KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
CANDENACT® 32 mg tablet
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM
Etkin madde :
Kandesartan sileksetil32 mg
Yardımcı maddeler :
Laktoz monohidrat(inek sütü kaynaklıdır) 156.30 mg
Gliserin 12 mg
Yardımcı maddeler için bölüm 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Tablet
Pembe renkli, yuvarlak, bikonveks şeklinde bir yüzü çentikli diğer yüzü çentiksiz tabletler. CANDENACT 32 mg tabletler, orta çentikten kırılarak iki eşit parçaya ayrılabilir.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1 Terapötik endikasyonlar
Primer hipertansiyon. (bkz. Bölüm 4.3, 4.4, 4.5 ve 5.1)
Anjiyotensin dönüştürücü enzim (ADE) inhibitörleri tolere edilmediğinde kalp yetmezliği ve sol ventrikül sistolik fonksiyonu bozukluğu (sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu < %40) bulunanerişkin hastaların tedavisi ya da mineralokortikoid reseptör antagonistleri tolere edilmediğindeoptimal tedaviye rağmen semptomatik kalp yetmezliği olan hastalara ADE-inhibitörlerine ek tedaviolarak (bkz. Bölüm 4.2, 4.4, 4.5 ve 5.1)
4.2 Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi:
Hipertansiyon:
CANDENACT'ın önerilen başlangıç dozu ve normal idame dozu günde bir defada 8 mg'dır. Antihipertansif etkinin büyük bir kısmı, tedavinin başlamasından sonraki 4 hafta içinde elde edilir.
Kan basıncı yeterli derecede kontrol altına alınamayan bazı hastalarda doz günde 1 defa 16 mg'a ve maksimum günde bir defa 32 mg'a yükseltilebilir. Tedavi, istenen kan basıncı yanıtına göreayarlanmalıdır. CANDENACT diğer antihipertansif ajanlar ile de uygulanabilir.
, ile , ilave , bir antihipertansif etki
:https://www.turkıye.gov.tr/saglılc-tıtcK-ebys
s
Belge DeHtdisfeMpidffizfef,
göstermektedir.
1/16Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Böbrek yetmezliği:
Hemodiyaliz hastaları da dahil böbrek yetmezliği olan hastalarda önerilen başlangıç dozu günde bir defada 4 mg'dır. Doz hastanın yanıtına göre ayarlanmalıdır. Çok ağır ya da son evrede böbrekyetmezliği olan hastalarda (kreatinin klerensi < 15 mL/dakika) kandesartan sileksetil kullanımı ileilgili klinik deneyimler sınırlıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
Karaciğer yetmezliği:
Hafif - orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda önerilen başlangıç dozu günde bir defada 4 mg'dır. Doz hastanın yanıtına göre ayarlanabilir. CANDENACT ağır karaciğer yetmezliğive/veya kolestazisi olan hastalarda kontrendikedir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 5.2).
Geriyatrik popülasyon:
Yaşlılarda, başlangıç dozunun ayarlanması gerekmez.
Pediyatrik popülasyon:
Kandesartan sileksetilin çocuklar ve adolesanlar (18 yaş altı) üzerindeki güvenliliği ve etkililiği belirlenmemiştir.
İntravasküler sıvı kaybı olan hastalarda kullanımı:
İntravasküler sıvı kaybı olasılığı olan hastalar gibi hipotansiyon riski taşıyan hastalarda başlangıç dozu olarak 4 mg önerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4).
Siyah ırktan hastalarda kullanım:
Siyah ırktan hastalarda kandesartanın antihipertansif etkisi, siyah ırktan olmayan hastalara göre daha azdır. Sonuç olarak siyah ırktan hastalarda siyah ırktan olmayan hastalara göre daha sıkCANDENACT titrasyonu ve kombine tedavi gerekli olabilir (Bkz. Bölüm 5.1).
