KISA ÜRÜN BİLGİLERİ1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
ANAZOL 1 mg film tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİEtkin madde:
Anastrozol 1 mg
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat (sığır sütü kaynaklı) 90 mg Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız
3. FARMASÖTİK FORMU
Beyaz renkli, yuvarlak, bikonveks film kaplı tablet.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonları
ANAZOL;
Hormon-reseptör pozitif postmenopozal kadınlarda erken evre meme kanserinin tedavisinde,
Postmenopozal kadınlarda ileri evre meme kanserinin tedavisinde kullanılır.
Daha önce tamoksifene pozitif klinik cevap verenler dışında, estrojen reseptörü negatif olan hastalarda etkinlik gösterilmemiştir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi
Yetişkinler (Yaşlılar da dahil):Uygulama şekli
Oral olarak kullanılır.
1 / 21
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/karaciğer yetmezliği:
Hafif veya orta şiddetli böbrek yetmezliğinde doz değişikliği önerilmez. Hafif karaciğer yetmezliğinde doz değişikliği önerilmez.
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklarda kullanımı önerilmez (Bkz. Bölüm 4.4, 5.1 ve 5.2.)
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda doz değişikliği önerilmez.
4.3. Kontrendikasyonlar
ANAZOL aşağıdaki durumlarda kontrendikedir.
• Premenopozal kadınlarda,
• Gebelikte veya laktasyonda,
• Ciddi böbrek bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klerensi 30 ml/dak.'dan daha az),
• Orta şiddetli veya ciddi karaciğer bozukluğu olan hastalarda,
• Anastrozole veya ANAZOL'ün formülünde bulunan maddelerden herhangi birine karşıbilinen aşırı duyarlılığı olan hastalarda (Bkz. Bölüm 6.1).
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
ANAZOL'ün çocuklarda etkililiği ve güvenliliği saptanmadığından kullanımı önerilmez (Bkz. Bölüm 5.1 ve 5.2).
Tamoksifen ve estrojen içeren diğer tedaviler, ANAZOL'ün farmakolojik etkisini ortadan kaldıracağından ANAZOL'le beraber uygulanmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.5 ve 5.1). Premenopozalkadınlarda ANAZOL kullanılmamalıdır. Kuşku varsa, tedaviden önce hastanın menopozdaolduğu laboratuvar testleri ile kesinleştirilmelidir (luteinize edici hormon [LH], folikül stimüleedici hormon [FSH] ve / veya östradiol seviyeleri).
ANAZOL'ün orta şiddetli veya ciddi karaciğer bozukluğu olan hastalarda veya ciddi böbrek bozukluğu olan hastalarda (kreatinin klerensi 30 ml/dak.'dan daha az), güvenli kullanımını
2 / 21
Anastrozolün, LHRH analogları ile kullanımı ile ilgili herhangi bir veri yoktur. Bu kombinasyon klinik çalışmalar haricinde kullanılmamalıdır.
ANAZOL dolaşımdaki estrojen seviyelerini düşürdüğünden, kemik mineral yoğunluğunun azalması ile bağlantılı olarak olası kırık riskinde artışa neden olabilir (Bkz. Bölüm 4.8).Osteoporozlu veya osteoporoz riski taşıyan kadınların, tedavinin başlangıcında ve sonrasındadüzenli aralıklarla kemik mineral yoğunluğunu değerlendirmeleri gerekir. Osteoporoz içintedavi veya profilaksi uygun şekilde başlatılmalı ve dikkatle izlenmelidir. Post menopozalkadınlarda bifosfonatların kullanımlarının anastrozolün sebep olabileceği daha fazla kemikmineral kaybını durdurabileceği dikkate alınmalıdır (bkz. Bölüm 4.8)
Bu ürün laktoz monohidrat içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intolerans , Lapp laktaz yetmezliği veya glukoz-galaktoz malabsorbsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünlerle etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri
Anastrozol CYP 1A2, 2C8/9 ve 3A4'ü in vitro olarak inhibe eder. Antipirin ve varfarin ile yapılan klinik çalışmalar, 1 mg'lık anastrozolün antipirin ve R- ve S-varfarinin metabolizmasınıanastrozolün diğer ilaçlar ile beraber kullanılmasının, sitokrom P 450 aracılığı ile klinik açıdananlamlı ilaç etkileşimlerine neden olmasının beklenmediğini de içeren belirgin bir şekilde inhibeetmediğini göstermektedir.
Anastrozolün metabolizmasını bağdaştırıcı enzimler tanımlanmamıştır. Spesifik olmayan inhibitor CYP enzimlerinden simetidin, anastrozolün plazma konsantrasyonlarını etkilememektedir. PotentCYP inhibitörlerinin etkisi bilinmemektedir.
