KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
EDOLAR® 600 mg film kaplı tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde:
Her bir film kaplı tablet 600 mg etodolak içerir.
Yardımcı maddeler:
Her bir film kaplı tablet 387 mg laktoz monohidrat (inek sütünden elde edilen) içerir.
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Film kaplı tablet.
Beyaz ya da beyazımsı renkli, oblong, film kaplı tabletler.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
• Osteoartrit, romatoid artrit ve ankilozan spondilit belirti ve bulgularınıntedavisinde,
• Akut gut artriti, akut kas iskelet sistemi ağrıları, post-operatif ağrı ve dismenoretedavisinde endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Erişkin dozu günde 400-1200 mg arasındadır. Maksimum günlük doz 1200 mg'ı aşmamalıdır. Sabah ve akşam olmak üzere günde iki kez kullanılmaktadır.
Tedavi hedefleriyle uyumlu olarak etkili olabilen en düşük doz, en kısa süre için kullanılmalıdır.
Başlangıç tedavisine cevap alındıktan sonra doz ve doz aralığı hastanın ihtiyaçlarına göre bireysel olarak ayarlanmalıdır.
Farklı doz titrasyonları gerektiğinde, doktor gözetiminde EDOLAR'ın diğer formları ile tedaviye devam edilebilir.
Günlük 1200 mg'dan fazla kullanımının güvenli olup olmadığı kanıtlanmamıştır. Tolerans veya taşiflaksi geliştiği bildirilmemiştir.
Uygulama şekli:
Oral yoldan uygulanır. Tercihen yemeklerle birlikte ya da yemeklerden sonra alınmalıdır.
1 / 16
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Hafif ve orta şiddette böbrek yetmezliği bulunan hastalarda yapılan çalışmalarda (kreatinin klerensi 37-88 mL/dak.) toplam ve serbest etodolak metabolizmasındaanlamlı fark görülmemiştir. Hemodiyaliz uygulanan hastalarda, bağlanmamışfraksiyon
%%Karaciğer yetmezliği:
Kompanse karaciğer sirozu bulunan hastalarda toplam ve serbest etodolak metabolizması değişmemiştir. Bu hasta grubunda genelde doz ayarlaması gerekliolmamakla beraber, etodolak klerensi karaciğer fonksiyonuna bağımlıdır ve şiddetlikaraciğer yetmezliği bulunan hastalarda doz azaltılabilir.
Pediyatrik popülasyon:
Etodolak etkinlik ve güvenlilik bakımından pediyatrik hastalarda değerlendirilmemiştir, bu nedenle 18 yaş altındaki çocuklarda kullanımı önerilmez.
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlı hastalarda doz ayarı gerekmemektedir.
Yaşlı hastalarda advers reaksiyonların görülme riski yüksektir.
En düşük etkin dozu, semptomları kontrol için gereken en kısa sürede kullanarak istenmeyen etkiler en aza indirilebilir. NSAİİ tedavisi sırasında gastrointestinalkanama riski açısından hastalar yakından izlenmelidir.
4.3. Kontrendikasyonlar
EDOLAR, etodolak'a veya tabletin içerdiği herhangi bir maddeye karşı aşırı duyarlı olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.
EDOLAR, olası çapraz reaksiyonlarından dolayı aspirin, ya da diğer non steroidal antiinflamatuvar ilaçlar ile tedavi sırasında alerjik reaksiyonlar gelişen hastalarda yada akut astım, rinit, ürtiker geçmişi olan hastalarda kullanılmamalıdır.
Ayrıca, daha önceki NSAİ ilaçlarla tedavi ile ilgili gastrointestinal kanama veya perforasyon geçmişi bulunan hastalarda kullanılmamalıdır.
EDOLAR, ciddi kalp yetmezliği olan hastalarda, by-pass ve kalp ameliyatından hemen önce veya sonra kullanılmamalıdır.
Etodolak ayrıca aktif peptik ülseri olanlarda veya peptik ülser hastalığı geçmişi olan hastalarda (diğer non steroidal anti inflamatuvar ilaçların sebep olduğu gastrointestinalhemoraji de dahil) kontrendikedir.
Gebeliğin son trimestrinde kontrendikedir.
2 / 16
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleriKardivovasküler risk
•
NSAİİ'ler, ciddi kardivovasküler trombotik olaylar, miyokard enfarktüsü veinme risklerinde ölümcül olabilecek artışlara sebep olabilirler. Bu risk kullanımsüresiyle birlikte artabilir. Kardivovasküler hastalığı olan veya kardivovaskülerhastalıkla ilgili risk faktörü taşıyan hastalarda bu risk en yüksek düzeydedir.
•
Etodolak'ın, koroner arter by-pass greft operasyonu geçirenlerde ameliyat öncesive sonrası ağrı kesici olarak kullanılması kontrendikedir.Gastrointestinal risk
• NSAİİ'ler, kanama, ülser, mide ya da bağırsak perforasyonu gibi ciddigastrointestinal advers etkilerle ilgili riskte ölümcül olabilecek artışlara sebepolabilir. Bu etkiler, kullanım sırasında her an, uyarıcı semptomlar göstermedenortaya çıkabilir. Ciddi gastrointestinal etkiler için yaşlılar en büyük risk grubunuoluşturur.
