Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Tredison 250 Mg Im/iv Enjeksiyonluk/infüzyonluk Çözelti Hazırlamak İçin Toz ve Çözücü Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

TREDİSON 250 mg IM/IV enjeksiyonluMnfüzyonluk çözelti hazırlamak için toz ve çözücü Steril

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:

Her bir flakon, 250 mg metilprednisolona eşdeğer 341.73 mg tamponlanmış metilprednisolon sodyum süksinat içerir.

Çözücü ampul; 4 mİ enjeksiyonluk su içerir.

Yardımcı madde(ler):

Yardımcı madde bulunmamaktadır.

3. FARMASÖTİK FORM

Enjeksiyon için liyofilize toz içeren flakon Beyaz veya beyazımsı renkte, liyofilize toz ya da kek

4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar

TREDİSON hızlı ve kuvvetli kortikosteroid etkisi gereken aşağıdaki şu gibi durumların tedavisinde endikedir:

Endokrin hastalıkları: Primer ve sekonder adrenal yetmezlik (hidro-kortizon veya kortizon ilk seçenektir; gerekli hallerde sentetik analoglar mineralortikoidler ile birliktekullanılabilirler; bebeklerde mineralokortikoid takviyesi özel önem taşır), akutadrenokortikal yetmezlik, konjenital adrenal hiperplazi, kanserle ilişkili hiperkalsemi,nonsüpuratif tiroidit.

1/21

Romatizmal hastalıklar: Kısa süre için yardımcı tedavi olarak verilmek üzere (hastanın akut bir olayı veya alevlenmeyi atlatabilmesi için): Romatoid artrit (düşük doz uygulamaları ilejüvenil romatoid artrit dahil), psöriatik artrit, ankilozan spondilit, akut gut artriti,posttravmatik osteoartrit, akut nonspesifik tenosinovit, akut ve subakut bursit ve epikondilit,osteoartrit sinoviti.

Kollajen doku hastalıkları: Bir alevlenme esnasında veya seçilmiş vakalarda idame tedavisi olarak: Sistemik lupus eritematosus, sistemik dermatomiyozit (polimiyozit), akut romatoidkardit.

Deri hastalıkları: Pemfigus, şiddetli eritema multiforme (Stevens-Johnsons sendromu), eksfoliyatif dermatit, büllöz dermatitis herpetiformis, şiddetli psöriyazis, şiddetli seboreikdermatit ve mikozis fungoides.

Aleıjik reaksiyonlar: Geleneksel tedavinin yeterli miktarına rağmen geçmeyen şiddetli veya faaliyeti engelleyen alerjik durumları kontrol altına almak için: Bronşiyal astım, kontaktdermatit, atopik dermatit, serum hastalığı, mevsimsel veya perennial alerjik rinit, ilaç aşınduyarlılık reaksiyonlan, ürtikeriyal transfüzyon reaksiyonlan ve akut noninfeksiyöz larenksödemi.

Göz hastalıklan: Göz ve etrafındaki dokulann şiddetli, akut veya kronik, alerjik veya enflamatuvar rahatsızlıktan: Herpes zoster oftalmikus, iritis, iridosiklitis, korioretinitisyaygın posterior uveit ve koroidit, optik nevrit, sempatetik oftalmi, ön segmentenflamasyonu, aleıjik konjonktivit, aleıjik komeal maıjinal ülser ve keratit.

Gastrointestinal hastalıklar: Hastanın, hastalığın kritik bir dönemini atlatabilmesi için: Ülseratif kolit (sistemik tedavi) ve rejyonel enterit (sistemik tedavi).

Solunum sistemi hastalıklan: Semptomatik sarkoidoz, berillioz, diğer yöntemlerle tedavi edilemeyen Löffler sendromu, aspirasyon pnömonisi ve gerekli antitüberküloz tedavi ilebirlikte fulminan ya da dissemine pulmoner tüberküloz,

Hematolojik hastalıklar: Kazanılmış (otoimmün) hemolitik anemi, yetişkinlerdeki sekonder trombositopeni, eritroblastopeni (kırmızı kan hücresi anemisi), konjenital (eritroid)hipoplastik anemi, yetişkinlerde idiyopatik trombositopenik purpura (sadece IV uygulama,EM uygulama kontrendikedir).

2/21

Neoplastik hastalıklar: Palyatif tedaviler için, yetişkinlerde lösemi ve lenfoma, çocukluk çağında akut lösemi.

Ödem durumları: Üremişiz idiyopatik tip veya lupus eritematoz nedeniyle oluşan nefrotik sendromdaki proteinürinin azaltılması veya diürezin arttırılması.

Sinir sistemi hastalıkları: Multipl sklerozun akut alevlenmesi.

Standart akut şok tedavisine cevap vermeyen şoklar: Kardiyojenik şok, septik şok, anafilaktik şok, hipovolemik şok, karışık şok durumları, travma, yanıklar, çeşitli etiyolojiknedenli geç şoklar ve akut spinal kord travmaları.

Diğerleri: Uygun antitüberküloz kemoterapi ile beraber kullanıldığında, subaraknoid blok ya da gelişmesi muhtemel blok ile tüberküloz menenjiti, nörolojik veya miyokardiyalsemptomlar içeren trişinoz

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:

Hayatı tehdit edici durumlarda yardımcı tedavi olarak önerilen doz, en az 30 dakika süre içerisinde intravenöz yoldan verilen 30 mg/kg metilprednisolon sodyum süksinattır. Bu doz48 saate kadar 4-6 saatte bir tekrarlanabilir.