Klinik çalışma güvenlilik verileri gözden geçirildiğinde, anastrozol ile birlikte yaygın olarak kullanılan diğer ilaçlan da alan hastalarda, klinik olarak anlamlı etkileşmeler olmadığıgörülmüştür. Bifosfonatlarla klinik olarak önemli bir etkileşim yoktur (Bkz. Bölüm 5.1').
Tamoksifen ve estrojen içeren diğer tedaviler, ANAZOL'ün farmakolojik etkisini ortadan kaldıracağından ANAZOL'le beraber uygulanmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
4.4. Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye
p i n1,• • yBu belge
Gebelik kategorisi: X
3 / 21
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Premenopozal kadınlarda kontrendike olduğundan uygulanabilir değildir.
Gebelik dönemi
Anastrozol gebelik döneminde kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).
Laktasyon dönemi
Anastrozol emziren kadınlarda kontrendikedir (Bkz Bölüm 4.3).
Üreme yeteneği/Fertilite
İnsanlarda doğurganlık üzerine ANAZOL'ün etkileri incelenmemiştir. Hayvanlar üzerindeki çalışmalar üreme toksisitesini göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3).
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Anastrozol, hastaların araç ve makine kullanma yeteneğini azaltmaz. Buna rağmen anastrozol kullanımı ile asteni ve uyku hali rapor edildiğinden, araç veya makine kullanırken böylesemptomlar oluşursa dikkat etmek gerekir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Aksi belirtilmediyse, aşağıdaki sıklık kategorileri operabl meme kanserli 9366 postmenopozal kadınla 5 yıl yürütülmüş büyük bir faz III çalışmada (Tek Başına veya Kombinasyon HalindeAnastrozol Tamoxifen (ATAC) çalışması) rapor edilen advers olaylardan hesaplanmıştır.
Advers ilaç reaksiyonları aşağıda sıklık şeklinde listelenmiştir.
Sıklıklar şu şekilde tanımlanır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1,000 ila < 1/100); seyrek (>1/10,000 ila < 1/1,000), çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor). En sık rapor edilenler baş ağrısı, sıcak basması, bulantı, döküntü, artralji veeklem sertliğidir.
4 / 21
Sistem Organ Sınıfı ve frekansı ile advers reaksiyonlar
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
|
Yaygın
|
Anoreksi
Hiperkolesterolemi
|
|
Yaygın olmayan
|
Hiperkalsemi (paratiroid hormonunda artışla birlikte yada artış olmaksızın)
|
Sinir sistemi hastalıkları
|
Çok yaygın
|
Başağrısı
|
|
Yaygın
|
Somnolans
Karpal tünel sendromu* Duysal bozukluklar(parestezi, tat kaybı ve tatbozuklukları dahil)
|
Vasküler hastalıklar
|
Çok yaygın
|
Sıcak basması
|
Gastrointestinal hastalıkları
|
Çok yaygın
|
Bulantı
|
|
Yaygın
|
İshal
Kusma
|
5 / 21
Hepato-bilier hastalıkları
|
Yaygın
|
Alkalen fosfataz, alanin aminotransferaz ve aspartataminotranferaz seviyelerindeartış
|
|
Yaygın
olmayan
|
Gama-GT ve bilirübin seviyelerinde artış, hepatit
|
Deri ve deri altı doku hastalıkları
|
Çok yaygın
|
Deri döküntüsü
|
|
Yaygın
|
Saç incelmesi (alopesi) Alerjik reaksiyonlar
|
|
Yaygın olmayan
|
Ürtiker
|
|
Seyrek
|
Eritema multiforme, anaflaktoid reaksiyonlar,kutanöz vaskulit (Henoch-Schönlein Purpura)**
|
|
Çok seyrek
|
Stevens-Johnson sendromu, anjiyoödem
|
Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları
|
Çok yaygın
|
Artralji/eklem sertliği, artrit, osteoporoz
|
|
Yaygın
|
Kemik ağrısı, miyalji
|
|
Yaygın olmayan
|
Tetik parmak
|
|
Belge Do
|
6 / 21
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
|
Yaygın
|
Vajinal kuruluk, Vajinal kanama***
|
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
|
Çok yaygın
|
Asteni
|
* Karpal Tünel Sendromu olayları, klinik çalışmalarda anastrozol tedavisi alan hastalarda, tamoksifen alan hastalardan sayıca daha fazla bildirilmiştir. Ancak, bu olayların büyükçoğunluğu bu koşulun gelişmesine yönelik tanımlanabilir risk faktörleri olan hastalardaoluşmuştur.
** ATAC'de kutanöz vaskülit ve Henoch-Schönlein purpura gözlemlenmediğinden, bu olayların sıklık kategorisi, nokta tahmininin en kötü değerine dayalı olarak 'Nadir' (>% 0,01 ve <% 0,1)olarak düşünülebilir.
*** Çoğunlukla daha önce hormonal bir tedavinin uygulandığı ileri evre meme kanserli hastalarda mevcut hormon tedavisinden anastrozole geçildikten sonra ilk birkaç haftada, yaygınolarak vajinal kanama rapor edilmiştir. Eğer kanama devam ederse daha ileri bir değerlendirmedüşünülmelidir.
