ZOLONİK 4 mg / 5 ml i.v. infüzyonluk çözelti hazırlamak için konsantre Steril
Her 1 ml konsantre çözelti 800 mcg zoledronik aside eşdeğer 853 mcg zoledronik asit monohidrat içerir. Her bir 5 ml'lik konsantre çözelti flakonu 4 mg zoledronik asideeşdeğer 4,264 mg zoledronik asit monohidrat içerir.
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
İnfüzyon için konsantre çözelti.
6 ml'lik flakon içinde renksiz, berrak çözeltidir.
Radyolojik yöntemlerle litik lezyon gösterilmiş olan multiple myelomalı hastalarda ve kemik metastazı olan ileri evre kanserli hastalarda iskeletle ilişkili komplikasyonların(patolojik kırık, omurilik sıkışması, radyasyon tedavisi, kemiğe yönelik cerrahimüdahale veya hiperkalsemi) önlenmesi ve maligniteye bağlı hiperkalsemi (albüminegöre-düzeltilmiş serum kalsiyumu olarak tanımlanır (cCa) >12,0 mg/dl [3,0 mmol/l])tedavisinde kullanılır.
Kemik tutulumu olan ileri evre kanserli hastalarda iskeletle ilişkili olayların önlenmesi
Kemik tutulumu olan erişkin ve yaşlı ileri evre kanserli hastalarda iskeletle ilişkili olayların önlenmesinde önerilen doz 3 ila 4 haftada bir 4 mg zoledronik asittir.
Aynı zamanda hastalara günde 500 mg oral kalsiyum ve 400 IU D vitamini takviyesi yapılmalıdır.
İskeletle ilişkili olayları önlemek üzere kemik metastazları olan hastaları tedavi etme kararında tedavi etkisinin 2 - 3 ayda başladığı dikkate alınmalıdır.
Hiperkalsemide (albumine göre düzeltilmiş serum kalsiyumu >12,0 mg/dl veya 3,0 mmol/l) erişkin ve yaşlı hastalarda tek doz 4 mg zoledronik asit kullanılmasıönerilmektedir.
ZOLONİK hastalara sadece intravenöz bisfosfonatları uygulama konusunda deneyimli sağlık uzmanları tarafından uygulanmalıdır.
100 ml'de seyreltilmiş ZOLONİK 4 mg konsantre infüzyon çözeltisi en az 15 dakika süresince tekli intravenöz infüzyon olarak verilmelidir.
ZOLONİK, kalsiyum ya da Ringer Laktat çözeltisi gibi iki değerlikli katyon içeren diğer infüzyon solüsyonları ile karıştırılmamalıdır ve diğer tüm ilaçlardan ayrı olaraktek bir kerede, tek bir intravenöz solüsyon şeklinde uygulanmalıdır.
Hastaların ZOLONİK uygulamasından önce ve sonrasında yeteri kadar hidrate olması sağlanmalıdır.
30 ila 60 ml/dak KLkr olarak tanımlanan hafif ila orta derecede renal bozukluğu olan hastalarda, maligniteye bağlı hiperkalsemisi olanlar haricinde azaltılmış ZOLONİKdozajları önerilmektedir.
Azaltılmış dozlarda ZOLONİK konsantre çözelti hazırlamak üzere gereken hacimde sıvı konsantreyi, aşağıdaki gibi enjektöre çekin:
Çekilen miktardaki sıvı konsantre, 100 ml, steril a/h %0,9 sodyum klorür solüsyonu veya a/h %5 glukoz solüsyonu kullanılarak daha da seyreltilmelidir. Doz, 15 dakikadandaha kısa sürmeyecek tek bir intravenöz infüzyon şeklinde verilmelidir.
ZOLONİK konsantre çözeltisi kalsiyum ya da laktatlı Ringer çözeltisi gibi iki değerlikli katyon içeren diğer infüzyon çözeltileri ile karıştırılmamalıdır ve tek bir intravenözsolüsyon şeklinde ayrı bir intravenöz hattan uygulanmalıdır.
ZOLONIK uygulamasından önce ve sonra hastalarda iyi düzeyde hidrasyon sağlanmalıdır.
Maligniteye bağlı hiperkalsemisi (HCM) ve şiddetli böbrek bozukluğu olan hastalarda ZOLONİK tedavisi yalnızca, bu tedavinin riskleri ve faydaları değerlendirildikten sonradüşünülmelidir. Serum kreatinin düzeyi >400 mikromol/litre veya >4,5 mg/dl olanhastalar, klinik çalışmalara alınmamıştır. Serum kreatinin düzeyi < 400 gmol/l ya da <4,5 mg/dl olan maligniteye bağlı hiperkalsemi tedavisi gören hastalarda doz ayarlamasıgerekli değildir (bkz. Bölüm 4.4).
Kemik tutulumu olan ileri evre kanserli hastalarda iskeletle ilişkili olayların önlenmesi: Multiple miyeloması veya solid tümörlerin metastatik kemik lezyonları olan hastalardaZOLONIK tedavisine başlanırken, serum kreatinin düzeyleri ve kreatinin klirensi(KLkl) ölçülmelidir. Kreatinin klirensi, Cockfort-Gault formülü kullanılarak, serumkreatinin düzeylerinden hesaplanır. Tedaviye başlamadan önce, kreatinin klirensi <30ml/dak olarak saptanan, ciddi böbrek bozukluğu olan hastalara ZOLONIK verilmesiönerilmemektedir. Serum kreatinin düzeyi >265 mikromol/l veya >3,0 mg/dl olanhastalar zoledronik asit ile yapılan klinik çalışmalara dahil edilmemiştir.
Kemik metastazları olan ve tedavinin başlatılmasından önce hafif-orta şiddette böbrek bozukluğu (kreatinin klirensi 30-60 ml/dakika) olan hastalarda, aşağıdaki ZOLONIKdozlarının kullanılması önerilir (bkz. Bölüm 4.4):
*Dozlar, hedef EAA (Eğri altında kalan alan) değerinin 0,66 (mg-saat/l) (kreatinin klirensi 75 ml/dakika) olduğu öngörülerek hesaplanmıştır. Dozun böbrek bozukluğuolan hastalarda azaltılmasıyla elde edilecek EAA değerinin kreatinin klirensi 75ml/dakika olan hastalardakiyle aynı olması beklenmektedir.
Tedavinin başlangıcını takiben, böbrek fonksiyonu izlenmeli ve her ZOLONIK dozundan önce serum kreatinin düzeyi ölçülmeli, eğer böbrek fonksiyonu kötüleşiyorsa,tedavi durdurulmalıdır. Klinik çalışmalarda böbrek fonksiyonunun kötüleşmesi,aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır:
• Serum kreatinin düzeyi normal olan hastalar için (<1,4 mg/dl), >0,5 mg/dl yükselme
• Serum kreatinin düzeyi anormal olan hastalar için (>1,4 mg/dl), >1,0 mg/dl yükselme
Klinik çalışmalarda, kreatinin seviyesi başlangıç değerinin %10 limiti dahiline döndüğü durumlarda ZOLONIK tekrar kullanılmıştır (bkz. Bölüm 4.4). ZOLONIK tedavisine,tedavinin kesintiye uğramasından önceki dozla devam edilmelidir.
Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalardaki klinik veriler sınırlı olduğundan, bu hasta popülasyonu için spesifik önerilerde bulunmak mümkün değildir.
ZOLONİK'in 1-17 yaş arası pediatik hastalardaki güvenlilik ve etkililiği belirlenmemiştir.
Yaşlı hastalar için herhangi bir doz ayarlamasına gerek yoktur.
4.3.Kontrendikasyonlar
• ZOLONİK; zoledronik asite veya diğer bisfosfonatlara ya da yardımcı maddelerden herhangi birine karşı klinik olarak anlamlı aşırı duyarlılığı olan hastalarda.
• Gebelik ve emzirme durumlarında (bkz. Bölüm 4.6) kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Hastalar ZOLONİK uygulamasından önce yeterince hidrate olmaları açısından değerlendirilmelidirler.
Kalp yetmezliği riski olan hastalarda aşırı hidrasyondan sakınılmalıdır.
ZOLONİK tedavisine başlandıktan sonra, albümine göre düzeltilmiş serum kalsiyum, fosfat ve magnezyum düzeyleri, serum kreatinin gibi standart hiperkalsemi ile ilişkilimetabolik parametreler dikkatle izlenmelidir. Hipokalsemi, hipofosfatemi ya dahipomagnezemi oluşursa, kısa vadeli destek tedavisi gerekli olabilir. Tedavi edilmemişhiperkalsemili hastalarda genellikle hafif derecede de olsa böbrek bozukluğu mevcutbulunduğundan, böbrek fonksiyonunun dikkatle izlenmesi düşünülmelidir.
ZOLONİK'in etkin maddesi olan zoledronik asidi içeren osteoporoz ve kemiğin paget hastalığının tedavisinde de kullanılan ilaçlar mevcuttur. ZOLONİK ile tedavi görmekteolan bir hasta bu tür ilaçlarla veya diğer bifosfonat türevlerini içeren ilaçlarla eşzamanlıtedavi görmemelidir, çünkü bu ajanların kombine etkileri bilinmemektedir.
Zoledronik asit ile yapılan klinik çalışmalarda gözlenmemiş olsa da, bisfosfonat alan asetilsalisilik aside karşı duyarlı astmatik hastalarda bronkokonstriksiyon yaptığıbildirilmiştir.
Böbrek yetmezliği:
Maligniteye bağlı hiperkalsemisi bulunan ve böbrek fonksiyonunda bozulma gösteren hastalar, ZOLONİK ile tedaviye devam edilmesinin olası yararlarının, ortayaçıkabilecek riskleri aşıp aşmadığı da göz önüne alınarak uygun bir şekildedeğerlendirilmelidir (bkz. Bölüm 4.2).
4
Kemik metastazları olan hastalarda iskeletle ilişkili olayların önlenmesi amacıyla tedavi kararı verilirken, tedavinin etkisinin 2-3 ayda başlayacağı düşünülmelidir.
Bisfosfonatlann böbrek fonksiyon bozukluğu raporlarıyla ilişkisi vardır. Böbrek fonksiyonunda kötüleşme potansiyelini arttırabilecek faktörler, dehidrasyon, öncedenmevcut böbrek yetmezliği, çoğul ZOLONİK uygulamaları veya diğer bisfosfonatuygulamaları, nefrotoksik ilaç kullanımı ya da halen önerilmekte olandan daha kısasüreli bir infüzyonun kullanılması gibi faktörlerdir. 4 miligramlık ZOLONİK dozunun15 dakikadan daha kısa sürmeyen bir infüzyonla verilmesi risk azalması sağlarsa da,böbrek fonksiyonu yine de kötüleşebilir. Başlangıç dozunda veya tek doz ZOLONİKkullanımından sonra hastalarda, böbrek fonksiyonunda kötüleşme, böbrekyetmezliğinde ilerleme ve diyaliz gereksinimi rapor edilmiştir. Serum kreatinindüzeyleri, iskeletle ilişkili olayların önlenmesi amacıyla önerilen dozlarla kronikZOLONİK tedavisi uygulanan hastalarda da, daha seyrek olsa da yükselebilir.
Hastalardaki serum kreatinin düzeyleri, her ZOLONİK dozundan önce
değerlendirilmelidir. Hafif-orta şiddette böbrek yetmezliğiyle birlikte kemik metastazları olan hastalarda tedaviye başlandığında, daha düşük ZOLONİK dozlarınınkullanılması önerilir. Tedavi sırasında böbrek fonksiyonları kötüye giden hastalardaZOLONİK tedavisi kesilmelidir. Ancak, serum kreatinin düzeyleri başlangıç değerindenen fazla %10 yüksek olması durumunda tekrar başlanmalıdır (bkz. Bölüm 4.2).
Böbrek yetmezliği olan hastalarda, bu popülasyondaki klinik güvenlilik ve farmakokinetik verilerin sınırlı olmasından ve zoledronik asit dahil, bisfosfonatlarlatedavi edilen hastalarda böbrek fonksiyon bozukluğu riski olmasından dolayı,ZOLONİK kullanımı önerilmez.
Klinik çalışmalarda şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalar, tedavi başlangıcındaki serum kreatinin düzeyleri, maligniteye bağlı hiperkalsemi vakalarında >400 gmol/l veya>4,5 mg/dl; kanser ve kemik metastazı olan hastalarda >265 gmol/l veya >3,0 mg/dlolan hastalar olarak tanımlanmıştır. Farmakokinetik çalışmalarda ise şiddetli böbrekfonksiyon bozukluğu olan hastalar başlangıçtaki kreatinin kleirensi <30 ml/dakika olanhastalar olarak tanımlanmıştır (bkz. Bölüm 4.2).
Karaciğer yetmezliği:
Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalardaki klinik veriler sınırlı olduğundan, bu hasta popülasyonu için spesifik önerilerde bulunmak mümkün değildir.
Osteonekroz:
Çene osteonekrozu (ONJ):
Klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrası koşullarda ZOLONİK kullanan hastalarda yaygın olmayan sıklıkla çene osteonekrozu (ONJ) bildirilmiştir.
Acil tıbbi durumlar hariç olmak üzere, ağızda açık yumuşak doku lezyonları olan hastalarda tedaviye başlamaktan ya da yeni bir tedavi kürü uygulamaktankaçınılmalıdır. Eşzamanlı risk faktörleri olan hastalarda bisfosfonatlarla tedaviöncesinde uygun önleyici diş hekimliği tedbirlerini içeren bir diş muayenesi ve bireyeözgü fayda-risk değerlendirmesi önerilir.