Uyarılar:
Kardiyovasküler trombotik etkiler:
Birçok COX-2 selektif ve nonselektif non-steroidal antiinflamatuar (NSAİ) ilaçlar ile 3 yıla varan süreler ile yapılan klinik çalışmalarda fatal olabilen ciddi kardiyovaskülertrombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve felç riskinin yüksek olduğu görülmüştür.COX-2 selektif olan ve olmayan tüm NSAİ ilaçlarda benzer bir risk bulunabilir.Kardiyovasküler hastalığı olduğu bilinen ya da kardiyovasküler hastalık bakımındanrisk faktörü bulunan hastalarda, risk daha yüksek olabilir. NSAİ ilaç tedavisi uygulananhastalarda, potansiyel bir advers kardiyovasküler etki riskini minimuma indirmek içinetkili en düşük doz, mümkün olan en kısa süreyle kullanılmalıdır. Daha öncekardiyovasküler semptomlar görülmediyse bile, hastalar ve doktorlar bu tür olaylarınmeydana gelmesi konusunda dikkatli olmalıdır. Hastalara ciddi kardiyovaskülerolayların belirti ve/veya semptomları ve meydana gelmesi durumunda ne yapmalangerektiği konularında bilgi verilmelidir.
NSAİ ilaçların kullanımıyla artan ciddi kardiyovasküler trombotik olaylar meydana gelme riskini, eşzamanlı kullanılan aspirinin azalttığı konusunda tutarlı kanıtlar yoktur.Aspirin ile bir NSAİ ilacın eşzamanlı kullanılması ciddi gastrointestinal etki riskiniartırır (Bkz. Gastrointestinal etkiler).
Koroner arter by-pass ameliyatından sonraki ilk 10-14 gün içinde ağrı tedavisi için COX-2 selektif NSAİ ilaçların kullanıldığı iki büyük, kontrollü klinik çalışmadamiyokard infarktüsü ve felç insidansının arttığı görülmüştür (Bkz. Kontrendikasy onlar).
Hipertansiyon:
Diğer NSAİ ilaçlar gibi EDOLAR da, hipertansiyon oluşmasına ya da önceden var olan hipertansiyonun kötüleşmesine yol açabilir ve bu durum kardiyovasküler olayinsidansının artmasına sebep olabilir. Tiyazid ya da kıvrım diüretiği kullanan hastalarNSAİ ilaçlar aldığı zaman, bu ilaçlara cevaplar bozulabilir. EDOLAR da dahil, tümNSAİ ilaçlar hipertansiyonlu hastalarda dikkatli bir şekilde kullanılmalıdır. Kan basıncı,NSAİ ilaç tedavisinin başlangıcında ve tedavi boyunca yakından izlenmelidir.
3 / 16
Konjestif kalp yetmezliği ve ödem:
NSAİ ilaç kullanan bazı hastalarda sıvı retansiyonu ve ödem görülmüştür. EDOLAR sıvı retansiyonu ya da kalp yetmezliği bulunan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Gastrointestinal etkiler - Ülserasyon, kanama ve perforasyon riski:
Non-steroidal antiinflamatuar (NSAİ) ilaçlarla tedavi olan hastalarda, tedavinin herhangi bir döneminde ve herhangi bir uyarıcı semptom görülmeksizin; mide, incebağırsak veya kalın bağırsakta enflamasyon, kanama, ülserasyon ya da perforasyonşeklinde, ölümle sonuçlanabilecek ciddi gastrointestinal advers etkilere sebep olabilir.NSAİ ilaç kullanımı ile ciddi üst gastrointestinal şikayetleri olan beş hastadan sadecebiri semptomatiktir. NSAİ ilaç kullanımı ile ilişkili ciddi üst gastrointestinal sistemülserleri, büyük kanamalar ya da perforasyonların 3-6 ay tedavi gören hastalardayaklaşık % 1, bir yıl tedavi görenlerde ise % 2-4 oranında oluştuğu gösterilmiştir. Bueğilimler kullanım süresinin uzaması ile devam eder ve tedavi kürü sırasında, ciddigastrointestinal advers etki oluşma ihtimali artar. Bununla beraber, kısa süreli tedavidebile risk vardır.
NSAİ ilaçlar ülser hastalığı ya da gastrointestinal kanama hikayesi bulunan hastalarda çok dikkatli kullanılmalıdır. Peptik ülser hastalığı ve/veya gastrointestinal kanamahikayesi bulunan ve NSAİ ilaçlar kullanan hastalarda gastrointestinal kanama oluşmariski, bu risk faktörlerinden hiçbiri bulunmayan hastalara oranla 10 kattan fazladır.NSAİ ilaçların uygulandığı hastalarda; eşzamanlı oral kortikosteroid ya daantikoagülan kullanımı, NSAİ ilaç tedavisinin uzun süreli olması, sigara alışkanlığı,alkol kullanma, ileri yaşta olma ve genel sağlık durumunun kötü olması,gastrointestinal kanama riskini artıran diğer faktörlerdir. Spontan fatal gastrointestinalolayların büyük bir bölümü, yaşlı ya da genel sağlık durumu bozuk hastalardagörülmektedir; bu nedenle bu popülasyonun tedavisinde özellikle dikkatli olmakgerekir.
NSAİ ilaç tedavisi uygulanan hastalarda gastrointestinal advers etki potansiyeli riskini minimuma indirmek için, etkili en düşük doz, mümkün olan en kısa süreyleuygulanmalıdır. NSAİ ilaç tedavisi sırasında hastalar ve doktorlar gastrointestinalülserasyon ve kanama belirti ve semptomları için dikkatli olmalı ve ciddigastrointestinal advers etki şüphesi varsa, hemen ilave değerlendirme ve tedaviyebaşlanmalıdır. Bu, ciddi bir gastrointestinal advers etki ortadan kalkıncaya kadar,NSAİ ilaç tedavisinin durdurulmasını içermelidir. Yüksek riskli hastalar için NSAİilaçları içermeyen alternatif tedaviler düşünülmelidir.
