KISA ÜRÜN BİLGİSİ
¡ Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM'abildirmeleri beklenmektedir. Bakınız Bölüm 4.8 Advers reaksiyonlar nasıl raporlanır?
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
FINIMOD 0,5 mg kapsül
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Fingolimod hidroklorür 0,56 mg (0,5 mg fingolimoda eşdeğer)
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Kapsül
FINIMOD beyaz opak gövde sarı kapaklı, gövde ve kapak üzerinde siyah mürekkeple “TEVA 7820” yazısı basılı bir kapsüldür.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
FINIMOD, hastalık modifiye edici tekli tedavi olarak, çok aktif durumlarda relapsing remiting tipindeki erişkin ve 10 yaş ve üzerindeki pediyatrik MS hastalarının tedavisinde şudurumlarda endikedir:
1) Bir yılda 2 ya da daha fazla relaps ve beyin MRG'sinde 1 ya da daha fazla Gadolinyumtutan lezyon veya yakın zamanda çekilmiş önceki bir MRG'ye kıyasla T 2 lezyonda anlamlıbir artış ile tanımlanan şekilde ilerleyen relapsing remitting multipl skleroz hastaları,
2) En az bir hastalığı modifiye edici tedavi ile tam veya yeterli tedavi kürüne rağmen hastalığıyüksek düzeyde aktif olan hastalar (istisnalar ve arınma periyotlarına ilişkin bilgiler için bkz.,Bölüm 4.4 ve 5.1),
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
Tedavi, MS konusunda uzman bir doktor gözetiminde başlatılmalı ve devam ettirilmelidir.
Pozoloji
Yetişkinlerde ve 10 yaş ve üzerindeki ve ağırlığı 40 kg'ın üzerinde olan çocuklarda FINIMOD'un önerilen dozu aç veya tok karnına günde bir kez oral olarak alınabilen bir adet0,5 mg kapsüldür.
0,25 mg'dan 0,5 mg'lık günlük doza geçildiğinde, tedaviye başlarken olduğu gibi yine aynı ilk doz gözlemlerinin tekrar edilmesi önerilir.
Kapsüller her zaman açılmadan, bütün olarak yutulmalıdır.
1 / 28
Bradiaritmi ve atrioventriküler (AV) blok riski nedeniyle, FINIMOD tedavisi başlatılırken hastalar gözlem altında tutulmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
Tedavinin bırakılmasının ardından tekrar başlatılması:
FINIMOD'un tekrar kullanılmaya başlanması ile kalp atım hızı ve AV ileti üzerindeki etkiler yeniden görülebilir ve bu nedenle ilk doz uygulamasındaki önlemler (Bkz. Bölüm 4.4) aynengeçerlidir. İlk doz gözlemi aşağıdaki durumlarda tekrarlanmalıdır:
• Tedavinin ilk 2 haftası sırasında, tedaviye bir veya birkaç gün süreyle ara verilirse
• Tedavinin üçüncü ve dördüncü haftalarında tedaviye 7 günden uzun süreyle araverilirse
• Bir aylık tedaviden sonra tedaviye 14 günden uzun süre ara verilirse
Eğer tedavi kesilmesinin süresi yukarıdaki sürelerden daha kısa ise, tedaviye planlandığı gibi bir sonraki doz alınarak devam edilebilir.
Hastalar nötropeni gibi ilgili tedaviyle ilişkili anomali görülmediği sürece beta-interferon veya glatiramer asetattan FINIMOD tedavisine doğrudan geçebilir, bir arınma dönemi gereklideğildir.
Uygulama sıklığı ve süresi:
Önerilen doz aç veya tok karnına günde bir kez oral olarak alınabilen bir adet 0,5 mg kapsüldür.
Uygulama şekli:
Ağızdan kullanım içindir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda araştırılmamıştır. Klinik farmakoloji araştırmalarına göre FINIMOD dozuna ilişkin herhangi bir ayarlama gerekli değildir (Bkz. Bölüm 5.2).
Karaciğer yetmezliği:
Hafif veya orta şiddette karaciğer yetmezliği olan hastalarda FINIMOD'a ilişkin herhangi bir doz ayarlaması gerekli değildir. FINIMOD şiddetli karaciğer yetmezliği (Child-Pugh sınıf C)olan hastalarda kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3. ve Bölüm 5.2).
Pediyatrik popülasyon:
FINIMOD'un 10 yaş altındaki çocuk hastalarda güvenlilik ve etkililiği çalışılmamıştır. Veri bulunmamaktadır.
10-12 yaş arasındaki çocuklarda limitli veri mevcuttur (Bkz. Bölüm 4.4, 4.8 ve 5.1).
Geriyatrik popülasyon:
FINIMOD 65 yaş ve üzerindeki hastalarda etkililiği ve güvenliliği için yeterli veri bulunmadığından dikkatle kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 5.2).
Irk:
Etnik orijine göre FINIMOD dozu ayarlaması gerekli değildir (Bkz. Bölüm 5.2).
2 / 28
Cinsiyet:
Cinsiyete göre FINIMOD dozu ayarlaması gerekli değildir (Bkz. Bölüm 5.2).
4.3. Kontrendikasyonlar
• Etkin maddeye veya ürünün içeriğinde yer alan yardımcı maddelerden herhangi birine(Bkz. Bölüm 6.1) karşı aşırı duyarlılık
• İmmün yetmezlik sendromu
• İmmün sistemi baskılanmış hastalar da dahil olmak üzere fırsatçı enfeksiyonlar açısındanartmış risk taşıyan hastalar (halihazırda immünosupresif tedavi görmekte olan veya öncekitedaviden dolayı immün sistemi baskılanmış hastalar dahil)
• Şiddetli aktif enfeksiyonlar, aktif kronik enfeksiyonlar (hepatit, tüberküloz)
• Aktif maligniteler
• Şiddetli karaciğer bozukluğu (Child-Pugh sınıf C)
• Son 6 ay içerisinde geçirilmiş miyokard enfarktüsü (MI), stabil olmayan anjina pektoris,inme/geçici iskemik atak (TIA), hastaneye yatış gerektiren dekompanse kalp yetmezliğiveya New York Kalp Birliği (NYHA) sınıf TTT/TV kalp yetmezliği (Bkz. Bölüm 4.4)
• Mobitz Tip II ikinci derece veya üçüncü derece atrioventriküler (AV) blok veya hastasinüs sendromu (hastada pacemaker yoksa) öyküsü ya da varlığı (Bkz. Bölüm 4.4)
• Başlangıçtaki QTc aralığının > 500 milisaniye olduğu hastalar (Bkz. Bölüm 4.4)
• Sınıf Ta veya TTT anti-aritmik ilaçlarla tedavi gerektiren şiddetli kardiyak aritmisi olan hastalar (Bkz. Bölüm 4.4).
• Gebelik sırasında ve etkin kontrasepsiyon kullanmayan çocuk doğurma potansiyeli olankadınlarda (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.6)
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Bradiaritmi:
FTNTMOD tedavisine başlanması, kalp atım hızında geçici bir düşüş ile sonuçlanır ve ayrıca geçici, kendiliğinden düzelen tam AV blok ile ilgili izole bildirimler de dahil olmak üzereatrioventriküler iletim gecikmeleri ile de ilişkili olabilir (Bkz. Bölüm 4.8 ve Bölüm 5.1).
İlk dozdan sonra kalp atım hızındaki düşüş bir saat içinde başlar ve 6 saat içinde maksimum seviyededir. Bu doz sonrası etki izleyen günlerde, genellikle daha hafif düzeyde olmaklabirlikte devam eder ve genellikle takip eden haftalarda hafifler. Devam eden uygulama ilebirlikte ortalama kalp atım hızı bir ay içinde tedavi başlangıcındaki değere doğru dönüşgösterir. Bununla birlikte münferit hastalar ilk ayın sonu itibariyle başlangıçtaki kalp atımhızına dönmeyebilir. İletim anormalliklerinin tipik olarak geçici ve asemptomatik olduğugörülmüştür. Genellikle tedavi gerektirmemiş ve tedavinin ilk 24 saati içinde düzelmişlerdir.Gerektiğinde, kalp atım hızında fingolimodun neden olduğu düşüş, atropin veya izoprenalininparenteral dozları ile tersine çevrilebilir.
Tüm hastalarda, FINIMOD'un ilk dozundan önce ve 6 saat sonrasında EKG ve kan basıncı ölçümü yapılmalıdır. Tüm hastalar, saat başı kalp atım hızı ve kan basıncıölçümünü de içerecek şekilde bradikardi belirti ve bulguları açısından 6 saat süreyleizlenmelidir. Bu 6 saatlik süre boyunca sürekli (gerçek zamanlı) EKG izlemiönerilmektedir. Gözlem süresinin sonunda tüm hastaların elektrokardiyogramıçekilmelidir.
Hastalar 0,25 mg'dan 0,5 mg'lık günlük doza geçtiklerinde, tedavi başlangıcı ile aynı önlemlerin alınması önerilmektedir.
3 / 28
İlk doz sonrası semptomatik bradikardinin ortaya çıkması durumunda uygun tedavi başlatılmalı ve semptomlar kayboluncaya kadar gözleme devam edilmelidir. Hasta ilk dozgözlemi sırasında farmakolojik bir girişime ihtiyaç duyarsa, bir tıp merkezinde gece boyuncagözlenmeli ve ilk doz gözlemi ikinci FINIMOD dozunu aldıktan sonra da tekrar edilmelidir.
Eğer ilk dozun uygulanmasından itibaren 6. saatte kalp atım hızı, ilk dozdan sonraki en düşük değerinde ise (kalp üzerindeki maksimum farmakodinamik etkinin henüz ortaya çıkmamışolabileceğini düşündürür), kalp atım hızı yükselinceye kadar en az 2 saat boyunca gözlemsüresi uzatılmalıdır.
Bunlara ek olarak, 6 saatten sonra kalp atım hızı yetişkin hastalarda <45 bpm, 12 yaş ve üzerindeki hastalarda <55 bpm, 10 ila 12 yaş arasındaki hastalarda <60 ppm ise ya da EKGyeni başlangıçlı ikinci derece veya daha yüksek AV bloğu ya da > 500 milisaniye QTc aralığıgösterirse, uzatılmış izlem (en az gece boyu izlem) gerçekleştirilmeli ve bulgular kaybolanakadar devam ettirilmelidir. Herhangi bir zamanda üçüncü derece AV bloğunun görülmesi deuzatılmış izleme (en az gece boyu izlem) yol açmalıdır.
Tedaviye ara verilme süresine ve fingolimod tedavisinin başlangıcından itibaren geçen zamana bağlı olarak, fingolimodun tekrar kullanılmaya başlanması ile kalp atım hızı ve AVileti üzerindeki etkiler yeniden görülebilir. Tedaviye ara verildiğinde, tedavi başlarken olduğugibi yine aynı şekilde ilk doz gözlemlerinin tekrar edilmesi önerilir (Bkz. bölüm 4.2).
Fingolimod ile tedavi edilen yetişkin hastalarda çok nadir T dalgası inversiyonu bildirilmiştir. T dalgası inversiyonu söz konusu olduğunda doktor, bu duruma eşlik eden miyokard iskemisiişaret ve belirtileri olmadığından emin olmalıdır. Miyokard iskemisi şüphesi varsa birkardiyoloğun tavsiyesi istenmelidir.
Ciddi ritim bozuklukları veya önemli bradikardi riski sebebiyle sinoatrial kalp bloğu olan hastalarda semptomatik bradikardi öyküsü tekrarlayan senkop veya kardiyak arrest öyküsüolan hastalarda ya da önemli QT uzaması (QTc>470 milisaniye [yetişkin kadın], QTc>460milisaniye [kız çocuk] veya > 450 milisaniye [yetişkin erkek veya erkek çocuk]), kontroledilemeyen hipertansiyonu veya şiddetli uyku apnesi olan hastalarda FINIMODkullanılmamalıdır (ayrıca bkz. Bölüm 4.3). Bu gibi hastalarda FINIMOD ile tedavi ancakbeklenen faydalar potansiyel risklere ağır bastığı takdirde düşünülmelidir. Tedavidüşünülüyorsa, tedaviye başlanmadan önce en uygun izleme karar vermek için birkardiyoloğun tavsiyesi alınmalıdır; tedavi başlangıcı için en az gece boyu uzatılmış izlemönerilir (ayrıca bkz. Bölüm 4.5).