Kortikosteroide yanıt veren hastalıkların kötüleşmesi ve/veya standart tedaviye yanıt vermemesi durumunda yüksek dozlama için önerilen doz programı aşağıdaki gibidir:

• Romatizmal hastalıklar: 1, 2, 3 veya 4 gün IV 1 g/gün veya 6 ay IV 1 g/ay.

• Sistemik lupus eritematoz: 3 gün IV 1 g/gün.

• Multipl skleroz: 3 gün IV 1 g/gün veya 5 gün IV 1 g/gün.

• Glomerulonefrit, lupus nefriti gibi ödematöz durumlar: 4 gün boyunca her gün IV 30mg/kg veya 3, 5 ya da 7 gün IV 1 g/gün.

Dozlama en az 30 dakika süreyle yapılmalıdır ve tedaviden sonra bir hafta içerisinde iyileşme görülmezse veya hastanın durumuna göre gerekli görülürse tekrarlanabilir.

3/21

Terminal dönemdeki kanser - Yaşam kalitesi

Prospektif kontrollü çalışmalar sekiz haftaya kadar intravenöz yoldan günde 125 mg metilprednisolon sodyum süksinat uygulanmasıyla terminal dönemdeki kanser hastalarınınyaşam kalitesinin anlamlı derecede arttığını göstermiştir.

Bulantı ve kusmanın önlenmesi kanser kemoterapisiyle ilişkilendirilmiştir. Önerilen dozlama: hafiften orta dereceye kadar emetojenik kemoterapi: 250 mg metilprednisolonsodyum süksinat kemoterapiden 1 saat önce, kemotrapinin başlangıcında ve sonunda en az 5dakika süreyle intravenöz yoldan verilmelidir.

Artan etki için metilprednisolon sodyum süksinatın ilk dozu ile birlikte klorine fenotiyazin kullanılabilir. Şiddetli emetojenik kemoterapi: 250 mg metilprednisolon sodyum süksinat enaz 5 dakika süreyle intravenöz yoldan kemoterapiden 1 saat önce metoklopramid veyabutirofenonun uygun dozlarıyla, kemoterapinin başlangıcında ve sonunda tek başınaverilmelidir.

Akut omurilik haşan: Tedaviye hasann ilk 8 saati içerisinde başlanmalıdır.

Hasann ilk 3 saati içerisinde tedaviye başlanan hastalar: 15 dakika süreyle IV bolus enjeksiyonla 30 mg/kg uygulanmalıdır, 45 dakika ara verilmelidir ve 23 saat süreyle devameden IV infüzyonla 5.4 mg/kg/saat verilmelidir.

Hasann 3 ila 8 saati içerisinde tedaviye başlanan hastalar: 15 dakika süreyle IV bolus enjeksiyonla 30 mg/kg uygulanmalıdır, 45 dakika ara verilmelidir ve 47 saat süreyle devameden IV infüzyonla 5.4 mg/kg/saat verilmelidir.

İnfüzyon pompalan için ayn intravenöz bölgeler olmalıdır. Tedaviye hasann ilk 8 saati içerisinde başlanmalıdır.

ADDSTi hastalarda

Pneumocystis carinii

pnömonisi: Farklı dozlamalar kullanılmıştır. Bir yaklaşıma göre 40 mg metilprednisolon sodyum süksinat maksimum 21 gün veyapnömosistis tedavisinin sonuna kadar her 6 ila 12 saatte bir kademeli olarak azalan dozlardauygulanmalıdır. Tedaviye anti-pnömosistis tedavisinin 72 saati içerisinde başlanmalıdır.

Anafilaktik reaksiyonlar: Ani hemodinamik etki için öncelikle adrenalin veya noradrenalin uygulanmalı sonrasında kabul edilen diğer uygulamalarla birlikte TREDİSON intravenözolarak enjekte edilmelidir.

4/21

Aşın duyarlılık reaksiyonlan: TREDİSON 30 dakika ila 2 saat içerisinde rahatlama sağlar. Astımlı hastalara TREDİSON intravenöz yoldan 40 mg dozda verilebilir, hastanın yanıtınagöre tekrarlanabilir. Bazı astımlı hastalarda birkaç saat boyunca yavaş intravenöz damlaşeklinde uygulama avantajlı olabilir.

Transplantasyon sonrası graft reddi reaksiyonlan: Günlük dozun 1 g'a kadar arttınlması gerekebilir. Graft reddi reaksiyonlannın tedavisinde metilprednisolon sodyum süksinatkullanılan çalışmalarda doz ve protokol değişebilse de yayınlanmış literatürler bu düzeydekidozlan (akut red için yaygın olarak kullanılan 500 mg- 1 g) desteklemektedir. Geneldeyüksek doz kortikosteroid tedavi, hasta stabil bir duruma gelene kadar uygulanmalı ve hiçbirzaman hastanın durumuna göre 48-72 saati aşmamalıdır.

Serebral ödem: Kortikosteroidler beyin tümörleriyle ilişkili serebral ödemlerin azaltılması veya önlenmesinde kullanılır.

