KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
GERAKON® FORT 650 mg/10 mg/4 mg tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Her bir tablet
Parasetamol..........................650 mg
Fenilefrin hidroklorür...........10 mg
Klorfeniramin maleat..............4 mg
içerir.
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Tablet
Beyaz renkli, çentikli, oblong tablet
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
GERAKON FORT, grip ve soğuk algınlığına bağlı ağrı, ateş ve nezlenin semptomatik tedavisinde kullanılır.
4.2. Pozoloji ve uygulamaekliPozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi
12 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde:
1 / 22
Her 6 saatte 1 tablet kullanılır.
Hastanın durumuna göre, doktorun gerekli gördüğü durumlarda her 4 saatte 1 tablet kullanılabilir. Günde 6 tabletten fazla kullanılmamalıdır.
5 günden uzun süreli kullanılmamalıdır.
Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmaması gerekir. (3 tablet)
Uygulama şekli
Oral yoldan kullanılır.
Özel popülasyonlara ilikin ek bilgiler
Böbrek/Karaciğer yetmezliği
GERAKON FORT, karaciğer veya böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır. GERAKON FORT şiddetli karaciğer veya böbrek yetmezliği olan hastalardakontrendikedir.
Pediyatrik popülasyon
GERAKON FORT, 12 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır.
Geriyatrik Popülasyon
GERAKON FORT'un yaşlılarda kullanımı araştırılmamıştır.
Diğer
Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmaması gerekir. (3 tablet) (bkz. 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
4.3. Kontrendikasyonlar
GERAKON FORT, aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
• Etkin maddeler veya diğer adrenerjik ilaçlara veya içerdiği maddelerden herhangi
2 / 22
birine karşı aşırı duyarlılık
• Şiddetli kalp-damar, karaciğer (Child-Pugh kategorisi > 9) veya böbrek hastalığı
• Şiddetli hipertansiyon ve taşikardinin eşlik ettiği hastalıklar
• Koroner arter hastalığı
• Miksiyon sonrası mesanede bir miktar idrarın kaldığı, prostat adenomu
• Mesane boynunda obstrüksiyon
• Piloroduodenal obstrüksiyon
• Stenoz yapan peptik ülser
• Akciğer hastalıkları (astımdahil)
• Dar açılı glokom
• G-6PD (glukoz-6-fosfat dehidrojenaz) eksikliği
• Epilepsi
• Gebelik ve laktasyon (Bkz. 4.6. Gebelik ve laktasyon)
• 12 yaşın altındaki çocuklarda
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
• Anemisi olanlarda, akciğer hastalarında, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğuolan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır. Önceden mevcuthepatik hastalığı bulunan hastalar için, yüksek dozda veya uzun süreli tedavileresnasında periyodik aralıklarla karaciğer fonksiyon tetkikleri yapmak gerekebilir.Böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi <10 ml/dk) halinde, doktorun parasetamolkullanımının yarar/risk oranını dikkatle değerlendirmesi gerekir. Doz ayarlamasıyapılmalı ve hasta kesintisiz izlenmelidir.
• Önerilen doz aşılmamalı veya ardı ardına 5 günden daha uzun sürekullanılmamalıdır.
Yüksek doz parasetamol ve bu arada uzunca bir süre içerisindekullanılan toplam dozun yüksek olması; irreversibl karaciğer yetersizliğiyle birlikteanaljeziklere bağlı nefropati gelişmesine neden olabilir. Hastalar bu ilacıkullanırken, parasetamol içeren daha başka ürünler kullanmamaları konusundauyarılmalıdırlar.
•
Erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.
3 / 22
• Parasetamolün alkolle birlikte kullanılması karaciğer hasarına neden olabileceğindenbu ürün kullanılırken alkollü içecekler içilmemelidir.
• Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.
• Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamoldozunun 2000 mg' ı aşmaması gerekir.
• Akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur.
• Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda,kullanımın ilk dozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veyabir deri reaksiyonu oluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacınkullanımının bırakılması ve alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir.Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişi bir daha bu ilacı veya parasetamoliçeren başka bir ilacı kullanmamalıdır. Bu durum, ciddi ve ölümle sonuçlanabilenSteven Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN) ve akut generalizeekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.
• Bir yıl boyunca günlük terapötik parasetamol dozları alan bir hastada hepatik nekrozve daha kısa süreli olarak aşırı doz kullanan bir hastada karaciğer hasarı bildirilmiştir.