Beta blokörler, kalp atım hızını düşüren kalsiyum kanal blokörleri (örn., verapamil veya diltiazem) ya da kalp atım hızını düşürme olasılığı olan diğer ilaçlar (örn., ivabradin, digoksin,antikolinesteratik ilaçlar veya pilokarpin) ile eşzamanlı tedavi görmekte olan hastalardafingolimod ile deneyim sınırlıdır. Fingolimod tedavisine başlanması ayrıca kalp atım hızınınyavaşlamasına da neden olduğundan tedavi başlangıcı sırasında bu ilaçların eşzamanlıkullanımı şiddetli bradikardiye veya kalp bloğuna neden olabilir. Kalp atım hızı üzerindekipotansiyel ilave etki nedeniyle, bu ilaçları kullanmakta olan hastalarda FINIMOD tedavisinebaşlanmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşimşekilleri). Bu tür hastalarda ancak beklenen faydalar, potansiyel risklere ağır bastığındaFINIMOD tedavisi düşünülmelidir. Eğer tedavi düşünülüyorsa, tedaviye başlamadan öncekalp atım hızını düşürme özelliği olmayan ilaçlara geçerken bir kardiyoloğun görüşüalınmalıdır. Eğer kalp atım hızını düşürücü ilaçlar kesilemiyorsa, bir kardiyoloğa danışılması,
4 / 28
tedavi başlangıcı için en az gece boyu süren uzatılmış gözlem önerilmektedir (Bkz. Bölüm
4.5.).
Fingolimod, sınıf Ia (örn., kinidin, disopiramid) veya sınıf III (örn., amiodaron, sotalol) antiaritmik ilaçlar ile tedavi gerektiren aritmileri olan hastalarda araştırılmamıştır. Sınıf Ia vesınıf III antiaritmik ilaçlar, bradikardisi olan hastalarda torsades de pointes vakaları ileilişkilendirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.3).
QT aralığı:
Kararlı durumda, fingolimodun kronotropik etkisi halen mevcutken 1,25 veya 2,5 mg'lık çalışma dozlarına ilişkin kapsamlı bir QT aralığı çalışmasında, fingolimod tedavisi QTcIuzaması ile sonuçlanmış olup, %90 GA (güven aralığı)'nın üst sınırı <13,0 ms'dir.Fingolimod ve QTcI uzamasına ilişkin doz-yanıt veya maruziyet-yanıt ilişkisi mevcutdeğildir. Fingolimod tedavisi ile ilişkili olarak, mutlak veya başlangıca göre değişen QTcIaykırı değerlerinin insidansında artışa ilişkin tutarlı bir sinyal mevcut değildir.
Bu bulgunun klinikle ilişkisi bilinmemektedir. Multipl skleroz çalışmalarında, klinik olarak anlam taşıyan QTc aralığı uzaması gözlenmemiş olmakla birlikte klinik çalışmalara QTuzaması açısından risk taşıyan hastalar dahil edilmemiştir.
Örneğin hipokalemi veya konjenital QT uzaması gibi önemli risk faktörleri olan hastalarda QTc aralığını uzatan tıbbi ürünlerden kaçınmak en iyi yaklaşımdır.
Bağışıklık sistemini baskılayıcı etkiler
Fingolimod, ölümle sonuçlanabilen fırsatçı enfeksiyonlar da dahil olmak üzere hastaları enfeksiyon riskine açık hale getiren ve başta deride olmak üzere lenfomalar ve diğermaligniteler geliştirme riskini artıran bağışıklık sistemini baskılayıcı bir etkiye sahiptir.Hekimler hastaları, özellikle de eşzamanlı rahatsızlıkları veya önceki bir bağışıklık sisteminibaskılayıcı tedavi gibi bilinen faktörleri olan hastaları dikkatle izlemelidir. Eğer bu risktenşüphe ediliyorsa, hekim tarafından tedavinin durdurulması olgu bazında değerlendirilmelidir(ayrıca bkz. Bölüm 4.4 ve Bölüm 4.8).
Enfeksiyonlar:
FINIMOD'un temel bir farmakodinamik etkisi periferik lenfosit sayısında doza bağımlı olarak başlangıç değerlerinin %20-30 oranında azalmasıdır. Bu durum lenfositlerin geridönüşümlü olarak lenfoid dokularda alıkonulmasından kaynaklanmaktadır (Bkz. Bölüm 5.1).
FINIMOD ile tedavinin başlatılmasından önce, güncel bir tam kan sayımı (TKS) (son 6 ay içinde yapılmış) mevcut olmalıdır. Ayrıca tedavi sırasında periyodik olarak (3.ayda vesonrasında en az yılda bir kez) ve enfeksiyon belirtilerinin görülmesi durumunda da TKSdeğerlendirmelerinin yapılması önerilmektedir. Mutlak lenfosit sayımı <0,2x109/L değerindedoğrulanırsa, iyileşme görülene kadar tedavi kesilmelidir çünkü klinik çalışmalarda mutlaklenfosit sayımı <0,2x109/L olan hastalarda fingolimod tedavisi kesilmiştir.
Ciddi aktif enfeksiyonu olan hastalarda bu sorun çözülmeden FINIMOD tedavisine başlangıç ertelenmelidir.
FINIMOD'un immün sistem etkileri fırsatçı enfeksiyonlar dahil olmak üzere enfeksiyon riskini artırabilir (Bkz. Bölüm 4.8). Bu nedenle tedavi sırasında enfeksiyon semptomları olanhastalarda etkili tanı ve tedavi stratejileri uygulanmalıdır. Ciddi olabilecek şüpheli birenfeksiyonu olan bir hasta değerlendirilirken enfeksiyonların tedavisinde deneyimli bir
5 / 28
hekime sevk göz önünde bulundurulmalıdır. Tedavi sırasında FINIMOD alan hastalara enfeksiyon semptomlarını acilen hekimlerine bildirme talimatı verilmelidir.
Eğer hasta ciddi bir enfeksiyon geliştirirse FINIMOD tedavisine ara verilmesi düşünülmeli ve tedaviye yeniden başlamadan önce fayda-risk değerlendirmesi yapılmalıdır.
Tedavinin bırakılmasından sonra fingolimodun eliminasyonu iki aya kadar sürebilir ve bu nedenle bu dönemde enfeksiyona karşı dikkatli olunmaya devam edilmelidir. Hastalara,fingolimod kesildikten sonra 2 aya kadar enfeksiyon belirtilerini bildirmeleri söylenmelidir.
Herpes viral enfeksiyonu:
FINIMOD ile tedavi sırasında herhangi bir zamanda herpes simpleks ve varicella zoster virüslerinin neden olduğu ciddi, hayatı tehdit eden ve bazen ölümcül ensefalit, menenjit veyameningoensefalit vakaları meydana gelmiştir. Herpes ensefaliti, menenjit veyameningoensefalit ortaya çıkarsa, FINIMOD kesilmeli ve ilgili enfeksiyon için uygun tedaviuygulanmalıdır.
FINIMOD tedavisinden önce, hastaların varisellaya (suçiçeği) karşı bağışıklıklarının değerlendirilmesi gerekir. Fingolimod tedavisi başlatılmadan önce, suçiçeği geçirmemiş veyavarisella zoster virüsüne (VZV) karşı aşılanmamış hastalar VZV antikorları açısından testedilmelidir. FINIMOD ile tedavi başlatılmadan önce antikor açısından negatif hastalara VZVaşısı yapılmalı ve ardından FINIMOD ile tedavinin başlatılması aşının tam etki göstermesinisağlamak için 1 ay ertelenmelidir (Bkz. Bölüm 4.8).
Kriptokok menenjiti:
Pazarlama sonrasında, tedavi süresiyle ilişkisi bilinmemekle birlikte, yaklaşık 2-3 yıllık tedavi süresi sonrasında, bazıları ölümcül olan, kriptokok menenjiti (bir mantar enfeksiyonu)vakaları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Kriptokok menenjiti ile uyumlu belirti vesemptomları (örn. konfüzyon, halüsinasyonlar ve/veya kişilik değişiklikleri gibi mentaldeğişikliklerinin eşlik ettiği baş ağrısı) olan hastalar derhal tanısal değerlendirmedengeçmelidir. Kriptokok menenjiti tanısı konulduğu takdirde fingolimod tedavisine ara verilmelive uygun tedaviye başlanmalıdır. Eğer fingolimod tedavisine yeniden başlanması gerekiyorsamultidisipliner bir konsültasyon yapılmalıdır (örn.enfeksiyon hastalıkları uzmanı).
Progresif multifokal lökoensefalopati (PML):
Progresif multifokal lökoensefalopati (PML) pazarlama ruhsatından beri fingolimod tedavisi ile bildirilmektedir (Bkz. Bölüm 4.8). PML ölümcül olabilecek ya da şiddetli maluliyet ilesonuçlanabilecek, John Cunnigham virüsünün (JCV) neden olduğu fırsatçı bir enfeksiyondur.Geçmiş dönemde natalizumaba maruziyet olmaksızın, yaklaşık 2-3 yıllık monoterapisonrasında PML vakaları ortaya çıkmıştır. Tahmini riskin zaman için kümülatif maruziyet ilearttığı görülmekle birlikte, tedavi süresi ile kesin ilişkisi bilinmemektedir. PML ile ilişkisibilinen natalizumab ile daha önce tedavi görmüş hastalarda ilave PML vakaları ortayaçıkmıştır. PML sadece bir JCV enfeksiyonunun varlığında meydana gelebilir. JCV testiyapılırsa, lenfopeninin anti-JCV antikoru testinin doğruluğu üzerindeki etkisinin fingolimodile tedavi edilen hastalarda araştırılmadığı akılda bulundurulmalıdır. Ayrıca, negatif anti-JCVantikoru testinin daha sonra olabilecek JCV enfeksiyonu olasılığını ekarte etmediğine dedikkat edilmelidir. Fingolimod ile tedavi başlatılmadan önce referans olarak bir başlangıçMRG'si çekilmelidir (genellikle 3 ay içinde). Klinik belirtilerden veya semptomlardan önceMRG bulguları göze çarpabilir. Rutin MRG sırasında (ulusal ve yerel önerilerle uyumluolarak), hekimler PML'yi düşündüren lezyonlara dikkat etmelidir. MRG, PML açısından
6 / 28
artmış risk taşıdığı düşünülen hastalarda artırılmış takip kapsamında dikkate alınabilir. Fingolimod ile tedavi edilen hastalarda MRG bulgularına dayanan asemptomatik PML vebeyin omurilik sıvısında JCV pozitif DNA vakaları bildirilmiştir. PML'den şüphe edilirse,derhal tanı amaçlı MRG çekilmeli ve fingolimod ile tedavi PML ekarte edilene kadar askıyaalınmalıdır.
İnsan papilloma virüs enfeksiyonu:
Pazarlama sonrasında fingolimod ile tedavi altında papilloma dahil insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu, displazi, siğiller ve HPV ile ilişkili kanser bildirilmiştir. Fingolimodunimmünsupresif özellikleri nedeniyle, fingolimod ile tedaviye başlanmadan önce aşılamaönerileri dikkate alınarak HPV'ye karşı aşılamanın göz önünde bulundurulması gerekir.Bakım standardına göre Pap smear testi dahil kanser taraması önerilir.
Maküler ödem:
Fingolimod 0,5 mg ile tedavi edilen hastaların %0,5'inde özellikle tedavinin ilk 3-4 ayında görme kusuru ile birlikte olan veya olmayan maküler ödem geliştiği bildirilmiştir (Bkz.Bölüm 4.8). Bu nedenle tedavi başlatıldıktan sonraki 3-4. ayda oftalmolojik bir değerlendirmeönerilmektedir. Hastalar FINIMOD ile tedavi sırasında herhangi bir zamanda görmebozukluğu bildirirse, makülayı da içeren fundus değerlendirmesi yapılmalıdır.
Üveit öyküsü olan hastalar ve diabetes mellituslu hastalar maküler ödem açısından artmış risk taşımaktadır (Bkz. Bölüm 4.8). FINIMOD eşlik eden diabetes mellitusu olan multipl sklerozhastalarında araştırılmamıştır. Diabetes mellituslu veya üveit öyküsü olan hastalarınFINIMOD tedavisine başlamadan önce oftalmolojik bir değerlendirmeden geçmeleri veFINIMOD tedavisi sırasında takip değerlendirmeleri yaptırmaları önerilmektedir.
Maküler ödemi olan hastalarda FINIMOD tedavisine devam edilmesi araştırılmamıştır. Eğer hastada maküler ödem gelişirse FINIMOD tedavisine devam edilmemesi önerilir. FINIMODtedavisinin bırakılıp bırakılmamasına ilişkin bir karar, bireysel olarak hastaya potansiyelfaydaları ve riskleri dikkate alınarak verilmelidir.
