Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Teragrip 650 Mg/10 Mg/4 Mg Film Kaplı Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

Teragrip 650 mg/10 mg/4 mg film kaplı tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:

Her bir film kaplı tablet

Parasetamol...............................................650 mg

Fenilefrin hidroklorür...................................10 mg

Klorfeniramin maleat.....................................4 mg

içerir.

Yardımcı maddeler:

Laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklıdır)...........6.48 mg

Kinolin sarısı..............................................0,63 mg

Yardımcı maddeler için 6.1 .'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Film kaplı tablet

Sarı renkli, oblong, bikonveks film kaplı tablet

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

TERAGRİP, grip ve soğuk algınlığına bağlı baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları, ateş ve eşlik eden titreme, nazal ve sinüs konjesyonu, burun akıntısı ve hapşırık gibi semptomlarıntedavisinde kullanılır.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi

12 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde:

Her 6 saatte 1 tablet kullanılır.

Hastanın durumuna göre, doktorun gerekli gördüğü durumlarda her 4 saatte 1 tablet kullanılabilir. Günde 6 tabletten fazla kullanılmamalıdır.

5 günden uzun süreli kullanılmamalıdır.

Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmaması gerekir.

Uygulama şekli:

Oral yoldan kullanılır.

1Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:

TERAGRİP, karaciğer fonksiyonları bozulmuş veya Gilbert sendromu olan hastalarda doz azaltılmalı ya da doz intervali uzatılmalıdır. TERAGRİP şiddetli böbrek yetmezliği olanhastalarda (kreatinin klerensi < 10 ml/dk) doz intervali en az 8 saat olmalıdır.

Pediyatrik popülasyon:

TERAGRİP, 12 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır.

Geriyatrik Popülasyon:

TERAGRİP'in yaşlılarda doz ayarlaması gerekmemektedir.

Diğer:

Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmaması gerekir (bkz. Bölüm 4.4).

4.3. Kontrendikasyonlar

TERAGRİP, aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:

• Etkin maddeler veya diğer adrenerjik ilaçlara veya içerdiği maddelerden herhangibirine karşı aşırı duyarlılık

• Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI) kullanan ya da son iki hafta içinde kullanmış olanhastalar (Bkz. Bölüm 4.5)

• Trisiklik antidepresan kullanan hastalar (Bkz. Bölüm 4.5)

• Beta bloker kullanan hastalar (Bkz. Bölüm 4.5)

• Diğer sempatomimetik ilaçları kullanan hastalar (Bkz. Bölüm 4.5)

• Feokromositoma

• Şiddetli kalp-damar, karaciğer (Child-Pugh kategorisi > 9) veya böbrek hastalığı

• Hipertansiyon ve taşikardinin eşlik ettiği hastalıklar

• Hipertiroidi

• Koroner arter hastalığı

• Miksiyon sonrası mesanede bir miktar idrarın kaldığı, prostat adenomu

• Mesane boynunda obstrüksiyon

• Piloroduodenal obstrüksiyon

• Stenoz yapan peptik ülser

• Akciğer hastalıkları (astım dahil)

• Dar açılı glokom

• G-6PD (glukoz-6-fosfat dehidrojenaz) eksikliği

• Epilepsi

• Diabetes mellitus

• Gebelik ve laktasyon (Bkz. 4.6 Gebelik ve laktasyon)

• 12 yaşın altındaki çocuklarda

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Anemisi olanlarda, akciğer hastalarında, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır. Önceden mevcut hepatik hastalığıbulunan hastalar için, yüksek dozda veya uzun süreli tedaviler esnasında periyodik aralıklarlakaraciğer fonksiyon tetkikleri yapmak gerekebilir. Böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi < 10

2/17

ml/dk) halinde, doktorun parasetamol kullanımının yarar/risk oranını dikkatle değerlendirmesi

gerekir. Doz ayarlaması yapılmalı ve hasta kesintisiz izlenmelidir.

• Önerilen doz aşılmamalı veya ardarda 5 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır.

Yüksekdoz parasetamol ve bu arada uzunca bir süre içerisinde kullanılan toplam dozunyüksek olması; irreversibl karaciğer yetersizliğiyle birlikte analjeziklere bağlınefropati gelişmesine neden olabilir. Hastalar bu ilacı kullanırken, parasetamoliçeren daha başka ürünler kullanmamaları konusunda uyarılmalıdırlar.

•Parasetamol içeren ilaçların TERAGRIP ile eş zamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.Parasetamol içeren başka ilaçlarla birlikte kullanımı doz aşımına neden olabilir.Parasetamol doz aşımı sonuçları karaciğer nakli ya da ölüme kadar varabilenkaraciğer yetmezliğine yol açabilir. Parasetamol içeren ve ağrı kesici, ateş düşürücü,grip ve nezle semptomlarını giderici ya da uykuya yardımcı ilaçlar ile birliktekullanılması önerilmez.

•Erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.

•Parasetamolün alkolle birlikte kullanılması karaciğer hasarına neden olabileceğindenbu ürün kullanılırken alkollü içecekler içilmemelidir.

•Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır. Alkol alan kişilerdehepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ıaşmaması gerekir.

• Alkol bağımlılarında parasetamol dikkatli kullanılmalıdır.

•TERAGRİP, karaciğer fonksiyonlarını etkileyebilecek diğer ilaçları alan hastalardadikkatli kullanılmalıdır.

•Geri dönüşümsüz ciddi karaciğer hasarına neden olabilir.

•Akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur.

• Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımın ilkdozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir deri reaksiyonuoluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacın kullanımının bırakılmasıve alternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Parasetamol ile deri reaksiyonugözlenen kişi bir daha bu ilacı veya parasetamol içeren başka bir ilacı kullanmamalıdır. Budurum, ciddi ve ölümle sonuçlanabilen Steven Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermalnekroliz (TEN) ve akut generalize ekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil ciltreaksiyonlarına neden olabilmektedir.

• Bir yıl boyunca günlük terapötik parasetamol dozları alan bir hastada hepatik nekroz vedaha kısa süreli olarak aşırı doz kullanan bir hastada karaciğer hasarı bildirilmiştir.

