KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
PERPRİL 8 mg tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Perindopril tert-butilamin 8,00 mg
Yardımcı madde(ler):
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı) 45.05 mg Yardımcı maddeler için 6. 1' e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Koyu kahve renkli, oblong, bikonveks, tek tarafı çentikli tablet
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Hipertansiyon
Hipertansiyon tedavisi (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1)
Stabil koroner arter hastalığı
Miyokart infarktüsü ve/veya revaskülarizasyon öyküsü olan hastalarda kardiyak olay riskini azaltmada endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Pozoloji:
Doz, hasta profili ve kan basıncı yanıtına göre bireysel olmalıdır. (Bkz. Bölüm 4.4)
Uygulama sıklığı ve süresi:
PERPRİL'in sabahları günlük tek doz olarak yemeklerden önce alınması önerilmektedir.
Uygulama şekli:
Oral kullanım içindir.
Hipertansiyon
PERPRİL, tekli tedavide veya diğer antihipertansif ilaç sınıfları ile birliklikte kombine tedavide kullanılabilir (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1).
Önerilen başlangıç dozu sabahları alınmak üzere günde 4 mg'dır.
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistem aktivitesi yüksek olan hastalarda (özellikle, renovasküler hipertansiyon, tuz ve/veya volüm kaybı, kardiyak dekompansasyon veyaşiddetli hipertansiyon) başlangıç dozundan sonra kan basıncında aşırı bir düşüş meydanagelebilir. Bu gibi hastalarda 2 mg'lık başlangıç dozu önerilir ve tedaviye başlama tıbbigözetim altında yapılmalıdır.
Başlangıç tedavisinin ilk ayından sonra doz, günde tek seferde 8 mg'a yükseltilebilir.
PERPRİL tedavisine başlanmasının ardından semptomatik hipotansiyon oluşabilir; bu daha çok aynı zamanda ya da yakın zamana kadar diüretiklerle tedavi gören hastalarda olur. Bunedenle, bu hastalarda hacim ve/veya tuz kaybı olabileceğinden dikkatli olunmalıdır.
1 / 16
Eğer mümkünse PERPRİL ile tedaviye başlanmadan 2 - 3 gün önce, diüretik kesilmelidir (Bkz. Bölüm 4.4).
Diüretik tedavisi kesilemeyen hipertansif hastalarda, perindopril tedavisi 2 mg doz ile başlatılmalıdır. Renal fonksiyon ve serum potasyum değerleri takip edilmelidir. Dahasonraki PERPRİL dozları kan basıncı yanıtına göre ayarlanmalıdır. Eğer gerekiyorsa,diüretik tedavisine devam edilebilir.
Stabil koroner arter hastalığı:
PERPRİL'e iki hafta boyunca günde tek doz 4 mg olarak başlanmalı, eğer 4 mg hasta tarafından iyi tolere ediliyorsa renal fonksiyonlarına bağlı olarak doz, günde bir defa 8 mg'açıkarılmalıdır.
Özel populasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Geriyatrik popülasyon:
Hipertansiyon:
Yaşlı hastalarda tedaviye 2 mg dozu ile başlanmalıdır. Doz, eğer gerekliyse renal fonksiyonun cevabına bağlı olarak aşamalı şekilde bir ay sonra 4 mg'a daha sonra da8 mg'a yükseltilebilir (bkz. Tablo 1).
Stabil koroner arter hastalığı:Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda dozaj ayarlaması Tablo 1'de gösterildiği gibi kreatinin klerensine bağlı olarak yapılmalıdır.
Tablo 1: Böbrek yetmezliğinde dozaj ayarlanması
|
Kreatinin klerensi (ml/dak) |
Önerilen doz |
CICR> 60
|
4 mg/gün
|
30 < CICR< 60
|
2 mg/ gün
|
15 < CICR< 30
|
iki günde bir 2 mg
|
*Hemodiyaliz hastalar *
|
|
CICR< 15 ml/dak.
|
Diyaliz gününde 2 mg
|
|
* Perindoprilat'ın diyaliz klerensi 70 ml/dak. Hemodiyalizdeki hastalarda, doz diyaliz sonrası alınmalıdır.
|
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlamasına gerek yoktur. (Bkz. Bölüm 4.4 ve 5.2).
Pediatrik popülasyon:
Perindopril'in çocuklardaki ve 18 yaş altı adolesanlardaki etkinliği ve güvenliliği belirlenmemiştir.
Mevcut veriler Bölüm 5.1'de açıklanmıştır ancak pozolojiye dair hiçbir öneri yapılamamaktadır. Bu nedenle, çocuklarda ve ergenlerde kullanımı önerilmemektedir.
2 / 164.3. Kontrendikasyonlar
• Etkin maddeye, yardımcı maddelerden birine (Bölüm 6.1'de listelenmiştir), veyaherhangi bir diğer Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE) inhibitörüne karşı aşırıduyarlılık;
• Özgeçmişte ADE inhibitörü kullanımına bağlı anjiyoödem öyküsü;
• Kalıtsal veya idiyopatik anjiyoödem;
• Gebelikte kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.6).
• PERPRİL ile aliskiren içeren ilaçların birlikte kullanımı, diyabetes mellitus veya böbrekyetmezliği (GFR<60 ml/dak/1. 73 m2) olan hastalarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.5.ve 5.1).
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Stabil koroner arter hastalığı:
Perindopril ile tedavinin ilk ayında stabil olmayan angina pektoris (majör veya değil) görülmesi halinde tedaviye devam etmeden önce dikkatli bir fayda/risk değerlendirmesiyapılmalıdır.
Hipotansiyon:
ADE inhibitörleri kan basıncında düşüşe sebep olabilirler. Semptomatik hipotansiyon, komplikasyonsuz hipertansif hastalarda nadiren görülür. Diüretik tedavisi, diyette tuzkısıtlaması, diyaliz, diyare veya kusma gibi nedenlerle volüm kaybı olan hastalarda veyaşiddetli renine-bağlı hipertansiyonu olan hastalarda ise görülmesi daha olasıdır (Bkz. Bölüm4.5 ve 4.8). Semptomatik kalp yetmezliği olan hastalarda, böbrek yetmezliğine bağlı olsunya da olmasın, semptomatik hipotansiyon gözlenmiştir. Bu olayın, yüksek dozda kıvrımdiüretikleri kullanımı, hiponatremi veya fonksiyonel böbrek yetmezliği sebebiyle dahaşiddetli derecede kalp yetmezliği olan hastalarda görülme ihtimali daha yüksektir. Yükseksemptomatik hipotansiyon riski olan hastalarda, tedavinin başlangıcı ve doz ayarlamasıyakından takip edilmelidir (Bkz. Bölüm 4.2 ve 4.8).
