Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Hepaselamin Amino Asit Iv İnfüzyon Çözeltisi Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBI URUNUN ADI

HEPASELAMİN Aminoasit IV İnfüzyon Çözeltisi

Steril

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

HEPASELAMİN kristalize amino asitler içeren, steril, hipertonik bir çözeltidir.

Etkin maddeler:

Her 100 mL'lik çözeltide;

Esansiyel amino asitler:

900 mg 1100 mg

610 mg (L-Lizin asetat 860 mg olarak) 100 mg100 mg450 mg66 mg840 mg

770 mg 600 mg240 mg800 mg500 mg900 mg<20 mg

115 mg

- L-İzolösin

- L-Lösin

- Lizin

- L-Metiyonin

- L-Fenilalanin

- L-Treonin

- L-Triptofan

- L-Valin

Esansiyel olmayan amino asitler

- L-Alanin

- L-Arjinin

- L-Histidin

- L-Prolin

- L-Serin

- Glisin (Amino asetik asit)

- L-Sistein, HCl.H2O

Diğer:

- Fosforik asitpH: 6,0 - 6,8. Glasiyel asetik asit ile ayarlanmıştır.

Ozmolarite: 785 mOsm/L

Elektrolit Yoğunlukları (mEq/L): Sodyum 10; Klorür< 3; Fosfat (HPO4=)

20 (10 mmol P/litre); Asetat: yaklaşık 62 (asetik asit ve lizin asetattan)

1

Yardımcı maddeler:

Sodyum bisülfit........<100 mg

Yardımcı maddeler için bölüm 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

İntravenöz infüzyon için çözelti.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar

HEPASELAMİN, siroz ya da hepatite bağlı hepatik ensefalopati tedavisinde endikedir.

HEPASELAMİN, parenteral beslenmeye gereksinimi olan ve karaciğer komasında kontrendike olan genel amaçlı amino asit infüzyonlarını tolere edemeyen bu karaciğerhastalıklarında gerekli besinsel desteği sağlamak amacıyla kullanılır.

4.2 Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji / Uygulama sıklığı ve süresi:

Karaciğer hastalarında nütrisyonel tedavinin amacı, hepatik ensefalopatiyi ağırlaştırmadan, protein sentezini sağlamak için yeterli miktarda amino asit ve kalori vermek esasına dayanır.

HEPASELAMİN'in günlük toplam dozu, hastanın günlük protein gereksinimine ve tedaviye verdiği metabolik ve klinik cevaba göre düzenlenir. Azot dengesinin ve günlük vücut tartısınıntayini, bireysel protein gereksiniminin saptanmasında en iyi yöntemdir. Doz ayrıca, hastanınalabileceği sıvı miktarına, glukoz ve azot toleransına ve tedaviye verdiği metabolik ve klinikcevaba göre de ayarlanır.

Önerilen doz günde 80-120 gram amino asidin (12-18 gram azotun) HEPASELAMİN şeklinde verilmesidir. Genel olarak 500 ml HEPASELAMİN çözeltisi, 500 mL % 50oranında dekstroz çözeltisi, elektrolitler ve vitaminlerle kombine edilerek 8-12 saatlik birsüre içinde uygulanır. Bu şekilde bir uygulama sonucu günde yaklaşık 2-3 litre sıvı verilmişolur. Sıvı kısıtlanmasına tabi hastalar günde sadece 1-2 litre sıvıyı tolere edebilir. İleriderecede katabolik hastalar nitrojen gereksiniminin daha fazla olmasına rağmen, sıvı alımlimitleri, nitrojen ya da glukoz intoleransı nedeniyle daha fazla nitrojen sağlanması mümkünolmayabilir.

Birçok hastada, gerekli kalori ihtiyacının hipertonik dekstroz şeklinde karşılanması sırasında meydana gelebilecek hiperglisemi ve glukozüriyi karşılamak için, dışarıdan ayrıca insülinverilmesi gerekebilir. Rebound hipoglisemiyi önlemek için, hipertonik dekstrozun

2

kesilmesinden sonra% 5 dekstroz çözeltisi ile devam edilmelidir.

Parenteral beslenmenin uzadığı durumlarda (5 günden uzun) esansiyel yağ asidi eksikliği oluşmaması için arnino asit çözeltileri ile yağ emülsiyonlarının beraberce kullanımı dadüşünülmelidir. Yağ içermeyen total parenteral beslenmenin uzaması durumunda, olası biresansiyel yağ asidi eksikliğini erkenden fark edebilmek için serum lipid düzeyleri yakındanizlenmelidir.

