KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
İNAPROL 500 mg Supozituvar
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde
Naproksen 500 mg
Yardımcı maddeler
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Supozituvar
Beyaz renkli suppozituvar
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Osteoartrit, romatoid artrit, ve ankilozan spondilit belirti ve bulgularının tedavisi ile akut gut artriti, akut kas iskelet sistemi ağrıları, postoperatif ağrı ve dismenore tedavisinde endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli Pozoloji / uygulama sıklığı ve süresi:
İNAPROL supozituvar ile yapılacak doz ayarlamalarında İNAPROL 250 mg Tablet'ten yararlanılmalıdır.
Yetişkinlerde romatoid artrit, osteoartrit, akut gut ve ankiloza spondilit'te analjezik ve antiinflamatuvar etkinlik için:
a. Başlangıç tedavisi:
Günlük doz 500 - 1000 mg olup, genellikle 12 saat aralıklarla 2 defada alınması şeklindedir.
1. Şiddetli gece ağrısı ve/veya sabah katılığı şikayetleri olanlarda,
2. Yüksek dozda kullanılan başka bir antiromatizmal ilaçtan İNAPROL'e geçilmesidüşünüldüğü durumlarda,
3. Ağrının önde gelen belirti olduğu osteoartritli hastalarda, tedaviye günde 750-1000 mg ilebaşlanmalı ve bir kaç hafta devam edilmelidir.
b. İdame tedavisi:
12 saatlik aralarla verilen 500 - 1000 mg şeklinde yapılır. Sabah ve akşam dozları hastanın önde gelen şikayetlerine (gece ağrısı, sabah katılığı vb.) göre düzenlenir.
1 / 16
İNAPROL, idame tedavisinde sabah veya akşam alınan 500 - 1000 mg'lık tek dozlarda etkindir.
Dismenorede: Başlangıçta 500 mg NAPROSYN supozituvar, daha sonra 6 - 8 saatlik aralarla 250 mg NAPROSYN tablet veya 12 saat ara ile NAPROSYN supozituvar verilir.
Yetişkinlerde diğer endikasyonlarda: Başlangıçta 500 mg NAPROSYN supozituvar, daha sonra 6-8 saatlik aralarla 250 mg NAPROSYN tablet veya 12 saat ara ile NAPROSYNsupozituvar verilir.
Uzun dönemli tedavi sırasında, doz hastadan alınan klinik yanıta göre artırılıp azaltılacak şekilde ayarlanabilir.
Gerektiğinde daha yüksek seviyede antienflamatuar/ analjezik aktivite sağlamak için düşük dozları iyi tolere eden hastalarda 6 aya kadar günlük doz l500 mg'a kadar artırılabilir. Bu gibiyüksek dozlarda, hekim artmış klinik yararların potansiyel olarak artmış riskden daha fazlaolduğunu gözlemelidir.
Uygulama şekli:
Rektal yolla uygulanır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
o Böbrek fonksiyon testleri bozulduğu takdirde kullanılmamalıdır.
o Karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
o Karaciğer fonksiyon testlerinden bir veya daha çoğunun nonsteroidal antiinflamatuvar
ilaçlar ile yükseldiği bildirilmiştir.
Pediyatrik popülasyon:
Emniyet ve etkinlik araştırmaları tamamlanmadığından İNAPROL 16 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda, naproksenin plazma düzeyleri değişmemesine rağmen serbest fraksiyonu artmıştır. Yaşlılarda ilacın eliminasyonu azalabileceğinden, dozajda dikkatli olunmalı, etkili en düşükdozda ve en kısa süre ile kullanılmalıdır.
NSAİİ tedavisi sırasında gastrointestinal kanama riski açısından hastalar yakından izlenmelidir.
4.3. Kontrendikasyonlar
İNAPROL, naproksen veya naproksen sodyum içeren reçeteli ve reçetesiz satılan ürünlere karşı alerjik reaksiyonları olan hastalarda kontrendikedir. Ayrıca aspirin veya diğer nonsteroidalantiinflamatuvar/analjezik ilaçların astım sendromu, rinit ve nazal polip oluşturduğuhastalarda da kontrendikedir. Her iki tip reaksiyon da ölümcül olabilir. Bu tür hastalardanaproksene karşı anafilaksi benzeri ciddi reaksiyonlar bildirilmiştir.
2 / 16
İNAPROL, daha önceki non steroidal anti inflamatuar (NSAİ) ilaç tedavisi ile ilişkili olarak geçirilmiş veya halen aktif gastrointestinal kanama veya perforasyonu olan hastalarda, aktif veyageçirilmiş tekrarlayan peptik ülser/hemorajisi olan hastalarda (iki veya daha fazla kez, ayrı ayrıkanıtlanmış ülser veya kanama) kontrendikedir.
Şiddetli renal, hepatik yetmezlik ya da şiddetli kalp yetmezliği olanlarda kullanılmamalıdır.
Koroner arter by-pass greft (KABG) cerrahisinde perioperatif dönemde ağrı tedavisinde kullanılmamalıdır.
İNAPROL hamileliğin 3. trimesterinde kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Genel
Naproksen, kortikosteroidlerin yerine veya kortikosteroid yetersizliğinin tedavisi için kullanılmaz. Kortikosteroidlerin aniden kesilmesi, hastalığın alevlenmesine yol açabilir. Uzunsüre kortikosteroid tedavisi almakta olan hastalarda kortikosteroid tedavisi sonlandırılmakistenirse tedavi yavaşça azaltılmalıdır.
Naproksen'in ateş ve inflamasyonun azaltılmasına yönelik farmakolojik aktivitesi, enfeksiyöz olmayan, ağrılı olduğu öngörülen komplikasyonların belirlenmesine ait tanısal bulgularınkullanılabilirliğini azaltabilir.
