KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
MADEPZOL 10 mg tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Aripiprazol 10 mg
Yardımcı maddeler:
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Tablet
Pembe renkli, oval, bir yüzü çentikli, bir yüzü 10 yazılı, bombeli, muntazam tabletler.
Tabletin üzerindeki çentik, tableti eşit dozlara bölmek ve tabletin kırılmasını kolaylaştırmak içindir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
MADEPZOL yetişkin ve ergenlerde (13-17 yaş) şizofreni tedavisinde (akut şizofreni epizodlarının tedavisinde ve idame tedavisi sırasında klinik düzelmenin devamlılında)endikedir.
MADEPZOL yetişkinlerde Bipolar I Bozuklukla ilişkili akut manik epizodların tedavisinde ve son epizodu manik ya da karma olan bipolar I hastalarında stabilitenin sağlanması vereküransın önlenmesinde endikedir.
MADEPZOL antidepresan tedaviye dirençli majör depresyon hastalarında antidepresan tedaviyi güçlendirmek için ekleme tedavisi olarak endikedir.
MADEPZOL pediyatrik hastalarda (6 -17 yaş) başkalarına karşı agresyon, kendini kasıtlı olarak yaralama, öfke nöbetleri ve ruh halinin hızla değişmesi semptomları da dahil olmaküzere, otistik bozukluk ile ilişkili irritabilitenin tedavisinde endikedir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklı ve süresi:
Yetişkinlerde
Şizofrenide
MADEPZOL'ün önerilen başlangıç dozu öğünlerin zamanı dikkate alınmaksızın günde tek doz verilen 10 veya 15 mg/gün'dür. MADEPZOL'ün idame dozu günde 15 mg'dır. Klinik
. . Bumelge. güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır,....
Bdge DdialiSffialârdaAripiprazo^n^Orj^Oumg/güBudoz aralında. efedu^duğu .6ö$ed®ıştfc£4iQM(ük
1
maksimum doz 30 mg'ı aşmamalıdır.
Bipolar Manide
MADEPZOL, öğünlerin zamanı dikkate alınmaksızın günde tek doz olarak verilmelidir, başlangıçdozu genellikle günde 15 veya 30 mg'dır. Eğer gerekliyse, doz ayarlaması 24 saattendaha kısa sürede yapılmamalıdır. Antimanik etkililiği (3-12 hafta) 15-30 mg/gün doz aralıiçin klinik çalışmalarla ispatlanmıştır. 30 mg/gün'ün üzerindeki dozların güvenliliği klinikçalışmalar ile değerlendirilmiş değildir.
Bipolar I Bozuklukta yeni mani epizodlarının önlenmesi
Aripiprazol kullanan hastalarda manik epizodların tekrarlanmasını engellemek için, tedaviye aynı dozla devam edilmelidir. Doz azaltılmasını da içeren günlük doz ayarlamalarında, klinikdurum göz önünde bulundurulmalıdır.
Majör depresif epizodlarda
MADEPZOL'ün antidepresanlara ilave tedavi olarak önerilen başlangıç dozu öğünlerin zamanı dikkate alınmaksızın günde tek doz olarak 5 mg/gün'dür. MADEPZOLantidepresanlarla kombineolarak uygulandında 5 ila 15 mg/gün dozlarında etkilidir. Günlükdoz ayarlaması en az 1 haftalık aralıklarla kademelendirilerek yapılmalıdır. Maksimumgünlük doz 15 mg'ı aşmamalıdır. Tolerabilite nedeni ile gerektiğinde dozun 2 mg'a azaltımıgöz önüne alınabilir.
Aripiprazol ilavesi ile devam eden tedavisinde hastanın düzenli olarak izlenmesi gerekmektedir.
Pediyatrik popülasyon
Ergenlerde (13-17 yaş) şizofreni
Önerilen doz öğünlerin zamanı dikkate alınmaksızın günde tek doz olarak 10 mg/gün'dür. Tedavi ilk 2 gün, 2 mg doz ile başlatılmalı ve sonraki 2 gün 5mg'a titre edilerek önerilen günlükdoz 10 mg'a ulaşılmalıdır. Uygun olduğunda, birbirini takip eden doz artışları, günlükmaksimum doz 30 mg'ı geçmeyecek şekilde, 5 mg'lık dozlarla uygulanmalıdır.
MADEPZOL 10-30 mg/gün doz aralında etkilidir. Günlük 10 mg'ı aşan dozlardaki etkinliği,ergenlerde çalışılmamıştır ancak bazı hastalar yüksek dozdan fayda görebilirler.
Otistik Bozukluk ile İlişkilendirilen İrritabilite - Pediyatrik Hastalar (6-17 yaş)
MADEPZOL'ün önerilen hedef dozu günde bir kere uygulanan 5 ilâ 10 mg/gün olupmaksimum doz günde bir kere 15 mg'dır. MADEPZOL dozu tolerabilite ve yanıtdotusunda kişiye göre ayarlanmalıdır.
Tedaviye 2 mg/gün ile başlanmalıdır. Daha sonra doz 5 mg/gün'e çıkartılmalı, ardından arttırılarak 10 mg/gün ya da, gerekiyorsa, 15 mg/gün'e çıkılmalıdır. 5 mg/gün'e kadar olan dozayarları kademeli olarak yapılmalı, aralıklar en az 1 hafta olmalıdır.
Uygulama şekli
Az yoluyla alınır.
MADEPZOL tablet aç veya tok karnına yeterli miktarda (örneğin bir bardak) su ile alınır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
2
Böbrek yetmezliği:
Böbrek yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmez.
Karaciğer yetmezliği:
Hafif-orta şiddette karaciğer bozukluğu olan hastalar için doz ayarlaması önerilmemektedir. Şiddetli karaciğer bozukluğu olan hastalarda mevcut veriler,tavsiyede bulunmak için yetersizdir. Bu hastalarda, dozlama dikkatli bir şekildedüzenlenmelidir. Buna ek olarak, 30 mg'lık maksimum günlük doz, şiddetli karaciğerbozukluğu olan hastalarda dikkatlice kullanılmalıdır (bkz; Bölüm 5.2).
Pediyatrik popülasyon:
Aripiprazolün 6 yaşın altındaki çocuklarda güvenliliği ve etkililiğibelirlenmediğinden kullanılması önerilmemektedir.
Geriyatrik popülasyon:
65 yaş ve üzerindeki hastalarda aripiprazolün şizofreni, Bipolar I bozukluk veya majör depresif epizodların tedavisindeki güvenliliği ve etkililiğibelirlenmemiştir. Bu popülasyonun yüksek hassasiyetinden dolayı, klinik faktörler uygunolduğu zaman daha düşük başlangıç dozu düşünülmelidir (bkz; Bölüm 4.4).
Cinsiyet:CYP2D6 veya CYP3A4'ü inhibe eden veya CYP3A4'ü indükleyen ilaçları kullanan hastalarda (Bkz; bölüm 4.5):
Güçlü CYP3A4 veya CYP2D6 inhibitörleri ile eş zamanlı olarak aripiprazol alan hastalarda dozun ayarlanması:
Aripiprazolün güçlü bir CYP3A4 veya CYP2D6 inhibitörü ile eş zamanlıolarak uygulanması durumunda, aripiprazol dozu alışılmış olan dozun yarısına indirilmelidir.CYP3A4 veya CYP2D6 inhibitörü ile kombine tedaviye son verildiğinde, aripiprazol dozutekrar yükseltilmelidir. (bkz. Bölüm 4.5)
Güçlü CYP3A4 indükleyicileri kullanan hastalarda dozun ayarlanması:
Aripiprazol tedavisine güçlü bir CYP3A4 indükleyicisi ilave edildiğinde, aripiprazol dozu iki katına çıkarılmalıdır.Aripiprazolün ilave doz artırımları klinik değerlendirme dotusunda yapılmalıdır. CYP3A4indükleyicisi kombinasyon tedavisinden çıkarıldında aripiprazol dozu önerilen dozaazaltılmalıdır. (bkz. Bölüm 4.5)
CYP3A4 ve CYP2D6 enzimlerini inhibe eden çok sayıda ilaçla eş zamanlı olarak tedavi gören hastalarda günlük dozun, normal dozun %25'ine kadar azaltılması göz önündebulundurulmalıdır.
CYP2D6'yı iyi metabolize edemediği bilinen hastalarda aripiprazol dozu başlangıçta normal dozun yarısına (%50) indirilmeli, daha sonra iyi bir klinik yanıt alabilecek şekildeayarlanmalıdır. Bir CYP3A4 inhibitörü uygulanan, iyi metabolize edemeyen hastalardaaripiprazol dozu, normal dozun çeyreği kadar (%25) olmalıdır.
4.3. Kontrendikasyonlar
Aripiprazole veya diğer bileşenlerine karşı alerjisi olanlarda kontrendikedir.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Antipsikotik tedavi sırasında, hastanın klinik durumunun düzelmesi birkaç günden birkaç haftaya kadar
>ama Kodu: lZvv-S3™vy4önemb§«ins0>hastalaryak3;idayj§ztenmweJidLry,™vy4önemb§«ins0>hastalaryak3;idayj§ztenmweJidLry,
B
Belge Do
uye.gov.tr/saglik-titck-ebys
3
Aripiprazol doğrudan antidepresan tedavi amaçlı kullanılmamalıdır.
Önemli advers ilaç reaksiyonları:
İntihar:
Psikotik hastalıklarda ve duygudurum bozukluklarında intihar eğilimi görülmesi doğaldır ve bazı durumlarda, aripiprazolü de içeren antipsikotik tedaviye başlanmasından ya datedavinin kesilmesinden hemen sonra intihar eğilimi görüldüğü bildirilmiştir (bkz; Bölüm4.8).
