KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
MİNİDRİN COLD 100 mg+15 mg+1 mg/5 ml ŞURUP
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Her 5 ml (1 ölçek) şurup
Etkin madde:
İbuprofen 100mg
Psödoefedrin Hidroklorür 15mg
Klorfeniramin Maleat 1mg
Yardımcı maddeler:
Sukr°z 2400mg
Sorbito1 350mg
Sodyum bikarbonat 60mg
Sodyum siklamat 120mg
Sodyum karboksimetil selüloz 30mg
Sodyum hidroksit 11 mg
Sodyum benzoat 5,25 mg
Maltitol 400mg
Yardımcı maddeler için, 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Şurup
Açık sarı renkte, aromatik kokulu (tutti frutti) berrak çözelti.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
Souk algınlıı, grip, sinüzit ve dier üst solunum yolu enfeksiyonları ile birlikte görülen ateş, burun akıntısı ve nazal konjesyon içeren semptomların giderilmesi.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/uygulama sıklıı ve süresi:
Ateş tedavisi: Antipiretik etkisi yaklaşık 6-8 saat kadar devam eder. Daha yüksek dozların kullanılması bu süreyi uzatmaz. Doz miktarları aşaıdaki tabloya göre ayarlanmalıdır.
En fazla 5 gün kullanılmalıdır.
|
5mg/kg Ateş< 39,2°C |
10mg/kg Ateş> 39,2°C |
YAŞ |
mg |
Ölçek |
mg |
Ölçek |
6-8 yaş |
125
|
1 1/4
|
250
|
2 1/2
|
9-10 yaş |
150
|
1 1/2
|
300
|
3
|
11-12 yaş |
200
|
2
|
400
|
4
|
İstenmeyen etkiler, semptomları kontrol altına almak için gerekli olan en düşük etkin dozun en kısa
sürede kullanılması ile en aza indirilebilir (Bkz. Bölüm 4.4).
Uygulama şekli:
Aız yolu ile alınır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karacier yetmezlii:
Karacier ve böbrek fonksiyonu bozuk olan kişilerde kullanılmamalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
6 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmaz.
Geriyatrik popülasyon:
60 yaş üzerindeki bireylerde ibuprofene balı mide kanaması riski artmaktadır.
4.3. Kontrendikasyonlar
Aşaıdaki durumlarda MİNİDRİN COLD kullanımı kontrendikedir:
• Etkin maddelere, ilacın dier bileşenlerine veya dier adreneıjik ilaçlara karşı aşırı duyarlılııolanlarda
• Şiddetli hipertansiyon ve taşikardinin eşlik ettii hastalıklar ya da şiddetli koroner arterhastalıı olanlarda
• Monoamin oksidaz inhibitörleri ile tedavi olanlarda (MİNİDRİN COLD kullanımındanönceki 14 gün içinde MAOİ (bir antibakteriyel olan furazolidon dahil)/RIMA almış ve/veyaalmaya devam eden hastalarda) kontrendikedir. Psödoefedrin ve bu tip bir ilacın aynızamanda kullanılması kan basıncında yükselmeye neden olabilir.
• Dier sempatomimetik ilaçlar (dekonjestanlar, iştah bastırıcı ilaçlar ya da amfetamin benzeripsikostimülanlar) ve beta-blokörlerle birlikte kullanım
• 6 yaş altı çocuklarda
• Hamileliin son 3 ayında
• Aır karacier yetmezlii olanlarda
• Kanama eiliminde artış olanlarda
• Daha önce aspirin veya dier NSAİİ'ler ile astım, rinit, ürtiker gibi aşırı duyarlılık reaksiyonugelişmiş olanlarda
• Önceki bir NSAİİ tedavisine balı gastrointestinal kanama ya da perforasyon öyküsübulunanlarda
• Önceden geçirilmiş veya halen aktif ülseratif kolit, Crohn hastalıı, rekürran peptik ülser veyagastrointestinal kanaması (iki ya da daha fazla kanıtlanmış, belirgin ülserasyon ya da kanamaepisodu şeklinde tanımlanan) olanlarda
• Koroner arter bypass cerrahisi öncesi veya sonrası dönemde
• Şiddetli kalp yetmezlii (NYHA Sınıf IV)
• Şiddetli böbrek yetmezlii olanlarda
• Hipertiroidizm
• Diabetes mellitus olanlarda
• Feokromositoma
• Glokomu olanlarda
• Prostat hipertrofisi olanlarda 2
12 yaşından büyük çocuklarda ve yetişkinlerde günde 3 - 4 kez 1 - 2 ölçek kullanılır.
^11, ., . Bıı belge., güveni i elektronik imza ile imzalanmıştır.
6 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmaz.
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
İbuprofen:_
Kardiyovasküler (KV) risk
- NSAİİ'ler ölümcül olabilecek KV trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riskindeartışa neden olabilir. Bu risk kullanım süresine balı olarak artabilir. KV hastalıı olan veyaKV hastalık risk faktörlerini taşıyan hastalarda risk daha yüksek olabilir.
- MİNİDRİN COLD koroner arter by-pass cerrahisi öncesi arı tedavisinde kontrendikedir.
Gastrointestinal (GI) riskler
NSAİİ'ler kanama, ülserasyon, mide veya baırsak perforasyonu gibi ölümcül olabilecek ciddi GI advers etkilere yol açarlar. Bu advers olaylar herhangi bir zamanda, önceden uyarıcı birsemptom vererek veya vermeksizin ortaya çıkabilirler. Yaşlı hastalar ciddi GI etkilerbakımından daha yüksek risk taşımaktadırlar.
İstenmeyen etkiler, semptomları kontrol altına almak için gereken, etkili en düşük doz, en kısa süreyle kullanılarak, en aza indirilebilir (bölüm 4.2'ye ve aşaıdaki gastrointestinal vekardiyovasküler risklere bakınız).
MİNİDRİN COLD bronşiyal astımı olan veya önceden bronşiyal astım geçirmiş olan hastalara uygulanırken dikkatli olunmalıdır, çünkü bu gibi hastalarda ibuprofenin bronkospazma nedenolduu bildirilmiştir.
MİNİDRİN COLD geçmişlerinde peptik ülserasyon ve başka gastrointestinal hastalık öyküsü bulunan hastalara dikkatli bir şekilde verilmelidir; çünkü bu tablolarda alevlenme olabilir.
Renal, hepatik ya da kalp yetmezlii olan hastalarda dikkatli olunmalıdır, çünkü NSAİİ'lerin kullanımı renal fonksiyonlarda bozulmayla sonuçlanabilir. Bu hastalarda doz mümkün olan endüşük düzeyde tutulmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
MİNİDRİN COLD kalp yetmezlii veya hipertansiyon öyküsüne sahip hastalara dikkatle verilmelidir, çünkü ibuprofen uygulamasıyla ödem olguları bildirilmiştir.
Dier NSAİİ'lerde olduu gibi MİNİDRİN COLD enfeksiyon belirtilerini maskeleyebilir.
Kardiyovasküler ve serebrovasküler etkiler
Hipertansiyon ve/veya hafif ile orta derecede konjestif kalp yetmezlii hikayesi olan hastaların uygun şekilde izlenmesi ve kendilerine durumlarına ilişkin önerilerde bulunulması gereklidir,çünkü NSAİİ tedavisiyle ilişkili olarak sıvı retansiyonu ve ödem bildirilmiştir.
Kardiyovasküler etkilerKardiyovasküler trombotik olaylar:
aokyYnUyY-sıüy ,• j-
lgilendirilmelidir.
Birçok Cox-2 selektif ve selektif olmayan NSAİİ'lerle süresi 3 yılı bulan klinik çalışmalar, fatal olabilecek ciddi kardiyovasküler trombotik olaylar, miyokard enfarktüsü ve inme riskinde artışolabileceini göstermiştir. Cox-2 selektif veya selektif olmayan tüm NSAİİ'lerin benzer riskiolabilir. Kardiyovasküler hastalıı olan ya da kardiyovasküler hastalık risk faktörü olan hastalardaha yüksek risk altında olabilirler. NSAİİ'lerle tedavi gören hastalarda kardiyovasküler adversolay riskini azaltmak için, mümkün olabilecek en küçük etkin doz ve en kısa tedavi süresi tercihedilmelidir. Önceden herhangi bir kardiyovasküler semptom görülmemiş olsa bile, doktor vehastalar bu tarz advers olayların ortaya çıkmasına karşı alarmda olmalıdır. Hastalar ciddikardiyovasküler olayların işaretleri ve/veya semptomları ve bu tarz advers olaylar gerçekleştiindeizlenecek adımlar hakkında 3
NSAİİ'lerle beraber aspirin kullanımının, NSAİİ kullanımı ile ilintili ciddi kardiyovasküler trombotik olayların riskini hafifleteceine dair tutarlı bir kanıt bulunmamaktadır. Aspirin veNSAİİ'nin beraber kullanılması, ciddi gastrointestinal yan etkilerin riskini arttırır.
