Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Corlto 5 Mg Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

CORLTO 5 mg tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Her bir tablette;

Etkin madde:

Prednisolon..................................................................5 mg

Yardımcı maddeler:

Laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklı)....................74 mg

Yardımcı maddeler için bölüm 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Tablet

Beyaz veya beyaza yakın, çentikli, yuvarlak tablet

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlarEndokrin bozukluklar

• Primer ve sekonder adrenokortikal yetmezlik (hidro-kortizon veya kortizon ilk seçenektir;gerekli hallerde sentetik analoglar mineralokortikoidler ile birlikte kullanılabilirler;bebeklerde mineralokortikoid takviyesi özel önem taşır).

• Konjenital adrenal hiperplazi

• Non-süpüratif tiroidit

• Kanserle birlikte görülen hiperkalsemi

Romatizmal hastalıklar

Kısa süre için yardımcı tedavi olarak verilmek üzere (hastanın akut bir hadiseyi veya alevlenmeyi atlatabilmesi için):

• Psoriatik artrit

• Romatoid artrit, juvenil romatoid artrit (seçilmiş vakalar düşük doz idame tedavisigerektirebilir)

• Ankilozan spondilit

• Akut ve subakut bursit

• Akut non-spesifik tenosinovit

• Akut gut artriti

• Posttravmatik osteoartrit

• Osteoartrit sinoviti

• Epikondilit

Kollajen hastalıklar

Bir alevlenme esnasında veya seçilmiş vakalarda idame tedavisi olarak:

1 / 19

• Sistemik lupus eritematosus

• Sistemik dermatomiyozit (polimiyozit)

• Akut romatizmal kardit

Deri hastalıkları

• Pemfigus

• Bullöz herpetiform dermatit

• Şiddetli eritema multiforme (Stevens-Johnson Sendromu)

• Eksfoliatif dermatit

• Mikozis fungoides

• Şiddetli psoriaz

• Şiddetli seboreik dermatit

Alerjik durumlar

Geleneksel tedavinin yeterli miktarına rağmen geçmeyen şiddetli veya faaliyeti engelleyen alerjik durumları kontrol altına almak için:

• Mevsime bağlı veya perennial alerjik rinit

• Bronşial astma

• Kontakt dermatit

• Atopik dermatit

• Serum hastalığı

• İlaç aşırı duyarlılık reaksiyonları

Göz hastalıkları

Göz ve etrafındaki dokuların şiddetli, akut veya kronik, alerjik veya enflamatuar rahatsızlıkları:

• Alerjik konjonktivit

• Keratit

• Alerjik marjinal kornea ülserleri

• Oftalmik herpes zoster

• Irit ve iridosiklit

• Korioretinit

• Anterior segman enflamasyonu

• Diffüz posterior uveit ve koroidit

• Optik nörit

• Sempatik oftalmi

Solunum yolu hastalıkları

• Semptomatik sarkoidoz

• Diğer yöntemlerle tedavi edilemeyen Loeffler sendromu

• Berilioz

2 / 19

• Fulminan veya disemine akciğer tüberkülozu - uygun antitüberkülö kemoterapi ile birliktekullanılarak

• Aspirasyon pnömonisi

Hematolojik bozuklukluklar

• Erişkinde idiopatik trombositopenik purpura

• Erişkinde sekonder trombositopeni

• Kazanılmış (oto-immün) hemolitik anemi

• Eritroblastopeni (kırmızı kan hücresi anemisi)

• Konjenital (eritroid) hipoplastik anemi

Neoplastik hastalıklar

Şunların palyatif tedavisinde:

• Erişkinde lösemiler ve lenfomalar

• Çocuklukta akut lösemi

Ödem durumları

• Üremisiz idiopatik veya lupus eritematosusa bağlı nefrotik sendromda diürezi başlatmakveya proteinüriyi durdurmak için.

Gastro-intestinal hastalıklar

Hastanın, hastalığın kritik bir dönemini atlatabilmesi için:

• Ülseratif kolit

• Rejyonel enterit

Muhtelif

Subaraknoid blok teşekkül etmiş veya etmek üzere olan tüberküloz menenjitde uygun antitüberkülö kemoterapi ile birlikte kullanmak üzere;

• Nörolojik veya miyokardiyal tutulum gösteren trişinozda

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

CORLTO'nun başlangıç dozu, tedavi edilen spesifik hastalığa göre, günde 5-60 mg arasında değişir. Genellikle bölünmüş günlük doz kullanılır. Az şiddetli durumlarda düşük dozlargenellikle yeterli olursa da, seçilmiş hastalarda yüksek inisyal dozlar gerekebilir.Kortikosteroidler kullanılırken aşağıdaki terapötik ilkeler akılda tutulmalıdır:

Kortikosteroidler, antienflamatuvar etkilerinden ötürü palyatif semptomatik tedavi sağlamaktadır. Asla küratif değildirler.

Uygun bireysel doz deneme yanılma ile saptanmalıdır ve hastalığın aktivitesine göre düzenli şekilde yeniden değerlendirilmelidir.

3 / 19

Kortikosteroid tedavisinin uzadığı ve doz artırıldığı zaman, yan etkilerin insidansı artacaktır.

Tatminkar bir cevap alınana kadar başlangıç dozları devam ettirilir veya ayarlanır. Makul bir süreden sonra yeterli klinik cevap yoksa CORLTO kesilerek hasta başka uygun bir tedaviyegeçirilir.

DOZ GEREKSİNMELERİNİN DEĞİŞKEN OLDUĞU VE TEDAVİ EDİLEN HASTALIĞA VE HASTANIN CEVABINA GÖRE KİŞİSEL OLARAK AYARLANMASIGEREKTİĞİ VURGULANMALIDIR.