Yüksek risk altındaki hastaların yakından gözlenmesi antipsikotik tedaviye eşlik etmelidir. Aripiprazol iyi hasta uygulamasına uyumlu olacak şekilde, doz aşım riskini azaltmak için, endüşük miktarda reçete edilmelidir.
Tardif diskinezi:
1 yıllık ya da daha az süreli olan klinik çalışmalarda, aripiprazol ile tedavi sırasında aniden ortaya çıkan diskinezi ile ilgili seyrek raporlar yer almıştır. Antipsikotik tedavisüresi uzadında tardif diskinezi riski arttı için, MADEPZOL alan hastalarda tardifdiskinezi belirti ve bulguları görülürse dozun azaltılması ya da ilacın kesilmesidüşünülmelidir. Bu bulgular geçici olarak kötüleşebilir veya tedavi kesildikten sonra dahiortaya çıkabilir (bkz; Bölüm 4.8).
Diğer ekstrapiramidal semptomlar:
Pediyatrik klinik çalışmalarda aripiprazol ile tedavi sırasında akatizi ve parkinsonizm gözlemlenmiştir. Aripiprazol ile tedavi edilen hastada diğerekstrapiramidal belirti ve semptomları gözlenirse, doz azaltması ve yakın klinik gözlemdeğerlendirilmelidir.
Nöroleptik malign sendrom (NMS):
NMS, antipsikotik tıbbi ürünlerle bağlantılı olan potansiyel olarak ölümcül bir bulgu kompleksidir. Klinik çalışmalarda, aripiprazol ile tedavisırasında nadir NMS vakaları bildirilmiştir. NMS'nin klinik belirtileri hiperpireksi, kasgerginliği, mental durumda değişiklikler ve otonom instabilite belirtileridir (düzensiz nabız yada kan basıncı, taşikardi, aşırı terleme ve kardiyak disritmi). Ayrıca kesin olarak NMS ile ilişkiliolmamakla birlikte, kreatin fosfokinazda artış, miyoglobinüri (rabdomiyoliz) ve akut böbrekyetmezliği de görülebilir. Eğer bir hasta NMS belirti ve bulguları geliştirirse ya da NMS'nindiğer klinik belirtileri olmadan açıklanamayan yüksek ateş gözlenirse, MADEPZOL dahilbütün antipsikotik ilaçlar kesilmelidir (bkz; Bölüm 4.8).
Nöbet:
Klinik çalışmalarda, aripiprazol ile tedavi sırasında nadir nöbet vakaları raporlanmıştır. Bu sebeple, nöbet bozukluğu hikayesi ya da nöbetle ilişkilendirilen durumları olan hastalardadikkatli kullanılmalıdır (bkz; Bölüm 4.8).
Yaşlı hastalarda demansla ilişkili psikoz:
_
Konvansiyonel ve atipik antipsikotik ilaçlar demansa bağlı psikozu olan yaşlı hastaların tedavisinde kullanıldında ölüm riskinde artışa neden olmaktadır.
Mortalitede artış:
Alzheimer hastalı ile ilişkili psikozu olan yaşlı hastalarda gerçekleştirilen üç adet plasebo kontrollü aripiprazol çalışmasında (n= 938; ortalama yaş: 82,4; aralık: 56-99yaş), aripiprazol ile tedavi edilen hastalarda, plasebo ile karşılaştırıldında ölüm riski dahayüksek bulunmuştur. Aripiprazol ile tedavi edilen hastaların ölüm oranı, oranın %1,7 olduğuplasebo grubu ile karşılaştırıldında %3,5'tur. Ölüm nedenleri çeşitli olmakla birlikte,ölümlerin büyük bir kısmının kardiyovasküler (ör. kalp yetmezliği, ani ölüm) veya enfeksiyon(ör. pnömoni) gibi nedenlerle olduğu görülmüştür (bkz; Bölüm 4.8).
Belge D | |
4
advers olaylar (ör. inme, geçici iskemik atak) bildirilmiştir (ortalama yaş: 84 yaş; aralık: 78-88 yaş). Toplamda, bu çalışmalar boyunca plasebo ile tedavi edilen hastaların %0,6'lık kısmınakarşılık aripiprazol ile tedavi edilen hastaların %1,3'ünde serebrovasküler advers olaylarbildirilmiştir. Bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildir. Bununla birlikte, bu çalışmalardanbiri olan sabit doz çalışmasında, aripiprazol ile tedavi gören hastalarda görülen serebrovasküleradvers olaylar için istatistiksel olarak anlamlı bir doz yanıt ilişkisi vardır. MADEPZOLdemansla ilişkili psikozu olan hastaların tedavisinde onaylı değildir (bkz; Bölüm 4.8).
Hiperglisemi ve diabetes mellitus:
Aripiprazol dahil atipik antipsikotikler ile tedavi edilen hastalarda hiperglisemi ve diyabet bildirilmiş, bazı vakalarda hipergliseminin aşırı derecedeolduğu ve ketoasidoz, hiperosmolar koma veya ölüm ile ilişkili olduğu bildirilmiştir. Hastalarınşiddetli komplikasyonlara eğilimine sebep olabilen risk faktörleri obezite ve ailede diyabetöyküsü olmasıdır. Aripiprazol ile gerçekleştirilmiş klinik çalışmalarda, hiperglisemi bağlantılıadvers olayların (diabeti de içeren) insidans oranlarında ya da anormal glisemi laboratuvardeğerlerinde plasebo ile karşılaştırıldında anlamlı farklılıklar gözlenmemiştir. Aripiprazol ileya da diğer atipik antipsikotik ajanlarla tedavi edilen hastalarda hiperglisemi bağlantılı adversolaylar için doğrudan karşılaştırmalara izin verecek kesin risk tahminleri mevcut değildir.
MADEPZOL'ü da içeren diğer atipik antipsikotiklerle tedavi edilen hastalar hipergliseminin belirti ve bulgularına karşı (polidipsi, poliüri, polifaj ve zayıflık) ve diabetes mellitus teşhisikonmuş ya da diabetes mellitus risk faktörleri olan hastalar glikoz kontrolünün kötüleşmesiihtimaline karşı düzenli olarak izlenmelidir (bkz; Bölüm 4.8).
Kilo artışı:
Kilo artışı genellikle şizofrenik ve bipolar manik hastalarda, eş morbiditelere, kilo artışına sebep olduğu bilinen antipsikotiklerin kullanımına, düzensiz yaşam şekline bağlı olarakgörülür ve şiddetli komplikasyonlara neden olabilir. Aripiprazol reçetelenmiş hastalarda,pazarlama sonrası kilo artışı bildirilmiştir. Tespit edildiği zaman genellikle diyabet hikayesi,tiroid bozukluğu ya da pituiter adenom bulunanlar gibi yüksek risk faktörü taşıyanhastalardadır. Klinik çalışmalarda aripiprazolün klinik olarak anlamlı kilo artışına sebep olduğugösterilmemiştir (bkz; Bölüm 5.1).
Bipolar manisi olan adolesan hastalarla yürütülen klinik çalışmalarda, 4 haftalık tedavi sonrasında aripiprazolün kilo alımıyla ilişkilendirildiği görülmüştür. Bipolar manisi olanadolesan hastalarda kilo artışı izlemi yapılmalıdır. Kilo artışı klinik olarak belirgin ise dozazaltma dikkate alınmalıdır (bkz; Bölüm 4.8).
Kardiyovasküler advers olaylar:
Aripiprazol, bilinen kardiyovasküler hastalı (miyokard infarktüsü ya da iskemik kalp hastalı hikayesi, kalp yetmezliği ya da iletim anormallikleri),serebrovasküler hastalı ya da hipotansiyona neden olabilecek durumları (dehidratasyon,hipovolemi ve antihipertansif ilaçlarla tedavi) ya da akselere veya malign dahil olmak üzerehipertansiyonu olduğu bilinen hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Antipsikotik ilaçlar ile tedavide venöz tromboemboli (VTE) vakaları rapor edilmiştir. Antipsikotikler ile tedavi edilen hastalarda VTE riski oluşabileceğinden, MADEPZOL iletedavi sırasında ve öncesinde VTE için tüm olası risk faktörleri belirlenmeli ve koruyucuönlemler alınmalıdır.
İletim anormallikleri:
Aripiprazolün klinik deneylerinde, QT uzamasının görülme sıklının plasebo ile karşılaştırılabilir olduğu görülmüştür. Diğer antipsikotiklerle olduğu gibi, ailesinde
. 1 Bu belgeenli plejctronık ımzajle imzalanmıştır.
Bdge DoQTaıu?flmasfehika®esi3 oıanh&öalarda s&ıpApyazol dikkatekMllanimaUd ır.
5
Ortostatik hipotansiyon:
Potansiyel olarak a1-adrenerjik reseptör antagonist aktivitesi nedeniyle, aripiprazol ortostatik hipotansiyon ile bağlantılı bulunabilir. Yetişkin hastalarda(n=2467) yapılan plasebo-kontrollü kısa süreli çalışmalarda ortostatik hipotansiyon ileilişkilendirilen advers etkilerin insidansı şöyledir: ortostatik hipotansiyon (plasebo %0,3;aripiprazol, %1); ortostatik sersemlik (plasebo, %0,3; aripiprazol, %0,5) ve senkop (plasebo,%0,4; aripiprazol, %0,5). 6-17 yaşları arasındaki pediyatrik hastalarda (n=611) ise ortostatikhipotansiyon ile ilişkilendirilen advers etkilerin insidansı; ortostatik hipotansiyon (plasebo,%0; aripiprazol, %0,5); ortostatik sersemlik (plasebo, %0; aripiprazol, %0,3) ve senkop(plasebo, %0; aripiprazol, %0,2) olarak görülmüştür. Klinik çalışmalarda oral aripiprazol iletedavi edilen hastaların %0,8'inde (112/13.543) ortostatik hipotansiyon görülmüştür.