Kalp yetmezliği:
CANDENACT'ın önerilen başlangıç dozu günde bir defada 4 mg'dır. Hedeflenen 32 mg'lık günlük doza ya da tolere edilebilen en yüksek doza ulaşılması, en az 2 haftalık aralıklarla dozun ikikatına çıkarılması ile gerçekleştirilir (Bkz. Bölüm 4.4). Kalp yetmezliği olan hastalarındeğerlendirilmesi, serum kreatinin ve potasyum seviyelerinin izlenmesi şeklinde renalfonksiyonların değerlendirilmesini de içermelidir. CANDENACT, ADE-inhibitörleri, beta-blokörler, diüretikler ve dijitaller ya da bu ilaçların bir kombinasyonunu içeren diğer kalpyetmezliği tedavileriyle birlikte verilebilir. CANDENACT, mineralokortikoid reseptörantagonistleri tolere edilmediğinde optimal standart kalp yetmezliği olan tedavisine rağmensemptomatik kalp yetmezliği olan hastalarda ADE inhibitörlerine ek tedavi olarak verilebilir. BirADE inhibitörü, bir potasyum tutucu diüretik ve CANDENACT kombinasyonu önerilmez, bukombinasyon sadece potansiyel yarar ve riskler dikkatlice değerlendirildikten sonra düşünülmelidir(bkz.Bölüm 4.4, 4.8 ve 5.1)
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
kaybı, böbrek yetmezliği ya da hafif-orta derecede
Yaşlı hastalarda veya intravasküler sıvı
iye.g6v.tr/saglik-titck-ebys
2/16Pediyatrik popülasyon:
Kandesartan sileksetilin 18 yaşına kadar olan çocukların hipertansiyon ve kalp yetmezliği tedavisinde etkililiği ve güvenliliği belirlenmemiştir. Herhangi bir veri mevcut değildir.
Uygulama şekli:
CANDENACT günde tek doz olarak uygulanmalıdır. Aç ya da tok karna alınabilir. Kandesartanın biyoyararlanımı yiyeceklerden etkilenmemektedir.
4.3 Kontrendikasyonlar
• CANDENACT'ın içerdiği maddelerden herhangi birisine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda,
• Gebelik ve emzirme döneminde (Bkz. Bölüm 4.6),
• Ağır karaciğer yetmezliği ve / veya kolestazisde kontrendikedir.
• CANDENACT ile aliskiren içeren ilaçların birlikte kullanımı, diyabetes mellitus veyaböbrek yetmezliği (GFR< 60 ml/dak/1.73m2) olan hastalarda kontrendikedir (bkz. Bölüm4.5. ve 5.1).
4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS) ikili blokajı:
ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin birlikte kullanılması durumunda hipotansiyon, senkop, hiperkalemi riskinin arttığı ve böbrek fonksiyonunun azaldığına(akut böbrek yetmezliği dahil) dair kanıtlar bulunmaktadır. RAAS'ın dual blokajına yol açtığından,ADE-inhibitörleri, anjiyotensin II reseptör blokörleri ya da aliskirenin birlikte kullanılmasıönerilmez (bkz. Bölüm 4.5 ve 5.1).
Eğer ikili blokaj tedavisi mutlaka gerekli görülürse sadece uzman gözlemi altında yapılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler ve kan basıncı yakından sık sık takip edilmelidir. Diyabetiknefropatisi bulunan hastalarda ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokörleri eşzamanlıolarak kullanılmamalıdır.
Böbrek Yetmezliği:
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini inhibe eden diğer ilaçlarla olduğu gibi, CANDENACT ile tedavi edilen duyarlılığı yüksek hastalarda renal fonksiyon değişiklikleri beklenebilir.
CANDENACT, böbrek yetmezliği olan hipertansif hastalarda kullanıldığında, serum potasyum ve kreatinin düzeyleri, düzenli olarak ölçülmelidir. Çok ağır ya da son evrede böbrek yetmezliği olanhastalarda (kreatinin klerensi<15mL/dak.) kullanımına ilişkin deneyim sınırlıdır. Bu hastalarda, kanbasıncı yakından izlenerek CANDENACT dozu dikkatle titre edilmelidir.
Özellikle 75 yaşın üzerindeki ve böbrek yetmezliği olan hastalarda, kalp yetmezliğinin değerlendirilebilmesi için, , böbrek fonksiyonları düzenli olarak incelenmelidir. CANDENACTdozu titre edilirken serum kreatinin ve potasyum düzeylerinin izlenmesi önerilmektedir. Kalpyetmezliğindeki klinik çalışmalar serum kreatinin düzeyi >265 mikromol/L (>3 mg/dL) olanhastaları kapsamamaktadır.