Olumlu bir cevap alındıktan sonra başlangıç dozunu uygun aralıklarla ve küçük miktarlarla azaltarak, elde edilen yeterli klinik cevabı devam ettirecek en düşük idame dozlarısaptanmalıdır. İlaç dozajının sürekli izlenmesi gerektiği hatırda tutulmalıdır. Dozayarlamalarını gerekli kılan durumlar arasında, hastalık sürecindeki iyileşme ve alevlenmelerebağlı klinik durum değişmeleri, hastanın ilaca verdiği kişisel cevap ve tedavi edilen hastalıkladirekt bir ilişkisi olmadan hastanın streslere maruz kalmasının etkileri sayılabilir ki bu sondurumda CORLTO dozunu, hastanın durumuyla orantılı bir süre için artırmak gerekebilir.Uzun süreli tedavi gerekli ise, gün aşırı günlük doz rejimi düşünülmelidir. Uzun sürelitedaviden sonra ilacı kesmek gerekirse, ani değil kademeli azaltarak kesmek tavsiye edilir(bkz. bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

Sistemik kortikosteroidleri 3 haftadan daha uzun süre boyunca ve fizyolojik dozun (yaklaşık 7,5 mg prednisolon veya eşdeğeri) üzerinde alan hastalarda, ilaç aniden kesilmemelidir.Dozun düşürülme biçimi büyük ölçüde hastalığa göre uygulanmalıdır ve bu karar verilirkensistemik kortikosteroidlerin dozunun düşürülmesi durumunda relaps olasılığı göz önündebulundurulmalıdır. İlacın kesilmesi durumunda hastalık aktivitesinin klinik değerlendirmesigerekebilir. Eğer sistemik kortikosteroid tedavisi kesildiğinde hastalığın relaps olasılığı yoksaancak hipotalamik-pitüiter-adrenal (HPA) baskılanması konusunda şüphe varsa,kortikosteroid dozu hızla fizyolojik dozlara düşürülebilir. Prednisolonun 7,5 mg dozunaeşdeğer günlük doza erişildiğinde, HPA aksının düzelmesi için doz azaltımı daha yavaşolmalıdır.

Hastalığın relaps riskinin olmadığı düşünülüyorsa, üç haftaya dek süren sistemik kortikosteroid tedavisinin aniden kesilmesi uygundur. Üç hafta boyunca 40 mg dozlara dekuygulanan prednisolon veya eşdeğeri aniden kesilirse klinik olarak anlamlı HPA aksıbaskılanmasına yol açması hastaların çoğu için olasılık dışıdır. Aşağıdaki hasta gruplarındaise tedavi 3 hafta veya daha az sürse dahi, sistemik kortikosteroid tedavisinin aşamalı olarakazaltılması gerekmektedir:

• Tekrarlayan sistemik kortikosteroid döngüleri alan hastalar (özellikle de döngüler 3 haftadanuzun süreli ise)

• Uzun vadeli (aylar veya yıllar süren) bir tedavi kesildikten sonraki bir yıl içinde kısa sürelitedavi alan hastalar

4 / 19

• Eksojen kortikosteroid tedavi dışında başka bir sebeple adrenokortikal yetmezlik durumuortaya çıkabilecek hastalar

• Günlük 40 mg'ın üzerinde prednisolon (veya eşdeğeri) ile sistemik kortikosteroid tedavisialan hastalar

• Akşamları tekrar dozu alan hastalar

(bkz bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri ve 4.8 İstenmeyen etkiler)

Uzun süreli tedavi sırasında, stres veya hastalığın alevlenme dönemlerinde dozajın geçici olarak artırılması gerekebilir (“Özel kullanım uyarıları ve önlemleri” bölümüne bakınız).

Tatmin edici bir klinik yanıt alınmadığı takdirde, ilaç aşamalı olarak azaltılarak kesilmelidir ve hasta başka bir tedaviye alınmalıdır.

Aralıklı dozaj rejimi:

İki günde bir veya daha uzun süreli aralıklarla, sabahları tek doz CORLTO alımı, bazı hastalar için kabul edilebilir olan tedavi biçimidir. Bu rejim uygulandığı takdirde, pitüiter-adrenalbaskılanmanın derecesi, protein katabolizması ve diğer yan etkiler asgari düzeye indirilebilir.

Özel doz ilkeleri:

Bazı hastalıklarda aşağıdaki öneriler uygulanabilir. Akut veya şiddetli hastalık başlangıçta yüksek doz tedavi gerektirebilir; ancak mümkün olan en kısa sürede etkili en düşük idamedozuna geçilmelidir. Kronik tedavi sırasında dozaj azaltımları günde 5-7,5 mg'ı aşmamalıdır.

Alerjik ve deri hastalıkları:

Genellikle başlangıç dozu olarak günde 5-15 mg yeterlidir.

Kollajenöz:

Sıklıkla başlangıç dozu olarak günde 20-30 mg etkilidir. Daha ağır belirtileri olanlar daha yüksek dozlara gereksinim duyabilir.

Romatoid artrit:

Olağan başlangıç dozu günde 10-15 mg'dır. Tolere edilebilir semptomatik iyileşme sağlayan en düşük günlük idame dozu önerilmektedir.

Kan hastalıkları ve lenfoma:

Günlük başlangıç dozu 15-60 mg, genellikle yeterli klinik veya hematolojik yanıt elde edildikten sonra düşürülmelidir. Akut lösemide remisyon sağlamak için daha yüksek dozlargerekebilir.

Uygulama şekli:

Ağızdan alınır.

5 / 19

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek/Karaciğer yetmezliği:

Böbrek veya karaciğer yetmezliğinde özel bir doz ayarlaması yapmaya gerek yoktur.

Pediyatrik popülasyon:

Erişkin dozlarının uygun olarak azaltılmış miktarı kullanılmakla birlikte genellikle erişkinlerde olduğu gibi dozaj klinik cevaba göre ayarlanır (bkz. bölüm 4.4 Özel kullanımuyarıları ve önlemleri). Kortikosteroidler bebeklik, çocukluk ve ergenlikte büyüme geriliğineneden olurlar. Tedavi minimum dozaj ve mümkün olan en kısa süre ile sınırlandırılmalıdır.Hipotalamo-hipofizer adrenal aksis süpresyonunun ve büyüme geriliğinin en aza indirilmesiiçin mümkünse tedavi günaşırı ve tek doz halinde uygulanmalıdır.