Vücut sıcaklı ayarı:
Aripiprazol dahil, antipsikotik ilaçların vücudun iç vücut sıcaklını düşürme yeteneğini bozdukları düşünülmektedir. Aripiprazol, iç vücut sıcaklında bir artışaneden olabilecek yoğun egzersiz, aşırı sıcağa maruz kalma, antikolinerjik aktivitesi olanilaçlarla birlikte alımı ya da dehidratasyona maruz kalma gibi durumların söz konusuolabileceği hastalarda gereken özen gösterilerek reçetelenmelidir.
Disfaji:
Antipsikotik ilaç kullanımı özofagus dismotilitesi ve aspirasyon ile ilişkilendirilmiştir. Aspirasyon pnömonisi riski olan hastalarda aripiprazol ve diğer antipsikotik ilaçlar dikkatlikullanılmalıdır.
İlacın kötüye kullanımı ve bamlılık:
Kötüye kullanım: Aripiprazol, ilacın kötüye kullanımı, tolerans gelişimi veya fiziksel bamlılık potansiyeli bakımından insanlar üzerinde sistematik olarak çalışılmamıştır. Bunedenle, ilaç kötüye kullanım hikayesi olan hastalar dikkatli değerlendirilmelidir ve bu hastalarMADEPZOL kullanırken herhangi bir yanlış kullanım veya kötüye kullanım belirtisiaçısından yakından izlenmelidir (tolerans gelişimi, doz artışı, ilaç arama davranışı gibi).
Bamlılık:
Klinik çalışmalarda herhangi bir ilaç arama davranış eğilimi açığa çıkmamış olmasına rağmen, bu gözlemler sistematik değildir ve bu sınırlı deneyimler esas alınarakherhangi bir aktif santral sinir sistemi ilacının piyasaya verildikten sonra, ne ölçüde yanlışkullanılacanı, saptırılacam ve/veya kötüye kullanılacanı tahmin etmek mümkün değildir.
Hipersensitivite:
Alerjik bulgularla karakterize edilen hipersensitivite reaksiyonları diğer ilaçlarla olduğu gibi aripiprazol ile de ortaya çıkabilir (bkz; Bölüm 4.8).
Patolojik kumar oynama ve diğer dürtü kontrol bozuklukları:
Aripiprazol reçete edilen hastalar arasında, daha önceden kumar oynama öykülerine sahip olup olmadıklarınabakılmaksızın, pazarlama sonrası raporlarda patolojik kumar oynama bildirilmiştir. Dahaönceden patolojik kumar oynama öyküsüne sahip hastalar artmış risk altında olabilirler ve dahadikkatli izlenmelidirler (bkz. Bölüm 4.8).
Pazarlama sonrası vaka raporlarında hastaların kumar oynama için yoğun arzu yaşantıladıkları ve aripiprazol kullanırken bu arzuyu kontrol edemedikleri öne sürülmüştür. Daha az bildirilendiğer kompulsif davranışlar; cinsel arzular, alışveriş, yemek yeme/ tıkınarak yeme ve diğerdürtüsel ya da kompulsif davranışlardır. Hastalar bu davranışları anormal olaraktanımlamadıklarından aripiprazol reçete eden hekimlerin hastalarına/hasta yakınlarına yenibaşlayan ya da yoğun olan, kumar oynama isteği, kompusif cinsel dürtüler, kompulsif alışveriş,tıkınarak ya da kompulsif yemek yeme vb. kompulsif arzularla ilgili sorular sormalarıönemlidir. Dürtü kontrol belirtilerinin altta yatan bozuklukla da ilişkili olabileceği göz önünde
6
bulundurulmalıdır. Hepsinde olmasa da bazı vakalarda, doz azaltımı ya da tedavi kesilmesi sonrası dürtüsellikte azalma bildirilmiştir. Kompulsif davranışlar eğer fark edilmezlersehastanın kendisine ya da başkalarına zarar vermesi ile sonuçlanabilir. Hastada bu tarz dürtülerfark edildiğinde doz azaltılması ya da tedavinin kesilmesi düşünülebilir.
Uyku apnesi sendromu:
Aripiprazol kullanan hastalarda uyku apnesi sendromu rapor edilmiştir. Eş zamanlı olarak santral sinir sistemi depresanı kullanan hastalar ile uyku apnesiöyküsü olanya da uyku apnesi riski taşıyan (örn; aşırı kilolu/obezler veya erkekler) hastalardaMADEPZOL kullanılırken dikkatli olunmalıdır.
Dikkat Eksikliği — Hiperaktivite Bozukluğu (ADHD) komorbiditesi olan hastalar:4.5. Diğer tıbbi ürünlerle etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Aripiprazolün santral sinir sistemi üzerindeki sedasyon gibi istenmeyen etkilere sebep olan (bkz; Bölüm 4.8) birincil etkileri göz önüne alındında, MADEPZOL santral etki gösterendiğer ilaçlarla veya alkolle birlikte alındı zaman dikkatli olunmalıdır. Aripiprazol, a1-adrenerjik reseptör antagonist aktivitesi nedeniyle bazı antihipertansif bileşiklerin etkisiniartırma potansiyeline sahiptir.
Eğer aripiprazol QT uzaması ya da elektrolit dengesinin bozulmasına sebep olduğu bilinen ilaçlarla birlikte kullanırsa, dikkatli bir şekilde kullanmalıdır.
Başka ilaçların MADEPZOL üzerindeki etkisi:
Gastrik asit blokörü ve H
2
antagonisti olan famotidin, aripiprazolün emilim hızını düşürmektedir fakat bu etkinin klinik bağlantılı olduğu kabul edilmemektedir.
Aripiprazol, CYP1A enziminden bamsız ancak CYP2D6 ve CYP3A4 enzimleri sorumluluğunda birden fazla yol ile metabolize edilir. Bu sebeple, sigara kullananlar için dozajayarlaması gerekmemektedir.
Kinidin ve diğer güçlü CYP2D6 inhibitörleri:
Sağlıklı gönüllülerde gerçekleştirilen klinik çalışmada, kuvvetli CYP2D6 inhibitörü (kinidin), C
maksmaks
'ı sırasıyla %32 ve %47 oranında azalmıştır.Kinidinle birlikte uygulanması durumunda MADEPZOL dozu, normal dozun yaklaşıkyarısına indirilmelidir. Fluoksetin ve paroksetin gibi diğer kuvvetli CYP2D6 (kinidin)inhibitörlerinin de benzer etkiler göstermesi beklenir ve bu yüzden benzer doz azaltmasıuygulanmalıdır.
Ketokonazol ve diğer CYP3A4 inhibitörleri:
Sağlıklı gönüllülerde gerçekleştirilen klinik çalışmada, kuvvetli CYP3A4 (ketokonazol) inhibitörü, aripiprazolün EAA'sını ve C
maksmaks
'ı sırasıyla %77 ve %43 oranında azalmıştır. ZayıfCYP2D6 metabolizörleri, kuvvetli CYP3A4 inhibitörü ile birlikte uygulandında, hızlı
CYP2D6 metabolizörlerine kı
Bıı beİ£
Belge Dtsofiuslanr.ı MADEPZOLıün
asla, ari
yüksek plazma konsantrasyonları ile
dğerTkuvvetli ıCYP3A4ı inhbiiörjeit ıb&kte
n
7
uygulandı göz önüne alındında, hastaya olan potansiyel yararı potansiyel risklerinden daha fazla olmalıdır. Ketokonazol ile birlikte uygulanması durumunda MADEPZOL dozu, normaldozun yaklaşık yarısına indirilmelidir. İtrakonazol ve HIV proteaz inhibitörleri gibi diğerkuvvetli CYP3A4 inhibitörlerinin de benzer etkiler göstermesi beklenir ve bu yüzden benzerdoz azaltması uygulanmalıdır (bkz; Bölüm 4.2).
CYP2D6 ya da CYP3A4 inhibitörleri kombinasyon tedavisinden çekildiğinde, MADEPZOL dozueş zamanlı tedaviye başlanmadan önceki seviyeye kadar arttırılmalıdır.
Zayıf CYP3A4 (ör., diltiazem ya da essitalopram) ya da CYP2D6 inhibitörleri, MADEPZOL ile birlikte uygulandı zaman, aripiprazol konsantrasyonlarında bir miktar artış görülmesibeklenebilir.
Karbamazepin ve diğer CYP3A4 indükleyiciler:
Kuvvetli bir CYP3A4 indükleyicisi olan karbamazepin ile birlikte kullanılmasını takiben, aripiprazolün tek başına (30 mg) uygulanmasına kıyasla aripiprazolün Cmaks ve EAA'sınıngeometrik ortası sırasıyla %68 ve %73 daha düşüktür. Benzeri şekilde dehidro-aripiprazolünCmaks ve EAA'sının karbamazepin ile eş kullanımından sonra geometrik ortası sırasıyla tekbaşına aripiprazol tedavisi görenlere göre %69 ve %71 daha düşüktür.
MADEPZOL karbamazepin ile birlikte kullanıldında, MADEPZOL dozu iki katına çıkartılmalıdır. Diğer kuvvetli CYP3A4 indükleyicilerinin (rifampisin, rifabutin, fenitoin,fenobarbital, primidon, efavirenz, nevirafin ve St. John's Wort gibi) de benzer etkilergöstermesi beklenir ve bu yüzden benzer doz artırılması uygulanmalıdır. Kuvvetli CYP3A4indükleyicileri tedavidençekildiğinde, MADEPZOL dozu önerilen doza indirilmelidir.