12-48 saat içinde karaciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Ancak klinik semptomlar dozun alınmasından 1-6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir.

•Hepatoksisite riskinden ötürü, parasetamol, tavsiye edilenden daha yüksek dozlardaya da daha uzun süreli alınmamalıdır. Hafif veya orta şiddette karaciğer yetmezliği(Child-Pugh kategorisi < 9) olan hastalar, parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.

• Terapötik dozlarda parasetamol uygulaması sırasında serum alanin aminotransferaz (ALT)düzeyi yükselebilir.

• Terapötik dozlarda parasetamol ile hepatik oksidatif stresi arttıran ve hepatik glutatyonrezervini azaltan ilaçları eş zamanlı kullanımı, alkolizm, sepsis veya diabetes mellitus gibiçeşitli durumlar hepatik toksisite riskinde artışa neden olabilir.

3

/17

• Sepsis gibi glutatyon eksikliği olan hastalarda, parasetamol kullanımı metabolik asidozriskini artırabilir. Ciddi bir enfeksiyonunuz varsa bu metabolik asidoz riskini artırabilir.Metabolik asidoz belirtileri şunlardır:

o Derin, hızlı ve zorlanarak nefes alıp vermek o Mide bulantısı ve kusmao İştahsızlık

•Glutatyon seviyesi azalmış, düzenli alkol kullanan, anoreksik, düşük vücut kütleindeksi olan ya da beslenme yetersizliği olan kişilerde karaciğer fonksiyonbozukluğu/hasarı tespit edilmiştir. Bu durumlar mevcutsa dikkatli kullanılmalıdır.

• Yüksek dozlarda parasetamolün uzun süreli kullanılması böbrek hasarına neden olabilir.

• Glukoz 6 fosfat dehidrojenaz eksikliği olanlarda dikkatli kullanılmalıdır. Seyrek olarakhemoliz vakaları görülebilir.

• Gilbert sendromu olan hastaların parasetamol kullanması, sarılık gibi klinik semptomlarave daha belirgin hiperbilirubinemiye neden olabilir. Bu nedenle, bu hastalar parasetamolüdikkatli kullanmalıdırlar.

• Miyokardın sempatomimetik ilaçlara karşı duyarlılığını artıran anesteziklerin kullanıldığıdurumlarda fenilefrin içeren preparatlar kullanılmamalıdır.

• Ameliyatlarda, halojenli anestezikler kullanılması durumunda, hipertansif kriz riskiartacağından TERAGRİP ile tedaviyi birkaç gün önce durdurmak tavsiye edilir.

• Fenilefrinin olası vazokonstriktif etkisi nedeniyle, kardiyovasküler hastalığı olan 70 yaşınüstündeki hastalarda dikkatli olmak gerekir.

• Tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointeshastalarında kullanımından kaçınılmalıdır.

• Renal yetmezlik

• Hepatik yetmezlik

• Akut hepatit

• Kronik malnutrisyon ve dehidrasyon

• Kardiyovasküler sistem hastalıkları

• Bronşiyal astım

• Serebral ateroskleroz

• Diabetes Mellitus

• Hemolitik anemi

• Hipertansiyon

• İdiyopatik ortostatik hipotansiyon

• Prostat hipertrofisi, üriner retensiyon yatkınlığı olabilir.

• Tiroid fonksiyon bozukluklarında kullanımından kaçınılmalıdır.

• TERAGRİP, 12 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır.

• 5 günden uzun süreli kullanılmamalıdır. Tedavi kesilmelidir ve doktora danışılmalıdır.Akut alevlenmeler dışında fenilefrin kronik rinit tedavisinde kullanılmamalıdır.

Aşağıdaki durumlarda doktora danışılmalıdır:

• Astım, amfizem ya da kronik bronşit gibi nefes alma problemleri varsa

• Semptomlar 3-5 gün içinde düzelmezse ya da eşlik eden yüksek ateş varsa, ateş 3 gündenuzun sürmüşse, kurdeşen ya da inatçı baş ağrısı varsa

Bunlar daha ciddi bir durumun işareti olabilir.

• Fenilefrin, profesyonel sporcular için doping testlerinde yanlış pozitif sonuç verebilir.

4

/17

• TERAGRİP laktoz monohidrat içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktozyetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacıkullanmamaları gerekir.

• TERAGRİP, kinolin sarısı ve titanyum dioksit içermektedir. Bu maddeler alerjikreaksiyonlara sebep olabilir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Ürün içeriğindeki her bir maddenin neden olabileceği ilaç etkileşimleri iyi bilinmektedir ve aşağıda listelenmiştir. Bunların kombine kullanım yoluyla değişebileceğine dair bir işaretyoktur.

Parasetamol


Parasetamolün ilaç-ilaç etkileşimleri genellikle minördür ve ancak, diğer ilacın terapötik indeksi düşük (örneğin varfarin ve kumarin) ya da antikonvülsif ilaç olması durumundaönem kazanır.

Parasetamolün non steroidal antienflamatuar ilaçlarla (NSAİ) birlikte kullanılması, NSAİ'ların böbreklerdeki olumsuz etkilerini arttırabilir.

Birden fazla ağrı kesiciyle kombinasyon tedavisinden kaçınılması önerilmektedir. Bunun hastaya ekstra bir fayda sağladığını gösteren çok az kanıt vardır ve genelde istenmeyenetkilerde artışa yol açmaktadır.

Parasetamol ile, kafein ve opiatlar gibi diğer analjezikler arasında farmakodinamik etkileşimler bulunmuştur.

Probenesid, parasetamolün metabolizmasını engeller. Birlikte kullanan hastalarda parasetamol dozu azaltılmalıdır.

Güncel veriler, parasetamolün hepatotoksisitesinin fenobarbital, fenitoin veya karbamazepin gibi antiepileptik ilaçlarla birlikte kullanıldığında artmadığını desteklemektedir.

Tüberküloz tedavisinde kullanılan rifampisin ve isoniazid, parasetamolün karaciğer üzerindeki toksik etkisini artırır.