Aynı önlemler, kan basıncında aşırı düşüşün miyokard infarktüsüne veya serebrovasküler olaya neden olabileceği iskemik kalp veya serebrovasküler hastalığı olan hastalar için degeçerlidir.
Eğer hipotansiyon gerçekleşirse, hasta yatar hale getirilmeli ve gerekirse, intravenöz yoldan 9 mg/ml (%0.9) sodyum klorür verilmelidir. Geçici hipotansif yanıt, doz arttırımı için birkontrendikasyon teşkil etmez; doz arttırımı genellikle hacim genişlemesinden sonra artankan basıncını takiben zorlanmadan yapılabilir.
Normal veya düşük kan basıncı olan konjestif kalp yetmezliği hastalarının bazılarında, PERPRİL ile sistemik kan basıncının daha da düşmesi söz konusu olabilir. Bu beklenen biretkidir ve genellikle tedavinin kesilmesi için bir neden değildir. Eğer hipotansiyonsemptomatik hale gelirse, dozun azaltılması veya PERPRİL tedavisinin kesilmesigerekebilir.
Aortik ve mitral kapak darlığı / hipertrofik kardiyomiyopati:
Diğer ADE inhibitörleri ile olduğu gibi, aort darlığı ve hipertrofik kardiyomiyopati gibi sol ventrikül çıkışında tıkanma olan ve mitral kapak darlığı olan hastalarda PERPRİL dikkatleverilmelidir.
Böbrek fonksiyon bozuklukları:
Böbrek fonksiyon bozukluğu durumunda (kreatinin klerensi < 60 ml/dak) Perindoprilin tedaviye başlangıç dozu hastanın kreatinin klerensine göre ayarlanmalıdır ve daha sonrahastanın tedaviye yanıtına göre düzenlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.2). Bu hastalar için serumda
3 / 16
rutin potasyum ve kreatinin takibi, normal tıbbi uygulamanın bir parçasıdır (Bkz. Bölüm 4.8).
Semptomatik kalp yetmezliği olan hastalarda, ADE inhibitörleri ile başlanan tedavide hipotansiyon böbrek fonksiyonlarının daha da bozulmasına sebep olabilir. Bu durumlarda,genellikle geri döndürülebilir akut böbrek yetmezliği gözlenmiştir.
ADE inhibitörleri ile tedavi edilmiş bilateral renal arter stenozu veya tek böbrekte arter stenozu olan bazı hastalarda, kan üresi ve serum kreatininde genellikle tedavininkesilmesinden sonra geri döndürülebilen yükselmeler görülmüştür. Bu durum, özellikleböbrek yetmezliği olan hastalarda olasıdır. Eğer renovasküler hipertansiyon da varsa,şiddetli hipotansiyon ve böbrek yetmezliği riski artmaktadır. Bu hastalarda, tedavi yakıntıbbi takip altında düşük dozlar ile başlatılmalıdır ve dikkatli doz titrasyonu yapılmalıdır.Diüretikler ile tedavi yukarıda belirtilenleri artıran bir faktör olduğundan, bu tür tedavikesilmeli ve PERPRİL ile tedavinin ilk haftalarında böbrek fonksiyonları yakından takipedilmelidir.
Önceden vasküler böbrek hastalığı olduğu bilinmeyen bazı hipertansif hastalarda, özellikle PERPRİL'in bir diüretik ile beraber kullanıldığı durumlarda, kan üresi ve serum kreatininseviyelerinde artış gözlenmiştir, ancak bunlar minör ve geçicidir. Bu durumun öncedenböbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda gerçekleşmesi daha olasıdır. Diüretiğin ve/veyaPERPRİL'in dozunun azaltılması ve/veya kesilmesi gerekebilir.
Hemodiyaliz hastaları:
Yüksek akış membranı ile diyaliz edilen ve aynı anda ADE inhibitörleri ile tedavi gören hastalarda anafilaktik reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu hastalarda farklı tür diyaliz zarı veyafarklı sınıftan bir antihipertasif kullanılması düşünülmelidir.
Böbrek nakli:
Yakın dönemde böbrek nakli geçirmiş olan hastalarda PERPRİL kullanımına ilişkin bir deneyim yoktur
Aşırı duyarlılık / Anjiyoödem:
PERPRİL'in da aralarında bulunduğu ADE inhibitörleriyle tedavi edilen hastalarda ender olarak yüz, ekstremite, dudak, müköz membranlar, dil, glotis ve/veya larenks anjiyoödemivakaları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Bu durum tedavinin herhangi bir anındagerçekleşebilir. Bu tür vakalarda, PERPRİL hemen kesilmeli, uygun bir şekilde hasta takibebaşlanmalı ve tüm semptomlar ortadan kalkıncaya kadar izlenmeye devam edilmelidir.Yalnızca yüz ve dudaklardaki ödem genellikle tedavisiz iyileşmektedir, ancak semptomlarıortadan kaldırmak için antihistaminiklerin kullanılması yararlı olur.
Larenks ödemi ile birlikte görülen anjiyoödem ölümcül olabilir. Solunum yollarında tıkanmaya yol açabilen dil, glotis ve/veya larenks ödemi vakalarında, gecikmeden acil tedaviuygulanmalıdır. Bu tedaviler, adrenalin uygulaması ve/veya solunum yolunu açık tutmakolabilir. Semptomlar tamamen ve kalıcı olarak sona erene kadar hasta yakın tıbbi gözlemaltında tutulmalıdır.
ADE inhibitörü tedavisine bağlı olmayan bir anjiyoödem öyküsü olan hastalarda, ADE inhibitörü alımına bağlı olan anjiyoödem riski artar (Bkz. Bölüm 4.3).
ADE inhibitörü ile tedavi edilen hastalarda nadir olarak intestinal anjiyoödem bildirilmiştir. Bu hastalarda karın ağrısı görülmüştür (bulantı ve kusma ile birlikte veya hariç); bazıvakalarda öncesinde yüzde anjioödem görülmemiştir ve C-1 esteraz seviyeleri normaldir.Abdominal tomografi (CT), ultrason veya cerrahi kullanılarak anjiyoödem teşhis edilmiştirve ADE inhibitörü tedavisi kesildiğinde semptomlar ortadan kalkmıştır. Karın ağrısı şikayeti
4 / 16
olan ve ADE inhibitörü alan hastalarda ayırıcı tanıya intestinal anjiyoödem de dahil edilmelidir.