Anastrozol, dolaşımdaki estrojen seviyelerini düşürdüğünden, kemik mineral yoğunluğu azalabilir, bu durum bazı hastalarda kemik kırılma riskininin artmasına neden olabilir (Bölüm4.4 Kullanım için Özel Uyarılar ve Özel Önlemlere Bkz.).
Aşağıdaki tablo ATAC çalışmasındaki önceden belirlenmiş olan ve çalışma tedavisi sırasında ve tedavinin durdurulmasını izleyen 14 gün içerisinde gelişen advers olayların sıklıkları, anastrozolkullanımıyla arada sebep/sonuç ilişkisi aranmaksızın göstermektedir.
7 / 21
Advers etkiler |
Anastrozol
(N=3092)
|
Tamoksifen
(N-3094)
|
Sıcak basması
|
1104(%35,7)
|
1264(%40,9)
|
Eklem ağrısı/sertliği
|
1100(%35,6)
|
911(%29,4)
|
Duygu durum bozuklukları
|
597 (%19,3)
|
554 (%17,9)
|
Bitkinlik/asteni
|
575 (%18,6)
|
544 (%17,6)
|
Bulantı ve kusma
|
393 (%12,7)
|
384 (%12,4)
|
Kırıklar
|
315 (%10,2)
|
209 (%6,8)
|
Omurga, kalça veya el bileği/Colles kırıkları
|
133 (%4,3)
|
91 (%2,9)
|
El bileği/Colles kırıkları
|
67 (%2,2)
|
50 (%1,6)
|
Omurga kırıkları
|
43 (%1,4)
|
22 (%0,7)
|
Kalça kırıkları
|
28 (%0,9)
|
26 (%0,8)
|
Katarakt
|
182 (%5,9)
|
213 (%6,9)
|
Vaginal kanama
|
167 (%5,4)
|
317 (%10,2)
|
İskemik kardiyovasküler hastalık
|
127 (%4,1)
|
104 (%3,4)
|
Angina pectoris
|
71 (%2,3)
|
51 (%1,6)
|
Miyokard infarktüsü
|
37 (%1,2)
|
34 (%1,1)
|
Koroner arter hastalığı
|
25 (%0,8)
|
23 (%0,7)
|
Miyokard iskemisi
|
22 (%0,7)
|
14 (%0,5)
|
Vajinal akıntı
|
109 (%3,5)
|
408 (%13,2)
|
Herhangi bir venöz tromboembolik olay
|
87 (%2,8)
|
140 (%4,5)
|
Derin venöz tromboembolik olaylar, akciğer embolisi dahil
|
48 (%1,6)
|
74 (%2,4)
|
İskemik serebrovasküler olaylar
|
62 (%2,0)
|
88 (%2,8)
|
Endometrium kanseri
|
4 (%0,2)
|
13 (%0,6)
|
Medyan 68 aya varan izlem sonrası anastrozol ve tamoksifen gruplarında her 1000 hasta-yılı için sırasıyla 22 ve 15 kırık gözlenmiştir. Anastrozolde gözlenen oran, aynı yaşlardakipostmenopozal popülasyonlarda bildirilen sınırlar içerisindedir. Osteoporoz insidansı, anastrozolile tedavi edilen hastalarda %10,5 , tamoksifen ile tedavi edilen hastalarda %7,3'tür. ATACçalışmasındaki anastrozol kullanan hastalarda görülen kırık ve osteoporoz oranlarının
8 / 21
tamoksifenin koruyucu bir etkisini mi, anastrozolün spesifik bir etkisini mi yoksa beraberce her ikisini mi yansıttığı, belirlenmemiştir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlanma yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
Kazara doz aşımı ile ilgili sınırlı klinik deneyim vardır. Hayvan çalışmalarında anastrozol düşük akut toksisite göstermiştir. Klinik çalışmalar anastrozolün çeşitli dozları ile yürütülmüş, sağlıklıerkek gönüllülere tek doz olarak 60 mg'a kadar ve ilerlemiş meme kanserli postmenopozalkadınlarda ise günde 10 mg'a kadar doz verildiğinde iyi tolere edilmiştir. Anastrozolün hayatıtehdit edecek semptomların oluşmasına sebep olabilecek tek kullanımlık dozu saptanmamıştır.Spesifik antidotu yoktur ve tedavi semptomatik olmalıdır.
Aşın dozda birden fazla farklı ilacın alınmış olabileceği ihtimali düşünülmelidir. Hasta uyanık ise kusturulabilir. Anastrozol yüksek olarak proteine bağlanmadığından diyaliz işlemi faydalıolabilir. Yaşamsal bulguların sık aralıklarla izlenmesi ve hastanın yakın takibe alınması şeklindegenel destekleyici tedavi uygulanmalıdır.