Arnino asitlerin optimal düzeyde ütilize edilebilmesi için, özellikle potasyum, magnezyum ve fosfat gibi intraselüler elektrolitlerin yeterli miktarlarda sağlanması gerekir. Optimal metabolikyanıtın alınabilmesi için, günde yaklaşık 60-180 mEq potasyum, 10-30 mEq magnezyum ve10-40 mmol fosfat uygulanır. Bunun yanı sıra, belli başlı ekstraselüler elektrolitlerdensodyum, kalsiyum ve klorür verilmelidir. Hiperkloremik asidozla diğer metabolik asidozlarda,bikarbonat prekürsörü olarak, sodyum ve potasyumun asetat tuzlan kullanılmalıdır. Hastanıngünlük elektrolit alımı hesaplanırken, HEPASELAMİN'in elektrolit içeriği dikkatealınmalıdır. Magnezyum ve fosfat dahil, serum elektrolitleri sık sık kontrol edilmelidir.

Arnino asitlerle dekstrozun hipertonik karışımları santral venöz yoldan devamlı infüzyon şeklinde verilebilir. Başlangıçta infüzyon hızı yavaş olmalı ve giderek arttırılarak saatte 60-125mL'lik doza çıkılmalıdır. Uygulanan doz, günlük planlanan miktarın gerisinde kaldığında,buna yetişmeye çalışılmamalıdır. Hastanın günlük protein gereksinimini karşılamaya yönelikolan uygulama hızı, özellikle ilk günlerde, hastanın glukoz toleransına göre düzenlenmekdurumundadır. Kan ve idrarda sık yapılan glukoz tayinlerinin sonuçlarına göre, günlük arninoasit ve dekstroz alımı yavaş bir şekilde, gerekli olan maksimum düzeye yükseltilir.

HEPASELAMİN, periferik ven yoluyla tek başına ya da parenteral karbonhidrat kalorileriyle birlikte uygulanırsa periferik ven uygulanımına uygun izotonik ya da hafifçehipertonik çözeltiler elde etmek için, steril enjeksiyonluk su ya da % 5-10'luk dekstrozçözeltileriyle sulandırılabilir. Periferik ven uygulanımı sırasında hastanın yeterli kalorialmasına dikkat edilmelidir. Pediyatrik hastalarda periferik venlerden uygulanacakçözeltilerin ozmolaritesi, normal serum ozmolaritesinin iki katı olan 718 mOsmol/L'denfazla olmamalıdır.

Uygulama şekli:

Amino asitlerle dekstrozun hipertonik karışımları, ucu vena cava superior'de bulunan bir santral ven kateteri aracılığıyla güvenilir bir biçimde, devamlı infüzyon şeklinde verilebilir.HEPASELAMİN, santral ven yolunun endike olmadığı ve yeterli miktarda kaloriyi sindirimsisteminden alabilen hastalarda, periferik ven yoluyla tek başına ya da parenteral

3

karbonhidrat kalorileriyle birlikte uygulanabilir.

Parenteral yoldan kullanılacak ilaçlar, uygulanmadan önce içlerinde yabancı cisim bulunması ya da renk değişimi açılarından incelenmelidir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgilerBöbrek yetmezliği:

Böbrek fonksiyon bozukluğu durumlarında amino asit uygulanması, yükselmiş olan kan üre azotunu daha da yükseltebilir. Bu tür hastalarda, total azot alımı göz önündebulundurulmadan amino asit infüzyonu yapılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.4: Özel kullanımuyanları ve önlemleri).

Karaciğer yetmezliği:

Karaciğer yetmezliği olan hastalarda genel kullanım amaçlı amino asit çözeltilerinin verilmesi, plazma amino asit dengesizliğine, hiperamonyemiye, pre-renal azotemiye, stuporve komaya yol açabilir. Ancak HEPASELAMİN genel amaçlı diğer enjektabl amino asitçözeltileriyle karşılaştırıldığında dallanmış zincirli amino asitleri (izolösin, lösin, valin)yüksek konsantrasyonda, metiyonin ve aromatik amino asitleri (fenilalanin, triptofan) isedüşük konsantrasyonda içerdiğinden parenteral beslenmeye gereksinimi olan ve karaciğerkomasında kontrendike olan genel amaçlı amino asit infüzyonlarını tolere edemeyen karaciğerhastalıklarında gerekli besinsel desteği sağlamak amacıyla özellikle formüle edilmiştir (Bkz.Bölüm 4.1 Terapötik endikasyonlar ve Bölüm 5.1: Farmakodinamik özellikler)