Düşük yoğunlukta lipoprotein (LDL) aferezi sırasında anafilaktik reaksiyonlar:
Nadiren, dekstran sülfat ile düşük yoğunlukta lipoprotein (LDL) aferezi sırasında ADE inhibitörü kullanan hastalarda hayatı tehlikeye sokan anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir.Bu reaksiyonlar her aferezden önce ADE inhibitörü tedavisinin geçici olarak durdurulmasıile önlenmiştir.
Desensitizasyon sırasında anafilaktoid reaksiyonlar:
Desensitizasyon tedavisi sırasında (örneğin himenoptera zehiri) ADE inhibitörü alan hastalar anafilaktik reaksiyonlar geçirmiştir. Bazı hastalarda, bu reaksiyonlar ADE inhibitörlerigeçici olarak kesildiğinde önlenmiş ancak tekrar denendiğinde yeniden ortaya çıkmıştır.
Karaciğer yetmezliği:
ADE inhibitörleri nadiren kolestatik sarılık ile başlayan, fülminan hepatik nekroza ilerleyen ve (bazen) ölüm ile sonuçlanan bir sendromla ilişkilendirilmiştir. Bu sendromunmekanizması anlaşılamamıştır. ADE inhibitörü alırken sarılık gelişen veya karaciğerenzimlerinde belirgin yükselme görünen hastalarda ADE inhibitörü kullanımı kesilmeli veuygun tıbbi takip başlatılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.8).
Nötropeni / Agranülositoz / Trombositopeni / Anemi:
ADE inhibitörü alan hastalarda nötropeni / agranülositoz, trombositopeni ve anemi bildirilmiştir. Renal fonksiyonları normal olan ve başka komplikasyonu olmayan hastalardanötropeni nadiren oluşur. Perindopril, kollajen vasküler hastalığı olan, immünosüpresan,allopürinol veya prokainamid ile tedavi olan veya komplikasyon yaratan bu faktörlerin birarada bulunduğu hastalarda, özellikle de önceden renal fonksiyon bozukluğu varsa, çokdikkatli kullanılmalıdır. Bu hastaların bazılarında ciddi enfeksiyonlar gelişmiş, bazıdurumlarda yoğun antibiyotik tedavisine yanıt alınamamıştır.
Bu hastalarda eğer Perindopril kullanılacaksa, beyaz kan hücre sayımının periyodik takibi yapılmalı ve hasta herhangi bir enfeksiyon şüphesi (örn. boğaz ağrısı, ateş) durumundabildirimde bulunması konusunda uyarılmalıdır.
Irk:
ADE inhibitörleri siyah hastalarda, siyah olmayan hastalarda olduğundan daha yüksek oranda anjiyoödem gelişimine neden olmaktadır.
Diğer ADE inhibitörleriyle de olduğu gibi, Perindopril kan basıncını düşürmede siyah insanlarda, siyah olmayan insanlarda olduğundan daha az etkilidir, bu da büyük olasılıklahipertansif olan siyahi popülasyonda düşük renin seviyelerinin daha sık görülmesinebağlıdır.
Öksürük:
ADE inhibitörü kullanan hastalarda öksürük bildirilmiştir. Karakteristik olarak, öksürük prodüktif değildir, inatçıdır ve tedavinin kesilmesinden sonra ortadan kalkmaktadır. ADEinhibitörü sebebiyle oluşan öksürük, öksürüğün ayırıcı tanısının bir parçası olarakdüşünülmelidir.
Cerrahi / Anestezi:
Önemli operasyonlara girecek olan hastalarda veya hipotansiyona sebep olan ajanlar ile anestezide, PERPRİL kompansatuvar renin salıverilmesine ikincil anjiyotensin IIoluşumunu engelleyebilmektedir. Tedavi, operasyondan bir gün önce kesilmelidir. Eğer
5 / 16
hipotansiyon oluşursa ve hipotansiyonun bu mekanizmaya bağlı olduğu düşünülüyorsa, volüm genişlemesi ile hipotansiyon düzeltilebilmektedir.
Hiperkalemi:
Perindopril'in de aralarında bulunduğu ADE inhibitörleriyle tedavi edilen bazı hastalarda serum potasyum seviyesinde yükselme görülmüştür. Böbrek yetmezliği, renalfonksiyonlarda kötüleşme, yaş (>70 yaş), diabetes mellitus, özellikle dehidrasyon, akutkardiyak dekompansasyon, metabolik asidoz gibi ilave durumlar ve potasyum tutucudiüretikleri (örn. spironolakton, eplerenon, triamteren, veya amilorid), potasyum ilaveleriveya normal tuz yerine potasyum içeren tuz ikamelerinin aynı anda kullanımı; veya serumpotasyumu artırma özelliği olan diğer ilaçların (örneğin heparin) kullanımı hiperkalemigelişmesine sebep olabilecek risk faktörleridir. Eğer yukarıda belirtilen ajanların beraberkullanılması uygun bulunduysa, serum potasyumun düzenli takibi önerilmektedir. (bkz.bölüm 4.5).
Diyabetik hastalar:
Oral antidiyabetik ajanlar veya insülin ile tedavi edilen diyabetik hastalarda ADE inhibitörleri ile tedavinin ilk ayında kan şekerinin düzeyi yakından takip edilmelidir (Bkz.Bölüm 4.5).
Lityum:
Lityum ve Perindoprilin kombinasyonu genellikle önerilmemektedir (Bkz. Bölüm 4.5).
Potasyum tutucu ilaçlar, potasyum ilaveleri veya potasyum içeren tuz ikamesi:
Perindopril ile potasyum tutucu ilaçlar, potasyum ilaveleri veya potasyum içeren tuz ikamesi kombinasyonu genellikle önerilmemektedir (Bkz. Bölüm 4.5).
Yardımcı maddeler:
PERPRİL, laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamalarıgerekir.
Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) dual blokajı:
ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması durumunda hipotansiyon, senkop, hiperkalemi riskinin arttığı ve böbrek fonksiyonununazaldığına (akut böbrek yetmezliği dahil) dair kanıtlar bulunmaktadır. RAAS'ın dualblokajına yol açtığından ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri ya daaliskirenin birlikte kullanılması önerilmez (Bkz. Bölüm 4.5 ve 5.l).
Eğer dual blokaj tedavisi mutlaka gerekli görülürse sadece uzman gözetimi altında yapılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler ve kan basıncı yakından sık sık takip edilmelidir.Diyabetik nefropatisi bulunan hastalarda ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptörblokerleri birlikte kullanılmamalıdır.