İstenmeyen etkiler, semptomları kontrol etmek için gerekli olan en kısa sürede, etkili en düşük doz kullanılarak en aza indirilebilir.
Kardiyovasküler etkiler Kardiyovasküler Trombotik Olaylar
Çeşitli COX-2 selektif ve non-selektif NSAİİ'lerin üç yıl kadar süren klinik çalışmaları, ölümcül olabilen ciddi kardiyovasküler (KV) trombotik olay, miyokard infarktüsü ve inmeriskinin arttığını göstermiştir. COX-2 selektif veya non-selektif tüm NSAİİ'ler benzer riskleresahip olabilir. KV hastalığı veya KV risk faktörleri olduğu bilinen hastalar, daha fazla riskaltındadır. NSAİİ ile tedavi edilen hastalarda potansiyel KV riskinin en aza indirilmesi için, endüşük etkili doz olası en kısa süreyle kullanılmalıdır. Hekimler ve hastalar daha önceden KVsemptomlar olmasa dahi bu tür semptomlara karşı hazırlıklı olmalıdır. Hastalar ciddi KV belirtive/veya bulgular ve bunlar ortaya çıktığı takdirde yapılacaklar hakkında bilgilendirilmelidirler.
Birlikte aspirin kullanımının, NSAİİ kullanımı ile ilişkili ciddi KV trombotik olay riskindeki artışı azalttığına dair tutarlı kanıtlar yoktur. Aspirin ve NSAİİ'lerin birlikte kullanımı ciddigastrointestinal (Gİ) olayların gelişme riskini artırmaktadır. (bakınız, bölüm 4.4 Özel kullanımuyarıları ve önlemleri)
COX-2 selektif NSAİİ'nin KABG cerrahisinden sonra ilk 10-14 gündeki ağrı tedavisine ait iki geniş, kontrollü klinik çalışmada miyokard infarktüsü ve inme insidansının arttığı bulunmuştur.(bakınız, bölüm 4.3. Kontrendikasyonlar)
3 / 16
Son yıllarda yapılan önemli klinik çalışmalar, diğer NSAİİ'lara (diklofenak vb.) göre KVS üzerinde istenmeyen etkiler açısından naproksenin daha güvenli olduğunu belirtmektedir.
NSAİ ilaçları kullanırken, kalp yetmezliği, kalp fonksiyon bozukluğu, karaciğer fonksiyon bozukluğu ve hipertansiyon da dahil olmak üzere sodyum kısıtlamasının söz konusu olduğuhastalarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır. 10 günden sonraki kullanımlarda bu risklerdeartış olmaktadır. İNAPROL baz naproksen molekülü içerdiğinden sodyum içermez.
Hipertansiyon
İNAPROL'ün dahil olduğu NSAİİ'ler yeni hipertansiyon gelişimine veya var olan hipertansiyonun kötüleşmesine neden olurlar ve bu rahatsızlıkların her biri KV olay riskininartmasına katkıda bulunabilmektedir. NSAİİ kullanırken, tiyazid veya loop diüretikleri kullananhastalarda, bu terapötiklere karşı verilen yanıt bozulabilir. NSAİİ'ler hipertansiyonu olanhastalarda dikkatli kullanılmalıdır. NSAİİ tedavisine başlanırken ve tedavi süresince, kan basıncı(KB) yakından izlenmelidir.
Konjestif Kalp Yetmezliği ve Ödem
NSAİİ'leri alan bazı hastalarda, sıvı tutulması ve ödem gözlenmiştir. Naprosyn, sıvı tutulması veya kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Gastrointestinal Etkiler - Ülserasyon, Kanama ve Perforasyon Riski:
Tedavinin herhangi bir anında, önceden geçirilmiş ciddi gastrointestinal olaylar veya haber verici semptomlar olsun veya olmasın İNAPROL tedavisi dahil olmak üzere bütün NSAİ ilaçlarile ölümcül olabilen gastrointestinal kanama, ülserasyon veya perforasyon bildirilmiştir.Bugüne kadarki çalışmalarda, herhangi bir hasta alt grubunda, peptik ülser ve kanama gelişmeriski olup olmadığı aydınlatılamamıştır. Bu ciddi advers olaylar NSAİİ'ler ile tedavi edilenhastalarda herhangi bir uyarıcı semptom olmadan veya uyarıcı semptomla birlikte, herhangi birzamanda gelişebilirler. NSAİİ tedavisi sırasında üst Gİ kanalda ciddi advers olay gelişen beşhastadan yalnızca biri semptomatiktir. NSAİİ'lerin neden olduğu üst Gİ kanal ülserleri, yoğunkanama ve perforasyon 3 ila 6 ay tedavi uygulanan hastaların yaklaşık
%
1'inde ve 1 yıltedavi olan hastalarda yaklaşık % 2-4'ünde ortaya çıkmaktadır. Bu eğilim uzun süreli kullanımdadevam etmektedir ve tedavinin herhangi bir anında ciddi Gİ olay gelişme olasılığınıartırmaktadır. Ancak kısa süreli tedavi bile risksiz değildir.
NSAİİ'ler, önceden ülser veya gastrointestinal kanama hikayesi olan hastalarda çok dikkatli reçetelenmelidir. Önceden peptik ülser ve/veya gastrointestinal kanama öyküsü olan ve NSAİİkullanan hastalarda, Gİ kanama riski bu risk faktörleri olmayan hastalara göre 10 kat artmıştır.NSAİİ ile tedavi edilen hastalarda, Gİ kanama riskini artıran diğer faktörler, beraberinde oralkortikosteroid veya anti-koagülan kullanılması, uzun süreli NSAİİ kullanımı, sigara içilmesi,alkol kullanımı, ileri yaş ve genel durum bozukluğudur. Ölümcül Gİ olaylara ait spontanbildirimlerinin çoğu, yaşlı veya genel sağlık durumu kötü hastalara aittir, dolayısıyla bu hastagruplarının tedavisinde dikkatli olunmalıdır.
