KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
İNAPROL 250 mg suppozituvar
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde
Naproksen 250 mg
Yardımcı maddeler
Yardımcı maddeler için, bkz. 6. 1.
3. FARMASÖTİK FORM
Suppozituvar.
Beyaz renkli suppozituvar.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
Osteoartrit, romatoid artrit ve ankilozan spondilit belirti ve bulgularının tedavisi ile akut gut artriti, akut kas iskelet sistemi ağrıları, postoperatif ağrı ve dismenore tedavisinde endikedir.
4.2 Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
İNAPROL suppozituvar ile yapılacak doz ayarlamalarında İNAPROL 250 mg Tablet'ten yararlanılmalıdır.
Yetişkinlerde romatoid artrit, osteoartrit, akut gut ve ankiloza spondilit'te analjezik ve antiinflamatuvar etkinlik için:
a. Başlangıç tedavisi:
Günlük doz 500-1000 mg olup, genellikle 12 saat aralıklarla 2 defada alınması şeklindedir.
1. Şiddetli gece ağrısı ve/veya sabah katılığı şikayetleri olanlarda,
2. Yüksek dozda kullanılan başka bir antiromatizmal ilaçtan İNAPROL'e geçilmesidüşünüldüğü durumlarda,
3. Ağrının önde gelen belirti olduğu osteoartritli hastalarda, tedaviye günde 750-1000 mg ilebaşlanmalı ve birkaç hafta devam edilmelidir.
1/17
b. idame tedavisi:
12 saatlik aralarla verilen 500-1000 mg şeklinde yapılır. Sabah ve akşam dozları hastanınönde gelen şikayetlerine (gece ağrısı, sabah katılığı vb.) göre düzenlenir.
İNAPROL, idame tedavisinde sabah veya akşam alınan 500-1000 mg'lık tek dozlarda etkindir.
Dismenorede: Başlangıçta 500 mg İNAPROL suppozituvar, daha sonra 6-8 saatlik aralarla 250 mg İNAPROL tablet veya 12 saat ara ile İNAPROL suppozituvar verilir.
Yetişkinlerde diğer endikasyonlarda: Başlangıçta 500 mg İNAPROL suppozituvar, daha sonra 6-8 saatlik aralarla 250 mg İNAPROL tablet veya 12 saat ara ile İNAPROLsuppozituvar verilir.
Uzun dönemli tedavi sırasında, doz hastadan alınan klinik yanıta göre artırılıp azaltılacak şekilde ayarlanabilir.
Gerektiğinde daha yüksek seviyede antiinflamatuvar/ analjezik aktivite sağlamak için düşük dozları iyi tolere eden hastalarda 6 aya kadar günlük doz l500 mg'a kadar artırılabilir. Bu gibiyüksek dozlarda, hekim artmış klinik yararların potansiyel olarak artmış riskten daha fazlaolduğunu gözlemelidir.
Uygulama şekli:
Rektal yolla uygulanır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
o Böbrek fonksiyon testleri bozulduğu takdirde kullanılmamalıdır. o Karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır.o Karaciğer fonksiyon testlerinden bir veya daha çoğunun non-steroidal antiinflamatuvarilaçlar ile yükseldiği bildirilmiştir.
Pediyatrik popülasyon:
Etkililik ve güvenlilik araştırmaları tamamlanmadığından İNAPROL 16 yaşından küçük çocuklarda kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda, naproksenin plazma düzeyleri değişmemesine rağmen serbest fraksiyonu artmıştır. Yaşlılarda ilacın eliminasyonu azalabileceğinden, dozajda dikkatli olunmalı, etkili en düşükdozda ve en kısa süre ile kullanılmalıdır.
NSAİİ tedavisi sırasında gastrointestinal kanama riski açısından hastalar yakından izlenmelidir.
2/17
4.3 Kontrendikasyonlar
İNAPROL, naproksen veya naproksen sodyum içeren reçeteli ve reçetesiz satılan ürünlere karşı alerjik reaksiyonları olan hastalarda kontrendikedir. Ayrıca aspirin veya diğer non-steroidal antiinflamatuvar/analjezik ilaçların astım sendromu, rinit ve nazal polipoluşturduğu hastalarda da kontrendikedir. Her iki tip reaksiyon da ölümcül olabilir. Bu türhastalarda naproksene karşı anafilaksi benzeri ciddi reaksiyonlar bildirilmiştir.
İNAPROL, daha önceki non- steroidal antiinflamatuvar (NSAİ) ilaç tedavisi ile ilişkili olarak geçirilmiş veya halen aktif gastrointestinal kanama veya perforasyonu olan hastalarda,aktif veya geçirilmiş tekrarlayan peptik ülser/hemorajisi olan hastalarda (iki veya daha fazlakez, ayrı ayrı kanıtlanmış ülser veya kanama) kontrendikedir.
Şiddetli renal, hepatik yetmezlik ya da şiddetli kalp yetmezliği olanlarda kullanılmamalıdır.
Koroner arter by-pass greft (KABG) cerrahisinde perioperatif dönemde ağrı tedavisinde kullanılmamalıdır.
İNAPROL hamileliğin 3. trimesterinde kontrendikedir.
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Kardiyovasküler (KV) risk
NSAİ ilaçlar ölümcül olabilecek KV trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskini artırabilir ve bunlar fatal olabilir. Tüm NSAİ ilaçlar için risk benzerdir. Bu risk doz, kullanımsüresi ve başlangıçtaki KV risk faktörleriyle birlikte artabilir. Bilinen KV hastalığı olan hastalardaha büyük risk altında olabilir. (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri)
İNAPROL, koroner arter by-pass cerrahisi öncesi ağrı tedavisinde kontrendikedir.