Gebelik:
Gebelik sırasında ADE inhibitörleri ile tedaviye başlanmamalıdır. Devamlı ADE inhibitör tedavisi zorunlu görülmedikçe gebelik planlayan hastalar, gebelikte kullanımına yönelikgüvenlilik profili oluşturulmuş diğer bir alternatif antihipertansif tedaviyeyönlendirilmelidir. Gebelik teşhisi konulduğunda ADE inhibitörü ile tedavi hemen kesilmelive uygun görülürse alternatif tedavi başlatılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.6).
6 / 16
Yardımcı maddeler:
PERPRİL, laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz etmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamalarıgerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Klinik çalışma verileri, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS), ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokerleri ya da aliskirenin kombine kullanımıyla ikili blokajının, tekli RAAS-etkili ajanın kullanımına kıyasla daha yüksek sıklıkta hipotansiyon,hiperkalemi ve böbrek fonksiyonunda azalma (akut böbrek yetmezliği dahil) gibi adversolaylarla ilişkili olduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 4.3, 4.4 ve 5.1).
Hiperkalemiye yol açan ilaçlar:
Bazı ilaçlar veya terapötik sınıflar, hiperkaleminin görülme sıklığını arttırabilir: aliskiren, potasyum tuzları, potasyum tutucu diüretikler, ADE inhibitörleri, anjiyotensin-II reseptörüantagonistleri, NSAİİ'ler, heparinler, siklosporin veya takrolimus gibi immünosüpresanajanlar, trimetoprim. Bu ilaçların kombinasyonu, hiperkalemi riskini arttırır.
KONTRENDİKE kombinasyonlar:
Aliskiren:
ADE inhibitörlerinin aliskirenle kullanımı diyabetes mellitus veya böbrek yetmezliği (GRF<60 ml/dak/1.73 m2) olan hastalarda hiperkalemi riski, böbrek fonksiyonundakötüleşme ve kardiyovasküler morbidite ve mortalite artışı nedeniyle kontrendikedir (Bkz.Bölüm 4.3).
ÖNERİLMEYEN kombinasyonlar:
ADE inhibitörü ve anjiyotensin reseptörü blokeri ile eş zamanlı tedavi:
Literatürde; belirlenmiş aterosklerotik hastalığı, kalp yetmezliği veya son organ hasarıyla birlikte diyabet olan hastalarda ADE inhibitörü ve anjiyotensin reseptörü blokeri ile eşzamanlı tedavinin, tek bir renin-anjiyotensin-aldosteron sistem ajanı kullanılmasına kıyasladaha yüksek sıklıkta hipotansiyon, senkop, hiperkalemi ve böbrek fonksiyonunda kötüleşme(akut böbrek yetmezliği dahil) ile ilişkili olduğu bildirilmiştir. İkili blokaj (örn. bir ADEinhibitörünün bir anjiyotensin II reseptörü antagonistiyle kombinasyonu yoluyla) böbrekfonksiyonunun, potasyum düzeylerinin ve kan basıncının yakından izlenmesiyle birliktebireysel olarak tanımlanmış vakalarla sınırlandırılmalıdır.
Rasekadotril:
ADE inhibitörlerinin (örn perindopril) anjiyoödeme neden olduğu bilinmektedir. Bu risk rasekadotril (akut diyareye karşı kullanılan ilaç) ile birlikte kullanıldığı zaman yükselebilir.
mTOR inhibitör (örn sirolimus, everolimus, temsirolimus):
mTOR inhibitörleri (örn sirolimus, everolimus, temsirolimus) ile birlikte tedavi edilen hastaların anjiyoödem geçirme riski artabilir (Bkz. Bölüm 4.4)
Estramustin:
Anjiyonörotik ödem (anjiyoödem) gibi advers etkilerin riskinde artış.
Potasyum tutucu diüretikler (örn. triamteren, amilorid), potasyum tuzları:
Özellikle böbrek fonksiyon bozukluğu (aditif hiperkalemik etkiler) durumlarında, hiperkalemi (ölümcül) riski. Perindoprilin yukarıda belirtilen ilaçlarla kombinasyonu
7 / 16
önerilmemektedir (Bkz. Bölüm 4.4). Eş zamanlı kullanımın endike olduğu durumlarda, bu ilaçlar dikkatli şekilde ve serum potasyumun sık izlenmesiyle kullanılmalıdır. Kalpyetmezliğinde spironolaktonun kullanımı için aşağıya bakınız.
Lityum:
Lityumun ADE inhibitörleriyle eş zamanlı uygulanması sırasında serum lityum konsantrasyonlarında geri döndürülebilir artışlar ve toksisite bildirilmiştir. Perindoprilinlityum ile birlikte kullanımı önerilmemektedir ancak kombinasyonun gerekli olduğudurumlarda serum lityum düzeyleri dikkatli şekilde izlenmelidir (Bkz. Bölüm 4.4).
Özel dikkat gerektiren eş zamanlı kullanım:
Antidiyabetik ajanlar (insülinler, oral hipoglisemik ajanlar):
Epidemiyolojik çalışmalar, ADE inhibitörlerinin ve antidiyabetik ilaçların (insülinler, oral hipoglisemik ajanlar) eş zamanlı uygulanmasının hipoglisemi riskiyle birlikte kan glukozudüşürücü etkide bir artışa neden olabileceğini göstermiştir. Bu durumun kombine tedavininilk haftalarında ve böbrek bozukluğu olan hastalarda oluşma olasılığı daha yüksekgörünmektedir.
Baklofen:
Antihipertansif etkide artış. kan basıncını izleyin ve gerektiğinde antihipertansif dozajı ayarlayın.
Potasyum tutucu özelliği olmayan diüretikler:
Diüretik kullanmakta olan hastalarda ve özellikle hacim ve/veya tuz azalması olanlarda, ADE inhibitörü ile tedaviye başlandıktan sonra kan basıncında aşırı bir azalmagerçekleşebilir. Diüretiğin sonlandırılmasıyla, düşük ve progresif perindopril dozlarıylatedaviye başlamadan önce hacim veya tuz alımının arttırılmasıyla hipotansif etkilerinolasılığı azaltılabilir.
Arteriyel hipertansiyonda.,
geçmiş diüretik tedavisi tuz/hacim azalmasına neden olduğunda ADE inhibitörüne başlanmadan önce diüretik sonlandırılmalıdır ve bu durumda, daha sonrapotasyum tutucu özelliği olmayan bir diüretik başlatılabilir veya ADE inhibitörü düşükdozda başlatılmalı ve aşamalı olarak arttırılmalıdır.
