Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Cortipol 40 Mg I.m./i.v. Enjeksiyonluk/infüzyonluk Çözelti Hazırlamak İçin Toz ve Çözücü Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

CORTİPOL 40 mg I.M./I. V. enjeksiyonluk/infiizyonluk çözelti hazırlamak için toz ve çözücü

Steril

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:

Her bir ampul, 40 mg metilprednisolona eşdeğer 53 mg metilprednisolon sodyum süksinat içerir.

Çözücü ampul, 2 mİ enjeksiyonluk su içerir.

Yardımcı madde(ler):

Sodyum fosfat dibazik (anhidr)...................................1,5 mg

Laktoz Monohidrat (inek sütünden elde edilmektedir.).......10,0 mg

Sodyum Klorür.............................................................1,0 mg

Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Enjeksiyon/infüzyonluk için liyofilize toz içeren ampul.

Renksiz ampul içerisinde beyaz liyofilize kütle.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

CORTİPOL hızlı ve kuvvetli kortikosteroid etkisi gereken aşağıdaki şu gibi durumların

tedavisinde endikedir:

Endokrin hastalıklar: Primer ve sekonder adrenal yetmezlik (hidro-kortizon veya kortizon ilk seçenektir; gerekli hallerde sentetik analoglar mineralortikoidler ile birlikte kullanılabilirler;bebeklerde mineralokortikoid takviyesi özel önem taşır), akut adrenokortikal yetmezlik,konjenital adrenal hiperplazi, kanserle ilişkili hiperkalsemi, nonsüpuratif tiroidit.

Romatizmal hastalıklar: Kısa süre için yardımcı tedavi olarak verilmek üzere (hastanın akut bir olayı veya alevlenmeyi atlatabilmesi için): Romatoid artrit (düşük doz uygulamaları ile jüvenilromatoid artrit dahil), psöriatik artrit, ankilozan spondilit, akut gut artriti, posttravmatikosteoartrit, akut nonspesifik tenosinovit, akut ve subakut bursit ve epikondilit, osteoartritsinoviti.

Kollajen doku hastalıklan: Bir alevlenme esnasında veya seçilmiş vakalarda idame tedavisi

olarak: Sistemik lupus eritematosus, sistemik dermatomiyozit (polimiyozit), akut romatoid kardit.

Deri hastalıkları: Pemfigus, şiddetli eritema multiforme (Stevens-Johnsons sendromu), eksfoliyatif dermatit, büllöz dermatitis herpetiformis, şiddetli psöriyazis, şiddetli seboreikdermatit ve mikozis fungoides.

Alerjik reaksiyonlar: Geleneksel tedavinin yeterli miktarına rağmen geçmeyen şiddetli veya faaliyeti engelleyen aleıjik durumları kontrol altına almak için: Bronşiyal astım, kontaktdermatit, atopik dermatit, serum hastalığı, mevsimsel veya perennial alerjik rinit, ilaç aşırıduyarlılık reaksiyonları, ürtikeriyal transfüzyon reaksiyonları ve akut noninfeksiyöz larenks

1 / 14

ödemi.

Göz hastalıkları: Göz ve etrafındaki dokuların şiddetli, akut veya kronik, aleıjik veya enflamatuvar rahatsızlıkları: Herpes zoster oftalmikus, iritis, iridosiklitis, korioretinitis yaygmposterior uveit ve koroidit, optik nevrit, sempatetik oftalmi, ön segment enflamasyonu, alerjikkonjonktivit, alerjik komeal marjinal ülser ve keratit.

Gastrointestinal hastalıklar: Hastanın, hastalığın kritik bir dönemini atlatabilmesi için: Ülseratif

kolit (sistemik tedavi) ve rejyonel enterit (sistemik tedavi).

Solunum sistemi hastalıkları: Semptomatik sarkoidoz, berillioz, diğer yöntemlerle tedavi edilemeyen Löffler sendromu, aspirasyon pnömonisi ve gerekli antitüberküloz tedavi ilebirlikte fulminan ya da dissemine pulmoner tüberküloz,

Hematolojik hastalıklar: Kazanılmış (otoimmün) hemolitik anemi, yetişkinlerdeki sekonder trombositopeni, eritroblastopeni (kırmızı kan hücresi anemisi), konjenital (eritroid) hipoplastikanemi, yetişkinlerde idiyopatik trombositopenik purpura (sadece IV uygulama, IM uygulama

kontrendikedir).

Neoplastik hastalıklar: Palyatif tedaviler için, yetişkinlerde lösemi ve lenfoma, çocukluk çağında akut lösemi.

Ödem durumları: Üremişiz idiyopatik tip veya lupus eritematoz nedeniyle oluşan neffotik sendromdaki proteinürinin azaltılması veya diürezin arttırılması.

Sinir sistemi hastalıkları: Multipl sklerozun akut alevlenmesi.

Standart akut şok tedavisine cevap vermeyen şoklar: Kardiyojenik şok, septik şok, anafilaktik şok, hipovolemik şok, karışık şok durumları, travma, yanıklar, çeşitli etiyolojik nedenli geçşoklar ve akut spinal kord travmaları.

Diğer: Uygun antitüberküloz kemoterapi ile beraber kullanıldığında, subaraknoid blok ya da gelişmesi muhtemel blok ile tüberküloz menenjiti, nörolojik veya miyokardiyal semptomlariçeren trişinoz.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi:

Hayatı tehdit edici durumlarda yardımcı tedavi olarak önerilen doz, en az 30 dakika süre içerisinde intravenöz yoldan verilen 30 mg/kg metilprednisolon sodyum süksinattır. Bu doz 48

saate kadar 4-6 saatte bir tekrarlanabilir.

