KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
KETAP 300 mg film kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİFBİLEŞİM
Etkin madde:
Her bir film kaplı tablette 300 mg ketiapine eşdeğer 345,36 mg ketiapin fumarat.
Yardımcı madde:
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı) 148,14 mg Yardımcı maddeler için 6.l'e bakınız
3. FARMASÖTİK FORM
Film kaplı tablet.
Beyaz renkte, oblong bikonveks tabletler.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
• KETAP şizofreni tedavisinde endikedir.
• KETAP bipolar bozukluk tedavisinde endikedir:
ooo
Daha önce ketiapin tedavisine yanıt vermiş olan bipolar bozukluğu olanhastalarda manik veya depresif atakların rekürrenslerin önlenmesinde
4.2 Pozoloji ve uygulama şekli
Herbir endikasyon için farklı dozlama şemaları mevcuttur. Bu nedenle hastaların kendi koşullarına uygun dozu aldıklarından emin olunmasını sağlayacak net bilgi verilmelidir.
KETAP, yiyeceklerle beraber veya ayrı olarak alınabilir.
Erişkinler
Şizofreni tedavisinde
Şizofreni tedavisinde, KETAP günde 2 defa alınmalıdır. Tedavinin ilk 4 gününde alınacak toplam günlük dozlar 1. gün 50 mg, 2. gün 100 mg, 3. gün 200 mg ve 4. gün 300 mg'dır.
4. günden sonra doz, mutat etkili doz sınırları olan günde 300-450 mg arasında kalacak
1/26
şekilde titre edilmelidir. Klinik cevaba ve hastanın toleransına bağlı olarak doz, günde 150750 mg arasında değişebilir.
Bipolar bozukluktaki orta-ileri derecede mani ataklarının tedavisinde
Bipolar bozukluğa eşlik eden orta-ileri derece mani atakların tedavisinde KETAP günde 2 defa alınmalıdır. Tedavinin ilk 4 gününde alınacak toplam günlük dozlar 1. gün 100 mg, 2.gün 200 mg, 3. gün 300 mg ve 4. gün 400 mg'dır. Dozun 6. gün 800 mg'a yükseltilmesiiçin yapılacak ayarlamalarda günlük artışlar 200 mg'ı aşmamalıdır.
Hastanın klinik cevabına ve toleransına bağlı olarak doz, günlük 200-800 mg arasında değişebilir. Mutat etkili doz aralığı günde 400 mg ila 800 mg'dır.
Bipolar bozukluktaki majör depresif atakların tedavisinde
KETAP günde bir defa yatarken alınmalıdır. Tedavinin ilk 4 gününde alınacak günlük toplam dozlar 1. gün 50 mg, 2. gün 100 mg, 3.gün 200 mg ve 4. gün 300 mg'dır. Önerilengünlük doz 300 mg'dır. Klinik çalışmalarda 300 mg grubuna kıyasla 600 mg grubunda ilavefayda elde edilmemiştir (bkz. Bölüm 5.1). 600 mg'dan bireysel olarak fayda sağlanabilir.Bipolar bozukluk tedavisinde 300 mg'ın üzerindeki dozlara uzman hekim gözetimindebaşlanmalıdır. Klinik çalışmalar, hastalarda bireysel olarak tolerans konusunda endişeolması durumunda, dozun minimum 200 mg'a kadar düşürülmesinindeğerlendirilebileceğini göstermektedir.
Bipolar bozuklukta nükslerin önlenmesi tedavisinde
Bipolar bozukluğun akut tedavisinde, KETAP'a cevap vermiş hastalarda, bipolar bozukluğun manik, karma veya defresif ataklardaki rekürrenslerinin önlenmesi için, aynıdozda KETAP uygulanmasına devam edilmelidir. KETAP dozu, her bir hastanın klinikcevabına ve toleransına bağlı olarak günde iki kez 300-800 mg/gün'lük doz aralığındadeğişebilir. İdame tedavisi için en düşük etkin dozun kullanılması önemlidir.
Uygulama şekli:
KETAP, yiyeceklerle beraber veya ayrı olarak alınabilir.
Ağızdan alınan tabletler bir miktar su ile yutulur.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda dozaj ayarlamasına gerek yoktur.
Karaciğer yetmezliği:
Ketiapin, büyük oranda karaciğerde metabolize edilir. Bu nedenle KETAP, karaciğer
2/26
yetmezliği olduğu bilinen hastalarda özellikle tedavinin başlangıç döneminde dikkatle kullanılmalıdır.
Karaciğer bozukluğu olan hastalarda tedaviye günde 25 mg ile başlamak gerekir. Daha sonra doz, alınan klinik yanıta ve hastanın tolerabilitesine bağlı olarak, günde 25-50 mgartırılarak etkili doza yükseltilebilir.
Pediyatrik popülasyon:
KETAP'ın 18 yaşından küçük çocuk ve ergenlerde kullanımı, bu yaş grubunda kullanımını destekleyen yeterli veri olmadığı için önerilmez. Plasebo kontrollü klinik çalışmalardanelde edilmiş mevcut bilgiler bölüm 4.4, 4.8, 5.1 ve 5.2'de verilmiştir.
Geriatrik popülasyon:
Diğer antipsikotikler gibi KETAP da yaşlılarda, özellikle de başlangıçtaki doz döneminde dikkatle kullanılmalıdır. Yaşlı hastalarda KETAP doz titrasyonunun, gençhastalardakinden daha yavaş yapılması ve günlük terapötik dozun daha düşük tutulmasıgerekebilir. Ketiapinin yaşlı hastalardaki ortalama plazma klerensi, gençlere kıyasla %30-50 arasında değişebilen oranlarda azalmıştır.
Bipolar bozukluk çerçevesinde 65 yaş üzeri hastalardaki depresif ataklarda etkililik ve güvenlilik değerlendirilmemiştir.
4.3. Kontrendikasyonlar
KETAP, formülasyonunda bulunan etkin maddeye veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılıkta kontrendikedir.
KETAP'ın HlV-proteaz inhibitörleri, azol sınıfı antifungal ilaçlar, eritromisin, klaritromisin ve nefazodon gibi, sitokrom P450 3A4 inhibitörleriyle birlikte kullanılmasıkontrendikedir (bkz. Bölüm 4.5).
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
KETAP'ın birçok endikasyonunun olması sebebiyle, güvenlilik profili hastanın tanısı ve uygulanan doza bağlı olarak değerlendirilmelidir.
KETAP demansa bağlı psikoz tedavisinde onaylı değildir. Konvansiyonel ve atipik antipsikotik ilaçlar, demansa bağlı psikozu olan yaşlı hastaların tedavisindekullanıldığında ölüm riskinde artışa neden olmaktadır.
Pediyatrik popülasyonİAntidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki |
3/26
kullanımlarının intihar düşünce ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle, özellikle tedavinin başlangıcı veya ilk aylarında ilaçdozunun artırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceğihuzursuzluk, aşırı hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya daintihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedavi edicilerleyakinen izlenmesi gereklidir._
Ketiapinin 18 yaşından küçük çocuklarda ve ergenlerde kullanımı, bu yaş grubunda kullanımını destekleyen veriler olmadığından önerilmez. Ketiapinle yürütülen klinikçalışmalar erişkinlerde tanımlanan, bilinen güvenlilik profiline ilave yan etkilergöstermiştir (bkz. Bölüm 4.8); bazı advers olayların (iştah artışı, serum prolaktinyükselmesi, kusma, rinit ve senkop) erişkinlere kıyasla çocuklar ve ergenlerde görülmesıklığı daha fazladır ya da çocuklar ve ergenler için farklı sonuçlar (ekstrapiramidalsemptomlar ve iritabilite) ortaya çıkabilir. Örneğin daha önce erişkinlerde görülmeyen birolay (kan basıncı artışı) tanımlanmıştır. Çocuklar ve ergenlerde tiroid fonksiyon testlerindedeğişiklikler de gözlenmiştir.
Ayrıca büyüme ve matürasyon üzerine ketiapin tedavisinin uzun süreli güvenlilik sonuçları 26 haftadan daha fazla çalışılmamıştır. İdrak ve davranış gelişimi için uzun süreli sonuçlarbilinmemektedir.
Çocuk ve ergen hastalarla yürütülen plasebo kontrollü klinik çalışmalarda ketiapin şizofreni, bipolar mani ve bipolar depresyon için tedavi edilen hastalarda plaseboylakarşılaştırıldığında ekstrapramidal semptomların (EPS) insidansında artış ileilişkilendirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8).
İntihar / intihar düşüncesi veya klinik kötüleşme:
Depresyon, intihar düşüncesi, kendine zarar verme ve intihar (intihar ile ilgili olaylar) riskinin artması ile ilişkilendirilmektedir. Bu risk anlamlı remisyon oluşana kadar devameder. Düzelme tedavinin ilk birkaç haftasında veya daha sonrasında olmayabileceğinden,düzelme görülene kadar hastalar yakından takip edilmelidir. İntihar riskinin iyileşmeninerken evrelerinde artabileceği genel bir klinik deneyimdir.
Ayrıca, hekimler tedavi edilen hastalığın bilinen risk faktörleri nedeni ile ketiapin tedavisinin ani kesilmesinden sonra intihar ile ilintili olayların potansiyel riskini dikkatealmalıdır.
Ketiapin diğer psikiyatrik koşullarda reçete edildiğinde intihar ile ilintili olayların risk artışı ile de ilişkili olabilir. İlaveten, bu koşullar majör depresif ataklara eşlik edebilir. Buna bağlıolarak, diğer psikiyatrik bozukluklar için tedavi edilen hastalar gözlemlenen majör depresifataklar için tedavi edildiklerinde aynı önlemlerin alınması gözetilmelidir.