Pediyatrik popülasyon:

Çocuklarda HEPASELAMİN kullanımı, herhangi bir amino asit çözeltisinin pediyatrik yaş grubunda kullanımında dikkat edilmesi gereken konulara dikkat edilerek yapılmalıdır.Uygulanacak miktar vücut ağırlığına göre belirlenmelidir. Uygun miktarlarda kaloriylebirlikte günde kilo başına 2 ila 3 gram amino asit verilmesiyle genellikle proteingereksinimi karşılanır ve pozitif azot bilançosu teşvik edilir. Periferik venlerdenuygulanacak çözeltilerin ozmolaritesi, normal serum ozmolaritesinin iki katı olan 718mOsmol/L'den fazla olmamalıdır.
Bu tıbbi ürün fenilalanin ihtiva etmektedir. Fenilketonürisi olan kişilere zararlı olabilir.

Geriyatrik popülasyon:

HEPASELAMİN'in etken maddeleri kullanılarak gerçekleştirilen klinik çalışmalarda yaşlı hastalarda yanıtın gençlerden farklı olup olmadığı belirlemeye yetecek sayıda 65'inden yaşlıhasta yer almamıştır. Bildirilen diğer klinik deneyimlere göre yaşlı hastalarda yanıt

gençlerden farklılık göstermemiştir. Yaşlı hastalarda daha genç olanlara göre karaciğer,

4

böbrek ya da kardiyak işlevler daha düşük ve birlikte başka hastalık ve ilaç kullanımı daha sık olduğundan genel olarak doz seçimi dikkatle yapılarak, dozun en düşük düzeydenbaşlatılması önerilir.

Bu ilaç büyük oranda böbrekler yoluyla atıldığından, böbrek işlevlerinin bozulması durumunda ilaca bağlı toksik etki riski artar. Yaşlı hastalarda daha genç olanlara göre böbrekişlevleri daha düşük olduğundan dozun belirlenmesinde dikkatli olunmalıdır; tedavisırasında böbrek işlevlerinin izlenmesi yararlı olabilir.

4.3 Kontrendikasyonlar

- Anüri

- Doğuştan amino asit metabolizması bozukluklarında [Özellikle Akçaağaç Şurubu İdrarHastalığı (Maple Syrup Urine Disease) ve isovalerik asidemi gibi dallanmış zincirliamino asit metabolik bozuklukların]

- Çözeltideki amino asitlerden bir ya da daha fazlasına aşın duyarlılığı olanlar

4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Bu ürün antioksidan olarak sodyum bisülfit içermektedir. Sülfit bazı duyarlı kişilerde alerjik tipte reaksiyonlara, anafilaksiye ya da ağır ve yaşamı tehdit eden astım atağına yolaçabilir. Toplumda sülfite karşı duyarlılığın genel yaygınlığı bilinmemekle birlikte çokdüşük olduğu tahmin edilmektedir. Sülfit duyarlılığı astımı olan kişilerde olmayanlara göredaha sık görülmektedir.

DİKKAT:

Bu ürün toksik olabilen alüminyum içermektedir. Böbrek fonksiyonunun bozuk olduğu durumlarda parenteral uygulamanın uzun süreli olması ile alüminyum toksik düzeyeulaşabilir. Prematüre yenidoğanlar böbrekleri tam gelişmediğinden özellikle risk altındadırve alüminyumu tutan kalsiyum ve fosfata büyük miktarda gereksinim duyar.

Araştırmalar, prematüre yenidoğanlar da dahil olmak üzere, böbrek fonksiyonu bozulmuş hastalarda günde kilogram başına 4-5 mikrogram üzerindeki dozlarda verilen parenteralalüminyumun santral sinir sistemi ve kemik toksisitesine yol açan düzeyde alüminyumbirikimine sebep olduğunu göstermiştir.

