Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
Beyaz renkli, oblong, bikonveks tabletler.
MİNAMOL bir analjezik ve antipiretiktir.
Hafif ve orta şiddetteki ağrı ve ateşin semptomatik tedavisinde endikedir.
4-6 saatte bir, 1/2-1 tablet önerilir. Günlük en yüksek doz 4000 mg'dır.
Hekim önerisi yoksa, 3 ardışık günden daha fazla kullanılmamalıdır.
Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmaması gerekir.
Semptomların giderilebilmesi için etkili olduğu en düşük dozda kullanınız.
Belirtilen dozdan fazla kullanılmamalı, kullanıldığı takdirde hemen bir doktora başvurulmalıdır.
Minimum 4 saatte bir yinelenebilir. Ancak 24 saatte 4 dozdan fazla kullanılmamalıdır.
MİNAMOL 500 mg Tablet ya da MİNAMOL Plus 250 mg/5 ml Oral Süspansiyon formları önerilir. Günlük en yüksek doz 10-15 mg/kg bölünmüş dozlarda 60mg/kg'dır. Altı yaşından küçük çocuklarda kullanımı uygun değildir.
Oral olarak uygulanır. Bir bardak su ile alınmalıdır.
Hafif-orta şiddette karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. (Bkz:4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri). Şiddetli karaciğer veböbrek yetmezliklerinde ise kullanılmamalıdır (Bkz: 4.3. Kontrendikasyonlar).
Sağlıklı, hareketli yaşlılarda normal yetişkin dozu uygundur, fakat zayıf, hareketsiz yaşlılarda doz ve dozlam sıklığı azaltılmalıdır (Bkz: 5.2. Farmakokinetik özellikler).
Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımın ilk dozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya birderi reaksiyonu oluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacınkullanımının bırakılması ve alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir.Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişi bir daha bu ilacı veya parasetamol içerenbaşka bir ilacı kullanmamalıdır. Bu durum, ciddi ve ölümle sonuçlanabilen StevenJohnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN) ve akut generalizeekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.
Anemisi olanlar, akciğer hastaları, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır. Önceden mevcut hepatikhastalığı ya da böbrek yetmezliği bulunan hastalarda parasetamole bağlı karaciğerhasarı riski arttığı için yüksek dozda veya uzun süreli tedaviler esnasında periyodikaralıklarla karaciğer fonksiyon tetkikleri yapmak gerekebilir. Böbrek yetmezliği(kreatinin klerensi < 10 ml/dakika) halinde, doktorun parasetamol kullanımının yarar/risk oranını dikkatle değerlendirmesi gerekir. Doz ayarlaması yapılmalı ve hastakesintisiz izlenmelidir. Bir yıl boyunca günlük terapötik parasetamol dozları alan birhastada hepatik nekroz ve daha kısa süreli olarak aşırı doz kullanan bir hastadakaraciğer hasarı bildirilmiştir.
12 - 48 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Ancak klinik semptomlar dozun alınmasından 1-6 gün sonrasına kadargörülmeyebilir.
Kronik günlük dozlarda ve akut yüksek dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.
Anemisi olanlar, akciğer hastaları, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır.
Akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur.
Erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.
Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.
Hepatotoksisite riskinden ötürü, parasetamol, tavsiye edilenden daha yüksek dozlarda ya da daha uzun süreli alınmamalıdır. Hafif veya orta şiddette karaciğer yetmezliği(Child-Pugh kategorisi <9) olan hastalar, parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.
Terapötik dozlarda parasetamol uygulaması esnasında serum alanin aminotransferaz (ALT) seviyeleri yükselebilir.
Terapötik dozlarda parasetamol ile hepatik oksidatif stresi artıran ve hepatik glutatyon rezervini azaltan ilaçların eş zamanlı kullanımı, alkolizm, sepsis veya diabetes mellitusgibi çeşitli durumlar, hepatik toksisite riskinde artışa yol açabilir.
