Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Gramell 15 Mg / 1,5 Ml İ.m. Enjeksiyonluk Çözelti Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

GRAMELL 15 mg / 1,5 ml İ.M. enjeksiyonluk çözelti

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMİEtkin madde:

Her bir ampul içindeki 1,5 ml steril enjeksiyonluk çözeltide etkin madde olarak 15 mg meloksikam bulunur.

Yardımcı maddeler:

Sodyum klorür 4,5 mg

Sodyum hidroksit 0,2 mg

Yardımcı maddeler için bölüm 6.1.'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORMU

Enjeksiyonluk çözelti.

Berrak, açık sarı çözelti, pratik olarak partikülsüz.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

Osteoartrit, romatoid artrit ve ankilozan spondilit belirti ve bulgularının tedavisi ile akut gut artriti, akut kas iskelet sistemi ağrıları, postoperatif ağrı ve dismenore tedavisinde endikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekli

Doktor tarafından başka şekilde önerilmediği takdirde;

Yetişkinlerde tavsiye edilen doz, intramüsküler enjeksiyon halinde günde bir defa 15 mg'dır (1 ampul). Enjeksiyonluk çözelti intravenöz yolla verilmemelidir.

Günde 15 mg'lık doz aşılmamalıdır.
Yan etki riski yüksek olan hastalarda, günde 7,5 mg'lık (1/2 ampul) doz ile tedavi önerilir. Enjeksiyonluk çözelti, başlangıç tedavisi için kullanılır. Gerek duyulursa hastalar birkaç günsonra meloksikamın tablet formuna geçmelidir.

Böbrek yetmezliği olan hemodiyaliz hastalarında günlük doz 7,5 mg'ı aşmamalıdır.

1 / 22

Çocuklarda kullanılacak dozaj henüz saptanmadığından bu ilaç yalnızca yetişkinlerde kullanılmalıdır.

Tedavi süresi 2-3 gündür.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek yetmezliği:

Ağır böbrek yetmezliği olan diyaliz hastalarında günlük doz 7,5 mg'ı (1/2 ampul) aşmamalıdır. Böbrek yetmezliği hafif ile orta derece arasında hastalarda (yani 25 ml/dk üzerinde kreatininklirensine sahip hastalarda) doz azaltımı gerekli değildir (diyalize edilemeyecek ciddi böbrekyetmezliği olan hastalar için bkz. bölüm 4.3.).

Karaciğer yetmezliği:

Karaciğer yetmezliği derecesi hafif ile orta arasında doz azaltımı gerekli değildir (ağır karaciğer yetmezliği olan hastalar için bkz. bölüm 4.3.).

Pediyatrik popülasyon:

GRAMELL 15 mg / 1,5 ml İ.M. Enjeksiyonluk Çözelti İçeren Ampul, çocuklara ve 16 yaşından küçüklere uygulanamaz (bkz. bölüm 4.3.).

Geriyatrik popülasyon:

Yaşlı hastalarda günlük önerilen doz 7,5 mg'dır. Daha yüksek istenmeyen etki riski taşıyan

hastalarda tedaviye günlük 7,5 mg (1/2 ampul) ile başlanılmalıdır.

4.3. Kontrendikasyonlar

GRAMELL, koroner arter bypass greft (CABG) ameliyatı durumunda perioperatif ağrı tedavisinde kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.4.).

GRAMELL aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:

- GRAMELL'in içeriğindeki etkin madde meloksikama, yardımcı maddelerden herhangi birine veya benzer etkili diğer maddelere (örn. asetilsalisilik asit ve diğer NSAİ ilaçlar) aşırıduyarlı olduğu bilinen kişilerde (asetilsalisilik asit ve diğer NSAİ ilaçların uygulanmasınıtakiben astım belirtileri, nazal polipler, anjiyonörotik ödem veya ürtiker gibi reaksiyonlargeliştirmiş olan hastalara meloksikam verilmemelidir; böyle hastalarda NSAİ ilaçlara karşı

2 / 22

ciddi, nadiren ölümcül anaflaktik-benzeri reaksiyonlar bildirilmiştir (bkz. bölüm 4.5.).

- Koroner arter bypass greft (CABG) ameliyatı durumunda perioperatif ağrı tedavisinde.

- Gebeliğin 3. trimesterinde (bkz. bölüm 4.6.).

- Aktif peptik ülseri/hemorajisi ya da nükseden peptik ülser/hemoraji öyküsü (birbirinden ayrıiki veya daha fazla kanıtlanmış ülserasyon ya da kanama) olan hastalarda.

- Ağır karaciğer fonksiyon bozukluğunda.

- Diyaliz tedavisi görmeyen ağır böbrek yetmezliği hastalarında.

- Ağır kalp yetmezliğinde.

- Gastrointestinal kanama ve serebrovasküler kanama veya diğer kanama bozuklukları öyküsüolan hastalarda.

- 16 yaşın altındaki çocuklar ve adolesanlarda.

- Daha önce uygulanmış NSAİ ilaç tedavisi ile bağlantılı olarak gastrointestinal kanama ya daperforasyon öyküsü olan hastalarda.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleriKardiyovasküler Risk

NSAİ ilaçlar, ölümle sonuçlanabilen ciddi kardiyovasküler trombotik olaylar, miyokart infarktüsü ve felç riskinin artmasına neden olabilirler. Bu risk kullanımsüresi ile artabilir. Kardiyovasküler hastalığı olan ya da kardiyovasküler hastalıklariçin risk faktörlerini taşıyan hastalar daha büyük risk altında olabilir.Gastrointestinal Risk

NSAİ ilaçlar, ölümle sonuçlanabilen mide veya bağırsakta kanama, ülserasyon ve perforasyon dahil ciddi gastrointestinal advers olayların gelişme riskinin artmasınaneden olur. Bu olaylar tedavi süresince herhangi bir dönemde, uyarıcı bir semptomvermeksizin ortaya çıkabilir. İlerlemiş yaştaki hastalar, ciddi gastrointestinal olaylaraçısından daha büyük risk altındadır.

Semptomları kontrol altına almak için gerekli olan en kısa tedavi süresi boyunca etkili en düşük dozun uygulanması ile istenmeyen etkiler minimuma indirilebilir.

Terapötik etkinin yetersiz olduğu durumlarda tavsiye edilen maksimum günlük doz aşılmamalı ya da tedaviye farklı NSAİ ilaçlar ilave edilmemelidir, çünkü bu durumdaki terapötik avantajkanıtlanmamış olmamakla birlikte toksisitede artış görülebilir. Meloksikam ile siklooksijenaz-2 selektif inhibitörleri de dahil olmak üzere NSAİ ilaçların eş zamanlı kullanımındankaçınılmalıdır.