5.FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ5.1 Farmakodinamiik özellikleri
Farmakoterapötik grup: Enzim inhibitörleri ATC Kodu: L02B GO3
Anastrozol güçlü ve seçiciliği yüksek bir non-steroidal aromataz inhibitörüdür. Postmenopozal kadınlarda, estradiol başlıca periferik dokularda androstenedionun aromataz enzim kompleksitarafından estrona dönüştürülmesiyle oluşur. Daha sonra estron, estradiole dönüşür. Memekanserli kadınlarda dolaşımdaki estradiol seviyelerinin düşürülmesinin faydalı etki oluşturduğugösterilmiştir. Postmenopozal kadınlarda günde 1 mg şeklinde uygulanan anastrozolün, %80'inüzerinde estradiol baskılanmasına neden olduğu oldukça hassas yöntemlerle gösterilmiştir.
9 / 21
Anastrozol, progestojenik, androjenik veya estrojenik aktiviteye sahip değildir.
Anastrozolün günlük lOmg'a kadar dozlarının kortizol veya aldosteron sekresyonuna herhangi bir etki yapmadığı, öncesinde ve sonrasında standart adrenokortikotropik hormon (ACTH) testi ileölçülerek saptanmıştır. Bu nedenle ilave kortikoid verilmesi gerekmemektedir.
Erken evre meme kanserinde primer adjuvan tedavi
Operabl meme kanseri olan 9366 postmenopozal kadında yapılan büyük bir faz III çalışmada, 5 yıl süreyle kullanılan anastrozolün, hastalıksız sağkalımın tamoksifenden istatistiksel olarakdaha fazla olduğu gösterilmiştir. Prospektif olarak belirlenmiş, hormon reseptörü-pozitif olanpopülasyonda ise anastrozolün, hastalıksız sağ kalım bakımından tamoksifenden daha fazlaetkili olduğu gözlenmiştir.
Anastrozol ile nüks gelişinceye kadar geçen süre tamoksifenden, istatistiksel olarak anlamlı şekilde uzun bulunmuştur. Anastrozol lehine olan bu farkın, hem ITT (Intention To Treat)popülasyonunda hem de hormon reseptörü-pozitif popülasyonda, hastalıksız sağkalımbakımından mevcut farktan da fazla olduğu görülmüştür.
Anastrozol ile uzak metastazlar gelişinceye kadar geçen süre tamoksifenden, istatistiksel olarak anlamlı şekilde uzundur.
Kontralateral meme kanseri insidansı anastrozol ile, tamoksifene kıyasla istatistiksel olarak anlamlı şekilde azalmıştır.
5 yıl devam eden tedaviden sonra anastrozol, genel sağkalım bakımından en az tamoksifen kadar etkilidir. Ancak ölüm oranlarının düşük olması nedeniyle, anastrozole eşlik eden uzundönemdeki sağkalımı tamoksifene kıyasla daha net bir şekilde ortaya koyabilmek için, ilaveizleme dönemlerine ihtiyaç vardır. Medyan 68 aylık izlem süresiyle birlikte ATAC çalışmasıhastaları, 5 yıllık tedaviden sonra, anastrozolün uzun dönemdeki tedavi-sonrası etkilerinintamoksifenle karşılaştırılmasına yetecek bir süre boyunca izlenmemiştir.
10 / 21
ATAC bitiş noktası özeti: 5-yıllık tedavinin tamamlanma analizi |
Etkililik sonlanım noktası |
Olay sayısı (sıklığı) |
ITT popülasyonu |
Hormon reseptörü-pozitif tümör durumu |
Anastrozol
(N=3125) |
Tamoksifen
(N=3116) |
Anastrozol
(N=2618) |
Tamoksifen
(N=2598) |
Hastalıksız sağkalıma |
575(18,4) |
651 (20,9) |
424(16,2) |
497(19,1) |
Nispi risk
|
0,87
|
0,83
|
2-taraflı %95 güven aralığı
|
0,78-0,97
|
0,73-0,94
|
p-değeri
|
0,0127
|
0,0049
|
Uzak hastalıksız sağkalımb |
500 (16,0) |
530(17,0) |
370(14,1) |
394(15,2) |
Nispi risk
|
0,94
|
0,93
|
2-taraflı %95 güven aralığı
|
0,83-1,06
|
0,80-1,07
|
p-değeri
|
0,2850
|