Famotidin, valproat ve lityum:
Aripiprazol valproat veya lityum ile birlikte kullanıldında, klinik bakımdan aripiprazol konsantrasyonunda anlamlı bir değişiklik olmamıştır. Bu sebeple aripiprazol ile valproat veyalityumun birlikte kullanımında doz ayarlamasına gerek yoktur.
MADEPZOL'ün başka ilaçlar üzerindeki etkisi:
Klinik çalışmalarda, 10-30 mg/gün dozlarında aripiprazol, CYP2D6 (dekstrometorfan), CYP2C9 (varfarin), CYP2C19 (omeprazol, varfarin), ve CYP3A4 (dekstrometorfan)substratlarının metabolizması üzerinde hiçbir önemli etki göstermemiştir. Ayrıca, aripiprazolve dehidro-aripiprazol, CYP1A2'nin aracılındaki metabolizmayı
in vitro
olarakdeğiştirebilecek bir potansiyel göstermemiştir. Bu nedenle, aripiprazolün klinik olarak önemlibir tıbbi ürünle bu enzimlerin aracılık ettiği bir etkileşime girmesi düşük bir ihtimaldir.
Aripiprazol valproat, lityum veya lamotirijin ile beraber kullanıldında, valproat, lityum veya lamotirijin konsantrasyonlarında klinik olarak önemli bir değişiklik meydana gelmemiştir.
Serotonin sendromu:
Aripiprazol kullanan hastalarda serotonin sendromu vakaları rapor edilmiştir ve bu duruma dair belirti ve bulgular özellikle SSRI/SNRI gibi diğer serotonerjik ilaçlar veya aripiprazolkonsantrasyonunu yükselttiği bilinen ilaçlar ile birlikte kullanılan vakalarda gözlenmektedir(bkz; Bölüm 4.8).
Alkol: Birçok psikoaktif tedavilerde olduğu gibi hastalara MADEPZOL kullanımı sırasında
Bu bflgÇenli.eleJvtromlvTmza ile imzalanmıştır.
Belge DcaJkoftaalim:ındanlk<açınmalarıMİr5
dl
ri:y
mell!di
rJy Belge Takip Adresi:
https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
8
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye:
Gebelik Kategorisi: C.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):
Hastalar aripiprazol tedavisi sırasında hamile kalırlarsa ya da hamile kalmayı planlıyorlarsa doktorlarına haber vermelidirler.
Gebelik dönemi:
Aripiprazolün gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar mevcut değildir. Konjenital anomaliler rapor edilmiştir, ancak aripiprazol ile ilgili nedensel ilişkisisaptanamamıştır. Hayvan çalışmaları, potansiyel gelişimsel toksisiteyi hariç bırakamadı (bkz;Bölüm 5.3). Hastalar aripiprazol tedavisi sırasında hamile kalırlarsa ya da hamile kalmayıplanlıyorlarsa doktorlarına haber vermelidirler. İnsanlarda sınırlı deneyim olduğu için,
MADEPZOL hamilelikte yalnızca eğer beklenen yarar fetusa olan potansiyel zarardan daha fazlaysa kullanılmalıdır.
Gebeliğin üçüncü trimesterinde antipsikotik ilaçlara maruz kalan yeni doğanlar, doğumu takiben şiddeti değişebilen, anormal kas hareketleri (ekstrapiramidal işaretler/ ekstrapiramidalsemptomlar) ve/veya ilaç kesilme semptomları açısından risk altındadırlar. Bu semptomlar,ajitasyon, hipertoni, hipotoni, tremor, somnolans, respiratuar distres veya beslenmebozukluklarını içermektedir. Sonuç olarak yenidoğan bebekler dikkatle izlenmelidir.
MADEPZOL gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi:
Aripiprazol insan sütüne geçmektedir. İlacın anne için önemi veya emzirmenin bebek için önemi dikkate alınarak emzirmenin veya ilacın kesilmesi yönünde bir karar verilmelidir.
Üreme yeteneği / Fertilite:
Aripiprazol hayvanlardaki üreme toksisitesi çalışmalarında fertiliteyi azaltmamıştır (bkz; Bölüm5.3).
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Aripiprazol santral sinir sistemi ve görme yetisi üzerine etkileri nedeniyle araç kullanma yetisi üzerinde minör ya da orta düzeyde bozulmalara neden olabilir. Bu etkiler sedasyon, sersemlik,senkop, görme bulanıklı ve çift görmeyi içerir (bkz; Bölüm 4.8).
4.8. İstenmeyen etkiler
Bu belge
Belge Pı
^MV^nİfekıpCOfttİlVftZ^tİ
kOMOFvYnlJvYnlJv03NRYntJv Belge Takip Adresi:
https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
9
Plasebo-kontrollü çalışmalarda yaygın olarak raporlanan advers reaksiyonlar; akatizi ve bulantıdır: her biri oral aripiprazol ile tedavi gören hastaların %3'ünden daha fazlasında ortayaçıkmıştır.
Advers Reaksiyon Tablosu
Aripiprazol tedavisi ile ilişkili advers ilaç reaksiyonları sıklıkları aşadaki tabloda verilmektedir. Tabloda verilen advers reaksiyonları klinik çalışmalar ve/veya pazarlama sonrasıraporlanmıştır.
Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1,000 ila <1/100); seyrek (>1/10,000 ila <1/1,000); çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor). Her sıklık grubunda istenmeyen etkiler daha ciddi istenmeyen etkilerlebaşlanıp istenmeyen olayın ciddiyeti azalacak şekilde devam edilmiştir.
Pazarlama sonrası raporlanan istenmeyen etkilerin sıklı spontan raporlama ile gerçekleştiği için mümkün olamamaktadır. Bu nedenle pazarlama sonrası raporlanan istenmeyen etkilerinsıklı “bilinmiyor” olarak sınıflanmaktadır.
BilinmiyorYaygın OlmayanSeyrekYaygın
Lökopeni
Nötropeni
Trombositopeni
Kan ve lenf
sistemi
hastalıkları
Alerjik reaksiyon (anafilaktik reaksiyon,dilde şişme, dilde veyüzde ödem, kaşıntıveya ürtikere eşlikeden anjiyoödem)
Başıklık
sistemi
hastalıklarıEndokrin
hastalıkları
Hiperprolaktinemi
Diyabetik hiperosmolar koma Diyabetikketoasidoz
Hiponatremi AnoreksiVücut arlındaazalmaKilo artışı
Hiperglisemi
Metabolizma ve
beslenme
hastalıklarıPsikiyatrik
hastalıkları
Uykusuzluk
(İnsomni)
Anksiyete
Huzursuzluk
İntihar girişimi
İntihar düşüncesi
Tamamlanmış intihar
Patolojik kumar
oynama
Agresyon
Ajitasyon
Sinirlilik
Aşırı alışveriş
yapma
Aşırı yeme
w.tur kıy e: gov.tr/ s aglık-tıtek- ebys—
Depresyon
Hiperseksüalite
;nli elektronik imza ile imzalanmıştır.
BelgeDoama Kodu:1ZW56MÖFyS3k0M0FyYnUy YnUyQ3NRYnUy
10
|
Yaygın |
Yaygın Olmayan |
Seyrek |
Bilinmiyor |
Sinir sistemi hastalıkları |
Akatizi
Ekstrapiramidal
bozukluklar
Tremor
Baş ağrısı
Sedasyon
Somnolans
Sersemlik
|
Tardiv diskinezi Distoni
|
|
Nöroleptik malign sendrom
Grand mal konvülsiyon
Serotonin
sendromu
Konuşma
bozukluğu
|
Göz hastalıkları |
Bulanık görme
|
Diplopi
|
|
|
Kardiyak
hastalıklar |
|
Taşikardi
|
|
Ani açıklanamayan ölüm
Torsades de pointes QT uzamasıVentriküler aritmiKardiyak arrestBradikardi
|
Vasküler
hastalıkları |
|
Ortostatik
hipotansiyon
|
|
Venöz tromboemboli (pulmoner embolive derin ven trombozudahil)
Hipertansiyon
Senkop
|
Solunum, göğüs bozuklukları vemediastinalhastalıkları |
|
Hıçkırık
|
Uyku
apnesi
sendromu
|
Aspirasyon
pnömonisi
Laringospazm
Orofarengeal
spazm
|
Gastrointestinal
hastalıkları |
Konstipasyon
Dispepsi
Bulantı
Artmış tükrük
sekresyonu
Kusma
|
|
|
Pankreatit
Disfaji
Diyare
Karında rahatsızlık hissi
Midede rahatsızlık hissi
|
Hepato-biliyer
hastalıkları
[ )oama Kodu: 1ZW56M |
)FyS3k0M0FyYnUyYnUyQ |
;nli elektronik imza ile imzala 3NRYnUy Belge Tak |
tımıştır.
