KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
KLORA 250 mg kapsül
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Kloramfenikol 250 mg
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Kapsül
Koyu yeşil renkte kapsül içinde beyaz veya sarımsı beyaz toz.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
• S.typhi'nin sebep olduğu akut enfeksiyonlarda endikedir ancak tifo basili portörlerininmutad tedavisinde tavsiye edilmez.
• Kloramfenikol, aşağıda adı geçen mikroorganizmaların sebep olduğu ağır enfeksiyonlardatercih edilmelidir.
Salmonella,
H. Enfleuenza (özellikle menenjit enfeksiyonları)
Riketsia hastalıkları (tifüs, Akdeniz humması v.s.)
Lenfogranüloma inguinale,
Psikatoz grubu (bakteriyemi, menenjit) veya gram negatif bakterilerin sebep oldukları ağır enfeksiyonlarda bütün diğer antibakteriyel ajanlara karşı rezistans gösterenmikroorganizmalarla meydana gelmiş enfeksiyonlar
• Kistik fibrozis.
Tifo'da hastalığın nüks etmesini önlemek amacı ile hastanın ateşi düştükten sonra 8-10 gün süre ile terapötik dozda kloramfenikol verilmesi tavsiye edilmektedir. Sıradanenfeksiyonlarda kullanılmamalıdır.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekli
50 mg/kg/günlük dozunun eşit olarak 4'e bölünerek 6 saat aralıklarla alınması duyarlı organizmalar üzerinde etkili olduğu 5-20 mikrogram/mL'lik serum konsantrasyonu
1/10
sağlamaktadır. Tedavi süresince serum konsantrasyonunun bu aralıklarda tutulmasına özen gösterilmelidir.
Düşük dozlar bazı durumlar haricinde (örn. prematür bebekler, yeni doğanlar ve karaciğer veya böbrek yetmezliği olan hastalar) belirtilen konsantrasyonları sağlayamayabilir. Hastanınyakından takip edilmesi ve herhangi bir advers etki halinde klinik durum ile ilgili diğerfaktörler uygunsa doz azaltılmalı veya ilaç kesilmelidir.
Pozoloji, uygulama sıklığı ve süresi:
Erişkinler:
Erişkinler, 50 mg/kg/gün dozu bölünmüş dozlar şeklinde 6 saat aralıklarla almalıdır. İstisnai durumlarda, orta derecede dirençli organizmalara bağlı enfeksiyonu olan hastalarda patojeniinhibe eden serum seviyesine ulaşmak için dozun 100 mg/kg/gün'e kadar arttırılmasıgerekebilir. Ancak, bu yüksek doz mümkün olan en kısa sürede azaltılmalıdır.
Uygulama şekli:
KLORA oral kullanım içindir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği veya böbrek yetmezliği ile eş zamanlı karaciğer yetmezliği olan erişkinlerde ilacın metabolizması ve atılımı azalabilir.
Kloramfenikolün metabolizmasında yapısal veya fonksiyonel sorunların varlığında doz ayarlanması gereklidir.
Böbrek veya karaciğer yetmezliği olan pediyatrik hastalarda ilaç organizmada birikebilir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği veya karaciğer yetmezliği ile eş zamanlı böbrek yetmezliği olan erişkinlerde ilacın metabolizması ve atılımı azalabilir.
Kloramfenikolün metabolizmasında yapısal veya fonksiyonel sorunların varlığında dozun ayarlanması gereklidir.
Karaciğer yetmezliği olan pediyatrik hastalarda ilaç organizmada birikebilir.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik hastalar:
50 mg/kg/gün dozunun eşit olarak 4'e bölünerek 6 saat aralıklarla alınması duyarlı organizmaların çoğunluğuna karşı etkilidir. Şiddetli enfeksiyonlarda (örn. bakteriyemi veyamenenjit), serebrospinal sıvıda yeterli ilaç düzeyinin sağlanması için doz 100 mg/kg/gün'eçıkarılabilir. Ancak dozun mümkün olan en kısa sürede 50 mg/kg/gün'e indirilmesiönerilmektedir.
Yeni doğan:
Toplam 25 mg/kg/günlük dozun eşit olarak 4'e bölünerek 6 saat aralıklarla alınması ilacın endike olduğu enfeksiyonları kontrol etmek için gerekli serum ve doku konsantrasyonunusağlar ve tedaviyi sürdürmekte genellikle yeterlidir.