Kalp yetmezliğinde ADE inhibitörleri ile birlikte kullanım:
CANDENACT, bir ADE inhibitörüyle kombine olarak kullanılması durumunda özellikle hipotansiyon, hiperkalemi ve böbrek fonksiyonunda azalma (akut böbrek yetmezliği dahil) olmak
3/16
üzere advers reaksiyon riski artabilir. Bir ADE-inhibitörü, bir mineralokortikoid reseptör antagonisti ve kandesartandan oluşan üçlü kombinasyon önerilmez. Bu kombinasyonlar uzmangözlemi altında kullanılmalı ve böbrek fonksiyonu, elektrolitler ve kan basıncı yakından sık sıktakip edilmelidir.
Diyabetik nefropati bulunan hastalarda ADE-inhibitörleri ve anjiyotensin II reseptör blokörleri birlikte kullanılmamalıdır.
Hemodiyaliz:
Diyaliz sırasında, plazma hacminin düşmesi ve renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin aktive edilmesi sonucu kan basıncı, AT
1
-reseptör blokajına karşı özellikle hassas olabilir. Bu nedenle,hemodiyaliz hastalarında kan basıncı yakından izlenerek CANDENACT dozu dikkatle titreedilmelidir.
Renal arter stenozu:
Anjiyotensin reseptör blokörleri, renin-anjiyotensin- aldosteron sistemine etki eden diğer ilaçlar, bilateral veya tek taraflı renal arter stenozu olan hastalarda, kan üre miktarını ve serum kreatinindüzeyini artırabilir. Aynı etki, anjiyotensin II reseptör antagonistleri (AIIRA) ile de görülebilir.
Böbrek transplantasyonu:
Böbrek transplantasyonu uygulanan hastalarda CANDENACT kullanımıyla ilgili klinik kanıtlar kısıtlıdır.
Hipotansiyon:
Kalp yetmezliği hastaları CANDENACT ile tedavi edilirken hipotansiyon gelişebilir. Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemine etki eden diğer ilaçlarda olduğu gibi, yüksek doz diüretik kullanan intravasküler sıvı kaybı olan hipertansif hastalarda da hipotansiyon görülebilir. Tedaviye başlarkendikkatli olunmalı ve hipovolemi düzeltilmelidir.
Anestezi ve cerrahi:
Renin-anjiyotensin sisteminin bloke olmasından ötürü anjiyotensin II antagonistleri ile tedavi edilen hastalara uygulanan cerrahi müdahale ve anestezi sırasında hipotansiyon ortaya çıkabilir. Çok nadirolarak hipotansiyon, intravenöz sıvı ve/veya vazopresör ilaçların kullanılmasını gerektirecek kadarağır olabilir.
Aort ve mitral kapak stenozu veya obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopati:
Diğer vazodilatörlerle olduğu gibi, hemodinamik aort ya da mitral kapak stenozu olan ya da obstrüktif hipertrofik kardiyomiyopatili hastalarda, CANDENACT çok dikkatli kullanılmalıdır.
Primer hiperaldosteronizm:
Primer hiperaldosteronizmi olan hastalar, renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi üzerinden etki gösteren antihipertansif ilaçlara genellikle yanıt vermezler. Bu nedenle, bu hastalardaCANDENACT kullanımı önerilmemektedir.
Hiperkalemi:
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistemini etkileyen diğer ilaçlarla olan deneyimlere göre CANDENACT'ın potasyum tutucu diüretiklerle, potasyum preparatları ile, potasyum içeren yapay
MM dtjgsl?™ B«. dis?i, M*, SSifeir-B
ve
arin
ebys
Belge Do
4/16
trimetoprim/sulfametoksazol kombinasyonu) birlikte kullanımı, hipertansif hastalarda serum potasyum düzeylerini artırabilir.
CANDENACT ile tedavi edilen kalp yetmezliği hastalarında hiperkalemi görülebilir.
CANDENACT ile tedavi edilen kalp yetmezliği hastalarında, özellikle ADE inhibitörleri ve spironolakton gibi potasyum tutucu diüretiklerle (örn. spironolakton) birlikte kullanıldığında serumpotasyum düzeylerinin düzenli olarak izlenmesi önerilmektedir. Bir ADE inhibitörü, bir potasyumtutucu diüretik (örn. spironolakton) ve CANDENACT'ın kombinasyonu önerilmemektedir ve sadecedikkatli bir potansiyel fayda ve risk değerlendirmesi yapıldıktan sonra düşünülmelidir.
