Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

İbu-600 Mg Sifar Değiştirilmiş Salımlı Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

İBU-600 mg SİFAR Değiştirilmiş Salımlı Tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:

Her bir tablet, 600 mg ibuprofen içerir.

Yardımcı maddeler:

Laktoz monohidrat 50 mg

Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Değiştirilmiş Salımlı Tablet

Oblong, her iki yüzü ortadan çentikli, beyaz tabletler. Tabletler eşit yarımlara bölünebilir.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar

İBU-600; Romatoid artrit, osteoartrit ve ankilozan spondilitin belirti ve bulgularının tedavisi ile akut gut artriti, akut kas-iskelet sistemi ağrıları, postoperatif ağrı ve dismenore tedavisindeendikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde;


Yetişkinlerde: Günde 2 kez 1 tablet (1200 mg İbuprofen)

Yetişme çağında (12 yaşın üzerinde): Günde 2 - 3 kez 1 / 2 tablet (600-900 mg İbuprofen) Tedavi süresince belirtilerin derecesine göre doz ayarlaması yapılabilir.

İstenmeyen etkiler, semptomları kontrol altına almak için gereken, etkili en düşük doz, en kısa süreyle kullanılarak, en aza indirilebilir (Bkz. Bölüm 4.4).

Uygulama şekli:

Tabletler bol miktarda suyla birlikte yutulmalıdır. Oral rahatsızlık veya boğaz iritasyonunun engellenmesi için tabletler, çiğnenmeden, kırılmadan veya ezilmeden bütün olarakyutulmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek/karaciğer/kalp yetmezliği:

Renal, hepatik ya da kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, çünkü ibuprofen gibi NSAİİ'lerin kullanımı renal fonksiyonlarda bozulmayla sonuçlanabilir. Bu hastalarda dozmümkün olan en düşük düzeyde tutulmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.

1 / 17Pediyatrik popülasyon:

İbuprofenin tablet formlarının 12 yaşından küçük çocuklarda kullanılması önerilmez. 12 yaşından küçük çocuklar için aynı etkin maddeyi içeren likit formların kullanılması tavsiyeedilmektedir.

Geriyatrik popülasyon:

Bu hasta grubunda NSAİİ kullanımıyla ölümcül olabilecek gastrointestinal (Gİ) kanama ve perforasyon gibi istenmeyen etki sıklığı artmaktadır.

Eğer yaşlı hastalarda NSAİİ kullanılması gerekiyorsa mümkün olabilecek en küçük etkin doz ve en kısa tedavi süresi tercih edilmelidir.

4.3. Kontrendikasyonlar

İBU-600, ibuprofene ya da ilacın içindeki yardımcı maddelerin herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontrendikedir.

İBU-600 daha önce, aspirin veya diğer NSAİİ'lere karşı astım, rinit, ürtiker veya anjiyoödem gibi aşırı duyarlılık reaksiyonu gelişen hastalarda kontrendikedir.

İBU-600 aynı zamanda, geçmişlerinde önceki bir NSAİİ tedavisine bağlı gastrointestinal kanama ya da perforasyon öyküsü bulunan hastalarda kontrendikedir. Böyle hastalarda NSAİİciddi, nadiren ölümcül olabilen anaflaksi benzeri reaksiyonlara neden olabilir. İbuprofenönceden geçirilmiş veya halen aktif ülseratif kolit, Crohn hastalığı, rekürran peptik ülser veyagastrointestinal kanama (iki ya da daha fazla kanıtlanmış, belirgin ülserasyon ya da kanamaepisodu şeklinde tanımlanan) olan hastalarda kullanılmamalıdır.

İBU-600 artan kanama eğilimi görülen hastalarda kullanılmamalıdır.

İBU-600 şiddetli kalp yetmezliğinde (NYHA Sınıf IV) kontrendikedir.

İBU-600 şiddetli karaciğer yetmezliğinde kontrendikedir.

İBU-600 şiddetli böbrek yetmezliğinde (glomerular filtrasyon<30mL/dak.) kontrendikedir.

İBU-600 koroner arter bypass cerrahisi öncesi veya sonrası ağrı tedavisinde kullanılmamalıdır.

İBU-600 hamileliğin 3. trimesterinde kontrendikedir.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Kardiyovasküler (KV) risk

-NSAİİ'ler ölümcül olabilecek KV trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskinde artışa neden olabilir. Bu risk kullanım süresine bağlı olarak artabilir. KV hastalığı olan veyaKV hastalık risk faktörlerini taşıyan hastalarda risk daha yüksek olabilir.

-İBU-600 koroner arter by-pass cerrahisi öncesi ağrı tedavisinde kontrendikedir.


2 / 17Gastrointestinal (GI) riskler

NSAİİ'ler kanama, ülserasyon, mide veya bağırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecek ciddi Gİ advers etkilere yol açarlar. Bu advers olaylar herhangi bir zamanda, önceden uyarıcıbir semptom vererek veya vermeksizin ortaya çıkabilirler. Yaşlı hastalar ciddi Gİ etkilerbakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar.


İBU-600'ün kortikosteroid yerine geçmesi veya kortikosteroid eksikliğini tedavi etmesi beklenmemelidir. Kortikosteroidlerin aniden sonlandırılması, hastalığın alevlenmesine sebepolabilir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi görmekte olan hastalar, kortikosteroid tedavisinindurdurulmasına karar verilmesi halinde, tedavilerini yavaş ve kademeli olarak azaltmalıdır.İBU-600'ün (ateş ve) enflamasyonu azaltmadaki farmakolojik aktivitesi, infeksiyöz olmadığıdüşünülen ağrılı durumların komplikasyonlarının saptanmasında kullanılan tanısal belirtilerinyararlanılabilirliğini azaltabilir.

İstenmeyen etkiler, semptomları kontrol altına almak için gereken, etkili en düşük doz, en kısa süreyle kullanılarak, en aza indirilebilir (Bkz. Bölüm 4.2 ve aşağıdaki gastrointestinal vekardiyovasküler riskler).