Kortikosteroide yanıt veren hastalıkların kötüleşmesi ve/veya standart tedaviye yanıt vermemesi durumunda yüksek dozlama için önerilen doz programı aşağıdaki gibidir:

• Romatizmal hastalıklar: 1,2, 3 veya 4 gün IV 1 g/gün veya 6 ay IV 1 g/ay.

• Sistemik lupus eritematoz: 3 gün IV 1 g/gün.

• Multipl skleroz: 3 gün IV 1 g/gün veya 5 gün IV 1 g/gün.

• Glomerulonefrit, lupus nefriti gibi ödematöz durumlar: 4 gün boyunca her gün IV 30mg/kg veya 3, 5 ya da 7 gün IV 1 g/gün.

2 / 14

Dozlama en az 30 dakika süreyle yapılmalıdır ve tedaviden sonra bir hafta içerisinde iyileşme görülmezse veya hastanın durumuna göre gerekli görülürse tekrarlanabilir.

Terminal dönemdeki kanser- Yaşam kalitesi

Prospektif kontrollü çalışmalar sekiz haftaya kadar intravenöz yoldan günde 125 mg metilprednisolon sodyum süksinat uygulanmasıyla terminal dönemdeki kanser hastalarınınyaşam kalitesinin anlamlı derecede arttığını göstermiştir.

Bulantı ve kusmanın önlenmesi kanser kemoterapisiyle ilişkilendirilmiştir. Önerilen dozlama: hafiften orta dereceye kadar emetojenik kemoterapi: 250 mg metilprednisolon sodyum süksinatkemoterapiden 1 saat önce, kemotrapinin başlangıcında ve sonunda en az 5 dakika süreyleintravenöz yoldan verilmelidir.

Artan etki için metilprednisolon sodyum süksinatın ilk dozu ile birlikte klorine fenotiyazin kullanılabilir. Şiddetli emetojenik kemoterapi: 250 mg metilprednisolon sodyum süksinat en az5 dakika süreyle intravenöz yoldan kemoterapiden 1 saat önce metoklopramid veyabutirofenonun uygun dozlarıyla, kemotrapinin başlangıcında ve sonunda tek başına

verilmelidir.

Akut omurilik hasarı: Tedaviye hasarın ilk 8 saati içerisinde başlanmalıdır.

Hasarın ilk 3 saati içerisinde tedaviye başlanan hastalar: 15 dakika süreyle IV bolus enjeksiyonla 30 mg/kg uygulanmalıdır, 45 dakika ara verilmelidir ve 23 saat süreyle devameden IV infuzyonla 5,4 mg/kg/saat verilmelidir.

Hasarın 3 ila 8 saati içerisinde tedaviye başlanan hastalar: 15 dakika süreyle IV bolus enjeksiyonla 30 mg/kg uygulanmalıdır, 45 dakika ara verilmelidir ve 47 saat süreyle devameden IV infiizyonla 5,4 mg/kg/saat verilmelidir.

İnfüzyon pompalan için ayn intravenöz bölgeler olmalıdır. Tedaviye hasarın ilk 8 saati içerisinde başlanmalıdır.

AİDS'li hastalarda

Pneumocystis carimi

pnömonisi: Farklı dozlamalar kullanılmıştır. Bir yaklaşıma göre 40 mg metilprednisolon sodyum süksinat maksimum 21 gün veya pnömosististedavisinin sonuna kadar her 6 ila 12 saatte bir kademeli olarak azalan dozlarda uygulanmalıdır.Tedaviye anti-pnömosistis tedavisinin 72 saati içerisinde başlanmalıdır.

Anafilaktik reaksiyonlar: Ani hemodinamik etki için öncelikle adrenalin veya noradrenalin uygulanmalı sonrasında kabul edilen diğer uygulamalarla birlikte CORTİPOL intravenöz

olarak enjekte edilmelidir.

Aşın duyarlılık reaksiyonlan: CORTİPOL 30 dakika ila 2 saat içerisinde rahatlama sağlar. Astımlı hastalara CORTİPOL intravenöz yoldan 40 mg dozda verilebilir, hastanın yanıtına göretekrarlanabilir. Bazı astımlı hastalarda birkaç saat boyunca yavaş intravenöz damla şeklindeuygulama avantajlı olabilir.

Transplantasyon sonrası graft reddi reaksiyonlan: Günlük dozun 1 g'a kadar arttınlması gerekebilir. Graft reddi reaksiyonlannın tedavisinde metilprednisolon sodyum süksinatkullanılan çalışmalarda doz ve protokol değişebilse de yayınlanmış literatürler bu düzeydekidozlan (akut red için yaygın olarak kullanılan 500 mg - 1 g) desteklemektedir. Genelde yüksek

3 / 14

doz kortikosteroid tedavi, hasta stabil bir duruma gelene kadar uygulanmalı ve hiçbir zaman hastanın durumuna göre 48-72 saati aşmamalıdır.

Serebral ödem: Kortikosteroidler beyin tümörleriyle ilişkili serebral ödemlerin azaltılması veya önlenmesinde kullanılır.

Tümöre bağlı ödem olan hastalarda kortikosteroid dozunun giderek azaltılması, intrakranyal basınçta rebound artışın önlenmesi açısından önemlidir. Doz azaldıkça beyinde şişlik görülürse,parenteral olarak verilen daha yüksek ve sık dozlarla tekrar başlanır.

