye yol açabilir (örneğin intermittent claudication-kesik kesik topallama-). İleri derecede böbrekyetmezliğinde, metabolik asidoz ile birlikte görülen akut ciddi tabloda, dijital preparatları ilekombine tedavide dikkatli olunmalıdır.
MEPOLEX, gizli ya da tanısı konmuş kalp yetmezliği olan hastalarda gerekli tedaviler ile birlikte kullanılmalıdır.
Prinzmental's anjinası olan hastalarda anjina nöbet sayısı ve şiddeti, alfa reseptörler aracılığı ile oluşan koroner spazm nedeniyle artabilir. Bu nedenle, prinzmental's anjinası olan hastalardaselektif olmayan beta-blokerler kullanılmamalı, selektif beta-1 blokerler ise dikkatlikullanılmalıdır.
Bronşiyal astım veya diğer obstrüktif akciğer hastalığı olan hipertansif hastaların tedavisi sırasında ek olarak bir bronkodilatatör tedavisi de uygulanmalıdır. Bu durumda beta-2 agonistdozunun yükseltilmesi gerekebilir.
Selektif olmayan beta-blokerlere göre, metoprolol tedavisinin karbonhidrat metabolizması ile etkileşme ve hipoglisemi belirtilerini maskeleme riski daha düşüktür.
Çok ender olarak, daha önceden var olan orta derecedeki bir atriyoventriküler bloğun şiddetlenmesi (muhtemelen AV bloğa yol açar) mümkündür.
Beta-blokerler ile tedavi, olası bir anafilaktik reaksiyonun tedavisini zorlaştırır. Feokromasitoması olan bir hastaya MEPOLEX tedavisi ile birlikte bir alfa-bloker deverilmelidir.
MEPOLEX tedavisinin kesilmesi gerekiyorsa, tedavi 2 hafta içinde doz yavaş yavaş azaltılarak kesilmelidir. Aksi takdirde miyokard infarktüsü riskinin artması ile birlikte
angina pektoris
belirtileri ağırlaşabilir.
Ameliyattan önce anesteziste hastanın metoprolol kullandığı belirtilmelidir. Ameliyata girecek hastalarda beta-bloker tedavisinin kesilmesi önerilmez. Kardiyak cerrahi dışında ameliyatlaragirecek hastalarda yüksek dozda metoprolol tedavisine başlamaktan kaçınılmalıdır, çünkükardiyovasküler risk faktörleri olan hastalarda ölümcül sonuçlara yol açan bradikardi,hipotansiyon ve inme ile bağlantılı bulunmuştur.
3/12
Kalp hızı dakikada 40'ın altında, sistolik kan basıncı 90 mmHg'dan düşük ve P-Q aralığı 0,26 saniyeden uzun ise ikinci ya da üçüncü dozlar uygulanmamalıdır.
Bu tıbbi ürün her “doz”unda 45 mg sodyum ihtiva eder. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Metoprolol bir CYP2D6 substratıdır. CYP2D6'yı inhibe eden ilaçlar (örn. ritonavir, kinidin, terbinafin, paroksetin, fluoksetin, sertralin, selekoksib, propafenon ve difenhidramin)metoprololün plazma konsantrasyonlarını etkileyebilirler. Bu ilaçlar ile tedaviyebaşlanıldığında, MEPOLEX ile tedavi edilen hastalardaki doz miktarının azaltılmasıgerekebilir.
MEPOLEX aşağıdaki belirtilen ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır:
Barbitürik asit türevleri:
Barbitüratlar (pentobarbital ile yapılan çalışma) enzim indüksiyonu ile metoprololün metabolizmasını hızlandırır.
Propafenon:
Metoprolol ile tedavi edilen 4 hastaya propafenon verildiğinde, metoprololün plazma konsantrasyonu 2-5 katına çıkmış, 2 hastada metoprolole özgü yan etkiler ortayaçıkmıştır. Etkileşim 8 sağlıklı gönüllüde yapılan çalışma ile teyit edilmiştir. Propafenon ileetkileşim, propafenonun kinidine benzer şekilde, muhtemelen sitokrom P450 2D6 aracılığı ilemetoprololün metabolizmasını inhibe etmesi şeklinde açıklanabilir. Propafenonun ayrıca beta-bloker etkisi olması nedeniyle bu kombinasyonun uygulanması zordur.