NSAİİ ile tedavi edilen hastalarda potansiyel GI olay riskinin en aza indirilmesi için en düşük etkili doz, olası en kısa sürede kullanılmalıdır. Doktorlar ve hastalar NSAİİ kullanımı sırasındagelişebilecek Gİ kanama ve ülserasyon belirti ve semptomlarına karşı hazırlıklı olmalıdırlarve eğer ciddi Gİ advers olaydan şüphelenirler ise, derhal ek değerlendirmeye ve tedaviyebaşlanmalıdır. Bu yaklaşım ciddi Gİ advers olayın ortadan kalkmasına kadar NSAİİ'lerinkesilmesi olmalıdır. Yüksek riskli hastalar için NSAİİ içermeyen alternatif tedavilerdüşünülmelidir.
4 / 16
Yaşlılarda, NSAİ ilaçların, özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon gibi advers reaksiyon sıklığı artmıştır. Özürlü hastaların ülserasyonu veya kanamayıdiğerlerinden daha az tolere ettiği görülmüştür. Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar ile ilişkiliolan ölümcül gastrointestinal olayların çoğu yaşlılarda ve/veya özürlü hastalarda ortaya çıkmıştır.Özellikle hemoraji veya perforasyon komplikasyonunun bulunduğu (Bakınızkontrendikasyonlar) ülser hikayesi olan hastalarda ve yaşlılarda NSAİ ilaçların dozları artıkça,gastrointestinal kanama, ülserasyon veya perforasyon riski daha yüksektir. Bu hastalardatedaviye mevcut en düşük doz ile başlanmalıdır. Bu hastalarda ve düşük doz aspirin veyagastrointestinal riski artırması olası diğer ilaçlar ile birlikte kullanılması gereken hastalarda,koruyucu ajanlar ile kombine bir tedavi (ör, misoprostol veya proton pompa inhibitörleri)düşünülmelidir.
NSAİ ilaçlar, inflamatuvar barsak hastalığı olan (ülseratif kolit, Crohn hastalığı) hastalarda rahatsızlık alevlendirebileceklerinden dikkatli kullanılmalıdır. Gastrointestinal toksisite hikayesiolan hastalar, özellikle yaşlılıkta geçirilmiş ise, her türlü olağan dışı abdominal semptomlar(başlıca, gastrointestinal kanama), özellikle de tedavinin başlangıç evrelerinde ise,bildirmelidirler. İNAPROL tedavisi alan hastalarda gastrointestinal kanama veya ülserasyonortaya çıktığında, tedavi kesilmelidir.
Gastrointestinal hastalık hikayesi olan hastalarda, İNAPROL yakın gözlem altında verilmelidir. Gastrointestinal sistemin üst kısımlarına ait fonksiyon bozukluğu olan ve/veyayaygın olarak kullanılan diğer NSAİ ilaçları tolere edemeyen naproksen artritli hastalardayapılan açık çalışmalar, İNAPROL 'ün genelde iyi tolere edildiğini göstermiştir.
Diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar ile olduğu gibi, gastrointestinal komplikasyonların sıklığı ve şiddeti, İNAPROL dozu ve tedavi süresindeki artışla birlikte artabilmektedir.
Oral kortikosteroidler, varfarin gibi antikoagülanlar, seçici serotonin geri-alım inhibitörleri veya aspirin gibi anti-trombositik ajanlar gibi ülserasyon veya kanama riskini artırabilen ilaçlarile birlikte verilmesi gereken hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Yaşlı hastalara ait önlemler
Yaşlılarda, NSAİ ilaçların özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon gibi advers reaksiyon sıklığı artmıştır. Yaşlı hastalarda klerensi azalmıştır. Doz aralığının en altseviyesinin kullanılması önerilmektedir.
Deri reaksiyonları
NSAİ ilaç kullanımı ile birlikte eksfoliyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz dahil olmak üzere, bazıları ölümcül olabilen ciddi deri reaksiyonları çoknadiren bildirilmiştir. Hastalarda bu reaksiyonlar yönünden en yüksek riskin, tedavinin erkendöneminde olduğu görülmektedir ve olguların çoğunda reaksiyonlar tedavinin ilk ayı içindeortaya çıkmıştır. Deri döküntüsü, mukoza lezyonları veya aşırı duyarlığın diğer herhangi birbulgusu fark edilir edilmez, İNAPROL kesilmelidir.
Anafilaktik (anafilaktoid) reaksiyonlar
Aşırı duyarlık reaksiyonları, duyarlı kişilerde ortaya çıkabilir. Anafilaktik (anafilaktoid) reaksiyonlar aspirine, diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlara veya naproksen içeren ürünlerekarşı aşırı duyarlık hikayesi veya bunlara maruz kalma hikayesi olan ve olmayan hastalardaortaya çıkabilir. Ayrıca anjiyoödem, bronkospazm reaktivitesi (ör. astım), rinit ve
5 / 16
nazal polip hikayesi olan hastalarda da ortaya çıkabilir. Anafilaksi gibi anafilaktoid reaksiyonların sonucu ölümcül olabilir.
Astım veya alerjik hastalık ya da aspirin duyarlılığı olan veya geçirmiş olan hastalarda, bronkospazm oluşumu hızlanabilir.