Gastrointestinal (GI) riskler
NSAİ ilaçlar ile tedavi edilen hastalarda herhangi bir zamanda uyarıcı semptomlar eşliğinde ya da böyle semptomlar olmaksızın kanama, ülserasyon ve mide, ince ya da kalın barsakperforasyonu gibi fatal olabilen ciddi Gİ olaylar görülür (bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanımuyarıları ve önlemleri). Yaşlı hastalar, ciddi gastrointestinal olaylar bakımından daha yüksekrisk altındadır.
Genel
Naproksen, kortikosteroidlerin yerine veya kortikosteroid yetersizliğinin tedavisi için kullanılmaz. Kortikosteroidlerin aniden kesilmesi, hastalığın alevlenmesine yol açabilir. Uzunsüre kortikosteroid tedavisi almakta olan hastalarda kortikosteroid tedavisi sonlandırılmakistenirse tedavi yavaşça azaltılmalıdır.
Naproksenin ateş ve inflamasyonun azaltılmasına yönelik farmakolojik aktivitesi, enfeksiyöz olmayan, ağrılı olduğu öngörülen komplikasyonların belirlenmesine ait tanısal bulgularınkullanılabilirliğini azaltabilir.
3/17
İstenmeyen etkiler, semptomları kontrol etmek için gerekli olan en kısa sürede, etkili en düşük doz kullanılarak en aza indirilebilir.
Kardiyovasküler etkiler Kardiyovasküler Trombotik Olaylar
Çeşitli COX-2 selektif ve non-selektif NSAİİ'lerin üç yıl kadar süren klinik çalışmaları, ölümcül olabilen ciddi kardiyovasküler (KV) trombotik olay, miyokard infarktüsü ve inmeriskinin arttığını göstermiştir. COX-2 selektif veya non-selektif tüm NSAİİ'ler benzer riskleresahip olabilir. KV hastalığı veya KV risk faktörleri olduğu bilinen hastalar, daha fazla riskaltındadır. NSAİİ ile tedavi edilen hastalarda potansiyel KV riskinin en aza indirilmesi için,en düşük etkili doz olası en kısa süreyle kullanılmalıdır. Hekimler ve hastalar daha öncedenKV semptomlar olmasa dahi bu tür semptomlara karşı hazırlıklı olmalıdır. Hastalar ciddi KVbelirti ve/veya bulgular ve bunlar ortaya çıktığı takdirde yapılacaklar hakkındabilgilendirilmelidirler.
Birlikte aspirin kullanımının, NSAİİ kullanımı ile ilişkili ciddi KV trombotik olay riskindeki artışı azalttığına dair tutarlı kanıtlar yoktur. Aspirin ve NSAİİ'lerin birlikte kullanımı ciddigastrointestinal (Gİ) olayların gelişme riskini artırmaktadır. (bakınız, bölüm 4.4 Özelkullanım uyarıları ve önlemleri)
COX-2 selektif NSAİİ'nin KABG cerrahisinden sonra ilk 10-14 gündeki ağrı tedavisine ait iki geniş, kontrollü klinik çalışmada miyokard infarktüsü ve inme insidansının arttığıbulunmuştur (bakınız, bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
Son yıllarda yapılan önemli klinik çalışmalar, diğer NSAİİ'lere (diklofenak vb.) göre KVS üzerinde istenmeyen etkiler açısından naproksenin daha güvenli olduğunu belirtmektedir.NSAİ ilaçları kullanırken, kalp yetmezliği, kalp fonksiyon bozukluğu, karaciğer fonksiyonbozukluğu ve hipertansiyon da dahil olmak üzere sodyum kısıtlamasının söz konusu olduğuhastalarda kullanılırken dikkatli olunmalıdır. 10 günden sonraki kullanımlarda bu risklerdeartış olmaktadır. İNAPROL baz naproksen molekülü içerdiğinden sodyum içermez.
Hipertansiyon
İNAPROL'ün dahil olduğu NSAİİ'ler yeni hipertansiyon gelişimine veya var olan hipertansiyonun kötüleşmesine neden olurlar ve bu rahatsızlıkların her biri KV olay riskininartmasına katkıda bulunabilmektedir. NSAİİ kullanırken, tiyazid veya loop diüretiklerikullanan hastalarda, bu terapötiklere karşı verilen yanıt bozulabilir. NSAİİ'ler hipertansiyonuolan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. NSAİİ tedavisine başlanırken ve tedavi süresince, kanbasıncı (KB) yakından izlenmelidir.
Konjestif Kalp Yetmezliği ve Ödem
NSAİİ'leri alan bazı hastalarda, sıvı tutulması ve ödem gözlenmiştir. İNAPROL, sıvı tutulması veya kalp yetmezliği olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
4/17
Gastrointestinal Etkiler - Ülserasyon, Kanama ve Perforasyon Riski:
Tedavinin herhangi bir anında, önceden geçirilmiş ciddi gastrointestinal olaylar veya haber verici semptomlar olsun veya olmasın İNAPROL tedavisi dahil olmak üzere bütün NSAİilaçlar ile ölümcül olabilen gastrointestinal kanama, ülserasyon veya perforasyonbildirilmiştir. Bugüne kadarki çalışmalarda, herhangi bir hasta alt grubunda, peptik ülser vekanama gelişme riski olup olmadığı aydınlatılmamıştır. Bu ciddi advers olaylar NSAİt'ler iletedavi edilen hastalarda herhangi bir uyarıcı semptom olmadan veya uyarıcı semptomlabirlikte, herhangi bir zamanda gelişebilirler. NSAİİ tedavisi sırasında üst Gİ kanalda ciddiadvers olay gelişen beş hastadan yalnızca biri semptomatiktir. NSAİİ'lerin neden olduğu üstGİ kanal ülserleri, yoğun kanama ve perforasyon 3 ila 6 ay tedavi uygulanan hastalarınyaklaşık %1'inde ve 1 yıl tedavi olan hastalarda yaklaşık %2-4'ünde ortaya çıkmaktadır. Bueğilim uzun süreli kullanımda devam etmektedir ve tedavinin herhangi bir anında ciddi Gİolay gelişme olasılığını artırmaktadır. Ancak kısa süreli tedavi bile risksiz değildir.