İBU-600 bronşiyal astımı olan veya önceden geçirmiş olan hastalara uygulanırken dikkatli olunmalıdır, çünkü bu gibi hastalarda ibuprofenin bronkospazma neden olduğu bildirilmiştir.

İBU-600 geçmişlerinde peptik ülserasyon ve başka gastrointestinal hastalık öyküsü bulunan hastalara dikkatli bir şekilde verilmelidir; çünkü bu tablolarda alevlenme olabilir.

Renal, hepatik ya da kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, çünkü NSAİİ'lerin kullanımı renal fonksiyonlarda bozulmayla sonuçlanabilir. Bu hastalarda doz mümkün olanen düşük düzeyde tutulmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.

İBU-600 kalp yetmezliği veya hipertansiyon öyküsüne sahip hastalara dikkatle verilmelidir, çünkü ibuprofen uygulamasıyla ödem olguları bildirilmiştir.

Diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi İBU-600 enfeksiyon belirtilerini maskeleyebilir.

Yaşlılar

Yaşlı hastalarda NSAİİ ilaçlara karşı artan sıklıkta advers reaksiyon (özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon) mevcuttur.

Kardiyovasküler ve serebrovasküler etkiler

Hipertansiyon ve/veya hafif ile orta derecede konjestif kalp yetmezliği hikayesi olan hastaların uygun şekilde izlenmesi ve kendilerine durumlarına ilişkin önerilerde bulunulmasıgereklidir, çünkü NSAİİ tedavisiyle ilişkili olarak sıvı retansiyonu ve ödem bildirilmiştir.

3 / 17

Kardiyovasküler etkiler

Kardiyovasküler trombotik olaylar:

Klinik çalışmalar, özellikle yüksek dozda (2400 mg/gün) ibuprofen kullanımının arteriyel trombotik olayların (örn. miyokard enfarktüsü ya da inme) riskinde küçük bir artış ile ilişkiliolabileceğini göstermektedir. Bütünüyle ele alındığında epidemiyolojik çalışmalar, düşük dozibuprofenin (örn. <1200 mg/gün), miyokard enfarktüsü riskinde artış ile ilişkili olabileceğinidüşündürmemektedir.

Kontrol altına alınmayan hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği (NYHA II-III), mevcut iskemik kalp hastalığı, periferik arter hastalığı ve/veya serobrovasküler hastalığı olan hastalar,sadece dikkatli bir değerlendirme sonrasında ve yüksek dozlardan (2400 mg/ gün) kaçınarakibuprofen ile tedavi edilmelidirler.

Özellikle yüksek dozlarda ibuprofen (2400 mg/gün) kullanımı gerektiğinde, kardiyovasküler olaylara yönelik risk faktörleri olan (örn. hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet, sigara)hastalarda uzun süreli bir tedavi başlatılmadan önce de dikkatli değerlendirme yapılmalıdır.

Birçok Cox-2 selektif ve selektif olmayan NSAİİ'lerle süresi 3 yılı bulan klinik çalışmalar, fatal olabilecek ciddi kardiyovasküler trombotik olaylar, miyokard enfarktüsü ve inmeriskinde artış olabileceğini göstermiştir. Cox-2 selektif veya selektif olmayan tüm NSAİİ'lerinbenzer riski olabilir. Kardiyovasküler hastalığı olan ya da kardiyovasküler hastalık riskfaktörü olan hastalar daha yüksek risk altında olabilirler. NSAİİ'lerle tedavi gören hastalardakardiyovasküler advers olay riskini azaltmak için, mümkün olabilecek en küçük etkin doz veen kısa tedavi süresi tercih edilmelidir. Önceden herhangi bir kardiyovasküler semptomgörülmemiş olsa bile, doktor ve hastalar bu tarz advers olayların ortaya çıkmasına karşınalarmda olmalıdır. Hastalar ciddi kardiyovasküler olayların işaretleri ve/veya semptomları vebu tarz advers olaylar gerçekleştiğinde izlenecek adımlar hakkında bilgilendirilmelidir.

NSAİİ'lerle beraber aspirin kullanımının, NSAİİ kullanımı ile ilintili ciddi kardiyovasküler trombotik olayların riskini hafifleteceğine dair tutarlı bir kanıt bulunmamaktadır. Aspirin veNSAİİ'nin beraber kullanılması, ciddi gastrointestinal etkilerin riskini arttırır.

Koroner arter bypass cerrahisi ardından ilk 10-14 gün boyunca ağrı tedavisinde Cox-2 selektif NSAİİ'nin kullanıldığı iki geniş, kontrollü klinik çalışmada miyokard enfarktüsü ve inmegörülme sıklığında artış olduğu tespit edilmiştir.

Hipertansiyon:

İBU-600 dahil NSAİİ'ler hipertansiyon hastalığının başlamasına ya da önceden bulunan hipertansiyon hastalığının kötüleşmesine yol açabilir. Her iki şekilde de kardiyovaskülerolayların görülme sıklığının artmasına yol açabilirler. Tiazid ya da loop diüretikleri alanhastalar NSAİİ kullanırken bu tedavilere cevap verme oranları düşebilir.

İBU-600 de dahil NSAİİ'ler hipertansiyon hastalarında dikkatli kullanılmalıdır. NSAİİ tedavisinin başlangıcında ve tedavi süresince kan basıncı yakından takip edilmelidir.

4 / 17

Konjestif kalp yetmezliği ve ödem:

NSAİİ kullanan bazı hastalarda sıvı retansiyonu ve ödem bildirilmiştir. Sıvı retansiyonu ya da kalp yetmezliği olan hastalarda İBU-600 dikkatli kullanılmalıdır.

