(16) Düşüşlere neden olabilir.
(17) Herhangi bir zamanda HDL kolesterol: < 40 mg/dL (1,025 mmol/L) erkeklerde; < 50 mg/dL(1,282 mmol/L) kadınlarda
(18) QTC değerinde, >30 milisaniyelik artışla <450 milisaniyeden > 450 milisaniyeye sapması olanhastaların insidansı. Ketiapin ile gerçekleştirilen plasebo kontrollü çalışmalarda, ortalama değişiklik veklinik olarak anlamlı düzeye sapma gösteren hastaların insidansı ketiapin ile plasebo arasındabenzerdir.
(19) En az bir defa > 132 mmol/L'den < 132 mmol/L'ye geçiş.
(20) KETİLEPT tedavisi sırasında ya da tedavi kesildikten sonraki erken dönemde intihar düşüncesive intihar davranışları olguları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4 ve 5.1).
(21) Bkz. Bölüm 5.1
(22) Açık etiketli ekstansiyon da dahil tüm çalışmalarda ketiapin kullanan hastaların % 11'inde en azbir kez hemoglobin düzeyinde erkeklerde < 13 g/dL (8,07 mmol/L), kadınlarda < 12 g/dL (7,45mmol/L)'ye düşüş ortaya çıkmıştır. Bu hastalarda, herhangi bir zamanda hemoglobindeki ortalama enyüksek düşüş 1,50 g/dL'dir.
(23) Bu reaksiyonlar sıklıkla taşikardi, baş dönmesi, ortostatik hipotansiyon ve/veya altta yatankalp/solunum hastalığı zemininde meydana gelmiştir.
(24) Tüm çalışmalarda başlangıç sonrası herhangi bir zamanda normal başlangıç değerinden olasılıklaklinik olarak önemli değere geçiş. Total T4, serbest T4, total T3 ve serbest T3'deki değişikliklerherhangi bir zamanda < 0,8 x LLN (pmol/L) ve TSH'daki değişiklik herhangi bir zamanda > 5 mlU/Lolarak tanımlanmıştır.
(25) Yaşlı hastalarda (> 65 yaş) kusma sıklığında artış esas alınmıştır.
(26) Tedavi sırasındaki herhangi bir zamanda nötrofil sayısının başlangıç değeri > 0,5 x 109/L'den<1,5 x 109/L'ye geçiş (Bkz. Bölüm 4.4).
(27) Tüm çalışmalarda başlangıç sonrası herhangi bir zamanda normal başlangıç değerinden olasılıklaklinik olarak önemli değere geçiş. Eozinofillerdeki değişiklikler herhangi bir zamanda >1 x 109hücre/L olarak tanımlanmıştır.
(28) Tüm çalışmalarda başlangıç sonrası herhangi bir zamanda normal başlangıç değerinden olasılıklaklinik olarak önemli değere geçiş. WBC'lerdeki değişiklikler herhangi bir zamanda < 3 x 109 hücre/Lolarak tanımlanmıştır.
(29) Tüm klinik çalışmalarda ketiapin ile metabolik advers olay raporlarına dayalı.
(30) Klinik çalışmalarda bazı hastalarda ağırlık, kan glukoz ve lipitleri içeren metabolik faktörlerinbirden fazlasında kötüleşme gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 4.4).
(31) Bkz. Bölüm 4.6
(32) Tedavinin başlangıcında veya sırasında meydana gelir ve hipertansiyon ve/veya baygınlık ileilişkilendirilir. Sıklığı, bradikardi yan etkisine ve ketiapin ile yapılan klinik çalışmalardaki ilgiliolaylara bağlıdır.
QT uzaması, ventriküler aritmi, ani açıklanmamış ölüm, kardiyak arest ve torsades de pointes nöreoleptiklerin kullanımı ile rapor edilen vakalardır ve sınıf etkileri olduklarıdüşünülmektedir.
Yukarıda erişkinlerde tanımlanan advers ilaç etkilerinin aynılarının çocuklar ve ergenlerde de görüleceği dikkate alınmalıdır. Aşağıdaki tabloda çocuklar ve ergenlerde (10-17 yaşaralığında olanlar) erişkinlere nazaran daha sık görülen veya erişkin popülasyonundatanımlanmamış olan yan etkileri özetlenmiştir.