NSAİİ'ler, önceden ülser veya gastrointestinal kanama hikayesi olan hastalarda çok dikkatli reçetelenmelidir. Önceden peptik ülser ve/veya gastrointestinal kanama öyküsü olan ve NSAİİkullanan hastalarda, Gİ kanama riski bu risk faktörleri olmayan hastalara göre 10 kat artmıştır.NSAİİ ile tedavi edilen hastalarda, Gİ kanama riskini artıran diğer faktörler, beraberinde oralkortikosteroid veya antikoagülan kullanılması, uzun süreli NSAİİ kullanımı, sigara içilmesi,alkol kullanımı, ileri yaş ve genel durum bozukluğudur. Ölümcül Gİ olaylara ait spontanbildirimlerinin çoğu, yaşlı veya genel sağlık durumu kötü hastalara aittir, dolayısıyla bu hastagruplarının tedavisinde dikkatli olunmalıdır.
NSAİİ ile tedavi edilen hastalarda potansiyel GI olay riskinin en aza indirilmesi için en düşük etkili doz, olası en kısa sürede kullanılmalıdır. Doktorlar ve hastalar NSAİİ kullanımısırasında gelişebilecek Gİ kanama ve ülserasyon belirti ve semptomlarına karşı hazırlıklıolmalıdırlar ve eğer ciddi Gİ advers olaydan şüphelenirler ise, derhal ek değerlendirmeye vetedaviye başlanmalıdır. Bu yaklaşım ciddi Gİ advers olayın ortadan kalkmasına kadarNSAİİ'lerin kesilmesi olmalıdır. Yüksek riskli hastalar için NSAİİ içermeyen alternatiftedaviler düşünülmelidir.
Yaşlılarda, NSAİ ilaçların, özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon gibi advers reaksiyon sıklığı artmıştır. Özürlü hastaların ülserasyonu veya kanamayıdiğerlerinden daha az tolere ettiği görülmüştür. Non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar ileilişkili olan ölümcül gastrointestinal olayların çoğu yaşlılarda ve/veya özürlü hastalarda ortayaçıkmıştır. Özellikle hemoraji veya perforasyon komplikasyonunun bulunduğu (Bakınızkontrendikasyonlar) ülser hikayesi olan hastalarda ve yaşlılarda NSAİ ilaçların dozları artıkça,gastrointestinal kanama, ülserasyon veya perforasyon riski daha yüksektir. Bu hastalardatedaviye mevcut en düşük doz ile başlanmalıdır. Bu hastalarda ve düşük doz aspirin veyagastrointestinal riski artırması olası diğer ilaçlar ile birlikte kullanılması gereken hastalarda,koruyucu ajanlar ile kombine bir tedavi (ör, misoprostol veya proton pompa inhibitörleri)düşünülmelidir.
NSAİ ilaçlar, inflamatuvar barsak hastalığı olan (ülseratif kolit, Crohn hastalığı) hastalarda rahatsızlık alevlendirebileceklerinden dikkatli kullanılmalıdır. Gastrointestinal toksisitehikayesi olan hastalar, özellikle yaşlılıkta geçirilmiş ise, her türlü olağan dışı abdominalsemptomlar (başlıca, gastrointestinal kanama), özellikle de tedavinin başlangıç evrelerinde
5/17
ise, bildirmelidirler. İNAPROL tedavisi alan hastalarda gastrointestinal kanama veya ülserasyon ortaya çıktığında, tedavi kesilmelidir.
Gastrointestinal hastalık hikayesi olan hastalarda, İNAPROL yakın gözlem altında verilmelidir. Gastrointestinal sistemin üst kısımlarına ait fonksiyon bozukluğu olan ve/veyayaygın olarak kullanılan diğer NSAİ ilaçları tolere edemeyen romatoid artritli hastalardayapılan açık çalışmalar, İNAPROL 'ün genelde iyi tolere edildiğini göstermiştir.
Diğer non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar ile olduğu gibi, gastrointestinal komplikasyonların sıklığı ve şiddeti, İNAPROL dozu ve tedavi süresindeki artışla birlikte artabilmektedir.
Oral kortikosteroidler, varfarin gibi antikoagülanlar, seçici serotonin geri-alım inhibitörleri veya aspirin gibi antitrombositik ajanlar gibi ülserasyon veya kanama riskini artırabilenilaçlar ile birlikte verilmesi gereken hastalarda dikkatli olunmalıdır.
Yaşlı hastalara ait önlemler
Yaşlılarda, NSAİ ilaçların özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon gibi advers reaksiyon sıklığı artmıştır. Yaşlı hastalarda klerensi azalmıştır. Doz aralığının enalt seviyesinin kullanılması önerilmektedir.
Deri reaksiyonları
NSAİ ilaç kullanımı ile birlikte eksfoliyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz dahil olmak üzere, bazıları ölümcül olabilen ciddi deri reaksiyonları çoknadiren bildirilmiştir. Hastalarda bu reaksiyonlar yönünden en yüksek riskin, tedavinin erkendöneminde olduğu görülmektedir ve olguların çoğunda reaksiyonlar tedavinin ilk ayı içindeortaya çıkmıştır. Deri döküntüsü, mukoza lezyonları veya aşırı duyarlığın diğer herhangi birbulgusu fark edilir edilmez, İNAPROL kesilmelidir.