3 / 22

Birkaç günün sonunda herhangi bir iyileşme görülmediği takdirde, tedavinin klinik faydası tekrar değerlendirilmelidir.

Meloksikam tedavisi başlatılmadan önce özofajit, gastrit ve/veya peptik ülser öyküsü olan hastalar, tam olarak iyileştiklerinden emin olmak amacıyla detaylı bir incelemeye tabitutulmalıdır. Meloksikam tedavisi gören ve bu tür hastalık geçmişi olan hastalarda, nüksetmeolasılığı devamlı olarak göz önünde bulundurulmalıdır.

Oral kortikosteroidler, varfarin gibi antikoagülanlar, selektif serotonin geri alım inhibitörleri ya da aspirin gibi anti-platelet ajanlar gibi ülserasyon veya kanama riskini artırabilen ilaçlarla eşzamanlı tedavi gören hastalarda dikkatli olunmalıdır (bkz. bölüm 4.5.).

Meloksikam, kortikosteroid tedavisinin yerini alamaz ya da kortikosteroid eksikliğini tedavi edemez. Kortikosteroidlerin aniden kesilmesi, hastalığın alevlenmesine neden olabilir. Uzunsüreli kortikosteroid tedavisi görmekte olan hastalar için kortikosteroid tedavisininsonlandırılması kararı alındığı takdirde, tedavinin yavaş ve kademeli olarak bırakılmasıgerekmektedir.

Meloksikamın ateş ve enflamasyonu azaltıcı farmakolojik etkililiği, bu diyagnostik işaretlerin, tahmin edilen enfeksiyöz olmayan ağrılı rahatsızlıkların komplikasyonlarını tayin etmedekikullanılabilirliğini azaltabilir.

Gastrointestinal etkiler:


Tüm NSAİ ilaçlar ile tedavi sürecindeki herhangi bir dönemde, uyarıcı semptomlarla birlikte ya da semptom olmaksızın veya geçmişte ciddi bir gastrointestinal olay gelişmiş olsun olmasın,ölümcül olabilen gastrointestinal kanama, enflamasyon, ülserasyon veya perforasyonbildirilmiştir. NSAİ ilaç tedavisi görürken üst gastrointestinal sisteminde ciddi bir advers olaygelişen her 5 hastadan yalnızca 1 tanesi semptomatiktir. NSAİ ilaçlara bağlı üst gastrointestinalsistem ülserleri, geniş kanama ya da perforasyon 3-6 ay tedavi gören hastaların yaklaşık%1'inde; 1 yıl tedavi gören hastaların ise yaklaşık %2-4'ünde ortaya çıkmaktadır. Bu eğilim,tedavi sürecindeki herhangi bir zamanda ciddi bir gastrointestinal olayın gelişme olasılığınıartırarak, kullanım süresinin uzaması ile birlikte devam eder. Bununla birlikte, kısa dönemtedavi de risksiz değildir.

Gastrointestinal kanama, ülserasyon veya perforasyon riski, artan NSAİİ dozları kullanımında, özellikle hemoraji ya da perforasyon komplikasyonlu ülser öyküsü olan hastalarda (bkz. bölüm4.3.) ve yaşlılarda daha yüksektir. Bu hastalar tedaviye mevcut en düşük doz ile başlamalıdır.Koruyucu ajanlar (ör. misoprostol veya proton pompa inhibitörleri) ile kombine tedavi buhastalar için ve ayrıca eş zamanlı düşük doz aspirin ya da gastrointestinal riski artırma olasılığı

4 / 22

olan diğer ilaçları kullanması gereken hastalar için düşünülmelidir (bkz. aşağıdaki bilgiler ve bölüm 4.5.).

Özellikle ileri yaşlarda gastrointestinal toksisite öyküsü olan hastalarda, bilhassa tedavinin başlangıç aşamasında görülen beklenmedik abdominal semptomlar (özellikle gastrointestinalkanama) rapor edilmelidir.

Heparin (küratif tedavi olarak ya da geriyatrik hastalarda kullanılan), varfarin gibi antikoagülanlar ve asetilsalisilik asit dahil antienflamatuar dozlarda (tek doz alımda >1 g ya dagünlük toplam olarak >3 g) kullanılan diğer NSAİ ilaçlar gibi ülserasyon veya kanama riskiniartırabilen ilaçları eş zamanlı kullanan hastalarda dikkatli olunmalıdır (bkz.bölüm 4.5).

Meloksikam tedavisi gören hastalarda gastrointestinal kanama ya da ülserasyon meydana gelirse tedaviye son verilmelidir.

Hastalıkları alevlenebileceğinden, gastrointestinal hastalık (ülseratif kolit, Crohn hastalığı) öyküsü olan hastalara NSAİ ilaçlar dikkatle verilmelidir (bkz. bölüm 4.8). Peptik ülser hastalığıveya gastrointestinal kanama öyküsü olup NSAİİ kullanan hastalarda gastrointestinal kanamagelişme riski, bu risk faktörlerini taşımayan hastalarla karşılaştırıldığında 10 kattan dahafazladır. NSAİİ tedavisi gören hastalarda gastrointestinal kanama riskini artıran diğer faktörlerarasında eş zamanlı oral kortikosteroid ya da antikoagülan kullanımı, uzun süreli NSAİİtedavisi, sigara içilmesi, alkol kullanımı, ilerlemiş yaş ve genel sağlık durumunun zayıf olmasıyer alır. Ölümcül gastrointestinal olaylara ait spontan raporların çoğu yaşlı ya da bünyesi zayıfhastalara aittir, bu nedenle bu popülasyon tedavi edilirken özel dikkat gösterilmelidir.

NSAİİ tedavisi gören hastalarda, advers gastrointestinal olay gelişimi için potansiyel riski en aza indirmek amacıyla, en düşük etkin dozun mümkün olan en kısa süre ile uygulanmasıgerekmektedir. Hastalar ve hekimler NSAİİ tedavisi boyunca gastrointestinal ülserasyon vekanamayı gösteren işaretler ve semptomlar açısından tetikte olmalı ve ciddi bir gastrointestinaladvers olaydan şüphelenildiği takdirde hemen ilave değerlendirme ve tedavi başlatılmalıdır. Bukapsamda, ciddi gastrointestinal olay bertaraf edilene kadar NSAİİ tedavisine son verilmesi deyer alır. Yüksek risk altındaki hastalar için NSAİİ içermeyen alternatif tedavilerdüşünülmelidir.