|
Karaciğer yetmezliği
Hepatit
Sarılık
Alanin
aminotransferaz düzeyinde artma (ALT)Aspartataminotransferazdüzeyinde artma (AST)Gamma-glutamiltransferaz düzeyindeartma (GGT)
Alkalin fosfataz Yüksekliği
w. turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys |
11
|
Yaygın |
Yaygın Olmayan |
Seyrek |
Bilinmiyor |
Deri ve deri altı doku
hastalıkları |
|
|
|
Döküntü Işığa duyarlılıkreaksiyonlarıAlopesiHiperhidroz
|
Kas-iskelet bozukluklar,bağdoku vekemikhastalıkları |
|
|
|
Rabdomiyoliz Kas ağrısıKas katılı
|
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları |
|
|
|
İdrar tutamama İdrar retansiyonu
|
Gebelik, puerperiyumdurumları veperinatalhastalıkları |
|
|
|
Neonatal yoksunluk sendromu
|
Üreme sistemi ve
meme
hastalıkları |
|
|
|
Priapizm
|
Genel
bozukluklar ve uygulamabölgesineilişkinhastalıkları |
Bitkinlik
|
|
|
Vücut ısısının ayarlanmasındabozukluk(hipotermi ya dayüksek ateş) Göğüsağrısı
Periferik ödem
|
Araştırmalar |
|
|
|
Artmış kan şekeri düzeyi
Artmış glikozile hemoglobin düzeyiKan glukoz düzeyindedalgalanmaArtmış kan kreatininfosfokinaz düzeyi
|
Seçilmiş advers reaksiyonların tanımları
Yetişkinler:
Ekstrapiramidal bulgular (EPS):
Şizofreni:
Uzun süreli 52 haftalık kontrollü bir çalışmada, aripiprazol ile tedavi edilen hastalarda, Parkinson, akatizi, distoni ve diskinezi dahil olmak üzere, haloperidol ile tedaviedilenlere (%57,3) oranla daha düşük ortalama (%25,8) EPS görülme sıklı tespit edilmiştir.26 haftalık uzun süreli kontrollü bir çalışmada, aripiprazol ile tedavi gören hastalar için EPS'ningörülme sıklı %19 ve plasebo ile tedavi gören hastalar için ise %13,1 olarak bulunmuştur.Diğer bir 26 haftalık uzun süreli kontrollü çalışmada, aripiprazol ile tedavi gören hastalar içinEPS'nin görülme sıklı %14,8 ve olanzapin ile tedavi gören hastalar için ise %15,1 olarakbulunmuştur.
12
Bipolar I Bozuklukta Manik Epizodlar -
12 haftalık kontrollü çalışmada aripiprazol ile tedavi gören hastalar için EPS'nin görülme sıklı %23,5 ve haloperidol ile tedavi gören hastalar için%53,3 olarak bulunmuştur. Diğer bir 12 haftalık kontrollü çalışmada aripiprazol ile tedavi _görenhastalar için EPS'nin görülme sıklı %26,6 ve lityum ile tedavi gören hastalar için ise %17,6olarak bulunmuştur. Uzun süreli 26 haftalık idame fazının plasebo kontrollü çalışmasında,aripiprazol ile tedavi gören hastalar için EPS'nin görülme sıklı %18,2 ve plasebo ile tedavigören hastalar için %15,7 olarak bulunmuştur.
Otistik Bozukluk ile İlişkili İrritabilite-
Plasebo kontrollü kısa dönem otistik bozukluk çalışmalarında pediyatrik hastalarda (6 ilâ 17 yaş) akatizi ile bağlantılı olmayan olaylar dahil,rapor edilen EPS-bağlantılı olay insidansı aripiprazol ile tedavi edilen hastalarda %18, plaseboile tedavi edilen hastalarda %2, akatizi ile bağlantılı olay insidansı ise aripiprazol tedavisi alanhastalarda %3, plasebo ile tedavi edilen hastalarda %9 olmuştur. Pediyatrik (6 ilâ 17 yaş) kısadönem otistik bozukluk çalışmalarında Simpson Angus Derecelendirme Skalası aripiprazol ileplasebo arasında anlamlı fark göstermiştir (aripiprazol 0,1; plasebo -0,4). Barnes AkatiziSkalası'ndaki değişiklikler ve İstem Dışı Hareketler Skalası Değerlendirmeleri aripiprazol veplasebo grupları arasında birbirine benzer bulunmuştur.
Akatizi:
Plasebo kontrollü çalışmalarda, aripiprazol ile tedavi gören bipolar bozukluğu olan hastalarda akatizinin görülme sıklı %12,1 ve plasebo ile tedavi gören bipolar bozukluğu olan hastalariçin %3,2 olarak bulunmuştur. Şizofrenik hastalarda, akatizinin görülme sıklı aripiprazol iletedavi görenler için %6,2 ve plasebo ile tedavi görenlerde %3,0'tür.
Distoni:
Klas Etkisi: Tedavinin ilk günlerinde yatkın bireylerde; distoni semptomları, kas grubunun uzatılmış anormal kasılması ortaya çıkabilir. Distonik semptomlar: boyun kaslarında spazm,bazen boğazda daralma, yutma güçlüğü, nefes almada güçlük, ve/veya dilde şişkinlik Busemptomlar düşük dozlarda ortaya çıkabilirken, ilk jenerasyon antipsikotik ilaçların dahayüksek dozlarında daha ciddi ve yüksek potenste ve daha sıklıkla oluşabilir. Akut distoniriskinin erkeklerde ve daha genç yaş gruplarında artı gözlemlenmiştir.
Prolaktin:
Onaylı endikasyon(lar)da yürütülen klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrasında tedavi başlangıcı ile kıyaslandında aripiprazol kullananlarda serum prolaktin düzeylerinde artış veazalmalar gözlenmiştir (bkz; Bölüm 5.1).
Laboratuvar parametreleri:
Rutin laboratuvar parametrelerinde ve lipid parametrelerinde (bkz; Bölüm 5.1) potansiyel ve klinik olarak anlamlı değişiklikler meydana gelen hastaların oranlanmasıyla gerçekleştirilenaripiprazol ve plasebo arasındaki karşılaştırmalar medikal olarak anlamlı farklılıklar olmadınıgöstermiştir. Genellikle geçici ve asemptomatik olan CPK (Kreatin Fosfokinaz) seviyesindekiartışlar, aripiprazol ile tedavi görenler için plasebo alanlarla karşılaştırıldında %3,5 ve plaseboalanlarda %2,0'dir.
Diğer bulgular:
Antipsikotik tedaviyle ilişkili olduğu bilinen ve aripiprazol ile tedavi sırasında bildirilmiş istenmeyen etkiler, nöroleptik malign sendromu, tardif diskineziyi, nöbet vakalarını,serebrovasküler advers olayları ve yaşlı demanslı hastalarda ölüm oranındaki artışı,
Belge Do
13
Pediyatrik popülasyon:
Ergenlerde (13-17 yaş) Şizofreni:
Şizofrenisi olan 302 ergenin (13-17 yaş) dahil olduğu kısa dönem plasebo kontrollü klinik çalışmalarda yan etki sıklık ve tipleri yetişkinler ile benzerdir; ancak sadece aşadaki durumlararipiprazol alan ergenlerde, aripiprazol alan yetişkinlere göre (ve plaseboya göre) daha sıklıklarapor edilmiştir:
Somnolans/sedasyon ve ekstrapiramidal bozukluklar çok sıklıkla (>1/10), ve az kuruluğu, iştah artışı ve ortostatik tansiyon sıklıkla (>1/100, <1/10) rapor edilmiştir.
Otistik Bozukluk ile İlişkili İrritabilite - Pediyatrik Hastalar (6-17 yaş):
Otistik bozukluk ile ilişkili irritabilitesi olan 313 pediyatrik hastanın (6-17 yaş) katıldı kısa süreli, plasebo kontrollü klinik çalışmalarda istenmeyen etkilerin sıklıkları ve türleriyetişkinlerdekilere benzer seyretmiş, ancak aşadaki olaylar aripiprazol alan pediyatrikhastalarda yetişkinlerden daha sık (ve plasebodan daha sık) rapor edilmiştir: sedasyon veyorgunluk çok sık (>1/10); salya akması, iştah artışı, iştah azalması, kas ve iskelet katılı, ağzınkuruması ve ateş sık (>1/100, <1/10) bildirilmiştir.
Patolojik kumar oynama ve diğer dürtü kontrol bozuklukları:
Aripiprazol ile tedavi edilen hastalarda patolojik kumar oynama, hiperseksüalite, kompülsif alışveriş ve yemek yeme gözlenebilir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonların raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
Belirti ve bulgular:
Klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrası deneyimde, kazara veya kasti, tek başına aripiprazol ile yetişkinlerde görülen tahmini olarak 1260 mg'a kadarki akut doz aşımında ölümcül birdurumla karşılaşılmamıştır. Aripiprazol doz aşımına bağlı olarak bildirilmiş belirti ve bulgulararasında letarji, yüksek tansiyon, uyku hali, taşikardi, ishal, bulantı ve kusma bulunmaktadır.Ayrıca, çocuklarda tek başına aripiprazol ile 195 mg'a kadarki kazara doz aşımında ölümcülbir durumla karşılaşılmamıştır. Tıbbi açıdan ciddi olan belirti ve semptom olarak somnolans,ekstrapiramidal bulgular ve geçici bilinç kaybı bildirilmiştir. Hastane ortamında değerlendirilenhastalarda vital bulgular, laboratuvar değerlendirmeleri veya EKG açısından klinik olarak ciddiadvers değişiklikler gözlenmemiştir.
Doz aşımı tedavisi:
Doz aşımı tedavisi destekleyici tedavi üzerinde yoğunlaşmalıdır; yeterli bir havayolu, oksijenasyon ve ventilasyon sağlanmalı ve belirtiler tedavi edilmelidir. Çoklu ilaç alımı ihtimaligöz önünde bulundurulmalıdır. Dolayısıyla kardiyovasküler izleme hemen başlatılmalı vemuhtemel aritmileri tespit etmek için sürekli elektrokardiyografik monitörizasyon yapılmalıdır.Kesinleştirilen ya da şüphelenilen herhangi bir aripiprazol doz aşımı sonrası, yakın medikalgözetim ve izleme hasta iyileşene kadar devam etmelidir.
i®
.s^srippragolüE.EAAis^B'-.^âi
ve
ys
Belge Do
14
C
maks
'ını %41 oranlarında düşürmüştür ki, bu da kömürün doz aşımı tedavisinde etkin olabileceğini gösterir.
