KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
A-FERİN® PLUS 1 mg+15 mg+160 mg/5mL pediyatrik şurup
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Her 1 ölçek (5 mL'de);
Parasetamol 160mg
Klorfeniramin maleat 1mg
Psödoefedrin HCl 15mg
Yardımcı maddeler:
Propil parahidroksi benzoat (E216) 0,75 mg Metil parahidroksi benzoat (E218) 4,25 mg
Diğer yardımcı maddeler için 6.1.'e bakınız
3. FARMASÖTİK FORM
Şurup
Açık kahverengi, berrak, nektarin kokulu çözelti
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
A-FERİN PLUS pediyatrik şurup; grip, soğuk algınlığı gibi durumlarda ortaya çıkan; ateş, burun tıkanıklığı, kırıklık hali ve minör adale ağrıları, genizde kaşıntı gibi semptomlarıntedavisinde kullanılır.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi
Doktora danışılmadan kullanılmamalıdır. Doktor tarafından başka şekilde tavsiye edilmediği takdirde aşağıdaki dozlarda kullanılır:
1/18
12 yaşından büyük çocuklarda ve yetişkinlerde (44 kg ve üstü):
Her 6 saatte bir 20 mL
6-12 yaş grubundaki çocuklarda (22-43 kg):
Her 6 saatte bir 10 mL
Uygulama şekli:
Oral yoldan kullanılır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
A-FERİN PLUS pediyatrik, karaciğer ve böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır. A-FERİN PLUS pediyatrik şiddetli karaciğer veya böbrek yetmezliğiolan hastalarda kontrendikedir.
Pediyatrik popülasyon:
6 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır. 6-12 yaş arası kullanımı önerilmemektedir.
Geriyatrik popülasyon:
A-FERİN PLUS pediyatrik' in yaşlılarda kullanımı araştırılmamıştır.
Diğer
Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmaması gerekir.
4.3. Kontrendikasyonlar
A-FERİN PLUS pediyatrik aşağıdaki durumlarda kontrendikedir;
• Etkin maddelere veya diğer adrenerjik ilaçlara veya ilacın bileşiminde bulunan yardımcımaddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık durumunda (bkz. bölüm 6.1.).
• Şiddetli karaciğer (Child-Pugh kategorisi > 9) veya böbrek hastalığı
• Şiddetli hipertansiyon ve taşikardinin eşlik ettiği hastalıklar
• Koroner arter hastalığı
• Monoamin oksidaz inhibitörleri ile tedavi olanlarda (A-FERİN PLUS pediyatrikkullanımından önceki 14 gün içinde MAOİ (bir antibakteriyel olan furazolidon dahil) /RIMA almış ve/veya almaya devam eden hastalarda) kontrendikedir. Psödoefedrin ve butip bir ilacın aynı zamanda kullanılması kan basıncında yükselmeye neden olabilir.
• Miksiyon sonrası mesanede bir miktar idrarın kaldığı, prostat adenomu
• Mesane boynunda obstrüksiyon
• Piloroduodenal obstrüksiyon
• Stenoz yapan peptik ülser
• Diabetes Mellitus
• Hipertiroidizm
2/18
• Akciğer hastalıkları (astım dahil)
• Epilepsi
• Dar açılı glokom
• Feokromasitoma hastalarında
• 6 yaşın altı kullanımı kontendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
• 60 yaş üzerindeki hastalarda
• Aritmiler, kardiyovasküler hastalıklar, iskemik kalp hastalığı
• Hipertansiyon
• Prostat hipertrofisi
• Böbrek yetmezliği
• Tiroid fonksiyon bozukluklarında kullanımından kaçınılmalıdır.
• Perhiz
• Psikoz
• Solunum güçlüğü durumlarında
• Anemisi olanlarda, akciğer hastalarında, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olanhastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır.
• Önceden mevcut hepatik hastalığı bulunan hastalar için, yüksek dozda veya uzun sürelitedaviler esnasında periyodik aralıklarla karaciğer fonksiyon tetkikleri yapmak gerekebilir.Böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi <10 mL/dakika) halinde, doktorun parasetamolkullanımının yarar/ risk oranını dikkatle değerlendirmesi gerekir. Doz ayarlaması yapılmalıve hasta kesintisiz izlenmelidir.
• Bir yıl boyunca günlük terapötik parasetamol dozları alan bir hastada hepatik nekroz vedaha kısa süreli olarak aşırı doz kullanan bir hastada karaciğer hasarı bildirilmiştir. 12 - 48saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Ancak kliniksemptomlar dozun alınmasından 1 - 6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir.
• Hepatotoksisite riskinden ötürü, parasetamol, tavsiye edilenden daha yüksek dozlarda yada daha uzun süreli alınmamalıdır. Hafif veya orta şiddette karaciğer yetmezliği (Child-Pugh kategorisi <9) olan hastalar, parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.
• Terapötik dozlarda parasetamol uygulaması sırasında serum alanin aminotransferaz (ALT)düzeyi yükselebilir.
• Terapötik dozlarda parasetamol ile hepatik oksidatif stresi artıran ve hepatik glutatyonrezervini azaltan ilaçların eşzamanlı kullanımı, alkolizm, sepsis veya diabetes mellitus gibiçeşitli durumlar hepatik toksisite riskinde artışa yol açabilir.
• Tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointeshastalarında kullanımından kaçınılmalıdır.
• A-FERİN PLUS pediyatrik, monoamin oksidaz inhibitörleri kullanımı sırasında ya dakullanımını takip eden 2 hafta süresince kullanılmamalıdır.
• Ameliyat durumunda tedavinin birkaç gün önceden durdurulması önerilir. Halojenlianestetiklerin kullanılması, hipertansif kriz riskini arttırır.
• Taşikardi veya palpitasyon gelişen duyarlı hastalarda, tedavi durdurulmalıdır.
• Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımın ilkdozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir deri reaksiyonuoluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacın kullanımının bırakılması
3/18
ve alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişi bir daha bu ilacı veya parasetamol içeren başka bir ilacı kullanmamalıdır. Budurum, ciddi ve ölümle sonuçlanabilen Steven Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermalnekroliz (TEN) ve akut jeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil cilt reaksiyonlarınaneden olabilmektedir.
• Parasetamol içeren ilaçların uzun süre kullanılmasını takiben yüksek doza ulaşıldığında,büyük ölçüde irreversibl böbrek yetersizliğiyle birlikte analjezik nefropati gelişme olasılığıgöz ardı edilemez.
• Gilbert sendromu olan hastaların parasetamol kullanması, sarılık gibi klinik semptomlarave daha belirgin hiperbilirubinemiye neden olabilir. Bu nedenle, bu hastalar parasetamolüdikkatli kullanmalıdırlar.
• Hematopoietik disfonksiyon durumunda dozun azaltılması ve/veya dozlar arasındakisürenin uzatılması gibi önlemler alınmalıdır.
• Astım, kronik rinit ve kronik ürtikeri olan ve özellikle antiinflamatuvar ilaçlara aşırıduyarlılığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Duyarlı kişilerde propifenazon veparasetamol içeren ilaçlarla nadiren astım krizleri ve anaflaktik şok bildirilmiştir.
• Glukoz 6-fosfat dehidrojenaz eksikliği olanlarda dikkatli kullanılmalıdır. Seyrek olarakhemoliz vakaları görülebilir.
• Orta düzeyde alkol ile birlikte eşzamanlı parasetamol alınması, karaciğer toksisitesiriskinde bir artışa yol açabilir. Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.
• Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun2000 mg'ı aşmaması gerekir.
• Parasetamol, psödoefedrin hidroklorür veya klorfeniramin maleat içeren diğer ilaçların AFERİN PLUS pediyatrik ile eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.
• 3 - 5 gün içinde yeni semptomların oluşması ya da ağrının ve/veya ateşin azalmamasıhalinde, hastaların parasetamol kullanmaya son vermesi ve bir doktora danışması önerilir.
• Parasetamol akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur.
• Erişkinlerde uzun süreli (kronik) günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.
• Seyrek olarak psödoefedrin dahil olmak üzere sempatomimetik ilaçlarla posterior geridönüşlü ensefalopati (PRES)/ geri dönüşlü serebral vazokonstriksiyon sendromu (RCVS)bildirilmiştir. Bildirilen semptomlar ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma vegörme bozukluğudur. Olguların çoğu uygun tedavi ile birkaç günde düzelmiştir.PRES/RCVS semptomları gelişmesi halinde psödoefedrin hemen kesilmelidir.
• Psödoefedrin ile iskemik kolit bildirimleri olmuştur. Şayet abdominal ağrı, rektal kanamaya da iskemik kolitin diğer semptomları gelişirse, psödoefedrin derhal durdurulmalı vedoktora başvurulmalıdır.
• Serebral ateroskleroz
• İdiyopatik ortostatik hipotansiyon
• 6 yaşın altındaki çocuklarda zorunlu tıbbi gerekçe olmadan kullanılmamalıdır.
• Önerilen dozu aşmamalı veya ardı ardına 5 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır.
Yüksek doz parasetamol ve bu arada uzunca bir süre içerisinde kullanılan toplamdozun yüksek olması; irreversibl karaciğer yetersizliğiyle birlikte analjeziklere bağlınefropati gelişmesine neden olabilir. Hastalar bu ilacı kullanırken, parasetamoliçeren daha başka ürünler kullanmamaları konusunda uyarılmalıdırlar.
4/18
A-FERİN PLUS pediyatrik her ölçekte (5 mL'de) 1 mmol (23 mg)'den daha az sodyum ihtiva eder; bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmemektedir.
A-FERİN PLUS pediyatrik sorbitol içermektedir bu nedenle nadir kalıtımsal fruktoz intolerans problemi olan hastaların bu ilacı kullanılmamaları gerekir.
A-FERİN PLUS pediyatrik propil parahidroksi benzoat ve metil parahidroksi benzoat içermektedir bu yüzden alerjik reaksiyonlara (muhtemelen gecikmiş) sebebiyet verebilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Parasetamol:
Propantelin gibi mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlar, parasetamolün yavaş emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.
Metoklopramid gibi mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar, parasetamolün daha hızlı emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha hızlı başlamasına neden olabilir.
Bazı hipnotikler ve antiepileptik ilaçlar (glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin, vb.) veya rifampisin gibi karaciğerde hepatik mikrozomal enzim indüksiyonuna sebep olanilaçların tek başına kullanıldığında zararsız olan parasetamol dozlarıyla eşzamanlı kullanımıkaraciğer hasarına yol açabilir. Aşırı alkol tüketimi halinde, terapötik dozlarda bileparasetamol alınması da karaciğer hasarına neden olabilir.
Parasetamolün kloramfenikol ile kombinasyon halinde kullanılması, kloramfenikolün yarılanma ömrünü uzatabilir ve dolayısıyla bu ilacın toksisite riskini arttırabilir.
Parasetamol (veya metabolitleri), K vitamine bağımlı koagülasyon faktörü sentezinde rol oynayan enzimler ile etkileşir. Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleri arasındakietkileşimler, “uluslararası normalleştirilmiş oran” (International Normalized Ratio, INR)değerinde bir artışa ve kanama riskinde bir artışa neden olabilir. Bu nedenle, oralantikoagülan kullanan hastalar, tıbbi denetim ve kontrol olmadan uzun süreli parasetamolkullanmamalıdırlar.
5-hidroksitriptamin (serotonin) tip 3 reseptör antagonistleri olan tropisetron ve granisetron, farmakodinamik etkileşim ile parasetamolün analjezik etkisini tamamen baskılayabilir.
Parasetamol ve azidotimidin (AZT-zidovudin) eşzamanlı kullanılması nötropeni eğilimini artırır. Bu nedenle tıbbi tavsiye olmadıkça, parasetamol AZT ile birlikte alınmamalıdır.