Tümöre bağlı ödem olan hastalarda kortikosteroid dozunun giderek azaltılması, intrakranyal basınçta rebound artışın önlenmesi açısından önemlidir. Doz azaldıkça beyinde şişlikgörülürse, parenteral olarak verilen daha yüksek ve sık dozlarla tekrar başlanır.

Beyin tümörüne bağlı ödem için önerilen doz uygulamaları aşağıdaki şekildedir:

Uveulama A fi)
Doz (mel
Uveulama volu
Aralık (saati
Uveulama süresi
Pre-operatif

20

IM

3-6


Operasyon sırasında

20-40

IV

1


Operasyon sonrası

20

IM

3

24 saat


16

IM

3

24 saat


12

IM

3

24 saat


8

IM

3

24 saat


4

IM

3

24 saat


4

IM

6

24 saat


4

IM

12

24 saat

5/21

Uveulama B (21
Doz (mel
Uveulama volu
Aralık (saati
Uveulama süresi
Pre-operatif

40

IM

6

2-3

Operasyon sonrası

40

IM

6

3-5


20

Oral

6

1


12

Oral

6

1


8

Oral

8

1


4

Oral

12

1


4

Oral


1

10 günden sonra tedavi kesilmelidir.

Diğer endikasyonlarda başlangıç dozu 10-500 mg arasında değişmektedir. Yüksek dozlar ciddi, akut durumların kısa süreli tedavisinde kullanılır. 250 mg'a kadar olan başlangıçdozları en az 5 dakika, 250 mg'ın üzerinde dozlar ise en az 30 dakika süresinde intravenözyoldan uygulanmalıdır. 24 saatte bir 0.5 mg/kg'dan az olmamalıdır. Devam eden dozlarhastanın yanıtına ve klinik durumuna bağlı olarak belirlenen aralıklarla intravenöz veyaintramüsküler olarak uygulanabilir. Kortiksteroid tedavisi konvansiyonel tedavinin yerinebir tedavi değil, konvansiyonel tedaviye yardımcı bir tedavidir.

Uygulama şekli:

Liyofilize tozu içeren flakon, çözücüsü ile çözüldükten sonra hazırlanan çözelti IM enjeksiyonla veya IV infiizyon yolu ile uygulanabilir. Acil durumlarda tercih edilenuygulama şekli IV enjeksiyondur. İstenilen doz IV yolla yavaş bir şekilde

(birkaç dakikalık süreler halinde) verilir. Kas içi enjeksiyonların derin olması gerekir.

6/21Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek /Karaciğer yetmezliği:

TREDİSON böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrol altında tutularak kullanılmalıdır.

Lupus nefritinde:Pediyatrik popülasyon:

Hematolojik, romatik veya renal durumlar gibi endikasyonlann yüksek doz tedavilerinde, 30 mg/kg/gün'den maksimum 1 g/gün'e kadar olan dozlar önerilmektedir. Bu doz güniçerisinde veya takip eden günlerde üçe bölünerek verilebilir. Transplantasyon sonrası grafitreddi reaksiyonlarında, 3 güne kadar 1020 mg/kg/gün'den maksimum 1 g/gün'e kadar olandozlar önerilmektedir. Astım tedavisinde, 1-4 mg/kg/gün dozu 1-3 gün için önerilmektedir.

TREDİSON kullanımıyla büyümede gerileme riski söz konusu olduğundan, çocuklarda zorunlu nedenler olmadıkça kullanılmamalıdır.

Geriyatrik popülasyon:

Özel bir uygulama bulunmamaktadır ancak geriyatrik hastalarda tedavi planlanırken kortikosteroidlerin istenmeyen etkilerinin daha ciddi olarak ortaya çıkabileceği göz önündebulundurulmalıdır ve hastalar klinik olarak izlenmelidir.

4.3. Kontrendikasyonlar

- Metilprednisolona, diğer glukokortikoidlere veya formülasyondaki yardımcı maddelerdenherhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan,

- Sistemik fiıngal enfeksiyonu olan,

- Belirli bir antiinfektif tedavi uygulanmayan sistemik enfeksiyonu olan hastalardakullanılmamalıdır.

- Intratekal uygulanması kontrendikedir.

7/214.4. Özel kullanım uyanları ve önlemleri

İstenmeyen etkiler en düşük etkin dozun asgari sürede kullanımı ile en aza indirilmelidir.

Uzun süreli steroid tedavisi sırasında adrenal kortikal atrofi gelişebilir ve tedavinin kesilmesinden sonra da uzun yıllar devam edebilir. Sistemik kortikosteroidlerin fizyolojikdozlarından (yaklaşık 6 mg metilprednisolon) daha yüksek dozlannı 3 haftadan uzun sürekullanan hastalarda, ilacın aniden kesilmemesi gerekir. Doz azaltımı sırasında hastalığınrelaps riskine bağlı olarak, azaltmanın nasıl gerçekleştirileceği büyük oranda değişir. İlacınkesilmesi sırasında hastalık aktivitesinin izlenmesi gerekir. İlacı keserken relaps olasılığıdüşük, fakat hipotalamus-hipofiz-adrenal (HPA) baskılanma konusunda şüphe bulunmaktaise, sistemik kortikosteroid dozu hızla fizyolojik dozlara düşürülebilir. Günlük 6 mgmetilprednisolon dozuna erişildiğinde, HPA aksın düzelmesine izin vermek için dozazaltılma hızı yavaşlatılır.