Genel:
Böbrek fonksiyonları ve vasküler tonüsü, renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi aktivitesine bağlı olan hastalarda, (örn.ağır konjestif kalp yetmezliği ya da renal arter stenozunu da kapsayan renalhastalıklar) bu sistemi etkileyen diğer ilaçlarla tedavi akut hipotansiyon, azotemi, oliguri ya danadiren akut böbrek yetmezliği ile bağlantılıdır. Anjiyotensin II reseptör antagonistleri ile benzeretkilerin görülme olasılığı dışlanamaz. Her antihipertansif ajan ile olduğu gibi, iskemik kalphastalığı ya da atherosiklerotik serebrovasküler hastalığı olanlarda, aşırı kan basıncı düşmesi,miyokard enfarktüsü ya da inmeye neden olabilir.
Kandesartanın antihipertansif etkisi, bir antihipertansif ajan olarak veya diğer bir endikasyon için reçete edilmiş olsa bile, kan basıncının düşürücü özelliği olan diğer medikal ilaçlar ile arttırılabilir.
CANDENACT laktoz içermektedir. Nadir kalıtımsal galaktoz intoleransı, Lapp laktoz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorpsiyon problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Gliserin (gliserol): Bu tıbbi ürün gliserol içermektedir. Baş ağrısı, mide bulantısı ve ishale sebebiyet verebilir.
Daha önce felç geçirmiş olan hastalarda, dikkatli kullanılmalıdır.
Gebelik:
Gebelik sırasında anjiyotensin Tip II reseptör antagonistleri (AIIRA) ile tedaviye başlanmamalıdır. AIIRA tedavisinin devamlılığı gerekmedikçe, gebe kalmayı planlayan hastalarda, gebeliktekullanımda güvenliği kanıtlanmış başka antihipertansif tedavilere geçilmelidir. Gebelik tespitedildiğinde, AIIRA'lar ile tadavi derhal durdurulmalı ve uygun olduğu durumlarda alternatiftedaviye geçilmelidir (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.6).
4.5 Diğer tıbbi ürünler ile etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri
Klinik farmakokinetik çalışmaların yapıldığı ilaçlar hidroklorotiyazid, varfarin, digoksin, oral kontraseptifler (örneğin; etinilöstradiol/levonorgestrel), glibenklamid, nifedipin ve enalaprildir. Builaçlarla birlikte kullanıldığında klinik olarak önemli bir ilaç etkileşimi belirlenmemiştir.
CANDENACT'ın potasyum tutucu diüretikler, potasyum preparatları, potasyum içeren yapay tuzlar ya da potasyum düzeyini artıran tıbbi ürünler (örneğin; heparin) ile birlikte kullanılmasıserum potasyum düzeyini artırabilir. Potasyum düzeyleri düzenli olarak izlenmelidir (Bkz. Bölüm
^A\ Bu belge
4.4).
5/16
ADE inhibitörleri ile lityumun birlikte kullanımında, serum lityum konsantrasyonlarında ve toksisitede geri dönüşümlü artış bildirilmiştir. Benzer etki anjiyotensin II reseptör antagonistleri(AIIRA) ile de görülebilir. Kandesartanın lityum ile birlikte kullanılması önerilmemektedir.Kombinasyon gerekli ise serum lityum düzeyleri dikkatlice izlenmesi önerilmektedir.
AHRA'nın aynı anda NSAİ (non-steroid antiinflamatuar) ilaçlar (örn. selektif COX-2 inhibitörleri, asetilsalisilikasit (>3 g/gün) ve selektif olmayan NSAİ ilaçlar) ile birlikte kullanılmasıantihipertansif etkide azalmaya neden olabilir, bu nedenle dikkatli kullanılmalıdır.
ADE inhibitörlerinde olduğu gibi, AIIRA ve NSAİ ilaçların birlikte kullanımı, olası akut böbrek yetmezliği de dahil böbrek fonksiyonlarının kötüleşmesi ve serum potasyum seviyesindeyükselmeye (özellikle önceden bilinen zayıf böbrek fonksiyonu olan hastalarda) neden olabilir.Özellikle yaşlı hastalarda, kombine tedavinin uygulanmasında dikkatli olunmalıdır. Hastalar yeterlimiktarda su almalıdırlar ve kombine tedavinin başlamasının ardından ve daha sonraları periyodikolarak böbrek fonksiyonlarının izlenmesine dikkat edilmelidir.
