KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
WELRİS 6 mg film tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Risperidon 6mg
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat 274mg
Lesitin (Soya) (E322) 0,28mg
Yardımcı maddeler için bölüm 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film tablet
Sarı renkli, kapsül şeklinde, bikonveks film tablet
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
WELRİS, pozitif (halüsinasyon, delüzyon, düşünce bozuklukları, saldırganlık, şüphecilik) ve/veya negatif (künt afekt, emosyonel ve sosyal çekingenlik ve konuşma yetersizliği)semptomların belirgin olduğu, erken dönem psikozlar, akut şizofrenik alevlenmeler, kronikşizofreni ve diğer psikotik durumlar dahil şizofreni hastalarının tedavisinde endikedir.
WELRİS, şizofreni ile ilgili afektif semptomları (depresyon, suçluluk duygusu, anksiyete) da hafifletir. WELRİS, ilk tedaviye cevap verdiği gözlenen yetişkin hastalarda, idame tedavisisırasında klinik iyileşmenin devamı açısından da etkilidir.
WELRİS, bipolar bozukluğun manik epizodunun tedavisinde endikedir. Bu epizodlar; duygu durumu yükselmesi veya aşırı hassaslaşması, kendini aşırı beğenme, uykuya duyulan ihtiyacınazalması, konuşmada zorlanma, düşüncelerin yarışması, şaşkınlık, agresif ve yıkıcıdavranışlar da dahil olmak üzere muhakeme güçlüğü gibi semptomlarla karakterizedir.
WELRİS, agresif veya diğer yıkıcı davranışların ön planda olduğu davranış ve diğer yıkıcı davranış bozukluklarının tedavisinde endikedir. WELRİS ayrıca ilk tedaviye cevap verdiğigözlenen çocuk ve adölesanlarda idame tedavisi sırasında klinik iyileşmenin devamı açısındanda etkilidir.
WELRİS, çocuklarda ve ergenlerde otistik bozukluğa bağlı huzursuzluk (agresif belirtiler, kendine zarar verme, öfke nöbetleri, ani duygu durum değişiklikleri) tedavisinde endikedir.
14.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Şizofreni
Yetişkinler:
WELRİS, günde bir ya da iki kez verilebilir.
Hastalar günde 2 mg WELRİS ile başlamalıdır. Doz, ikinci gün 4 mg'a yükseltilebilir. Üçüncü günden sonra doz sabit kalabilir ya da gerektiğinde bireyselleştirilebilir. Çoğu hastaiçin optimal doz 4-6 mg/gün'dür. Bazı hastalarda, daha yavaş bir titrasyon fazı ve daha düşükbaşlangıç ve idame dozları uygun olabilir.
Günde 10 mg'ın üzerindeki dozların düşük dozlara göre daha etkili olduğu gösterilmemiştir ve bu dozlar ekstrapiramidal semptomlara neden olabilir. Günde 16 mg/gün'ün üzerindekidozların güvenilirliği araştırılmadığından, bu dozun üzerinde kullanılmamalıdır.
İlave sedasyon gerektiğinde, WELRİS ile tedaviye bir benzodiazepin eklenebilir.
Yaşlılar:
Günde iki kez 0,5 mg ile başlanması önerilir. Bu doz günlük iki kez 0,5 mg'lık artışlarla günde iki kez 1-2 mg'a bireysel olarak ayarlanabilir.
Adölesanlar:
18 yaş altındaki çocuklarda şizofreni tedavisinde veri yetersizliğinden dolayı risperidon kullanılması önerilmez.
Bipolar mani
Yetişkinler:
WELRİS, 2 mg veya 3 mg ile başlanarak günde tek doz olarak verilmelidir. Endike olduğunda doz düzenlemeleri 24 saatten az sürede gerçekleştirilmemelidir ve doz artırımlarıgünde 1 mg olmalıdır. Etkinlik günde 1 -6 mg arasında esnek dozlarda gösterilmiştir.
Bütün semptomatik tedavilerde olduğu gibi devam eden WELRİS kullanımı sürekli olarak değerlendirilmeli ve uygunluğu kanıtlanmalıdır.
Yaşlılar:
Günde iki kez 0,5 mg ile başlanması önerilir. Bu doz günlük iki kez 0,5 mg'lık artışlarla günde iki kez 1-2 mg'a bireysel olarak ayarlanabilir. Yaşlılarda klinik deneyim sınırlıolduğundan, dikkatli kullanılmalıdır.
Çocuklar ve adölesanlar:
18 yaş altındaki çocuklarda bipolar mani tedavisinde veri yetersizliğinden dolayı risperidon kullanılması önerilmez.
2Davranış ve diğer yıkıcı davranış bozuklukları
5-18 yaş arası çocuklar ve adölesanlar:
50 kg veya üzerinde olan hastalar:
Başlangıç dozu olarak günde bir defa 0,5 mg önerilir. Bu doz gerektiğinde, en fazla gün aşırı olmak kaydıyla 0,5 mg'lık dozlarla arttırılabilir. Birçok hasta için optimum doz günde bir defa1 mg'dır. Yine de bazı hastalarda günde bir defa 0,5 mg ile, bazılarında ise günde bir defa 1,5mg ile en iyi sonuç alınabilir.
50 kg'nin altında olan hastalar:
Başlangıç dozu olarak günde bir defa 0,25 mg önerilir. Bu doz gerektiğinde, en fazla gün aşırı olmak kaydıyla 0,25 mg'lık dozlarla arttırılabilir. Birçok hasta için optimum doz günde birdefa 0,5 mg'dır. Yine de bazı hastalarda günde bir defa 0,25 mg ile, bazılarında ise günde birdefa 0,75 mg ile en iyi sonuç alınabilir.
Tüm semptomatik tedavilerde olduğu gibi, WELRİS'in sürekli kullanımı tedavi süresince değerlendirilmeli ve doğrulanmalıdır.
5 yaşın altındaki çocuklarda kullanımına dair yeterli deneyim yoktur.
Otizm
Çocuklar ve adölesanlar:
WELRİS'in dozajı, hastanın ihtiyaç ve cevabına göre kişiselleştirilmelidir.
Dozlamaya, 20 kg'ın altındaki hastalar için günde 0,25 mg, 20 kg ve üstündeki hastalar için ise günde 0,5 mg ile başlanmalıdır.
4. günde doz; 20 kg'ın altındaki hastalar için 0,25 mg, 20 kg ve üstündeki hastalar için de 0,5 mg artırılabilir.
Bu doz devam ettirilmeli ve cevap yaklaşık olarak 14. günde değerlendirilmelidir. Sadece yeterli klinik cevap veremeyen hastalarda, ilave doz artırımı düşünülebilir. 20 kg'ın altındakihastalar için 0,25 mg ve 20 kg ve üstündeki hastalar için 0,5 mg doz artırımları, 2 hafta vedaha uzun aralarla yapılmalıdır.
Klinik çalışmalarda, çalışılan en yüksek doz, 20 kg'ın altındaki hastalarda günlük 1,5 mg'ı, 20 kg ve üstündeki hastalarda günlük 2,5 mg'ı ve 45 kg üstündeki hastalarda günlük 3,5 mg'ıaşmamıştır.
Otistik bozukluğu olan pediyatrik hastalarda WELRİS dozları (toplam mg/gün)
|
Ağırlık
Kategorileri
|
Günler
1-3
|
Günler
4-14+
|
Doz artışının gerektiği durumlardaki doz artırımı
|
Doz aralığı
|
<20 kg
|
0,25 mg
|
0,5 mg
|
> 2 hafta aralarla +0,25 mg
|
0,5 mg - 1,5 mg
|
>20 kg
|
0,5 mg
|
1 mg
|
> 2 hafta aralarla +0,5 mg
|
1 mg - 2,5 mg*
|
|
3
*45 kg'dan ağır vakalar daha yüksek doza gereksinim duyabilir; çalışılan en yüksek doz 3,5mg/gündür.
WELRİS, günde bir kere veya günde iki kere uygulanabilir.
Somnolansı olan hastalar, dozlamada, günde bir kereden ya yatmadan önce günde bir kereye, ya da günde iki kereye geçişten fayda görebilirler.
Yeterli klinik cevaba ulaşıldığında ve devam ettirildiğinde, etkililik ve güvenliliğin optimal dengesine ulaşmak için yavaş yavaş dozun azaltılması düşünülebilir.
5 yaşın altındaki çocuklarda kullanımına dair yeterli deneyim yoktur.
Uygulama şekli:
Oral yoldan bir bardak su ile alınır.
Tedavi bırakılacaksa ilacın yavaş yavaş kesilmesi önerilir. Antipsikotik ilaçların yüksek dozlarının aniden kesilmesinden sonra çok nadir olarak bulantı, kusma, terleme ve insomniada dahil olmak üzere akut ilaç kesilme semptomları bildirilmiştir. Psikotik semptomlartekrarlayabilir ve istem dışı hareket bozukluklarının ortaya çıktığı (akatizi, distoni vediskinezi gibi) bildirilmiştir.
Diğer antipsikotiklerden geçiş:
Tıbbi olarak uygun olduğu durumlarda, WELRİS tedavisi başladığında daha önceki tedavinin yavaş yavaş kesilmesi önerilir. Ayrıca, tıbbi olarak uygun olduğunda, depo antipsikotiklerdengeçiş için bir sonraki planlanan enjeksiyon yerine, WELRİS tedavisine başlanabilir. Halendevam etmekte olan antiparkinson ilaçlarla tedaviye devam edilip edilmeyeceği periyodikolarak tekrar değerlendirilmelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek bozukluğu olan hastaların normal yetişkinlere göre ilacın aktif antipsikotik fraksiyonunu elimine etme yetenekleri azalmıştır.
