KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
GRİPİN HOT 500/4/60 mg tek kullanımlık toz içeren poşet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin maddeler:
Parasetamol 500mg
Psödoefedrin HCl 60 mg Klorfeniramin maleat 4 mg
Yardımcı madde(ler):
Sukroz 8926mg
Aspartam 60mg
Kinolin sarısı 0,333mg
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Granül
Tek kullanımlık poşet içinde, sarı renkli, homojen granül.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
GRİPİN HOT; üst solunum yolları akut enfeksiyonlarının semptomatik tedavisinde endikedir. Analjezik, antipiretik, antihistaminik ve dekonjestan etkiye sahip kombinasyon preparatıdır.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
12 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde: 6 ya da 8 saat ara ile 1 tane alınmak üzere günde ortalama 3 ya da 4 poşettir.
Günlük maksimum doz 4 poşettir.
Alkol alan kişilerde, hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmaması gerekir.
Uygulama şekli:
GİPIN HOT, oral yoldan alınır. Her bir poşetin içindeki ilaç 160 ml (yaklaşık 1 su bardağı) sıcak su içerisinde karıştırılarak çözülmeli ve sıcak iken içilmelidir.
1
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Hafıf-orta şiddette karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. (Bkz. Bölüm 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri). Şiddetli karaciğer veböbrek yetmezliklerinde ise kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3. Kontrendikasyonlar).
Pediyatrik popülasyon:
12 yaşın altındaki pediyatrik hastalarda kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
Sağlıklı, hareketli yaşlılarda normal yetişkin dozu uygundur fakat herhangi bir hastalığın eşlik ettiği durumlarda doz ve dozlam sıklığı uygun bir şekilde doktorunuz tarafından azaltılmalıdır.
(Bkz. Bölüm 5.2. Farmakokinetik özellikler).
4.3. Kontrendikasyonlar
GRİPİN HOT aşağıdaki durumlarda kontrendikedir.
• İlacın içindeki etkin maddeler veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırıduyarlılığı olanlarda
• 12 yaşın altındaki çocuklarda
• Şiddetli karaciğer (Child-Pugh kategorisi > 9) ve böbrek yetmezliği olan hastalarda
• Şiddetli hipertansiyonu olanlarda
• Şiddetli koroner arter hastalığı olanlarda
• Diğer sempatomimetik ilaçlar (dekonjestanlar, iştah bastırıcı ilaçlar ya da amfetaminbenzeri psikostimülanlar) ve beta-blokörlerle birlikte kullanım
• Monoamino oksidaz inhibitörleri ile tedavi olanlarda (GRİPİN HOT kullanımından önceki14 gün içinde MAOİ (bir antibakteriyel olan furazolidon dahil) / RIMA almış ve/veyaalmaya devam eden hastalarda) kontrendikedir. Psödoefedrin ve bu tip bir ilacın aynızamanda kullanılması kan basıncında yükselmeye neden olabilir.
• Miksiyon sonrası mesanede bir miktar idrarın kaldığı, prostat adenomu
• Mesane boynunda obstrüksiyon
• Piloroduodenal obstrüksiyon
• Stenoz yapan peptik ülser
• Akciğer hastalıkları (astım dahil)
• Epilepsi
• Diabetes mellitusu olanlarda,
• Hipertiroidizm olanlarda,
• Glokomu olanlarda (dar açılı glokom dahil),
• Feokromositoma olanlarda
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
• Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımın ilkdozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir deri reaksiyonuoluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacın kullanımınınbırakılması ve alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Parasetamol ile derireaksiyonu gözlenen kişi bir daha bu ilacı veya parasetamol içeren başka bir ilacı
2
kullanmamalıdır. Bu durum, ciddi ve ölümle sonuçlanabilen Steven Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN) ve akut jeneralize ekzantematöz püstüloz(AGEP) dahil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.
• Anemisi olanlarda, akciğer hastalarında, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğuolan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır. Önceden mevcuthepatik hastalığı bulunan hastalar için, yüksek dozda veya uzun süreli tedavileresnasında periyodik aralıklarla karaciğer fonksiyon tetkikleri yapmak gerekebilir. Böbrekyetmezliği (kreatinin klerensi < 10 mL/dakika) halinde, doktorun parasetamolkullanımının yarar/ risk oranını dikkatle değerlendirmesi gerekir. Doz ayarlamasıyapılmalı ve hasta kesintisiz izlenmelidir.
• Bir yıl boyunca günlük terapötik parasetamol dozları alan bir hastada hepatik nekroz vedaha kısa süreli olarak aşırı doz kullanan bir hastada karaciğer hasarı bildirilmiştir. 12-48saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Ancak kliniksemptomlar dozun alınmasından 1 - 6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir.
• Akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur. Erişkinlerde kronik günlükdozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.
• Hepatotoksisite riskinden ötürü, parasetamol, tavsiye edilenden daha yüksek dozlarda yada daha uzun süreli alınmamalıdır. Hafif veya orta şiddette karaciğer yetmezliği(Child-Pugh kategorisi <9) olan hastalar, parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.
• Terapötik dozlarda parasetamol uygulaması sırasında serum alanin aminotransferaz(ALT) düzeyi yükselebilir.
• Terapötik dozlarda parasetamol ile hepatik oksidatif stresi artıran ve hepatik glutatyonrezervini azaltan ilaçların eşzamanlı kullanımı, alkolizm, sepsis veya diabetes mellitusgibi çeşitli durumlar hepatik toksisite riskinde artışa yol açabilir.
• Sepsis gibi glutatyon eksikliği olan hastalarda, parasetamol kullanımı metabolik asidozriskini arttırabilir.
Ciddi bir enfeksiyonunuz varsa bu metabolik asidoz riskini arttırabilir.
