KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
METOPRİM® 200 mg+40 mg/5 ml Süspansiyon
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
|
Bir ölçek (5 mL):
|
|
Etkin madde:
|
|
Sülfametoksazol (SMZ)
|
200 mg
|
Trimetoprim (TMP)
|
40 mg
|
Yardımcı madde(ler):
|
|
Metil parahidroksibenzoat (E 218)
|
3,5 mg
|
Propil parahidroksibenzoat (E 216)
|
1,5 mg
|
Toz Şeker
|
3 g
|
Ponceau 4R (E 124)
|
0,125 mg
|
|
Yardımcı maddelerin listesi için 6.1' e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Pembe renkli, çilek kokulu homojen süspansiyon
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
METOPRİM, duyarlı organizmaların neden olduğu aşağıdaki enfeksiyonların tedavisi için endikedir (bkz. bölüm 5.1)
•
Pneumocystis jiroveci (P.carinii)
pnömonitisin önlenmesi ve tedavisi
• Toksoplazmozisin profilaksisi ve tedavisi
• Nokardiozisin tedavisi
METOPRİM'e karşı bakteriyel duyarlılık bulgusu varsa ve METOPRİM içinde bulunan antibiyotik kombinasyonunun tek bir antibiyotiğe tercih edilmesi için iyi bir neden varsa, şuenfeksiyonlar METOPRİM ile tedavi edilebilir:
• Akut komplikasyonsuz üriner sistem enfeksiyonu
• Akut otitis media
• Kronik bronşitin akut alevlenmesi
• Antibakteriyel ajanların uygun kullanımı ile ilgili resmi kılavuzlar göz önüne alınmalıdır.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Akut enfeksiyonlar için standart doz önerileri
1 / 16
12 yaşından küçük çocuklar:
|
STANDART DOZ
|
Yaş
|
Pediyatrik Süspansiyon
|
6 -12 yaş
|
Her 12 saatte 10 mL (2 ölçek)
|
6 ay - 5 yaş
|
Her 12 saate 5 mL (1 ölçek)
|
6 hafta - 5 ay
|
Her 12 saatte 2,5 mL (1/2 ölçek)
|
|
Bu doz, 24 saatte vücut ağırlığı kilogramı başına 6 mg trimetoprim ve 30 mg sülfametoksazole denktir.
Tedaviye hasta iki gün süre ile semptomsuz kalana kadar devam edilmelidir; hastaların çoğunda en az 5 gün süreyle tedavi gerekli olacaktır. 7 günlük tedaviden sonra klinik iyileşmegörülmezse, hasta tekrar değerlendirilmelidir.
Akut komplikasyonsuz alt üriner sistem enfeksiyonları için standart doza alternatif olarak 1-3 gün süreyle kısa süreli tedavinin etkili olduğu gösterilmiştir.
Uygulama şekli:
Ağızdan alınır.
METOPRİM yemeklerden sonra, yeterli miktarda sıvı ile alınmalıdır. Gastrointestinal yakınmaları azaltmak için yiyecek ve içecekle alınması önerilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan 12 yaşından küçük çocuklar:
Karaciğer yetmezliği olan 12 yaşından küçük çocuklar için dozla ilişkili veri yoktur. Karaciğerde belirgin parenkimal hasarı olan hastalarda kontrendikedir.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan 12 yaşından küçük çocuklar
Böbrek yetmezliği olan 12 yaşından küçük çocuklar için dozla ilişkili veri yoktur.
Pneumocystis jiroveci (P.carinii) pnömonisi:
Tedavi:5 mikrogram/ml veya daha yüksek olmasıdır
(1saatlik intravenöz METOPRİM infüzyonu alan hastalarda doğrulanmıştır) (Bkz. 4.8İstenmeyen Etkiler).
2 / 16
Önleme:
Riskli dönem boyunca aşağıdaki doz programı kullanılabilir (akut enfeksiyonlar için önerilen doz önerilerine bakınız 4.2):
- Haftada yedi gün ikiye bölünmüş olarak standart doz
- Haftada üç kere gün aşırı olarak ikiye bölünmüş standart doz
- Haftada üç kere ardışık günlerde ikiye bölünmüş standart doz
- Haftada üç kere ardışık günlerde tek doz olarak standart doz
Bir tedavi gününde verilen günlük doz yaklaşık olarak 150 mg trimetoprim/m /gün ve 750 mg sülfametoksazol/m /gün'e denktir. Toplam günlük doz 320 mg trimetoprim ve 1600 mgsülfametoksazolü geçmemelidir.