Bozulmuş karaciğer fonksiyonu olan hastalarda risperidonun serbest fraksiyonunun plazma konsantrasyonlarında artışlar görülür.
Endikasyona bağlı olmaksızın başlangıç ve takip eden dozlar yarıya düşürülmeli ve böbrek ve karaciğer bozukluğu olan hastalarda doz titrasyonu daha yavaş olmalıdır.
Bu grup hastalarda WELRİS dikkatle kullanılmalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyon ile ilgili bilgiler yukarıda “Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi” başlığı altında verilmiştir.
4Geriyatrik popülasyon:
Geriyatrik popülasyon ile ilgili bilgiler yukarıda “Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi” başlığı altında verilmiştir.
4.3. Kontrendikasyonlar
Risperidon veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.
WELRİS lesitin (soya yağı) ihtiva eder. Fıstık ya da soyaya alerjisi olan hastalar bu tıbbi ürünü kullanmamalıdır.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Demanslı yaşlı hastalar
Genel Mortalite
Konvansiyonel ve diğer yeni nesil (atipik) antipsikotik ilaçlarda olduğu gibi, bu ilaç da demansı olan yaşlı hastaların psikozlarında kullanıldığında serebrovasküler olaylar,enfeksiyon, kalp yetmezliği ile ani ölüm vb nedenlerle ölüm riskinde artışa neden olmaolasılığı taşımaktadır.
Risperidon dahil atipik antipsikotik ilaçların incelendiği 17 kontrollü çalışmaya ilişkin meta-analizde, plaseboya kıyasla atipik antipsikotik ilaçlarla tedavi gören demanslı yaşlı hastalarda mortalitenin daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu hasta grubunda risperidon ile yapılanplasebo kontrollü çalışmalarda, plasebo uygulanan hastalardaki %3,1 oranına kıyaslarisperidon uygulanan hastalarda mortalite insidansı %4'tür. Olasılık oranı (%95 gerçek güvenaralığı) 1,21 (0,7; 2,1)'dir. Ölen hastaların ortalama yaşı 86'dır (yaş aralığı 67-100).
İki geniş gözlemsel çalışmanın verileri, konvansiyonel antipsikotiklerle tedavi edilen demanslı yaşlı kişilerde de, tedavi görmeyenlere kıyasla, ölüm riskinde küçük bir artışolduğunu göstermiştir. Mevcut veriler, riskin gerçek boyutunun tam bir şekilde tahminedilmesi için yetersizdir ve risk artışının nedeni bilinmemektedir. Gözlemsel çalışmalardakimortalite artışı bulgularının hangi oranda antipsikotik ilaca veya hastaların sahip olduklarıbazı özelliklere bağlanabileceği açık değildir.
Furosemidle birlikte kullanım
Risperidon ile yapılan plasebo kontrollü çalışmalarda demansı olan yaşlı hastalarda, tek başına risperidon (%3,1; ortalama yaş 84, yaş aralığı 70-96) ya da tek başına furosemid(%4,1; ortalama yaş 80, yaş aralığı 67-90) ile tedavi edilen hastalarla kıyaslandığında,furosemid+risperidon (%7,3; ortalama yaş 89, yaş aralığı 75-97) ile tedavi edilen hastalardadaha yüksek mortalite insidansı gözlenmiştir. Furosemid+risperidon ile tedavi edilenhastalarda mortalitedeki artış dört klinik çalışmanın iki tanesinde gözlenmiştir. Risperidonundiğer diüretiklerle birlikte uygulanması (esas olarak düşük dozda kullanılan tiyaziddiüretikleri) benzer bulgular ile ilişkili değildir.
5
Bu bulguyu açıklayacak bir patofizyolojik mekanizma tanımlanamamış ve ölüme sebebiyette tutarlı bir neden gözlenmemiştir. Ancak, kullanım kararından önce dikkat edilmeli ve bukombinasyonun veya diğer güçlü diüretiklerle birlikte uygulamanın risk ve yararlarıdeğerlendirilmelidir. Risperidon ile birlikte diğer diüretiklerin kullanımında hastalarda artanmortalite insidansına rastlanmamıştır. Tedaviden bağımsız olarak dehidratasyon mortalite içingenel bir risk faktörüdür ve demansı olan yaşlı hastalarda dikkatle dehidratasyondankaçınılmalıdır.
Serebrovasküler advers olaylar
Demanslı popülasyonda, bazı atipik antipsikotiklerle yapılan randomize plasebo kontrollü klinik çalışmalarda serebrovasküler advers olay riskinde yaklaşık 3 kat artış görülmüştür.Çoğunlukla demanslı yaşlı hastalarda (>65 yaşında) risperidon ile altı plasebo kontrollüçalışmadan toplanan veriler, serebrovasküler advers olayların (ciddi ve ciddi olmayan,birlikte) risperidon ile tedavi edilen hastaların %3,3'ünde (33/1009) ve plasebo ile tedaviedilen hastaların %1,2'sinde (8/712) meydana geldiğini göstermiştir. İhtimal oranı (%95 tamgüven aralığı) 2,96'dır (1,34, 7,50). Bu artan riske yönelik mekanizma bilinmemektedir. Diğerantipsikotikler ve diğer hasta popülasyonlarında artan risk göz ardı edilemez. WELRİS inmeiçin risk faktörleri taşıyan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Serebrovasküler advers olay riski, Alzheimer demansına kıyasla karma veya vasküler tip demans hastalarında anlamlı ölçüde yüksektir. Bu nedenle, Alzheimer'dan başka demanstiplerine sahip hastalar da risperidon ile tedavi edilmemelidir.
Doktorlara, ayrı hastalarda inme riski prediktörlerini de göz önünde bulundurarak, demanslı yaşlı hastalarda WELRİS kullanımının riskleri ve faydalarını değerlendirmeleri önerilir.Hastalar/bakıcılar yüzde, kollarda ya da bacaklarda beklenmedik halsizlik veya uyuşukluk vekonuşma veya görme bozuklukları gibi olası serebrovasküler advers olay belirtileri vesemptomlarını hemen bildirme konusunda uyarılmalıdır. Risperidonun kesilmesi dahil tümtedavi seçenekleri gecikmeden değerlendirilmelidir.
WELRİS, orta ila ciddi Alzheimer demans hastalarının sürekli agresyonu için ve kendilerine veya başkalarına zarar verme olasılığı olduğunda, sınırlı etkililiği olan veya hiçbir etkililiğibulunmayan, farmakolojik olmayan yaklaşımlarda yalnızca kısa süreli olarak kullanılmalıdır.Hastalar düzenli olarak ve tedavilerinin sürdürülmeleri açısından yenidendeğerlendirilmelidir.
Ortostatik hipotansiyon
Risperidonun alfa-bloke edici aktivitesi nedeniyle, özellikle tedavinin başlangıç doz-titrasyonu döneminde (ortostatik) hipotansiyon görülebilir. Risperidon ve antihipertansif tedavinin birlikte kullanımı ile, pazarlama sonrası klinik açıdan önemli hipotansiyongözlenmiştir. WELRİS kardiyovasküler hastalığı (örneğin kalp yetmezliği, miyokardinfarktüsü, ileti anomalileri, dehidratasyon, hipovolemi veya serebrovasküler hastalık) olduğubilinen hastalarda dikkatle kullanılmalı ve doz yavaş yavaş, önerildiği gibi arttırılmalıdır(Bkz. Bölüm 4.2). Hipotansiyon görüldüğünde doz azaltılmalıdır.
6
Lökopeni, nötropeni ve agranülositoz
Risperidon dahil olmak üzere, antipsikotik ajanlarla lökopeni, nötropeni ve agranülositoz olayları bildirilmiştir. Pazarlama sonrası izlemde agranülositoz çok nadiren (<1/10.000 hasta)bildirilmiştir.
Klinik olarak anlamlı düzeyde düşük beyaz kan hücresi (WBC) sayımı veya ilaçla tetiklenmiş lökopeni/nötropeni öyküsüne sahip hastalar tedavinin ilk birkaç ayı boyunca izlenmeli veortada başka nedensel faktörler yokken WBC'de klinik olarak anlamlı bir düşüşe yönelik ilkbelirtide WELRİS kullanımına son verilmesi düşünülmelidir.
Klinik olarak anlamlı nötropenisi olan hastalar ateş veya diğer enfeksiyon semptomları veya belirtileri açısından dikkatle izlenmeli ve bu tür semptomlar veya belirtilerin ortaya çıkmasıhalinde derhal tedavi edilmelidir. Şiddetli nötropenisi olan hastalar (mutlak nötrofil sayımı<1X109/L) WELRİS kullanımına son vermeli ve iyileşene kadar WBC düzeylerini takipettirmelidir.
Tardif diskinezi/Ekstrapiramidal semptomlar (TD/EPS)
Dopamin reseptörlerinde antagonistik etkiler gösteren ilaçlar, özellikle dil ve/veya yüzde istemsiz ritmik hareketler ile karakterize tardif diskinezi gelişimi ile ilgili bulunmuştur.Ekstrapiramidal semptomların görülmesinin tardif diskinezi gelişiminde bir risk faktörüolduğu bildirilmiştir. Tardif diskinezi işaret ve semptomları görülürse tüm antipsikotikilaçların kesilmesi göz önünde tutulmalıdır.