Koroner arter bypass cerrahisi ardından ilk 10-14 gün boyunca arı tedavisinde Cox-2 selektif NSAİİ'nin kullanıldıı iki geniş, kontrollü klinik çalışmada miyokard enfarktüsü ve inme görülmesıklıında artış olduu tespit edilmiştir.
Hipertansiyon:
MİNİDRİN COLD dahil NSAİİ'ler hipertansiyon hastalıının başlamasına ya da önceden bulunan hipertansiyon hastalıının kötüleşmesine yol açabilir. Her iki şekilde de kardiyovasküler olaylarıngörülme sıklıının artmasına yol açabilirler. Tiazid ya da loop diüretikleri alan hastalar NSAİİkullanırken bu tedavilere cevap verme oranları düşebilir.
MİNİDRİN COLD da dahil NSAİİ'ler hipertansiyon hastalarında dikkatli kullanılmalıdır. NSAİİ tedavisinin başlangıcında ve tedavi süresince kan basıncı yakından takip edilmelidir.
Konjestif kalp yetmezlii ve ödem:
NSAİİ kullanan bazı hastalarda sıvı retansiyonu ve ödem bildirilmiştir. Sıvı retansiyonu ya da kalp yetmezlii olan hastalarda MİNİDRİN COLD dikkatli kullanılmalıdır.
Kontrol altında olmayan hipertansiyon, konjestif kalp yetmezlii, bilinen iskemik kalp hastalıı, periferik arter hastalıı ve/veya serebrovasküler hastalıı olan hastalar sadece dikkatli birdeerlendirmeden sonra ibuprofen ile tedavi edilmelidir. Benzeri bir deerlendirme,kardiyovasküler olaylara yönelik risk faktörleri (örn. hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetesmellitus, sigara) olan hastalarda uzun dönemli bir tedaviyi başlatırken de yapılmalıdır.
Gastrointestinal (Gİ) etkiler, ülserasyon, kanama ve perforasyon riski
MİNİDRİN COLD da dahil NSAİİ'ler enflamasyon, kanama, ülserasyon ve mide, ince veya kalın baırsak perforasyonu gibi fatal olabilecek ciddi gastrointestinal advers etkilere yol açabilirler. Buadvers olaylar NSAİİ tedavisi gören hastalarda herhangi bir zamanda, önceden uyarıcı birsemptom vererek ya da herhangi bir semptom vermeksizin ortaya çıkabilir. NSAİİ tedavisindeciddi üst gastrointestinal advers etki görülen beş hastadan sadece birinde semptomlar kendinigösterir. 3-6 ay NSAİİ tedavisi gören hastaların yaklaşık %1'inde, bir yıl tedavi gören hastaların ise%2-4'ünde üst gastrointestinal ülser, kanama ya da perforasyon görülür. Bu oranlar daha uzunkullanım süresi ile devam ederken, tedavi süresince herhangi bir zamanda ciddi bir gastrointestinaladvers etki görülme olasılıı artar. Ancak kısa süreli tedavi de risksiz deildir.
Önceden ülser hastalıı ya da gastrointestinal kanaması olan hastalarda NSAİİ'ler çok dikkatli reçete edilmelidir. Önceden peptik ülser hastalıı ve/veya gastrointestinal kanaması olan NSAİİkullanan hastalarda gastrointestinal kanama görülme riski, bu risk faktörlerinden hiçbiri olmayanhastalara göre 10 kattan daha fazladır. NSAİİ kullanan hastalarda gastrointestinal kanama riskiniarttıran dier faktörler, beraberinde oral kortikosteroid ya da antikoagülan kullanımı, NSAİİ tedavisüresinin uzun olması, sigara, alkol kullanımı, ileri yaş, genel salık durumunun zayıf olmasıdır.Ani fatal gastrointestinal olaylar en çok yaşlı veya güçten düşmüş hastalarda görüldüünden, buhasta popülasyonuna tedavi süresince özellikle dikkat edilmelidir.
NSAİİ tedavisi gören hastalarda olası bir gastrointestinal advers etki riskini minimize etmek için, en küçük etkin doz mümkün olabilecek en kısa süre boyunca kullanılmalıdır. Hasta ve doktorlarNSAİİ tedavisi boyunca gastrointestinal ülserasyon ve kanama belirti ve semptomları bakımındandikkatli olmalıdır ve herhangi bir gastrointestinal advers etki şüphesi durumunda derhal ilavedeerlendirme ve tedavi başlatılmalıdır. Hatta ciddi bir gastrointestinal advers etki olasılıı ortadan 4kalkana kadar NSAİİ tedavisi sonlandmlmalıdır. Yüksek riskli hastalarda NSAİİ tedavisi dışındabaşka alternatif tedaviler uygulanmalıdır.
Gastrointestinal kanama riski, ülserasyon ya da perforasyon riski, ülser öyküsüne sahip hastalarda (özellikle kanama ya da perforasyon ile komplike olmuş ise) ve yaşlılarda, artan ibuprofendozlarıyla birlikte daha yüksektir. Bu hastalarda tedaviye mümkün olan en düşük doz ilebaşlanmalıdır. Bu hastalarda ve düşük doz kombine aspirin veya gastrointestinal riski arttırmasıolası dier ilaçların eş zamanlı kullanılması gereken hastalarda koruyucu ajanlar (misoprostol veyaproton pompası inhibitörleri gibi) ile kombine tedavi üzerinde düşünülmelidir.
Gastrointestinal hastalık öyküsü olan hastalar, özellikle de yaşlı hastalar, tedavinin başlangıç dönemlerinde, olaandışı herhangi bir abdominal semptomu (özellikle gastrointestinal kanama)bildirmelidir.
İbuprofen alan hastalarda gastrointestinal kanama veya ülserasyon gelişirse tedavi kesilmelidir.
Yaşlı hastalarda NSAİ ilaçlara karşı artan sıklıkta advers reaksiyon (özellikle ölümcül olabilen gastrointestinal kanama ve perforasyon) mevcuttur.
Karacier üzerindeki etkiler
İbuprofen dahil NSAİİ'leri kullanan hastaların %15'inde, bir veya daha fazla karacier testinde sınırda yükselmeler görülebilir. Bu laboratuvar anormallikleri, devam eden tedavi ile ilerleyebilir,deişmeden kalabilir veya geçici olabilir. Hastalarda NSAİİ'lerle yapılan klinik çalışmalarınyaklaşık %1'inde, kayda deer ALT, AST yükselmeleri (normal üst deerlerin yaklaşık 3 veyadaha fazla katı) rapor edilmiştir. Ek olarak sarılık, fulminant hepatit, karacier nekrozu, karacieryetmezlii gibi, bazıları ölümle sonuçlanan nadir ciddi karacier reaksiyonları bildirilmiştir.İbuprofen tedavisindeyken, hastada karacier fonksiyonunun bozulduuna dair belirti ve/veyasemptomlar oluşmuşsa veya karacier testleri anormalse, daha ciddi karacier reaksiyonlarınıngelişimine yönelik deerlendirme yapılmalıdır. Eer karacier hastalıı gelişimi ile uyumlu klinikbelirti ve semptomlar veya sistemik belirtiler (eozinofili, deri döküntüsü vb.) ortaya çıkarsa,ibuprofen tedavisi kesilmelidir.
Böbrekler üzerindeki etkiler
Önemli ölçüde dehidratasyonu olan hastalarda ibuprofen tedavisi başlatılırken dikkatli olunmalıdır.
Dier NSAİİ'ler ile olduu gibi, uzun dönemli ibuprofen uygulaması renal papiller nekroz ve başka patolojik renal deişiklikler ile sonuçlanmıştır. Renal toksisite ayrıca renal prostaglandinlerin renalperfüzyonunun sürdürülmesini destekleyici bir rolü bulunduu hastalarda görülmüştür. Buhastalarda NSAİİ uygulaması prostaglandin oluşumunda doza balı bir azalmaya ve ikincil olarakböbrek yetmezliini hızlandırabilen böbrek kan akımında azalmaya neden olabilir. Böyle birreaksiyon riski en yüksek olanlar, böbrek fonksiyonları bozuk olanlar, kalp yetmezlii ve karacierbozukluu olanlar, diüretik ve ADE inhibitörleri alanlar ve yaşlılardır. NSAİİ tedavisinin kesilmesigenellikle tedavi öncesi duruma geri dönülmesini salar.
İleri böbrek yetmezlii
Kontrollü klinik çalışmalarda MİNİDRİN COLD'un ileri böbrek yetmezlii olan hastalarda kullanımına dair herhangi bir bilgi mevcut deildir. Dolayısıyla ileri böbrek yetmezlii olanhastalarda MİNİDRİN COLD kullanımı önerilmez. Eer MİNİDRİN COLD tedavisinebaşlanmalıysa, hastanın böbrek fonksiyonunun yakından takibi önerilir.