Anafilaktik (anafilaktoid) reaksiyonlar
Aşırı duyarlık reaksiyonları, duyarlı kişilerde ortaya çıkabilir. Anafilaktik (anafilaktoid) reaksiyonlar aspirine, diğer non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlara veya naproksen içerenürünlere karşı aşırı duyarlık hikayesi veya bunlara maruz kalma hikayesi olan ve olmayanhastalarda ortaya çıkabilir. Ayrıca anjiyoödem, bronkospazm reaktivitesi (ör. astım), rinit venazal polip hikayesi olan hastalarda da ortaya çıkabilir. Anafilaksi gibi anafilaktoidreaksiyonların sonucu ölümcül olabilir.
Astım veya alerjik hastalık ya da aspirin duyarlılığı olan veya geçirmiş olan hastalarda, bronkospazm oluşumu hızlanabilir.
Böbrekler üzerine etkileri
İNAPROL ile ilişkili olarak böbrek fonksiyonlarında bozulma, böbrek yetmezliği, akut interstisyel nefrit, hematüri, proteinüri, renal papiller nekroz ve nadiren nefrotik sendrombildirilmiştir.
6/17
Diğer NSAİ ilaçlar ile olduğu gibi, İNAPROL böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda veya böbrek hastalığı hikayesi olanlarda dikkatli kullanılmalıdır, çünkü naproksen birprostaglandin sentezi inhibitörüdür. Kan hacminde ve/veya böbrek kan akımında azalmayayol açan bir rahatsızlığı olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, zira böbreklerdeprostaglandinlerin böbrek dokusunun kanlanmasının sürdürülmesinde destekleyici bir rollerivardır. Bu hastalarda İNAPROL veya diğer NSAİ ilaçların uygulanması, prostaglandinoluşumunda doza bağımlı bir azalmaya neden olabilir ve belirgin renal dekompansasyonuveya yetmezliği hızlandırabilir. Bu reaksiyon riskinin en fazla olduğu hastalar, böbrekfonksiyon bozukluğu hipovolemisi, kalp yetmezliği, karaciğer fonksiyon bozukluğu, tuz kaybıolan hastalar, diüretik kullananlar ve yaşlılardır. İNAPROL'ün kesilmesini takibengenellikle tedavi öncesindeki duruma geri dönülür. İNAPROL, bu tür hastalarda dikkatlikullanılmalıdır ve serum kreatinin ve/veya kreatinin klerensinin izlenmesi önerilmektedir. Buhastalarda naproksen metabolitlerinin aşırı birikme olasılığından kaçınmak için günlükdozajın azaltılması düşünülmelidir.
İlerlemiş Böbrek Hastalığı
İNAPROL'ün ilerlemiş böbrek hastalığı olanlarda kullanımına dair herhangi bir kontrollü klinik çalışma verisi yoktur. Bu nedenle İNAPROL, ilerlemiş böbrek hastalığı olanlarda(kreatinin klerensi <30 ml/dak) önerilmemektedir. Eğer İNAPROL mutlaka kullanılacaksa,hastaların böbrek fonksiyonlarının yakın takibi uygundur.
İNAPROL'ün başlangıçtaki kreatinin klerensi 30 mL/dak'dan az olan hastalarda kullanılması önerilmez, çünkü bu tür hastalarda naproksenin metabolitlerinin biriktiği görülmüştür.
Naproksenin proteine bağlanma oranı yüksek olduğu için, hemodiyaliz naproksenin plazma konsantrasyonunu azaltmaz.
Karaciğer üzerine etkileri
Diğer non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar ile olduğu gibi, bir veya daha fazla karaciğer fonksiyon testinde yükselmeler ortaya çıkabilir. Karaciğere ait anomaliler, direkt toksisitedenziyade aşırı duyarlığın bir sonucu olabilir. Diğer non-steroidal antiinflamatuvar ilaçlar ileolduğu gibi, bu ilaç ile sarılık ve hepatit (bazı hepatit olguları ölümcül olmuştur) dahil olmaküzere, şiddetli karaciğer reaksiyonları bildirilmiştir. Çapraz reaksiyon bildirilmiştir.
Hematolojik etkiler
İNAPROL dahil olmak üzere, NSAİİ alan hastalarda bazen anemi gözlenebilir. Bunun nedeni sıvı retansiyonu, gizli veya aşikar Gİ kan kaybı veya eritropoez üzerindeki tam olaraktanımlanmamış etkilerdir. İNAPROL dahil olmak üzere, uzun süreli NSAİİ alan hastalarda,herhangi bir anemi belirti veya bulgusu gözlenirse hemoglobin ve hematokrit değerleri kontroledilmelidir.
Naproksen, trombosit agregasyonunu azaltmakta ve kanama zamanını uzatmaktadır. Kanama zamanı belirlenirken, bu etki unutulmamalıdır.
7/17
Pıhtılaşma rahatsızlıkları olan veya hemostazis ile etkileşen ilaç tedavisi alan hastalar, İNAPROL alıyorlar ise, dikkatli bir şekilde gözlenmelidirler. Kanama riski yüksek olan vetam bir antikoagülan tedavi alan hastalara (ör. dikumarol türevleri), aynı zamanda İNAPROLveriliyor ise, kanama riski artmış olabilir.
Oküler etkiler
Çalışmalarda, İNAPROL uygulamasına dayandınlabilecekoküler değişiklikler
gösterilmemiştir. Nadir olgularda, papillit, retrobulbar optik nörit ve papilla ödemi gibi istenmeyen oküler bozukluklar, İNAPROL dahil olmak üzere NSAİ ilaç kullananlartarafından bildirilmiştir, ancak nedensel ve etki ilişkisi saptanmamıştır; dolayısıyla İNAPROLtedavisi sırasında görme bozukluğu gelişen hastalara oftalmolojik muayene yapılmalıdır.