Diüretik tedavisi uygulanan konjestif kalp yetmezliğinde,
ADE inhibitörü, ilişkili potasyum tutucu özelliği olmayan diüretiğin dozu azaltıldıktan sonra, çok düşük bir dozdabaşlatılmalıdır.
Tüm durumlarda, ADE inhibitörü tedavisinin ilk birkaç haftası boyunca böbrek fonksiyonu (kreatinin düzeyleri) izlenmelidir.
Potasyum tutucu diüretikler (eplerenon, spironolakton):
Günde 12.5 mg ila 50 mg arası dozlarda eplerenon veya spironolaktonla ve düşük dozlarda ADE inhibitörleriyle:
Ejeksiyon fraksiyonu <%40 olan ve daha önce ADE inhibitörleriyle ve loop diüretiklerle tedavi uygulanmış sınıf II-IV kalp yetmezliğinin (NYHA) tedavisinde, özellikle bukombinasyona ilişkin reçete önerilerinin izlenmemesi durumunda potansiyel ölümcülhiperkalemi riski.
Kombinasyonu başlatmadan önce, hiperkalemi ve böbrek bozukluğu bulunmadığından emin olun.
Başlangıçta haftada bir kez ve sonrasında aylık olarak, tedavinin ilk aylarında kaleminin ve kreatineminin yakından izlenmesi önerilmektedir.
8 / 16
Steroid yapıda olmayan antiinflamatuvar ilaçlar (NSAID'ler), aspirin >3 g/gün dahil:
ADE inhibitörleri eş zamanlı steroid yapıda olmayan antiinflamatuvar ilaçlar ile birlikte kullanıldığında, antihipertansif etkisi azalabilmektedir (antiinflamatuvar dozlardaasetilsalisilik asit, COX-2 inhibitörleri ve selektif olmayan steroid yapıda antiinflamatuvarilaçlar (SAID)). Ayrıca NSAID'ler ile ADE inhibitörlerinin birlikte kullanımı sonucu,özellikle önceden böbrek fonksiyonları zayıf olan hastalarda akut böbrek yetmezliği de dahilolmak üzere renal fonksiyonların bozulma riskinde ve serum potasyum seviyesinde artışgörülebilir. Kombinasyon tedavisinde özellikle yaşlılarda dikkatli olunmalıdır. Hastalaryeterli miktarda su almalı ve kombinasyon tedavisi başlandığında ve sonrasında periyodikolarak böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
Dikkat gerektiren eş zamanlı kullanım:
Antihipertansif ajanlar ve vazodilatörler:
Bu ajanların eş zamanlı kullanımı perindoprilin hipotansif etkilerini arttırabilir. Nitrogliserin ve diğer nitratlar veya diğer vazodilatörler ile eş zamanlı kullanım, kan basıncında ayrıcaazalmaya neden olabilir.
Gliptinler (linagliptin, saksagliptin, sitagliptin, vildagliptin):
Bir ADE inhibitörü ile eş zamanlı tedavi uygulanan hastalarda, gliptin yoluyla dipeptidil peptidaz IV (DPP-IV) aktivitesinde azalma nedeniyle anjiyoödem riskinde artış.
Trisiklik antidepresanlar / Antipsikotikler / Anestezikler:
Bazı anestezik tıbbi ürünlerin, trisiklik antidepresanların ve antipsikotiklerin ADE inhibitörleri ile beraber kullanılması kan basıncının daha da düşmesine neden olabilmektedir(Bkz. Bölüm 4.4 ).
Sempatomimetikler:
Sempatomimetikler ADE inhibitörlerinin antihipertansif etkisini azaltabilmektedir.
Altın:
Enjekte edilen altın (sodyum orotiomalat) ve beraberinde Perindopril dahil ADE inhibitör tedavisi gören hastalarda nadiren nitritoid reaksiyonlar (semptomlar: yüzde kızartı, bulantı,kusma ve hipotansiyon) bildirilmiştir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Özel popülasyonlara ilişkin veri bulunmamaktadır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyona ilişkin veri bulunmamaktadır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: D'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Bu konuda veri bulunmamaktadır.
Gebelik dönemi
Tüm trimesterlerde kontrendikedir.
9 / 16
Perindopril'in gebelik ve/veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır. PERPRİL gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.Gebeliğin birinci trimesterinde ADE inhibitörlerine maruz kalınması sonucu teratojenisiteriskine ilişkin kesin bir epidemiyolojik kanıt yoktur; yinede riskte küçük bir artış olabileceğigözardı edilmemelidir. Gebeliğin birinci trimesterinde kontrendikedir. ADE inhibitörü ilesürekli tedavi gerekli görülmediği takdirde gebelik planlayan hastalar gebelikte kullanımınailişkin güvenilirlik profili bulunan alternatif başka bir antihipertansif tedaviye başlamalıdır.Gebelik teşhisi konduğunda ADE inhibitörü tedavisi hemen kesilmeli ve eğer uygunsaalternatif bir tedaviye başlanmalıdır.
Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterlerinde ADE inhibitörü kullanıldığında fetotoksisite (böbrek fonksiyonlarında azalma, oligohidramnios, kafatası kemik oluşumunda gecikme) veneonatal toksisiteye (böbrek yetmezliği, hipotansiyon, hiperkalemi) neden olur. (Bkz. Bölüm5.3). Gebeliğin ikinci ve üçüncü trimesterlerinde ADE inhibitörü tedavisine maruzkalınmışsa böbrek fonksiyonlarının ve kafatasının ultrason ile kontrol edilmesi tavsiye edilir.Anneleri ADE inhibitörü kullanan bebekler hipotansiyon riskine karşı yakından izlenmelidir(Bkz. bölüm 4.3 ve 4.4).
Laktasyon dönemi
PERPRİL ile emzirme dönemine ait herhangi bir veri bulunmadığından emziren kadınlarda kullanımı önerilmemektedir. Özellikle yeni doğan veya erken doğan bebekleri emzirirken,güvenlik profili daha iyi kanıtlanmış olan alternatif tedaviler tercih edilmelidir.
