Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Tractan 125 Mg Film Kaplı Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

“ ^Bu ilaç ek izlemeye tabidir. Bu üçgen yeni güvenlilik bilgisinin hızlı olarak belirlenmesini sağlayacaktır. Sağlık mesleği mensuplarının şüpheli advers reaksiyonları TÜFAM'a bildirmeleribeklenmektedir. Bakınız Bölüm 4.8 Advers reaksiyonlar nasıl raporlanır?”

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

TRACTAN® 125 mg film kaplı tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:

Her bir film kaplı tablet 125 mg bosentan (129.08 mg bosentan monohidrat şeklinde) içerir.

Yardımcı maddeler:

Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Film kaplı tablet

Açık pembe, oval, bikonveks, film kaplıtablettir.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

- Egzersiz kapasitesi ve semptomlarının düzeltilmesi için fonksiyonel kapasitesi NYHAII, III veya IV olan;

- Primer (idiyopatik ve kalıtsal) pulmoner arteriyel hipertansiyon,

- Belirgin intersitisyel pulmoner hastalığın eşlik etmediği, sklerodermaya bağlı pulmonerarteriyel hipertansiyon,

- Ameliyat edilemeyen konjenital sistemik-pulmoner şanta bağlı gelişen pulmoner arteriyelhipertansiyon ile Eisenmenger fizyolojisi.

- TRACTAN ayrıca dijital ülseri olan sistemik skleroz hastalarında yeni dijital ülsersayısının azaltılmasında endikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Pozoloji / uygulama sıklığı ve süresi:

Pulmoner arteriyel hipertansiyon:

Tedavi yalnızca pulmoner arteriyel hipertansiyon konusunda deneyimli uzman hekim tarafından başlatılıp, izlenmelidir. Erişkinlerde TRACTAN tedavisi 4 hafta boyuncagünde iki kez 62.5 mg dozdan başlatılmalı ve günde iki kez 125 mg'lık idame dozunaçıkarılmalıdır. Tedavi kesildikten sonra tekrar kullanılması durumunda aynı kullanımşekli önerilmektedir. (Bkz. Bölüm 4.4).

PAH klinik tablosundaki bozulmanın yönetimi

En az 8 haftalık TRACTAN tedavisine rağmen (en az 4 haftalık hedef doz) klinik tabloda bozulma olması durumunda (örn. 6 dakika yürüme testi mesafesinde tedavi

1

öncesi ile kıyaslandığında en az %10 azalma), alternatif tedaviler düşünülmelidir. Bununla beraber, 8haftalık TRACTAN tedavisine cevap vermeyen bazı hastalarilave 4 ile 8 haftalık ek tedaviye olumlu yanıt verebilmektedir.

TRACTAN tedavisine rağmen klinik tabloda gecikmiş bozulma olması durumunda (birkaç aylık tedavi sonrasında), tedavi yeniden değerlendirilmelidir. Günde iki kez125 mg bosentan tedavisine iyi yanıt vermeyen bazı hastalarda doz günde iki kez 250mg'a çıkarıldığında egzersiz kapasitelerinde hafif iyileşme olduğu gözlenmiştir.Karaciğer toksisitesinin doza bağlı olduğu göz önüne alınarak dikkatli bir yarar/riskdeğerlendirmesi yapılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4 ve 5.1).

Tedavinin kesilmesi

Pulmoner arteriyel hipertansiyonlu hastalarda bosentan tedavisinin aniden kesilmesi ile ilgili olarak sınırlı deneyim bulunmaktadır. Akut rebound (geri tepme) ile ilgili olarakherhangi bir bulgu elde edilmemiştir. Bununla beraber olası rebound etkisine bağlıklinik bozulmayı önlemek üzere, kademeli doz azaltılması (3 ile 7 gün boyunca dozunyarıya indirilmesi) düşünülmelidir. Tedavinin kesilmesi esnasında hasta daha sıkı birşekilde takip edilmelidir. TRACTAN tedavisinin kesilmesine karar verilmesi halindealternatif tedaviye başlanırken, TRACTAN tedavisine kademeli olarak son verilmelidir.

Süregelen dijital ülserli sistemik skleroz:

Tedavi yalnızca sistemik skleroz konusunda deneyimli uzman hekim tarafından başlatılıp izlenmelidir.

TRACTAN tedavisi 4 hafta boyunca günde iki kez 62.5 mg dozdan başlatılmalı ve günde iki kez 125 mg'lık idame dozuna çıkarılmalıdır. Tedavi kesildikten sonra tekrarkullanılması durumunda aynı kullanım şekli önerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4).

Bu endikasyon için kontrollü klinik çalışma deneyimi 6 ay ile sınırlıdır (Bkz. Bölüm

5.1) .

Hastanın tedaviye yanıtı ve devam tedavisinin gerekliliği belirli aralıklarla değerlendirilmelidir. Bosentanın karaciğer toksisitesi göz önünde bulundurularakrisk/yarar değerlendirmesi dikkatle yapılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8).

18 yaşın altındaki hastalarda güvenlilik ve etkililik ile ilgili veri yoktur. Bu hastalığa sahip genç çocuklarda bosentan için farmakokinetik veri bulunmamaktadır.

Uygulama şekli:

Tabletler oral olarak sabahları ve akşamları yiyeceklerle birlikte ya da yalnız başına alınabilir. Tabletler su ile birlikte yutulmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Karaciğer yetmezliği:

TRACTAN orta-ileri düzeyde karaciğer yetmezliği olan hastalarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4 ve 5.2).Hafif derecede karaciğer yetmezliği olan hastalardaherhangi bir doz ayarlamasına gerek yoktur (örn. Child-Pugh Sınıf A) (Bkz. Bölüm

5.2) .

Böbrek yetmezliği:

Böbrek yetmezliği olan hastalarda ve diyaliz hastalarında herhangi bir doz ayarlamasına

i j rnl ı§u belge, aiyenlı elektronıkimza ile imzalanmıştır.

Belge Dofek\$°ra!urS(BkzYBöümi52l).xQ3NR Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys

2Pediyatrik popülasyon:

Pulmoner arteriyel hipertansiyon:

Pediyatrik farmakokinetik veriler, bosentan plazma konsantrasyonunun 1 ile 15 yaş arasındaki PAH'lı çocuklarda ortalama olarak yetişkinlerden daha düşük olduğunu veTRACTAN dozunun 2 mg/kg vücut ağırlığının üzerine çıkarılması ya da dozun gündeiki defadan üç defaya çıkarılması ile yükselmediğini göstermektedir.

Dozun ya da doz sıklığının artırılmasının ek bir klinik yarar getirmesi olası değildir.

Bu farmakokinetik sonuçlara dayanarak, 1 yaş ve üstü PAH'lı çocuklarda kullanıldığında, tavsiye edilen başlangıç ve idame dozu sabah ve akşam 2 mg/kg'dir.

Persistan pulmoner hipertansiyonlu yenidoğanlarda (PPHY), bosentanın standart tedavinin parçası olarak faydası gösterilmemiştir. Pozoloji için tavsiye verilememektedir.(Bkz. Bölüm 5.1 ve 5.2)

Geriyatrik popülasyon:

65 yaş üzeri hastalarda herhangi bir doz ayarlamasına gerek yoktur.

4.3. Kontrendikasyonlar

- Bosentan ya da ürünün içeriğindeki maddelerinden herhangi birisine karşı aşırı hassasiyet

- Orta düzeyden ileri düzeye kadar karaciğer yetmezliği (Child-Pugh Sınıf B veya C),(Bkz. Bölüm 5.2)

- Normalin üst limitinden 3 kat daha fazla olan karaciğer aminotransferaz değerleri: aspartat aminotransferaz (AST) ve/veya alanin aminotransferaz (ALT) (Bkz. Bölüm4.4)

- Siklosporin A ile birlikte kullanım (Bkz. Bölüm 4.5)

- Hamilelik (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.6)

- Gebelikten korunmak için güvenilir bir korunma yöntemi kullanmayan ve gebe olmaolasılığı bulunan kadınlar (Bkz. Bölüm 4.4, 4.5 ve 4.6)

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

TRACTAN'ın etkililiği ciddi pulmoner arteriyel hipertansiyonu olan hastalarda gösterilmemiştir. Klinik durumun kötüleşmesi durumunda hastalığın ileri safhasındatavsiye edilen diğer bir tedaviye (örn:epoprostenol) geçilmesi göz önündebulundurulmalıdır (Bkz. Bölüm 4.2).

WHO fonksiyonel sınıf I olan pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalarında bosentanın risk/fayda dengesi belirlenmemiştir.

TRACTAN tedavisi sistemik sistolik kan basıncının sadece 85 mmHg'den yüksek olması halinde başlatılmalıdır.

TRACTAN'ın var olan dijital ülserlerin iyileşmesinde yararlı etkilerinin olduğu gösterilmemiştir.

Karaciğer fonksiyonu:

Bosentan ile ilişkin karaciğer aminotransferaz (örneğin aspartat aminotransferaz (AST) ve/veya alanin aminotransferaz (ALT)) değerlerinde yükselmeler doza bağlıdır. Tipikolarak, karaciğer enzimlerindeki değişiklikler tedavinin ilk 26 haftasında görülmektedirancak tedavinin ilerleyen safhalarında da ortaya çıkabilir (Bkz. Bölüm 4.8). Bu artışlarkısmen hepatositlerden safra tuzları eliminasyonunun kompetitif inhibisyonuna bağlıBelge Do

Bosentanın hepatositlerde birikeceği ve olası ciddi karaciğer hasarına ya da immünolojik mekanizmaya varan sitolize neden olacağı hariç tutulmamıştır.

Karaciğer fonksiyon bozukluğu riski aynı zamanda bosentanın, rifampisin, glibenklamid ve siklosporin A gibi safra tuzu atım pompası inhibitörleri olan ilaçlarla birlikte alınmasıdurumunda da artabilir ancak bu konudaki veriler sınırlıdır (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.5).


Tedavi öncesinde ve tedavi sırasında aylık aralıklarla karaciğer aminotransferaz seviyeleri ölçülmelidir. Bunun yanı sıra, karaciğer aminotransferaz seviyeleriherhangi bir doz artışından 2 hafta sonra yeniden ölçülmelidir.ALT/AST yükselmesi durumunda tavsiyelerALT/AST seviyeleri

>3 ve <5 xULN


>5 ve <8 xULN

>8 xULN

Tedavi ve gözlem tavsiyeleri

Sonuç ikinci bir başka karaciğer testi ile doğrulanmalıdır; doğrulanması halinde, TRACTAN tedavisine azaltılmışdozda devam edilmesi veya TRACTAN uygulamasınındurdurulmasına bireysel bazda karar verilmelidir(Bkz. Bölüm 4.2). En az iki haftada bir aminotransferazseviyelerinin ölçülmesine devam edilmelidir.Aminotransferaz seviyelerinin tedavi öncesi değerleregeri dönmesi halinde tedaviye devam edilmesi ya daaşağıda açıklanan şartlar doğrultusunda TRACTANtedavisine yeniden başlaması değerlendirilmelidir.