5
Bireysel ONJ gelişme riski değerlendirilirken aşağıdaki risk faktörleri dikkate alınmalıdır:
• Bisfosfonatın potensi (yüksek potense sahip bileşikler için daha yüksek risk), uygulama şekli (parenteral uygulama için daha yüksek risk) ve bisfosfonatınkümülatif dozu
• Kanser, komorbiditeler (örn. anemi, koagülopatiler, enfeksiyon), sigara
• Eşzamanlı tedaviler: kemoterapi, anjiyogenez inhibitörleri (bkz. Bölüm 4.5), boyunve baş radyoterapisi, kortikosteroidler
• Diş hastalığı öyküsü, kötü oral hijyen, periodontal hastalık, invazif dental prosedürler(örn. diş çekimleri) ve tam oturmayan protezler
Tüm hastalar ZOLONİK tedavisi sırasında yeterli düzeyde ağız hijyeni uygulamaya, rutin diş muayenelerinden geçmeye ve diş sallanması, diş ağrısı veya şişmesi ya daiyileşmeyen ağız yaraları ve akıntı gibi tüm oral semptomları derhal bildirmeye teşvikedilmelidir. Tedavi süresince invazif dental prosedürler sadece dikkatli birdeğerlendirme sonrasında gerçekleştirilmelidir ve zoledronik asit uygulamasından kısasüre öncesinde ve sonrasında kaçınılmalıdır. Bisfosfonat tedavisi esnasında, çeneosteonekrozu gelişen hastalarda, diş ameliyatları durumu kötüleştirebilir. Dentaluygulamalara gereksinim duyan hastalarda, bisfosfonat tedavisinin kesilmesinin çeneosteonekrozu riskini azaltıp azaltmadığına dair herhangi bir veri bulunmamaktadır.
ONJ gelişen hastalarda yönetim planı, tedaviden sorumlu hekim ve bir diş hekimi ya da ONJ uzmanlığı olan ağız cerrahı arasında yakın işbirliği ile yapılmalıdır. Durumdüzelene ve mümkün olduğunda katkı yapan risk faktörleri hafifleyene kadar zoledronikasit tedavisine geçici olarak ara verilmesi düşünülmelidir.
Diğer anatomik bölgelerde osteonekroz:
Çoğunlukla uzun süreli tedaviyle ilişkili olarak, bisfosfonat kullanımı ile dış kulak yolunda osteonekroz vakaları bildirilmiştir. Dış kulak yolundaki osteonekroz için olasırisk faktörleri steroid kullanımı, kemoterapi ve/veya enfeksiyon ve travma gibi lokalrisk faktörlerini içermektedir. Kronik kulak enfeksiyonları dahil olmak üzere kulaksemptomları görülen bisfosfonat alan hastalarda, dış kulak yolunda osteonekroz olasılığıdüşünülmelidir.
Ek olarak, zoledronik asit ile tedavi edilen yetişkin kanser hastalarında ağırlıklı olmak üzere, kalça ve femur da dahil olmak üzere diğer bölgelerin osteonekrozu ile ilgiliseyrek bildirimler de olmuştur.
Kas iskelet ağrıları:
Pazarlama sonrası deneyimde, ZOLONİK dahil bisfosfonat alan hastalarda şiddetli ve bazen güçten düşürücü kemik, eklem ve/veya kas ağrısı bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8);ancak seyrek olarak raporlanmıştır. Semptomların başlamasına kadar geçen süretedaviye başladıktan sonra bir gün ile aylar arasında değişmiştir. Tedavi kesildiktensonra hastaların çoğunda semptomlar ortadan kalkmıştır. Aynı ilaç ya da başka birbisfosfonat ile yeniden tedaviye başlandığında bir grupta semptomlar tekrarlamıştır.
Atipik femur kırıkları:
Başlıca osteoporoz için uzun vadeli tedavi gören hastalarda olmak üzere, bisfosfonat tedavisi ile atipik subtrokanterik ve diyafizer femur kırıkları bildirilmiştir. Bu transvers
6
ve kısa oblik kırıklar, femur boyunca küçük trokanterin altından suprakondiler yükseltinin üzerine kadar herhangi bir yerde meydana gelebilir. Bu kırıklar minimumtravma sonrasında ya da travma yokluğunda meydana gelir ve bazı hastalar tam femurkırığı ile başvurmadan haftalar ila aylar öncesinde, sıklıkla stress kırıklarınıngörüntüleme özellikleri ile ilişkili kalça veya kasık ağrısı yaşayabilir. Kırıklar sıklıklabilateraldir; bu nedenle bisfosfonat ile tedavi edilen ve bir femur cisim kırığı gelişenhastalarda kontralateral femur da incelenmelidir. Bu kırıkların yeterli düzeydeiyileşmediği bildirilmiştir. Atipik femur kırığı olduğu şüphe edilen hastalarda, bireyselfayda risk değerlendirmesi temelinde hasta değerlendirilene kadar, bisfosfonattedavisinin bırakılması düşünülmelidir.
ZOLONİK tedavisi sırasında hastalara herhangi bir kalça, uyluk veya kasık ağrısını doktorlarına bildirmeleri tavsiye edilmeli ve bu tip semptomlarla başvuran hastalar tamolmayan femur kırığı açısından değerlendirilmelidir.
Hipokalsemi:
Zoledronik asit ile tedavi edilen hastalarda hospitalizasyona gerek duyulacak derecede hipokalsemi bildirilmiştir. Şiddetli hipokalsemi vakalarına sekonder olarak kardiyakaritmi ve nörolojik advers olaylar (konvülsiyon, tetani ve hipoestezi) bildirilmiştir.Hastaneye yatırılmayı gerektiren şiddetli hipokalsemi vakaları bildirilmiştir. Bazıdurumlarda, hipokalsemi yaşamı tehdit edebilir. ZOLONİK, hipokalsemiye yol açandiğer ilaçlarla birlikte uygulanırken dikkatli olunmalıdır; çünkü bu ilaçlar sinerjistik biretkiyle şiddetli hipokalsemiye yol açabilir (bkz. Bölüm 8). ZOLONİK başlanmadanönce serum kalsiyum düzeyi ölçülmeli ve hipokalsemi düzeltilmelidir. Hastalar yeterlişekilde kalsiyum ve D vitamini ile takviye edilmelidir.
Sodyum içeriği:
Bu tıbbi ürün her 5 mililitresinde 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; bu dozda sodyuma bağlı herhangi bir yan etki beklenmez.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Dikkate alınması gereken, öngörülen etkileşimler:
ZOLONİK gibi bisfosfonatlar aminoglikozidler, kalsitonin veya loop diüretikleri ile birlikte uygulandıklarında, bu ilaçların da additif etkisinin olabileceği ve bununsonucunda gerekenden daha uzun süre daha düşük serum kalsiyum düzeyi oluşabileceğigöz önüne alınarak dikkatli olunması önerilir (bkz. Bölüm 4.4). Zoledronik asit plazmaproteinlerine kayda değer düzeyde bağlanmaz ve in vitro koşullarda P450 enzimleriniinhibe etmez (bkz. Bölüm 5.2) fakat resmi klinik etkileşim çalışmalarıgerçekleştirilmemiştir.