Renal etkiler:
NSAİ ilaçların uzun süreli kullanımı, renal papiller nekroz ya da diğer renal patolojilere yol açmaktadır. Renal prostaglandinlerin, böbreğin perfüzyonunusağlamada kompensatuar rol oynadıkları hastalarda da renal toksisite gözlenir. Buhastalara NSAİ bir ilacın uygulanması, prostaglandin üretiminde ve renal kan akımındabelirgin renal dekompansasyona yol açacak derecede doza bağlı azalmayaneden olabilir. Bu tür bir risk altındaki hastalar; böbrek fonksiyon bozukluğu, kalpyetmezliği, karaciğer fonksiyon bozukluğu olanlar, diüretik ve ADE inhibitörükullananlar ve yaşlı hastalardır. NSAİ ilaç tedavisinin sonlandırılması ile geneldetedavi öncesi duruma geri dönülür.
4 / 16
İlerlemiş böbrek hastalığı:
Kontrollü klinik çalışmalarda, etodolak'ın ilerlemiş böbrek hastalığı bulunan hastalarda kullanımı konusunda hiçbir bilgi yoktur. Bu sebeple, ilerlemiş böbrekhastalığı bulunan hastalarda EDOLAR ile tedavi önerilmez. Eğer EDOLAR tedavisinebaşlanması gerekiyorsa, hastanın böbrek fonksiyonunun yakından izlenmesi önerilir.
Anafilaktoid reaksiyonlar:
Diğer NSAİ ilaçlarla olduğu gibi daha önce etodolak kullanmamış hastalarda da anaflaktoid reaksiyonlar görülebilir. Etodolak; aspirin triadı (aspirin veya diğer NSAİilaçlarla astım, ürtiker ya da benzeri şekilde alerjik reaksiyonlar) görülmüş hastalaraverilmemelidir.
Daha ziyade bronşiyal astım, vazomotor rinit ve burun polipozisi bulunan hastalarda aspirin veya diğer NSAİ ilaçların alınması ile ciddi, fatal olabilecek bronkospazmortaya çıkabilir. Bu gibihastalarda fatal reaksiyonlar bildirilmiştir(Bkz.
Kontrendikasyonlar ve Önlemler - Önceden mevcut astım). Böyle vakalarda acil yardım yapılmalıdır.
Deri reaksiyonları:
Etodolak da dahil olmak üzere tüm NSAİ ilaçlar eksfoliatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu (SJS) ve toksik epidermal nekroliz (TEN) gibi fatal olabilen ciddi deriadvers olaylarına neden olabilir. Bu ciddi olaylar hiçbir belirti vermeden meydanagelebilir. Hastalara ciddi deri reaksiyonlarının belirti ve semptomları bildirilmeli vederi döküntüsü ya da aşırı duyarlılığın herhangi başka bir belirtisindeilacın
durdurulması gerektiği söylenmelidir.
Gebelik:
Ductus arteriosusun erken kapanmasına yol açacağından, etodolak'ın gebeliğin geç dönemlerinde kullanılması önerilmez.
Önlemler:
Genel:
Etodolak, kortikosteroid yerine ya da kortikosteroid tedavisinin yetersizliğinde kullanılmaz. Kortikosteroidlerin aniden durdurulması hastalığın alevlenmesine yolaçabilir. Uzun süreli kortiokosteroid tedavisi uygulanmakta olan hastalarda,kortikosteroid tedavisinin durdurulmasına karar verilmişse, tedavinin idameli olarakazaltılması gerekir.
Etodolak'ın (ateş ve) enflamasyon azaltılmasındaki farmakolojik aktivitesi, bu diyagnostik belirtilerin varsayılan non-infeksiyöz, ağrılı durumlarınkomplikasyonlarının izlenmesindeki faydasını azaltabilir.
Hepatik etkiler:
NSAİ ilaç kullanan hastaların % 15'e yakın bir bölümünde bir veya daha fazla karaciğer fonksiyon testi değerinde sınırda artışlar olabilir ve klinik çalışmalardaNSAİ ilaç uygulanan hastaların yaklaşık % 1'inde dikkate değer ALT ve AST artışları(normalin üst sınırının yaklaşık üç katı veya daha fazla) bildirilmiştir. Laboratuvar
5 / 16
bulgularındaki bu değişmeler ilerleyebilir, değişmeden kalabilir, ya da tedavinin devam etmesine rağmen geçici olabilir. NSAİ ilaçların kullanımı ile nadiren sarılık vefatal fulminan hepatit, karaciğer nekrozu ve karaciğer yetmezliği (bazıları fatalsonuçlanan) gibi ciddi karaciğer reaksiyonları bildirilmiştir.
Etodolak tedavisi uygulanırken karaciğer fonksiyon bozukluğu semptom ve/veya belirtileri görülen ya da karaciğer testleri anormal olan hastalar daha şiddetli hepatikreaksiyon oluşma kanıtı için değerlendirilmelidir. Eğer karaciğer hastalığı ile uyumluklinik belirti ve bulgular meydana gelirse ya da sistemik belirtiler görülürse (döküntü,eozinofili gibi), etodolak tedavisi durdurulmalıdır.