Verapamil:
Verapamilin beta-bloker ilaçlarla (atenolol, propranolol ve pindolol) birlikte kullanılması bradikardiye ve kan basıncının düşmesine yol açar. Verapamil ve beta-blokerlerbirlikte kullanıldığında, AV-ileti ve sinüs düğümü fonksiyonu üzerine aditif inhibitör etkigösterirler.
Aşağıda belirtilen kombinasyonlarda MEPOLEX dozunun ayarlanması gerekebilir:
Amiodaron:
Bir vaka raporunda amiodaron ile tedavi edilen hastalara metoprolol verildiğindebelirgin sinüs bradikardisi gelişebileceği bildirilmiştir. Amiodaronun yarılanma süresi çok uzunolduğundan (ortalama 50 gün) etkileşim, ilaç kesildikten sonra uzun müddet devam eder.
Antiaritmikler, sınıf I:
Sınıf I antiaritmiklerin ve beta-blokerlerin birlikte kullanılması, negatif inotropik etkilerinin aditif olması nedeniyle, sol ventrikül fonksiyon bozukluğu olan hastalardaciddi hemodinamik yan etkilerin ortaya çıkmasına neden olur. Bu kombinasyon ayrıca “hastasinüs sendromu”nda ve patolojik atriyoventriküler ileti bozukluğunda kullanılmamalıdır. Buetkileşim disopiramid ile yapılan çalışma ile belgelenmiştir.
Steroid olmayan antiinjlamatuvar/antiromatizmal ilaçlar (NSAİİ):
NSAİİ-antiflojistik ilaçların, beta-blokerlerin antihipertansif etkilerini azalttığı gösterilmiştir. Çalışma temel olarak
4/12
indometasin ile yapılmıştır. Bu etkileşim muhtemelen sulindak ile görülmez. Diklofenak ile negatif etkileşim çalışması yapılmıştır.
Difenhidramin:
Difenhidramin, hızlı hidroksilasyon olan bireylerde CYP 2D6 aracılığıyla metoprololün alfa-hidroksimetoprolole dönüşmesi şeklindeki klerensini azaltır (2,5 kat).Böylece metoprololün etkisi artar.
Dijital glikozitler:
Beta-blokerler ile ilişkili dijital glikozitler, atriyoventriküler iletim zamanını artırabilir veya bradikardiye neden olabilir.
Diltiazem:
Diltiazem ve beta-blokerlerin birlikte kullanılması AV-ileti ve sinüs düğümü fonksiyonu üzerine aditif inhibitör etki gösterir.
Diltiazem ile metoprolol birlikte kullanıldığında belirgin bradikardi görülmüştür (vaka raporları).
Epinefrin:
10 vaka raporunda, selektif olmayan beta-bloker (pindolol ve propranolol dahil) kullanan hastalara epinefrin (adrenalin) verildiğinde ileri derecede hipertansiyon ve bradikardioluştuğu bildirilmiştir. Bu gözlemler sağlıklı gönüllülerde yapılan çalışmalarla doğrulanmıştır.Ayrıca epinefrin içeren lokal anesteziklerin damar içine uygulanmasının da aynı etkilerigösterebileceği bildirilmiştir. Kardiyoselektif beta-blokerler kullanıldığında risk daha azdır.
Fenilpropanolamin:
Sağlıklı gönüllülerde fenilpropanolamin (norepinefrin) 50 mg tek doz uygulandığında diyastolik kan basıncını patolojik değerlere yükseltebilir. Propranolol,fenilpropanolamin ile yükselen kan basıncını genellikle düşürür. Bununla birlikte, beta-blokerler paradoksal olarak yüksek doz fenilpropanolamin alan hastalarda hipertansifreaksiyonları şiddetlendirebilir. Birkaç vakada, tek başına fenilpropanolamin kullananhastalarda hipertansif kriz görüldüğü belirtilmiştir.
Kinidin:
Kinidin, hızlı hidroksilasyon olanlarda (İsveç popülasyonunun %90'ından fazla) metoprololün metabolizmasını inhibe ederek plazma düzeyini ve dolayısıyla beta-blokeretkisini artırır. Benzer etkileşim aynı enzimle (CYP 2D6) metabolize olan diğer beta-blokerlerlede görülebilir.
Klonidin:
Klonidinin ani kesilmesine bağlı hipertansif reaksiyon, beta-blokerlerle birlikte kullanıldığında şiddetlenebilir. Beta-bloker ile uygulanan klonidin tedavisinin kesilmesidüşünülüyorsa, beta-bloker tedavisi klonidin tedavisinden birkaç gün önce kesilmelidir.