Karaciğer hasarı:
Fingolimod ile tedavi edilen multipl sklerozlu hastalarda başta alanin aminotransferaz (ALT) olmak üzere ve ayrıca gamma glutamil transferaz (GGT) ve aspartat transaminaz (AST)değerlerini de içeren hepatik enzimlerde artış bildirilmiştir. Karaciğer nakli ve klinik olarakönemli karaciğer hasarı gerektiren bazı akut karaciğer yetmezliği vakaları da bildirilmiştir.Belirgin şekilde yükselmiş serum karaciğer enzimleri ve total bilirubin de dahil karaciğerhasarı belirtileri, ilk dozdan on gün sonra ortaya çıkmış ve ayrıca uzun süreli kullanımdansonra da bildirilmiştir. Klinik çalışmalarda, plasebo alan hastaların %1,9'u karşısındafingolimod 0,5 mg ile tedavi edilen yetişkin hastaların %8,0'ında ALT normal üst sınırın(NÜS) 3 katı veya daha fazla artış meydana geldiği saptanmıştır. Fingolimod tedavisindekihastaların %1,8'inde ve plasebo kullanan hastaların %0,9'unda NÜS'ün 5 katı artışlarmeydana gelmiştir. Klinik çalışmalarda, artış NÜS'ün 5 katını geçtiğinde fingolimod tedavisibırakılmıştır. Bazı hastalarda tekrar maruziyet durumunda ALT değerinde artışlar nüksetmişolup, bu durum fingolimodla ilişkiyi desteklemektedir. Klinik çalışmalarda transaminazyükselmeleri tedavi sırasında herhangi bir zamanda meydana gelmiş ancak artışların çoğu ilk12 ay içinde görülmüştür. Serum transaminaz düzeyleri fingolimod bırakıldıktan sonrayaklaşık 2 ay içinde normale dönmüştür.
7 / 28
Fingolimod daha önceden şiddetli hepatik hasarı olan (Child-Pugh sınıf C) hastalarda araştırılmamış olup, bu hastalarda kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3).
Fingolimodun immünosupresif özelliklerinden dolayı, aktif viral hepatiti olan hastalarda tedavinin başlatılması iyileşme görülene kadar ertelenmelidir.
FINIMOD tedavisi başlatılmadan önce güncel (son 6 ay içinde yapılmış) transaminaz ve bilirubin düzeyleri mevcut olmalıdır. Herhangi bir klinik semptom yoksa, karaciğertransaminazları ve serum bilirubini tedavinin 1, 3, 6, 9 ve 12. ayında ve sonrasında FINIMODkesildikten 2 ay sonrasına kadar periyodik olarak takip edilmelidir. Klinik semptomlarınyokluğunda, karaciğer transaminazları serum bilirubinde artış olmaksızın NÜS'ün 3 katındanfazla ancak 5 katından az ise, daha fazla artış olup olmadığını belirlemek ve karaciğerdisfonksiyonunun alternatif bir etiyolojisi olup olmadığını anlamak için serum bilirubin vealkalin fosfataz (ALP) ölçümünü de içeren daha sık izleme yapılmalıdır. Karaciğertransaminazları, serum bilirubinindeki herhangi bir artışla ilgili olarak NÜS'ün en az 5 katıveya NÜS'ün en az 3 katı ise, FINIMOD kesilmelidir. Karaciğer takibi devam ettirilmelidir.Serum seviyeleri normale dönerse (karaciğer fonksiyon bozukluğunun alternatif bir nedenikeşfedilirse dahil), hastada dikkatli bir fayda-risk değerlendirmesine dayalı olarak FINIMODyeniden başlatılabilir.
Açıklanamayan bulantı, kusma, karın ağrısı, yorgunluk, anoreksi veya sarılık ve/veya koyu renk idrar gibi hepatik fonksiyon bozukluğunu düşündüren semptomlar gelişen hastalardakaraciğer enzimleri ve bilirubin derhal kontrol edilmeli ve önemli düzeyde bir karaciğerhasarının doğrulanması durumunda FINIMOD bırakılmalıdır. Karaciğer hasarının belirti vesemptomları için makul bir alternatif etiyoloji belirlenmedikçe tedaviye devam edilmemelidir.
Daha önce karaciğer hastalığı olan hastaların FINIMOD kullanırken karaciğer fonksiyon testlerinde artış gelişmesi açısından artmış bir risk taşıdığını gösteren herhangi bir veri mevcutolmasa da, FINIMOD önemli karaciğer hastalığı öyküsü olan hastalarda kullanılırken dikkatgösterilmelidir.
Kan basıncı etkileri:
İlaçla kontrol edilemeyen hipertansiyonu olan hastalar pazarlama öncesi klinik çalışmalarda hariç tutulmuş olup, kontrol edilemeyen hipertansiyonu olan hastaların FINIMOD ile tedaviedilmesi durumunda özel dikkat önerilmektedir.
MS klinik çalışmalarında, fingolimod 0,5 mg ile tedavi edilen hastalar sistolik basınçta yaklaşık 3 mmHg ve diyastolik basınçta yaklaşık 1 mmHg'lik bir artış yaşamış olup, bunlarilk kez tedavi başlatıldıktan yaklaşık 1 ay sonra tespit edilmiş ve tedavi süresince kalıcıolmuştur. İki yıllık plasebo kontrollü çalışmada, hipertansiyon fingolimod 0,5 mg kullananhastaların %6,5'inde, plasebo kullanan hastaların ise %3,3'ünde advers olay olarakbildirilmiştir. Bu nedenle kan basıncı FINIMOD ile tedavi sırasında düzenli olarak takipedilmelidir.
Respiratuvar etkiler:
FINIMOD tedavisi ile, karbonmonoksit için akciğer difüzyon kapasitesi (DLCO) ve zorlu ekspiratuvar hacim (FEVı) değerlerinde 1. ayda başlayan ve sonrasında stabil olan minör,doza bağımlı azalmalar görülmüştür. FINIMOD şiddetli solunum hastalığı, pulmoner fibrozisive kronik obstrüktif akciğer hastalığı olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm4.8).
8 / 28
Geri dönüşümlü posterior ensefalopati sendromu
Klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrası ortamda 0,5 mg dozda yetişkin hastalarda seyrek geri dönüşümlü posterior ensefalopati sendromu vakaları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8).Bildirilen semptomlar ani başlangıçlı şiddetli baş ağrısı, bulantı, kusma, değişken mentaldurum, görme bozuklukları ve nöbeti içermiştir. Geri dönüşümlü posterior ensefalopatisendromu semptomları genellikle geri dönüşümlü olmakla birlikte, iskemik inme veyaserebral hemorajiye dönüşebilir. Tanı ve tedavide bir gecikme kalıcı nörolojik sekele yolaçabilir. Bu sendromdan şüphe edilirse, FINIMOD bırakılmalıdır.
İmmünosupresif veya immünomodülatör tedavilerle önceki tedavi:
Hastalar teriflunomid, dimetil fumarat veya alemtuzumab tedavilerinden FINIMOD tedavisine geçirildiğinde FINIMOD'un etkililiği ve güvenliliğinin değerlendirildiği çalışmalarmevcut değildir. Hastalar bir başka hastalık modifiye edici tedaviden FINIMOD'ageçirildiğinde, hastalık reaktivasyonu riskini en aza indirirken ilave immün etkiden kaçınmakiçin diğer tedavinin yarılanma ömrü ve etki mekanizması dikkate alınmalıdır. Öncekitedavinin immün etkilerinin (örn. sitopeni) düzeldiğinden emin olmak için FINIMODbaşlatılmadan önce bir tam kan sayımı önerilmektedir.
Hastalar genellikle interferon veya glatiramer asetattan FINIMOD tedavisine doğrudan geçebilir.
Dimetil fumarat için arınma dönemi, FINIMOD tedavisi başlatılmadan önce tam kan sayımının düzelmesi için yeterli olmalıdır.
Natalizumabın uzun yarılanma ömrü nedeniyle, natalizumabın eliminasyonu, bırakılmasını takiben 2-3 aya kadar sürer.
Teriflunomid de plazmadan yavaş elimine olur. Hızlandırılmış eliminasyon prosedürü yokluğunda teriflunomidin plazmadan klirensi birkaç ay ila 2 yıl alabilir. Teriflunomid kısaürün bilgisinde tanımlandığı şekilde hızlandırılmış bir eliminasyon prosedürü önerilmektedirya da alternatif olarak arınma periyodu 3,5 aydan daha kısa olmamalıdır. Hastalarnatalizumab veya teriflunomidden FINIMOD'a geçirildiğinde, potansiyel eşzamanlı immünetkilere dikkat edilmelidir.
Alemtuzumab yoğun ve uzun süren immünosupresif etkilere sahiptir. Bu etkilerin gerçek süresi bilinmediğinden, alemtuzumab sonrasında FINIMOD tedavisinin başlatılması, butedavinin faydaları net bir şekilde hasta için risklere ağır basmadığı sürece önerilmemektedir.
Kortikosteroidlerle eşzamanlı uzun süre tedavi kullanma kararı dikkatle değerlendirildikten sonra alınmalıdır.
Potent CYP450 indükleyicileri ile eşzamanlı uygulama:
Fingolimodun potent CYP450 indükleyicileri ile kombinasyonu dikkatle kullanılmalıdır. Sarı kantaron ile eşzamanlı uygulama önerilmemektedir.
Maligniteler Kutanöz maligniteler:
FINIMOD kullanan hastalarda bazal hücreli karsinom (BCC) ve malign melanom, skuamoz hücreli karsinom, Kaposi sarkomu ve Merkel hücreli karsinomu içeren diğer kutanözneoplazmalar bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8). Deri lezyonlarına karşı dikkatli olunması
9 / 28
gerekir ve tedaviye başlanırken ve sonrasında klinik muhakeme göz önünde bulundurularak 6 ila 12 ayda bir derinin medikal değerlendirmesi önerilir. Şüpheli lezyonların tespit edilmesihalinde hasta bir dermatoloğa sevk edilmelidir.
Malign deri oluşumları yönünde potansiyel bir risk bulunduğundan, fingolimod ile tedavi edilen hastalar korunmasız bir şekilde güneşe maruz kalmaya karşı uyarılmalıdır. Bu hastalarUV-B radyasyon veya PUVA-fotokemoterapi ile eş zamanlı fototerapi almamalıdır.
Lenfomalar:
Klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrasında lenfoma vakaları olmuştur (Bkz. Bölüm 4.8). Bildirilen vakalar heterojen özellikte olup, esas olarak B hücresi ve T hücresi lenfomalarıdahil olmak üzere non-Hodgkin lenfoma olmuştur. Kutanöz T hücreli lenfoma (mikozisfungoides) vakaları gözlenmiştir. Ölümle sonuçlanan bir Epstein-Barr virüsü (EBV) pozitif Bhücreli lenfoma vakası da gözlenmiştir. Lenfomadan şüpheleniliyorsa, tedavi kesilmelidir.
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar
Fetusla ilişkili risk sebebiyle fingolimod, gebelik sırasında ve etkin kontrasepsiyon kullanmayan çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda kontrendikedir. Tedaviyebaşlanmadan önce çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar, fetusa olan bu risk hakkındabilgilendirilmeli, gebelik testi negatif olmalı, tedavi sırasında ve tedavi sonlandırıldıktan sonra2 ay süreyle etkin kontrasepsiyon kullanmalıdırlar (Bkz. Bölüm 4.3, 4.6 ve HekimBilgilendirme Paketi materyalindeki bilgi).
Tümefaktif lezyonlar
Pazarlama sonrası uygulamalarda MS relapsı ile ilişkili az sayıda tümefaktif lezyonlar bildirilmiştir. Şiddetli relaps vakalarında, tümefaktif lezyonları dışlamak için manyetikrezonans görüntülemesi (MRG) yapılmalıdır. FINIMOD tedavisinin sonlandırılması, vakabazlı, bireysel yarar ve riskler göz önünde bulundurularak hekim tarafındandeğerlendirilmelidir.
