KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
CLOPIXOL® 10 mg film kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Her film kaplı tablet, 10 mg zuklopentiksol'e eşdeğer 11,82 mg zuklopentiksol dihidroklorür içerir.
Yardımcı madde(ler)
:
Laktoz monohidrat (inek sütü şekeri).............21,6 mg
Hidrojenlenmiş hint yağı .............0,72 mg
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film kaplı tablet.
Yuvarlak, bikonveks, açık kırmızı-kahverengi, film kaplı tabletler.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Akut ve kronik şizofreni ile özellikle halüsinasyonlar, hezeyanlar ve düşünce bozuklukları ile birlikte ajitasyon, huzursuzluk, düşmanlık duyguları ve saldırganlık gibi semptomlarla kendinigösteren diğer psikozlarda endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Yetişkinler:
Doz, hastanın koşullarına göre bireysel olarak ayarlanmalıdır. Genel olarak, ilk başta küçük dozlarla başlanmalı ve tedavi yanıtına göre mümkün olan en kısa sürede optimal etkin seviyeyeyükseltilmelidir. İdame dozu genellikle tek doz olarak yatmadan önce verilebilir.
Akut şizofreni ve diğer akut psikozlar. Şiddetli akut ajitasyon durumları.
Genellikle günde 10-50 mg. Orta ve şiddetli vakalarda ilk başta 20 mg/gün. Gerektiğinde, her 2-3 günde bir 10-20 mg arttırılarak günde 75 mg veya daha fazla doza çıkılır. Maksimum doz tekdefada 40 mg ve günde toplam 150 mg'dır.
Kronik şizofreni ve diğer kronik psikozlar:
1
İdame dozu genellikle günde 20-40 mg'dir.
Oralden depo antipsikotik preparatlara geçiş yapan hastalarda oral tedavi aniden sonlandırılmamalıdır, ilk enjeksiyonun uygulanmasını takiben oral tedavi birkaç günlük periyotlarsüresinde kademeli olarak azaltılarak sonlandırılmalıdır.
Uygulama şekli:
Tabletler suyla beraber yutulur.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek yetmezliği:
CLOPIXOL, böbrek işlevi azalmış hastalara olağan dozlarda verilebilir. Böbrek yetmezliği durumunda uygulanan doz normal dozun yarısına düşürülmelidir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer hastalığı olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4). Karaciğer fonksiyonu azalmış olan hastalara önerilen dozun yarısı uygulanmalıdır. Serum seviyesi takibi önerilmektedir.
Pediyatrik popülasyon:
Klinik tecrübe olmadığından CLOPIXOL'ün çocuklarda kullanımı önerilmez.
Geriyatrik popülasyon:
Standart tıbbi uygulamaya uygun olarak, zayıf veya yaşlı hastalarda başlangıç dozunun normal başlangıç dozunun dörtte biri veya yarısına düşürülmesi gerekebilir.
4.3. Kontrendikasyonlar
Etkin madde veya yardımcı maddelerden herhangi birine aşırı duyarlılık (6.1'e bakınız),
Dolaşım kollapsı, herhangi bir nedene bağlı (örn. alkol, barbitürat veya opiyat intoksikasyonu) bilinçlilik düzeyinde baskılanma, koma gibi durumlarda kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Karaciğer hastalığı, kalp hastalığı veya aritmisi olan hastalar; ilerlemiş solunum hastalığı; böbrek yetmezliği; epilepsisi (ve alkol yoksunluğu veya beyin hasarı gibi epilepsiye yatkınlıkoluşturabilecek durumlar); Parkinson hastalığı; dar açılı glokomu; prostat büyümesi; hipotiroidi;hipertiroidi; myasthenia gravis hastalığı; feokromositoması olan hastalar ve tioksantanlar veya diğerantipsikotiklere aşırı duyarlılık gösteren hastalarda kullanımında dikkatli olunmalıdır.
Antipsikotik ilaçların aniden kesilmesinden sonra bulantı, kusma, terleme ve uykusuzluğun dahil olduğu akut yoksunluk (kesilme) semptomları tanımlanmıştır. Psikotik semptomlarıntekrarlanabileceği ve istemsiz hareket bozukluklarının (akatizi, distoni ve diskinezi gibi) ortayaçıktığı bildirilmiştir. Bu nedenle, antipsikotik ilaç dozunun kademeli olarak azaltılarak kesilmesitavsiye edilir.