Böbrekler üzerine etkileri
İNAPROL ile ilişkili olarak böbrek fonksiyonlarında bozulma, böbrek yetmezliği, akut interstisyel nefrit, hematüri, proteinüri, renal papiller nekroz ve nadiren nefrotik sendrombildirilmiştir.
Diğer NSAİ ilaçlar ile olduğu gibi, İNAPROL böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda veya böbrek hastalığı hikayesi olanlarda dikkatli kullanılmalıdır, çünkü naproksen bir prostaglandinsentezi inhibitörüdür. Kan hacminde ve/veya böbrek kan akımında azalmaya yol açan birrahatsızlığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, zira böbreklerde prostaglandinlerin böbrekdokusunun kanlanmasının sürdürülmesinde destekleyici bir rolleri vardır. Bu hastalardaİNAPROL veya diğer NSAİ ilaçların uygulanması, prostaglandin oluşumunda doza bağımlıbir azalmaya neden olabilir ve belirgin renal dekompansasyonu veya yetmezliği hızlandırabilir.Bu reaksiyon riskinin en fazla olduğu hastalar, böbrek fonksiyon bozukluğu hipovolemisi, kalpyetmezliği, karaciğer fonksiyon bozukluğu, tuz kaybı olan hastalar, diüretik kullananlar veyaşlılardır. İNAPROL'ün kesilmesini takiben genellikle tedavi öncesindeki duruma geridönülür. İNAPROL, bu tür hastalarda dikkatli kullanılmalıdır ve serum kreatinin ve/veyakreatinin klerensinin izlenmesi önerilmektedir. Bu hastalarda naproksen metabolitlerinin aşırıbirikme olasılığından kaçınmak için günlük dozajın azaltılması düşünülmelidir.
İlerlemiş Böbrek Hastalığı
İNAPROL'ün ilerlemiş böbrek hastalığı olanlarda kullanımına dair herhangi bir kontrollü klinik çalışma verisi yoktur. Bu nedenle İNAPROL, ilerlemiş böbrek hastalığı olanlarda (kreatininklerensi <30 ml/dak) önerilmemektedir. Eğer İNAPROL mutlaka kullanılacaksa, hastalarınböbrek fonksiyonlarının yakın takibi uygundur.
İNAPROL'ün başlangıçtaki kreatinin klerensi 30 ml/dak'dan az olan hastalarda kullanılması önerilmez, çünkü bu tür hastalarda naproksenin metabolitlerinin biriktiği görülmüştür.
Naproksen'in proteine bağlanma oranı yüksek olduğu için, hemodiyaliz naproksen'in plazma konsantrasyonunu azaltmaz.
Karaciğer üzerine etkileri
Diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar ile olduğu gibi, bir veya daha fazla karaciğer fonksiyon testinde yükselmeler ortaya çıkabilir. Karaciğere ait anomaliler, direkt toksisitedenziyade aşırı duyarlığın bir sonucu olabilir. Diğer nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar ileolduğu gibi, bu ilaç ile sarılık ve hepatit (bazı hepatit olguları ölümcül olmuştur) dahil olmaküzere, şiddetli karaciğer reaksiyonları bildirilmiştir. Çapraz reaksiyon bildirilmiştir.
Hematolojik etkiler
İNAPROL dahil olmak üzere, NSAİİ alan hastalarda bazen anemi gözlenebilir. Bunun nedeni sıvı retansiyonu, gizli veya aşikar Gİ kan kaybı veya eritropoez üzerindeki tam olaraktanımlanmamış etkilerdir. İNAPROL dahil olmak üzere, uzun süreli NSAİİ alan hastalarda,
6 / 16
herhangi bir anemi belirti veya bulgusu gözlenirse hemoglobin ve hematokrit değerleri kontrol edilmelidir.
Naproksen, trombosit agregasyonunu azaltmakta ve kanama zamanını uzatmaktadır. Kanama zamanı belirlenirken, bu etki unutulmamalıdır.
Pıhtılaşma rahatsızlıkları olan veya hemostazis ile etkileşen ilaç tedavisi alan hastalar, İNAPROL alıyorlar ise, dikkatli bir şekilde gözlenmelidirler. Kanama riski yüksek olan ve tambir antikoagülan tedavi alan hastalara (ör. dikumarol türevleri), aynı zamanda NAPROSYNveriliyor ise, kanama riski artmış olabilir.
Oküler etkiler
Çalışmalarda, İNAPROL uygulamasına dayandırılabilecek oküler değişiklikler gösterilmemiştir. Nadir olgularda, papillit, retrobulbar optik nörit ve papillödem gibi istenmeyen okülerbozukluklar, İNAPROL dahil olmak üzere NSAİ ilaç kullananlar tarafından bildirilmiştir, ancaknedensel ve etki ilişkisi saptanmamıştır; dolayısıyla İNAPROL tedavisi sırasında görmebozukluğu gelişen hastalara oftalmolojik muayene yapılmalıdır.
Hamilelik
Gebeliğin üçüncü trimesterinde diğer NSAİİ'ler gibi naproksen de kullanılmamalıdır; çünkü duktus arteriozusun (anne karnında açık olup doğumu takiben kapanması gereken, kalptençıkan iki büyük atardamar [aort ve pulmoner arter] arasındaki açıklık) erken kapanmasınaneden olabilir. İNAPROL, gebeliğin üçüncü trimesterinde ve laktasyonda kontrendikedir.
Alzheimer hastalığı riski olanlarda dikkatli kullanılması gerekmektedir.