Parasetamol ve zidovudinin özellikle kronik tedavi süresince birlikte kullanılması nötropeni insidansında artışa yol açabilir. Bu nedenle tıbbi tavsiye olmadıkça, parasetamol zidovudinile birlikte alınmamalıdır.

Parasetamol (veya metabolitleri), K vitaminine bağımlı koagülasyon faktörü sentezinde rol oynayan enzimler ile etkileşir. Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleri arasındakietkileşimler, “uluslararası normalleştirilmiş oran” (International Normalized Ratio, INR)değerinde bir artışa ve kanama riskinde bir artışa neden olabilir. Bu nedenle, oralantikoagülan kullanan hastalar, tıbbi denetim ve kontrol olmadan uzun süreli parasetamolkullanmamalıdırlar. Ara sıra parasetamol kullanımının anlamlı bir etkisi yoktur.

Hepatotoksik maddeler parasetamol akümülasyonunu ve doz aşımı olma riskini arttırabilir. Bazı hipnotikler ve antiepileptik ilaçlar (glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepinvb.) veya rifampisin ve izoniyazid gibi karaciğerde hepatik mikrozomal enzimindüksiyonuna sebep olan ilaçların tek başına kullanıldığında zararsız olan parasetamoldozlarıyla eşzamanlı kullanımı karaciğer hasarı riskini artırabilir. Aşırı alkol tüketimihalinde, terapötik dozlarda bile parasetamol alınması da karaciğer hasarına neden olabilir.Parasetamolün kloramfenikol ile kombinasyon halinde kullanılması, koloramfenikolünyarılanma ömrünü uzatabilir ve dolayısıyla bu ilacın toksisite riskini artırabilir.5-hidroksitriptamin (serotonin) tip 3 reseptör antogonistleri olan tropisetron ve granisetron,farmakodinamik etkileşim ile parasetamolün analjezik etkisini tamamen baskılayabilir.

5/17

Propantelin gibi mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlar, parasetamolün yavaş emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.
Metoklopramid gibi mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar, parasetamolün daha hızlı emilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha hızlı başlamasına neden olabilir.Benzer şekilde domperidon parasetamolün absorbsiyon hızını artırabilir.
Parasetamol, lamotrijin karaciğerde metabolizmasını olası indüklemesine bağlı olarak biyoyararlanımını azaltarak etkisinde azalmaya neden olabilir.
Parasetamol emilim hızı metoklopramid ya da domperion ile artabilir ve kolestramin ile azalabilir. Kolestramin bir saat sonra verilmelidir.
St. John's Wort

(Hypericum perforatum -

sarı kantaron) parasetamolün kan düzeylerini azaltabilir.
Parasetamol fosfotungstik ürik asit testlerini etkileyebilir.

Besinlerle birlikte alındığında parasetamolün emilim hızı azalabilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Pediyatrik popülasyon

Pediyatrik popülasyon için etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

Fenilefrin hidroklorür


TERAGRİP, monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI) (maklobemid dahil) kullanan ya da son iki hafta içinde kullanmış olan hastalar için kontrendikedir. Fenilefrin, MAOI'lerinetkisini potansiyalize ederek hipertansif krizi tetikleyebilir.
Fenilefrinin diğer sempatomimetik ilaçlarla ya da trisiklik antidepresanlarla (amitriptilin gibi) birlikte kullanımı kardiyovasküler yan etki riskini arttırabilir.

Fenilefrin, betablokerlerin ve diğer antihipertansif ilaçların (debrisokin, guanetidin, rezerpin, metildopa gibi) etkinliğini azaltabilir. Hipertansiyon ve diğer kardiyovasküler yan etkilerartabilir.
Fenilefrin ile digoksin ve diğer kardiyak glikozitlerin birlikte kullanımı, düzensiz kalp atışı ya da kalp krizi riskini arttırabilir.

Fenilefrin ile ergo alkoloitlerinin (Ergotamin ve metilserjit) ile birlikte kullanımı ergotizm riskini arttırabilir.

Fenilefrin; monoamin oksidaz (MAO) inhibitörleri (maklobemid dahil), alfa- ve beta-blokerler ve antihipertansifler (debrisokin, guanetidin, rezerpin), fenotiyazin tipi antihistaminler (örneğin prometazin), bronkodilatör sempatomimetikler, trisiklikantidepresanlar (örneğin imipramin, amitriptilin), guanetidin ya da atropin, dijitalis,Rauwolfia alkaloidleri, indometazin, metildopa, diğer santral sinir sistemi uyarıcıları veolasılıkla teofilinle etkileşime girebilme potansiyeline sahiptir.

Oksitosik ilaçlarla birlikte kullanılan fenilefrinin pressör etkisinin arttığı, bazı genel anestetiklerle birlikte kullanılan fenilefrinin ender de olsa aritmi riski oluşturduğubildirilmiştir. İntravenöz ergo alkaloidi (Ergotamin ve metilserjit) kullanan hastalarda kanbasıncının aşırı yükselme olasılığı vardır. Digoksin ve kardiyak glikozitler düzensiz kalpatışı ve kalp krizi riskini artırır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Pediyatrik popülasyon

Pediyatrik popülasyon için etkileşim çalışması bulunmamaktadır.

6/17

Klorfeniramin maleat


Klorfeniramin gibi antihistaminler, barbitüratlar, opioid analjezikler, antikonvülsanlar, antidepresanlar (trisiklik ve MAOI), diğer antihistaminler, antiemetikler, antipsikotikler,anksiyolitikler, hipnotikler, alkol ve diğer santral sinir sistemi (SSS) depresanlarının(sempatomimetikler, antidepresanlar) etkilerini artırabilir.

Atropin, trisiklik antidepresanlar ve MAO inhibitörlerinin antimuskarinik etkilerini artırabilir.

Klorfeniramin antikolinerjik aktiviteye sahip olduğundan, antikolinerjik etkiler (ör. bazı psikotrop ilaçlar, atropin ve üriner inkontinens tedavisinde kullanılan ilaçlar) bu ilaçlarartabilir. Bunun sonucunda taşikardi, ağız kuruluğu, gastrointestinal rahatsızlıklar (ör.kolik),üriner retensiyon ve baş ağrısı görülebilir.