Nöroleptik Malign Sendrom (NMS)
Antipsikotiklerin kullanımı sırasında hipertermi, kas rijiditesi, otonom instabilite, bilinç bulanıklığı ve yüksek serum kreatinin fosfokinaz düzeyleri ile kendini gösteren nöroleptikmalign sendromu oluştuğu bildirilmiştir. Miyoglobinüri (rabdomiyoliz) ve akut böbrekyetmezliği ilave işaretler olabilir. Bu durumda WELRİS dahil olmak üzere tüm antipsikotiklerkesilmelidir.
Parkinson hastalığı ve Lewy cisimlerinin bulunduğu demans
Parkinson hastalığı veya Lewy Cisimcikli Demansı (LCD) olan hastalarda WELRİS dahil antipsikotikler reçete edilirken, hekimler risk/yarar değerlendirmesi yapmalıdır, Parkinsonhastalığı risperidon ile kötüleşebilir. Her iki grupta da antipsikotik ilaçlara duyarlılıkartabileceği gibi Nöroleptik Malign Sendrom riski de artabilir. Bu hastalar klinikaraştırmaların dışında tutulmuşlardır. Bu artan duyarlılığın semptomları arasında,ekstrapiramidal semptomlara ek olarak, konfüzyon, küntleşme ve sık düşmelerin olduğupostural instabilite bulunabilir.
Hiperglisemi ve diabetes mellitus
Risperidon tedavisi sırasında hiperglisemi, diabetes mellitus ve önceden var olan diyabetin kötüleşmesi bildirilmiştir.
Bazı durumlarda vücut ağırlığında bir ön artış rapor edilmiştir. Bu bir predispozan faktör olabilir. Ketoasidoz ile ilişkili çok nadir olarak diabetik koma ile ilişkili nadir olarak rapor
7
edilmiştir. Uygun klinik izlem, kullanılan antipsikotik kılavuz kurallarına uygun olarak tavsiye edilebilir. WELRİS dahil olmak üzere herhangi bir atipik antipsikotik ile tedavi edilenhastalarda hiperglisemi semptomları (örneğin polidipsi, poliüri, iştah ve halsizlik gibi)izlenmelidir ve diyabet hastaları glukoz kontrolünün kötüleşmesi açısından düzenli olarakizlenmelidir.
Kilo alımı
Anlamlı kilo alımı bildirilmiştir. WELRİS kullanıldığında kilo alımının izlenmesi önerilir. Hiperprolaktinemi
Hiperprolaktinemi, risperidon tedavisinde görülen yaygın bir yan etkidir. Prolaktin ilişkili yan etki belirtilerin (örneğin; jinekomasti, menstrual düzensizlikler, anovülasyon, fertilitebozuklukları, libido kaybı, erektil disfonksiyon ve galaktore) görüldüğü hastalarda prolaktinplazma seviyelerinin değerlendirilmesi tavsiye edilmektedir.
Doku kültürü çalışmaları insan meme tümörlerinde hücre büyümesinin prolaktin tarafından stimüle edilebileceğini belirtmektedir. Klinik ve epidemiyolojik çalışmalarda antipsikotikkullanımı ile ilişkisi açık bir şekilde gösterilememiş olsa da, ilgili tıbbi öyküsü olan hastalardadikkatli olunması önerilmektedir. WELRİS, daha önceden hiperprolaktinemisi ve olası birprolaktine bağlı tümörü olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
QT aralığı
WELRİS, kardiyak aritmi öyküsü olan hastalarda QT aralığını uzattığı bilinen ilaçlarla birlikte reçete edildiğinde dikkatli olunmalıdır. WELRİS'in de dahil olduğu antipsikotikler,Uzamış QT Sendromu/Torsades de Pointes'e neden olabileceğinden, tanısı konmuş veyaşüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes hastalarında WELRİSkullanılmamalıdır.
Nöbetler
WELRİS, nöbet eşiğini potansiyel olarak düşüren durumlarda veya nöbet hikayesi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Priapizm
Alfa-adrenerjik blokör özelliğinden dolayı WELRİS ile tedavi sırasında priapizm görülebilir. Vücut sıcaklığının regülasyonu
Vücudun vücut sıcaklığını düşürme yeteneğinin bozulması antipsikotik ilaçlarla ilişkilendirilmiştir. Ağır egzersiz, aşırı sıcağa maruz kalma, eş zamanlı antikolinerjik tedavigörme veya dehidratasyona uğrama gibi vücut ısısının artmasına katkıda bulunabilecektablolar geçirebilecek hastalara WELRİS reçete edilirken, uygun bakım önlemleri alınmalıdır.
8
Antiemetik etki
Risperidon ile yapılan klinik öncesi çalışmalarda antiemetik etki gözlenmiştir. Bu etki, eğer insanlarda oluşursa, bağırsak tıkanması, Reye sendromu ve beyin tümörü gibi durumları veyabelli ilaçların aşırı doz bulgu ve semptomlarını maskeleyebilir.
Böbrek ve karaciğer yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan hastalar aktif antipsikotik fraksiyonu elimine etmek için normal böbrek fonksiyonu olan erişkinlerden daha az yeteneğe sahiptir. Karaciğer yetmezliği olanhastaların plazma konsantrasyonunda risperidonun serbest fraksiyonunda artışlar vardır (Bkz.Bölüm 4.2)
Venöz tromboembolik olay
Antipsikotik ilaçlarla venöz tromboembolik olaylar (VTE) bildirilmiştir. Antipsikotik ilaç tedavisi gören hastalarda çoğunlukla kazanılmış VTE risk faktörleri bulunduğu için, VTE içintüm olası risk faktörleri, WELRİS ile tedaviden önce ve sonra tanımlanmalı ve koruyucuönlemler alınmalıdır.
İntraoperatif Floppy İris Sendrom
Risperidon gibi alfaı adrenerjik antagonist etkili ilaçlarla tedavi edilen hastalarda, katarakt ameliyatı sırasında İntraoperatif Floppy İris Sendromu (IFIS) gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 4.8).IFIS operasyon sırasında ve sonrasında göz komplikasyonları riskini artırabilir. Gözcerrahları, ameliyat öncesinde hastanın alfa
11
adrenerjikblokör tedavisini durdurmanın potansiyel yararı incelenmemiştir ve antipsikotik tedaviyidurdurma riskiyle karşılaştırılarak değerlendirilmelidir.
Uyku apnesi sendromu
Risperidon kullanan hastalarda uyku apnesi sendromu rapor edilmiştir. Eş zamanlı olarak santral sinir sistemi depresanı kullanan hastalar ile uyku apnesi öyküsü olan ya da uyku apnesiriski taşıyan (örn; aşırı kilolu/obezler veya erkekler) hastalarda WELRİS kullanılırken dikkatliolunmalıdır.
Çocuklar ve adölesanlar
Davranış bozukluğu olan bir çocuğa veya adölesana risperidon reçete edilmeden önce, bu hastalar ağrı veya uygunsuz çevresel talepler gibi agresif davranışa yol açabilecek fiziksel vesosyal nedenler açısından tam olarak değerlendirilmelidir.
Öğrenme yeteneğindeki olası sonuçları nedeniyle risperidonun sedatif etkisi bu popülasyonda yakından izlenmelidir. Risperidonun uygulanmasında zamanla yapılan bir değişiklik, çocukveya adölesanların dikkat kabiliyeti üzerindeki sedasyon etkisini geliştirebilir.
Risperidon vücut ağırlığında ve vücut kitle indeksindeki ortalama artışlar ile ilişkili bulunmuştur. Tedaviden önce temel ağırlık ölçümü ve düzenli kilo izlenmesi tavsiye edilir.Açık etiketli uzun süreli uzatma çalışmalarında boy değişiklikleri beklenen yaşa uygun
9
normlar içinde kalmıştır. Uzun süreli risperidon tedavisinin cinsel olgunlaşma ve boy üzerine etkileri yeterince araştırılmamıştır.
Çocuk ve adölesanlardaki gelişme ve cinsel olgunlaşmada uzun süreli hiperprolaktineminin olası etkisi nedeniyle boy, kilo, cinsel olgunluk, menstrüel işlevin izlenmesi ve diğer olasıprolaktinle ilgili etkileri içeren endokrinolojik durumun düzenli klinik değerlendirmesi gözönünde bulundurulmalıdır.
Pazarlama sonrası gözlemsel bir çalışmanın sonuçları, risperidona maruz kalan 8-16 yaş arası deneklerin boylarının diğer atipik antipsikotik ilaç tedavisi alanlardan ortalama olarakyaklaşık 3 ila 4,8 cm daha uzun olduklarını göstermektedir. Bu çalışma, risperidona maruzkalmanın final yetişkin boyu üzerinde herhangi bir etkisinin olup olmadığı, ya da kemikbüyümesi üzerine risperidonun doğrudan etkisinin olup olmadığı, ya da kemik büyümesiüzerine altta yatan hastalığın etkisinin olup olmadığını, ya da doğrusal büyüme artışı ilesonuçlanan altta yatan bir hastalığın iyi kontrolünün bir sonucu olup olmadığını belirlemekiçin yeterli değildir.
Risperidon ile tedavi sırasında, ekstrapiramidal semptomlar ve diğer hareket bozuklukları açısından da düzenli muayene yapılmalıdır.