0,2838
|
Nüks gelişinceye kadar geçen sürec |
402 (12,9) |
498(16,0) |
282(10,8) |
370(14,2) |
Nispi risk
|
0,79
|
0,74
|
2-taraflı %95 güven aralığı
|
0,70-0,90
|
0,64-0,87
|
p-değeri
|
0,0005
|
0,0002
|
Uzak nüks gelişinceye kadar geçen süred |
324(10,4) |
375(12,0) |
226(8,6) |
265(10,2) |
Nispi risk
|
0,86
|
0,84
|
2-taraflı %95 güven aralığı
|
0,74-0,99
|
0,70-1,00
|
|
11 / 21
ATAÇ bitiş noktası özeti: 5-yıllık tedavinin tamamlanma analizi
|
Etkililik sonlanım noktası |
Olay sayısı (sıklığı) |
ITT popülasyonu |
Hormon reseptöru-pozitif tümör durumu |
Anastrozol
(N=3125) |
Tamoksifen
(N=3116) |
Anastrozol
(N=2618) |
Tamoksifen
(N=2598) |
p-değeri
|
0,0427
|
0,0559
|
Karşı memede primer kanser gelişimi |
35(1,1) |
59 (1,9) |
26 (1,0) |
54 (2,1) |
Olasılık oranı
|
0,59
|
0,47
|
2-taraflı %95 güven aralığı
|
0,39 - 0,89
|
0,30 - 0,76
|
p-değeri
|
0,0131
|
0,0018
|
Genel sağkalıme |
411 (13,2) |
420(13,5) |
296(11,3) |
301(11,6) |
Nispi risk
|
0,97
|
0,97
|
2-taraflı %95 güven aralığı
|
0,85-1,12
|
0,83-1,14
|
p-değeri
|
0,7142
|
0,7339
|
|
aHastalıksız sağkalım, bütün nüksleri kapsar ve loko-rejional nükslerin, karşı memede yeni meme kanseri gelişiminin veya uzak nükslerin, ilk defa görülmesine veya (herhangi bir nedenebağlı) ölüme kadar geçen süredir.
bUzak hastalıksız sağkalım, uzak nükslerin ilk defa görülmesine veya (herhangi bir nedene bağlı) ölüme kadar geçen süredir.
cNüks gelişinceye kadar geçen süre, loko-rejional nükslerin, karşı memede yeni meme kanseri gelişiminin veya uzak nükslerin ilk defa görülmesine veya (meme kanserine bağlı) ölüme kadargeçen süredir.
dUzak nüks gelişinceye kadar geçen süre, uzak nükslerin ilk defa görülmesine veya (meme kanserine bağlı) ölüme kadar geçen süredir.eÖlen hasta sayısı (yüzdesi).
Tedavi konusunda verilen bütün kararlarda olduğu gibi, uygulanacak tedavinin nispi faydaları ve riskleri, meme kanseri olan kadın ve doktoru tarafından birlikte değerlendirilmelidir.
12 / 21
Anastrozol ve tamoksifen birlikte uygulandığında, hormon reseptörü durumundan bağımsız olarak, etkililik ve güvenlilik yönünden tek başına verilen tamoksifen ile benzer bulunmuştur.
Adiuvan tamoksifen ile tedavi edilmiş pozitif hormon-reseptör erken invazif evre meme kanseri hastalarının adjuvan tedavisi
Hormon reseptörü pozitif erken evre meme kanseri olan, cerrahi işlem geçirmiş, radyoterapi uygulanmış veya uygulanmamış, kemoterapi uygulanmamış olan ve 2 yıl adjuvan tamoksifentedavisi görmüş, postmenopozal 2579 kadında yapılan bir faz III çalışmasında (AvusturyaMeme ve Kolorektal Kanser Çalışma Grubu (ABCSG) 8) tamoksifen kullanmayı bırakıpanastrozol kullanmaya başlayan kadınlardaki hastalıksız sağkalım, medyan 24 aylık izlemesonrasında tamoksifene devam edenlerden daha üstün olarak bulunmuştur.
Herhangi bir nüks gelişinceye kadar geçen süre, lokal veya uzak metastaz gelişinceye kadar geçen süre ve uzak metastaz gelişinceye kadar geçen süre; hastalıksız sağkalım sonuçlarınaparalel olarak, anastrozolün istatistiksel olarak anlamlı avantaja sahip olduğunu doğrulamıştır.Kontralateral meme kanseri insidansı, her iki grupta da çok düşük olmuş ve Anastrozol, sayısalolarak avantajlı bulunmuştur. Genel sağkalım, iki tedavi grubunda benzer bulunmuştur.