2
Nöroleptik malign sendrom (hipertermi, kas rijiditesi, dalgalı bilinç durumu, otonom sinir sistemi instabilitesi) gelişme olasılığı her nöroleptikte vardır. Bu risk, daha kuvvetli ilaçlarda daha fazlaolabilir. Ölümle sonuçlanan vakalar arasında geçmişinde organik beyin sendromu, zeka geriliği,opiat ve alkolün kötüye kullanımı olan hastalar daha fazladır.
Tedavi: Nöroleptiğin kesilmesi. Semptomatik tedavi ve genel destekleyici önlemlerin kullanılması. Dantrolen ve bromokriptin yararlı olabilir.
Semptomlar, oral nöroleptikler kesildikten sonra bir haftadan fazla ve depo formları kesildikten sonra daha da uzun sürebilir.
Diğer nöroleptikler gibi zuklopentiksol; organik beyin sendromu, konvülsiyon ve ileri hepatik hastalığı olanlarda dikkatle kullanılmalıdır.
Nadiren kan diskrazileri bildirilmiştir. Eğer hasta ısrarlı enfeksiyon belirtileri gösteriyorsa kan sayımı yapılmalıdır.
Uzun dönemli tedavideki hastalar, özellikle yüksek dozlarda kullananlar dikkatle izlenmeli ve idame dozunu düşürme kararı periyodik olarak gözden geçirilmelidir.
Antipsikotikler terapötik sınıfına dahil olan diğer ilaçlar gibi zuklopentiksol de QT uzamasına neden olabilir. QT aralığı uzamasının devamlı olması malign aritmi riskini artırabilir. Bu nedenle, duyarlıbireylerde (hipokalemi, hipomagnezemi veya genetik yatkınlığı olanlar) ve QT uzaması, belirginbradikardi (dakikada <50 atım), yakın zamanda geçirilmiş miyokard enfarktüsü, kompanse olmayankalp yetmezliği veya kardiyak aritmi gibi kardiyovasküler bozukluk hikayesi olan hastalardazuklopentiksol dikkatle kullanılmalıdır.
Antipsikotik ilaçlar ile venöz tromboembolizm (VTE) vakaları bildirilmiştir. Antipsikotikler ile tedavi edilen hastalarda sıklıkla VTE için kazanılmış risk faktörleri bulunduğundan, VTE için tümolası risk faktörleri zuklopentiksol ile tedavi öncesi ve sırasında tanımlanmalı ve koruyucu önlemleralınmalıdır.
Diğer antipsikotiklerle eş zamanlı tedaviden kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.5).
Diğer psikotroplar için geçerli olduğu gibi zuklopentiksol, diyabetik hastalarda insülin ve glükoz yanıtlarını, antidiyabetik tedavinin ayarlanmasını gerektirecek şekilde değiştirebilir.
Yaşlı hastalar:
Yaşlı hastalarda yakın takip gereklidir çünkü bu hasta grubu sedasyon, hipotansiyon, konfüzyon ve sıcaklık değişiklikleri gibi yan etkileri deneyimlemeye özellikle daha yatkındır.
Demansı olan yaşlı kişilerde mortalite artışı
_
Konvansiyonel ve atipik antipsikotik ilaçlar demansa bağlı psikozu olan yaşlı hastaların tedavisinde
kullanıldığında ölüm riskinde artışa neden olmaktadır.
_
Riskin kesin boyutu hakkında bir tahmin vermek için yeterli veri mevcut değildir ve artan riskin nedeni bilinmemektedir.
Zuklopentiksol, demansla ilişkili davranış bozuklukları tedavisinde ruhsatlı değildir.
3
Serebrovasküler
Randomize plasebo kontrollü klinik çalışmalarda bazı atipik antipsikotikleri kullanan demans popülasyonunda serebrovasküler advers olay riskinin yaklaşık 3 kat artış gösterdiği gözlenmiştir. Burisk artışının mekanizması bilinmemektedir. Diğer antipsikotikler ve diğer hasta popülasyonlarındada risk artışı göz ardı edilemez. Zuklopentiksol, inme riski taşıyan hastalarda dikkatlikullanılmalıdır.
Yardımcı maddeler:
Tabletler laktoz monohidrat içerir. Galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği veya glukoz-galaktoz malabsorpsiyonu gibi nadir kalıtımsal problemleri olan hastalar bu ilacı almamalıdırlar.