Fingolimodun sonlandırılmasından sonra hastalık aktivitesinin geri dönüşü (rebound) Pazarlama sonrası uygulamalarda, fingolimod kullanımını bırakan bazı az sayıda hastada,hastalıkta şiddetli alevlenme gözlenmiştir. Bu genellikle fingolimodun sonlandırılmasındansonraki 12 hafta içerisinde meydana gelmiştir. Fakat fingolimodun sonlandırılmasından sonra24 haftaya kadar da bildirim alınmıştır. Bu sebeple fingolimod tedavisi sonlandırılırkendikkatli olunmalıdır. Eğer fingolimodun sonlandırılması gerekliyse, hastalık aktivitesinin sonderece yüksek bir biçimde yinelenme olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır ve hastalar ilgilibelirtiler ve semptomlar ve uygun tedavinin başlatılması açısından izlenmelidir (Bkz.“Tedavinin durdurulması”).
Tedavinin durdurulması:
FINIMOD ile tedaviyi durdurmaya yönelik bir karar alındığında, yarılanma ömrüne dayanarak fingolimodun dolaşımdan temizlenmesi için 6 haftalık tedavisiz bir aralıkgereklidir (Bkz. Bölüm 5.2). Bazı hastalarda tamamen iyileşmenin daha uzun sürebilmesinerağmen, çoğu hastada lenfosit sayısı tipik olarak tedavinin durdurulmasının 1 -2 ayı içindenormal aralığına dönmektedir (Bkz. Bölüm 5.1). Bu süre içerisinde diğer tedavilerebaşlanması fingolimoda eşzamanlı bir maruziyetle sonuçlanacaktır. FINIMOD'unbırakılmasından hemen sonra immünosupresanların kullanımı immün sistem üzerinde ilavebir etkiye yol açabilir, bu nedenle de dikkat gösterilmelidir.
10 / 28
Rebound riskinden dolayı (Bkz. “Fingolimodun sonlandırılmasından sonra hastalık aktivitesinin geri dönüşü (rebound)”) fingolimod tedavisinin sonlandırılması durumundadikkatli olunması gerekir. FINIMOD tedavisinin bırakılması gerekli görülüyorsa, bu süreboyunca hastalar olası rebound ile ilgili belirtileri için izlenmelidir.
Serolojik testle etkileşim:
Fingolimod ikincil lenfoid organlarda redistribüsyon nedeniyle kan lenfosit sayısını azalttığından, FINIMOD ile tedavi edilen bir hastanın lenfosit alt küme durumunudeğerlendirmek için periferik kan lenfosit sayımları kullanılamaz.
Dolaşımda mononükleer hücrelerin değerlendirmesini gerektiren laboratuvar testleri dolaşımdaki lenfositlerin sayısındaki azalma nedeniyle daha büyük kan hacimlerigerektirmektedir.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik hastalardaki güvenlilik profili, erişkinlerdekine benzerdir ve dolayısıyla erişkinler için geçerli olan uyarılar ve önlemler pediyatrik hastalar için de geçerlidir.
Pediyatrik hastalara FINIMOD reçete edilirken özellikle aşağıdakilere dikkat edilmelidir:
- İlk doz sırasında önlemlerin izlenmesi gerekir (Bkz. “Bradiaritmi”). Hastalar 0,25 mggünlük dozundan 0,5 mg günlük dozuna geçtiğinde de ilk doz için geçerli olanlarla aynıönlemler önerilir.
- Kontrollü pediyatrik çalışma D2311'de, interferon beta-1a ile tedavi edilen hastalar ilekarşılaştırıldığında fingolimod ile tedavi edilen hastalarda nöbet, anksiyete, depresifduygudurum ve depresyon daha yüksek bir insidans ile bildirilmiştir. Bu alt gruppopülasyonunda dikkat gerekmektedir. (Bkz. bölüm 4.8'de “Pediyatrik popülasyon”).
- FINIMOD tedavisindeki pediyatrik hastalarda hafif, izole bilirubin artışları kaydedilmiştir.
- FINIMOD tedavisine başlamadan önce pediyatrik hastaların geçerli bağışıklama kılavuzlarıdoğrultusunda tüm aşılarını tamamlamaları önerilir (Bkz. yukarıda “Enfeksiyonlar”).
- 10-12 yaş aralığında, 40 kg'ın altında ya da Tanner evrelemesi <2 olan çocuklarda çoksınırlı veri mevcuttur (Bkz. bölüm 4.8 ve 5.1). Klinik çalışmaya ait bilginin çok sınırlı olmasınedeniyle bu alt gruplarda dikkat gerekmektedir.
- Pediyatrik popülasyonda uzun süreli güvenlilik verileri mevcut değildir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Anti-neoplastik, immünosupresif veya immün düzenleyici tedaviler:
Anti-neoplastik, immünosupresif (kortikosteroidler dahil) veya immün düzenleyici tedaviler ilave immün sistem etkilerini artırma riski nedeniyle eşzamanlı olarak kullanılmamalıdır(Bkz. Bölüm 4.3 ve Bölüm 4.4).
Hastalar natalizumab, teriflunomide veya mitoksantron gibi immün etkileri olan uzun etkili tedavilerden geçirilirken dikkatli olunmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4). Multipl skleroz klinikçalışmalarında, kısa bir kortikosteroid kürünün eşzamanlı olarak uygulanması, genelenfeksiyon oranını artırmamıştır.
Aşı:
FINIMOD ile tedavi sırasında ve sonrasında iki aya kadar aşılama daha az etkili olabilir. Canlı attenüe aşıların kullanılması enfeksiyon riski taşıyabileceğinden, bu durumdankaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8).
11 / 28
Bradikardiyi indükleyen maddeler:
Fingolimod atenolol ve diltiazem ile kombinasyon halinde araştırılmıştır. Fingolimod sağlıklı gönüllülerde yürütülen bir etkileşim çalışmasında atenolol ile birlikte kullanıldığında,fingolimod tedavisinin başlangıcında kalp hızında %15 ilave azalma meydana gelmiş olup,bu, diltiazem ile görülmeyen bir etkidir. Kalp hızı üzerindeki potansiyel ilave etkilerdendolayı beta blokörleri veya kalp hızını azaltabilecek sınıf Ia ve III antiaritmikler, kalsiyumkanalı blokörleri (verapamil veya diltiazem gibi), ivabradin, digoksin, antikolinesteratikajanlar veya pilokarpin gibi diğer maddeleri kullanan hastalarda FINIMOD ile tedavibaşlatılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8). Bu tip hastalarda FINIMOD ile tedavi dikkatealınırsa, kalp hızını düşürmeyen tıbbi ürünlere geçiş konusunda bir kardiyologla konuşulmalıveya kalp hızını düşüren ilaç durdurulamazsa tedavinin başlangıcında uygun takip, en azındanbir gecelik takip önerilmektedir.
Farmakokinetik etkileşimler:
Diğer maddelerin fingolimod üzerindeki farmakokinetik etkileri:
Fingolimod başlıca CYP4F2 ile metabolize edilir. CYP3A gibi diğer enzimler de, özellikle güçlü CYP3A4 indüksiyonu durumunda metabolizmasına katkıda bulunabilir. Taşıyıcıproteinlerin güçlü inhibitörlerinin fingolimoda dispozisyonunu etkilemesi beklenmemektedir.Fingolimodun ketokonazol ile eşzamanlı olarak uygulanması CYP4F2 inhibisyonu ilefingolimod ve fingolimod fosfat maruziyetinde (EAA) 1,7 katlık bir artışla sonuçlanmıştır.CYP3A4'ü inhibe eden maddelerle (proteaz inhibitörleri, azol anti-fungalleri, klaritromisinveya telitromisin gibi bazı makrolidler) dikkat gösterilmelidir.
Kararlı durumda günde iki kez 600 mg karbamazepin ve tek bir doz fingolimod 2 mg'ın eşzamanlı olarak uygulanması fingolimodun ve metabolitinin EAA değerini yaklaşık %40azaltmıştır. Rifampisin, fenobarbital, fenitoin, efavirenz ve St. John's wort (sarı kantaron) gibidiğer güçlü CYP3A4 enzim indükleyicileri fingolimod ve metabolitinin EAA değerini enazından bu boyutta azaltabilir. Bu potansiyel olarak etkililiği bozabileceğinden, eşzamanlıolarak uygulanmasında dikkat gösterilmelidir. Öte yandan sarı kantaron ile eşzamanlıuygulama önerilmemektedir.
Fingolimodun diğer maddeler üzerindeki farmakokinetik etkileri
Fingolimodun başlıca CYP450 enzimleri ile veya başlıca taşıyıcı proteinlerin substratları ile metabolizması etkilenen maddelerle etkileşime girmesi olası değildir.
Fingolimodun siklosporin ile eşzamanlı olarak uygulanması siklosporin veya fingolimod maruziyetinde bir değişikliğe yol açmamıştır. Bu nedenle, fingolimodun CYP3A4 substratlarıolan tıbbi ürünlerin farmakokinetiğini değiştirmesi beklenmemektedir.
Fingolimodun oral kontraseptifler (etinilöstradiol ve levonorgestrel) ile eşzamanlı olarak uygulanması ile oral kontraseptif maruziyetinde herhangi bir değişiklik görülmemektedir.Diğer progestajenleri içeren oral kontraseptifler ile etkileşim çalışması yapılmamıştır, ancakfingolimodun maruziyeti üzerinde bir etki gösterecekleri beklenmemektedir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgilerBöbrek yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan hastalarla ilgili bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
12 / 28
Karaciğer yetmezliği
Karaciğer yetmezliği olan hastalarla ilgili bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon
Pediyatrik hastalarla ilgili bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadııılar/Doğııııı kontrolü (Kontrasepsiyon)
Etkin kontrasepsiyon kullanmayan çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda fingolimod kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3). Bu sebeple, tedavinin başlatılmasından önce çocukdoğurma potansiyeli olan kadınlarda bir negatif bir gebelik test sonucu mevcut olmalıdır vefetüse gelebilecek ciddi risk hakkında hastalara danışmanlık sağlanmalıdır. Tedavininsonlandırılmasından sonra fingolimodun vücuttan elimine olmasının yaklaşık 2 ay sürmesisebebiyle, çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlar tedavi sırasında ve FINIMOD'unsonlandırılmasından sonra 2 ay süreyle etkin kontrasepsiyon yöntemleri kullanmalıdırlar(Bkz. Bölüm 4.4).
Hekim Bilgilendirme Paketinde de bu spesifik önlemler hakkında bilgiler yer almaktadır. Kadın hastalara fingolimod reçete edilmeden önce ve tedavi sırasında bu önlemleruygulanmalıdır.
Gebelik planlandığı için fingolimod tedavisi sonlandırıldığında hastalık aktivitesinin olası geri dönüşü göz önünde bulundurulmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
Gebelik dönemi
Pazarlama sonrası veriler gebelik sırasında fingolimod kullanımının majör konjenital malformasyon riskini, genel popülasyona kıyasla 2 kat artırdığını ortaya çıkarmıştır (%2-3-EUROCAT).
Aşağıda belirtilen majör malformasyonlar en sık bildirilenlerdir:
- Atriyal ve ventriküler septal defektler, Fallot tetralojisi gibi konjenital kalp hastalıkları
- Renal anormallikler
- Kas iskelet sistemi anomalileri
Fingolimodun doğum sancısı ve doğum üzerine olan etkileri hakkında veri bulunmamaktadır.
Hayvan çalışmalarında fetal kayıp ve organ defektleri (bilhassa persistan trunkus arteriosus ve ventriküler septal defekt) dâhil olmak üzere üreme toksisitesi gösterilmiştir (Bkz. Bölüm 5.3).Ayrıca fingolimoddan etkilenen reseptörün (sfingozin-1-fosfat reseptörü) embriyogenezsırasında vasküler oluşuma dâhil olduğu bilinmektedir.
Sonuç olarak fingolimod gebelikte kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3). Fingolimod kullanımı gebelik planlamasından 2 ay önce sonlandırılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4). Eğer bir kadın tedavisırasında gebe kalırsa, fingolimod sonlandırılmalıdır. Fetüse gelebilecek zarara ilişkin risklerhakkında hastalara danışmanlık sağlanmalı ve ultrasonografi yapılmalıdır.
13 / 28
Laktasyon dönemi
Laktasyon döneminde fingolimod ile tedavi edilen hayvanlarda, fingolimod süte geçmektedir (Bkz. Bölüm 5.3). Emzirilen bebeklerde fingolimoddan kaynaklanan ciddi advers ilaçreaksiyonlarına ilişkin potansiyel risk nedeniyle, FINIMOD kullanan kadınlaremzirmemelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Klinik öncesi çalışmalardan elde edilen veriler fingolimodun azalmış fertiliteye ilişkin artmış bir risk ile ilişkili olmayacağını düşündürmektedir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
FINIMOD'un araç ve makine kullanımı üzerine bilinen etkisi yoktur veya ihmal edilebilir düzeydedir.