Kardiyovasküler ve serebrovasküler etkiler:


NSAİ ilaç tedavisi ile ilişkili olarak sıvı retansiyonu ve ödem bildirilmiş olduğundan, hipertansiyon veya hafif-orta dereceli konjestif kalp yetmezliği öyküsü olan hastalar için uygunizleme ve tavsiye gerekmektedir.

5 / 22

Risk altındaki hastaların kan basınçlarının klinik izlemi temelde ve özellikle meloksikam tedavisinin başlangıç evresi süresince önerilmektedir.

Çeşitli COX-2 selektif ve selektif olmayan NSAİ ilaçlarla 3 yıla kadar süre ile gerçekleştirilen klinik denemelerde, ölümle sonuçlanabilen ciddi kardiyovasküler trombotik olaylar, miyokartinfarktüsü ve inme riskinde artış gösterilmiştir. COX-2 selektif ya da selektif olmayan tümNSAİ ilaçlar benzer bir riski sunabilir. Kardiyovasküler hastalığı olduğu bilinen veya buhastalıklar için risk faktörlerini taşıyan kişiler daha büyük risk altında olabilir. NSAİ ilaçtedavisi gören hastalarda, kardiyovasküler advers olaylar için potansiyel riskin en azadüşmesini sağlamak üzere, en düşük etkin doz mümkün olan en kısa süreyle uygulanmalıdır.Hekimler ve hastalar, geçmişte herhangi bir kardiyovasküler semptom olmasa bile, bu türolayların gelişimi konusunda tetikte olmalıdır. Hastalar, ciddi kardiyovasküler olayların işaretve semptomları hakkında ve bu gibi durumlarda ne yapmaları gerektiği ile ilgili olarakbilgilendirilmelidir.

GRAMELL dahil NSAİ ilaçlar, yeni hipertansiyon başlangıcına ya da var olan hipertansiyonun kötüleşmesine yol açabilir; bu durumlar da kardiyovasküler olayların sıklığında artışa nedenolabilir. Tiyazid ya da kıvrım diüretikleri kullanan hastalar NSAİ ilaç aldıklarında tedavilerinecevapları bozulabilir. NSAİ ilaç tedavisinin başlangıcında ve tedavi süresince kan basıncı yakınşekilde izlenmelidir.

Kontrolsüz hipertansiyon, konjestif kalp yetmezliği, kanıtlanmış iskemik kalp hastalığı, periferik arter hastalığı ve/veya serebrovasküler hastalığı olan hastalar ancak dikkatli birdeğerlendirmeden sonra meloksikam ile tedavi edilmelidir. Kardiyovasküler hastalıklar içinrisk faktörleri (örn. hipertansiyon, hiperlipidemi, diabetes mellitus, sigara içme) taşıyanhastaların uzun süreli tedavisine başlanmadan önce de benzer bir değerlendirme yapılmalıdır.

Asetilsalisilik asit ile eş zamanlı uygulamanın, NSAİ ilaç kullanımıyla ilişkili artmış ciddi kardiyovasküler trombotik olay riskini azaltacağına dair herhangi bir tutarlı kanıt yoktur.Asetilsalisilik asit ile bir NSAİ ilacın birlikte kullanımı, ciddi gastrointestinal olayların riskiniartırır (bkz. yukarıdaki

“Gastrointestinal etkiler

” bölümü).

Koroner arter bypass greft (CABG) ameliyatını takip eden ilk 10-14 gündeki ağrının tedavisi için bir COX-2 selektif NSAİ ilaç ile gerçekleştirilen iki geniş, kontrollü klinik denemede,miyokart infarktüsü ve inme sıklığında artış görülmüştür (bkz. bölüm 4.3.).

6 / 22

Deri reaksiyonları:


Meloksikam da dahil olmak üzere tüm NSAİ ilaçlar, eksfolyatif dermatit, Stevens-Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz gibi bazıları ölümle sonuçlanan ciddi derireaksiyonlarına neden olabilir (bkz. bölüm 4.8.). Bu ciddi olaylar herhangi bir uyarıvermeksizin ortaya çıkabilir. Hastaların bu reaksiyonlar açısından tedavinin erken dönemindeen yüksek risk altında oldukları, olguların çoğunda reaksiyonun tedavinin birinci ayı içindebaşladığı görülmektedir. Hastalar deri ile ilgili ciddi klinik tablolara ait işaretler ve semptomlaraçısından bilgilendirilmelidir ve GRAMELL kullanımı, deri döküntüleri veya başka herhangibir aşırı duyarlılık belirtisi ilk görüldüğü anda kesilmelidir.

Karaciğer etkiler:


Meloksikam da dahil olmak üzere NSAİ ilaç alan hastaların %15 kadarında bir veya daha fazla karaciğer testinde sınır seviyede yükselmeler meydana gelebilir. Bu laboratuvar anomalileriilerleyebilir, değişmeden kalabilir ya da tedaviye devam edildiğinde kendiliğinden geçebilir.NSAİ ilaçlar ile gerçekleştirilen klinik çalışmalarda hastaların yaklaşık 0%1'inde ALT veya ASTaktivitelerinde dikkate değer artışlar (normal düzeyin üst sınırının yaklaşık üç katı ve dahafazla) bildirilmiştir. Ayrıca seyrek olarak sarılık ve ölümcül fulminan hepatit, karaciğer nekrozuve karaciğer yetmezliği gibi bazıları ölümle sonuçlanmış şiddetli hepatik reaksiyon vakaları dabildirilmiştir.

GRAMELL tedavisi sırasında, karaciğer işlev bozukluğunu düşündüren semptom veya işaretleri taşıyan ya da anormal karaciğer testi değerleri olan hastalar, daha ciddi bir hepatikreaksiyonun gelişimine yönelik kanıtlar açısından değerlendirilmelidir. Eğer klinik işaret vesemptomlar karaciğer hastalığı gelişimini gösteriyorsa ya da sistemik belirtiler ortaya çıktıysa(ör. eozinofili, döküntü) GRAMELL tedavisine son verilmelidir.

Hematolojik etkiler:


GRAMELL de dahil olmak üzere NSAİ ilaç alan hastalarda bazen anemi görülebilir. Bunun nedeni sıvı retansiyonu, gizli ya da geniş gastrointestinal kan kaybı ya da eritropoez üzerindekitam olarak tanımlanamayan bir etki olabilir. GRAMELL de dahil olmak üzere NSAİ ilaçlarlauzun süreli tedavi gören hastalarda, herhangi bir anemi işareti ya da semptomu görüldüğütakdirde hemoglobin veya hematokrit seviyeleri kontrol edilmelidir.