Metabolik asidoz belirtileri şunlardır:
- Derin, hızlı ve zorlanarak nefes alıp vermek
- Mide bulantısı ve kusma
- İştahsızlık
• Yüksek dozlarda parasetamolün uzun süreli kullanılması böbrek hasarına neden olabilir.
• Genelde, özellikle diğer analjeziklerle kombinasyon halinde kesintisiz parasetamolkullanılması, kalıcı böbrek hasarına ve böbrek yetmezliği riskine (analjezik nefropatisi)yol açabilir.
• Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz eksikliği olanlarda dikkatli kullanılmalıdır. Seyrek olarakhemoliz vakaları görülebilir.
• Gilbert sendromu olan hastaların parasetamol kullanması, sarılık gibi klinik semptomlarave daha belirgin hiperbilirubinemiye neden olabilir. Bundan dolayı, bu hastalarparasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.
• Hematopoietik disfonksiyon durumunda dozun azaltılması ve/veya dozlar arasındakisürenin uzatılması gibi önlemler alınmalıdır.
3
• Astım, kronik rinit ve kronik ürtikeri olan ve özellikle antienflamatuvar ilaçlara aşırıduyarlılığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Duyarlı kişilerde propifenazon veparasetamol içeren ilaçlarla nadiren astım krizleri ve anaflaktik şok bildirilmiştir.
• Orta düzeyde alkol ile birlikte eşzamanlı parasetamol alınması, karaciğer toksisitesiriskinde bir artışa yol açabilir. Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.Alkol alan kişilerde hepatoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun2000 mg'ı aşmaması gerekir.
• Parasetamol, psödoefedrin hidroklorür veya klorfeniramin maleat içeren diğer ilaçlarınGRİPİN HOT ile eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.
• 3 - 5 gün içinde yeni semptomların oluşması ya da ağrının ve/veya ateşin azalmamasıhalinde, hastaların parasetamol kullanmaya son vermesi ve bir doktora danışmasıönerilir.
• Aritmisi olanlarda,
• Kardiyovasküler hastalığıolanlarda,
• Hipertansiyonu olanlarda,
Normotansif hastalarda psödoefedrinin görünür hiç bir presör etkisi olmamakla beraber, GRİPİN HOT hafif-orta şiddette hipertansiyonu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır(Bkz. Bölüm 4.3. Kontrendikasyonlar, 4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğeretkileşim şekilleri). Kontrol edilemeyen hipertansiyonu olan hastalarda GRİPİN HOT'ınkan basıncı üzerindeki etkisi gözlenmelidir.
• Prostat hipertrofisi (hiperplazisi) olanlarda
• Halüsinasyonlar, huzursuzluk, uyku düzensizliği oluştuğunda kesilmelidir.
• Şiddetli derecede karaciğeryetmezliği olanlarda, ve böbrek yetmezliği olanlarda, özellikle
birlikte kardiyovasküler bir hastalığı olanlarda,
• 60 yaş üzerindeki hastalarda
• İskemik kalp hastalığı olanlarda,
• Tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointeshastalarında kullanımından kaçınılmalıdır.
• Serebral ateroskleroz
• İdiyopatik ortostatik hipotansiyon
• Pödoefedrin ile iskemik kolit bildirimleri olmuştur. Şayet abdominal ağrı, rektal kanamaya da iskemik kolitin diğer semptomları gelişirse, psödoefedrin derhal durdurulmalı vedoktora başvurulmalıdır.
• Uzun süreli kullanımından kaçınılmalıdır. 5 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır.
Seyrek olarak psödoefedrin dahil olmak üzere sempatomimetik ilaçlarla posterior geri dönüşlü ensefalopati (PRES)/geri dönüşlü serebral vazokonstriksiyon sendromu (RCVS) bildirilmiştir.Bildirilen semptomlar ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma ve görme bozukluğudur.Olguların çoğu uygun tedavi ile birkaç günde düzelmiştir. PRES/RCVS semptomları gelişmesihalinde psödoefedrin hemen kesilmelidir.
Çocuklar ve yaşlılar nörolojik antikolinerjik yan etkilere ve paradoksal eksitasyona daha duyarlıdır (enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik gibi belirtiler).
4
GRİPİN HOT, sukroz içerir. Nadir kalıtımsal früktoz intoleransı, glikoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sükraz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
GRİPİN HOT, fenilalanin için bir kaynak olan aspartam (E951) içermektedir. Fenilketonürisi olan insanlar için zararlı olabilir.
GRİPİN HOT, azo boyar bir madde olan kinolin sarısı içermektedir. Alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Parasetamol:
Propantelin gibi mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlar, parasetamolün yavaş emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.
Metoklopramid gibi mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar, parasetamolün daha hızlı emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha hızlı başlamasına neden olabilir.
Bazı hipnotikler ve antiepileptik ilaçlar (glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin, vb.) veya rifampisin gibi karaciğerde hepatik mikrozomal enzim indüksiyonuna sebep olan ilaçların tek başınakullanıldığında zararsız olan parasetamol dozlarıyla eşzamanlı kullanımı karaciğer hasarına yolaçabilir. Aşırı alkol tüketimi halinde, terapötik dozlarda bile parasetamol alınması da karaciğerhasarına neden olabilir.
Parasetamolün kloramfenikol ile kombinasyon halinde kullanılması, kloramfenikolün yarılanma ömrünü uzatabilir ve dolayısıyla bu ilacın toksisite riskini arttırabilir.