Hamilelik
Gebeliğin üçüncü trimesterinde diğer NSAİİ'ler gibi naproksen de kullanılmamalıdır; çünkü duktus arteriozusun (anne karnında açık olup doğumu takiben kapanması gereken, kalptençıkan iki büyük atardamar [aort ve pulmoner arter] arasındaki açıklık) erken kapanmasınaneden olabilir. İNAPROL, gebeliğin üçüncü trimesterinde ve laktasyonda kontrendikedir.
Alzheimer hastalığı riski olanlarda dikkatli kullanılması gerekmektedir.
Önceden var olan astım
Astımlı hastalarda aspirine duyarlı astım söz konusu olabilir. Aspirine duyarlı olan astımlı hastalarda aspirin kullanımı, ölümle sonuçlanabilen şiddetli bronkospazmla ilişkilendirilmiştir.Aspirin duyarlılığı olan bu hastalarda aspirin ile diğer NSAİİ'ler arasında bronkospazm dadahil olmak üzere çapraz reaksiyon bildirildiğinden, aspirin duyarlılığının bu formunun sözkonusu olduğu hastalara İNAPROL verilmemeli ve önceden astımı olan hastalarda dikkatlikullanılmalıdır.
Hastalar için bilgiHastalar tedaviye başlamadan önce ve tedavi sırasında aşağıda belirtilen noktalar tarafından bilgilendirilmelidir.
• Diğer NSAİ ilaçlar gibi, Naproksen, hastanede yatmaya hatta ölüme neden olabilecek miyokard infarktüsü veya inme gibi ciddi KV yan etkilere neden olabilir. Ciddi KV yanetkiler herhangi bir uyarı semptomu olmadan oluşabilmesine rağmen, hastalar göğüsağrısı, nefes darlığı, zayıflık, konuşmada bozulma gibi semptom ve bulgular açısındandikkatli olmalı ve hastalığın göstergesi herhangi bir semptom veya bulgu gözlemlediğindehekimine danışmalıdır. Bu izlemin önemi açısından hastalar bilgilendirilmelidir. (Bakınız,bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri- Kardiyovasküler etkiler)
Diğer NSAİ ilaçlar gibi, Naproksen, Gİ rahatsızlığa ve nadiren de hastanede yatmaya hatta ölüme neden olabilecek ülser ve kanama gibi ciddi Gİ yan etkilere neden olabilir. Ciddi Gİsistem ülserasyonu ve kanaması herhangi bir uyarı semptomu olmadan oluşabilmesinerağmen, hastalar ülserasyon ve kanamanın semptom ve bulguları açısından dikkatli olmalıve epigastrik ağrı, dispepsi, melena ve hematemez gibi hastalığın göstergesi herhangi birsemptom veya bulgu gözlemlediğinde hekimine danışmalıdır. Bu izlemin önemi açısından
8/17
hastalar bilgilendirilmelidir. (Bakınız, bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri-Gastrointestinal Etkiler - Ülserasyon, Kanama ve Perforasyon Riski)
• Diğer NSAİ ilaçlar gibi, Naproksen, hastanede yatmaya hatta ölüme neden olabilecekeksfoliyatif dermatit, SJS ve TEN gibi ciddi dermatolojik yan etkilere neden olabilir. Ciddideri reaksiyonları herhangi bir uyarı olmadan oluşabilmesine rağmen, hastalar deridöküntüsü ve kabarcık, ateş semptom ve bulguları veya kaşıntı gibi hipersensitivitenindiğer bulguları açısından dikkatli olmalı ve hastalığın göstergesi herhangi bir semptomveya bulgu gözlemlediğinde hekimine danışmalıdır. Hastalarda herhangi bir döküntügelişirse hemen ilacı kesmeleri ve mümkün olduğunca çabuk hekimine danışması tavsiyeedilmelidir.
• Açıklanamayan bir kilo artışı veya ödeme ait semptom ve bulguyu hastalar hızlıcahekimlerine bildirmelidir.
• Hastalar hepatotoksisitenin semptom ve bulguları açısından bilgilendirilmelidir (bulantı,yorgunluk, letarji, sarılık, sağ üst kadranda hassasiyet ve soğuk algınlığı benzerisemptomlar). Bunlar oluştuğu takdirde, hastalar tedaviyi sonlandırmalı ve hızlı medikaltedavi almalıdır.
• Hastalar anafilaktik reaksiyonun bulguları açısından bilgilendirilmelidir (nefes almadagüçlük, yüz ve boğazın şişmesi). Bunlar oluştuğunda, hastaların hızlıca acil servisegitmeleri konusunda uyarılmalıdır (Bakınız, bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları veönlemleri).
• Gebeliğin son döneminde, diğer NSAİ ilaçlar gibi, naproksen alınmamalıdır çünküduktus arteriozusun erken kapanmasına neden olabilir.
Laboratuvar testleri:
Ciddi Gİ sistem ülserasyonları ve kanama, uyancı semptomlar olmadan ortaya çıkabildiğinden, hekimler Gİ kanamanın belirti ya da semptomları açısından hastalarıizlemelidirler. Uzun süreli NSAİİ tedavisi gören hastaların tam kan sayımı ve biyokimyaprofilleri periyodik olarak kontrol edilmelidir. Eğer karaciğer ya da renal rahatsızlıkla uyumluklinik belirti ve semptomlar gelişirse ya da sistemik belirtiler (örneğin; eozinofili, döküntü,vb.) ortaya çıkarsa ya da karaciğer fonksiyon testleri anormal çıkarsa ya da kötüleşirseİNAPROL tedavisi durdurulmalıdır.
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Bileşiminde bulunan naproksen (non-steroidal antiinflamatuvar) nedeni ile naproksenin sistemik kullanımına bağlı tüm etkileşim şekilleri aşağıda yer almaktadır.