12-48 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Ancak
klinik semptomlar dozun alınmasından 1-6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir.
• Hepatotoksisite riskinden ötürü, parasetamol, tavsiye edilenden daha yüksek dozlardaya da daha uzun süreli alınmamalıdır. Hafif veya orta şiddette karaciğer yetmezliği(Child-Pugh kategorisi <9) olan hastalar, parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.
• Terapötik dozlarda parasetamol uygulaması sırasında serum alanin aminotransferaz(ALT) düzeyi yükselebilir.
• Terapötik dozlarda parasetamol ile hepatik oksidatif stresi arttıran ve hepatikglutatyon rezervini azaltan ilaçları eş zamanlı kullanımı, alkolizm, sepsis veyadiabetes mellitus gibi çeşitli durumlar hepatik toksisite riskinde artışa neden olabilir.
• Yüksek dozlarda parasetamolün uzun süreli kullanılması böbrek hasarına nedenolabilir.
4 / 22
• Glukoz 6 fosfat dehidrojenaz eksikliği olanlarda dikkatli kullanılmalıdır. Seyrekolarak hemoliz vakaları görülebilir.
• Gilbert sendromu olan hastaların parasetamol kullanması, sarılık gibi kliniksemptomlara ve daha belirgin hiperbilirubinemiye neden olabilir. Bu nedenle, buhastalar parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.
• Miyokardın sempatomimetik ilaçlara karşı duyarlılığını artıran anesteziklerinkullanıldığı durumlarda fenilefrin içeren preparatlar kullanılmamalıdır.
• Fenilefrinin olası vazokonstriktif etkisi nedeniyle, kardiyovasküler hastalığı olan 70yaşın üstündeki hastalarda dikkatli olmak gerekir.
• Tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades dePointes hastalarında kullanımından kaçınılmalıdır.
• Kardiyovasküler sistem hastalıkları
• Bronşiyal astım
• Serebral ateroskleroz
• Diabetes Mellitus
• Hipertansiyon
• İdiyopatik ortostatik hipotansiyon
• Feokromasitoma
• Prostat hipertrofisi
• Tiroid fonksiyon bozukluklarında kullanımından kaçınılmalıdır.
• GERAKON FORT, 12 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır.
• 5 günden uzun süreli kullanılmamalıdır. Akut alevlenmeler dışında fenilefrin kronikrinit tedavisinde kullanılmamalıdır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
5 / 22
Parasetamol
Parasetamolün ilaç-ilaç etkileşimleri genellikle minördür ve ancak, diğer ilacın terapötik indeksi düşük (örneğin varfarin ve kumarin) ya da antikonvülsif ilaç olması durumundaönem kazanır.
Parasetamolün non steroidal antienflamatuar ilaçlarla (NSAİ) birlikte kullanılması, NSAİ'ların böbreklerdeki olumsuz etkilerini arttırabilir.
Birden fazla ağrı kesiciyle kombinasyon tedavisinden kaçınılması önerilmektedir. Bunun hastaya ekstra bir fayda sağladığını gösteren çok az kanıt vardır ve genelde istenmeyenetkilerde artışa yol açmaktadır.
Parasetamol ile, kafein ve opiatlar gibi diğer analjezikler arasında farmakodinamik etkileşimler bulunmuştur.
Probenesid, parasetamolün metabolizmasını engeller.
Güncel veriler, parasetamolün hepatotoksi sitesininfenobarbital, fenitoin veya
karbamazepin gibi antiepileptik ilaçlarla birlikte kullanıldığında artmadığını
desteklemektedir.
Tüberküloz tedavisinde kullanılan rifampisin ve isoniazid, parasetamolün karaciğer üzerindeki toksik etkisini artırır.
Parasetamol ve zidovudinin özellikle kronik tedavi süresince birlikte kullanılması nötropeni insidansında artışa yol açabilir. Bu nedenle tıbbi tavsiye olmadıkça, parasetamolzidovudin ile birlikte alınmamalıdır.
Parasetamol (veya metabolitleri), K vitaminine bağımlı koagülasyon faktörü sentezinde rol oynayan enzimler ile etkileşir. Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleri arasındakietkileşimler, “uluslararası normalleştirilmiş oran” (International Normalized Ratio, INR)değerinde bir artışa ve kanama riskinde bir artışa neden olabilir. Bu nedenle, oralantikoagülan kullanan hastalar, tıbbi denetim ve kontrol olmadan uzun süreli parasetamolkullanmamalıdırlar.