Geriyatrik popülasyon:

İleri yaştaki hastaların tedavisi sırasında, özellikle de uzun dönemli tedavi planlanırken, kortikosteroidlerin sık görülen yan etkilerinin yaşlılarda daha ciddi sonuçlara yol açacağıakılda tutulmadır (bkz. bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

4.3. Kontrendikasyonlar

Tablet formülasyonunda yer alan maddelerden herhangi birisine aşırı duyarlılık Sistemik mantar enfeksiyonu

Spesifik antiinfektif tedavi yapılmayacaksa sistemik enfeksiyonlar Olası bir perforasyondan ötürü oküler herpes simpleks

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Hastalar ve/veya bakıcıları, sistemik steroidlere bağlı olarak ortaya çıkabilecek şiddetli psikiyatrik advers reaksiyonlara karşı uyarılmalıdır (bkz bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler).Semptomlar genellikle tedavi başladıktan sonra birkaç gün veya haftada ortaya çıkmaktadır.Yüksek doz/sistemik maruziyet ile riskler artabilir (bkz bölüm 4.5 Diğer tıbbi ürünler ileetkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri- yan etki riskini artırabilecek farmakokinetiketkileşimler) ancak doz seviyeleri reaksiyonların başlaması, tipi, şiddeti veya süresikonusunda tahmin yapmak mümkün değildir. Pek çok reaksiyon doz azaltıldıktan veyakesildikten sonra geçmektedir. Ancak spesifik tedavi gerekli olabilir. Hastalar/bakıcılar eğerpsikolojik belirtilerin geliştiğinden, özellikle de depresif ruh durumundan veya intihardüşüncelerinden endişe ederse tıbbi yardım almaya teşvik edilmelidir. Hastalar/bakıcılarayrıca sistemik steroidlerin doz azaltımı veya kesilmesi sırasında veya sonrasında ortayaçıkabilecek olası psikiyatrik bozukluklar konusunda da tetikte olmalıdır. Ancak bu türreaksiyonlar seyrektir.

Kendileri veya birinci derece akrabalarında önceden geçirilmiş veya şu anda yaşanılan şiddetli affektif bozuklukları olan hastalarda sistemik kortikosteroid tedavisi düşünüldüğünde özeldikkat gerekmektedir. Bu tür hastalar arasında depresif veya manik depresif hastalığı olanlarve önceden steroide bağlı psikoz geçirenler bulunmaktadır.

6 / 19

CORLTO gibi oral kortikosteroidleri alan, aşağıdaki durumlara sahip hastalarda dikkatli olunmalıdır ve sık sık takip etmek gerekmektedir.

- Tüberküloz: Önceden tüberküloz geçirenler veya tüberküloza özgü röntgen değişikliklerigösterenler. Ancak aktif tüberkülozun ortaya çıkması profilaktik anti tüberküloz ilaçlarınınkullanılmasıyla önlenebilir.

- Hipertansiyon

- Konjestif kalp yetmezliği

- Karaciğer yetmezliği

- Böbrek yetmezliği

- Diabetes mellitusu veya ailesinde diyabet öyküsü olanlar

- Osteoporoz: özellikle risk altındaki post-menopozal kadınlarda özel bir öneme sahiptir.

- Şiddetli affektif bozukluk öyküsü olan hastalar ve özellikle de önceden steroide bağlıpsikoz öyküsü olanlar. Ayrıca, duygusal çalkantılar yaşayanlar veya psikotik eğilimleriolanlarda prednisolon gibi kortikosteroidler durumun ağırlaşmasına sebep olabilir.

- Epilepsi ve/veya nöbete yol açan hastalıklar

- Peptik ülser

- Daha önce steroide bağlı miyopati yaşayanlar

- Antikolinesteraz tedavisi gören miyastenia gravis hastalarında glukokortikoidler dikkatlibir biçimde kullanılmalıdır.

- Nadiren kortizonun kan pıhtılaşmasını artırdığı ve intravasküler tromboz, tromboembolizmve tromboflebiti tetiklediği bildirilmiş olduğundan, tromboembolik bozuklukları olanhastalarda kortikosteroidler dikkatli bir biçimde kullanılmalıdır.

- Duchenne müsküler distrofi: Zorlu fiziksel aktivite sonrasında geçici rabdomiyoliz vemiyoglobinüri ortaya çıkabilir. Bunun prednisolondan mı yoksa artmış fiziksel aktivitedenmi kaynaklandığı bilinmemektedir.

Etkili en düşük dozun en az sürede kullanılmasıyla ve günlük dozun iki günde bir, tek sabah dozu olarak verilmesiyle istenmeyen etkiler asgari düzeye indirilebilir. Hastalık aktivitesinekarşı uygun dozu titre etmek amacıyla hastanın sık sık incelenmesi gerekmektedir (Bkz.bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli).

Adrenokortikal yetmezlik:

Uzun süreli olarak uygulanan farmakolojik dozlardaki kortikosteroidler HPA baskılanmasına (sekonder adrenokortikal yetmezlik) yol açabilmektedir. Adrenokortikal yetmezliğin süresi vederecesi, hastadan hastaya, glukokortikoid tedavisinin dozuna, sıklığına, uygulanma zamanınave süresine göre değişmektedir.