Parenteral beslenmeyi etkili ve güvenilir bir biçimde uygulayabilmek için, beslenme konusunda olduğu kadar, tedavi sırasında gelişebilecek komplikasyonları tanıma ve tedavietme konularında da yeterli bilgi ve deneyim gerekmektedir. Tedavinin izlenmesi sırasındasık laboratuvar tetkikleri ve klinik değerlendirilmeler yapılmalıdır. Laboratuvar tetkiklerinde,kan şeker düzeyi, serum proteinleri, böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri, elektrolit

5

düzeyleri, hemogram, karbondioksit düzeyi, serum ozrnolaritesi, kan kültürleri ve kandaki amonyak düzeyi yer almalıdır.

Böbrek fonksiyon bozukluğu ya da mide bağırsak kanaması durumlarında amino asit uygulanması, yükselmiş olan kan üre azotunu daha da yükseltebilir. Herhangi bir nedenebağlı azotemisi olan hastalara, total azot alımı göz önünde bulundurulmadan amino asitinfüzyonu yapılmamalıdır.

Damar yolu ile uygulanan çözeltilerle tedaviler sırasında, hastada sıvı ya da solüt yüklenmesi, buna bağlı olarak da serum elektrolit yoğunluklarında dilüsyon, vücutta aşırısıvı toplanması, akciğerde konjesyon ya da ödem gelişebilir. Dilüsyon riski, çözeltilerinelektrolit içeriği ile ters orantılıdır. Periferik ve pulmoner ödemle birlikte konjesyondurumlarına yol açan solüt yüklenmesi ise çözeltilerin elektrolit içeriği ile doğru orantılıdır.

Uzun süreli parenteral beslenmelerde ya da hastanın genel durumunun gerektirdiği durumlarda, sıvı dengesi, elektrolit yoğunluğu ve asit-baz dengesindeki değişikliklerisaptamak için belirli aralıklarla klinik değerlendirmeler ve laboratuvar tetkikleriyapılmalıdır. Normal değerlerden aşırı sapmalar ek elektrolit suplemanlarının kullanılmasınıgerektirir.

İleri derecede hipertonik çözeltiler, santral bir vene ve tercihen üst vena cava'ya yerleştirilmiş intravenöz bir kateterle verilmelidir.

Diyabetik ya da pre-diyabetik hastalara hipertonik dekstroz verilirken özel dikkat gerekir. Bu hastalarda ağır hiperglisemiyi önlemek için insülin uygulanmalıdır.

Periferik venden uygulamada, HEPASELAMİN uygun oranda sulandırılmalı ve yeterli miktarda kalori ile birlikte verilmelidir. Damar iğnesinin ucu, ven lümenine uygun bir şekildeyerleştirilmiş olmalıdır. İğnenin girildiği damar, infiltrasyon yönünden sık kontrol edilmeli,venöz tromboz ya da flebit gelişimi görülürse uygun lokal tedavi yapılmalı ve damardeğiştirilmelidir.

Özellikle kalp yetmezliği olan hastalarda, dolaşımın aşırı yüklenmemesine dikkat edilmelidir.

Anoksik durumlarda, miyokart dokusu serbest yağ asitlerini kullanamadığından, enerji gereksinimini anaerobik olarak, glukojen ya da glukozdan sağlar. Bu nedenle miyokartenfarktüslü hastalarda, amino asit çözeltileri daima dekstrozla birlikte verilmelidir.

HEPASELAMİN infüzyonu, prognozu iyi olmayan ve genellikle tedaviye cevap vermeyen

fulminan hepatitli hastaların klinik seyrine etki göstermeyebilir. Fulminan hepatitteki

6

patolojik plazma amino asit profilinin, kronik hepatitinkinden farklı olduğu gösterilmiştir.

Uzun süreli nazogastrik aspirasyon, kusma diyare ve gastro-intestinal fistül drenajı sonucu gelişebilecek aşın elektrolit kayıpları ek elektrolitlerle karşılanmalıdır.

Hastanın kullanabileceğinden daha hızlı glukoz verilmesi, hiperglisemi, koma ve ölüme yol açabilir.

Metabolik asidozun önlenmesi ve tedavisinde, elektrolit katkı çözeltilerindeki bir bölüm katyonların asetat tuzu şeklinde bulunmasına dikkat edilmeli, hiperkloremik asidozunönlenmesi için de, infüzyon çözeltisindeki toplam klor miktarını en alt düzeyde tutmalıdır.HEPASELAMİN, litrede 3 miliekivalandan az klorür içerir.

HEPASELAMİN litresinde 10 milimol fosfat içerir. Özellikle hipofosfatemili hastalar, ek fosfata gereksinim gösterirler. Hipokalserniyi önlemek için, fosfatla birlikte kalsiyum daverilmelidir. Uygulanan miktarların yeterliliğini saptamak için belirli aralıklarla serumelektrolitlerine bakılmalıdır.

