KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
Biemparin 25000 IU/5 ml I.V., S.C. Enjeksiyonluk Çözelti
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Her 5 ml'de;
Etkin madde:
Heparin sodyum....... 25 000 IU (Domuzdan elde edilir)
Yardımcı maddeler:
Benzil alkol..............47.25 mg
Sodyum klorür..........45 mg
Yardımcı maddelerin tam listesi için 6.1'e bakınız.
2. FARMASÖTİK FORM
Enjeksiyonluk çözelti Renksiz, berrak çözelti
4. KLİNİK BİLGİLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Aşağıdaki durumlarda;
- Derin ven trombozu, pulmoner emboli ve arteryel tromboembolik olayların profilaksisi
- Derin ven trombozu, pulmoner emboli, stabil olmayan angina pektoris, akut miyokardenfarktüs ve akut periferik arter oklüzyonun tedavisi
- Miyokardiyal infarktüsünü takiben mural tromboz profilaksisi
- Ekstrakorporeal dolaşım ve hemodiyalizde endikedir.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekli Pozoloji:
İntravenöz olarak veya subkutan yolla kullanılır. BİEMPARİN intramüsküler yolla uygulanmamalıdır.
Heparin solüsyonunun konsantrasyonu 5000 IU/ml'dir. Tüm heparin preparatları aynı konsantrasyonu içermediği için heparin dozu IU olarak belirtilmelidir.
Uygulama sıklığı ve süresi:
• Derin ven trombozu, pulmoner emboli ve arteryel tromboembolik olayların profilaksisi: Operasyondan 2 saat önce: 5 000 ünite subkutan
Operasyonu takiben: Her 8-12 saatte bir 5 000 ünite subkutan olarak 7-10 gün veya hasta en azından ayakta tedavi edilinceye kadar.
1
Laboratuvar izleme, düşük doz heparin profilaksisi sırasında gerekli değildir.
Eğer izleme istenirse, aktive edilmiş Kısmi Tromboplastin Zamanı (aPTT) anlamlı derecede uzamadığından, anti-Xa tayinleri kullanılmalıdır.
Laboratuvar testleri günlük olarak yapılmalıdır. İdeali her gün aynı saatte ve ilk numune tedavi başlangıcından 6 saat sonra, daha sonra her doz değişimini takiben 4-6 saat içerisindealınmalıdır.
Heparinin tüm-doz tedavisi esnasında, günlük laboratuvar izlemede, aktive edilmiş kısmi tromboplastin zamanının (aPTT değeri) normal aralığın orta noktasının 1.5-2.5 katına veyakontrol değerine ayarlanması mutlaka gereklidir.
• Derin ven trombozu, pulmoner emboli, stabil olmayan angina pektoris, akut periferik arteroklüzyonun tedavisi:
Yükleme dozu: 5 000 ünite intravenöz (şiddetli pulmoner embolide 10 000 ünite gerekebilir)
İdame dozu: 1 000-2 000 ünite/saat intravenöz infüzyonla veya
12 saate 1000-20 000 ünite subkutan veya 4 saatte 5 000-10 000 ünite intravenöz enjeksiyonla.
• Miyokardiyal infarktüsü takiben mural trombozun proflaksisi:
En az 10 gün, 12 saatte bir 12 500 ünite subkutan.
• Ekstrakorporeal dolaşım ve hemodiyalizde:
Kardiyopulmoner by-pass: Başlangıçta 300 ünite/kg intravenöz, sonra aktive edilmiş pıhtılaşma zamanı (ACT)'nı 400-500 saniye arasında korumak için doz ayarlanabilir.
Hemodiyaliz ve hemofiltrasyon: Başlangıç 1 000-5 000 ünite
İdame: 1 000-2 000 ünite/saat, pıhtılaşma zamanını >40 dakika korumak için doz ayarlanır.
Uygulama şekli:
%5 glukoz veya %0.9 sodyum klorür içinde devamlı intravenöz infüzyon yoluyla veya aralıklı intravenöz enjeksiyon veya subkutan enjeksiyon yoluyla uygulanır.
Heparinin intravenöz enjeksiyon hacmi 15ml'yi geçmemelidir.
Heparinin etkisi kısa süreli olduğundan, aralıklı intravenöz enjeksiyon yerine, intravenöz infüzyon ile veya subkutan enjeksiyonla uygulama tercih edilmektedir.