Ayrıca, glukokortikoidlerin aniden kesilmesiyle, ölümcül sonuca yol açan akut adrenal yetmezlik de ortaya çıkabilmektedir. Dolayısıyla, ilaca bağlı sekonder adrenokortikalyetmezlik, dozajın aşamalı olarak azaltılmasıyla asgariye indirilebilir. Bu tip rölatif yetmezliktedavi kesildikten sonra aylarca sürebilir. Dolayısıyla bu periyotta ortaya çıkan herhangi birstres durumunda hormon tedavisi yeniden düzenlenmelidir. Mineralokortikoid sekresyonubozulabileceğinden tuz ve/veya beraberce bir mineralokortikoid uygulanmalıdır. Uzun

7 / 19

dönemli tedavi sırasında araya giren bir hastalık, travma veya cerrahi prosedür dozajda geçici bir artış gerektirecektir; eğer kortikosteroidler uzun süreli tedavi sonrasında kesilirse geçiciolarak başlatılmaları gerekebilir.

Hastalar riskleri asgariye indirmek amacıyla gerekli önlemlerin alınabilmesi için reçete eden kişi, ilaç, ilacın dozajı ve süresi ile ilgili ayrıntıları içeren “steroid tedavi” kartlarını yanlarındataşımalıdır.

Antienflamatuvar/immünosupresif etkiler ve enfeksiyon:

Enflamatuvar yanıtın ve immün fonksiyonun baskılanması enfeksiyonlara karşı hassasiyeti ve şiddetlerini artırmaktadır. Prednisolon gibi kortikosteroidler kullanılırken klinik tablogenellikle atipik olabilir ve septisemi ve tüberküloz gibi ciddi enfeksiyonlar maskelenmiş veteşhis edilmeden ileri bir evreye erişmiş olabilirler. Glukokortikoidlerin immünosupresifetkileri latent enfeksiyonun aktivasyonuna veya araya giren enfeksiyonların alevlenmesine yolaçabilir.

İmmünosüpresyon yapan ilaçlarla tedavi edilmekte olan çocuklar enfeksiyonlara sağlıklı çocuklara oranla daha fazla duyarlıdırlar. Örneğin suçiçeği ve kızamık immünosüpresankortikosteroid almakta olan çocuklarda daha ağır, hatta ölümcül seyredebilir. Bu hastalıklarıgeçirmemiş olan çocuk ya da erişkinler kortikosteroidleri immünosüpresyon yapacak dozdaalmakta iseler, suçiçeği ve kızamık geçirmekte olan kişilerle temastan kaçınmaları ve temasetmiş olmaları durumunda hekime başvurmaları konusunda uyarılmalıdırlar. Temasdurumunda varicella zoster immünoglobulin (VZIG) ya da toplanmış (pooled) intravenözimmünoglobulin (IVIG) kullanılması endike olabilir. Hastada suçiçeği görülürse antiviralajanlarla tedavi düşünülmelidir. Sistemik kortikosteroid alan veya son üç ayda bu ilaçlardankullanmış olan, bağışıklığı olmayan hastalara, maruz kaldıkları takdirde Varisella-zosterimmünoglobulini (VZIG) ile pasif immünizasyon gerekmektedir. Suçiçeği maruziyetindensonraki 10 gün içinde bu uygulama yapılmalıdır. Eğer suçiçeği tanısı doğrulanırsa, hastalıkuzman bakımı ve acil tedavi gerektirmektedir. Kortikosteroidler kesilmemeli ve gerekirse dozartırılmalıdır.

Hipotiroidizmli ve karaciğer yetmezliği olan kronik karaciğer hastalığı olan hastalarda kortikosteroidlerin etkisinde artma olur.

Aktif tüberkülozda CORLTO kullanımı, uygun antitüberkülöz tedavi rejimi ile kortikosteroidlerin birlikte kullanıldığı fulminan veya disemine tüberküloz vakalarınasınırlandırılmalıdır.

Latent tüberkülozlu veya tüberkülin reaktivitesi olan hastalarda kortikosteroidler gerekiyorsa, hastalığın reaktivasyonu olabileceğinden yakın gözlem lazımdır. Bu hastalarda uzun sürelikortikosteroid tedavisi süresince kemoprofilaksi yapılmalıdır.

8 / 19

Kızamık:

Hastalara kızamıktan kaçınmaları için özel tedbir almaları ve herhangi bir maruziyet durumunda doktora başvurmaları önerilmelidir. İntramüsküler normal immünoglobulin ileprofilaksi gerekebilir.

Canlı aşı ile aşılama:

Yüksek doz kortikosteroid alanlarda bağışıklık yanıtı bozulmuş olduğundan canlı aşı uygulanmamalıdır. Canlı aşı uygulaması kortikosteroid tedavisinin kesilmesinden en az 3 aysonraya ertelenmelidir (bkz bölüm 4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşimşekilleri).

Oküler etkiler:

Uzun süreli kortikosteroid kullanımı posterior subkapsüler katarakta ve nükleer katarakta (özellikle çocuklarda), egzoftalmosa veya göz içi basıncın artmasına ve sonuç olarak optiksinirlerde olası bir hasar yaratan glokoma yol açabilir. Gözde sekonder fungal veya viralenfeksiyonların yerleşmesi, glukokortikoid alan kişilerde artabilir.

Oküler herpes simpleksli hastalarda, muhtemel perforasyondan dolayı kortikosteroidler ihtiyatla kullanılmalıdır.

Cushing hastalığı:

Glukokortikoidler Cushing sendromuna yol açabileceğinden veya bu durumu şiddetlendirebileceğinden, Cushing hastalığı olanlarda glukokortikoid uygulamasındankaçınılmalıdır.

Hipotiroidizmli ve sirozlu hastalarda kortikosteroidlerin etkisinde artma olur.

Prednisolon dahil kortikosteroidler kullanılırken, öfori, uykusuzluk, mizaç dalgalanmaları, kişilik değişmeleri ve şiddetli depresyondan açık psikotik belirtilere kadar değişik psişikbozukluklar görülebilir. Prednisolon dahil kortikosteroidler aynı zamanda mevcut emosyoneldeğişkenliği veya psikotik eğilimlerin mevcut emosyonel istikrarsızlığını artırabilir.