Birden fazla ağrı kesiciyle kombinasyon tedavisinden kaçınılması önerilmektedir. Bunun hastaya ekstra bir fayda sağladığını gösteren çok az kanıt vardır ve genelde istenmeyenetkilerde artışa yol açmaktadır.
Parasetamol emilim hızı metoklopramid ya da domperidon ile artabilir ve kolestiramin ile azalabilir.
5/18
St. John's Wort (Hypericum perforatum-sarı kantaron) parasetamolün kan düzeylerini azaltabilir.
Doz aşımında parasetamol karaciğerde harabiyet riski taşır ve parasetamolün toksisitesi karaciğerde toksik etki yaratabilecek diğer ilaçlarla birlikte kullanıldığında, kronik alkolizmdeveya aç kalmış hastalarda artabilir.
Besinler ile birlikte alındığında parasetamolün emilim hızı azalabilir.
Psödoefedrin hidroklorür:
A-FERİN PLUS pediyatrik, MAOI/RIMA alanlarda kullanılmamalıdır. Trisiklik antidepresanlar, iştah bastırıcı ilaçlar, sempatomimetik ajanlar (dekonjestanlar, iştahbastırıcılar ve amfetamin benzeri psikostimülanlar gibi) ve sempatomimetik aminlerinkatabolizmasını etkileyen monoamin oksidaz inhibitörleri (furazolidon dahil) ile beraberkullanılması bazen kan basıncının yükselmesine neden olabilir (bkz. bölüm 4.3.Kontrendikasyonlar). Moklobemid ve oksitosin ile birlikte kullanımı tansiyon yükselmesineneden olabilir. Psödoefedrin içermesi nedeniyle A-FERİN PLUS pediyatrik bretilyum,betanidin, guanetidin, debrizokin, metildopa ve alfa ve beta adrenerjik blokör ilaçlar gibisempatik aktiviteyi engelleyen hipotansif ilaçların etkisini kısmen tersine çevirir (bkz. bölüm4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri). Kardiyak glikozidler disritmi riskine, ergotalkaloidleri ise ergotizm riskine neden olabilir.
Klorfeniramin maleat:
Klorfeniramin, santral sinir sistemine etkili ilaçların (sempatomimetikler, antidepresanlar) etkilerini artırabilir.
Alkol, barbitüratlar, hipnotikler, opioid analjezikler, anksiyolitikler ve antipsikotikler gibi santral sinir sistemi depresanlarının etkilerini artırabilir. Atropin, trisiklik antidepresanlar veMAO inhibitörlerinin antimuskarinik etkilerini artırabilir.
Klorfeniramin, fenitoin metabolizmasını inhibe eder, bu nedenle fenitoin toksisitesine neden olabilir.
Antihistaminikler derideki histamin yanıtını baskılayabileceği için alerji testleri yapılmadan birkaç gün önce kesilmelidir.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi C'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
A-FERİN PLUS pediyatrik' in çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/doğum kontrolü üzerinde etkisi için çalışma bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
A-FERİN PLUS pediyatrik, gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
6/18
Laktasyon dönemi
A-FERİN PLUS pediyatrik, gerekli olmadıkça emzirme döneminde kullanılmamalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
A-FERİN PLUS pediyatrik'in üreme yeteneği üzerindeki etkisi ile ilgili klinik çalışma yoktur.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
A-FERİN PLUS pediyatrik sedasyon yapabildiğinden, araç ya da makine kullanırken dikkatli olmak gerekir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Klinik çalışmalar ve satış sonrası gözetim çalışmalarından elde edilen verilere göre istenmeyen etkiler aşağıda organ sistem sınıflamasına ve sıklıklarına göre sunulmuştur.
Sıklıklar şöyle tanımlanabilir: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000),bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Parasetamolün istenmeyen etkileri genellikle hafiftir. 10 g'ın üzerinde alınması durumunda toksisite görülmesi muhtemeldir.
SİSTEM ORGAN SINIFI |
Advers reaksiyonlar |
SIKLIK |
Parasetamol |
Psödoefedrin |
Klorfeniramin |
Kan ve lenf sistemi hastalıkları |
Anemi
|
Seyrek1
|
|
Seyrek
|
Hemolitik anemi
|
Seyrek
|
|
Seyrek
|
Methemoglobinemi
|
Seyrek1
|
|
Seyrek
|
Trombositopeni
|
Seyrek2
|
|
Seyrek
|
Trombositopenik
purpura
|
Seyrek2
|
|
Seyrek
|
Lökopeni
|
Seyrek2
|
|
Seyrek
|
Nötropeni
|
Seyrek2
|
|
Seyrek
|
Pansitopeni
|
Seyrek2
|
|
Seyrek
|
Agranülositoz
|