Bütün prematür yeni doğanlar ve ikihaftadan daha küçük olan termde yeni doğanlarda serum konsantrasyonları diğer
2/10
infantlardan farklılık gösterebildiğinden bu doz önerileri son derece önemlidir
(bkz. Bölüm 4.2-Metabolik Yolakları İmmatür Pediyatrik hastalar). Bu farklılıklar karaciğer ve böbrekfonksiyonlarında olan immatüriteye bağlıdır.
Bu hastalarda daha yüksek dozlar yalnız şiddetli enfeksiyonlarda ve kloramfenikolün etkili olduğu serum konsantrasyonunun sağlanması için verilebilir. İki haftadan sonra yeni doğanlariçin toplam 50 mg/kg/günlük doz eşit olarak 4'e bölünerek 6 saat aralıklarla alabilirler.
Eğer metabolik fonksiyonları immatür ise ilacın devam eden uygulamalarında serum konsantrasyonlarında artma görülmektedir. (bkz. Bölüm 4.4).
Metabolik Yolakları İmmatür Pediyatrik hastalar:
İnfantlarda ve metabolik fonksiyonlarının immatür olduğundan şüphelenilen diğer pediyatrik hastalarda 25 mg/kg/günlük doz, genellikle ilacın terapötik serum konsantrasyonunusağlamaktadır. Bu hastalarda serum ilaç konsantrasyonu mümkün olan analitik yöntemler (ör.mikrobiyolojik) ile dikkatlice takip edilmelidir.
Geriyatrik popülasyon:
Geriyatrik popülasyonda KLORA'nın güvenliliği ve etkililiği incelenmemiştir.
4.3. Kontrendikasyonlar
Kloramfenikol veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı ve /veya toksik olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Hematolojik Etkiler
Kloramfenikol uygulamasından sonra, ciddi ve fatal diskrazilerin (aplastik anemi, hipoplastik anemi, trombositopeni, granülositopeni ve kemik iliği depresyonu) meydana geldiğibilinmektedir (bkz. Bölüm 4.8). Buna ek olarak, kloramfenikol ile ilişkili olan ve sonrasındalösemi gelişen aplastik anemi bildirimleri de bulunmaktadır. Kan diskrazileri,kloramfenikolün uzun süreli tedavileri dışında kısa süreli tedavileri ile de oluşabilmektedir.Ayrıca yüksek doz veya tekrarlanan tedavilerde de oluşabilmektedir. Kloramfenikol, daha azriskli ilaçların etkili olduğu durumlarda kullanılmamalıdır. Kloramfenikol tedavisi esnasındahematolojik fonksiyonların yakından takip edilmesi gereklidir. Hematolojik izlemlerlökopeni, retikülositopeni veya granülositopeni gibi erken dönem periferal hematolojikdeğişimleri geri dönüşümsüz olmadan önce belirleyebilirken, aplastik aneminingelişmesinden önce meydana gelen kemik iliği depresyonunu tespit etmekte yeterli güvenceyivermemektedir. Kan elementlerinde zararlı bir bulgu, tedavinin hemen kesilmesinde birgöstergedir. Uygun laboratuar tetkikleri ve klinik gözlemlerin yapılabilmesi için tedaviesnasında hastaların hastaneye yatırılması istenir. Aktif immünizasyon sırasındaverilmemelidir. Tedavi öncesinde hematolojik tetkikler yapılmalı ve tedavi boyunca yaklaşıkiki günde bir tekrarlanmalıdır. Retikülositopeni, lökopeni, trombositopeni, anemi veyakloramfenikole bağlı diğer hematolojik bulguların ortaya çıkması halinde ilaç kesilmelidir.Ancak, bu tetkikler daha sonra ortaya çıkması muhtemel geri dönüşümsüz kemik iliğidepresyonunun tespitini sağlamamaktadır. Eğer mümkünse ilacın tekrarlanan
3/10
uygulamalarından kaçınılmalıdır. Tedavisinde kullanıldığı hastalığın önemsiz derecede ya da hiç nüks riski içermemesi durumunda tedavi için gereken süreden daha uzun uygulamadankaçınılmalıdır. Kemik iliği depresyonuna neden olabilecek diğer ilaçlar ile eşzamanlıtedaviden kaçınılmalıdır.
Karaciğer veya Böbrek Yetmezliği
İnfantlarda, immatür metabolik yolaklardan kaynaklanan durum dahil, karaciğer veya böbrek fonksiyonu bozulmuş hastalara tavsiye edilen olağan dozun uygulanması normal sınırlarınüstünde kloramfenikol serum düzeyleri görülmesine neden olabilir. Dozun bu durumlar gözönüne alınarak ayarlanması, tercihen serum konsantrasyonu ölçümleriyle belirlenmesiuygundur (bkz. Bölüm 4.2). Karaciğer veya böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dozdüşürülmelidir.