Tabletler hidrojene hint yağı içerdiğinden, mide bulantısına ve ishale sebep olabilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Kullanımda önlem gerektiren kombinasyonlar:
Zuklopentiksol, alkolün sedatif etkisini ve barbitüratlarla diğer merkezi sinir sistemi ilaçlarının etkilerini arttırabilir.
Hidralazin ve a-blokörleri (örn. doksazosin) veya metil-dopa gibi vazodilatör antihipertansif ajanların hipotansif etkisini arttırabilir.
Nöroleptikler antihipertansif ilaçların etkilerini arttırabilir veya azaltabilir; guanetidin ve benzer etkili maddelerin antihipertansif etkisi azalır.
Antikolinerjik özellikli atropinin veya benzer diğer ilaçların antikolinerjik etkileri artabilir. Antipsikotikler, adrenalin ve diğer sempatomimetik ajanların etkisini antagonize edebilir.Antipsikotiklerin lityum veya sibutramin ile beraber kullanımı nörotoksisite riskini arttırır.
Trisiklik antidepresanların metabolizması inhibe edilebilir ve diyabetin kontrolü bozulabilir. Zuklopentiksol, levodopa ve adrenerjik ilaçların etkilerini azaltabilir.
Antipsikotikler aynı zamanda antikonvülsanların etkinliğini bozabilir.
Metoklopramid ve piperazinin beraber kullanımı tardif diskinezi gibi ekstrapiramidal bozukluk riskini arttırır.
Zuklopentiksol CYP2D6 tarafından kısmen metabolize edildiğinden, bu enzimi inhibe ettiği bilinen ilaçların beraber kullanımı beklenenden daha yüksek zuklopentiksol plazma konsantrasyonlarına,dolayısıyla advers etki ve kardiyotoksisite riskinde artışa sebep olabilir.
Antipsikotik tedaviye bağlı QT aralığı uzamaları, QT aralığını belirgin şekilde uzattığı bilinen diğer ilaçların eş zamanlı uygulamasıyla daha da şiddetlenebilir. Bu ilaçların eş zamanlı olarakuygulanmasından kaçınılmalıdır. Bununla ilgili sınıflar aşağıdakileri içermektedir:
• sınıf Ia ve III antiaritmikler (örn. kinidin, amiodaron, sotalol, dofetilid)
• bazı antipsikotikler (örn. tiyoridazin)
• bazı makrolidler (örn. eritromisin)
• bazı antihistaminikler (örn. terfenadin, astemizol)
• bazı kinolon antibiyotikleri (örn. gatifloksasin,moksifloksasin)
4
Yukarıdaki liste kapsamlı değildir ve QT aralığını önemli derecede uzattığı bilinen diğer ilaçlardan da (örn. sisaprid, lityum) kaçınılmalıdır.
Tiyazid diüretikleri gibi elektrolit dengesini bozduğu (hipokalemi) bilinen ilaçlar ve zuklopentiksolün plazma konsantrasyonunu artırdığı bilinen ilaçlar, QT uzaması ve malign aritmiriskini artıracağından dikkatli kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
4.6. Gebelik ve laktasyon
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi C'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Hastalar zuklopentiksol tedavisi sırasında hamile kalırlarsa veya hamile kalmayı planlıyorlarsa doktorlarına haber vermelidirler.
Gebelik dönemi
CLOPIXOL'ün gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3).İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Zuklopentiksol, hasta için beklenen yararları fetüs için olan teorik risklerine ağır basmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır. Uygulanan doz mümkün olduğunca düşük, tedavi süresi mümkünolduğunca kısa olmalıdır.
Gebeliğin üçüncü trimesterinde antipsikotik ilaçlara maruz kalan yeni doğanlar, doğumu takiben, şiddeti değişebilen, anormal kas hareketleri (ekstrapiramidal işaretler/ekstrapiramidal semptomlar)ve/veya ilaç kesilme semptomları açısından risk altındadırlar. Bu semptomlar ajitasyon, hipertoni,hipotoni, tremor, somnolans, respiratuar distres veya beslenme bozukluklarını içermektedir. Bunedenle, yenidoğanlar dikkatle izlenmelidir.
CLOPIXOL gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Zuklopentiksol anne sütünde düşük konsantrasyonlarda bulunduğundan, terapötik dozlarda kullanıldığında bebeği etkilemesi beklenmez. Bebek tarafından alınan doz, vücut ağırlığına bağlıanne dozunun (mg/kg) %1'inden daha azdır. Klinik açıdan önemli ise zuklopentiksol tedavisisırasında emzirmeye devam edilebilir, ancak özellikle doğumdan sonraki ilk 4 hafta bebeğingözlemlenmesi önerilir.