Parasetamol (veya metabolitleri), K vitamine bağımlı koagülasyon faktörü sentezinde rol oynayan enzimler ile etkileşir. Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleri arasındaki etkileşimler,“uluslararası normalleştirilmiş oran” (International Normalized Ratio, INR) değerinde bir artışa vekanama riskinde bir artışa neden olabilir. Bundan dolayı, oral antikoagülan kullanan hastalar, tıbbidenetim ve kontrol olmadan uzun süreli parasetamol kullanmamalıdır.
5-hidroksitriptamin serotonin tip 3 reseptör antagonistleri olan tropisetron ve granisetron, farmakodinamik etkileşim ile parasetamolün analjezik etkisini tamamen baskılayabilir.
Parasetamol ve azidotimidin (AZT - zidovudin) eşzamanlı kullanılması nötropeni eğilimini artırır. Bu nedenle tıbbi tavsiye olmadıkça, parasetamol AZT ile birlikte alınmamalıdır.
Birden fazla ağrı kesiciyle kombinasyon tedavisinden kaçınılması önerilmektedir. Bunun hastaya ekstra bir fayda sağladığını gösteren çok az kanıt vardır ve genelde istenmeyen etkilerde artışa yolaçmaktadır.
Parasetamol emilim hızı metoklopramid ya da domperidon ile artabilir ve kolestiramin ile azalabilir.
St. John's Wort
(Hypericum perforatum -
sarı kantaron) parasetamolün kan düzeylerini azaltabilir. Besinler ile birlikte alındığında parasetamolün absorpsiyon hızı azalabilir.
Psödoefedrin hidroklorür:
5
GRİPİN HOT, MAOI/RIMA alanlarda kullanılmamalıdır. Trisiklik antidepresanlar, iştah bastırıcı ilaçlar, sempatomimetik ajanlar (dekonjestanlar, iştah bastırıcılar ve amfetamin benzeripsikostimülanlar gibi) ve sempatomimetik aminlerin katabolizmasını etkileyen monoamin oksidazinhibitörleri (furazolidon dahil) ile beraber kullanılması bazen kan basıncını yükselmesine nedenolabilir (Bkz. Bölüm 4.3. Kontrendikasyonlar). Moklobemid ve oksitosin ile birlikte kullanımıtansiyon yükselmesine sebebiyet verebilir. Psödoefedrin içermesinden dolayı GRİPİN HOT,bretilyum, betanidin, guanetidin, debrizokin, metildopa ve alfa ve beta adrenerjik blokör ilaçlar gibisempatik aktiviteyi engelleyen hipotansif ilaçların etkisini kısmen tersine çevirir. Kardiyakglikozidler disritmi riskine, ergot alkaloidleri ise ergotizm riskine sebep olabilir.
Klorfeniramin maleat:
Klorfeniramin, santral etkili ilaçların (sempatomimetikler, antidepresanlar) etkilerini artırabilir. Alkol, barbitüratlar, hipnotikler, opioid analjezikler, anksiyolitikler ve antipsikotikler gibi santralsinir sistemi depresanlarının etkilerini artırabilir. Atropin, trisiklik antidepresanlar ve MAOinhibitörlerinin antimuskarinik etkilerini artırabilir.
Klorfeniramin, fenitoin metabolizmasını inhibe eder, bu nedenle fenitoin toksisitesine neden olabilir.
Antihistaminikler derideki histamin yanıtını baskılayabileceği için alerji testleri yapılmadan birkaç gün önce kesilmelidir.
Özel popülasyonlara ilikin ek bilgiler Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyonda bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi C'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Gebelik dönemi
GRİPİN HOT için, gebelikte maruz kalmaya ilişkin klinik veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar; gebelik, embriyo-fetal gelişim, doğum ya da doğum sonrası gelişimüzerindeki etkiler bakımından yetersizdir.
GRİPİN HOT, gebelik döneminde yalnızca doktor tavsiyesi ile ve ilacın risk/fayda oranı göz önüne alınarak kullanılmalıdır.
Laktasyon dönemi
Laktasyon döneminde hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır.
Psödoefedrin anne sütüne az miktarda geçer, fakat bunun emzirilen bebeklerdeki etki derecesi bilinmemektedir. Ağız yoluyla tek doz psödoefedrin verilen annenin sütüyle 24 saat içindebunun
%
0,5-0,7'sinin atılacağı tahmin edilmektedir. Klorfeniramin maleat anne sütüne önemlimiktarda geçer; bu düzeyde ilacın bebek için zararlı etki oluşturduğu bilinmemekle beraber
6
kullanılmaması önerilir. Klorfeniramin maleat ve diğer antihistaminikler laktasyonu inhibe edebilir.
GRİPİN HOT, eğer hekim ilacın emziren anneye sağlayacağı yararın, emzirilen bebek üzerindeki riskini haklı göstereceğine inanıyorsa dikkatle kullanılmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
GRİPİN HOT'ın üreme yeteneği üzerindeki etkisi ile ilgili klinik çalışma bulunmamaktadır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
GRİPİN HOT uyuşukluğa, bazı hastalarda ise baş dönmesi veya somnolansa neden olabilir. Bu nedenle hastalar araç veya makine kullanırken dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdırlar. Uykuhali, sedatifler, trankilizanlar ve alkollü içeceklerin kullanımıyla artabilir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Sıklık sınıflandırması aşağıdaki gibidir:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahminedilemiyor)
Parasetamolün istenmeyen etkileri genellikle hafiftir. 10 g'ın üzerinde alınması durumunda toksisite görülmesi muhtemeldir.