3 haftaya kadar sistemik kortikosteroid kullanan hastalarda, eğer hastalık relapsı olasılığı düşükse ilaç aniden kesilebilir. Hastaların büyük çoğunluğunda, 3 haftaya kadar günlük 32mg metilprednisolon dozlarında kortikosteroid kullanımının HPAaksı baskılanmasına yolaçması beklenmez. Aşağıdaki hasta gruplarında, tedavi süresi 3 hafta veya daha kısa olsa dailacın kademeli olarak kesilmesi önerilir:

• Tekrarlayan sistemik kortikosteroid kürleri uygulanan hastalar (özellikle 3 haftadan uzunsürmüşse),

• Uzun süreli (aylar veya yıllar) kortikosteroid tedavisini takiben, bir yıl içinde kısa sürelibir kür uygulanması gerekmişse,

• Ekzojen kortikosteroid tedavisi dışında adrenokortikal yetmezlik riski taşıyan hastalar,

• Günde 32 mg metilprednisolondan daha yüksek dozlarda tedavi gören hastalar

• Dozlarını tekrarlayan şekilde akşam üzeri almakta olan hastalar.

8/21

Skleroderma Renal Kriz 15mg/gün ve daha yüksek dozlarda prednisolon ve eşdeğerlerini kullanan sistemik sklerozluhastalar, ölümcül olabilen Skleroderma Renal Kriz ile beraber ani bşlangıçlı hipertansiyon veakut böbrek yetmezliği gözlenebileceği hakkında uyarılmalıdır.

Bu sebeple tansiyon ve renal fonksiyon (s-kreatinin) rutin olarak izlenmelidir. Renal krizden şüphenildiğinde, tansiyon dikkatle kontrol edilmelidir.

Hastalar, ilacın dozunu ve tedavinin süresini açıkça izah eden ve riskleri minimuma indirmek için alınacak önlemleri açıklayan “Steroid Tedavisi” kartlarını taşımalıdırlar.

Tekrarlanan yüksek doz i.v. TREDİSON uygulamasını takiben kardiyak aritmi, sirkülasyon kolapsı, kardiyak arest görülen birkaç vakada bildirilmiştir (10 dakikadan daha az birperiyodda 0.5 g'dan fazla). infüzyon hızı veya süresinden bağımsız olacak şekilde yüksekdoz uygulama sırası ve sonrasında bradikardi bildirilmiştir.

İnflamatuvar yanıtın ve immün fonksiyonun baskılanması, enfeksiyon hassasiyetini ve şiddetini artırır. Klinik görünüm sıklıkla atipiktir; septisemi, tüberküloz gibi ciddienfeksiyonlar maskelenebilir ve tanı konulmadan önce ileri evrelere ulaşabilir. İlacınkullanımı sırasında yeni enfeksiyon gelişimi olabilir.

Suçiçeği enfeksiyonu, normalde hafif bir hastalık olmasına rağmen, immün sistemi baskılanmış hastalarda ölümcül olabilir. Önceden suçiçeği geçirmemiş hastalar (veyaebeveynler), suçiçeği geçiren veya herpes zoster enfeksiyonu olan kişiler ile temastankaçınmalı, temas gerçekleşir ise acil tıbbi yardım istemelidirler. Temasta bulunan kişilereVaricella zoster immunglobulini (VZIG) ile pasif immünizasyon düşünülmelidir. Sistemikkortikosteroid alan veya 3 ay içinde kullanmış olan, bu hastalığa bağışıklığı bulunmayankişilerin, temastan sonra 10 gün içinde aşılanmaları önerilir. Eğer suçiçeği tanısıdoğrulanırsa, acil tedavi ve uzman bakımı gerekir. Kortikosteroidler kesilmez hatta dozunartırılması gerekebilir.

Hastalara kızamıktan kaçınmaları ve temas halinde ise acil tıbbi yardım istemeleri konusunda bilgi verilmelidir. Normal immünglobülin ile intramusküler profilaksiye gerekduyulabilir.

İmmün yanıtın baskılandığı kişilere canlı aşılar uygulanmamalıdır. Ölü veya toksoid aşılar

BubelgyeailelyiımikElohibiriikKSnetkiysgâdaütşktlenLdabEairmzalanmıştır. Doküman https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : 1RG83M0FyZmxXM0FyZW56S3k0RG83

9/21

Aktif tüberkülozda kortikosteroid kullanımı sadece fulminan veya dissemine tüberkülozda sistemik antitüberküloz rejimi ile birlikte kullanılabilir. Eğer latent tüberkülozu olan veyatüberkülin reaktivitesi bulunan hastalarda kortikosteroidlerin kullanılması gerekirse, hastalıkreaktive olabileceği için yakından izlem gerekmektedir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisialması gereken bu hastalarda kemoproflaksi uygulanmalıdır.

Parenteral tedavi ile seyrek olarak anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir. Özellikle ilaç alerjisi geçmişi olan hastalarda ilaç uygulanmadan önce uygun önleyici tedbirler alınmalıdır.

Steroidle indüklenen eletrolit bozukluğu/potasyum kaybı sebebiyle digoksin gibi kardiyoaktif ilaç alan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Kafa travması ve inme tedavisinde yarardan çok hasar oluşturabileceğinden kortikosteroidler kullanılmamalıdır.