Sonuç ikinci bir başka karaciğer testi ile doğrulanmalıdır; doğrulanması halinde, tedavi durdurulmalı ve en az ikihaftada bir aminotransferaz seviyeleri ölçülmelidir.Aminotransferaz seviyelerinin tedavi öncesi değerleregeri dönmesi halindeaşağıdaaçıklanan şartlar

doğrultusunda TRACTAN tedavisine devam edilip edilemeyeceği değerlendirilmelidir.

Tedavi durdurulmalıdır ve yeniden TRACTAN tedavisine başlanması düşünülmemelidir.


Karaciğerin hasarı ile ilgili klinik semptomların oluşması halindetedavi durdurulmalı ve yeniden TRACTANtedavisine başlanması düşünülmemelidir.

Tedaviye yeniden başlanması


TRACTAN tedavisine yeniden başlanması yalnızca TRACTAN tedavisinin olası faydalarının olası risklerden çok daha fazla olması ve karaciğer aminotransferazseviyelerinin tedavi öncesi değerler içerisinde olması halinde düşünülmelidir.Hepatoloji uzmanının görüşleri alınmalıdır. Yeniden tedavi, bölüm 4.2'de açıklanandetaylar doğrultusunda uygulanmalıdır.

Tedaviye yeniden başlanmasının ardından3 gün içerisinde ve tekrar 2 hafta sonra ve yukarıdaki tavsiyeye uygun olarakkaraciğer aminotransferaz seviyeleri kontrol edilmelidir.


ULN = (Upper Limit of Normal) Normalin üst limiti


4


Hemoglobin konsantrasyonu:

Bosentan ile tedavide doza bağlı olarak hemoglobin konsantrasyonunda azalma olabilir (Bkz. Bölüm 4.8). Plasebo kontrollü çalışmalarda, hemoglobin konsantrasyonlarındabosentana bağlı düşüşler ilerleyici değildir, tedavinin ilk 4-12 haftasından sonra stabilhale gelir. Hemoglobin konsantrasyonlarının tedaviye başlamadan önce, tedaviyebaşladıktan sonraki ilk 4 ay boyunca her ay ve bunun ardından üç ayda bir düzenli olarakkontrol edilmesi tavsiye edilir. Hemoglobin konsantrasyonlarında klinik olarak anlamlıbir düşüş olursa bunun nedeni ve özel bir tedavi gerekliliği değerlendirilmeli vearaştırılmalıdır. İlacın pazarlama sonrası döneminde kırmızı kan hücresi transfüzyonugerektiren anemi vakaları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.8).

Gebe kalma potansiyeli olan kadınlarda kullanımı:

TRACTAN tedavisi sırasında hormonal kontraseptiflerin etkisiz kalması ve ayrıca pulmoner arteriyel hipertansiyonun gebelik ile kötüleşmesi risklerinden ve hayvanlardagözlemlenen teratojenik etkilerinden dolayı:

• Güvenilir bir doğum kontrol yöntemi uygulamayan ve tedavi öncesi gebeliktesti negatif çıkmayan kadınlarda TRACTAN tedavisi başlatılmamalıdır.

• TRACTAN ile tedavi süresi boyunca hormonal kontraseptifler tek korunma yöntemi olmayabilirler.

• Hamileliğin erken saptanmasına olanak vermek amacıyla, TRACTAN tedavisi sırasında her ay gebelik testi yapılması tavsiye edilir.

Ayrıntılı bilgi için Bkz. Bölüm 4.5 ve 4.6


Pulmoner veno-okluzif hastalık:

Vazodilatör ilaçlar (özellikle prostasiklin) pulmoner veno-okluzif olan hastalarda kullanıldığında pulmoner ödem vakaları rapor edilmiştir. Sonuç olarak, pulmonerarteriyel hipertansiyonu bulunan hastalarda TRACTAN kullanıldığında pulmoner ödembelirtilerinin ortaya çıkması halinde, buna bağlı olarak veno-okluzif hastalık olasılığı gözönünde bulundurulmalıdır. Pazarlama sonrası dönemde, pulmoner veno- okluzif hastalıkşüphesi olan ve bosentan ile tedavi edilen hastalarda nadiren pulmoner ödembildirilmiştir.

Sol ventriküler yetmezliği olan pulmoner arteriyel hipertansiyon hastaları:

Pulmoner arteriyel hipertansiyon ve aynı zamanda sol ventriküler yetmezliği bulunan hastalar üzerinde belirli bir çalışma gerçekleştirilmemiştir. Bununla beraber, ciddi kronikkalp yetmezliği bulunan 1611 hasta (804 bosentan ve 807 plasebo) ortalama 1.5 yılboyunca plasebo kontrollü bir çalışma ile tedavi edilmiştir (Çalışma AC-052-301/302 [ENABLE 1&2]). Bu çalışmada bosentan ile tedavide ilk 4-8 hafta boyuncakronik kalp yetmezliğine bağlı olarak hastaneye yatışta bir artış olmuş ve bununmuhtemel nedeni olarak da sıvı tutulması gösterilmiştir. Bu çalışmada, sıvı tutulması,hızlı kilo alımı, düşen hemoglobin konsantrasyonu ve bacak ödeminde artışla kendinigöstermiştir. Bu çalışmanın sonunda, kalp rahatsızlığı ile hastaneye yatan vakalarda veölümlerde bosentan film tablet ya da plasebo alan hastalar arasında herhangi bir farkgörülmemiştir. Sonuç olarak, hastaların özellikle ciddi düzeyde sistolik yetmezliği

de sıvı tutulması semptomlarına karşı kontrol

Belge TakıpAdresı:http^s ://www.turkıye.gov.tr/s.aglık-Titck-epyş

bulunması durumun

, ___ , ^~ yZ 1 Ay Q3NR*Belge Takip Adresi:http^://ww^v.tıırkiye.eov.tr/s.a^likAitck-e.byş

altında tutulmaları tavsiye edilir. Sıvı tutulması görülmesi halinde, dıüretik tedavisine başlanması ya da mevcut diüretik dozunun artırılması önerilir. Diüretik

5

tedavisi sıvı tutulması bulguları olan hastalarda TRACTAN tedavisinden önce başlatılmalıdır.

HIV enfeksiyonu ile ilişkili pulmoner arteriyel hipertansiyon hastaları:

Antiretroviral ilaç kullanan HIV enfeksiyonu ile ilişkili pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalarında bosentan kullanımı ile ilgili sınırlı sayıda klinik çalışma deneyimibulunmaktadır (Bkz. Bölüm 5.1). Sağlıklı kişiler ile yapılan bosentan velopinavir+ritonavir arasındaki etkileşim çalışmasında, bosentanın plazmakonsantrasyonunda tedavinin ilk 4 günü boyunca maksimum olmak üzere artışgörülmüştür (Bkz. Bölüm 4.5). Proteaz inhibitörleri desteği ile birlikte ritonavirtedavisine ihtiyaç duyan hastalarda TRACTAN tedavisi başlandığında başlangıçsafhasında hipotansiyon riski ve karaciğer fonksiyon testleri açısından hastanınTRACTAN'a karşı toleransı yakından izlenmelidir. Bosentan antiretroviral ilaçlar ilebirlikte kullanılırken uzun vadede hepatik toksisite ve hematolojik yan etkilerin artışı gözardı edilemez. Bosentanın CYP450 üzerine indükleyici etkisinin (Bkz. Bölüm 4.5)sonucu olarak potansiyel etkileşim nedeniyle antiretroviral tedavinin etkinliğideğişebileceği için bu hastalar HIV enfeksiyonları açısından da yakından izlenmelidir.

Kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH) bağlı pulmoner hipertansiyon:

Ciddi KOAH (GOLD sınıflandırmasına göre evre III)'a bağlı pulmoner hipertansiyonu olan 11 hastada yapılan araştırma amaçlı, kontrolsüz 12 haftalık bir çalışma ilebosentanın güvenliliği ve toleransı incelenmiştir. Dakikadaki ventilasyonda artış veoksijen saturasyonunda azalma gözlenmiştir. En sık görülen advers olay, bosentankullanımının bırakılmasıyla iyileşen dispnedir.

Diğer tıbbi ürünlerle birlikte kullanımı:

TRACTAN'ın siklosporin A ile birlikte kullanımı kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.5)

TRACTAN'ın glibenklamid, flukonazol ve rifampisin ile birlikte kullanılması tavsiye edilmez. Ayrıntılı bilgi için Bkz. Bölüm 4.5.

Hem CYP3A4 inhibitörü hem de CYP2C9 inhibitörü ile birlikte TRACTAN alınmasından kaçınılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.5).

TRACTAN'ın içeriğinde uyarı gerektiren yardımcı madde bulunmamaktadır.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Bosentan, sitokrom P450 (CYP) izoenzimleri CYP2C9 ve CYP3A4'ü indükler. Ayrıca

in vitro

veriler CYP2C19'un indüklendiğini gösterir. Buna göre TRACTAN ile birliktekullanıldığında, bu izoenzimler ile metabolize olan tıbbi ürünlerin plazmakonsantrasyonları düşecektir. Bu izoenzimler ile metabolize olan tıbbi ürünlerinetkililiğinin değişme olasılığı göz önünde bulundurulmalıdır. Bu ürünlerin dozajı,birlikte TRACTAN tedavisine başlanması, dozunun değişmesi veya kesilmesinden sonra

ayarlanmalıdır. Bu belge

Bosentan CYP2C9 ve CYP3A4 ile metabolize edilir. Bu enzimlerin inhibisyonu bosentan plazma konsantrasyonunu (bkz. ketakonazol) artırabilir.CYP2C9

6

inhibitörlerinin bosentan konsantrasyonu üzerinde herhangi bir çalışması mevcut değildir. Kombinasyon dikkatle kullanılmalıdır.

Flukonazol ve CYP2C9 ve CYP3A4'ün diğer inhibitörleri:

Özellikle CYP2C9 ve bir ölçüye kadar CYP3A4 inhibe eden flukonazol ile birlikte kullanımı bosentanın plazma konsantrasyonlarında büyük artışlara neden olabilir.Kombinasyon tavsiye edilmez. Aynı nedenden ötürü, güçlü bir CYP3A4 inhibitörünün(ketokonazol itrakonazol ve ritonavir gibi) ve CYP2C9 inhibitörünün (vorikonazol gibi)TRACTAN ile birlikte kullanımı tavsiye edilmemektedir.