Sepsis gibi glutatyon eksikliği olan hastalarda, parasetamol kullanımı metabolik asidoz
adresindenk°„trCiddirbipenfeksiyö^nsz^aıfsw^u- metabörikis^zrr^^kinFaittfrlBilF 56YnuyziAxS3ko°„trCiddirbipenfeksiyö^nsz^aıfsw^u- metabörikis^zrr^^kinFaittfrlBilF 56YnuyziAxS3ko
2/10
Metabolik asidoz belirtileri şunlardır:
• Derin, hızlı, ve zorlanarak nefes alıp vermek
• Mide bulantısı ve kusma
• İştahsızlık
Yüksek dozlarda parasetamolün uzun süreli kullanılması böbrek hasarına neden olabilir.
Glutatyon seviyesi azalmış, düzenli olarak alkol kullanan, anoreksik, düşük vücut kütle indeksi olan ya da beslenme yetersizliği olan kişilerde karaciğer fonksiyonbozukluğu/ hasarı tespit edilmiştir. Bu durumlar mevcutsa dikkatli kullanılmalıdır.
Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmaması gerekir.
Genelde, özellikle diğer analjeziklerle kombinasyon halinde kesintisiz parasetamol kullanılması, kalıcı böbrek hasarına ve böbrek yetmezliği riskine (analjeziknefropatisi) yol açabilir.
Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz eksikliği olanlarda dikkatli kullanılmalıdır. Seyrek olarak hemoliz vakaları görülebilir.
Gilbert sendromu olan hastaların parasetamol kullanması, sarılık gibi klinik semptomlara ve daha belirgin hiperbilirubinemiye neden olabilir. Bundan dolayı, buhastalar parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.
Orta düzeyde alkol ile birlikte eşzamanlı parasetamol alınması, karaciğer toksisitesi riskinde bir artışa yol açabilir. Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.
Parasetamol içeren diğer ilaçların MİNAMOL ile eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır. Parasetamol içeren başka ilaçlarla birlikte kullanımı doz aşımına nedenolabilir. Parasetamol doz aşımı sonuçları karaciğer nakli ya da ölüme kadar varabilenkaraciğer yetmezliğine yol açabilir. Parasetamol içeren ve ağrı kesici, ateş düşürücü,grip ve nezle semptomlarını giderici ya da uykuya yardımcı ilaçlar ile birliktekullanılması önerilmez.
3 - 5 gün içinde yeni semptomların oluşması ya da ağrının ve/veya ateşin azalmaması halinde, hastaların parasetamol kullanmaya son vermesi ve bir doktora danışmasıönerilir.
MİNAMOL, uyarı gerektiren herhangi bir yardımcı madde içermez.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Propantelin gibi mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlar, parasetamolün yavaş emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.
Metoklopramid gibi mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar, parasetamolün daha hızlı emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha hızlı başlamasına nedenolabilir.
Bazı hipnotikler ve antiepileptik ilaçlar (glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin, vb.) veya rifampisin gibi, karaciğerde hepatik mikrozomal enzimindüksiyonuna sebep olan ilaçların, tek başına kullanıldığında zararsız olanparasetamol dozlarıyla eşzamanlı kullanımı, karaciğer hasarına yol açabilir. Aşırı alkolBu belge 5070 tüketimi halinde, terapötik dozlarda olsa bile parasetamol alınması da karaciğerhasarına neden olabilir.
3/10
Parasetamolün kloramfenikol ile kombinasyon halinde kullanılması, kloramfenikolün yarılanma ömrünü uzatabilir ve dolayısıyla, bu ilacın toksisite riskini artırabilir.
Parasetamol (veya metabolitleri), K vitamine bağımlı koagülasyon faktörü sentezinde rol oynayan enzimler ile etkileşir. Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleriarasındaki etkileşimler, “uluslararası normalleştirilmiş oran” (InternationalNormalized Ratio, INR) değerinde bir artışa ve kanama riskinde bir artışa nedenolabilir; arada bir tek seferlik ya da birkaç dozluk kullanımda kanama üzerine belirginbir etki beklenmemektedir. Bundan dolayı, oral antikoagülan kullanan hastalar, tıbbidenetim ve kontrol olmadan uzun süreli parasetamol kullanmamalıdır.