5Üreme yeteneği/Fertilite
İnsanlarda hiperprolaktinemi, galaktore, amenore, erektil disfonksiyon ve ejakülasyon bozukluğu gibi advers olaylar rapor edilmiştir (bkz. 4.8). Bu olayların kadın ve/veya erkek cinsel işlevi vefertilitesi üzerine olumsuz etkisi olabilir.
Eğer klinik olarak anlamlı hiperprolaktinemi, galaktore, amenore veya cinsel işlevsizlik oluşursa, doz ayarlaması (eğer mümkünse) veya ilacın sonlandırılması göz önünde bulundurulmalıdır. Tedavisonlandırıldığında etkiler geri dönüşümlüdür.
Erkek ve dişi sıçanlara zuklopentiksol uygulaması çiftleşmede hafif gecikme ile ilişkilendirilmiştir. Zuklopentiksolün diyet ile verildiği bir deneyde, çiftleşme performansında bozukluk ve döllenmeoranında azalma tespit edilmiştir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
CLOPIXOL sedatif bir ilaçtır. Psikotropik ilaç tedavisi gören hastaların genel dikkat ve konsantrasyon seviyelerinde biraz bozukluk görülebilir; bu nedenle, araba veya diğer makinelerikullanma yetenekleri hakkında uyarılmaları gerekir.
4.8. İstenmeyen etkiler
İstenmeyen etkilerin çoğu doza bağımlıdır. Bu etkilerin sıklığı ve şiddeti tedavinin erken evresinde daha çok görülür ve tedavinin devamında azalır.
Özellikle tedavinin erken evresinde ekstrapiramidal reaksiyonlar meydana gelebilir. Çoğu durumda bu yan etkiler, dozun azaltılması ve/veya antiparkinson ilaçların kullanılmasıyla tatmin ediciderecede kontrol altına alınabilir. Antiparkinson ilaçların rutin olarak profilaktik kullanımıönerilmez. Antiparkinson ilaçlar tardif diskineziyi azaltmaz, hatta alevlendirebilir. Dozunazaltılması veya mümkünse, tedavinin sonlandırılması önerilir.
İnatçı akatizide, bir benzodiazepin veya propranolol uygulanması yararlı olabilir.
Sıklıklar literatür ve spontan bildirimlerden alınmıştır. Sıklıklar şu şekilde ifade edilmiştir:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (>1/10000 ila <1/1000), çok seyrek (<1/10000); bilinmiyor (mevcut verilerden tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek: Trombositopeni, nötropeni, lökopeni, agranülositoz
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: Hipersensitivite, anafilaktik reaksiyon
Endokrin hastalıkları
Seyrek: Hiperprolaktinemi
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın: İştah artışı, kilo artışı Yaygın olmayan: İştah kaybı, kilo kaybı
Seyrek: Hiperglisemi, glukoz toleransında bozulma, hiperlipidemi
6Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın: Uykusuzluk, depresyon, anksiyete, sinirlilik, anormal rüyalar, ajitasyon, libido azalması Yaygın olmayan: Apati, kabuslar, libido artışı, kafa karışıklığı hali
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Somnolans, akatizi, hiperkinezi, hipokinezi
Yaygın: Tremor, distoni, hipertoni, sersemlik, baş ağrısı, parestezi, dikkat bozukluğu, amnezi, anormal yürüyüş
Yaygın olmayan: Tardif diskinezi, hiperrefleksi, diskinezi, parkinsonizm, senkop, ataksi, konuşma bozukluğu, hipotoni, konvülziyon, migrenÇok seyrek: Nöroleptik malign sendrom
Göz hastalıkları
Yaygın: Akomodasyon bozukluğu, görme anomalileri
Yaygın olmayan: Okülojirasyon (gözün dairesel hareketi), midriyazis
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın: Vertigo
Yaygın olmayan: Hiperakuzi, kulak çınlaması
Kardiyak hastalıklar
Yaygın: Taşikardi, çarpıntı
Seyrek: Elektrokardiyogramda QT uzaması
Vasküler hastalıklar
Yaygın olmayan: Hipotansiyon, sıcak basması Çok seyrek: Venöz tromboembolizm
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Nazal konjesyon, dispne
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın: Ağız kuruluğu