2
Özel popülasyonlara ilikin ek bilgiler:Böbrek/karaciğer yetmezliği:
Dikkatli uygulanmalıdır. İlerlemiş renal ve hepatik hastalığı bulunan hastalarda, doz miktarında azaltma gerekebilir. Şiddetli renal bozukluğu olanlarda ve yaşlılarda (özellikle yaşlı kadınlarda)kanama riski artmaktadır.
Geriyatrik popülasyon:
Doz azaltılması ve aPTT izlenmesi tavsiye edilir.
Pediyatrik popülasyon:
Derin ven trombozu, pulmoner emboli ve arteryel tromboembolik olayların proflaksisi için:
Doz önerilmez.
Derin ven trombozu, pulmoner emboli, stabil olmayan angina pektoris ve akut periferik arter oklüzyonunun tedavisi için:
Yükleme dozu: 50 ünite/kg intravenöz
İdame dozu: 15-25 ünite/kg/saat intravenöz infüzyonla veya 12 saatte 250 ünite/kg subkutan veya4 saatte 100 ünite/kg intravenöz enjeksiyonla.
Hamilelerde:
Doz aPTT veya anti-Xa tayinine göre ayarlanır, subkutan olarak her 12 saatte bir 5 000-10 000
ünite.
4.3. Kontrendikasyonlar
BİEMPARİN aşağıdaki durumlarda kullanılmamalıdır:
• Heparine veya ilacın içeriğindeki yardımcı maddelere karşı aşırı duyarlılığı olanlarda
• Prematüre bebekler veya yeni doğanlarada (benzil alkol içerdiğinden)
• Yüksek miktarda alkol tüketenler, aktif kanaması olanlar veya diğer kanama hastalığı olanlar,ciddi karaciğer hastalığı bulunan (özofagus varisler dahil) , purpura, şiddetli hipertansiyon,aktif tüberküloz veya aşırı kılcal damar permeabiliteli hastalarda
• Halen veya önceden trombositopenisi bulunan hastalar. Heparin kullanan hastalarda nadirenoluşan deri nekrozu durumunda; trombositopeni riskine karşın, heparinin subkutan veyaintravenöz yoluyla daha fazla kullanımına devam edilmemesi gerekmektedir. Ameliyatsonrası kanama riskleri nedeniyle beyin ameliyatlarında, omurilik ve gözde, kanama riskibulunan bölgelerde yapılacak işlemlerde, henüz ameliyat olmuş hastalarda, lumbarponksiyon veya bölgesel anestetik blok yapılan hastalarda heparin kullanılmamalıdır.
Kanama eğilimi bulunan hastalarda veya gerçek veya potansiyel olarak bir kanama bölgesine
sahip, örneğin hiyatus fıtığı, peptik ülser, neoplazma, bakteriyel endokardit, retinopati, kanamalı
3
hemoroid, kafa içi kanaması şüphesi olan hastalarda, serebral tromboz veya düşük tehdidi olan hastalarda BİEMPARİN'in göreceli risk ve yararları dikkatlice hesaplanmalıdır.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Heparin ile tedavi edilen (küratif veya koruyucu dozlarda) bir hastada;
• İskemik felç
• Miyokard enfarktüsü
• Alt uzuvlarda akut iskemi
• Pulmoner embolizm
• Flebit
• Tromboz şiddetlenmesi gibi trombotik vakalar olması halinde
Heparin kaynaklı trombositopeni (HIT) sistematik olarak düşünülmeli ve bir trombosit (platelet) sayımı testi acilen gerçekleştirilmelidir.
Önlemler
Riskli durumlarda:
Peptik ülser, koryoretinal vasküler hastalık öyküsü olan veya beyin ve spinal kord ameliyatını takiben postoperatif periyotta lumbar ponksiyon performansı intraspinal kanama riski içindikkate alınmalıdır. Mümkün olduğunca ertelenmelidir.
Platelet sayımının izlenmesi:
HIT riskine bağlı olarak, endikasyona ve uygulanan doza bakmaksızın platelet sayımının izlenmesi gereklidir. Tedaviden önce bir kez, sonrasında 21 gün boyunca haftada 2 kez plateletsayımı gerçekleştirilmeli, bu periyottan sonra tedavinin kesin uzatılması gereken durumlardaplatelet sayımının gözlenmesi sıklığı tedavi durdurulana kadar haftada 1'e yükseltilmelidir.