Steroidler, non-spesifik ülseratif kolit (perforasyon olmak üzere, abse veya diğer piyojenik enfeksiyon ihtimali bulunan), divertikülit, yeni intestinal anastomoz, aktif veya latent peptikülser, renal yetmezlik, hipertansiyon, nöbet bozuklukları, osteoporozda ihtiyatlakullanılmalıdır.

Genel

Tedavi edilen durumun kontrolünü sağlayan en düşük kortikosteroid dozu kullanılmalıdır ve doz azaltılacağında bu azaltma kademeli yapılmalıdır.

Kortikosteroid alan hastalar alışılmışın üstünde strese maruz kaldıklarında (örneğin, enfeksiyon, cerrahi, travma), stres durumundan önce, o sürede ve stresten sonra dozajartırımına gereksinim duyabilirler.

Orta veya yüksek dozda hidrokortizon ve kortizon, kan basıncı yükselmesi, tuz ve su tutulması ve potasyum itrahında artma yapabilir. Bu etkiler, yüksek dozda kullanım dışında,

9 / 19

sentetik türevlerle daha az bir ihtimalle ortaya çıkar. Diyette tuz kısıtlaması ve ilave potasyum verilmesi gerekebilir. Bütün kortikosteroidler kalsiyum atılımını artırırlar.

Sistemik olarak kortikosteroid uygulanması sonucu, feokromasitoma ile ilişkili ölümcül olabilen kriz rapor edilmiştir. Feokromasitomalı olduğu bilinen ya da olduğundanşüphelenilen hastalara, sadece kişisel yarar-risk oranı düşünüldükten sonra sistemik olarakkortikosteroid uygulanmalıdır.

Çocuklarda kullanım:

Kortikosteroidler bebekler, çocuklar ve adölesanlarda büyüme geriliğine yol açabilmektedir. Bu olay geri dönüşümsüz olabilir, dolayısıyla farmakolojik dozların uzun süreliuygulanmasından kaçınılmalıdır. Eğer uzun süreli tedavi gerekirse, tedavi HPA aksın vebüyümenin asgari derecede baskılanmasına yol açacak şekilde kısıtlanmalıdır. Bebek veçocukların büyüme ve gelişimi yakından takip edilmelidir. Tedavi mümkünse iki günde birtek doz olarak uygulanmalıdır.

Uzun süreli kortikosteroid tedavisi gören bebek veya çocukların büyüme ve gelişmeleri dikkatle gözlenmelidir.

Yaşlılarda kullanım:

İleri yaştaki hastaların tedavisi sırasında, özellikle de uzun dönemli tedavi planlanırken, osteoporoz, diyabet, hipertansiyon, hipokalemi, enfeksiyon duyarlılığı ve cildin incelmesi gibikortikosteroidlerin sık görülen yan etkilerinin yaşlılarda daha ciddi sonuçlara yol açacağıakılda tutulmadır. Hayatı tehdit edici reaksiyonların önüne geçilmesi için yakın klinik denetimgerekmektedir.

Bu tıbbi ürün laktoz ihtiva eder. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz eksikliği veya glukoz-galaktoz malabsorbsiyonu yaşayan hastalar, bu ilacı almamalıdır.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Hepatik mikrozomal enzim indükleyicileri:

Fenobarbital, fenitoin,rifampisin, rifabutin, karbamezepin, pirimidon ve aminoglutetimid gibi sitokrom P-450(CYP) 3A4 indüksiyonu yapan ilaçlar metabolizma hızını artırarakkortikosteroidlerin terapötik etkililiğini azaltabilir. Bu nedenle, glukortikoid tedavisi ilestabilize durumdaki hastalarda bu ilaçların da birlikte kullanımına başlanması ya da builaçların kullanımlarının kesilmesi durumlarında glukokortikoid tedavisinde doz ayarlamasıyapmak gerekebilir. Beklenen yanıt elde edilmeyebilir ve bu durumda CORLTO tabletlerindozunun artırılması gerekebilir.

Hepatik mikrozomal enzim inhibitörleri:

Sitokrom P-450 (CYP) 3A4'ü inhibe eden ilaçlar (örneğin, ketokonazol, troleandomisin) glukokortikoid klerensini azaltabilir. Bu tür ilaçlarla birlikte verilen glukokortikoidlerindozları olası advers etkilerin önlenmesi amacıyla azaltılmalıdır.

10 / 19

Antidiyabetik ajanlar:

Glukokortikoidler kan glukoz seviyelerini artırabilmektedir. Diabetes mellitusu olan ve eşzamanlı olarak insülin ve/veya oral hipoglisemik ajanları alan hastalarda doz ayarlamalarıgerekebilir.

Non-steroid anti inflamatuvar ajanlar:

İndometasin gibi ülserojen ilaçların kortikosteroidlerle birlikte verilmesi gastrointestinal ülserasyon riskini artırabilir. Hipoprotrombinemili hastalarda aspirin ve glukokortikoidkombinasyonu dikkatle uygulanmalıdır. Salisilatlar ve glukokortikoidlerin birlikte kullanımıgastrointestinal ülserasyon insidansını ve ciddiyetini artırmamakla birlikte, böyle bir etkiolasılığı akılda bulundurulmalıdır.

Kortikosteroidler birlikte kullanıldığında, serum salisilat düzeyleri düşebilir. Benzer şekilde, salisilat almakta olan hastalarda kortikosteroid tedavisi kesilirse, serum salisilatkonsantrasyonu artabilir ve nadiren salisilat intoksikasyonu görülebilir. Salisilatlar vekortikosteroidler birlikte dikkatle kullanılmalıdırlar. Her iki ilacı da almakta olan hastalar heriki ilacın advers etkileri yönünden dikkatle izlenmelidir.

Antibakteriyeller:

Rifamisinler kortikosteroidlerin metabolizmasını hızlandırabilir ve böylece etkilerini azaltabilir. CYP3A4 enzimini inhibe eden bazı makrolid antibiyotikler (örneğin eritromisin)ve bazı kinolonlar (örneğin siprofloksasin), metilprednisolon ve muhtemelen diğerkortikosteroidlerin metabolizmasını inhibe edebilir.