Beyin tümörüne bağlı ödem için önerilen doz uygulamaları aşağıdaki şekildedir:

Uygulama A (1)

Doz (mg)

Uygulama yolu

Aralık t saat)

Uveulama süresi

Pre-operatif

20

IM

3-6


Operasyon

20-40

IV

1


sırasında





Operasyon soması

20

IM

3

24 saat


16

IM

3

24 saat


12

IM

3

24 saat


8

IM

3

24 saat


4

IM

3

24 saat


4

IM

6

24 saat


4

IM

12

24 saat

Uygulama B (2)

Doz (mg)

Uygulama yolu

Aralık t saat)

Uygulama süresi

Pre-operatif

40

IM

6

2-3

Operasyon

40

IM

6

3-5

soması






20

Oral

6

1


12

Oral

6

1


8

Oral

8

1


4

Oral

12

1


4

Oral


1

10 günden soma tedavi kesilmelidir.

Diğer endikasyonlarda başlangıç dozu 10-500 mg arasında değişmektedir. Yüksek dozlar ciddi, akut durumların kısa süreli tedavisinde kullanılır. 250 mg'a kadar olan başlangıç dozları en az5 dakika, 250 mg'ın üzerinde dozlar ise en az 30 dakika süresinde intravenöz yoldanuygulanmalıdır. 24 saatte bir 0,5 mg/kg'dan az olmamalıdır. Devam eden dozlar hastanınyanıtına ve klinik durumuna bağlı olarak belirlenen aralıklarla intravenöz veya intramüskülerolarak uygulanabilir. Kortikosteroid tedavisi konvansiyonel tedavinin yerine bir tedavi değil,

4 / 14

konvansiyonel tedaviye yardımcı bir tedavidir.

Uygulama şekli:

Liyofilize tozu içeren ampul, çözücüsü ile çözüldükten sonra hazırlanan çözelti IM enjeksiyonla veya IV infüzyon yolu ile uygulanabilir. Acil durumlarda tercih edilen uygulamaşekli IV enjeksiyondur. İstenilen doz IV yolla yavaş bir şekilde (birkaç dakikalık sürelerhalinde) verilir. Kas içi enjeksiyonların derin olması gerekir.

Önerilen şekilde enjeksiyonluk su ile rekonstitüye edildiğinde mİ başına 20 mg metilprednisolon içeren çözelti elde edilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:

CORTİPOL böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrol altında tutularak kullanılmalıdır.

Lupus nefritinde: Yüksek doz genel tedavisi, IV uygulama: 3 gün boyunca günde 1 g verilir.

Pediyatrik popülasyon:

Hematolojik, romatik veya renal durumlar gibi endikasyonlann yüksek doz tedavilerinde, 30 mg/kg/gün'den maksimum 1 g/gün'e kadar olan dozlar önerilmektedir. Bu doz gün içerisindeveya takip eden günlerde üçe bölünerek verilebilir. Transplantasyon sonrası graft reddireaksiyonlarında, 3 güne kadar 10-20 mg/kg/gün'den maksimum 1 g/gün'e kadar olan dozlarönerilmektedir. Astım tedavisinde, 1-4 mg/kg/gün dozu 1-3 gün için önerilmektedir.

CORTİPOL kullanımıyla büyümede gerileme riski söz konusu olduğundan, çocuklarda zorunlu nedenler olmadıkça kullanılmamalıdır.

Geriyatrik popülasyon:

Özel bir uygulama bulunmamaktadır ancak geriyatrik hastalarda tedavi planlanırken kortikosteroidlerin istenmeyen etkilerinin daha ciddi olarak ortaya çıkabileceği göz önündebulundurulmalıdır ve hastalar klinik olarak izlenmelidir.

4.3. Kontrendikasyonlar

- Metilprednisolona, diğer glukokortikoidlere veya formülasyondaki yardımcı maddelerdenherhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan,

- Sistemik fungal enfeksiyonu olan,

- Belirli bir antiinfektif tedavi uygulanmayan sistemik enfeksiyonu olan hastalardakullanılmamalıdır.

- İntratekal uygulanması kontrendikedir.

- İnek sütüne alerjisi olduğu bilinen veya şüphelenilen hastalarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm

4.4)

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

İstenmeyen etkiler en düşük etkin dozun asgari sürede kullanımı ile en aza indirilmelidir.

Uzun süreli steroid tedavisi sırasında adrenal kortikal atrofi gelişebilir ve tedavinin kesilmesinden sonra da uzun yıllar devam edebilir. Sistemik kortikosteroidlerin fizyolojikdozlarından (yaklaşık 6 mg metilprednisolon) daha yüksek dozlarım 3 haftadan uzun sürekullanan hastalarda, ilacın aniden kesilmemesi gerekir. Doz azaltımı sırasında hastalığın relaps

5 / 14

riskine bağlı olarak, azaltmanın nasıl gerçekleştirileceği büyük oranda değişir. İlacın kesilmesi sırasında hastalık aktivitesinin izlenmesi gerekir. İlacı keserken relaps olasılığı düşük, fakathipotalamus-hipofiz-adrenal (HPA) baskılanma konusunda şüphe bulunmakta ise, sistemikkortikosteroid dozu hızla fizyolojik dozlara düşürülebilir. Günlük 6 mg metilprednisolondozuna erişildiğinde, HPA aksın düzelmesine izin vermek için doz azaltılma hızı yavaşlatılır.