4/26
İntihar ile ilintili olay öyküsü olan, tedavi başlangıcından önce kayda değer oranda intihar düşüncesi sergileyen hastaların intihar düşüncesi veya intihar teşebbüsü açısından dahabüyük bir risk altında oldukları bilinmektedir ve tedavi boyunca dikkatli izlem altındatutulmalıdır. Psikiyatrik bozukluğu olan erişkin hastalarda yürütülen plasebo kontrollü birmetaanaliz 25 yaşından küçük hastalarda plasebo ile kıyaslandığında antidepresanlarlaintihar davranışında risk artışı göstermiştir.
Hastalar, özellikle tedavinin erken dönemlerinde ilaç tedavisi ile ilişkili olarak yüksek risk altında olanlar doz değişikliklerini takiben yakın gözetim altında tutulmalıdır. Hastalar (vehasta bakıcılar) herhangi bir klinik kötüleşme, intihar davranışı veya düşüncesi vebeklenmeyen davranış değişikliklerinin izlenmesi gerektiği hususunda uyarılmalıdır ve eğerbu semptomlar mevcutsa derhal doktora başvurmalıdır.
Bipolar bozuklukta major depresif atakları olan hastalarla yapılan klinik çalışmalarda, ketiapin ile tedavi edilen 25 yaş altı genç yetişkinlerde plasebo ile tedavi edilenlerlekıyaslandığında intihar ile ilgili olaylar riskinde artış gözlenmiştir (sırasıyla %3,0 ve %0).
Majör depresif bozukluğu olan hastaların tedavisinde kullanılan ketiapinin nüfusa dayalı retrospektif bir çalışması, ketiapinin diğer antidepresanlarla birlikte kullanıldığı süredekendine zarar verme geçmişi olmayan 25 ila 64 yaş aralığındaki hastalarda kendine zararverme ve intihar riskinde artış olduğunu göstermiştir.
Metabolik risk
Klinik çalışmalarda gözlenen kilo, kan şekeri (bakınız hiperglisemi) ve lipid değişiklikleri dahil metabolik profillerinde gözlenen kötüleşme riski değerlendirildiğinde, hastalarınmetabolik parametreleri tedavinin başlangıcında değerlendirilmeli ve tedavinin seyrisırasında bu parametrelerdeki değişiklikler düzenli olarak kontrol edilmelidir. Buparametrelerdeki kötüleşmeler klinik açıdan uygun olduğu şekilde yönetilmelidir (bkz.Bölüm 4.8).
Ekstrapiramidal semptomlar
Erişkin hastalarda yürütülen plasebo kontrollü klinik çalışmalarda, bipolar bozukluğa eşlik eden depresif atakları ketiapin ile tedavi edilen hastalarda, plasebo ile karşılaştırıldığındaketiapin ekstrapiramidal semptomlarda (EPS) artış ile ilişkilendirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8ve 5.1).
Ketiapin kullanımı, sübjektif olarak memnuniyetsiz olma veya tedirgin edici bir huzursuzluk hali ile oturma veya ayakta durma becerisinde yetersizliğe eşlik eden sık sıkhareket etme ihtiyacı gelişimi ile karakterize akatizi ile ilişkilendirilmiştir. Bunun tedavininilk birkaç haftasında görülmesi olasıdır. Bu semptomların oluştuğu hastalarda doz artışızararlı olabilir.
Tardif diskinezi
Tardif diskinezi belirtileri ve semptomları gelişirse, ketiapin dozunun azaltılması veya kullanımına son verilmesi düşünülmelidir. Tardif diskinezi semptomları kötüleşebilir ya datedavi kesildikten sonra da artabilir (bkz. Bölüm 4.8).
5/26
Somnolans ve baş dönmesi:
Ketiapin tedavisi sedasyon gibi somnolans ve ilgili semptomlarla ilişkilendirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Bipolar depresyonlu hastaların tedavisi için yapılan klinik çalışmalarda,başlangıç genellikle tedavinin ilk 3 gününde oldu ve çoğunlukla hafif ila ortayoğunluktaydı. Şiddetli yoğunlukta somnolans deneyimleyen hastalar, somnolansınbaşlangıcından itibaren minimum 2 hafta veya semptomlar iyileşene kadar daha sık temasagerek duyabilir ve tedavinin kesilmesinin değerlendirilmesi gerekebilir.
Ortostatik hipotansiyon
Ketiapin tedavisi genellikle başlangıç doz ayarlaması periyodunda başlayan somnolans gibi ortostatik hipotansiyon ve buna bağlı baş dönmesi ile ilişkilendirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8).Bu bilhassa yaşlı hasta popülasyonunda kazara incinme (düşme) görülme sıklığınıartırabilir. Bu yüzden hastalara tedavinin potansiyel etkilerine aşina olana dek egzersizyaparken dikkat etmeleri önerilmelidir.
Ketiapin; bilinen kardiyovasküler hastalığı, serebrovasküler hastalığı veya hipotansiyona zemin hazırlayan diğer koşulları bulunan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. Özelliklekardiyovasküler hastalığı olan hastalarda ortostatik hipotansyon görülürse dozunazaltılması ya da doz titrasyonunun daha kademeli yapılması düşünülmelidir.
Uyku apnesi sendromu
Ketiapin kullanan hastalarda uyku apnesi sendromu rapor edilmiştir. Eş zamanlı olarak santral sinir sistemi depresanı kullanan hastalar ile uyku apnesi öyküsü olan ya da uykuapnesi riski taşıyan aşırı kilolu/obez veya erkek hastalarda ketiapin kullanırken dikkatliolunmalıdır.
Nöbetler
Kontrollü klinik çalışmalarda nöbet insidansı bakımından ketiapin veya plasebo verilen hastalar arasında hiçbir fark görülmemiştir. Nöbet bozukluğu öyküsü olan hastalarda nöbetinsidansı hakkında veri yoktur. Diğer antipsikotiklerde de olduğu gibi, nöbet geçirmehikayesi olan hastaların tedavisinde dikkatli olunması önerilmektedir (bkz. Bölüm 4.8).
Nöroleptik Malign Sendrom:
Nöroleptik malign sendromun, ketiapin dahil antipsikotik ilaç tedavisine eşlik edebildiği bilinmektedir (bkz. Bölüm 4.8). Klinik belirtilere hipertermi, mental durum değişikliği, kasrijiditesi, otonom instabilite ve kreatinin fosfokinaz düzeylerinin yükselmesi dahildir. Budurumda ketiapin tedavisi durdurulmalı ve gereken tıbbi tedavi uygulanmalıdır.
Ciddi nötropeni ve agranülositoz
Ketiapin ile yapılan klinik çalışmalarda ciddi nötropeni (<0,5 x 109/L) rapor edilmiştir. Ciddi nötropeni vakalarının birçoğu ketiapin ile tedaviye başlanmasından sonraki birkaç ayiçinde gelişmiştir. Doz ile belirgin bir ilişki yoktur. Pazarlama sonrası deneyimde, bazıolgular ölümcüldü. Olası nötropeni risk faktörlerine önceden mevcut düşük lökosit sayımı(WBC) ve ilaçla indüklenen nötropeni öyküsü dahildir. Bununla birlikte, bazı vakalarönceden mevcut risk faktörleri olmayan hastalarda meydana gelmiştir. Nötrofil sayımı <1,0
6/26
x 109/L olan hastalarda ketiapin tedavisi kesilmelidir. Bununla birlikte, bazı vakalar önceden mevcut risk faktörleri olmayan hastalarda meydana gelmiştir. Hastalar enfeksiyonbelirti ve semptomları açısından değerlendirilmeli ve nötrofil sayımı takip edilmelidir ( 1,5x 109/L'yi aşana kadar) (bkz. Bölüm 5.1).
Enfeksiyon ya da ateş ile başvuran hastalarda, özellikle bariz predispozan faktörlerin bulunmadığı durumlarda nötropeni düşünülmelidir ve bu hastaların yönetimi, yakındanizleme ve acil bakım uygulanarak yapılmalıdır.
Hastalara, ketiapin tedavisi sırasında herhangi bir zamanda meydana gelebilecek, agranülositoz ya da enfeksiyon ile uyumlu belirtileri/semptomları (ör. ateş, güçsüzlük,letarji ya da boğaz ağrısı) hemen bildirmeleri söylenmelidir. Bu hastalarda, özelikle depredispozan faktörlerin bulunmadığı durumlarda, hemen lökosit sayımı ve mutlak nötrofilsayımı (MNS) yapılmalıdır.
Antikolinerjik (muskarinik) etkiler
Ketiapinin aktif bir metaboliti olan Norquetiapin, birkaç muskarinik reseptör alt tipi için orta ila güçlü afiniteye sahiptir. Bu etki, ketiapin, önerilen dozlarda, antikolinerjik etkileresahip diğer ilaçlarla birlikte ve aşırı dozda kullanıldığında, antikolinerjik etkileri yansıtanADR'lere katkıda bulunur. Ketiapin, antikolinerjik (muskarinik) etkilere sahip ilaçları alanhastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Ketiapin, halihazırda tanı almış ya da üriner retansiyon,klinik olarak anlamlı prostatik hipertrofi, bağırsak tıkanıklığı veya ilişkili durumlar, artmışgöz içi basıncı veya dar açılı glokom öyküsü olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (bkz.Bölüm 4.5, 4.8, 5.1 ve 4.9).
Etkileşimler
Bölüm 4.5'e bakınız.
Karbamazepin veya fenitoin gibi kuvvetli hepatik enzim indükleyicisi ile ketiapinin birlikte kullanımı ketiapin plasma konsantrasyonlarında önemli oranlarda azalmaya yol açar ki buketiapin tedavisinin etkililiğini etkileyebilir. Hepatik enzim indükleyici alan hastalarda,ketiapin tedavisine başlama sadece hekimin ketiapinin yararlarının hepatik enzimindükleyicinin kesilmesinin yol açacağı risklerden daha fazla olduğunu düşünmesi halindeolmalıdır. İndükleyicideki herhangi bir değişimin kademeli olması önemlidir ve gerekirseindükleyici olmayan bir ilaçla değiştirilir (ör: sodium valproate).