NSAİ ilaçlar platelet agregasyonunu inhibe eder ve bazı hastalarda bu ilaçların kanama süresini uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinden farklı olarak NSAİ ilaçların platelet fonksiyonu üzerindekietkileri kantitatif olarak daha az, daha kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. Koagülasyonbozuklukları olan ya da antikoagülan kullanan hastalar gibi platelet fonksiyonundaki

7 / 22

değişikliklerden istenmeyen şekilde etkilenebilecek GRAMELL kullanan hastalar, dikkatle izlenmelidir.

Renal etkiler:


Uzun dönem NSAİİ kullanımı sonucunda renal papiller nekroz ve başka renal hasarlar gelişmiştir. Renal prostaglandinlerin, renal perfüzyonun idamesinde dengeleyici bir roloynadığı hastalarda renal toksisite de görülmüştür. Böyle hastalarda NSAİ ilaç uygulaması,prostaglandin formasyonunda ve ikincil olarak da renal kan akışında doza bağlı bir azalmayasebep olabilmekte, bu da aşikar renal dekompansasyonu hızlandırabilmektedir. Böyle birreaksiyon verme riski en yüksek olan hastalar, böbrek fonksiyon bozukluğu olanlar, diüretik veADE inhibitörü kullananlar ve yaşlılardır. NSAİİ tedavisinin durdurulmasının ardındangenellikle tedavi öncesi duruma geri dönülmektedir.

Nadir olarak NSAİ ilaçlar intersitisyel nefrit, glomerülonefrit, renal medullar nekroz veya nefrotik sendroma sebep olabilirler. Hemodiyalizle tedavi edilen terminal dönem böbrekyetmezliği hastalarında kullanılacak meloksikam dozu 7,5 mg'ı geçmemelidir. Hafif veya ortaderecede böbrek yetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi > 25 ml/dk) dozun azaltılmasıgerekmez.

Meloksikamın ilerlemiş renal hastalığı olan hastalarda kullanımı hakkında, kontrollü klinik çalışmalardan edinilmiş herhangi bir veri mevcut değildir. Bu nedenle meloksikamın böylehastalarda kullanımı tavsiye edilmez. Eğer meloksikam tedavisi başlatılmak zorundaysa,hastanın renal fonksiyonlarının yakın şekilde izlemi önerilir.

Anafilaktoid reaksiyonlar:


Diğer NSAİ ilaçlar ile de olduğu gibi meloksikama daha önceden bilinen maruziyeti olmayan hastalarda anafilaktoit reaksiyonlar gelişebilir. Meloksikam, aspirin triadı olan hastalarverilmemelidir. Bu semptom kompleksi tipik olarak aspirin ya da diğer NSAİ ilaçlarınalınmasını takiben nazal polipli ya da nazal polipsiz rinit gelişen ya da şiddetli, potansiyelolarak ölümcül bronkospazm ortaya çıkan astımlı hastalarda meydana gelir (bkz. aşağı;“

Önceden var olan astım

” başlığı). Anafilaktoit reaksiyon oluştuğu durumlarda acil yardımsağlanmalıdır.

Önceden var olan astım:


Astımlı hastalarda aspirine duyarlı astım söz konusu olabilir. Aspirine duyarlı astımı olan hastalarda aspirin kullanımı, ölümle sonuçlanabilen şiddetli bronkospazmla ilişkilendirilmiştir.Aspirin duyarlılığı olan bu hastalarda aspirin ile diğer NSAİ ilaçlar arasında bronkospazm da

8 / 22

dahil olmak üzere çapraz reaktiflik bildirildiğinden, aspirin duyarlılığının bu formunun mevcut olduğu hastalara meloksikam verilmemeli ve önceden astımı olan hastalarda müstahzar dikkatlekullanılmalıdır.

Sodyum, potasyum ve su tutulması:


NSAİ ilaçların kullanımıyla sodyum, potasyum ve su tutulması uyarılabilir ve diüretiklerin natriüretik etkileri ile etkileşim meydana gelebilir. Ayrıca, antihipertansif ilaçlarınantihipertansif etkilerinde azalma oluşabilir (bkz. bölüm 4.5.). Bunun sonucunda duyarlıhastalarda ödem, kalp yetmezliği veya hipertansiyon gelişebilir ya da alevlenebilir. Bu nedenlerisk altındaki hastaların klinik izlemi gereklidir (bkz. bölüm 4.2. ve 4.3.).

Hiperkalemi:


Hiperkalemi, diyabet ile ya da kalemiyi artırdığı bilinen eş zamanlı tedavi (bkz. bölüm 4.5.) ile gelişebilir. Böyle durumlarda potasyum değerlerinin düzenli kontrolü gerçekleştirilmelidir.

Laboratuvar testleri:


Çoğu NSAİ ilaçla olduğu gibi, zaman zaman serum transaminaz seviyelerinde, serum bilirübin veya diğer karaciğer fonksiyon parametrelerinde artışların yanı sıra serum kreatinini, kan üreazotu düzeylerinde yükselmeler ve başka laboratuvar anormallikleri bildirilmiştir.

Ciddi gastrointestinal kanal ülserasyonları ve kanama, uyarıcı semptomlar olmaksızın ortaya çıkabildiğinden, hekimler gastrointestinal kanamanın işaret ya da semptomları açısındanhastaları izlemelidirler. Uzun dönem NSAİ ilaç tedavisi görmekte olan hastaların tam kansayımı ve biyokimya profilleri periyodik olarak kontrol edilmelidir. Eğer karaciğer ya daböbrek hastalıkları gelişimini gösteren klinik işaret veya semptomlar ortaya çıkarsa, sistemikbelirtiler (ör. eozinofili, döküntü) oluşursa veya karaciğer test sonuçları anormal çıkmayadevam ederse ya da kötüleşirse meloksikam tedavisine son verilmelidir.

Diğer uyarılar ve önlemler:


Yaşlı, bünyeleri hassas ve zayıf düşmüş hastalar advers reaksiyonları çoğunlukla daha az tolere edebildiklerinden, bu hastaların dikkatli izlemi gerekmektedir. Diğer NSAİ ilaçlar ile de olduğugibi, karaciğer, böbrek ve kalp fonksiyon bozukluklarının bulunma olasılığı daha yüksek olanyaşlı hastalarda dikkatli olmak gerekir. Yaşlılarda NSAİ ilaçlara karşı advers reaksiyonların(özellikle ölüme neden olabilecek gastrointestinal kanama ve perforasyon) görülme sıklığı dahafazladır (bkz. bölüm 4.2.).

Meloksikam, diğer NSAİ ilaçlar gibi altta yatan enfeksiyöz bir hastalığın semptomlarını maskeleyebilir.