13 / 21
Çalışma ABCSG 8 sonlamın noktası ve sonuçların özeti |
Etkililik sonlanım noktası |
Olay sayısı (sıklığı) |
Anastrozol
(N=1297) |
Tamoksifen
(N=1282) |
Hastalıksız sağkalım |
65(5,0)
|
93(7,3)
|
Nispi risk
|
0,67
|
2-taraflı %95 güven aralığı
|
0,49 - 0,92
|
p-değeri
|
0,014
|
Herhangi bir nüks gelişinceye kadar geçen süre |
36(2,8)
|
66(5,1)
|
Nispi risk
|
0,53
|
2-taraflı %95 güven aralığı
|
0,35-0,79
|
p-değeri
|
0,002
|
Uzak nüks gelişinceye kadar geçen süre |
22(1,7)
|
41(3,2)
|
Nispi risk
|
0,52
|
2-taraflı %95 güven aralığı
|
0,31-0,88
|
p-değeri
|
0,015
|
Karşı memede primer kanser gelişimi |
7(0,5)
|
15(1,2)
|
Olasılık oranı
|
0,46
|
2-taraflı %95 güven aralığı
|
0,19-1,13
|
p-değeri
|
0,090
|
Genel sağkalım |
43(3,3)
|
45(3,5)
|
Nispi risk
|
0,96
|
2-taraflı %95 güven aralığı
|
0,63-1,46
|
p-değeri
|
0,840
|
|
Anastrozol ile yapılan benzer, başka iki çalışma (GABG/ARNO 95 ve İTA) ile ABCSG 8 ve
Belge DosöftaÇfef
: döstefelemektedTrr
/sag
lik-
titck-
eby
s
14 / 21
Anastrozolün söz konusu 3 çalışmadaki güvenlilik profili, hormon reseptörü pozitif erken evre meme kanseri olan kadınlarda bilinen güvenlilik profiliyle bağdaşmaktadır.
Kemik mineral yoğunluğu (BMD)
Bifosfonat risedronat ile anastrozol çalışması (SABRE)
Faz III/IV SABRE çalışmasında, hormon reseptörü pozitif erken evre meme kanserine sahip 234 postmenopozal kadın, mevcut kırılganlık kırılma riskine göre düşük, orta ve yüksek risk gruplarıolmak üzere sınıflara ayrılmış ve 1 mg/gün anastrozol ile tedavi başlatılmıştır. Primer etkililikparametresi DEXA tarama kullanılarak bel omurgası kemik yoğunluğunun analizi olmuştur.Tüm hastalar vitamin D ve kalsiyum ile tedavi almıştır. Düşük risk grubundaki hastalar (n=42)sadece anastrozol almış, orta risk grubundaki hastalar anastrozol ve haftada bir risedronat 35 mg(n=77) veya anastrozol ve plasebo (n=77) olmak üzere randomize edilmiş ve yüksek riskgrubundakiler anastrozol ve haftada bir kez risedronat 35 mg (n=38) almıştır. Primer sonlanımnoktası 12 ayda bel omurgası kemik kütlesi yoğunluğunda, başlangıça göre değişimdir.
12 aylık esas analiz, halen orta ve yüksek kırılganlık kırılma risk grubundaki hastaların, anastrozol 1 mg/gün ile kombine olarak haftada bir kez risedronat 35 mg kullanıldığında kemikkütle yoğunluğunda düşüş olmadığını göstermiştir (DEXA taraması kullanılarak bel omurgasıkemik mineral yoğunluğu ile değerlendirilmiştir). İlaveten, sadece anastrozol 1 mg/gün iletedavi edilen düşük risk grubunda, istatistiksel anlamda anlamlı olmayan BMD düşüşügözlenmiştir. Bu bulgular sekonder etkililik değişkenliğinde, 12. ayda toplam kalça kemikmineral yoğunluğunda başlangıca göre değişim ile yansıtılmıştır.
Bu çalışma, anastrozol ile tedavisi planlanmış erken evre meme kanseri olan postmenopozal kadınlarda, olası kemik mineral kaybı için bifosfonatların kullanımına kanıt sağlamıştır.
Pediyatrikler
Pediyatrik hastalarda 3 klinik çalışma düzenlenmiştir. (2 tanesi jinekomastili pubertal erkeklerde ve 1 tanesi McCune-Albright Sendromlu kızlarda)
15 / 21
Jinekomasti çalışmaları
Çalışma 006, 12 aydan uzun süredir jinekomastili 82 pubertal erkeğin (11-18 yaş arası) anastrozol 1 mg/gün veya günlük plasebo ile 6 aya kadar tedavi edildiği, randomize, çift-körlü,çok merkezli bir çalışmadadır. 6 aylık tedavi sonunda, anastrozol 1 mg grubu ile plasebo grubuarasında, %50 veya daha fazla toplam göğüs hacmi redüksiyonuna sahip hasta sayısında belirginbir farklılık gözlenmemiştir.
Çalışma 001, 12 aydan kısa süredir jinekomastili 36 pubertal erkekte günde 1 mg anastrozol ile yapılan açık uçlu, çoğul dozlu farmakokinetik çalışmadır. Sekonder amaçlar hasta tolerabilitesive güvenliği ile tedavinin 1. günü ile başlangıçtan 6 ay sonrası arasında her iki memede dejinekomastinin hesaplanan hacminde başlangıca göre en az %50 redüksiyon olan hastalarınoranını değerlendirmektedir.