Hematolojik etkiler:
Etodolak veya diğer NSAİ ilaçları kullanan hastalarda bazan anemi görülmektedir. Bunun nedeni; sıvı retansiyonu, gizli ya da geniş gastrointestinal kan kaybı veyaeritropoiez üzerinde tam olarak tanımlanmamış bir etki olabilir. Etodolak'ın da dahilolduğu NSAİ ilaçların uzun süreli olarak kullanan hastalarda aneminin herhangi birbelirti veya bulgusu görülürse, hemoglobin ya da hematokrit değerleri ölçülmelidir.
NSAİ ilaçlar trombosit agregasyonunu inhibe eder ve bu ajanların bazı hastalarda kanama süresini uzattığı görülmüştür. Aspirinin aksine, trombosit fonksiyonuüzerindeki etkileri kantitatif olarak daha az, daha kısa süreli ve reversibldir. Etodolaktedavisi uygulanan ve trombosit fonksiyonundaki değişikliklerin olumsuz etkileribulunan hastalar (koagülasyon bozukluğu bulunan ya da antikoagülan uygulananhastalar gibi) dikkatle izlenmelidir.
Önceden mevcut astım:
Astımlı hastalarda aspirine-duyarlı astım bulunabilir. Aspirine duyarlı astımı olan hastalarda aspirin kullanımı, fatal olabilen ciddi bronkospazma yol açmaktadır. Bu türhastalarda aspirin ve diğer NSAİ ilaçlar arasında bronkospazmın da dahil olduğuçapraz reaktivite bildirildiğinden etodolak kullanılmamalı ve önceden astımı olduğubilinen hastalarda da dikkatli olunmalıdır.
Hastalar için bilgi
Etodolak, diğer NSAİ ilaçlar gibi, miyokard infarktüsü ya da felç gibi ciddi kardiyovasküler yan etkilere neden olabilir ve bunlar hastanede yatma ve hatta ölümile sonuçlanabilir. Ciddi kardiyovasküler olaylar uyarıcı semptomlar olmadanmeydana gelebilirse de, hastalar göğüs ağrısı, nefes darlığı, halsizlik, konuşmadapelteklik gibi belirti ve semptomlara dikkat etmeli ve bunlara benzer herhangi birbelirti ya da semptom görürlerse tıbbi yardım almalıdır. Hastalara bu izlemenin önemivurgulanmalıdır (Bkz. Uyarılar - Kardiyovasküler trombotik etkiler).
Bu sınıftaki diğer ilaçlar gibi etodolak da rahatsızlığa ve nadiren, hastanede yatmayı gerektirebilen ve hatta öldürücü olabilen gastrointestinal ülser ve kanama gibi ciddiyan etkilere neden olabilir.
Ciddi gastrointestinal sistem ülserasyon ve kanaması, uyarıcı semptomlar bulunmadan da meydana gelebildiği için, doktorlar kronik tedavi uygulanan hastaları ülserasyon ve
6 / 16
kanamanın belirti ve bulgularına dikkat etmeleri konusunda uyarmalı ve epigastrik ağrı, dispepsi, melena ve hematemezi içeren herhangi bir belirti ya da semptombakımından izlemeli ve onlara da bu izlemenin önemini bildirmelidirler (Bkz. Uyarılar- Gastrointestinal etkiler - Ülserasyon, kanama ve perforasyon riski).
Etodolak, diğer NSAİ ilaçlar gibi, eksfoliatif dermatit, Stevens Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz gibi hastanede yatmayı gerektiren ve hatta ölümcül olabilen,deride ciddi yan etkilere neden olabilir. Ciddi deri reaksiyonları uyarı olmadanmeydana gelebilirse de, hastalar deride döküntü ve vezikül, ateş ya da kaşınma gibidiğer aşırı duyarlılık belirti ve semptomlarına dikkat etmeli ve herhangi bir belirti yada semptom görürlerse tıbbi yardım almalıdır. Hastalarda herhangi tip bir döküntümeydana gelirse ilacı hemen durdurmaları ve mümkün olduğunca çabuk doktorlarınadanışmaları söylenmelidir.
Hastalara, açıklanamayan kilo artışı ya da ödem belirti ve semptomlarını hemen doktorlarına bildirmeleri söylenmelidir.
Hastalara heptatotoksisitenin uyarıcı belirti ve semptomları konusunda bilgi verilmelidir (örneğin; bulantı, yorgunluk hali, letarji, prurit, sarılık, sağ üst kadrandaduyarlılık ve grip benzeri sendrom). Eğer bunlar meydana gelirse, hastalara tedaviyidurdurup hemen tıbbi yardım almaları söylenmelidir.
Hastalara, bir anafilaktoid reaksiyon meydana gelirse (örneğin; solunum güçlüğü, yüz ya da boğazda şişme) acil tıbbi yardım almaları da söylenmelidir (Bkz. Uyarılar).
Etodolak, diğer NSAİ ilaçlar gibi, hamileliğin son evrelerinde alınmamalıdır; çünkü duktus arteriozusun erken kapanmasına neden olacaktır.
Laboratuvar testleri
Ciddi gastrointestinal sistem ülserasyonları ve kanaması uyarı semptomları olmadan meydana gelebileceğinden, doktorlar gastrointestinal kanama belirti ve semptomlarınıizlemelidir. Diğer NSAİ ilaçlarda olduğu gibi, anemi belirti ve bulguları bakımındanuzun süreli etodolak tedavisi uygulanan hastaların tam kan sayımı ve kimyasal profiliperiyodik olarak kontrol edilmelidir.