Hemodiyaliz:
Her ne kadar aripiprazol doz aşımının tedavisinde hemodiyalizin etkisi hakkında hiçbir bilgi yoksa da, aripiprazolün böbreklerden değişmeden atılmaması ve plazma proteinlerine yüksekoranda bağlanması nedeniyle hemodiyalizin yarar sağlaması olası değildir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antipsikotikler, diğer antipsikotikler ATC kodu: N05AX12
Etki mekanizması:
Aripiprazolün şizofrenideki etkililiğinin, dopamin D2 ve serotonin 5HT1A reseptörlerindeki parsiyel agonist etki ile serotonin 5HT2A reseptöründeki antagonist etkinin bir bileşimi ilebaşlatıldı düşünülmektedir. Aripiprazol, dopaminerjik hiperaktivitenin hayvan modellerindeantagonist özellikler ve dopaminerjik hipoaktivitenin hayvan modellerinde agonist özelliklergöstermiştir.
Farmakodinamik etkiler:
İn vitro,2cve 5HT7, alfa1-adrenerjik ve histamin H1reseptörlerine ise orta derecede afinite ile bağlanır. Aripiprazol ayrıca serotonin geri alımbölgesinde orta derecede bağlanma afinitesi göstermiştir; muskarinik reseptörlere karşı kaydadeğer bir afinitesi yoktur. Dopamin ve serotonin alt tipleri dışındaki reseptörlerle olanetkileşimi aripiprazolün diğer klinik etkilerini açıklayabilir.
2 haftalık süre boyunca günde 1 defa 0,5 ila 30 mg arasında değişen aripiprazol dozları alan sağlıklı gönüllülerde, D2/D3 reseptör ligandı olan 11C-raklopridin pozitron emisyon tomografisiile tespit edilen caudata ve putamene bağlanmasında dozdan bamsız olarak yavaşlamameydana gelmiştir.
Klinik etkililik ve güvenlilik
Yetişkinler
Şizofreni:
Pozitif ya da negatif bulgular gösteren 1.228 şizofrenisi olan hastanın yer aldı kısa süreli (4 ila 6 hafta) plasebo kontrollü üç çalışmada, aripiprazol plaseboya oranla psikotik bulgulardaistatistiksel olarak anlamlı derecede daha fazla iyileşme meydana getirmiştir.
MADEPZOL, ilk tedaviye yanıt veren hastalarda tedavi sırasında klinik iyileşmenin sürdürülmesinde etkilidir. Haloperidol kontrollü çalışmalarda, 52 haftada tıbbi ürüne yanıtveren hastaların oranı her iki grupta da benzerdir (aripiprazol %77 ve haloperidol %73).Aripiprazol grubunda toplam tedaviyi tamamlama oranı (%43) haloperidole oranla (%30)önemli ölçüde daha yüksektir. PANSS ve Montgomery-Asberg Depresyon Ölçeğini de içerenikincil sonlanım olarak kullanılan değerlendirme ölçeklerindeki mevcut skorlar haloperidoldendaha fazla iyileşme sağladını göstermiştir.
J3a 'Bu belgeemi elektronik imza ile imzalanmıştır. 'Bu belgeemi elektronik imza ile imzalanmıştır.
15
26 haftalık plasebo kontrollü çalışmada aripiprazol, relaps oranında önemli ölçüde daha yüksek düşüşe sebep olmuştur, bu oran aripiprazol grubunda %34 ve plasebo grubunda %57 olarakbulunmuştur.
Kilo artışı:
Klinik çalışmalarda aripiprazolün klinik olarak anlamlı kilo artışı ile ilişkili olmadı gösterilmiştir.
314 hastanın katıldı ve primer sonlanım noktası kilo kaybı olan 26 haftalık, olanzapin kontrollü, çift körlü, çok uluslu şizofreni çalışmasında, olanzapinle karşılaştırıldında (N= 45,ya da hesaplanabilir hastaların %33'üdür) aripiprazol grubunda (N= 18, ya da hesaplanabilirhastaların %13'üdür) anlamlı derecede daha az sayıda hastada başlangıca göre en az %7oranında kilo artışı olmuştur (ör. başlangıç vücut arlı ortalama 80,5 kg için en az 5,6 kgartış).
Lipid parametreleri:
Yetişkinlerde plasebo kontrollü klinik çalışmalardan lipid parametresi üzerindeki havuz analizinde, aripiprazolün total kolesterol, trigliserit, HDL ve LDL düzeylerinde klinik olarakilişkili değişiklikleri etkilediği gösterilmemiştir.
Prolaktin
Prolaktin seviyeleri, tüm klinik çalışmalarda, aripiprazolün bütün dozları için değerlendirilmiştir (n= 28.242). Aripiprazol ile tedavi edilen hastalarda; hiperprolaktinemi veyaartmış serum prolaktinin görülme sıklı (%0,3), plasebo (%0,2) ile benzerdir. Aripiprazol alanhastalarda, başlangıca kadar geçen median süre 42 gün ve ortalama süre ise 34 gündür.
Aripiprazol ile tedavi edilen hastalarda; hipoprolaktinemi veya azalmış serum prolaktinin görülme sıklı %0,4 iken plasebo ile edilmiş verilmiş hastalarda bu değer %0,02'dir.Aripiprazol alan hastalarda, başlangıca kadar geçen median süre 30 gün ve ortalama süre 194gündür.
Bipolar I Bozuklukta Manik Epizodlar:
Manik ya da karma epizodlu Bipolar I Bozukluğu olan hastalarla gerçekleştirilen, 3 haftalık, değişken dozlu, plasebo kontrollü monoterapi çalışmaları, 3 haftalık sürede aripiprazolünmanik bulguların azaltılmasında plaseboya oranla daha üstün etkinliğe sahip olduğunugöstermiştir. Bu çalışmalar psikotik özellikli ve hızlı döngülü seyri olan ya da olmayan hastalarıkapsamaktadır.
Manik ya da karma epizodlu Bipolar I Bozukluğu olan hastalarla gerçekleştirilen 3 haftalık, sabit dozlu, plasebo kontrollü monoterapi çalışmasında, aripiprazol plaseboya göre daha üstünetkinlik göstermemiştir.
Psikotik özellikli olan ya da olmayan manik ya da karma epizodlu Bipolar I Bozukluğu olan hastalarla gerçekleştirilen 12 haftalık plasebo ve aktif madde kontrollü monoterapiçalışmalarında, aripiprazol 3. haftada plaseboya göre daha üstün etkinlik göstermiştir ve etkininsürekliliği 12. haftada lityum ya da haloperidol ile karşılaştırılabilirdir. Ayrıca aripiprazolgrubunda manik epizoddan semptomatik remisyona giren hasta oranları 12 haftada lityum vehaloperidol ile karşılaştırılabilir oranlardadır.
Belge DoPsikfâtikdözetkikli (otanyaodaolmayşn manik ya da kafmaşpizödâuB/ipolarriIyüozukluiuiiSılanve
16
2 hafta boyunca terapötik serum seviyelerinde lityum veya valproat monoterapisine kısmen yanıt vermeyen hastalarla gerçekleştirilen 6 haftalık, plasebo kontrollü çalışmada aripiprazolünilave tedavi olarak eklenmesiyle manik semptomların azalmasında lityum veya valproatmonoterapisine göre üstünlük sağlanmıştır.
Randomizasyon öncesi stabil fazda olan ve daha önce aripiprazol ile remisyona ulaşmış manik hastalarda yapılan, 74 haftaya uzatılmış 26 haftalık plasebo kontrollü çalışmada, aripiprazol,bipolar epizodlarının tekrarlanmasının önlenmesinde, öncelikle de mani epizodlarınıntekrarının önlenmesinde plaseboya göre üstünlük göstermiştir ancak depresyon epizodlarınıntekrarının önlenmesinde ise plaseboya göre üstünlük göstermemiştir.
12 haftalık lityum veya valproat tedavisine ek aripiprazolle (10 mg/gün - 30 mg/gün) süregelen remisyona giren son ata manik ya da karma epizod olan Bipolar I hastalarla (Y-MRS veMADRS total skorları <12) yürütülen 52 haftalık bir plasebo kontrollü çalışmada eklemetedavisinde aripiprazol riskte %46'lık azalmayla (risk oranı: 0,54) bipolar atan tekrarlamasınıönlemede plaseboya göre üstünlük ortaya koymuş yine maninin tekrarını önlemede deplaseboya göre riski %65 azaltmıştır (risk oranı:0,35). Bununla birlikte ekleme tedavisindearipiprazol depresyonun tekrarlamasında plasebo eklemesine göre üstün etkinlik ortayakoyamamıştır. Aripiprazol ekleme tedavisinde KGİ-BP Hastalık Şiddeti Skorları (mani)gibi ikincil etkinlik ölçütlerinde de plaseboya üstündür. Bu çalışmada hastalara kısmiyanıtsızlı belirleyebilmek için açık etiketli fazda lityum ya da valproat monoterapisiverilmiştir. Hastalar en az 12 ardışık haftalık süreçte aripiprazol ve duygu durum düzenleyicisikombinasyonuyla stabilize edilmiştir. Stabil hastalar bu fazdan sonra kullanmakta olduklarıduygu durum düzenleyicisine devam ederken aripiprazol eklenecek ya da plasebo eklenecekşekilde çift kör randomize edilmişlerdir. Randomize fazda dört duygu durum düzenleyici alt-grubu mevcuttu: aripiprazol + lityum; aripiprazol + valproat; plasebo + lityum; plasebo +valproat. Herhangi bir duygu durum atanın yinelemesi için Kaplan-Meier oranlarıaripiprazol + lityum kolunda %16 ve aripiprazol + valproat kolunda %18'ken, placebo + lityumkolunda bu oran %45 ve plasebo+valproat kolunda %19 bulunmuştur.