Kontrol altında olmayan hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, bilinen iskemik kalp hastalığı, periferik arter hastalığı ve/veya serebrovasküler hastalığı olan hastalar sadecedikkatli bir değerlendirmeden sonra ibuprofen ile tedavi edilmelidir. Benzeri birdeğerlendirme, kardiyovasküler olaylara yönelik risk faktörleri (örn. hipertansiyon,hiperlipidemi, diabetes mellitus, sigara) olan hastalarda uzun dönemli bir tedaviyi başlatırkende yapılmalıdır.

Gastrointestinal (Gİ) etkiler, ülserasyon, kanama ve perforasyon riski

İBU-600 de dahil NSAİİ'ler enflamasyon, kanama, ülserasyon ve mide, ince veya kalın bağırsak perforasyonu gibi fatal olabilecek ciddi gastrointestinal advers etkilere yolaçabilirler. Bu advers olaylar NSAİİ tedavisi gören hastalarda herhangi bir zamanda, öncedenuyarıcı bir semptom vererek ya da herhangi bir semptom vermeksizin ortaya çıkabilir. NSAİİtedavisinde ciddi üst gastrointestinal advers etki görülen beş hastadan sadece birindesemptomlar kendini gösterir. 3-6 ay NSAİİ tedavisi gören hastaların yaklaşık %1'inde, bir yıltedavi gören hastaların ise %2-4'ünde üst gastrointestinal ülser, kanama ya da perforasyongörülür. Bu oranlar daha uzun kullanım süresi ile devam ederken, tedavi süresince herhangibir zamanda ciddi bir gastrointestinal advers etki görülme olasılığı artar. Ancak kısa sürelitedavi de risksiz değildir.

Önceden ülser hastalığı ya da gastrointestinal kanaması olan hastalarda NSAİİ'ler çok dikkatli yazılmalıdır. Önceden peptik ülser hastalığı ve/veya gastrointestinal kanaması olan NSAİİkullanan hastalarda gastrointestinal kanama görülme riski, bu risk faktörlerinden hiçbiriolmayan hastalara göre 10 kattan daha fazladır. NSAİİ kullanan hastalarda gastrointestinalkanama riskini arttıran diğer faktörler, beraberinde oral kortikosteroid ya da antikoagülankullanımı, NSAİİ tedavi süresinin uzun olması, sigara, alkol kullanımı, ileri yaş, genel sağlıkdurumunun zayıf olmasıdır. Ani fatal gastrointestinal olaylar en çok yaşlı veya güçten düşmüşhastalarda görüldüğünden, bu hasta popülasyonuna tedavi süresince özellikle dikkatedilmelidir.

NSAİİ tedavisi gören hastalarda olası bir gastrointestinal advers etki riskini minimize etmek için, en küçük etkin doz mümkün olabilecek en kısa süre boyunca kullanılmalıdır. Hasta vedoktorlar NSAİİ tedavisi boyunca gastrointestinal ülserasyon ve kanama belirti vesemptomları bakımından dikkatli olmalıdır ve herhangi bir gastrointestinal advers etki şüphesidurumunda derhal ilave değerlendirme ve tedavi başlatılmalıdır. Hatta ciddi birgastrointestinal advers etki olasılığı ortadan kalkana kadar NSAİİ tedavisi sonlandırılmalıdır.Yüksek riskli hastalarda NSAİİ tedavisi dışında başka alternatif tedaviler uygulanmalıdır.

Gastrointestinal kanama riski, ülserasyon ya da perforasyon, ülser öyküsüne sahip hastalarda (özellikle kanama ya da perforasyon ile komplike olmuş ise) ve yaşlılarda, artan ibuprofendozlarıyla birlikte daha yüksektir. Bu hastalarda tedaviye mümkün olan en düşük doz ile

5 / 17

başlanmalıdır. Bu hastalarda ve düşük doz kombine aspirin veya gastrointestinal riski arttırması olası diğer ilaçların eş zamanlı kullanılması gereken hastalarda koruyucu ajanlar(misoprostol veya proton pompası inhibitörleri gibi) ile kombine tedavi üzerindedüşünülmelidir.

Gastrointestinal hastalık öyküsü olan hastalar, özellikle de yaşlı hastalar, tedavinin başlangıç dönemlerinde, olağandışı herhangi bir abdominal semptomu (özellikle gastrointestinalkanama) bildirmelidir.

İbuprofen alan hastalarda gastrointestinal kanama veya ülserasyon gelişirse tedavi kesilmelidir.

Böbrekler üzerindeki etkiler


Önemli ölçüde dehidratasyonu olan hastalarda ibuprofen tedavisi başlatılırken dikkatli olunmalıdır.

Diğer NSAİİ'ler ile olduğu gibi, uzun dönemli ibuprofen uygulaması renal papiller nekroz ve başka patolojik renal değişiklikler ile sonuçlanmıştır. Renal toksisite ayrıca renalprostaglandinlerin renal perfüzyonunun sürdürülmesini destekleyici bir rolü bulunduğuhastalarda görülmüştür. Bu hastalarda NSAİİ uygulaması prostaglandin oluşumunda dozabağlı bir azalmaya ve ikincil olarak böbrek yetmezliğini hızlandırabilen böbrek kan akımındaazalmaya neden olabilir. Böyle bir reaksiyon riski en yüksek olanlar, böbrek fonksiyonlarıbozuk olanlar, kalp yetmezliği ve karaciğer bozukluğu olanlar, diüretik ve ADE inhibitörlerialanlar ve yaşlılardır. NSAİİ tedavisinin kesilmesi genellikle tedavi öncesi duruma geridönülmesini sağlar.

İleri böbrek yetmezliği


Kontrollü klinik çalışmalarda İBU-600'ün ileri böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanımına dair herhangi bir bilgi mevcut değildir. Dolayısıyla ileri böbrek yetmezliği olan hastalardaİBU-600 kullanımı önerilmez. Eğer İBU-600 tedavisine başlanmalıysa, hastanın böbrekfonksiyonunun yakından takibi önerilir.