Diğer nefrotoksik ilaçlarla birlikte kullanıldığında da dikkatli olunmalıdır. Tedavi sırasında hipomagnezemi gelişme olasılığına dikkat gösterilmelidir.
Multipl miyelom hastalarında ZOLONİK, talidomid ile kombinasyon halinde kullanıldığında böbrek fonksiyon bozukluğu riski artabilir.
Anti-anjiyojenik tıbbi ürünlerle eşzamanlı tedavi gören hastalarda ONJ insidansında bir artış gözlenmiş olduğundan, ZOLONİK bu tıbbi ürünler ile birlikte uygulanırkendikkatli olunması önerilmektedir.
7
Dikkate alınması gereken gözlenmiş etkileşimler
ZOLONİK, antianjiogenik ilaçlarla eşzamanlı olarak tedavi edilen hastalarda çene osteonekrozu vakalarında artış gözlendiğinden, bu ilaçlarla eşzamanlı olarakuygulandığında dikkat gösterilmelidir.
Etkileşimlerin yokluğu:
Klinik çalışmalarda zoledronik asit yaygın olarak kullanılan antikanser ajanları, diüretikler, antibiyotikler ve analjeziklerle eşzamanlı olarak uygulanmış ve klinikaçıdan belirgin etkileşimler meydana gelmemiştir.
Multiple miyelomlu hastalarda zoledronik asit, talidomid ile birlikte kullanıldığında böbrek yetmezliği riski artabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyonra ilişkin herhangi bir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalara ilişkin herhangi bir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalara ilişkin herhangi bir klinik etkileşim çalışması yürütülmemiştir.
4.6. Gebelik ve LaktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: D.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların, ZOLONİK tedavisi sırasında etkili bir doğum kontrol yöntemi uygulamaları gerekmektedir. ZOLONİK, gebelik sırasındakullanılmamalıdır.
Gebelik dönemi
Zoledronik asitin gebelik ve/veya fetüs/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.
ZOLONİK, gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Zoledronik asidin anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. ZOLONİK emziren kadınlarda kontrendikedir.
8
Üreme yeteneği/Fertilite
Zoledronik asit sıçanlarda parental ve Fl neslinin fertilitesi üzerindeki potansiyel advers etkiler açısından değerlendirilmiştir. Bu, bileşiğin iskelet kalsiyum metabolizmasınıinhibe etmesi sonucu doğum dönemi hipokalsemi ile ilişkili olduğu kabul edilen aşırıfarmakolojik etkiler, bir bisfosfonat sınıfı etkisi olan distosi görülmüş ve çalışmanınerken sonlandırılması ile sonuçlanmıştır. Bu nedenle bu bulgular zoledronik asidininsanlarda fertilite üzerindeki kesin etkisini belirlemek açısından yetersizdir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Baş dönmesi ve uyku hali gibi yan etkilerin araç ve makine kullanma yeteneği üzerine etkileri olabilir. ZOLONİK kullanımı esnasında araç ve makine kullanırken dikkatliolunmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Güvenlilik profilinin özeti :
ZOLONİK uygulamasını takiben üç gün içinde yaygın olarak, kemik ağrısı, ateş, yorgunluk, eklem ağrısı, kas ağrısı ve titremeler ve eklemlerde şişliğin ardından ağrıiçeren semptomlarla seyreden bir akut faz reaksiyonu bildirilmiştir; bu semptomlargenellikle birkaç gün içerisinde düzelir (bkz. Seçili advers reaksiyonun tanımı altbölümü).
Onaylanmış endikasyonlarında Zoledronik asit ile belirlenen önemli riskler şunlardır: Renal fonksiyon bozukluğu, çene osteonekrozu, akut faz reaksiyonu hipokalsemi, oküleradvers olaylar, atrial fibrilasyon ve anafilaktik reaksiyon, interstisyel akciğer hastalığı.Bu advers reaksiyonların her biri için sıklıklar aşağıda sunulmaktadır.
Advers ilaç reaksiyonları, en sık görülen advers reaksiyon ilk sırada olacak şekilde sıklıklarına göre aşağıda sıralanmıştır. Her sıklık grubunda advers reaksiyonlar azalanciddiyet derecesine göre sıralanmıştır.
Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (eldekiverilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın: Anemi
Yaygın olmayan: Trombositopeni, lökopeni Seyrek: Pansitopeni
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Aşırı duyarlılık reaksiyonu Seyrek: Anjiyoödem
Psikiyatrik hastalıkları
Yaygın olmayan: Anksiyete, uyku bozukluğu Seyrek: Konfüzyon durumu
9
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Baş ağrısı, parestezi
Yaygın olmayan: Baş dönmesi, parestezi, disguzi, hipoestezi, hiperestezi, tremor, uyku hali
Çok seyrek: Konvülsiyon, hipoestezi ve tetani (hipokalsemiye sekonder).
Göz hastalıkları
Yaygın: Konjonktivit
Yaygın olmayan: Bulanık görme, göz akı iltihabı, orbital inflamasyon
Seyrek: Üveit
Çok seyrek: Episklerit
Kardiyak hastalıklar
Yaygın olmayan: Hipertansiyon, hipotansiyon, atriyal fibrilasyon, dolaşım sisteminde
çöküş veya senkopa yol açan hipotansiyon
Seyrek: Bradikardi, kardiyak aritmi (hipokalsemiye sekonder)
Solunum, göğüs hastalıkları ve mediastinal hastalıkları
Yaygın olmayan: Dispne, öksürük, bronkokonstriksiyon Seyrek: İnterstisyel akciğer hastalığı
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Bulantı, kusma, iştah azalması
Yaygın olmayan: Diyare, konstipasyon, karın ağrısı, dispepsi, stomatit, ağız kuruluğu
Deri ve derialtı doku hastalıkları
Yaygın olmayan: Kaşıntı, döküntü (eritematöz ve maküler döküntüler dahil), terleme artışı
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın: Kemik ağrısı, miyalji, artralji, genel vücut ağrısı Yaygın olmayan: Çene osteonekrozu, kas spazmları
Seyrek: Atipik subtrokanterik ve diyafizer femur kırıkları (bisfosfonat sınıfı advers reaksiyonu)
Çok seyrek: Dış kulak yolunda ve kalça ve femur da dahil olmak üzere diğer anatomik bölgelerde osteonekroz (bisfosfonat sınıfı advers reaksiyonu)
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın: Böbrek bozukluğu
Yaygın olmayan: Akut böbrek yetmezliği, hematüri, proteinüri Seyrek: Kazanılmış Fanconi sendromu
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Ateş, grip benzeri sendrom (yorgunluk, rigor, keyifsizlik ve ateş basması dahil) Yaygın olmayan: Asteni, periferik ödem, enjeksiyon bölgesi reaksiyonları (ağrı,iritasyon, şişme, sertleşme dahil), göğüs ağrısı, kilo artışı, anafilaktik reaksiyon/şok,ürtiker
10
Seyrek: Akut faz reaksiyonunun artrit ve eklemlerde şişlik semptomları.