SİSTEM ORGAN SINIFI |
Advers reaksiyonlar |
SIKLIK |
Parasetamol |
Psödoefedrin |
Klorfenirami |
Kan ve lenf sistemi hastalıkları |
Anemi
|
1
Seyrek
|
|
Seyrek
|
Hemolitik anemi
|
Seyrek
|
|
Seyrek
|
Methemoglobinemi
|
1
Seyrek
|
|
Seyrek
|
Trombositopeni
|
2
Seyrek
|
|
Seyrek
|
Trombositopenik
purpura
|
2
Seyrek
|
|
Seyrek
|
Lökopeni
|
2
Seyrek
|
|
Seyrek
|
Nötropeni
|
2
Seyrek
|
|
Seyrek
|
Pansitopeni
|
2
Seyrek
|
|
Seyrek
|
Agranülositoz
|
Çok seyrek
|
|
Seyrek
|
Bağışıklık sistemi hastalıkları |
Alerjik reaksiyonlar
|
Seyrek
|
|
|
Anaflaksi
|
Seyrek
|
|
|
Lyell sendromu
|
Seyrek
|
|
|
Bronkospazm
|
Bilinmiyor
|
|
|
Pozitif alerji testi
|
Bilinmiyor
|
|
|
İmmün
trombositopeni
|
Bilinmiyor
|
|
|
Metabolizma ve beslenme hastalıkları |
Anoreksi
|
|
|
Seyrek
|
|
7
|
Psikiyatrik
hastalıkları |
Sinirlilik
|
|
Yaygın
|
|
İnsomnia
|
|
Yaygın
|
|
Yorgunluk
|
|
Yaygın olmayan
|
|
Telaş hali
|
|
Yaygın olmayan
|
|
Ajitasyon
|
|
Yaygın olmayan
|
|
Halüsinasyon
|
|
3
Seyrek
|
|
Paranoid delüzyon
|
|
Seyrek
|
|
Eksitabilite
|
|
Seyrek
|
|
Depresyon
|
|
|
Seyrek
|
Kabuslar
|
|
|
Seyrek
|
Sinir sistemi hastalıkları |
Baş ağrısı
|
Yaygın
|
Bilinmiyor
|
Bilinmiyor
|
Baş dönmesi
|
Yaygın
|
|
Seyrek
|
Somlonans
|
Yaygın
|
|
|
Parestezi
|
Yaygın
|
|
|
Santral sinir sistemi stimülasyonu
|
Bilinmiyor
|
|
|
Ensefalopati
|
Bilinmiyor
|
|
|
İnsomnia
|
Bilinmiyor
|
|
|
Tremor
|
Bilinmiyor
|
|
|
Sersemlik
|
|
Yaygın
|
|
İrritabilite
|
|
Bilinmiyor
|
Seyrek
|
Anksiyete
|
|
Bilinmiyor
|
|
Konsantre olamama
|
|
|
Seyrek
|
Sedasyon
|
|
|
Bilinmiyor
|
Çocuklarda
paradoksikal
eksitasyon
|
|
|
Bilinmiyor
|
Yaşlılarda konfüzyonel psikoz
|
|
|
Bilinmiyor
|
Göz hastalıkları |
Bulanık görme
|
|
|
Seyrek
|
Kulak ve iç kulak hastalıkları |
Tinnitus
|
|
|
Seyrek
|
Kardiyak
hastalıkları |
Taşikardi
|
|
Seyrek
|
Seyrek
|
Hipertansiyon
|
|
Seyrek
|
|
Diğer kardiyak disritmiler
|
|
Seyrek
|
|
Palpitasyon
|
|
|
Seyrek
|
Aritmi
|
|
|
Seyrek
|
Hipotansiyon
|
|
|
Seyrek
|
Vasküler
hastalıkları |
Kan basıncı artışı
|
|
4
Seyrek
|
|
Solunum, göğüs |
Üst solunum yolu enfeksiyon belirtileri
|
Yaygın
|
|
|
8
bozuklukları ve
mediastinal
hastalıkları |
Analjezik astım sendromu da dahilastım
|
Seyrek
|
|
|
Bronkospazm
|
Seyrek
|
|
|
Bronşial sekresyonda kalınlaşma
|
|
|
Seyrek
|
Gastrointestinal
hastalıkları |
Bulantı
|
Yaygın
|
Yaygın
|
Seyrek
|
Kusma
|
Yaygın
|
Yaygın
|
Seyrek
|
Dispepsi
|
Yaygın
|
|
Seyrek
|
Flatulans
|
Yaygın
|
|
|
Karın ağrısı
|
Yaygın
|
|
Seyrek
|
Konstipasyon
|
Yaygın
|
|
|
Gastrointestinal
kanama
|
Yaygın
olmayan
|
|
|
Diyare
|
Seyrek
|
|
Seyrek
|
Ağız kuruluğu
|
|
Yaygın
|
Bilinmiyor
|
Hepato-biliyer
hastalıkları |
Hepatik bozukluk
|
1
Seyrek
|
|
|
Sarılık dahil hepatit
|
|
|
Seyrek
|
Deri ve derialtı doku hastalıkları |
Deri döküntüsü
|
Seyrek
|
|
|
Kaşıntı
|
Seyrek
|
|
|
Ürtiker
|
Seyrek
|
|
Bilinmiyor
|
Alerjik ödem
|
Seyrek
|
|
|
Anjiyoödem
|
Seyrek
|
|
|
Akut jeneralize
eksantematöz
püstülozis
|
Seyrek*
|
|
|
Eritema multiforme
|
Seyrek
|
|
|
Stevens-Johnson
sendromu
|
>|<
Seyrek
|
|
|
Toksik epidermal nekroliz
|
*
Seyrek
|
|
|
Deri döküntüleri
|
|
Seyrek
|
|
Hipersensitivite
reaksiyonları
|
|
Seyrek
|
|
Diğer
sempatomimetiklerle çapraz reaksiyon
|
|
Seyrek
|
|
Alerjik dermatit
|
|
5
Seyrek
|
|
Eksfoliyatif dermatit dahil alerjikreaksiyonlar
|
|
|
Bilinmiyor
|
Fotosensitivite
|
|
|
Bilinmiyor
|
Deri reaksiyonları
|
|
|
Bilinmiyor
|
9
Kas-iskelet bozukluklar, bağdoku ve kemikhastalıkları |
Kas seğirmesi ve inkoordinasyonu
|
|
|
Bilinmiyor
|
Böbrek ve idrar hastalıkları |
Papiler nekroz
|
Yaygın
2
olmayan
|
|
|
Dizüri
|
|
Yaygın olmayan
|
|
Üriner retansiyon
|
|
6
Yaygın olmayan
|
Bilinmiyor
|
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesineilişkin hastalıkları |
Halsizlik
|
|
|
Seyrek
|
Göğüs sıkışması
|
|
|
Seyrek
|
|
1
2 |
Parasetamolün çok miktarda alınması durumunda
Parasetamolün uzun süre kullanılması durumunda
3 __
Özellikle çocuklarda
4
Sistolik kan basıncı artışı gözlenmiştir. Terapötik dozlarda psödoefedrinin kan basıncı üzerindeki etkisi klinik olarak anlamlı değildir.