Rifampisin:
Rifampisin metoprololün metabolizmasını hızlandırarak plazma düzeyini düşürür. Metoprolol ile birlikte, diğer beta-bloker ilaçları (göz damlaları gibi) ya da MAO inhibitörükullanan hastalar yakından izlenmelidir.
İnhalasyon anestezikler, beta-bloker tedavisi gören hastalarda kardiyodepresan etkiyi güçlendirebilir.
5/12
Beta-bloker alan hastalarda, oral antidiyabetiklerin dozlarının ayarlanması gerekebilir. Eş zamanlı olarak simetidin veya hidralazin uygulandığında metaprololün plazma konsantrasyonuartabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlar ile ilgili olarak hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Metoprololün pediyatrik kullanımını tavsiye etmek için yeterli çalışma yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Gebelik dönemi
Metoprolol, gebelik dönemi içinde zorunlu olmadıkça kullanılmamalıdır. Beta- blokerler fetüs, yenidoğan bebeklerde bradikardi gibi yan etkilere yol açabilir. Gebeliğin son üç ayında vedoğum esnasında kullanırken bu konu göz önünde tutulmalıdır.
MEPOLEX tedavisi planlanan doğum zamanından 48-72 saat önce azaltılarak kesilmelidir. Eğer bu mümkün değil ise, yeni doğan bebek 48-72 saat boyunca, beta blokaj semptomlarının(kalp ve akciğer komplikasyonları) tespit edilebilmesi için gözlem altında tutulmalıdır.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik/ve-veya/embriyonal/fetal gelişim/ve-veya/doğum/ve-veya/doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3.). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Laktasyon dönemi
Metoprolol, emzirme dönemi içinde zorunlu olmadıkça kullanılmamalıdır. Metoprolol annenin plazmasında bulunan miktarın yaklaşık 3 katına karşılık gelen miktarda anne sütünegeçmektedir. Fakat terapötik dozlarda uygulandığında anne sütü ile beslenen çocuk üzerindezararlı reaksiyonlara neden olabilecek risk düşüktür.
Yine de anne sütü ile beslenen bebek beta blokaj belirtileri açısından izlenmelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Üreme yeteneği/Fertilite ile ilgili bir bilgi mevcut değildir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Uygulanabilir değildir.
6/12
4.8. İstenmeyen etkiler
Yan etkiler genellikle doza bağlıdır ve hastaların yaklaşık %10'unda görülür.
Metoprolol kullanımına bağlı istenmeyen etkiler aşağıda sistem organ sınıf ve sıklıklarına göre verilmiştir.
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (>1/10000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahminedilemiyor.)
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Trombositopeni
Psikiyatrik hastalıkları
Yaygın olmayan: Depresyon, kabus, uyku bozuklukları Seyrek: Unutkanlık, konfüzyon, sinirlilik, anksiyete, halüsinasyonBilinmiyor: Konsantrasyon bozukluğu
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı, sersemlik Yaygın olmayan: Parestezi
Göz hastalıkları
Seyrek: Görme bozuklukları, gözlerde kuruluk ve/veya kızarıklık Bilinmiyor: Konjonktivit
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Seyrek: Kulak çınlaması
Kardiyak hastalıkları
Yaygın: Bradikardi, palpitasyon
Yaygın olmayan: Göğüs ağrısı, kalp yetmezliği belirtilerinde geçici ağırlaşma, akut miyokard
infarktüslü hastalarda kardiyojenik şok
Seyrek: AV-ileti zamanında uzama, kalp aritmileri
Vasküler hastalıklar
Yaygın: Ekstremitelerde soğuma Seyrek: Senkop
Bilinmiyor: Şiddetli periferal vasküler bozukluğu olan hastalarda gangren
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Egzersiz sonrası nefes darlığı
Yaygın olmayan: Bronşiyal astımı veya astmatik problemleri olan hastalarda
bronkospazm
Bilinmiyor: Rinit
7/12
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Karın ağrısı, bulantı, kusma, diyare ve kabızlık Seyrek: Tat alma bozukluklarıBilinmiyor: Ağız kuruluğu
Hepatobiliyer hastalıklar
Seyrek: Transaminazlarda artış Bilinmiyor: Hepatit
Deri ve derialtı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Deride aşırı duyarlılık reaksiyonları
Seyrek: Psöriyaziste ağırlaşma, fotosensitivite reaksiyonları, hiperhidroz, saç dökülmesi
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Bilinmiyor: Kas krampları, artralji
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Seyrek: Geri dönüşümlü libido disfonksiyonu
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın: Yorgunluk Yaygın olmayan: Kilo artışı, ödem
MEPOLEX'in intravenöz yoldan uygulanmasının ardından izole vakalarda kan basıncında klinik anlamda bir düşüş meydana gelebilir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.