Nokardiozis:
En uygun dozla ilgili olarak bir fikir birliği yoktur. Günde 6-8 tablet (bir tablet 400 mg sülfametoksazol ve 80 mg trimetoprim içermektedir) şeklinde erişkin dozları 3 ayakadar kullanılmıştır.
Toksaplazmozis:Pneumocystis jiroveci4.3. Kontrendikasyonlar
METOPRİM, sülfonamidlere, trimetoprime, ko-trimoksazole veya METOPRİM'in içindeki yardımcı maddelerden herhangi birisine karşı aşırı duyarlılık öyküsü olan hastalaraverilmemelidir.
Karaciğerde belirgin parenkimal hasarı olan hastalarda kontrendikedir.
Plazma konsantrasyonunun tekrarlanan ölçümlerinin yapılamadığı ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir.
4 haftalık ve daha büyük olan bebeklerde PCP tedavi/profilaksisi hariç olmak üzere prematüre bebeklere ve miyadında doğan bebeklere ise yaşamın ilk 6 haftası içinde uygulanmamalıdır.
Sülfametoksazol ve/veya trimetoprim kullanımı ile ilaçla indüklenen immün trombositopeni hikayesi olan hastalarda kontrendikedir.
Akut porfiria hastalarına METOPRİM uygulanmamalıdır.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri3 / 16
Çok nadir olmasına rağmen, Stevens-Johnson sendromu, Lyell sendromu (toksik epidermal nekroliz), fulminan hepatik nekroz, agranülositoz, aplastik anemi, diğer kan diskrazileri vesolunum yollarında aşırı duyarlılık gibi şiddetli reaksiyonlara bağlı olarak ölümler olmuştur.
METOPRİM kullanımı ile yaşamı tehdit eden deri reaksiyonları Stevens-Johnson sendromu (SJS) ve toksik epidermal nekroliz (TEN) bildirilmiştir. Hastalara deri reaksiyonlarının belirtive semptomları anlatılarak yakından izlenmesi önerilmelidir. SJS ya da TEN için en yüksekrisk tedavinin ilk haftalarında ortaya çıkmaktadır.
SJS ya da TEN semptom ya da belirtileri (örn. blister ve mukoza lezyonları ile birlikte progresif deri döküntüsü) ortaya çıktığında METOPRİM tedavisi kesilmelidir (Bkz. Bölüm4.8 İstenmeyen etkiler).
SJS ve TEN tedavisinde en iyi sonuçlar erken tanı ve şüpheli ilacın hemen kesilmesi ile alınmaktadır. Tedavinin erken kesilmesi daha iyi prognoz ile ilişkilidir. METOPRİM kullananhastada SJS ya da TEN gelişirse hasta bir daha METOPRİM kullanmamalıdır.
Yaşlı hastaların tedavisi sırasında özellikle dikkatli olunması her zaman tavsiye edilir, çünkü bu hastalar grup olarak advers reaksiyonlar açısından daha duyarlıdır ve özelliklekomplikasyon oluşturan durumlar varsa (bozuk karaciğer ve/veya böbrek fonksiyonu ve/veyadiğer ilaçların eş zamanlı kullanılması) ciddi etkilerin ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir.
Bilinen böbrek yetmezliği olan hastalarda özel önlemler alınmalıdır (bkz. Bölüm 4.2).
Yeterli idrar çıkışı her zaman korunmalıdır. Tedavi edilen hastaların soğutulmuş idrarlarında sülfonamid kristalleri görülmüş olmasına rağmen,
in vivo
kristalüri bulgusu nadirdir.Beslenme bozukluğu olan hastalarda risk daha yüksek olabilir.
METOPRİM uzun süre verildiğinde veya folat eksikliği olan hastalara verildiğinde ya da yaşlılara verildiğinde, düzenli aylık kan sayımı yapılması önerilir, çünkü mevcut folateksikliğine bağlı olarak hematolojik laboratuvar göstergelerinde asemptomatik değişiklikolasılığı vardır. Bu değişiklikler, folinik asit (5-10 mg/gün) uygulanması ile antibakteriyelaktiviteye engel olmaksızın geri döndürülebilir (bkz. Bölüm 4.5).
Glikoz-6-fosfat dehidrojenaz (G-6-PD) eksikliği olan hastalarda hemoliz olabilir.
Ciddi alerji veya bronşiyal astımı olan hastalarda, METOPRİM dikkatli bir şekilde verilmelidir.
METOPRİM, A grubu beta-hemolitik streptokoklara bağlı streptokokkal farenjit tedavisinde kullanılmamalıdır; bu organizmaların orofarenksten eradikasyonunda, penisiline göre daha azetkilidir.