Antikoagülanlar:

Kortikosteroidlerle birlikte kullanıldığında antikoagülanlara yanıt azalabilir veya daha az sıklıkla artabilir. Spontan kanamanın önlenmesi için INR veya protrombin zamanınınyakından takibi gerekmektedir.

Nadiren, kortizonun kan pıhtılaşmasını artırdığı ve oral antikoagülanlarla tedavi edilmekte olan hastalarda antikoagülan dozunun artırılmasını gerektireceği bildirilmektedir.

Antifungaller:

Amfoterisin ile birlikte kullanımda hipokalemi riski artabilir, dolayısıyla reaksiyon kontrolü için kortikosteroidler gerekmediği sürece eşzamanlı kullanımdan sakınılmalıdır. Ketokonazol,metilprednisolon ve muhtemelen diğer kortikosteroidlerin metabolizmasını inhibe etmektedir.

Antiviraller:

Ritonavir muhtemelen prednisolon ve diğer kortikosteroidlerin plazma konsantrasyonlarını artırmaktadır.

Kalp glikozidleri:

Kortikosteroidlerle birlikte kullanımda hipokalemi durumunda toksisite artmaktadır.

11 / 19

Siklosporin:

Prednisolon ve siklosporinin eşzamanlı uygulaması prednisolonun plazma klerensini azaltabilir. Bu iki ilaç bir arada uygulanacağı zaman uygun doz ayarlaması gerekmektedir.

Metilprednisolon ile birlikte uygulama sırasında da siklosporinin plazma konsantrasyonları artabilir.

Sitotoksikler:

Metotreksat ile hematolojik toksisite riski artmaktadır.

Mifepriston:

Kortikosteroidlerin etkileri mifepristondan sonraki 3-4 gün boyunca azalabilir.

Aşılar ve toksoidler:

Kortikosteroidler antikor cevabını inhibe edeceklerinden toksoidlere ve canlı ya da inaktive aşılara cevabı azaltabilirler. Ayrıca, kortikosteroidler canlı atenue aşılarda bulunan bazıorganizmaların üremesini kolaylaştırabilirler. İlaçların suprafizyolojik dozları bazı aşılarakarşı nörolojik reaksiyonları kuvvetlendirebilirler. Kortikosteroid tedavi devam ederken aşı yada toksoidlerin rutin uygulanmaları ertelenmelidir. Kortikosteroid almakta olan bir hastadaimmünizasyon gerekli ise antikor cevabının yeterli olup olmadığının serolojik testlerlearaştırılması ve aşı ya da toksoidin ilave dozları gerekebilir.

Östrojenler:

Östrojenler muhtemelen transkortin konsantrasyonunu artırarak ve buna bağlı olarak metabolize edilebilecek hidrokortizon miktarını azaltmak yolu ile hidrokortizonun etkileriniartırabilirler. Transkortine bağlanan diğer glukokortikoidlerin etkileri de benzer şekildeartabilir ve prednisolon tedavisi sırasında östrojenlerin tedaviye eklenmesi ya da tedavidençıkarılması söz konusu ise, doz ayarlaması gerekebilir.

Somatropin:

Büyümeyi tetikleyici etkisi inhibe olabilir.

Sempatomimetikler:

Yüksek doz bambuterol, fenoteral, formoteral, ritodrin, salbutamol, salmetorol ve terbutalin ile birlikte kullanılan yüksek doz kortikosteroidler hipokalemi riskini artırabilir.

Potasyum kaybettirici ajanlar:

Potasyum kaybettirici diüretikler (örneğin, tiazidler, furosemid, etakrinik asit) ve amfoterisin B gibi potasyum kaybettirici diğer ilaçlar glukokortikoidlerin potasyum azaltıcı etkilerinigüçlendirebilirler. Glukokortikoidler ve potasyum kaybettirici ilaçları birlikte alan hastalardaserum potasyumu dikkatle izlenmelidir.

12 / 19

Antikolinesteraz ajanlar:

Glukokortikoidler ve ambenonium, neostigmin ya da piridostigmin (ve muhtemelen organofosfat antikolinesteraz pestisidler) gibi antikolinesteraz ajanlar arasındaki etkileşimmiyasteni gravisli hastalarda ağır kas zaafiyetine neden olabilir. Mümkünse glukokortikoidtedavisine başlamadan en az 24 saat önce antikolinesteraz tedavisi kesilmelidir.

Diğer:

Antihipertansiflerin ve diüretiklerin istenen etkileri kortikosteroidlerle antagonize edilebilir. Asetazolamid, kıvrım diüretikleri, tiazid diüretikleri, karbenoksolon ve teofilinin hipokalemiketkisi artabilir.

4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi: C'dir.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Bkz. bölüm 4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Gebelik dönemi

Prednisolon'un gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir Kortikosteroidlerin plasentayı geçişi ilaçtan ilaca değişmektedir ancak plasentaya geçişteprednisolonun %88'i inaktive edilmiştir. Gebe hayvanlara kortikosteroidlerin uygulanmasıfötal gelişimde yarık damak, intrauterin büyüme geriliği ve beyin büyüme ve gelişimi üzerineetkiler gibi anormallikler yaratabilir. Kortikosteroidlerin insanda yarık damak/dudak gibikonjenital anormallik insidansında artış yarattığına dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.Ancak gebelikte uzun süreli veya tekrarlayan şekilde uygulandığında kortikosteroidlerintrauterin büyüme geriliği riskini artırabilir. Teorik olarak kortikosteroidlere prenatalmaruziyet sonrasında yenidoğanda hipoadrenalizm ortaya çıkabilir. Ancak bu durum doğumsonrasında kendiliğinden düzelir ve nadiren klinik bir öneme sahiptir. Gebelik sırasında uzundönemli olarak prednisolon ile tedavi edilen annelerden doğan bebeklerde kataraktgözlenmiştir. Tüm ilaçlarda olduğu gibi kortikosteroidler sadece anne ve bebeğe faydalar,olası risklerden fazla ise uygulanmalıdır. Ancak kortikosteroidler gerekli ise normal gebeliğiolan hastalar hamile olmadıkları dönemdeymiş gibi tedavi edilebilir.