Ancak FINIMOD ile tedavi başlatıldığında bazen baş dönmesi veya sersemlik görülebilir. FINIMOD tedavisi başlatıldığında, hastaların 6 saatlik bir süre boyunca gözlenmeleriönerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4).
4.8. İstenmeyen etkiler
0,5 mg dozda en sık görülen yan etkiler (insidans >%10) baş ağrısı (%24,5), hepatik enzim artışı (%15,2), ishal (%12,6), öksürük (%12,3), grip (%11,4), sinüzit (%10,9) ve sırt ağrısıdır(%10,0).
FINIMOD ile pazarlama sonrası deneyimlerden spontan vaka raporları veya literatür vakaları yoluyla elde edilen advers reaksiyonlar da raporlanmıştır.
İstenmeyen etkiler MedDRA sistem organ sınıfına göre listelidir. Sıklıklar şu şekilde tanımlanmıştır: Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila 1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila<1/100); seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerile tahmin edilemiyor). Her bir sıklık gruplandırması içinde advers olaylar azalanciddiyetlerine göre derecelendirilir.
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Çok yaygın: İnfluenza, sinüzit
Yaygın: Bronşit, Herpes virüs enfeksiyonları, Tinea versicolor Yaygın olmayan: Pnömoni
Bilinmiyor**: Progresif multifokal lökoensefalopati (PML)**, Kriptokok enfeksiyonları**
İyi huylu, kötü huylu ve tanımlanmamış neoplazmalar (kistler ve polipler dahil)
Yaygın: Bazal hücreli karsinom
Yaygın olmayan****: Malign melanom****
Seyrek***: Lenfoma***, yassı hücreli karsinom****
Çok seyrek****: Kaposi sarkomu****
Bilinmiyor***: Merkel hücreli karsinom***
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın: Lökopeni, lenfopeni Yaygın olmayan: Trombositopeni
Bilinmiyor***: Otoimmün hemolitik anemi***, periferik ödem***
14 / 28
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Bilinmiyor***: Tedavinin başlangıcında döküntü, ürtiker ve anjiyoödem dahil aşırı duyarlılık reaksiyonları***
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın: Depresyon
Yaygın olmayan: Depresyonda olma hali
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Baş ağrısı Yaygın: Baş dönmesi, migrenYaygın olmayan: Nöbet
Seyrek*: Geri dönüşümlü posterior ensefalopati sendromu (PRES)*
Bilinmiyor***: FINIMOD'un sonlandırılmasından sonra hastalığın şiddetli alevlenmesi***
Göz hastalıkları
Yaygın: Bulanık görüş Yaygın olmayan: Maküler ödem
Kardiyak hastalıklar
Yaygın: Bradikardi, atrioventriküler blok Çok seyrek***: T-dalga inversiyonu***
Vasküler hastalıklar
Yaygın: Hipertansiyon
Solunum göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları
Çok yaygın: Öksürük Yaygın: Dispne
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın: Diyare
Yaygın olmayan***: Bulantı***
Hepatobiliyer hastalıklar
Bilinmiyor***: Akut karaciğer yetmezliği***
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Egzama, saç dökülmesi, kaşıntı
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Çok yaygın: Sırt ağrısı Yaygın: Miyalji, artralji
Genel ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Asteni
Araştırmalar
Çok yaygın: Karaciğer enzimleri artışı (ALT, GGT ve AST'de artış)
Yaygın: Kilo kaybı***, kan trigliseritleri artışı
15 / 28
Yaygın olmayan: Nötrofil sayısında azalma
* Sıklık kategorisi tüm klinik çalışmalarda fingolimoda yaklaşık 10.000 hastalık tahmini bir maruziyeti temel almıştır.
** Pazarlama sonrasında kriptokok menenjiti vakaları dahil kriptokok enfeksiyonları ve PML bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.4).
*** Spontan raporlar ve literatürden elde edilen advers ilaç reaksiyonları.
**** Sıklık kategorisi ve risk değerlendirmesi, tüm klinik çalışmalarda 24.000'in üzerindeki hastanın 0,5 mg fingolimoda tahmini maruziyetine dayanmaktadır.
Enfeksiyonlar:
Multipl skleroz klinik çalışmalarında 0,5 mg dozdaki genel enfeksiyon (%65,1) oranı plaseboya benzer bulunmuştur. Ancak bronşit ve daha az oranda herpes enfeksiyonu vepnömoni olmak üzere alt solunum yolu enfeksiyonları, fingolimod ile tedavi edilen hastalardadaha yaygın bulunmuştur.
0,5 mg dozda dahi, ölümcül sonuca sahip bazı disemine herpes enfeksiyonu vakaları bildirilmiştir.
Pazarlama sonrası ortamda, viral (örn., varisella zoster virüsü [VZV], Progresif Multifokal Lökoensefalopatiye neden olan John Cunningham virüsü [JCV], herpes simpleks virüsü[HSV]), fungal (örn., kriptokok menenjitine neden olan kriptokoklar) veya bakteriyel (örn.,atipik mikobakteri) dahil fırsatçı patojenlerin neden olduğu, bazıları ölümcül de olabilen,enfeksiyon vakaları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.4).
Pazarlama sonrasında fingolimod ile tedavi altında papilloma dahil insan papilloma virüsü (HPV) enfeksiyonu, displazi, siğiller ve HPV ile ilişkili kanser bildirilmiştir. Fingolimodunimmünsupresif özellikleri nedeniyle, fingolimod ile tedaviye başlanmadan önce aşılamaönerileri dikkate alınarak HPV'ye karşı aşılamanın göz önünde bulundurulması gerekir.Bakım standardına göre Pap smear testi dahil kanser taraması önerilir.
Maküler Ödem:
Klinik çalışmalarda maküler ödem 0,5 mg'lık önerilen fingolimod dozu ile tedavi edilen hastaların %0,5'inde ve 1,25 mg'lık daha yüksek dozla tedavi edilen hastaların %1,1'indemeydana gelmiştir.
Multipl skleroz klinik çalışmalarında vakaların çoğunluğu tedavinin ilk 3-4 ayı içinde meydana gelmiştir. Bazı hastalarda bulanık görme veya azalmış görme keskinliği gelişmişolmakla birlikte diğerleri asemptomatik olup, bu hastalara rutin oftalmolojik muayenede tanıkonmuştur. Maküler ödem genellikle ilacın bırakılmasından sonra spontan olarak iyileşmişveya düzelmiştir. Tekrar uygulamadan sonraki nüks riski değerlendirilmemiştir.
Maküler ödem insidansı üveit öyküsü olan multipl sklerozlu hastalarda artmıştır (üveit öyküsü yokluğunda yaklaşık %0,6'ya karşı üveit öyküsü varlığında %17).
Fingolimod diabetes mellituslu multipl skleroz hastalarında araştırılmamıştır. Diabetes mellituslu hastaların dahil edildiği böbrek nakli klinik çalışmalarında fingolimod 2,5 mg ve 5mg ile tedavi maküler ödem insidansında 2 katlık bir artışla sonuçlanmıştır. Bu nedenlediabetes mellituslu multipl skleroz hastalarının maküler ödem için daha yüksek bir risktaşıması beklenmektedir (Bkz. Bölüm 4.4).
16 / 28
Bradiaritmi:
Fingolimod tedavisinin başlatılması kalp atım hızında geçici bir azalma ile sonuçlanmakta olup, ayrıca atriyo-ventriküler ileti gecikmeleri ile de ilişkili olabilir (Bkz. Bölüm 4.4).
Multipl skleroz klinik çalışmalarında ilk dozdan sonra kalp hızındaki ortalama maksimum azalma, fingolimod 0,5 mg için ortalama kalp hızında dakikada 12-13 atışlık azalmalarla dozertesi 6 saatte görülmüştür. Fingolimod 0,5 mg kullanan yetişkin hastalarda dakikada 40 atışaltındaki, pediyatrik hastalarda dakikada 50 atış altındaki kalp hızları nadiren gözlenmiştir.Kalp atım hızı kronik doz uygulamasının 1 ayı içinde başlangıca dönmüştür. Bradikardigenellikle asemptomatiktir ancak bazı hastalar hipotansiyon, baş dönmesi, yorgunluk ve/veyaçarpıntıyı içeren, tedavi başlatıldıktan sonraki ilk 24 saat içinde düzelen hafif ila orta şiddettesemptomlar yaşamıştır.
Multipl skleroz klinik çalışmalarında, erişkin ve pediyatrik hastalarda tedaviye başlandıktan sonra birinci derece atriyoventriküler blok (EKG'de uzamış PR aralığı) tespit edilmiştir.Erişkin klinik çalışmalarında fingolimod 0,5 mg tedavisindeki hastaların %4,7'sinde,intramüsküler interferon beta-1a tedavisindeki hastaların %2,8'inde ve plasebo kolundakihastaların %1,6'sında görülmüştür. Fingolimod 0,5 mg kullanan hastaların %0,2'sindenazında ikinci derece atriyo-ventriküler blok tespit edilmiştir.
Pazarlama sonrası dönemde, fingolimodun ilk dozunu izleyen altı saatlik gözlem dönemi sırasında izole, geçici, kendiliğinden ortadan kalkan tam AV bloku gözlenmiştir. Hastalarkendiliğinden düzelmiştir. Klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrası dönemde gözlenen iletianomalileri tipik olarak geçici, asemptomatik olup, tedavinin 24 saati içinde düzelmiştir.Çoğu hastada tıbbi girişim gerekmemişse de, yapılan klinik çalışmalarda fingolimod 0,5 mgdoz kullanan bir hasta asemptomatik ikinci derece Mobitz I atriyo-ventriküler blok tedavisiiçin izoprenalin kullanmıştır.
Pazarlama sonrası dönemde, geçici asistoli ve açıklanamayan ölüm de dahil olmak üzere izole gecikmiş başlangıçlı olaylar ilk dozdan sonraki 24 saat içinde meydana gelmiştir. Buvakalarda, eşzamanlı ilaç kullanımı ve/veya diğer hastalık öyküleri değerlendirmelerizorlaştırmıştır. Bu tip olayların fingolimod ile olan ilişkisi kesin değildir.
Kan basıncı:
Multipl skleroz klinik çalışmalarında fingolimod 0,5 mg tedavinin başlatılmasından yaklaşık 1 ay sonra sistolik basınçta yaklaşık 3 mmHg ve diyastolik basınçta yaklaşık 1 mmHg'likortalama artışla ilişkili bulunmuştur. Bu artış devam eden tedavi ile kalıcı olmuştur.Fingolimod 0,5 mg kullanan hastaların %6,5'inde ve plasebo kullanan hastaların %3,3'ündehipertansiyon rapor edilmiştir. Pazarlama sonrası dönemde, tedavinin başlatılmasındansonraki ilk bir ay içinde ve tedavinin ilk gününde, antihipertansif ajanlar ile tedaviyi veyafingolimodun kesilmesini gerektirebilecek hipertansiyon vakaları bildirilmiştir (ayrıca bkz.Bölüm 4.4).
Karaciğer fonksiyon testleri:
Fingolimod ile tedavi edilen multipl sklerozlu yetişkin ve pediyatrik hastalarda çoğunlukla alanin aminotransferaz (ALT) artışı olmak üzere hepatit enzimlerinde artış bildirilmiştir.Klinik çalışmalarda, fingolimod 0,5 mg ile tedavi edilmiş yetişkin hastaların %8,0 ve %1,8'i,ALT'nin serumdaki düzeylerinde sırasıyla >3x NÜS ve >5x NÜS olmak üzere asemptomatikyükselme yaşamıştır. Bazı hastalarda tekrar maruziyet ile birlikte karaciğer transaminazyükselmelerinde nüksler görülmüş olup, bu durum fingolimod ile ilişkiyi desteklemektedir.
17 / 28
Klinik çalışmalarda transaminaz yükselmeleri tedavi herhangi bir zamanda meydana gelmiş ancak artışların çoğu ilk 12 ay içinde görülmüştür. ALT düzeyleri fingolimod tedavisibırakıldıktan sonra yaklaşık 2 ay içinde normale dönmüştür. >5x NÜS ALT artışları olan vefingolimod tedavisine devam eden az sayıda hastada (1,25 mg'da N=10, 0,5 mg'da N=2),ALT düzeyleri yaklaşık 5 ay içerisinde normale dönmüştür (ayrıca bkz. Bölüm 4.4).