Kilo
Ketiapin kullanan hastalarda, kilo artışı bildirilmiştir. Bu hastalar, kullanılan antipsikotik kılavuzlarına uygun olarak klinik açıdan uygun şekilde gözlemlenmeli ve yönetilmelidir(bkz. Bölüm 4.8 ve 5.1).
Hiperglisemi:
Ketiapin tedavisi sırasında hiperglisemi gelişmesi ve/veya önceden mevcut diyabetin şiddetlenmesi bazen ketoasidoz ile ilişkilendirilmiştir. Birkaç fatal olgu dahil koma nadiren
7/26
bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Bazı vakalarda, yatkınlaştırıcı etken olabilen, kilo artışı rapor edilmiştir. Kullanılan antipsikotik kılavuzlara göre, uygun klinik izleme tavsiyeedilebilir. Ketiapin dahil herhangi bir antipsikotik ilaç ile tedavi edilen hastalarhiperglisemi belirti ve bulguları açısından (polidipsi, poliüri, polifaji ve güçsüzlük)gözlenmeli ve diabetes mellitus hastalarının veya diabetes mellitus risk faktörleri bulunanhastaların glukoz kontrollerinin kötüleşmesi düzenli olarak takip edilmelidir. Kilo dadüzenli olarak izlenmelidir.
Lipidler
Trigliseridlerde, LDL ve toplam kolesterol düzeylerinin yükselmesi ile HDL kolesterolde düşme, ketiapin ile yürütülen klinik çalışmalarda gözlenmiştir (bkz.bölüm 4.8). Lipiddüzeylerindeki değişiklikler, klinikle uyumlu olarak tedavi edilmelidir.
QT aralığının uzaması
Klinik çalışmalarda ve Kısa Ürün Bilgisi'ne uygun olarak kullanıldığında ketiapin, mutlak QT aralığının devamlı uzun olması ile ilişkili değildir. Pazarlama sonrası deneyimde,ketiapinin terapötik dozlarında (bkz. Bölüm 4.8) ve doz aşımında (bkz. Bölüm 4.9) QTuzaması gözlenmiştir. Diğer antipsikotiklerde de olduğu gibi ketiapin de, kardiyovaskülerhastalığı olanlar veya ailelerinde QT uzaması hikayesi olan hastalarda dikkatle reçeteedilmelidir. Ayrıca, ketiapin QT aralığını uzattığı bilinen ilaçlarla reçete edildiğinde veyanöroleptiklerle birlikte kullanıldığında bilhassa konjenital uzun QT sendromu, konjestifkalp yetmezliği, kalp hipertrofisi, hipokalemi ve hipomagnesemisi olan yaşlı hastalarareçete edildiğinde dikkatli olmak gerekir (bkz. Bölüm 4.5)
Kardiyomiyopati ve miyokardit
Klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrası deneyimde kardiyomiyopati ve miyokardit bildirilmiştir; ancak, ketiapin ile nedensellik ilişkisi tespit edilmemiştir.Kardiyomiyopatiden ya da miyokarditten şüphelenilen hastalarda ketiapin tedavisi yenidendeğerlendirilmelidir.
Yoksunluk
Ketiapin kullanılmasına aniden son verilmesinden sonra uykusuzluk, bulantı, baş ağrısı, diyare, kusma, sersemlik, aşırı duyarlılık gibi akut yoksunluk semptomları tanımlanmıştır.Tedaviye en az bir ila iki haftalık bir periyotta yavaş yavaş son verilmesi önerilir (bkz.Bölüm 4.8).
Demansla-ilişkili psikozu olan, yaşlı hastalar:
Ketiapinin demansla-ilişkili psikoz tedavisinde kullanılması onaylı değildir.
Demansı olan hasta popülasyonlarında bazı atipik antipsikotiklerle yapılan, randomize, plasebo kontrollü çalışmalarda serebrovasküler advers olay riskinin yaklaşık 3 kat arttığıgörülmüştür. Bu risk artışının mekanizması bilinmemektedir. Risk artış olasılığı, diğerantipsikotiklerde veya diğer hasta popülasyonlarında göz ardı edilemez. Ketiapin, inmerisk faktörleri olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Atipik antipsikotik ilaçlara ait bir metaanalizde, atipik antipsikotiklerin, demansla ilişkili
8/26
psikozu olan yaşlı hastalarda, plaseboya kıyasla ölüm riskinde artışa neden olma olasılığı taşıdığı rapor edilmiştir. Bununla birlikte aynı hasta popülasyonunda (n=710; ortalama yaş83, yaş aralığı 56 - 99) ketiapin kullanılarak yapılan, 10 haftalık, plasebo kontrollü ikiçalışmada mortalite insidansı, ketiapinle tedavi edilen hastalarda %5,5, plasebo verilenhastalarda %3,2 olarak bildirilmiştir. Bu çalışmalara katılan hastalar, söz konusupopülasyonda beklenen nedenlerle ölmüştür.
Disfaji
Ketiapin ile disfalji bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Aspirasyon pnömonisi riski bulunan hastalarda ketiapin dikkatli şekilde kullanılmalıdır.
Kabızlık ve intestinal tıkanma
Kabızlık intestinal tıkanma için bir risk faktörünü temsil edebilir. Kabızlık ve intestinal tıkanma ketiapin ile bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Bunlar, intestinal hareketlilikazalmasına yol açan çoklu eşzamanlı tedavi alanlar dahil intestinal tıkanma için yüksek riskaltında olan hastalardaki ölümcül raporları da kapsar ve/veya kabızlık bulgularıbildirilmeyebilir. İntestinal obstrüksiyon/ileus olan hastaların yönetimi yakından izlenmelive acil bakım uygulanarak yapılmalıdır.
Venöz tromboembolizm (VTE)
Antipsikotik ilaçların kullanımları sırasında seyrek olarak venöz tromboembolik olay (VTE) riskine neden olabileceği bildirilmiştir. Antipsikotikler ile tedavi edilen hastaların çoğu kezVTE için risk faktörleri taşımalarından ötürü, ketiapin ile tedavi öncesinde ve sırasındaVTE için olası tüm risk faktörleri belirlenmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.
Pankreatit
Klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrası deneyim süresince pankreatit bildirilmiştir. Pazarlama sonrası raporlarda tüm vakalar risk faktörleri ile ilişkilendirilemezken, çoğuhastada pankreatitle ilişkili olabileceği bilinen, trigliserid düzeylerinde yükselme (bkz.Bölüm 4.4), safra kesesi taşları ve alkol tüketimi gibi faktörlerin olduğu belirlenmiştir.
İlave bilgi
Akut orta ve şiddetli mani ataklarında ketiapinin divalproeks veya lityum ile birlikte kullanımına ait veriler kısıtlıdır. Bununla beraber bu kombinasyon tedavileri iyi tolereedilmiştir (bkz. Bölüm 4.8 ve 5.1). Elde edilen verilere göre 3. haftada aditif etki ortayaçıkmıştır.
Hatalı ve kötüye kullanım
Hatalı kullanım ve kötüye kullanım vakaları bildirilmiştir. Alkol veya ilaç kötüye kullanımı öyküsü olan hastalara ketiapin reçetelenirken dikkatli olunması gerekebilir.
Laktoz
Ketiapin tabletler laktoz içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, lapp laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları
9/26
gerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Ketiapin öncelikle merkezi sinir sisteminde etkili bir ilaç olduğundan, ketiapin, yine merkezi sinir sistemini etkileyen diğer ilaçlarla ve alkolle birlikte dikkatle kullanılmalıdır.Antikolinerjik (muskarinik) etkilere sahip başka ilaçlar almakta olan hastaların tedavisindedikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).
Sitokrom P450 (CYP) 3A4, ketiapinin sitokrom P450 enzim sistemi aracılığıyla gerçekleşen metabolizmasından sorumlu başlıca enzimdir. Sağlıklı gönüllülerdekietkileşim çalışmalarında 25 mg ketiapinin, bir CYP3A4 inhibitörü olan ketokonazol ilebirlikte kullanılması, ketiapin EAA değerinin 5-8 kat artmasıyla sonuçlanmıştır. KetiapininCYP3A4 inhibitörleriyle birlikte kullanılması, bu nedenle kontrendikedir. Ketiapininayrıca, greyfurt suyuyla alınması da önerilmemektedir.
Bilinen bir karaciğer enzim indükleyicisi olan karbamazepin tedavisi öncesinde ve sırasında verilen ketiapin farmakokinetiğinin değerlendirildiği çok dozlu çalışmada,karbamazepinle birlikte kullanımın, ketiapin klerensini önemli ölçüde artırdığıgörülmüştür. Klerensteki bu artışla, EAA değeriyle ölçülen, sistemik ketiapin etkisi,normal ketiapin uygulamasına göre, karbamazepin ile birlikte kullanılan ketiapindeortalama %13'e düşer ancak bu düşüş, bazı hastalarda çok daha yüksek orandagerçekleşmiştir. Bu etkileşimin bir sonucu olarak plazmadaki ketiapin konsantrasyonlarıazalabilir, bu da ketiapin tedavisinin etkililiğini azaltabilir. Ketiapinin, bir diğermikrozomal enzim indükleyicisi olan fenitoinle birlikte verilmesi, ketiapin klerensinin çokyüksek oranda (% 450) artmasına sebep olmuştur. Karaciğer enzim indükleyicisikullanmakta olan hastalarda ketiapin tedavisine başlanması sadece hekimin, ketiapintedavisinin faydalarının, karaciğer enzim indüktörü tedavisine son verilmesinden doğacakrisklerden fazla olduğunu düşündüğü takdirde başlanmalıdır. İndükleyici ilaçta yapılacakherhangi bir değişiklik, yavaş yavaş gerçekleştirilmeli ve gerekirse bunun yerine, karaciğerenzim indükleyicisi olmayan bir ilaca (örneğin sodyum valproata) geçilmelidir (bkz.Bölüm 4.4).