Çok yaygın (> 1/10), yaygın (>1/100 ila <1/10), yaygın olmayan (>1/1,000 ila <1/100), seyrek (>1/10,000 ila <1/1,000), çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).
1. Herhangi bir zamanda prolaktin seviyeleri (hastalar < 18 yaş): >20 mcg/L (>869.56 pmol/L)erkekler; >26 mcg/L (>1130.428 pmol/L) kızlar. Hastaların %1'inde daha azında prolaktindüzeyi >100 mcg/L olmuştur.
2. Klinik olarak anlamlı olan eşiklerin üzerindeki gruplara göre (Milli Sağlık Enstitüsü (theNational Institutes of Health) kriterlerinden uyarlanmıştır) ya da herhangi bir zamanda > 20mmHg sistolik veya >10 mmHg diastolik kan basıncı, çocuklar ve ergenlerde yürütülen iki akut(3-6 haftalık) plasebo kontrollü çalışmada.
3. Not: Sıklık erişkinlerde gözlenendir, ama farklı klinik çalışmalarla ilişkilendirilebilir, çocuklarve ergenlerde erişkinlerle kıyaslanabildiği çıkarımı yapılabilir.
4. Bkz. Bölüm 5.1
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
Semptomlar
Doz aşımında bildirilen belirti ve semptomlar genellikle, ilacın bilinen farmakolojik etkilerinin (uyuşukluk, sedasyon, taşikardi ve hipotansiyon) aşırıya kaçması şeklindedir. Dozaşımı QT-uzaması, nöbetler, kesintisiz epilepsi, rabdomiyoliz, solunum depresyonu, ürinerretansiyon, konfüzyon, deliryum ve/veya ajitasyon, koma ve ölüme neden olabilir. Öncedenşiddetli kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda doz aşımı etkilerinde artmış bir riskle karşıkarşıya olabilir (Bkz. Bölüm 4.4 Ortostatik Hipotansiyon).
19/29
Doz aşımının tedavisi
Ketiapinin spesifik bir antidotu yoktur. Şiddetli doz aşımı belirtileri karşısında, hastanın aynı anda birkaç farklı ilaç almış olabileceği de düşünülmeli ve yoğun bakım uygulanmalıdır. Açıkbir hava yolunun sağlanıp devam ettirilmesi, yeterli oksijenasyon ve ventilasyon sağlanması,kardiyovasküler sistemin izlenmesi ve desteklenmesi, bu gibi vakalarda alınması gerekenönlemlerdir.
Literatüre göre, hezeyan ve ajitasyonu ve bariz antikolinerjik sendromu olan hastalar 1-2 mg fizostigminle (daimi EKG izlemi altında) tedavi edilebilir. Fizostigminin kardiyak iletimüzerine olası yan etkileri nedeniyle bu standart tedavi olarak önerilmez. Fizostigmin EKGyükselmeleri yoksa kullanılabilir. Disaritmi, herhangi bir seviyede kalp durması veya QRS-genişlemesi olan vakalarda fizostigmin kullanılmaz.
Doz aşımında emilimin önlenmesi incelenmemiştir. Ciddi zehirlenme durumunda mide yıkanmalı ve eğer mümkünse alınımdan sonraki bir saat içinde uygulanmalıdır. Aktif tıbbikömür verilmesi düşünülmelidir.
Aşırı doz ketiapin olgularında, refrakter hipotansiyon intravenöz sıvılar ve/veya sempatomimetik ajanlar gibi uygun önlemlerle tedavi edilmelidir. Ketiapinin indüklediği alfablokajında beta uyarımı hipotansiyonu ağırlaştırabileceğinden epinefrin ve dopamindenkaçınılmalıdır.