Aşağıdaki durumlarda sistemik kortikosteroidlerin kullanımında özel dikkat gerekmektedir ve hastaların sık izlenmesi gerekir:

• Osteoporoz (özellikle postmenopozal kadınlar risk altındadır).

• Hipertansiyon veya konj estif kalp yetmezliği.

• Var olan veya önceki şiddetli affektif bozukluklar (özellikle geçmişteki steroid psikozuöyküsü).

• Diyabetes mellitus (veya diyabet için aile öyküsü) (Şeker hastalarında metabolizmadurumu kontrol edilmeli ve gerekirse antidiyabetik tedavi yeniden ayarlanmalıdır.).

• Önceden geçirilmiş tüberküloz öyküsü veya göğüs filminde tipik görüntünün bulunması.

• Lens bulanıklığı veya glokom (veya ailede glokom öyküsü).

• Kortikosteroidle ortaya çıkan miyopati öyküsü.

• Karaciğer yetmezliği veya siroz.

• Böbrek yetmezliği.

• Epilepsi.

• Peptik ülser (Prednisolon tedavisine başlamadan önce, hastada gastrointestinal ülser olupolmadığı saptanmalı ve uygulanacak doz kişiye göre belirlenmelidir.).

10/21

• Tromboflebite yatkınlık.

• Peritonit.

• Abse ve diğer piyojenik enfeksiyonlar.

• Ülseratif kolit.

• Divertikülit.

Miyastenia gravis {Miyastenia gravisli

hastalarda, özellikle yüksek doz glukokortikoidkullananlarda hastalık kötüleşebilir ve miyastenik krizler oluşabilir. Kötüye gidişgenellikle tedaviye başladıktan sonra ilk iki hafta içinde oluşur. Bu sebeple, bu hastalariçin başlangıç dozu düşük olmalı ve tedavi süresince dereceli olarak artırılmalıdır).

• Oküler herpes simpleks, komeal perforasyon olasılığı için.

• Hipotiroidizm.

• Yakın zamanda geçirilmiş miyokard enfarktüsü (miyokard rüptürü bildirilmiştir).

Özellikle yüksek dozla uzun süreli tedaviden sonra sodyum ve sıvı tutulması, hipokalemi eğilimi göz önünde bulundurulmalıdır. Böyle vakalarda yeterli potasyum alimininsağlanması, sodyum aliminin kısıtlanması ve serum potasyum düzeylerinin izlenmesigereklidir.

Kortikosteroid tedavisi alan hastalarda Kaposi sarkomu görülmüştür.

Kortikosteroid tedavisinin kesilmesi ile remisyon meydana gelebilir.

Hastalar ve/veya hasta yakınlan sistemik kortikosteroid tedavisi ile görülebilecek ciddi psikiyatrik advers reaksiyonlar konusunda uyanlmalıdırlar. Semptomlar tedavininbaşlangıcından sonra birkaç gün ila birkaç hafta içinde ortaya çıkabilirler. Daha yükseksistemik manıziyetten sonra, bu tür bir risk daha fazladır. Advers reaksiyonlann büyükçoğunluğu, doz azaltılmasına veya ilacın kesilmesine yanıt verirse de özgün tedaviuygulanması gerekebilir. Özellikle depresyon veya intihar düşüncesi gibi bulgularınvarlığında hastalar ve/veya hasta yakınlan, yardım istenmesi konusunda uyanlmalıdırlar.Aynca nadir de olsa bu tür reaksiyonlann ilaç tedavisi sırasında olduğu gibi, ilacın dozazaltılması veya ilaç kesimini takiben kısa süre içinde de gelişebileceği konusunda dauyanda bulunulmalıdır.

11/21

Kendilerinde veya birinci dereceden akrabalarında şiddetli affektif bozukluk öyküsü bulunan hastalarda özellikle dikkat edilmesi gerekir. Bu bozukluklar depresif veya manikdepresifhastalığı ve önceki steroid psikozunu içerir.

Çocuklarda kullanımı

Özellikle çocuklara uygulanan her uzun süreli prednisolon tedavisinde bu hastalar büyüme ve gelişme açısından dikkatle monitörize edilmelidir. Kortikosteroidler bebeklik, çocuklukve adolesan dönemde büyüme geriliğine yol açabilirler ve bu etki geriye dönüşlüolmayabilir. Hipotalamus-hipofiz-adrenal (HPA) aksının minimum baskılanması ve büyümegeriliğinin en aza indirgenmesi için tedavi, olası en düşük doz ve en kısa süre ilesınırlandırılmalıdır.

Yaşlılarda kullanımı

Artan yaşla birlikte sistemik kortikosteroidlerin yan etkileri özellikle osteoporoz, hipertansiyon, hipokalemi, diyabet, enfeksiyona duyarlılık ve deri incelmesi gibi durumlardaha şiddetli ortaya çıkabilir. Yakın

kl

inik izlem, hayatı tehdit eden reaksiyonlardankaçınmak için gereklidir.

TREDİSON her dozunda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani esasında “sodyum içermez”.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Dijital glikozidleri: Potansiyel hipokalemi nedeniyle glikozidlerin etkisi artabilir.