Alkol ile kullanım:
CANDENACT kullanımı sırasında alkol kullanan bazı kişilerde baygınlık veya baş dönmesi görülebilir. Bu nedenle CANDENACT kullanılırken alkol kullanılması önerilmez.
Klinik çalışma verileri, renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin (RAAS), ADE-inhibitörleri, AIIRA ya da aliskirenin kombine kullanımıyla ikili blokajının, tekli RAAS-etkili ajanınkullanımına kıyasla daha yüksek sıklıkta hipotansiyon, hiperkalemi ve böbrek fonksiyonundaazalma (akut böbrek yetmezliği dahil) gibi advers olaylarla ilişkili olduğunu göstermiştir (bkz.Bölüm 4.3, 4.4 ve 5.1).
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Hiç bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Kandesartan sileksetilin 18 yaşına kadar olan çocukların hipertansiyon ve kalp yetmezliği tedavisinde etkililiği ve güvenliliği belirlenmemiştir.
4.6 Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (kontrasepsiyon)
Gebelik dönemi
CANDENACT'ın gebelikte kullanımı kontrendikedir (Bkz.Bölüm 4.3). CANDENACT kullanan hastalara, tedavi gördükleri doktorları ile uygun seçeneği belirleyebilmeleri için, öncesinde hamilekalma ihtimali hatırlatılmalıdır. Gebelik tespit edildiğinde CANDENACT'la tedavi derhaldurdurulmalı ve uygun durumlarda alternatif bir tedavi başlatılmalıdır.
Renin-anjiyotensin sistemi üzerine doğrudan etki eden tıbbi ürünler, gebelikte kullanıldığında fötal
lz fta§asa«veJhaia)Stüffl?,*¥izaiabilirler&An^is»oiâst;:fi.iI/isssfiSöis .aonv'®ssisdavisinin
.odu: iz,W joZ,.w;>öZ,vy aob.
fetotoksisitesine
yZmxA . Belge kaKıp Adresi :iıttps ://www..turKivç.gov.tr/isagliK-tıtcK-ebvs
fonksiyonlarında azalma, oligohidramniyöz, kafatası
6/16
kemikleşmesinde gecikme) ve neonatal toksisiteye (böbrek yetmezliği, hipotansiyon, hiperkalemi) neden olduğu bilinmektedir (Bkz. Bölüm 5.3).
Laktasyon dönemi:
Kandesartanın anne sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. Emziren farelerde kandesartanın süte geçtiği gözlenmiştir. Anne sütü alan bebeklerdeki advers etki potansiyelinden dolayıCANDENACT kullanımının gerekli olduğu durumlarda emzirmeye son verilmelidir (Bkz. Bölüm4.3).
Üreme yeteneği/Fertilite
Veri yoktur.
4.7 Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Kandesartan sileksetilin araç kullanımı üzerine etkisi ile ilgili çalışmalar bulunmamaktadır. Tedavi sırasında araç ya da makine kullanırken sersemlik ya da yorgunluk hali olabileceği akıldatutulmalıdır.
4.8 İstenmeyen etkilerHipertansiyon tedavisinde:
Kontrollü klinik çalışmalarda istenmeyen etkilerin hafif ve geçici olduğu ve plasebo ile kıyaslanabilir olduğu görülmüştür. Yan etkilerin görülme sıklığının doz ve yaşla bir ilişkisi yoktur.Kandesartan sileksetilin yan etkilerine bağlı olarak tedaviyi bırakma oranları (% 3.1), plasebo (%3.2) ile benzerdir.
Klinik çalışmalardan elde edilmiş toplam verilerin analizinde, kandesartan ile sık görülen advers olaylar aşağıda gösterilmiştir. Bu advers olaylar, plasebodan en az %1 oranında daha fazla sıklıktagörülmesi esasına göre listelenmiştir. Buna göre, en yaygın raporlanan yan etki reaksiyonlarısersemlik/vertigo, baş ağrısı ve solunum yolu enfeksiyonudur.