Toksisite:
Bir yetişkinde 7,5 g letal toksikasyona neden olmuştur. 5 yaşında bir çocukta 100 mg, gastrik lavajdan sonra hiçbir semptom göstermemiştir. Bir yetişkinde 1,4 g, 12 yaşında bir çocukta 450mg orta derecede toksisiteye neden olmuştur. Bir yetişkinde 2,5 g ciddi toksisiteye, 7,5 g'da iseçok ciddi intoksikasyon görülmüştür.
Doz Aşımı Belirtileri:
En önemlisi kardiyovasküler semptomlardır, fakat bazen özellikle çocuk ve genç yetişkinlerde merkezi sinir sistemi semptomları ve solunum depresyonu ön plana çıkabilir. Bradikardi, AV-8/12
blok I-III, QT-uzaması (olağanüstü durumlar), asistol, kan basıncının düşmesi, yetersiz periferik dolaşım, kalp yetmezliği, kardiyojenik şok, solunum depresyonu, apne.
Diğer Belirtiler:
Yorgunluk, konfüzyon, bilinç kaybı, titreme, kramplar, terleme, parestezi, bronkospazm, bulantı, kusma, muhtemelen özofagus spazmı, hipoglisemi (özellikle çocuklarda) veyahiperglisemi, hiperkalemi, böbreklere etki, geçici miyastenik sendrom görülebilir. Beraberindealkol, antihipertansifler, kinidin veya barbitüratların alınması hastanın durumunukötüleştirebilir. Doz aşımının ilk belirtileri ilaç alımından 20 dakika ila 2 saat sonragörülmektedir.
Tedavi:
Gerekirse aktif kömür ya da mide lavajı. Gastrik lavajdan önce vagal stimülasyon riskine karşı atropin (intravenöz yoldan; yetişkinlere 0,25-0,50 mg, çocuklara 10-20 mcg/kg) verilmelidir.Duruma göre entübasyon ve suni solunum uygulanır. Plazma hacmi yeterli sıvı desteği ilekorunur. Glukoz infüzyonu yapılır. EKG izlenir. İntravenöz yoldan 1-2 mg atropin (vagalstimülasyonu önlemek için) verilir, gerekirse tekrarlanabilir.
Miyokardiyal depresyonda:
Dobutamin veya dopamin infüzyonu ve kalsiyum glubiyonat (9 mg/ml 10-20 ml) verilir. İntravenöz yoldan bir dakikadan daha uzun sürede 50-150 mcg/kg glukagon verilir, daha sonrainfüzyon şeklinde uygulanabilir. Amrinon da verilebilir. Bazı durumlarda epinefrineklenmesinin de yararlı olduğu görülmüştür. QRS kompleksinde genişleme ve aritmilerdesodyum (klorür veya bikarbonat şeklinde) infüzyonu uygulanır. Pacemaker gerekli olabilir.Kalp durması halinde uzun süre resüsitasyon gerekli olabilir. Bronkospazma görüldüğünde,terbütalin (enjeksiyon veya inhalasyon şeklinde) verilebilir. Semptomatik tedavi uygulanır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Selektif beta-reseptör blokeri ATC kodu: C07A B02
Miyokard infarktüsünde metoprolol ile intravenöz tedavi, göğüs ağrısını azaltır, atriyal fibrilasyon ve atriyum flatter insidansını düşürür. Erken uygulamanın (ilk semptomlargörülmeye başladıktan sonraki 24 saat içinde) miyokard infarktüsünün gelişmesini sınırlamayakatkısı vardır. Erken yapılan uygulamalar tedaviden elde edilecek faydayı artırır.
Paroksismal atriyal taşikardi ve atriyal fibrilasyon/flatterli hastalarda ventriküler kalp hızını azaltır.
Metoprolol, P1-selektif reseptör blokeridir, kalpteki beta-1 reseptörlerini, periferik damarlar ve bronşlardaki beta-2 reseptörlerini bloke etmek için gereken dozlardan daha düşük dozlardabloke eder. Artan dozlarda P1 adrenerjik reseptörlere selektivitesi azalabilir.
9/12
Metoprololün beta adrenerjik reseptörlere agonist etkisi yoktur ve membran stimülasyonu etkisi çok düşüktür. Beta-blokerlerin negatif inotropik ve kronotropik etkileri vardır.