5-hidroksitriptamin serotonin tip 3 reseptör antagonistleri olan tropisetron ve granisetron, farmakodinamik etkileşim yoluyla, parasetamolün analjezik etkisinitamamen baskılayabilirler.
Parasetamol ve azidotimidin (AZT - zidovudin)'in eşzamanlı kullanılması, akyuvar hücresi sayısında azalmaya (nötropeni) yönelik eğilimini artırır. Bundan ötürü, tıbbitavsiye olmadıkça, parasetamol AZT ile birlikte alınmamalıdır.
Birden fazla analjezik ile kombinasyon tedavisinden kaçınılması önerilmektedir. Bunun hastaya ekstra bir fayda sağladığını gösteren çok az kanıt vardır ve geneldeistenmeyen etkilerde artışa yol açmaktadır.
Parasetamol emilim hızı metoklopramid ya da domperidon ile artabilir ve kolestiramin ile azalabilir.
St. John's Wort
(Hypericum perforatum
-sarı kantaron) parasetamolün kan düzeylerini azaltabilir.
Besinler ile birlikte alındığında parasetamolün emilim hızı azalabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyona ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi B'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Parasetamolün doğurganlık üzerine etkisi olduğuna dair kanıt bulunmamaktadır. Yine de çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Gebelik dönemi
Parasetamolün gebelikte kullanım güvenliliği belirlenmemiştir. Parasetamol plasentayı geçer ve fötal dolaşımda maternal dolaşımdakine benzer düzeylere ulaşır. Bununlaberaber, 5 parasetamol terapötik dozlarının kısa süreli olarak anne tarafındanalınmasının insanda teratojenik etkilerle ilişkili olmadığına dair epidemiyolojik
ka nıtlar vardır. Parasetamol için, gebeliklerde maruz kalmaya ilişkin yeterli klinik veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal
4/10
gelişim / doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir. Gebe kadınlara verilirken tedbirliolunmalıdır.
Laktasyon dönemi
Emziren annelerdeki bir farmakokinetik bir çalışmada 650 mg'lık dozun %1'inden azı anne sütünde saptanmıştır. Benzer sonuçlar diğer çalışmalarda da bulunmuştur. Bunedenle emziren anne tarafından terapötik dozların alınması bebek üzerinde bir riskoluşturmaz
Üreme yeteneği /Fertilite
Hayvanlarda yapılan kronik toksisite araştırmalarında parasetamolün testiküler atrofiye neden olduğu ve spermatogenezi inhibe ettigi bildirilmiştir. İnsanlarda fertiliteüzerindeki etkisini araştıran yeterli çalışma bulunmamaktadır. Bazı çalışmalardanonsteroidal antienflamatuvar ilaçların fertilite üzerine engelleyici etkisi olduğubildirilmekle birlikte kesin sonuca varılmamıştır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Bazı hastalarda parasetamol kullanımına bağlı olarak baş dönmesi veya somnolans görülebilir. Parasetamol kullanan hastaların uyanık kalmalarını gerektiren faaliyetleresnasında dikkatli olmaları gerekmektedir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Sıklık sınıflandırması aşağıdaki gibidir:
Çok yaygın >1/10 Yaygın >1/100 ve < 1/10Yaygın olmayan >1/1.000 ve < 1/100Seyrek >1/10.000 ve < 1/1.000Çok seyrek < 1/10.000.
Bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor)
Parasetamolün istenmeyen etkileri genellikle hafiftir. 10 g'ın üzerinde alınması durumunda toksisite görülmesi muhtemeldir.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları:
Seyrek: Çok miktarda alındığında anemi, methemoglobinemi, uzun süreli kullanımda hemolitik anemiye bağlı trombositopeni, trombositopenik purpura, lökopeni, nötropenive pansitopeni gibi kan sayımı değişiklikleriBu yan etkiler parasetamol ile neden-sonuç ilişkisi içinde değildir.