Hasta iyileşinceye kadar, yakın tıbbi gözetim altında tutulmalı ve izlenmelidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antipsikotikler; Diazepinler, oksazepinler, tiazepinler
ATC kodu: N05AH04
Etki mekanizması
Ketiapin atipik bir antipsikotiktir. Ketiapin ve insanlarda aktif metaboliti norketiapin çok sayıda nörotransmiter reseptörü ile etkileşime girer. Ketiapin ve norketiapinin beyin serotonin(5HT2), dopamin D1 ve D2 reseptörlerine afinite gösterir. D2 reseptörlerine nazaran 5HT2için daha yüksek seçicilikteki reseptör antagonizminin bu kombinasyonunun tipikantipsikotiklerle karşılaştırıldığında KETİLEPT'in klinik antipsikotik özelliklerine ve düşükekstrapiramidal yan etkisine (EPS) katkıda bulunduğuna inanılmaktadır. Ketiapin venorketiapin benzodiazepin reseptörlerinde belirgin bir afiniteye sahip değildir; ancakhistaminerjik ve adrenerjik alfa1 reseptörlerinde yüksek afiniteye, adrenerjik alfa2reseptörlerinde orta düzeyde afiniteye ve bazı muskarinik reseptörlerde orta ila yüksekafiniteye sahiptir. Norketiapinin 5HT1A bölgelerinde kısmi agonist etkisi ve NET
20/29
inhibisyonu, antidepresan olarak KETİLEPT'in terapötik etkililiğine katkıda bulunuyor olabilir.
Farmakodinamik etki
Ketiapin kaçınma davranışı gibi antipsikotik aktivite testlerinde aktiftir. Dopamin agonistlerinin davranışsal ve elektrofizyolojik olarak ölçülen etkilerini bloke eder ve D2-reseptör blokajının nörokimyasal indeksi olan dopamin metabolit konsantrasyonlarınıyükseltir.
Klinik öncesi testlerde EPS'nin tahmin edilmesi ketiapinde tipik antipsikotiklere benzemez ve atipik bir profili vardır. Ketiapin; dopamin D2 reseptörlerini etkili bir şekilde bloke edendozlarda, yalnızca hafif bir katalepsiye neden olur. Kronik uygulamayı takibendepolarizasyon blokajını sağlayarak, limbik sistem için seçicilik gösterir, ancak nigrostriataldopamin içeren nöronlarda göstermez. Ketiapin akut ve kronik uygulama sonrasındahaloperidole karşı duyarlı hale getirilmiş veya ilaç tedavisi görmemiş Cebus maymunlarındaminimal düzeyde distoniye neden olmuştur (Bkz. Bölüm 4.8).
Klinik Etkililik
Şizofreni
Şizofreni hastalarında ketiapinin değişik dozları kullanılarak yürütülen üç plasebo kontrollü klinik çalışmada EPS sıklığı veya antikolinerjiklerle eş zamanlı kullanım açısındanKETİLEPT ve plasebo tedavi grupları arasında herhangi bir fark yoktu. Ketiapinin Plasebokontrollü bir çalışmada incelenen 75 ila 750 mg/gün ketiapin sabit dozları EPS artışı ya da eşzamanlı antikolinerjik kullanımı görülmedi. Şizofrenik relapsların önlenmesinde KETİLEPTFilm Tablet'in uzun süreli etkililiği körleştirilmiş klinik çalışmalarla doğrulanmadı. Açıketiketli çalışmalarda, başlangıçta tedaviye cevap veren şizofreni hastalarında, ketiapin klinikiyileşme göstermede etkindi; bu uzun süreli etkililiği düşündürmektedir.
Bipolar bozukluk
Plasebo kontrollü dört klinik çalışmada, orta ve şiddetli mani ataklarının tedavisi için KETİLEPT'in 800 mg/gün'e dek olan dozları incelendi; ikisi monoterapi ve lityum ya dadivalproeks ile kombinasyon tedavisiydi. EPS sıklığı veya antikolinerjiklerle eş zamanlıkullanımı açısından KETİLEPT ve plasebo grupları arasında fark yoktu.
Orta ila şiddetli manik ataklarının tedavisinde KETİLEPT iki monoterapi çalışmasında 3. ve 12. haftalarda manik sempromlarının azalmasında plaseboya nazaran üstün etki gösterdi.Takip eden manik ya da depresif atakların önlenmesinde KETİLEPT'in etkililiğini gösterenuzun dönemli çalışma verileri yoktur. Akut orta ila şiddetli manik ataklarında divalproeks
21/29
veya lityum ile kombine edilen KETİLEPT verileri 3 ve 6 hafta ile sınırlıdır. Ancak kombinasyon tedavisi iyi tolere edilmiştir. Veriler 3. haftada aditif etki göstermiştir. İkinci birçalışmada aditif etki 6.haftada görülmemiştir.