4 / 16
Trimetoprimin, fenilalanin metabolizmasını bozduğu bildirilmiştir, ama uygun diyet kısıtlaması yapan fenilketonürik hastalarda bunun önemi yoktur.
Akut porfiri riskinden şüphe edilen veya akut porfiri olduğu bilinen hastalara METOPRİM verilmesinden kaçınılmalıdır. Hem trimetoprim, hem de sülfonamidler (özelliklesülfametoksazol olmasa da), porfirinin klinik alevlenmesi ile ilişkili bulunmuştur.
Hipokalemi ve hiponatremi riski olan hastalarda serum potasyum ve sodyum düzeyleri yakından takip edilmelidir.
Diğer olası nedenler hariç tutulduğunda METOPRİM metabolik asidoz ile ilişkili olmuştur. Metabolik asidoz şüphesi bulunduğunda yakın gözlem önerilir.
Dikkatli gözlem yapılmaksızın METOPRİM, ciddi hematolojik bozukluğu olan hastalara verilmemelidir (bkz. Bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler). METOPRİM, sitotoksik tedavi görenhastalara, kemik iliği veya periferik kan üzerinde ilave etki olmaksızın veya çok az etki ileuygulanmıştır.
METOPRİM içindeki antibiyotik kombinasyonu, sadece, doktorun değerlendirmesine göre tedavinin, olası risklere ağır bastığı durumlarda kullanılmalıdır; etkili tek bir antibakteriyelajanın kullanılması dikkate alınmalıdır.
Sülfametoksazol/trimetoprim ile indüklenen trombositopeni, immün aracılı bir hastalık olabilir. Ölümcül veya hayati tehlikesi olan şiddetli trombositopeni vakaları bildirilmiştir.Trombositopeni, sülfametoksazol/trimetoprim ile tedavinin durdurulması sonrası genelliklebir hafta içerisinde düzelir.
Eğer daha önceden doktorunuz tarafından bazı şekerlere karşı intoleransınız olduğu söylenmişse bu tıbbi ürünü almadan önce doktorunuzla temasa geçiniz.
Bu tıbbi ürünün içeriğindeki toz şeker dişlere zararlı olabilir.
Bu tıbbi ürünün içeriğindeki metil parahidroksibenzoat (E218) ve propil parahidroksibenzoat (E216), alerjik reaksiyonlara (muhtemelen gecikmiş) neden olabilir.
Bu tıbbi ürün içeriğindeki ponceau 4R (E124) alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Trimetoprim, alkalen pikrat reaksiyonu kullanıldığı zaman serum/plazma kreatinin değerinin yanlış hesaplamasına neden olabilir. Bunun sonucunda serum/plazma kreatinin düzeyigerçekte olduğundan %10 daha yüksek bulunabilir. Kreatinin klirensi düşer: kreatinin renaltübüler sekresyonu, %23'ten %9'a düşerken, glomerüler filtrasyon değişmeden kalır.
5 / 16
Bazı durumlarda, zidovudin ile eş zamanlı tedavi, ko-trimoksazole karşı hematolojik advers reaksiyon gelişme riskini artırabilir. Eş zamanlı tedavi gerekli ise, hematolojik parametrelerintakip edilmesi göz önüne alınmalıdır.
Böbrek transplantasyonunu takiben ko-trimoksazol ve siklosporin ile eş zamanlı olarak tedavi edilen hastalarda, böbrek fonksiyonunda reversibl bozulma gözlenmiştir.
Rifampisin ve METOPRİM'in birlikte kullanılması, bir haftalık bir dönemden sonra trimetoprimin plazma yarı-ömründe kısalma ile sonuçlanır. Bunun klinik önemi olmadığıdüşünülmektedir.
Trimetoprim, fizyolojik pH'da katyon oluşturan ve kısmen aktif renal sekresyonla atılan (prokainamid, amantadin) ilaçlarla birlikte kullanıldığında, bu sürecin kompetetif inhibisyonuolasılığı söz konusudur ve bu durum, ilaçlardan birisinin veya her ikisinin birden plazmakonsantrasyonunun artmasına yol açar.
Eş zamanlı olarak diüretik (esas olarak tiazidler) kullanan yaşlı hastalarda, purpura ile birlikte olan veya olmayan trombositopeni riskinde artış görülmektedir.
Bazı bildirimlere göre eş zamanlı olarak ko-trimoksazol reçete edildiğinde, haftada 25 mg'dan fazla primetamin alan hastalarda megaloblastik anemi gelişebilir.