Klorfeniramin, fenitoin metabolizmasını inhibe eder, bu nedenle fenitoin toksisitesine neden olabilir.

Antihistaminikler derideki histamin yanıtını baskılayabileceği için alerji testleri yapılmadan birkaç gün önce kesilmelidir.Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Pediyatrik popülasyon

Pediyatrik popülasyon için etkileşim çalışması bulunmamaktadır.4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi: CÇocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

TERAGRİP'in çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/doğum kontrolü üzerinde etkisi için çalışma bulunmamaktadır.Gebelik dönemi

Gebe kadınlarda yapılan epidemiyolojik çalışmalar önerilen dozlarda oral parasetamol kullanımına bağlı olumsuz etkisi olduğunu göstermemektedir. Oral uygulama ile yapılanüreme çalışmaları herhangi bir malformasyon ya da fetotoksisite (bkz. 5.3) belirtisigöstermemiştir. Normal kullanım şartlarında, parasetamol gebelik süresince yarar-risk oranıdeğerlendirilerek kullanılabilir.

Fenilefrinin gebe kadınlarda kullanımına ait data sınırlıdır. Fenilefrin kullanımı ile birlikte uterus üzerine vazokonstriksiyon ve uterus kan akışının azalması sonucu fetal hipoksigörülebilir. Gebelik sırasında fenilefrin kullanımından kaçınılmalıdır.

İnsan epidemiyolojik datası klorfeniramin ve konjenital malformasyonlar arasında bağlantı gözlenmemiştir. Bununla birlikte kontrollü klinik çalışmaların olmamasına bağlı olarakgebelik sırasından klorfeniramin kullanımından kaçınılmalıdır.

TERAGRİP'in gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik, embriyonal/fetal gelişim, doğum ya da doğum sonrasıgelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelik potansiyel riskbilinmemektedir.

TERAGRİP, gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.Laktasyon dönemi

Emziren annelerdeki farmakokinetik bir çalışmada 650 mg'lık dozun %1'inden azı anne sütünde saptanmıştır. Benzer sonuçlar diğer çalışmalarda da bulunmuştur. Bu nedenleemziren anne tarafından terapötik dozların alınması bebek üzerinde bir risk oluşturmaz.

7/17

Fenilefrinin anne sütüne geçip geçmediğine dair mevcut data bulunmamaktadır. Emzirme döneminde fenilefrin kullanımından kaçınılmalıdır.

Klorfeniramin maleat anne sütüne önemli miktarda geçer; bu düzeyde ilacın bebek için zararlı etki oluşturduğu bilinmemekle birlikte beraber kullanılmaması önerilir. Klorfeniramin maleatve diğer antihistaminikler laktasyonu inhibe edebilir.

Emzirme döneminde fenilefrin kullanımından kaçınılmalıdır.

TERAGRİP gerekli olmadıkça emzirme döneminde kullanılmamalıdır.

Üreme yeteneği (Fertilite)

Parasetamol ile hayvanlarda yapılan kronik toksisite araştırmalarında parasetamolün testiküler atrofiye neden olduğu ve spermatogenezi inhibe ettiği bildirilmiştir. İnsanlarda fertiliteüzerindeki etkisini araştıran yeterli çalışma bulunmamaktadır. Bazı çalışmalarda nonsteroidalantienflamatuvar ilaçların fertilite üzerine engelleyicei etkisi olduğu bildirilmekle birliktekesin sonuca varılamamıştır. Klorfeniramin ile preklinik çalışmalar, tedavi edici dozlardafertilite üzerine zararlı bir etkisi olduğunu göstermemiştir.

Fenilefrin ile üreme toksikolojisi üzerine yeterli çalışma bulunmamaktadır.

TERAGRİP'in üreme yeteneği üzerine etkisi ile ilgili klinik çalışma yoktur.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

TERAGRİP uyuşukluğa neden olabilir. Bu nedenle hastalar araç veya makine kullanırken dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdırlar. Uyku hali, sedatifler, trankilizanlar ve alkollüiçeceklerin kullanımıyla artabilir.

4.8. İstenmeyen etkiler

Uyuşukluk, sersemlik, ağız veya boğaz kuruluğu, baş ağrısı, uykusuzluk, irritabilite ve asabiyet, taşikardi ve palpitasyonlar, en sık bildirilen yan etkilerdir. Özellikle çocuklarda,bazen huzursuzluk ve uyku bozuklukları ortaya çıkabilir.

Kabızlık, ishal veya şişkinlik dahil gastrointestinal bozukluklar görülebilir; bulantı ve kusma bildirilmiştir.

Şu terimler ve sıklık dereceleri kullanılmıştır:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor)

Parasetamol

Parasetamolün istenmeyen etkileri genellikle hafiftir. 10 g'ın üzerinde alınması durumunda toksisite görülmesi muhtemeldir.

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Seyrek: Çok miktarda alındığında anemi, methemoglobinemi, uzun süreli kullanımda hemolitik anemiye bağlı trombositopeni, trombositopenik purpura, lökopeni, nötropeni vepansitopeni gibi kan sayım değişiklikleri

Bu yan etkiler parasetamol ile neden-sonuç ilişkisi içinde değildir.

Çok seyrek: Agranülositoz, trombositopeni

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Seyrek: Alerjik reaksiyonlar, anaflaksi Çok seyrek: Lyell sendromu

8

/17

Bilinmiyor: Bronkospazm, pozitif alerji testi, immün trombositopeniSinir sistem hastalıkları

Yaygın: Baş ağrısı, baş dönmesi, somnolans, parestezi

Bilinmiyor: Santral sinir sistemi stimülasyonu, ensefelopati, insomia, tremorSolunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

Yaygın: Üst solunum yolu enfeksiyon belirtileri

Seyrek: Analjezik astım sendromu da dahil astım ve bronkospazm

Çok seyrek: Aspirin ve diğer nonsteroid antienflamatuar ilaçlara karşı duyarlılığı olan hastalarda bronkospazmGastrointestinal hastalıklar

Yaygın: Bulantı, kusma, dispepsi, flatulans, karın ağrısı, konstipasyon Yaygın olmayan: Gastrointestinal kanamaSeyrek: İshalHepatobilier hastalıklar

Seyrek: Çok miktarda alındığında hepatik bozukluk, karaciğer enzimlerinin yükselmesi Çok seyrek: Hepatik disfonksiyonDeri ve deri altı doku hastalıkları

Seyrek: Ürtiker, deri döküntüsü, kaşıntı, alerjik ödem ve anjiyoödem, akut generalize eksantematöz püstülozis, eritema multiform, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermalnekroliz (fatal sonuçlar dahil)

Bu belirti ilacın kesilmesiyle kaybolur.Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Yaygın olmayan: Parasetamolün terapötik dozlarını takiben nefrotoksik etkileri yaygın değildir. Uzun süreli uygulamada papiler nekroz bildirilmiştir.