6 / 22
Bazı hipnotikler ve antiepileptik ilaçlar (glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin, vb.) veya rifampisin gibi karaciğerde hepatik mikrozomal enzim indüksiyonuna sebep olanilaçların tek başına kullanıldığında zararsız olan parasetamol dozlarıyla eşzamanlıkullanımı karaciğer hasarına yol açabilir. Aşırı alkol tüketimi halinde, terapötik dozlardabile parasetamol alınması da karaciğer hasarına neden olabilir.
Parasetamolün kloramfenikol ile kombinasyon halinde kullanılması, koloramfenikolün yarılanma ömrünü uzatabilir ve dolayısıyla bu ilacın toksisite riskini arttırabilir.
5-hidroksitriptamin (serotonin) tip 3 reseptör antagonistleri olan tropisetron ve granisetron, farmakodinamik etkileşim ile parasetamolün analjezik etkisini tamamen baskılayabilir.
Propantelin gibi mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlar, parasetamolün yavaş emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.
Metoklopramid gibi mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar, parasetamolün daha hızlı emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha hızlı başlamasına neden olabilir.
Parasetamol emilim hızı metoklopramid ya da domperidon ile artabilir ve kolestiramin ile azalabilir.
St. John's Wort
(Hypericum perforatum -
sarı kantaron) parasetamolün kan düzeylerini azaltabilir.
Besinler ile birlikte alındığında parasetamolün emilim hızı azalabilir.
Fenilefrin hidroklorür
Fenilefrin; monoamin oksidaz (MAO) inhibitörleri (maklobemid dahil), alfa- ve beta-blokerler, ve antihipertansifler (debrisokin, guanetidin, rezerpin), fenotiyazin tipi antihistaminler (örneğin prometazin), bronkodilatör sempatomimetikler, trisiklikantidepresanlar (örneğin imipramin, amitriptilin), guanetidin ya da atropin, dijitalis,Rauwolfia alkaloidleri, indometazin, metildopa, diğer santral sinir sistemi uyarıcıları veolasılıkla teofilinle etkileşime girebilme potansiyeline sahiptir.
Oksitosik ilaçlarla birlikte kullanılan fenilefrinin pressör etkisinin arttığı, bazı genel
7 / 22
anestetiklerle birlikte kullanılan fenilefrinin ender de olsa aritmi riski oluşturduğu bildirilmiştir. İntravenöz ergo alkaloidi (Ergotamin ve metilserjit) kullanan hastalarda kanbasıncının aşırı yükselme olasılığı vardır. Digoksin ve kardiyak glikozitler düzensiz kalpatışı ve kalp krizi riskini arttırır.
Klorfeniramin maleat
Klorfeniramin, santral etkili ilaçların (sempatomimetikler, antidepresanlar) etkilerini artırabilir.
Alkol, barbitüratlar, hipnotikler, opioid analjezikler, anksiyolitikler ve antipsikotikler gibi santral sinir sistemi depresanlarının etkilerini artırabilir. Atropin, trisiklik antidepresanlarve MAO inhibitörlerinin antimuskarinik etkilerini artırabilir. Klorfeniramin, fenitoinmetabolizmasını inhibe eder, bu nedenle fenitoin toksisitesine neden olabilir.Antihistaminikler derideki histamin yanıtını baskılayabileceği için alerji testleriyapılmadan birkaç gün önce kesilmelidir.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
GERAKON FORT'un çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/doğum kontrolü üzerinde etkisi için çalışma bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
GERAKON FORT'un gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik, embriyonal/fetal gelişim, doğum ya dadoğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelikpotansiyel risk bilinmemektedir.
GERAKON FORT, gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
8 / 22
Laktasyon dönemi
GERAKON FORT gerekli olmadıkça emzirme döneminde kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği (Fertilite)
GERAKON FORT'un üreme yeteneği üzerine etkisi ile ilgili klinik çalışma yoktur.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
GERAKON FORT uyuşukluğa neden olabilir. Bu nedenle hastalar araç veya makine kullanırken dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdırlar. Uyku hali, sedatifler,trankilizanlar ve alkollü içeceklerin kullanımıyla artabilir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Uyuşukluk, sersemlik, ağız veya boğaz kuruluğu, baş ağrısı, uykusuzluk, irritabilite ve asabiyet, taşikardi ve palpitasyonlar, en sık bildirilen yan etkilerdir. Özellikle çocuklarda,bazen huzursuzluk ve uyku bozuklukları ortaya çıkabilir.