Ko-trimoksazol'ün varfarinin antikoagülan etkisini, bunun metabolizmasını stereo-selektif olarak inhibe ederek potansiyalize ettiği gösterilmiştir. Sülfametoksazol, in vitro olarakvarfarini plazma- albümin protein bağlayıcı bölgelerden ayırabilir.
METOPRİM tedavisi esnasında antikoagülan tedavinin dikkatli bir şekilde kontrol edilmesi tavsiye edilir.
Ko-trimoksazol fenitoinin yarı-ömrünü uzatır ve eş zamanlı olarak uygulanırsa, aşırı fenitoin etkisi ile sonuçlanabilir. Hastanın durumunun ve serum fenitoin düzeylerinin yakından takibitavsiye edilir.
Trimetoprim ile digoksinin eş zamanlı kullanılmasının, yaşlı hastaların bir bölümünde plazma digoksin düzeylerini yükselttiği gösterilmiştir.
Ko-trimoksazol metotreksatın serbest plazma düzeylerini yükseltebilir. METOPRİM, metotreksat gibi diğer anti-folat ilaçları alan hastalarda uygun tedavi olarak kabul edilirse,folat desteği verilmesi düşünülmelidir (bkz. Bölüm 4.4).
Testte,
Lactobacillus casefnin
dihidrofolat redüktazı kullanıldığı zaman trimetoprim, serum metotreksat düzeyi testlerine engel olur. Metotreksat radyoimmünassay ile ölçüldüğündeengelleme söz konusu değildir.
6 / 16
Trimetroprim/sülfametoksazol 160 mg/800 mg (ko-trimoksazol) uygulanması, trimetoprim öğesine bağlı olarak lamivudin maruziyetinde
%
40 artışa neden olur. Lamivudinintrimetroprim veya sülfametoksazol farmakokinetiği üzerinde etkisi yoktur.
Sülfonilüre hipoglisemik ajanlarla etkileşim nadir olmakla birlikte, potansiyalizasyon bildirilmiştir.
Hiperkalemiye neden olabilen diğer ilaçları alan hastalarda dikkatli olmak gereklidir.
Trimetoprim repaglinid maruziyetini arttırabilir ve hipoglisemiye neden olabilir.
Folinik asit takviyelerinin trimetoprim-sülfametoksazolün antimikrobiyal etkinliğini değiştirdiği gösterilmiştir.
Pneumocystis jiroveci
pnömonisinin profilaksisi ve tedavisinde budurum gözlenmiştir.
Antibiyotik ile tedavi sırasında kontrasepsiyon başarısızlıkları bildirilmiştir. Etki mekanizması tam olarak aydınlatılmamıştır. Antibiyotik ile tedavi edilen kadınlar, oralkontraseptiflere ek olarak geçici bir bariyer metodu kullanmalı veya başka bir kontrasepsiyonyöntemi seçmelidir.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel TavsiyeGebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
METOPRİM verildiği zaman neonatal hiperbilirübinemi ortaya çıkması, alevlenmesi riski veya teorik olarak kernikterus riski nedeniyle çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar uygunkontrasepsiyon yöntemlerini kullanmalıdır.
Antibiyotik ile tedavi sırasında kontrasepsiyon başarısızlıkları bildirilmiştir. Etki mekanizması tam olarak aydınlatılmamıştır. Antibiyotik ile tedavi edilen kadınlar, oralkontraseptiflere ek olarak geçici bir bariyer metodu kullanmalı veya başka bir kontrasepsiyonyöntemi seçmelidir.
Gebelik dönemi
METOPRİM' in gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonal/ fetal gelişim/ doğum /doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlarayönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
7 / 16
METOPRİM plasentadan geçer ve gebe kadınlarda METOPRİM kullanımı konusunda yeterli veri yoktur. Vaka-kontrol çalışmaları, folat antagonistlerine maruziyet ile insanda doğumdefektleri arasında bir ilişki olabileceğini göstermiştir.
Trimetoprim, bir folat antagonistidir ve hayvan çalışmalarında her iki ajanın folat bozukluklarına neden olduğu gösterilmiştir (bkz. Bölüm 5.3 Klinik Öncesi GüvenlilikVerileri).
METOPRİM, açık olarak gerekli olmadığı sürece özellikle birinci trimestrda olmak üzere gebelikte kullanılmamalıdır. Gebelikte METOPRİM kullanılacaksa, folat ilavesi göz önünealınmalıdır.