Belge Do 5
Anafılaktoid reaksiyonlar
Dier NSAİİ'lerde olduu gibi, MİNİDRİN COLD'a karşı daha önceden maruz kaldıı bilinmeyen hastalarda anafilaktoid reaksiyonlar oluşabilir. MİNİDRİN COLD aspirin triyadı olan hastalaraverilmemelidir. Bu semptom kompleksi tipik olarak nazal polipi olan veya olmayan, rinit geçirenastım hastalarında veya aspirin veya dier NSAİİ alımı sonrasında potansiyel olarak ölümcül, ciddibronkospazm sergileyen hastalarda gelişir.
Oküler etkiler
Çalışmalarda, ibuprofen uygulamasına dayandırılabilecek oküler deişiklikler gösterilmemiştir. Nadir olgularda, papillit, retrobulbar optik nörit ve papilödem gibi istenmeyen oküler bozukluklar,ibuprofen dahil olmak üzere NSAİ ilaç kullananlar tarafından bildirilmiştir, ancak nedensel ve etkiilişkisi saptanmamıştır; dolayısıyla ibuprofen tedavisi sırasında görme bozukluu gelişen hastalaraoftalmolojik muayene yapılmalıdır.
Hematolojik etkiler
MİNİDRİN COLD dahil olmak üzere, NSAİİ alan hastalarda bazen anemi gözlenebilir. Bunun nedeni sıvı retansiyonu, gizli veya aşikar Gİ kan kaybı veya eritropoez üzerindeki tam olaraktanımlanmamış etkilerdir. MİNİDRİN COLD dahil olmak üzere, uzun süreli NSAİİ alanhastalarda, herhangi bir anemi belirti veya bulgusu gözlenirse hemoglobin ve hematokrit deerlerikontrol edilmelidir.
NSAİİ'lerin trombosit agregasyonunu inhibe ettii ve bazı hastalarda kanama zamanını uzattıı gösterilmiştir. Aspirinden farklı olarak, trombosit fonksiyonları üzerindeki etkileri kantitatif olarakdaha az, kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. Pıhtılaşma bozuklukları olan veya anti-koagülan alanhastalarda olduu gibi, trombosit fonksiyonundaki deişikliklerden olumsuz şekilde etkilenen veMİNİDRİN COLD alan hastalar, dikkatlice takip edilmelidir.
Önceden mevcut astım
Astımı olan hastalarda, aspirine duyarlı astım olabilir. Aspirine duyarlı astımı olan hastalarda aspirin kullanımı, ölümcül olabilen ciddi bronkospazm ile ilişkilendirilmiştir. Bu tür aspirineduyarlı hastalarda, aspirin ve dier non-steroid antiinflamatuvar ilaçlar arasında, bronkospazmdahil çapraz reaksiyon bildirilmiş olduundan, bu hastalarda MİNİDRİN COLD uygulanmamalıve önceden bu yana astımı bulunan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır.
Aseptik menenjit
İbuprofen tedavisindeki hastalarda nadiren aseptik menenjit gözlenmiştir. Sistemik lupus eritematozus ve ilişkin ba dokusu hastalıklarında daha büyük bir olasılıkla oluşmasına ramenaltta yatan kronik hastalıı olmayanlarda da aseptik menenjit bildirilmiştir.
Deri reaksiyonları
Çok ender durumlarda NSAİİ'lerin kullanımıyla ilişkili olarak, eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz dahil olmak üzere, bazıları ölümcül olan aır deri reaksiyonları bildirilmiştir. Hastalarda bu tür reaksiyon riskinin, tedavinin erken dönemlerinde enyüksek olduu görünmektedir. Olguların büyük bir çounluunda reaksiyonun ortaya çıkışı,tedavinin ilk ayı içinde olmuştur. Deri döküntüleri, mukozal lezyonlar ya da dier aşırı duyarlılıkbulguları belirir belirmez ibuprofen kesilmelidir.
Ayrıca;
• Aritmiler
• EpilepsiBu belge
Belge Do 6
• Karacier yetmezlii
• Glokom
• Bronşit, bronşektazi, astım
• Ciddi hipertansiyon
• Kardiyovasküler hastalıklar
• Aşırı aktif tiroid fonksiyon bozukluklarında kullanımından kaçınılmalıdır.
Çocuklar ve yaşlılar nörolojik antikolineıjik yan etkilere ve paradoksal eksitasyona daha duyarlıdır (enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik gibi).
Monitörizasyon
Ciddi gastrointestinal ülserasyonları ve kanamalar belirti ve bulgu olmaksızın da gelişebildii için doktorlar gastrointestinal kanama belirti ve semptomlarını izlemelidir. Uzun süreli NSAİİ tedavisigören hastaların tam kan sayımı ve biyokimya testleri periyodik olarak kontrol edilmelidir. Klinikbelirti ve semptomlar karacier ve böbrek hastalıı gelişimi ile uyumlu ise, sistemik belirtilermeydana geldiyse (eozinofili, döküntü gibi) veya anormal karacier deerleri devam ediyor veyadaha da kötüleşiyorsa MİNİDRİN COLD kullanımı sonlandırılmalıdır.
Psödoefedrin:
• Aritmisi olanlarda
• Kardiyovasküler hastalıı olanlarda
• İskemik kalp hastalıı olanlarda
• Diabetes mellitus olanlarda
• Hipertiroidizm olanlarda
• Glokomu olanlarda
• Şiddetli böbrek yetmezlii olanlarda
• Feokromositoma olanlarda
• Hipertansiyonu olanlarda
• Normotansif hastalarda psödoefedrinin görünür hiçbir presör etkisi olmamakla beraber,MİNİDRİN COLD hafif-orta şiddette hipertansiyonu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır
(bkz.
Kontrendikasyonlar, Dier tıbbi ürünler ile etkileşimler ve dier etkileşim şekilleri).Kontrol edilemeyen hipertansiyonu olan hastalarda MİNİDRİN COLD'un kan basıncıüzerindeki etkisi gözlenmelidir.
• Prostat hipertrofisi (hiperplazisi) olanlarda ve mesane fonksiyon bozukluu olanlarda
• Halüsinasyonlar, huzursuzluk, uyku düzensizlii oluştuunda kesilmelidir.
• Şiddetli derecede karacier yetmezlii olanlarda ve böbrek yetmezlii olanlarda, özelliklebirlikte kardiyovasküler bir hastalıı olanlarda dikkatli olunmalıdır.
• 60 yaş üzerindeki hastalarda
• Seyrek olarak psödoefedrin dahil olmak üzere sempatomimetik ilaçlarla posterior geridönüşlü ensefalopati (PRES)/ geri dönüşlü serebral vazokonstriksiyon sendromu (RCVS)
• bildirilmiştir. Bildirilen semptomlar ani başlangıçlı şiddetli baş arısı, bulantı, kusma vegörme bozukluudur. Olguların çou uygun tedavi ile birkaç günde düzelmiştir. PRES/RCVSbelirti ve semptomları gelişmesi halinde psödoefedrin hemen kesilmelidir.
• 5 günden daha uzun süre kullanılmamalıdır.
Tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes hastalarında kullanımından kaçınılmalıdır.
Klorfeniramin maleat:
• Epilepsi
• Prostat hipertrofisi 7
• Glokom
• Bronşit, bronşektazi, astım
• Hipertansiyonu olanlarda
• Kardiyovasküler hastalıı olanlarda
• Aşırı aktif tiroid fonksiyon bozukluklarında kullanımından kaçınılmalıdır.
Çocuklar ve yaşlılar nörolojik antikolinerjik yan etkilere ve paradoksal eksitasyona daha duyarlıdır (enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik gibi).
Klinik çalışmalar, özellikle yüksek dozda (2400 mg/gün) ibuprofen kullanımının arteriyel trombotik olayların (örn. miyokard enfarktüsü ya da inme) riskinde küçük bir artış ile ilişkiliolabileceini göstermektedir. Bütünüyle ele alındıında epidemiyolojik çalışmalar, düşük dozibuprofenin (örn. < 1200 mg/gün), miyokard enfarktüsü riskinde artış ile ilişkili olabileceinidüşündürmemektedir.
Kontrol altına alınamayan hipertansiyon, konjestif kalp yetmezlii (NYHA II-III), mevcut iskemik kalp hastalıı, periferik arter hastalıı ve/veya serebrovasküler hastalıı olan hastalar, sadecedikkatli bir deerlendirme sonrasında ve yüksek dozlardan (2400 mg/gün) kaçınarak ibuprofen iletedavi edilmelidirler.
Özellikle yüksek dozlarda ibuprofen (2400 mg/gün) kullanımı gerektiinde, kardiyovasküler olaylara yönelik risk faktörleri olan (örn. hipertansiyon, hiperlipidemi, diyabet, sigara) hastalardauzun süreli bir tedavi başlatılmadan önce de dikkatli deerlendirme yapılmalıdır.
Bu ürün her bir ölçeinde (5 ml) 2,4 g sukroz içerir. Bu durum, diabetes mellitus hastalarında göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glukoz-galaktozmalabsorpsiyon veya sukraz-izomaltaz yetmezlii problemi olan hastaların bu ilacıkullanmamaları gerekir.