Sinir sistemi bozuklukları:
Klinik çalışmalarda, daha yüksek dozlarda (1,25 veya 5,0 mg) fingolimod ile tedavi edilen hastalarda meydana gelen sinir sistemini içeren nadir olaylar iskemik ve hemorajik inmeler veakut yaygın ensefalomiyelit (ADEM) benzeri olaylar gibi nörolojik atipik bozuklukları içerir.
Klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrası ortamda fingolimod kullanımı ile status epileptikus dahil nöbet vakaları bildirilmiştir.
Vasküler olaylar:
Yüksek dozlarda (1,25 mg) fingolimod tedavisi alan hastalarda nadir olarak periferik arteryel oklusif hastalık vakaları meydana gelmiştir.
Solunum sistemi:
FINIMOD tedavisi ile, karbonmonoksit için difüzyon kapasitesi ve zorlu ekspiratuar hacim (FEV1) değerlerinde 1. Ayda başlayan ve sonrasında stabil olan minör doza bağımlı azalmalargörülmüştür. 24. Ayda, öngörülen FEV1 yüzdesinde başlangıç değerlerine göre meydanagelen azalma fingolimod için
%%Lenfomalar:
Gerek klinik çalışmalarda gerekse pazarlama sonrası dönemde, ölümle sonuçlanan bir Epstein-Barr virüsü (EBV) pozitif B hücreli lenfoma dahil olmak üzere farklı türlerdelenfoma vakaları söz konusu olmuştur. Klinik çalışmalarda non-Hodgkin lenfoma olgularınıninsidansı (B hücreli ve T hücreli), genel popülasyonda beklenenden daha yüksek olmuştur.Pazarlama sonrası dönemde kütanözT hücreli lenfoma (mikozis fungoides) vakaları da dahil,bazı T hücreli lenfoma vakaları da bildirilmiştir (ayrıca bkz. Bölüm 4.4).
Hemofagositik sendrom
Fingolimod ile tedavi edilen hastalarda bir enfeksiyon bağlamında çok seyrek olarak ölümcül sonuca sahip hemofagositik sendrom (HPS) bildirilmiştir. HPS enfeksiyonlar,immünosupresyon ve çeşitli otoimmün hastalıklarla ilişkili olarak tarif edilmiştir.
Pediyatrik popülasyon
Kontrollü çalışma D2311'de (Bkz. bölüm 5.1), günlük 0,25 mg veya 0,5 mg FINIMOD alan pediyatrik hastalarda (10 ila 18 yaş altı) güvenlilik profili yetişkin hastalarda görülenlerebenzerdir. Buna rağmen bu çalışmada daha fazla nörolojik ve psikiyatrik bozuklukgözlenmiştir. Klinik çalışmaya ait bilginin çok sınırlı olması nedeniyle bu alt grupta dikkatliolmak gerekir.
Pediyatrik çalışmada, nöbet vakaları fingolimod ile tedavi edilen hastaların %5,6'sı ve interferon beta-1a ile tedavi edilen hastaların %0,9'unda bildirilmiştir.
18 / 28
Multipl skleroz popülasyonunda depresyon ve anksiyetenin daha yüksek sıklıkla meydana geldiği bilinmektedir. Fingolimod ile tedavi edilen pediyatrik hastalarda depresyon veanksiyete bildirilmiştir.
Fingolimod tedavisindeki pediyatrik hastalar hafif, izole bilirubin artışları kaydedilmiştir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.
Tekli dozlar sağlıklı yetişkin gönüllülerde önerilen dozun (0,5 mg) 80 katına kadar tolere edilebilmiştir. 6 gönüllüden 5'i 40 mg'da küçük çaplı hava yolları (iç çapı <2 mm olanbronşioller) reaktivitesi ile klinik olarak tutarlı hafif nefes darlığı veya rahatsızlığı bildirmiştir.
Fingolimod, tedavi başlangıcı ile birlikte bradikardiye neden olabilmektedir. İlk dozu takiben kalp hızındaki düşüş bir saat içerisinde başlar ve 6 saat içinde en üst düzeylerdir.Fingolimodun negatif kronotropik etkisi 6 saatten sonra da devam eder ve tedavinin sonrakigünlerinde giderek hafifler (ayrıntılı bilgi için bkz. Bölüm 4.4). Yavaş atriyoventriküleriletime dair bildirimler ve münferit olarak geçici, kendiliğinden düzelen tam AV blokbildirimleri söz konusu olmuştur (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8).
Eğer doz aşımı, FINIMOD'a ilk maruziyeti içeriyorsa, hastaların kesintisiz (gerçek zamanlı) EKG ile izlenmesi ve en azından ilk 6 saat süresince kalp hızı ve kan basıncının saat başıölçülmesi önemlidir (Bkz. Bölüm 4.4).
Ek olarak, 6 saat sonrasında kalp hızı yetişkinlerde <45 bpm, 12 yaş ve üzerindeki hastalarda <55 bpm, 10 ile 12 yaş arasındaki hastalarda <60 bpm ise ya da ilk dozdan 6 saat sonrakiEKG ikinci derece veya daha yüksek dereceli AV bloğu ya da >500 milisaniye QTc aralığıgösteriyorsa, izlem, en az gece boyu olmak üzere ve bulgular kaybolana kadar uzatılmalıdır.Herhangi bir zamanda üçüncü derece AV bloğunun gelişmesi sonucunda da izlem süresi en azgece boyu olacak şekilde uzatılmalıdır.
Fingolimodun vücuttan anlamlı ölçüde uzaklaştırılması için diyaliz veya plazma değişimi yöntemleri etkili değildir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: İmmunosupresanlar, selektif immunosupresanlar ATC kodu: L04AA27
Etki mekanizması:
Fingolimod bir sfingozin-1-fosfat reseptör düzenleyicisidir. Fingolimod sfingozin kinazla aktif metaboliti fingolimod-fosfata metabolize edilir. Fingolimod-fosfat düşük nanomolarkonsantrasyonlarda lenfositlerde bulunan sfingozin-1-fosfat (S1P) reseptörü 1'e bağlanır vemerkezi sinir sistemindeki nöral hücrelerde yerleşik S1P reseptörü 1'e bağlanmak üzere
19 / 28
kolaylıkla kan beyin bariyerini geçer. Lenfositlerdeki SIPR'nin fonksiyonel bir antagonisti olarak fingolimod-fosfat lenfositlerin lenf nodlarından çıkış kapasitesini engelleyip,lenfositlerin sayısının azalmasından ziyade redistribüsyonuna neden olur. Bu redistribüsyonunsinir enflamasyonu ve sinir dokusu hasarı ile ilişkili olan patolojik lenfosit hücrelerinin (pro-enflamatuvar Th17 hücreleri dahil) merkezi sinir sistemine (MSS) infiltrasyonunu azalttığıhayvan deneylerinde gösterilmiştir. Hayvan çalışmaları ve
in vitroFarmakodinamik etkiler:
Kandaki immün hücre sayısı üzerindeki etkiler: İlk 0,5 mg'lık fingolimod dozu uygulamasından sonra 4-6 saat içinde lenfosit sayımı başlangıcın yaklaşık %75'ine kadarazalır. Devam eden günlük doz uygulaması ile lenfosit sayımı iki haftalık bir periyottadüşmeye devam edip, yaklaşık 500 hücre/pL'lik en düşük lenfosit sayımına veya başlangıcınyaklaşık %30'una ulaşır. Hastaların yüzde on sekizi en az bir durumda 200 hücre/pL altındakien düşük değere ulaşmıştır. Kronik günlük doz uygulaması ile düşük lenfosit sayısıkorunmaktadır. T ve B lenfositlerinin çoğunluğu lenfoid organlardan düzenli olarak geçmekteolup, bunlar fingolimoddan etkilenen başlıca hücrelerdir. T lenfositlerinin yaklaşık %15-20'siperiferik immün sistem hakkında bilgi veren önemli hücreler olan bir efektör hafıza fenotipinesahiptir. Bu lenfosit alt kümesi tipik olarak lenfoid organlara geçmediğinden fingolimoddanetkilenmez. Periferik lenfosit sayısı artışları fingolimod tedavisinin durdurulduğu günleriçinde belirgin olup, tipik olarak normal sayısına bir ila iki ay içinde ulaşılır. Kronikfingolimod doz uygulaması nötrofil sayısında başlangıcın yaklaşık %80'ine kadar hafif birazalmaya yol açar. Monositler fingolimoddan etkilenmez.
Fingolimod tedavinin başlangıcında kalp hızında ve atriyo-ventriküler iletide geçici bir azalmaya neden olur (Bkz. Bölüm 4.4 ve Bölüm 4.8). Kalp atım hızı birinci günden sonrakademeli olarak artar, kronik tedavinin bir ayı içinde başlangıç düzeylerine döner. Kalp hızınailişkin diürnal varyasyon ve egzersize yanıt dahil olmak üzere kalbin otonom yanıtlarıfingolimod tedavisinden etkilenmez. Fingolimod tedavisinin başlatılması ile atriyal erkenkasılmalarda bir artış görülmekle birlikte atriyal fibrilasyon/çarpıntı veya ventriküler aritmiveya ektopi oranında bir artış görülmez. Fingolimod tedavisi kardiyak çıkışta bir azalma ileilişkili değildir. Kalp hızında fingolimod tarafından indüklenen bir azalma atropin, izoprenalinveya salmeterol ile geri döndürülebilir.
S1P4 kısmen bu etkiye katkıda bulunuyor olabilir fakat lenfoid tükenmeden sorumlu başlıca reseptör değildir. Bradikardi ve vazokonstrüksiyonun etki mekanizmaları gine domuzlarındave izole tavşan aortunda ve koroner arterde de in vitro olarak çalışılmıştır. Bradikardiyebirincil olarak içe doğrultucu potasyum kanalının aktivasyonunun veya içe doğrultucu olanK+ kanalı tarafından aktive edilen G proteininin (IKACh/GIRK) ve böyleliklevazokonstriksiyona Rho kinaz ve kalsiyum bağımlı bir mekanizmanın aracılık ediyorolabileceği sonucuna varılmıştır.
İki hafta boyunca 0,5 ve 1,25 mg'lık tekli veya çoklu dozlarla uygulanan fingolimod tedavisi, hava yolu direncinde zorlu vital kapasite (FEV1) ve zorlu ekspiratuar hacim (FEF) 25-75 ileölçülen tespit edilebilir bir artışla ilişkilendirilmemektedir. Ancak, >5 mg'lık tekli fingolimoddozları (önerilen dozun 10 katı), hava yolu direncinde doza bağımlı bir artışlailişkilendirilmektedir. 0,5 mg, 1,25 mg veya 5 mg'lık çoklu dozlarla uygulanan fingolimodtedavisi, oksijenlenmede bozulma veya egzersiz esnasında oksijen desatürasyonu veya
20 / 28
metakoline karşı hava yolu duyarlılığında artışla ilişkilendirilmemektedir. Fingolimod tedavisi gören gönüllüler, inhale beta-agonistlere normal bir bronkodilatör yanıt vermektedir.
Klinik etkililik ve güvenlilik:
Fingolimodun etkililiği relapsing-remitting multipl sklerozlu (RRMS) yetişkin hastalarda günde bir kez 0,5 mg ve 1,25 mg'lık fingolimod dozlarının değerlendirildiği iki çalışmadagösterilmiştir. Her iki çalışma da önceki 2 yılda >2 relaps veya önceki yıl boyunca >1 relapsyaşayan yetişkin hastalardan oluşmuştur. Genişletilmiş Özürlülük Durumu Skoru (EDSS) 0ve 5,5 arasındadır. Aynı yetişkin hasta popülasyonunu hedef alan üçüncü bir çalışmaFINIMOD'un ruhsatlandırılmasından sonra tamamlanmıştır.
Çalışma D2301 (FREEDOMS) en azından önceki 3 ayda herhangi bir interferon-beta veya glatiramer asetat kullanmamış ve en azından önceki 6 ayda herhangi bir doz natalizumabkullanmamış relapsing-remitting tip multipl sklerozlu yetişkin hastalarda 2 yıllık, randomize,çift kör, plasebo kontrollü 1272 katılımcılı (425 hasta 0,5 mg, 429 hasta 1,25 mg, 418 hastaplasebo) bir Faz III çalışma olarak tasarlanmıştır. Veritabanı karakteristikleri için ortalamadeğerler: 37 yaş, 6,7 yıl hastalık süresi ve 2,0 EDSS skorudur. 0,5 mg ve 1,25 mg dozarasında yetişkin hastalarda anlamlı bir fark görülmemiştir.
Bu çalışmanın bulguları Tablo 1'de gösterilmektedir.