Asetilsalisilik asiti tolere edemeyen hastalar (örneğin astım hastaları), yaygın olarak (%5-10) parasetamole reaksiyon gösterebilir.Fenilefrin hidroklorür

Fenilefrinle yapılan klinik çalışmalarda gözlenen en yaygın advers olaylar aşağıda belirtilmiştir.Endokrin hastalıkları

Bilinmiyor: Fenilefrinin sempatomimetik etkisine bağlı ilave advers etkiler görülebilir. Bunlar kan basıncının (özellikle hipertansif hastalarda) yükselmesi, refleks bradikardi,midriazis (glokom üzerine etki ile), metabolik fonksiyonun endokrin ve diğer düzenleyicileriüzerindeki etkileri içerebilir.Psikiyatrik hastalıklar

Bilinmiyor: Sinirlilik, irritabilite, huzursuzluk ve heyecanlanma

9/17Sinir sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: İnsomnia, baş ağrısı, baş dönmesi

Kardiyak hastalıkları

Bilinmiyor: Kan basıncının (özellikle hipertansif hastalarda) yükselmesi, refleks bradikardi

Gastrointestinal hastalıklar

Bilinmiyor: Bulantı, kusma

Pazarlama sonrasında tanımlanan advers olaylar aşağıda tanımlanmıştır. Bu advers olayların sıklığı bilinmiyor fakat büyük olasılıkla seyrek olduğu düşünülmektedir.

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Bilinmiyor: Alerjik reaksiyonlar (ör:raş, ürtiker, alerjik dermatit), diğer

sempatomimetiklerle oluşabilecek çapraz duyarlılığın dahil olduğu hipersensitivite reaksiyonlarıdır.

Göz hastalıkları

Bilinmiyor: Midriyazis, akut açılı glokom (kapalı açılı glokomu olanlarda görülmesi daha olasıdır.)

Kardiyak hastalıklar

Bilinmiyor: Taşikardi, palpitasyon

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Bilinmiyor: Dizüri, üriner retansiyon, bu daha çok mesane çıkış obstrüksiyonuyla meydana gelir, prostatik hipertrofi gibi.

Miksiyon başlangıcında zorlanma ve damla, ağrılı idrar yapma bildirilmiştir.

Fenilefrin kap atım hızında hafif bir artışa yol açabilir. Nadiren baş dönmesi, baş ağrısı, hipertansiyon ve huzursuzluk bildirilmiştir.

Klorfeniramin maleatKan ve lenf sistemi hastalıkları

Seyrek: Anemi, hemolitik anemi, methemoglobinemi, trombositopeni, trombositopenik purpura, lökopeni, nötropeni, pansitopeni, agranülositoz

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Seyrek: Anoreksi

Psikiyatrik hastalıklar

Seyrek: Depresyon, kabuslar, insomnia

Sinir sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: Baş ağrısı, sedasyon, çocuklarda paradoksikal eksitasyon, yaşlılarda konfüzyonal psikoz

Seyrek: Baş dönmesi, iritabilite, konsantre olamama

Göz hastalıkları

Seyrek: Bulanık görme

10Kulak ve iç kulak hastalıkları

Seyrek: Tinnitus

Kardiyak hastalıklar

Seyrek: Taşikardi, palpitasyon, aritmi, hipotansiyon

Vasküler hastalıklar

Hipertansiyon

Solunum göğüs bozuklukları ve ıııediastinal hastalıkları

Seyrek: Bronşial sekresyonda kalınlaşma

Gastrointestinal hastalıklar

Bilinmiyor: Ağız kuruluğu

Seyrek: Bulantı, kusma, dispepsi, karın ağrısı, diyare

Hepato-biliyer hastalıkları

Seyrek: Sarılık dahil hepatit

Deri ve derialtı doku hastalıkları

Bilinmiyor: Ürtiker, eksfoliyatif dermatit dahil alerjik reaksiyonlar, fotosensitivite, deri reaksiyonları

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Bilinmiyor: Kas seyirmesi ve inkoordinasyonu

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Bilinmiyor: Üriner retansiyon

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Seyrek: Halsizlik, göğüs sıkışması

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.

(www.titck.gov.tr;[email protected]. Doz aşımı ve tedavisi

Parasetamol

Parasetamolü 10 g'dan fazla alan yetişkinlerde karaciğer hasarı olasılığı yüksektir. Dahası, aşırı dozun zararı siroz olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür.Çocuklarda aşırı dozu takiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha nadirdir. Karaciğerhücre hasarı ile birlikte parasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olanparasetamol yarı ömrü genellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. 14C-aminopirindensonra 14CO2 atılımında azalma bildirilmiştir. Bu; plazma parasetamol konsantrasyonu veyayarı ömür, veya konvansiyonel karaciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol

11

/17

aşırı dozajı ile karaciğer hücre hasarı arasında daha iyi ilişki kurar. Parasetamole bağlı fulminant karaciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tübüler nekrozdan dolayı böbrekyetmezliği oluşabilir. Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden fulminantkaraciğer yetmezliği olan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir.Nadiren, ilaç aldıktan 2-10 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesi ile birlikte renaltübüler nekroz oluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımınınakut pankreatit gelişmesine katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten,parasetamolün günlük aşırı miktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkilerbildirilmiştir.