Çok seyrek: Trombositopeni, Agranulositoz
Bağışıklık sistemi hastalıkları:
Seyrek: Alerjik reaksiyonlar, anafilaksi Çok seyrek: Lyell sendromu
Bilinmiyor: Bronkospazm, pozitif alerji testi, immün trombositopeni
Sinir sistemi hastalıkları:
Yaygın: Baş ağrısı, baş dönmesi, somnolans, parestezi bu belge 5070 sa^ü^ffiiyiormSaötcal sair .sistemi stimüksyonuır. ensefalopatib iaaopflİBtEemffiJmza/Kontroi
adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : !YnUyYnUyYnUyZW56YnUyZl AxS3kO5/10Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar:
Yaygın: Üst solunum yolu enfeksiyon belirtileri Seyrek: Analjezik astım sendromu da dahil astım
Çok Seyrek: Aspirin ve diğer non-steroid antienflamatuar ilaçlara karşı duyarlılığı olan hastalarda bronkospazm.
Gastrointestinal hastalıklar:
Yaygın: Bulantı, kusma, dispepsi, flatulans, karın ağrısı, konstipasyon Yaygın olmayan: Gastrointestinal kanamaSeyrek: İshal
Hepato-biliyer hastalıklar:
Seyrek: Çok miktarda alındığında hepatik bozukluk Çok seyrek: Hepatik disfonksiyon
Deri ve deri altı doku hastalıkları:
Seyrek: Deri döküntüsü, kaşıntı, ürtiker, alerjik ödem ve anjiyoödem, akut generalize eksantematöz püstülozis, eritema multiform, Stevens-Johnson sendromu ve toksikepidermal nekroliz (fatal sonuçlar dahil).
Bu belirti ilacın kesilmesiyle kaybolur.
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları:
Yaygın olmayan: Parasetamolün terapötik dozlarını takiben nefrotoksik etkileri yaygın değildir. Uzun süreli uygulamada papiler nekroz bildirilmiştir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarakizlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli adversreaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
Yetişkinlerde 10 g'dan fazla kullanılması halinde toksisite olasılığı vardır. Dahası, aşırı dozun zararı sirotik olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür.Çocuklarda aşırı dozu takiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha nadirdir. Karaciğerhücre hasarı ile birlikte parasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saatcivarında olan parasetamol yarılanma ömrü genellikle 4 saate veya daha uzun sürelereuzar. 14C-aminopirinden sonra 14CO2 atılımında azalma bildirilmiştir. Bu; plazmaparasetamol konsantrasyonu veya yarılanma ömrü veya konvansiyonel karaciğerfonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajı ile karaciğer hücre hasarıarasındaki ilişkiyi daha iyi gösterir.
Parasetamole bağlı fulminant karaciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tübüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliği oluşabilir. Bununla beraber, bunun insidansıbaşka nedenlerden dolayı fulminant karaciğer yetmezliği olan hastalarlakarşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir. Seyrek olarak, ilaç aldıktan 210 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesine karşın renal tübüler nekrozoluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımının akut
BU BELGE5070sap&nkreatit i^eKşmesiMenckdtfeda %uıuffldüğaış%i^^f^^r(ebAikut0'atş#tsvdozaızfl6veten,uffldüğaış%i^^f^^r(ebAikut0'atş#tsvdozaızfl6veten,
adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanm doğrulama kodu : lYnUyYnUyYnUyZW56YnUyZl AxS3kO
6/10
parasetamolün günlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkiler bildirilmiştir.
Semptom ve belirtiler:
Parasetamol doz aşımı sonuçları karaciğer nakli ya da ölüme kadar varabilen karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Hepatik disfonksiyon ve karaciğer toksisitesi ile birlikteçoğu zaman akut pankreatit de gözlenmiştir. Solgunluk, anoreksi, bulantı ve kusmaparasetamol aşırı dozajının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekrozparasetamol aşırı dozajının dozla ilişkili komplikasyonudur. Hepatik enzimleryükselebilir ve protrombin zamanı 12 ila 48 saat içinde uzar, fakat klinik semptomlarilacın alımını takiben 1 ila 6 gün içinde belirgin olmayabilir.