İçeriinde bulunan sorbitol (E420) ve maltitol nedeniyle, nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Bu tıbbi ürün her 5 ml'sinde yaklaşık 37 mg sodyum ihtiva eder. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
Hastalar bir NSAID ile tedaviye başlamadan önce ve devam eden terapi sırasında periyodik olarak aşaıdaki bilgilerden haberdar edilmelidir. Hastalar ayrıca verilen her reçeteye eşlik eden NSAIDİlaç Rehberini okumaya teşvik edilmelidir.
1. MİNİDRİN COLD, dier NSAID'ler gibi, hastaneye yatış ve hatta ölümle sonuçlanabilecek MIveya inme gibi ciddi kardiyo vasküler yan etkilerine neden olabilir. Ciddi kardiyo vaskülerolayları uyarı belirtileri olmadan gerçekleşebilse de, hastalar göüs arısı belirtileri vesemptomları, nefes darlıı, zayıflık, konuşmanın durgunluu konusunda uyanık olmalı veherhangi bir belirteç belirtisi veya semptomu gözlemlerken tıbbi yardım istemelidir. Hastalar buizlemenin öneminden haberdar edilmelidir (bkz.: 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri,Kardiyovasküler Etkiler).
2. MİNİDRİN COLD, dier NSAID'ler gibi, GI (Gastro İntestinal) rahatsızlıına ve nadirenhastanede yahş ve hatta ölüme neden olabilecek ^ctIct ve kanama gibi aM GI yan etkilerine
Belge Dolhritölmdan 8
ortaya çıksa da, hastalar ülser ve kanama belirtileri ve semptomları konusunda uyanık olmalı ve epigastrik arı, dispepsi, melena ve hematemi dahil olmak üzere herhangi bir belirti işaretiniveya semptomlarını gözlemlerken tıbbi yardım istemelidir. . Hastalar bu izlemenin öneminden
haberdar edilmelidir (bkz.: 4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri, Gastrointestinal Etkiler: Ülserasyon, Kanama ve Perforasyon Riski).
3. MİNİDRİN COLD, dier NSAID'ler gibi, hastaneye yatış ve hatta ölümle sonuçlanabilecekeksfolyatif dermatit, SJS ve TEN gibi ciddi cilt yan etkilerine neden olabilir. Ciddi ciltreaksiyonları herhangi bir uyarı olmadan gerçekleşebilse de, hastalar cilt döküntüleri vekabarcıklar, ateş veya kaşıntı gibi dier aşırı duyarlılık belirtileri ve semptomları konusundauyanık olmalı ve herhangi bir endikatif belirti veya semptomu gözlemlerken tıbbi yardımistemelidir. Hastalara herhangi bir kızarıklık meydana gelirse ilacı derhal durdurmaları vemümkün olan en kısa sürede doktorlarına başvurmaları önerilmelidir.
4. Hastalar açıklanamayan kilo alımını, ödeminin belirtilerini veya semptomlarını derhaldoktorlarına bildirmelidir.
5. Hastalara hepatotoksisite uyarı işaretleri ve semptomları (örn. Mide bulantısı, yorgunluk,uyuşukluk, kaşıntı, sarılık, sa üst kadranda hassasiyet ve "grip benzeri" semptomlar)bildirilmelidir. Bunlar ortaya çıkarsa, hastalara tedaviyi durdurmaları ve acil tıbbi tedaviaramaları talimatı verilmelidir.
6. Hastalara anafilaktoid reaksiyon belirtileri (örn. Nefes alma zorluu, yüz veya boaz şişmesi)bildirilmelidir. Bu durumda, hastalara acil acil yardım almaları istenmelidir (bkz.: 4.4. Özelkullanım uyarıları ve önlemleri).
7. Geç gebelikte, dier NSAID'lerde olduu gibi, MİNİDRİN COLD de kaçınılmalıdır, çünküduktus arteriozusun erken kapanmasına neden olur.
4.5. Dier tıbbi ürünler ile etkileşim ve dier etkileşim şekilleriİbuprofen:
MİNİDRİN COLD ile aşaıdaki ajanların kombinasyonundan kaçınılmalıdır
:
Antikoagülanlar (dikumarol grup, varfarin): Deneysel çalışmalar, ibuprofenin, varfarinin kanama süresine olan etkilerini güçlendirdiini göstermektedir. NSAİİ'ler ve dikumarol grubu aynı enzimyani CYP 2C9 ile metabolize olmaktadır. NSAİİ'ler varfarin gibi antikoagülanların etkisiniartırabilir.
Tiklopidin: NSAİİ'ler, trombosit fonksiyonunun inhibisyonundan dolayı tiklopidin ile
kombinasyon halinde kullanılmamalıdır.
Metotreksat: Özellikle böbrek yetmezlii olan hastalarda metotreksat ile yapılan düşük dozlu tedavi ile ilişkili olarak NSAİİ'ler ve metotreksat arasındaki potansiyel etkileşim riski göz önüne alınmalıdır.Kombinasyon tedavinin uygulanması halinde böbrek fonksiyonu izlenmelidir. Metotreksatın plazmaseviyelerindeki artışın sonucu olarak toksisite meydana gelebilecei için, 24 saat içinde hem NSAİİBelge Do9
Aspirin (Asetilsalisilik asit): NSAİİ içeren başka ürünlerde olduu gibi, artan advers etki potansiyeli nedeniyle, birlikte verilmemesi gerekmektedir.
Deneysel veriler eş zamanlı kullanıldıklarında ibuprofenin düşük doz asetilsalisilik asidin platelet agregasyonu üzerindeki etkisini kompetitif olarak inhibe edebileceini göstermektedir. Buverilerin klinik olarak ekstrapolasyonu ile ilgili belirsizlikler bulunmasına ramen, ibuprofeninuzun süreli ve sürekli kullanımının, düşük doz asetilsalisilik asidin kardiyoprotektif etkisiniazaltabilecei olasılıı göz ardı edilemez. Ara sıra kullanılan ibuprofen ile klinik olarak anlamlı biretki gözlenmesi muhtemelen beklenmemektedir (bkz. Bölüm 5.1).
Kardiyak glikozitler (örn: digoksin): NSAİİ'ler kalp yetmezliini alevlendirebilir, glomerüler filtrasyon hızını azaltabilir ve plazmada kardiyak glikozit düzeylerini arttırabilirler.
Mifepriston: Asetilsalisilik asit dahil NSAİİ'lerin antiprostaglandin özelliklerinden dolayı teorik olarak tıbbi ürünün etkililiinde azalma meydana gelebilir. Sınırlı miktardaki kanıt, prostaglandinile aynı gün uygulanan NSAİİ'lerin, mifepriston veya prostaglandinin servikal olgunlaşmaya olanetkilerini olumsuz şekilde etkilemediini ve gebeliin tıbben sonlandırılmasının klinik etkililiiniazaltmadıını göstermektedir.
Sülfonilüre: NSAİİ'ler sülfonilüre grubu ilaçların etkilerini potansiyelize edebilirler. Sülfonilüre tedavisi görmekte olan hastalarda ibuprofen kullanımı ile çok seyrek hipoglisemi rapor edilmiştir.
Zidovudin: NSAİİ'ler zidovudin ile beraber verildiinde hematolojik toksisite riskinde artış olabilir. Eş zamanlı zidovudin ve ibuprofen tedavisi alan HIV (+) hemofili hastalarında hematomave hemartroz riskinde artış bildirilmiştir.
Alkol: Kanama gibi önemli gastrointestinal yan etki riskleri artabileceinden dolayı ibuprofen ve alkolün birlikte kullanımından kaçınılmalıdır.
Dier analjezikler: İki veya daha fazla NSAİİ'nin beraber kullanımı önlenmelidir.
İbuprofenin aşaıdaki ajanlar ile kullanılması durumunda doz ayarlaması gerekebilir
: Anti-hipertansifler (ADE inhibitörleri, anjiyotensin reseptör blokerleri, beta-blokerler, diüretiklerve pulmoner hipertansiyonda kullanılan ilaçlar (endotelin reseptör antagonistleri, bosentan)) :NSAİİ'ler, antihipertansif etkiyi azaltabilir (Bkz. Bölüm 4.4). Seçici COX-2 inhibitörleri dâhilolmak üzere NSAİİ'ler ile aynı zamanda ADE inhibitörleri ve anjiyotensin-II antagonistleriuygulandıında, böbrek yetmezlii olan hastalarda (örn. dehidrate veya yaşlı hastalar) genelliklereversibl olmak üzere akut böbrek yetmezlii için artan bir risk söz konusudur. Bu nedenle,özellikle yaşlı hastalar olmak üzere böbrek yetmezlii olan hastalara bu kombinasyon dikkatliuygulanmalıdır. Kombinasyon tedavisi başladıktan sonra ve tedavi sırasında düzenli aralıklarlahastalar yeterli şekilde hidrate edilmeli ve böbrek fonksiyonu kontrol edilmelidir (bkz. bölüm 4.4).