Major depresif epizodlar:
Aripiprazolün majör depresif epizodların tedavisinde antidepresanlara ilave tedavi olarak etkinliği majör depresif epizodlar için DSM-IV kriterlerine uyan erişkin hastalarda yapılan üççift kör, kısa süreli (6 haftalık) plasebo kontrollü çalışmada gösterildi. Çalışmaya alınanpopülasyonda mevcut epizodda daha önceki antidepresan tedaviye (1 ila 3 kür) yetersiz yanıtöyküsü vardı, ayrıca terapötik dozda 8 haftalık prospektif antidepresan tedaviye (paroksetinkontrollü salım, venlafaksin uzatılmış salım, fluoksetin, essitalopram ya da sertralin) yetersizyanıt alındı da gösterilmişti. Prospektif tedavi için yetersiz yanıt Hamilton DepresyonSkalası'nın 17 maddeli versiyonunda (HAM-D17) düzelmenin %50'den az olması ve HAM-D17 skorunun > 14 olması ve Klinik Global İzlenim İyileşme puanının minimal düzelmedendaha iyi olmamasıyla tanımlandı.
Üç çalışmada da (n= 381, n= 362, n= 349) antidepresanlara ilave aripiprazol kullanımıyla Montgomery-Asberg Depresyon Skalası'nda (MADRS) başlangıca göre antidepresanmonoterapisiyle karşılaştırıldında istatistik açısından anlamlı bir ortalama düzelme görüldü;ayrıca, yanıt oranı (MADRS Toplam Skoru'nda başlangıca göre >%50 azalma olaraktanımlandı) ve remisyon oranında (MADRS Toplam Skoru'nun <10 olması ve MADRSToplam Skoru'nda başlangıca göre >%50 azalma olmasıyla tanımlandı) da anlamlı bir artışvardı.
17
Bu çalışmalarda hastalara antidepresanlara ilave olarak aripiprazol günde 5 mg başlangıç dozuyla verildi.
Tolerabilite ve etkinliğe göre, dozlar birer hafta arayla 5 mg'lık basamaklarla ayarlanabiliyordu. İzin verilen dozlar şöyleydi: 2 mg/gün, 5 mg/gün, 10 mg/gün, 15 mg/gün ve potent CYP2D6inhibitörleri olan fluoksetin ve paroksetin almayan hastalar için, 20 mg/gün. Üç çalışmada sonnoktada ortalama son doz 10,7 mg/gün, 11,4 mg/gün'dü.
Pediyatrik popülasyon
Ergenlerde şizofreni (13-17 yaş):
Pozitif ve negatif semptomlu 302 şizofreni ergen hastanın dahil olduğu 6 haftalık plasebo kontrollü çalışmada, aripiprazol, plaseboya oranla, psikotik semptomların istatistiksel olarakanlamlı ölçüde daha yüksek iyileştirilmesi ile ilişkilendirilmiştir. Kaydolan toplampopülasyonun %74'ünü temsil eden 15 ila 17 yaş arasındaki ergen hastaların alt analizinde 26haftalık açık etiketli uzatma çalışmasından sonra da etkinin kaybolmadı gözlenmiştir.
Şizofreni tanısı konmuş adolesanlarla yürütülen (n=146; 13-17 yaş) 60 ila 89 haftalık, randomize, çift kör, plasebo kontrollü çalışmada psikotik belirtilende relaps açısındanaripiprazol (%19,39) ve plasebo (%37,50) grupları arasında anlamlı fark saptanmıştır. Riskoranının nokta tahmini (HR) tüm popülasyonda 0,461 (%95 güven aralı, 0,242-0,879) olarakhesaplanmıştır. Alt grup analizinde 13-14 yaş örneklem grubunda risk oranının (HR) noktatahmini 0,495, 15-17 yaş örneklem grubunda ise 0,454'tü. Bununla birlikte, daha gençpopülasyonda (13-14 yaş) HR tahmini grup sayısının düşük olması (aripiprazole, n=29;plasebo, n=12) nedeniyle tam da kesin değildir ve bu tahmin için belirlenen güven aralı
(0,151'den 1,628'e) tedavi etkinliğine dair bir tablo çizmemiştir. Bunun aksine daha büyük yaştaki adolesanların dahil olduğu grupta (14-17 yaş; aripiprazol, n=69; plasebo, n=36) HRiçin %95'lik güven aralı 0,242 ila 0,879'dur ve böylelikle daha büyük hastalarda tedavietkinliği belirlenebilmiştir.
Bipolar I Bozuklukta Manik Epizodlar:
Başlangıçta Y-MRS skoru >20 olan, psikotik özelliği olan veya olmayan manik ya da karma epizodlu Bipolar I bozukluğu için DSM-IV kriterini karşılayan 296 çocuk ve ergenlerde (10-17yaş) 30 haftalık plasebo-kontrollü çalışmada aripiprazol çalışılmıştır. Tüm hastaların dahiledildiği ilk etkililik analizinde, 139 hastada ADHD komorbidite gözlenmiştir.
Toplam Y-MRS skorunun 4. hafta ve 12. hafta başlangıç noktasındaki değişimlerinde aripiprazol plaseboya göre üstündür. Post hoc testlerde, plasebo çalışmalarında ADHDkomorbidite ile ilişkili hastalarda ADHD'si olmayan hastalara kıyasla iyileşme daha fazlavurgulanmıştır. Nüksetmenin önlenmesi belirlenmemiştir.
30 mg ile tedavi edilen hastalar arasında en çok tedaviyle ortaya çıkan yan etkiler ekstrapiramidal bozukluklar (%28,3), somnolans (%27,3), baş ağrısı (%23,2) ve bulantı(%14,1)'dır. 30 haftalık tedavi aralında ortalama kilo artışı 2,9 kg iken plasebo ile tedaviedilen hastalarda 0,98 kg'dır.
Otistik Bozukluk ile İlişkili İrritabilite (6-17 yaş):
Aripiprazolle 8 haftalık, plasebo kontrollü iki çalışmada [biri esnek doz (2-15 mg/gün), diğeri sabit doz (5, 10 veya 15 mg/gün)] ve 52 haftalık açık etiketli bir çalışmada 6 ila 17 yaşındakihastalarda araştırılmıştır. Bu çalışmalarda dozaja 2 mg/gün ile başlanmış, bir hafta sonra 5
s *Bu belseenli eleKtronık ımrza ile ımzaranmıştır.s*
Belge Domg/güOb'e : çkı>l»fys:bun»yfakibe%Qk®Mlenen d®za -ıuılaşılaaattıkadarvthfiftaliktr/arakkkrlas 5
18
mg/gün'lük artışlar yapılmıştır. Hastaların %75'inden fazlası 13 yaşından küçüktür. Aberant Davranış Kontrolü İrritabilite alt skalasında aripiprazol plasebo ile karşılaştırıldı zamanistatistiksel olarak üstün etkinlik göstermiştir. Ancak, bu bulgunun klinik önemianlaşılmamıştır. Arlık artışı ve prolaktin düzeylerindeki artışlar güvenilirlik profiline dahildir.Uzun dönem güvenilirlik çalışmasının süresi 52 hafta ile sınırlandırılmıştır. Ortak çalışmalardaaripiprazol ile tedavi edilen hastalarda düşük serum prolaktin düzeyi insidansı kadınlarda (<3ng/ml) ve erkeklerde (<2 ng/ml) sırasıyla 27/46 (%58,7) ve 258/298 (%86,6) olmuştur. Plasebokontrollü çalışmalarda, ortalama arlık artışı plaseboda 0,4 kg ve aripiprazolde 1,6 kgolmuştur.
Aripiprazol uzun süreli bir plasebo kontrollü idame dönem çalışmasında da araştırılmıştır. Aripiprazolle 13-26 haftalık aripiprazol (2-15 mg/day) stabilizasyon fazından sonra, stabilyanıt veren hastalar 16 hafta boyunca ya aripiprazol tedavisinde kalmaya devam etmiş ya daplasebo tedavisine geçilmiştir. Kaplan-Meier relaps oranı 16. haftada aripiprazol için %35 veplasebo için de %52 bulunmuştur; 16 haftalık süreçte relaps için risk oranı(aripiprazol/plasebo) 0,57'dir (istatistikesl anlamlılı olmayan fark). Stabilizasyon fazında (26haftaya kadar) ortalama kilo alımı aripiprazolle 3,2 kg iken, çalışmanın 16 haftalık 2. fazındaaripiprazolle 2,2 kg'lık daha artış görülmüş, plasebo grubunda ise bu artış 0,6 kg olmuştur.Ekstrapiramidal semptomlar hastaların %17'sinde temel olarak stabilizasyon fazındabildirilmiş ve %6,5'lik oranla tremor en sık görülen ekstrapiramidal belirti olarak tespitedilmiştir.