Ketiapin farmakokinetiği, bilinen bir CYP 2D6 inhibitörü olan antidepresan imipramin veya bilinen bir CYP 3A4 ve CYP 2D6 inhibitörü olan fluoksetinle birlikte verildiğinde,önemli ölçüde değişmemiştir.
Birer antipsikotik olan risperidon veya haloperidol ile birlikte kullanılması, ketiapinin farmakokinetiğinde önemli değişikliklere neden olmamıştır. Ketiapin ve tiyoridazininbirlikte kullanılması, ketiapin klirensini yaklaşık %70 oranında arttırmıştır.
Simetidin ile birlikte kullanımı takiben ketiapinin farmakokinetiğinde değişiklik olmamıştır.
Ketiapinle birlikte kullanıldığında lityumun farmakokinetiği, değişmemiştir.
10/26
Akut manisi olan erişkin hastalarda, plasebo ve ketiapin uzatılmış salımlı tablete karşı lityum ve ketiapin uzatılmış salımlı tabletin 6 haftalık, randomize bir çalışmasında lityumeklenen grupta plasebo eklenen gruba kıyasla gözlenen ekstrapiramidal ilintili olayların(bilhassa titreme), somnolans ve kilo alma insidansı daha yüksekti (bkz. Bölüm 5.1).
Birlikte kullanıldığında sodyum valproat ve ketiapinin farmakokinetikleri, klinikte önem taşıyacak şekilde değişmemiştir. Valproat, ketiapin veya her ikisini birlikte alan çocuklarve ergenlerde monoterapi gruplarına karşı kombinasyon gruplarında lökopeni ve nötropeniinsidansı daha yüksek bulunmuştur.
Yaygın olarak kullanılan kardiovasküler tıbbi ürünlerle formal etkileşim çalışmaları yapılmamıştır.
Ketiapin, elektrolit dengesizliğine veya QT aralığının uzamasına sebep olduğu bilinen ilaçlarla birlikte dikkatle kullanılmalıdır.
Ketiapin alan hastalarda metadon ve trisiklik antidepresanlar için enzim immünoanalizlerinde yalancı pozitif sonuçlar rapor edilmiştir. Uygun bir kromatografikteknik ile şüpheli immünoanaliz tarama sonuçlarının doğrulanması tavsiye edilmektedir.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Ketiapinin çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda kullanımı ve kontrasepsiyon hakkında yeterli bilgi mevcut değildir.
Gebelik dönemi
Ketiapinin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm5.3). Hayvan bulgularının insanlara yönelik potansiyel ilgisi bilinmemektedir.
Birinci trimester
Bireysel raporlar ve bazı gözlemsel çalışmalarda dahi maruziyetin oluştuğu gebeliklerin
(yani 300-1000 gebelik sonucu)
çok fazla miktarda olmayan yayınlanmış verilerimalformasyonlarla ilgili olarak tedaviden kaynaklanan bir risk artışının olduğunudüşündürmemektedir. Bununla birlikte, mevcut verilere dayanılarak kesin bir sonuççıkarılamamaktadır. Hayvanlarla yapılan çalışmalarda üreme toksisitesi görülmüştür (bkz.Bölüm 5.3). Bu yüzden ketiapin gebelik esnasında yalnızca; beklenen faydalar, doğabilecekrisklerden açıkça daha fazlaysa kullanılmalıdır.
11/26
Üçüncü trimester
Gebeliğin üçüncü trimesterinde antipsikotik ilaçlara maruz kalan yeni doğanlar, doğumu takiben şiddeti değişebilen, anormal kas hareketleri (ekstrapiramidalişaretler/ekstrapiramidal semptomlar) ve/veya ilaç kesilme semptomları açısından riskaltındadırlar. Bu semptomlar, ajitasyon, hipertoni, hipotoni, tremor, somnolans, respiratuardistres veya beslenme bozukluklarını içermektedir. Dolayısı ile yeni doğanlar dikkatleizlenmelidir.
Laktasyon dönemi
Yayınlanmış raporlarda ketiapinin insanlarda anne sütüne geçmesi hakkında yer alan çok sınırlı verilere istinaden terapötik dozlarda ketiapinin anne sütüne geçmesi tutarlıgörünmemektedir. Kuvvetli veriler mevcut olmadığından, emzirmenin çocuk için yararı vetedavinin kadın için yararı dikkate alınarak emzirme ya da ketiapin tedavisinden hangisininkesilmesi gerektiğine karar verilmelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Ketiapinin insan fertilitesi üzerindeki etkileri incelenmemiştir. Sıçanlarda yükselmiş prolaktin düzeylerine bağlı etkiler görülmüştür; ancak bu etkiler insanlar açısındandoğrudan ilgili değildir (bkz. Bölüm 5.3).
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Santral sinir sistemi üzerindeki primer etkilerinden dolayı ketiapin zihinsel dikkatin gerekli olduğu aktivitelerde karışıklığa neden olabilir. Bu nedenle hastalara, bu konudaki bireyselyatkınlıkları bilininceye kadar, araç ya da makine kullanmamaları önerilmelidir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Ketiapin ile en çok bildirilen Advers İlaç Reaksiyonları (ADR) (>0%10) somnolans, baş dönmesi, baş ağrısı, ağız kuruluğu, yoksunluk (ilaç kesilmesi) semptomları, serumtrigliserid düzeylerinde yükselme, toplam kolesterolde (ağırlıklı olarak LDL kolesterol)artış, HDL kolesterolde düşme, ağırlık artışı, hemoglobin düşüşü ve ekstrapiramidalsemptomlardır.
Ketiapin tedavisine eşlik eden advers ilaç reaksiyonları aşağıda sıklık şeklinde listelenmiştir.
Sıklıklar şu şekilde tanımlanır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Hemoglobinde azalma22
12/26
Yaygın: Lökopeni1,28, nötrofil sayısında azalma,eozinofilde artış27
Yaygın olmayan: Trombositopeni, anemi, platelet sayısında azalma13, nötropeni1
Seyrek: Agranülositoz26
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Hipersensitivite (alerjik deri reaksiyonlarıda dahil)
Çok seyrek: Anaflaktik reaksiyon5
Endokrin hastalıkları
Yaygın: Hiperprolaktinemi15,total T4'de azalma24, serbest T4'de azalma24,
total T3'de azalma24, TSH'da artış24 Yaygın olmayan:Serbest T3'de azalma24, hipotiroidism21
Çok seyrek: Uygunsuz antidiüretik hormon sekresyonu
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygın: Serum trigliserid düzeylerinde artış10,30, total kolesterol (genellikle LDL
kolesterol) düzeylerinde artış11,30, HDL kolesterol düzeyinde azalma17,30, kilo artışı8,30
Yaygın: İştah artışı, hiperglisemik düzeylere yükselmiş kan glukozu6,30
Yaygın olmayan:Hiponatremi19, Diabetes Mellitus1,5, önceden var olan diyabetin şiddetlenmesi
Seyrek: Metabolik sendrom29
Psikiyatrik hastalıkları
Yaygın: Anormal rüyalar ve kabuslar, intihar düşüncesi ve intihara eğilimli
davranışlar20
Seyrek: Uyurgezerlik ve uykuda konuşma, uyku ilişkili yeme bozuklukları gibi
diğer ilişkili olaylar
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Baş dönmesi4,16, somnolans2,16, baş ağrısı, ekstrapiramidal semptomlar1,21
Yaygın: Disartri
Yaygın olmayan: Nöbet1, huzursuz bacak sendromu, tardif diskinezi1,5, senkop4,16
Göz hastalıkları
Yaygın: Bulanık görme
Kardiyak hastalıkları
Yaygın: Taşikardi4, çarpıntı23
Yaygın olmayan: QT uzaması1,12,18, bradikardi32
13/26
Vasküler hastalıkları
Yaygın: Ortostatik hipotansiyon4,16
Seyrek: Venöz tromboembolizm1
Bilinmiyor: İnme33
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Dispne23
Yaygın olmayan: Rinit
Seyrek: Uyku apnesi sendromu
Gastrointestinal hastalıkları
Çok yaygın: Ağız kuruluğu
Yaygın: Kabızlık, dispepsi, kusma25
Yaygın olmayan: Disfaji7
Seyrek: Pankreatit1, intestinalobstrüksiyon/ileus
Hepato-bilier hastalıkları
Yaygın: Serum alanin aminotransaminaz (ALT) düzeylerinde yükselme3, Gamma-
GT düzeylerinin yükselmesi3
Yaygın olmayan: Serum aspartat aminotransferaz (AST) düzeylerinde yükselme3
Seyrek: Sarılık5, hepatit
Deri ve deri-altı dokusu hastalıkları
Çok seyrek: Anjiyoödem5, Stevens-Johnson sendromu5
Bilinmiyor: Toksik epidermal nekroliz, eritema multiforme, eozinofili ve sistemik
semptomların eşlik ettiği ilaç ilişkili döküntü (DRESS)
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Çok seyrek: Rabdomiyoliz
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın olmayan: İdrar retansiyonu
Konjenital ve kalıtımsal/genetik hastalıklar
Bilinmiyor: Yenidoğan ilaç yoksunluk sendromu31
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın olmayan: Seksüel aktivitede bozukluk
Seyrek: Priapizm, galaktore, göğüste şişme, adet düzensizliği
14/26
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın: Yoksunluk (ilaç kesilme) semptomları1,9
Yaygın: Hafif asteni, periferik ödem, iritabilite, ateş
Seyrek: Nöroleptik malign sendrom1, hipotermi
Laboratuvar bulguları
Seyrek: Kan kreatinin fosfokinaz düzeylerinin seviyelerinde artış14
(1) Bkz. Bölüm 4.4
(2) Özellikle tedavinin ilk iki haftası somnolans gözlenir ve genellikle ketiapin uygulamasının kesilmesiyleetkisi geçer.