Sülfametoksazol, plazma albüminine bağlanmak için bilirubin ile yarışır. Yenidoğanda birkaç gün süre ile anlamlı maternal kaynaklı ilaç düzeyleri devam ettiği için anneye doğuma yakınMETOPRİM verildiği zaman neonatal hiperbilirübinemi ortaya çıkması veya alevlenmesiriski olabilir (teorik olarak kernikterus riski ile birlikte). Bu teorik risk, preterm olan veglukoz-6- fosfat dehidrojenaz eksikliği olan bebekler gibi hiperbilirübinemi riski yüksek olanbebeklerde özellikle önemlidir.
Laktasyon dönemi
METOPRİM' in öğeleri (trimetoprim ve sülfametoksazol) anne sütüne geçer. Anne veya bebeğin hiperbilirübinemisinin olduğu veya hiperbilirübinemi geliştirme riskinin bulunduğugebeliğin geç döneminde ve süt veren annelerde METOPRİM uygulamasından kaçınılmalıdır.Ayrıca, küçük bebeklerde hiperbilirübinemi predispozisyonu göz önüne alınarak sekizhaftadan daha küçük bebeklerde, METOPRİM uygulamasından kaçınılmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
İnsanlara yönelik potansiyel riski için veri bulunmamaktadır. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir. (bkz. Bölüm 5.3).
4.7. Araç ve makine kullanmaya etkisi
METOPRİM'in araç ve makine kullanımı üzerindeki etkisini araştıran çalışma yürütülmemiştir. Bu aktiviteler üzerinde olumsuz etki, ilacın farmakolojisinden öngörülemez.Yine de, hastaların araç kullanma becerisi göz önüne alınırken, hastanın klinik durumu veMETOPRİM'in advers olay profili akılda tutulmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Aşağıdaki advers olaylarla ilişkili sıklık kategorileri tahmini hesaplamalardır. Çoğu olay için insidansı hesaplamak üzere uygun veri mevcut değildir. Ayrıca, advers olaylar, endikasyonabağlı olarak insidansta farklılık gösterebilir.
8 / 16
Çok yaygından seyreğe kadar değişen advers olayların sıklığını saptamak üzere geniş klinik çalışmalarının verileri kullanılmıştır. Çok nadir advers olaylar, primer olarak pazarlamasonrası deneyimlerden elde edilen verilerden saptanmış olup, bu nedenle “gerçek” birsıklıktan ziyade bildirim oranını yansıtır.
Klinik çalışmalarda rapor edilen istenmeyen etkilerin sıklık sıralaması aşağıdaki gibidir:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000), çok seyrek, izole raporlar dâhil (<1/10.000); bilinmiyor (eldekiverilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın: Monilial çoğalma
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Belli duyarlı G-6-P D eksikliği olan hastalarda, lökopeni, nötropeni, trombositopeni, agranülositoz, megaloblastik anemi, aplastik anemi, hemolitik anemi,methemoglobinemi, eozinofili, purpura, hemoliz
Hematolojik değişikliklerin çoğu hafiftir ve tedavi kesildiğinde tersine çevrilebilir. Özellikle yaşlılarda, karaciğer veya böbrek fonksiyonu bozuk olanlarda veya folat durumu zayıf olanhastalarda, izole vakalarda şiddetli olabilse dahi, değişikliklerin çoğu klinik semptomlaraneden olmaz. Risk taşıyan hastalarda ölümler kaydedilmiştir ve riskli hastalar dikkatli birşekilde gözlemlenmelidir (bkz. Bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Serum hastalığı, anafilaksi, alerjik miyokardit, anjiyoödem, ilaç ateşi, Henoch-Schönlein purpurasına benzeyen alerjik vaskülit, periareteritis nodoza, sistemik lupus eritematozus
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygın: Hiperkalemi
Çok seyrek: Hipoglisemi, hiponatremi, iştah azalması, metabolik asidoz, renal tübüler asidoz
Ko-trimoksazol yaşlı hastalarda kullanıldığında veya yüksek doz ko-trimoksazol alan hastalarda, bu hastalar, hiperkalemi ve hiponatremiye daha duyarlı olabilecekleri için yakıngözetim önerilir.
Psikiyatrik hastalıklar
Çok seyrek: Depresyon, halüsinasyonlar
Sinir sistemi hastalıkları
9 / 16
Yaygın: Baş ağrısı
Çok seyrek: Aseptik menenjit, konvülsiyonlar, periferik nörit, ataksi, vertigo, tinnitus, baş dönmesi
İlaç kesildiği zaman aseptik menenjit hızla geri dönmüştür, ama ko-trimoksazol veya tek başına trimetroprime tekrar maruziyet olduğunda bir dizi vakada tekrar ortaya çıkmıştır.
