Sindirim Sistemi ve Metabolizma » Diğer Sindirim Sistemi ve Metabolizma İlaçları » Diğer » Çeşitli Sindirim Sistemi ve Metabolizma İlaçları
KISA ÜRÜN BİLGİSİ
¡ Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Meydana gelen herhangi bir yan etkiyi raporlayarak yardımcıolabilirsiniz. Yan etkilerin nasıl raporlanacağını öğrenmek için 4. bölümün sonunabakabilirsiniz.
1. BEERTIBBİ ÜRÜNÜN ADI
SIPRYNE® 250 mg Sert Kapsül
2. KALTATF VE KANTTATF BLEŞİMEtkin madde:
Her bir sert kapsül 250 mg trientin hidroklorür içerir.
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTK FORM
Turuncu renkli sert jelatin kapsüller.
Kapsül üzerinde logo ve NVL01 ibaresi yer almaktadır.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonları
D-Penisilamini tolere edemeyen Wilson hastalığı vakalarının tedavisi için endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliUygulama sıklığı ve süresi:
Doz ve/veya doz aralıklarına ilişkin sistematik bir değerlendirme gerçekleştirilmemiştir. Ancak sınırlı klinik deneyime göre SIPRYNE® için önerilenbaşlangıç dozu;
Çocuklarda : 500-750 mg/gün
Yetişkinlerde : 750-1250 mg/gün
1 / 13
Bu dozlar günde iki, üç ya da dört bölünmüş doz halinde uygulanmalıdır.
Maksimum doz;
12 yaş altı çocuklarda : 1500 mg/gün
Yetişkinlerde : 2000 mg/gün
Günlük SIPRYNE® dozu yalnızca klinik yanıt yetersiz olduğunda veya serbest serum bakır düzeyi sürekli 20 mcg/dL düzeyinde kaldığında arttırılmalıdır.
Optimum uzun dönemli idame dozu 6-12 aylık aralıklarla değerlendirilmelidir.
Uygulama şekli:
SIPRYNE® yemeklerden en az bir saat önce ya da en az iki saat sonra alınmalı ve SIPRYNE® ile başka herhangi bir ilaç, besin ya da süt alımı arasında en az bir saat sürebırakılmalıdır. Kapsülleri çiğnemeden ya da açmadan su ile bütün olarak yutulmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
SIPRYNE® kullanan ve böbrek yetmezliği olan hastalarda, semptomları ve bakır seviyeleri düzenli olarak tıbbi gözetim altında tutulmalıdır. Bu hastalarda da böbrekfonksiyonlarının yakından izlenmesi önerilir.
Genel olarak doz seçiminde dikkatli olunmalı ve hepatik, renal ve kardiyak fonksiyonlardaki azalma, eş zamanlı hastalıklar ve diğer ilaçlar dikkate alınarak dozaralığının en alt sınırından başlanmalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
SIPRYNE®'in çocuklarda etkililik ve güvenliliğini değerlendiren kontrollü çalışmalar yapılmamıştır. Altı yaşına kadar olan çocuklarda klinik olarak kullanılmış ve herhangi biryan etki bildirilmemiştir.
Geriyatrik popülasyon:
250 mg trientin hidroklorür içeren kapsül ile gerçekleştirilen klinik çalışmalara > 65
2 / 13
yaşında yeterli sayıda hasta katılmadığından, bu yaş grubundaki yanıtın genç hastalara göre daha farklı olup olmadığı bilinmemektedir. Diğer bildirilen klinik deneyim yaşlı ve dahagenç hastalarda yanıt farklılıklarını belirlemek için yeterli değildir.
4.3. Kontrendikasyonlar
Etkin madde veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olan hastalarda kontraendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Trientin romatoid artrit ya da sistinüri tedavisinde D-penisilamin için bir alternatif olarak endike değildir. Penisilinamine bağlı sistemik lupus eritematozus trientintedavisine geçildiğinde iyileşme gözlenmeyebilir. Trientin serum demir düzeylerinidüşürdüğü bulunmuş olan bir şelasyon ajanıdır ve etki mekanizması muhtemelendemir emiliminin azalmasına bağlıdır. Bazı vakalarda demir takviyesi gerekebilir vedemir takviyesinin gün içinde trientinden farklı bir saatte verilmesi gerekir.