Araştırmalar
Çok yaygın: Hipofosfatemi
Yaygın: Kan kreatinini ve kan üresinde artış, hipokalsemi Yaygın olmayan: Hipomagnezemi, hipokalemiSeyrek: Hiperkalemi, hipernatremi
Seçilmiş istenmeyen etkilerin tanımları:
Renal fonksiyon bozukluğu:
Zoledronik asit renal fonksiyon bozukluğu raporları ile ilişkilendirilmiştir. Kemiği tutan ilerlemiş maligniteleri olan hastalarda iskeletle ilişkili olayların önlenmesi içinzoledronik asit kayıt çalışmalarından elde edilen güvenlilik verilerinde yapılanbirleştirilmiş bir analizde, zoledronik asit ile ilişkili olduğundan şüphe edilen renalfonksiyon bozukluğu advers olaylarının sıklığı (advers reaksiyonlar) şu şekildedir:multipl miyelom (%3,2), prostat kanseri (%3,1), meme kanseri (%4,3), akciğer ve diğersolid tümörler (%3,2). Renal fonksiyonda bozulma potansiyelini artırabilecek faktörlerdehidratasyon, önceden mevcut olan renal bozukluk, çok sayıda zoledronik asit veyadiğer bisfosfonat siklusunun yanı sıra eşzamanlı nefrotoksik tıbbi ürünlerin kullanılmasıveya halihazırda önerilenden daha kısa bir infüzyon süresinin kullanılmasını içerir.Hastalarda ilk veya tekli zoledronik asit dozundan sonra renal bozukluk, renalyetmezliğe ilerleyiş ve diyaliz bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4, 4.5).
Çene osteonekrozu:
Özellikle kanseri bulunan ve zoledronik asit de dahil olmak üzere bisfosfonatlarla tedavi edilen hastalarda, osteonekroz vakaları (çene) bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.4). Hastalarınçoğu aynı zamanda kemoterapi ve kortikosteroidler almaktaydı ve osteomiyelit dahillokal enfeksiyon belirtileri vardı. Raporların büyük kısmı diş çekimi ya da diğer dentalcerrahiler gerçekleştirilmiş kanser hastaları ile ilgidir.
Atriyal fibrilasyon:
Postmenopozal osteoporoz (PMO) tedavisinde yılda 5 mg zoledronik asidin etkililik ve güvenliliğinin plaseboya karşı değerlendirildiği 3 yıl süren, randomize, çift-kör kontollübir çalışmada atriyal fibrilasyonun tüm insidansı 5 mg zoledronik asit ve plasebo alanhastalarda sırasıyla %2,5 (3862 hastanın 96'sında) ve %l,9 (3852 hastanın 75'inde)olarak tespit edilmiştir. Atriyal fibrilasyon ciddi advers etkilerinin oranı 5 mgzoledronik asit ve plasebo alanlarda, sırasıyla %1,3 (3862 hastanın 5l'inde) ve %0,6(3852 hastanın 22'sinde)'dır. Bu çalışmada gözlemlenen dengesizlik, kanser hastalarındaher 3-4 haftada bir 4 mg zoledronik asit ile yapılanlar da dahil olmak üzere zoledronikasit ile yapılan diğer çalışmalarda gözlemlenmemiştir. Bu tek bir kere yapılan klinikçalışmada atriyal fibrilasyonun insidansında görülen artışın arkasındaki mekanizmabilinmemektedir.
Akut faz reaksiyonu:
Bu advers ilaç reaksiyonu; ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, ekstremitelerde ağrı, bulantı, kusma, diyare ve eklem ağrısını içeren semptomlar grubundan oluşur. Başlangıç zamanızoledronik asit infüzyonu sonrası <3 gündür ve reaksiyon aynı zamanda "grip benzeri"veya "doz sonrası" semptomlar terimleri kullanılarak da tanımlanır.
11
Atipik femur kırıkları:
Pazarlama sonrası deneyimlerde şu reaksiyonlar bildirilmiştir (seyrek sıklıkta): atipik subtrokanterik ve diyafizer femur kırıkları (bisfosfanatların sınıf etkisi).
Hipokalsemiye bağlı advers reaksiyonlar:
Hipokalsemi zoledronik asitin onaylı endikasyonlarında kullanımında önemli bir risk olarak tanımlanmıştır. Klinik çalışma ve pazarlama sonrası vakalarda zoledronik asittedavisiyle hipokalsemi ve sekonder olarak kardiyak aritmi gelişimi gözlenmiştir.Ayrıca, bu olaylarda hipokalsemi ve sekonder nörolojik advers olaylar (konvülsiyon,tetani ve hipoestezi) arasında bir ilişki olduğuna dair kanıt bulunmaktadır (bkz. Bölüm4.4).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarakizlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli adversreaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.
Zoledronik asidin akut doz aşımıyla ilgili klinik deneyim sınırlıdır. Zoledronik asidin 48 mg'ına kadar doz uygulama hatası bildirilmiştir. Böbrek fonksiyon bozukluğu (böbrekyetmezliği dahil) ve serum elektolit (kalsiyum, fosfor ve magnezyum dahilanormallikleri gözlenmiş olduğundan, önerilenden daha yüksek doz uygulanmış olanhastalar (bkz. Bölüm 4.2) dikkatle izlenmelidirler. Hipokalsemi gözlendiği takdirde,klinik endikasyona uygun olarak kalsiyum glukonat infüzyonları uygulanmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Kemik hastalığının tedavisi için kullanılan ilaçlar, bisfosfonatlar ATC kodu: M05 BA08
Zoledronik asit, bisfosfonatlar sınıfına dahildir ve temelde kemik üzerinde etki gösterir. Osteoklastik kemik rezorpsiyonu inhibitörüdür.
Bisfosfonatların kemiğe selektif etkisi mineralize kemiğe yüksek afinitelerine dayanır, ancak osteoklastik aktivitenin inhibisyonunu sağlayan esas moleküler mekanizma halenaçık değildir. Uzun süreli hayvan çalışmalarında zoledronik asit kemik rezorbsiyonunu,kemiğin formasyon, mineralizasyon veya mekanik özelliklerini olumsuz bir şekildeetkilemeksizin inhibe ettiği gösterilmiştir.