Çok seyrek
|
|
Seyrek
|
Bağışıklık sistemi hastalıkları |
Alerjik reaksiyonlar
|
Seyrek
|
|
|
Anaflaksi
|
Seyrek
|
|
|
Lyell sendromu
|
Çok seyrek
|
|
|
Bronkospazm
|
Bilinmiyor
|
|
|
Pozitif alerji testi
|
Bilinmiyor
|
|
|
İmmün
trombositopeni
|
Bilinmiyor
|
|
|
Metabolizma ve
beslenme
hastalıkları |
Anoreksi
|
|
|
Seyrek
|
7/18
Psikiyatrik
hastalıklar |
Sinirlilik
|
|
Yaygın
|
|
İnsomnia
|
|
Yaygın
|
|
Yorgunluk
|
|
Yaygın olmayan
|
|
Telaş hali
|
|
Yaygın olmayan
|
|
Ajitasyon
|
|
Yaygın olmayan
|
|
Halüsinasyon
|
|
Seyrek3
|
|
Paranoid delüzyon
|
|
Seyrek
|
|
Eksitabilite
|
|
Seyrek
|
|
Depresyon
|
|
|
Seyrek
|
Kabuslar
|
|
|
Seyrek
|
Sinir sistemi hastalıkları**
|
Baş ağrısı
|
Yaygın
|
Yaygın
|
Bilinmiyor
|
Baş dönmesi
|
Yaygın
|
Yaygın
|
Seyrek
|
Somnolans
|
Yaygın
|
|
|
Parestezi
|
Yaygın
|
|
|
Santral sinir sistemi stimülasyonu
|
Bilinmiyor
|
|
|
Ensefalopati
|
Bilinmiyor
|
|
|
İnsomnia
|
Bilinmiyor
|
Yaygın
|
|
Tremor
|
Bilinmiyor
|
Yaygın
|
|
Sersemlik
|
|
Yaygın
|
|
İrritabilite
|
|
Bilinmiyor
|
Seyrek
|
Anksiyete
|
|
Bilinmiyor
|
|
Konsantre olamama
|
|
|
Seyrek
|
Sedasyon
|
|
|
Bilinmiyor
|
Çocuklarda
paradoksikal
eksitasyon
|
|
|
Bilinmiyor
|
Yaşlılarda konfüzyonel psikoz
|
|
|
Bilinmiyor
|
Midriyazis
|
|
Yaygın
|
|
Göz hastalıkları |
Bulanık görme
|
|
|
Seyrek
|
Kulak ve iç kulak hastalıkları |
Tinnitus
|
|
|
Seyrek
|
Kardiyak
hastalıklar |
Taşikardi
|
|
Seyrek
|
Seyrek
|
Hipertansiyon
|
|
Seyrek
|
|
Diğer kardiyak disritmiler
|
|
Seyrek
|
|
Palpitasyon
|
|
Seyrek
|
Seyrek
|
Aritmi
|
|
Seyrek
|
Seyrek
|
Hipotansiyon
|
|
|
Seyrek
|
Prekordiyal ağrı
|
|
Seyrek
|
|
Vasküler
hastalıkları |
Kan basıncı artışı
|
|
Seyrek4
|
|
Solunum, göğüs bozuklukları vemediastinal |
Üst solunum yolu enfeksiyon belirtileri
|
Yaygın
|
|
|
Analjezik astım
|
Seyrek
|
|
|
8/18
hastalıklar |
sendromu da dahil astım
|
|
|
|
Bronkospazm
|
Seyrek
|
|
|
Bronşial sekresyonda kalınlaşma
|
|
|
Seyrek
|
Gastrointestinal
hastalıklar |
Bulantı
|
Yaygın
|
Yaygın
|
Seyrek
|
Kusma
|
Yaygın
|
Yaygın
|
Seyrek
|
Dispepsi
|
Yaygın
|
|
Seyrek
|
Flatulans
|
Yaygın
|
|
|
Karın ağrısı
|
Yaygın
|
|
Seyrek
|
Konstipasyon
|
Yaygın
|
|
|
Gastrointestinal
kanama
|
Yaygın
olmayan
|
|
|
Diyare
|
Seyrek
|
|
Seyrek
|
Ağız kuruluğu
|
|
Yaygın
|
Bilinmiyor
|
Hepato-bilier
hastalıklar |
Hepatik bozukluk
|
Seyrek1
|
|
|
Sarılık dahil hepatit
|
|
|
Seyrek
|
Deri ve derialtı doku hastalıkları |
Deri döküntüsü
|
Seyrek
|
Seyrek7
|
|
Kaşıntı
|
Seyrek
|
|
|
Ürtiker
|
Seyrek
|
|
Bilinmiyor
|
Alerjik ödem
|
Seyrek
|
|
|
Anjiyoödem
|
Seyrek
|
|
|
Akut jeneralize
eksantematöz
püstülozis
|
Seyrek*
|
|
|
Eritema multiform
|
Seyrek
|
|
|
Stevens-Johnson
sendromu
|
Seyrek*
|
|
|
Toksik epidermal Nekroliz
|
Seyrek*
|
|
|
Hipersensitivite
reaksiyonları
|
|
Seyrek
|
|
Diğer
sempatomimetiklerle çapraz reaksiyon
|
|
Seyrek
|
|
Alerjik dermatit
|
|
Seyrek5
|
|
Eksfoliyatif dermatit dahil alerjikreaksiyonlar
|
|
|
Bilinmiyor
|
Fotosensitivite
|
|
|
Bilinmiyor
|
Deri reaksiyonları
|
|
Seyrek5
|
Bilinmiyor
|
Kas-iskelet bozuklukları, bağdoku ve kemikhastalıkları |
Kas seğirmesi ve inkoordinasyonu
|
|
|
Bilinmiyor
|
Böbrek ve idrar |
Papiler nekroz
|
Yaygın
|
|
|
9/18
yolu hastalıkları |
|
olmayan2
|
|
|
Dizüri
|
|
Yaygın olmayan
|
|
Üriner retansiyon
|
|
Yaygın olmayan6
|
Bilinmiyor
|
Genel bozukluklar ve uygulamabölgesine ilişkinhastalıkları |
Halsizlik
|
|
|
Seyrek
|
Göğüs sıkışması
|
|
|
Seyrek
|
1 Parasetamolün çok miktarda alınması durumunda
2 Parasetamolün uzun süre kullanılması durumunda
3 Özellikle çocuklarda
4Sistolik kan basıncı artışı gözlenmiştir. Terapötik dozlarda psödoefedrinin kan basıncı üzerindeki etkisi klinik olarak anlamlı değildir.
5Psödoefedrin kullanımı ardından bronkospazm, anjiyoödem gibi sistemik belirtileri olan/olmayan çeşitli alerjik deri reaksiyonları bildirilmiştir.
6 Erkek hastalarda üriner retansiyon (önceden mevcut bir prostatik büyüme durumuhazırlayıcı bir faktör olabilir.)
7 İrritasyonlu veya irritasyonsuz.
*Ölümcül sonuçlara neden olabilir.