Tedavi:
Erken dönemde belirgin semptom olmamasına karşın hasta hemen hastaneye gönderilmelidir. Semptomlar bulantı ve kusma ile sınırlı olabilir ve doz aşımı şiddetiniya da organ hasarı riskini yansıtmayabilir. Hastayı gecikmiş hepatoksisiteye karşıkorumak için parasetamol aşırı dozajı hemen tedavi edilmelidir. Bunun için,absorbsiyonu azaltmayı (gastrik lavaj veya aktif kömür) takiben intravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek gerekir. Eğer hasta kusuyorsa veya aktif kömürile konjugasyon yapılmışsa metionin kullanılmamalıdır. Doruk plazma parasetamolkonsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saate kadar gecikebilir. Bu nedenle,hepatoksisite riskini belirlemek için plazma parasetamol düzeyleri ilaç alımından en az4 saat sonrasına kadar ölçülmelidir. Ek tedavi (ilave oral metionin veya intravenöz N-asetilsistein) kan parasetamol içerigi ve ilaç alımından beri geçen süre ışığı altındadeğerlendirilmelidir.
Hepatik enzim indükleyici ilaçlar alan hastalarda, uzun süredir alkol bağımlısı olanlarda veya kronik olarak beslenme eksikliği olanlarda N-asetilsistein ile tedaviesiğinin %30-50 düşürülmesi önerilir, çünkü bu hastalar parasetamolün toksiketkilerine karşı daha duyarlı olabilirler. Parasetamol aşırı dozajını takibengelişebilecek fulminant karaciğer yetmezliği tedavisi uzmanlık gerektirir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Analjezikler ATC kodu: N02BE01
Parasetamol, analjezik ve antipiretik bir ajandır. Parasetamolün terapötik etkilerinin, siklooksijenaz enziminin inhibisyonu sonucu prostaglandin sentezinin inhibisyonunabağlı olduğu düşünülmektedir. Parasetamolün periferik siklooksijenaza oranla santralsiklooksijenaz üzerine daha etkili inhibitör olduğunu gösteren kanıtlar vardır.Parasetamolün analjezik ve antipiretik özellikleri vardır fakat sadece zayıf anti-enflamatuvar özellikler gösterir. Bu durum; enflamatuvar dokuların diğer dokularaoranla daha yüksek seviyelerde hücresel peroksidler içermesi ve bu hücreselperoksidlerin parasetamolün siklooksijenaz inhibisyonunu önlemesiyle açıklanabilir.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim:
BU BELGE 5070 SAa/
Ga$#ik adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu :MYnUyYnUyYnUyZW56YnUyZl AxS3kO
boşalma, oral yoldan uygulanan parasetamolün emrnmi için hız sınırlayıcı basamaktır.
7/10
Doruk plazma parasetamol konsantrasyonu formülasyona bağlı olarak genellikle oral uygulamadan sonra 30 ila 90 dakika arasında meydana gelir. Parasetamol değişken biroranda ilk geçiş metabolizmasına uğradığı için oral uygulamadan sonra sistemikdolaşımda tam olarak bulunmaz. Erişkinlerdeki oral biyoyararlanımın uygulananparasetamol miktarına bağlı olduğu görülmektedir. Oral biyoyararlanımı, 500 mg'lıkdozdan sonra %63 iken, 1-2 g'lık (tablet formu) dozdan sonra yaklaşık %90'ayükselir.
Dağılım:
Parasetamol birçok vücut sıvısına eşit miktarda dağılır. Tahmini dağılım hacmi 0,95 L/kg'dir. Terapötik dozları takiben parasetamol plazma proteinlerine önemli orandabağlanmaz.
Çocuklardaki dağılım kinetiği (Vd/F) erişkinlerdekine benzerdir.