Enjektabl amino asit çözeltilerinin pediyatrik hastalarda etkinlik ve güvenliği, kontrol grubu olan usulüne uygun çalışmalarla gösterilmemiştir. Ancak tıbbi literatürde enjektabl amino asitçözeltilerinin azot kaybı ya da negatif azot dengesi olan pediyatrik hastaların tedavisindeyardımcı olarak başarıyla kullanıldığı gösterilmiştir.

Çözeltiye karıştırılan ilave maddelerin bulunmasına bağlı bir geçimsizliğin anlaşılabilmesi için son karışım, karıştırma işleminden hemen sonra, uygulama öncesinde ve uygulamasırasında bulanıklık ve çökeltiler açısından kontrol edilmelidir.

Yalnızca berrak olan, çatlakları bulunmayan ve vakumu bozulmamış şişelerde bulunan çözeltiler kullanılmalıdır.

İlaç litresinde 25 pgL/L'den az alüminyum içerir.

Santral venöz beslenmede dikkat edilecek konular

Santral venöz kateter uygulaması, tekniğini ve kompikasyonlarını bilen kişiler tarafından yapılmalıdır.

Santral venöz beslenme, çözelti hazırlanması, uygulama ve hasta takibi işlemleri dikkatle uygulandığında önlenebilen ya da azaltılabilen komplikasyonlara sahiptir. Tüm işlemlerdeneyimli kişiler tarafından güncel tıbbi bilgilere uygun olarak yapılmalıdır.

Bu tedavi yönteminin komplikasyonları, ürünün kısa ürün bilgileri kapsamının dışında olmakla birlikte, aşağıda güncel tıp literatürlerinden derlenmiş bir özet sunulmaktadır.

7

Teknik


Santral venöz bir kateterin yerleştirilmesi cerrahi bir işlemdir. Santral vene çeşitli kateter yerleştirme teknikleri ve komplikasyonları bilinmelidir. Kateter yerleştirme tekniklerininayrıntıları tıbbı literatürde bulunmaktadır. Kateterin yeri, en iyi şekilde radyolojik kontrolile saptanır. Santral ven kateterlerinin yerleştirilmesi tekniği ile ilgili komplikasyonlararasında pnömotoraks, hemotoraks, hidrotoraks, arter ponksiyonu ve yırtılması, brakiyalpleksus zedelenmesi, kateterin yanlış yerleştirilmesi, arteriyo-venöz fistül, flebit, tromboz,hava ve kateter embolisi bildirilmiştir.

Septik


Santral venöz beslenme tedavisi sırasında sepsis riski vardır. Kontamine çözeltiler ve infüzyon kateterleri enfeksiyon kaynağı olabildiklerinden, çözeltilerin hazırlanması,kateterlerin yerleştirilmesi ve bakımı aseptik koşullar altında yapılmalıdır.

Çözeltiler hastane eczanesinde laminar akım kabininde hazırlanmalıdır. Hazırlanmadaki en önemli faktör kontaminasyonun önlenmesi amacıyla aseptik bir tekniğin uygulanmasıdır.Parenteral beslenme çözeltileri hazırlandıktan sonra en kısa sürede uygulanmalıdır. Bekletme,gerekli durumlarda, sadece çok kısa süre için ve buzdolabı koşullarında olmalıdır. Tek bir şişeve set 24 saatten daha uzun bir süre takılı kalmamalıdır.

Santral venöz beslenme sırasında gelişebilen sepsis tedavisi için tıbbi literatür gözden geçirilmelidir. Tedavide özet olarak, uygulanan çözelti ve setin yenileriyle değiştirilmesi, eskiçözelti ve setten bakteriyolojik kültür yapılması önerilir. Sepsis devam eder ve başka birenfeksiyon kaynağı saptanamazsa, venöz kateter çıkarılmalı, ucundan kültür yapılmalı, ateşdüştükten sonra yenisi yerleştirilmelidir. Spesifik olmayan, profilaktik antibiyotik tedavisiöğütlenmemektedir. Klinik deneyimlere göre, genellikle enfeksiyonun primer kaynağı olarakkateterler bulunmaktadır.