(3) Ketiapin uygulanan bazı hastalarda serum transaminaz (ALT, AST), veya gama-GT düzeylerindeasemptomatik yükselmeler (herhangi bir zamanda normalden > 3X ULN'ye geçiş) gözlenmiştir. Buyükselmeler genellikle devam eden ketiapin tedavisinde düzelmiştir.
(4) Alfa-1 adrenerjik bloker aktiviteye sahip diğer antipsikotikler gibi ketiapin de; özellikle başlangıçtaki doztitrasyon döneminde olmak üzere göz kararması, taşikardi ve bazı hastalarda senkop ve ortostatikhipotansiyona neden olabilmektedir (bkz. Bölüm 4.4)
(5) Bu advers ilaç reaksiyonlarının sıklığı, ketiapin film tablet (çabuk salımlı tablet) formülasyonunun pazaraverilme sonrası kullanım verileri temel alınarak hesaplanmıştır.
(6) En az bir kez açlık kan şekerinin > 126 mg/dL (> 7.0 mmol/L) veya tokluk kan şekerinin > 200 mg/dL (>11.1 mmol/L) ölçülmesi.
(7) Plaseboya karşı ketiapin ile disfaji sıklığındaki artış sadece bipolar depresyon için yapılan klinikçalışmalarda görülmüştür.
(8) Başlangıca göre %7'den fazla kilo artışı baz alınır. Özellikle tedavinin ilk haftalarında ortaya çıkar.
(9) Aşağıdaki yoksunluk semptomları sıklıkla tedavi kesilmesi semptomlarının değerlendirildiği akut plasebokontrollü, monoterapi klinik çalışmalarda gözlenmiştir, bu semptomlar uykusuzluk, bulantı, baş ağrısı, ishal,kusma, baş dönmesi ve irritabilitedir. Bu reaksiyonların görülme sıklığı, tedavinin kesilmesinden 1 haftasonra belirgin derecede düşmüştür.
(10) Trigliseridin en az bir defa >200 mg/dL (>2,258 mmol/L) olarak ölçülmesi.
(11) Kolesterolün en az bir defa >240 mg/dL (>6,2064 mmol/L) olarak ölçülmesi. LDL kolesterolde >30mg/dL (>0,769 mmol/L)'lik artış çok yaygın olarak gözlenmektedir. Hastalarda görülen bu artışın ortalaması>41.7 mg/dL (>1,07 mmol/L).
(12) Aşağıdaki metne bakınız.
(13) Plateletlerin en az bir defa <100x109/L olarak ölçülmesi.
(14) Kan kreatinin fosfokinazın klinik çalışma advers olay çalışma raporlarının nöroleptik malign sendrom ilebağlantılı olmaması baz alınmıştır.
(15) Herhangi bir zamandaki prolaktin düzeyleri (18 yaş üzeri hastalarda): >20 pg/L (>869,56 pmol/L)erkekler; >30 pg/L (>1304,34 pmol/L) kadınlar.
(16) Düşüşlere neden olabilir.
(17) Herhangi bir zamanda HDL kolesterol : < 40 mg/dl (1,025 mmol/L) erkeklerde; < 50 mg/dl (1,282mmol/L) kadınlarda
(18) QTC değerinde >30 milisaniyelik artışla <450 milisaniyeden > 450 milisaniyeye sapması olan hastalarıninsidansı. Ketiapin ile gerçekleştirilen plasebo kontrollü çalışmalarda, ortalama değişiklik ve klinik olarakanlamlı düzeye sapma gösteren hastaların insidansı ketiapin ile plasebo arasında benzerdir.
(19) En az bir defa >132 mmol/L'den < 132 mmol/L'ye geçiş.
(20) Uzatılmış salım ketiapin tedavisi sırasında ya da tedavi kesildikten sonraki erken dönemde intihardüşüncesi ve intihar davranışları olguları bildirilmiştir. (bk. Bölüm 4.4 ve 5.1).
(21) Bkz. Bölüm 5.1
15/26
(22) Açık etiketli ekstansiyon da dahil tüm çalışmalarda ketiapin kullanan hastaların %11 'inde en az bir kezhemoglobin düzeyinde erkeklerde < 13 g/dL (8,07 mmol/L), kadınlarda < 12 g/dL (7,45 mmol/L)'ye düşüşortaya çıkmıştır. Bu hastalarda, herhangi bir zamanda hemoglobindeki ortalama en yüksek düşüş 1,50g/dL'dir.
(23) Bu reaksiyonlar sıklıkla taşikardi, baş dönmesi, ortostatik hipotansiyon ve/veya altta yatan kalp/solunumhastalığı zemininde meydana gelmiştir.
(24) Tüm çalışmalarda başlangıç sonrası herhangi bir zamanda normal başlangıç değerinden olasılıkla klinikolarak önemli değere geçiş. Total T4, serbest T4, total T3 ve serbest T3'deki değişiklikler herhangi birzamanda <0,8xLLN (pmol/L) ve TSH'daki değişiklik herhangi bir zamanda >5 mIU/L olarak tanımlanmıştır.
(25) Yaşlı hastalarda (>65 yaş) kusma sıklığında artış esas alınmıştır.
(26) Tedavi sırasındaki herhangi bir zamanda nötrofil sayısının başlangıç değeri >0,5x109/L'den<1,5x109/L'ye geçiş (bkz. Bölüm 4.4).
(27) Tüm çalışmalarda başlangıç sonrası herhangi bir zamanda normal başlangıç değerinden olasılıkla klinikolarak önemli değere geçiş. Eozinofillerdeki değişiklikler herhangi bir zamanda >1x109 hücre/L olaraktanımlanmıştır.
(28) Tüm çalışmalarda başlangıç sonrası herhangi bir zamanda normal başlangıç değerinden olasılıkla klinikolarak önemli değere geçiş. WBC'lerdeki değişiklikler herhangi bir zamanda <3x109 hücre/L olaraktanımlanmıştır.
(29) Tüm klinik çalışmalarda ketiapin ile metabolik advers olay raporlarına dayalı.
(30) Klinik çalışmalarda bazı hastalarda ağırlık, kan glukoz ve lipitleri içeren metabolik faktörlerin birdenfazlasında kötüleşme gözlenmiştir (bkz. Bölüm 4.4).
(31) Bkz. Bölüm 4.6
(32) Tedavinin başlangıcında veya sırasında meydana gelir ve hipertansiyon ve/veya baygınlık ileilişkilendirilir. Sıklığı, bradikardi yan etkisine ve ketiapin ile yapılan klinik çalışmalardaki ilgili olaylarabağlıdır.
(33) Bir retrospektif, randomize olmayan epidemiyolojik çalışmaya dayanmaktadır.
QT uzaması, ventriküler aritmi, ani açıklanmamış ölüm, kardiyak arest ve torsades de pointes nöroleptiklerin kullanımı ile rapor edilen vakalardır ve sınıf etkileri olduklarıdüşünülmektedir.
Ketiapin tedavisi ile ilişkili olarak Stevens-Johnson sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN), eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç reaksiyonunun(DRESS) dahil olduğu şiddetli kutanöz advers reaksiyonlar (SCARs) raporlanmıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Yukarıda erişkinlerde için tanımlanan advers ilaç etkilerinin aynılarının çocuklar ve ergenlerde de görüleceği dikkate alınmalıdır. Aşağıdaki tabloda çocuklar ve ergenlerde (10ila 17 yaş aralığında olanlar) erişkinlere nazaran daha sık görülen veya erişkinpopülasyonunda tanımlanmamış olan yan etkileri özetlenmiştir.
Çocuklar ve ergenlerde ketiapin ile ilişklendirilen, erişkinlere nazaran daha sık görülen veya erişkin popülasyonunda tanımlanmamış Advers İlaç Etkileri
Sıklıklar şu şekilde tanımlanır:
16/26
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor).
Endokrin hastalıkları
Çok yaygın: Prolaktinde yükselme1
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok yaygın: İştah artışı
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Ekstrapiramidalsemptomlar1
Yaygın: Senkop
Vasküler hastalıkları
Çok yaygın: Kan basıncıartışı2
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Rinit
Gastrointestinal hastalıkları
Çok yaygın: Kusma
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: İrritabilite2
1. Herhangi bir zamanda prolaktin seviyeleri (hastalar < 18 yaş): >20 mcg/L (>869,56 pmol/L) erkekler; >26mcg/L (>1130,428 pmol/L) kızlar. Hastaların %1 'inde daha azında prolaktin düzeyi >100 mcg/L olmuştur.
2. Klinik olarak anlamlı olan eşiklerin üzerindeki gruplara göre (Milli Sağlık Enstitüsü (the NationalInstitutes of Health) kriterlerinden uyarlanmıştır) ya da herhangi bir zamanda > 20 mmHg sistolik veya >10mmHg diastolik kan basıncı, çocuklar ve ergenlerde yürütülen iki akut (3-6 haftalık) plasebo kontrollüçalışmada.
3. Not: Sıklık erişkinlerde gözlenendir, ama farklı klinik çalışmalarla ilişkilendirilebilir, çocuklar veergenlerde erişkinlerle kıyaslanabildiği çıkarımı yapılabilir.