Heparin, aldosteron'un adrenal sekresyonunu baskılayabilir, bu durum hiperaldosteronizm ile birlikte hiperkalemi ve/veya metabolik asidoz'a yol açar. Bu olay yüksek potasyum kanseviyelerine sahip yüksek riskli hastalarda (diyabet hastaları, kronik böbrek yetmezliği olanhastalar, metabolik asidoz hikayesi olan hastalar, ACE inhibitörleri ve NSAID'ler gibi potasyumkan seviyesini artıran ilaçlar kullanan hastalar) gözlenmiştir. Hiperkalemi riski tedavi boyuncaartar ve genellikle geri dönüşümlüdür. Tedavinin uzaması halinde plazma potasyum seviyeleriyüksek riskli hastalarda izlenebilir. Plazma potasyum miktarı, riskli hastalarda heparintedavisinden önce ve 7 günden fazla tedavi gören tüm hastalarda mutlaka ölçülmelidir.
Heparin kaynaklı trombositopeni (HIT):
İmmünolojik orijinli, bazen tromboza neden olan (fraksiyonlanmamış heparin ve daha az sıklıkla düşük molekül ağırlıklı heparinlerin neden olduğu) tip II trombositopeni olarak bilinen heparinkaynaklı trombositopeni riski vardır. HIT, <100 000 değerindeki platelet sayımı ve/veya plateletsayımındaki %30-50 oranında belirgin bir düşüş ile iki ardışık ölçümle belirlenir. Başlıca,heparin uygulamasını takiben 5-21. günler arasında gelişir (10 günlük bir pik insidansı ile) fakatheparin ile tedavi sırasında trombositopeni öyküsü olan hastalarda daha erken oluşabilir. Sonuçolarak bu tipteki bir öykü derinlemesine mülakat sırasında sistemik olarak araştırılmalıdır. Ek
4
olarak, ilacın tekrar sataşması (rechallenge) vakasının nüksetme riski birkaç yıl hatta ömür boyu sürebilir (Bkz. Bölüm 4.3.).
5 günden fazla bir süre heparin tedavisi görenlerde trombosit ölçümü mutlaka yapılmalı vetrombositopeni gelişimi görülen hastalarda tedavi derhal durdurulmalıdır.
Tüm durumlarda, HIT başlangıcı acil bir durumdur ve uzman tavsiyesi gerektirir.
Platelet sayımındaki belirgin herhangi bir düşüş (başlangıçtaki değerin %30-50'si), değer kritik seviyeye ulaşmadan önce bir uyarı olarak görülmelidir. Platelet sayımındaki düşüşün gözlenmesiher zaman;
• Acil bir platelet sayımını
• Düşüş doğrulanmışsa heparin tedavisinin durdurulmasını gerektirir.
Bu koşullar altında, yapılacak acil ölçümler
in vitro
veya immünolojik platelet agregasyon testlerinin sonuçlarına bağlı değildir; çünkü yalnızca bazı uzmanlaşmış laboratuvarlar bu testlerirutin olarak yürütür ve sonuçlar en iyi ihtimal birkaç yıl sonra elde edilir. Bu testler yine dekomplikasyonun tanısına yardım etmek için gerçekleştirilmelidir. Tedavi devam ederse büyükbir tromboz riski vardır.
• HIT'in trombotik komplikasyonlarının tedavisi veya önlenmesiAntikoagülasyona devam edilmesi gerekli görülüyorsa heparin, başka sınıf bir antitrombotik ajanile değiştirilmelidir: Danaparoid sodyum veya hirudun, duruma göre profilaktik veya küratifdozlarda verilir.
Oral antikoagülan ilaçlarla yer değiştirilme, oral antikoagülanlar ile trombotik olgunun şiddetlenme riskine bağlı olarak yalnızca bir defa platelet sayımı normale döndüğünde meydanagelmelidir.
Her ne kadar heparine karşı aşırı duyarlılık nadir olsa da, alerji geçmişi olan hastalarda 1 000 IU'lik bir deneme dozu tatbik edilmesi önerilmektedir. Düşük moleküler ağırlıklı heparinlerekarşı aşırı duyarlı olan hastalarda özen gösterilmelidir.