Metabolik


Literatürde bildirilen metabolik komplikasyonlar şunlardır: Metabolik asidoz, hipofosfatemi, alkaloz, hiperglisemi ve glukozüri, osmotik diürez ve dehidratasyon, yükselmiş karaciğerenzimleri, hipo ve hipervitaminoz, elektrolit dengesizlikleri ve çocuklarda hiperamonyemi. Bukomplikasyonları önlemek ya da en aza indirebilmek için venöz beslenmenin özellikle ilkgünlerinde sık klinik ve laboratuvar değerlendirmeleri yapılmalıdır.

Bu tıbbi ürün sodyum bisülfit içerir; bu sebeple kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için gözönünde bulundurulmalıdır.

8

• Nadir olarak şiddetli aşırı duyarlılık reaksiyonlarına ve bronkospazma neden olabilir. Aşırı duyarlılık reaksiyonları (Vücudun bazı bölgelerinde veya tümünde kaşıntı, kızarıklık,kabarıklık, yanma hissi; Solunum sıkıntısı, hırıltılı solunum, göğüste ağrı; Vücutta aşırısıcaklık ya da soğukluk hissi; Ellerde, ayaklarda, dudaklarda, yüzde veya tüm vücuttaşişme; Baş dönmesi, bayılma hissi).

4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Bildirilen bir etkileşimi yoktur. Ancak, birlikte kullanılacak ilacın bir geçimsizliği olup olmadığı gözden geçirilmelidir.

Özel popülasyona ilişkin ek bilgiler:

Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

Pediyatrik popülasyon:

Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.

4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye:

Gebelik kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar 1 doğum kontrolü (kontrasepsiyon)

Bilinen olumsuz bir etkisi bulunmamaktadır.

Gebelik dönemi

HEPASELAMİN'in gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. kısım 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

HEPASELAMİN doktor tarafından gerekli görülmediği sürece gebe kadınlarda kullanılmamalıdır. Çözelti ancak kesin gerekli olduğunda ve başka bir seçenek yoksa gebelereuygulanmalıdır.

Laktasyon dönemi

İlacın anne sütüyle salgılanıp salgılanmadığı bilinmemektedir. Birçok ilaç anne sütüyle salgılandığından, emziren bir anneye HEPASELAMİN uygulanırken dikkat edilmelidir.

Üreme yeteneği1Fertilite

Bilinen olumsuz bir etkisi bulunmamaktadır.

9

4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Bilinen bir etkisi yoktur.

4.8. İstenmeyen etkiler

Görülen advers ilaç reaksiyonlarının sıklık sınıflandırması şu şekildedir: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila<1/1.000); çok seyrek, izole raporlar dahil (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Bilinmiyor: BUN yükselmesi, dilüsyonel hiponatremi, asteriks (istemsiz kas seyirmesi)'de

kötüleşme.

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Bilinmiyor: Ödem, ateş yükselmesi*, enjeksiyon yerinde enfeksiyon*, enjeksiyon

bölgesinden genişleyen venöz tromboz ve flebit*, çözeltinin damar dışına sızması*, hipervolemi*.

Araştırmalar

Bilinmiyor: Kilo artışı.

*Çözeltinin uygulama tekniğine bağlı yan etkiler

Çözeltiye eklenen iyonlardan birinin fazlalığı ya da eksikliğinde çeşitli belirtiler olabilir. Bu nedenle kan elektrolitleri sık kontrol edilmelidir.

Fosfor eksikliği doku oksijenasyonunun bozulmasına ve hemolitik anemiye yol açabilir. Kalsiyuma göre fazla fosfor verilmesi, hipokalsemiye bağlı olarak tetani, kramp ve kaseksitabilitesinin artışına yol açar.

Yan etkiler geliştiğinde infüzyon hemen kesilmeli, hasta yeniden değerlendirilmeli, uygun tedavi önlemleri alınmalı ve gerekli görüldüğünde incelenebilmesi için artan çözeltisaklanmalıdır.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta:[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

10

4.9 Doz aşımı ve tedavisi

Parenteral sıvı tedavisi sırasında hastada aşın sıvı ya da solüt yüklenmesi olursa, hastanın durumu yeniden değerlendirerek uygun tedavi yapılmalıdır.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik Grubu:ATC kodu:

805BA01

HEPASELAMİN, esansiyel ve esansiyel olmayan kristalize amino asitleri içeren bir çözeltidir. Genel amaçlı diğer enjektabl amino asit çözeltileriyle karşılaştırıldığında, dallanmışzincirli amino asitleri (izolösin, lösin, valin) yüksek konsantrasyonda ve metiyonin vearomatik amino asitleri (fenilalanin, triptofan) düşük konsantrasyonda içerir. Bu amino asitbileşimi, karaciğer hastalığı ve hepatik ensefalopati gösteren hastaların beslenme vetedavisinde iyi tolere edilebilecek bir azot kaynağı sağlamak amacıyla özel olarakdüzenlenmiştir.