Diüretikler (tiyazid, tiyazid benzeri diüretikler ve kıvrım diüretikleri) ayrıca, NSAİİ'lerin nefrotoksisite riskini arttırabilir. NSAİİ'ler, muhtemelen prostaglandin sentezinin inhibisyonundandolayı furosemid ve bumetanidin diüretik etkisini giderebilmektedir. Ayrıca tiyazidlerinantihipertansif etkisini de azaltabilmektedir.
Aminoglikozitler: NSAİİ'ler aminoglikozitlerin atılımını azaltabilir (özellikle preterm bebeklerde).
Lityum: İbuprofen, lityum serum seviyelerinin azalması sonucunda lityumun renal klirensini düşürmektedir. Serum lityum seviyeleri sık şekilde kontrol edilmedikçe ve lityum dozunda olası bir
10 / 21
azaltma yapılmadıkça bu kombinasyonun uygulanmasından kaçınılmalıdır. NSAİİ'ler, lityum eliminasyonunu azaltabilirler.
Selektif serotonin geri-alım inhibitörleri, SSRI (örn: paroksetin, fluoksetin, sertralin): SSRI' ler ve NSAİİ'lerin her ikisi de, örnein gastrointestinal kanaldan kaynaklanan, kanama riskinde artışaneden olmaktadır. Bu risk kombinasyon tedavi durumunda artmaktadır. Söz konusu mekanizmamuhtemelen, serotoninin trombositlerdeki geri alımının azalması ile ilişkilendirilebilir (bkz. bölüm4.4).
Siklosporin: Prostasiklinin böbrekteki azalan sentezinden dolayı, NSAİİ'ler ve siklosporinin eş zamanlı uygulamasının artan nefrotoksisite riskine neden olduu düşünülmektedir. Bu nedenle,böbrek fonksiyonu kombinasyon tedavisi durumunda yakın şekilde izlenmelidir.
Kaptopril: Deneysel çalışmalar, ibuprofenin, kaptoprilin sodyum atılımına olan etkisine ters yönde etki ettiini göstermektedir.
Kolestiramin: İbuprofen ile kolestiraminin eş zamanlı uygulaması, ibuprofen absorpsiyonunu geciktirmekte ve azaltmaktadır (%25 oranında). Bu ilaçlar en az 2 saat arayla alınmalıdır.
Takrolimus: NSAİİ'ler takrolimus ile beraber verildiinde nefrotoksisite riskinde olası bir artış beklenebilir. Prostasiklinin böbrekteki azalan sentezinden dolayı, NSAİİ'ler ve takrolimusun eşzamanlı uygulamasının artan nefrotoksisite riskine neden olduu düşünülmektedir. Bu nedenle,böbrek fonksiyonu kombinasyon tedavisi durumunda yakın şekilde izlenmelidir.
Kortikosteroidler: NSAİİ'ler ile gastrointestinal ülserasyon veya kanama riskinde artış.
Antitrombositik ajanlar (örn. klopidogrel): NSAİİ'ler ile gastrointestinal kanama riskinde artış görülebilir.
CYP2C9 İnhibitörleri: İbuprofenin, CYP2C9 inhibitörleri ile birlikte uygulanması, ibuprofene (CYP2C9 substratı) maruziyeti arttırabilir. Vorikonazol ve flukonazol (CYP2C9 inhibitörleri) ileyapılan bir çalışmada, yaklaşık %80-100 oranında artmış bir S(+)-ibuprofen maruziyetigösterilmiştir. Özellikle yüksek dozdaki ibuprofenin vorikonazol veya flukonazol gibi potentCYP2C9 inhibitörleri ile birlikte uygulanması durumunda, ibuprofen dozunun düşürülmesidüşünülmelidir.
Bitkisel ekstreler: Ginkgo biloba, NSAİİ kullanımına balı kanama riskini potansiyelize edebilir.
Kinolon türevi antibiyotikler: Deney hayvanlarından elde edilen veriler, NSAİİ'lerin, kinolon antibiyotikleriyle ilişkili konvülsiyon riskini artırabileceine işaret etmektedir. NSAİİ vekinolonları birlikte alan hastalarda konvülsiyon gelişme riski artabilir. Etkileşim çalışmalarıyalnızca erişkinlerde yapılmıştır.
Psödoefedrin:
MİNİDRİN COLD, MAOI/RIMA alanlarda kullanılmamalıdır. Trisiklik antidepresanlar, iştah bastırıcı ilaçlar, sempatomimetik ajanlar (dekonjestanlar, iştah bastırıcılar ve amfetamin benzeripsikostimülanlar gibi) ve sempatomimetik aminlerin katabolizmasını etkileyen monoamin oksidazinhibitörleri (furazolidon dahil) ile beraber kullanılması bazen kan basıncının yükselmesine nedenolabilir
(bkz.
Kontrendikasyonlar). Moklobemid ve oksitosin ile birlikte kullanımı tansiyony
ükselmesine sebebiy
et verebilir.
Psödoefedrin iç
ermesinden dolay
ı MİNİDRİNBelge Do
Alkol ve klasik antihistaminikler (sedatif etkili) birlikte kullanıldıında sedatif etki artar. Sedatif etkileşmeler sedasyon yapmayan antihistaminiklerle daha sınırlı olarak görülür. Topikal uygulananantihistaminikler (inhalasyonla uygulananlar dahil) bu tür etkileşme göstermezler.
Fenitoin içeren epilepsi ilaçlarıyla, anksiyete tedavisinde veya uyku düzenleyici ilaçlarla dikkatli kullanılmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Özel popülasyonlara ilişkin etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyona ilişkin etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi ilk iki trimesterde C, 3. trimesterde D'dir.
Çocuk dourma potansiyeli bulunan kadınlar/Doum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Gebe kalmayı düşünen kadınlarda ibuprofen kullanılması durumunda, uygulanacak dozun mümkün olduunca düşük ve tedavi süresinin mümkün olduunca kısa tutulması gerekmektedir.
Psödoefedrin ve klorfeniramin için yeterli veri mevcut deildir.
Gebelik dönemi
Prostaglandin sentezinin inhibisyonu, gebelii ve/veya embriyo/fetal gelişimi olumsuz etkileyebilir. Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen veriler, gebeliin erken dönemindeprostaglandin sentez inhibitörü kullanımından sonra düşük ve kardiyak malformasyon, gastroşizisriskinde bir artışı göstermektedir. Kardiyovasküler malformasyonun mutlak riski %1'den dahadüşük düzeylerden yaklaşık olarak %1,5'e yükselmiştir. Riskin tedavi dozu ve süresi ileyükseldiine inanılmaktadır. Hayvanlarda, prostaglandin sentez inhibitörü uygulanmasının pre vepost-implantasyon kayıplarında artış ve embriyo/fetal ölümlerle sonuçlandıı gösterilmiştir.
Ayrıca, organogenez döneminde prostaglandin sentez inhibitörü verilen hayvanlarda kardiyovasküler malformasyonlar da dahil olmak üzere çeşitli malformasyonların sıklıındaartışlar bildirilmiştir. Gebeliin birinci ve ikinci trimesterinde, kesin olarak gerekli olmadıkçaMİNİDRİN COLD verilmemelidir. MİNİDRİN COLD, gebeliin birinci ve ikinci trimesterindebulunan bir kadına verilirse, doz mümkün olduu kadar düşük ve tedavi süresi mümkün olduukadar kısa tutulmalıdır.
Üçüncü trimester esnasında bütün prostaglandin sentez inhibitörleri fetüsü aşaıdakilere maruz bırakabilir:
- Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriozusun erken kapanması ve pulmonerhipertansiyon),
- Oligohidramniyoz ile birlikte böbrek yetmezliine ilerleyebilecek böbrek disfonksiyonu
A • t w tJBuıbelge, güvenli elektronik,imza.ile imzalanmıştır. t •Anaevezyenadoiândxa1gebeiiiSk§9sundn%yaşaıdakJelfeenepdenreo1l:abpisli/r«naevezyenadoiândxa1gebeiiiSk§9sundn%yaşaıdakJelfeenepdenreo1l:abpisli/r«
Belge Do
fcps: /7www. turkiy e. gov.tr/saglik-titck-ebys
- Kanama zamanında uzama
12 / 21
Doumun gecikmesine ve uzun sürmesine neden olan uterus kontraksiyonlarının inhibisyonu
Sonuç olarak, MİNİDRİN COLD gebeliin son trimesterinde kontrendikedir.
Laktasyon dönemi
Mevcut kısıtlı çalışmalarda, ibuprofen süte çok düşük konsantrasyonlarda geçmiştir ve süt emen bebei olumsuz etkileme olasılıı düşüktür. Yine de, ibuprofenin emziren annelerde kullanılmasıönerilmemektedir.
Psödoefedrin anne sütüne az miktarda geçer, fakat bunun emzirilen bebeklerdeki etki derecesi bilinmemektedir. Aız yoluyla tek doz psödoefedrin verilen annenin sütüyle 24 saat içinde bunun%0,5-0,7'sinin atılacaı tahmin edilmektedir. MİNİDRİN COLD, eer hekim ilacın emzirenanneye salayacaı yararın, emzirilen bebek üzerindeki riskini haklı göstereceine inanıyorsadikkatle kullanılmalıdır.