Önerilen düşük doz rejimi, hastaların çoğunda, pıhtılaşma süresinde bir değişiklik yaratmamaktadır. Ancak, heparine karşı kişisel tepkisi olan hastaların büyük ameliyatlarındatedavinin kan pıhtılaşması üzerindeki etkisi mutlaka gözlem altında tutulmalıdır.
Spinal veya epidural anestezi durumunda dikkat edilmelidir (spinal hematom riski).
Heparin direnci:
Heparinin antikoagülan etkisi kişiden kişiye belirgin farklılıklar gösterir.
Terapötik bir hedefe ulaşmak için bir standart dozdaki heparine yetersiz yanıt olarak tanımlanan heparin direnci, hastaların yaklaşık %5-30'unda görülür.
5
Heparin direncinin gelişimine yol açan faktörler şunlardır:
- Normalin % 60'ından daha az antitrombin III aktivitesi (antitrombin III- bağımlı heparindirenci):
Azalmış antitrombin III aktivitesi, kalıtımsal ya da daha yaygın olarak, sonradan kazanılmış (çoğunlukla ikincil preoperatif heparin tedavisi, kronik karaciğer hastalığı, nefrotik sendrom,kardiyopulmoner by-pass, düşük dereceli yaygın intravasküler koagülasyon veya ilaçkullanımına bağlı örneğin aprotinin, östrojen veya muhtemelen nitrogliserin kullanımı) olabilir.
- Normal veya normalin üstünde antitrombin III düzeyleri olan hastalar (antitrombin III-bağımsız heparin direnci):
Tromboembolik hastalıklar, artmış heparin klirensi
- Heparin bağlayıcı proteinlerin, faktör VIII, von Willebrand faktör, fibrinojen, trombosit faktör4 veya histidinden-zengin glikoproteinin yükselmesi:
Aktif enfeksiyon (sepsis veya endokardit)
Ameliyat öncesi intra-aortik balon kontrpulsasyon Trombosit azlığıTrombositozİleri yaş
Plazma albümin konsantrasyonu 35g/dl
Heparin direnci, akut hastalarda, maligniteli ve gebelik veya doğum sonrası dönemde sıklıkla karşılaşılan bir durumdur.
BİEMPARİN koruyucu olarak 47,25 mg benzil alkol içermektedir. Şüpheli hastalara reçete edilirken dikkat edilmelidir. Prematüre bebekler ve yeni doğanlara uygulanmaması gerekir.Bebeklerde ve 3 yaşına kadar olan çocuklarda toksik reaksiyonlara ve anafilaktoid reaksiyonlarasebebiyet verebilir.
Bu ürün içeriğindeki sodyum miktarı, 17,7 mg/5 ml (3,54 mg/ml) 'ye karşılık geldiğinden bu tıbbi ürün her “doz”unda 1 mmol (23 mg) 'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında“sodyum içermez”. Bu yüzden sodyuma bağlı herhangi bir olumsuz etki beklenmez.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Analjezikler: Trombosit agregasyonunu etkileyen ilaçlarla örneğin asetilsalisilik asit (analjezik ve antipiretik dozda), asetilsalisilik asit (plateletleri inhibe eden dozda) ve diğer NSAID'ler iledikkatli kullanılmalıdır. Ketorolak ile kanama riski artar (düşük-doz heparinle birlikte bilekullanılmasından kaçınılmalıdır).
6
Kortikosteroidler (gluko-): Addison hastalığının tedavisinde yerine koyma tedavisi olarak kullanılan hidrokortizon haricinde.
Antikoagülanlar, trombosit inhibitörleri, vb: Oral antikoagülanlar, epoprostenol, klopidogrel, tiklopidin, streptokinaz, dipridamol, dekstran solüsyonları ile veya koagülasyonu etkileyebilendiğer ilaçlarla kanama riski artar.
Sefalosporinler: Heparin ile birlikte aynı zamanda kullanıldığında bazı sefalosporinler, örneğin sefaklor, sefiksim ve seftriakson koagülasyon prosesini etkilerler ve bu nedenle de kanamariskini arttırabilirler.
ACE inhibitörleri: Birlikte kullanılması ile hiperkalemi oluşabilir.