Kemik rezorpsiyonunun çok güçlü bir inhibitörü olmasının yanı sıra, zoledronik asit, metastatik kemik hastalığının tedavisinde genel etkinliğini oluşturan çeşitli anti-tümörözelliklerine de sahiptir. Preklinik çalışmalarda şu özellikler ortaya konmuştur:
12
•
In vivo:
osteoklastik kemik rezorpsiyonunun inhibisyonu kemik iliğindekimikroortamı tümör büyümesine daha az uygun hale getirir. Anti-anjiyojenikaktivite ve analjezik aktivite
•
In vitro:
osteoblast proliferasyonunun inhibisyonu, tümör hücreleri üzerindedirekt sitostatik ve pro-apoptotik aktivite, diğer anti-kanser ilaçlarıyla sinerjistiksitostatik etki ve anti-adezyon/invazyon aktivitesi.
Kemik tutulumu olan ileri evre kanserli hastalarda iskeletle ilişkili olayların önlenmesinde klinik çalışma sonuçları:
Prostat kanseri hastalarında zoledronik asit, İskeletle İlişkili Olaylar açısından (zoledronik asit 4 mg alan 214 erkeğe karşı plasebo alan 208 erkek ile)karşılaştırılmıştır. Tedavinin ilk 15 ayından sonra, 186 hasta 9 ay daha devam ederek 24aylık çift kör tedavinin toplam süresini tamamlamıştır. En az bir İskeletle İlişkili Olayyaşayan hastaların oranı (zoledronik asit ile %38'e karşı, plasebo ile %49, p=0,028), ilkİskeletle İlişkili Olaya kadar geçen medyan süre (plasebo için 321 güne karşı zoledronikasit 4 mg için 488, p=0,009) ve hasta başına düşen iskelet morbidite oranının yıllıksıklığı açısından (zoledronik asit 4 mg için 0,77, plasebo için 1,47, P=0,005) zoledronikasit 4 mg, plasebo karşısında anlamlı bir avantaj sağlamıştır. Zoledronik asit grubundaplaseboya oranla iskelet ile ilişkili olaylarda, çoklu olay analizlerinde %36 risk azalmasıgösterilmiştir (p=0,002). Ağrı skorları başlangıçta ve çalışma süresince periyodik olarakölçülmüş, zoledronik asit alan hastalarda plasebo grubundakilere göre daha az ağrı artışıkaydedilmiş ve farklar 3, 9, 2l ve 24. aylarda anlamlı seviyeye ulaşmıştır. Patolojik kırıkyakınması zoledronik asit hastalarında daha az sayıda ortaya çıkmıştır. Blastik lezyonlarıolan hastalarda tedavi etkileri daha az belirgin olmuştur.
NSCLC (küçük hücreli olmayan akciğer kanseri) bulunan 134 ve diğer solid tümörleri olan 123 hastanın zoledronik asit ile NSCLC bulunan 130 ve diğer solid tümörleri olan120 hastanın plasebo ile tedavi edildiği ikinci bir çalışmada, zoledronik asit iskelet ileilişkili olayların sayısını azaltmış ve kemiği de içeren diğer solid tümörleri olan ve dahaönceki medyan olarak yaşam süreleri sadece 6 ay olan hasta popülasyonunda İskeletleİlişkili Olayların sayısını azaltmış ve bir İskeletle İlişkili Olaya kadar olan medyansüresi 2 ay uzatmıstır. Tedavinin ilk 9 ayından sonra, 101 hasta 12 ay uzatılmışçalışmaya girmiş ve 26'sı çalışmanın 21 ayını tamamlamıştır.
Zoledronik asit 4 mg, iskelet ile ilişkili olayları olan hasta oranını (zoledronik asit 4 mg için %39, plasebo için %48, p=0,039), ilk İskeletle İlişkili Olaya kadar geçen medyansüreyi (zoledronik asit 4 mg için 236 gün, plasebo için 155 gün, p=0,009) ve hastabaşına düşen iskelet morbidite oranının yıllık sıklığı azalmıştır (zoledronik asit 4 mgiçin 1,74, plasebo için 2,71, p=0,012). Plasebo ile karşılaştırılan zoledronik asitgrubundaki iskelet ile ilişkili olaylarda, çoklu olay analizleri ile %30,7 risk azalmasıgösterilmiştir (p=0,003). Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri hastalarındaki tedavietkisi, diğer solid tümörleri olan hastalardakinden daha az görünmektedir.
En az 1 kemik lezyonu olan multipl miyelom ya da meme kanserli 1222 hasta zoledronik asit 4 mg ile pamidronat 90 mg'ı karşılaştıran bir Faz III randomize, çift-körçalışmada, (564 zoledronik asit 4 mg, 558 pamidronat 90 mg), her 3 ila 4 haftada 4 mg
13
zoledronik asit ile ya da 90 mg pamidronat ile tedavi edilmiştir. 606 hasta 12 ay süren, çift-kör uzatılmış faza alınmıştır. Toplam tedavi 24 ay sürmüştür. Sonuçlar, zoledronikasit 4 mg'ın iskelete bağlı olaylardan korunmada 90 mg pamidronat ile karşılaştırılabiliretkinlik gösterdiği saptanmıştır. Çoklu olay analizleri ile zoledronik asit 4 mg ile tedaviedilen hastalarda %l6'lık anlamlı bir risk azalması (p=0,030) olduğu gösterilmiştir.
Kemik metastazları ya da osteolitik lezyonları olan hastalarla gerçekleştirilen klinik çalışmalarda, tüm tedavi grupları arasındaki (zoledronik asit 4 mg, ve pamidronat 90 mgve plasebo) genel güvenilirlik profili, tip ve şiddet açısından benzer olmuştur.
Zoledronik asit aynı zamanda toplam İskeletle İlişkili Olayların sayısının (hiperkalsemi hariç ve daha önce geçirilmiş kırık açısından düzeltilmiş) toplam risk döneminebölünmesiyle elde edilen İskeletle İlişkili Olayların oranının etkisini belirlemek için,meme kanserine bağlı kemik metastazları olan 228 hasta ile çift-kör, randomize, plasebokontrollü bir çalışmada değerlendirilmiştir. Hastalar 1 yıl süreyle 4 haftada bir 4 mgzoledronik asit ya da plasebo almak üzere eşit olarak zoledronik asit ve plasebogruplarına bölünmüştür. Bir yıldaki İskeletle İlişkili Olayların oranı 0,6l olmuş, budurum zoledronik asit ile tedavinin plaseboya kıyasla İskeletle İlişkili Olayların oluşumoranını %39 düşürdüğünü göstermiştir (p=0,027). En az bir İskeletle İlişkili Olaybulunan (hiperkalsemi hariç) hastaların oranı zoledronik asit ile tedavi edilen grupta%29,8 olurken, plasebo grubunda %49,6 olmuştur (p=0,003). Çalışmanın sonunda,zoledronik asit ile tedavi edilen kolda ilk İskeletle İlişkili Olayın başlamasına kadargeçen ortalama süreye ulaşılamamış ve plaseboya kıyasla anlamlı olarak daha uzunbulunmuştur (p=0,007). Zoledronik asit, plaseboya kıyasla bir çoklu olay analizinde(risk oranı=0,59, p=0,019) İskeletle İlişkili Olayların riskini %4l oranında azaltmıştır.