Anaflaktoid reaksiyonlar


Diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi, İBU-600'e önceden bilinen bir maruziyeti olmayan hastalarda anaflaktoid reaksiyonlar meydana gelebilir (Bkz. Bölüm 4.3. Kontrendikasyonlar, Özelkullanım uyarıları ve önlemleri-Önceden var olan astım). Anafilaktoid bir reaksiyon meydanageldiği takdirde, hastaya derhal acil tedavi uygulanmalıdır.

Hematolojik etkiler


İbuprofen, diğer NSAİİ'ler gibi, trombosit agregasyonunu inhibe edebilir ve kanama zamanını uzatabilir.

İBU-600 de dahil olmak üzere NSAİİ alan hastalarda bazen anemi görülür. Bunun nedeni sıvı retansiyonu, gizli veya bariz Gİ kan kaybı veya eritropoez üzerindeki tam olaraktanımlanamayan bir etki olabilir. İBU-600 de dahil olmak üzere NSAİİ'ler ile uzun süreli

6 / 17

tedavi gören hastalar, anemiye ilişkin belirti veya semptomlar gösteriyorlarsa hemoglobin ve hematokrit seviyelerini kontrol ettirmelidirler.

Trombosit agregasyonunu inhibe eden NSAİİ'nin bazı hastalarda kanama süresini uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinin tersine, bunların trombosit fonksiyonu üzerindeki etkileri kalitatifaçıdan daha az, daha kısa süreli ve geri dönüşlüdür. İBU-600 genel olarak trombosit sayısı,protrombin zamanı (PT) veya parsiyel tromboplastin zamanını (PTT) etkilemez. İBU-600alan ve trombosit fonksiyonlarındaki değişimlerden koagülasyon bozuklukları gibi adversşekilde etkilenebilecek ve antikoagülan kullananlar hastalar dikkatle izlenmelidir.

Aseptik menenjit


İbuprofen tedavisindeki hastalarda nadiren aseptik menenjit gözlenmiştir. Sistemik lupus eritematosus ve ilişkin bağ dokusu hastalıklarında daha büyük bir olasılıkla oluşmasınarağmen altta yatan kronik hastalığı olmayanlarda da aseptik menenjit bildirilmiştir.

Deri reaksiyonları


İBU-600 de dahil olmak üzere NSAİİ'lerin kullanımıyla ilişkili olarak çok ender durumlarda eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz dahil olmaküzere, bazıları ölümcül olan ağır deri reaksiyonları bildirilmiştir. Bu ciddi reaksiyonlar uyarıvermeksizin ortaya çıkabilir. Hastalarda bu tür reaksiyon riskinin, tedavinin erkendönemlerinde en yüksek olduğu görünmektedir. Olguların büyük bir çoğunluğundareaksiyonun ortaya çıkışı, tedavinin ilk ayı içinde olmuştur. Deri döküntüleri, mukozallezyonlar ya da diğer aşırı duyarlılık bulguları belirir belirmez ibuprofen kesilmelidir.

Hepatik etkiler


İBU-600 de dahil olmak üzere NSAİİ alan hastaların %15 kadarında bir veya daha fazla karaciğer testinde üst sınıra kadar yükselmeler meydana gelebilir. Bu laboratuvar anomalileriilerleyebilir, değişmeden kalabilir veya tedaviye devam edildiğinde kendiliğinden geçebilir.NSAİİ'ler ile gerçekleştirilen klinik çalışmalarda hastaların yaklaşık %1'inde ALT ve ASTaktivitelerinde ciddi artışlar (normal düzeyin üst limitinin üç katı veya daha fazla)bildirilmiştir. Ayrıca, seyrek olarak, sarılık ve ölümcül fulminan hepatit, karaciğer nekrozu vekaraciğer yetmezliği gibi, bazıları ölümle sonuçlanmış şiddetli hepatik reaksiyon vakaları dabildirilmiştir.

Karaciğer yetmezliğine işaret eden belirti ve/veya semptomlar gösteren veya karaciğer test değerleri anormal olan bir hasta, İBU-600 tedavisi sırasında daha şiddetli bir karaciğerreaksiyonun gelişmesine karşı değerlendirilmelidir. Karaciğer hastalığına işaret eden klinikbelirti ve semptomların gelişmesi veya sistemik belirtilerin (örneğin, eozinofili, döküntü, vb.)meydana gelmesi halinde, İBU-600 tedavisi kesilmelidir.

Önceden var olan astım


Aspirine duyarlı astım hastalarında aspirin kullanımı, fatal olabilecek derecede şiddetli bronkospazma yol açabilir. Bu gibi aspirine duyarlı hastalarda aspirin ve diğer NSAİİ'lerarasında bronkospazm da dahil olmak üzere çapraz reaksiyonlar bildirildiği için, aspirine buçeşit bir duyarlılığa sahip hastalar İBU-600 kullanmamalı ve önceden var olan astımı olan

7 / 17

hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).

Laboratuvar testleri


Uyarıcı semptomlar olmadan ciddi Gİ sistem ülserasyonları ve kanama ortaya çıkabildiğinden, hekimler Gİ kanamanın belirti ya da semptomları açısından hastalarıizlemelidirler. Uzun dönemli NSAİİ tedavisi gören hastaların tam kan sayımı ve biyokimyasıprofilleri periyodik olarak kontrol edilmelidir. Eğer karaciğer ya da renal rahatsızlıkla uyumluklinik belirti ve semptomlar gelişirse ya da sistemik belirtiler (örn. eozinofili, döküntü, vb.)ortaya çıkarsa İBU-600 kesilmelidir.

Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz - galaktoz malabsorbsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Bazı hastalarda etkileşimler bildirildiği için, aşağıdaki ilaçların herhangi birisiyle tedavi edilmekte olan hastalarda dikkatli olunmalıdır:

Aminoglikozitler:


NSAİİ'ler aminoglikozitlerin atılımını azaltabilir. Çocuklarda ibuprofen ve aminoglikozitlerin eş zamanlı kullanımında dikkatli olunmalıdır.