Tedaviye yanıt veren hastalarda KETİLEPT'in son haftadaki ortalama medyan dozu yaklaşık 600 mg/gün olmuş ve yanıt verenlerin yaklaşık %85'i 400 ila 800 mg/gün doz aralığında yeralmıştır.
Ketiapin ile yürütülen 4 ilave klinik çalışmada, bipolar I veya bipolar II bozuklukta orta ve şiddetli depresif atakları olan hastalarda, 8 hafta boyunca KETİLEPT Film Tabletin 300 mgve 600 mg'lık dozlarının plasebo ile tedavi edilen hastalara nazaran sonuç ölçümlerinde;MADRS'de ortalama iyileşme ve MADRS total skorunda başlangıca kıyasla en az %50'likiyileşme olarak tanımlanan yanıtta anlamlı düzeyde üstünlük sağladı. KETİLEPT FilmTabletin 600 mg'lık dozunu alan hastalarla 300 mg'lık dozunu alanlar arasında etki şiddetiaçısından bir fark gözlenmedi.
Bu çalışmaların ikisinin devam fazında, 300 veya 600 mg KETİLEPT Film Tablete yanıt veren hastalarda uzun süreli tedavi, plaseboya kıyasla, manik semptomlar değil, fakat depresifsemptomlar açısından etki gösterdi.
Ketiapinin duygudurum stabilize edici ajanlarla birlikte kullanımının değerlendirildiği iki rekürens önleme çalışmasında, ketiapin kombinasyonunun, manik, depresif veya mikst tipduygudurum epizodu olan hastalarda, duygu durum stabilize edici ajan monoterapisinekıyasla, herhangi bir duygudurum olayının önlenmesine kadar geçen sürenin artmasıaçısından (manik, mikst tip veya depresif) üstün olduğu gösterilmiştir. Ketiapin, lityum veyavalproat ile birlikte günde iki kere toplam 400 mg ila 800 mg/gün dozda uygulanmıştır.
Altı haftalık, randomize bir çalışmada, akut manisi olan erişkin hastalarda, lityum ve ketiapin, plasebo ve ketiapin ile karşılaştırılmıştır. Lityum eklenen grup ve plasebo eklenen gruparasında YMRS'de (Young Mania Rating Scale) ortalama iyileşme farkı 2,8 olarakbulunmuştur ve tedaviye yanıt veren (başlangıca kıyasla YMRS'de %50'lik iyileşme) hastalaraçısından bu fark %11 olarak belirlenmiştir (lityum ilave edilen grupta %79; plasebo ilaveedilen grupta %68).
Manik, depresif veya mikst tip duygudurum epizodu olan hastalarda rekürensin önlenmesi açısından yapılan uzun dönem (2 yıla kadar tedavi) bir çalışmada, ketiapin, bipolar Ibozukluğu olan hastalarda herhangi bir duygudurum olayının rekürensine kadar geçen süreyiartırması açısından, plaseboya kıyasla, üstün bulundu. Duygudurum olayı yaşayan hasta sayısıketiapin grubunda 91 (%22,5), plasebo grubunda 208 (%51,5) ve lityum grubunda 95 idi(%26,1). Devam eden ketiapinden lityuma geçen hastalara kıyasla, ketiapine yanıt verenhastalarda, bu sonuç, lityum tedavisine geçişin duygudurum olayının rekürensine kadar geçensürede bir artış ile ilişkilendirilmediğini ortaya koymuştur.
22/29
Klinik çalışmalar, ketiapinin yarılama ömrünün yaklaşık 7 saat olmasına ragmen, günde iki kere verildiğinde KETİLEPT'in şizofreni ve manide etkili olduğunu göstermiştir. Bu ayrıcaketiapin için 5HT2- ve D-reseptörlerinde 12 saate dek bulunduğunun belirlendiği pozitronemisyon tomografisi (PET) çalışması ile desteklenmiştir. Güvenlilik ve etkilik 800mg/gün'den fazla olan dozlarda incelenmemiştir.