Kabızlık, ishal veya şişkinlik dahil gastrointestinal bozukluklar görülebilir; bulantı ve kusma bildirilmiştir.
Şu terimler ve sıklık dereceleri kullanılmıştır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor)
Parasetamol
Parasetamolün istenmeyen etkileri genellikle hafiftir. 10 g'ın üzerinde alınması durumunda toksisite görülmesi muhtemeldir.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Çok miktarda alındığında anemi, methemoglobinemi, uzun süreli kullanımda hemolitik anemiye bağlı trombositopeni, trombositopenik purpura, lökopeni, nötropeni ve
9 / 22
pansitopeni gibi kan sayım değişiklikleri
Bu yan etkiler parasetamol ile neden-sonuç ilişkisi içinde değildir.
Çok seyrek: Agranülositoz
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Alerjik reaksiyonlar, anaflaksi Çok seyrek: Lyell sendromu
Bilinmiyor: Bronkospazm, pozitif alerji testi, immün trombositopeni
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı, baş dönmesi, somnolans, parestezi
Bilinmiyor: Santral sinir sistemi stimülasyonu, ensefelopati, insomia, tremor
Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Üst solunum yolu enfeksiyon belirtileri
Seyrek: Analjezik astım sendromu da dahil astım ve bronkospazm
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Bulantı, kusma, dispepsi, flatulans, karın ağrısı, konstipasyon Yaygın olmayan: Gastrointestinal kanamaSeyrek: İshal
Hepatobilier hastalıklar
Seyrek: Çok miktarda alındığında hepatik bozukluk
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Seyrek:
Ürtiker ve diğer deri döküntüleri, kaşıntı, alerjik ödem ve anjiyoödem, akut
10 / 22
generalize eksantematöz püstülozis, eritema multiform, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz (fatal sonuçlar dahil).
Bu belirti ilacın kesilmesiyle kaybolur.
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın olmayan: Parasetamolün terapötik dozlarını takiben nefrotoksik etkileri yaygın değildir. Uzun süreli uygulamada papiler nekroz bildirilmiştir.
Asetilsalisilik asiti tolere edemeyen hastalar (örneğin astım hastaları), yaygın olarak (%5-10) parasetamole reaksiyon gösterebilir.
Fenilefrin hidroklorür
Fenilefrinle yapılan klinik çalışmalarda gözlenen en yaygın advers olaylar aşağıda belirtilmiştir.
Endokrin hastalıkları
Bilinmiyor: Metabolik fonksiyonun endokrin ve diğer düzenleyicileri üzerindeki etkileri
Psikiyatrik hastalıklar
Bilinmiyor: Sinirlilik, irritabilite, huzursuzluk ve heyecanlanma
Sinir sistemi hastalıklarıKardiyak hastalıkları
Bilinmiyor: Kan basıncının (özellikle hipertansif hastalarda) yükselmesi, refleks bradikardi
Gastrointestinal hastalıklarBöbrek ve idrar yolu hastalıkları
Bilinmiyor: Miksiyon başlangıcında zorlanma ve damla, ağrılı idrar yapma bildirilmiştir.
11 / 22
Pazarlama sonrasında tanımlanan advers olaylar aşağıda tanımlanmıştır. Bu advers olayların sıklığı bilinmiyor fakat büyük olasılıkla seyrek olduğu düşünülmektedir.
Göz hastalıkları
Bilinmiyor: Midriyazis, akut açılı glokom (kapalı açılı glokomu olanlarda görülmesi daha olasıdır.)
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Bilinmiyor: Alerjik reaksiyonlar (ör:raş, ürtiker, alerjik dermatit), diğer
sempatomimetiklerle oluşabilecek çapraz duyarlılığın dahil olduğu hipersensitivite reaksiyonlarıdır.
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Bilinmiyor: Dizüri, üriner retansiyon, bu daha çok mesane çıkış obstrüksiyonuyla meydana gelir, prostatik hipertrofi gibi
Fenilefrin kap atım hızında hafif bir artışa yol açabilir. Nadiren baş dönmesi, baş ağrısı, hipertansiyon ve huzursuzluk bildirilmiştir.