9 / 22

Meloksikam, siklooksijenaz/prostaglandin sentezini inhibe ettiği bilinen herhangi bir ilaç gibi fertiliteyi bozabilir dolayısıyla gebe kalmayı planlayan kadınlarda kullanılmasıönerilmemektedir. Gebe kalma güçlüğü olan ya da infertilite tetkikleri yapılan kadınlardameloksikam tedavisinin kesilmesi düşünülmelidir.

Diğer NSAİ ilaçlar gibi, meloksikam kullanımından da gebeliğin ileri dönemlerinde kaçınılmalıdır çünkü duktus arteriosusun erken kapanmasına yol açabilir (bkz. bölüm 4.6.).

Bu tıbbi ürün her “doz”unda 1 mmol (23 mg)'dan daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında sodyum içermez.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Etkileşim çalışmaları sadece yetişkinler üzerinde gerçekleştirilmiştir.

• Farmakodinamik Etkileşimler:

Diğer NSAİ ilaçlar ve asetilsalisilik asit > 3g/gün:


Meloksikam asetilsalisilik asit ile eş zamanlı uygulandığı takdirde, serbest meloksikamın klerensi değişmese de protein bağlanma oranı azalır. Bu etkileşimin klinik önemibilinmemektedir. Bununla birlikte asetilsalisilik asit dahil antiinflamatuvar dozlarda (tek dozalımda > 1g ya da günlük toplam olarak > 3 g) uygulanan diğer NSAİ ilaçlar ile kombinekullanımı advers etki görülme olasılığını artırdığından önerilmemektedir (bkz. bölüm 4.4.).

Kortikosteroidler:


Kortikosteroidler ile birlikte kullanım, kanama ve gastrointestinal ülserasyon riskinde artmaya yol açacağından dikkat gerektirmektedir.

Antikoagülanlar, heparin (geriyatrik hastalarda veya küratif dozlarda kullanılan):


Platelet fonksiyonun inhibisyonu ve gastroduodenal mukozanın hasara uğraması sonucu kanama riski artar. NSAİ ilaçlar varfarin gibi antikoagülanlar etkisini güçlendirebilir. NSAİilaçlar ile antikoagülanların ve geriyatrik hastalarda veya küratif dozlarda kullanılan heparininbirlikte kullanımı önerilmemektedir (bkz. bölüm 4.4.).

Heparin tedavisinin uygulandığı diğer hastalarda da artmış kanama riskinden dolayı dikkatli olunması gereklidir.

Böyle bir kombinasyondan kaçınmanın mümkün olmadığı durumlarda dikkatli INR (uluslararası normalize edilmiş oran) izlemesi gereklidir.

Trombolitikler ve antiplatelet ilaçlar:


Platelet fonksiyonun inhibisyonu ve gastroduodenal mukozanın hasara uğraması sonucu

10 / 22

gastrointestinal kanama riski artar (bkz. bölüm 4.4.).

Selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar):


Gastrointestinal kanama riski artar (bkz. bölüm 4.4.).

Serotonin/norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI'ler):


NSAİ ilaçların antiplatelet etkisini arttırırlar (seçici olmaksızın).

Diüretikler, ADE inhibitörleri ve Anjiyotensin-II reseptör antagonistleri:


Klinik çalışmalar ve pazarlama sonrası gözlemler meloksikamın, bazı hastalarda furosemide ve tiyazidlerin natriüretik etkilerini azaltabileceğini göstermiştir. Bu yanıt, renal prostaglandinsentezinin inhibisyonuna bağlanmıştır.

NSAİ ilaçlar, diüretiklerin ve diğer antihipertansif ilaçların etkilerini azaltabilirler.

Kompromize renal fonksiyonlu bazı hastalarda (örn. Kompromize renal fonksiyonlu dehidrate hastalar ya da yaşlı hastalar) bir ADE inhibitörü ya da Anjiyotensin-II reseptör antagonisti ilesiklooksijenaz inhibisyonu yapan ajanların eş zamanlı uygulanması, olası akut böbrekyetmezliği dahil genellikle geri dönüşümlü olan renal fonksiyonun sonradan kötüleşmesi ilesonuçlanabilir. Bu nedenle, kombinasyon özellikle yaşlılarda dikkatle uygulanmalıdır. Hastalaruygun şekilde hidrate edilmeli ve eş zamanlı tedavinin başlangıcı ile ve sonradan periyodikolarak renal fonksiyonların izlenmesi göz önünde tutulmalıdır (ayrıca bkz.bölüm 4.4.).

Diğer antihipertansif ilaçlar (örn. beta-blokörler):


Vazodilatör etkili prostaglandinlerin inhibisyonuna bağlı olarak beta blokörlerin antihipertansif etkilerinde azalma oluşabilir.

Kalsinörin inhibitörleri (örn. siklosporin, takrolimus):


Kalsinörin inhibitörlerinin nefrotoksisitesi, NSAİ ilaçlar tarafından renal prostaglandin aracılı etkiye bağlı olarak artabilir. Kombine tedavi boyunca renal fonksiyon ölçülmelidir. Özellikleyaşlılarda renal fonksiyonun dikkatle izlenmesi tavsiye edilir.

11 / 22

Intra uterin (rahim içi) araçlar:


NSAİ ilaçların rahim içi araçların etkisini azaltabildiği bildirilmiştir ancak kesin olarak onaylanmamıştır.

• Farmakokinetik etkileşimler (meloksikamın diğer ilaçların farmakokinetiği üzerindeki etkisi):

Lityum:


NSAİ ilaçların lityumun renal atılımını azaltmak suretiyle kan lityum seviyelerini toksik değerlere ulaşabilecek derecede arttırdığı bildirilmiştir. Ortalama minimum lityumkonsantrasyonu %15 oranında artmış, renal klerens ise yaklaşık %20 oranında azalmıştır. Buetkiler, NSAİ ilaçlar tarafından renal prostaglandin sentezinin inhibe edilmesinebağlanmaktadır. NSAİ ilaçlar ve lityumun eş zamanlı tedavisi tavsiye edilmemektedir (bkz.bölüm 4.4.). Kombine tedavinin gerekli olduğu durumlarda plazma lityum düzeyleri;meloksikam tedavisinin başlangıç, doz ayarlaması ve sonlandırılması süreçlerinde dikkatli birşekilde izlenmelidir.

Metotreksat:


NSAİ ilaçlar, metotreksatın tübüler sekresyonunu azaltabilirler ve böylece plazma metotreksat düzeylerinde artışa sebep olabilirler. Bu nedenle metotreksatın yüksek dozları (>15 mg/hafta)ile tedavi gören hastalarda, NSAİ ilaçlar ve metotreksatın eş zamanlı kullanımıönerilmemektedir (bkz. bölüm 4.4.).