Siklosporin-A:

TRACTAN ve siklosporin-A'nın (kalsinürin inhibitörü) birlikte kullanımı

kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3). Birlikte alındığında bosentan başlangıç konsantrasyonları, bosentan yalnız başına alındığında ölçülen konsantrasyondanyaklaşık 30 kat daha yüksektir. Kararlı durumda, bosentan plazma konsantrasyonları,bosentan yalnız başına alındığında ölçülenden 3-4 kat daha yüksektir. Bu etkileşiminmekanizması büyük ölçüde, bosentanın taşıyıcı protein aracılı olarak hepatositlerin içinealınmasının siklosporin ile inhibe olması ile ilişkilidir. Siklosporin-A kankonsantrasyonları (CYP3A4 substratı) %50 oranında azalmaktadır. Bu büyük ölçüde,CYP3A4'ün bosentan tarafından indüklenmesi ile ilişkilidir.

Takrolimus, sirolimus:

Bosentanın takrolimus veya sirolimus ile birlikte kullanımı insanda denenmemiştir ancak siklosporin-A ile birlikte kullanımda görüldüğü gibi, takrolimus veyasirolimusun TRACTAN ile birlikte kullanımı da, bosentan konsantrasyonunun artışınasebep olabilir. Takrolimus ve sirolimusun plazma konsantrasyonunda azalmaya sebepolabilir. Bu nedenle bu ilaçların birlikte kullanımı önerilmez. Birlikte kullanım ihtiyacıolan hastalar, TRACTAN ile ilişkili yan etkiler ile takrolimus ve sirolimus kankonsantrasyonları açısından yakından gözlenmelidir.

Glibenklamid:

5 gün boyunca günde iki kez 125 mg bosentan ile birlikte kullanımı ile glibenklamidplazma konsantrasyonları (CYP3A4 substratı) %40 oranında azalırken, hipoglisemiketkisinde de belirgin bir azalma görülür. Aynı zamanda bosentan plazmakonsantrasyonları da %29 oranında azalmıştır. Bunun yanı sıra iki ilaçla birlikte tedavigören hastalarda aminotransferazda yükselme eğilimi gözlemlenmiştir. Hemglibenklamid hem bosentan safra tuzu atım pompasını inhibe eder ki bu aminotransferazartışını açıklayabilir. Bu bağlamda, bu kombinasyon kullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm4.4). Diğer sülfonilürelerle ilaç etkileşimine ait veri mevcut değildir.

Rifampisin:

7 gün boyunca günde 2 kez 125 mg bosentan ile etkin CYP2C9 ve CYP3A4indükleyicisi olan rifampisini alan 9 sağlıklı denekte bosentan plazma konsantrasyonu% 58 azalmıştır ve bu azalma bazı bireylerde %90'a kadar çıkabilir. Sonuç olarakbosentan etkisinin rifampisin ile birlikte kullanıldığında belirgin olarak azalmasıbeklenmektedir. TRACTAN ve rifampisinin birlikte kullanılması tavsiyeedilmemektedir. Diğer CYP3A4 indükleyicilere (karbamazepin, fenobarbital, fenitoin,St. John's Worth) ait veri yoktur ama beraber kullanılmaları durumunda bosentanasistemik maruz kalmada azalmaya sebep olması beklenir. Klinik olarak anlamlı biretki azalması göz ardı edilemez.

.Bu belge, güvenli elektronik imza, ile imzalanmıştır..

Lopinavir+Ritonavir (ve diğer destekleyici proteaz inhibitörleri):

Sağlıklı gönüllülere 9.5 gün boyunca günde iki defa bosentan 125 mg ve günde iki defa lopinavir+ritonavir 400+100 mg verildiğinde bosentan plazma konsantrasyonu

7

bosentanın yalnız başına verilmesinden yaklaşık 48 kat daha yüksek bulunmuştur. 9. günde bosentan plazma konsantrasyonu bosentanın yalnız uygulanmasına oranla 5 katdaha fazladır. Ritonavir tarafından taşıyıcı protein aracılı olarak hepatositlerin içinealınmasının ve CYP3A4'ün inhibisyonu ile bosentan klerensinin azalması büyükölçüde bu etkileşime neden olmaktadır. Lopinavir+ritonavir kombinasyonunun veyadiğer ritonavir+destekleyici proteaz inhibitörlerinin birlikte kullanımı sırasındahastaların TRACTAN'a karşı duyarlılığı izlenmelidir.

9.5 gün boyunca bosentanın birlikte verilmesi lopinavir ve ritonovirin plazma maruziyetinin klinik olarak anlamlı olmayan düzeyde azalmasına neden olmaktadır(sırasıyla yaklaşık %14 ve %17). Ancak bosentan ile tamamıyla indüksiyonaulaşılamamaktadır ve proteaz inhibitörlerinin daha fazla azalması göz ardı edilemez.HIV tedavisinin uygun bir şekilde izlenmesi tavsiye edilmektedir. Diğer ritonavir-destekleyici proteaz inhibitörleri ile de benzer etkilerin görülmesi beklenir (Bkz.Bölüm 4.4).

Diğer antiretroviral ajanlar:

Veri yetersizliğinden dolayı diğer antiretroviral ajanlar ile ilgili bir tavsiye verilmemektedir. Nevirapinin bilinen hepatotoksisitesi olduğundan bosentanın karaciğertoksisitesi ile birlikte karaciğerde birikeceği düşünülmektedir, bu nedenle bukombinasyon önerilmez.

Hormonal kontraseptifler:

7 gün boyunca günde 2 kez 125 mg bosentanın, 1 mg noretisteron ve 35 mcg etinil estradiolün tek dozu ile birlikte verilmesi, noretisteron ve etinil estradiolün EAA(AUC) değerlerini sırasıyla %14 ve %31 düşürmüştür. Ancak ilaca maruz kalmadakiazalma sırasıyla %56 ve %66 kadardır. Bu nedenle, bosentan ile beraber kullanıldığında,hormon bazlı kontraseptifler tek başına, verildiği yol ne olursa olsun (ağızdan,enjeksiyon, transdermal, implant formlar) kontrasepsiyon için güvenilir metod olarakdüşünülmez (Bkz. Bölüm 4.4 ve 4.6).

Varfarin:

6 gün boyunca günde iki kez 500 mg bosentan ile birlikte kullanımı hem S-varfarin(CYP2C9 substratı) hem de R-varfarin (CYP3A4 substratı) plazmakonsantrasyonlarını sırasıyla %29 ve %38 oranında azaltmıştır. Pulmoner arteriyelhipertansiyonlu hastalarda bosentanın varfarin ile birlikte kullanımına ait klinikdeneyimler INR'de (Uluslararası Normal Oran) ya da varfarin dozunda (tedavi öncesideğerler klinik çalışmalar sonucu ile karşılaştırıldığında) klinik olarak değişikliklereneden olmamıştır. Bunun yanı sıra, deneyler sırasında INR ya da advers etkilere bağlıolarak varfarin dozundaki değişiklik sıklığı bosentan ve plasebo alan hastalardabenzerlik göstermiştir. Bosentan tedavisine başlandığında varfarin ya da benzer oralantikoagülan ajanlar için herhangi bir doz ayarlamasına gerek yoktur ancak özelliklebosentan tedavisine başlama ve üst titrasyon dönemlerinde yoğunlaştırılmış INRkontrolü tavsiye edilmektedir.

Simvastatin:

5 gün boyunca günde iki kez 125 mg bosentan ile birlikte alımı simvastatin plazma konsantrasyonlarını (CYP3A4 substratı) ve onun aktif P-hidroksi asit metabolitinisırasıyla %34 ve %46 oranında azaltmıştır. Bosentan plazma konsantrasyonları

simvastatin ile birlikte kullanımdan etkilenmemiştir. Kolesterol seviyelerinin

. Bu belge

Belge Dolenmesi Sgörez>ayarlaması yap!i^^as^kgQzönMndetutulmalı^.rr/saglik-titck-ebys

8

Ketakonazol:

6 gün boyunca günde iki kez 62.5 mg bosentan ile birlikte ketakonazol (güçlü bir CYP3A4 inhibitörü) alımı bosentan plazma konsantrasyonlarını yaklaşık 2 kat artırır.Bosentan doz ayarı yapılması gerekli görülmemektedir. Her ne kadar

in vivo

çalışmalarda gösterilmiş olmasa da, diğer güçlü CYP3A4 inhibitörleri ile (örneğinitrakonazol ve ritonavir) bosentan plazma konsantrasyonlarında benzer artışlar görülmesibeklenir. Bununla beraber CYP3A4 inhibitörü ile kombine edildiğinde zayıf CYP2C9metabolizörleri olan hastalar bosentan plazma konsantrasyonlarında artış riski altındaolup, bu durum zararlı advers etkilere neden olmaktadır.

Epoprostenol:

10 pediyatrik hastanın bosentan ve epoprostenol kombinasyonu kullandığı çalışmadan (AC-052-356, BREATHE-3) elde edilen sınırlı veriler hem tek hem çoklu doz alımınardından, bosentan Cmax ve EAA değerlerinin sürekli epoprostenol infüzyonu olsun yada olmasın tüm hastalarda benzer olduğunu göstermektedir (Bkz. Bölüm 5.1).

Sildenafil:

Sağlıklı deneklerde 6 gün boyunca günde 2 kez 125 mg bosentan (kararlı durum) ile günde 3 kez 80 mg sildenafil (kararlı durum) uygulandığında, sildenafil EAA'da %63azalma ve bosentan EAA' da %50 artış olmuştur. Birlikte kullanımda dikkatliolunması önerilir.

Tadalafil:

Bosentan (günde iki kez 125 mg), çoklu doz birlikte kullanımının ardından tadalafil (günde bir kez 40 mg) sistemik maruziyetini %42'ye ve Cmax'ı %27'ye kadarazaltmıştır. Tadalafil bosentanın veya metabolitlerinin maruziyetini (EEA ve Cmax)etkilememiştir.

Digoksin:

7 gün boyunca günde iki kez 500 mg bosentan ile birlikte kullanım digoksinin EAA, Cmax ve Cinin değerlerini sırasıyla %12, %9 ve %23 oranında düşürmektedir. Buetkileşimin mekanizması P-glikoprotein indüksiyonu olabilir. Bu etkileşimin klinikolarak anlamlı olması düşünülmez.

Pediyatrik popülasyon:

Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinlerde yapılmıştır.

4.6. Gebelik ve laktasyon

Genel tavsiye

Gebelik kategorisi X

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Çocuk doğurma potansiyeli olan kadınlarda TRACTAN tedavisine başlanmadan önce hamilelik olup olmadığı kontrol edilmeli, güvenilir korunma metodları hakkında tavsiyeverilmeli ve güvenilir korunma başlatılmalıdır. Hasta ve hekimler, TRACTAN'ın olasıfarmakokinetik etkileşimlerinden dolayı tek başına kullanılan hormonal korumaajanlarını (oral, enjeksiyon, transdermal, implant formlar) etkisiz hale getirebileceğinidikkate almalı (Bkz. Bölüm 4.5) ve ilave veya alternatif güvenilir korunma yöntemlerinide kullanmalıdır. Hangi korunma yönteminin kullanılacağına dair çekinceler varsa,bir jinekoloğa damşılması tavsiye edilir. TRACTAN tedavisi sırasında h°rm°nal

Belge Do

kötüleşmesi risklerinden dolayı, hamileliğin erken saptanmasına olanak vermek amacıyla, TRACTAN tedavisi sırasında her ay gebelik testi yapılması tavsiye edilir.