Antihipertansif ve diüretikler: Kortikosteroidler, antihipertansif ve diüretiklerin istenen etkilerini antagonize edebilir.

Asetazolamid, kıvrım diüretikleri, tiazid grubu diüretikler ve karbenoksolonun hipokalemik etkileri artabilir.

Antidiyabetik ajanlar: Kan şekerini düşürücü etki azalabilir.

Kumarin türevleri: Antikoagülan etki hafifleyebilir.

Rifampisin, rifabutin, karbamazepin, aminoglutetimid, fenitoin ve barbitüratlar gibi karaciğer enzimlerini indükleyen ilaçlar: Kortikosteroid etki azalabilir.

12/21

Simetidin, eritromisin, ketokonazol, itrakonazol, diltiazem ve mibeffadil gibi CYP3A4 enzimini inhibe eden ilaçlar: Kortikosteriodlerin metabolizma hızı azalabilir ve serumkonsantrasyonu artabilir

Antikolinesterazlar: Steroidler miyastenia graviste antikolinesterazlann etkisini azaltabilir.

Non-depolarizan kas gevşeticiler: Relaksasyon yapıcı etki uzayabilir.

Östrojenler (örneğin, kontraseptif ürünler): Kortikosteroid ihtiyacı azalabilir. Östrojenlerin beraber kullanımında, metilprednisolonu da içeren kortikosteroidlerin metabolizmasıbozulabilir.

Nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlar (örneğin asetilsalisilik asit, indometazin): Gastrointestinal kanama riski artar.

Salisilatların klerensi kortikosteroidlerle artar ve bu durum, salisilat toksisitesine neden olabilir. Hipotrombinemisi olan hastalarda salisilatlar ve nonsteroidal antienflamatuvarilaçlar kortikosteroidlerle beraber kullanılacaksa dikkatli olunmalıdır.

Siklosporin: Karşılıklı metabolizma inhibisyonu; serebral konvülsiyon riski artar.

Cilt testleri: Cilt testlerine karşı reaksiyonlar baskılanabilir.

Aşılar: Uzun süreli kortikosteroid tedavisi gören hastalarda antikor yanıtının inhibisyonuna bağlı olarak toksoid ve canlı veya inaktive aşılara karşı yanıt azalabilir. Kortikosteroidlerayrıca canlı zayıflatılmış aşılarda bulunan bazı organizmaların replikasyonunu arttırabilir.Aşı veya toksikoid uygulaması mümkünse kortikosteroid tedavisi kesilene kadarertelenmelidir.

Alkol/Beslenme/Bitki etkileşimleri:

Alkol: Alkol ile birlikte kullanımından kaçınılmalıdır (gastrik mukozal irritasyonu arttırabilir).

Besin: Metilprednisolon kalsiyum absorpsiyonunu engeller. Kafein kısıtlanmalıdır.

Bitkisel ürünler: St. John's wort (san kantaron), metilprednisolon düzeylerini düşürebilir. Cat's claw ve ekinezya ile birlikte kullanımından kaçınılmalıdır (immünostimulan etkilerivardır).

13/214.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Bazı vaka raporlarında, rahim içi araç kullanan kadınlarda kortikosteroidlerle tedavi ile kontrasepsiyonun azaldığı bildirilmiştir.

Gebelik dönemi

Metilprednisolon plasental bariyeri geçer. Kortikostreoidlerin gebe hayvanlara uygulanması yarık damak dahil fötal gelişim anomalilerine, rahim içi gelişimde geriliğe ve beyninbüyüme ve gelişmesi üzerinde etkilere neden olabilir. Kortikosteroidlerin insanlardakonjenital anomali görülme sıklığında artışa sebep olduklarına yönelik veri yoktur ancakgebelik döneminde uzun dönem veya tekrarlanan kullanımlarda kortikosteroidler rahim içibüyüme geriliği riskini arttırabilirler. Metilprednisolonun gebelikte kullanımı vegüvenilirliğine ait sadece sınırlı deneyim mevcuttur. Bu nedenle gebelikte veya gebeliğinengellenemediği durumlarda TREDİSON ancak kesin bir tıbbi gereksinim varsakullanılmalıdır.

Laktasyon dönemi

Metilprednisolon düşük miktarda anne sütüne geçer. Günlük 40 mg'a kadar olan metilprednisolon kullanımı bebekte sistemik etkilere neden olmaz. Klinik nedenlerle yüksekdozlar gerekirse, bebeğin anne sütüyle birlikte metilprednisolon almasını önlemek içinemzirmeden kaçınılmalıdır.

Üreme yeteneği/Fertilite

Steroidler, bazı hastalarda sperm sayısında ve hareket yeteneğinde artışa veya azalmaya neden olabilir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Bazı istenmeyen etkiler (lens bulanıklığı ya da göz içi basınçta artıştan dolayı görmede azalma, baş dönmesi, baş ağrısı gibi) hastanın konsantrasyon ve reaksiyon kabiliyetinibozabilir. Bu nedenle araba veya makine kullanımı için risk oluşturabilir.

14/214.8. İstenmeyen etkiler

Advers olaylar sistem organ sınıfı ve sıklığa göre şu yaklaşımla sıralanmıştır: çok yaygm (>1/10); yaygm (> 1/100 ila < 1/10); yaygm olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (>1/10.000 ila < 1/1.000) ve çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Bilinmiyor: Enfeksiyonlara duyarlılığın ve enfeksiyon şiddetinin artışı, ciddi enfeksiyon bulgularının maskelenmesi, fırsatçı enfeksiyonlar, latent tüberkülozun reküransı.