Pre-eklampsisi veya sıvı tutulumu olan hastalar yakından takip edilmelidir.

Laktasyon dönemi

Glukokortikoidler plasentayı geçebilir ve anne sütüne az miktarda geçebilir. Anne sütüne geçen glukokortikoidler emzirilen bebeğin büyümesini baskılayabilir ve endojenglukokortikoid üretimini engelleyebilir. İnsanlarda glukokortikoidlerle yeterli üremeçalışmaları yapılmamış olduğundan bu ilaçlar bebek emziren annelere sadece faydalarıbebekteki olası riskten fazla ise uygulanmalıdır.

13 / 19

Üreme yeteneği/Fertilite

Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu ve ayrıca kortikosteroidlerin fertilitede bozukluğa yol açtığını göstermiştir (bkz. bölüm 5.3). İnsanlarayönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Prednisolonun araç ve makine kullanma becerisi üzerine etkisi değerlendirilmemiştir. Prednisolonun bu becerileri etkilediğine dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır. CORLTOaldıktan sonra hastanın başı dönüyorsa veya bitkin hissediyorsa, bu etkiler geçene dek araç vemakine kullanmaması söylenmelidir.

4.8. İstenmeyen etkiler

HPA baskılanma dahil olmak üzere öngörülebilir istenmeyen etkilerin insidansı glukokortikoid tedavisinin etki gücüne, dozuna, uygulanma zamanına ve süresine göredeğişmektedir (bkz. bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).

Bir kereden fazla bildirilen vakalar aşağıda, görülme sıklığı ve sistem organ sınıfına göre listelenmiştir:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100, <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000, <1/100) ve seyrek (>1/10.000, <1/1.000), çok seyrek (< 1/ 10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor)

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Yaygın: Enfeksiyonlara karşı savunmanın inhibisyonu, enfeksiyonların

aktivasyonu (örneğin tüberküloz)

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: Lökositoz (intravasküler granülositozun redistribüsyonu nedeniyle)

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: Hipersensitivite

Endokrin hastalıkları

Yaygın: Endojen ACTH ve kortizol sekresyonunda inhibisyon, Cushingoid

semptomlar, çoçuklarda büyüme-gelişme inhibisyonu Bilinmiyor:Feokromasitomaya bağlı kriz, pitüiter-adrenal aksis supresyonu

(özellikle travma, ameliyat ya da hastalık gibi stres durumlarında)

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Yaygın: Hipokalemi, sodyum retansiyonu, glukoneogenezde artış, katabolik

etkiler, osteoporoz

Bilinmiyor: İştah artışı (kilo artışına neden olabilir), su retansiyonu, glukoz

toleransında bozukluk

14 / 19

Psikiyatrik hastalıklar

Yaygın olmayan: Geçmişteki psikolojik rahatsızlıkların aktivasyonu (yüksek dozda)

Seyrek: Depresyon, mental rahatsızlık öyküsü olmayan hastalarda mani

Sinir sistemi hastalıkları

Seyrek: Benign intrakranial hipertansiyon

Bilinmiyor: Epidural lipomatoz, konvülsiyonlar, sersemlik, baş ağrısı

Göz hastalıkları

Yaygın olmayan: Glokom, posterior katarakt

Bilinmiyor: Santral seröz koryoretinopati, ekzoftalmi

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Bilinmiyor: Vertigo

Kardiyak hastalıklar:

Bilinmiyor: Konjestif kalp yetmezliği (duyarlı bireylerde)

Vasküler hastalıklar:

Yaygın: Ödem, hipertansiyon

Yaygın olmayan: Tromboz

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar:

Bilinmiyor: Pulmoner embolizm

Gastrointestinal hastalıklar

Bilinmiyor: Peptik ülser (muhtemel perforasyon ve kanama ile), pankreatit, ülseratif

özofajit, abdominal distansiyon, abdominal ağrı, diyare, dispepsi, bulantı

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın: Deri atrofisi, yara iyileşmesinde bozulma

Bilinmiyor: Hirsutism, peteşi, ekimozlar, eritem, hiperhidroz, deri testlerine

reaksiyonların baskılanması, prurit, döküntü, eritematoöz döküntü, ürtiker

Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygın: Kas atrofisi

Seyrek: Aseptik kemik nekrozu, tendon bozukluğu

Bilinmiyor: Miyopati, kas güçsüzlüğü, miyalji, osteonekroz (femur ve humerus

başında), patolojik fraktür (uzun kemiklerde), büyümede gecikme

15 / 19

Üreme sistemi ve meme hastalıkları

Bilinmiyor: Menstruasyon düzensizliği

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Bilinmiyor: Yorgunluk, bitkinlik

Araştırmalar

Bilinmiyor: İntraoküler basıncın artışı, korbonhidrat toleransında azalma, insulin

gereksiniminde artış (ya da diyabetiklerde oral hipoglisemik ajanların gereksiniminde artış), kan potasyum değerinin azalması, negatifnitrojen balansı (protein katabolizması nedeniyle)

Karbonhidrat toleransındaki etkiler diyabeti şiddetlendirebilir ve latent diyabetin açığa çıkmasına neden olabilir.