Eğer karaciğer hastalığını gösteren klinik belirti ve bulgular ortaya çıkar veya sistemik belirtiler (eozinofili, döküntü gibi) görülürse ve eğer anormal karaciğer testlerisaptanır, bunlar devam eder ya da kötüleşirse, etodolak durdurulmalıdır.
Her bir film kaplı tablet 387 mg laktoz monohidrat içerir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktaz yetmezliği ya da glukoz-galaktoz malabsorpsiyon problemiolan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Anjiyotensin Dönüştürücü Enzim (ADE)-inhibitörleri:
Çalışmalarda NSAİ ilaçların ADE-inhibitörlerinin antihipertansif etkilerini azaltabileceği gösterilmiştir. NSAİilaçlar ile ADE-inhibitörlerinin eşzamanlı verildiği hastalarda bu etkileşim gözönündetutulmalıdır.
7 / 16
Aspirin:
Etodolak aspirin ile birlikte uygulandığında proteine bağlanması azalır, ancak serbest etodolak klerensi değişmez. Bu etkileşmenin klinik anlamı bilinmemektedir.Yine de, diğer NSAİ ilaçlar ile olduğu gibi, etodolak ile aspirinin eşzamanlıuygulanması, yan etkilerdeki artış potansiyeli nedeniyle, genelde önerilmemektedir.
Furosemid:
Klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrası gözlemlerde etodolak'ın bazı hastalarda furosemid ve tiazidlerin natriüretik etkilerini azaltabileceği görülmüştür. Buetkiye renal prostaglandin sentezi inhibisyonunun neden olduğu düşünülmüştür. NSAİilaçlar ile eşzamanlı tedavi sırasında hasta, böbrek yetmezliği belirtileri ve diüretiketkililiğini saptamak için dikkatle izlenmelidir.
Lityum:%
15 artmış verenal klerens yaklaşık % 20 düşmüştür. Bu etkiye, renal prostaglandin sentezininNSAİ ilaçlar tarafından inhibisyonunun neden olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle,NSAİ ilaçlar ile lityum eşzamanlı uygulanınca bireyler lityum toksisitesi belirtileri içindikkatle izlenmelidir.
Metotreksat:
NSAİ ilaçların, tavşan böbrek dilimlerinde metotreksat birikimini kompetitif şekilde inhibe ettikleri kaydedilmiştir. Bu da metotreksat toksisitesiniartırabileceklerini düşündürür. NSAİ ilaçların metotreksat ile eşzamanlı kullanımındadikkatli olmak gerekir.
Varfarin:
Varfarin ile NSAİ ilaçların gastrointestinal kanama üzerindeki etkileri sinerjiktir; şöyle ki, bu her iki ilacı birlikte kullananlarda ciddi gastrointestinal kanamariski, her iki ilacı ayrı ayrı kullananlara oranla daha yüksektir.
Kardiyak glikositler:
NSAİ ilaçlar kalp yetmezliğini şiddetlendirebilir, GFR'yi azaltabilir ve plazma glikozid seviyelerini yükseltebilirler.
Siklosporinler:
Siklosporin ile ilişkili nefrotoksisite artabilir.
Fenilbutazon ve probenesid:
Fenilbutazon ve probenesid etodolak'ın yan etki riskini artırabilirler.
Anti-trombosit ajanlar (örn., varfarin, heparin) ve seçici serotonin gerialım inhibitörleri (SSRI'ler) (örn., fluoksetin):
Gastrointestinal kanama riskini artırabilirler.
Kortikosteroidler:
Gastrointestinal kanama riskini artırabilirler.
Takrolimus:
NSAİ ilaçlar takrolimusla kullanıldığında muhtemelen nefrotoksisite riskini artırır.
Zidovudin:
NSAİ ilaçlar zidovudinle birlikte kullanıldığında hematolojik toksisite riskini artırır.
Mifepriston:
NSAİ ilaçlar, mifepriston kullanıldıktan 8-12 gün sonrasına kadar etkinliği azalabileceğinden kullanılmamalıdır.
8 / 16
Kinolon antibiyotikler:
Hayvan çalışmalarında, NSAİ ilaçlar kinolon antibiyotiklerle birlikte kullanıldıklarında konvülziyon riskinin arttığı saptanmıştır. Bu nedenle, NSAİilaçlar ve kinolon antibiyotikleri birlikte kullananlarda konvülziyon riski artmıştır.
İlaç/labomtuvar testi etkileşmeleri
Etodolak uygulanan hastaların idrarında etodolak'ın fenolik metabolitleri bulunduğundan, üriner bilirübin (ürobilin) için yalancı pozitif reaksiyon görülebilir.İdrarda keton cisimlerini tayin etmek için kullanılan diagnostik 'dip-stick' metodu,etodolak uygulanan bazı hastalarda yalancı-pozitif verilere neden olmuştur. Geneldebu fenomen, klinik yönden anlamlı başka olaylara neden olmamış ve doz ile bağlantılıbulunmamıştır.
Etodolak tedavisi serum ürik asit düzeylerinde hafif bir düşüşe neden olmuştur. Klinik çalışmalarda etodolak tedavisi uygulanan (600 mg-1000 mg/gün) artritli hastalarda 4haftalık tedaviden sonra ortalama 1-2 mg/dL düşüşler görülmüştür. Bundan sonra budüzeyler 1 yıla varan tedavi süreleri boyunca stabil kalmıştır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlarda etkileşimlere ilişkin ek bilgi bulunmamaktadır.