Yaygın: Salya artışı, kabızlık, kusma, dispepsi, ishal Yaygın olmayan: Karın ağrısı, mide bulantısı, gaz
Hepato-biliyer hastalıklar
Yaygın olmayan: Karaciğer fonksiyon testi anormal Çok seyrek: Kolestatik hepatit, sarılık
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Hiperhidroz, kaşıntı
Yaygın olmayan: Döküntü, fotosensitivite reaksiyonu, pigmentasyon bozukluğu, sebore, dermatit, purpura
Kas-iskelet sistemi bozuklukları, bağ dokusu ve kemik hastalıkları
Yaygın: Miyalji
7
Yaygın olmayan: Kas rijiditesi, trismus, tortikolis
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın: İşeme bozuklukları, idrar tutukluğu, poliüri
Gebelik, purperiyum durumları ve perinatal hastalıklar
Bilinmiyor: Neonatal yoksunluk sendromu (Bkz. bölüm 4.6)
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın olmayan: Boşalma bozukluğu, erektil disfonksiyon, kadın orgazmik bozukluğu, vulvovajinal kuruluk
Seyrek: Jinekomasti, galaktore, amenore, priapizm
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Asteni, yorgunluk, halsizlik, ağrı Yaygın olmayan: Susama, hipotermi, pireksi
Antipsikotikler terapötik grubuna dahil olan diğer ilaçlarda olduğu gibi, zuklopentiksol için de, seyrek olarak, QT uzaması, ventriküler aritmi-ventriküler fibrilasyon, ventriküler taşikardi,Torsades de Pointes ve açıklanamayan ani ölüm vakaları rapor edilmiştir (Bkz bölüm 4.4).
Çok seyrek olarak, antipsikotik ilaç kullanımı ile birlikte pulmoner embolizm vakaları ve derin ven trombozu vakaları dahil olmak üzere venöz tromboembolizm vakaları bildirilmiştir.
Zuklopentiksolün aniden kesilmesi, kesilme semptomlarına neden olabilir. En yaygın belirtiler bulantı, kusma, anoreksi, ishal, rinore, terleme, miyalji, parestezi, uykusuzluk, huzursuzluk,anksiyete ve ajitasyondur. Hastalar ayrıca vertigo, birbirini takip eden sıcaklık ve soğukluk hissi vetremor yaşayabilir. Belirtiler genellikle ilacı bıraktıktan sonra 1. ila 4. günler arasında başlar ve 7 ila14 gün içinde azalır.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlıkmesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi(TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
Belirtiler:
Somnolans, koma, hareket bozuklukları, konvülziyonlar, hipotansiyon, şok, hipertermi veya hipotermi, ekstrapiramidal semptomlar.
Kalbi etkilediği bilinen ilaçlarla birlikte aşırı dozda zuklopentiksol alındığında, EKG'de değişiklikler, QT uzaması, Torsades de Pointes, kardiyak arrest ve ventriküler aritmi raporedilmiştir.
Zuklopentiksolün klinik çalışmalarda kullanılmış olan en yüksek oral dozu günde 450 mg'dır.
8
Tedavi:
Tedavi semptomatik ve destekleyicidir. Solunum ve kardiyovasküler sistemleri destekleyici önlemler alınmalıdır. Kan basıncı daha da düşebileceğinden epinefrin (adrenalin) kullanılmamalıdır.Konvülziyonlar diazepam ile ve hareket bozuklukları biperiden ile tedavi edilebilir.
Ekstrapiramidal semptomlar oluşur ise antikolinerjik etkili antiparkinson ilaçlar kullanılabilir.
Pek olası olmayan ajitasyon, eksitasyon ve konvülsiyon vakalarında ise benzodiazepinler ile sedasyon yapılabilir.
Eğer hasta şokta ise intravenöz salin solüsyonu infüzyonu içinde noradrenalin kullanılabilir. Adrenalin verilmemelidir. Gastrik lavaj göz önünde bulundurulmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötikgrubu:
Antipsikotikler - Tiyoksanten türevi.
ATC kodu: N05AF05
Etki mekanizması:
Zuklopentiksol tiyoksanten grubundan bir nöroleptiktir.
Nöroleptiklerin antipsikotik etkisi dopamin reseptörlerini bloke edici etkileriyle ilintilidir. Ayrıca 5-HT (5-hidroksitriptamin) reseptörlerini bloke ederek bu etkiye katkıda bulunmaları da olasıdır.