Klorfeniramin maleatKan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Anemi, hemolitik anemi, methemoglobinemi, trombositopeni, trombositopenik purpura, lökopeni, nötropeni, pansitopeni, agranülositoz
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Seyrek: Anoreksi
Psikiyatrik hastalıklarSinir sistemi hastalıkları
Bilinmiyor: Baş ağrısı, sedasyon, çocuklarda paradoksikal eksitasyon, yaşlılarda konfüzyonal psikoz
Seyrek: Baş dönmesi, iritabilite, konsantre olamama
12 / 22
Göz hastalıkları
Seyrek: Bulanık görme
Kulak ve iç kulak hastalıklarıKardiyak hastalıklar
Seyrek: Taşikardi, palpitasyon, aritmi, hipotansiyon
Solunum sistemi hastalıklarıGastrointestinal hastalıklar
Bilinmiyor: Ağız kuruluğu
Seyrek: Bulantı, kusma, dispepsi, karın ağrısı, diyare
Hepato-biliyer hastalıkları
Seyrek: Sarılık dahil hepatit
Deri ve derialtı doku hastalıkları
Bilinmiyor: Ürtiker, eksfoliyatif dermatit dahil alerjik reaksiyonlar, fotosensitivite, deri reaksiyonları
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Bilinmiyor: Kas seyirmesi ve inkoordinasyonu
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Bilinmiyor: Üriner retansiyon
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Seyrek: Halsizlik, göğüs sıkışması
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine
13 / 22
olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Parasetamolü 10 g'dan fazla alan yetişkinlerde toksisite olasılığı vardır. Dahası, aşırı dozun zararı siroz olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür. Çocuklarda aşırıdozu takiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha nadirdir. Karaciğer hücre hasarı ilebirlikte parasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olan parasetamolyarı ömrü genellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. 14C-aminopirinden sonra 14CO2atılımında azalma bildirilmiştir. Bu; plazma parasetamol konsantrasyonu veya yarı ömürveya konvansiyonel karaciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajıile karaciğer hücre hasarı arasında daha iyi ilişki kurar parasetamole bağlı fulminantkaraciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tübüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliğioluşabilir. Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden dolayı fulminant karaciğeryetmezliği olan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir. Nadiren,ilaç aldıktan 2-10 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesi ile birlikte renal tübülernekroz oluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımının akutpankreatit gelişmesine katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten,parasetamolün günlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksiketkiler bildirilmiştir.
Semptomlar: Solgunluk, anoreksi bulantı ve kusma parasetamol doz aşımının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekroz parasetamol doz aşımının dozla ilişkilikomplikasyonudur. Hepatik enzimler yükselebilir ve protrombin süresi 12 ila 48 saat içindeuzar, fakat klinik semptomlar ilacın alımını takiben 1 ila 6 gün görülmeyebilir. Özellikleçocuklarda olmak üzere ajitasyonun izlediği uyku hali, görme bozuklukları, bulantı, kusma,baş ağrısı, dolaşım bozuklukları, koma, konvülsiyonlar, davranış değişiklikleri,hipertansiyon ve bradikardi, antihistaminiğin parasempatolitik etkisiyle fenilefrininsempatomimetik etkisinin karşılıklı olarak güçlenmesine bağlı olarak görülebilensemptomlardır.
Tedavi: Akut doz aşımında parasetamol, hepatotoksik etki gösterebilir, karaciğer nekrozuna
14 / 22
bile neden olabilir. Hastayı gecikmiş hepatotoksisiteye karşı korumak için parasetamol aşırı dozajı hemen tedavi edilmelidir. Bunun için, absorbsiyonu azaltmayı (gastrik lavaj veyaaktif kömür) takiben intravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek gerekir. Eğerhasta kusuyorsa veya aktif kömür ile konjuge edilmişse metionin kullanılmamalıdır. Dorukplazma konsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saate kadar gecikebilir. Bu nedenlehepatotoksisite riskini belirlemek için plazma parasetamol düzeyleri ilaç alımından en az 4saat sonrasına kadar ölçülmelidir. Ek tedavi (ilave oral metionin veya intravenöz N-asetilsistein) kan parasetamol içeriği ve ilaç alımından beri geçen süre ışığı altındadeğerlendirilmelidir. Hepatik enzim indükleyici ilaçlar alan hastalarda, uzun süredir alkolbağımlısı olanlarda, veya kronik olarak beslenme eksikliği olanlarda N-asetil sistein iletedavi eşiğinin %30-50 düşürülmesi önerilir, çünkü bu hastalar parasetamolün toksiketkilerine karşı daha duyarlı olabilirler. Parasetamol aşırı dozajını takiben gelişebilecekfulminant karaciğer yetmezliği tedavisi uzmanlık gerektirebilir.