3 haftaya kadar sistemik kortikosteroid kullanan hastalarda, eğer hastalık relapsı olasılığı düşükse ilaç aniden kesilebilir. Hastaların büyük çoğunluğunda, 3 haftaya kadar günlük 32 mgmetilpre^isolon

dozlarında

kortikosteroid kullanımının HPA-aksı baskılanmasına yol açmasıbeklenmez. Aşağıdaki hasta gruplarında, tedavi süresi 3 hafta veya daha kısa olsa da ilacınkademeli olarak kesilmesi önerilir:

• Tekrarlayan sistemik kortikosteroid kürleri uygulanan hastalar (özellikle 3 haftadanuzun sürmüşse),

• Uzun süreli (aylar veya yıllar) kortikosteroid tedavisini takiben, bir yıl içinde kısa sürelibir kür uygulanması gerekmişse,

• Ekzojen kortikosteroid tedavisi dışında adrenokortikal yetmezlik riski taşıyan hastalar,

• Günde 32 mg metilprednisolondan daha yüksek dozlarda tedavi gören hastalar

• Dozlarını tekrarlayan şekilde akşam üzeri almakta olan hastalar.

Hastalar, ilacın dozunu ve tedavinin süresini açıkça izah eden ve riskleri minimuma indirmek için alınacak önlemleri açıklayan “Steroid Tedavisi” kartlarını taşımalıdırlar.

Tekrarlanan yüksek doz i.v. CORTİPOL uygulamasını takiben kardiyak aritmi, sirkülasyon kolapsı, kardiyak arest görülen birkaç vakada bildirilmiştir (10 dakikadan daha az bir periyodda0,5 g'dan fazla). İnfüzyon hızı veya süresinden bağımsız olacak şekilde yüksek doz uygulamasırası ve sonrasında bradikardi bildirilmiştir.

İnflamatuvar yanıtın ve immün fonksiyonun baskılanması, enfeksiyon hassasiyetini ve şiddetini artırır. Klinik görünüm sıklıkla atipiktir; septisemi, tüberküloz gibi ciddi enfeksiyonlarmaskelenebilir ve tanı konulmadan önce ileri evrelere ulaşabilir. İlacın kullanımı sırasında yenienfeksiyon gelişimi olabilir.

Suçiçeği enfeksiyonu, normalde hafif bir hastalık olmasına rağmen, immün sistemi baskılanmış hastalarda ölümcül olabilir. Önceden suçiçeği geçirmemiş hastalar (veya ebeveynler), suçiçeğigeçiren veya herpes zoster enfeksiyonu olan kişiler ile temastan kaçınmalı, temas gerçekleşirise acil tıbbi yardım istemelidirler. Temasta bulunan kişilere Varicella zoster immunglobulini(VZIG) ile pasif immünizasyon düşünülmelidir. Sistemik kortikosteroid alan veya 3 ay içindekullanmış olan, bu hastalığa bağışıklığı bulunmayan kişilerin, temastan sonra 10 gün içindeaşılanmaları önerilir. Eğer suçiçeği tanısı doğrulanırsa, acil tedavi ve uzman bakımı gerekir.Kortikosteroidler kesilmez hatta dozun artırılması gerekebilir.

Hastalara kızamıktan kaçınmaları ve temas halinde ise acil tıbbi yardım istemeleri konusunda bilgi verilmelidir. Normal immünglobülin ile intramusküler profilaksiye gerek duyulabilir.

immün yanıtın baskılandığı kişilere canlı aşılar uygulanmamalıdır. Ölü veya toksoid aşılar verilebilmekle birlikte etkileri düşük olabilir.

Aktif tüberkülozda kortikosteroid kullanımı sadece fulminan veya dissemine tüberkülozda sistemik antitüberküloz rejimi ile birlikte kullanılabilir. Eğer latent tüberkülozu olan veyatüberkülin reaktivitesi bulunan hastalarda kortikosteroidlerin kullanılması gerekirse, hastalık

6 / 14

reaktive olabileceği için yakından izlem gerekmektedir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi alması gereken bu hastalarda kemoproflaksi uygulanmalıdır.

Parenteral tedavi ile seyrek olarak anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir. Özellikle ilaç alerjisi geçmişi olan hastalarda ilaç uygulanmadan önce uygun önleyici tedbirler alınmalıdır.

Steroidle indüklenen eletrolit bozukluğu/potasyum kaybı sebebiyle digoksin gibi kardiyoaktif ilaç alan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.

Kafa travması ve inme tedavisinde yarardan çok hasar oluşturabileceğinden kortikosteroidler kullanılmamalıdır.

Aşağıdaki durumlarda sistemik kortikosteroidlerin kullanımında özel dikkat gerekmektedir ve hastaların sık izlenmesi gerekir:

• Osteoporoz (özellikle postmenopozal kadmlar risk altındadır).

• Hipertansiyon veya konjestif kalp yetmezliği.

• Var olan veya önceki şiddetli affektif bozukluklar (özellikle geçmişteki steroid psikozuöyküsü).

• Diabetes mellitus (veya diyabet için aile öyküsü) (Şeker hastalarında metabolizmadurumu kontrol edilmeli ve gerekirse antidiyabetik tedavi yeniden ayarlanmalıdır.).

• Önceden geçirilmiş tüberküloz öyküsü veya göğüs filminde tipik görüntününbulunması.

• Lens bulanıklığı veya glokom (veya ailede glokom öyküsü).

• Kortikosteroidle ortaya çıkan miyopati öyküsü.

• Kmaciğer yetmezliği veya siroz.

• Böbrek yetmezliği.

• Epilepsi.

• Peptik ülser (Prednisolon tedavisine başlamadan önce, hastada gastrointestinal ülserolup olmadığı saptanmalı ve uygulanacak doz kişiye göre belirlenmelidir.).