5
Psödoefedrin kullanımı ardından bronkospazm, anjiyoödem gibi sistemik belirtileri
olan/olmayan çeşitli alerjik deri reaksiyonları bildirilmiştir.
6
Erkek hastalarda üriner retansiyon (önceden mevcut bir prostatik büyüme durumu hazırlayıcı bir faktör olabilir.)
*Ölümcül sonuçlara neden olabilir.
Şüpheli advers reaksiyonlarının raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlıkmesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi(TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: [email protected]; tel: 0 800314 00 08; faks 0 312 218 35 99).
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Parasetamol
Parasetamolü 10 g'dan fazla alan yetişkinlerde toksisite olasılığı vardır. Dahası, aşırı dozun zararı siroz olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür. Çocuklarda aşırı dozu takibenkaraciğer hasarı göreceli olarak daha nadirdir. Karaciğer hücre hasarı ile birlikte parasetamol aşırıdozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olan parasetamol yarı ömrü genellikle 4 saate veya
14 14
daha uzun sürelere uzar. C-aminopirinden sonra CO2 atılımında azalma bildirilmiştir. Bu; plazma parasetamol konsantrasyonu veya yarı ömür, veya konvansiyonel karaciğer fonksiyon testiölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajı ile karaciğer hücre hasarı arasında daha iyi ilişkikurar. Parasetamole bağlı fulminant karaciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tubüler nekrozdandolayı böbrek yetmezliği oluşabilir. Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden dolayıfulminant karaciğer yetmezliği olan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık
10
değildir. Nadiren, ilaç aldıktan 2-10 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesi ile birlikte renal tubüler nekroz oluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımının akutpankreatit gelişmesine katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten, parasetamolüngünlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkiler bildirilmiştir.Semptomlar: Solgunluk, anoreksi bulantı ve kusma parasetamol doz aşımının sık görülen erkensemptomlarıdır. Hepatik nekroz parasetamol doz aşımının dozla ilişkili komplikasyonudur.Hepatik enzimler yükselebilir ve protrombin süresi 12 ila 48 saat içinde uzar, fakat kliniksemptomlar ilacın alımını takiben 1 ila 6 gün içinde belirgin olmayabilir.
Tedavi: Hastayı gecikmiş hepatoksisiteye karşı korumak için parasetamol aşırı dozajı hemen tedavi edilmelidir. Bunun için, absorbsiyonu azaltmayı (Gastrik lavaj veya aktif kömür) takibenintravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek gerekir. Eğer hasta kusuyorsa veya aktifkömür ile konjugasyon yapılmışsa metionin kullanılmamalıdır. Doruk plazma parasetamolkonsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saate kadar gecikebilir. Bu nedenle, hepatoksisite riskinibelirlemek için plazma parasetamol düzeyleri ilaç alımından en az 4 saat sonrasına kadarölçülmelidir. Ek tedavi (İlave oral metionin veya intravenöz N-asetilsistein) kan parasetamoliçeriği ve ilaç alımından beri geçen süre ışığı altında değerlendirilmelidir. Hepatik enzimindükleyici ilaçlar alan hastalarda, uzun süredir alkol bağımlısı olanlarda veya kronik olarakbeslenme eksikliği olanlarda N-asetilsistein ile tedavi eşiğinin %30-50 düşürülmesi önerilir, çünkübu hastalar parasetamolün toksik etkilerine karşı daha duyarlı olabilirler. Parasetamol aşırı dozaj ınıtakiben gelişebilecek fulminant karaciğer yetmezliği tedavisi uzmanlık gerektirir.
Psödoefedrin
Semptomlar: Psödoefedrin doz aşımında eksitasyon, huzursuzluk, halüsinasyon, hipertansiyon ve aritmi gibi merkezi sinir sistemi ve kardiyovasküler sistem semptomları ortaya çıkabilir. Şiddetliolgularda psikoz, konvülziyon, koma ve hipertansif kriz gelişebilir. Potasyumun hücre dışındanhücre içine kayması nedeniyle serum potasyum düzeyi düşebilir.
Tedavi: Solunum destekleyici ve koruyucu ve konvülsiyonları kontrol edici önlemler alınmalıdır. Endike olduğu takdirde gastrik lavaj uygulanmalıdır. Mesane kateterizasyonu gerekebilir. Betablokörler kardiyovasküler komplikasyonları ve hipokalemiyi düzeltebilir. İstenirse, psödoefedrinatılımının hızlandırılması için asit diürezi veya diyaliz yapılabilir.