Önceden var olan astım
Astımlı hastalarda aspirine duyarlı astım söz konusu olabilir. Aspirine duyarlı olan astımlı hastalarda aspirin kullanımı, ölümle sonuçlanabilen şiddetli bronkospazmla ilişkilendirilmiştir.Aspirin duyarlılığı olan bu hastalarda aspirin ile diğer NSAİİ'ler arasında bronkospazm da dahilolmak üzere çapraz reaksiyon bildirildiğinden, aspirin duyarlılığının bu formunun söz konusuolduğu hastalara İNAPROL verilmemeli ve önceden astımı olan hastalarda dikkatlikullanılmalıdır.
Hastalar için bilgi
Hastalar tedaviye başlamadan önce ve tedavi sırasında aşağıda belirtilen noktalar tarafından bilgilendirilmelidir.
• Diğer NSAİ ilaçlar gibi, Naproksen, hastanede yatmaya hatta ölüme neden olabilecekmiyokard infarktüsü veya inme gibi ciddi KV yan etkilere neden olabilir. Ciddi KV yan etkilerherhangi bir uyarı semptomu olmadan oluşabilmesine rağmen, hastalar göğüs ağrısı, nefesdarlığı, zayıflık, konuşmada bozulma gibi semptom ve bulgular açısından dikkatli olmalı vehastalığın göstergesi herhangi bir semptom veya bulgu gözlemlediğinde hekimine danışmalıdır.Bu izlemin önemi açısından hastalar bilgilendirilmelidir. (Bakınız, bölüm 4.4 Özel kullanımuyarıları ve önlemleri- Kardiyovasküler etkiler)
• Diğer NSAİ ilaçlar gibi, Naproksen, Gİ rahatsızlığa ve nadiren de hastanede yatmayahatta ölüme neden olabilecek ülser ve kanama gibi ciddi Gİ yan etkilere neden olabilir. Ciddi Gİsistem ülserasyonu ve kanaması herhangi bir uyarı semptomu olmadan
7 / 16
oluşabilmesine rağmen, hastalar ülserasyon ve kanamanın semptom ve bulgulan açısından dikkatli olmalı ve epigastrik ağrı, dispepsi, melena ve hematemez gibi hastalığın göstergesiherhangi bir semptom veya bulgu gözlemlediğinde hekimine danışmalıdır. Bu izlemin önemiaçısından hastalar bilgilendirilmelidir. (Bakınız, bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri-Gastrointestinal Etkiler - Ülserasyon, Kanama ve Perforasyon Riski)
• Diğer NSAİ ilaçlar gibi, Naproksen, hastanede yatmaya hatta ölüme neden olabilecekeksfoliyatif dermatit, SJS ve TEN gibi ciddi dermatolojik yan etkilere neden olabilir. Ciddi derireaksiyonları herhangi bir uyarı olmadan oluşabilmesine rağmen, hastalar deri döküntüsü vekabarcık, ateş semptom ve bulguları veya kaşıntı gibi hipersensitivitenin diğer bulgularıaçısından dikkatli olmalı ve hastalığın göstergesi herhangi bir semptom veya bulgugözlemlediğinde hekimine danışmalıdır. Hastalarda herhangi bir döküntü gelişirse hemen ilacıkesmeleri ve mümkün olduğunca çabuk hekimine danışması tavsiye edilmelidir.
• Açıklanamayan bir kilo artışı veya ödeme ait semptom ve bulguyu hastalar hızlıcahekimlerine bildirmelidir.
• Hastalar hepatotoksisitenin semptom ve bulguları açısından bilgilendirilmelidir (bulantı,yorgunluk, letarji, sarılık, sağ üst kadranda hassasiyet ve soğuk algınlığı benzeri semptomlar).Bunlar oluştuğu takdirde, hastalar tedaviyi sonlandırmak ve hızlı medikal tedavi almalıdır.
• Hastalar anafilaktik reaksiyonun bulguları açısından bilgilendirilmelidir (nefes almadagüçlük, yüz ve boğazın şişmesi). Bunlar oluştuğunda, hastaların hızlıca acil servise gitmelerikonusunda uyarılmalıdır (Bakınız, bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
• Gebeliğin son döneminde, diğer NSAİ ilaçlar gibi, naproksen alınmamalıdır çünküduktus arteriosusun erken kapanmasına neden olabilir.
Laboratuvar testleri:
Ciddi Gİ sistem ülserasyonları ve kanama, uyarıcı semptomlar olmadan ortaya çıkabildiğinden, hekimler Gİ kanamanın belirti ya da semptomları açısından hastalarıizlemelidirler. Uzun süreli NSAİİ tedavisi gören hastaların tam kan sayımı ve biyokimyaprofilleri periyodik olarak kontrol edilmelidir. Eğer karaciğer ya da renal rahatsızlıkla uyumluklinik belirti ve semptomlar gelişirse ya da sistemik belirtiler (örneğin; eozinofili, döküntü,vb.) ortaya çıkarsa ya da karaciğer fonksiyon testleri anormal çıkarsa ya da kötüleşirseNAPROSYN tedavisi durdurulmalıdır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Bileşiminde bulunan naproksen (nonsteroidal antiinflamatuvar) nedeni ile naproksenin sistemik kullanımına bağlı tüm etkileşim şekilleri aşağıda yer almaktadır.
Naproksen plazma albuminine yüksek oranda bağlanmaktadır; dolayısıyla kumarin tipi antikoagülanlar, sülfonilüreler, hidantoinler, diğer NSAİ ilaçlar ve aspirin gibi albumine bağlanandiğer ilaçlar ile teorik olarak etkileşme potansiyeli vardır. İNAPROL ile birlikte bir hidantoin,sülfonamid veya sülfonilüre alan hastalar, gerektiğinde doz ayarlaması için gözlenmelidir.