• Bağırsakta yeni oluşturulmuş anastomoz.

• Tromboflebite yatkınlık.

• Peritonit.

• Abse ve diğer piyojenik enfeksiyonlar.

• Ülseratif kolit.

• Divertikülit.

• Miyastenia gravis (Miyastenia gravisli hastalarda, özellikle yüksek doz glukokortikoidkullananlarda hastalık kötüleşebilir ve miyastenik krizler oluşabilir. Kötüye gidişgenellikle tedaviye başladıktan sonra ilk iki hafta içinde oluşur. Bu sebeple, bu hastalariçin başlangıç dozu düşük olmalı ve tedavi süresince dereceli olarak artırılmalıdır.).

• Oküler herpes simpleks, komeal perforasyon olasılığı için.

• Hipotiroidizm.

• Yakın zamanda geçirilmiş miyokard enfarktüsü (miyokard rüptürü bildirilmiştir).

Özellikle yüksek dozla uzun süreli tedaviden soma sodyum ve sıvı tutulması, hipokalemi eğilimi göz önünde bulundurulmalıdır. Böyle vakalarda yeterli potasyum ali

mni

n sağlanması,sodyum aliminin kısıtlanması ve serum potasyum düzeylerinin izlenmesi gereklidir.

Kortikosteroid tedavisi alan hastalarda Kaposi sarkomu görülmüştür. Kortikosteroid

7 / 14

tedavisinin kesilmesi ile remisyon meydana gelebilir.

Hastalar ve/veya hasta yakınlan sistemik kortikosteroid tedavisi ile görülebilecek ciddi psikiyatrik advers reaksiyonlar konusunda uyanlmalıdırlar. Semptomlar tedavininbaşlangıcından sonra birkaç gün ila birkaç hafta içinde ortaya çıkabilirler. Daha yüksek sistemikmaruziyetten sonra, bu tür bir risk daha fazladır. Advers reaksiyonlann büyük çoğunluğu, dozazaltılmasına veya ilacın kesilmesine yanıt verirse de özgün tedavi uygulanması gerekebilir.Özellikle depresyon veya intihar düşüncesi gibi bulguların varlığında hastalar ve/veya hastayakınlan, yardım istenmesi konusunda uyanlmalıdırlar. Aynca nadir de olsa bu türreaksiyonlann ilaç tedavisi sırasında olduğu gibi, ilacın doz azaltılması veya ilaç kesiminitakiben kısa süre içinde de gelişebileceği konusunda da uyanda bulunulmalıdır.

Kendilerinde veya birinci dereceden akrabalannda şiddetli affektif bozukluk öyküsü bulunan hastalarda özellikle dikkat edilmesi gerekir. Bu bozukluklar depresif veya manik-depresifhastalığı ve önceki steroid psikozunu içerir.

Skleroderma Renal Kriz

15 mg/gün ve daha yüksek dozlarda prednisolon ve eşdeğerlerini kullanan sistemik sklerozlu hastalar, ölümcül olabilen Skleroderma Renal Kriz ile beraber ani başlangıçlı hipertansiyon veakut böbrek yetmezliği gözlenebileceği hakkında uyanlmalıdır.

Bu sebeple tansiyon ve renal fonksiyon (s-kreatinin) rutin olarak izlenmelidir. Renal krizden şüphelenildiğinde, tansiyon dikkatle kontrol edilmelidir.

Çocuklarda kullanımı

Özellikle çocuklara uygulanan her uzun süreli prednisolon tedavisinde bu hastalar büyüme ve gelişme açısından dikkatle monitörize edilmelidir. Kortikosteroidler bebeklik, çocukluk veadolesan dönemde büyüme geriliğine yol açabilirler ve bu etki geriye dönüşlü olmayabilir.Hipotalamus-hipofiz-adrenal (HPA) aksının minimum baskılanması ve büyüme geriliğinin enaza indirgenmesi için tedavi, olası en düşük doz ve en kısa süre ile sınırlandırılmalıdır.

Yaşlılarda kullanımı

Artan yaşla birlikte sistemik kortikosteroidlerin yan etkileri özellikle osteoporoz, hipertansiyon, hipokalemi, diyabet, enfeksiyona duyarlılık ve deri incelmesi gibi durumlar daha şiddetli ortayaçıkabilir. Yakın klinik izlem, hayatı tehdit eden reaksiyonlardan kaçınmak için gereklidir.

CORTİPOL her dozunda 1 mmol (23 mg) 'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında “sodyum içermez”.

CORTİPOL'ün içeriğinde 10 mg laktoz monohidrat bulunur. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glukoz galaktoz malabsorpsiyon problemi olanhastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.

Bağışıklık Sistemi Etkileri İnek sütü alerjisi

CORTİPOL, yardımcı madde olarak sığır kaynaklı laktoz monohidrat içermektedir ve bu nedenle, eser miktarlarda inek sütü proteinleri (inek sütü aleıj enleri) içerebilir. Akut aleıjikdurumlar için tedavi edilmiş, inek sütü proteinlerine alerjisi olan hastalarda, bronkospazm veanafilaksi dahil ciddi alerjik reaksiyonlar bildirilmiştir. inek sütüne alerjisi olduğu bilinen veyaşüphelenilen hastalara CORTİPOL uygulanmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3). Akut alerjikdurumlarm tedavisi için CORTİPOL alan ve semptomlarr kötüleşen veya yeni alerjiksemptomlar geliştiren hastalarda inek sütü proteinlerine alerjik reaksiyonlar dikkate alınmalrdrr

8 / 14

(Bkz. Bölüm 4.3). CORTİPOL kullanımı durdurulmalı ve hastanın durumu uygun şekilde

tedavi edilmelidir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşimler

Dijital glikozidleri: Potansiyel hipokalemi nedeniyle glikozidlerin etkisi artabilir.