Göz hastalıkları
Çok seyrek: Üveit
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Çok seyrek: Öksürük, nefes darlığı, pulmoner infiltrasyonlar
Öksürük, nefes darlığı ve pulmoner infiltrasyonlar, çok seyrek olsa da fatal olan respiratuvar aşırı duyarlılığın erken göstergeleri olabilir.
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Bulantı, diyare Seyrek: Kusma
Çok seyrek: Glossit, stomatit, psödomembranöz kolit, akut pankreatit Hepato-bilier hastalıklar
Çok seyrek: Serum transaminazlarda yükselme, bilirubin düzeylerinde yükselme, kolestatik sarılık, hepatik nekroz
Kolestatik sarılık ve hepatik nekroz ölümcül olabilir.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Cilt döküntüleri
Çok seyrek: Fotosensitivite, eksfoliatif dermatit, sabit ilaç erüpsiyonu, eritema multiforme, şiddetli deri advers reaksiyonları (SCAR): Stevens-Johnson sendromu (SJS), Lyell sendromu(toksik epidermal nekroliz - TEN) raporlanmıştır (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları veönlemleri).
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Çok seyrek: Artralji, miyalji
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok seyrek: Böbrek fonksiyonunda bozukluk (bazen böbrek yetmezliği olarak bildirilir), intersitisyel nefrit.
Pneumocystis jiroveci (P.carinii) pnömonisi (PCP) tedavisi ile ilişkili etkiler
10 / 16
Çok seyrek: Ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonları, döküntü, ateş, nötropeni, trombositopeni, yüksek karaciğer enzimleri, hiperkalemi, hiponatremi, rabdomiyoliz
PCP tedavisinde kullanılan yüksek dozlarda, tedavinin kesilmesine neden olan ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir. Ko-trimoksazole tekrar maruziyet olduğunda PCPhastalarında ciddi aşırı duyarlılık reaksiyonları bildirilmiştir (bazen birkaç günlük bir dozaralığından sonra). PCP tedavisi veya profilaksisi için sülfametoksazol ve trimetoprimkombinasyonu kullanan HIV pozitif hastalarında rabdomiyoliz bildirilmiştir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; eposta:[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Bulantı, kusma, baş dönmesi ve konfüzyon, aşırı dozun olası belirti ve bulgularıdır. Akut trimetoprim aşırı dozunda kemik iliği depresyonu bildirilmiştir.
Kusma olmamışsa, kusmanın uyarılması istenebilir. Mide lavajı yararlı olabilir, ancak gastrointestinal sistemden emilim normalde çok hızlıdır ve yaklaşık olarak iki saat içindetamamlanır. Çok fazla aşırı doz alındığında durum böyle olmayabilir. Böbrek fonksiyonunundurumuna bağlı olarak, idrar çıkışı azsa, sıvı uygulaması önerilir.
Hem trimetoprim, hem de aktif sülfametoksazol, hemodiyaliz ile orta derecede diyaliz edilebilirdir. Peritonal diyaliz etkili değildir.
5. Farmakolojik özellikler5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Sülfonamidler ve trimetoprim kombinasyonları (türevler dâhil olmak üzere)
ATC kodu: J01EE01
Etki mekanizması:
METOPRİM, iki aktif maddeden (sülfametoksazol ve trimetoprim) oluşan antibakteriyel bir ilaçtır. Sülfametoksazol, dihidropteroat sentetaz enziminin kompetetif bir inhibitörüdür.Sülfametoksazol, dihidrofolat sentezinde para-aminobenzoik asidin (PABA) bakteriyel hücretarafından kullanılmasını kompetetif olarak inhibe eder ve sonuçta bakteriyostaz oluşur.Trimetroprim, bakteriyel dihidrofolat redüktaza (DHFR) bağlanır, bunu reversibl olarakinhibe eder ve tetrahidrofolat üretimini bloke eder. Koşullara bağlı olarak etki bakterisitolabilir. Bu şekilde, trimetoprim ve sülfametoksazol, pürinlerin biyosentezinde iki ardışık
11 / 16
adımı bloke eder ve bu nedenle birçok bakteri için gerekli olan nükleik asitleri bloke eder. Bu etki, iki ajan arasında
in vitro
olarak aktivitenin belirgin olarak potansiyalizasyonuna nedenolur.
Direnç mekanizmaları:
In vitro çalışmalar, bakteriyel direncin, sülfametoksazol ve trimetoprim kombinasyonunda, daha yavaş gelişebileceğini göstermiştir (tek başına sülfametoksazol veya tek başınatrimetoprim ile karşılaştırıldığında).