9Gebelik dönemi

Hayvanlar üzerindeki çalışmalarda üretkenlik toksisitesi görülmüştür (teratojenite, embriyotoksisite (Bkz. Bölüm 5.3)). Hamile kadınlarda TRACTAN kullanımı ile ilgiligüvenilir veri bulunmamaktadır.

Hayvan çalışmalarından elde edilen verilere dayanarak, gebelik döneminde uygulandığı takdirde bosentanın ciddi doğum kusurlarına yol açtığından şüphelenilmektedir.

TRACTAN gebelik döneminde kontrendikedir. (Bkz. Bölüm 4.3)

Laktasyon dönemi

Bosentanın insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. TRACTAN ile tedavi sırasında emzirme tavsiye edilmez.

Üreme Yeteneği/Fertilite

Hayvan çalışmaları testiküler etkiler göstermiştir (Bkz. Bölüm 5.3). Erkek PAH hastalarında bosentanın testiküler fonksiyon üzerindeki etkilerini araştıran bir çalışmada,bosentan ile tedavi başlangıcından 3 ya da 6 ay sonrasında 24 hastanın 8'inde spermkonsantrasyonunda en az %42 azalma gösterilmiştir. Bu bulgulara ve preklinik verileredayanarak, bosentanın erkeklerde spermatogenez üzerinde zararlı etkileri olabileceği gözönüne alınmalıdır. Erkek çocuklarda, bosentan tedavisinin fertilite üzerindeki uzun-dönem etkileri göz ardı edilemez.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

TRACTAN'ın araç ve makine kullanımı becerisi üzerindeki doğrudan etkileri hakkında herhangi bir çalışma gerçekleştirilmemiştir. TRACTAN hipotansiyona bağlı başdönmesine, bulanık görmeye ya da senkoba neden olabileceğinden bu durum araç vemakine kullanımını etkileyebilir.

4.8. İstenmeyen etkiler

Terapötik endikasyon açısından çeşitlilik gösteren 20 plasebo kontrollü çalışmada, toplam 2486 hasta günlük 100 mg ile 2000 mg arasında değişen dozlarda bosentan iletedavi edilirken, 1838 hasta da plasebo almıştır. Ortalama tedavi süresi 45 haftadır.Advers reaksiyonlar bosentan hastalarının en az % l'inde ve plasebo hastalarında en az% 0.5'ten fazla sıklıkla görülen olaylar olarak tanımlanmaktadır. En yaygın görülenadvers reaksiyonlar baş ağrısı (% 11.5), ödem/sıvı tutulumu (%13.2), anormalkaraciğer fonksiyon testi (%10.9) ve anemi/hemoglobin düzeyi azalmasıdır (%9.9).

Bosentan tedavisi doza bağlı olarak karaciğer aminotransferazında artma ve hemoglobin konsatrasyonunda azalma ile ilişkilendirilmiştir (Bkz Bölüm 4.4, Özel kullanım uyanlarıve önlemleri).

Bosentan ile yapılan 20 plasebo kontrollü çalışmada gözlenen advers reaksiyonlar Görülme sıklığına göre aşağıdaki gibi sıralanmıştır:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor).

Advers reaksiyonlar her bir görülme sıklığı grubunda, azalan ciddiyet sırasına göre

. Bu belge, .gü.vemı elektronik miza ılu imzalanmıştır11


verilmiştir. Tüm havuzun içinde ve onaylı endikasyonlar arasında advers reaksiyonlarda klinik olarak anlamlı farklılıklar gözlenmemiştir.

10

Sistem organ snıfları

Görülme sıklığı

Advers reaksiyon

Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın
Anemi, hemoglobin düzeyi azalması (BkzBölüm 4.4)
Yaygın olmayan
Trombositopeni1 Nötropeni, lökopeni1
Bilinmiyor
Kırmızı kan hücresi transfüzyonu gerektirenanemi veya hemoglobindüşüşü1
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın
Aşırı duyarlılık reaksiyonları2 (dermatit,kaşıntı ve kızarıklıkgibi)
Seyrek
Anaflaksi ve/veya anjiyoödem1
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın
Baş ağrısı3
Yaygın
Senkop1,4
Göz hastalıkları
Bilinmiyor
Bulanık görme1
Kardiyak hastalıklar
Yaygın
Kalp çarpıntısı1,4
Vasküler hastalıklar
Yaygın
Yüzde kızarma, Hipotansiyon1,4
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın
Nazal konjesyon
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın
Gastroözofajeal reflü hastalığı, diyare
Hepato-biliyer hastalıklar
Çok yaygın
Karaciğer fonksiyon testi anormallikleri(bkz. bölüm 4.4)
Yaygın olmayan
Hepatit (hepatitin altın da yatan olasıalevlenme dahil)ve/veya sarılığa bağlıaminotransferazyükselmesi1(Bkz. bölüm4.4)
Seyrek
Karaciğer sirozu, karaciğer yetmezliği1
Deri ve deri altı dokusu hastalıkları
Yaygın
Eritem
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Çok yaygın
Ödem, sıvı tutulumu

'Pazarlama sonrası deneyimden elde edilen veriler, sıklıklar plasebo-kontrollü klinik çalışma verilerinin istatistiksel modellemesine dayanmaktadır.

2Aşm duyarlılık reaksiyonları bosentan alan hastaların %9.9'unda, plasebo alanların %9.1 'inde görülmüştür.

3Baş ağrısı, bosentan alan hastaların %11.5'inde ve plasebo alanların %9.8'inde görülmüştür.

4Bu tip reaksiyonlar altta yatan hastalıkla da ilgili olabilir.

5Ödem veya sıvı tutulumu, bosentan alan hastaların %13.2'sinde ve plasebo alanların %10.9'unda görülmüştür.

11

Pazarlama sonrası dönemde çoklu morbiditenin eşlik ettiği ve farklı ilaç tedavileri gören hastalarda uzun dönem TRACTAN tedavisi sonrası açıklanamayan hepatik siroz vakalarıseyrek olarak görülmüştür. Ayrıca seyrek olarak karaciğer yetmezliği de rapor edilmiştir. Buvakalar TRACTAN tedavisi süresince karaciğer fonksiyonunun aylık programlarlaizlenmesinin önemini desteklemektedir (Bkz Bölüm 4.4).

Pediyatrik popülasyon:

Pediyatrik hastalarda kontrolsüz klinik çalışmalar:

Pediyatrik hastalarda yapılan ilk kontrolsüz çalışmada gözlenen güvenlilik profili, yetişkin PAH hastaları ile yapılan pivot çalışmalar|a benzerlik göstermiştir. (BREATHE-3: n:l9,medyan yaş 10 [3-15 yaş], açık-etiketli günde 2 defa 2 mg/kg; tedavi süresi 12 hafta).BREATHE-3 çalışmasında sıklıkla gözlenen advers reaksiyonlar yüzde kızarma (%2l), başağrısı (%16), anormal karaciğer fonksiyon testidir (%16).

Toplam l00 PAH'Iı çocuk hastanın günde 2 kez 2 mg/kg (n=33), günde 3 kez 2 mg/kg (n:31) veya günde 2 kez 4 mg/kg (n:36) bosentan ile tedavi edildiği kontrolsüz pediyatrikçalışmaların (FUTURE l/2, FUTURE 3/Uzatma) dahil edildiği birleştirilmiş bir analizyapılmıştır. Kayıt sırasında, 3 ay ve 1 yaş arasında 6, 1 yaş ve 2 yaş altı arasında 15, 2yaş ve 12 yaş arasında 79 çocuk hasta bulunmakta idi. Medyan tedavi süresi 71.8 hafta idi(0.4-258 hafta).

Kontrolsüz pediyatrik çalışmaların birleştirilmiş analizinin güvenlilik profili, yetişkin PAH hastaları ile yapılan pivot çalışmaları ile, yetişkinlerden daha sık raporlanan enfeksiyonharicinde (%69'a %41.3) benzerlik göstermektedir. Enfeksiyon sıklığındaki bu fark kısmen,yetişkin hastalara kıyasla pediyatrik hastalarda medyan tedavi maruziyetinin daha uzunolmasından (medyan 71.8 hafta) kaynaklanıyor olabilir. En sık görülen advers olaylarüst solunum yolu enfeksiyonları (%25), pıılmoner (arteriyel) hipertansiyon (%20),nazofarenjit (%l7), ateş (%l5), kusma (%13) bronşit (%10), karın ağrısı (%10) ve diyaredir(%10). 2 yaş altı ve üstü hastalarda advers olay sıklıklarında anlamlı bir fark olmamaklaberaber bu bulgu, 6'sı 3 ay ile l yaş arasında olmak üzere, 2 yaş altı olan toplam 21hastayadayanmaktadır. Karaciğer anormallikleri ve anemi/hemoglobin düzeyi düşüşü

sırasıyla %5 ve %9 hastada görülmüştür.

Randomize plasebo-kontrollü bir çalışmada (FUTURE-4), toplam 13 yenidoğan PPHY hastası günde 2 kez 2 mg/kg dozunda bosentan ile tedavi edilmiştir (8 hasta plaseboalmaktaydı). Medyan bosentan ve plasebo tedavi süresi sırasıyla 4.5 gün (0.510 gün) ve 4.0 gündür (2.5-6 gün). Bosentan ve plasebo ile tedavi edilen hastalarda en sıkgörülen advers olaylar sı rasıyla anemi ya da hemoglobin düzeyi düşüşü (7 ve 2 hasta), yaygınödem (3 ve 0 hasta) ve kusmadır (2 ve 0 hasta).

Laboratuar anormallikleri:

Karaciğer testi anormallikleri:

Klinik çalışmalarda, karaciğer aminotransferazlarında doza bağlı artışlar genel olarak tedavinin ilk 26 haftasında görülmekte ve çoğunlukla kademeli gelişmekte olup,asemptomatik özellik taşımaktadır. Pazarlama sonrası dönemde nadiren karaciğer sirozu vekaraciğer yetmezliği bildirilmiştir.

Belge Doiiffljn'sfflıe!kıanzimasLıjybeAxrginK değildieige Am'isSerastpferazwauda''kiob'usayükıs§c-meler

TRACTAN devam dozu ile tedavi sürerken ya da doz azalmasından sonra kendiliğinden düzelebilir ancak tedavinin kesilmesi ya da bırakılması da gerekli olabilir (Bkz. Bölüm 4.4).