Antihipertansif ve diüretikler: Kortikosteroidler, antihipertansif ve diüretiklerin istenen

etkilerini antagonize edebilir.

Asetazolamid, kıvnm diüretikleri, tiazid grubu diüretikler ve karbenoksolonun hipokalemik etkileri artabilir.

Antidiyabetik ajanlar: Kan şekerini düşürücü etki azalabilir.

Kumarin türevleri: Antikoagülan etki hafifleyebilir.

Rifampisin, rifabutin, karbamazepin, aminoglutetimid, fenitoin ve barbitüratlar gibi karaciğer enzimlerini indükleyen ilaçlar: Kortikosteroid etki azalabilir.

Simetidin, eritromisin, ketokonazol, itrakonazol, diltiazem ve mibefradil gibi CYP3A4 enzimini inhibe eden ilaçlar: Kortikosteriodlerin metabolizma hızı azalabilir ve serumkonsantrasyonu artabilir.

Antikolinesterazlar: Steroidler miyastenia graviste antikolinesterazlann etkisini azaltabilir. Non-depolarizan kas gevşeticiler: Relaksasyon yapıcı etki uzayabilir.

Östrojenler (örneğin, kontraseptif ürünler): Kortikosteroid ihtiyacı azalabilir. Östrojenlerin beraber kullanımında, metilprednisolonu da içeren kortikosteroidlerin metabolizması

bozulabilir.

Nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlar (örneğin asetilsalisilik asit, indometazin):

Gastrointestinal kanama riski artar.

Salisilatların klerensi kortikosteroidlerle artar ve bu durum, salisilat toksisitesine neden olabilir. Hipotrombinemisi olan hastalarda salisilatlar ve nonsteroidal antienflamatuvar ilaçlarkortikosteroidlerle beraber kullanılacaksa dikkatli olunmalıdır.

Siklosporin: Karşılıklı metabolizma inhibisyonu; serebral konvülsiyon riski artar.

Cilt testleri: Cilt testlerine karşı reaksiyonlar baskılanabilir.

Aşılar: Uzun süreli kortikosteroid tedavisi gören hastalarda antikor yanıtının inhibisyonuna bağlı olarak toksoid ve canlı veya inaktive aşılara karşı yanıt azalabilir. Kortikosteroidler ayrıcacanlı zayıflatılmış aşılarda bulunan bazı organizmlann replikasyonunu arttırabilir. Aşı veyatoksikoid uygulaması mümkünse kortikosteroid tedavisi kesilene kadar ertelenmelidir.

Alkol/Beslenme/Bitki etkileşimleri:

Alkol: Alkol ile birlikte kullanımından kaçınılmalıdır (gastrik mukozal imtasyonu arttırabilir). Besin: Metilprednisolon kalsiyum absorpsiyonunu engeller. Kafein kısıtlanmalıdır.

9 / 14

Bitkisel ürünler: St. John's wort (san kantaron), metilprednisolon düzeylerini düşürebilir. Cat's claw ve ekinezya ile birlikte kullanımından kaçınılmalıdır (immünostimulan etkileri vardır).

4.6. Gebelik ve LaktasyonGenel tavsiye:

Gebelik kategorisi: C.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):

Bazı vaka raporlannda, rahim içi araç kullanan kadınlarda kontikosteroidlerle tedavi ile kontrasepsiyonun azaldığı bildirilmiştir.

Gebelik dönemi:

Metilprednisolon plasental bariyeri geçer. Kortikostreoidlerin gebe hayvanlara uygulanması yank damak dahil fötal gelişim anomalilerine, rahim içi gelişimde geriliğe ve beynin büyümeve gelişmesi üzerinde etkilere neden olabilir. Kortikosteroidlerin insanlarda konjenital anomaligörülme sıklığında artışa sebep olduklarına yönelik veri yoktur ancak gebelik döneminde uzundönem veya tekrarlanan kullanımlarda kortikosteroidler rahim içi büyüme geriliği riskiniarttırabilirler. Metilprednisolonun gebelikte kullanımı ve güvenilirliğine ait sadece sınırlıdeneyim mevcuttur. Bu nedenle gebelikte veya gebeliğin engellenemediği durumlardaCORTİPOL ancak kesin bir tıbbi gereksinim varsa kullanılmalıdır.

Laktasyon dönemi:

Metilprednisolon düşük miktarda anne sütüne geçer. Günlük 40 mg'a kadar olan metilprednisolon kullanımı bebekte sistemik etkilere neden olmaz. Klinik nedenlerle yüksekdozlar gerekirse, bebeğin anne sütüyle birlikte metilprednisolon almasını önlemek içinerimeden kaçınılmalıdır.

Üreme yeteneği / Fertilite:

Steroidler, bazı hastalarda sperm sayısında ve hareket yeteneğinde artışa veya azalmaya neden

olabilir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Bazı istenmeyen etkiler (lens bulanıklığı ya da göz içi basınçta artıştan dolayı görmede azalma, baş dönmesi, baş ağrısı gibi) hastanın konsantrasyon ve reaksiyon kabiliyetini bozabilir. Bunedenle araba veya makine kullanımı için risk oluşturabilir.

4.8. İstenmeyen etkiler

Advers olaylar sistem organ sınıfı ve sıklığa göre şu yaklaşımla sıralanmıştır:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle

tahmin edilemiyor).

Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar

Bilinmiyor: Enfeksiyonlara duyarlılığın ve enfeksiyon şiddetinin artışı, ciddi enfeksiyon

bulgularının maskelenmesi, fırsatçı enfeksiyonlar, latent tüberkülozun reküransı.

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Bilinmiyor: Lökositoz, tromboembolizm.

Bağışı

klı

k sistemi hastalıkları
10 / 14

Bilinmiyor: Anafilaksi dahil aşın duyarlılık reaksiyonlan, bronkospazm.

Endokrin hastalıkları

Bilinmiyor: Hipotalamus-hipofiz-adrenal eksenin baskılanması, bebek, çocuk ve

adolesanlarda büyümenin baskılanması, menstrüel düzensizlik, amenore. Cushingoid yüz (aydede yüz), hirsutizm.

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Bilinmiyor: Sodyum ve su tutulması, potasyum kaybı, hipotansiyon veya hipertansiyon,

hipokalemik alkaloz, duyarlı hastalarda konjestif kalp yetmezliği, kilo alımı, antidiyabetik tedavi için gereksimini artan bozulmuş karbonhidrat toleransı,negatif azot ve kalsiyum dengesi, iştah artışı.

PsiHyatrik hastalıkları

Yaygın: Bütün kortikosteroidler için efektif bozuklar dahil geniş kapsamlı psikiyatrik

reaksiyonlar (sinirli, öforik, deprese ve değişken duygudurum psikolojik bağımlılığı ve intihar düşünceleri gibi), psikotik reaksiyonlar (mani, delüsyon,halüsinasyon ve şizofreninin alevlenmesi dahil), davranış bozuklukları,sinirlilik, anksiyete, uyku bozuklukları, nöbetler ve konfüzyon ve amnezi dahilkongnitif fonksiyon bozuklukları.

Kortikosteroidlerin geri çekilmesiyle psikolojik etkiler bildirilmiştir, sıklık bilinmemektedir. Genellikle metilprednisolon tedavisinin geri çekilmesindensonra çocuklarda papiloödemle birlikte intrakranyal basmcın arttığı (psödotümörserebri) bildirilmiştir.

Göz hastabkları

Bilinmiyor: Göz içi basıncının artması, glokom, göz sinirlerine olası hasarla birlikte

papiloödem, katarakt, komeal veya skleral incelme, oftamik viral veya fungal hastalığın alevlenmesi.

Kardiyak hastalıklar

Bilinmiyor: Miyokard enfarktüsünü takiben miyokard rüptürü, kardiyak arrest, kardiyak

aritmi.

Gastrointestinal hastalıklar

Bilinmiyor: Dispepsi, perforasyon ve hemoraji ile birlikte peptik ülser, abdominal şişkinlik,

ösofajiyal ülser, ösofajiyal kandidiyaz, akut pankreatit, bağırsak delinmesi, gastrik hemoraji. Özellikle hızlı uygulama ile bulantı, kusma ve ağızda kötü tatgörülebilir.

Kortikosteroid tedavisini takiben alanin transaminaz (ALT, SGPT), aspartat transaminaz (AST, SGOT) ve alkalin fosfatazda artış gözlenmiştir. Budeğişiklikler genellikle küçüktür ve klinik sendromla ilişkili değildir; tedavidurdurulunca geri döner.

Deri ve deri altı doku hastabkları

Bilinmiyor: Bozulmuş onarım, peteşi, ekimoz, ciltte atrofi, morarma, çatlaklar, telenjektazi,

akne, hipopigmentasyon veya hiperpigmentasyon. Kortikosteroid tedavisi alan hastalarda Kaposi sarkomunun oluştuğu bildirilmiştir. Kortikosteroidlerin

11 / 14

kesilmesi klinik remisyonla sonuçlanabilir.

Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları

Bilinmiyor: Proksimal miyopati, osteoporoz, omurga ve uzun kemik fraktürleri, avasküler

osteonekrozu, tendon yırtılması.

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Bilinmiyor: Skleroderma Renal Kriz*

*Skleroderma Renal Kriz: Farklı alt popülasyonlar arasında Skleroderma Renal Kriz oluşumu çeşitlenir. En yüksek risk, yaygın sistemik sklerozlu hastalarda rapor edilmiştir. En düşük riskise sınırlı skleroderma (%2) ve çocukluk çağı skleroderma (%1) hastalarında rapor edilmiştir.

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Bilinmiyor: Hıçkırık.

Geri çekilme semptomları: Uzun süreli tedaviden sonra kortikosteroid dozunun çok hızlı bir şekilde azaltılması akut böbrek yetmezliği, hipotansiyon ve ölüme neden olabilir. Ancak bu,daha çok devamlı tedavinin uygulandığı durumlarda geçerlidir.

Geri çekilme sendromunda ayrıca ateş, miyalji, artralji, rinit, konjonktivit, ağrılı kaşıntılı deri nodülleri ve kilo kaybı ortaya çıkabilir.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)' ne bildirmeleri gerekmektedir.

(www. titck. gov. tr[email protected]. Doz Aşımı ve Tedavisi

CORTİPOL'ün akut doz aşımının klinik sendorumu yoktur. Tedavi semptomatik ve destekleyici olmalıdır. Metilprednisolon diyalize edilebilir. Kronik doz aşımını takiben adrenalsüpresyon olasılığına karşı doz belli bir sürede kademeli olarak azaltılmalıdır. Böyle birdurumda hastanın başka bir stres atağı sırasında desteklenmesi gerekebilir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Glukokortikoidler ATC Kodu: H02AB04

Metilprednisolon sentetik ve fluorsuz bir kortikosteroiddir. Metilprednisolonun antienflamatuar etkinliği, prednisolonunkinden daha güçlüdür. Vücutta su ve tuz tutulumunu indükleyici etkisiise prednisolon^^nden daha azdır.