NSAİ ilaçlar ve metotreksat arasındaki yukarıda söz edilen etkileşim riski, özellikle renal fonksiyonları bozulmuş, düşük doz metotreksat tedavisi gören hastalarda da göz önündebulundurulmalıdır. Kombine tedavinin gerekli olduğu durumlarda, kan hücreleri sayımı verenal fonksiyonlar izlenmelidir. NSAİ ilaçlar ve metotreksatın 3 gün süreyle kombineuygulandığı durumlarda, plazma metotreksat düzeyleri yükselerek toksisitede artmaya nedenolabileceğinden dikkatli olunmalıdır.

Eş zamanlı tedavide, metotreksat (15 mg/hafta) farmakokinetiği meloksikamdan etkilenmemekle birlikte, metotreksatın hematolojik toksisitesinin NSAİ ilaç tedavisiyleartabileceği dikkate alınmalıdır (yukarıya bakınız) (bkz. bölüm 4.8.).

• Farmakokinetik etkileşimler (diğer ilaçların meloksikam farmakokinetiği üzerine etkisi):

12 / 22

Kolestiramin:


Kolestramin enterohepatik dolaşımı engelleyerek meloksikam eliminasyonunu hızlandırır böylece meloksikam klerensi %50 artar ve yarılanma ömrü 13 ± 3 saate düşer. Bu etkileşimklinik olarak önemlidir.

Simetidin, digoksin ve antasitlerin eş zamanlı kullanımı ile klinik olarak ilişkili herhangi bir farmakokinetik ilaç etkileşmesi tayin edilmemiştir.

• Alkol/gıda ürünleri/bitkisel ürünler ile etkileşimler:

Alkol:


Gastrik mukozal iritasyon artabileceğinden alkol ile birlikte kullanılmamalıdır.

Gıda ürünleri/bitkisel ürünler ile etkileşimler:


Meloksikam tedavisi süresince alfalfa (adi yonca), anason, yaban mersini, fukus (bladder wrack), bromelin, kedi pençesi (cat's claw), kereviz, mayıs papatyası, kolyoz, kordisepsmantarı, dong quai (Çin melekotu/Angelica sinensis), çuha çiçeği, çemenotu, gümüşdüğme,sarımsak, zencefil, japoneriği (Ginkgo biloba), ginseng (Amerikan, Panax, Sibirya), üzümçekirdeği, yeşil çay, guggul, at kestanesi tohumu, bayır turpu, meyan kökü, frenk inciri, çayırüçgülü (kırmızı yonca), reishi mantarı, SAMe (S-adenozilmetionin), acemotu (melisa),zerdeçal, aksöğüt içeren ürünler kullanılmamalıdır çünkü bütün bu ürünler ilave antiplateletaktivite oluşturmaktadır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler mevcut değildir.

Pediyatrik popülasyon:

Pediyatrik popülasyona ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması mevcut değildir.

4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi: C/D (3. trimester)

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadııılar/Doğııııı kontrolü (Kontrasepsiyon)

Meloksikam, siklooksijenaz/prostaglandin sentezini inhibe ettiği bilinen herhangi bir ilaç gibi fertiliteyi bozabilir dolayısıyla gebe kalmayı planlayan kadınlarda kullanılmasıönerilmemektedir. Eğer meloksikam gebe kalmayı planlayan bir kadın tarafındankullanılıyorsa, doz mümkün olduğunca kısa tutulmalıdır. Gebe kalma güçlüğü olan ya da

13 / 22
infertilite tetkikleri yapılan kadınlarda meloksikam tedavisinin kesilmesi düşünülmelidir.

Gebelik dönemi

Prostaglandin sentezinin inhibisyonu gebeliği ve/veya embriyo/fetüs gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir. Epidemiyolojik çalışmalardan elde edilen veriler gebeliğin erken evresindeprostaglandin sentez inhibitörleri kullandıktan sonra düşükle sonuçlanma, kardiyakmalformasyon ve gastroşizis riskinde artış olduğunu düşündürmektedir. Kardiyovaskülermalformasyon için toplam risk %1'den az iken yaklaşık %1,5'e kadar yükselir. Doz vetedavinin süresiyle bu riskin arttığına inanılmaktadır. Hayvanlarda, bir prostaglandin sentezinhibitörünün uygulanmasının implantasyon öncesi ve sonrası kayıpta ve embriyo-/fetalletalitede artışa yol açtığı gösterilmiştir. Ayrıca organogenetik periyot süresince birprostaglandin sentez inhibitörü verilen hayvanlarda çeşitli malformasyonların (kardiyovaskülerdahil) sıklığında artış bildirilmiştir.

Gebeliğin birinci ve ikinci trimesteri süresince kesinlikle gerekli olmadıkça meloksikam verilmemelidir. Eğer meloksikam gebe kalmayı planlayan bir kadın tarafından ya da gebeliğinbirinci ve ikinci trimesterinde kullanılıyorsa doz mümkün olduğunca düşük ve tedavi süresi demümkün olduğunca kısa tutulmalıdır.

Üçüncü trimester süresince kullanıldığında, tüm prostaglandin sentez inhibitörleri, fetüste;

- Kardiyopulmoner toksisite (duktus arteriosusun erken kapanması ve pulmonerhipertansiyon),

- Oligohidramniyozun eşlik ettiği böbrek yetmezliğine kadar varabilen böbrek fonksiyonbozukluğu.

Gebeliğin sonunda anne ve yenidoğanda;

- Kanama zamanının uzaması (düşük dozlarda dahi oluşabilen antiagregan etki),

- Rahim kasılmalarının inhibisyonuna (böylece doğumun gecikmesi veya uzaması) nedenolabilir.

Sonuç olarak, meloksikam gebeliğin üçüncü trimesteri süresince kontrendikedir.

Laktasyon dönemi

Meloksikam için özgün bir deneyim olmamakla birlikte, NSAİ ilaçların anne sütüne geçtiği bilinmektedir. Bu nedenle laktasyon döneminde meloksikam kullanımı önerilmemektedir.

Üreme yeteneği/Fertilite

Meloksikam, siklooksijenaz/prostaglandin sentezini inhibe ettiği bilinen herhangi bir ilaç gibi fertiliteyi bozabilir; dolayısıyla gebe kalmayı planlayan kadınlarda kullanılmasıönerilmemektedir.

14 / 22

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Araç veya makine kullanma yeteneği üzerindeki etkilerine yönelik yapılmış özel bir çalışma yoktur. Farmakodinamik profil ve bildirilmiş advers etkiler temel alındığında, meloksikamınbu yetenekler üzerinde olası bir etkisi yoktur veya ihmal edilebilir düzeydedir. Bununla birliktegörme bozuklukları veya uyuşukluk, baş dönmesi ya da diğer merkezi sinir sistemirahatsızlıkları oluştuğu takdirde araç ve makine kullanımından sakınılmalıdır.