12

Birleştirilmiş 20 plasebo kontrollü çalışmada karaciğer aminotransferazlarında >3 katı yükselmeler bosentan ile tedavi gören hastaların %11.2'sinde görülürken, plasebo alanlardabu oran %2.4'tür. >8 x ULN değerlerine yükselme bosentan ile tedavi edilen hastaların%3.6'sında, plasebo alan hastaların ise %0.4'ünde görülmüştür. Safra kanalı tıkanıklığıbelirtisi olmaksızın aminotransferaz artışları, bosentan alan hastaların %0.2 (5 hasta) veplasebo alan hastaların %0.3'ünde (6 hasta) bilirubin artışı (>2xULN) ile ilişkilendirilmiştir.

100 çocuk PAH hastasının FUTURE 1/2 ve FUTURE 3/uzatma kontrolsüz pediyatrik çalışmalarından elde edilen birleştirilmiş analizde, karaciğer aminotransferazların > 3 xULN yükseldiği hasta oranı %2 olarak gözlenmiştir.

FUTURE-4 çalışmasında, bosentan ile günde 2 defa 2 mg/kg dozda 10 günden az süreyle tedavi edilen PPHY'li 13 yenidoğanda tedavi sırasında karaciğer aminotransferazların>3xULN yükseldiği vaka olmamakla birlikte, bosentan tedavisinin bitiminde 3 gün sonrahepatitin görüldüğü bir vaka olmuştur.

Hemoglobin:

Plasebo kontrollü yetişkin çalışmalarında hemoglobin konsantrasyonunun 10 g/dL'nin altına düştüğü hasta oranı, bosentan tedavisi görenlerde %8.0 iken plasebo alan hastalarda %3.9olarak bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.4).

100 çocuk PAH hastasının FUTURE l/2 ve FUTURE 3/uzatma kontrolsüz pediyatrik çalışmalarından elde edilen birleştirilmiş analizinde, hemoglobin konsantrasyonunun l0g/dl'nin altına düştüğü hasta oranı %10 olarak bildirilmiştir. 8 g/dl'nin altına düşüşolmamıştır.

FUTURE-4 çalışmasında, bosentan ile tedavi edilen 13 PPHY'li yenidoğanın 6'sında, hemoglobinde tedavi sırasında referans aralık içerisinden normalin alt limitinin altına düşmedeneyimlenmiştir.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir

(www.titck.gov.tr;[email protected]

; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Bosentan sağlıklı deneklerde 2400 mg'a kadar tek doz olarak ve pulmoner arteriyel hipertansiyon dışında bir başka rahatsızlığı olan hastalarda da 2 ay boyunca günde 2000mg'a kadar uygulanmıştır. En yaygın görülen advers reaksiyon hafiften orta şiddete kadarolan baş ağrısı olmuştur.

Yoğun doz aşımı kardiyovasküler destek gerektiren hipotansiyonla sonuçlanabilmektedir. Pazarlama sonrası dönemde, adolesan erkek hasta tarafından

10.000 mg'lık bosentan doz aşımı bildirilmiştir. Hastada bulantı, kusma, hipotansiyon, baş dönmesi, terleme, bulanık görme gözlenmiş, 24 saat içinde kan basıncı desteğiyle hastatamamen iyileşmiştir. Bosentan diyalizle temizlenmemiştir.

13

FARMAKOLOJIK ÖZELLIKLER

5.5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Diğer antihipertansifler, pulmoner arteriyel hipertansiyon için

antihipertansifler

ATC kodu: C02KX01

Etki mekanizması:


Bosentan ikili endotelin reseptör antagonisti (ERA) olup endotelin A ve B (ETA ve ETb) reseptörlerine bağlanır ve bosentan kalp atış hızını artırmaksızın hem pulmonerhem de sistemik vasküler direnci azaltır.

Nörohormon endotelin-1 (ET-1) bilinen en etkili vazokonstrüktörlerden biri olup aynı zamanda fibrozis, hücre proliferasyonu, kalp hipertrofisi ve yeniden biçimlenmeyiilerletir ve proinflamatuvardır. Bu etkiler endotelyum ve vasküler düz kas hücreleriiçerisinde bulunan ETA ve ETB reseptörlerine bağlanan ET-1 aracılığı ile oluşur. Dokuve plazmalarda bulunan ET-1 konsantrasyonları PAH, skleroderma, kalp yetmezliği,miyokardiyal iskemi, sistemik hipertansiyon ve ateroskleroz da dahil olmak üzere pekçok kardiyovasküler rahatsızlıklar ve bağ dokusu hastalıklarında artar ve bu ET-1'in buhastalıklardaki patojenik rolüne işaret eder. PAH ve kalp yetmezliğinde, endotelinreseptör antagonizmasının bulunmaması durumunda yükselen ET-1 konsantrasyonlarıhastalığın ciddiyeti ve prognozu ile yakından ilgilidir.

Bosentan, ET-1 ve diğer ET peptidler ile ETA ve ETB reseptörleri düzeyinde yarışır, ancak ETA reseptörlerine karşı ETB reseptörlerinden biraz daha fazla afiniteye sahiptir.Bosentan seçici olarak ET reseptörlerini antagonize eder, diğer reseptörlerebağlanmaz.

Etkililik:


Hayvan modelleri:


PAH hayvan modellerinde, bosentan alımı PVD'yi azaltır ve pulmoner vasküler ve sağ ventriküler hipertrofiyi tersine çevirir. Pulmoner fibrozis modellerinde, bosentanakciğerlerde kollaj en birikimini azaltır.

Pulmoner arteriyel hipertansiyonlu yetişkin hastalarda etkililiği:


İki randomize, çift-kör, çok merkezli, plasebo kontrollü çalışma (AC-052-351) ve (AC-052-352 [BREATHE-1]) WHO fonksiyonel sınıf (FS) III-IV PAH bulunan (primer pulmoner hipertansiyon (PPH) veya sklerodermaya bağlı pulmoner hipertansiyon (SSc-PAH) 32 ve 213 yetişkin hasta üzerinde gerçekleştirildi. Bosentan ilk 4 hafta 2x62.5 mgsonrasında AC-052-351'de günde 2x125 mg ve AC-052-352'de günde 2x250 mgkullanılmıştır.

Bosentan ya da plasebo, hastaların mevcut antikoagülan, vazodilatör (kalsiyum kanal blokerleri), diüretikler, oksijen ve digoksin tedavilerine (epoprostenol içermeyen)eklenmiştir.

Primer sonlanım ilk çalışma için 12, ikinci çalışma için 16 haftadaki 6 dakika yürüme mesafesi (6DYM) değişikliğidir. İki çalışmada da, bosentan ile egzersiz kapasitesindeanlamlı artış görülmüş, plasebo ile doğrulanan 6DYM tedavi öncesine göre sırasıyla76 metre (p=°.°2) ve 44 metre (p=00002) artmışlar 2x125 mg ve 2x250 mg alan ikigrup arasında istatistiksel anlamlı fark yoktur ancak 2x250 mg grubunda egzersizkapasitesinde artış eğilimi görülmüştür.

14

6DYM'deki gelişme 4 haftadan itibaren belirgindir ve 8 haftalık tedaviden sonra da oldukça açıktır ve bir alt grubundaki çift-kör tedavinin 28. haftasına kadar da devametmiştir.

6DYM, WHO FS ve dispnedeki değişiklikleri baz alan retrospektif analizde, plasebo kontrollü çalışmalarda 95 hasta 2x125 mg bosentana randomize edilmiştir. 8. haftada66 hastada iyileşme, 22'sinin stabil olduğu ve 7 tanesinin de kötüleştiği görülmüştür.Stabil olan 22 hastanın 6'sı 12/16. haftalarda iyileşirken, 4ü tedavi öncesine görekötüleşmiştir. 8. haftada kötüleşen 7 hastadan 3ü 12/16. haftalarda iyileşmiş, 4'ü ilkzamanlara göre kötüleşmiştir.

Hemodinamik parametreler ilk çalışmada değerlendirilmiştir. Bosentan kardiyak indeksde belirgin artış sağlamış ve buna bağlı olarak pulmoner arter basıncı, PVD veortalama arteriyel basınçta belirgin azalma görülmüştür.

Bosentan tedavisinde PAH semptomlarında azalma gözlenmiştir. Yürüme testleri esnasında dispne ölçümleri bosentan alan hastalarda iyileşme göstermiştir. AC-052-352 çalışmasında 213 hastanın %92'si tedavi öncesinde WHO FS III ve %8'i de FSIV'tür. Bosentan, hastaların %42.4'ünde FS'de iyileşme sağlamıştır (plasebo %30.4).Her iki çalışmada da, plaseboya kıyasla, bosentan kolunda WHO FS'de geneldeğişiklik çok daha iyi olmuştur. Bosentan 28 haftada plaseboya kıyasla klinikkötüleşmede belirgin bir azalma sağlamıştır (%3 7.1 vs. %10.7; p=0.0015).

Randomize, çift-kör, çok merkezli, plasebo kontrollü çalışmada (AC 052-364 [EARLY]) tedavi öncesi WHO FS II, 6DYM 435 m olan 185 PAH hastası, ilk 4 hafta2x62.5 mg ve sonrasında 6 ay boyunca 2x125 mg bosentan (n=93) tedavisi ve plasebo(n=92) almıştır. Hastalar daha önce PAH tedavisi görmemiştir (n=156) veya sabitdozda sildenafil almışlardır (n=29). Primer sonlanım noktaları plaseboya kıyasla vetedavi öncesine göre PVD ve 6DYM'deki 6. Aydaki değişimdir. Aşağıdaki tablo dahaönceden belirlenmiş protokol analizlerini göstermektedir;


PVD (dyn.sn/cm5)

6 dakika yürüme mesafesi(m)


Plasebo

(n=88)

Bosentan

(n=80)

Plasebo

(n=91)

Bosentan

(n=86)

Başlangıç; ortalama
802 (365)
851(535)
431 (92)
443 (83)
Başlangıçtan beri değişim; ortalama
128 (465)
-69 (475)
-8 (79)
11(74)
Tedavi etkisi

% -22.6

19

%95 CI

-34, -10

-4,42

p değeri

<0.0001

0.0758

Bosentan, plaseboyla kıyaslandığında, semptomatik iyileşme, hastaneye yatış ve ölüm bileşimi olarak tanımlanan klinik kötüleşmede azalma sağlar (oransal risk azalması%77, %95 CI %20-%94, p=0.0114). Tedavi etkisi, semptomatik iyileşmedenkaynaklanmaktadır. PAH kötüleşmesine bağlı, bosentan alan 1, plasebo alan 3 hastahastaneye yatırılmıştır. 6 ayda her iki tedavi grubunda sadece 1 ölüm olmuştur, bunedenle sürvi üzerine bir sonuç çıkarılamamaktadır.