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: Lökositoz, tromboembolizm.

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: Anafilaksi dahil aşın duyarlılık reaksiyonlan, bronkospazm.

Endokrin hastalıkları

Bilinmiyor: Hipotalamus-hipofiz-adrenal eksenin baskılanması, bebek, çocuk ve

adolesanlarda büyümenin baskılanması, menstrüel düzensizlik, amenore. Cushingoid yüz (aydede yüz), hirsutizm.

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Bilinmiyor: Sodyum ve su tutulması, potasyum kaybı, hipotansiyon veya hipertansiyon, hipokalemik alkaloz, duyarlı hastalarda konjestif kalp yetmezliği, kilo alımı,antidiyabetik tedavi için gereksimini artan bozulmuş karbonhidrat toleransı,negatif azot ve kalsiyum dengesi, iştah artışı.

Psikiyatrik hastalıkları

Yaygm: Bütün kortikosteroidler için efektif bozuklar dahil geniş kapsamlı psikiyatrik reaksiyonlar (sinirli, öforik, deprese ve değişken duygudurum psikolojikbağımlılığı ve intihar düşünceleri gibi), psikotik reaksiyonlar (mani, delüsyon,halüsinasyon ve şizofreninin alevlenmesi dahil), davranış bozuklukları, sinirlilik,

15/21

anksiyete, uyku bozuklukları, nöbetler ve konfüzyon ve amnezi dahil kongnitif fonksiyon bozuklukları.

Kortikosteroidlerin geri çekilmesiyle psikolojik etkiler bildirilmiştir, sıklık bilinmemektedir. Genellikle metilprednisolon tedavisinin geri çekilmesindensonra çocuklarda papiloödemle birlikte intrakranyal basıncın arttığı (psödotümörserebri) bildirilmiştir.

hastalıkları

Bilinmiyor: Göz içi basıncının artması, glokom, göz sinirlerine olası hasarla birlikte papiloödem, katarakt, komeal veya skleral incelme, oftamik viral veya fungalhastalığın alevlenmesi, ekzoftalmi.

Kardiyak hastalıklar

Bilinmiyor: Miyokard enfarktüsünü takiben miyokard rüptürü, kardiyak arrest, kardiyak aritmi.

Gastrointestinal hastalıklar

Bilinmiyor: Dispepsi, perforasyon ve hemoraji ile birlikte peptik ülser, abdominal şişkinlik, ösofajiyal ülser, ösofajiyal kandidiyaz, akut pankreatit, bağırsak delinmesi,gastrik hemoraji. Özellikle hızlı uygulama ile bulantı, kusma ve ağızda kötü tatgörülebilir.

Kortikosteroid tedavisini takiben alanin transaminaz (ALT, SGPT), aspartat transaminaz (AST, SGOT) ve alkalin fosfatazda artış gözlenmiştir. Budeğişiklikler genellikle küçüktür ve

klDeri ve deri altı doku hastalıkları

Bilinmiyor: Bozulmuş onarım, peteşi, ekimoz, ciltte atrofi, morarma, çatlaklar, telenjektazi, akne, hipopigmentasyon veya hiperpigmentasyon. Kortikosteroid tedavisi alanhastalarda Kaposi sarkomunun oluştuğu bildirilmiştir. Kortikosteroidlerinkesilmesi klin

ik

remisyonla sonuçlanabilir.

16/21Kas-iskelet, bağ doku ve kemik hastalıkları

Bilinmiyor: Proksimal miyopati, osteoporoz, omurga ve uzun kemik fraktürleri, avasküler osteonekrozu, tendon yırtılması.

Böbrek ve idrar yolu hastakklan

Bilinmiyor: Skleroderma Renal Kriz* *Skleroderma Renal Kriz: Farklı alt popülasyonlar arasında Skleroderma Renal Kriz oluşumuçeşitlenir. En yüksek risk, yaygın sistemik sklerozlu hastalarda rapor edilmiştir. En düşük riskise sınırlı skleroderma (%2) ve çocukluk çağı skleroderma (%1) hastalarında rapor edilmiştir.

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastahklar

Bilinmiyor: Hıçkırık.

Geri çekilme semptomları: Uzun süreli tedaviden sonra kortikosteroid dozunun çok hızlı bir şekilde azaltılması akut böbrek yetmezliği, hipotansiyon ve ölüme neden olabilir. Ancak bu,daha çok devamlı tedavinin uygulandığı durumlarda geçerlidir.

Geri çekilme sendromunda ayrıca ateş, miyalji, artralji, rinit, konjonktivit, ağrılı kaşıntılı deri nodülleri ve kilo kaybı ortaya çıkabilir.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.

fwww.titck.gov.tr[email protected]. Doz aşımı ve tedavisi

Metilprednisolonun akut doz aşımının klinik sendorumu yoktur. Tedavi semptomatik ve destekleyici olmalıdır. Metilprednisolon diyalize edilebilir. Kronik doz aşımını takiben

17/21

adrenal süpresyon olasılığına karşı doz belli bir sürede kademeli olarak azaltılmalıdır. Böyle bir durumda hastanın başka bir stres atağı sırasında desteklenmesi gerekebilir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grubu: Glukokortikoidler ATC kodu: H02AB04

Metilprednisolon sentetik ve fluorsuz bir kortikosteroiddir. Metilprednisolonun antienflamatuar etkinliği, prednisolonunkinden daha güçlüdür. Vücutta su ve tuz tutulumunuindükleyici etkisi ise prednisolonunkinden daha azdır.