Klinik çalışmalarda naproksen ve kumarin tipi antikoagülanlar arasında anlamlı bir etkileşimin gözlenmemesine rağmen, NSAİ ilaçlar varfarin gibi antikoagülanların etkilerini
8 / 16
güçlendirebilmektedir. Naproksen trombosit agregasyonunu azaltmaktadır ve kanama zamanını uzatmaktadır. Kanama zamanı belirlenirken, bu etki unutulmamalıdır.
Probenesid ile birlikte verilirken dikkatli olunmalıdır, zira naproksenin plazma konsantrasyonlarını artırmaktadır ve bu kombinasyon ile naproksenin yarı ömründe bir artışbildirilmiştir.
Metotreksat ile birlikte verilirken dikkatli olunmalıdır, zira naproksen ve diğer prostaglandin sentezini inhibe eden ilaçların metotreksat klerensini azalttığı bildirilmiştir, dolayısıylatoksisitesini artırabilmektedir.
Tüm NSAİİ'lerde olduğu gibi, siklosporinle birlikte kullanıldığında, artmış nefrotoksisite riskinden dolayı dikkatli olunması gerekir.
NSAİİ'ler mifepristonun etkisini azaltabileceğinden, mifepriston uygulamasından sonra 8-12 gün boyunca NSAİİ'ler kullanılmamalıdır.
İNAPROL, beta-blokörlerin anti-hipertansif etkilerini azaltabilir.
Naproksen ve diğer NSAİİ'ler antihipertansiflerin antihipertansif etkilerini azaltabilir ve ADE inhibitörlerinin kullanımına bağlı böbrek hasarı riskini artırabilir.
NSAİİ'ler kardiyak glikozitlerle birlikte uygulandığında, kardiyak yetmezliği şiddetlendirebilir, glomerüler filtrasyon hızını azaltabilir ve plazma kardiyak glikozit seviyelerini artırabilir.
NSAİİ'ler takrolimus ile birlikte verildiğinde, muhtemel nefrotoksisite riski mevcuttur. NSAİİ'ler zidavudin ile birlikte verildiğinde, hematolojik toksisite riski artabilir. Zidavudin ve ibuprofenleeş zamanlı tedavi gören HIV (+) hemofili hastalarında, hemartroz ve hematom riskinin arttığınadair bulgular mevcuttur.
Plazma lityum konsantrasyonlarında artışa yol açan böbrek lityum klerensi inhibisyonu bildirilmiştir.
Adrenal fonksiyon testleri yapılmadan 48 saat önce, geçici olarak İNAPROL tedavisinin kesilmesi önerilmektedir, çünkü naproksen 17-ketojenik steroidlere ait bazı testleri hatalıolarak etkileyebilmektedir. Benzer şekilde, İNAPROL tedavisi idrarda 5-hidroksi indolasetikasit (5HIAA) tayinini etkileyebilmektedir.
Antitrombositik ajanlar ve selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) ile NSAİİ'lar kombine edildiklerinde, gastrointestinal kanama riski artmaktadır.
NSAİ ilaçlar ile ilişkili ciddi advers olayların tetiklenmesine ait kümülatif risk nedeniyle, İNAPROL ve diğer NSAİ ilaçların birlikte uygulanması önerilmemektedir.
Diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi kortikosteroidlerle birlikte uygulandığında, artmış gastrointestinal ülserasyon ya da kanama riskinden dolayı dikkatli olunmalıdır.
9 / 16
Tedavi sırasında steroid dozajı azaltılacak veya kesilecek ise, steroid dozajı yavaşça azaltılmalıdır ve hastalar, adrenal yetmezlik ve artrit semptomlarında alevlenme gibi adversetkilerin görülmesi açısından yakından gözlenmelidir.
Hayvan çalışmalarından elde edilen veriler, NSAİİTerin kinolon antibiyotikleri ile ilişkili konvülsiyon riskini artırabileceğini göstermiştir. Kinolon kullanan hastalar konvülsiyongelişmesi ile ilgili artmış risk altında olabilir.
Aspirin
İNAPROL, aspirin ile beraber uygulandığında, proteine bağlanması azalır, ancak serbest İNAPROL'ün klerensi değişmez. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir; ancak, diğerNSAİİ'ler gibi aspirin ile naproksen'in birlikte kullanımı, advers olay potansiyeli artışı nedeniyletavsiye edilmemektedir.
Furosemid
Pazarlama sonrası çalışmalarda olduğu gibi, klinik çalışmalarda İNAPROL'ün bazı hastalarda furosemid ve tiyazidlerin natriüretik etkisini azaltabildiği gösterilmiştir. Bu yanıt, böbrekprostaglandin sentezinin inhibisyonu ile ilişkilendirilmiştir. NSAİİ'ler ile beraber tedavide,diüretik etkinin sağlanmasının yanında, hastalar böbrek yetmezliği bulgularına karşı yakındantakip edilmelidirler.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyona ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Geriyatrik Popülasyon:
Herhangi bir NSAİİ gibi, yaşlı hastaların tedavisinde dikkatli olunmalıdır (65 yaş ve üzeri).
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi 1. ve 2. trimesterde C, 3. trimesterde D'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar bu ilacı kullanırken uygun bir doğum kontrolü uygulanmalıdır.
Hamile kalmayı planlayan kadınlarda kullanılmamalıdır.
Gebelik dönemi
Naproksen için gebeliğin 1. ve 2 trimesterinde, gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Naproksen için gebeliğin 3. trimesterinde gebelik ve/veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.