Biyotransformasyon:
Terapötik dozlardan sonra parasetamolün plazma yarılanma ömrü 1.5-2.5 saat arasındadır. Parasetamol karaciğerde metabolize olur ve insanda çok sayıdametabolitleri tanımlanmıştır. İdrarla atılan majör metaboliti glukuronid ve sülfatkonjugatıdır. Parasetamolün %10 kadarı minör bir yolla sitokrom P-450 karmafonksiyonlu oksidaz sistemi (başlıca CYP2E1 ve CYP3A4) ile reaktif bir metabolitolan asetamidokinona dönüşür. Bu metabolit hızla indirgenmiş glutatyon ile konjugeolur ve sistein ve merkaptürik asit konjugatları şeklinde atılır. Büyük miktarlardaparasetamol alındığında hepatik glutatyon azalabilir ve vital hepatoselülermakromoleküllerine kovalan olarak bağlanan hepatosit asetamidokinonun aşırıbirikmesine yol açar. Bu da doz aşımı durumunda görülebilen hepatik nekroza yolaçar.
Eliminasyon:
Tek dozu (1000 mg i.v.) takiben parasetamolün total vücut klerensi yaklaşık 5 ml/dak/kg'dır. Parasetamolün renal klerensi idrar akış hızına bağlıdır, fakat pH'yabağlı değildir. Uygulanan ilacın %4'ten daha azı değişmemiş parasetamol halindeatılır. Sağlıklı bireylerde terapötik dozun yaklaşık %85-95'i 24 saat içinde idrar ileatılır.
Doğrusallık ve Doğrusal Olmayan Durum:
Reaktif parasetamol metabolitlerinin karaciğer hücre proteinlerine bağlanması, hepatoselüler hasara sebep olur. Terapötik dozlarda, bu metabolitler, glutatyontarafından bağlanır ve nontoksik konjugatlar oluştururlar. Ancak masif doz aşımıhalinde, karaciğerin (glutatyon oluşumunu kolaylaştıran ve teşvik eden) SH-donörlerideposu tükenir; ilacın toksik metabolitleri karaciğerde birikir ve karaciğer hücrenekrozu gelişir ve bu da, karaciğer fonksiyonunda bozulmaya ve giderek hepatikkomaya kadar ilerler.
Pozolojiye uygun kullanıldığında farmakokinetiği doğrusaldır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Renal yetmezlikte farmakokinetik:
2-8 saatler arasında ortalama plazma yarılanma ömrü normal ve böbrek yetmezliği olan hastalarda aynıdır, fakat 8-24 saatler arasındaböbrek yetmezliğinde eliminasyon hızı azalır. Kronik renal yetmezlikte glukuronid vesülfat konjugatlarında belirgin birikme olur. Ana bileşiğin kısıtlı rejenerasyonuyla
BU BELGE 5070^^^“^^^j^^^^C^
bir
adresinden kontrol edfleDinr. Truvenlı elektronik imza'aslı ile aynıdır. tJokumanın doğrulama kodu : TYnüyYnlJy YnüyZ w50¥nUyZrAxS3kO
miktar ekstra eliminasyon oluşabilir. Kronik böbrek yetmezliğinde parasetamol doz
8/10
aralıklarını uzatmak tavsiye edilir. Hemodiyalizde parasetamol plazma düzeyleri azalabileceğinden terapötik kan düzeylerini korumak için ilave parasetamol dozlarıgerekebilir.
Hepatik yetmezlikte farmakokinetik:
Hafif karaciğer hastalığı olan hastalardaki ortalama plazma yarılanma ömrü normal bireylerdekine benzerdir, fakat ciddikaraciğer yetmezliğinde önemli derecede uzar (yaklaşık %75). Bununla beraber,yarılanma ömrünün uzamasının klinik önemi açık değildir; çünkü karaciğer hastalığıolan hastalarda ilaç birikmesi ve hepatoksisite olduğu kanıtlanmamış ve glutatyonkonjugasyonu azalmamıştır. Kronik stabil karaciğer hastalığı olan 20 hastaya 13 güngünde 4 g parasetamol verilmesi karaciğer fonksiyonunda bozulmaya yol açmamıştır.Hafif karaciğer hastalığında önerilen dozlarda alındığında parasetamolün zararlıolduğu kanıtlanmamıştır. Bununla beraber, şiddetli karaciğer hastalığında, plazmaparasetamol yarılanma ömrü önemli derecede uzamıştır.