Zoledronik asit ile tedavi edilen grupta başlangıca göre ağrı skorlarındaki azalma (Kısa Ağrı Envanterine göre) çalışmanın 4. haftasında başlayarak daha sonraki her zamannoktasında devam etmiş, plasebo grubundaki ağrı skoru ise başlangıca göre değişmedenkalmış ya da artmıştır. Zoledronik asit, analjezik skorundaki kötüleşmeyi plaseboyagöre daha fazla inhibe etmiştir. Ayrıca, zoledronik asit ile tedavi edilen hastaların%71,8'inin son gözlemde ECOG performans skorunun düzeldiği ya da değişmediğigörülürken, plasebo hastalarında bu oran % 63,1 olmuştur.
Maligniteye bağlı hiperkalsemi tedavisinde klinik çalışma sonuçları:
Maligniteye bağlı hiperkalsemideki klinik çalışmalarda zoledronik asidin etkisinin serum kalsiyumu ve idrarda kalsiyum atılımında azalma ile karakterize olduğugösterilmiştir.
Zoledronik asidin etkilerinin pamidronat 90 mg ile karşılatırmalı değerlendirilmesi amacı ile maligniteye bağlı hiperkalsemisi olan hastalarda yapılan iki temel çokmerkezli çalışmanın sonuçları, önceden planlanmış bir analizle birleştirilmiştir.Sonuçlar zoledronik asit 4 mg ve 8 mg'ın, 7. günde ve 10. günde tam yanıt verenlerinoranı açısından pamidronat 90 mg'dan istatistiksel açıdan üstün olduğunu göstermiştir.Düzeltilmiş serum kalsiyumunun normalizasyonu zoledronik asit 8 mg ile 4. günde vezoledronik asit 4 mg ve 8 mg ile 7.günde olmak üzere daha hızlı bulunmuştur.Normokalsemiye kadar geçen medyan süre 4 gündür. 10. günde yanıt oranı pamidronat90 mg ile %70 iken zoledronik asit tedavi grubunda %87-88'dir. Nükse (albümin-düzeltilmiş serum kalsiyumunun >2,9 mmol/l'ye tekrar yükselmesi) kadar geçenmedyan süre, zoledronik asit ile tedavi gören hastalarda 30 ila 40 gün iken pamidronat
14
90 mg tedavisi alanlarda 17 gün olmuştur. Sonuçlar, nükse kadar geçen sürede her iki zoledronik asit dozunun da istatistiksel olarak pamidronat 90 mg'dan üstün olduğunugöstermiştir. İki zoledronik asit dozu arasında istatistiksel anlamlı fark yoktur.
Maligniteye bağlı hiperkalsemi bulunan hastalarla gerçekleştirilen klinik çalışmalarda, üç tedavi grubu arasındaki (zoledronik asit 4 mg ve 8 mg ve pamidronat 90 mg) genelgüvenilirlik profili, tip ve şiddet açısından benzer olmuştur.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Zoledronik asit monohidrat, beyaz, kristal, kokusuz bir tozdur. 0,1 M sodyum hidroksitte çözünür; suda ve 0,1 M hidroklorik asitte az çözünür; etanol ve metanolde hemen hemenhiç çözünmez.
Zoledronik asidin farmakokinetik parametrelerindeki hastalar arası değişkenlik, diğer bisfosfonatlarda olduğu gibi yüksek olmuştur.
Emilim:
Kemik metastazı olan 64 hastada, 2,4,8 ve 16 mg zoledronik asidin tek ve çoklu dozda 5- ve l5- dakikalık infüzyonları, aşağıdaki farmakokinetik verilerin ortaya konmasınısağlamıştır.
Zoledronik asit infüzyonuna başladıktan sonra, ilacın plazma konsantrasyonları hızla artmış, infüzyon periyodunun sonunda doruk düzeyine ulaşmış, ardından 4 saat sonradoruk düzeyinin <%10'una ve 24 saat sonra da <%1'ine inecek şekilde hızlı bir azalmagöstermiştir. Daha sonra, 28. günde ikinci ilaç infüzyonu uygulanıncaya kadar dorukdüzeyinin %0,l'ini aşmayacak şekilde oldukça düşük bir konsantrasyonda uzun bir süreseyretmiştir.
Dağılım:
Bir
in vitro
çalışmada, Zoledronik asit, insan kanının hücresel bileşenlerine karşı düşük afinite göstermiştir; 30 ng/mL ila 5000 ng/mL konsantrasyon aralığında ortalama kan-plazma konsantrasyon oranı 0,59'dur. Plazma proteinine bağlanma düzeyi düşüktür;bağlanmamış fraksiyon 2 ng/mL zoledronik asit düzeyinde %60 ila 2000 ng/mL'de %77aralığında değişir.
Biyotransformasyon:
Zoledronik asit metabolize, olmaz ve değişmeden böbrekten atılır. İlk 24 saatte, uygulanan dozun %39 ± l6'sı idrarda bulunur, kalanı ise başlıca kemik dokuya bağlanır.Kemik dokusundan çok yavaş bir şekilde sistemik dolaşıma geçer ve böbrekten atılır.Toplam vücut klirensi 5,04 ± 2,5 litre/saattir, dozdan bağımsızdır. Zoledronik asit insanP450 enzimini
in vitro
inhibe etmez.
Eliminasyon:
İntravenöz uygulanan zoledronik asit tifazik bir işlem ile elimine edilir: tı/2a 0,24 ve t ı/2p l,87 saatlik yarılanma ömürleri ile, sistemik dolaşımdan hızlı bifazik kaybolma ve bunuizleyen tı/2y 146 saatlik terminal eliminasyon yarılanma ömrü ile uzun eliminasyonevresi gözlenmiştir. Her 28 günde bir verilen ilacın tekrarlanan dozlarından sonra ilaçbirikimi olmamıştır.
15
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Zoledronik asidin farmakokinetiğinin doza bağlı olmadığı saptanmıştır. Infüzyon süresinin 5 dakikadan l5 dakikaya çıkarılması, infüzyon sonunda zoledronik asitkonsantrasyonunda %30 azalmaya sebep olur, ancak plazma konsantrasyonu-zamaneğrisi altında kalan alanı etkilemez.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek yetmezliği:
Zoledronik asitin renal klirensi, kreatinin klirensiyle anlamlı ve olumlu yönde bir ilişki göstermiştir. Renal klirens kreatinin klirensinin %75 ± 33'ünü temsil etmiş ve çalışılan64 kanser hastasında ortalama 84 ± 29 ml/dak (sınırlar 22 ila 143 ml/dak) olmuştur.Popülasyon analizi, kreatinin klirensi 50 ml/dak (orta düzeyde böbrek yetmezliği) olanbir hasta için öngörülen zoledronik asit klirensi, 84 ml/dak'lık bir kreatinin klirensigösteren hastanın %72'si olacaktır. Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarla (kreatininklirensi <30 ml/dak) ilgili olarak oldukça sınırlı farmakokinetik veri vardır. Şiddetliböbrek yetmezliği olan hastalarda zoledronik asit kullanımı önerilmez.