Sülfametoksazole karşı direnç, farklı mekanizmalarla oluşabilir. Bakteriyel mutasyonlar, PABA konsantrasyonunda artışa neden olur, böylece sülfametoksazol ile yarışır ve böylecedihidropteroat sentetaz enzimi üzerinde inhibitör etkide azalmaya neden olur. Diğer bir dirençmekanizması, plazmide bağımlıdır ve değişmiş bir dihidropteroat sentetaz enzimiüretilmesinden kaynaklanır. Bu değişmiş enzim, vahşi tip enzimle karşılaştırıldığındasülfametoksazole karşı afinitesi düşüktür.
Trimetoprime karşı direnç, plazmid bağımlı bir mutasyon vasıtası ile gerçekleşir. Bu mutasyon, vahşi tip enzimle karşılaştırıldığında trimetropime karşı daha düşük bir afiniteyesahip olan farklı bir dihidrofolat redüktaz (DHFR) enzimi üretilmesi ile sonuçlanır.
Trimetoprim, plazmoidal DHFR'e bağlanır, ama bakteriyel enzime bağlandığından daha az sıkı bir şekilde bağlanır. Memeli DHFR için afinitesi, ilgili bakteriyel enzim için afinitesinegöre 50,000 kat daha azdır.
Birçok sık görülen patojen bakteri,
in vitroin vitro
aktivite, her zaman klinik etkililiğin ortaya konduğu anlamına gelmez vetatminkar duyarlılık testinin, önerilen ve sadece inhibitör maddelerin (özellikle timidin vetimin) bulunmadığı vasatlar ile gerçekleştirildiği belirtilmelidir.
Kırılma noktaları:
EUCAST (Antifungal Duyarlılık Testi Avrupa Konfederasyonu)
Enterobacteriaceae:S. maltophilia:Acinetobacter:Staphylococcus:Enterococcus:Streptococcus ABCG:Streptococcus pneumoniae:Hemophilus influenza:Moraxella catarrhalis:
S < 0.5 R>1
12 / 16
Psuedomonas aeruginosa ve diğer non-enterobacteriaceae:
S < 2* R> 4*
S= duyarlı, R= dirençli. * Bu organizmalar için henüz EUCAST kırılma noktaları bulunmadığı için bunlar CLSI kırılma noktalarıdır.
Trimetoprim: sülfametoksazol 1:19 oranındadır. Kırılma noktaları trimetoprim
konsantrasyonu olarak ifade edilmiştir.
Antibakteriyel spektrum:
Direnç prevalansı coğrafi olarak farklılık gösterebilir ve belli türler için zamana göre farklılık gösterebilir. Dirençle ilgili yerel bilgilerin bilinmesi, özellikle ciddi enfeksiyonlar tedaviedilirken önemlidir. Direncin lokal prevalansının, en azından bazı enfeksiyon tiplerinde,ajanın kullanılmasının sorgulanabilir olduğuna işaret eden durumlarda, gerektiğinde uzmantavsiyesi alınmalıdır. Bu bilgiler, mikroorganizmaların trimetoprim/sülfametoksazole duyarlıolup olmayacağı olasılığı ile ilgili olarak sadece tahmini bir kılavuz sağlar.
Bir dizi bakteriye karşı trimetoprim/sülfametoksazol duyarlılığı aşağıdaki tabloda gösterilmiştir:
Genel olarak duyarlı olan türler:
Gram-pozitif aeroblar:
Staphylococcus aureus Staphylococcus saprophyticusStreptococcus pyogenes
Gram-negatif aeroblar:
Enterobacter cloacae Haemophilus influenzaeKlebsiella oxytocaMoraxella catarrhalisSalmonella
spp.
Stenotrophomonas maltophilia Yersinia
spp.
Edinilmiş direncin problem oluşturabileceği türler:
Gram-pozitif aeroblar:
Enterococcus faecalis Enterococcus faeciumNocardia
spp.
Staphylococcus epidermidis Streptococcus pneumoniae
13 / 16
Gram-negatif aeroblar:
Citrobacter
spp.
Enterobacter aerogenes Escherichia coliKlebsiella pneumoniaeKlebsiella pneumoniaProteus mirabilisProteus vulgarisProvidencia
spp.
Serratia marcesansPseudomonas aeruginosaShigella
spp.
Vibrio cholera5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim:
Oral uygulamadan sonra trimetoprim ve sülfametoksazol hızlı bir şekilde ve hemen hemen tamamen emilir. Besinlerin varlığı emilimi geciktirmez. Kanda pik düzeyler ilacınalınmasından bir ve dört saat sonra gerçekleşir ve elde edilen düzey dozla ilişkilidir. Terapötikbir dozdan sonra kanda etkin düzeyler 24 saate kadar devam eder. Erişkinlerde, sabit durumdüzeylerine doz verildikten 2-3 gün sonra ulaşılır. İki öğeden hiçbirisinin diğerinin kanda eldeedilen konsantrasyonu üzerinde önemli etkisi yoktur.