Çocuk ve adölesanlarda spesifik pozoloji önerileri için Bölüm 4.2'ye bakın.
Yardımcı madde uyarıları
WELRİS laktoz ihtiva eder. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
WELRİS lesitin (soya yağı) ihtiva eder. Fıstık ya da soyaya alerjisi olan hastalar bu tıbbi ürünü kullanmamalıdır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Farmakodinamik ilişkili etkileşimler QT aralığını uzattığı bilinen ilaçlar:
Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi, antiaritmikler (örn. kinidin, dizopiramid, prokainamid, propafenon, amiodaron, sotalol), trisiklik antidepresan (örn. amitriptilin), tetrasiklikantidepresanlar (örn. maprotilin), bazı antihistaminikler, diğer antipsikotikler, bazıantimalaryal ilaçlar (örn. kinidin ve meflokin) gibi QT aralığını uzattığı bilinen ilaçlar ilebirlikte risperidon reçete edilirken dikkatli olunmalıdır. Aynı şekilde elektrolit dengesizliği(hipokalemi, hipomagnezemi) ve bradikardiye yol açabilen ya da risperidonun hepatikmetabolizmasını inhibe edenler ilaçlarla birlikte reçete edilirken dikkatli olunmalıdır. Bu listeindikatiftir ve detaylandırılmamıştır.
10
Merkezi sinir sistemini etkileyen ilaçlar ve alkol:
Risperidon, alkol, opiatlar, antihistaminikler ve benzodiazepinleri de içeren diğer merkezi sinir sistemini etkileyen maddelerle kombinasyon halinde kullanılırken sedasyonunartabileceği riskine karşı dikkatli olunmalıdır.
Levodopa ve dopamin agonistleri:
Risperidon, levodopa ve diğer dopamin agonistlerinin etkilerini antagonize edebilir. Eğer bu kombinasyon özellikle Parkinson hastalığının son aşamasında gerekli görülürse, her tedavininen düşük etkili dozu reçete edilmelidir.
Hipotansif etkili ilaçlar:
Pazarlama sonrasında risperidon ve antihipertansif tedavinin eşzamanlı kullanılması ile klinik olarak belirgin hipotansiyon gözlenmiştir.
Paliperidon
Paliperidon, risperidonun aktif metaboliti olduğundan ve ikisinin kombinasyonu aditif aktif antipsikotik fraksiyon maruziyetine neden olabileceğinden oral WELRİS'in paliperidon ile eşzamanlı kullanımı önerilmez.
Farmakokinetik ilişkili etkileşimler Yiyecekler WELRİS'in emilimini etkilemez.
Risperidon büyük oranda CYP2D6 aracılığıyla, daha düşük oranla da CYP3A4 aracılığıyla metabolize olur. Risperidon ve aktif metaboliti olan 9-hidroksirisperidon, P-glikoprotein (Pgp) substratlarıdır. CYP2D6 aktivitesini değiştiren veya CYP3A4 ve/veya P-gp aktivitesinigüçlü indükleyen veya inhibe eden maddeler, risperidon aktif antipsikotik fraksiyonunfarmakokinetiğini etkileyebilirler.
Güçlü CYP2D6 inhibitörleri
WELRİS'in güçlü CYP2D6 inhibitörleri ile birlikte uygulanması risperidon plazma seviyesini yükseltebilir; ancak ilacın aktif antipsikotik fraksiyonunun plazma seviyesini daha azyükseltir. Güçlü CYP2D6 inhibitörlerinin yüksek dozları, risperidonun aktif antipsikotikfraksiyonunun konsantrasyonunu yükseltebilir (örn. paroksetin, aşağı bakınız). Kinidin gibidiğer CYP2D6 inhibitörlerinin de risperidonun plazma konsantrasyonlarını benzer bir yollaetkilemesi beklenmektedir. Özellikle yüksek dozlarda olmak üzere paroksetin, kinidin veyabaşka bir güçlü CYP2D6 inhibitörü ile birlikte başlatıldığında veya kesildiğinde WELRİSdozu doktorunuz tarafından tekrar değerlendirilmelidir.
CYP3A4 ve/veya P-gp inhibitörleri
WELRİS'in güçlü CYP3A4 ve/veya P-gp inhibitörleri ile birlikte uygulanması risperidonun aktif antipsikotik fraksiyonunun plazma konsantrasyonunu yükseltebilir. İtrakonazol veyadiğer CYP3A4 ve/veya P-gp inhibitörleri tedaviye eklendiğinde veya kesildiğinde WELRİSdozu doktorunuz tarafından tekrar değerlendirilmelidir.
11
CYP3A4 ve/veya P-gp indükleyiciler
WELRİS'in güçlü CYP3A4 ve/veya P-gp indükleyicileri ile birlikte uygulanması risperidonun aktif antipsikotik fraksiyonunun plazma konsantrasyonunu düşürebilir.Karbamazepin veya diğer güçlü CYP3A4 ve/veya P-gp indükleyiciler tedaviye eklendiğindeveya kesildiğinde WELRİS dozu doktorunuz tarafından tekrar değerlendirilmelidir. CYP3A4indükleyiciler etkilerini zamana bağlı bir şekilde gösterir ve başlama sonrası maksimum etkiseviyelerine ulaşmaları en az 2 hafta alabilir. Kesildiklerinde de CYP3A4 indüksiyonununazalması en az 2 hafta alabilir.
Proteine yüksek oranda bağlı ilaçlar
WELRİS proteinlere yüksek oranda bağlı ilaçlarla birlikte kullanıldığında her iki ilacın plazma proteinlerinden klinik olarak ilgili displasmanı söz konusu değildir.
İlaçlar birlikte kullanılırken, metabolizma yoluna veya muhtemel dozaj ayarlama ihtiyacına ilişkin bilgiler için ilgili etikete bakılmalıdır.
Örnekler
Risperidon ile potansiyel olarak etkileşen ya da etkileşme göstermemiş ilaçlarla ilgili örnekler aşağıda listelenmiştir:
Diğer ilaçların risperidonun farmakokinetiği üzerine etkisi Antibakteriyeller:
• Orta dereceli bir CYP3A4 inhibitörü ve P-gp inhibitörü olan eritromisin, risperidon veaktif antipsikotik fraksiyonunun farmakokinetiğini değiştirmez.
• Güçlü CYP3A4 indükleyici ve P-gp indükleyici olan rifampisin, aktif antipsikotikfraksiyonun plazma konsantrasyonunu düşürür.
Antikolinesterazlar:
• Her ikisi de CYP2D6 ve CYP3A4 substratı olan donepezil ve galantamin, risperidon veaktif antipsikotik fraksiyonunun farmakokinetiğini üzerine klinik olarak anlamlı bir etkigöstermemektedir.
Antiepileptikler:
• Güçlü CYP3A4 indükleyici ve P-gp indükleyici olan karbamazepin, risperidonun aktifantipsikotik fraksiyonunun plazma konsantrasyonunu düşürür. Fenitoin ve fenobarbitallergibi hem P-glikoproteini hem de CYP3A4 hepatik enzimlerini indükleyen ilaçlarla dabenzer etkiler görülebilir.
• Topiramat, risperidonun biyoyararlanımını ılımlı şekilde düşürmüş olup, aktifantipsikotik fraksiyonun biyoyararlanımını düşürmemiştir. Bu nedenle etkileşimin klinikaçıdan anlamlı olması muhtemel değildir.
12
Antifungaller:
• Günde 200 mg dozunda olmak üzere güçlü bir CYP3A4 inhibitörü ve P-gp inhibitörüolan itrakonazol, 2 ila 8 mg/gün risperidon dozlarında aktif antipsikotik fraksiyonunplazma konsantrasyonlarını yaklaşık %70 oranında arttırmıştır.
• Güçlü bir CYP3A4 inhibitörü ve P-gp inhibitörü olan ketokonazol, günde 200 mgdozunda risperidonun plazma konsantrasyonlarını arttırmış ve 9-hidroksirisperidonunplazma konsantrasyonlarını düşürmüştür.
Antipsikotikler:
• Fenotiyazinler, risperidonun plazma konsantrasyonlarını arttırabilirler; ancak aktifantipsikotik fraksiyonun konsantrasyonunu etkilemezler.
Antiviraller:
• Proteaz inhibitörleri: Resmi bir çalışma bulunmamakla birlikte ritonavir güçlü birCYP3A4 inhibitörü ve zayıf CYP2D6 inhibitörü olduğu için, ritonavir ve ritonavirarttırılmış proteaz inhibitörleri risperidonun aktif antipsikotik fraksiyonununkonsantrasyonlarını potansiyel olarak arttırırlar.
Beta blokörler:
• Bazı beta blokörler, risperidonun plazma konsantrasyonlarını arttırabilirler; ancak aktifantipsikotik fraksiyonun konsantrasyonunu etkilemezler.
Kalsiyum kanal blokörleri:
• Orta dereceli bir CYP3A4 inhibitörü ve bir P-gp inhibitörü olan verapamil, risperidonunve aktif antipsikotik fraksiyonunun plazma konsantrasyonlarını arttırır.
Gastrointestinal ilaçlar:
• H
2
-reseptör antagonistleri: Her ikisi de CYP2D6 ve CYP3A4'ün zayıf inhibitörleri olansimetidin ve ranitidin, risperidonun ve daha az bir oranla da aktif antipsikotik fraksiyonunbiyoyararlanımını arttırırlar.