Naproksen plazma albuminine yüksek oranda bağlanmaktadır; dolayısıyla kumarin tipi antikoagülanlar, sülfonilüreler, hidantoinler, diğer NSAİ ilaçlar ve aspirin gibi albuminebağlanan diğer ilaçlar ile teorik olarak etkileşme potansiyeli vardır. İNAPROL ile birlikte birhidantoin, sülfonamid veya sülfonilüre alan hastalar, gerektiğinde doz ayarlaması içingözlenmelidir.
Klinik çalışmalarda naproksen ve kumarin tipi antikoagülanlar arasında anlamlı bir etkileşimin gözlenmemesine rağmen, NSAİ ilaçlar varfarin gibi antikoagülanların etkilerinigüçlendirebilmektedir. Naproksen trombosit agregasyonunu azaltmaktadır ve kanamazamanını uzatmaktadır. Kanama zamanı belirlenirken, bu etki unutulmamalıdır.
9/17
Probenesid ile birlikte verilirken dikkatli olunmalıdır, zira naproksenin plazma konsantrasyonlarını artırmaktadır ve bu kombinasyon ile naproksenin yan ömründe bir artışbildirilmiştir.
Metotreksat ile birlikte verilirken dikkatli olunmalıdır, zira naproksen ve diğer prostaglandin sentezini inhibe eden ilaçların metotreksat klerensini azalttığı bildirilmiştir, dolayısıylatoksisitesini artırabilmektedir.
Tüm NSAİİ'lerde olduğu gibi, siklosporinle birlikte kullanıldığında, artmış nefrotoksisite riskinden dolayı dikkatli olunması gerekir.
NSAİİ'ler mifepristonun etkisini azaltabileceğinden, mifepriston uygulamasından sonra 8-12 gün boyunca NSAİİ'ler kullanılmamalıdır.
İNAPROL, beta-blokörlerin antihipertansif etkilerini azaltabilir.
Naproksen ve diğer NSAİİ'ler antihipertansiflerin antihipertansif etkilerini azaltabilir ve ADE inhibitörlerinin kullanımına bağlı böbrek hasarı riskini artırabilir.
NSAİİ'ler kardiyak glikozitlerle birlikte uygulandığında, kardiyak yetmezliği şiddetlendirebilir, glomerüler filtrasyon hızını azaltabilir ve plazma kardiyak glikozitseviyelerini artırabilir.
NSAİİ'ler takrolimus ile birlikte verildiğinde, muhtemel nefrotoksisite riski mevcuttur. NSAİİ'ler zidavudin ile birlikte verildiğinde, hematolojik toksisite riski artabilir. Zidavudinve ibuprofenle eş zamanlı tedavi gören HIV (+) hemofili hastalarında, hemartroz ve hematomriskinin arttığına dair bulgular mevcuttur.
Plazma lityum konsantrasyonlarında artışa yol açan böbrek lityum klerensi inhibisyonu bildirilmiştir.
Adrenal fonksiyon testleri yapılmadan 48 saat önce, geçici olarak İNAPROL tedavisinin kesilmesi önerilmektedir, çünkü naproksen 17-ketojenik steroidlere ait bazı testleri hatalıolarak etkileyebilmektedir. Benzer şekilde, İNAPROL tedavisi idrarda 5-hidroksi indolasetikasit (5HIAA) tayinini etkileyebilmektedir.
Antitrombositik ajanlar ve selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) ile NSAİİ'ler kombine edildiklerinde, gastrointestinal kanama riski artmaktadır.
NSAİ ilaçlar ile ilişkili ciddi advers olayların tetiklenmesine ait kümülatif risk nedeniyle, İNAPROL ve diğer NSAİ ilaçların birlikte uygulanması önerilmemektedir.
Diğer NSAİİ'lerde olduğu gibi kortikosteroidlerle birlikte uygulandığında, artmış gastrointestinal ülserasyon ya da kanama riskinden dolayı dikkatli olunmalıdır.
Tedavi sırasında steroid dozajı azaltılacak veya kesilecek ise, steroid dozajı yavaşça azaltılmalıdır ve hastalar, adrenal yetmezlik ve artrit semptomlarında alevlenme gibi adversetkilerin görülmesi açısından yakından gözlenmelidir.
10/17
Hayvan çalışmalarından elde edilen veriler, NSAİİ'lerin kinolon antibiyotikleri ile ilişkili konvülsiyon riskini artırabileceğini göstermiştir. Kinolon kullanan hastalar konvülsiyongelişmesi ile ilgili artmış risk altında olabilir.
Aspirin
İNAPROL, aspirin ile beraber uygulandığında, proteine bağlanması azalır, ancak serbest İNAPROL'ün klerensi değişmez. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir; ancak, diğerNSAİİ'ler gibi aspirin ile naproksenin birlikte kullanımı, advers olay potansiyeli artışınedeniyle tavsiye edilmemektedir.
Furosemid
Pazarlama sonrası çalışmalarda olduğu gibi, klinik çalışmalarda İNAPROL'ün bazı hastalarda furosemid ve tiyazidlerin natriüretik etkisini azaltabildiği gösterilmiştir. Bu yanıt,böbrek prostaglandin sentezinin inhibisyonu ile ilişkilendirilmiştir. NSAİİ'ler ile berabertedavide, diüretik etkinin sağlanmasının yanında, hastalar böbrek yetmezliği bulgularına karşıyakından takip edilmelidirler.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyona ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Geriyatrik Popülasyon:
Herhangi bir NSAİİ gibi, yaşlı hastaların tedavisinde dikkatli olunmalıdır (65 yaş ve üzeri)
4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi l. ve 2. trimesterde C, 3. trimesterde D'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar bu ilacı kullanırken uygun bir doğum kontrolü uygulanmalıdır.