Klinik Güvenlilik
Kısa süreli, plasebo kontrollü klinik çalışmalarda, şizofreni ve bipolar manili hastalarda ekstrapiramidal semptom insidansı, plasebo ile benzer bulunmuştur (şizofreni: ketiapin ile%7,8, plasebo ile %8,0; bipolar mani: ketiapin ile %11,2, plasebo ile %11,4). Kısa süreliplasebo kontrollü MDB ve bipolar depresyon çalışmalarında, plaseboya kıyasla ketiapin iletedavi edilen hastalarda ekstrapiramidal semptom oranı daha yüksek seyretmiştir. Kısa süreli,plasebo kontrollü bipolar depresyon çalışmalarında, ekstrapiramidal semptom insidansıketiapin ile %8,9, plasebo ile %3,8 idi. Kısa süreli, plasebo kontrollü, majör depresifbozuklukta monoterapi klinik çalışmalarında, ekstrapiramidal semptom insidansı ketiapin ile%5,4, plasebo ile %3,2 idi. Kısa süreli plasebo kontrolü, majör depresif bozukluğu olanyaşlılarda yapılan çalışmalarda, ekstrapiramidal semptom insidansı ketiapin ile %9,0 , plaseboile %2,3 idi. Hem bipolar depresyon hem de MDB'de, advers olay insidansı (akatizi,ekstrapiramidal bozukluk, tremor, diskinezi, distoni, huzursuzluk, istemsiz kas kasılması,psikomotor hiperaktivite ve kas katılığı), tedavi gruplarında %4'ü geçmedi.
Kısa süreli sabit doz (50 mg/gün ila 800 mg/gün) plasebo kontrollü çalışmada (3 ila 8 hafta), ketiapin ile tedavi edilen hastalarda ortalama kilo artışı, 50 mg doz ile 0,8 kg ila 600 mg dozile 1,4 kg idi (800 mg/gün doz ile daha düşük); plasebo grubunda ise 0,2 kg idi. Ketiapin iletedavi edilen ve vücut ağırlığının >%7'si kadar kilo artışı yaşayan hastaların oranı 50 mg/gündozunda %5,3, 400 mg/gün dozunda %15,5 idi (600 ve 800 mg/gün dozlarda daha düşük);plasebo ile %3,7 idi.
Altı haftalık, randomize bir çalışmada lityum ve ketiapine kıyasla plasebo ve ketiapin verilen akut manili erişkin hastalarda, lityum ile kombine tedavi daha fazla advers olaya neden oldu(plasebo ilave edilen grupta %48'e kıyasla lityum ilave edilen grupta %63). Güvenlilikbulguları, lityum grubunda hastaların %16,8'inde, plasebo grubunda hastaların %6.6'sındaekstrapiramidal semptom geliştiğini ortaya koydu. Bu semptomların büyük bir çoğunluğulityum grubunda %15,6 ve plasebo grubunda %4,9 oranında bildirildiği üzere, tremor idi.Somnolans insidansı da, plasebo ilave edilen ketiapin grubuna kıyasla (%5,5), lityum ilaveedilen ketiapin grubunda daha yüksekti (%12,7). Ayrıca, lityum ilave edilen grupta daha fazlahastada (%8,0), plasebo grubuna kıyasla (%4,7), tedavi sonrasında kilo artışı gözlendi (>%7).
Uzun süreli relaps önleme çalışmalarında, hastaların ketiapin ile tedavi edildiği açık etiketli faz (4 ila 36 hafta) ve hastaların ketiapin veya plaseboya randomize edildiği randomize geri
23/29
çekilme fazı vardı. Ketiapine randomize edilen hastalarda açık etiketli fazda ortalama kilo artışı 2,56 kg idi; 48. hafta itibariyle, randomizasyon döneminde ortalama kilo artışı, açıketiketli başlangıç fazına kıyasla 3,22 kg idi. Plaseboya randomize edilen hastalarda, açıketiketli fazda ortalama kilo artışı 2,39 kg idi; 48. hafta itibariyle, açık etiketli başlangıç fazınakıyasla, 0,89 kg idi.
Demans ile ilişkili psikozu olan yaşlı hastaların katıldığı plasebo kontrollü çalışmalarda, 100 hasta yılında görülen serebrovasküler advers olay insidansı, plaseboya kıyasla, ketiapingrubunda yüksek değildi.