Üreme yeteneği / Fertilite
Üreme performansı veya fertilite üzerinde etkisi bulunmamaktadır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
PERPRİL'in araç veya makina kullanımı üzerinde doğrudan etkisi bulunmamaktadır. Ancak, bazı hastalarda, özellikle başka bir alternatif ilaçla kombinasyon tedavi görenhastalarda kan basıncında düşüş nedeniyle oluşabilecek bireysel reaksiyonlar görülebilir.Sonuç olarak, araç ve makine kullanımı etkilenebilir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Perindoprilin güvenlilik profili ADE inhibitörlerin güvenlik profili ile uyumludur.
Klinik çalışmalarda rapor edilen ve gözlemlenen en yaygın advers reaksiyonlar: başdönmesi, başağrısı, parastezi, vertigo, görme bozukluğu, tinnitus, hipotansiyon, öksürük, dispne, karınağrısı, konstipasyon, diyare, disgözi, dispepsi, bulantı, kusma, kaşıntı, döküntü, kaskrampları ve asteni
.
Advers reaksiyonların tablolaştırılmış listesi:
Klinik çalışmalar ve/veya pazarlama sonrasında perindopril ile aşağıdaki advers olaylar bildirilmiştir ve aşağıdaki sıklıklar altında sıralanmıştır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000);bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor).
10 / 16
MedDRA Organ sistemi ile sınıflandırma |
Görülme sıklığı |
Advers Etki |
Kan ve lenf sistemi hastalıkları |
Yaygın olmayan*
|
Eozinofıli
|
Çok seyrek
|
Agranülositoz ve pansitopeni
|
Çok seyrek
|
Hemoglobin ve hematokritte azalma
|
Çok seyrek
|
Lökopeni/nötropeni
|
Çok seyrek
|
Konjenital G-6PDH yetmezliği olan hastalarda hemolitik anemi vakaları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm4.4).
|
Çok seyrek
|
Trombositopeni
|
Metabolizma ve beslenme hastalıkları |
Yaygın olmayan*
|
Hipoglisemi (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5).
|
Yaygın olmayan*
|
Hiperkalemi, tedavi kesilince sona eren (bkz.Bölüm 4.4)
|
Yaygın olmayan*
|
Hiponatremi
|
Psikiyatrik hastalıklar |
Yaygın olmayan
|
Ruh hali bozuklukları
|
Yaygın olmayan
|
Uyku bozuklukları
|
Sinir sistemi hastalıkları |
Yaygın
|
Baş dönmesi
|
Yaygın
|
Başağrısı
|
Yaygın
|
Parestezi
|
Yaygın
|
Vertigo
|
Yaygın olmayan*
|
Somnolans
|
Yaygın olmayan*
|
Senkop
|
Çok seyrek
|
Zihin karışıklığı
|
Göz hastalıkları |
Yaygın
|
Görme bozuklukları
|
Kulak ve iç kulak Hastalıkları |
Yaygın
|
Tinnitus
|
Kardiyak hastalıklar |
Yaygın olmayan*
|
Çarpıntı
|
Yaygın olmayan*
|
Taşikardi
|
Çok seyrek
|
Anjina pektoris (Bkz. Bölüm 4.4)
|
Çok seyrek
|
Aritmi
|
Çok seyrek
|
Yüksek risk grubu hastalarda aşırı hipotansiyona sekonder olarak bağlı inme (Bkz. Bölüm 4.4).
|
Vasküler hastalıklar |
Yaygın
|
Hipotansiyon ve hipotansiyona bağlı etkiler
|
Yaygın olmayan*
|
Vaskülit
|
Çok seyrek
|
Yüksek risk grubu hastalarda aşırı hipotansiyona sekonder olarak bağlı inme (Bkz. Bölüm 4.4).
|
Solunum, göğüs bozuklukları vemediyastinalhastalıklar |
Yaygın
|
Öksürük
|
Yaygın
|
Dispne
|
Yaygın olmayan
|
Bronkospazm
|
Çok seyrek
|
Eozinofilik pnömoni
|
Çok seyrek
|
Rinit
|
Gastro-intestinal
Hastalıklar |
Yaygın
|
Abdominal ağrı
|
Yaygın
|
Konstipasyon
|
Yaygın
|
Diyare
|
Yaygın
|
Disgözi
|
Yaygın
|
Dispepsi
|
Yaygın
|
Bulantı
|
Yaygın
|
Kusma
|
Yaygın olmayan
|
Ağız kuruluğu
|
Çok seyrek
|
Pankreatit
|
|
11 / 16 |
MedDRA Organ sistemi ile sınıflandırma |
Görülme sıklığı |
Advers Etki |
Hepato-bilier hastalıklar |
Çok seyrek
|
Sitolitik veya kolestatik hepatit (Bkz. Bölüm 4.4)
|
Deri ve deri altı doku hastalıkları |
Yaygın
|
Kaşıntı
|
Yaygın
|
Döküntü
|
Yaygın olmayan
|
Ürtiker (Bkz. Bölüm 4.4)
|
Yaygın olmayan
|
Yüzde, ekstremitelerde, dudaklarda, dilde, glotiste ve/veya larenkste anjiyoödem (Bkz. Bölüm 4.4).
|
Yaygın olmayan*
|
Fotosensitivite reaksiyonları
|
Yaygın olmayan*
|
Pemfigoid
|
Yaygın olmayan
|
Hiperhidroz
|
Seyrek
|
Psöriyazisin kötüleşmesi
|
Çok seyrek
|
Eritema multiform
|
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemikhastalıkları |
Yaygın
|
Kas krampları
|
Yaygın olmayan*
|
Artralji
|
Yaygın olmayan*
|
Miyalji
|
Böbrek ve idrar hastalıkları |
Yaygın olmayan
|
Renal yetmezlik
|
Çok seyrek
|
Akut böbrek yetmezliği
|
Üreme sistemi ve göğüs hastalıkları |
Yaygın olmayan
|
Erektil disfonksiyon
|
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesineilişkin hastalıkları |
Yaygın
|
Asteni
|
Yaygın olmayan*
|
Göğüs ağrısı
|
Yaygın olmayan*
|
Kırıklık
|
Yaygın olmayan*
|
Periferal ödem
|
Yaygın olmayan*
|
Pireksi
|
Araştırmalar |
Yaygın olmayan*
|
Kan üresinde artış
|
Yaygın olmayan*
|
Plazma kreatinininde artış
|
Seyrek
|
Serum bilirubinde artış
|
Seyrek
|
Karaciğer enzimlerinde artış
|
Yaralanma, zehirlenme |
Yaygın olmayan*
|
Düşme
|
|
*Görülme sıklığı, klinik çalışmalarda bildirilen spontan raporlarda saptanan advers olaylardan hesaplanmıştır.
|
Klinik deneyler
Randomize EUROPA çalışmasında sadece ciddi advers etkiler toplanmıştır. Ciddi advers etki görülen hasta sayısı azdır: 6122 perindopril hastasının 16'sı (%0.3) ve 6107 plasebohastasının 12'si (%0.2). Perindopril ile tedavi edilen hastaların 6'sında hipotansiyon, 3'ündeanjiyoödem ve 1'inde ani kalp durması görülmüştür. Öksürük, hipotansiyon ve diğerintolerans nedenlerine bağlı olarak, perindopril grubunda plasebo grubuna göre daha fazlahasta tedaviyi bırakmıştır. ( %6.0 (n=366)'ya karşılık %2.1 (n=129)).