** Çocuklar ve yaşlılar nörolojik antikolinerjik yan etkilere ve paradoksal eksitasyona daha duyarlıdır (enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik gibi belirtiler).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
Parasetamol:
Parasetamolü 10 g'dan fazla alan yetişkinlerde toksisite olasılığı vardır. Dahası, aşırı dozun zararı siroz olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür. Çocuklarda aşırıdozu takiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha nadirdir. Karaciğer hücre hasarı ile birlikteparasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olan parasetamol yarı ömrügenellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. 14C-aminopirinden sonra 14CO2 atılımındaazalma bildirilmiştir. Bu; plazma parasetamol konsantrasyonu veya yarı ömür veyakonvansiyonel karaciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajı ilekaraciğer hücre hasarı arasında daha iyi ilişki kurar. Parasetamole bağlı fulminant karaciğeryetmezliğini takiben gelişen akut tubüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliği oluşabilir.Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden dolayı fulminant karaciğer yetmezliğiolan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir. Nadiren, ilaç aldıktan2-10 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesi ile birlikte renal tubüler nekrozoluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımının akut pankreatit
10/18
gelişmesine katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten, parasetamolün günlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkiler bildirilmiştir.
Semptomlar: Sedasyon ve ataksi doz aşımında en sık gelişen semptomlardır. Bulantı, göz kararması, kusma, taşikardi diğer semptomlardır.
Solgunluk, anoreksi bulantı ve kusma parasetamol doz aşımının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekroz parasetamol doz aşımının dozla ilişkili komplikasyonudur.Hepatik enzimler yükselebilir ve protrombin süresi 12 ila 48 saat içinde uzar, fakat kliniksemptomlar ilacın alımını takiben 1 ila 6 gün görülmeyebilir.
Tedavi: Akut doz aşımında parasetamol, hepatotoksik etki gösterebilir, karaciğer nekrozuna bile neden olabilir. Hastayı gecikmiş hepatoksisiteye karşı korumak için parasetamol aşırıdozajı hemen tedavi edilmelidir. Bunun için, absorbsiyonu azaltmayı (gastrik lavaj veya aktifkömür) takiben intravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek gerekir. Eğer hastakusuyorsa veya aktif kömür ile konjuge edilmişse metionin kullanılmamalıdır. Doruk plazmaparasetamol konsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saate kadar gecikebilir. Bu nedenle,hepatoksisite riskini belirlemek için plazma parasetamol düzeyleri ilaç alımından en az 4 saatsonrasına kadar ölçülmelidir. Ek tedavi (ilave oral metionin veya intravenöz N-asetilsistein)kan parasetamol içeriği ve ilaç alımından beri geçen süre ışığı altında değerlendirilmelidir.Hepatik enzim indükleyici ilaçlar alan hastalarda, uzun süredir alkol bağımlısı olanlarda veyakronik olarak beslenme eksikliği olanlarda N-asetilsistein ile tedavi eşiğinin %30-50düşürülmesi önerilir, çünkü bu hastalar parasetamolün toksik etkilerine karşı daha duyarlıolabilirler. Parasetamol aşırı dozajını takiben gelişebilecek fulminant karaciğer yetmezliğitedavisi uzmanlık gerektirebilir.
Psödoefedrin:
Semptomlar: Psödoefedrin doz aşımında eksitasyon, huzursuzluk, halüsinasyon, hipertansiyon ve aritmi gibi merkezi sinir sistemi ve kardiyovasküler sistem semptomları ortaya çıkabilir.Şiddetli olgularda psikoz, konvülziyon, koma ve hipertansif kriz gelişebilir. Potasyumunhücre dışından hücre içine kayması nedeniyle serum potasyum düzeyi düşebilir.
Tedavi: Solunum destekleyici ve koruyucu ve konvülsiyonları kontrol edici önlemler alınmalıdır. Endike olduğu takdirde gastrik lavaj uygulanmalıdır. Mesane kateterizasyonugerekebilir. Beta blokörler kardiyovasküler komplikasyonları ve hipokalemiyi düzeltebilir.İstenirse, psödoefedrin atılımının hızlandırılması için asit diürezi veya diyaliz yapılabilir.
Klorfeniramin maleat:
Semptomlar: Sedasyon, SSS paradoksal stimülasyonu, toksik psikozis, nöbet, apne, konvülsiyonlar, antikolinerjik etkiler, distonik reaksiyonlar ve aritmi dahil kardiyovaskülerkolaps.
Tedavi: Gastrik lavaj veya ipeka şurubuyla emezis yoluyla tedaviye başlanmalıdır. Ardından aktif kömür ve katartikler uygulanarak absorpsiyonu azaltılır. Diğer semptomatik vedestekleyici önlemler kalp, solunum, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ve sıvı-elektrolitdengesine göre özel dikkatle uygulanmalıdır.
11/18
Hipotansiyon ve aritmiler tedavi edilmelidir. SSS konvülsiyonları IV diazepam ile tedavi edilebilir. Ciddi durumlarda hemoperfüzyon kullanılabilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Diğer soğuk algınlığı preparatları ATC: R05X
Etki mekanizması:
Parasetamol:
Parasetamol, analjezik ve antipiretik bir ajandır. Parasetamolün terapötik etkilerinin, siklooksijenaz enziminin inhibisyonu sonucu prostaglandin sentezinin inhibisyonuna bağlıolduğu düşünülmektedir. Parasetamolün periferik siklooksijenaza oranla santralsiklooksijenaz üzerine daha etkili inhibitör olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Parasetamolünanaljezik ve antipiretik özellikleri vardır fakat sadece zayıf anti-inflamatuvar özelliklergösterir. Bu durum; inflamatuvar dokuların diğer dokulara oranla daha yüksek seviyelerdehücresel peroksitler içermesi ve bu hücresel peroksitlerin parasetamolün siklooksijenazinhibisyonunu önlemesiyle açıklanabilir.
Psödoefedrin HCl:
Psödoefedrin, doğrudan veya dolaylı sempatomimetik aktiviteye sahiptir ve etkili bir üst solunum yolları dekonjestanıdır. Psödoefedrin hidroklorür, vazokonstriktördür. Solunumyolları mukozasındaki alfa-adrenerjik reseptörleri etkileyerek damarları daraltır. Buvazokonstriksiyon, şişmiş durumdaki burun mukozasını büzer, dokudaki hiperemiyi, ödemive nazal konjesyonu azaltır; burundaki hava yollarının açık kalmasını sağlar.