Başlangıç nötrofil sayımları > 1,5x109/L olan hastalardaki tüm kısa süreli, plasebo kontrollü monoterapi çalışmalarında, en az bir kere < 1,5x109/L'ye dönüşme oranı, ketiapin uygulananhastalarda % 1,9 iken plasebo uygulananlarda
%%
2,9 iken aynı oran <0,5x109/L değeri için % 0,21 olmuştur.
Ketiapin tedavisi, tiroid hormon düzeylerinde doza bağımlı düşüş ile ilişkilendirildi. TSH düzeyinde değişiklik insidansı, ketiapin grubunda %3,2, plasebo grubunda %2,7 idi. Buçalışmalarda T3 veya T4 ve TSH düzeylerinde karşılıklı ve muhtemelen klinik açıdan anlamlıdeğişiklikler nadiren görüldü ve tiroid hormon düzeylerinde gözlenen değişiklikler, kliniksemptomatik hipotiroidi ile ilişkilendirilmedi.
Total ve serbest T4 düzeyinde maksimum ilk 6 haftalık ketiapin tedavisi sırasında görülen düşüş, uzun süreli tedavi ile devam etmedi. Tüm vakaların yaklaşık üçte ikisinde, ketiapintedavisinin sonlandırılması, tedavi süresinden bağımsız olarak, total ve serbest T4 üzerindegeriye döndürülebilir bir etki ile ilişkilendirildi.
Katarakt/ lens bulanıklıkları
Risperidona (2-8 mg/gün) karşı KETİLEPT'in (200-800 mg/gün) kataraktojenik potansiyelini değerlendirmek için düzenlenmiş uzun süreli bir klinik çalışmada şizofrenili veya şizoafektifrahatsızlığı olan hastalarda, en az 21 aylık maruziyette lens bulanıklığı derecesinde artış olanhastaların yüzdesi risperidona kıyasla (%10), KETİLEPT (%4) ile daha yüksek değildi.
Pediyatrik PopülasyonKlinik etkililik
KETİLEPT'in etkililiği ve güvenliliği, mani tedavisinde 3 haftalık plasebo kontrollü bir çalışmada değerlendirildi (n=284 hasta, ABD; 10-17 yaş). Hasta popülasyonunun yaklaşık%45'inde DEHB tanısı kondu. Bununla birlikte, 6 haftalık plasebo kontrollü şizofreni tedavisi
24/29
çalışması (n=222, yaş 13-17) yapıldı. Her iki çalışmada da, KETİLEPT'e yanıt vermediği bilinen hastalar dışlandı. KETİLEPT tedavisine 50 mg/gün dozda başlandı ve doz 2. gün 100mg/gün'e çıkarıldı. Takiben doz hedef doza titre edildi (mani 400-600 mg/gün; şizofreni 400800 mg/gün); doz günde iki veya üç kere 100 mg/gün artırıldı.
Mani çalışmasında YMRS (aktif eksi plasebo) total skorunda başlangıca kıyasla LS (low salt) ortalama değişiklikte farklılık, 400 mg/gün KETİLEPT için -5,21 ve 600 mg/gün KETİLEPTiçin -6,56 idi. Cevap oranları (YMRS iyileşmesi >%50) KETİLEPT 400 mg/gün için %64,600 mg/gün için %58 ve plasebo kolu için %37 idi.
Şizofreni çalışmasında PANSS (Positive and Negative Syndrome Scale) total skorunda (aktif eksi plasebo) başlangıca kıyasla LS ortalama değişiklikte farklılık, 400 mg/gün KETİLEPTiçin -8,16 ve 800 mg/gün KETİLEPT için -9,29 idi. Düşük doz (400 mg/gün) ya da yüksekdoz ketiapin rejimi (800 mg/gün), başlangıca kıyasla PANSS total skorunda >%30'luk azalmaolarak tanımlanan yanıt elde edilen hasta yüzdesi açısından plasebodan üstün değildi. Hemmani hem de şizofrenide, yüksek dozlar sayısal olarak daha düşük yanıt oranları ilesonuçlandı.
Üç kısa dönem plasebo kontrollü monoterapi çalışmasında, bipolar depresyonlu çocuklarda ve ergenlerde (10-17 yaş) ketiapin etkililik göstermedi.
Bu yaş grubunda etkililiğin sürdürülmesi veya rekürensin önlenmesine ilişkin veri mevcut değildir.