Tablo 1:Çalışma D2301 (FREEDOMS): Ana sonuçlar
|
Fingolimod 0,5 mg |
Plasebo |
Klinik Sonlanım Noktaları |
|
|
Yıllık atak oranı (birincil sonlanım noktası)
|
0,18**
|
0,40
|
24. ayda atak yaşamadan kalan hasta yüzdesi
|
%70**
|
%46
|
3 aylık doğrulanmış özürlülük progresyonu riski yüzdesij
Tehlike oranı (%95 GA)
|
%17
0,70 (0,52, 0,96)*
|
%24
|
MRG Sonlanım Noktaları |
|
|
Yeni veya yeni büyüyen T2 lezyonu sayısının 24 aydaki medyanı (ortalama)
|
0,0 (2,5)**
|
5,0 (9,8)
|
24. ayda Gd-tutan lezyon sayısı medyanı (ortalama)
|
0,0 (0,2)**
|
0,0 (1,1)
|
24 aydaki beyin hacmindeki yüzde değişikliğin medyanı (ortalama)
|
-0,7 (-0,8)**
|
-1,0 (-1,3)
|
t Özürlülük ilerlemesi 3 ay sonra doğrulanan Genişletilmiş Özürlülük Durumu Skalası (EDSS)'da 1 puanlık artış olarak tanımlanır.
** p<0,001, *p<0,05 plaseboya kıyasla
Klinik sonlanım noktalarına ilişkin tüm analizler tedavi amaçlı düzende yapılmıştır. MRG analizleri değerlendirilebilir veri setini kullanmıştır.
|
24 aylık çekirdek FREEDOMS çalışmasını tamamlayan hastalar dozun körlendiği uzatma çalışmasına (D2301E1) girip, fingolimod alabilmiştir. Toplamda 920 hasta girmiştir (n=3310,5 mg'a devam etmiş, 289 hasta 1,25 mg'a devam etmiş, 155 hasta plasebodan 0,5 mg'ageçirilmiş ve 145 hasta plasebodan 1,25 mg'a geçirilmiş). 12 ay sonra (36. Ayda) 856 hasta(%93) halen kayıtlı haldedir. 24 ve 36. aylar arasında çekirdek çalışmada fingolimod 0,5 mgalıp, 0,5 mg'da kalmış hastalar için yıllık relaps oranı (ARR) 0.17'dir (çekirdek çalışmada0.21). Plasebodan fingolimod 0,5 mg'a geçiş yapan hastalar için ARR 0.22'dir (çekirdekçalışmada 0.42).
21 / 28
Çalışma D2309 (FREEDOMS II) [194] Çalışma D2301'inkine (FREEDOMS) benzer bir tasarıma sahiptir: önceki en az 3 ayda inteferon-beta ya da glatiramer asetat kullanmamış veönceki en az 6 ayda natalizumab kullanmamış relapsta remisyonda seyreden multipl sklerozluhastalarda yürütülen 2 yıllık, randomize, çift kör, plasebo kontrollü1083 katılımcılı (358 hasta0,5 mg, 370 hasta 1,25 mg, 355 hasta plasebo) bir Faz III çalışmadır. Veritabanıkarakteristikleri için ortalama değerler: 41 yaş, 8,9 yıl hastalık süresi ve 2,5 EDSS skorudur.Bu çalışmanın bulguları Tablo 2'de gösterilmektedir.
Tablo 2: Çalışma D2309 (FREEDOMS II) Klinik ve MRG Bulguları
|
Fingolimod 0,5 mg |
Plasebo |
Klinik Sonlanım Noktaları |
|
|
Yıllık atak oranı (birincil sonlanım noktası)
|
0,21**
|
0,40
|
24. ayda atak yaşamadan kalan hasta yüzdesi
|
%71,5**
|
%52,7
|
3 aylık doğrulanmış özürlülük progresyonu riski yüzdesij
Tehlike oranı (% 95GA)
|
%25
0,83 (0,61, 1,12)
|
%29
|
MRG sonlanım noktaları |
|
|
Yeni veya yeni büyüyen T2 lezyonu sayısının 24 aydaki medyanı (ortalama)
|
0,0 (2,3)**
|
4,0 (8,9)
|
24. ayda Gd-tutan lezyon sayısı medyanı (ortalama)
|
0,0 (0,4)**
|
0,0 (1,2)
|
24 aydaki beyin hacmindeki yüzde değişikliğin medyanı (ortalama)
|
-0,71 (-0,86)**
|
-1,02 (-1,28)
|
t Özürlülük ilerlemesi 3 ay sonra doğrulanan Genişletilmiş Özürlülük Durumu Skalası (EDSS)'da 1 puanlık artış olarak tanımlanır.
** p<0,001, *p<0,05 plaseboya kıyasla
Klinik sonlanım noktalarına ilişkin tüm analizler tedavi amaçlı düzende yapılmıştır. MRG analizleri değerlendirilebilir veri setini kullanmıştır.
|
Çalışma D2302 (TRANSFORMS) önceki 6 ayda natalizumab kullanmamış RRMS'li hastalarda 1 yıllık, randomize, çift kör, çift plasebo, aktif (interferon beta-1a) kontrollü, 1280katılımcılı (429 hasta 0,5 mg, 420 hasta 1,25 mg, 431 hasta haftada 1 defa 30 pg interferonbeta-1a intramüsküler enjeksiyon) bir Faz III çalışma olarak tasarlanmıştır. Veritabanıkarakteristikleri için ortalama değerler: 36 yaş, 5,9 yıl hastalık süresi ve 2,0 EDSS skorudur.Bu çalışmanın bulguları Tablo 3'de gösterilmektedir. Çalışma bitiş noktalarına göre 0,5 mg ve1,25 mg doz arasında anlamlı bir fark görülmemiştir.
Tablo 3: Çalışma D2302 (TRANSFORMS): Ana bulgular
|
Fingolimod 0,5 mg |
İnterferon beta- 1a, 30 pg |
Klinik Sonlanım Noktaları |
|
|
Yıllık atak oranı (birincil sonlanım noktası)
|
0,16**
|
0,33
|
12. ayda atak yaşamadan kalan hasta yüzdesi
|
%83**
|
%71
|
3 aylık doğrulanmış özürlülük progresyonu riski yüzdesit
Tehlike oranı (%95 GA)
|
%6
0,71 (0,42, 1,21)
|
%8
|
MRG sonlanım noktaları |
|
|
Yeni veya yeni büyüyen T2 lezyonu sayısının 24 aydaki medyanı (ortalama)
|
0,0 (1,7)*
|
1,0 (2,6)
|
22 / 28
12. ayda Gd-tutan lezyon sayısı medyanı (ortalama)
|
0,0 (0,2)**
|
0,0 (0,5)
|
12 aydaki beyin hacmindeki yüzde değişikliğin medyanı (ortalama)
|
-0,2 (-0,3)**
|
-0,4 (-0,5)
|
t Özürlülük ilerlemesi 3 ay sonra doğrulanan Genişletilmiş Özürlülük (EDSS)'da 1 puanlık artış olarak tanımlanır.
** p<0,001, *p<0,05 İnterferon beta-1a kıyasla
|
Durumu Skalası
|
Klinik sonlanım noktalarına ilişkin tüm analizler tedavi amaçlı düzende yapılmıştır. MRG analizleri değerlendirilebilir veri setini kullanmıştır.
|
12 aylık çekirdek TRANSFORMS çalışmasını tamamlayan hastalar dozun körlendiği uzatma çalışmasına (D2302E1) girip, fingolimod alabilmiştir. Toplamda 1030 hasta girmiş ancak buhastalardan 3'ü tedavi almamıştır (n=356 0,5 mg'a devam etmiş, 330 hasta 1,25 mg'a devametmiş, 167 hasta interferon beta-1a'dan 0,5 mg'a geçirilmiş ve 174 hasta interferon beta-1a'dan 1,25 mg'a geçirilmiş). 12 ay sonra (24. ayda) 882 hasta (%86) halen kayıtlı haldedir.12 ve 24. aylar arasında çekirdek çalışmada fingolimod 0,5 mg alıp, 0,5 mg'da kalmış hastalariçin yıllık relaps oranı (ARR) 0.20'dir (çekirdek çalışmada 0.19). İnterferon beta-la'danfingolimod 0,5 mg'a geçiş yapan hastalar için ARR 0.33'tür (çekirdek çalışmada 0.48).
Çalışma D2301 (FREEDOMS) ve D2302'ye (TRANSFORMS) ilişkin toplanmış bulgular cinsiyet, yaş, önceki multipl skleroz tedavisi, başlangıçtaki hastalık etkinliği veya özürlülükdüzeyleri ile tanımlanan alt gruplarda karşılaştırma ajanına kıyasla yıllık atak oranına ilişkintutarlı bir azalmayı göstermiştir.
Pediyatrik popülasyon
Günde bir kez 0,25 mg veya 0,5 mg FINIMOD dozlarının (vücut ağırlığı ve maruziyet ölçümlerine dayalı olarak seçilmiş doz) etkililiği ve güvenliliği relapsing remiting seyredenmultipl sklerozlu 10 ila 18 yaş arasındaki pediyatrik hastalarda belirlenmiştir.
Çalışma D2311 (PARADIGMS) 10 ila 18 yaş arasındaki 215 hasta ile (fingolimod n=107, haftada bir kez intramüsküler enjeksiyon ile interferon beta-1a 30 p,g n=108) 24 aya varanesnek süreli çift kör, çift plasebo, aktif kontrollü bir çalışmadır.
Başlangıç özellikleri için medyan değerler: 16 yaş, medyan hastalık süresi 1,5 yıl ve EDSS skoru 1,5. Hastaların çoğu Tanner evrelemesi > 2 (%94.4) ve >40 kg'dır (%95.3). Toplamdahastaların 180'i (%84) çekirdek fazı çalışma ilacı tedavisinde tamamlamıştır (n=99 [%92.5]fingolimod kolunda, 81'i ise [%75] interferon beta-1a kolunda). Sonuç bulguları Tablo 4'tegösterilmektedir.
Tablo 4: Çalışma D2311 (PARADIGMS): Ana bulgular
|
|
Fingolimod 0,5 mg veya 0,25 mg |
İnterferon beta- 1a, 30^g |
Klinik Sonlanım Noktaları |
N=107
|
N=107#
|
Yıllık atak oranı (birincil sonlanım noktası) Relatif düşüş (yüzde)
|
0,122*** ' 81,9
|
0,675
|
24. ayda ataksız kalan hasta yüzdesi
|
%85,7***
|
%38,8
|
Özürlülük progresyonu riskit Tehlike oranı (%95GA)
(3 ay doğrulanmış)
|
0,23 (0,08, 0,66) **
|
|
|
23 / 28
MRG sonlanını noktaları |
|
|
Yeni veya yeni büyüyen T2 lezyonu sayısının yıllık medyanı
|
n=106
|
n=102
|
Uyarlanmış ortalama
|
4,393***
|
9,269
|
Relatif düşüş (yüzde)
|
52,6
|
|
24. ayda Gd-tutan lezyon sayısı medyanı (ortalama)
|
n=105
|
n=95
|
Uyarlanmış ortalama
|
0,436***
|
1,282
|
Relatif düşüş (yüzde)
|
66,0
|
|
Başlangıçtan 24. aya beyin hacmindeki değişikliğin yıllık oranı
|
n=96
|
-0,80
|
t Taban çizgisi = 0 ise, EDSS'de 1,5 puanlık artış olarak tanımlanan özürlülük ilerlemesi; Taban çizgisi = 1-5 dahil ise EDSS'de 1 puanlık artış; Taban çizgisi >5,5 ise, EDSS'de 0,5puanlık artış olarak tanımlanır, 3 ay sonra doğrulandı.
# İntramüsküler enjeksiyon ile interferon beta-1a almak için randomize edilen bir hasta, çiftdummy ilacı yutmayı başaramadı ve çalışmadan çıkarıldı. Hasta tam analiz ve güvenliksetinden çıkarıldı.
* p<0,05, **p<0,01, *** p<0,001 İnterferon beta-1a'ya kıyaslaKlinik sonlanım noktaların tüm analizleri tam analiz setindeydi.
|
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel Özellikler
Farmakokinetik veriler sağlıklı yetişkin gönüllülerden, yetişkin böbrek nakli hastalarından ve yetişkin multipl skleroz hastalarından elde edilmiştir.
Etkililikten sorumlu farmakolojik aktif metabolit fingolimod fosfattır.