İn vitro
zuklopentiksolün D1 ve D2 dopamin reseptörlerine, aı-adrenoseptörlerine ve 5-HT2reseptörlerine afinitesi yüksektir, ancak kolinerjik muskarinik reseptörlere afinitesi yoktur. Histamin(Hı) reseptörlerine afinitesi düşüktür, a2-adrenoseptörlerini bloke edici aktiviteye sahip değildir.
İn vivo
olarak D2 bağlanma yerlerine afinitesi, D1 reseptörlerine afinitesinden yüksektir. Zuklopentiksolün güçlü bir nöroleptik olduğu, nöroleptik (dopamin reseptörlerini bloke edici)aktivite açısından yapılan tüm davranış çalışmalarında gösterilmiştir.
İn vivoin vitro
afinitesi ve günlük ortalama oral antipsikotik dozları arasında korelasyon saptanmıştır.
Lökomotor aktivite inhibisyonu ve alkol ile barbitüratın indüklediği uyku süresinin uzaması, zuklopentiksolün sedatif etkisine işaret etmektedir.
Diğer çoğu nöroleptikler gibi, zuklopentiksol serum prolaktin seviyesini arttırır.
Klinik etkililik:
Zuklopentiksol, klinikte, akut ve kronik psikozların tedavisi amacıyla kullanılmaktadır.
Halüsinasyonlar, hezeyanlar ve düşünce bozuklukları gibi şizofreninin çekirdek semptomlarının önemli ölçüde azaltılması veya tamamen ortadan kaldırılmasının yanında, zuklopentiksolün,düşmanlık duyguları, kuşkuculuk, ajitasyon ve saldırganlık gibi eşlik eden semptomlar üzerinde debelirgin etkisi bulunmaktadır.
9
Zuklopentiksol geçici ve doza bağımlı bir sedasyon oluşturur. Ancak bu tür bir başlangıç sedasyonu hastalığın akut fazında genellikle avantaj sağlar. Bu özgün olmayan sedatif etkiye karşı toleransçabuk gelişir.
5.2. Farmakokinetik özellikler
Emilim:
Oral alımından sonra maksimum serum seviyelerine yaklaşık 3-6 saatte ulaşılmıştır. Zuklopentiksol yemeklerden bağımsız olarak alınabilir. Oral biyoyararlanımı yaklaşık
%
44'tür.
Zuklopentiksol dozu ile serumda elde edilen konsantrasyon arasında iyi bir korelasyon vardır. İnsandaki biyolojik yarılanma ömrü yaklaşık 1 gündür.
Dağılım:
Zuklopentiksol karaciğerde, akciğerlerde, bağırsaklarda ve böbrekte dağılır, beyinde ise kısmen düşük konsantrasyonda dağılım sergiler. Az miktarda ilaç veya metabolitleri plasentayı geçer ve sütile atılır.
Görünür dağılım hacmi (Vd)
p
yaklaşık 20 L/kg'dir.
Plazma proteinine bağlanma yaklaşık % 98-99'dur.
Biyotransformasyon:
Zuklopentiksol metabolizması üç ana yol üzerinden olur: sülfoksidasyon, yan zincir N-dealkilasyonu ve glukuronik asit konjugasyonu. Metabolitlerinin psikofarmakolojik aktivitesi yoktur. Zuklopentiksol beyin ve diğer dokulardaki metabolitlerinden daha aktiftir.
Eliminasyon:
Eliminasyon yarılanma ömrü (T1/2
p
) yaklaşık 20 saattir ve ortalama sistemik klerensi (Kls) yaklaşık 0.86 L/dakikadır.
Zuklopentiksol genellikle feçesle ve bir kısmı da (yaklaşık % 10) idrarla atılır.
Dozun sadece yaklaşık % 0.1'i değişmeden idrarla atılır, bu durum böbreklerdeki ilaç yükünün ihmal edilebilir miktarda olduğunu gösterir.
Emziren annelerde zuklopentiksol anne sütüyle az miktarda atılır. Kararlı durumda, oral olarak veya dekanoatla tedavi gören kadınlarda, doz öncesi ortalama süt konsantrasyonu / serum konsantrasyonuoranı yaklaşık 0.29'dur.
Feçeşle eliminasyon yolu baskındır ve çoğunlukla değişmemiş zuklopentiksol ve N-dealkilat metaboliti bu yolla atılır.