Klorfeniramin maleat anne sütüne önemli miktarda geçer; bu düzeyde ilacın bebek için zararlı etki oluşturduu bilinmemekle beraber kullanılmaması önerilir. Klorfeniramin maleat ve dierantihistaminikler laktasyonu inhibe edebilir.
Bu nedenle emzirme döneminde MİNİDRİN COLD kullanılması önerilmez.
Üreme yetenei / Fertilite
Özellikle psödoefedrinin üreme yetenei üzerindeki etkisi konusunda bilgi bulunmadıı için hekim tarafından yarar/risk oranı deerlendirilerek kullanılmasına karar verilmelidir.
İbuprofen kullanımı fertiliteyi olumsuz yönde etkileyebilir, bu nedenle gebe kalmayı düşünen kadınların kullanması önerilmez. Gebe kalma zorluu yaşayan veya kısırlık incelemesinden geçenkadınlarda ibuprofen alımının durdurulması düşünülmelidir.
Klorfeniramin sıçan ve tavşanlarda mg/m2 bazında insanlarda önerilen maksimum dozun 20-25 katı kullanıldıında fertiliteyi etkilememiştir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
MİNİDRİN COLD, sersemlik, rehavet, yorgunluk ve görme bozuklukları gibi istenmeyen etkilere neden olabilir. Eer bu istenmeyen etkiler görülürse, hastalar araç ve makine kullanmamalarıkonusunda uyarılmalıdırlar.
4.8. İstenmeyen etkiler
Rapor edilen istenmeyen etkiler aşaıdaki sıklık derecesine göre listelenmiştir:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahminedilemiyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar:
Yaygın olmayan: Rinit
Seyrek: Aseptik menenjit (özellikle sistemik lupus eritematozus ve karma ba dokusu hastalıı gibi otoimmün hastalıı olan hastalarda) boyun sertlii, baş arısı, bulantı, kusma, ateş, yön duygusunuyitirme gibi semptomlarla birlikte
Kan ve lenf sistemi hastalıkları:
~ i t ..i •i Bu.belge tt i- -i
Belge Do
itoak tEemtaiJofiSMöfopph agranülosii$z^caBlastjk/anemiıvfe hemoiitftfe.aögm
Bilinmiyor: Kan diskrazileri
13 / 21
Baışıklık sistemi hastalıkları:
Seyrek: Anafılaktik reaksiyon Bilinmiyor: Alerjik reaksiyon, anjiyoödem
Metabolizma ve beslenme hastalıkları:
Bilinmiyor: İştahsızlık
Psikiyatrik hastalıklar:
Yaygın: Sinirlilik, uykusuzluk
Yaygın olmayan: Yorgunluk, telaş hali, ajitasyon (huzursuzluk)
Seyrek: Halüsinasyon (özellikle çocuklarda), paranoid delüsyon, huzursuzluk, eksitabilite
Sinir sistemi hastalıkları:
Yaygın: Sersemlik, baş arısı, baş dönmesi Yaygın olmayan: ParesteziSeyrek: Optik nevrit, somnolansBilinmiyor: İrritabilite, anksiyete
Göz hastalıkları:
Yaygın: Bulanık görme
Yaygın olmayan: Görme bozukluu
Seyrek: Toksik optik nöropati
Kulak ve iç kulak hastalıkları:
Yaygın olmayan: Duyma bozukluu Seyrek: Tinnitus, vertigo
Kardiyak hastalıklar:
Seyrek: Taşikardi, dier kardiyak disritmiler
Çok seyrek: Arteriyel trombotik olaylar (günde 2400 mg ibuprofen alımı gibi yüksek dozlarda)
Vasküler hastalıklar:
Seyrek: Kan basıncı artışı*
*: Sistolik kan basıncı artışı gözlenmiştir. Terapötik dozlarda psödoefedrinin kan basıncı üzerindeki etkisi klinik olarak anlamlı deildir.
Solunum, göüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar:
Yaygın olmayan: Astım, bronkospazm, dispne Bilinmiyor: Bronş sekresyonunda koyulaşma
Gastrointestinal hastalıklar:
Yaygın: Dispepsi, diyare, bulantı, kusma, abdominal arı, flatulans, konstipasyon, melena, hematemez, gastrointestinal hemoraji
Yaygın olmayan: Gastrit, duodenal ülser, gastrik ülser, oral ülserasyon Seyrek: Gastrointestinal perforasyon, aız kuruluuÇok seyrek: PankreatitBilinmiyor: Kolit ve Crohn hastalıı
Hepato-bilier hastalıklar:
Yaygın olmayan: Hepatit, sarılık, hepaiik fonksiyon bozukluu Seyrek: Hepatik hasar
14 / 21
Çok seyrek: Hepatik yetmezlik
Deri ve derialtı doku hastalıkları:
Yaygın: Deri döküntüsü
Yaygın olmayan: Ürtiker, kaşıntı, purpura, anjioödem, ışıa duyarlılık reaksiyonu Seyrek: İritasyonlu veya iritasyonsuz deri döküntüleri, hipersensitivite reaksiyonları, diersempatomimetiklerle çapraz reaksiyon, alerjik dermatit*.
Çok Seyrek: Stevens-Johnson sendromu dahil büllöz deri iltihabı, toksik epidermal nekroliz ve eritema multiforme.
Bilinmiyor: Eksfolyatif dermatit, eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettii ilaç reaksiyonu (DRESS sendromu).
*: Kullanımın ardından bronkospazm, anjiyoödem gibi sistemik belirtileri olan/olmayan çeşitli alerjik deri reaksiyonları bildirilmiştir.
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları:
Yaygın olmayan: Dizüri, erkek hastalarda üriner retansiyon (önceden mevcut bir prostatik büyüme bu durumu hazırlayıcı bir faktör olabilir), tubulo interstisyel nefrit, nefrotik sendrom ve renalyetmezlik
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar:
Yaygın olmayan: Yorgunluk Seyrek: Ödem
Nonsteroid antiinflamatuvar tedavisi ile ilişkili olarak ödem, hipertansiyon ve kalp yetmezlii bildirilmiştir. Klinik çalışmalar ve epidemiyolojik veriler, özellikle yüksek dozlarda (2400mg/gün) ve uzun süreli tedavide ibuprofen kullanımının, arteriyel trombotik olayların (örn.miyokard infarktüsü veya felç gibi, bkz bölüm 4.4) riskinde küçük bir artışa neden olabileceinigöstermektedir.
En sık olan yan etkiler GI sistemde görülür. Özellikle yaşlı hastalarda gastrointestinal ülserler, perforasyon veya kanama zaman zaman ölümcül olabilmektedir. İbuprofen uygulamasını takibenbulantı, kusma, diyare, hazımsızlık, konstipasyon, dispepsi, abdominal arı, melena, hematemez,hipertansiyon ve kalp yetmezliinin yanı sıra ülseratif stomatit, kolitin şiddetlenmesi ve Crohnhastalıı rapor edilmiştir. Daha az sıklıkla gastrit görülmüştür.
Aseptik menenjitin bildirildii vakaların çounda, altta yatan bazı otoimmün hastalık formları (özellikle sistemik lupus eritematozus ve benzer ba doku hastalıkları) görülmektedir.
Baışıklık sistemi hastalıkları: NSAİİ ile tedaviyi takiben hipersensitivite reaksiyonları rapor edilmiştir. Bunlar; spesifik olmayan alerjik reaksiyon ve anafilaksi, astım, kötüleşmiş astım,bronkospazm veya dispneyi içeren solunum yolu reaktivitesi veya döküntü (çeşitli tiplerde),kaşıntı, ürtiker, purpura, anjiyoödem ve daha nadir olarak eksfolyatif ve büllöz dermatozları(Steven-Johnson Sendromu, toksik epidermal nekroliz ve eritema multiforme dahil) içeren deribozukluklarıdır.
İstisna olarak, varisella ile ilişkili olarak deri ve ba dokunun ciddi enfeksiyöz komplikasyonlarının meydana geldii bildirilmiştir.
İbuprofen trombosit agregasyonunda reversibl inhibisyon yaparak kanama süresinin uzamasına neden olabilir.
15 / 21
Klinik çalışmalar, özellikle yüksek dozda (2400 mg/gün) ibuprofen kullanımının arteriyel trombotik olayların (örn. miyokard enfarktüsü ya da inme) riskinde küçük bir artış ile ilişkiliolabileceini göstermektedir (bkz. Bölüm 4.4).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanaksalar. Salık meslei mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir.