Fenilefrin hidroklorür
Semptomlar: Fenilefrinin doz aşımı advers reaksiyonlar altında listelenen etkilerle benzerdir. Ek semptomlar hipertansiyon ve olası refleks bradikardisini içerebilir. Ciddi olgulardakonfüzyon, halüsinasyonlar, nöbetler ve aritmiler meydana gelebilir.
Bununla birlikte ciddi fenilefrin toksisitesi yaratmak için gerekli miktar parasetamolle ilişkili toksisiteye neden olan miktarlardan daha fazla olacaktır.
Tedavi: Tedavi klinik olarak uygun olmalıdır. Ciddi hipertansiyon, fentolamin gibi alfa bloke edici ilaçlarla tedavi gerektirir.
Klorfeniramin maleat
Semptomlar: Sedasyon, SSS paradoksal stimülasyonu, toksik psikoz, nöbet, apne, konvülsiyonlar, antikolinerjik etkiler, distonik reaksiyonlar ve aritmi dahil kardiyovaskülerkolaps
Tedavi: Gastrik lavaj veya ipeka şurubuyla emezis yoluyla tedaviye başlanmalıdır. Ardından aktif kömür ve katartikler uygulanarak absorbsiyonu azaltılır. Diğer semptomatik vedestekleyici önlemler kalp, solunum, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ve sıvı-elektrolit
15 / 22
dengesine göre özel dikkatle uygulanmalıdır.
Hipotansiyon ve aritmiler tedavi edilmelidir. SSS konvülsiyonları IV diazepam ile tedavi edilebilir. Ciddi durumlarda hemoperfüzyon kullanılabilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Diğer soğuk algınlığı preparatları ATC kodu: R05X
Parasetamol etkin bir ağrı kesici ve ateş düşürücüdür. Parasetamolün terapötik etkilerinin, siklooksijenaz enziminin inhibisyonu sonucu prostaglandin sentezinin inhibisyonuna bağlıolduğu düşünülmektedir. Parasetamolün periferik siklooksijenaza oranlasantral
siklooksijenaz üzerine daha etkili inhibitör olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Parasetamolün analjezik ve antipiretik özellikleri vardır fakat sadece zayıf anti-enflamatuvar özelliklergösterir. Bu durum; enflamatuvar dokuların diğer dokulara oranla daha yüksek seviyelerdehücresel peroksidler içermesi ve bu hücresel peroksidlerin paracetamolün siklooksijenazinhibisyonunu önlemesiyle açıklanabilir. Trombosit agregasyonunu inhibe etmez,protrombin cevabını etkilemez.
Fenilefrin hidroklorür, başlıca adrenerjik reseptörler üzerine direkt etkisi olan sempatomimetik bir maddedir. Bir nazal dekonjestan olarak üst solunum yolumukozalarındaki şişkinliği giderir, vazokonstriktör etkisi ile burun ve sinüslerdekitıkanıklıkları hafifletir.
Klorfeniramin maleat;antihistaminik (antiallerjik) bir madde olup, kılcal damarlardaki geçirgenliği azaltarak burun akıntısı, aksırma, gözde sulanma ve kaşıntı gibi belirtilerigiderir.
5.2. Farmakokinetik özelliklerParasetamol
Parasetamolün absorpsiyonu başlıca ince barsaklardan olur.
16 / 22
Emilim
: Parasetamol, mide-barsak kanalından hızla ve tam olarak emilir; plazmadaki en yüksek konsantrasyonları formülasyona bağlı olarak genellikle oral uygulamadan sonra 30ila 90 dakika arasında elde edilir. Gastrik boşalma, oral uygulanan parasetamol absorpsiyonuiçin hız sınırlayıcı bir basamaktır. Parasetamol değişken bir oranda ilk geçişmetabolizmasına uğradığı için oral uygulamadan sonra sistemik dolaşımda tam olarakbulunmaz. Erişkinlerdeki oral biyoyararlanımının uygulanan parasetamol miktarına bağlıolduğu görülmektedir. Oral biyoyararlanım 500 mg'lık dozdan sonra %63 iken, 1 veya 2 g(tablet formu) dozundan sonra yaklaşık %90'a yükselir.