Semptomlar parasetamol doz aşımından sonraki 24 saat içinde solgunluk, bulantı, kusma ve anoreksi şeklindedir. Abdominal ağrı, 24 ila 48 saatte görülemeyen ve bazen ilacın alımınıtakiben 4 ila 6 gün görülmeyen karaciğer hasarının ilk göstergesi olabilir. Karaciğer hasarıgenellikle ilaç alımını takiben maksimum 72-96 saatlerde görülür. Glukoz metabolizmasıanormallikleri ve metabolik asidoz ortaya çıkabilir. Akut renal yetmezlik ve akut tubulernekroz şiddetli karaciğer hasarı olmasa bile gelişebilir. Kardiyak aritmi ve pankreatitraporlanmıştır.
Parasetamol ile doz aşımı karaciğer hasarı, ensefalopati, koma ve ölüme neden olabilir. Özellikle yaşlılarda, küçük çocuklarda, karaciğer hastalarında, kronik alkolizmde, kronikmalnutrisyon hastalarında ve enzim indükleyici alan hastalarda zehirlenme riski vardır.

Tedavi: Solgunluk, anoreksi bulantı ve kusma parasetamol doz aşımının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekroz parasetamol doz aşımının dozla ilişkili komplikasyonudur.Hepatik enzimler yükselebilir ve protrombin süresi 12 ila 48 saat içinde uzar, fakat kliniksemptomlar ilacın alımını takiben 1 ila 6 gün görülmeyebilir. Akut doz aşımındaparasetamol, hepatotoksik etki gösterebilir, karaciğer nekrozuna bile neden olabilir.Karaciğer hasarı genellikle aşırı doz alımını takiben maksimum 72-96 saatte gerçekleşir.Hastayı gecikmiş hepatotoksisiteye karşı korumak için parasetamol aşırı dozajı hementedavi edilmelidir. Bunun için, absorbsiyonu azaltmayı (gastrik lavaj veya aktif kömür)takiben intravenöz N-asetilsistein veya oral metionin vermek doz aşımından 48 saatsonrasına kadar yararlıdır. Eğer hasta kusuyorsa veya aktif kömür ile konjuge edilmişsemetionin kullanılmamalıdır. Doruk plazma konsantrasyonları aşırı dozu takiben 4 saatekadar gecikebilir. Bu nedenle hepatotoksisite riskini belirlemek için plazma parasetamoldüzeyleri ilaç alımından en az 4 saat sonrasına kadar ölçülmelidir. Ek tedavi (ilave oralmetionin veya intravenöz N-asetilsistein) kan parasetamol içeriği ve ilaç alımından berigeçen süre ışığı altında değerlendirilmelidir. Hepatik enzim indükleyici ilaçlar alanhastalarda, uzun süredir alkol bağımlısı olanlarda, veya kronik olarak beslenme eksikliğiolanlarda N-asetilsistein ile tedavi eşiğinin %30-50 düşürülmesi önerilir, çünkü bu hastalarparasetamolün toksik etkilerine karşı daha duyarlı olabilirler. Parasetamol aşırı dozajınıtakiben gelişebilecek fulminant karaciğer yetmezliği tedavisi uzmanlık gerektirebilir.

Aktif kömür uygulaması ve dolaşım ve solunumun izlenmesi yararlı olabilir. Konvülsiyon durumunda diezepam uygulanabilir.

Fenilefrin hidroklorür

Semptomlar: Özellikle çocuklarda olmak üzere ajitasyonun izlediği uyku hali, görme bozuklukları, bulantı, kusma, baş ağrısı, dolaşım bozuklukları, koma, konvülsiyonlar,davranış değişiklikleri, hipertansiyon ve bradikardi, antihistaminiğin parasempatolitiketkisiyle fenilefrinin sempatomimetik etkisinin karşılıklı olarak güçlenmesine bağlı olarakgörülebilen semptomlardır.

12

/17

Fenilefrinin doz aşımı advers reaksiyonlar altında listelenen etkilerle benzerdir. Ek semptomlar hipertansiyon ve olası refleks bradikardisini içerebilir. Ciddi olgulardakonfüzyon, halüsinasyonlar, nöbetler ve aritmiler meydana gelebilir.

Bununla birlikte ciddi fenilefrin toksisitesi yaratmak için gerekli miktar parasetamolle ilişkili toksisiteye neden olan miktarlardan daha fazla olacaktır.

Tedavi: Tedavi klinik olarak uygun olmalıdır. Tedavi erken gastrik lavaj ve semptomatik ve destekleyici önlemleri kapsar. Hipertansif etki fentolamin gibi alfa bloke edici ilaçlarlatedavi gerektirir. Konvülsiyon olması durumunda diazepam uygulanabilir.

Klorfeniramin maleat

Semptomlar: Sedasyon, SSS paradoksal stimülasyonu, toksik psikoz, nöbet, apne, konvülsiyonlar, antikolinerjik etkiler, distonik reaksiyonlar ve aritmi dahil kardiyovaskülerkolaps

Tedavi: Gastrik lavaj veya ipeka şurubuyla emezis yoluyla tedaviye başlanmalıdır. Ardından aktif kömür ve katartikler uygulanarak absorbsiyonu azaltılır. Diğer semptomatik vedestekleyici önlemler kalp, solunum, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ve sıvı-elektrolitdengesine göre özel dikkatle uygulanmalıdır.

Hipotansiyon ve aritmiler tedavi edilmelidir. SSS konvülsiyonları IV diazepam ile tedavi edilebilir. Ciddi durumlarda hemoperfüzyon kullanılabilir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER

5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Solunum sistemi, öksürük ve soğuk algınlığı preparatları ATC kodu: R05X

Parasetamol etkin bir ağrı kesici ve ateş düşürücüdür. Parasetamolün terapötik etkilerinin, siklooksijenaz enziminin inhibisyonu sonucu prostaglandin sentezinin inhibisyonuna bağlıolduğu düşünülmektedir. Parasetamolün periferik siklooksijenaza oranla santralsiklooksijenaz üzerine daha etkili inhibitör olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Parasetamolünanaljezik ve antipiretik özellikleri vardır fakat sadece zayıf anti-enflamatuvar özelliklergösterir. Bu durum; enflamatuvar dokuların diğer dokulara oranla daha yüksek seviyelerdehücresel peroksidler içermesi ve bu hücresel peroksidlerin parasetamolün siklooksijenazinhibisyonunu önlemesiyle açıklanabilir. Trombosit agregasyonunu inhibe etmez, protrombincevabını ve hemostazı etkilemez.