Hamile kalmayı planlayan kadınlarda kullanılmamalıdır.
Gebelik dönemi
Naproksen için gebeliğin 1. ve 2 trimesterinde, gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Naproksen için gebeliğin 3. trimesterinde gebelik ve/veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.
İNAPROL gerekli olmadıkça (doktor kesin olarak gerekli görmedikçe) gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
11/17
Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Bu tip diğer ilaçlar ile olduğu gibi, naproksen hayvanlarda doğumda bir gecikme oluşturmaktadır ve ayrıca insan fetusu kardiyovasküler sistemini etkilemektedir (duktusarteriozus kapanması). Dolayısıyla, İNAPROL kesin olarak gerekli değil ise, gebelik sırasındakullanılmamalıdır.
İNAPROL doğum sırasında önerilmemektedir, çünkü prostaglandin sentezi inhibisyonu etkileri yoluyla, fetus kan dolaşımını istenmeyen bir şekilde etkileyebilirler ve uteruskasılmalarını inhibe edebilirler, böylece uterusta kanama riskini artırırlar.
Laktasyon dönemi
Naproksen anyonu, emziren annelerin sütünde, plazmada bulunan konsantrasyonun yaklaşık %1 konsantrasyonunda bulunmuştur. Prostaglandinleri inhibe eden ilaçların yeni doğanlarüzerindeki olası istenmeyen etkileri nedeniyle, emziren annelerde kullanılmasıönerilmemektedir.
Üreme yeteneği / Fertilite
Siklooksijenaz/prostaglandin sentezini inhibe ettiği bilinen herhangi bir ilaç ile olduğu gibi, İNAPROL kullanımı fertiliteyi bozabilir ve hamile kalmayı planlayan kadınlardakullanılmamalıdır. Gebe kalma güçlüğü olan veya kısırlık incelemeleri yapılan kadınlarda,İNAPROL'ün kesilmesi düşünülmelidir.
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
İNAPROL kullanımı ile birlikte bazı hastalarda sersemlik, baş dönmesi, vertigo, insomnia ya da depresyon olabilir. Hastalarda bu ve benzeri istenmeyen etkiler görülür ise, dikkatgerektiren aktiviteleri yaparken dikkatli olmalıdırlar.
4.8 İstenmeyen etkiler
Sıklıklar şu şekilde tanımlanır: çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000),bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın olmayan: Aseptik menenjit
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın: Hemolitik anemi
Yaygın olmayan: Aplastik anemi, lökopeni, trombositopeni, agranülositoz, eozinofili
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Anafilaktoid reaksiyonlar
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın olmayan: Hiperkalemi
12/17
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın olmayan: Depresyon, uyku bozukluğu, uykusuzluk, konfüzyon, halüsinasyon
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş dönmesi, rehavet hali, baş ağrısı, ışığa hassasiyet, retrobulbar optik nevrit, konsantrasyon bozukluğu
Yaygın olmayan: Konvülsiyonlar, zihinsel disfonksiyon
Göz hastalıkları
Yaygın: Görmede bulanıklık, korneal bulanıklık Yaygın olmayan: Papillit, papilla ödemi
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın olmayan: Duyma bozukluğu, duymada zorluk, kulak çınlaması, vertigo
Kardiyak hastalıklar
Yaygın: Palpitasyon, konjestif kalp yetmezliği, sodyum retansiyonu
Vasküler hastalıklar
Yaygın olmayan: Hipertansiyon, vaskülit Çok seyrek: Miyokard infarktüsü, inme
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Dispne
Yaygın olmayan: Pulmoner ödem, astım, eozinofilik pnömoni
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Peptik ülser, perforasyon, ileri yaştaki hastalarda fatal olma ihtimali bulunan kanama, mide yanması, mide bulantısı, özofajit, kusma, diyare, midede şişkinlik, konstipasyon,dispepsi, karın ağrısı
Yaygın olmayan: Non-peptik gastrointestinal ülserasyon, melana, hematemez, stomatit, ülseratif stomatit, ülseratif kolit ve Crohn hastalığında şiddetlenme, pankreatit, gastrit
Hepato-biliyer hastalıklar
Seyrek: Hepatit, sarılık, fatal hepatit, anormal karaciğer fonksiyonları
Deri ve derialtı doku hastalıkları
Yaygın: Kaşıntı, deri döküntüsü, ciltte lekelenme, purpura, deri raşları, ekimoz Yaygın olmayan: Terleme, saç dökülmesi, epidermal nekroliz, eritema multiforme, Stevens-Johnson sendromuna bağlı bülloz reaksiyonlar, eritema nodozum, liken planus, pustularreaksiyonlar, foliküler ürtiker, fotoalerjik duyarlılık reaksiyonları, anjiyonörotik ödem
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın olmayan: Miyalji, kas zayıflığı
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın: Böbrek rahatsızlıkları
13/17
Yaygın olmayan: Hematüri, interstisyel nefrit, nefrotik sendrom, böbrek yetmezliği, renal papiller nekroz.
Gebelik, puerperiyum durumları ve perinatal hastalıkları
Yaygın olmayan: Kadında kısırlık
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Ödem, susuzluk hissi
Yaygın olmayan: Pireksi (üşüme hissi ve ateşlenme), keyifsizlik, yorgunluk
Araştırmalar
Yaygın olmayan: Karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik, serum kreatinin düzeyinde artış
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirilmesi gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta:[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
4.9 Doz aşımı ve tedavisi
Semptomlar
Baş ağrısı, pirozis, bulantı, kusma, epigastrik ağrı, Gİ kanama, nadiren diyare, dezoryantasyon, eksitasyon, uyuşukluk, sersemlik, kulak çınlaması, baygınlık, konvülziyon,koma. Önemli zehirlenme vakalarında, akut böbrek yetmezliği ve karaciğer hasarı oluşmasımümkündür.