Kalsiyum ya da magnezyum içeren antasidlerin trientinin etkililiğini değiştirdiğine dair bir bulgu olmasa da bu iki ilacı ayrı uygulamak uygun bir yaklaşımdır (yaniantasidlerin yemekten sonra alınması gerekir).
Trientin ve penisilamin kombinasyonu bir avantaj sağlamaz.
Bir trientin formülasyonu kullanan hastada başka bir trientin formülasyonu kullanmaya başlamadan önce trientin bazında ifade edilen dozlar eşdeğer olamayacağı için dikkatliolunması önerilmektedir.
Trientin ve çinko kombinasyonu önerilmez. Eşzamanlı kullanımla ilgili sınırlı veri vardır ve belirli bir doz önerisi yapılamaz.
İzleme
Trientin alan hastalar, düzenli tıbbi gözetim altında tutulmalı ve dozu optimize etmek
için semptomların ve bakır seviyelerinin uygun olduğunun kontrolü için izlenmelidir
3 / 13
(bkz. Bölüm 4.2).
İdame tedavisinin amacı serumdaki serbest bakır seviyelerini kabul edilebilir sınırlar içinde tutmaktır. Tedaviyi izleme için en güvenilir endeks, toplam bakır veseruloplazmin-bağlı bakır (serumdaki normal serbest bakır seviyesi genellikle 100 ila150 mikrogram/L) arasındaki fark kullanılarak hesaplanan serumsuz bakırınbelirlenmesidir. Tedavi sırasında idrardan bakır atılım ölçümü yapılabilir. Şelasyontedavisi, idrardaki bakır seviyesinde artışa yol açtığından, bu veri vücuttaki fazla bakıryükünün doğru bir yansımasını verebilir/vermeyebilir, ancak tedaviye uyumunkontrolü için yararlı bir ölçü olabilir.
Daha önce D-penisilamin ile tedavi edilen hastalarda, trientin ile sonraki tedavi sırasında lupus benzeri reaksiyonlar bildirilmiştir, ancak trientin ile nedensel bir ilişkisiolup olmadığını belirlemek mümkün değildir.
Trientin dahil olmak üzere bakır şelatörleri ile tedavi edilen Wilson hastaları arasında nörolojik kötüleşme bildirilen vakalar vardır. Daha önceden nörolojik semptomlarıolan hastalarda bu etkinin daha belirgin olması mümkündür. Hastaların bu bulgu vebelirtiler açısından yakından izlenmesi ve önerilen terapötik doza ulaşmak için doztitrasyonu uygulanması önerilir.
4.5.Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
SIPRYNE® emilimini bloke edebildiğinden dolayı genellikle mineral takviyeleri ile birlikte alınmamalıdır.
Özellikle çocuklarda ve doğurgan çağdaki veya gebe kadınlarda demir eksikliği gelişebilir; Wilson hastalığı için önerilen düşük bakırlı diyet de demir eksikliğineneden olabilir. Gerektiğinde kısa kürler halinde demir verilebilir; ancak demir veSIPRYNE® birbirlerinin emilimini engellediklerinden SIPRYNE® ve demir alımıarasında iki saat ara bırakılmalıdır.
SIPRYNE®'in yemeklerden en az bir saat önce ya da en az iki saat sonra alınması ve başka herhangi bir ilaç, besin ya da süt alımıyla SIPRYNE® alımı arasında 1 saat
bırakılması önemlidir. Böylelikle maksimum emilim sağlanır ve gastrointestinal
4 / 13
sistemde metallerin bağlanması nedeniyle ilacın inaktive olma olasılığı azalır.
Bununla birlikte, hiçbir gıda etkileşimi çalışması yapılmamıştır ve bu nedenle, sistemik trientine maruz kalma üzerindeki gıda etkisinin kapsamı bilinmemektedir.