Yaşlılarda farmakokinetik:
Genç ve yaşlı sağlıklı denekler arasında farmakokinetik parametrelerde gözlenen farklılıkların klinik olarak önemli olduğudüşünülmemektedir. Bununla beraber serum parasetamol yarılanma ömrünün belirginderecede arttığını (yaklaşık %84) ve parasetamol klerensinin zayıf, hareketsiz ve yaşlıhastalarda sağlıklı genç kişilere nazaran azaldığını (yaklaşık %47) düşündüren kanıtlarvardır.
Çocuklarda farmakokinetik:5.3. Klinik öncesi güvenilirlik verileriAkut Toksisite:
Parasetamol yetişkin sıçanlara ve kobaylara oral yoldan verildikten sonra hafif toksik olduğu saptanmıştır. Farelerde ve yeni doğan sıçanlarda önemli oranda daha fazlatoksik olmasının sebebi ise, muhtemelen, farelerde maddenin farklı birmetabolizmasının bulunması ve yeni doğan sıçanlarda hepatik enzim sistemininolgunlaşmamış olmasıdır.
Köpeklere ve kedilere daha yüksek dozlarda verildiğinde kusmaya sebep olmuştur; bundan dolayı, bu hayvan cinslerinde oral LD50 değeri saptanamamıştır.
Kronik Toksisite:
Toksik dozların verilmesinin ardından, deney hayvanlarında, yavaş kilo artışı, diürez, asidüri ve dehidratasyon ile enfeksiyonlara duyarlılık artışı gibi etkiler gözlenmiştir.Otopsi sırasında, abdominal organlarda kan akımı artışı, intestinal mukoza iritasyonugözlemlenmiştir.
Mutajenik ve Tümörojenik Potansiyeli:
Sıçanlarda, hepatotoksik doz düzeyinde potansiyel bir genotoksisite gözlemlenmiş ve bu bulgu, bir doğrudan DNA hasarı olarak değil, hepatotoksisite/miyelotoksisitenindolaylı bir sonucu olarak izah edilmiştir. Dolayısıyla, bir esik doz varsayılabilir.
Bu belge 5070 saDiyetiro6kQ00 Kppmıearkâdartr<°]l&01arSrkefeansiçlaP]lardaanylS|P/ıl&Ritc2. gtyiUftkvıfeİfe Iıçâlfşffl^da
adresinden kontrparaggt&moütf iektkafsiHojeriikaynıcakt^vites^fieağraişartetau: eaeft^uhehafigrYnbf:t-Axböigu9/10
bildirilmemiştir. Mononükleer hücre lösemisi insidansının artmasından dolayı dişi sıçanlarda bazı karsinojenik aktivite bulguları söz konusudur. Diyeti 6.000 ppm kadarolan farelerde yapılan 2 yıllık bir çalışmada ise parasetamolün karsinojenik aktivitesinigösteren herhangi bir bulgu elde edilmemiştir.
Üreme Toksisitesi:
İnsanlarda kapsamlı kullanımdan sonra embriyotoksik veya teratojenik riskte bir artış gözlemlenmemiştir. Parasetamol hamilelik dönemlerinde de sıklıkla alınmakta olup,gerek hamileliğin seyri gerekse doğmamış çocuk üzerinde herhangi bir olumsuz etkigörülmemiştir.
Hayvanlarda yapılan kronik toksisite araştırmalarında parasetamolün testiküler atrofiye neden olduğu ve spermatogenezi inhibe ettiği bildirilmiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Mikrokristalin Selüloz KrospovidonKolloidal Silikon DioksitMagnezyum Stearat
6.2 Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3 Raf ömrü
24 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
10 ve 15 tablet içeren PVC/PVDC-AL folyo blister ambalajlarda.
6.6 Beeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imhaedilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Pharmactive İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Bağcılar-İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
252/93
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 29.08.2013 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
21.02.2019
adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : !YnUyYnUyYnUyZW56YnUyZl AxS3kO10/10