Nitratlar: Eşzamanlı olarak heparinle, intravenöz gliseril trinitrat infüzyonu uygulandığında heparin aktivitesinin azaldığı rapor edilmiştir.
Trombolitik ilaçlar: Hemorajik risk artabilir. Hasta düzenli olarak izlenmelidir.
Probenesid: Heparinin antikoagülan etkisi artabilir.
Sigara içmek: Nikotin, heparinin antikoagülan etkisini kısmen önleyebilir. Heparin dozu sigara içenlerde arttırılabilir.
Tanı testleri ile etkileşim, psödo-hipokalemi (hemodiyaliz hastalarında), total tiroksin ve triiyodotironinin doğal olmayan artışı, stimule metabolik asidoz ve endotoksin için kromojeniklizat tayininin inhibasyonu ile ilişkili olabilir. Heparin, immunoassay ile aminoglikozitlerinbelirlenmesini etkileyebilir.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik Kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Heparinin çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/doğum kontrolü üzerindeki etkisi ile ilgili yapılmış herhangi bir çalışma yoktur.
Gebelik dönemi
Gebelerde kullanılması kontrendike değildir. Heparin plasenta bariyerini geçmez. Herhangi bir durumda heparinin gebelerde kullanılmasına risk/yarar oranının değerlendirilmesinden sonrakarar verilmelidir.
Hamilelik sırasında uzun süreli heparin tedavisi ile azalmış kemik dansitesi bildirilmiştir. Kanama problemi gebelik sırasında veya doğumdan sonra görülebilir. Özellikle uteroplasentalhemoraji nedeniyle doğumda önlem alınması gereklidir.
7
Laktasyon dönemi
Heparin anne sütüne geçmez. Bu nedenle, heparin ile tedavi boyunca emzirmek mümkündür.
Üreme yeteneği/ Fertilite:
Yeterli çalışma yoktur.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Araç ve makine kullanma yeteneği üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır veya ihmal edilebilir bir etkiye sahiptir.
4.8. İstenmeyen etkiler
İstenmeyen etkilerin sınıflandırılmasında aşağıdaki sistem kullanılmıştır:
Çok yaygın (> 1/10), yaygın (> 1/100 ila < 1/10), yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100), seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000), çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor).
En sık bildirilen istenmeyen etkiler; kanama, karaciğer enzimlerinde geri dönüşümlü artış, geri dönüşümlü trombositopeni ve çeşitli deri reaksiyonları. İzole raporlarda yaygın alerjikreaksiyonlar, deri nekrozu ve priapizm bildirilmiştir.
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Trombositopeni gözlemlenmiştir (Bkz. Bölüm 4.4.).
Heparine bağlı iki tip trombositopeni tanımlanmıştır:
En yaygın olanı Tip I'dir. Tip I, genellikle orta derecelidir (genellikle >50x109/l) ve geçicidir. Heparinin uygulanmasından sonra 1-5 gün içinde meydana gelir.
Tip II, daha seyrek görülür ama çoğu şiddetli trombositopeni şeklindedir (genellikle <50x109/l). İmmun sisteme bağımlıdır ve heparinin uygulanmasındanbir hafta sonra veya daha sonra meydana gelir (daha önce heparin kullanmışhastalarda daha erken meydana gelir). Bu durum trombositopenininbaşlamasından önce görülebilen trombosit-kümelenmesi antikorunun üretimi vetromboembolik komplikasyonlar ile ilişkilidir. Heparin derhal kesilmelidir.
Bazı durumlarda trombositopeni Tip Il'ye venöz veya arteriyel tromboz eşlik eder.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Çeşitli hipersensitivite belirtileri ile her tür ve şiddetli alerjik reaksiyonlar
(konjonktivit, rinit, astım, taşikardi, ateş
Anaflaktik reaksiyonlar ve anaflaktik şok Anjiyonörotik ödem
8
Metabolizma ve beslenme hastalıkları |
Seyrek:
|
Heparin plazmada potasyum artışıyla sonuçlanabilen hipoaldosteronizme neden olabilir. Nadiren klinik olarak anlamlı hiperkalemi özellikle böbrekyetmezliği olan ve diyabetli hastalarda oluşabilir (Bkz. Bölüm 4.4.).
|
|
Vasküler hastalıklar
Seyrek:
|
Kanama. Daha çok heparinin yüksek dozuyla oluşabilir (Bkz. Bölüm 4.4. ve Bölüm 4.9.).