Anti-hipertansifler (Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) inhibitörleri gibi):

Antihipertansif etkide azalma. Mevcut raporlarda, NSAİİ'lerin ADE-inhibitörlerininantihipertansif etkisini azaltabileceği belirtilmektedir. Bu etkileşim, NSAİİ'leri ADE-inhibitörleriyle birlikte almakta olan hastalarda dikkate alınmalıdır.

Antikoagülanlar (örn. varfarin):


Varfarin ve NSAİİ'lerin gastrointestinal kanama üzerindeki etkileri sinerjistiktir. Örn. antikoagülan etkide artış.

Antitrombositer ajanlar:


NSAİİ'ler ile gastrointestinal kanama riskinde artış.

Aspirin:


İbuprofen ve aspirin (asetil salisilik asit) birlikte kullanıldıklarında ibuprofenin proteinlere bağlanması azalır, ancak serbest ibuprofenin klerensi değişmez. Bu etkileşmenin klinik önemibilinmemektedir. Fakat diğer NSAİİ'ler ile de olduğu gibi ibuprofen ve aspirin (asetil salisilikasit)'in eş zamanlı kullanımı, yan etkilerde artışa neden olabileceği için önerilmemektedir.

Asetilsalisilik asit ve ibuprofenin birlikte uygulanması, artan advers etki potansiyeli nedeniyle önerilmemektedir.

Deneysel veriler, eş zamanlı kullanıldıklarında ibuprofenin düşük doz asetilsalisilik asidin platelet agregasyonu üzerindeki etkisini kompetitif olarak inhibe edebileceğinigöstermektedir. Bu verilerin klinik olarak ekstrapolasyonu ile ilgili belirsizlikler bulunmasınarağmen, ibuprofenin uzun süreli ve sürekli kullanımının, düşük doz asetilsalisilik asidin

8 / 17

kardiyoprotektif etkisini azaltabileceği olasılığı göz ardı edilemez. Ara sıra kullanılan ibuprofen ile klinik olarak anlamlı bir etki gözlenmesi muhtemelen beklenmemektedir (Bkz.Bölüm 5.1).

Bitkisel ekstreler:


Ginkgo biloba, NSAİİ'lerdeki kanama riskini potansiyalize edebilir.

Diüretikler:


Klinik çalışmalar ve pazarlama sonrası gözlemler, ibuprofenin furosemid ve tiazid gibi bazı diüretiklerin natriüretik etkisini azalttığını göstermiştir. Bu etki, renal prostaglandin sentezinininhibisyonu ile ilişkilendirilmiştir. NSAİİ'ler ile eş zamanlı tedavi süresince hastalar, böbrekyetmezliğinin işaretleri açısından dikkatle izlenmeli ve diüretik etkinliğin devam ettiğikonusunda emin olunmalıdır.

Kardiyak glikozidler:


NSAİİ'ler kardiyak yetmezliği alevlendirebilir, glomerüler filtrasyon hızını azaltabilir ve plazmada kardiyak glikozid düzeylerini artırabilirler.

Kinolon türevi antibiyotikler

:

Hayvan verileri, NSAİİ'lerin, kinolon antibiyotikleriyle ilişkili konvülsiyon riskini artırabileceğine işaret etmektedir. NSAİİ ve kinolonları birlikte alan hastalarda konvülsiyongelişme riski artabilir.

Cox-2 inhibitörleri ve diğer NSAİİ'ler:


Potansiyel aditif etkiler nedeniyle, selektif siklooksijenaz-2 selektif inhibitörleri dahil diğer NSAİİ'ler ile birlikte kullanımdan kaçınılmalıdır.

Kolestiramin:


İbuprofenin, kolestiramin ile birlikte uygulanması, ibuprofenin gastrointestinal yoldaki absorbsiyonunu azaltabilir. Fakat bu durumun klinik önemi bilinmemektedir.

Kortikosteroidler:


NSAİİ'ler ile gastrointestinal ülserasyon veya kanama riskinde artış.

Lityum:


NSAİİ, plazma lityum düzeyini arttırmış (%15) ve renal lityum klerensini azaltmıştır (%20). Bu etki, renal prostaglandin sentezinin inhibisyonu ile ilişkilendirilmiştir. Bu sebeple, NSAİİve lityum birlikte kullanıldıklarında hastalar lityum toksisitesi açısından dikkatle izlenmelidir.

Metotreksat:


NSAİİ'lerin tavşan böbrek kesitlerinde metotreksat birikmesini azalttıkları bildirilmiştir. Bu, NSAİİ'lerin metotreksat toksisitesini arttırabileceğine işaret edebilir. Metotreksat veNSAİİ'ler birlikte kullanıldıklarında dikkatli olunmalıdır.

Mifepriston:


9 / 17

NSAİİ'lerin antiprostaglandin özellikleri sebebiyle, teorik olarak ilacın etkinliğinde azalma olabilir. Sınırlı kanıt, prostaglandin ile NSAİİ'lerin aynı gün birlikte uygulanmasının,mifepriston veya prostaglandinin servikal olgunlaşma veya uterus kontraktilitesi üzerindekietkilerini olumsuz etkilemediğini ve hamileliğin medikal terminasyonunun klinik etkinliğinidüşürmediğini göstermektedir.

Siklosporin:


NSAİİ'ler ile nefrotoksisite riskinde artış.

Sülfonilüre:


NSAİİ'ler sülfonilüre tedavilerini potansiyalize edebilirler. Sülfonilüre tedavisi görmekte olan hastalarda ibuprofen kullanımı ile çok seyrek hipoglisemi rapor edilmiştir.

Diğer analjezikler:


İki veya daha fazla NSAİİ'nin beraber kullanımı önlenmelidir.

Takrolimus:


NSAİİ'ler takrolimus ile beraber verildiğinde nefrotoksisite riskinde olası bir artış.