Pediyatrik popülasyon:
18 yaşın altındaki çocuklarda, etodolak için güvenlilik ve etkinlik çalışmaları
yapılmadığı için, bu ilacın çocuklarda kullanımı önerilmez.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik Kategorisi: Birinci ve ikinci trimester C/Üçüncü trimester D
Kronik nonsteroidal antiinflamatuvar tedavi alan hastalarda, beklenmeyen kanama, ülser ve perforasyon gibi ciddi gastrointestinal toksiketkileryaratabilir.
Gastrointestinal kanama belirtisi görüldüğü an acil olarak etodolak kullanımı kesilmelidir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda tedavi süresince etkili doğum kontrolü uygulaması önerilir.
Gebelik dönemi
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik ve/veya embriyonel/fetal gelişim ve/veya doğum ve/veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımındanyetersizdir. İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. EDOLAR, gebelikdöneminde kullanılmamalıdır.
Hamile kadınlarda yapılmış yeterli ya da iyi kontrollü çalışmalar mevcut değildir. Etodolak hamilelik sırasında ancak potansiyel yararı fetus üzerine olan potansiyelrisklerinden fazla ise kullanılmalıdır. NSAİ ilaçlar doğum ve duktus arteriozusunkapanması yönünden insanlarda fetüsün kardiyovasküler sistemi üzerinde bilinenetkilerinden dolayı, hamileliğin son trimesterinde kullanılmamalıdır.
9 / 16
Etodolak ile sıçanlarda yapılan çalışmalarda, prostaglandin sentezini inhibe ettiği bilinen diğer ilaçlarla olduğu gibi; distosi, doğumun gecikmesi ve yaşayan yavrusayısında azalma görülmüştür. Etodolak'ın hamile kadınlarda doğum üzerindekietkileri bilinmemektedir.
Laktasyon dönemi
Etodolak'ın insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Birçok ilaç insan sütüne geçtiğinden ve etodolak'ın emzirilen yeni doğanlarda ciddi yan etki potansiyelibulunduğundan, ilacın anne için önemi göz önünde bulundurularak emzirmeyi veyailacı durdurma arasında bir karar verilmelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
Etodolak 16 mg/kg (94 mg/m2) oral dozlara kadar erkek ve dişi sıçanlarda üreme bozukluğuna neden olmamıştır. Bununla beraber, 8 mg/kg grubunda döllenmişyumurta implantasyonunda azalma olmuştur.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Etodolak baş dönmesi, sersemlik hissi, yorgunluk ve görmede anormalliklere sebep olabilir. Hastalar araç ve makine kullanmadan önce, bu ilacın etkilerine karşı dikkatliolmaları konusunda uyarılmalıdır.
4.8. İstenmeyen etkiler
Rapor edilen istenmeyen etkiler aşağıdaki sıklık derecesine göre listelenmiştir.
Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila <1/100); seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor(eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Ekimoz, anemi, trombositopeni, kanama zamanında artış,
agranülositoz, hemolitik anemi, lökopeni, nötropeni, pansitopeni
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın olmayan: Ödem, serum kreatininde artış, daha önce kontrol altında olan diyabetik hastada hiperglisemi, vücut kilosunda değişiklik, tad alma bozukluğu
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Asteni/yorgunluk, baş dönmesi, depresyon, sinirlilik Yaygın olmayan: Uykusuzluk, somnolans, parestezi, konfüzyon
Göz hastalıkları
Yaygın: Bulanık görme
Yaygın olmayan: Fotofobi, geçici görme bozukluğu, konjunktivit
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın: Kulak çınlaması Yaygın olmayan: Sağırlık
10 / 16
Kardiyak hastalıklar
Yaygın olmayan: Hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, yüz kızarması, çarpıntı, senkop,vaskülit(nekrotize vealerjikdahil), aritmiler,miyokard infarktüsü,
serebrovasküler olay
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın olmayan: Astım, eozinofili ile pulmoner infiltrasyon, bronşit, dispne, farenjit, rinit, sinüzit
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Dispepsi,karın ağrısı,diyare,flatulans,bulantı,konstipasyon, gastrit,
melena, kusma
Yaygın olmayan:Susama, ağızkuruluğu,ülseratifstomatit,anoreksi, eruktasyon,
duodenit, kanamalıya da kanamasız peptik ülserve/veyaperforasyon, bağırsak
ülserasyonu, pankreatit, striktür ya da kardiyospazm ile birlikte veya tek başına özofajit, kolit
Hepatobiliyer hastalıklar
Yaygın olmayan: Karaciğer enzimlerinde yükselme, kolestatik hepatit, hepatit,
kolestatik sarılık, sarılık, karaciğer yetmezliği, karaciğer nekrozu
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Kaşıntı, döküntü
Yaygın olmayan: Anjiyoödem, terleme, ürtiker, vezikobüllöz döküntü, purpura ile kutanöz vaskülit, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, eritemamultiforme, hiperpigmentasyon, alopesi, makülopapüler döküntü, fotosensitivite,deri soyulması
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın: Disüri, sık idrar yapma
Yaygın olmayan: BUN'da yükselme, böbrek yetmezliği, böbrek bozukluğu, renal papiller nekroz, sistit, hematüri, renal kalkül, interstisiyel nefrit, uterusta kanamadüzensizlikleri
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Titreme ve ateş
Yaygın olmayan: Alerjik reaksiyon, anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar (şok dahil), infeksiyon, baş ağrısı
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarakizlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli adversreaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmelerigerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08;faks: 0 312 218 35 99).