10 / 16
İNAPROL gerekli olmadıkça (doktor kesin olarak gerekli görmedikçe) gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Bu tip diğer ilaçlar ile olduğu gibi, naproksen hayvanlarda doğumda bir gecikme oluşturmaktadır ve ayrıca insan fötusu kardiyovasküler sistemini etkilemektedir (ductusarteriosus kapanması). Dolayısıyla, İNAPROL kesin olarak gerekli değil ise, gebelik sırasındakullanılmamalıdır.
İNAPROL doğum sırasında önerilmemektedir, çünkü prostaglandin sentezi inhibisyonu etkileri yoluyla, fötus kan dolaşımını istenmeyen bir şekilde etkileyebilirler ve uteruskasılmalarını inhibe edebilirler, böylece uterusta kanama riskini artırırlar.
Laktasyon dönemi
Naproksen anyonu, emziren annelerin sütünde, plazmada bulunan konsantrasyonun yaklaşık %1 konsantrasyonunda bulunmuştur. Prostaglandinleri inhibe eden ilaçların yeni doğanlarüzerindekiolasıistenmeyen etkileri nedeniyle, emziren annelerde kullanılması
önerilmemektedir.
Üreme yeteneği / Fertilite
Siklooksijenaz/prostaglandin sentezini inhibe ettiği bilinen herhangi bir ilaç ile olduğu gibi, İNAPROL kullanımı fertiliteyi bozabilir ve hamile kalmayı planlayan kadınlardakullanılmamalıdır. Gebe kalma güçlüğü olan veya kısırlık incelemeleri yapılan kadınlarda,İNAPROL'ün kesilmesi düşünülmelidir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
İNAPROL kullanımı ile birlikte bazı hastalarda sersemlik, baş dönmesi, vertigo, insomnia ya da depresyon olabilir. Hastalarda bu ve benzeri istenmeyen etkiler görülür ise, dikkatgerektiren aktiviteleri yaparken dikkatli olmalıdırlar.
4.8. İstenmeyen etkiler
Sıklıklar şu şekilde tanımlanır: çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000),bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın olmayan: Aseptik menenjit
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın: Hemolitik anemi
Yaygın olmayan: Aplastik anemi, lökopeni, trombositopeni, agranülositoz, eozinofili
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Anaflaktoid reaksiyonlar
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın olmayan: Hiperkalemi
11 / 16
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın olmayan: Depresyon, uyku bozukluğu, uykusuzluk, konfüzyon, halüsinasyon
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş dönmesi, rehavet hali, baş ağrısı, ışığa hassasiyet, retrobulbar optik nevrit, konsantrasyon bozukluğu
Yaygın olmayan: Konvülsiyonlar, zihinsel disfonksiyon
Göz hastalıkları
Yaygın: Görmede bulanıklık, korneal bulanıklık Yaygın olmayan: Papillit, papilla ödemi
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın olmayan: Duyma bozukluğu, duymada zorluk, kulak çınlaması, vertigo
Kardiyak hastalıklar
Yaygın: Palpitasyon, konjestif kalp yetmezliği, sodyum retansiyonu
Vasküler hastalıklar
Yaygın olmayan: Hipertansiyon, vaskülit Çok seyrek: Miyokard enfarktüsü, inme
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Dispne
Yaygın olmayan: Pulmoner ödem, astım, eozinofilik pnömoni
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Peptik ülser, perforasyon, ileri yaştaki hastalarda fatal olma ihtimali bulunan kanama, mide yanması, mide bulantısı, özofajit, kusma, diyare, midede şişkinlik, konstipasyon, dispepsi,karın ağrısı
Yaygın olmayan: Nonpeptik gastrointestinal ülserasyon, melana, hematemez, stomatit, ülseratif stomatit, ülseratif kolit ve Crohn hastalığında şiddetlenme, pankretit, gastrit
Hepato-biliyer hastalıklar
Seyrek: Hepatit, sarılık, fatal hepatit, anormal karaciğer fonksiyonları
Deri ve derialtı doku hastalıkları
Yaygın: Kaşıntı, deri döküntüsü, ciltte lekelenme, purpura, deri raşları, ekimoz Yaygın olmayan: Terleme, saç dökülmesi, epidermal nekroliz, eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromuna bağlı bülloz reaksiyonlar, eritema nodozum, liken planus, pustularreaksiyonlar, foliküler ürtiker, fotoalerjik duyarlılık reaksiyonları, anjiyonörotik ödem
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın olmayan: Miyalji, kas zayıflığı
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın: Böbrek rahatsızlıkları
Yaygın olmayan: Hematüri, intertisyal nefrit, nefrotik sendrom, böbrek yetmezliği, renal papiller nekroz.
12 / 16
Gebelik, puerperiyum durumları ve perinatal hastalıkları
Yaygın olmayan: Kadında kısırlık
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Ödem, susuzluk hissi
Yaygın olmayan: Pireksi (üşüme hissi ve ateşlenme), keyifsizlik, yorgunluk
Araştırmalar
Yaygın olmayan: Karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik, serum kreatinin düzeyinde artış
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
Semptomlar
Baş ağrısı, pirozis, bulantı, kusma, epigastrik ağrı, Gİ kanama, nadiren diyare, dezoryantasyon, eksitasyon, uyuşukluk, sersemlik, kulak çınlaması, baygınlık, konvülsiyon, koma. Önemlizehirlenme vakalarında, akut böbrek yetmezliği ve karaciğer hasarı oluşması mümkündür.
Nonsteroidal antiinflamatuvar ilaç alımı sonrası solunum depresyonu ve koma görülebilir ancak bu durum nadir olarak görülür.