Gray Sendromu
“Gray Sendromu” toksisitesini önlemek için prematür ve termde doğmuş yeni doğanlar için önlem alınmalıdır. Serum ilaç düzeyleri, yeni doğanların (yeni doğan infant) tedavisi sırasındadikkatlice izlenmelidir.
Prematür infantlarda ve yeni doğanlarda fatalite de dahil olmak üzere toksik reaksiyonlar meydana gelmiştir. Bu reaksiyonlar ile ilişkilili belirti ve semptomlar “Gray Sendromu”olarak tanımlanmıştır. Bu olguların bir kısmı doğum eylemi sırasında kloramfenikol alanannelerin bebeklerinde bildirilirken, olguların çoğunluğu doğumdan sonraki ilk 48 saatiçerisinde kloramfenikol ile tedaviye başlayan yenidoğanlarda görülmüştür. Bu hastalardayapılan klinik ve laboratuvar tetkikleri aşağıda özetlenmiştir.
Semptomlar kloramfenikolün yüksek dozları ile yapılan ve 3-4 günlük tedavi sonrasında ortaya çıkmıştır. Semptomlar, kusma ile birlikte veya kusma olmadan abdominal distansiyon,ilerleyici soluk siyanoz, çoğunlukla düzensiz solunumun eşlik ettiği vazomotor kollaps ve busemptomların başlangıcından sonraki birkaç saat içinde ölüm ile seyretmiştir. Daha yüksekdoz uygulanan olgularda semptomların başlangıcından ölüme kadar geçen süre kısalmıştır.Serum ilaç düzeyleri nadiren yüksek konsantrasyonlarda kloramfenikolün var olduğunugöstermiştir (tekrarlanan dozlardan sonra 90 mcg/mL'den fazla).
Hastalık belirtilerinin erken dönemde fark edilmesi ve tedavinin kesilmesi ile hastaların çoğunluğunda tam iyileşme ile sonuçlanan semptom gerilemesi görülmüştür.
Genel
Kloramfenikol, soğuk algınlığı, viral influenza veya boğaz enfeksiyonları gibi basit enfeksiyonların tedavisinde endike değildir ve kullanılmamalıdır. Aynı şekilde bakteriyelenfeksiyonların önlenmesi amacıyla profilaktik ajan olarak kullanılmamalıdır. Diğerantibiyotiklerle olduğu gibi kloramfenikol kullanımı mantarlar dahil duyarlı olmayanorganizmaların aşırı üremesine neden olabilir. Tedavi sırasında duyarlı olmayanorganizmaların neden olduğu enfeksiyonların ortaya çıkması halinde uygun önlemleralınmalıdır.
Toksik özelliğinden dolayı, özellikle yeni doğanlarda, erken doğanlarda, yaşlılarda, böbrek veya karaciğer hastalığı olanlarda ve diğer ilaçları birlikte alanlarda kloramfenikol serumseviyeleri kontrol edilmelidir.
Kloramfenikol dahil hemen hemen tüm antibakteriyel ajanların kullanımı ile klinik tablosu hafif diyareden ölümcül kolite kadar değişebilen
Clostridium difficile
ile ilişkili diyare
4/10
(Clostridium difficiledifficile'mn
aşırı düzeyde üremesine nedenolabilmektedir.
C.
difficile,C. difficile
suşları morbidite ve mortaliteye artırmaktadır. Bu suşlar antimikrobiyal tedaviyedirenç göstermeleri durumunda kolektomiye kadar varan tedavi gerekebilmektedir. CDAD,antibiyotik kullanımının ardından diyare olan tüm hastalarda göz önünde bulundurulmalıdır.CDAD antibakteriyel ajanların uygulanmasından sonraki iki ay boyunca ortaya çıkabileceğibildirildiğinden, dikkatli bir şekilde tıbbi öykü alınmalıdır.
KLORA'nın kapsülünün yapısında çok az miktarda tartrazin bulunmaktadır. KLORA alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Kloramfenikol, insanlarda tolbutamid, fenitoin ve dikumarolün biyotransformasyonunu geciktirebildiği bildirilmiştir. Beraber verildiklerinde bu ilaçların dozlarının azaltılmasıgerekebilir. Kloramfenikol, linkomisin, klindamisin veya eritromisin ile eş zamanlıuygulandığında dikkatli kullanılmalıdır. İn vitro deneyler, eritromisin, linkomisin, klindamisinve kloramfenikol için bağlanma bölgelerinin ortak olduğunu ve kompetitif inhibisyona nedenolabileceklerini göstermiştir. Fenobarbital ve rifampisin ile kullanıldığında kloramfenikolplazma konsantrasyonu azalabilir.