Psödoefedrin, sistolik kan basıncının yükseltilmesinde ve taşikardi yaratılmasında efedrinden daha az etkilidir, ayrıca merkezi sinir sisteminin uyarılmasında da etkisi daha düşüktür.Psödoefedrin 4 saat süren dekonjestan etkisine 30 dakika içinde ulaşır.
60 mg psödoefedrinin, soğuk algınlığı ve rinitli hastalarda ve normal kişilerde ve alerjik rinitli hastalarda histamin uygulanmasından sonra nazal hava akımı ile ölçüldüğü şekilde, etkili birnazal dekonjestan olduğu gösterilmiştir.
Klorfeniramin maleat:
Klorfeniramin maleat; H1-reseptörleri üzerinde etkili bir antihistaminiktir; solunum yolu hastalıklarında sık görülen alerjik semptomları giderir. Kılcal damarlardaki geçirgenliğiazaltarak burun akıntısı, aksırma, gözde sulanma ve kaşıntı gibi belirtileri giderir.
12/18
5.2. Farmakokinetik özelliklerParasetamol
Emilim:
Parasetamol, mide-barsak kanalından hızla ve tam olarak pasif difüzyon ile emilir; plazmadaki en yüksek konsantrasyonları formülasyona bağlı olarak genellikle oraluygulamadan sonra 30 ila 90 dakika arasında elde edilir. Gastrik boşalma, oral uygulananparasetamol absorpsiyonu için hız sınırlayıcı bir basamaktır. Parasetamol değişken bir orandailk geçiş metabolizmasına uğradığı için oral uygulamadan sonra sistemik dolaşımda tamolarak bulunmaz. Erişkinlerdeki oral biyoyararlanımının uygulanan parasetamol miktarınabağlı olduğu görülmektedir. Oral biyoyararlanım 500 mg'lık dozdan sonra %63 iken, 1 veya 2g (tablet formu) dozundan sonra yaklaşık %90'a yükselir.
Dağılım
:
Parasetamol birçok vücut sıvısına eşit miktarda dağılır; tahmini dağılım hacmi 0.95 L/kg'dır. Terapötik dozları takiben parasetamol plazma proteinlerine önemli oranda bağlanmaz.
Çocuklardaki dağılım kinetiği (Vd/F) erişkinlerdekine benzerdir.
Biyotransformasyon:
Parasetamol karaciğerde metabolize olur ve insanda çok sayıda metabolitleri tanımlanmıştır. İdrarla atılan majör metaboliti glukuronid ve sülfat konjugatıdır. Parasetamolün %10 kadarıminör bir yolla sitokrom P-450 karma fonksiyonlu oksidaz sistemi (başlıca CYP2E1 veCYP3A4) ile reaktif bir metabolit olan asetamidokinona dönüşür. Bu metabolit hızlaindirgenmiş glutatyon ile konjuge olur ve sistein ve merkaptürik asit konjugatları şeklindeatılır. Büyük miktarlarda parasetamol alındığında hepatik glutatyon azalabilir ve vitalhepatoselüler makromoleküllerine kovalan olarak bağlanan hepatosit asetamidokinonun aşırıbirikmesine yol açar. Bu da doz aşımı durumunda görülebilen hepatik nekroza yol açar.
Eliminasyon:
Eliminasyon yarı-ömrü, terapötik dozlarda 1-3 saat kadardır. Dozun %90-100'ü, 24 saat içerisinde glukuronid (%60), sülfat (%35) veya sistein (%3) konjügasyon ürünleri olarakböbrekler yoluyla vücuttan atılır. Tek dozu (1000 mg i.v.) takiben parasetamolün total vücutklerensi yaklaşık 5 mL/dak/kg'dır. Parasetamolün renal klerensi idrar akış hızına bağlıdır,fakat pH'ya bağlı değildir. Uygulanan ilacın %4'ten daha azı değişmemiş parasetamol halindeatılır. Sağlıklı bireylerde terapötik dozun yaklaşık %85-95'i 24 saat içinde idrar ile atılır.
Doğrusallık ve Doğrusal Olmayan Durum:
Reaktif parasetamol metabolitlerinin karaciğer hücre proteinlerine bağlanması, hepatoselüler hasara sebep olur. Terapötik dozlarda, bu metabolitler, glutatyon tarafından bağlanır venontoksik konjugatlar oluştururlar. Ancak masif doz aşımı halinde, karaciğerin (glutatyonoluşumunu kolaylaştıran ve teşvik eden) SH-donörleri deposu tükenir; ilacın toksikmetabolitleri karaciğerde birikir ve karaciğer hücre nekrozu gelişir ve bu da karaciğerfonksiyonunda bozulmaya ve giderek hepatik komaya kadar ilerler.
Pozolojiye uygun kullanıldığında farmakokinetiği doğrusaldır.
13/18
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek yetmezliği:
2-8 saatler arasında ortalama plazma yarılanma ömrü normal ve böbrek yetmezliği olan hastalarda aynıdır, fakat 8-24 saatler arasında böbrek yetmezliğinde eliminasyon hızı azalır.Kronik renal yetmezlikte glukuronid ve sülfat konjugatlarında belirgin birikme olur. Anabileşiğin kısıtlı rejenerasyonuyla kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda birikenparasetamol konjugatlarında bir miktar ekstra eliminasyon oluşabilir. Kronik böbrekyetmezliğinde parasetamol doz aralıklarını uzatmak tavsiye edilir.
Hemodiyalizde parasetamol plazma düzeyleri azalabileceğinden terapötik kan düzeylerini korumak için ilave parasetamol dozları gerekebilir.