SSRI ve trisiklik antidepresanlar:
• Güçlü bir CYP2D6 inhibitörü olan fluoksetin, aktif antipsikotik fraksiyonunu daha azolmak üzere, risperidonun plazma konsantrasyonlarını artırır.
• Güçlü bir CYP2D6 inhibitörü olan paroksetin, günde 20 mg'a kadar olan dozlarda aktifantipsikotik fraksiyonunu daha az olmak üzere, risperidonun plazma konsantrasyonlarınıartırır.
• Bununla birlikte, paroksetin daha yüksek dozlarında risperidon aktif antipsikotikfraksiyonun konsantrasyonlarını da yükseltebilir.
• Trisiklik antidepresanlar, risperidonun plazma konsantrasyonunu yükseltebilir; ancakaktif antipsikotik fraksiyonun plazma konsantrasyonlarını etkilemez. Amitriptilin,risperidonun veya aktif antipsikotik fraksiyonun farmakokinetiğini etkilemez.
13
• Zayıf bir CYP2D6 inhibitörü olan sertralin ve zayıf bir CYP3A4 inhibitörü olan
fluvoksamin, günde 100 mg'a kadar olan dozlarda, risperidon etkin antipsikotik fraksiyonunun konsantrasyonlarında klinikolarakanlamlı değişikliklerle
ilişkilendirilmemiştir. Ancak sertralin veya fluvoksaminin günde 100 mg'dan yüksek olan dozları, risperidon etkin antipsikotik fraksiyonunun konsantrasyonlarını artırabilir.
Risperidonun diğer ilaçların farmakokinetikleri üzerine etkileri Antiepileptikler:
• Risperidon, valproat veya topiramat farmakokinetiği üzerinde klinik olarak anlamlı biretki göstermemektedir.
Antipsikotikler:
• Bir CYP2D6 ve CYP3A4 substratıolan aripiprazol:Risperidon tabletlerveya
injeksiyonlar, aripiprazol ve aktif metaboliti dehidroariprazol farmakokinetiğini etkilememiştir.
Digital glikozitler:
• Risperidon, digoksin farmakokinetiği üzerineklinikolarak anlamlı biretki
göstermemektedir.
Lityum:
• Risperidon, lityum farmakokinetiğiüzerineklinikolarak anlamlı biretki
göstermemektedir.
Risperidonun furosemid ile birlikte kullanımı
• Eşzamanlı olarak furosemid alan demanslı yaşlı hastalarda mortalitenin artışı ile ilgiliolarak “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri” bölümüne bakınız.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:
Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinlerde yapılmıştır. Bu çalışmaların sonuçlarının pediyatrik hastalar ile ilişkisi bilinmemektedir.
Çocuklarda ve adölesanlarda risperidon ile psikostimülanların (örneğin metilfenidat) kombine kullanımı, risperidonun farmakokinetiğini ve etkinliğini değiştirmemiştir.
Geriyatrik popülasyon:
Birlikte furosemid kullanan demanslı yaşlı hastalarda artan mortalite ile ilgili olarak “4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri” bölümüne bakınız.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik Kategorisi: C
14Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Risperidonun çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kontrasepsiyon gerekliliğine işaret edecek yeterli bilgi mevcut değildir.
Gebelik dönemi
Hayvan çalışmalarında risperidonun teratojenik etkisine rastlanmamış; fakat diğer üreme toksisitesi tipleri görülmüştür (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel riskbilinmemektedir. Gebeliğin üçüncü trimesterinde antipsikotik ilaçlara (risperidon dahil)maruz kalan yeni doğanlar, doğumu takiben şiddeti değişebilen, anormal kas hareketleri(ekstrapiramidal işaretler/ekstrapiramidal semptomlar) ve/veya ilaç kesilme semptomlarıaçısından risk altındadırlar. Bu semptomlar, ajitasyon, hipertoni, hipotoni, tremor, somnolans,respiratuar distres veya beslenme bozukluklarını içermektedir. Yeni doğanlar dikkatliceizlenmelidir. WELRİS kesinlikle gerekli olmadıkça gebelik sırasında kullanılmamalıdır.Gebelik sırasında tedavinin bırakılması gerekiyorsa, bu aniden yapılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Hayvan çalışmalarında, risperidon ve 9-hidroksi-risperidon süt ile atılmaktadır (süte geçmektedir). Risperidon ve 9-hidroksi-risperidonun az miktarlarda anne sütüne de geçtiğikanıtlanmıştır. Emzirilen bebeklerdeki advers reaksiyonlar ile ilgili herhangi bir veri mevcutdeğildir. Bu nedenle emzirmenin çocuk açısından faydası, çocuğun karşılaşacağı potansiyelrisklere karşı değerlendirilmelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Dopamin D
24.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Risperidon sinir sistemi ve görme duyusuna ilişkin potansiyel etkileri nedeniyle araç ve makine kullanma becerileri üzerinde minör ya da orta derecede etki gösterir (Bkz. Bölüm4.8). Bu nedenle hastaların, bireysel duyarlılıkları anlaşılıncaya kadar, araç ve makinekullanmamaları önerilir.
4.8. İstenmeyen etkiler
En sık bildirilen advers ilaç reaksiyonları (>%10 sıklıkta): Parkinsonizm, sedasyon/ somnolans, baş ağrısı ve insomniadır.
Aşağıda verilen tüm advers ilaç reaksiyonları klinik çalışmalarda bildirilmiştir. Şu terimler ve sıklık dereceleri kullanılmıştır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).
15
Sistem Organ Sınıfı |
Advers İlaç Reaksiyonları |
Sıklık |
Çok yaygın |
Yaygın |
Yaygın Olmayan |
Seyrek |
Bilinmiyor |
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
|
|
Pnömoni, bronşit, üstsolunum yoluenfeksiyonu,sinüzit, idraryolu
enfeksiyonu, grip, kulakenfeksiyonu
|
Solunum sistemi enfeksiyonu, sistit,göz enfeksiyonu,tonsillit,
onikomikoz, selülit lokalize enfeksiyon,viral enfeksiyon,acrodermatitis
|
Enfeksiyon
|
|
Kan ve lenf
sistemi
hastalıkları
|
|
|
Nötropeni, beyaz kan hücresisayısında azalma,trombositopeni,anemi, hematokritazalması, eozinofilsayısında artma
|
Agranülositozc
|
|
Bağışıklık sistemi hastalıkları
|
|
|
Hipersensitivite
|
Anafilaktik
reaksiyonc
|
|
Endokrin
hastalıkları
|
|
Hiperprolakti
-nemia
|
|
Uygunsuz
antidiüretik
hormon
salgılama,
idrarda glukoz
bulunması
|
|
Metabolizma ve
beslenme
hastalıkları
|
|
Kilo alımı, iştah artışı,iştahazalması
|
Diyabetes mellitusb, hiperglisemi,polidipsi, kilo kaybı,anoreksi, kankolesterol düzeyindeyükselme
|
Su
intoksikasyonuc,
hipoglisemi,
hiperinsülinemic
kan trigliserit
düzeyinde
yükselme
|
Diyabetik
ketoasidoz
|
Psikiyatrik
hastalıklar
|
İnsomniad
|
Uyku
bozuklukları
ajitasyon,
depresyon,
anksiyete
|
Mani, kabus, konfüzyonel durum,libido azalması,sinirlilik
|
Künt afekt, anorgazmi
|
|
16
Sinir sistemi hastalıkları
|
Baş ağrısı,
parkinso-
nizmd,
somnolans/s
edasyon
|
Akatizid,
distonid,
diskinezid,
tremor,
sersemlik
|
Tardif diskinezi, serebral iskemi,uyaranlara yanıtvermeme, bilinçkaybı, depresif bilinçdurumu,konvülsiyond,senkop, psikomotorhiperaktivite, dengebozukluğu, anormalkoordinasyon,postural sersemlik,dikkat bozukluğu,disartri, disguzi,hipoestezi, parestezi
|
Nöroleptik malign sendrom,serebrovaskülerolay, diyabetikkoma,sendeleme
|
|
Göz hastalıkları
|
|
Bulanık
görme,
konjunktivit
|
Fotofobi, göz kuruluğu, gözyaşarmasında artma,oküler hiperemi
|
Glokom, göz hareket
bozukluğu, göz
yuvarlanması,
gözkapağı
kenarında
kabuklanma
fotofobi,
intraoperatif
floppy iris
sendromu
(IFIS)c
|
|
Kulak ve iç kulak hastalıkları
|
|
|
Vertigo, kulak çınlaması, kulakağrısı
|
|
|
Kardiyak
hastalıklar
|
|
Taşikardi
|
Atriyal fibrilasyon, atrioventriküler blok,iletim bozukluğu,elektrokardiyog-ramda QT uzaması,bradikardi, normalolmayan
elektrokardiyogramp
alpitasyonlar
|
Sinüs aritmi
|
|
Vasküler
hastalıklar
|
|
Hipertansi
yon
|
Hipotansiyon
ortostatik
hipotansiyon,
kızarma
|
Akciğer emboli, venöz tromboz
|
|
|
17 |
Solunum, göğüs bozuklukları vemediastinalhastalıklar
|
|
Dispne,
faringolarin-
geal ağrı,
öksürük,
burun
kanaması,
burun
tıkanıklığı
|
Aspirasyon, pnömonisi,pulmoner konjesyon,solunum sistemitıkanıklığı, raller,hırıltılı solunum,disfoni, solunumbozukluğu
|
Uyku apnesi
sendromu,
hiperventilasyon
|
|
Gastrointes-tinal
hastalıklar
|
|
Abdominal
ağrı, kusma,
abdominal
rahatsızlık,
diyare,
bulantı,
konstipasyon,
diş ağrısı,
dispepsi, ağız
kuruluğu
|
Fekal (gaita) kaçırma, fekalom,gastroenterit, disfaji,midede veyabağırsakta gazbirikimi
|
Pankreatit, bağırsaktıkanıklığı,dudak iltihabı(şilit), şişmiş dil
|
İleus
|
Deri ve deri altı doku hastalıkları
|
|
Döküntü,
eritem
|
Ürtiker, kaşıntı, alopesi,hiperkeratoz,egzama, kuru cilt,deride renkdeğişikliği, akneseboreik dermatit,cilt rahatsızlığı, ciltlezyonu
|
İlaç döküntüsü, kepek
|
Anjiyo-
ödem
|
Kas-iskelet bozukluklar, bağdoku ve kemikhastalıkları
|
|
Kas
spazmları, Kas-iskeletağrısı, sırtağrısı, artralji
|
Kan kreatin fosfokinazdüzeyinde artış,duruş anormalliği,eklem sertliği, eklemşişliği, kas zayıflığı,boyun ağrısı
|
Rabdomiyoliz
|
|
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
|
|
İdrar
tutamama
|
Pollaküri, idrar retansiyonu, dizüri
|
|
|
Gebelik, pueperiyumdurumları veperinataldurumlar
|
|
|
|
Neonatal ilaç
yoksunluk
sendromuc
|
|
18
Hiperprolaktinemi bazı olgularda jinekomasti, menstrüel bozukluklar, amenore, anovülasyon, galaktore, fertilite bozuklukları, libido kaybı ve erektil disfonksiyona yolaçabilir.