(www.titck. gov.tr;[email protected];4.9. Doz aşımı ve tedavisiİbuprofen Toksisitesi
80-100 mg/kg üzerindeki dozlarda semptomların ortaya çıkma riski vardır. 200 mg/kg'ın üzerindeki dozlarda kişiden kişiye oldukça deişken olsa da ciddi semptom riski vardır. 15 aylık birçocukta 560 mg/kg'lık bir doz ciddi intoksikasyona yol açmıştır. 6 yaşında bir çocukta 3,2 gramhafif-orta derece intoksikasyona yol açmıştır. 1,5 yaşında bir çocukta 2,8-4 gram ve 6 yaşında birçocukta 6 gram ciddi intoksikasyona, bir erişkinde 8 gram orta derece intoksikasyona ve birerişkinde 20 gramdan fazla bir doz çok ciddi intoksikasyona yol açmıştır. 16 yaşındaki bir gençteuygulanan 8 gram böbrei etkilemiştir ve bir gence alkolle birlikte verilen 12 gram akut tübülernekroz ile sonuçlanmıştır.
Semptomlar
Ön planda görülen semptomlar bulantı, karın arıları ve kusma (kanlı olabilir) gibi gastrointestinal sistem semptomları ve baş arısı, kulak çınlaması, konfüzyon ve nistagmustur. Yüksek dozlardabilinç kaybı, konvülsiyonlar (esasen çocuklarda). Bradikardi, kan basıncında düşüş. Hipernatremi,böbrek etkileri, hematüri. Olası karacier etkileri. Hipotermi ve erişkin respiratuar distressendromu nadir olarak bildirilmiştir. Ciddi zehirlenmelerde metabolik asidoz oluşabilir.
Tedavi
Gerekli ise mide yıkanır, karbon verilir. Gastrointestinal problemler varsa antiasitler verilir. Hipotansiyon varsa, intravenöz sıvı ve gerekirse inotropik destek verilir. Yeterli diürezi salayınız.Asit- baz ve elektrolit bozukluklarını düzeltiniz. Sık veya uzayan konvülsiyonlar intravenözdiazepam ile tedavi edilmelidir. Dier semptomatik tedavileri uygulayınız.
Psödoefedrin hidroklorür Toksisitesi
Semptomlar
Akut aşırı dozajında, önerilen dozlarında görülen yan etkilere ilaveten titreme, konvülsiyonlar, iritabilite, aşırı huzursuzluk, palpitasyonlar, hipertansiyon görülebilir.
Tedavi
Solunum destekleyici ve koruyucu ve konvülsiyonları kontrol edici önlemler alınmalıdır. Endike olduu taktirde gastrik lavaj uygulanmalıdır. Mesane kateterizasyonu gerekebilir. İstenirse,psödoefedrin atılımının hızlandırılması için asit diürezi yapılabilir. Ancak bu prosedürünsalayacaı terapötik yarar açık deildir. Aşırı dozajda diyalizin deeri bilinmemektedir; ancak 60mg psödoefedrin +8 mg akrivastin içeren preparatın 4 saatlik hemodiyaliziyle toplam vücutpsödoefedrin miktarının %20'si uzaklaştırılabilmiştir.
16 / 21
Klorfeniramin maleat Toksisitesi
Günlük dozun 3-5 katı oral yoldan alınırsa zehirlenmeye yol açar. Çocuklar, antihistaminik ilaçların antikolinerjik toksik etkisine yetişkinlerden daha duyarlıdır. Belirti ve bulgular arasındasedasyon, SSS'de paradoksal eksitasyon, toksik psikoz, konvülsiyonlar, apne, antikolinerjiketkiler, distonik reaksiyonlar, aritmi ve kardiyovasküler kollaps bulunmaktadır. Letal dozu 25-50mg/kg arasındadır.
Gerekli ise temel ve ileri yaşam destei verilmelidir. Nabızsız ventrikül fibrilasyonu varsa defibrilasyon uygulanır. Antikolinerjik etki nedeniyle zehirlenme belirti ve bulgularıgecikebileceinden, bulgusu olmayan hastalar en az 6-8 saat izlenmelidir. Hipotansiyon vearitmiler agresif şekilde tedavi edilmelidir. Ortaya çıkabilecek koma, konvülsiyon, hipertermi veventrikül taşikardisi durumları için izlem süresince hazırlıklı olunmalıdır.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1 Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Antiinflamatuvarlar ve Antiromatik Ürünler ATC Kodu: M01AE51
İbuprofen analjezik, antiinflamatuvar ve antipiretik aktiviteye sahip bir propiyonik asit türevidir. İbuprofenin terapötik etkilerinin siklo-oksijenaz izo enzimleri (COX-1 ve COX-2) üzerindeki non-selektif inhibitör etkisinin bir sonucu olduu düşünülmektedir. İbuprofen, bu inhibitör etkiye balıolarak, prostaglandin sentezinde belirgin bir düşme oluşturur.
Deneysel veriler eş zamanlı kullanıldıklarında ibuprofenin düşük doz asetilsalisilik asidin platelet agregasyonu üzerindeki etkisini kompetitif olarak inhibe edebileceini göstermektedir. Bazıfarmakodinamik çalışmalarda, hızlı salımlı aspirin dozundan (81 mg) önceki 8 saat içinde veyadozdan sonraki 30 dakika içinde tek doz 400 mg ibuprofen alındıında asetilsalisilik asidintromboksan veya trombosit agregasyonunun oluşumunda etkisinin azaldıı gözlenmiştir. Buverilerin klinik olarak ekstrapolasyonu ile ilgili belirsizlikler bulunmasına ramen, ibuprofeninuzun süreli ve sürekli kullanımının, düşük doz asetilsalisilik asidin kardiyoprotektif etkisiniazaltabilecei olasılıı göz ardı edilemez. Ara sıra kullanılan ibuprofen ile klinik olarak anlamlı biretki gözlenmesi muhtemelen beklenmemektedir (bkz. Bölüm 4.5).
Psödoefedrin, direkt veya indirekt sempatomimetik aktiviteye sahiptir ve etkili bir üst solunum yolları dekonjestanıdır. Psödoefedrin, sistolik kan basıncının yükseltilmesinde ve taşikardiyaratılmasında efedrinden önemli oranda daha az etkilidir ve merkezi sinir sistemininuyarılmasında da etkisi daha düşüktür. Psödoefedrin, 4 saat süren dekonjestan etkisine 30 dakikaiçinde ulaşır. 60 mg psödoefedrinin, souk algınlıı ve rinitli hastalarda ve normal kişilerde vealerjik rinitli hastalarda histamin uygulanmasından sonra nazal hava akımı ile ölçüldüü şekilde,etkili bir nazal dekonjestan olduu gösterilmiştir.
Klorfeniramin maleat alkilamin türevi güçlü bir antihistaminiktir. Antikolinerjik aktiviteye de sahiptir. H1 reseptör antagonisti özelliinden dolayı üst solunum yolları alerjik hastalıklarınınburun akıntısı, göz sulanması, hapşırma gibi alerjik bulgularını geçici olarak ortadan kaldırır. İyiterapötik etkili bir antihistaminiktir. Antihistaminikler semptomatik rahatlık verir, rahatlık ilaçalımı devam ettii sürece devam eder.
5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Emilim
Bu belge
fbüprtefeny ©ram<ffda3kbiyoyafarlanım !MteeTgastrointeffltinalw4aria}dawtrhızlıcackemilir.
Uygulamadan sonra bir ila iki saat içerisinde doruk serum konsantrasyonlarına ulaşılır. Gıda ile
17 / 21
birlikte alındıında, aç kamına alındıı duruma göre doruk serum konsantrasyonları daha düşük olur ve bu düzeye daha yavaş ulaşılır. Gıda, toplam biyoyararlanımı önemli ölçüde etkilemez.
Psödoefedrin, oral uygulama sonrasında herhangi bir presistemik metabolizma olmadan, gastrointestinal kanaldan hızlıca ve tamamen emilir. Salıklı yetişkin gönüllülerde, 60 mgpsödoefedrinin verilmesi yaklaşık 1,5 saat sonra (Tmaks) yaklaşık 180 ng/ml' lik bir doruk plazmakonsantrasyonu (Cmaks) yaratmıştır.
Klorfeniramin maleat aız yoluyla iyi absorbe olur, etkisi 15-60 dakikada başlar, 3-6 saatte maksimuma erişir.
Daılım
İbuprofen, büyük oranda balanır (%99) ve erişkinlerdeki daılım hacmi yaklaşık 0,12-0,2 L/kg olmak üzere küçüktür.
Psödoefedrinin görünen daılım hacmi (V
d
/F) yaklaşık 2,8l/kg'dır.
Klorfeniramin maleat plazma proteinlerine yaklaşık %70 oranında balanır. Santral sinir sistemi de dahil olmak üzere, vücuda geniş bir daılım gösterir. Plasentayı aşar ve anne sütüne geçer.
Bivotransformasvon
İbuprofen, tercihen CYP2C9 olmak üzere sitokrom P450 ile karacierde 2-hidroksiibuprofen ve 3-karboksiibuprofen olarak iki primer inaktif metabolitine hızlıca metabolize olur. İlacın oral yoldan alınmasını takiben, ibuprofenin oral dozunun %90'ından biraz daha az bir miktarı, idrarda oksidatifmetabolitler ve bunların gluküronik konjugatları halinde görülür. İbuprofenin çok az miktarıdeişmeden idrarda atılır.