4. Bkz. Bölüm 5.1
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonuTürkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
17/26
Semptomlar
Doz aşımında bildirilen belirti ve semptomlar genellikle, ilacın bilinen farmakolojik etkilerinin (uyuşukluk, sedasyon, taşikardi ve hipotansiyon) aşırıya kaçması şeklindedir.Doz aşımı QT-uzaması, nöbetler, kesintisiz epilepsi, rabdomiyoliz, solunum depresyonu,üriner retansiyon, konfüzyon, deliryum ve/veya ajitasyon, koma ve ölüme neden olabilir.Önceden şiddetli kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda doz aşımı etkilerinde artmış birriskle karşı karşıya olabilir (Bkz. Bölüm 4.4 Ortostatik Hipotansiyon).
Doz aşımının tedavisi:
Ketiapinin spesifik bir antidotu yoktur. Şiddetli doz aşımı belirtileri karşısında, hastanın aynı anda birkaç farklı ilacı birden almış olabileceği de düşünülmeli ve yoğun bakımuygulanmalıdır. Açık bir hava yolunun sağlanıp devam ettirilmesi, yeterli oksijenasyon veventilasyon sağlanması, kardiyovasküler sistemin izlenmesi ve desteklenmesi, bu gibivakalarda alınması gereken önlemlerdir.
Literatüre göre, hezeyan ve ajitasyonu ve bariz antikolinerjik sendromu olan hastalar 1-2 mg fizostigminle (daimi EKG izlemi altında) tedavi edilebilir. Fizostigminin kardiyakiletim üzerine olası yan etkileri nedeniyle bu standart tedavi olarak önerilmez. FizostigminEKG yükselmeleri yoksa kullanılabilir. Disaritmi, herhangi bir seviyede kalp durması veyaQRS-genişlemesi olan vakalarda fizostigmin kullanılmaz.
Doz aşımında emilimin önlenmesi incelenmemiştir. Ciddi zehirlenme durumunda mide yıkanmalı ve eğer mümkünse bu alınımdan sonraki bir saat içinde uygulanmalıdır. Aktiftıbbi kömür verilmesi düşünülmelidir.
Aşırı doz ketiapin olgularında, refrakter hipotansiyon intravenöz sıvılar ve/veya sempatomimetik ajanlar gibi uygun önlemlerle tedavi edilmelidir. Ketiapinin indüklediğialfa blokajında beta uyarımı hipotansiyonu ağırlaştırabileceğinden epinefrin vedopaminden kaçınılmalıdır.
Hasta iyileşinceye kadar, yakın tıbbi gözetim altında tutulmalı ve izlenmelidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antipsikotikler,Diazepinler, Oksazepinler,Tiazepinler
ATC kodu :
NO5AH04
Etki mekanizması:
Ketiapin atipik bir antipsikotiktir. Ketiapin ve insanlarda aktif metaboliti norketiapin çok sayıda nörotransmiter reseptörü ile etkileşime girer. Ketiapin ve norketiapinin beyinserotonin (5HT2) dopamin Dı ve D2 reseptörlerin afinite gösterir. D2 reseptörlerine nazaran5HT2 için daha yüksek seçicilikteki reseptör antagonizminin bu kombinasyonunun tipikantipsikotiklerle karşılaştırıldığında ketiapinin klinik antipsikotik özelliklerine ve düşükekstrapiramidal yan etkisine (EPS) katkıda bulunduğuna inanılmaktadır. Ketiapin ve
18/26
norketiapin benzodiazepin reseptörlerinde belirgin bir afiniteye sahip değildir; ancak histaminerjik ve adrenerjik alfa1 reseptörlerinde yüksek afiniteye, adrenerjik alfa2reseptörlerinde orta düzeyde afiniteye ve bazı muskarinik reseptörlerde orta ila yüksekafiniteye sahiptir. Norketiapinin 5HT1A bölgelerinde kısmi agonist etkisi ve NETinhibisyonu, antidepresan olarak ketiapinin terapötik etkililiğine katkıda bulunuyor olabilir.
Farmakodinamik etki:
Ketiapin kaçınma davranışı gibi antipsikotik aktivite testlerinde aktiftir. Dopamin agonistlerinin davranışsal ve elektrofizyolojik olarak ölçülen etkilerini bloke eder ve D2-reseptör blokajının nörokimyasal indeksi olan dopamin metabolit konsantrasyonlarınıyükseltir.
Klinik öncesi testlerde EPS'nin tahmin edilmesi ketiapinde tipik antipsikotiklere benzemez ve atipik bir profili vardır. Ketiapin; dopamin D2 reseptörlerini etkili bir şekilde bloke edendozlarda, yalnızca hafif bir katalepsiye neden olur. Kronik uygulamayı takibendepolarizasyon blokajını sağlayarak, limbik sistem için seçicilik gösterir, ancaknigrostriatal dopamin içeren nöronlarda göstermez. Ketiapin akut ve kronik uygulamasonrasında haloperidole karşı duyarlı hale getirilmiş veya ilaç tedavisi görmemiş Cebusmaymunlarında minimal düzeyde distoniye neden olmuştur (bkz. Bölüm 4.8).
Klinik EtkililikŞizofreni
Şizofreni hastalarında ketiapinin değişik dozları kullanılarak yürütülen üç plasebo kontrollü klinik çalışmada EPS sıklığı veya antikolinerjiklerle eş zamanlı kullanım açısındanketiapin ve plasebo tedavi grupları arasında herhangi bir fark yoktu. Ketiapinin Plasebokontrollü bir çalışmada incelenen 75 ila 750 mg/gün ketiapin sabit dozları EPS artışı ya daeş zamanlı antikolinerjik kullanımı görülmedi. Şizofrenik relapsların önlenmesindeKetiapin Film Kaplı Tablet'in uzun süreli etkililiği körleştirilmiş klinik çalışmalarladoğrulanmadı. Açık etiketli çalışmalarda, başlangıçta tedaviye cevap veren şizofrenihastalarında, ketiapin klinik iyileşme göstermede etkindi; bu uzun süreli etkililiğidüşündürmektedir.
Bipolar bozukluk
Plasebo kontrollü dört klinik çalışmada, orta ve şiddetli mani ataklarının tedavisi için ketiapinin 800 mg/gün'e dek olan dozları incelendi; ikisi monoterapi ve lityum ya dadivalproeks ile kombinasyon tedavisiydi. EPS sıklığı veya antikolinerjiklerle eş zamanlıkullanımı açısından ketiapin ve plasebo grupları arasında fark yoktu.
Orta ila şiddetli manik ataklarının tedavisinde ketiapin iki monoterapi çalışmasında 3. ve 12. haftalarda manik sempromlarının azalmasında plaseboya nazaran üstün etki gösterdi.Takip eden manik ya da depresif atakların önlenmesinde ketiapinin etkililiğini gösterenuzun dönemli çalışma verileri yoktur. Akut orta ila şiddetli manik ataklarında divalproeksveya lityum ile kombine edilen ketiapin verileri 3 ve 6 hafta ile sınırlıdır. Ancakkombinasyon tedavisi iyi tolere edilmiştir. Veriler 3. haftada aditif etki göstermiştir. İkincibir çalışmada aditif etki 6.haftada görülmemiştir.
19/26
Tedaviye yanıt veren hastalarda ketiapinin son haftadaki ortalama medyan dozu yaklaşık 600 mg/gün olmuş ve yanıt verenlerin yaklaşık %85'i 400 ila 800 mg/gün doz aralığındayer almıştır.
Ketiapin ile yürütülen 4 ilave klinik çalışmada, bipolar I veya bipolar II bozuklukta orta ve şiddetli depresif atakları olan hastalarda 8 hafta boyunca ketiapin Film Kaplı Tabletin 300mg ve 600 mg'lık dozlarının plasebo ile tedavi edilen hastalara nazaran sonuç ölçümlerinde;MADRS'de ortalama iyileşme ve MADRS total skorunda başlangıca kıyasla en az %50'likiyileşme olarak tanımlanan yanıtta anlamlı düzeyde üstünlük sağladı.
Ketiapin Film Kaplı Tabletin 600 mg'lık dozunu alan hastalarla 300 mg'lık dozunu alanlar arasında etki şiddeti açısından bir fark gözlenmedi.
Bu çalışmaların ikisinin devam fazında, 300 veya 600 mg Ketiapin Film Kaplı Tablete yanıt veren hastalarda uzun süreli tedavi, plaseboya kıyasla, manik semptomlar değil, fakatdepresif semptomlar açısından etki gösterdi.
Ketiapinin duygudurum stabilize edici ajanlarla birlikte kullanımının değerlendirildiği iki rekürens önleme çalışmasında, ketiapin kombinasyonunun, manik, depresif veya mikst tipduygudurum epizodu olan hastalarda, duygu durum stabilize edici ajan monoterapisinekıyasla, herhangi bir duygudurum olayının önlenmesine kadar geçen sürenin artmasıaçısından (manik, mikst tip veya depresif) üstün olduğu gösterilmiştir. Ketiapin, lityumveya valproat ile birlikte günde iki kere toplam 400 mg ila 800 mg/gün dozdauygulanmıştır.
Altı haftalık, randomize bir çalışmada, akut manisi olan erişkin hastalarda, lityum ve Ketiapin uzatılmış salımlı tablet, plasebo ve Ketiapin uzatılmış salımlı tablet ilekarşılaştırılmıştır. Lityum eklenen grup ve plasebo eklenen grup arasında YMRS'de(Young Mania Rating Scale) ortalama iyileşme farkı 2,8 olarak bulunmuştur ve tedaviyeyanıt veren (başlangıca kıyasla YMRS'de %50'lik iyileşme) hastalar açısından bu fark%11 olarak belirlenmiştir (lityum ilave edilen grupta %79; plasebo ilave edilen grupta%68).