Emilim:
Fingolimod emilimi yavaş (tmaks 12-16 saat) ve fazladır (>%85, idrara çıkan radyoaktivite miktarı ve feçesteki metabolit miktarına dayalı olarak). Görünür mutlak oral biyoyararlanımyüksektir (%93).
Besin alımı fingolimod Cmaks veya maruziyetini (EAA) değiştirmemektedir. Fingolimod fosfatın Cmaks değeri %34, düşmüş fakat EAA değişmemiştir. Bu nedenle FINIMODöğünlerden bağımsız olarak alınabilir (Bkz. Bölüm 4.2).
Kararlı durum kan konsantrasyonlarına günde bir kez uygulamayı takiben 1 ila 2 ay içinde erişilir ve kararlı durum düzeyleri başlangıç dozundan yaklaşık 10 kat daha büyüktür.
Dağılım:
Fingolimod kırmızı kan hücrelerinde, kan hücrelerinin %86'lık fraksiyonu ile yüksek derecede dağılır. Fingolimod-fosfat kan hücrelerinde <%17'lik daha küçük bir dağılımasahiptir. Fingolimod ve fingolimod-fosfat yüksek derecede proteine bağlıdır (>%99,7).Fingolimod ve fingolimod-fosfatın proteine bağlanması renal veya hepatik bozuklukladeğişmemektedir.
Fingolimod yaklaşık 1200±260 L'lik bir dağılım hacmi ile vücut dokularına geniş ölçüde dağılır.
24 / 28
Radyoiyodo-işaretli fingolimod ile tekli intravenöz doz alan dört sağlıklı gönüllüde yapılan bir çalışma, fingolimodun beyne girdiğini göstermiştir. Kararlı durumda 0,5 mg/günfingolimod kullanan multipl sklerozlu 13 erkek hastada yürütülen bir çalışmada, seminalejakülattaki fingolimod (ve fingolimod-fosfat) miktarı uygulanan dozdan (0,5 mg) >10.000kat daha düşüktür.
Biyotransformasyon:
Fingolimod insanlarda geri dönüşümlü stereo-seçici fosforilasyon ile farmakolojik olarak aktif (S)-enantiomeri fingolimod fosfata dönüştürülür. Fingolimod başlıca CYP4F2 ve muhtemelendiğer izoenzimlerle katalizlenen oksidatif biyotransformasyon ve ardışık olarak inaktifmetabolitlere yağ asidi benzeri parçalanma ile elimine edilir. Fingolimodun farmakolojikolarak inaktif non-polar seramid analogları da gözlenmiştir. Fingolimod metabolizmasınadahil olan başlıca enzim kısmen tanımlanmış olup, CYP4F2 ya da CYP3A4'tür.
Tekli oral [14 C] fingolimod uygulamasını takiben, doz sonrası 34. güne kadar toplam radyo-işaretli bileşenlerin EAA'sına sağladıkları katkıya göre belirlenmiş kandaki majör fingolimod ile ilişkili bileşenler fingolimodun kendisi (%23), fingolimod fosfat (%10) ve inaktifmetabolitl erdir (M3 karboksilik asit metaboliti %8, M29 seramid metaboliti %9 ve M30seramid metaboliti %7).
Eliminasyon:
Fingolimod kan klirensi 6,3±2,3 L/saattir ve ortalama belirgin terminal yarılanma ömrü (t1/2) 6-9 gündür. Fingolimod ve fingolimod fosfatın kan düzeyleri terminal fazda paralel olarakazalır, bu da, her ikisi için de benzer yarılanma ömrüne yol açar.
Oral uygulama sonrasında dozun yaklaşık %81'i inaktif metabolitler olarak yavaş olarak idrarla atılır. Fingolimod ve fingolimod fosfat idrarla atılmaz ancak bunlar, her biri dozun%2,5'inden azını temsil eden miktarlarla feçesteki başlıca bileşenlerdir. 34 gün sonrauygulanan dozun geri kazanımı %89'dur.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Fingolimod ve fingolimod-fosfat konsantrasyonları fingolimod 0,5 mg veya 1,25 mg'ın günde bir kez uygulanan çoklu dozlarından sonra dozla orantılı bir şekilde artar.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Cinsiyet, etnik köken ve böbrek yetmezliği:
Fingolimod ve fingolimod fosfatın farmakokinetiği, erkeklerde ve kadınlarda, farklı etnik kökene sahip hastalarda veya hafif ila şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda farklılıkgöstermez.
Karaciğer yetmezliği:
Hafif, orta şiddetli veya şiddetli karaciğer yetmezliği (Child-Pugh sınıf A, B, C) olan gönüllülerde değerlendirildiğinde tekli doz fingolimodun farmakokinetiği (1 veya 5 mg)fingolimod Cmaks'ı üzerinde herhangi bir değişiklik göstermezken EAA'da sırasıyla %12,%44 ve %103'lük bir artış göstermiştir. Sanal eliminasyon yarılanma ömrü hafif karaciğeryetmezliğinde değişmezken, orta şiddetli ve şiddetli karaciğer yetmezliğinde %50uzamaktadır. Şiddetli hepatik bozukluğu (Child-Pugh sınıf C) olan hastalarda, fingolimodfosfat Cmaks değerini %22 azaltmış ve EAA değerini %38 artırmıştır. Fingolimod-fosfatınfarmakokinetiği hafif veya orta şiddette hepatik bozukluğu olan hastalardadeğerlendirilmemiştir. Karaciğer yetmezliği fingolimod ve fingolimod- fosfatın
25 / 28
parçalanmasında değişikliklere yol açmış olsa da, bu değişikliklerin boyutu fingolimod dozunun hafif ila orta şiddetli karaciğer yetmezliği (Child-Pugh sınıf A, B) olan hastalardaayarlanmasına gerek olmadığını düşündürmektedir. Ancak dikkatli olunmalıdır. Fingolimodşiddetli karaciğer yetmezliği (Child-Pugh sınıf C) olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik hastalarda (10 yaş ve üzeri) fingolimod-fosfat konsantrasyonları 0,25 mg ve 0,5 mg arasında net orantılı bir şekilde artar.
Kararlı durumda fingolimod-fosfat konsantrasyonu, günde bir fingolimod 0,5 mg ile tedavi edilen erişkin hastalar ile karşılaştırıldığında pediyatrik hastalarda (> 10 yaş), 0,25 mg veya0,5 mg fingolimodun günlük uygulaması sonrasında yaklaşık %25 daha düşüktür.
10 yaşın altındaki pediyatrik hastalarda veri bulunmamaktadır.
Geriyatrik popülasyon:
65 yaş üzerindeki hastalarda klinik deneyimler ve farmakokinetik bilgiler kısıtlıdır. FINIMOD, 65 yaş ve üzerindeki hastalarda dikkatli kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.2).
Irk:
Etnik kökenin fingolimod ve fingolimod fosfat farmakokinetiği üzerindeki etkileri klinik olarak anlamlı değildir.
Cinsiyet:
Cinsiyet, fingolimod ve fingolimod-fosfat farmakokinetiği üzerinde herhangi bir etkiye sahip değildir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Fingolimodun klinik öncesi güvenlilik profili farelerde, sıçanlarda, köpeklerde ve maymunlarda değerlendirilmiştir. Majör hedef organlar çeşitli türlerde lenf sistemi (lenfopenive lenfoid atrofi), akciğerler (artmış vücut ağırlığı, bronko-alveolar bağlantıda düz kashipertrofisi) ve kalp (negatif kronotropik etki, kan basıncında artış, perivasküler değişikliklerve miyokard dejenerasyonu); sadece sıçanlarda kan damarları (vaskülopati) ve çeşitli türlerdesadece yüksek dozlarda hipofiz bezi, midenin ön bölümü, karaciğer, böbrek üstü bezleri,gastrointestinal sistem ve sinir sistemi (sıklıkla genel toksisite belirtileri ile ilişkili) olmuştur.
Sıçanlarda 0,5 mg dozda insan sistemik maruziyetine (EAA) dayalı olarak sınırın yaklaşık 50 katını temsil eden, 2,5 mg/kg'lık maksimum tolere edilebilir doza kadar oral fingolimoddozlarında yapılan 2 yıllık bir biyoanalizde karsinojenisiteye ilişkin herhangi bir kanıtgözlenmemiştir. Ancak 2 yıllık bir fare çalışmasında 0,5 mg günlük dozdaki insan sistemikmaruziyetine dayalı olarak (EAA) sınırın yaklaşık 6 katını temsil eden 0,25 mg/kg ve dahayüksek dozlarda artmış bir malign lenfoma insidansı görülmüştür.
Fingolimodun bir Ames testinde ve bir L5178Y fare lenfoma hücre hattında
in vitroin vitroin vivo
mikronukleus testinde klastojenik bulunmamıştır.
Fingolimod erkek ve dişi sıçanlarda 0,5 mg'lık günlük dozdaki insan sistemik maruziyetine (EAA) dayalı olarak sınırın yaklaşık 150 katını temsil eden test edilen en yüksek dozlara
26 / 28
kadar (10 mg/kg) sperm sayımı/motilitesi ve fertilite üzerinde herhangi bir etkiye sahip bulunmamıştır.
Fingolimod 0,1 mg/kg veya daha yüksek dozlarda verildiğinde teratojenik bulunmamıştır. En yaygın görülen fetal iç organ malformasyonları persistan trunkus arteriosus ve ventrikülerseptum kusurunu içermiştir. Sıçanlarda 1 mg/kg ve daha yüksek dozlarda implantasyonsonrası kayıpta bir artış ve 3 mg/kg'da canlı fetüslerde bir azalma gözlenmiştir. Fingolimod1,5 mg/kg ve daha yüksek dozlarda artmış bir embriyo-fetal mortalite ve 5 mg/kg'da canlıfetüsün yanı sıra fetal büyümede bir azalmanın meydana geldiği tavşanlarda teratojenikbulunmamıştır.
Sıçanlarda F1 nesil yavru sağkalımı erken doğum sonrası periyotta maternal toksisiteye neden olmayan dozlarda azalmıştır. Ancak F1 vücut ağırlığı, gelişimi, davranışı ve fertilitesifingolimod ile tedaviden etkilenmemiştir. Genç sıçanlarda yapılan bir toksisite çalışmasındayetişkin sıçanlara kıyasla ilave bir hedef organ toksisitesi gözlenmemiştir. Keyhole LimpetHemosiyanin (KLH) ile tekrar eden uyarılar tedavi periyodu sırasında orta derecede azalmışbir yanıtı ancak 8 haftalık düzelme periyodunun sonunda tam olarak fonksiyonel immünreaksiyonları göstermiştir.
Fingolimod emzirme sırasında tedavi edilen hayvanların sütüne geçmiştir. Fingolimod ve metabolitleri gebe tavşanlarda plasental bariyerden geçmiştir.
Jüvenil hayvan çalışmaları
Jüvenil sıçanlarda iki toksisite çalışmasından elde edilen bulgular kemik mineral yoğunluğu, nörodavranışsal yanıt, gecikmiş cinsel olgunlaşma ve keyhole limpet hemosiyanin (KLH) iletekrarlanan uyarılara azalmış immün yanıt üzerinde hafif etkiler göstermiş olup, bunlar adversolay olarak kabul edilmemiştir. Genel olarak juvenil hayvanlarda fingolimodun tedaviyleilişkili etkileri, juvenil hayvanlarda > 1,5 mg/kg dozlarında gözlenen kemik mineralyoğunluğunda değişiklikler ve nörodavranışsal bozukluk (sese karşı irkilme) ve juvenilhayvanlarda akciğerlerde düz kas hipertrofisinin bulunmayışı hariç, benzer doz düzeylerindeerişkin sıçanlarda görülenlere yakın olmuştur.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi Kapsül çekirdeği:
Prejelatinize nişasta Sodyum lauril sülfat
Kapsül gövde bileşimi:
Titanyum dioksit (E171)
Jelatin (sığır kaynaklı jelatin içerir)
Kapsül kapak bileşimi:
Titanyum dioksit Sarı demir oksit
Jelatin (sığır kaynaklı jelatin içerir)
Baskı mürekkebi:
Şelak
27 / 28
Propilen glikol Güçlü amonyak çözeltisiPotasyum hidroksitSiyah demir oksit (E172)
6.2. Geçimsizlikler
Yeterli veri yoktur.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Nemden koruyunuz.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Al//Al blister.
28 kapsül içeren blister ambalaj.
6.6. Tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Teva İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Ümraniye/İstanbul
8. RUHSAT NUMARASI
2017/556
9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 02.08.2017 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
28 / 28