Dağılım
: Parasetamol birçok vücut sıvısına eşit miktarda dağılır; tahmini dağılım hacmi 0.95 l/kg'dır. Terapötik dozları takiben parasetamol plazma proteinlerine önemli orandabağlanmaz.
Çocuklardaki dağılım kinetiği (Vd/F) erişkinlerdekine benzerdir.
Biyotransformasyon
: Parasetamol karaciğerde metabolize olur ve insanda çok sayıda metabolitleri tanımlanmıştır. İdrarla atılan majör metaboliti glukuronid ve sülfatkonjugatıdır. Parasetamolün %10 kadarı minör bir yolla sitokrom P-450 karma fonksiyonluoksidaz sistemi (başlıca CYP2E1 ve CYP3A4) ile reaktif bir metabolit olan asetamidokinonadönüşür. Bu metabolit hızla indirgenmiş glutatyon ile konjuge olur ve sistein ve merkaptürikasit konjugatları şeklinde atılır. Büyük miktarlarda parasetamol alındığında hepatikglutatyon azalabilir ve vital hepatoselüler makromoleküllerine kovalan olarak bağlananhepatosit asetamidokinonun aşırı birikmesine yol açar. Bu da doz aşımı durumundagörülebilen hepatik nekroza yol açar.
Eliminasyon
: Tek dozu (1000 mg i.v.) takiben parasetamolün total vücut klerensi yaklaşık 5 ml/dak/kg'dır. Parasetamolün renal klerensi idrar akış hızına bağlıdır, fakat pH'ya bağlıdeğildir. Uygulanan ilacın %4'ten daha azı değişmemiş parasetamol halinde atılır. Sağlıklıbireylerde terapötik dozun yaklaşık %85-95'i 24 saat içinde idrar ile atılır.
Doğrusallık ve doğrusal olmayan durum:
Reaktif parasetamol metabolitlerinin karaciğer hücre proteinlerine bağlanması, hepatoselüler hasara sebep olur. Terapötik dozlarda, bu metabolitler,glutatyon tarafından bağlanır ve nontoksik konjugatlar oluştururlar. Ancak masif doz aşımıhalinde, karaciğerin (glutatyon oluşumunu kolaylaştıran ve teşvik eden) SH-donörleri deposu
17 / 22
tükenir; ilacın toksik metabolitleri karaciğerde birikir ve karaciğer hücre nekrozu gelişir ve bu da karaciğer fonksiyonunda bozulmaya ve giderek hepatik komaya kadar ilerler.
Pozolojiye uygun kullanıldığında farmakokinetiği doğrusaldır.
Fenilefrin hidroklorür
Emilim
: Monoaminoksidazlar nedeniyle gastrointestinal sistemden düzensiz emilir.
Dağılım:
Oral yoldan alındığında nazal konjestan olarak etkinliğini korur, ilaç dağılımı sistemik dolaşım aracılığıyla nazal mukozanın vasküler tabakasına dağılır. Dağılım hacmi(Vd) başlangıç: 26-61; kararlı durum dağılım hacmi (Vdss) 184-543 L (ortalama: 340 L)
Biyotransformasyon
: Fenilefrin ilk başta barsak ve karaciğerde monoaminoksidaz tarafından metabolize edilir. İlk geçiş etkisine uğraması nedeniyle sınırlı oral biyoyararlanıma sahiptir.
Eliminasyon:
Fenilefrin başlıca inaktif met abolitleri halinde idrarla atılır. Eliminasyon yarı ömrü alfa fazı yaklaşık 5 dk. ve terminal faz 2-3 saattir.
Doğrusallık ve doğrusal olmayan durumKlorfeniramin maleat
Emilim
: Klorfeniramin, mide-barsak kanalından nispeten yavaş emilir. Oral uygulama sonrası en yüksek plazma konsantrasyonlarına 2.5-6 saat içinde erişilir. Biyoyararlanımı%25-50 oranındadır.
Dağılım
: Dolaşımda bulunan klorfeniraminin %70'i proteinlere bağlı haldedir.