Kalsiyum veya magnezyum antasitlerin trientinin etkililiğini değiştirdiğine dair kanıt olmamasına rağmen, ayrı ayrı alınması doğru bir uygulamadır.
Karbonik anhidraz inhibitörü diüretikler trientinin serum konsantrasyonunu düşürebilir, tedavi boyunca serum konsantrasyonları izlenmelidir.
Özel popülasyonlara ilikin ek bilgiler
Özel popülasyonlarla ilgili olarak herhangi bir etkileşim çalışması bulunmamaktadır.
Pediyatrik popülasyon
Pediyatrik popülasyona ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6.Gebelik ve laktasyon Genel tavsiye
Gebelik Kategorisi: C
Çocuk dourma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınların tedavi süresince etkili doğum kontrol yöntemi kullanmaları önerilir.
Gebelik dönemi
Gebe kadınlarda trientin kullanımına dair sınırlı miktarda veri bulunmaktadır.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, muhtemelen trientine bağlı bakır eksikliğinin bir sonucu olan üreme toksisitesini göstermiştir.
Her hastada tedavinin yarar ve riskleri dikkatle değerlendirilmeden ürün gebelikte kullanılmamalıdır. Dikkate alınması gereken faktörler arasında hastalığın kendisine bağlıriskler, mevcut alternatif tedavilerin riskleri ve trientinin olası teratojenik etkileri
bulunmaktadır.
5 / 13
Bakır büyüme ve mental gelişim için gerekli olduğundan, fetusta bakır eksikliği oluşmamasını sağlamak için doz ayarlaması yapılmalı; olası fetal bozuklukları saptamak vegebelik boyunca annedeki serum bakır düzeylerini değerlendirmek için hastalar gebelikboyunca izlenmelidir.
Trientin dozu serum bakır düzeylerini normal aralıkta koruyacak şekilde ayarlanmalıdır. Trientin ile tedavi edilen annelerin doğurduğu bebekler gerektiğinde serum bakır veserüloplazmin düzeyleri açısından izlenmelidir.
Laktasyon dönemi
İlacın insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Pek çok ilaç insan sütüne geçtiği için, emziren annelerde SIPRYNE® ile tedavi sırasında dikkatli olunmalıdır.
Trientin ile tedavi edilen annelerin doğurduğu bebekler gerektiğinde serum bakır ve serüloplazmin düzeyleri açısından izlenmelidir.
Üreme yetenei/Fertilite
SIPRYNE® ile üreme yeteneği ve fertilite üzerine insanlarda yapılan klinik çalışma bulunmamaktadır.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
SIPRYNE®'in araç ve makine kullanma yeteneği üzerindeki etkileri için herhangi bir çalışma yapılmamıştır.
4.8. İstenmeyen etkiler
İstenmeyen etkiler aşağıda sistem organ sınıfına göre listelenmiştir. Sıklıklar şu şekilde tanımlanmıştır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları:
• Bilinmiyor: Demir eksikliği anemisi
6 / 13
Sinir sistemi hastalıkları:
• Bilinmiyor: Distoni, myastenia gravis, nörolojik bozulma
Gastrointestinal hastalıkları:
• Yaygın: Bulantı
• Bilinmiyor: Duodenit, kolit (ciddi kolit dahil), gastrit, aşırı duyarlılık: sabit ilaçerüpsiyonu
Deri ve derialtı doku hastalıkları:
• Yaygın olmayan: Deri döküntüsü, kaşıntı, eritem
• Bilinmiyor: Ürtiker
Kas-iskelet bozukluklar, bağ doku ve kemik hastalıkları
• Bilinmiyor: Kas spazmı, sistemik lupus eritematoz
Araştırmalar:
• Bilinmiyor: Aplastik anemi, pansitopeni, sideroblastik anemi (geri dönüşümlü)
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar / risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonuTürkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.(www.titck.gov.tr; e- posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 3599)
4.9.Doz aşımı ve tedavisi
Herhangi bir zamanda çok fazla kullanılması veya yanlışlıkla yutulması durumunda kaygılanmaya gerek yoktur. 30 gram trientin hidroklorür almış olan erişkin bir kadındagörünürde olumsuz bir etki ile karşılaşılmamıştır. Doz aşımı konusunda başka bir verimevcut değildir.