Yaralanma, zehirlenme ve prosedürel komplikasyonlar

Bilinmiyor: Spinal kompresyon kırığı

ilacın kesilmesi

:

Uzun süreli tedavi sonrasında kortikosteroid dozunun çok hızlı bir şekilde düşürülmesi, akut adrenal yetmezlik, hipotansiyon ve ölüme sebep olabilir. (bkz. bölüm 4.4 Özel kullanımuyarıları ve önlemleri ve 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli). Adrenokortikal yetmezlikle ilişkisizgörünen steroid “yoksunluk sendromu” glukokortikoidlerin aniden kesilmesini takiben ortayaçıkabilmektedir. Bu sendrom şu belirtileri içermektedir: anoreksi, bulantı, kusma, letarji, başağrısı, ateş, eklem ağrısı, deskuamasyon, miyalji, artralji, rinit, konjonktivit, ağrılı ve kaşıntılıderi nodülleri, kilo kaybı ve/veya hipotansiyon. Bu etkilerin düşük kortikosteroidseviyelerinden ziyade, glukokortikoid konsantrasyonundaki ani değişimden kaynaklandığıdüşünülmektedir.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Glukokortikoidlerin doz aşımına bağlı toksisite ve/veya ölüm nadir olarak bildirilmektedir. Doz aşımı durumunda spesifik bir antidot olmayıp tedavi destekleyici ve semptomatiktir.Serum elektrolitleri monitorize edilebilir.

16 / 19

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Glukokortikoidler ATC kodu: H02AB06

Prednisolon kimyasal olarak, 11,17,21-trihidroksipregna-1,4-diene-3,20-diondur. Ampirik formülü C2ıH28O5 olup moleküler ağırlığı 360'dır.

Glukokortikoidler, hem doğal olarak oluşan hem sentetik adrenokortikal steroidlerdir ve gastro-intestinal yoldan kolayca absorbe olurlar.

Tuz tutucu özellikleri de olan doğal oluşan glukokortikoidler (hidrokortizon ve kortizon), adrenokortikal yetmezlik durumlarında tamamlayıcı tedavi olarak kullanılırlar. Prednisolonmüstahzarı olan CORLTO, kortizon ve hidrokortizon gibi antienflamatuar, hormonal vemetabolik etkileri bulunan güçlü bir sentetik glukokortikoiddir. Sentetik analoglar başlıca,birçok organ sistemlerindeki hastalıklarda güçlü anti-inflamatuar etkileri için kullanılırlar.

Glukokortikoidler çok kapsamlı ve çeşitli metabolik etkiler oluştururlar. Ayrıca çeşitli uyarılara karşı vücudun immün reaksiyonlarını değiştirirler.

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim:


Prednisolon oral uygulama sonrasında hızla ve neredeyse tamamen emilmektedir ve 1-3 saat sonra doruk plazma konsantrasyonlarına ulaşmaktadır. Ancak kişiler arası yüksek derecedegözlenen farklılık, bazı bireylerde emilim bozukluğunu akla getirmektedir. Plazma yarı ömrüyetişkinlerde 3 saat civarındadır ve çocuklarda biraz daha azdır. Emilimi yiyeceklerdenetkilenmektedir ancak toplam biyoyararlanımı yiyeceklerden etkilenmemektedir. Prednisolonbirkaç saat süren biyolojik yarı ömrüne sahiptir ve bu da iki günde bir uygulama rejiminimümkün kılmaktadır.

Dağılım:


Prednisolon doza bağımlı bir farmakokinetik göstermektedir, doz artışı dağılım hacmi ve plazma klerensinde artış oluşturmaktadır. Plazma proteinine bağlanma derecesi, farmakolojikolarak etkili ilacın dağılım ve klerensini belirlemektedir. Hipoalbüminemisi olan hastalardadüşük dozlar gerekmektedir.

Biyotransformasyon:


Prednisolon esas olarak karaciğerde inaktif bileşiğe metabolize edilmektedir. Karaciğer hastalığı prednisolonun yarı ömrünü uzatmaktadır ve eğer hastada hipoalbüminemi varsabağlanmamış ilacın oranı artmakta ve böylece advers etkiler artabilmektedir.

17 / 19

Eliminasyon:


Prednisolon idrarda az miktarda değişmemiş prednisolon ve serbest ve konjuge metabolitler olarak atılmaktadır.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:


Veri yoktur.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, kortikosteroidlerin çeşitli deformitelere (yarık damak, iskelet deformiteleri) neden olduğunu göstermiştir. Hayvanlarda uzun dönem tedavi sonrası,plasenta ve doğum ağırlığında azalma gözlenmiştir.

Kortikosteroidlerin ratlarda fertilite bozukluğuna neden olduğu görülmüştür.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1 Yardımcı maddelerin listesi

Laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklı)

Mikrokristalin selüloz Hidroksipropil selülozKolloidal susuz silikaMagnezyum stearat

6.2 Geçimsizlikler

Mevcut değildir.

6.3 Raf ömrü

24 ay

6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler

30°C altında nem ve ışıktan korunarak saklanması gerekmektedir.

6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği

Ürünümüzün primer ambalaj malzemesi olarak şeffaf PVC/PVDC ve alüminyum folyo blister kullanılmaktadır. Blisterler karton kutular içerisine paketlenir. Bir kutu içerisinde 20 adettablet içeren blister ambalajlarda kullanma talimatı ile birlikte sunulmaktadır.

6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

18 / 19

7. RUHSAT SAHİBİ

Deva Holding A.Ş.

Halkalı Merkez Mah. Basın Ekspres Cad.

No:1 34303 Küçükçekmece-İSTANBUL Tel: 0212 692 92 92Faks: 0212 697 00 24E-mail:

[email protected]


8. RUHSAT NUMARASI

2019/482

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 01.10.2019 Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

19 / 19

İlaç Bilgileri

Corlto 5 Mg Tablet

Etken Maddesi: Prednisolon

Pdf olarak göster

Kullanma talimatı ve kısa ürün bilgileri

  • Corlto 5 Mg Tablet - KUB
  • Corlto 5 Mg Tablet - KT
  • Google Reklamları

    İlgili İlaçlar

  • Corlto 5 Mg 20 Tablet
  • Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

    Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
    Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
    Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.