Bu belse güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

Bdge Do KUzun\dönemsvıe®]te^RLY ıç&bsmasının kontrojMazında /bosentan .ala»/veZv-§yn açık-etiketli uzatma (AEU) fazında bosentana değiştirilen toplam 173 hastadan elde

15

edilmiştir. Hastaların %73'ü >3 yıl ve %62'si >4 yıl bosentan almış olup, tedaviye ortalama maruz kalma süresi 3,6±1,8 yıldır. (6,1 yıla kadar). Hastalar AEU fazındagerektiğinde ek PAH tedavisi alabilmekteydi. Hastaların çoğuna idiyopatik veya kalıtsalPAH (%61) tanısı konmuştu. Toplamda, hastaların %78'i WHO FS II'de kaldı. Sağkalımoranları tedavi başlangıcından sonra 3. ve 4. yılda sırasıyla %90 ve %85 idi. Aynıdönemlerde, hastaların %88 ve %79'unda PAH'ta kötüleşme (bütün nedenlere bağlıölüm, akciğer transplantasyonu atriyal septostomi veya iv ya da sc prostanoid tedavisibaşlaması) görülmedi. Çift-kör fazdaki plasebo ve AEU'da süresince başlanan diğertedavilere ait etkiler bilinmemektedir.

Prospektif, çok merkezli, randomize, çift-kör, plasebo kontrollü bir çalışma olan AC-052405 [BREATHE-5]'te, WHO FS III ve konjenital kalp hastalığına bağlı Eisenmenger fizyolojisi olan pulmoner arteriyel hipertansiyonlu hastalar (KKH-PAH) ilk 4 hafta2x62.5mg sonra 12 hafta boyunca 2x125 mg bosentan (n=37, 31'inin ağırlıklı olaraksağdan sola iki yönlü şantı vardı) tedavisi görmüştür. Primer sonlanım, bosentanınhipoksemiyi kötüleştirmediğini göstermektir. Plaseboya kıyasla (n=17 hasta)16 haftasonra hipoksemi bosentan grubunda %1 (%95CI-0.7; %2.8) artmıştır, bu da bosentanınhipoksemiyi kötüleştirmediğini göstermektedir. Ortalama PVD bosentan grubundaanlamlı derecede düşmüştür (çift yönlü intrakardiyak şantı olan hasta alt grubunda varolan etki ile) 16 hafta sonra, plaseboya göre, 6DYM'de 53 m (p=0.0079) artışgözlenmiştir, bu da egzersiz kapasitesinin arttığını gösterir. BREATHE-5 çalışmasınınAEU fazında (AC-052-409) sonraki 24 hafta boyunca (ortalama 24.4±2.0 hafta)genelde korunan etkililik ile 26 hasta bosentan almaya devam etmiştir.

WHO FS III olan 16 HIV enfeksiyonu ile ilişkili PAH hastasında açık etiketli, karşılaştırmasız (AC-052-362[BREATHE-4]) bir çalışma yapılmıştır. Hastalar 4 hafta2x62.5 mg sonraki 12 hafta 2x125 mg bosentan almıştır. 16 haftalık tedavi ardındanegzersiz kapasitesinde başlangıca göre anlamlı artış gözlenmiştir: 6DYM'de ortalamaartış: 91.4 metredir (başlangıç 332; p<0.001). Bosentanın antiretroviral ilaçların etkinliğiüzerindeki etkisi ile ilgili kesin bir sonuca varılamamaktadır (Bkz. Bölüm4.4).

Bosentan'ın sağkalım üzerine etkisini araştıran bir çalışma yoktur. Ancak, iki plasebo kontrollü çalışmada (AC-052-351 ve AC-052-352) ve/veya bunların AEU fazlarındabosentan alan toplam 235 hastanın sağkalım verileri kaydedilmiştir. Ortalamamaruziyet süresi 1.9±0.7 yıldır (0.1-3.3 yıl) ve hastalar ortalama 2.0±0.6 yıl boyuncaizlenmiştir. Hastaların çoğu PPH (%72) ve WHO FS III'tür. (%84) Bosentan alan bupopülasyonda, Kaplan-Meier ile hesaplanan sağkalım, 1. ve 2. yıl için sırasıyla %93 ve%84' dür. Hesaplanan sağkalım SSc-PAH hastalarında daha düşük bulunmuştur. Buhesaplamalar 235 hastanın 43'ünde epoprostenol tedavisinin başlatılmasından etkilenmişolabilir.

Pulmoner arteriyel hipertansiyonlu çocuk hastalar üzerindeki çalışmalar:


BREATHE-3 (AC-052-356)

Bosentan, yaşları 3 ile 15 arasında olan 19 pediyatrik PAH hastasında açık-etiketli, kontrolsüz bir çalışmada değerlendirilmiştir. Bu çalışma öncelikle farmakokinetik birçalışma olarak tasarlanmıştır (Bkz. Bölüm 5.2). Hastalar primer PAH'lı (10 hasta) veyaKKH-PAH'Iı (9 hasta) ve tedavi öncesinde WHO fonksiyonel sınıf II (n=l5 hasta, %79)veya sınıf III (n=4 hasta %2l) idi.). Hastalar vücut ağırlıklarına göre 3 gruba ayrılmış

Jx ^ Bıı belge, güvenli eleKtronık imza ile ımzamıımıştırrJ**


Belge Doİk5fâ 0haftaSIgündÜy2nlkez\:yakla-şık °llM§kT^ipmgkgtt|bosentaınd}alacafk; ajşekilde b^°z

ayarlanmıştır. Her gruptaki hastaların yarısı daha önce iv. epoprostenol tedavisi görmüş ve epoprostenol dozu çalışma süresince sabit tutulmuştur.

16

17 hastada hemodinamik ölçümler yapılmıştır. Kardiyak indekste ortalama artış 0.5L/dak/m2, ortalama pulmoner arteriyel basınçtaki düşüş 8 mmHg ve PVD'dekiortalama düşüş 389 dyn.sn.cm-5 dir. Tedavi öncesine göre bu hemodinamik gelişmelerepoprostenolden bağımsız olarak ortaya çıkmıştır. 12. haftada egzersiz testindekideğişiklikler tedavi öncesine göre oldukça değişkendir ve bunlardan hiçbirisi belirgindeğildir.

FUTURE 1/2 (AC-052-365/AC-052-367)

FUTURE l, 2 ile 11 yaş arasında 36 hastaya günde 2 kez 4 mg/kg idame dozunda bosentanın verildiği açık-etiket, kontrolsüz bir çalışmaydı. Bu çalışma önceliklefarmakokinetik bir çalışma olarak tasarlanmıştı (Bkz. Bölüm 5.2). Başlangıçta hastalaridiyopatik (31 hasta [%86]) veya ailesel (5 hasta [%14]) PAH ve WHO fonksiyonel sınıfII (n=23 hasta,%64) ya da sınıf III (n=13 hasta, %36) idi. FUTURE l çalışmasındatedaviye ortalama maruziyet l3.1 haftaydı (aralık: 8.4 ile 21,1 yıl). Bu hastaların 33'ünegünde iki kez 4 mg/kg dozda bosentan dağılabilir tabletlerle FUTURE 2 kontrolsüzuzatma fazında 2,3 yıllık medyan tedavi süresinde (aralık: 0,2 ila 5,0 yıl) tedaviye devamedildi. Başlangıçta FUTURE l'de, 9 hasta epoprostenol almaktaydı. 9 hasta tedavisırasında PAH-spesifik tedavi almaya yeni başlamıştı. PAH'ın kötüleşmesine dair (ölüm,akciğer nakli veya PAH kötüleşmesi sebebiyle hastanede yatış) olay yaşanmayan hastaoranı 2 yılda %78.9 idi. Toplamda 2 yılda Kaplan Meier sağ kalım tahmini %91.2 idi.

FUTURE 3 (AC-052-373)

Bosentan ile yapılan bu açık-etiketli randomize çalışmada,3 ile l l yaş arasında stabil PAH'Iı 64 çocuk, 24 hafta boyunca, günde 2 kez 2 mg/kg (n=33) ya da günde 3 kez 2mg/kg (n=31) dozunda bosentan tedavisine randomize edilmiştir. 43'ü (%67.2) > 2 ile11 yaş, 15'i (%23.4) l ile2 yaş arasında ve 6'sı da (%9.4) 3 ay ile l yaş arasında idi.Çalışma öncelikle farmakokinetik çalışma olarak tasarlanmıştı (Bkz. Bölüm 5.2) veetkililik sonlanım noktaları sadece araştırma amaçlıydı. Dana Point sınıflamasına göre,PAH etiyolojisi idiyopatik PAH (%46), kalıtsal PAH (%3), düzeltici kardiyak ameliyatsonrası PAH (%38) ve Eisenmenger sendromu dahil sistemik-pulmoner şanta bağlıgelişen KKH-PAH (%13) şeklinde idi. Hastalar çalışmanın başında WHO fonksiyonelsınıf I (n=l9 hasta,%29), sınıf II (n=27 hasta,%42) ya da sınıf III (n=l8 hasta, %28) idi.Çalışmanın başında hastalar PAH ilaçları ile tedavi almaktaydılar (en sık tek başına PDE-5 inhibitörü [sildenafil] [%35.9], tek başına bosentan [%10.9], hastaların %10.9' undabosentan, iloprost ve sildenafil kombinasyonu) ve çalışma boyunca PAHtedavisine devam ettiler.

Çalışmanın başında, çalışmaya dahil edilen hastaların yarısından daha azı (%45.3 = 29/64) diğer PAH-tedavilerini almayıp, tek başına bosentan tedavisi almışlardır. %40.6PAH kötüleşmesi deneyimlemeksizin 24 hafta boyunca bosentan monoterapisi almayadevam etmiştir. Tüm popülasyonun (64 hasta) dahil edildiği analiz, tedavi süresincepediyatrik spesifik olmayan WHO fonksiyonel sınıf değerlendirmesi (%97 günde 2 kez,%100 günde 3 kez) ve hekimlerin global klinik izlenimlerine (%94 günde 2 kez,%93günde3 kez) dayanarak, hastaların büyük çoğunluğunun en azından stabil kaldığınıgöstermiştir (örn. kötüleşme olmadan). 24. haftada PAH'ın kötüleşmesine (ölüm, akciğernakli veya PAH kötüleşmesi sebebiyle hastanede yatış) dair olay yaşanmayan hastaoranı, günde 2 kez ve günde 3 kez tedavi alan gruplar için sırasıyla %96.9 ve %96.7 idi.Günde 3 kez 2 mg/kg doz ayarlaması günde 2 kez 2 mg/kg ile kıyaslandığındaherhangi bir klinik fayda olduğuna dair kanıt mevcut değildi.