Bu çalışmada anastrozolün potansiyel faydalarını araştırmak için 25 erkek çocuktan oluşan bir farmakodinamik altpopülasyon seçilmiştir. Hastalarda 6. ayda toplam meme hacminde %50veya üzeri azalma gözlenmiştir, bu oran ultrason ile ölçüldüğünde %55,6, kumpas ileölçüldüğünde %77,8'dir (sadece gözlemsel veri, bu sonuçlar üzerinde istatistiksel analizyapılmamıştır).
McCune-Albright Sendromu çalışması
Çalışma 0046, McCune Albright sendromuna (MAS) sahip 28 kızda (2 yaş ila <10) yapılan uluslararası, çok merkezli, açık uçlu araştırma çalışmasıdır. Primer amaç MAS hastalarındaanastrozol 1 mg/gün ile tedavinin güvenliliği ve etkililiğini değerlendirmektir. Çalışmatedavisinin etkililiğinde, vajinal kanama, kemik yaşı ve büyüme hızı ile ilgili tanımlanankriterlere tam uyan hastaların oranı baz alınmıştır.
Tedavide, vajinal kanama günü sıklığında istatistiksel anlamlı bir değişiklik gözlenmemiştir. Tanner evrelendirmesi, ortalama over hacmi veya ortalama uterus hacminde klinik açıdanönemli bir değişim yoktur. Tedavinin başlangıcı ile kıyaslandığında, tedavi sırasında kemik yaşıartış hızında istatistiksel açıdan belirgin bir değişim gözlenmemiştir. Büyüme hızı (cm/yıl),tedavi öncesi 0. ay ile 12. ay arasında ve tedavi öncesi 2. 6 ay (7. ay ile 12. ay arası) sırasındabelirgin derecede azalmıştır (p<0.05). Başlangıç vajinal kanama düzeyindeki hastaların%28'inde tedavi sırasında kanama günleri sıklığında %50 ve üzerinde redüksiyon; %40'ında 6aylık periyodu aşkın kanamada kesilme ve %12'sinde 12 aylık periyodu aşkın kanamada
kesilme olmuştur.
16 / 21
18 yaş altı çocuklarda advers olayların genel değerlendirmesi yapıldığında, güvenlilik ve tolere edilebilirlik ile ilgili bir fikir ileri sürülemez.
5.2. Farmakokinetik özellikleri
Emilim
Anastrozolün absorbsiyonu hızlıdır. Absorbsiyon hızındaki küçük değişikliğin, kararlı plazma konsantrasyonunda klinik olarak anlamlı etkiler oluşturması beklenmez. Yiyecekler absorpsiyonhızını hafifçe azaltır ancak süresini uzatmaz.
Dağılım
Maksimum plazma konsantrasyonu tipik olarak doz uygulanmasından sonra iki saat içinde oluşur (aç karnına). %90-95 hastada, anastrozol kararlı plazma konsantrasyonlarına 7 günlükdoz uygulamasıyla erişilir. Anastrozolün farmakokinetik parametrelerinin zamana veya dozabağımlı olduğunu gösteren herhangi bir kanıt yoktur. Anastrozolün sadece %40'ı plazmaproteinlerine bağlanır.
Biyotransformasvon
Anastrozol metabolizması N-dealkilasyon, hidroksilasyon ve glukuronidasyon şeklinde olur.
Eliminasyon
Anastrozol yavaş elimine edilir. Plazma eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 40-50 saattir. Postmenopozal kadınlarda anastrozol büyük oranda metabolize olur, anastrozol'ün %10'undandaha azı 72 saat içinde idrarla değişmeden atılır. Metabolitleri öncelikle idrarla atılır.Plazmadaki en önemli metaboliti olan triazol, aromataz enzimini inhibe etmez.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Cinsiyet
Uygulanabilir değildir.
Yaşlılar
Postmenopozal kadınlarda, anastrozolün farmakokinetiği yaşa bağımlı değildir.
17 / 21
Çocuklar
Çocuklarda farmakokinetik çalışma yapılmamıştır.
Böbrek yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan gönüllülerde görülen anastrozol oral klerensi, sağlıklı gönüllülerde gözlemlenen değerlerdedir.
Karaciğer yetmezliği
Stabil hepatik sirozu olan gönüllülerde görülen anastrozol oral klerensi, sağlıklı gönüllülerde gözlemlenen değerlerdedir.
5.3. Klinik Öncesi güvenlilik verileri
Akut Toksisite
Kemirgenlerle yapılan akut toksisite çalışmalarında oral olarak uygulanan medyan letal doz l00mg/kg/gün'den, intraperitoneal olarak uygulanan doz ise 50mg/kg/gün'den fazla olmuştur.Köpekte yapılan bir oral akut toksisite çalışmasında, letal dozun medyan değeri 45mg/kg/gün'den daha büyük bulunmuştur.