Çok nadir epidural ve spinal hematom vakaları, spinal veya epidural anestezi veya spinal ponksiyon uygulanmasında proflaksi için heparin alanhastalarda bildirilmiştir.
|
Hepato-bilier hastalıklar |
Seyrek:
|
Yükselmiş transaminaz, gamma-GT, LDH ve lipaz düzeyleri. Genellikle heparin kesildikten sonra düzelirler.
|
|
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın:
|
Döküntü (eritematöz ve makülopapüler gibi çeşitli tipte döküntü), ürtiker,kaşıntı.
|
Seyrek:
|
Cilt nekrozu. Cilt nekrozu oluşursa tedavi derhal durdurulmalıdır.
|
Kas-iskelet sistemi bozuklukları, bağ dokusu hastalıkları ve kemik hastalıkları |
Yaygın olmayan:
|
Heparinle uzun süreli tedavilerde (bir kaç aydan fazla) osteoporoz ve alopesi oluşabilir. En az 6 ay, günde 10 000 IU'den fazla heparinuygulanan kadınlarda önemli ölçüde kemik demineralizasyonubildirilmiştir.
|
|
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Çok seyrek: Priapizm rapor edilmiştir.
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın:
|
Enjeksiyon yeri reaksiyonları; cilt altına lokal enjekte edildiğinde iritasyon oluşabilir.
|
|
9
|
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.
Heparin tedavisinde potansiyel tehlike kanamadır. Fakat genellikle doz aşımından dolayı oluşur ve bu risk sıkı laboratuvar kontrolleri ile aza indirilebilir. Hafif kanama genellikle heparinuygulanmasının sona erdirilmesiyle tedavi edilebilir. Eğer kanama daha şiddetliyse pıhtılaşmazamanı ve trombosit sayısı tayin edilmelidir. Uzamış pıhtılaşma zamanı, aşırı antikoagülan etkisiintravenöz protamin sülfat ile nötralize edilebilir. Her 100 IU heparini, 1 mg protamin sülfatnötralize eder. İhtiyaç duyulan protamin miktarı, nötralizasyonu tamamlayacak miktardaolmalıdır. Protamin sülfat yavaş yavaş yaklaşık 10 dakika içinde bolus olarak uygulanır ve dozu50 mg'ı geçmemelidir. Eğer heparin enjeksiyonundan 15 dakikadan fazla geçmişse gerekenprotamin dozu daha düşük olacaktır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 .Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antitrombotik ajan/heparin grubu ATC Kodu: B01AB01
Heparin normal koagülasyon sisteminin çeşitli safhalarında etkisini gösteren bir antikoagülan ajandır.
İn vitroin vivo
koşullarda kanın pıhtılaşmasına ve fibrin pıhtılarının oluşumunaöncülük eden reaksiyonları inhibe eder. Küçük terapötik dozlardaki heparinin plazmada bulunanantitrombin III (heparin ko-faktörü) ile kombinasyonu, aktive olmuş faktör X'i inaktive eder veprotrombinin trombine dönüşmesini engelleyerek trombozu inhibe eder. Bu inhibasyonunun hızıdoza bağımlı olarak artar. Aktif trombozun meydana gelmesi durumunda daha fazlamiktarlardaki heparin, trombini inaktive ederek ve fibrinojenin fibrine dönüşümünüengelleyerek, daha fazla pıhtı oluşumunu engelleyebilir. Heparin ayrıca fibrin-stabilizefaktörünün aktive olmasını inhibe ederek dayanıklı bir fibrin pıhtı oluşumunu da önler.
Heparin fibrinolitik aktiviteye sahip değildir, bu nedenle mevcut pıhtıları çözmez.
Kanama zamanı genellikle heparin ile etkilenmez. Pıhtılaşma zamanı heparinin tam tedavi dozunda uzar, düşük dozlarında ise etkilenmez.
10
5.2. Farmakokinetik ÖzelliklerGenel özellikler
İntravenöz enjeksiyondan hemen sonra, subkutan enjeksiyonda ise 20-30 dakika sonra antikoagülan etkisini gösterir.