Klinik güvenlilik
Yukarıda sözü edilen kısa süreli pediatrik ketiapin çalışmalarında, plaseboya kıyasla aktif tedavi kolunda EPS oranları, şizofreni çalışmasında %5,3'e kıyasla %12,9; bipolar maniçalışmasında %1,1'e kıyasla %3,6 ve bipolar depresyon çalışmasında %0'a kıyasla %1,1 idi.Plaseboya kıyasla aktif tedavi kolunda başlangıç vücut ağırlığının >%7 oranında kilo artışı,şizofreni ve bipolar çalışmalarda %2,5'e kıyasla %17 ve bipolar depresyon çalışmasında%6,8'e kıyasla %13,7 idi. Plaseboya kıyasla aktif tedavi kolunda intihar ile ilişkili olay oranı,şizofreni çalışmasında %1,3'e kıyasla %1.4, bipolar mani çalışmasında %0'a kıyasla %1,0 vebipolar depresyon çalışmasında %0'a kıyasla %1,1 idi. Bipolar depresyon çalışmasının tedavisonrası uzatma takip fazında, iki hastada iki ilave intihar ile ilişkili olay görüldü; buhastalardan biri olay sırasında ketiapin tedavisi alıyordu.
Uzun dönem güvenlilik
26 haftalık açık etiketli uzatma fazlı akut çalışmalarda (n=380), esnek doz aralığında uygulanan 400-800 mg/gün KETİLEPT, ilave güvenlilik verileri sağladı. Çocuklarda veergenlerde kan basıncında artış ve iştah artışı bildirildi; erişkin hastalara kıyasla, çocuklardave ergenlerde ekstrapiramidal semptomlar ve serum prolaktin düzeylerinde artış daha sık
25/29
görüldü (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8). Kilo artışı açısından, uzun dönemde normal büyüme açısından değerlendirildiğinde, başlangıç vücut kütle indeksinde (VKİ) en az 0,5'lik standart
sapma artışı, klinik olarak anlamlı değişiklik ölçütü olarak kullanıldı; en az 26 hafta süreyle ketiapin ile tedavi edilen hastaların %18,3'ü bu kriteri karşıladı.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel Özellikler
Emilim:
Ketiapin, oral uygulama sonrası iyi emilir. KETİLEPT uygulandıktan yaklaşık 6 saat sonra ketiapin ve norketiapin pik plazma seviyelerine (Tmaks) ulaşılır. Ketiapinin aktif metabolitiolan N-desalkil ketiapinin sabit düzeylerdeki maksimal molar konsantrasyonları, ketiapinin %35'i kadardır.
Dağılım:
Ketiapin plazma proteinlerine % 83 oranında bağlanır.
Biyotransformasyon:
Ketiapin yaygın olarak karaciğerden metabolize edilir ve radyoaktif olarak işaretlenmiş ketiapin verilmesinden sonra idrar veya dışkı ile değişmemiş olarak çıkan miktar ana bileşiği%5'inden daha azdır.
Ketiapinin sitokrom P450 aracılığıyla metabolize edilmesinden sorumlu başlıca enzimin CYP3A4 olduğu in vitro araştırmalarda gösterilmiştir. Norketiapin oluşması ve eliminasyonuesasen CYP3A4 enzimi tarafından gerçekleştirilir.
Radyoaktivitenin yaklaşık %73'ü idrarla ve %21'i feçesle atılmıştır.
Ketiapinin ve norketiapin dahil birçok metabolitinin insan sitokrom P450 1A2, 2C9, 2C19, 2D6 ve 3A4 aktivitelerinin zayıf inhibitörleri olduğu
in vitroin vitroin vitro26/29
Eliminasyon:
Ketiapinin ve norketiapinin eliminasyon yarı ömürleri sırasıyla 7 ve 12 saattir. Serbest ketiapinin ve insan plazmasındaki aktif metabolit olan norketiapinin ortalama molar dozfraksiyonunun
%
5'ten daha küçük bir bölümü, idrarla vücuttan atılır.
Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:
Günde bir defa uygulanan 800 mg'a kadar dozlarda ketiapin ve norketiapin farmakokinetiği doğrusal ve doz orantılıdır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Cinsiyet:
Ketiapinin erkeklerle kadınlar arasındaki farmakokinetiğinde fark yoktur.