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
|
|
|
Erektil disfonksiyon, boşalma bozukluğuamenore, menstrüel
bozuklukd,
jinekomasti, galaktore, seksüeldisfonksiyon, memeağrısı, memerahatsızlığı, vajinalakıntı
|
Priapizmc,
gecikmiş
menstrüasyon,
meme
dolgunluğu,
meme akıntısı,
meme
büyümesi,
|
|
Genel
bozukluklar ve uygulamabölgesine ilişkinhastalıklar
|
|
Ödemd yüksek ateş,göğüs ağrısı,asteni,yorgunluk,ağrı
|
Yüzde ödem, titreme, vücutsıcaklığında artış,anormal yürüme,susama, göğüsterahatsızlık hissi,rahatsızlık,keyifsizlik, anormalhissetme
|
Hipotermi,
vücut
sıcaklığında azalma, periferiksoğukluk, ilaçyoksunluksendromu,endürasyonc
|
|
Hepato-bilier
hastalıklar
|
|
|
Transaminaz artışı, gama-
glutamiltransferaz artışı, hepatik enzimartışı
|
Sarılık
|
|
Yaralanma, zehirlenme veprosedürelkomplikas-yonlar
|
|
Düşme
|
Prosedürel ağrı
|
|
|
|
a
|
b
Plasebo kontrollü araştırmalarda, diabetes mellitus risperidon tedavisindeki hastalarda %0,18 oranında, plasebo grubunda ise %0,11 oranında bildirilmiştir. Tüm klinikaraştırmalardaki bütünsel insidansı, risperidon tedavisindeki tüm hastalarda %0,43olmuştur.
Risperidon klinik çalışmalarında gözlenmemiş, ama risperidon ile pazarlama sonrası dönemde gözlenmiştir.
Ekstrapiramidal bozukluk ortaya çıkabilir: Parkinsonizm (tükrük salgısında artış, kas-iskelet katılığı, parkinsonizm, ağızda sulanma, dişli çark belirtisi, bradikinezi, hipokinezi, maske yüz, kaslarda gerginlik, akinezi, ense sertliği, kaslarda sertlik,parkinsoniyen adım, anormal glabella refleksi, parkinsoniyen dinlenme tremoru),akatizi (akatizi, huzursuzluk, hiperkinezi ve huzursuz bacak sendromu), tremor,diskinezi (diskinezi, kaslarda seğirme, koreatetozis, atetozis ve miyoklonus), distoni.
19
Distoni şunları kapsamaktadır; distoni, hipertoni, tortikollis, istemsiz kas kasılmaları, kas kasılması, blefarospazm, okülojirasyon, dilde paralizi, fasyal spazm, laringospazm,miyotoni, opistotonus, orofaringeal spazm, plörototonus, dilde spazm ve trismus.Mutlaka ekstrapiramidal orijine sahip olması gerekmeyen, daha geniş bir semptomspektrumunun verildiğine dikkat edilmelidir. İnsomnia şunları içerir; uykuyu başlatma,sürdürme güçlüğü. Konvülsiyon içeriği; grand-mal konvülsiyon. Menstrüel bozuklukşunları içerir; düzensiz menstrüasyon, oligomenore. Ödem şunları içerir; generalizeödem, periferik ödem, gode bırakan ödem.
Paliperidon formülasyonlarıyla kaydedilen istenmeyen etkiler
Paliperidon, risperidonun aktif metabolitidir. Bu nedenle, bu bileşenlerin advers reaksiyon profilleri (hem oral hem de enjektabl formülasyonlar dahil) birbirleri için geçerlidir.
Yukarıdaki advers reaksiyonlara ek olarak, paliperidon ürünleriyle aşağıdaki advers reaksiyon kaydedilmiştir ve WELRİS ile de ortaya çıkması beklenebilir:
Kardiyak bozukluklar: Postüral ortostatik taşikardi sendromu
Sınıf etkileri
Diğer antipsikotiklerde olduğu gibi, risperidon ile pazarlama sonrası dönemde çok ender olarak QT uzaması olguları bildirilmiştir. QT aralığını uzatan antipsikotikler ile bildirilensınıfla ilişkili diğer kardiyak etkiler arasında ventriküler aritmi, ventriküler fibrilasyon,ventriküler taşikardi, ani ölüm, kardiyak arrest ve Torsades de Pointes bulunmaktadır.
Venöz tromboembolizm
Antipsikotik ilaçlarla venöz tromboembolizm olguları (pulmoner embolizm dahil) ve derin ven trombozu olguları bildirilmiştir (sıklık bilinmemektedir).
Kilo alma
Vücut ağırlığının >%7'si oranında kilo alma kriterini karşılayan risperidon ve plasebo ile tedavi edilen yetişkin şizofreni hastalarının oranları, 6 ila 8 haftalık bir havuzda plasebokontrollü çalışmalarda karşılaştırılmıştır ve plaseboya (%9) nazaran risperidon (%18) ile kiloalma insidansının istatistiksel olarak anlamlı ölçüde daha fazla olduğu görülmüştür. Akutmani hastası yetişkinlerde plasebo kontrollü 3 haftalık havuzda, son noktada kiloda >%7oranında artış insidansı risperidon (%2,5) ve plasebo (%2,4) gruplarında karşılaştırılmış veaktif kontrol grubunda (%3,5) biraz daha yüksek olduğu görülmüştür.
Davranış ve diğer rahatsız edici davranış bozuklukları olan çocuk ve adölesan popülasyonunda yapılan uzun süreli çalışmalarda, kilo, 12 aylık tedaviden sonra ortalama 7,3kg artmıştır. 5-12 yaş arasındaki normal çocuklarda beklenen kilo alma oranı yılda 3 ila 5kg'dır. 12-16 yaşındaki hastalarda, erkekler yılda yaklaşık 5 kg alırken bu durum kızlardayılda 3 ila 5 kg'da kalmıştır.
20Özel popülasyonlar hakkında ek bilgi
Yetişkin hastalara oranla demanslı yaşlı hastalarda veya pediyatrik hastalarda daha yüksek insidansın rapor edildiği advers ilaç reaksiyonları (AİR) aşağıda açıklanmaktadır:
Demans hastalığına sahip yaşlılarda
Demanslı yaşlı hastalarda yapılan klinik çalışmalarda geçici iskemik atak ve serebrovasküler olay sırasıyla %1,4 ve %1,5 sıklığa sahip AİR'ler olarak bildirilmiştir. Ayrıca, aşağıdakiAİR'lerin demanslı yaşlı hastalarda >%5 sıklığında olduğu ve diğer yetişkin popülasyondagörülen sıklığın en az iki katı olduğu bildirilmiştir: İdrar yolu enfeksiyonu, periferal ödem,letarji ve öksürük.
Pediyatrik hastalar
Genel olarak çocuklarda gözlenen advers reaksiyon tiplerinin yetişkinlerde gözlenen ile benzer olması beklenir. Aşağıdaki AİR'lerin, pediyatrik hastalarda (5 ila 17 yaş) > % 5sıklığında olduğu ve yetişkinlerde yapılan klinik çalışmalarda görülen sıklığın en az iki katıolduğu bildirilmiştir: uyku basması/sedasyon, halsizlik, baş ağrısı, iştah artışı, kusma, üstsolunum yolları enfeksiyonu, burun tıkanıklığı, karın ağrısı, baş dönmesi, öksürük, ateş,titreme, ishal ve enürezis.