Psödoefedrinin plazma yarılanma ömrü (tm) yaklaşık 5,5 saattir. Erkeklerde psödoefedrin çok az metabolize olur, yaklaşık %90'ı deişmeden idrarla atılır. Yaklaşık %1 'i karacierde metabolizeolur, N-demetilasyon ile norpsödoefedrine dönüşür.
Klorfeniramin hızlı bir şeklide ve geniş ölçüde metabolize edilir. Önce gastrointestinal mukozada metabolize olur, ardından karacierde ilk geçiş metabolizmasına urar. N-dealkilasyon ile deişikmetabolitleri oluşur.
Eliminasyon
İbuprofenin böbrekler yoluyla atılımı hızlı ve tamdır. Eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık 2 saattir. İbuprofenin atılımı son dozdan sonra 24 saat içinde hemen hemen tamamlanır.
Psödoefedrin ve metaboliti idrar ile atılır; dozun %55 ile %90' ı herhangi bir deişiklie uramadan atılır. Psödoefedrinin görünen total vücut klirensi (Cl/F) 7,5 ml/dak/kg'dır. Sabit eliminasyon hızıyaklaşık 0,13 sa
-1
' dir, idrar asitlendiinde psödoefedrinin idrar ile dışarı atılma hızı artar. Bununtersine, idrar pH'ı arttıkça, idrar ile dışarı atılma hızı azalır. Böbrek yetmezlii psödoefedrininplazma düzeylerini artıracaktır. Zayıf bir temelde, böbrekten atılım düzeyi idrarın pH'ına balıdır.
Düşük idrar pH'ında, tübüler geri emilim minimaldir ve idrar akış hızı ilacın klirensini etkilemez.
Yüksek pH'da (>7,0), psödoefedrin yaygın şekilde renal tübülde geri emilir ve renal klirens idrar akış hızına balıdır.
Belge Do
Kodu: lZW56aklUZl AxZmxXM0FyS3k0YnUyYnUy,Belge Takip1Adfesi:https:/Avww.turkiye.gov.tr^aglik-titck-ebysAdfesi:https:/Avww.turkiye.gov.tr^aglik-titck-ebys
Klorfeniramin maleaf24 saat içinde metabolitler şeKhnae böbrek yoluyla atılıma urar.
18 / 21
Dorusallık/dorusal olmayan durum
İbuprofen, psödoefedrin ve klorfeniraminin kinetii dorusaldır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek yetmezlii
:
Salıklı gönüllüler ile karşılaştırıldıında hafif böbrek yetmezlii olan hastalarda balanmamış (S)-ibuprofenin arttıı, (S)-ibuprofen için daha yüksek Eri Altı Alan (EAA) deerlerinin olduuve enantiyomerik EAA (S/R) oranlarının arttıı bildirilmiştir.
Diyaliz uygulanan son dönem böbrek hastalıı olan hastalarda, ibuprofenin ortalama serbest fraksiyonu yaklaşık %3 iken salıklı gönüllülerde yaklaşık %1 olmuştur. Aır böbrek yetmezliiibuprofen metabolitlerinin birikmesine neden olabilir. Bu etkinin anlamı bilinmemektedir.Metabolitler hemodiyaliz ile uzaklaştırılabilir (bkz. bölüm 4.2, 4.3 ve 4.4).
Psödoefedrin, böbrek yetmezlii artmış plazma düzeylerine yol açar. MİNİDRİN COLD ile böbrek yetmezliinde yapılmış spesifik çalışma yoktur. Ancak çeşitli derecelerde böbrek yetmezlii olanhastalarda 60 mg psödoefedrin +8 mg akrivastin kapsüllerinin tek doz uygulamasını takiben ortaşiddetli ve şiddetli böbrek yetmezlii olan hastalarda salıklı gönüllülere nazaran psödoefedrinC
maksmaks
deeri böbrek hastalarında deişmemiştir. Yarılanma ömrü,salıklı gönüllülere nazaran hafif ve şiddetli böbrek yetmezliinde sırasıyla 3-12 misli artmıştır.
Karacier yetmezlii
:
Orta derecede karacier yetmezliinin eşlik ettii alkolik karacier hastalıı, farmakokinetik parametrelerde önemli bir deişiklie neden olmamıştır. Rasemik ibuprofen ile tedavi edilen ortadereceli karacier yetmezlii olan siroz hastalarında (Child Pugh skoru 6-10), yarılanma ömrününortalama 2 kat uzadıı ve enantiyomerik EAA oranının (S/R) salıklı gönüllülere göre anlamlıoranda daha düşük olduu gözlenmiştir. Bu durum, (R)-ibuprofenin aktif (S)-enantiyomeremetabolik çevrilmesinin azaldıını göstermektedir (bkz. bölüm 4.2, 4.3 ve 4.4).
Yaşlı hastalarda
:
Böbrek yetmezliinin olmadıı durumda, genç ve yaşlı hastalar arasında farmakokinetik profil ve üriner atılımda yalnızca minör, klinik olarak anlamlı olmayan farklar görülmektedir.
Yaşlı hastalarda 60 mg psödoefedrin + 8 mg akrivastin uygulanmasını takiben psödoefedrin için görülen t
1/2d
/F deişmemiştir. MİNİDRİN COLD ile yapılmış spesifik bir çalışmayoktur.
Çocuk hastalarda:
Bir yaş ve üzerindeki çocuklarda aırlıa göre ayarlanmış dozun (5 mg/kg ila 10 mg/kg vücut aırlıı) uygulanmasını takiben sistemik ibuprofen maruziyetinin erişkinlerdekine benzer olduugörülmektedir. Üç aylık ila 2,5 yaşındaki çocuklarda, 2,5 ila 12 yaşındaki çocuklardakinden dahayüksek daılım hacmi (L/kg) ve klirens (L/kg/sa) görülmüştür.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
İbuprofen
:
Akut toksisite: Bu belge
19 / 21
Tür |
Seks |
Doz
aralıı
mg/kg |
Etkisiz maks. düzeymg/kg |
Bariz etkili min. doz
mg/kg |
Maks.
Non-letal
doz
mg/kg |
Min. Letal doz
mg/kg |
Non-fetal maks. dozmg/kg |
Fare (oral) |
E
|
200-1600
|
200
|
400
|
200
|
400
|
800
|
Fare (ip) |
E
|
100-1600
|
100
|
200
|
100
|
200
|
800
|
Sıçan (oral) |
E
|
400-1600
|
400
|
800
|
800
|
1600
|
1600
|
Sıçan (sc) |
E
|
400-1600
|
800
|
1600
|
800
|
1600
|
1600
|
Kronik toksisite:
Tek sürekli patolojik bulgu olarak gastrointestinal sistem ülserasyonu gözlendi. Bu bulguya rastlanan en düşük günlük dozlar: farede: 300 mg/kg; sıçanda: 180 mg/kg; maymunda: 100mg/kg; köpekte: 8 mg/kg, gastrointestinal hasar görülmeme düzeyi sıçanda 6 ay süre ile günde 60mg/kg ve farede 90 gün süre ile günde 75 mg/kg olarak bulundu. Bir çalışmada 2 yılın sonundasıçanda renal papiler deişiklikler bulundu. Bu bulgular, non-steroidal antiinflamatuvarlar içintipiktir ve insanlarda anlamlılıı şüphelidir.
Psödoefedrin
:
Mutajenite:vivovitro
tahlillerde psödoefedrinin genotoksik olmadıı saptanmıştır.
Karsinojenite:Teratojenite:
Psödoefedrin, sıçanlarda 432 mg/kg/gün oral doza veya tavşanlarda 200 mg/kg/günoral doza kadar teratojenik etki göstermemiştir.
Klorfeniramin maleat
:
Geçerli deildir.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Sukroz
Sorbitol
Sodyum bikarbonat Sodyum siklamatSodyum karboksimetil selülozSodyum hidroksitSodyum benzoatMaltitol
Polietilen glikol(PEG 40)
Tutti frutti aroması MaskeleyiciSaf su
6.2. Geçimsizlikler
Geçerli deildir.
6.3. Raf ömrü
24 ay
20 / 21
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C altında oda sıcaklıında saklayınız.
6.5. Ambalajın nitelii ve içerii
MİNİDRİN COLD, kutuda, emniyet halkalı PE kapak ile kapatılmış amber renkli 100 ml cam şişede (Tip III) pazarlanmaktadır.
Her bir karton kutu; 1 adet şişe, 1 adet 1/2 ve 1/4 çizgili 5 ml'lik polistiren ölçü kaşıı içermektedir.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve dier özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmelii" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelii"ne uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Pharma Dor İlaç Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.
Cevizli Mah. Zuhal Cad. Ritim İstanbul 60 Parsel No:44 K:2 D:7 Maltepe / İstanbulTel. : 0216 451 51 36Faks : 0216 451 51 37
8. RUHSAT NUMARASI
2021/470
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi : 30.11.2021
Ruhsat yenileme tarihi : -
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
21 / 21
1
/ 21
2
/ 21
3
/ 21
4
/ 21
5
/ 21
6
/ 21
7
/ 21
8
/ 21
9
/ 21