Karaciğer yetmezliği:
Hafif karaciğer hastalığı olan hastalardaki ortalama plazma yarılanma ömrü normal bireylerdekine benzerdir, fakat ciddi karaciğer yetmezliğinde önemli derecede uzar (yaklaşık%75). Bununla beraber, yarılanma ömrünün uzamasının klinik önemi açık değildir; çünkükaraciğer hastalığı olan hastalarda ilaç birikmesi ve hepatoksisite olduğu kanıtlanmamış veglutatyon konjugasyonu azalmamıştır. Kronik stabil karaciğer hastalığı olan 20 hastaya 13gün günde 4 g/gün parasetamol verilmesi karaciğer fonksiyonunda bozulmaya yolaçmamıştır. Hafif karaciğer hastalığında önerilen dozlarda alındığında parasetamolün zararlıolduğu kanıtlanmamıştır. Bununla beraber, şiddetli karaciğer hastalığında, plazmaparasetamol yarılanma ömrü önemli derecede uzamıştır.
Yaşlı hastalarda:
Genç ve yaşlı sağlıklı denekler arasında farmakokinetik parametrelerde gözlenen farklılıkların klinik olarak önemli olduğu düşünülmemektedir. Bununla beraber serum parasetamolyarılanma ömrünün belirgin derecede arttığını (yaklaşık %84) ve parasetamol klerensininzayıf, hareketsiz ve yaşlı hastalarda sağlıklı genç kişilere nazaran azaldığını (yaklaşık %47)düşündüren kanıtlar vardır.
Çocuklarda:
Çalışmalar 0-2 gün arasındaki yeni doğanlarda ve 3-10 yaş arasındaki çocuklarda parasetamol majör metabolitinin parasetamol sülfat olduğunu göstermiştir. Yetişkinlerdeki ve 12 yaş veüzeri çocuklardaki veriler, majör metabolitin glukoronid konjugatı olduğunu göstermiştir.Bununla beraber, parasetamolün genel eliminasyon hızında veya idrara geçen toplam ilaçmiktarında yaşa ilişkin önemli farklılıklar yoktur.
Psödoefedrin hidroklorür
Emilim:
Psödoefedrin, oral uygulama sonrasında herhangi bir presistemik metabolizma olmadan, gastrointestinal kanaldan hızlıca ve tamamen emilir. Sağlıklı yetişkin gönüllülerde, 60 mgpsödoefedrinin verilmesi yaklaşık 1,5 saat sonra (tmaks) yaklaşık 180 ng/mL'lik bir dorukplazma konsantrasyonu (Cmaks) yaratmıştır.
Dağılım:
Psödoefedrinin görünen dağılım hacmi (Vd/F) yaklaşık 2.8 L/kg'dır.
14/18
Biyotransformasyon:
Psödoefedrinin plazma yarılanma ömrü (tı/2) yaklaşık 5.5 saattir. Erkeklerde psödoefedrin çok az metabolize olur, yaklaşık %90'ı değişmeden idrarla atılır. Yaklaşık %1'i karaciğerdemetabolize olur, N-demetilasyon ile norpsödoefedrine dönüşür. Psödoefedrinin burundakikonjesyonu azaltan etkisi, uygulamadan 15-30 dakika sonra başlar.
Eliminasyon
:
Psödoefedrin ve metaboliti idrar ile atılır; dozun %55 ile %90'ı herhangi bir değişikliğe uğramadan atılır. Psödoefedrinin görünen total vücut klerensi (Cl/F) 7.5 mL/dak/kg'dır. Sabiteliminasyon hızı yaklaşık 0.13sa"1'dir. İdrar asitlendiğinde psödoefedrinin idrar ile dışarıatılma hızı artar. Bunun tersine, idrar pH'sı arttıkça, idrar ile dışarı atılma hızı azalır.
Böbrek yetmezliği psödoefedrinin plazma düzeylerini artıracaktır.
Zayıf bir temelde, böbrekten atılım düzeyi idrarın pH'sına bağlıdır. Düşük idrar pH'sına, tübüler geri emilim minimaldir ve idrar akış hızı ilacın klerensini etkilemez.
Yüksek pH'da (>7.0), psödoefedrin yaygın şekilde renal tubülde geri emilir ve renal klerens idrar akış hızına bağlıdır.
Doğrusallık ve doğrusal olmayan durum:
Veri mevcut değildir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği artmış plazma düzeylerine yol açar.
Psödoefedrin ile böbrek yetmezliğinde yapılmış spesifik çalışma yoktur. Ancak çeşitli derecelerde böbrek yetmezliği olan hastalarda 60 mg psödoefedrin + 8 mg akrivastinkapsüllerinin tek doz uygulamasını takiben orta şiddetli ve şiddetli böbrek yetmezliği olanhastalarda sağlıklı gönüllülere nazaran psödoefedrin Cmaks değeri 1.5 misli artmıştır. tmaksdeğeri böbrek hastalarında değişmemiştir. Yarılanma ömrü, sağlıklı gönüllülere nazaran hafifve şiddetli böbrek yetmezliğinde sırasıyla 3-12 misli artmıştır.
Karaciğer yetmezliği:
Hepatik yetmezliği olan hastalarda psödoefedrin ile yapılmış hiçbir spesifik çalışma yoktur.
Yaşlı hastalarda:
Yaşlı hastalarda 60 mg psödoefedrin + 8 mg akrivastin uygulanmasını takiben psödoefedrin için görülen t1/2 sağlıklı gönüllülerdekinin 1,4 katı olmuştur. Görünen Cl/F sağlıklıgönüllülerdekinin 0,8 katı olmuştur ve Vd/F değişmemiştir. Psödoefedrin ile yaşlılardayapılmış spesifik bir çalışma yoktur.
Klorfeniramin maleat
Emilim:
Klorfeniramin, mide-bağırsak kanalından nispeten yavaş emilir. Oral uygulama sonrası en yüksek plazma konsantrasyonlarına 2,5-6 saat içinde erişilir.
Biyoyararlanımı %25-50 oranındadır.
Dağılım:
Dolaşımda bulunan klorfeniraminin %70'i proteinlere bağlı haldedir.