Zidovudin:


NSAİİ'ler zidovudin ile beraber verildiğinde hematolojik toksisite riskinde artış. Eş zamanlı zidovudin ve ibuprofen tedavisi alan HIV (+) hemofili hastalarında hematoma ve hemartrozriskinde artışa ilişkin belirti bulunmaktadır.

CYP2C9 İnhibitörleri:


İbuprofenin, CYP2C9 inhibitörleri ile birlikte uygulanması, ibuprofene (CYP2C9 sübstratı) maruziyeti arttırabilir. Vorikonazol ve flukonazol (CYP2C9 inhibitörleri) ile yapılan birçalışmada, yaklaşık %80-100 oranında artmış bir S (+)-ibuprofen maruziyeti gösterilmiştir.Özellikle yüksek dozdaki ibuprofenin vorikonazol veya flukonazol gibi potent CYP2C9inhibitörleri ile birlikte uygulanması durumunda, ibuprofen dozunun düşürülmesidüşünülmelidir.

Selektif serotonin geri-alım inhibitörleri (SSRI):


Artmış gastrointestinal ülserasyon veya kanama riski.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Özel popülasyonlarda etkileşimlere ilişkin ek bilgi bulunmamaktadır.

Pediyatrik Popülasyon:

Pediyatrik popülasyona ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması tespit edilmemiştir.

4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi C/D (3. trimester).

10 / 17Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/doğum kontrolü (kontrasepsiyon)

Gebe kalmayı düşünen kadınlarda veya gebeliğinin birinci veya ikinci trimesterinde olan kadınlarda ibuprofen kullanılması durumunda, uygulanacak dozun mümkün olduğunca düşükve tedavi süresinin mümkün olduğunca kısa tutulması gerekmektedir.

Gebelik dönemi

Prostoglandin sentezinin inhibisyonu, gebeliği ve/veya embriyo/fetal gelişimi olumsuz etkileyebilir. Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen veriler, gebeliğin erken dönemindeprostaglandin sentez inhibitörü kullanımından sonra düşük ve kardiyak malformasyongastroşizis riskinde bir artışı göstermektedir. Kardiyovasküler malformasyonun mutlak riski%1'den daha düşük düzeylerden yaklaşık olarak %1,5'e yükselmiştir. Riskin tedavi dozu vesüresi ile yükseldiğine inanılmaktadır. Hayvanlarda, prostaglandin sentez inhibitörüuygulanmasının pre ve post-implantasyon kayıplarında artış ve embriyo/fetal ölümlerlesonuçlandığı gösterilmiştir. Ayrıca, organogenez döneminde prostaglandin sentez inhibitörüverilen hayvanlarda kardiyovasküler malformasyonlar da dahil olmak üzere çeşitlimalformasyonların sıklığında artışlar bildirilmiştir. Gebeliğin birinci ve ikinci trimesterinde,kesin olarak gerekli olmadıkça ibuprofen verilmemelidir. İbuprofen, gebe kalmaya çalışanveya gebeliğin birinci ve ikinci trimesterinde bulunan bir kadına verilirse, doz mümkünolduğu kadar düşük ve tedavi süresi mümkün olduğu kadar kısa tutulmalıdır.

Üçüncü trimester esnasında bütün prostaglandin sentez inhibitörleri fetüsü aşağıdakilere maruz bırakabilir:

- Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriozusun erken kapanması ve pulmonerhipertansiyon),

- Oligohidramniyoz ile birlikte böbrek yetmezliğine ilerleyebilecek böbrek disfonksiyonu

Anne ve yenidoğanda gebeliğin sonunda aşağıdakilere neden olabilir:

- Kanama zamanında uzama

- Doğumun gecikmesine ve uzun sürmesine neden olan uterus kontraksiyonlarının

- inhibisyonu

Sonuç olarak, İbuprofen gebeliğin son trimesterinde kontrendikedir.

Laktasyon dönemi

Sınırlı sayıdaki klinik çalışmadan elde edilen verilere dayanılarak, tüm NSAİİ olduğu gibi ibuprofen de çok az miktarda anne sütüne geçer. Bu nedenle eğer mümkünse emzirmedöneminde ibuprofen kullanımından kaçınılmalıdır.

Üreme yeteneği / Fertilite

İbuprofen kullanılması fertiliteyi bozabilir ve gebe kalmak isteyen kadınlarda önerilmez. Gebe kalma zorluğu yaşayan veya infertilite araştırması yapılan kadınlarda, ibuprofeninkesilmesi düşünülmelidir.

11 / 17

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

İbuprofen, sersemlik, rehavet, yorgunluk ve görme bozuklukları gibi yan etkilere neden olabilir. Eğer bu yan etkiler görülürse, hastalar araç ve makine kullanmamaları konusundauyarılmalıdırlar.

4.8. İstenmeyen etkiler

Oral ibuprofen için bildirilen advers olayların ortaya çıkış şekli, diğer NSAİİ'ler ile bildirilenlere benzer niteliktedir.

İbuprofen ile en azından ilişkisi olası bulunan yan etkiler, MedDRA sıklık konvensiyonu ve sistem organ sınıfı ile aşağıdaki sıklığa göre gösterilmiştir: Çok yaygın (>1/10), Yaygın (>1/100 ile <1/10), Yaygın olmayan (>1/1.000 ile <1/100), Seyrek (>1/10.000 ile <1/1.000),Çok Seyrek (<1/10.000) ve bilinmeyen (mevcut veri ile sıklığı hesaplanamayan).