Emilim:
Oral, rektal, intramüsküler, subkutan uygulamalarda heparin normal absorbsiyonunu göstermez. Subkutan uygulama şekli sadece proflaktik amaçlı kullanımda kabul edilebilir.
Dağılım:
Heparin plasentaya geçmez, anne sütüne karışmaz.
Biyotransformasyon:
Heparin karaciğerde metabolize olur. Heparinin bir kısmı platelet faktörü IV, plazma proteinleri (fibrinojen dahil) retiküloendotelyal sistem gibi çeşitli faktörlerle nötralize edilir. Metabolitiinaktiftir.
Eliminasyon:
Heparinin plazma yarı ömrü doza ve kullanım şekline bağlı olarak kişiden kişiye büyük değişiklik gösterir ve ortalama olarak 90 dakika olarak kabul edilir.
Heparin böbrekler tarafından elimine olur ve az miktarı idrarla değişmeden atılır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yarı ömür eliminasyon süresi; obezite, böbrek yetmezliği, malignite, pulmoner embolizm, karaciğer fonksiyon bozukluklarının ve enfeksiyonların varlığına bağlı olarak değişebilir.
60 yaşın üstündeki hastalar aynı miktar doz alan 60 yaşın altındaki hastalara kıyasla daha yüksek heparin plazma seviyelerine ve daha uzun aktive edilmiş kısmi tromboplastin zamanına (aPPTs)sahip olabilirler.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik öncesi güvenlilik verileri diğer bölümlere dahil edilmiştir, eklenecek klinik veri bulunmamaktadır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Benzil alkol Sodyum klorür
Sodyum hidroksit veya hidroklorik asit Enjeksiyonluk su
11
6.2. Geçimsizlikler
Herhangi bir uygunluk çalışması yürütülmediği için bu ürün diğer tıbbi ürünlerle karıştırılmamalıdır.
Heparin birçok enjektabl preparatlarla geçimsizdir, örneğin bazı antibiyotikler, opioid analjezikler ve antihistaminikler.
Aşağıdaki ilaçlar heparinle geçimsizdir:
Alteplaz, amikasin sülfat, amiodaron hidroklorür, ampisilin sodyum, aprotinin, benzilpenisilin potasyum veya sodyum, sefalotin sodyum, klorpromazin hidroklorür, siprofloksasin laktat,sisatraküryum besilat, sitarabin, dakarbazin, daunorubisin hidroklorür, diazepam, doksorubisinhidroklorür, droperidol, eritromisin laktobionat, gentamisin sülfat, haloperidol laktat,hyaluronidaz, hidrokortizon sodyum süksinat, kanamisin sülfat, labetolol hidroklorür, metisilinsodyum, metotrimeprazin, netilmisin sülfat, nikardipin hidroklorür, oksitetrasiklin hidroklorür,petidin hidroklorür, polimiksin B sülfat, promethazin hidroklorür streptomisin sülfat, tobramisinsülfat, triflupromazin hidroklorür, vankomisin hidroklorür ve vinblastin sülfat.
Dobutamin hidroklorür ve heparinle çökelti oluşacağından, karıştırılmamalı veya aynı intravenöz hat üzerinden infüzyonu yapılmamalıdır.
Heparin ve reteplazın kombine çözeltisi geçimsizdir. Eğer reteplaz ve heparinin, bir Y-hattı ile birlikte aynı hat boyunca verilmesi gerekliyse, reteplaz enjeksiyonundan önce ve enjeksiyonutakiben hat, %0,9 salin veya %5 glukoz çözeltisi ile yıkanmalıdır.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
Uygulamadan önce çözeltinin berrak ve ambalajın açılmamış olduğuna dikkat ediniz.
25 °C'nin altındaki oda sıcaklığında orijinal ambalajında saklayınız. Dondurmayınız.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
Bromobutil tıpa, mavi flip-off aluminyum kapak, 5 ml tip I renksiz cam flakon 1 adet flakon içeren kutularda sunulmaktadır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.
12
7. RUHSAT SAHİBİ
Biem İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Anıttepe Mah. Turgut Reis Cad. No:21 Tandoğan-Çankaya / ANKARATel : 0312 230 29 29Faks: 0312 230 68 00
8. RUHSAT NUMARASI
2018/609
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 06.11.2018 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
13