Klorfeniramin vücutta, santral sinir sistemi de dahil olmak üzere, geniş oranda dağılır.
Biyotransformasyon:
Karaciğerde belirgin oranda ilk-geçiş metabolizmasına uğrar. Klorfeniramin yüksek oranda metabolize edilir. Metabolitleri desmetil ve didesmetilklorfeniramindir.
Eliminasyon:
Klorfeniraminin farmakokinetiğinde belirgin bireysel farklılıklar
bulunmaktadır; yarı ömrü 2-43 saat arasında bildirilmiştir. Değişmeyen ilaç ve metabolitleri başlıca idrar yoluyla atılır.
18 / 22
Doğrusallık ve doğrusal olmayan durum:5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileriParasetamol
Akut Toksisite
Parasetamol yetişkin sıçanlara ve kobaylara oral yoldan verildikten sonra hafif toksik olduğu saptanmıştır. Farelerde ve yenidoğan sıçanlarda önemli oranda daha fazla toksik olmasınınsebebi ise, muhtemelen, farelerde maddenin farklı bir metabolizmasının bulunması veyenidoğan sıçanlarda hepatik enzim sisteminin olgunlaşmamış olmasıdır.
Köpekler ve kedilere daha yüksek dozlarda verildiğinde kusmaya sebep olmuştur. Bu nedenle bu hayvan cinslerinde oral LD50 değeri saptanamamıştır.
Kronik Toksisite
Toksik dozların verilmesinin ardından deney hayvanlarında yavaş kilo artışı, diürez, asidüri ve dehidratasyon ile enfeksiyonlara karşı duyarlılık artışı gibi etkiler gözlenmiştir. Otopsisırasında, abdominal organlarda kan akımı artışı, intestinal mukoza iritasyonu gözlenmiştir.
Mutojenik ve Tümörojenik Potansiyeli
Sıçanlarda, hepatotoksik doz düzeyinde potansiyel bir genotoksisite gözlenmiş ve bu bulgu doğrudan bir DNA hasarı olarak değil, hepatotoksisite/miyelotoksisitenin dolaylı bir sonucuolarak açıklanmıştır. Dolayısıyla, bir eşik doz varsayılabilir.
Diyeti 6.000 ppm'e kadar olan erkek sıçanlarda yapılan 2 yıllık bir çalışmada parasetamolün karsinojenik aktivitesine ilişkin herhangi bir bulgu bildirilmemiştir. Mononükleer hücrelösemisi insidansının artması nedeniyle dişi sıçanlarda bazı karsinojenik aktivite bulgularısöz konusudur. Diyeti 6.000 ppm kadar olan farelerde yapılan 2 yıllık bir çalışmada iseparasetamolün karsinojenik aktivitesini gösteren herhangi bir bulgu saptanmamıştır.
Üreme Toksisitesi
İnsanlarda kapsamlı kullanımdan sonra embriyotoksik veya teratojenik riskte bir artış
19 / 22
gözlenmemiştir. Parasetamol hamilelik dönemlerinde de sıklıkla alınmakta olup, gerek hamileliğin seyri gerekse doğmamış çocuk üzerinde herhangi bir olumsuz etkigörülmemiştir.
Hayvanlarda yapılan kronik toksisite araştırmalarında parasetamolün testiküler atrofiye neden olduğu ve spermatogenezi inhibe ettiği bildirilmiştir.
Fenilefrin hidroklorür
Yeterli klinik öncesi deneyim bulunmamaktadır
Klorfeniramin maleat
Yeterli klinik öncesi deneyim bulunmamaktadır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Mikrokristalin selüloz Mısır nişastasıPolivinilprolidon (K30)
Sodyum nişasta glikolat Talk
Magnezyum stearat
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği yoktur.
6.3. Raf ömrü
60 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
20 / 22
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
20 tabletlik blister ambalajlarda Blister: PVC+Aluminyum folyo blisterDış Ambalaj: Karton kutu
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
“Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü” yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Biofarma İlaç Sanayi ve Ticaret A.Ş.
Akpınar Mah. Osmangazi Cad. No: 156 34885 Sancaktepe / İstanbulTelefon: (0216) 398 10 63Faks: (0216) 419 27 80
8. RUHSAT NUMARASI
2016/285
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 04.04.2016 Ruhsat yenileme tarihi:
21 / 22
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
22 / 22