Uzun süreli yüksek dozda tedavi, bakır eksikliğine ve geri dönüşümlü sideroblastik
7 / 13
anemiye neden olabilir. Aşırı tedavi ve fazla bakırın uzaklaştırılması, idrardan bakır atılımı ve seruloplazmin bağlı olmayan bakır değerleri kullanılarak izlenebilir. Dozu optimizeetmek veya gerekirse tedaviyi düzenlemek için yakın takip gereklidir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLERİ5.1. Farmakodinamik özellikleri
Farmakoterapötik grup: Diğer sindirim sitemi ve metabolizma ürünleri - Çeşitli sindirim kanalı ve metabolizma ürünleri.
ATC kodu: A16AX12
Trientin dihidroklorür tuzu, 1969 yılında D-penisilamine alternatif bir bakır şelatörü olarak tanıtılmıştır. Trientin, bakır ile stabil kompleksler oluşturarak veya bağırsaktaki bakıremilimini azaltarak bakır düzeylerini azaltmak için ikili bir etki mekanizmasına sahiptir.Trientin hidroklorür bilinen diğer şelatör ajanlardan farklı kendine özgü bir yapısı olan oralbir şelatördür. Bakır, demir ve çinko dahil ağır metallerle böbreklerden atılan stabil şelatlaroluşturur. Trientinin atılımına paralel olarak üriner bakır, demir ve çinkokonsantrasyonlarının tümü artar. Bakır trientinin yapısındaki 4 azotla tek düzlemli halkaşeklinde stabil bir kompleks oluşturur (Kodama ve ark., 1997). İdrarla olan bakır atılımıdoza bağımlıdır. Asetiltriednin şelasyon kapasitesi düşük olmasına rağmen hem trientinhem de metaboliti olan asetiltrien bakırla şelat yapar. Trientin idrar yoluyla bakır atılımınıartırmasının yanı sıra, bağırsaklardan bakır aborbsiyonunu da azaltır.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim
Oral uygulamayı takiben trientinin emilimi Wilson hastalığı olan hastalarda düşük ve değişkendir. Trientinin farmakokinetik profili, sağlıklı erkek ve dişi deneklerde tek biroral dozda 450, 600 mg ve 750 mg trientinden sonra değerlendirilmiştir. Trientininplazma seviyeleri, uygulamanın ardından hızla yükseldi, 1,25 ila 2 saat sonra medyanpik seviyesine ulaşmıştır. Trientin plazma konsantrasyonu daha sonra başlangıçta hızlıbir şekilde, ardından daha yavaş bir eliminasyon fazı ile çok fazlı bir şekilde azaldı.
Genel farmakokinetik profiller erkeklerde ve kadınlarda benzerdi, ancak erkeklerde
8 / 13
daha yüksek trientin vardı.
Trientin oral yoldan kullanılır. Biyoyararlanımı yaklaşık %6-18'dir; gastrointestinal kanalda metal bağlayarak olası bir inaktivasyonunu minimalize etmek için aç karnınaalınır.
Besinler, süt, ilaçlar ve mineral destekleri gastrointestinal kanalda trientin ile kompleks oluşturabilir ve absorbsiyonunu önleyen ve kompleksler oluşturabilirler.
Dağılım
Trientilin hidroklorürün vücuttaki dağılımına ilişkin fazla bir bilgi bulunmamaktadır.
Klinik dışı otoradyografi çalışmaları, karaciğer ve böbreklerde trientin dağılımının plazma konsantrasyonlarından daha yüksek olduğunu ve dozun 1 saat sonrası enyüksek konsantrasyonda olduğunu göstermektedir.