4.8. İstenmeyen etkiler

Genel tanım:


Klinik denemeler ve epidemiyolojik veriler, bazı NSAİ ilaçların (özellikle yüksek dozlarda ve uzun dönem tedavide) arteriyel trombotik olay (örneğin miyokart infarktüsü veya felç) riskindeküçük bir artış ile ilişkili olabileceğini düşündürmektedir (bkz. bölüm 4.4.).

Ödem, hipertansiyon ve kalp yetmezliği, NSAİ ilaç tedavisi ile ilişkili olarak bildirilmiştir.

En sık gözlenen advers olaylar gastrointestinal niteliktedir. Bazen ölümle sonuçlanabilen peptik ülserler, perforasyon veya gastrointestinal kanama özellikle yaşlılarda görülebilir (bkz. bölüm

4.4. ). Uygulamayı takiben bulantı, kusma, diyare, şişkinlik, konstipasyon, dispepsi, abdominalağrı, melena, hematemez, ülseratif stomatit, kolitin alevlenmesi ve Crohn hastalığı (bkz. bölüm

4.4. ) bildirilmiştir. Daha az sıklıkta gastritler görülmüştür.

Aşağıda belirtilen advers etki sıklık değerleri tedavi süresinin en az 14 gün olduğu 27 klinik denemede bildirilen advers olaylara karşılık gelen sıklıklara dayanarak verilmiştir. Bu bilgiler,12 aya kadar bir periyot boyunca oral yoldan günde 7,5 mg veya 15 mg meloksikam tablet yada kapsül ile tedavi edilen 15197 hastayı kapsayan klinik denemelere dayanmaktadır.

Klinik denemeler esnasında gözlemlenen meloksikama bağlı istenmeyen etkiler aşağıdaki sıklık derecelerine göre sıralanmıştır:

Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000) ve bilinmiyor (eldeki verilerden hareketletahmin edilemiyor).

15 / 22

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Yaygın olmayan: Anemi.

Seyrek: Kan sayımı anomalileri (diferansiye beyaz hücre sayımı dahil), lökopeni, trombositopeni.

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Yaygın olmayan: Anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar haricindeki alerjik reaksiyonlar. Bilinmiyor: Anaflaktik/anafilaktoid reaksiyonlar.

Psikiyatrik hastalıklar

Seyrek: Duygu durum dalgalanmaları, kabuslar.

Bilinmiyor: Zihin karışıklığı durumu, dezoryantasyon.

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın: Baş ağrısı.

Yaygın olmayan: Sersemlik, uykululuk hali.

Göz hastalıkları

Seyrek: Bulanık görme gibi görme bozuklukları, konjunktivit.

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Yaygın olmayan: Vertigo.

Seyrek: Kulak çınlaması.

Kardiyak hastalıklar

Yaygın olmayan: Palpitasyonlar.

NSAİ ilaç tedavisi ile ilişkili olarak kalp yetmezliği bildirilmiştir.

Vasküler hastalıklar

Yaygın olmayan: Kan basıncının yükselmesi (bkz. bölüm 4.4.), al basması.

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

Seyrek: Asetilsalisilik asit ve diğer NSAİ ilaçlara alerjik olan hastalarda astma.

16 / 22

Gastrointestinal hastalıklar

Çok yaygın: Dispepsi, bulantı, kusma, abdominal ağrı, konstipasyon, flatulans, diyare.

Yaygın olmayan: Gizli ya da makroskopik gastrointestinal hemoraji, stomatit, gastrit, erüktasyon.

Seyrek: Kolit, gastroduodenal ülser, özofajit.

Çok seyrek: Gastrointestinal perforasyon.

Özellikle yaşlılarda gastrointestinal hemoraji, ülserasyon veya perforasyon bazen ağır ve öldürücü olabilir (bkz. bölüm 4.4.).

Hepato-biliyer hastalıklar

Yaygın olmayan: Karaciğer fonksiyon bozuklukları (Örn. yüksek bilirubin veya yüksek transaminaz değerleri).

Çok seyrek: Hepatit.

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın olmayan: Anjiyoödem, kaşıntı, döküntü.

Seyrek: Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz, ürtiker.

Çok seyrek: Büllöz dermatitler, eritema multiforma.

Bilinmiyor: Fotosensitivite reaksiyonları.

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Yaygın olmayan: Sodyum ve su tutulması, hiperkalemi (bkz. bölüm 4.4.), serum üre ve/veya kreatinin seviyelerinde artış şeklinde renal fonksiyon testi parametrelerinde anormallikler.

Çok seyrek: Özellikle risk faktörleri taşıyan hastalarda akut böbrek yetmezliği (bkz. bölüm 4.4.).

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar

Yaygın: Alt ekstremite ödemini kapsayan ödem.

Meloksikam ve diğer potansiyel miyelotoksik etkili ilaçlar ile tedavi gören hastalarda çok seyrek olarak agranülositoz vakası rapor edilmiştir (bkz. bölüm 4.5.).

Ürünle ilişkili olarak gözlenmemiş ancak aynı sınıftaki diğer bileşiklere genel olarak atfedilen advers reaksiyonlar


17 / 22

Akut böbrek yetmezliği ile sonuçlanabilen yapısal böbrek hasarı: çok seyrek olarak interstisyel nefrit, akut tübüler nekroz, nefrotik sendrom ve papiller nekroz bildirilmiştir.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr;e-posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Semptomlar:

NSAİ ilaç doz aşımı halinde görülen semptomlar letarji, uyku hali, bulantı, kusma ve epigastrik ağrı ile sınırlıdır. Bu semptomlar da destekleyici tedavi ile genellikle geriyedöndürülebilmektedir. Gastrointestinal kanama gelişebilir. Ağır zehirlenme, hipertansiyon,akut böbrek yetmezliği, karaciğer fonksiyon bozukluğu, solunum depresyonu, koma,konvülsiyonlar, kardiyovasküler kolaps ve kalp durması ile sonuçlanabilir. NSAİ ilaçlarınterapötik alımı ile anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir ve doz aşımı halinde de görülebilir.

Tedavi:

Bir NSAİ ilaç aşırı dozda alındığında semptomatik ve destekleyici tedavi uygulanmalıdır. Bir klinik çalışmada günde 3 kere oral yoldan uygulanan 4 gram kolestiraminin, meloksikamınvücuttan uzaklaştırılmasını hızlandırdığı gösterilmiştir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik Grup: Nonsteroid antiinflamatuvar ve antiromatizmal.