Hiperkalsemi ya da karaciğer yetmezliği:
Hiperkalsemisi olan hastalarda ya da karaciğer yetmezliği olan hastalarda zoledronik asidin farmakokinetik verileri mevcut değildir. Zoledronik asit, insan P450 enzimlerini
in vitro
inhibe etmez, biyotransformasyon göstermez ve hayvan çalışmalarındauygulanan dozun %3'ünden azı feçeste bulunur ki bu zoledronik asit farmakokinetiğindekaraciğer fonksiyonunun önemli bir rolü olmadığını gösterir.
Cinsiyet yaş ve ırkın etkisi:
Kemik metastazlarının olduğu kanser hastalarında gerçekleştirilen üç farmakokinetik çalışmada, cinsiyet, ırk, yaş (aralık 38 - 84) ve vücut ağırlığının zoledronik asit toplamklirensi üzerinde herhangi bir etki yaptığı gösterilmemiştir.
Pedivatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyonlarda limitli farmakokinetik veri mevcuttur.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri:
Akut toksisite
Ölümcül olmayan en yüksek tek intavenöz doz farelerde 10 mg/kg vücut ağırlığı, sıçanlarda 0,6 mg/kg olmuştur.
Subkronik ve kronik toksisite
Zoledronik asit sıçanlara subkutan, köpeklere intravenöz olarak 4 hafta boyunca günde 0,02 mg/kg'a kadar dozlarda uygulandığında iyi tolere edilmiştir. Sıçanlara 0,001mg/kg/gün subkutan ve köpeklere 2 veya 3 günde bir 0,005 mg/kg intravenöz 52 haftayakadar uygulamada iyi tolere edilmiştir.
Tekrarlı doz çalışmalarında en sık gözlenen bulgu, neredeyse tüm dozlarda, büyüyen hayvanların uzun kemiklerinin metafizlerinde artmış primer spongiosadır; bu bulgu,bileşiğin farmakolojik antiresorptif aktivitesini yansıtmaktadır.
16
Zoledronik asitle yapılan parenteral çalışmalarda böbrek toksisite için temel bir hedef organ olarak belirlenmiştir. İntravenöz infüzyon çalışmalarında 3 günlük aralıklarla 0,6mg/kg'a kadar olan dozlarda altı infüzyon verildiğinde sıçanlarda renal tolerabilitegözlenmiştir; diğer yandan 2 ila 3 haftalık aralıklarla uygulanan 0,25 mg/kg'lık beşinfüzyon köpeklerde iyi tolere edilmiştir.
Üreme toksisitesi
Hayvan üreme çalışmalarında zoledronik asit sıçanlara ve tavşanlara subkutan olarak uygulanmıştır. Zoledronik asit, sıçanda 0,2 mg/kg'a eşit ve üzerindeki subkutan dozlardateratojeniktir. Tavşanlarda teratojenite ya da fetotoksisite görülmedi ise de maternaltoksisite bulunmuştur.
Mutajenite ve karsinojenik potansiyel
Zoledronik asit yapılan mutajenite testlerinde mutajenik değildir ve karsinojenite testlerinde herhangi bir karsinojenik potansiyel kanıtına rastlanmamıştır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Mannitol
Sodyum sitrat anhidröz Enjeksiyonluk su
6.2. Geçimsizlikler
Önceden %0,9 a/h (ağırlık/hacim) sodyum klorür çözeltisi veya %5 a/h glukoz çözeltisi ile doldurulmuş, polivinilklorür, polietilen ve polipropilenden yapılmış çeşitli tipteinfüzyon torbaları, infüzyon setleri ve cam şişeler ile yapılan çalışmalarda, ZOLONİKile bir geçimsizlik saptanmamıştır.
Muhtemel geçimsizlikleri önlemek için, ZOLONİK konsantre çözeltisi %0,9 a/h sodyum klorür çözeltisi veya % 5 a/h glukoz çözeltisi ile seyreltilmelidir.
ZOLONİK konsantre çözeltisi, kalsiyum ya da Ringer Laktat çözeltisi gibi iki değerlikli katyon içeren diğer infüzyon solüsyonları ile karşılaştırılmamalıdır ve diğer tümilaçlardan ayrı olarak, tek bir kerede, tek bir intravenöz solüsyon şeklindeuygulanmalıdır.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
Flakonu 25 °C altındaki oda sıcaklığına saklayınız.
17
ZOLONİK 4 mg/5 ml i.v. infüzyon için konsantre çözelti sadece intravenöz uygulama içindir. Uygulamadan önce, bir flakondaki 5,0 ml veya ihtiyaç duyulan hacim konsantreçözelti 100 ml kalsiyum içermeyen infüzyon çözeltisi (%0,9 a/h sodyum klorür çözeltisiveya %5 a/h glukoz çözeltisi) ile seyreltilir. 100 ml serum fizyolojik veya %5 a/h glukozçözeltisi ile seyreltilen ZOLONİK çözeltisi 2-8°C de 24 saat stabildir. Aseptik olarakseyreltilmesinden sonra, hemen uygulanması tercih edilir. Hemen kullanılmadığıtakdirde, kullanımdan önceki süre ve muhafaza şartları bakımı üstlenen kişininsorumluluğundadır. Buzdolabında muhafaza edildiği takdirde, uygulamadan önceçözeltinin oda sıcaklığına erişmesi için bir süre bekletilmelidir. Seyreltilmesi, 2 ila 8°Cde buzdolabında muhafaza edilmesi ve uygulamanın bitimine kadar geçen toplamsürenin 24 saati aşmaması gerekir. (bkz. Bölüm 4.2).
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
ZOLONİK 4 mg/5 ml i.v. infüzy onluk çözelti hazırlamak için konsantre, 1 adet flakon içeren paketler halinde sunulmuştur.
Flakon: Alüminyum flip-off kapak ve gri standart bir tıpa ile kapatılmış 6 ml'lik renksiz Tip I cam flakon.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürün ya da atık materyaller, “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imhaedilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Koçak Farma İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş Mahmutbey Mah. 2477. Sok. No:23Bağcılar / İSTANBULTel. : 0212 410 39 50Faks: 0212 447 61 65
8. RUHSAT NUMARASI(LARI)
2020/267
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 22.12.2020 Ruhsat yenileme tarihi:-
10. KÜB'ün YENİLENME TARİHİ
18