Çocuklarda, cinsel gelişim ve boy üzerinde risperidonun uzun süreli etkileri yeterince araştırılmamıştır (Bkz. Bölüm 4.4).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr;e-posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Semptomlar
Genellikle, bildirilen işaret ve semptomlar ilacın bilinen farmakolojik etkilerinin artması şeklindedir. Doz aşımı semptomları, uyuşukluk ile sedasyon, taşikardi ile hipotansiyon veekstrapiramidal semptomlardır. Doz aşımı halinde QT-uzaması ve konvülziyonlarbildirilmiştir. Oral risperidon ve paroksetinin birlikte kullanımındaki doz aşımı ile ilişkiliolarak Torsades de Pointes bildirilmiştir.
Akut doz aşımı durumlarında birden fazla ilaç ihtimali düşünülmelidir.
Tedavi
Solunum yolu açılmalı ve açık tutulmalı, yeterli oksijenasyon ve ventilasyon sağlanmalıdır. Gastrik lavaj (hastanın bilinci kapalı ise, entübasyondan sonra), aktif kömür ve birlikte birlaksatif uygulanması ilaç alındıktan sonra bir saatten az bir zaman dilimi içindedüşünülmelidir. Kardiyovasküler izleme hemen başlatılmalı ve sürekli elektrokardiyografikizleme ile muhtemel aritmiler takip edilmelidir.
21
Risperidona özgü bir antidot yoktur. Bu yüzden uygun destekleyici önlemler alınmalıdır. Hipotansiyon ve dolaşım kolapsı intravenöz sıvı ve/veya sempatomimetik ajanlar gibi uygunönlemlerle tedavi edilmelidir. Şiddetli ekstrapiramidal semptomlarda antikolinerjik tedaviuygulanmalıdır. Hasta durumu düzelinceye kadar yakın tıbbi gözlem altında tutulmalı veizlenmelidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Diğer antipsikotikler ATC kodu: N05AX08
Etki mekanizması:
Risperidon, kendine özgü özellikleri olan selektif bir monoaminerjik antagonisttir. Serotonerjik
5221122
reseptörü antagonisti olarak, şizofrenideki pozitif semptomları düzelttiği kabuledilirken, klasik nöroleptiklere kıyasla motor aktivitede depresyona ve katalepsi oluşumunadaha az neden olur. Dengeli bir santral serotonin ve dopamin antagonizması, ekstrapiramidalyan etkileri azaltabilir ve tedavinin etkinliğini şizofreninin negatif ve afektif semptomlarınayayabilir.
Farmakodinamik etkiler Klinik etkililikŞizofreni
Risperidonun kısa dönem şizofreni tedavisindeki etkililiği, şizofreni için DSM-IV kriterlerine uyan 2.500'den fazla hastanın katıldığı, 4 ile 8 hafta süreli dört çalışmada belirlenmiştir.Günde iki kez uygulanan risperidon dozunun 10 mg/gün'e kadar titre edildiği 6 haftalık,plasebo kontrollü bir araştırmada, Kısa Psikiyatrik Derecelendirme Ölçeği (BPRS) toplamskorunda, risperidon plasebodan üstün bulunmuştur. Dört sabit risperidon dozu kullanılan(günde iki kez uygulama ile 2, 6, 10 ve 16 mg/gün), 8 haftalık, plasebo kontrollü biraraştırmada dört risperidon grubunun hepsi de, Pozitif ve Negatif Sendrom Ölçeği (PANSS)toplam skorunda plasebodan üstün olmuştur. Beş sabit risperidon dozu (günde iki kezuygulama ile 1, 4, 8, 12 ve 16 mg/gün) ile yürütülen 8 haftalık bir doz kıyaslamaçalışmasında, 4, 8 ve 16 mg/gün risperidon doz grupları PANSS toplam skorunda 1 mgrisperidon doz grubundan üstün olmuştur. İki sabit risperidon dozunun kullanıldığı (günde birkez uygulama ile 4 ve 8 mg/gün) 4 hafta süreli, plasebo kontrollü bir doz kıyaslamaçalışmasında, her iki risperidon doz grubu, toplam PANSS skoru ve bir yanıt ölçümünü de(PANSS toplam skorunda >%20 azalma) kapsayan çeşitli PANSS ölçümlerinde plasebodanüstün bulunmuştur. Daha uzun süreli bir araştırmada, ağırlıklı olarak şizofreni için DSM-IVkriterlerini karşılayan ve bir antipsikotik ilaç ile en az 4 hafta süreyle klinik olarak stabilkalmış, ayakta tedavi gören yetişkin hastalar, 2 ile 8 mg/gün risperidon ya da haloperidolerandomize edilmiş ve 1 ile 2 yıl boyunca nüks için gözlem yapılmıştır. Risperidon almakta
22
olan hastalarda bu süre içinde nüks zamanı, haloperidol almakta olanlara kıyasla, anlamlı ölçüde daha uzun olmuştur.
Bipolar bozuklukta manik epizotlar
Bipolar I bozukluğa bağlı manik epizotların akut tedavisinde risperidon monoterapisinin etkililiği üç çift-kör, plasebo kontrollü monoterapi çalışmasında, DSM-IV kriterleri temelindebipolar I bozukluğu olan yaklaşık 820 hasta üzerinde ortaya konulmuştur. Bu üç çalışmada, 1ile 6 mg/gün dozunda risperidonun (başlangıç dozu iki çalışmada 3 mg ve bir çalışmada 2mg), önceden tanımlanmış birincil sonlanım noktasında (Young Mani Derecelendirme Ölçeği(YMRS) toplam skorunda 3. haftada başlangıç dönemine göre değişim), plasebodan anlamlıölçüde üstün olduğu gösterilmiştir. İkincil etkililik sonuçlanımları da, genel olarak birincilsonuçlanım ile uyumlu olmuştur. Toplam YMRS skorunda başlangıç döneminden 3 haftalıksonlanım noktasına kadar >%50 azalma gösteren hastaların yüzdesi, risperidon içinplasebodan anlamlı olarak daha yüksek olmuştur. Bu üç çalışmanın bir tanesinde, birhaloperidol kolu ve 9 haftalık bir çift-kör idame dönemi de bulunmaktadır. Etkililik, 9 haftalıkidame tedavisi dönemi boyunca kalıcı olmuştur. Toplam YMRS skorunda başlangıca göreolan değişim, sürekli bir düzelme göstermiş ve 12. haftada risperidon ve haloperidol arasındabenzer nitelikte olmuştur.
Akut mani tedavisinde duygudurum stabilize edici ajanlara eklenen risperidonun etkililiği, bipolar I bozukluk için DSM-IV kriterlerine uyan yaklaşık 300 hastanın yer aldığı 3 haftalıkçift-kör iki çalışmanın birinde gösterilmiştir. Bu 3 haftalık çalışmalardan birinde, lityum ya davalproat üzerine eklenen, 2 mg/gün ile başlanan 1 ile 6 mg/gün dozlarındaki risperidon,önceden tanımlanmış birincil sonlanım noktasında (YMRS toplam skorunda 3. haftadabaşlangıç dönemine göre değişim), tek başına lityum ya da valproata kıyasla üstün olmuştur.İkinci bir 3 haftalık çalışmada, lityum, valproat veya karbamazepin ile kombinasyon şeklinde,2 mg/gün ile başlanan 1 ile 6 mg/gün dozlarındaki risperidon, YMRS toplam skorununazaltılmasında tek başına lityum, valproat veya karbamazepinden üstün bulunmamıştır. Buçalışmadaki başarısızlık için olası bir açıklama, risperidon ve 9-hidroksi-risperidonklerensinin karbamazepin tarafından indüklenmesi, böylelikle risperidon ve 9-hidroksirisperidonun subterapötik düzeylere inmesiyle sonuçlanmasıdır. Yapılan bir post-hocanalizde karbamazepin grubu analiz dışında tutulduğunda, lityum ya da valproat ile kombineedilen risperidon, YMRS toplam skorunun azaltılmasında tek başına lityum veya valproattanüstün bulunmuştur.
Demansta kalıcı saldırganlık
Risperidonun, saldırganlık, ajitasyon, psikoz, aktivite gibi davranışsal bozukluklar ve afektif bozukluklar içeren Davranışsal ve Psikolojik Demans Semptomları (BPSD) tedavisindekietkililiği, çift-kör, plasebo kontrollü üç çalışma kapsamında, orta dereceli ile şiddetli demansıolan 1.150 yaşlı hasta üzerinde ortaya konulmuştur. Çalışmalardan biri, 0,5, 1 ve 2mg/gün'lük sabit risperidon dozlarını içermektedir. İki esnek doz çalışmasında, sırasıyla 0,5ile 4 mg/gün ve 0,5 ile 2 mg/gün aralıklarındaki risperidon doz grupları kullanılmıştır.Risperidon yaşlı demans hastalarında saldırganlığın tedavisinde, istatistiksel olarak anlamlı veklinik olarak önemli bir etkililik, ve ajitasyon ve psikozun tedavisinde biraz daha az kalıcı
23
nitelikte etkililik göstermiştir (Alzheimer Hastalığında Davranışsal Patoloji Derecelendirme Ölçeği [BEHAVE AD] ve Cohen-Mansfield Ajitasyon Envanteri [CMAI] yoluyla ölçüldüğüşekilde). Risperidonun tedavi etkisi, Mini-Mental Durum Muayenesi (MMSE) skorundan (vebunun sonucu olarak demans şiddetinden); risperidonun sedatif özelliklerinden; psikozbulunup bulunmamasından ve demans tipinden (Alzheimer demansı, vasküler ya da mikstdemans) bağımsız olmuştur (Aynı zamanda bkz. bölüm 4.4).