Non-steroidal antiinflamatuvar ilaç alımı sonrası solunum depresyonu ve koma görülebilir ancak bu durum nadir olarak görülür.
Bir naproksen doz aşımı vakasında, hipotrombinemiye bağlı protrombin zamanında geçici uzama K vitaminine bağlı pıhtılaşma faktörlerinin selektif inhibisyonuna bağlı olabilir.
Birkaç hastada nöbetler görülmüştür ancak bunların naproksen ile ilgili olup olmadığı net değildir. Naproksenin hangi dozunun hayatı tehdit edici nitelikte olduğu bilinmemektedir.
Tedavi
Hastalar gerekirse semptomatik olarak tedavi edilmelidir. Toksik olabilecek miktarda dozlar alındıktan sonraki 1 saat içinde aktif kömür düşünülmelidir. Alternatif olarak yetişkinlerdehayatı tehdit edici miktarda aşırı dozlar alındıktan sonraki 1 saat içinde gastrik lavaj gözönünde bulundurulmalıdır.
İyi idrar çıkışı garanti edilmelidir.
Böbrek ve karaciğer fonksiyonları yakından takip edilmelidir.
14/17
Toksik olabilecek miktarda dozlar alındıktan sonra, hastalar en az dört saat boyunca gözlemlenmelidir.
Sık sık olan ya da uzun süreli konvülsiyonlar intravenöz diazepam ile tedavi edilmelidir.
Diğer önlemler hastanın klinik durumuna göre alınmalıdır.
Naproksen proteinlere yüksek oranda bağlandığından, hemodiyaliz plazma naproksen konsantrasyonlarını düşürmez. Ancak naproksen almış olan ve renal yetmezliği bulunan birhastada hemodiyaliz yine de uygun olabilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antiinflamatuvarlar ve Antiromatik Ürünler (Non steroid yapılılar) ATC kodu: M0lAE02
Naproksen antiinflamatuvar ve analjezik aktiviteye sahip non-steroidal bir antiinflamatuvardır. Diğer non-steroidal analjezik antiinflamatuvar ilaçlar gibi naproksen prostaglandinlerinoluşmasını katalize eden siklooksijenaz (COX-1 ve COX-2) enzimlerini dolayısıylaprostaglandin sentezini inhibe ederek etki gösterir.
Naproksen bir santral sinir sistemi depresanı değildir ve metabolizma enzimlerini aktive etmez.
5.2 Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim:
Naproksen; rektal yolla alındığında gastrointestinal kanaldan çabuk ve tam olarak emilir.
Doruk plazma düzeyine 2-4 saatte ulaşır ve normalde 4-5 dozdan sonra bu pik düzey devamlı sabit hale gelir.
Dağılım:
Ortalama biyolojik yarı ömrü yaklaşık 13 saattir ve tedavi dozlarında %99'dan fazlası plazma proteinlerine bağlanır.
Biyotransformasyon:
Naproksen karaciğerde yaygın biçimde 6-0 dezmetil naproksene metabolize olur.
Eliminasyon:
Verilen dozun yaklaşık %95'i naproksen, 6-0 dezmetil naproksen veya konjugatları şeklinde idrarla atılır. Atılım oranı, ilacın plazmadan kaybolma oranına aynen uymaktadır.
15/17
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:Hastalardaki karakteristik özellikler:
Yaş ve cinsiyet
Naproksen ile herhangi bir pediyatrik çalışma gerçekleştirilmediğinden çocuklarda naproksenin güvenilirliği gösterilmemiştir.
Böbrek yetmezliği
Naproksen farmakokinetiği böbrek yetmezliği hastalarda gösterilmemiştir. Naproksenin metabolize olup metabolitlerinin böbreklerle atıldığı bilgisine dayanarak naproksenmetabolitlerinin böbrek yetmezliği varlığında birikme potansiyeli söz konusudur. Ciddiböbrek yetmezliği olan hastalarda naproksenin eliminasyonu azalır. Naproksen içeren ürünlerorta-ciddi böbrek yetmezliği olan hastalarda önerilmemektedir (kreatinin klerensi<30 ml/dak)
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Karsinojenite
Naproksen, Sprague-Dawley farelerine yiyecekler ile beraber 24 aylık bir dönemde 8, 16 ve 24 mg/kg/gün dozlarında uygulanmıştır. Naproksen, ratlar'da karsinojenik görülmemiştir.
Mutajenite
Salmonella typhimurium (5 hücre serisi), Sachromyces cerevisisae (1 hücre serisi) suşlarında ve fare lenfoma testlerinde mutajenite gözlenmemiştir.
Fertilite
Oral olarak 30 mg/kg/gün dozunda erkek ve 20 mg/kg/gün dozunda dişi ratlara uygulama sonrası naproksen gebeliği etkilememiştir.
Teratojenite
Ratlarda ve tavşanlarda organogenezis safhasında oral olarak 20 mg/kg/gün dozunda uygulama naproksen için teratojenik değildir.
Perinatal/Postnatal Üreme
Hamile ve 3. trimesterdeki ratlara 2, 10 ve 20 mg/kg/gün dozundaki oral naproksen uygulaması zorlu doğum ile sonuçlanmıştır. Bu, bu çeşit bileşimlerin bilinen bir etkisidir ve hamile ratlardaaspirin ve indometazin ile de gösterilmiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Witepsol S-55.
6.2 Geçimsizlikler
Bildirilmemiştir.
16/17
6.3 Raf ömrü
24 ay
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
10 Suppozituvarlık alüminyum strip ambalaj
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıklarm Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği'ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
HÜSNÜ ARSAN İLAÇLARI AŞ.
34398 Maslak-İSTANBUL
8. RUHSAT NUMARASI
136/10
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 07.06.1985 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
17/17