Klorfeniramin maleat
Semptomlar: Sedasyon, SSS paradoksal stimülasyonu, toksik psikozis, nöbet, apne,
konvülsiyonlar, antikolinerjik etkiler, distonik reaksiyonlar ve aritmi dahil kardiyovasküler kolaps.
Tedavi: Gastrik lavaj veya ipeka şurubuyla emezis yoluyla tedaviye başlanmalıdır. Ardından aktif kömür ve katartikler uygulanarak absorpsiyonu azaltılır. Diğer semptomatik ve destekleyiciönlemler kalp, solunum, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ve sıvı-elektrolit dengesine göre özeldikkatle uygulanmalıdır.
Hipotansiyon ve aritmiler tedavi edilmelidir. SSS konvülsiyonları IV diazepam ile tedavi edilebilir. Ciddi durumlarda hemoperfüzyon kullanılabilir.
11
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Analjezik-antipiretik (parasetamol), Sistemik nazal dekonjestan
(psödoefedrin HCl) ve Sistemik antihistaminik (klorfeniramin maleat) kombine ATC kodu: R05X
Etki mekanizması:
Parasetamol
Parasetamol, analjezik ve antipiretik bir ajandır. Parasetamolün terapötik etkilerinin, siklooksijenaz enziminin inhibisyonu sonucu prostaglandin sentezinin inhibisyonuna bağlı olduğudüşünülmektedir. Parasetamolün periferik siklooksijenaza oranla santral siklooksijenaz üzerinedaha etkili inhibitör olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Parasetamolün analjezik ve antipiretiközellikleri vardır fakat sadece zayıf anti-enflamatuvar özellikler gösterir. Bu durum; enflamatuvardokuların diğer dokulara oranla daha yüksek seviyelerde hücresel peroksitler içermesi ve buhücresel peroksitlerin parasetamolün siklooksijenaz inhibisyonunu önlemesiyle açıklanabilir.
Psödoefedrin HCl
Psödoefedrin, doğrudan veya dolaylı sempatomimetik aktiviteye sahiptir ve etkili bir üst solunum yolları dekonjestanıdır. Psödoefedrin, sistolik kan basıncının yükseltilmesinde ve taşikardiyaratılmasında efedrinden daha az etkilidir, ayrıca merkezi sinir sisteminin uyarılmasında da etkisidaha düşüktür. Psödoefedrin 4 saat süren dekonjestan etkisine 30 dakika içinde ulaşır.
60 mg psödoefedrinin, soğuk algınlığı ve rinitli hastalarda ve normal kişilerde ve alerjik rinitli hastalarda histamin uygulanmasından sonra nazal hava akımı ile ölçüldüğü şekilde, etkili bir nazaldekonjestan olduğu gösterilmiştir.
Klorfeniramin maleat
Klorfeniramin maleat; antihistaminik bir madde olup, kılcal damarlardaki geçirgenliği azaltarak burun akıntısı, aksırma, gözde sulanma ve kaşıntı gibi belirtileri giderir.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel ÖzelliklerParasetamol
Emilim
Parasetamolün absorpsiyonu başlıca ince bağırsaklardan pasif difüzyon ile olur. Gastrik boşalma, oral uygulanan parasetamol absorpsiyonu için hız sınırlayıcı bir basamaktır. Doruk plazmaparasetamol konsantrasyonu formülasyona bağlı olarak genellikle oral uygulamadan sonra 30 ila90 dakika arasında meydana gelir. Parasetamol değişken bir oranda ilk geçiş metabolizmasınauğradığı için oral uygulamadan sonra sistemik dolaşımda tam olarak bulunmaz. Erişkinlerdeki oralbiyoyararlanımının uygulanan parasetamol miktarına bağlı olduğu görülmektedir. Oralbiyoyararlanım 500 mg'lık dozdan sonra %63 iken, 1 veya 2 g (tablet formu) dozundan sonrayaklaşık %90'a yükselir.
Dağılım:
12
Parasetamol birçok vücut sıvısına eşit miktarda dağılır; tahmini dağılım hacmi 0,95 L/kg'dır. Terapötik dozları takiben parasetamol plazma proteinlerine önemli oranda bağlanmaz.
Çocuklardaki dağılım kinetiği (Vd/F) erişkinlerdekine benzerdir.
Biyotransformasyon:
Terapötik dozlardan sonra parasetamolün plazma yarılanma ömrü 1,5-2,5 saat arasındadır. Parasetamol karaciğerde metabolize olur ve insanda çok sayıda metabolitleri tanımlanmıştır.İdrarla atılan majör metaboliti glukuronid ve sülfat konjugatıdır. Parasetamolün %10 kadarı minörbir yolla sitokrom P-450 karma fonksiyonlu oksidaz sistemi (başlıca CYP2E1 ve CYP3A4) ilereaktif bir metabolit olan asetamidokinona dönüşür. Bu metabolit hızla indirgenmiş glutatyon ilekonjuge olur ve sistein ve merkaptürik asit konjugatları şeklinde atılır. Büyük miktarlardaparasetamol alındığında hepatik glutatyon azalabilir ve vital hepatoselüler makromoleküllerinekovalan olarak bağlanan hepatosit asetamidokinonun aşırı birikmesine yol açar. Bu da doz aşımıdurumunda görülebilen hepatik nekroza yol açar.
Eliminasyon:
Tek dozu (1000 mg i.v.) takiben parasetamolün total vücut klerensi yaklaşık 5 mL/dak/kg'dır. Parasetamolün renal klerensi idrar akış hızına bağlıdır, fakat pH'ye bağlı değildir. Uygulananilacın %4'ten daha azı değişmemiş parasetamol halinde atılır. Sağlıklı bireylerde terapötik dozunyaklaşık %85-95'i 24 saat içinde idrar ile atılır.