Pediyatrik popülasyon Tavır/davranış bozukluğu
Yıkıcı davranışların kısa dönem tedavisinde risperidonun etkililiği, çift-kör, plasebo kontrollü iki çalışmada, DSM-IV temelinde yıkıcı davranış bozuklukları (DBD) ve sınırda entelektüelişlev veya hafif ile orta dereceli mental retardasyon/öğrenme bozukluğu tanısı almış, 5 ile 12yaşlarında yaklaşık 240 hasta üzerinde ortaya konulmuştur. Bu iki çalışmada risperidon 0,02ile 0,06 mg/kg/gün, önceden tanımlanmış birincil sonlanım noktası olan, Nisonger-ÇocukDavranışları Derecelendirme Formu (N-CBRF'nin Tavır/Davranış Sorunları alt-ölçeğinde 6.haftada başlangıç dönemine göre değişim üzerinde plasebodan anlamlı ölçüde üstünbulunmuştur.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel Özellikler
Risperidon farmakolojik aktivitesi risperidona benzeyen 9-hidroksi-risperidona metabolize olur.
Emilim:
Oral uygulamadan sonra risperidon tam olarak absorbe edilir ve en yüksek plazma düzeyine 1-2 saat içinde ulaşılır. Risperidonun oral mutlak biyoyararlanımı
%%
25)'tir.Risperidonun oral relatif biyoyararlanımı tablet için çözeltiye kıyasla % 94 (CV= %10)'tür.Risperidonun absorpsiyonu besinlerden etkilenmez, bu nedenle risperidon besinlerle birlikteya da ayrı olarak alınabilir. Risperidon kararlı durum plazma konsantrasyonuna hastalarınçoğunda 1 günde ulaşır. 9-hidroksi-risperidon kararlı durum plazma konsantrasyonunauygulamanın 4-5'inci günlerinde ulaşır.
Dağılım:
Risperidon hızla dağılır. Dağılım hacmi yaklaşık 1-2 L/kg'dır. Risperidon plazmada albümin ve alfa
1
-asit glikoproteine bağlanır. Risperidonun proteinlere bağlanma oranı %90, 9-hidroksi-risperidonun ise %77'dir.
Biyotransformasyon:
Risperidon, CYP2D6 aracılığı ile farmakolojik aktivitesi risperidona benzeyen 9-hidroksi risperidona metabolize olur. Risperidon ve 9-hidroksi-risperidon birlikte aktif antipsikotikfraksiyonu oluşturur. CYP2D6 genetik polimorfizm göstermektedir. Yoğun CYP2D6metabolize ediciler risperidonu hızla 9-hidroksi-risperidona dönüştürürken, zayıf CYP2D6metabolize edicilerde bu dönüşüm çok daha yavaş gerçekleşir. Yoğun metabolize ediciler,zayıf CYP2D6 metabolize edicilere kıyasla daha düşük risperidon ve daha yüksek 9-hidroksi-
24
risperidon konsantrasyonlarına sahip olmakla birlikte, risperidon ve 9-hidroksi-risperidon kombinasyonunun (yani, aktif antipsikotik fraksiyon) farmakokinetiği, tek ve çoklu dozlardansonra, yoğun ve zayıf CYP2D6 metabolize edicilerde benzer niteliktedir.
Risperidonun başka bir metabolik yolağı N-dealkilasyondur. İnsan karaciğer mikrozomlarıyla yapılan
in vitro
çalışmalarda, klinikteki kullanım konsantrasyonlarındaki risperidonun,sitokrom P450 izoenzimleriyle (CYP1A2, CYP2A6, CYP2C8/9/10, CYP2D6, CYP2E1,CYP3A4 ve CYP3A5) metabolize edilen ilaçların metabolizmalarını önemli ölçüde inhibeetmediği gösterilmiştir.
Eliminasyon:
Uygulamadan bir hafta sonra, dozun %70'i idrar ve %14'ü feçes ile itrah edilir. İdrarla itrah edilen dozun %35-45'ini risperidon ve 9-hidroksi-risperidon oluşturur. Geri kalan kısıminaktif metabolitlerdir. Psikotik hastalarda oral yoldan kullanılan risperidonun eliminasyonyarılanma ömrü yaklaşık 3 saattir. 9-hidroksi-risperidon ve aktif antipsikotik fraksiyonuneliminasyon yarılanma ömrü 24 saattir.
Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum:
Risperidonun plazma konsantrasyonları, terapötik doz aralığında dozla orantılıdır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaşlılarda:
Tek-doz oral risperidonun farmakokinetik çalışmasında, yaşlılarda ortalama olarak %43 daha yüksek aktif antipsikotik fraksiyon plazma konsantrasyonlarında artış ve, %38 dahauzun bir yarı ömür ve aktif antipsikotik fraksiyonun klerensinde yaşlılarda %30 azalmagörülmüştür.
Pediyatrik hastalarda:
Risperidon, 9-hidroksi-risperidon ve aktif antipsikotik fraksiyonun çocuklardaki farmakokinetiği, yetişkinlerdeki ile benzerdir.
Böbrek yetmezliğinde:
Orta derecede böbrek yetmezliği olan yetişkinlerde aktif fraksiyonun klerensi, sağlıklı genç yetişkinlerinkinin %48'idir. Aktif fraksiyonun yarılanma ömrü gençyetişkinlerde 16,7 sa, orta derecede böbrek yetmezliği olanlarda 24,9 sa (ya da gençyetişkinlerden yaklaşık 1 ,5 kat daha uzun) ve şiddetli böbrek yetmezliği olanlarda 28,8 sa(genç yetişkinlerden 1,7 kat daha uzun)'dir.
Karaciğer yetmezliğinde:
Risperidonun plazma düzeyleri karaciğer yetmezliği olan hastalarda normal bulunmuştur; ancak risperidonun plazma ortalama serbest fraksiyonu yaklaşık %37,1artmıştır. Bu verilere göre orta ve şiddetli karaciğer yetmezliği olan yetişkinlerde, risperidonve risperidonun aktif fraksiyonunun oral klerensi ve eliminasyon yarı ömrü genç sağlıklıyetişkinlerden anlamlı derecede farklı değildir.
Cinsiyet, ırk ve sigara alışkanlığı:
Bir popülasyon farmakokinetik analizinde, cinsiyet, ırk ya da sigara alışkanlığının risperidon ya da aktif antipsikotik fraksiyonun farmakokinetikleriüzerinde belirgin etki göstermedikleri belirlenmiştir.
255.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Seksüel olarak immatüre sıçan ve köpeklerde dozlamanın başlatıldığı (sub)kronik toksisite çalışmalarında, erkek ve dişi genital yolu ile meme bezlerinde doza bağlı etkiler gözlenmiştir.Bu etkiler, risperidonun dopamin D
2
reseptörünü bloke etmesi sonucu oluşan yüksek serumprolaktin seviyelerine bağlıdır.
Aynı zamanda doku kültürü çalışmaları insan meme tümörlerindeki hücre büyümesinin prolaktin ile uyarılabileceğini düşündürmektedir. Risperidon sıçan ve tavşanda teratojenikbulunmamıştır. Risperidon ile yapılan sıçan üreme çalışmalarında, ebeveynlerin çiftleşmedavranışında ve dölün doğum ağırlığı ve sağkalımı üzerinde advers etkiler görülmüştür.Sıçanlarda risperidona rahim içi maruziyet yetişkinlikte kognitif yetmezlik ileilişkilendirilmiştir. Gebe hayvanlara uygulandığında diğer dopamin antagonistleri dölünöğrenme ve motor gelişimi üzerinde negatif etkilere neden olmuştur. Juvenil sıçanlarlayapılan bir toksisite çalışmasında artmış yavru mortalitesi ve fiziksel gelişimde bir gecikmegözlenmiştir. Juvenil köpeklerle yapılan 40 haftalık bir çalışmada seksüel olgunlaşmagecikmiştir. Adölesanlarda EAA bazında maksimum insan dozunun 3,6 katı bir dozda (1,5mg/gün) uzun kemik büyümesi etkilenmemiştir; etkiler adölesanlarda EAA bazındamaksimum insan dozunun 15 katı bir dozda gözlenmiştir.
Bir dizi testte risperidonun genotoksik olmadığı bulunmuştur. Sıçanlarda ve farelerde risperidona ilişkin oral karsinojenisite çalışmalarında hipofiz bezi adenomaları (fare),endokrin pankreas adenomları (sıçan) ve meme bezi adenomlarında (her iki tür) artışlargörülmüştür. Bu tümörler uzamış dopamin D
2Invitroin vivo6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Nişasta
Mikrokristalin selüloz
Laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklı)
Sodyum nişasta glikolat Magnezyum stearatOpadry II 85G32297 içeriği
- Talk
- Titanyum dioksit (E171)
- Polietilen glikol
- Sarı demir oksit (E172iii)
- Lesitin (soya (E322))
- Siyah demir oksit (E172i)
- PVA
266.2. Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında, ışıktan ve nemden koruyarak saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
WELRİS, 30 ve 60 film tablet PVC/PE/PVDC Alu ambalajda, kullanma talimatı ile beraber karton kutuda ambalajlanmaktadır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Neutec İlaç San. Tic. A.Ş Esenler / İSTANBULTel: 0850 201 23 23Faks: 0212 481 61 11E-mail: [email protected]
8. RUHSAT NUMARASI
238/70
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 23.12.2011 Ruhsat yenileme tarihi: 07.06.2018
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
27