Sistem Organ Sınıfı

Sıklık

İstenmeyen Etki

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın Olmayan
Rinit
Seyrek
Aseptik menenjit (özellikle sistemik lupus eritematozus ve karma bağ dokusu hastalığıgibi otoimmün hastalığı olan hastalarda)boyun sertliği, baş ağrısı, bulantı, kusma,ateş, yön duygusunu yitirme gibisemptomlarla birlikte
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın Olmayan
Lökopeni, thrombositopeni, agranülositoz, aplastik anemi ve hemolitik anemi
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek
Anaflaktik reaksiyon
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın Olmayan
İnsomnia, anksiyete
Seyrek
Depresyon, konfüzyonal durum, halüsinasyon
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın
Baş ağrısı, baş dönmesi
Yaygın Olmayan
Parestezi, somnolans
Seyrek
Optik nevrit
Göz hastalıkları
Yaygın Olmayan
Görme bozukluğu
Seyrek
Toksik optik nöropati
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın Olmayan
Duyma bozukluğu
Seyrek
Tinnitus, vertigo

Solunum, göğüs bozuklukları vemediastinal hastalıklar

Yaygın Olmayan
Astım, bronkospazm, dispne

Gastrointestinal

hastalıklar

Yaygın
Dispepsi, diyare, bulantı, kusma, abdominal ağrı, flatulans, konstipasyon, melana,hematemez, gastrointestinal hemoraji

12 / 17


Yaygın Olmayan
Gastrit, duodenal ülser, gastrik ülser, oral ülserasyon, gastrointestinal perforasyon
Çok Seyrek
Pankreatit
Bilinmeyen
Kolit ve Crohn hastalığı

Hepato-bilier

hastalıklar

Yaygın Olmayan
Hepatit, sarılık, hepatik fonksiyon bozukluğu
Seyrek
Hepatik hasar
Çok Seyrek
Hepatik yetmezlik
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın
Döküntü
Yaygın Olmayan
Ürtiker, kaşıntı, purpura, anjiyoödem, ışığa duyarlı reaksiyon
Çok Seyrek
Stevens-Johnson sendromu dahil büllöz deri iltihabı, toksik epidermal nekroliz veeritema multiforme
Bilinmiyor
Eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç reaksiyonu (DRESS sendromu)
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın Olmayan
Tubulo-interstisyel nefrit, nefrotik sendrom ve renal yetmezlik
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesineilişkin hastalıklar
Yaygın
Yorgunluk
Seyrek
Ödem

Nonsteroid antienflamatuar tedavisi ile ilişkili olarak ödem, hipertansiyon ve kalp yetmezliği bildirilmiştir. Klinik çalışmalar ve epidemiyolojik veriler, bazı nonsteroid antienflamatuarilaçların (özellikle yüksek dozda ve uzun süreli tedavi ile) arteryal trombotik olayların (ör.Miyokard infarktüsü veya felç gibi, Bkz. Bölüm 4.4) riskinde küçük bir artış ile ilişkiliolabileceğini göstermektedir.

En sık olan yan etkiler GI sistemde görülür. Peptik ülser, perforasyon ve Gİ kanama, bazen ölümcül olabilir ve özellikle yaşlılarda görülebilir. İbuprofen uygulamasını takiben bulantı,kusma, diyare, hazımsızlık, konstipasyon, dispepsi, abdominal ağrı, melena, hematemez,ülseratif stomatit, kolitin şiddetlenmesi ve Crohn hastalığı rapor edilmiştir. Daha az sıklıklagastrit görülmüştür.

Bağışıklık sistemi hastalıkları: NSAİİ ile tedaviyi takiben hipersensivite reaksiyonları rapor edilmiştir. Bunlar; spesifik olmayan alerjik reaksiyon ve anafilaksi, astım, kötüleşmiş astım,bronkospazm veya dispneyi içeren solunum yolu reaktivitesi veya döküntü (çeşitli tiplerde),kaşıntı, ürtiker, purpura, anjiyoödem ve daha nadir olarak eksfolyatif ve bülöz dermatozları(Steven-Johnson Sendromu, topik epidermal nekrozis ve ertema multiforma dahil) içeren deribozukluklarıdır.

İbuprofen trombosit agregasyonunda reversibl inhibisyon yaparak kanama süresini uzatabilir. Klinik çalışmalar, özellikle yüksek dozda (2400 mg/gün) ibuprofen kullanımının arteriyel

13 / 17

trombotik olayların (örn. miyokard enfarktüsü ya da inme) riskinde küçük bir artış ile ilişkili olabileceğini göstermektedir (Bkz. Bölüm 4.4).

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir

(www.titck.gov.tr[email protected]. Doz aşımı ve tedavisiToksisite

80-100 mg/kg üzerindeki dozlarda semptomların ortaya çıkma riski vardır. 200 mg/kg'ın üzerindeki dozlarda kişiden kişiye oldukça değişken olsa da ciddi semptom riski vardır. 15aylık bir çocukta 560 mg/kg'lık bir doz ciddi intoksikasyona yol açmıştır. 6 yaşında birçocukta 3,2 gram hafif-orta derece intoksikasyona yol açmıştır. 1,5 yaşında bir çocukta 2,8-4gram ve 6 yaşında bir çocukta 6 gram ciddi intoksikasyona, bir erişkinde 8 gram orta dereceintoksikasyona ve bir erişkinde 20 gramdan fazla bir doz çok ciddi intoksikasyona yolaçmıştır. 16 yaşındaki bir gençte uygulanan 8 gram böbreği etkilemiştir ve bir gence alkollebirlikte verilen 12 gram akut tübüler nekroz ile sonuçlanmıştır.

Semptomlar

Ciddi zehirlenmelerde Metabolik asidoz oluşabilir.

Ön planda görülen semptomlar bulantı, karın ağrıları ve kusma (kanlı olabilir) gibi gastrointestinal sistem semptomları ve baş ağrısı, kulak çınlaması, konfüzyon venistagmustur. Yüksek dozlarda bilinç kaybı, konvülsyonlar (esasen çocuklarda). Bradikardi,kan basıncında düşüş. Metabolik asidoz, hipernatremi, böbrek etkileri, hematüri. Olasıkaraciğer etkileri: Hipotermi ve erişkin respiratuar distres sendromu nadir olarakbildirilmiştir.