11 / 16
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Semptomlar
Akut NSAİ ilaç doz aşımından sonraki semptomlar genelde letarji, uyku hali, bulantı, kusma ve epigastrik ağrı ile sınırlıdır ve çoğunlukla destek tedavi ile düzelir.
Gastrointestinal kanama görülebilir ve yüksek miktarda ibuprofen ya da mefenamik aside bağlı doz aşımından sonra koma ortaya çıkmıştır. Hipertansiyon, akut böbrekyetmezliği ve solunum depresyonu da görülebilir, fakat çok nadirdir. NSAİ ilaçlarınterapötik uygulamalarından sonra anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir ve dozaşımından sonra da ortaya çıkabilir.
Terapötik önlemler
Bir NSAİ ilaçla doz aşımından sonra hastalara semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanmalıdır.
Spesifik bir antidot yoktur.
İlacın alınmasından sonraki 4 saat içinde semptomların ortaya çıktığı hastalarda veya büyük miktarlardaki doz aşımlarından (normal dozun 5-10 katı) hemen sonrabağırsak dekontaminasyonu endike olabilir. Bu, emezis ve/veya bir ozmotik katartikile aktif kömür (erişkinlerde 60-100 g, çocuklarda 1-2 g/kg) yoluyla yapılmalıdır.
Etodolak yüksekoranda proteine bağlandığından, zorlu diürez,idrarın
alkalinizasyonu, hemodiyaliz ya da hemoperfüzyon büyük olasılıkla yararlı olmayacaktır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antiinflamatuar ve antiromatik ürünler (Non-steroid yapılılar) - Asetik asit türevleri ve benzerleriATC kodu: M01AB08
Etodolak, hayvan modellerinde antiinflamatuar, analjezik ve antipiretik etkiler
gösteren bir nonsteroidal antiinflamatuar (NSAİ) ilaçtır. Diğer NSAİ ilaçlarda olduğu gibi, etodolak'ın etki mekanizması da kesin olarak bilinmemektedir, fakatprostaglandin biyosentezinin inhibisyonu ile ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Etodolak, R (-) ve S (+) etodolak'ın rasemik bir karışımıdır. Diğer NSAİ ilaçlar gibi, bu ilacın da hayvanlarda S (+) formunun biyolojik yönden aktif olduğu saptanmıştır.Her iki enantiomer de stabildir ve
in vivo
ortamda R (-) enantiomeri S (+)enantiomerine dönüşmemektedir.
Tek doz 200-400 mg etodolak uygulamasından 'A saat sonra analjezi sağlanmış ve maksimum etki 1-2 saat içinde ortaya çıkmıştır. Analjezik etki genelde 4-6 saatdevam etmiştir.
12 / 16
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Farmakokinetik özellikler yaşlı ve gençlerde farklılık göstermemektedir.
Etodolak'ın farmakokinetiği 267 normal birey, 44 yaşlı hasta (> 65 yaş), böbrek yetmezliği bulunan 19 hasta (kreatinin klerens 37-88mL/dak), hemodiyaliz
uygulanan 9 hasta ile kompanse karaciğer sirozu bulunan10 hastada
değerlendirilmiştir.
Oral yoldan uygulanan etodolak'ın kinetiği, birinci derece absorpsiyonu olan iki kompartmanlı model ile en iyi şekilde tanımlanmaktadır.
Etodolak ile fenitoin, glibürid, furosemid ya da hidroklorotiyazid eşzamanlı uygulandığında farmakokinetik etkileşme görülmez.
Emilim:
Etodolak oral yoldan alındığında iyi absorbe edilir.
Solüsyon formülasyonu ile karşılaştırıldığında, 200mg kapsülün rölatif
biyoyararlanımı %100'dür. Kütle denge çalışmaları esas alındığında da, tablet ya da kapsül formülasyonundan etodolak'ın sistemik yararlılığı en az %80'dir. Etodolakoral uygulamadan sonra anlamlı derecede ilk geçiş metabolizmasına uğramaz. Tekdoz 200 - 600 mg uygulamadan sonra ortalama (± 1 SS) doruk plazmakonsantrasyonları yaklaşık 14 ± 4 - 37 ± 9 gg/mL arasındadır ve bu düzeye 80 ± 30dakika içinde erişilir. 12 saatte bir 600 mg dozlara kadar EAA (plazmakonsantrasyonu-zaman eğrisi altındaki alan) ile doz arasındaki ilişki lineer özelliktedir.
12 saatte bir 400 mg dozlara kadar total ve serbest etodolak'ın zirve konsantrasyonları uygulanan doz ile orantılıdır, fakat 600 mg dozunuygulanmasından sonra ulaşılan doruk konsantrasyonu, daha düşük dozlaradayanılarak ön görülenden yaklaşık % 20 daha yüksektir.
Tablo 1. Etodolak kararlı durum farmakokinetik parametreleri (N=267) |
Farmakokinetik parametreler |
Ortalama ± SS |
Oral absorpsiyon miktarı (biyoyararlanım) (F)
|
> % 80
|
Oral doz klerens (CL/F)
|
47 ± 16 mL/saat/kg
|
Kararlı durum hacmi (Vss/F)
|
362 ± 129 mL/kg
|
Dağılım yarı ömrü (t1/2/a)
|
0,71 ± 0,50 saat
|
Terminal yarı ömrü (t1/2/p)
|
7,3 ± 4,0 saat
|
13 / 16
Etodolak yemekten sonra uygulandığında absorpsiyon derecesi değişmez. Bununla beraber, besin alımı erişilen doruk konsantrasyonunu yaklaşık yarıya kadar azaltır vedoruk konsantrasyona kadar olan süreyi de 1,4-3,8 saat artırır.