Şüpheli advers reaksiyonlarının raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.
tel:0800 314 00 08 faks:0312 218 35 99).
12 / 164.9. Doz aşımı ve tedavisi
İnsanlarda doz aşımına ilişkin sınırlı veri bulunmaktadır. ADE inhibitörlerinin doz aşımı ile ilişkili semptomları arasında; hipotansiyon, dolaşımsal şok, elektrolit bozuklukları, böbrekyetmezliği, hiperventilasyon, taşikardi, çarpıntı, bradikardi, sersemlik, anksiyete ve öksürüksayılabilir.
Doz aşımının önerilen tedavisi intravenöz yoldan 9 mg/ml (% 0.9) sodyum klorür verilmesidir. Eğer hipotansiyon oluşursa, hasta şok pozisyonuna getirilmelidir. Eğermümkünse, anjiyotensin II infüzyonu ve/veya intravenöz katekolamin de düşünülebilir.Perindopril dolaşımdan hemodiyaliz ile de uzaklaştırılabilir (Bkz. Bölüm 4.4.). Tedaviyedirençli bradikardi için pacemaker tedavisi uygulanmalıdır. Vital (yaşamsal) bulgular, serumelektrolitleri ve kreatinin konsantrasyonları sürekli takip edilmelidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grubu: ADE inhibitörleri ATC kodu: C09AA04
Etki mekanizması:
Perindopril, anjiyotensin I'i anjiyotensin Il'ye dönüştüren enzimin inhibitörüdür. Dönüştürücü enzim ya da kinaz, anjiyotensin I'i vazokonstriktör anjiyotensin II'yeçevirirken bir yandan da vazodilatör bradikininin inaktif bir heptapeptide degradasyonununasebep olan bir ekzopeptidaztır.
ADE inhibisyonu, plazmadaki anjiyotensin Il'nin azalmasına neden olarak, plazma renin aktivitesinin artmasına (renin salıverilmesi üzerindeki negatif geribeslemeyi inhibe ederek)ve aldosteron sekresyonunun azalmasına yol açar. ADE bradikinini etkisizleştirdiği için,ADE inhibisyonu aynı zamanda dolaşım ve lokal kallikrein-kinin sistemlerininaktivitelerinde de (ve dolayısıyla prostagladin sistemin aktivitesinde) artışa sebep olur. Bumekanizmanın ADE inhibitörlerinin kan basıncı düşürme etkisine katkısı olma olasılığıvardır ve bazı yan etkilerinden de kısmen sorumludur (örneğin öksürük).
Perindopril aktif metaboliti olan Perindoprilat aracılığıyla etki gösterir. Diğer metabolitler in vitro olarak ADE aktivitesinde inhibisyon sergilemez.
Klinik etkinlik ve güvenlilik:
Hipertansiyon:
Perindopril hipertansiyonun tüm evrelerinde etkilidir: Hafif, orta, şiddetli sistolik ve diyastolik kan basıncında hem yatar pozisyonda hem de ayakta bir azalma gözlenir.Perindopril periferik damar direncini azaltarak kan basıncının düşmesine yol açar. Sonuçolarak, kalp hızına bir etkisi olmadan periferik kan akışı artar.
Böbrek kan akımı bir kural olarak artar, ancak Glomerüler Filtrasyon Hızı (GFR) genellikle sabit kalır.
Antihipertansif aktivite, tek bir dozdan 4 ila 6 saat sonra maksimum düzeye çıkar ve en az 24 saat sürer; çukur etkileri doruk etkilerinin yaklaşık %87-100'ünü oluşturmaktadır.
Kan basıncında düşüş hızla gerçekleşir. Tedaviye yanıt veren hastalarda, bir ayın sonunda normalizasyona ulaşılmıştır ve bu durum taşifilaksi oluşmaksızın sürmektedir.
Tedavinin kesilmesi, rebound etkiye neden olmaz. Perindopril sol ventrikül hipertrofisini azaltır.
İnsanlarda, Perindoprilin vazodilatör etki gösterdiği kanıtlanmıştır. Geniş arter elastisitesini artırır ve küçük arterlerin lümen oranını azaltır.
13 / 16
Gerekli olduğunda, bir tiyazid diüretikle yapılan ek tedavi, aditif türde bir sinerjinin oluşmasına yol açar. ADE inhibitörü ile tiyazid kombinasyonu, tek başına diüretiktedavisinin oluşturduğu hipokalemi riskini azaltır.
Stabil koroner arter hastalığı:
EUROPA çalışması 4 yıl süren çok-merkezli, uluslararası, randomize, çift-kör, plasebo kontrollü klinik çalışmadır. 18 yaş üstü onikibinikiyüzonsekiz (12218) hasta 8 mgPerindopril tert-bütilamin (10 mg Perindopril arjinine eşdeğer) (n=6110) veya plasebo(n=6108) ile randomize edilmiştir.
Çalışma popülasyonunda kalp yetmezliğine ait klinik belirtileri bulunmayan koroner arter hastaları vardı. Toplamda hastaların %90'ının miyokard infarktüsü ve/veya koronerrevaskülarizasyon geçmişi vardı. Hastaların çoğuna anti-trombosit, lipid düşürücü ilaçlar vebeta-blokerleri içeren konvansiyonel tedavinin yanısıra çalışma ilacı verilmiştir.
Temel etkinlik kriterleri, kardiyovasküler mortalite, ölümcül olmayan miyokard infarktüsü ve/veya başarıyla geri döndürülen kardiyak arrestin bileşkesidir. Günde bir defa 8 mgPerindopril tert-bütilamin (10 mg Perindopril arjinine eşdeğer) ile tedavi sonucunda birincilsonlanım noktasında %1.9 belirgin mutlak bir azalma görülmüştür (%20 rölatif riskazalması, %95Cl [9.4; 28.6] - p<0.001). Miyokard infarktüsü ve/veya revaskülarizasyongeçmişi bulunan hastalarda birincil sonlanım noktasında plaseboya oranla %22.4 RRR'ekarşılık gelen %2.2 mutlak azalma (%95 CI [12.0; 31.6] - p<0.001) görülmüştür.