Kloramfenikol, birlikte uygulandığında takrolimusun serum konsantrasyonlarını artırdığı gösterilmiştir. Toksisitenin önlenmesi için doz azaltma ve takrolimus seviyelerinin dikkatleizlenmesi önerilmektedir.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanımına ilişkin veri bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
KLORA'nın gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Kloramfenikol'ün gebelerde ve emziren annelerde güvenle kullanabileceğine dair kanıtbulunmamaktadır. Antibiyotik hem plasental bariyeri aşarak fetusa hem de süt yoluyla bebeğegeçerek Gray Sendromuna neden olabilir. Fetus üzerine potansiyel toksik etkisi göz önünealınarak son derece dikkatli olunmalıdır.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz.Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
5/10
Laktasyon dönemi
Kloramfenikol, anne sütüne geçer. Emziren kadınlara uygulandığı takdirde infantlarda muhtemel toksik etkiler (örn. Gray Sendromu, kemik iliği depresyonu) göz önündebulundurulmalı ve dikkat edilmelidir.
Üreme yeteneği / Fertilite
Kloramfenikol'ün insanlar üzerinde ya da klinik dışı üreyebilirlik çalışmalarından elde edilmiş yeterli veri mevcut değildir.
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Kloramfenikol'ün araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler sistematik olarak değerlendirilmemiştir. KLORA 'nın araç ve makine kullanımı yeteneğini etkileyebildiğinigösteren herhangi bir kanıt yoktur.
4.8 İstenmeyen etkiler
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
(Bkz. Bölüm 4.4)
Kloramfenikol'ün en ciddi yan etkisi kemik iliği depresyonudur. Kloramfenikol kullanımından sonra ciddi ve öldürücü kan diskrazileri (aplastik anemi, trombositopeni vegranülositopeni) görülebilir. Bazı aplastik anemilerin lösemiye dönüştükleri rapor edilmiştir.Kan diskrazileri hem kısa, hem de uzun süreli tedavilerden sonra ortaya çıkabilir. Daha aztehlikeli ilaçların etkili olduğu durumlarda kloramfenikol kullanılmamalıdır. Büyük ölçüdeölümle sonuçlanan ve aplastik anemiye dönüşen irreversibl kemik iliği depresyonu, kemikiliği aplazisi ve hipoplazisi tedavisinden haftalar veya aylar sonra görülebilir. Periferal olarak,en sık pansitopeni görülür ancak az sayıda vakada 3 ana hücre tipinden (eritrosit, lökosit,trombosit) yalnız bir veya ikisi etkilenebilir.
Kloramfenikol'ün uzun süre ve yüksek dozda alınması ile reversibl kemik iliği depresyonu da görülebilir. Bu tür vakalarda eritrositlerde vakuolizasyon, retikülopeni, serum demirdüzeyinde ve demir bağlama kapasitesinde azalma ve anemi görülür. Tedaviye sonverildiğinde hastalar süratle iyileşir. Ayrıca, paroksimal noktüral hemoglobinüri de raporedilmiştir.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Anjiyoödem, anafilaksi, tifo ateşinin tedavisi esnasında Herxheimer reaksiyonu meydana gelmiştir.
Psikiyatrik hastalıklar
Bilinmiyor: Deliryum, mental konfüzyon, orta düzeyde depresyon
6/10
Sinir sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Baş ağrısı, uzun süreli tedaviyi takiben periferal nevrit (meydana geldiğinde ilaç hemen kesilmelidir)
Göz hastalıkları
Bilinmiyor: Uzun süreli tedaviyi takiben optik nevrit (meydana geldiğinde ilaç hemen kesilmelidir)
Gastrointestinal hastalıklar
Bilinmiyor: Bulantı, kusma, glossit ve stomatit, diyare ve enterokolit Normal bakteriyel floranın bozulması ile gastrointestinal sistemde süperenfeksiyon oluşabilir.
Kardiyak hastalıklar
Bilinmiyor: Gray Sendromu
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Bilinmiyor: Maküler ve veziküler döküntü, ürtiker
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Bilinmiyor: Ateş
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir. (www.titck.gov.tr;e-posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9 Doz aşımı ve tedavisi
25 mikrogram/mL'yi aşan düzeyler çoğunlukla toksik olarak kabul edilmektedir. Kloramfenikol toksisitesi, aplastik anemi, trombositopeni, lökopeni gibi ciddi hematopoetiketkilerin yanı sıra artan serum demir düzeyleri, bulantı, kusma ve diyare ile de kanıtlanabilir.Ciddi doz aşımı durumunda, kömür hemoperfüzyonu kloramfenikolün plazmadanuzaklaştırılmasında etkili olabilir.