Metilprednisolon sodyum süksinat, metilprednisolon ile aynı metabolik ve antienflamatuar etkilere sahiptir. Parenteral yoldan eşdeğer dozlarda uygulandıklarında, her iki bileşiğinbiyolojik etkinlikleri eşdeğerdir. İntravenöz uygulama sonrası eozinofil sayısınınbaskılanması gösterge olarak alındığında metilprednisolon sodyum süksinatın, hidrokortizonsodyum süksinata göre potensi en az 4 kat daha fazladır. Bu veri metilprednisolon vehidrokortizonun oral uygulama sonrası göreceli potensi ile tutarlılık göstermektedir

Glukokortikoidler güçlü ve çok çeşitli metabolik etkilere sahiptirler. Buna ek olarak değişik uyaranlara karşı vücudun bağışıklık cevabını da hafifletirler.

Doğal kortikosteroidlerin (hidrokortizon ve kortizon), tuz tutucu özellikleri de bulunmakla birlikte, adrenokortikal yetmezlik durumunda replasman tedavisi amacıylakullanılmaktadırlar. Doğal kortikosteroidlerin sentetik analoglan ise güçlü antienflamatuvaretkinlikleri nedeniyle birçok organ sistemi bozukluklarında kullanılmaktadırlar.

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim:


Metilprednisolon sodyum süksinatın intravenöz infüzyonundan sonra (20 dakika süreyle 30 mg/kg veya 30-60 dakika süreyle 1 g), yaklaşık 20 pg/ml doruk metilprednisolonkonsantrasyonuna ulaşmıştır. Altı yetişkin gönüllüye yapılan tek 40 mg IV bolus

18/21

enjeksiyonun ardından doruk metilprednisolon düzeyleri 42-47 p.g/100 mİ olarak bildirilmiştir. İM enjeksiyonla IV enjeksiyondan daha düşük doruk düzeyler elde edilse de,plazma düzeyleri metilprednisolon absorpsiyonun oranı diğer uygulama yoluyla eşdeğerolduğundan uzun süre devam etmektedir. Metilprednisolonun 40 mg dozda 22 erkekyetişkine IM enjeksiyonundan sonra 2 saat içerisinde 33.67 pg/100 mİ doruk plazmakonsantrasyonuna ulaşılmıştır.

Dağılım:


Metilprednisolon başta globulin daha az albumin olmak üzere büyük oranda plazma proteinlerine bağlanır. Metilprednisolon iki kompartmanlı modelle vücuda geniş orandadağılır. Otuzdört yetişkin gönüllüde ortalama dağılım hacminin 41- 61.5 arasında olduğubildirilmiştir.

Bivotransformasvon:


Metilprednisolon karaciğerde inaktif metabolitlerine metabolize olur, ana metabolitleri 2013-hidroksimetilprednizon ve 20a-hidroksi-6a-metilprednizondur.

Eliminasvon:


Metilprednisolonun sağlıklı gönüllü yetişkinlere intravenöz veya intramüsküler olarak uygulanmasından sonra toplam vücut klerensi yaklaşık 15-16 L/saat'tir. Metilprednisolonbaşlıca böbreklerden atılmaktadır. Metilprednisolon, inaktif metabolitler şeklinde idrarlaatılır. Ortalama eliminasyon yan ömrü normal sağlıklı yetişkinlerde 2.4-3.5 saat arasında veuygulama yolundan bağımsız olarak değişmektedir.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri:

Kortikosteroidlerin karsinonejik veya mutajenik potansiyeline yönelik hayvanlarda yeterli çalışma yapılmamıştır.

19/216. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Yardımcı madde bulunmamaktadır.

6.2. Geçimsizlikler

Perfıizyon izotonik çözeltilerde yapılmalıdır (serum fizyolojik veya glukoz).

6.3. Raf ömrü

24 ay'dır.

Sulandırıldıktan sonra bekletilmeden kullanılmalıdır.

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Karton kutuda; beyaz liyofilize toz içeren renksiz Tip I cam flakon, 4 mİ enjeksiyonluk su içeren renksiz Tip I cam ampul ile birlikte bulunur.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Ürünlerin Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklan Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

MS Pharma İlaç San. Tic. A.Ş.

Ulaş O.S.B Mah. D100 Cad.

No: 28/1 Ergene 2 O.S.B

Bu belgEi07eB^llI^ka^Cfa3K5mza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : 1RG83M0FyZmxXM0FyZW56S3k0RG83

20/218. RUHSAT NUMARASI(LARI)

2020/235

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 29.10.2020 Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB'ün YENİLENME TARİHİ


21/21

İlaç Bilgileri

Tredison 250 Mg Im/iv Enjeksiyonluk/infüzyonluk Çözelti Hazırlamak İçin Toz ve Çözücü

Etken Maddesi: Metilprednisolon Sodyum Süksinat

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.