15/18
Klorfeniramin vücutta, santral sinir sistemi de dahil olmak üzere, geniş oranda dağılır.
Biyotransformasyon:
Karaciğerde belirgin oranda ilk-geçiş metabolizmasına uğrar. Klorfeniramin yüksek oranda metabolize edilir. Metabolitleri desmetil ve didesmetil klorfeniramindir.
Eliminasyon:
Klorfeniraminin farmakokinetiğinde belirgin bireysel farklılıklar bulunmaktadır; yarı ömrü 243 saat arasında bildirilmiştir. Klorfenamin maleat vücutta, yüksek oranda biyotransformasyon geçirir ve değişmeyen ilaç ve metabolitleri başlıca idrar yoluyla atılır.
Doğrusallık ve doğrusal olmayan durum:
Veri mevcut değildir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
A-FERİN PLUS pediyatrik ile yapılmış hayvan çalışmaları bulunmamaktadır.
Parasetamol
Akut Toksisite:
Parasetamol yetişkin sıçanlara ve kobaylara oral yoldan verildikten sonra hafif toksik olduğu saptanmıştır. Farelerde ve yenidoğan sıçanlarda önemli oranda daha fazla toksik olmasınınsebebi ise, muhtemelen, farelerde maddenin farklı bir metabolizmasının bulunması veyenidoğan sıçanlarda hepatik enzim sisteminin olgunlaşmamış olmasıdır.
Köpeklere ve kedilere daha yüksek dozlarda verildiğinde kusmaya sebep olmuştur; bu nedenle bu hayvan cinslerinde oral LD50 değeri saptanamamıştır.
Kronik Toksisite:
Toksik dozların verilmesinin ardından deney hayvanlarında yavaş kilo artışı, diürez, asidüri ve dehidratasyon ile enfeksiyonlara karşı duyarlılık artışı gibi etkiler gözlenmiştir. Otopsisırasında, abdominal organlarda kan akımı artışı, intestinal mukoza irritasyonu gözlenmiştir.
Mutajenik ve Tümörojenik Potansiyeli:
Sıçanlarda, hepatotoksik doz düzeyinde potansiyel bir genotoksisite gözlenmiş ve bu bulgu doğrudan bir DNA hasarı olarak değil, hepatotoksisite/miyelotoksisitenin dolaylı bir sonucuolarak açıklanmıştır. Dolayısıyla, bir eşik doz varsayılabilir.
Diyeti 6.000 ppm'e kadar olan erkek sıçanlarda yapılan 2 yıllık bir çalışmada parasetamolün karsinojenik aktivitesine ilişkin herhangi bir bulgu bildirilmemiştir. Mononükleer hücrelösemisi insidansının artmasından dolayı dişi sıçanlarda bazı karsinojenik aktivite bulgularısöz konusudur. Diyeti 6.000 ppm kadar olan farelerde yapılan 2 yıllık bir çalışmada iseparasetamolün karsinojenik aktivitesini gösteren herhangi bir bulgu saptanmamıştır.
16/18
Üreme Toksisitesi:
İnsanlarda kapsamlı kullanımdan sonra embriyotoksik veya teratojenik riskte bir artış gözlenmemiştir. Parasetamol hamilelik dönemlerinde de sıklıkla alınmakta olup gerekhamileliğin seyri gerekse doğmamış çocuk üzerinde herhangi bir olumsuz etki görülmemiştir.
Hayvanlarda yapılan kronik toksisite araştırmalarında parasetamolün testiküler atrofiye neden olduğu ve spermatogenezi inhibe ettiği bildirilmiştir.
Psödoefedrin hidroklorür
Bakteri ve memelilere yapılan
in vivoin vitro
tahlillerinde psödoefedrinin genotoksik olmadığı saptanmıştır.
Psödoefedrinin karsinojenik potansiyeli olup olmadığı hakkında yeterli bilgi yoktur.
Psödoefedrin, sıçanlarda 432 mg/kg/gün oral doza veya tavşanlarda 200 mg/kg/gün oral doza kadar teratojenik etki göstermemiştir.
Psödoefedrin irreversibl herhangi bir organ toksisitesine neden olmaz, teratojenik ve karsinojenik değildir. Yetişkinlerde akut doz aşımı belirgin taşikardi ve sistemikhipertansiyona yol açar. Çocuklarda ise akut doz aşımı ile hipertansiyon değil ama taşikardibildirilmiştir.
Genel olarak bakıldığında psödoefedrin nazal dekonjestan olarak önerilen dozlarda kullanıldığında iyi tolere edilir ve güvenlidir. Ciddi doz aşımlarında bile irreversibl herhangibir toksisite oluşturmaz.
Klorfeniramin maleat
Klorfeniramin uzun zamandır insanlar tarafından kullanılmaktadır ve farmakovijilans verileri çok iyi tolere edildiğini, teratojenik ya da karsinojenik olmadığını ve ciddi doz aşımlarındabile irreversibl herhangi bir toksisite oluşturmadığını göstermektedir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Propil parahidroksi benzoat (E216)
Metil parahidroksi benzoat (E218)
Trisodyum sitrat dihidrat Sodyum sakkarin dihidratSitrik asitSodyum klorürSodyum CMCKaramelNektarin esansıSorbitol (E420)
Gliserin
Polietilen glikol
17/18
Deionize su
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
60 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25oC'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Karton kutuda, 100 mL'lik amber renkli Tip III cam şişe, beyaz renkli LDPE contalı vidalı kapak, 5 mL'lik plastik ölçü kaşığı kullanma talimatı ile birlikte sunulur.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
HÜSNÜ ARSAN İLAÇLARI A. Ş.
Kaptanpaşa Mah.
Zincirlikuyu Cad. No:184 34440 Beyoğlu-İSTANBULTel: +90 (212) 365 15 00Fax: +90 (212) 276 29 19
8. RUHSAT NUMARASI
202/82
9. RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 01.08.2003 Ruhsat yenileme tarihi: 21.09.2010
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
18/18