Fenilefrin hidroklorür, başlıca alfa adrenerjik reseptörler üzerine direkt etkisi olan sempatomimetik bir maddedir. Bir nazal dekonjestan olarak terapötik dozlarda kalpte betaadrenarjik reseptörler üzerine ve santral sinir sistemi üzerine önemli bir stimülan etkisiolmadan üst solunum yolu mukozalarındaki şişkinliği giderir, vazokonstriktör etkisi ile burunve sinüslerdeki tıkanıklıkları hafifletir.

Klorfeniramin maleat; H1-reseptörleri üzerine etkili antihistaminik (antiallerjik) bir madde olup, solunum yolu bozuklukları ile birlikte başlıca alerjik semptomlarda rahatlama sağlar.Kılcal damarlardaki geçirgenliği azaltarak burun akıntısı, aksırma, gözde sulanma ve kaşıntıgibi belirtileri giderir. Ilımlı sedasyona neden olabilir ve ayrıca antimuskarinik aktiviteyesahiptir.

135.2. Farmakokinetik özelliklerParasetamol

Genel özellikler

Parasetamolün absorpsiyonu başlıca ince barsaklardan olur.

Emilim

: Parasetamol, mide-barsak kanalından hızla ve tam olarak pasif difüzyon ile emilir; plazmadaki en yüksek konsantrasyonları formülasyona bağlı olarak genellikle oraluygulamadan sonra 30 ila 90 dakika arasında elde edilir. Gastrik boşalma, oral uygulananparasetamol absorpsiyonu için hız sınırlayıcı bir basamaktır. Parasetamol değişken bir orandailk geçiş metabolizmasına uğradığı için oral uygulamadan sonra sistemik dolaşımda tamolarak bulunmaz. Erişkinlerdeki oral biyoyararlanımının uygulanan parasetamol miktarınabağlı olduğu görülmektedir. Oral biyoyararlanım 500 mg'lık dozdan sonra %63 iken, 1 veya2 g (tablet formu) dozundan sonra yaklaşık %90'a yükselir.

Dağılım: P

arasetamol birçok vücut sıvısına eşit miktarda dağılır; tahmini dağılım hacmi 0.95 l/kg'dır. Parasetamol plasentaya ve anne sütüne geçer; ancak terapötik dozları takibenparasetamol plazma proteinlerine önemli oranda bağlanmaz.

Çocuklardaki dağılım kinetiği (Vd/F) erişkinlerdekine benzerdir.

Biyotransformasyon

: Parasetamol karaciğerde metabolize olur ve insanda çok sayıda metabolitleri tanımlanmıştır. İdrarla atılan majör metaboliti glukuronid ve sülfat konjugatıdır.Parasetamolün %10 kadarı minör bir yolla sitokrom P-450 karma fonksiyonlu oksidazsistemi (—başlıca CYP2E1 ve CYP3A4) ile reaktif bir metabolit olan asetamidokinonadönüşür. Bu metabolit hızla indirgenmiş glutatyon ile konjuge olur ve sistein ve merkaptürikasit konjugatları şeklinde atılır. Büyük miktarlarda parasetamol alındığında hepatik glutatyonazalabilir ve vital hepatoselüler makromoleküllerine kovalan olarak bağlanan hepatositasetamidokinonun aşırı birikmesine yol açar. Bu da doz aşımı durumunda görülebilen hepatiknekroza yol açar.

Eliminasyon

: Tek dozu (1000 mg i.v.) takiben parasetamolün total vücut klerensi yaklaşık 5 ml/dak/kg'dır. Parasetamolün renal klerensi idrar akış hızına bağlıdır, fakat pH'ya bağlıdeğildir. Uygulanan ilacın %4'ten daha azı değişmemiş parasetamol halinde atılır. Sağlıklıbireylerde terapötik dozun yaklaşık %85-95'i 24 saat içinde idrar ile atılır. Eliminasyonyarılanma ömrü 1-3 saattir.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:

Reaktif parasetamol metabolitlerinin karaciğer hücre proteinlerine bağlanması, hepatoselüler hasara sebep olur. Terapötik dozlarda, bumetabolitler, glutatyon tarafından bağlanır ve nontoksik konjugatlar oluştururlar. Ancakmasif doz aşımı halinde, karaciğerin (glutatyon oluşumunu kolaylaştıran ve teşvik eden) SH-donörleri deposu tükenir; ilacın toksik metabolitleri karaciğerde birikir ve karaciğer hücrenekrozu gelişir ve bu da karaciğer fonksiyonunda bozulmaya ve giderek hepatik komayakadar ilerler.

Pozolojiye uygun kullanıldığında farmakokinetiği doğrusaldır.

Fenilefrin hidroklorür

Emilim

: Monoaminoksidazlar nedeniyle gastrointestinal sistemden düzensiz emilir.

Dağılım:

Oral yoldan alındığında nazal konjestan olarak etkinliğini korur, ilaç dağılımı sistemik dolaşım aracılığıyla nazal mukozanın vasküler tabakasına dağılır. Pik plazmadeğerlerine 45 dk - 2 saat arasında ulaşılır. Dağılım hacmi (Vd) başlangıç: 26-61; kararlıdurum dağılım hacmi (Vdss) 184-543 L (ortalama: 340 L)

14

/17

Biyotransformasyon:Eliminasyon: F

enilefrin başlıca inaktif metabolitleri halinde idrarla atılır. Eliminasyonj- yarıömrü alfa fazı yaklaşık 5 dk ve terminal faz 2-3 saattir.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:Klorfeniramin maleat

Emilim

: Klorfeniramin, mide-barsak kanalından nispeten yavaş emilir. Oral uygulama sonrası en yüksek plazma konsantrasyonlarına 2.5-6 saat içinde erişilir. Biyoyararlanımı %25-50oranındadır.