İki büyük randomize kontrollü çalışma (ONTARGET (ONgoing Telmisartan Alone and in combination with Ramipril Global Endpoint Trial) ve VA NEPHRON-D (The VeteransAffairs Nephropathy in Diabetes)) bir ADE inhibitörünün bir anjiyotensin II reseptörblokeriyle kombine kullanımı incelemiştir.
ONTARGET çalışması, kardiyovasküler ya da serebrovasküler hastalık öyküsü olan ya da kanıtlanmış son-organ hasarı ile birlikte seyreden tip 2 diyabetes mellitus hastalarındayürütülmüştür. VA NEPHRON-D çalışması, tip 2 diyabetes mellitus hastalığı olan vediyabetik nefropatisi bulunan hastalarda yürütülmüştür.
Bu çalışmalar, renal ve/veya kardiyovasküler sonlanımlar ve mortalite iizerinde anlamlı yarar göstermemiş, monoterapiyle kıyaslandığında hiperkalemi, akut böbrek hasarı ve/veyahipotansiyon riskinin arttığı gözlenmiştir. Benzer farmakodinamik özellikleri dikkatealındığında bu sonuçlar diğer ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokerleri için deanlamlıdır.
Bu nedenle ADE-inhibitorleri ve anjiyotensin II reseptör blokerleri diyabetik nefropali bulunan hastalarda birlikte kullanılmamalıdır.
ALTITUDE (Aliskiren Trial in Type 2 Diabetes using Cardiovascular and Renal Disease Endpoints) çalışması, kronik böbrek hastalığı, kardiyovasküler hastalık ya da her ikisibulunan tip 2 diyabetes mellitus hastalarında standart bir ADEinhibitorü ya da biranjiyotensin II reseptorü blokeri tedavisine aliskiren eklenmesinin yararını test etmek içintasarlanan bir çalışma olmuştur. Advers sonuç riskinde artış olması nedeniyle çalışma erkensonlandırılmıştır. Aliskiren grubunda, plasebo grubuna kıyasla, kardiyovasküler ölüm veinme vakalarının her ikisi de sayısal olarak daha sık görülmüş ve ilgili advers olaylar ve ciddiadvers olaylar (hiperkalemi, hipotansiyon ve renal disfonksiyon) aliskiren grubunda plasebogrubuna göre daha sık bildirilmiştir.
14 / 165.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim:
Oral yolla kullanımın ardından, perindoprilin emilimi hızlıdır ve doruk konsantrasyona 1 saat içinde ulaşılır. Perindopril'in plazma yarı-ömrü 1 saattir. Perindopril bir ön ilaçtır.Alınan perindoprilin %27'si kan dolaşımında aktif metaboliti olan perindoprilata çevrilir.Gıda alımı perindoprilata dönüşümü, dolayısıyla da biyoyararlanımı azalttığı için,perindoprilin arjinin oral yoldan tek doz olarak sabahları yemekten önce alınmalıdır.
Dağılım:
Serbest perindoprilat için dağılım hacmi yaklaşık 0,2 l/kg'dır. Perindoprilatın plazma proteinlerine, özellikle de anjiotensin dönüştürücü enzime bağlanması %20'dir ancak busüreç konsantrasyona bağımlıdır.
Biyotransformasyon:
Aktif perindoprilata ek olarak, perindoprilin hiçbiri aktif olmayan beş metaboliti vardır. Perindoprilatın doruk plazma konsantrasyonuna 3-4 saatte ulaşılmaktadır.
Eliminasyon:
Perindoprilat idrar ile itrah edilir ve serbest kısmın yarı ömrü yaklaşık 17 saattir, kararlı duruma 4 gün içinde ulaşılır.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Perindopril dozu ve ortaya çıkan plazma konsantrasyonu arasında lineerlik kanıtlanmıştır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Perindoprilatın yaşlılarda ve kalp ile böbrek yetmezliği olan hastalarda eliminasyonu azalır. Böbrek yetmezliğinin derecesine göre (kreatinin klerensi) doz ayarlaması önerilmektedir.Perindoprilatın diyaliz klerensi 70 ml/dakikadır.
Perindopril kinetiği siroz hastalarında değişmektedir: Ana molekülün hepatik klerensi yarıya düşmektedir. Ancak, oluşan perindoprilat miktarı azalmaz ve bu nedenle doz ayarlamasıgerekmez (Bkz. Bölüm 4.2).
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Kronik oral toksikoloji çalışmalarında (sıçan ve maymunlarda) hedef organ olan böbrekte geri döndürülebilir hasar gözlenmiştir.
İn vitro ve in vivo çalışmalarda mutajenisite gözlenmemiştir.
Üreme toksikoloji çalışmalarında (sıçan, fare, tavşan ve maymunlarda) embriyotoksisite veya teratojenisite belirtisi gözlenmemiştir. Ancak, sınıf olarak anjiyotensin dönüştürücüenzim inhibitörleri kemirgenler ve tavşanlarda, geç fetal gelişme üzerine advers etki yaparak,fetal ölüme ve konjenital etkilere yol açmıştır; renal lezyonlar ve peri ile post natalmortalitede artış gözlenmiştir. Dişi veya erkek sıçanlarda fertilite etkilenmemiştir.
Sıçan ve farelerde yapılan uzun dönem çalışmalarda karsinojenesite gözlenmemiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı),
Mikrokristalin selüloz,
Kırmızı demir oksit,
15 / 16
Kolloidal anhidri silika,
Magnezyum sterat.
6.2. Geçimsizlik
Veri yoktur.
6.3. Raf Ömrü
24 aydır.
6.4. Saklamaya yönelik özel uyarılar
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
30 Tablet içeren çocuk emniyet kilitli desikantlı PP kapak ile kapatılmış beyaz renkli HDPE şişe
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imhaedilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
HELBA İlaç İç ve Dış San. Tic. A. Ş.
Çamlık Mah. Pamuk Sok. A Blok Apt. No:12-16/17
Ümraniye/İstanbul/TURKIYE
Telefon: (0 216) 365 41 47
Faks : (0 216) 365 41 48
e-mail :[email protected]
8. RUHSAT NUMARASI(LARI)
2015/656
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 24.08.2015 Ruhsat yenileme tarihi: 12.03.2021
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
16 / 16