Doğrusallık ve Doğrusal Olmayan Durum:
Reaktif parasetamol metabolitlerinin karaciğer hücre proteinlerine bağlanması, hepatoselüler hasara sebep olur. Terapötik dozlarda, bu metabolitler, glutatyon tarafından bağlanır ve nontoksikkonjugatlar oluştururlar. Ancak masif doz aşımı halinde, karaciğerin (glutatyon oluşumunukolaylaştıran ve teşvik eden) SH-donörleri deposu tükenir; ilacın toksik metabolitleri karaciğerdebirikir ve karaciğer hücre nekrozu gelişir ve bu da karaciğer fonksiyonunda bozulmaya ve giderekhepatik komaya kadar ilerler.
Pozolojiye uygun kullanıldığında farmakokinetiği doğrusaldır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Renal yetmezlikte farmakokinetik:
2-8 saatler arasında ortalama plazma yarılanma ömrü normal ve böbrek yetmezliği olan hastalarda aynıdır, fakat 8-24 saatler arasında böbrek yetmezliğindeeliminasyon hızı azalır. Kronik renal yetmezlikte glukuronid ve sülfat konjugatlarında belirginbirikme olur. Ana bileşiğin kısıtlı rejenerasyonuyla kronik böbrek yetmezliği olan hastalardabiriken parasetamol konjugatlarında bir miktar ekstra eliminasyon oluşabilir. Kronik böbrekyetmezliğinde parasetamol doz aralıklarını uzatmak tavsiye edilir. Hemodiyalizde parasetamolplazma düzeyleri azalabileceğinden terapötik kan düzeylerini korumak için ilave parasetamoldozları gerekebilir.
Hepatik yetmezlikte farmakokinetik:
Hafif karaciğer hastalığı olan hastalardaki ortalama plazma yarılanma ömrü normal bireylerdekine benzerdir, fakat ciddi karaciğer yetmezliğinde önemliderecede uzar (yaklaşık %75). Bununla beraber, yarılanma ömrünün uzamasının klinik önemi açıkdeğildir; çünkü karaciğer hastalığı olan hastalarda ilaç birikmesi ve hepatoksisite olduğukanıtlanmamış ve glutatyon konjugasyonu azalmamıştır. Kronik stabil karaciğer hastalığı olan 20hastaya 13 gün günde 4 g parasetamol verilmesi karaciğer fonksiyonunda bozulmaya yolaçmamıştır. Hafif karaciğer hastalığında önerilen dozlarda alındığında parasetamolün zararlı
13
olduğu kanıtlanmamıştır. Bununla beraber, şiddetli karaciğer hastalığında, plazma parasetamol yarılanma ömrü önemli derecede uzamıştır.
Yaşlılarda farmakokinetik:
Genç ve yaşlı sağlıklı denekler arasında farmakokinetik parametrelerde gözlenen farklılıkların klinik olarak önemli olduğu düşünülmemektedir. Bununla beraber serumparasetamol yarılanma ömrünün belirgin derecede arttığını (yaklaşık %84) ve parasetamolklerensinin zayıf, hareketsiz ve yaşlı hastalarda sağlıklı genç kişilere nazaran azaldığını (yaklaşık%47) düşündüren kanıtlar vardır.
Çocuklarda farmakokinetik:Psödoefedrin hidroklorür
Emilim:
Psödoefedrin, oral uygulama sonrasında herhangi bir presistemik metabolizma olmadan, gastrointestinal kanaldan hızlıca ve tamamen emilir. Sağlıklı yetişkin gönüllülerde, 60mgpsödoefedrinin verilmesi yaklaşık 1,5 saat sonra (Tmaks) yaklaşık 180 ng/mL'lik bir dorukplazma konsantrasyonu (Cmaks) yaratmıştır.
Dağılım:
Psödoefedrinin görünen dağılım hacmi (Vd/F) yaklaşık 2,8 L/kg'dır.
Biyotransformasyon:
Psödoefedrinin plazma yarılanma ömrü (t1/2) yaklaşık 5,5 saattir. Erkeklerde psödoefedrin çok az metabolize olur, yaklaşık %90'ı değişmeden idrarla atılır. Yaklaşık %1'i karaciğerde metabolizeolur, N-demetilasyon ile norpsödoefedrine dönüşür.
Eliminasyon:
Psödoefedrin ve metaboliti idrar ile atılır; dozun % 55 ile % 90'ı herhangi bir değişikliğe uğramadan atılır. Psödoefedrinin görünen total vücut klerensi (Cl/F) 7,5 mL/dak/kg'dır. Sabit
eliminasyon hızı yaklaşık 0,13sa-1'dir. İdrar asitlendiğinde psödoefedrinin idrar ile dışarı atılma hızı artar. Bunun tersine, idrar pH'si arttıkça, idrar ile dışarı atılma hızı azalır.
Böbrek yetmezliği psödoefedrinin plazma düzeylerini artıracaktır.
Zayıf bir temelde, böbrekten atılım düzeyi idrarın pH'sine bağlıdır. Düşük idrar pH'sine, tübüler geri emilim minimaldir ve idrar akış hızı ilacın klerensini etkilemez.
Yüksek pH'de (>7,0), psödoefedrin yaygın şekilde renal tubülde geri emilir ve renal klerens idrar akış hızına bağlıdır.
Doğrusallık ve doğrusal olmayan durum:
Veri mevcut değildir.
14
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği artmış plazma düzeylerine yol açar.