Manik, depresif veya mikst tip duygudurum epizodu olan hastalarda rekürensin önlenmesi açısından yapılan uzun dönem (2 yıla kadar tedavi) bir çalışmada, ketiapin, bipolar Ibozukluğu olan hastalarda herhangi bir duygudurum olayının rekürensine kadar geçensüreyi artırması açısından, plaseboya kıyasla, üstün bulundu. Duygudurum olayı yaşayanhasta sayısı ketiapin grubunda 91 (%22,5), plasebo grubunda 208 (%51,5) ve lityumgrubunda 95 idi (%26,1). Devam eden ketiapinden lityuma geçen hastalara kıyasla,ketiapine yanıt veren hastalarda, bu sonuç, lityum tedavisine geçişin duygudurum olayınınrekürensine kadar geçen sürede bir artış ile ilişkilendirilmediğini ortaya koymuştur.
Klinik çalışmalar, ketiapinin yarılama ömrünün yaklaşık 7 saat olmasına rağmen, günde iki kere verildiğinde ketiapinin şizofreni ve manide etkili olduğunu göstermiştir. Bu ayrıcaketiapin için 5HT2- ve D-reseptörlerinde 12 saate dek bulunduğunun belirlendiği pozitronemisyon tomografisi (PET) çalışması ile desteklenmiştir. Güvenlilik ve etkilik 800mg/gün'den fazla olan dozlarda incelenmemiştir.
20/26
Klinik Güvenlilik
Kısa süreli, plasebo kontrollü klinik çalışmalarda, şizofreni ve bipolar manili hastalarda ekstrapiramidal semptom insidansı, plasebo ile benzer bulunmuştur (şizofreni: ketiapin ile%7,8, plasebo ile %8,0; bipolar mani: ketiapin ile %11,2, plasebo ile %11,4). Kısa süreliplasebo kontrollü MDB ve bipolar depresyon çalışmalarında, plaseboya kıyasla ketiapin iletedavi edilen hastalarda ekstrapiramidal semptom oranı daha yüksek seyretmiştir. Kısasüreli, plasebo kontrollü bipolar depresyon çalışmalarında, ekstrapiramidal semptominsidansı ketiapin ile %8,9, plasebo ile %3,8 idi. Kısa süreli, plasebo kontrollü, majördepresif bozuklukta monoterapi klinik çalışmalarında, ekstrapiramidal semptom insidansıketiapin uzatılmış salımlı tablet ile %5,4, plasebo ile %3,2 idi. Kısa süreli plasebo kontrolü,majör depresif bozukluğu olan yaşlılarda yapılan çalışmalarda, ekstrapiramidal semptominsidansı Ketiapin uzatılmış salımlı tablet ile %9,0, plasebo ile %2,3 idi. Hem bipolardepresyon hem de MDB'de, advers olay insidansı (akatizi, ekstrapiramidal bozukluk,tremor, diskinezi, distoni huzursuzluk, istemsiz kas kasılması, psikomotor hiperaktivite vekas katılığı), tedavi gruplarında %4'ü geçmedi.
Kısa süreli sabit doz (50 mg/gün ila 800 mg/gün) plasebo kontrollü çalışmada (3 ila 8 hafta), ketiapin ile tedavi edilen hastalarda ortalama kilo artışı, 50 mg doz ile 0,8 kg ila 600mg doz ile 1,4 kg idi (800 mg/gün doz ile daha düşük); plasebo grubunda ise 0,2 kg idi.Ketiapin ile tedavi edilen ve vücut ağırlığının >%7'si kadar kilo artışı yaşayan hastalarınoranı 50 mg/gün dozunda %5,3, 400 mg/gün dozunda %15,5 idi (600 ve 800 mg/gündozlarda daha düşük); plasebo ile %3,7 idi.
Altı haftalık, randomize bir çalışmada lityum ve Ketiapin uzatılmış salımlı tablete kıyasla plasebo ve ketiapin uzatılmış salımlı tablet verilen akut manili erişkin hastalarda, lityum ilekombine tedavi daha fazla advers olaya neden oldu (plasebo ilave edilen grupta %48'ekıyasla lityum ilave edilen grupta %63). Güvenlilik bulguları, lityum grubunda hastaların%16,8'inde, plasebo grubunda hastaların %6,6'sında ekstrapiramidal semptom geliştiğiniortaya koydu. Bu semptomların büyük bir çoğunluğu lityum grubunda %15,6 ve plasebogrubunda %4,9 oranında bildirildiği üzere, tremor idi. Somnolans insidansı da, plaseboilave edilen ketiapin uzatılmış salımlı tablet grubuna kıyasla (%5,5), lityum ilave edilenketiapin uzatılmış salımlı tablet grubunda daha yüksekti (%12,7). Ayrıca, lityum ilaveedilen grupta daha fazla hastada (%8,0), plasebo grubuna kıyasla (%4,7), tedavi sonrasındakilo artışı gözlendi (>%7).
Uzun süreli relaps önleme çalışmalarında, hastaların ketiapin ile tedavi edildiği açık etiketli faz (4 ila 36 hafta) ve hastaların ketiapin veya plaseboya randomize edildiği randomize geriçekilme fazı vardı. Ketiapine randomize edilen hastalarda açık etiketli fazda ortalama kiloartışı 2,56 kg idi; 48. hafta itibariyle, randomizasyon döneminde ortalama kilo artışı, açıketiketli başlangıç fazına kıyasla 3,22 kg idi. Plaseboya randomize edilen hastalarda, açıketiketli fazda ortalama kilo artışı 2,39 kg idi; 48. hafta itibariyle, açık etiketli başlangıçfazına kıyasla, 0,89 kg idi.
Demans ile ilişkili psikozu olan yaşlı hastaların katıldığı plasebo kontrollü çalışmalarda, 100 hasta yılında görülen serebrovasküler advers olay insidansı, plaseboya kıyasla,
21/26
ketiapin grubunda yüksek değildi.
Başlangıç nötrofil sayımları >1,5x109/L olan hastalardaki tüm kısa süreli, plasebo kontrollü monoterapi çalışmalarında, en az bir kere <1,5x109/L'ye dönüşme oranı, ketiapinuygulanan hastalarda %1,9 iken plasebo uygulananlarda %1,5 olmuştur. Ketiapin veplasebo ile tedavi edilen hastalarda nötrofil sayısının <0,5<1,0x109/L'ye dönüşme insidansıaynı olmuştur (%0,2). Başlangıç nötrofil sayımları >1,5x109/L olan hastalardaki tüm klinikçalışmalarda (plasebo kontrollü, açık etiketli, aktif karşılaştırma tedavili) ketiapinuygulanan hastalarda en az bir <1,5x109/L nötrofil sayımına sapma olayının insidansı %2,9iken aynı oran <0,5x109/L değeri için %0,21 olmuştur.
Ketiapin tedavisi, tiroid hormon düzeylerinde doza bağımlı düşüş ile ilişkilendirildi. TSH düzeyinde değişiklik insidansı, ketiapin grubunda %3,2, plasebo grubunda %2,7 idi. Buçalışmalarda T3 veya T4 ve TSH düzeylerinde karşılıklı ve muhtemelen klinik açıdananlamlı değişiklikler nadiren görüldü ve tiroid hormon düzeylerinde gözlenen değişiklikler,klinik semptomatik hipotiroidi ile ilişkilendirilmedi.
Total ve serbest T4 düzeyinde maksimum ilk 6 haftalık ketiapin tedavisi sırasında görülen düşüş, uzun süreli tedavi ile devam etmedi. Tüm vakaların yaklaşık üçte ikisinde, ketiapintedavisinin sonlandırılması, tedavi süresinden bağımsız olarak, total ve serbest T4 üzerindegeriye döndürülebilir bir etki ile ilişkilendirildi.
Katarakt/lens bulanıklıkları
Risperidona (2-8 mg/gün) karşı ketiapinin (200-800 mg/gün) kataraktojenik potansiyelini değerlendirmek için düzenlenmiş uzun süreli bir klinik çalışmada şizofrenili veyaşizoafektif rahatsızlığı olan hastalarda, en az 21 aylık maruziyette lens bulanıklığıderecesinde artış olan hastaların yüzdesi risperidona kıyasla (%10), ketiapin (%4) ile dahayüksek değildi.
Pediyatrik Popülasyon
Klinik etkililik
Ketiapinin etkililiği ve güvenliliği, mani tedavisinde 3 haftalık plasebo kontrollü bir çalışmada değerlendirildi (n=284 hasta, ABD; 10-17 yaş). Hasta popülasyonunun yaklaşık%45'inde DEHB tanısı kondu. Bununla birlikte, 6 haftalık plasebo kontrollü şizofrenitedavisi çalışması (n=222, yaş 13-17) yapıldı. Her iki çalışmada da, ketiapine yanıtvermediği bilinen hastalar dışlandı. Ketiapin tedavisine 50 mg/gün dozda başlandı ve doz2. gün 100 mg/gün'e çıkarıldı. Takiben doz hedef doza titre edildi (mani 400-600 mg/gün;şizofreni 400-800 mg/gün); doz günde iki veya üç kere 100 mg/gün artırıldı.
Mani çalışmasında YMRS (aktif eksi plasebo) total skorunda başlangıca kıyasla LS (low salt) ortalama değişiklikte farklılık, 400 mg/gün Ketiapin için -5,21 ve 600 mg/günketiapin için -6,56 idi. Cevap oranları (YMRS iyileşmesi >%50) ketiapin 400 mg/gün için%64, 600 mg/gün için %58 ve plasebo kolu için %37 idi.
22/26
Şizofreni çalışmasında PANSS (Positive and Negative Syndrome Scale) total skorunda (aktif eksi plasebo) başlangıca kıyasla LS ortalama değişiklikte farklılık, 400 mg/günketiapin için -8,16 ve 800 mg/gün ketiapin için -9,29 idi. Düşük doz (400 mg/gün) ya dayüksek doz ketiapin rejimi (800 mg/gün), başlangıca kıyasla PANSS total skorunda>%30'luk azalma olarak tanımlanan yanıt elde edilen hasta yüzdesi açısından plasebodanüstün değildi. Hem mani hem de şizofrenide, yüksek dozlar sayısal olarak daha düşük yanıtoranları ile sonuçlandı.