Yaşlılar:
Yaşlılarda ortalama ketiapinin klerensi, yaşları 18 ila 65 arasında olan yetişkinlere göre yaklaşık %30 ile 50 arasında azalmıştır.
Böbrek yetmezliği:
Ketiapinin ortalama plazma klerensi, şiddetli böbrek bozukluğu (kreatinin klerensi <30 ml/dk/1,73m ) olan hastalarda yaklaşık %25 oranında azalmıştır ama bireysel klerensdeğerleri, normal insanlardaki sınırlar arasındadır.
Karaciğer yetmezliği:
Bilinen karaciğer yetmezliği olan (stabil alkolik siroz) vakalarda ortalama plazma klerensi yaklaşık %25 azalmıştır. Ketiapin geniş olarak karaciğer tarafından metabolize edildiğindenkaraciğer bozukluğu olan kişilerde plazma seviyelerinde yükselme beklenir. Bu gruphastalarda doz ayarlaması gerekli olabilir. (Bkz. Bölüm 4.2).
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
İn vitroin vivo
çalışma serilerinde herhangi bir genotoksisite kanıtı yoktu. Laboratuvar hayvanlarında klinikle ilintili dozları takiben sapmalar görüldü, ancak bunlar uzun süreliklinik araştırmalarla doğrulanmadı.
Sıçanlarda tiroid bezinde ortaya çıkan pigmentasyon gözlendi; sinomolgus maymunlarında tiroid folikül hücresi hipertrofisi, T3 düzeylerinde azalma, hemoglobin konsantrasyonundadüşme ile kırmızı ve beyaz kan hücresi sayısında düşme; köpeklerde lens opaklığı ve kataraktgözlendi (Bkz. Bölüm 5.1. Katarakt/ lens bulanıklıkları).
27/29
Pediatrik popülasyon :
Günde iki kez kararlı halde 400 mg ketiapin ile tedavi edilen, yaşları 10-12 arasında olan 9 çocuk ve 12 ergenden farmakokinetik veriler elde edildi. Kararlı halde doz ile normalleşenana bileşik ketiapinin plazma düzeyleri, çocuklarda ve ergenlerde (10-17 yaş),erişkinlerinkine benzerdi; ancak çocuklarda Cmaks değeri, erişkinlere kıyasla gözlenen aralığındaha yüksek ucundaydı. Erişkinlere kıyasla, aktif metabolit norketiapinin AUC ve Cmaksdeğeri de çocuklarda (10-12 yaş) daha yüksekti (sırasıyla %62 ve %49); ergenlerde (13-17yaş) ise bu değerler sırasıyla %28 ve %14 idi.
Tavşanlarda embriyofötal toksisite çalışmasında karpal/tarsal fleksuranın fötal sıklığı arttı. Bu etki, vücut ağırlığı artışında azalma gibi bariz maternal etkilerin varlığında görüldü. Buetkiler, maksimal terapötik dozda insanlardaki maruziyete benzer veya çok az üzerinde olanmaternal maruziyet seviyelerinde görüldü. İnsanlar için bu bulgunun ilintili olup olmadığıbilinmemektedir.
Sıçanlarda bir fertilite çalışmasında erkek fertilitesinde sınırda azalma ve yalancı gebelik, diestrus dönemlerinin uzaması, koit öncesi aralığın uzaması ve gebelik oranının düşmesigörülmüştür. Bu etkiler prolaktin seviyelerinin yükselmesi ile ilişkilidir ve hormonal üremekontrolünün türler arasında farklı olması nedeniyle insanları doğrudan ilgilendiren bir durumdeğildir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Koloidal susuz silika Magnezyum stearatPovidon K90
Sodyum nişasta glikolat (tip A)
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı)
Mikrokristalin selüloz Opadry II 33G28523 Beyaz
6.2. Geçimsizlikler
Bilinmiyor.
6.3. Raf ömrü
60 ay
28/29
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altındaki sıcaklıkta orijinal ambalajında saklanmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Karton kutuda, her blisterde 10 film kaplı tablet bulunan 3 veya 6 blister ve kulanma talimatı bulunur.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Farma-tek İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Ümraniye/ İSTANBUL
8. RUHSAT NUMARASI
2018/487
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 05.08.2016 Ruhsat yenileme tarihi : 10.09.2018
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
10.09.2018
29/29