10
Doğrusallık
:
Kinetiği doğrusaldır. Kararlı durum plazma seviyelerine yaklaşık 3-5 günde erişilir. Günde tek doz 20 mg oral zuklopentiksole eşdeğer ortalama minimum kararlı durum seviyesi yaklaşık 25nmol/L'dir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaşlı hastalar:
Farmakokinetik parametreler hastaların yaşından oldukça bağımsızdır.
Böbrek yetmezliği:
Yukarıda verilen eliminasyon özellikleri göz önüne alındığında, azalmış böbrek işlevinin ana ilacın serum seviyeleri üzerinde çok fazla etkisi olmadığı farz edilebilir.
Karaciğer yetmezliği:
Veri yoktur.
Polimorfizm:
Bir
in vivoFarmakokinetik/Farmakodinamik ilişki(ler):
Hastalık şiddeti hafif veya orta olan şizofreni hastalarında idame tedavisi olarak 2.8 - 12 ng/mL (730 nmol/L) minimum (doz alımından hemen önce ölçülen konsantrasyon) serum konsantrasyonu önerilir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Akut toksisite
Zuklopentiksolün akut toksisitesi düşüktür.
Kronik toksisite
Kronik toksisite çalışmalarında zuklopentiksolün terapötik kullanımına ilişkin endişe verici bulgulara rastlanmamıştır.
Üreme toksisitesi
Hayvan çalışmaları üreme toksisitesi göstermiştir.
Sıçanlardaki üç jenerasyonu içine alan bir çalışmada çiftleşmede gecikme bildirilmiştir. Çiftleşme gerçekleştikten sonra fertiliteye etkisi olmamıştır. Zuklopentiksolün diyet ile verildiği bir deneyde,çiftleşme performansında bozukluk ve döllenme oranında azalma tespit edilmiştir.
Hayvan üreme çalışmaları embriyotoksik veya teratojenik etkilere dair kanıt göstermemiştir. Ancak sıçanlarda yapılan peri/postnatal çalışmalarda 5 ve 15 mg/kg/gün dozların ölü doğumlarda artmaya,yavruların hayatta kalma süresinde azalmaya ve gelişmede gecikmelere yol açtığı görülmüştür. Bu
11
bulguların klinik önemi açık değildir ve yavrular üzerindeki etkiler, muhtemelen, annelerin maternal toksisite oluşturan zuklopentiksol dozlarına maruz kalmalarına bağlı olabilir.
Mutajenisite ve karsinojenisite
Zuklopentiksol, mutajenik veya karsinojenik potansiyele sahip değildir. Yapılan bir sıçan onkojenite çalışmasında, 2 yıl boyunca, 30 mg/kg/gün (en yüksek doz) dozda kullanılması sonucu, memeadenokarsinoması, pankreatik adacık hücre adenomaları, dişilerde görülen karsinomalar ve tiroidparafoliküler karsinomalarda, çok hafif ve istatiksel anlamı olmayan artış saptanmıştır. Bu tümörolgularında görülen hafif artış, sıçanlarda kullanıldığında prolaktin sekresyonunu arttıran D2antagonistlerinde görülen yaygın bir bulgudur. Sıçanlar ve insanlar arasında prolaktine ilişkinfizyolojik farklılıklar, bu bulguların klinik önemini belirsiz kılmaktadır. Ancak hastalarda onkojenikbir riski öngörmediği kabul edilmektedir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Tablet çekirdeği:
Patates nişastası
Laktoz monohidrat (inek sütü şekeri)
Mikrokristalin selüloz KopolividonGliserol (%85)
Talk
Hidrojenlenmiş hint yağı Magnezyum stearat
Kaplama:
Hipromelloz 5 Makrogol 6000Titanyum dioksit (E 171)
Kırmızı demir oksit (E 172)
6.2. Geçimsizlikler
Yeterli bilgi yoktur.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel uyarılar
CLOPIXOL® film kaplı tablet, 25°C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
12
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, HDPE plastik şişede 50 film kaplı tablet.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Lundbeck İlaç Tic. Ltd. Şti.
FSM Mah. Poligon Cad. Buyaka 2 Sitesi No:8 l.Blok Kat:7 Ümraniye / İstanbulTel: 0216 538 96 00Faks: 0216 425 46 35
8. RUHSAT NUMARASI
2020/139
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 26.06.2020 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
13