Metoprolol tedavisi, fiziksel ve mental stres sırasında salgılanan katekolaminlerin etkisiyle ortaya çıkan kalp hızı, kalp debisi ve kan basıncı artışını azaltır. Adrenal bezlerden adrenalinsalgısının yükselmesi ile birlikte görülen stres durumlarında, metoprolol normal fizyolojikvasküler dilatasyonu engellemez.
Metoprolol, terapötik dozlarda, bronş kasları üzerinde, selektif olmayan beta blokerlere göre daha az kontraksiyona neden olur. Metoprololün bu özelliği, bronşiyal astım ya da ilerlemişobstrüktif akciğer hastalığı olanlarda P2-adrenerjik reseptör agonistleri ile birlikte tedavi olanağısağlar.
Metoprolol, insülin salgılanmasını ve karbonhidrat metabolizmasını, selektif olmayan beta-blokerlere göre daha az etkiler, bu nedenlerle
diabetes mellitus
hastalarında da kullanılabilir.
Metoprolol, selektif olmayan beta blokerlere göre hipoglisemideki taşikardi gibi kardiyovasküler yanıtları daha az etkiler ve kan şekerinin normal düzeye dönmesi daha hızlıdır.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Biyotransformasyon:
Metoprolol karaciğerde temel olarak CYP2D6 enzimi ile metabolize olur. Plazmada 3 temel metabolit saptanmıştır, hiçbirinin klinik açıdan belirgin beta bloker etkisi yoktur.
Dağılım:
İntravenöz enjeksiyondan sonra metoprolol 5-10 dakika boyunca hızlıca dağılır. Plazma seviyeleri 5-20 mg aralığında uygulanan dozlar ile lineer bir ilişki göstermektedir.Metoprololün plazma proteinlerine bağlanma oranı düşük olup, yaklaşık %5-10'dur.
Eliminasyon:
Plazmadaki yarı ömrü 3-5 saattir. Verilen metoprolol dozunun yaklaşık %5'i idrarla değişmeden, geri kalan kısmı metobolitleri şeklinde böbrek yolu ile atılır.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Metoprolol, klinik açıdan geniş ölçüde incelenmiştir. İlgili bilgiler Kısa Ürün Bilgisi'nin diğer bölümlerinde bulunabilir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Sodyum klorür Sodyum hidroksitHidroklorik asitEnjeksiyonluk su
10/12
6.2. Geçimsizlikler
40 mg metaprolole eşdeğer miktarda MEPOLEX ampul 1 mg/ml aşağıdaki infüzyon solüsyonlarının 1000 ml'sine eklenebilir; sodyum klorür 9 mg/ml, mannitol 150 mg/ml, glukoz100 mg/ml, glukoz 50 mg/ml, fruktoz 200 mg/ml, invertoz 100 mg/ml, Ringer, Ringer-Glukoz,Ringer-Asetat.
MEPOLEX'i Macodex'e ilave etmek uygun değildir.
6.3. Raf ömrü
24 ay
İnfüzyon solüsyonu ile seyreltilen MEPOLEX ampul 12 saat içinde kullanılmalıdır.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25 °C altındaki oda sıcaklığında, ışıktan koruyarak saklayınız.
Son kullanma tarihi ile uyumlu olarak kullanınız.
Ambalajdaki son kullanma tarihinden sonra MEPOLEX'i kullanmayınız.
MEPOLEX normalde doktorunuzda ya da hastanede saklanır.
Tıbbi personel MEPOLEX'in doğru bir şekilde saklanması, kullanılması ve imhasından sorumludur.
Eğer üründe ve/veya ambalajında bozukluklar fark ederseniz, MEPOLEX'i kullanmayınız. Uygulama için hazırlanan seyreltilmiş çözeltilerin mümkün olan en kısa zamanda kullanılmasıönerilir. Bir defalık kullanım içindir. Kullanılmayan kısmı atınız.
İnfüzyon solüsyonu ile seyreltilen MEPOLEX ampul 12 saat içinde kullanılmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Şeffaf, Tip I cam ampullere doldurulmuş ürün, 5 ml'lik 1 adet ampul içeren karton kutu içinde ambalajlıdır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Menta Pharma İlaç Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
Orta Mah. Üniversite Cad. No:35/1
Tuzla/İSTANBUL
Tel: 0 216 594 59 36
Faks: 0 216 594 59 35
e-posta:[email protected]
8. RUHSAT NUMARASI
2016/174
11/12
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 25.01.2016 Ruhsat yenileme tarihi: 20.01.2017
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
12/12