Dağılım:
Plazmadaki trimetoprimin %50'si proteine bağlıdır. Trimetoprim doku düzeyleri genel olarak ilgili plazma düzeylerinden daha yüksektir (akciğerler ve böbrekler özellikle yüksekkonsantrasyonlar gösterir). Trimetoprim konsantrasyonları, safrada, prostatik sıvıda vedokuda, tükürükte, balgamda ve vajinal sekresyonlarda plazma konsantrasyonlarını aşar.Aköz humor, anne sütü, beyin-omurilik sıvısı, orta kulak sıvısı, sinoviyal sıvı ve doku(intestinal) sıvısındaki düzeyler, antibakteriyel aktivite için uygundur. Trimetoprim amniyotiksıvıya ve fetal dokulara geçer (maternal serum konsantrasyonlarına yakın konsantrasyonlaraulaşır).
Plazmadaki sülfametoksazolün yaklaşık %66'sıproteinlerinebağlıdır. Aktif
sülfametoksazolün amniyotik sıvı, aköz humor, safra, beyin-omurilik sıvısı, orta kulak sıvısı, tükürük, sinoviyal sıvı ve doku (intestinal) sıvısındaki konsantrasyonu, plazmakonsantrasyonunun %20-50'si kadardır.
14 / 16
Biyotransformasyon:
Sülfametoksazolün böbrekler ile atılımı dozun %15-30'unu oluşturur. Sülfametoksazol asetilasyon, oksidasyon veya glukronidasyon ile trimetoprime nazaran büyük ölçüdemetabolize olur. 72 saati geçen periyotlarda, dozun yaklaşık %85'i değişmemiş ilaç ve majörmetaboliti (N4-asetil) olarak idrarda bulunabilir.
Eliminasyon:
Trimetoprimin insandaki yarı ömrü böbrek fonksiyonları normal olduğu zaman 8.6 ila 17 saattir. Kreatinin klerensi 10 ml/dk'dan düşükse, yarı ömür 1.5-3.0 kat uzar. Genç hastalarlakarşılaştırıldığında yaşlı hastalarda anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır.
Trimetoprimin temel atılma yolu renaldir ve dozun yaklaşık olarak %50'si idrardan 24 saat içinde değişmeden atılır. İdrarda bazı metabolitler tanımlanmıştır. Trimetoprimin idrarkonsantrasyonları oldukça değişkenlik gösterir.
Sülfametoksazolün yarılanma ömrü böbrek fonksiyonları normal olduğunda yaklaşık 9 ila 11 saattir.
Aktif sülfametoksazolün yarılanma ömründe renal fonksiyonun azalması ile değişiklik olmaz fakat kreatinin klerensi 25 ml/dak altında olduğunda majör asetilli metabolitinin yarılanmaömrü uzar.
Sülfametoksazolün temel atılma yolu renaldir; dozun %15-30'u (idrarda elde edilen) aktif formdadır. Yaşlı hastalarda, sülfametoksazolün böbrek klirensi düşüktür.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Reprodüktif toksikoloji:
Önerilen insan terapötik dozunun üzerindeki dozlarda, trimetoprim ve sülfametoksazolün, sıçanlarda damak yarığı ve diğer fetal bozukluklara (folat antagonisiti için tipik bulgular)neden olduğu bildirilmiştir. Diyete folat eklenmesi ile trimetorpimin etkileri önlenebilmiştir.Tavşanlarda, insan trimetoprim terapötik dozlarının üzerindeki dozlarda fetal kayıplargörülmüştür.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Sodyum karboksimetil selüloz Metil parahidroksibenzoat (E218)
Propil parahidroksibenzoat (E216)
Ponceau 4R (E124)
Frambuaz esansı (dağ çileği)
Sitrik asit anhidrus (E330)
15 / 16
Toz şeker Sodyum sakarinDeiyonize su
6.2. Geçimsizlikler
Yoktur.
6.3. Raf ömrü
36 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25oC'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
METOPRİM 200 mg+40 mg/5 ml Süspansiyon, 100 mL, koyu renkli cam şişede, karton kutuda.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Biofarma İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Akpınar Mah. Osmangazi Cad. No: 156 34885 Sancaktepe/İstanbulTelefon: (0216) 398 10 63Faks: (0216) 398 10 20
8. RUHSAT NUMARASI
2016/783
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
11.11.2016
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ16 / 16