Tedavi

Gerekli ise mide yıkanır, karbon verilir. Gastrointestinal problemler varsa antiasidler verilir. Hipotansiyon varsa, intravenöz sıvı ve gerekirse inotropik destek. Yeterli diürezi sağlayınız.Asit-baz ve elektrolit bozukluklarını düzeltiniz. Diğer semptomatik tedavileri uygulayınız.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Non-steroidal antienflamatuar ilaçlar ATC kodu: M01AE01

İbuprofen analjezik, anti-inflamatuar ve antipiretik aktiviteye sahip bir propiyonik asit türevidir. İbuprofenin terapötik etkilerinin siklooksijenaz enzimi üzerindeki inhibitör etkisininbir sonucu olduğu düşünülmektedir. Bu inhibitör etki, prostaglandin sentezinde belirgin birdüşmeyle sonuçlanmaktadır.

14 / 17

Deneysel veriler, eş zamanlı kullanıldıklarında ibuprofenin düşük doz asetilsalisilik asidin platelet agregasyonu üzerindeki etkisini kompetitif olarak inhibe edebileceğinigöstermektedir. Bazı farmakodinamik çalışmalarda, hızlı salımlı asetilsalisilik asit dozundan(81 mg) önceki 8 saat içinde veya dozdan sonraki 30 dakika içinde tek doz 400 mg ibuprofenalındığında asetilsalisilik asidin tromboksan veya trombosit agregasyonunun oluşumundaetkisinin azaldığı gözlenmiştir. Bu verilerin klinik olarak ekstrapolasyonu ile ilgilibelirsizlikler bulunmasına rağmen, ibuprofenin uzun süreli ve sürekli kullanımının, düşük dozasetilsalisilik asidin kardiyoprotektif etkisini azaltabileceği olasılığı göz ardı edilemez. Arasıra kullanılan ibuprofen ile klinik olarak anlamlı bir etki gözlenmesi muhtemelenbeklenmemektedir (Bkz. Bölüm 4.5).

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim:


İbuprofen gastrointestinal kanaldan kolaylıkla emilerek kullanımdan bir iki saat sonra doruk serum konsantrasyonlarına ulaşılır.

Dağılım:


İbuprofen, plazma proteine yüksek oranda bağlanır.

Biyotransformasyon ve eliminasyon:


İbuprofen karaciğerde iki inaktif metabolite metabolize olur. Bu metabolitler değişmemiş ibuprofen ile birlikte böbreklerden bu şekilde veya konjugatları şeklinde atılır. Böbreklerdenatılım hızlı ve tamdır. Eliminasyon yarı ömrü ortalama iki saattir.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Akut toksisite:


Tür
Seks

Doz aralığı mg/kg

Etkisiz
mak.
Düzey
mg/kg

Bariz etkilimin. doz

mg/kg

Mak.
nonletal
doz
mg/kg
Min. letal doz
mg/kg

Non-fetal mak. dozmg/kg

Fare (oral)
E

200 - 1600

200

400

200
400

800

Fare (ip)
E

100 - 1600

100

200

100
200

800

Sıçan (oral)
E

400 - 1600

400

800

800
1600

1600

Sıçan (sc)
E

400 - 1600

800

1600

800
1600

1600

Kronik toksisite:


Tek sürekli patolojik bulgu olarak gastrointestinal sistem ülserasyonu gözlendi. Bu bulguya rastlanan en düşük günlük dozlar: Farede 300 mg/kg; sıçanda: 180 mg/kg; maymunda: 100mg/kg; köpekte: 8 mg/kg. gastrointestinal hasar görülmeme düzeyi sıçanda 6 ay süre ilegünde 60 mg/kg ve farede 90 gün süre ile günde 75 mg/kg olarak bulundu. Bir çalışmada 2

15 / 17

yılın sonunda sıçanda renal papilar değişiklikler bulundu. Bu bulgular, non-steroidal antienflamatuarlar için tipiktir ve insanlarda anlamlılığı şüphelidir.

Yüksek terapötik etkinlikteki ibuprofenin yarılanma ömrünün çok kısa olması ve çabuk çözünen klasik formülasyonların gastrointestinal sistemde yan etki oluşturma riskininbulunması nedeniyle, Diffutab® teknolojisi kullanılarak ibuprofen gecikmeli salım tabletgeliştirilmiştir. İbuprofenin Diffutab® formülasyonu ile aktif madde salımı yavaşlatılarak olasıgastrointestinal yan etkiler azaltılmış veya hemen hemen giderilmiştir.

Aynı zamanda ibuprofen gecikmeli salım formülasyonu ile her dozdan sonraki terapötik etkinlik uzatılmış ve böylece günde 3-4 doz yerine günde bir veya iki dozla etkinliksağlanmıştır.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Diffutab baz E2

Laktoz monohidrat (sığır sütünden elde edilmiştir)

Hidroksipropil metilselüloz E50

Silikon dioksit

Talk

6.2. Geçimsizlikler

Bulunmamaktadır.

6.3. Raf ömrü

24 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

20 tabletlik PVDC/PVC/Al folyo blisterlerde.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Sifar İlaçları Tic. ve San. A.Ş.

Kasap Sok. No: 16 Eser İş Merkezi A Blok Kat:5 D:46 34394Esentepe/İSTANBULTel: 0 212 356 75 10 (11-12)

Faks: 0 212 356 75 13

16 / 17

8. RUHSAT NUMARASI

176/42

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 06.12.1995 Ruhsat yenileme tarihi: 09.11.2015

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

17 / 17

İlaç Bilgileri

İbu-600 Mg Sifar Değiştirilmiş Salımlı Tablet

Etken Maddesi: İbuprofen

Pdf olarak göster

Google Reklamları

İlgili İlaçlar

  • Ibu- 600 Mg 20 Salinim Tablet
  • Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

    Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
    Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
    Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.