Karaciğer ensefalopatisinin kesin etiyopatolojisi bilinmemekte, çok etkenli nedenlere dayandığı kabul edilmektedir. HEPASELAMİN formül asyonunun temeli, karaciğerhastalarının plazma amino asit değerlerinde gözlenen dengesizliklere ve bu patolojik aminoasit profillerinin nedensel olarak, karaciğer ensefalopatisinin oluşmasıyla ilişkili olduğuvarsayımına dayanmaktadır.

Hepatik ensefalopatili hastalar üzerinde yapılan klinik araştırmalar, bu hastalarda, dallanmış zincirli amino asit miktarlarının azalması ve aromatik amino asit ve metiyonin değerlerininyükselmesiyle karakterize olan patolojik plazma amino asit profillerinin, HEPASELAMİNinfüzyonlarından sonra normalleştiğini göstermiştir. Bu amino asit değerleri normalleşmeyebaşladıktan sonra, genellikle, hastaların mental durumu ve elektroensefalografik bulgulan dadüzelmektedir. İncelenen hastaların büyük bir çoğunluğunda bu iyileşmenin sağlandığıgözlenmiştir. Karakteristik olarak proteine tahammül edemeyen buhastalara

HEPASELAMİN ile önemli miktarlarda protein eşdeğerleri verildiğinde, azot dengesi düzelmekte, mortalite azalmaktadır.

Enerji kaynağı olarak kullanılacak hipertonik dekstroz çözeltilerinin yanı sıra, elektrolitler, vitamin ve minerallerle desteklenerek uygulanan HEPASELAMİN, karaciğer hastalarında,esansiyel yağ asitleri dışında, total parenteral beslenmenin tüm gereksinmelerini karşılar.

11

Fosfat, belli başlı intraselüler anyonlardan biridir. Bütün organ ve dokulardaki önemli metabolik ve enzimatik olaylarda yer alır, madde metabolizmasında gerekli enerjiyi sağlar,kalsiyum konsantrasyonunu düzenler, asit-baz dengesinde tampon etkisi sağlar ve hidrojeniyonlarının böbreklerden atılmasında görev alır.

Parenteral beslenme sırasında, lizin asetat ve asetik asitten kaynaklanan asetat iyonlarının, böbrek ve solunum fonksiyonları normal olduğu sürece, net asit-baz dengesini bozmayacağıdüşünülmektedir. Klinik gözlemler bu görüşü desteklemektedir.

HEPASELAMİN içinde bulunan sodyum ve klorür iyonları, klinik anlam taşıyacak miktarda değildir.

5.2 Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Amino asitlerin metabolizması fizyolojik olaylar dahilinde gerçekleşir.

Emilim:


İntravenöz yoldan uygulanan ilaçların içindeki etkin maddeler uygulamadan hemen sonra maksimum plazma konsantrasyonlarına ulaşır.

Dağılım:


İntravenöz olarak uygulanan amino asitler doku absorpsiyonu ile hızla kandan uzaklaştırırlar ve yine burada hızla metabolize edilirler (protein sentezi, oksidasyon).

Sodyumun dağılımı dokuları göre değişir: kas, karaciğer, böbrek, kıkırdak ve deride hızlı, eritrosit ve nöronlarda yavaş, kemikte ise çok yavaştır.

Klorürün vücuttaki düzeyleri, sodyumun konsantrasyon değişiklikleri ile yakından ilişkilidir. Klorür, normalde kemik dokuda düşük miktarlarda ve bağ dokusunun bazı bileşenlerinde,örneğin kolajen dokuda yüksek miktarlarda bulunur. Bunun yanında eritrosit ve gastrikmukozada da yüksek konsantrasyonda bulunur.

Fosfat, hemen hemen tüm organ ve dokularda gerçekleşen önemli metabolik ve enzimatik reaksiyonlarda yer aldığından parenteral beslenme amacıyla intravenöz olarak uygulandığındakandan süratle hücrelere geçer.