Metilprednisolon sodyum süksinat, metilprednisolon ile aynı metabolik ve antienflamatuar etkilere sahiptir. Parenteral yoldan eşdeğer dozlarda uygulandıklarında, her iki bileşiğinbiyolojik etkinlikleri eşdeğerdir. İntravenöz uygulama sonrası eozinofil sayısının baskılanmasıgösterge olarak alındığında metilprednisolon sodyum süksinatın, hidrokortizon sodyum

12 / 14

süksinata göre potensi en az 4 kat daha fazladır. Bu veri metilprednisolon ve hidrokortizonun oral uygulama sonrası göreceli potensi ile tutarlılık göstermektedir.

Glukokortikoidler güçlü ve çok çeşitli metabolik etkilere sahiptirler. Buna ek olarak değişik uyaranlara karşı vücudun bağışıklık cevabını da hafifletirler.

Doğal kortikosteroidlerin (hidrokortizon ve kortizon), tuz tutucu özellikleri de bulunmakla birlikte, adrenokortikal yetmezlik durumunda replasman tedavisi amacıyla kullanılmaktadırlar.Doğal kortikosteroidlerin sentetik analoglan ise güçlü antienflamatuvar etkinlikleri nedeniylebirçok organ sistemi bozukluklarında kullanılmaktadırlar.

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel Özellikler

Emilim:


Metilprednisolon sodyum süksinatın intravenöz infüzyonundan sonra (20 dakika süreyle 30 mg/kg veya 30-60 dakika süreyle 1 g), yaklaşık 20 mcg/ml doruk metilprednisolonkonsantrasyonuna ulaşmıştır. Altı yetişkin gönüllüye yapılan tek 40 mg IV bolus enjeksiyonunardından doruk metilprednisolon düzeyleri 42-47 mcg/100 mİ olarak bildirilmiştir. IMenjeksiyonla IV enjeksiyondan daha düşük doruk düzeyler elde edilse de, plazma düzeylerimetilprednisolon absorpsiyonun oranı diğer uygulama yoluyla eşdeğer olduğundan uzun süredevam etmektedir. Metilprednisolonun 40 mg dozda 22 erkek yetişkine IM enjeksiyonundansonra 2 saat içerisinde 33,67 mcg/100 ml doruk plazma konsantrasyonuna ulaşılmıştır.

Dağılım:


Metilprednisolon başta globulin daha az albumin olmak üzere büyük oranda plazma proteinlerine bağlanır. Metilprednisolon iki kompartmanlı modelle vücuda geniş oranda dağılır.Otuz dört yetişkin gönüllüde ortalama dağılım hacminin 41-61,5 1 arasında olduğubildirilmiştir.

Biyotransformasyon:


Metilprednisolon karaciğerde inaktif metabolitlerine metabolize olur, ana metabolitleri 200-hidroksimetilprednizon ve 20a-hidroksi-6a-metilprednizondur.

Eliminasyon

:

Metilprednisolonun sağlıklı gönüllü yetişkinlere intravenöz veya intramüsküler olarak uygulanmasından sonra toplam vücut klerensi yaklaşık 15-16 L/saat'tir. Metilprednisolonbaşlıca böbreklerden atılmaktadır. Metilprednisolon, inaktif metabolitler şeklinde idrarla atılır.Ortalama eliminasyon yarı ömrü normal sağlıklı yetişkinlerde 2,4-3,5 saat arasında veuygulama yolundan bağımsız olarak değişmektedir.

5.3. Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri

Kortikosteroidlerin karsinonejik veya mutajenik potansiyeline yönelik hayvanlarda yeterli çalışma yapılmamıştır.

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesiLiyofilize toz içeren ampul

Sodyum fosfat dibazik (anhidr)

Laktoz monohidrat (inek sütünden elde edilmektedir.)

Sodyum klorür

13 / 14

Enjeksiyonluk su

6.2. Geçimsizlikler

Perfıizyon izotonik çözeltilerde yapılmalıdır (serum fizyolojik veya glukoz).

Enjeksiyonluk su ile sulandırılan ürün % 0,9 NaCl ve %5 Dekstroz çözeltileri ile geçimlidir.

6.3. Raf ömrü

24 ay.

Sulandırıldıktan sonra bekletilmeden kullanılmalıdır.

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Her ambalaj bir liyofilize toz içeren ampul ve bir çözücü ampul içerir.

Livofilize toz içeren ampul:

Tip I cam ampul,

Çözücü ampul:6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği” ne uygun olarak imha edilmelidir.

RUHSAT SAHİBİ

POLİFARMA İLAÇ SAN. VE TİC. A.Ş Vakıflar OSB Mahallesi, Sanayi Caddesi No:22/1Ergene/TEKİRDAĞ

Tel: 0282 675 14 04 Fax: 0282 675 14 05e-mail: [email protected]

8. RUHSAT NUMARASI2021/190

9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 28.06.2021

Ruhsat yenileme tarihi:

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

14 / 14

İlaç Bilgileri

Cortipol 40 Mg I.m./i.v. Enjeksiyonluk/infüzyonluk Çözelti Hazırlamak İçin Toz ve Çözücü

Etken Maddesi: Metilprednisolon Sodyum Süksinat

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.