Özellikle yeni doğanlarda ve infantlarda doz aşımının ardından kan transfüzyonu uygulamasının değeri tartışmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Sistemik kullanılan antibakteriyeller, Amfenikoller ATC kodu: J01BA01Etki mekanizması:
7/10
Kloramfenikol
in vitrove Vibrio cholerae'yaSalmonella typhi ve Haemophilus influenzae'ya5.2 Farmakokinetik özelliklerGenel Özellikler
Karaciğer veya böbrek yetmezliği ve/veya immatüritesi olan hastalar için farmakokinetik özellikleri arasında kişiler arası farklılık bulunmaktadır (bkz. Bölüm 4.2).
Emilim
Kloramfenikol sodyum süksinat, mikrobiyolojik olarak aktif olan formuna hidrolize olmalıdır. İntravenöz olarak verilen baz formu ile karşılaştırıldığında yeterli serum düzeyineulaşılmasında gecikme görülmektedir. Kloramfenikolün oral dozu kolaylıkla emilir ve tavsiyeedilen dozda yeterli serum düzeyleri sağlanır ve sürdürülür. Kloramfenikol, gastrointestinalkanaldan hızlıca emilir. Kloramfenikol palmitat, gastrointestinal kanalda hidroliz olur veserbest kloramfenikol olarak emilir.
Parenteral uygulamayı takiben, kümülatif 6 saatte bir uygulama ile 18 mcg/mL'lik pik görülmüştür. Kloramfenikol bazının bir gramlık tek dozunun sağlıklı yetişkinlere oraluygulamasından sonra, yaklaşık 11 mcg/mL'lik ortalama pik plazma kloramfenikolkonsantrasyonuna 1-3 saat içinde ulaşılmıştır. 6 saatte bir 1 gram kümülatif uygulamanınbeşinci dozundan sonra 18 mcg/mL'lik bir pik değer tespit edilmiştir. Hem parenteral hem deoral formülasyon ile 48 saatlik periyot boyunca 8-14 mcg/mL' lik ortalama serum düzeyleritespit edilmiştir.
Dağılım
Kloramfenikol süratle difüzyona uğrar ancak dağılımı uniform değildir. Karaciğer ve böbreklerde yüksek konsantrasyonlara, beyin ve serebrospinal sıvıda ise düşükkonsantrasyonlara ulaşır. Meningeal inflamasyon mevcut olmasa da serebrospinal sıvıyageçer ancak ulaştığı konsantrasyon serum düzeyinin yarısı kadardır.
Biyotransformasyon
Kloramfenikol, başlıca glukuronil transferaz ile karaciğerde inaktive edilir.
Eliminasyon
Böbrek ve karaciğer fonksiyonu normal olan yetişkinlerde, ilacın çoğunluğu idrarla atılır. Değişmemiş ilacın idrarda az oranda atılmasına karşın, idrardaki serbest kloramfenikolkonsantrasyonu oldukça yüksektir. Kloramfenikolün %8 ila %12' si serbest kloramfenikololarak atılır. İntravenöz uygulamayı takiben daha yüksek oran (%30) değişmeden idrarlaatılır. Geri kalanı, başlıca glukuronat olmak üzere inert metabolitler halinde atılır. Aktif ilacınaz miktarı oral uygulamayı takiben safra ve feçeste bulunabilir.
8/10
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Müstahzarın içerdiği etkin madde klinikte uzun yıllardır kullanılan bir maddedir. Hakkındaki çalışmalar tamamlanmıştır. Kullanımları ile ilgili olarak görülebilecek olumsuz etkiler ilgilibölümlerde yer almaktadır (bkz. Bölüm 4.4, 4.6, 4.8, 4.9).
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Mısır nişastası Sodyum lauril sülfatMagnezyum stearatKinolin sarısıİndigo karminTitanyum dioksit
6.2 Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3 Raf ömrü
24 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında ışıktan koruyarak saklayınız.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
Karton kutuda, 12 kapsüllük amber renkli cam şişelerde kullanma talimatı ile birlikte sunulmaktadır.
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atık Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrol Yönetmeliği” ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
HÜSNÜ ARSAN İLAÇLARI AŞ 80670 Maslak-İSTANBUL
9/10
8. RUHSAT NUMARASI(LARI)
121/93
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 10.07.1975 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
10/10