ATC Kodu: M01AC06

Meloksikam, antiinflamatuvar, analjezik ve antipiretik özelliklere sahiptir.

18 / 22

5.2. Farmakokinetik özellikler

Emilim:


Meloksikam intramüsküler uygulama sonrasında tamamen emilir. Oral alıma göre bağıl biyoyararlanımı yaklaşık %100'dür. Bu nedenle intramüsküler uygulamadan oral tedaviyegeçişte doz uyarlaması gerekli değildir. 15 mg'ın intramüsküler enjeksiyonundan sonra1-6 saat içerisinde yaklaşık 1,6—1,8 mikrogram / litre plazma yoğunluğuna ulaşılır.

Dağılım:


Meloksikam çok güçlü şekilde plazma proteinlerine, özellikle de albümine (%99) bağlanır. Meloksikam kolayca sinoviyal sıvıya geçer ve orada plazmada bulunan değerin yarısına yakınyoğunluğa ulaşır. Dağılım hacmi düşüktür, yani intramüsküler veya intravasküler uygulamasonrası 11 litredir ve %7 ile %20 arasında standart sapma gösterir. Meloksikamın (7,5-15 mgarasındaki dozlarda) birden fazla oral uygulama sonrası dağılım hacmi yaklaşık 16 litre olup%11 ile %32 arasında değişkenlik katsayısına sahiptir.

Biyotransformasyon:


Meloksikam yaygın olarak karaciğer tarafından metabolize edilir. İdrarda her biri farmakodinamik olarak inaktif olan dört farklı metabolit bulunmuştur. Ana metabolit5'-karboksimeloksikam (dozun %60'ı), yine aynı şekilde düşük miktarda (dozun %9'u) atılımıgerçekleşen ara metabolit 5'-hidroksimetilmeloksikamın oksidasyonu ile ortaya çıkar.

In vitro

çalışmalar, düşük CYP 3A4 katkısı ile CYP 2C9'un önemli rol oynadığını ortaya koymaktadır.Diğer iki metabolit (uygulanan dozun %16'sı ve %4'ü) muhtemelen hastanın peroksidazetkinliği sorumludur.

Eliminasyon:


Meloksikam ağırlıklı olarak metabolit halinde atılır ve aynı parçalar halinde idrar ve dışkıda görünür. Günlük dozun %5'ten daha az kısmı değişmeden dışkı üzerinden atılır, idrar ile iseyalnızca ana maddenin kalıntıları atılır. Ortalama eliminasyon yarılama süresi oral,intramüsküler ve intravasküler uygulama sonrası 13 ile 25 saat arasında değişmektedir. Plazmaklerensi tekli dozun oral, intravasküler ve rektal uygulaması sonrası yaklaşık7-12 ml/dakikadır.

Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:


Meloksikam, 7,5 mg ile 15 mg arasında tedavi edici dozda oral veya intramüsküler uygulama sonucu lineer farmakokinetik özelliği gösterir.

19 / 22

Hastalardaki karakteristik özellikler

Böbrek/karaciğer yetmezliği:


Ne sınırlı karaciğer fonksiyonunun, ne de hafif ile orta derece arasındaki böbrek yetmezliğinin meloksikamın farmakokinetiği üzerinde kayda değer etkileri yoktur. Orta derecede böbrekyetmezliği olan kişilerin belirgin yüksek toplam klierensleri gözlemlenmiştir. Böbrekyetmezliğinin son evresindeki hastalarda bağlayıcı proteinlerde azalma görülmüştür. Böbrekyetmezliğinin son evresinde dağılım hacmi ve böylece proteinlere bağlı olmayan meloksikamyoğunlukları artabilir ve günlük doz 7,5 mg'ı aşmamalıdır (bkz. bölüm 4.2.).

Yaşlılarda kullanım:


Yaşlı erkekler genç erkekler gibi benzer orta derecede farmakokinetik parametreler göstermişlerdir. Yaşlı kadınlarda ise her iki cinsten genç kişilere göre yüksek AUC değerleri veuzun eliminasyon yarılama süreleri gözlemlenmiştir. Plazma klierensi yaşlılarda gençlere görehafif düşüktür.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Klinik öncesi çalışmalarda meloksikamın toksikolojik profilinin, diğer NSAİ ilaçlarınki ile aynı olduğu görülmüştür; iki hayvan türünde yüksek dozlarda kronik kullanım süresincegastrointestinal ülserler ve erozyonlar, renal papiller nekroz oluşmuştur.

Sıçanlarda yapılan oral üreme çalışmalarında, 1 mg/kg ve daha yüksek maternotoksik doz seviyelerinde, ovülasyon, implatasyon inhibisyonu ve embriyotoksik etkilerde(rezorbsiyonlarda artma) düşme olduğu gösterilmiştir. Sıçan ve tavşanlarda yürütülen toksisiteçalışmaları, sıçanlarda 4 mg/kg; tavşanlarda 80 mg/kg oral dozlara kadar teratojenisite ortayakoymamıştır.

Doz seviyeleri 75 kg ağırlığındaki insan için mg/kg doz bazında, klinik dozun (7,5-15 mg) 105 katı olarak kullanılmıştır. Tüm prostaglandin sentez inbihitörleri için bilinen gestasyon sonundaki fetotoksik etki tanımlanmıştır.

İn vitroin vivo

çalışmalarda herhangi birmutajenik etki kanıtı yoktur. Sıçanlarda ve farelerde klinik olarak kullanılan dozlardan dahayüksek dozlarda karsinojenik risk bulunmamıştır.

20 / 22

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Meglumin GlikofurolPoloxamer 188Glisin

Sodyum klorür Sodyum hidroksitEnjeksiyonluk su

6.2. Geçimsizlikler

Geçerli değildir.

6.3. Raf ömrü

24 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C'nin altındaki oda sıcaklığında ve ışıktan koruyarak saklayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

3 adet 2 ml'lik şeffaf renkli Tip I cam ampul separatör içine alınır.

Her karton kutu, 1 adet kullanma talimatı ve 1 adet separatör içerir.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.

21 / 22

7. RUHSAT SAHİBİ

GMG Grand Medical İlaçları Ltd. Şti. Esenler / İstanbul

8. RUHSAT NUMARASI

2021/517

9. İLK RUHSAT TARİHİ/ RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi : 22.12.2021

Ruhsat yenileme tarihi :

10. KUB'UN YENİLENME TARİHİ

22 / 22

İlaç Bilgileri

Gramell 15 Mg / 1,5 Ml İ.m. Enjeksiyonluk Çözelti

Etken Maddesi: Meloksikam

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.