Kronik Toksisite
Çoklu doz toksisite çalışmalarında sıçan ve köpekler kullanılmıştır. Toksisite çalışmalarında anastrozolün etkisiz seviyeleri saptanmamıştır. Düşük (1 mg/kg/gün) ve orta dozlarda (köpek 3mg/kg/gün ve sıçan 5 mg/kg/gün) izlenen etkiler anastrozolün farmakolojik ya da enzimindüksiyonu özelliklerine bağlıdır ve anlamlı toksik veya dejeneratif değişimlerle ilgili değildir.
Mutajenite
Yapılan genetik toksikoloji çalışmalarında anastrozolün mutajen veya klastojen olmadığı görülmüştür.
18 / 21
Üreme Toksikolojisi
Bir doğurganlık çalışmasında, yeni sütten kesilmiş erkek sıçanlara, içme suyu vasıtasıyla 10 hafta süreyle 50 veya 400 mg / l doz anastrozol verilmiştir. Ortalama plazma konsantrasyonlarısırasıyla 44,4 (± 14,7) ng / ml ve 165 (± 90) ng / ml olarak ölçülmüştür. Çiftleşme indeksleri, heriki doz grubunda da olumsuz etkilenirken, doğurganlığın azalması yalnızca 400 mg / l dozseviyesinde belirgin olduğu görülmüştür. Tüm çiftleşme ve doğurganlık parametreleri 9 haftalıktedavi gerektirmeyen iyileşme periyodu sonrasında kontrol grubu değerlerine benzer olduğu içinazalma geçicidir.
Anastrozolün dişi sıçanlara 1 mg/kg/gün oral olarak uygulanması kısırlık görülme sıklığının yükselmesini ve 0.02 mg/kg/gün'lük uygulanması ise pre-implementasyon kaybınıoluşturmuştur. Bu etkiler klinik ile ilişkili dozlarda meydana gelmiştir. İnsandaki etki hariçtutulamaz. Bu etkiler bileşiğin farmakolojisiyle ile ilgilidir ve bileşiğin kesilme periyodundan 5hafta sonra tamamen geriye döner.
Anastrozolün gebe sıçan ve tavşanlara sırasıyla 1,0 ve 0,2 mg/kg/gün uygulanması sonucu teratojenik etki oluşmamıştır. Görülen etkiler (sıçanlarda plasenta genişlemesi ve tavşanlardagebelik oluşmaması) bileşiğin farmakolojisiyle ilgilidir.
Gebeliğin 17. gününden başlayarak doğum sonrası 22. güne kadar 0,02 mg/kg/gün ve daha fazla miktarda anastrozol verilen sıçanların doğurduğu yavruların yaşamları tehlikeye girmiştir. Buetkiler bileşiğin doğum üzerindeki farmakolojik etkisiyle ilgilidir. Maternal anastrozol tedavisi,yavruların davranış veya reprodüktif performansını etkileyebilecek herhangi bir yan etkimeydana getirmemiştir.
Karsinojenisite
Sıçanlar üzerinde yapılan iki yıllık onkojenesite çalışması, sadece yüksek dozda (25 mg/kg/gün), dişilerde hepatik neoplazma ve stromal polip, erkeklerde ise tiroid adenomu insidansında artışmeydana gelmesi ile sonuçlanmıştır. Bu değişiklikler insanların maruz kaldığı terapötik dozun100 kat fazlasını temsil eden bir dozda meydana gelmiştir ve hastalara uygulanan anastrozoltedavisi ile klinik açıdan ilgili olmadığı düşünülmektedir.
Fareler üzerinde yapılan iki yıllık onkojenisite çalışması, iyi huylu over tümörü indüksiyonu ve lenforetiküler neoplazma insidanslarında değişme (dişilerde daha düşük sayıda histiositiksarkom, lenfomaya bağlı daha sık ölüm) ile sonuçlanmıştır. Bu değişikliklerin farelere aitspesifik aromataz inhibisyon etkileri olduğu ve hastalara uygulanan anastrozol tedavisiyle klinikaçıdan bir ilgisinin bulunmadığı düşünülmekledir. ile imzalanmıştır.
19 / 21
6. FARMASÖTİK BİLGİLER6.1 Yardımcı maddeler
Laktoz monohidrat (sığır sütü kaynaklı),
Povidone K-30,
Sodyum nişasta glikolat,
Kolloidal anhidroz silika,
Magnezyum stearat,
Hipromelloz,
Titanyum dioksit,
Polietilen glikol.
6.2. Geçimsizlik
Bilinen geçimsizliği yoktur.
6.3. Raf ömrü
ANAZOL'ün raf ömrü 24 aydır.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
6.5. Ambalajın yapısı ve içeriği
Ambalaj PVC blister/aluminyum folyodur.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelik" lerine uygunolarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Koçak Farma İlaç ve Kimya Sanayi A.Ş.
Mahmutbey Mah. 2477. Sok. No:23 Bağcılar / İstanbulTel. : 0212 410 39 50
20 / 21
8. RUHSAT NUMARASI
2014/742
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 25.09.2014 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KUB'UN YENİLENME TARİHİ
21 / 21