Dağılım: D

olaşımda bulunan klorfeniraminin %70'i proteinlere bağlı haldedir. Klorfeniramin vücutta, santral sinir sistemi de dahil olmak üzere, geniş oranda dağılır.

Biyotransformasyon

: Karaciğerde belirgin oranda ilk-geçiş metabolizmasına uğrar.

Klorfeniramin yüksek oranda metabolize edilir. Metabolitleri desmetil ve didesmetil klorfeniramindir. Biyotransformasyonun 4-6 saat sürdüğü raporlanmıştır. Bu sürefarmakokinetik parametrelerden tahmin edilenden daha kısadır. Çocuklarda, daha hızlı veyaygın emilim, daha hızlı klerens ve daha kısa bir yarılanma ömrü bildirilmiştir.

Eliminasyon:

Klorfeniraminin farmakokinetiğinde belirgin bireysel farklılıklar

bulunmaktadır; yarı ömrü 2-43 saat arasında olmasına karşın ortalama 4-6 saat sürdüğü bildirilmiştir. Değişmeyen ilaç ve metabolitleri başlıca idrar yoluyla atılır.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

TERAGRİP ile mevcut preklinik çalışma bulunmamaktadır. Etkin maddeler parasetamol, fenilefrin hidroklorür ve klorfeniramin maleat toksisitesi iyi dökümante edilmiştir.

TERAGRİP tedavi edici dozlarda insanlarda, parasetamol ile (i) güvenlik farmakoloji, tekrarlayan doz toksisitesi, genotoksisite, karsinojenite ve üreme toksisitesi çalışmaları (ii)fenilefrin hidroklorür ile tekrarlayan doz toksisitesi, genotoksisite ve karsinojenite çalışmaları,(iii) klorfeniramin ile tekrarlayan doz toksisitesi, genotoksisite, karsinojenite ve üremetoksisitesi çalışmalarına dayanarak herhangi bir özel bir zarar göstermemiştir. Doz aşımı ciddihepatotoksisiteye neden olabilir.

Parasetamol

Akut Toksisite

Parasetamol yetişkin sıçanlara ve kobaylara oral yoldan verildikten sonra hafif toksik olduğu saptanmıştır. Farelerde ve yenidoğan sıçanlarda önemli oranda daha fazla toksik olmasınınsebebi ise, muhtemelen, farelerde maddenin farklı bir metabolizmasının bulunması veyenidoğan sıçanlarda hepatik enzim sisteminin olgunlaşmamış olmasıdır.
Köpekler ve kedilere daha yüksek dozlarda verildiğinde kusmaya sebep olmuştur. Bu nedenle bu hayvan cinslerinde oral LD50 değeri saptanamamıştır.

Kronik Toksisite
Toksik dozların verilmesinin ardından deney hayvanlarında yavaş kilo artışı, diürez, asidüri ve dehidratasyon ile enfeksiyonlara karşı duyarlılık artışı gibi etkiler gözlenmiştir. Otopsisırasında, abdominal organlarda kan akımı artışı, intestinal mukoza iritasyonu gözlenmiştir.Mutojenik ve Tümörojenik Potansiyeli

Sıçanlarda, hepatotoksik doz düzeyinde potansiyel bir genotoksisite gözlenmiş ve bu bulgu doğrudan bir DNA hasarı olarak değil, hepatoksisite/miyelotoksisitenin dolaylı bir sonucu

15

/17

olarak açıklanmıştır. Dolayısıyla, bir eşik doz varsayılabilir.

Diyeti 6.000 ppm'e kadar olan erkek sıçanlarda yapılan 2 yıllık bir çalışmada parasetamolün karsinojenik aktivitesine ilişkin herhangi bir bulgu bildirilmemiştir. Mononükleer hücrelösemisi insidansının artması nedeniyle dişi sıçanlarda bazı karsinojenik aktivite bulguları sözkonusudur. Diyeti 6.000 ppm kadar olan farelerde yapılan 2 yıllık bir çalışmada iseparasetamolün karsinojenik aktivitesini gösteren herhangi bir bulgu saptanmamıştır.

Üreme Toksisitesi

İnsanlarda kapsamlı kullanımdan sonra embriyotoksik veya teratojenik riskte bir artış gözlenmemiştir. Parasetamol hamilelik dönemlerinde de sıklıkla alınmakta olup, gerekhamileliğin seyri gerekse doğmamış çocuk üzerinde herhangi bir olumsuz etki görülmemiştir.Hayvanlarda yapılan kronik toksisite araştırmalarında parasetamolün testiküler atrofiye nedenolduğu ve spermatogenezi inhibe ettiği bildirilmiştir.

Fenilefrin hidroklorür

Yeterli klinik öncesi deneyim bulunmamaktadır.

Klorfeniramin maleat

Yeterli klinik öncesi deneyim bulunmamaktadır.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Çekirdek Tablet

Mikrokristalin SelülozKrospovidonPovidon K-30Magnezyum Stearat

Film Kaplama


Opadry II Sarı 31F220000 (Hipromelloz, Kinolin Sarısı (Aluminyum Lake E104), Titanyum Dioksit (E171), Laktoz Monohidrat(inek sütü kaynaklıdır), Polietilen glikol)

6.2. Geçimsizlikler

Bilinen herhangi bir geçimsizliği yoktur.

6.3. Raf ömrü

24 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Karton kutuda, PVC/PVdC-Aluminyum folyo blisterlerde (20 ve 30 film tablet)

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

“Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü” yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.

16

/17

7. RUHSAT SAHİBİ

Pharmactive İlaç San. ve Tic. A.Ş.

Bağcılar-İstanbul

8. RUHSAT NUMARASI

251/92

9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 09.07.2013 Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ


17

/17

İlaç Bilgileri

Teragrip 650 Mg/10 Mg/4 Mg Film Kaplı Tablet

Etken Maddesi: Parasetamol, Fenilefrin Hidroklorür, Klorfeniramin Maleat

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.