Üç kısa dönem plasebo kontrollü monoterapi çalışmasında, bipolar depresyonlu çocuklarda ve ergenlerde (10-17 yaş) ketiapin uzatılmış salımlı tablet etkililik göstermedi.
Bu yaş grubunda etkililiğin sürdürülmesi veya rekürensin önlenmesine ilişkin veri mevcut değildir.
Klinik güvenlilik
Yukarıda sözü edilen kısa süreli pediatrik ketiapin çalışmalarında, plaseboya kıyasla aktif tedavi kolunda EPS oranları, şizofreni çalışmasında %5,3'e kıyasla %12,9; bipolar maniçalışmasında %1,1'e kıyasla %3,6 ve bipolar depresyon çalışmasında %0'a kıyasla %1,1idi. Plaseboya kıyasla aktif tedavi kolunda başlangıç vücut ağırlığının >%7 oranında kiloartışı, şizofreni ve bipolar çalışmalarda %2,5'e kıyasla %17 ve bipolar depresyonçalışmasında %6,8'e kıyasla %13,7 idi. Plaseboya kıyasla aktif tedavi kolunda intihar ileilişkili olay oranı, şizofreni çalışmasında %1,3'e kıyasla %1,4, bipolar mani çalışmasında%0'a kıyasla %1,0 ve bipolar depresyon çalışmasında %0'a kıyasla %1,1 idi. Bipolardepresyon çalışmasının tedavi sonrası uzatma takip fazında, iki hastada iki ilave intihar ileilişkili olay görüldü; bu hastalardan biri olay sırasında ketiapin tedavisi alıyordu.
Uzun dönem güvenlilik
26 haftalık açık etiketli uzatma fazlı akut çalışmalarda (n=380), esnek doz aralığında uygulanan 400-800 mg/gün ketiapin, ilave güvenlilik verileri sağladı. Çocuklarda veergenlerde kan basıncında artış ve iştah artışı bildirildi; erişkin hastalara kıyasla,çocuklarda ve ergenlerde ekstrapiramidal semptomlar ve serum prolaktin düzeylerinde artışdaha sık görüldü (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8). Kilo artışı açısından, uzun dönemde normalbüyüme açısından değerlendirildiğinde, başlangıç vücut kütle indeksinde (VKİ) en az0,5'lik standart sapma artışı, klinik olarak anlamlı değişiklik ölçütü olarak kullanıldı; en az26 hafta süreyle ketiapin ile tedavi edilen hastaların %18,3'ü bu kriteri karşıladı.
5.2 Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim:
Ketiapin, oral uygulama sonrası iyi emilir. Ketiapin uygulandıktan yaklaşık 6 saat sonra ketiapin ve norketiapin pik plazma seviyelerine (Tmax) ulaşılır. Ketiapinin aktif metabolitiolan N-desalkil ketiapinin sabit düzeylerdeki maksimal molar konsantrasyonları, ketiapinin%35'i kadardır.
Dağılım:
23/26
Ketiapin plazma proteinlerine %83 oranında bağlanır.
Biyotransformasyon:
Ketiapin yaygın olarak karaciğerden metabolize edilir ve radyoaktif olarak işaretlenmiş ketiapin verilmesinden sonra idrar veya dışkı ile değişmemiş olarak çıkan miktar anabileşiğin %5'inden daha azdır.
Ketiapinin sitokrom P450 aracılığıyla metabolize edilmesinden sorumlu başlıca enzimin CYP3A4 olduğu,
in vitro
araştırmalarda gösterilmiştir. Norketiapin oluşması veeliminasyonu esasen CYP3A4 enzimi tarafından gerçekleştirilir.
Radyoaktivitenin yaklaşık %73'ü idrarla ve %21'i feçesle atılmıştır.
Ketiapinin ve norketiapin dahil birçok metabolitinin insan sitokrom P450 1A2, 2C9, 2C19, 2D6 ve 3A4 aktivitelerinin zayıf inhibitörleri olduğu
in vitroin vitro
CYP inhibisyonu yalnızca, günde 300-800 mg arasında değişen ketiapindozlarına eşlik eden plazma konsantrasyonlarının 5-50 katıdaha yüksek
konsantrasyonlarda gerçekleşir. Bu
in vitro
sonuçlara göre ketiapinin diğer ilaçlarla birlikte verilmesinin, sitokrom P450 sistemi aracılığıyla metabolize edilen diğer ilaçlarınmetabolizmasını klinikte önem taşıyacak derecede inhibe etmesi olası değildir.Hayvanlarda yapılan çalışmalarda ketiapin, sitokrom P450 enzimlerinin indüksiyonunaneden olabileceği izlenimini vermiştir. Buna rağmen psikotik hastalarda yapılan, özel biretkileşim çalışmasında ketiapin uygulamasından sonra sitokrom P450 aktivitesinde hiçbiryükselme olmadığı bulunmuştur.
Eliminasyon:
Ketiapinin ve norketiapinin eliminasyon yarı ömürleri, sırasıyla 7 ve 12 saattir. Serbest ketiapinin ve insan plazmasındaki aktif metabolit olan norketiapinin ortalama molar dozfraksiyonunun %5'ten daha küçük bir bölümü idrarla vücuttan atılır.
Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum
Günde bir defa uygulanan 800 mg'a kadar dozlarda ketiapin ve norketiapin farmakokinetiği doğrusal ve doz orantılıdır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Cinsiyet:
Ketiapinin erkeklerle kadınlar arasındaki farmakokinetiğinde fark yoktur.
Yaşlılar:
Yaşlılarda ortalama ketiapin klirensi yaşları 18 ile 65 yaş arasında olan yetişkinlere göre yaklaşık %30 ile 50 arasında azalmıştır.
Böbrek yetmezliği:
Ketiapinin ortalama plazma klerensi, şiddetli böbrek bozukluğu (kreatinin klerensi <30 ml/dk /1,73 m2) olan hastalarda, yaklaşık %25 oranında azalmıştır ama bireysel klerensdeğerleri normal insanlardaki sınırlar arasındadır.
24/26
Karaciğer yetmezliği:
Bilinen karaciğer yetmezliği olan (stabil alkolik siroz) vakalarda ortalama plazma klerensi yaklaşık %25 azalmıştır. Ketiapin geniş olarak karaciğer tarafından metabolizeedildiğinden karaciğer bozukluğu olan kişilerde plazma seviyelerinde yükselme beklenir.Bu grup hastalarda doz ayarlaması gerekli olabilir (bkz. Bölüm 4.2).
Pediyatrik popülasyon:
Günde iki kez kararlı halde 400 mg ketiapin (KETAP) ile tedavi edilen, yaşları 10-12 arasında olan 9 çocuk ve 12 ergenden farmakokinetik veriler elde edildi. Kararlı halde dozile normalleşen ana bileşik ketiapinin plazma düzeyleri, çocuklarda ve ergenlerde (10-17yaş), erişkinlerinkine benzerdi; ancak çocuklarda Cmaks değeri, erişkinlere kıyaslagözlenen aralığın daha yüksek ucundaydı. Erişkinlere kıyasla, aktif metabolit norketiapininAUC ve Cmaks değeri de çocuklarda (10-12 yaş) daha yüksekti (sırasıyla %62 ve %49);ergenlerde (13-17 yaş) ise bu değerler sırasıyla %28 ve %14 idi.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
İn vitro ve in vivo
çalışma serilerinde herhangi bir genotoksisite kanıtı yoktu. Laboratuvar hayvanlarında klinikle ilintili dozları takiben sapmalar görüldü, ancak bunlar uzun süreliklinik araştırmalarla doğrulanmadı.
Sıçanlarda tiroid bezinde ortaya çıkan pigmentasyon gözlendi; sinomolgus maymunlarında tiroid folikül hücresi hipertrofisi, T3 düzeylerinde azalma, hemoglobin konsantrasyonundadüşme ile kırmızı ve beyaz kan hücresi sayısında düşme; köpeklerde lens opaklığı vekatarakt gözlendi (bkz. Bölüm 5.1. Katarakt/ lens bulanıklıkları).
Tavşanlarda embriyofötal toksisite çalışmasında karpal/tarsal fleksuranın fötal sıklığı arttı. Bu etki, vücut ağırlığı artışında azalma gibi bariz maternal etkilerin varlığında görüldü. Buetkiler, maksimal terapötik dozda insanlardaki maruziyete benzer veya çok az üzerindeolan maternal maruziyet seviyelerinde görüldü. İnsanlar için bu bulgunun ilintili olupolmadığı bilinmemektedir.
Sıçanlarda bir fertilite çalışmasında erkek fertilitesinde sınırda azalma, yalancı gebelik, diestrus dönemlerinin uzaması, koit-öncesi aralığın uzaması ve gebelik oranının düşmesigörülmüştür. Bu etkiler prolaktin seviyelerinin yükselmesi ile ilişkilidir ve hormonal üremekontrolünün türler arasında farklı olması nedeniyle insanları doğrudan ilgilendiren birdurum değildir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat (sığır kaynaklı)
Dibazik di kalsiyum fosfat dihidrat Mikrokristalin selüloz
25/26
Sodyum nişasta glikolat PVP K 30Magnezyum stearatHidroksi propil metil selülozTitanyum dioksitPolietilen glikol
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3. Raf Ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, opak PVC/AL folyo blister ambalajda, 30,60 ve 90 adet.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da artık materyaller, "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'ne uygun olarakimha edilmelidir.
7RUHSAT SAHİBİ
HELBA İLAÇ İÇ ve DIŞ SAN. TİC. AŞ.
Çamlık Mahallesi Pamuk Sk. A Blok Apt. No:12-16/17 Ümraniye /İstanbul/TürkiyeTel:(0212) 465 09 46
8. RUHSAT NUMARASI
2015-471
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
27.05.2015
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
26/26