Bir naproksen doz aşımı vakasında, hipotrombinemiye bağlı protrombin zamanında geçici uzama K vitaminine bağlı pıhtılaşma faktörlerinin selektif inhibisyonuna bağlı olabilir.
Birkaç hastada nöbetler görülmüştür ancak bunların naproksen ile ilgili olup olmadığı net değildir. Naproksenin hangi dozunun hayatı tehdit edici nitelikte olduğu bilinmemektedir.
Tedavi
Hastalar gerekirse semptomatik olarak tedavi edilmelidir. Toksik olabilecek miktarda dozlar alındıktan sonraki 1 saat içinde aktif kömür düşünülmelidir. Alternatif olarak yetişkinlerdehayatı tehdit edici miktarda aşırı dozlar alındıktan sonraki 1 saat içinde gastrik lavaj gözönünde bulundurulmalıdır.
İyi idrar çıkışı garanti edilmelidir.
Böbrek ve karaciğer fonksiyonları yakından takip edilmelidir.
Toksik olabilecek miktarda dozlar alındıktan sonra, hastalar en az dört saat boyunca gözlemlenmelidir.
13 / 16
Sık sık olan ya da uzun süreli konvülsiyonlar intravenöz diazepam ile tedavi edilmelidir.
Diğer önlemler hastanın klinik durumuna göre alınmalıdır.
Naproksen proteinlere yüksek oranda bağlandığından, hemodiyaliz plazma naproksen konsantrasyonlarını düşürmez. Ancak naproksen almış olan ve renal yetmezliği bulunan birhastada hemodiyaliz yine de uygun olabilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antiinflamatuvarlar ve Antiromatik Ürünler ATC kodu: M01AE02
Naproksen antiinflamatuvar ve analjezik aktiviteye sahip nonsteroidal bir antiinflamatuvardır. Diğer nonsteroidal analjezik antiinflamatuvar ilaçlar gibi Naproksen prostaglandinlerinoluşmasını katalize eden siklooksijenaz (COX-1 ve COX-2) enzimlerini dolayısıylaprostaglandin sentezini inhibe ederek etki gösterir.
Naproksen bir santral sinir sistemi depresanı değildir ve metabolizma enzimlerini aktive etmez.
5.2. Farmakokinetik özellikler Genel özellikler
Emilim:
Naproksen; rektal yolla alındığında gastrointestinal kanaldan çabuk ve tam olarak emilir.
Doruk plazma düzeyine 2-4 saatte ulaşır ve normalde 4-5 dozdan sonra bu pik düzey devamlı sabit hale gelir.
Da ğıl ım :
Ortalama biyolojik yarı ömrü yaklaşık 13 saattir ve tedavi dozlarında
%
99'dan fazlası plazma proteinlerine bağlanır.
Biyotransformasyon:
Naproksen karaciğerde yaygın biçimde 6-0 dezmetil Naproksen'e metabolize olur.
Eliminasyon:
Verilen dozun yaklaşık
%
95'i Naproksen, 6-0 dezmetil Naproksen veya konjugatları şeklinde idrarla atılır. Atılım oranı, ilacın plazmadan kaybolma oranına aynen uymaktadır.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Bildirilmemiştir.
Hastalardaki karakteristik özellikler:
Yaş ve cinsiyet
Naproksen ile herhangi bir pediyatrik çalışma gerçekleştirilmediğinden çocuklarda naproksen'in güvenilirliği gösterilmemiştir.
Böbrek yetmezliği
14 / 16
Naproksen farmakokinetiği böbrek yetmezliği hastalarda gösterilmemiştir. Naproksenin metabolize olup metabolitlerinin böbreklerle atıldığı bilgisine dayanarak naproksenmetabolitlerinin böbrek yetmezliği varlığında birikme potansiyeli söz konusudur. Ciddi böbrekyetmezliği olan hastalarda naproksen'in eliminasyonu azalır. Naproksen içeren ürünler orta-ciddiböbrek yetmezliği olan hastalarda önerilmemektedir (kreatinin klerensi< 30 ml/dak)
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Karsinojenite
Naprosyn, Sprague-Dawley farelerine yiyecekler ile beraber 24 aylık bir dönemde 8, 16 ve 24 mg/kg/gün dozlarında uygulanmıştır. Naprosyn, ratlar'da karsinojenik görülmemiştir.
Mutajenite
Salmonella typhimurium (5 hücre serisi), Sachromyces cerevisisae (1 hücre serisi) suşlarında ve fare lenfoma testlerinde mutajenite gözlenmemiştir.
Fertilite
Oral olarak 30 mg/kg/gün dozunda erkek ve 20 mg/kg/gün dozunda dişi ratlara uygulama sonrası naprosyn gebeliği etkilememiştir.
Teratojenite
Ratlarda ve tavşanlarda organogenezis safhasında oral olarak 20 mg/kg/gün dozunda uygulama Naprosyn için teratojenik değildir.
Perinatal/Postnatal Üreme
Hamile ve 3. Trimestrdeki ratlara 2, 10 ve 20 mg/kg/gün dozundaki oral Naprosyn uygulaması zorlu doğum ile sonuçlanmıştır. Bu, bu çeşit bileşimlerin bilinen bir etkisidir ve hamile ratlardaaspirin ve indometazin ile de gösterilmiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Witepsol S-55
6.2. Geçimsizlikler
Bildirilmemiştir.
6.3. Raf ömrü
48 ay.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25 °C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır..
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
10 Suppozituarlık alüminyum strip ambalajlarda
15 / 16
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
BİLİM İLAÇ SAN. VE TİC. AŞ.
34398 Maslak-İSTANBUL
8. RUHSAT NUMARASI
148/75
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 21.07.1989 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
16 / 16