Organizmaya sodyum tuzu şeklinde infüzyon yoluyla verilen asetat, bir hidrojen iyonu alarak, tüketilen her asetat iyonu yerine bir bikarbonat iyonu sağlar ve hızla karbondioksit ve suyametabolize olur.

12

Biyotransformasyon:


İntravenöz olarak uygulanan amino asitler, barsaktan emilen amino asitlere benzer bir şekilde ve oranda metabolize olurlar. Protein sentezindeki kullanımlarına ek olarak, artık aminoasitler metabolik yakıt olarak da kullanılmaktadır. Amino asitler deamine edilmekte veamonyum üre döngüsüne girmektedir. Amino asitin karbon atomlan derhal piruvat, asetilCoA, asetoasetat veya sitrik asit siklusuna çevrilmektedir.

Elektrolitlerden sodyum, ve klorür herhangi bir biyotransformasyona uğramazlar. Gereksinime göre ya vücut sıvı ve dokularına dağılır ya da elimine edilirler. Fosfat, hemenhemen tüm organ ve dokularda gerçekleşen önemli metabolik ve enzimatik reaksiyonlarda yeralır. Asetat ise bir hidrojen iyonu alarak, tüketilen her asetat iyonu yerine bir bikarbonat iyonu

sağlar ve hızla karbondioksit ve suya metabolize olur.

Eliminasyon:


Amino asitler protein sentezinde kullanıldıklarından alındıkları şekliyle eliminasyona

uğramazlar. Amino asit artıklan ise deamine edilerek NH4+ (amonyum) - üre döngüsüne girmekte ve esas olarak idrarla atılmaktadır.

Sodyum esas olarak renal yolla atılır fakat aynı zamanda büyük çoğunluğu renal yolla geri emilir. Az miktarda sodyum ise feçes ve ter ile atılır. Aşırı terleme olmadıkça deri ile itrahönemsizdir.

Sodyum metabolizmasını yakından izleyen klorür iyonu da esas olarak idrarla atılır. Böbreklerden klorür geri emilimi, genellikle sodyumun geri emilimini takip eder. Bununyanında ter yoluyla da bir miktar atılmaktadır.

Fosfatlar renal yolla atılırlar. Plazma fosfatı glornerüllerden filtre edilir ve %80'den fazlası tübüllerden geri ernilir. Fosfatın en önemli komponentlerinden olan ve normal serum düzeyi0,3-0,45 mg/L kadar olan fosforun ise böbreklerden atılma mekanizması kesin olarakbilinmemekle beraber, plazmadaki fosfatın böbreklerden süzüldükten sonra %85-90 oranındatübüllerden geri emildiği ve D vitamininin bu oranı arttırdığı kabul edilir.

Karbondioksit ve suya metabolize olan asetat respiratuvar ve renal olarak atılır.

5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri

HEPASELAMİN'in etken maddeleri ile gerçekleştirilen herhangi bir in vitro ya da in vivo karsinojenez, mutajenez ya da fertilite çalışması bulunmamaktadır.

13

6. FARMASÖTİK BİLGİLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi

Glasiyal asetik asit (pH ayarı için)

Sodyum bisülfit (antioksidan olarak)

Enjeksiyonluk su

6.2 Geçimsizlikler

Bilinen bir geçimsizliği yoktur. Ancak, birlikte kullanılacak sıvı ve ilaçlar geçimsizlik yönünden değerlendirilmelidir. Çözeltiye karıştırılacak maddelere bağlı geçimsizliğinanlaşılabilmesi için karışımın berrak olmasına dikkat edilmelidir.

6.3 Raf ömrü

24 ay.

6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C altında oda sıcaklığında saklanmalıdır. Aşırı sıcaktan ve donmaktan korunmalıdır. Kullanım öncesine kadar ve kullanım sırasında da ışıktan korunmalıdır.

6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği

500 mL'lik vakumlu cam şişelerde, setli veya setsiz.

6.6 Tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Uygulamayla ilgili ayrıntılar için bölüm 4.2'ye bakınız.

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Adı :

Osel İlaç San. ve Tic. A.Ş.

Adres :

Akbaba Mah. Maraş Cad. No:52 Beykoz/İSTANBUL

Tel :

0216 320 45 50

Faks :8. RUHSAT NUMARASI

203/51

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

31.12.2003

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

14

İlaç Bilgileri

Hepaselamin Amino Asit Iv İnfüzyon Çözeltisi

Etken Maddesi: Küb'e Bakiniz

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.