Biyotransformasyon
Klinik dışı metabolizma verileri, trientinin düşük oral biyoyararlılığının, gastrointestinal sistemden emildikten sonra hızlı metabolizmaya bağlı olduğunu veasetillenmiş metabolitlerin oluşumuna yol açtığını göstermektedir. Trientin iki anaasetillenmiş metabolitleri, 1-N-asetiltrietilentetramin (veya asetiltrien) ve 1-N-10-N-diasetiltrietilentetramin, trientinin genel bakır şelatlama aktivitesine katkıda bulunduğudüşünülmektedir, ancak bu katkının kapsamı bilinmemektedir. Sıçan, tavşan ve köpekçalışmalarında plazma eliminasyon yarı ömürleri 0.5 ve 3 saat arasındadır.
Eliminasyon
Gerek trientin ve gerekse metabolitleri olan 1-N-asetiltrietilentetramin (veya asetiltrien) ve 1-N-10-N-diasetiltrietilentetramin idrarla atılırlar. İdrarla atılan trientinmiktarı verilen dozun yaklaşık %1'i ve yine idrarla atılan asetiltrien metabolitininmiktarı verilen dozun yaklaşık %8'i kadardır. Ana ilaç idrarda en fazla alınmasınıizleyen ilk 6 saatte görülürken, asetiltrien atılımı en az 26 saat sonra görülür.
Belge Do
Emilmeyen trientin dışkı ile elimine edilir.
9 / 13
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum5.3.Klinik öncesi güvenlilik verileri
Hayvanlarda gerçekleştirilen çalışmalarda trientin hidroklorürün hem normal hem de bakır-yüklenmiş sıçanlarda kupriüretik aktivitesi olduğu görülmüştür. Genellikletrientin hidroklorürün idrarda bakır atılımı üzerindeki etkisi ekimolar dozlardapenisilamine benzerdir; ancak bir çalışmada anlamlı ölçüde daha düşük etkigözlenmiştir.
İnsanlardaki Çalışmalar
En az bir yıl süreyle penisilamin tedavisi uygulanmış bazı hastalarda penisilamin ve trientin hidroklorür ile farklı zamanlarda renal klirens çalışmaları gerçekleştirilmiştir.Tedavisiz dönemde ve 500 mg'lık tek doz penisilamin ya da 1.2 g trientin hidroklorürdensonra altı saatlik bakır atılım hızları belirlenmiştir. Bakır için ortalama idrar atılım hızlarıaşağıdaki gibi bulunmuştur.
Hasta sayısı
|
Tek doz tedavi
|
Bazal atılım hızı (pg Cu ++/6 sa)
|
Test dozu atılım hızı (pg Cu ++/6 sa)
|
6
|
Trientin 1.2 g
|
19
|
234
|
4
|
Penisilamin 500 mg
|
17
|
320
|
Daha önce şelasyon ajanlarıyla tedavi edilmemiş hastalarda da benzer bir karşılaştırma yapılmıştır:
Hasta sayısı
|
Tek doz tedavi
|
Bazal atılım hızı (pg Cu ++/6 sa)
|
Test dozu atılım hızı (pg Cu ++/6 sa)
|
8
|
Trientin 1.2 g
|
71
|
1326
|
7
|
Penisilamin 500 mg
|
68
|
1074
|
|
|
10 / 13
Bu sonuçlar, molar bazda penisilaminden daha az güçlü veya daha etkili olsa da trientinin Wilson hastalığında kupriüretik bir ajan olarak etkili olduğunu göstermektedir. Radyoaktifişaretli bakır kullanılan bir çalışmada da bu ilaçların vücuttaki farklı bakır havuzlarına karşıseçicilik gösterdikleri ve bu nedenle farklı kupriüretik etkilerde bulunabildiklerigösterilmiştir.
Trientin ile elde edilen klinik öncesi veriler klinik çalışmalarda gözlenmeyen advers reaksiyonlar göstermiştir ancak klinik maruziyet seviyelerine benzer seviyelerde maruziyetyaşayan hayvanlarda ve klinik kullanımla olası olarak aşağıdaki gibi klinik kullanımlardagörülmüştür.