Etodolak bir antasit ile eşzamanlı uygulandığında absorpsiyon derecesi etkilenmez. Ancak ulaşılan doruk plazma konsantrasyonu yaklaşık %15-20 daha düşüktür.Zirveye kadar olan süre üzerinde ise ölçülebilen bir etki görülmemiştir.
Dağılım:
Etodolak'ın kararlı durum sanal plazma dağılım hacmi yaklaşık 0,362 L/kg'dır. Terapötik doz sınırları içinde etodolak, > %99 oranda plazma proteinlerine bağlıdır.Serbest fraksiyon < %1'dir ve bu oran araştırılan doz sınırlarında toplam etodolakkonsantrasyonundan bağımsızdır.
Proteine bağlanma -in vitro
çalışmalardan elde edilen verilerdeetodolak'ın serbest fraksiyonunun asetaminofen, ibuprofen, indometazin, naproksen,piroksikam, klorpropamid, glipizid, glibürid, fenitoin ve probenesid tarafındananlamlı derecede değiştirilmediği görülmüştür.
Biyotransformasyon:
Etodolak karaciğerde yoğun şekilde metabolize edilir. Etodolak ve metabolitlerinin başlıca atılım yolu ise renal eliminasyondur. Önerilen dozlardan sonra elde edilenetodolak plazma düzeyleri bireyler arasında çok farklıdır.
Eliminasyon:
Oral dozdan sonra etodolak'ın ortalama plazma klerensi 47 (± 16) mL/saat/kg ve terminal metabolizma yarı ömrü 7,3 (± 4,0) saattir. Uygulanan dozun yaklaşık % 72'siidrarda aşağıdaki şekilde bulunur (uygulanan dozun yüzdesi olarak belirtilmiştir):
- etodolak, değişmemiş%1
- etodolak, glukuronid%13
- hidroksillenmiş metabolitler (6-,7-ve8-OH)%5
- hidroksillenmiş metabolit glukuronidleri%20
- tanımlanmamış metabolitler%33
Feçesle itrah dozun % 16'sını oluşturmuştur.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaşlı hastalar: K
linik çalışmalarda etodolak'ın klerensi yaşlı hastalarda (> 65 yaş) yaklaşık % 15 daha düşük bulunmuştur. Bu çalışmalarda etodolak'ın yarı ömrü ya daproteine bağlanması üzerinde yaşa bağlı bir değişiklik bulunmadığı görülmüş vebeklenen ilaç birikiminde de değişiklik olmamıştır. Farmakokinetik özellikler esasalındığında, yaşlılarda genelde doz ayarı gerekmez. Bununla beraber yaşlılarda vücutboyutuna göre doz ayarı gerekebilir; çünkü bu hastalar antiprostaglandin etkileregenç hastalardan daha duyarlı olabilir.
14 / 16
Böbrek yetmezliği:%
50artış görülmüş,serbest etodolak klerensi değişmemiştir.Bu daetodolak
metabolizmasında proteine bağlanmanın önemini gösterir.Etodolakdiyalizle
vücuttan uzaklaştırılamaz.
Karaciğer yetmezliği: K5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
NSAİ'lere bağlı zehirlenmeler, primerolarak gastrointestinal bozukluklar ve
hemorajiyle ve böbrek bozukluklarıyla kendini gösterir.
Etodolak'ın farmakolojik ve toksikolojik özellikleri iyi bilinmektedir. Etodolak karsinojenik ve mutajenik potansiyel bulundurmamaktadır. Embriyojenik veyateratojenik etkileri de yoktur.Ancak 2-14 mg/kg/gün alan sıçanlarda uzuv
gelişiminde izole değişiklikler meydana gelmiştir.
Karsinojenez, mutajenez ve üreme bozukluğu
Farelere 2 yıl ve sıçanlara 18 ay süreyle 15 mg/kg/gün (sırasıyla 45 ve 89 mg/m2) veya daha düşük oral dozlarda uygulanan etodolak'ın karsinojenik etkisigörülmemiştir. Etodolak
S. typhimuriumin vitroin vivoin vitro6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Çekirdek tablet
;
• Laktoz monohidrat (inek sütünden elde edilen)
• Sodyum nişasta glikolat
• Mikrokristalin selüloz
• Kolloidal silikon dioksit
• Polivinil pirolidon
• Magnezyum stearat
15 / 16
Film Kaplama*
• Hidroksipropilmetil selüloz
• Titanyum dioksit
• Polietilen glikol 400
•
Karışım halinde temin edilir.
6.2. Geçimsizlikler
Herhangi bir geçimsizlik bildirilmemiştir.
6.3. Raf ömrü
24 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında ve orijinal ambalajında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
EDOLAR, 10 ve 14 tabletlik PVC/PE/PVDC/Al blister ambalajda, karton kutuda sunulmaktadır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği” ve “Ambalaj ve ambalaj atıklarının kontrolü yönetmeliği”ne uygunolarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Lilyum İlaç ve Kimya Sanayi Ticaret Limited Şirketi Fatih Sultan Mehmet Mah. Poligon Cad.
No: 8C/1 Ümraniye/İstanbul 0 850 885 21 99 (Pbx)
0 850 885 21 99 (Faks) [email protected]
8. RUHSAT NUMARASI
2021/370
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 13/10/2021 Ruhsat yenileme tarihi: -
10. KÜB'ÜN YENİLENMETARİHİ
16 / 16