17

Persistan pulmoner hipertansiyonlu yenidoğanlarda (YPPH) yapılan çalışma

FUTURE 4 (AC-052-391)

PPHY'li erken ya da miadında yenidoğanlar (gestasyonel yaş 36-42 haftalar) çift kör, plasebo-kontrollü, randomize bir çalışmada değerlendirildi. En az 4 saatlik sürekli inhalenitrik oksit (iNO) tedavisine yetersiz yanıt veren hastalar günde 2 kez 2 mg/kg bosentan(N=13) ya da plasebo ile nasogastrik tüp aracılığı yla ek tedavi almışlardır. HastalariNO'dan tamamen ayrılana ya da tedavi başarısız olana kadar (extra-korporel membranoksijenasyonu [ECMO] ya da alternatif pulmoner vazodilatöre başlanması) en fazla l4gün için tedavi edilmişlerdir.

Bosentan grubunda çalışma tedavisine medyan maruziyet 4.5 (0.5-10.0) gün ve plasebo grubunda ise 4.0 (2.5-6.5) gündü.

Bu popülasyonda sonuçlar bosentanın ek bir yarar sağladığını göstermemektedir:

• iNO'dan tamamen ayrılana kadar geçen süre bosentanda medyan 3.7 gün (95% güven aralığı l.17, 6.95), plaseboda 2.9 gündü (95% güven aralığı l.26, 4.23) (p=0.34)

• Mekanik ventilasyon desteğinden tamamen ayrılana kadar geçen sürebosentanda 10.8 gün (95% güven aralığı 3.21, 12.21), plaseboda 8.6 gündü (95%güven aralığı 3.71, 9.66) (p=0.24)

• Bosentan grubunda, çalışma ilacı ilk dozundan sonra 8 saat içerisindeOksijenasyon Index değerlerinin artmasına dayandırılarak 1 hastada tedavibaşarısızlığı bildirilmiştir (protokol tanımına göre ECMO ihtiyacı doğmuştur). Buhasta 60 günlük takip döneminde iyileşmiştir.

Epoprostenol ile kombinasyon:


Bosentan ve epoprostenol kombinasyonu iki çalışmada araştırılmıştır: AC-052-355 (BREATHE-2) çok merkezli, randomize, çift-kör, paralel grup çalışmasıdır veepoprostenol alan ciddi PAH'lı 33 hastada plaseboya karşılık bosentan denemesidir.AC-052-356 (BREATHE-3), 12 haftalık açık etiketli, kontrolsüz bir çalışmadır; 19pediyatrik hastadan 10'u aynı anda hem bosentan hem epoprostenol tedavisi almıştır.Kombinasyonun güvenlilik profili her bir komponent için beklenenle aynıdır vekombinasyon tedavisi çocuklar ve yetişkinlerde iyi tolere edilmiştir. Kombinasyonunklinik faydaları gösterilmemiştir.

Dijital ülseri olan sistemik skleroz hastalarında


İki randomize, çift-kör, çok merkezli, plasebo kontrollü çalışma sistemik skleroz ve dijital ülseri (DÜ) bulunan (aktif DÜ ya da DÜ öyküsü bulunan), 122 (AC-052-401[RAPIDS-1] ve 190(AC-052-331 [RAPIDS-2])yetişkin hasta üzerinde

gerçekleştirilmiştir. AC-052-331'de, hastalarda erken başlayan en az bir DÜ olması gerekliydi ve iki çalışmadaki hastaların %85'inin devam eden DÜ'leri vardı. 2x62,5mg bosentan alınan 4 haftadan sonra, iki çalışmada da idame dozu olarak 2x125 mgkullanılmıştır. Bu çift-kör tedavinin süresi AC-052-401'de 16 hafta AC-052-331'de 24hafta idi. Çalışmadan 1 ay öncesi ve çift-kör çalışma süresince tedavilerin sabit kalmasışartıyla, önceki SSc ve DÜ tedavilerine izin verilmiştir.

Çalışmaların primer sonlanımı başlangıçtan sonuna kadar yeni DÜ sayısıdır. Plaseboya kıyasla, bosentan tedavisi, daha az yeni DÜ ile sonuçlanmıştır. AC-052-401'de 16 haftalık tedavi süresince, bosentan gmbunda ortalama E4, plaseb°
Belge Dobunda10onalaffia3Y2I7'YyM1 W%luşmuştoTfp=0l0ü42)i//wAC-Ö^-33Tİae;k-2t4k-lftafta

boyunca, ilgili değerler sırasıyla 1.9'a karşı 2.7 yeni DÜ'dür (p=0.0351). Her iki çalışmada da bosentan kolunda çoklu yeni DÜ oluşma olasılığı daha azdı ve plaseboya

18

göre yeni DÜ oluşumu daha uzun sürdü. Bosentanın yeni DÜ sayısını azaltmadaki etkisi çoklu DÜ olanlarda daha belirgindi.

İki çalışmada da bosentanın DÜ'lerin iyileşme zamanı üzerine etkisi görülmemiştir.

5.2. Farmakokinetik ÖzelliklerGenel özellikler

Bosentan farmakokinetikleri özellikle sağlıklı denekler üzerinde belgelenmiştir. Hastalarla ilgili sınırlı veriler, yetişkin pulmoner arteriyel hipertansiyon hastalarındabosentana maruz kalmanın sağlıklı yetişkin deneklere göre yaklaşık 2 kat daha fazlaolduğunu göstermiştir.

Sağlıklı deneklerde, bosentan doza ve süreye bağlı farmakokinetik özellikler gösterir. Klerensi ve dağılım hacmi artan intravenöz dozla azalır ve zamanla artar. Ağızdankullanım ardından sistemik maruz kalma 500 mg'a kadar doğru orantılıdır. Dahayüksek dozlarda Cmax ve EAA değerleri doza oranla daha az artış göstermiştir.

Emilim:


Sağlıklı deneklerde bosentanın mutlak biyoyararlanımı yaklaşık %50'dir ve yiyeceklerle alınmasından etkilenmez. Maksimum plazma konsantrasyonuna 3-5 saat içerisindeulaşmaktadır.

Dağılım:


Bosentan plazma proteinlerine, özellikle albümine yüksek oranda (>%98) bağlanır. Bosentan eritrositler içerisine nüfuz etmemektedir.

Dağılım hacmi intravenöz verilen 250 mg dozun ardından belirlenmiştir.

Biyotransformasyon:


Çoklu doz uygulanmasında, bosentan plazma konsantrasyonları kademeli olarak tek doz uygulamasının ardından olanın %50-%65'ine azalır. Bu düşüş muhtemelen metabolizeeden karaciğer enzimlerinin oto-indüksiyonunun bir sonucudur. Kararlı duruma 3-5 güniçinde ulaşılır.

Bosentan üç metabolit oluşturur ve bunlardan yalnızca bir tanesi farmakolojik olarak aktiftir. Bu metabolit esas olarak safra ile değişmeden atılır. Yetişkin hastalarda, aktifmetabolite maruz kalma oranı sağlıklı deneklere oranla daha yüksektir. Kolestaz bulgusuolan hastalarda, aktif metabolite maruz kalma oranı daha da artabilir.

Bosentan, CYP2C9 ve CYP3A4 ve muhtemelen de CYP2C19 ve P-glikoproteini indükler. In vitro ortamda, bosentan hepatosit kültürlerinde safra tuzu atım pompasınıinhibe etmektedir.

In vitro veriler bosentanın test edilen CYP izoenzimleri (CYP1A2, 2A6, 2B6, 2C8, 2C9, 2D6, 2E1, 3A4) üzerinde herhangi bir inhibitör etkisinin bulunmadığınıgöstermektedir. Sonuç olarak, bosentanın bu izoenzimler tarafından metabolize edilenilaçların plazma konsantrasyonlarını artırması beklenmez.

19

Eliminasyon:


250 mg tek doz intravenöz uygulamasının ardından klerens değeri 8.2 L/saattir. Son eliminasyon yarı ömrü (t1/2) ise 5.4 saattir.

Bosentan karaciğerde sitokrom P450 izoenzimleri, CYP2C9 ve CYP3A4 ile elimine olur. Alınan oral dozun %3'ünden daha azı idrar ile atılır.

Özel popülasyonlarda farmakokinetik:


Her bir değişken incelendiğinde, bosentanın farmakokinetik özelliklerinin cinsiyet, vücut ağırlığı, ırk ya da yaş gibi özelliklerden hiçbir şekilde etkilenmesi beklenmez.Film kaplı tabletlerde 2 yaşın altındaki çocuklarla ilgili olarak farmakokinetik veribulunmamaktadır.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Çocuklar:


Çalışma AC-052-356 (BREATHE-3) bosentanın film kaplı tablet formülasyonunun tekli ve çoklu oral dozlarının farmakokinetik özelliklerini pulmoner arteriyel hipertansiyonuolan ve vücut ağırlıklarına göre günde 2 kez 2 mg/kg doz ayarlaması yapılan 3 ile 15 yaşarasındaki 19 çocuk üzerinde değerlendirmiştir. Bu çalışmada bosentana maruz kalmazaman içerisinde bosentanın bilinen oto indüksiyon özelliklerine uyumlu olarakazalmıştır. Günde iki defa 31.25, 62.5 veya 125 mg ile tedavi edilen pediyatrikhastalarda bosentanın ortalama EAA (%CV) değerleri sırasıyla 3,496 (49), 5,428(79), 6,124 (27) ng*saat/mL olmuş ve günde 2 kez 125 mg alan yetişkin pulmonerarteriyel hipertansiyon hastalarında gözlemlenen 8,149 (47) ng*saat/ml değerinden dahadüşük kalmıştır. Kararlı durumda 10-20 kg, 20-40 kg ve >40 kg ağırlığındakipediyatrik hastalardaki sistemik maruz kalma, yetişkin sistemik maruz kalmanınsırasıyla %43, %67 ve %75'ine karşılık gelmiştir.

İkinci bir farmakokinetik çalışmada (AC-052-36 [FUTURE-1]), 2-11 yaş aralığındaki 36 pediyatrik PAH hastası günde iki defa 2 ve 4 mg/kg bosentan ile tedavi edilmişlerdir.Doz oransallığı gözlenmemiştir. Bosentanın kararlı pl azma konsantrasyonu 2 ve 4 mg/kgoral dozlarında benzerdir. EAA değerleri günde iki defa 2 mg/kg için 3577 ng*saat/mlve günde iki defa 4 mg/kg için ise 3371 ng*saat/ml'dir. Pediyatrik hastalarda bosentanaortalama maruziyet günde iki defa 125 mg idame dozunda yetişkin hastaların yarısıkadardır, ancak yetişkinlerde maruziyet ile büyük benzerlikler göstermiştir.