Psödoefedrin ile böbrek yetmezliğinde yapılmış spesifik çalışma yoktur. Ancak çeşitli derecelerde böbrek yetmezliği olan hastalarda 60 mg psödoefedrin + 8 mg akrivastin kapsüllerinin tek dozuygulamasını takiben orta şiddetli ve şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda sağlıklıgönüllülere nazaran psödoefedrin Cmaks değeri 1,5 misli artmıştır. Tmaks değeri böbrekhastalarında değişmemiştir. Yarılanma ömrü, sağlıklı gönüllülere nazaran hafif ve şiddetli böbrekyetmezliğinde sırasıyla 3-12 misli artmıştır.
Karaciğer yetmezliği:
Hepatik yetmezliği olan hastalarda psödoefedrin ile yapılmış hiçbir spesifik çalışma yoktur.
Yaşlı hastalarda:
Yaşlı hastalarda 60 mg psödoefedrin + 8 mg akrivastin uygulanmasını takiben psödoefedrin için görülen t1/2 sağlıklı gönüllülerdekinin 1,4 katı olmuştur. Görünen Cl/F sağlıklı gönüllülerdekinin0,8 katı olmuştur ve Vd/F değişmemiştir. Psödoefedrin ile yaşlılarda yapılmış spesifik bir çalışmayoktur.
Klorfeniramin maleat
Emilim:
Klorfeniramin, mide-bağırsak kanalından nispeten yavaş emilir. Oral uygulama sonrası en yüksek plazma konsantrasyonlarına 2,5-6 saat içinde erişilir.
Biyoyararlanımı %25-50 oranındadır.
Dağılım:
Dolaşımda bulunan klorfeniraminin %70'i proteinlere bağlı haldedir.
Klorfeniramin vücutta, santral sinir sistemi de dahil olmak üzere, geniş oranda dağılır.
Biyotransformasyon
: Karaciğerde belirgin oranda ilk-geçiş metabolizmasına uğrar. Klorfeniramin yüksek oranda metabolize edilir. Metabolitleri desmetil ve didesmetil klorfeniramindir.
Eliminasyon5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileriParasetamol
Akut Toksisite:
Parasetamol yetişkin sıçanlara ve kobaylara oral yoldan verildikten sonra hafif toksik olduğu saptanmıştır. Farelerde ve yenidoğan sıçanlarda önemli oranda daha fazla toksik olmasının sebebiise, muhtemelen, farelerde maddenin farklı bir metabolizmasının bulunması ve yenidoğansıçanlarda hepatik enzim sisteminin olgunlaşmamış olmasıdır.
15
Köpeklere ve kedilere daha yüksek dozlarda verildiğinde kusmaya sebep olmuştur, bu nedenle bu hayvan cinslerinde oral LD50 değeri saptanmamıştır.
Kronik Toksisite:
Toksik dozların verilmesinin ardından deney hayvanlarında yavaş kilo artışı, diürez, asidüri ve dehidratasyon ile enfeksiyonlara karşı duyarlılık artışı gibi etkiler gözlenmiştir. Otopsi sırasında,abdominal organlarda kan akımı artışı, intestinal mukoza irritasyonu gözlenmiştir.
Mutajenik ve Tümörojenik Potansiyeli:
Sıçanlarda, hepatotoksik doz düzeyinde potansiyel bir genotoksisite gözlenmiş ve bu bulgu doğrudan bir DNA hasarı olarak değil, hepatotoksisite/miyelotoksisitenin dolaylı bir sonucu olarakaçıklanmıştır. Dolayısıyla, bir eşik doz varsayılabilir.
Diyeti 6.000 ppm'e kadar olan sıçanlarda yapılan 2 yıllık bir çalışmada parasetamolün karsinojenik aktivitesine ilişkin herhangi bir bulgu bildirilmemiştir. Mononükleer hücre lösemisi insidansınınartmasından dolayı dişi sıçanlarda bazı karsinojenik aktivite bulguları söz konusundur. Diyeti 6.000ppm kadar olan farelerde yapılan 2 yıllık bir çalışmada ise parasetamolün karsinojenik aktivitesinigösteren herhangi bir bulgu saptanmamıştır.
Üreme Toksisitesi:
İnsanlarda kapsamlı kullanımdan sonra embriyotoksik veya teratojenik riskte bir artış gözlenmemiştir. Parasetamol hamilelik dönemlerinde de sıklıkla alınmakta olup, gerek hamileliğinseyri gerekse doğmamış çocuk üzerinde herhangi bir olumsuz etki görülmemiştir.
Hayvanlarda yapılan kronik toksisite araştırmalarında parasetamolün testiküler atrofiye neden olduğu ve spermatogenezi inhibe ettiği bildirilmiştir.
Psödoefedrin hidroklorür
Bakteri ve memelilere yapılan in vivo ve in vitro tahlillerinde psödoefedrinin genotoksik olmadığı saptanmıştır.
Psödoefedrinin karsinojenik potansiyeli olup olmadığı hakkında yeterli bilgi yoktur.
Psödoefedrin, sıçanlarda 432 mg/kg/gün oral doza veya tavşanlarda 200 mg/kg/gün oral doza kadar teratojenik etki göstermemiştir.
Klorfeniramin maleat
Yeterli klinik öncesi deneyim bulunmamaktadır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Sukroz
Anhidr sitrik asit AspartamKinolin sarısıToz portakal aroması
16
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25 °C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Preparatın primer amblajı, Tripleks Folyo-PET/ AL / PE ambalajdır. Sekonder ambalajı ise kağıttan mamül karton kutudur.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Gripin İlaç A.Ş.
Büyükdere Cad. No: 126 Özsezen İş Merkezi C Blok Kat: 11
Esentepe/Şişli/İstanbul
Tel: 0 212 356 19 99
Faks: 0 212 356 20 03
8. RUHSAT NUMARASI
233/75
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 01/08/2011 Son yenileme tarihi: 11/01/2017
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
17