Kilo artışı:
Otistik bozukluğu olan hastalarda (6 ilâ 17 yaş) yapılan plasebo kontrollü iki kısa dönem çalışmasında vücut arlındaki ortalama artış aripiprazol grubunda 1,6 kg, plasebo grubunda0,4 kg olmuştur. Arlık artışı kriteri olan vücut arlındaki >%7 artış aripiprazol grubunda%26, buna karşılık plasebo grubunda %7 oranında görülmüştür.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Etkisini başlıca ana ilaç olan aripiprazol aracılı ile gösterir. Aripiprazolün ortalama eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 75 saattir. Kararlı durum konsantrasyonlarına 14 günlük dozuygulaması sonunda ulaşılır. Tekrarlanan dozlarda alındında aripiprazolün vücutta birikmesibeklenmelidir. Aripiprazolün ve aktif metaboliti dehidro-aripiprazolün dalımı gün içindeherhangi bir değişiklik göstermez. İnsan plazmasındaki başlıca metabolit olan dehidro-aripiprazolün, D2 reseptörlerine olan afinitesi temel bileşik olan aripiprazole benzerbulunmuştur.
Emilim:
Oral uygulamadan sonra aripiprazol iyi emilir; doruk plazma konsantrasyonlarına dozun verilişini takip eden 3-5 saat içinde ulaşılır. Aripiprazolün presistemik metabolizmasıminimaldir. Tablet formunun mutlak oral biyoyararlanımı %87'dir. Aripiprazolünbiyoyararlanımı yemeklerle birlikte alındında değişmez.
Dalım:
Aripiprazol bütün vücutta yaygın şekilde dalır ve görünen dalım hacmi 4,9 L/kg'dır. Terapötik konsantrasyonlarda, aripiprazol başlıca albumin olmak üzere serum proteinlerine%99'dan daha yüksek bir oranda bağlanır. Aripiprazol proteinlere yüksek oranda bağlanan
r • • r i i• x* w • Bu belgergüvenUıelektFonik imza* ile* iımalanmıstır. • ,• i i • •i..* w • Bu belgergüvenUıelektFonik imza* ile* iımalanmıstır. • ,• i i • •i..
Belge ğiyni„Aye„farmakPndiynamiğiftigedfliIştiJimampiş/tirw^&rbu.gdatrariiiierâzeolün
19
varfarini proteine bağlandı yerden uzaklaştırmadını düşündürmektedir.
Biyotransformasyon:
Aripiprazolün sisteme girmeden önceki metabolizması minimaldir. Aripiprazol yaygın olarak karaciğerde metabolize edilir ve başlıca üç adet biyotransformasyon yola vardır:dehidrojenasyon, hidroksilasyon ve N-dealkilasyon.
In vitro
çalışmalara göre, CYP3A4 veCYP2D6 enzimleri aripiprazolün dehidrojenasyonundan ve hidroksilasyonundan sorumludurve N-dealkilasyon CYP3A4 tarafından katalize edilir. Aripiprazol, sistemik dolaşımda baskınolan ilaç kısmını oluşturur. Kararlı durumda, aktif metabolit olan dehidro-aripiprazol,plazmadaki aripiprazol EAA'sının (Eğri Altı Alanının) yaklaşık %40'ını temsil etmektedir.
Eliminasyon:
Aripiprazolün ortalama eliminasyon yarı ömürleri, hızlı CYP2D6 metabolizörlerinde yaklaşık 75 saattir ve yavaş CYP2D6 metabolizörlerinde yaklaşık 146 saattir.
Aripiprazolün toplam vücut klerensi 0,7 mL/dak/kg'dır ve başlıca karaciğer yoluyladır.
[14C] işaretli tek bir aripiprazol dozunu takiben uygulanan radyoaktivitenin yaklaşık %27'si idrarda ve %60'ı feçeste bulunmuştur. Aripiprazolün %1'inden daha azı değişmeden idrarlaatılır ve oral dozun yaklaşık %18'i feçeste değişmemiş olarak bulunur.
Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:
Kararlı durumda, aripiprazolün farmakokinetiği doz ile doğru orantılıdır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Ergenlerde (13-17 yaş):
Aripiprazolün ve dehidro-aripiprazolün 13 ila 17 yaş ergenlerdeki farmakokinetiği, vücut arlındaki farklılıkların düzeltilmesinden sonra yetişkinler ile benzerdir.
Yaşlılarda:
Sağlıklı yaşlılar ve genç yetişkin gönüllülerde aripiprazolün farmakokinetiği açısından ne bir fark vardır ne de şizofrenik hastaların farmakokinetik analizinin üzerinde, popülasyonunyaşının ölçülebilir bir etkisi tespit edilmiştir.
Cinsiyet:
Sağlıklı erkek ve kadın gönüllülerde aripiprazolün farmakokinetiği açısından bir fark yoktur. Şizofrenisi olan hastalarda popülasyon farmakokinetik analizinde cinsiyetin ölçülebilir biretkisi yoktur.
Sigara Kullanımı ve Irk:
Popülasyon farmakokinetiği değerlendirmesi, klinik olarak ırkla ilişkili anlamlı farklılıklar olmadını ya da sigara içmenin aripiprazolün farmakokinetiği üzerinde etkisi olmadınıgöstermiştir.
Böbrek yetmezliği:
Genç sağlıklı deneklerle karşılaştırıldında şiddetli böbrek hastalı olan hastalarda aripiprazol ve dehidro-aripiprazolün farmakokinetik özellikleri benzer bulunmuştur.
Karaciğer yetmezliği:
. .. Bu bel^eenli elektronik imza ile ımzalimnustıı;.
Değişik seviyelerde karaciğer sirozu olan gönüllülerdeki (Child-Pugh Kategorileri A, B, ve C)
20
tek doz çalışmaları, karaciğer bozukluğunun aripiprazol ve dehidro-aripiprazolün farmakokinetiği üzerinde önemli bir etkisi olmadını göstermiştir fakat sadece Kategori Ckaraciğer sirozu olan 3 hasta ile yapılan bu çalışma hastaların metabolik kapasiteleri ile ilgilideğerlendirme yapmak için yetersizdir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik öncesi güvenlilik verileri, geleneksel güvenlilik farmakolojisi, tekrar-doz toksisitesi, genotoksisite, karsinojenik potansiyel veya üreme toksisitesi ve gelişim çalışmalarına dayalıolan insanlara yönelik özel bir tehlike ortaya koymamaktadır.
Toksikolojik olarak önemli etkiler yalnızca maksimum insan dozunun yeteri kadar katı dozlarda gözlenmiştir ve klinik kullanımdaki anlamı ya sınırlıdır ya da hiç yoktur. Bunlar şunlardır:sıçanlarda 104 hafta 20 ilâ 60 mg/kg/gün'den sonra (maksimum önerilen insan dozundakiortalama kararlı durum EAA değerinin 3-14 katı veya mg/m2 bazında önerilen maksimum insandozunun 6,5 ilâ 19,5 katı) doza bağlı adrenokortikal toksisite (lipofüsin pigment akümülasyonuve/veya parenkimal hücre kaybı) ve dişi sıçanlarda 60 mg/kg/gün'de (maksimum önerileninsan dozundaki ortalama kararlı durum EAA değerinin 14 katı ya da mg/m2 bazında önerilenmaksimum insan dozunun 19,5 katı) adrenokortikal karsinomlarda artış ve kombineadrenokortikal adenomlar/karsinomlar. Ayrıca, tekrarlanan 25 ilâ 125 mg/kg/gün oraldozlarından sonra (mg/m2 bazında önerilen maksimum insan dozunun 16 ilâ 81 katı),aripiprazolün hidroksi metabolitlerinin sülfat konjügatlarının çökmesinin bir sonucu olarakmaymunların safrasında safra taşları oluşmuştur. İnsanlarda aripiprazolün presistemikmetabolizması maymunlara göre oldukça düşük olduğu için, günde 30 mg klinik dozda hidroksiaripiprazolün sülfat konjügatlarının insan safrasındaki konsantrasyonları, maymunlardabulunan safra konsantrasyonlarının %6'sından daha yüksek değildir ve
in vitro
solubilitelimitlerinin oldukça altındadır. Dişi sıçanlarda tümorijenik olmayan en yüksek doz insanlardaönerilen dozun 7 katıdır.
DNA zararı ve onarımını, gen mutasyonlarını ve kromozom hasarını değerlendiren bir dizi standart genotoksisite testinden elde edilen kanıtlara dayanarak aripiprazol insanlar içingenotoksik risk değildir.
Genç sıçan ve köpeklerde yapılan tekrarlanan doz çalışmalarında, aripiprazolün toksisite profili, yetişkin hayvanlarda gözlenenler ile kıyaslanabilirdir ve nörotoksisite veya gelişimüzerine yan etkiler gözlenmemiştir.
Tüm standart genotoksisite deneylerine dayanılarak, aripiprazolün genotoksik olmadı düşünülmektedir. Aripiprazol hayvanlardaki üreme toksisitesi çalışmalarında fertiliteyiazaltmamıştır. Sıçanlarda sub-terapötik ve terapötik dozlarda (EAA'ya bağlı olarak) ve önerilenen yüksek klinik dozdaki ortalama kararlı durum EAA'sının 3-11 katı maruziyete neden olandozlarda olası teratojenik etkiler dahil, gelişim toksisitesi gözlenmiştir. Gelişim toksisitesineneden olan dozlara benzer dozlarda maternal toksisite gözlenmiştir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Mannitol (E421) Kollidon CL-F
Belge Dı
S§&ÖÂ
zXL ^(0'yS3k0M0FyYnUyYnUyQ3NRYnUy
21
PVP K 30 Kırmızı demir oksitMagnezyum stearat
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli değildir.
6.3. Raf ömrü
36 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklında ve ambalajında saklayınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Al-Al blister 28 tabletlik ambalajlarda.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
NOBEL SAĞLIK ÜRÜNLERİ LTD. ŞTİ.
Saray Mah. Akçakoca Sokak No:10 34768 Ümraniye / İSTANBULTel: (216) 633 60 00Faks: (216) 633 60 01
8. RUHSAT NUMARASI
2014/78
9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 10.02.2014 Ruhsat yenileme tarihi: -
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
22