AC-052-373 (FUTURE 3) çalışmasında, dağılabilir tabletler kullanılarak, günde iki kez 2 mg/kg ile tedavi edilen hastalarda bosentana maruziyet, FUTURE 1 çalışmasındakinebenzer olmuştur. Toplam popülasyonda (n = 31), günde iki kez 2 mg/kg, günlük 8,535ng*saat/mL maruziyet ile sonuçlanmıştır; EAAt 4,268 ng*saat/mL (CV:% 61) idi. 3 ayile 2 yaş arasındaki hastalarda günlük maruziyet 7,879 ng*saat/ mL; EAAt 3,939 ng*saat/mL (CV :% 72) idi. 3 ay ile 1 yaş arasındaki hastalarda (n = 2) EAAt 5,914 ng»saat/mL(CV :% 85) idi ve 1 ile 2 yaş arasındaki hastalarda (n = 7) EAAt 3,507 ng»saat/ mL idi (CV:% 70). 2 yaşın üzerindeki hastalarda (n = 22), günlük maruziyet 8,820 ng*saat/mLidi; EAAt 4,410 ng*saat/ mL idi (CV :% 58). Günde üç kez verilen bosentan 2 mg/kgdozu, maruz kalmayı arttırmadı; günlük maruziyet 7,275 ng*saat/ mL (CV:% 83, n = 27)idi.


20

BREATHE-3 ve FUTURE 1 ve FUTURE 3 çalışmalarının bulgularına göre pediyatrik hastalarda bosentana maruziyet yetişkinlere göre daha düşük dozlarda plato seviyesineulaşmaktadır ve günde iki defa 2 mg/kg'dan daha yüksek dozlar (günde iki kez 4 mg/kgya da günde üç kez 2 mg/kg) pediyatrik hastalarda bosentana daha yüksek oranda maruzkalma ile sonuçlanmaz.

Yeni doğanlarda yürütülen AC-052-391 (FUTURE 4) çalışmasında, bosentan konsantrasyonları ilk doz aralığının üzerinde yavaş ve sürekli olarak artmış ve düşükmaruziyete neden olmuştur (tam kanda EAA0-12: 164 ng*saat/ mL, n = 11). Kararlıdurumda, EAAt 6,165 ng*saat/ mL (CV: 133 %, n=7) idi ve bu 0,6 kan/ plazma dağılımoranını dikkate alındığında günde iki kez 125 mg alan erişkin PAH hastalarındagözlemlenen maruziyete benzerdir.

Bu bulgulara ait sonuçların hepatotoksisite ile olan ilgisi bilinmemektedir. Cinsiyet ve aynı anda deri altından epoprostenol alımının bosentanın farmakokinetiği üzerindeanlamlı bir etkisi bulunmamaktadır.

Karaciğer fonksiyon bozukluğu:


Hafif düzeyde karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda (Child-Pugh sınıf A), farmakokinetikte herhangi bir belirgin değişiklik gözlemlenmemiştir. Sağlıklı denekleregöre hafif düzeyde karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kararlı durumdakibosentanın EAA değeri %9 daha yüksek aktif metabolit olan RO 48- 5033'ün EAAdeğeri ise %33 daha yüksektir.

Orta derecede karaciğer fonksiyon bozukluğunun (Child-Pugh sınıf B) bosentan ve onun primer metaboliti RO 48-5033'ün farmakokinetiğine etkisi Child-Pugh sınıf Bkaraciğer fonksiyon bozukluğu olan, portal hipertansiyona bağlı pulmonerhipertansiyonlu 5 hasta ve karaciğer fonksiyonu normal, diğer sebeplere bağlıpulmoner arteriyel hipertansiyonu olan 3 hastanın dahil edildiği bir çalışma ilearaştırılmıştır. Child-Pugh sınıf B karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda kararlı-durumdaki bosentanın ortalama (%95 Cl) EAA değeri 360 (212-613) ng.h/mL, (normalkaraciğer fonksiyonu olanlarda, ortalama [%95 CI] EAA : 76.1 [9.07-638] ng.h/mL'yegöre 4.7 kat daha yüksek) ve aktif metabolit RO 48-5033'ün ortalama (%95 Cl)EAA değeri 106 (58.4-192) ng.h/ml idi ((normal karaciğer fonksiyonu olanlardaortalama [%95 Cl] EAA 8.57 [1.28-57.2] ng.h/mL'ye göre 12.4 kat daha yüksek). (Dahiledilen hastaların sınırlı sayıda olması ve yüksek değişkenlik göstermesine rağmen, buveriler orta derecede karaciğer fonksiyon bozukluğu (Child- Pugh sınıf B) olanhastalarda bosentan ve primer metaboliti olan RO 48-5033'e maruziyetin belirgin olarakarttığını göstermiştir.

Bosentanın farmakokinetiği Child-Pugh sınıf C karaciğer bozukluğu olan hastalarda incelenmemiştir. Bosentan orta dereceden şiddetliye karaciğer fonksiyon bozukluğu olan(örn.Child-Pugh sınıf B ya da C) hastalarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3).

Böbrek yetmezliği:


İleri düzeyde böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi 15-30 mL/dak), bosentan plazma konsantrasyonları yaklaşık %10 oranında azalmaktadır. Bu hastalarda

t ıı* t Bu.belge11..i11•1•

1

Bdge Dogmiama Kfeosentanffletabfilıtlfflninfiigzffl^3kensantrââypflla'kfflorffipl:/böıbrfikifPsksiyaonHfta-sahip

deneklerle karşılaştırıldığında 2 kat daha artmaktadır. Böbrek bozukluğu olan hastalar

21

için özel bir doz ayarlamasına gerek bulunmamaktadır. Diyaliz hastalarıyla ilgili olarak herhangi bir klinik deneyim yoktur. Fizikokimyasal özellikleri ve yüksek derecedeproteine bağlanma özelliği göz önüne alındığında, bosentanın dolaşımdan önemli orandadiyaliz yoluyla atılması beklenmez (Bkz. Bölüm 4.2).

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Fareler üzerinde yapılan 2 yıllık karsinojenite çalışmaları erkeklerde (dişilerde değil), insandaki tedavi dozu ile elde edilen plazma konsantrasyonlarından 2-4 katı plazmakonsantrasyonlarında, karaciğer hücrelerinde adenom ve karsinom oluşumunda artışolduğunu göstermiştir. Sıçanlarda, 2 yıl boyunca oral bosentan alımı erkeklerde(dişilerde değil), insandaki tedavi dozu ile elde edilen plazma konsantrasyonlarından9-14 katı plazma konsantrasyonlarında, tiroid foliküler hücre adenom ve karsinomundaküçük ama belirgin artış göstermiştir. Bosentan genotoksisite testlerinde negatifsonuç vermiştir. Sıçanlarda bosentan ile tetiklenen hafif düzeyde tiroid hormonaldengesizlik bulgularına rastlanmıştır. Bununla birlikte, bosentanın insanlarda tiroidfonksiyonunu (tiroksin, TSH) etkilediğine dair herhangi bir kanıt bulunmamaktadır.

Bosentanın mitokondriyal fonksiyon üzerindeki etkileri bilinmemektedir.

Bosentan insanlarda terapötik dozda elde edilen plazma konsantrasyonlarının 1.5 kat daha fazla plazma seviyelerinde sıçanlarda teratojenik etki göstermiştir. Baş, yüz veana damarlarda malformasyon da dahil olmak üzere teratoj enik etkiler doza bağlıolarak ortaya çıkmaktadır. Malformasyon oluşumundaki benzerlikler diğer ET reseptörantagonistleri ile ve ET geni silinmiş farelerde de gözlemlenmiştir ve bu sonuç sınıfetkisi olduğunu işaret eder. Hamile kalma olasılığı bulunan kadınlarda gerekli önlemleralınmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.6).

Kemirgenlerde testiküler tübüler atrofi ve fertilitenin bozulması endotelin reseptör antagonistlerinin kronik kullanımıyla bağlantılıdır.

İnsanlarda beklenen terapötik düzeyin sırasıyla 21 ve 43 katı maruziyetlerde erkek ve dişi sıçanlar üzerinde yapılan fertilite çalışmalarında sperm sayısı, motilitesi veyaşayabilirliği ya da fertilite üzerinde herhangi bir etkisi gözlemlenmediği gibi, önimplantasyon embriyo ya da implantasyon gelişimi üzerinde de herhangi bir adversetkisine rastlanmamıştır.

Ağızdan 2 yıl 125 mg/kg/gün (insanlarda tavsiye edilen maksimum dozun (İTMD) yaklaşık 4 katı ve test edilen en düşük dozlar) kadar düşük dozlarda bosentan verilensıçanlarda testiküler tübüler atrofi insidansının hafif arttığı gözlemlenirken 6 ay için1500 mg/kg/gün (İTMD'nin yaklaşık 50 katı) kadar yüksek dozlarda bu bulguyarastlanmamıştır. Sıçanların doğum sonrası 4. günden erişkinliğe kadar tedaviedildikleri ergenlik sıçan toksisite çalışmasında testis ve epididimis mutlak ağırlığındaazalma ve epididimis sperm sayısında düşme gözlemlenmiştir. NOAEL insan terapötikmaruziyetinin sırasıyla 21 (doğum donrası 21. günde) ve 2.3 katlarında (doğumsonrası 69. günde) idi.

Ancak doğum sonrası 21. günde insan terapötik maruziyetinin 7 (erkek) ve 19 (kadın) katında genel gelişim, büyüme, duyusal, kognitif fonksiyon ve üreme performansındahiçbir etki gözlemlenmemiştir. Yetişkin yaşta (doğum sonrası 69. gün) PAH'lı

ııA4..


Belge Do

Kçocuklard0Fyteraaötik„ıman2tuy5yex1(!nNi1.3 ^fegk^ve A2re6ı:h(ksa4ın).tkâtyleagrıvndaagibo1scene1baynın etkisi saptanmamıştır.

226. FARMASÖTİK BİLGİLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Mısır nişastası Pre-jelatinize nişastaSodyum nişasta glikolatPovidon K30Poloksamer 188Gliserol dibehenatMagnezyum stearatHipromellozTriasetinTalk

Titanyum dioksit (E 171)

Sarı demir oksit (E 172)

Kırmızı demir oksit (E 172)

Etil selüloz

6.2. Geçimsizlikler

Yoktur.

6.3. Raf ömrü

24 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C'nin altındaki oda sıcaklığında ve ambalajında saklayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Beyaz opak PVC/PE/PVDC-Aluminyum folyodan oluşan blister, 56 film kaplı tablet içeren karton kutularda.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği"ve "Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği"ne uygun olarak imhaedilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Pharmactive İlaç San. ve Tic. A.Ş.

Bağcılar-İstanbul

8. RUHSAT NUMARASI

2015/153

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 16.02.2015 Ruhsat yenileme tarihi:

23

10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ



24


İlaç Bilgileri

Tractan 125 Mg Film Kaplı Tablet

Etken Maddesi: Bosentan Monohidrat

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.