Tekrarlayan doz toksisitesi
İçme suyuna uygulanan farelerde, trientin, akciğer interstitium ve karaciğer periportal yağ infiltrasyonunun iltihaplanma sıklığının arttığını göstermiştir. Erkeklerin dalağındahematopoetik hücre proliferasyonu görülmüştür. Erkeklerde böbrek ve vücut ağırlıkları,böbrek sitoplazmik vakuolizasyon sıklığı gibi azalmıştır. NOAEL, erkekler için yaklaşık92 mg/kg/gün, kadınlar için 99 mg/kg/gün olarak belirlenmiştir. 26 hafta boyunca 600mg/kg/gün'e kadar oral trientin verilen farelerde, histopatoloji, alveolar duvarın fibrozisi ilebirlikte fokal kronik interstisyel pnömoninin doza bağlı bir insidansını ve ciddiyetini ortayakoymuştur. Akciğerdeki mikroskobik değişiklikler kalıcı bir enflamatuar reaksiyonun veyaalveoler hücrelerde kalıcı toksik etkinin göstergesi olarak kabul edilmiştir. Trientinin tahrişedici özellikleri olduğu dikkate alındığında, gözlenen kronik interstisyel pnömonitin,trientinin bronşiyol epitel hücreleri ve alveoler pnömositlerde birikmesi üzerine sitotoksiketkisi ile açıklandığı tahmin edilmektedir. Bu bulgular geri dönüşümlü değildi. NOAEL,kadınlar için 50 mg/kg/gün olarak kabul edildi, erkekler için belirlenmemiştir.
Günde 300 mg/kg/güne kadar oral trientin dozu alan köpekler, tekrarlı doz toksisite çalışmalarında bakır tükenmesine bağlı nörolojik ve/veya kas-iskelet klinik semptomları(anormal yürüyüş, ataksi, zayıf uzuvlar, vücut titremeleri) göstermiştir. NOAEL 50mg/kg/gün olarak belirlenmiştir, erkeklerde yaklaşık 4 ve kadınlarda 17, insan terapötikmaruziyetlerine karşı güvenlik sınırları ile sonuçlanmıştır.
11 / 13
Genotoksisite
Genel olarak, trientin, Ames testi ve memeli hücrelerinde genotoksisite testleri dahil olmak üzere in vitro genotoksisite çalışmalarında pozitif etkiler göstermiştir. In vivo olarak,trientin, fare mikronükleus testinde negatiftir.
Üreme ve gelişimsel toksisite
Kemirgenler hamilelik boyunca trientin içeren bir diyet ile beslendiklerinde, resorbsiyon sıklığı ve dönemdeki anormal fetüslerin sıklığı doza bağlı bir artış göstermiştir. Bu etkilermuhtemelen trientine bağlı bakır ve çinko eksikliğinden kaynaklanmaktadır.
Lokal tolerans
In silico (bilgisayar ortamında) verilerinde, trientinin tahriş edici ve hassaslaştırıcı özellikler gösterdiğini tahmin edilmektedir. Kobay maksimizasyon testlerinde duyarlılıkpotansiyeli için pozitif sonuçlar bildirilmiştir.
6. FARMASÖTK ÖZELLKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Yardımcı madde içermemektedir.
Kapsül içeriği:
Jelatin (sığır kaynaklı)
T itanyum Dioksit Sarı DemiroksitKırmızı Demiroksit
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değil.
6.3. Raf ömrü
Raf ömrü 24 aydır.
12 / 13
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
2°C - 8°C arasında buzdolabında ve orijinal ambalajında saklayınız. Dondurmayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
100 sert kapsül içeren HDPE şişe ambalajda kullanıma sunulmaktadır. Kapsül üzerinde logo ve NVL01 ibaresi yer almaktadır.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve dier özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imhaedilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
TOBIO® NOVELFARMA İlaç San ve Tic. Ltd. Şti.
Ümraniye/İST ANBUL
8. RUHSAT NUMARASI
2021/400
9İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 28.10.2021 Ruhsat yenileme tarihi: -
10. KÜB'ÜN YENLENME TARHİ
13 / 13