Bu bölüm boyunca tablolarda kullanılan sıklıklar:
çok yaygın (>1/10),
yaygın (>1/100 ila <1/10),
yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100),
seyrek (>1/10.000 ila <1/1000),
çok seyrek (<1/10.000).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın: Solunum yolu enfeksiyonu
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Lökopeni, nötropeni ve agronülositoz
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Çok seyrek: Hiperkalemi, hiponatremi
Sinir sistemi hastalıkları
Yaygın: Sersemlik/vertigo, baş ağrısı
Belge Do !ZW56ZW56ZW56S3k0aklUM0FyM0FyZmxX Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys7/16Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları
Çok seyrek: Öksürük
Gastrointestinal hastalıkları
Çok seyrek: Bulantı
Hepato-biliyer hastalıkları
Çok seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış, anormal hepatik fonksiyon veya hepatit
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok seyrek: Anjiyoödem, döküntü, ürtiker, kaşıntı
Kas-iskelet sistemi bozuklukları, bağ doku ve kemik bozuklukları
Çok seyrek: Sırt ağrısı, artralji, miyalji
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok seyrek: Yatkın hastalarda renal yetersizliği de içeren böbrek bozukluğu (Bkz. Bölüm 4.4)
Laboratuvar Bulguları:
Genelde kandersartan sileksetilin rutin laboratuvar bulguları üzerine klinik açıdan önemli etkisi yoktur. Renin-anjiyotensin-aldesteron sisteminin diğer inhibitörleri gibi, hemoglobin düzeyindeküçük oranda azalma görülmüştür. Kandersartan sileksetilin kullanan hastalarda laboratuvardeğişikliklerinin rutin takibi gerekmez. Ancak, böbrek yetmezliği olan hastalarda serum potasyumve kreatinin düzeyleri düzenli olarak izlenmelidir.
Kalp yetmezliği tedavisinde:
Kalp yetmezliği hastalarında görülen kandesartan sileksetilin yan etki profili, ilacın farmakolojik etkileri ve hastaların sağlık durumu ile tutarlılık gösterir. Kandesartan sileksetilin 32 mg dozunun(n=3.803) plasebo (n=3.796) ile karşılaştırıldığı CHARM klinik çalışmasında, kandesartansileksetil verilen grupta hastaların %21'i, plasebo verilen grupta ise %16.1'i advers etkilerdendolayı tedaviyi bırakmışlardır. En yaygın raporlanan yan etkiler hiperkalemi, hipotansiyon veböbrek yetmezliğidir. Bu etkiler daha yaygın olarak 70 yaşın üzerindeki, diyabeti olan veya renin-anjiyotensin-aldestoron sistemini etkileyen diğer medikal ilaçları kullanan (özellikle ADEinhibitörü ve/veya spironolakton) kişilerde görülmüştür.
Klinik çalışmalardan ve pazarlama sonrası deneyimlerden elde edilen yan etkiler aşağıda verilmiştir:
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Lökopeni, nötropeni ve agronülositoz
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın: Hiperkalemi Çok seyrek: Hiponatremi
Sinir sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Sersemlik, baş ağrısı
Vasküler hastalıklar
8/16
Yaygın: Hipotansiyon
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıkları
Çok seyrek: Öksürük
Gastrointestinal hastalıkları
Çok seyrek: Bulantı
Hepato-biliyer hastalıkları
Çok seyrek: Karaciğer enzimlerinde artış, anormal hepatik fonksiyon veya hepatit
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok seyrek: Anjiyoödem, döküntü, ürtiker, kaşıntı
Kas-iskelet sistemi bozuklukları, bağ doku ve kemik bozuklukları
Çok seyrek: Sırt ağrısı, artralji, miyalji
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın: Yatkın hastalarda renal yetersizliği de içeren böbrek bozukluğu (Bkz. Bölüm 4.4)
Laboratuvar bulguları
Kandesartan sileksetil ile kalp yetmezliği tedavisinde hiperkalemi ve böbrek yetmezliği yaygın olarak görülmektedir. Serum kreatinin ve potasyum düzeylerinin düzenli olarak izlenmesiönerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanaksağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
Farmakolojik özellikler göz önüne alındığında, doz aşımının temel bulgusu semptomatik hipotansiyon ve sersemlik olabilir. Doz aşımına ilişkin bireysel vaka raporlarında (672 mg'a kadarkandesartan sileksetil) hastanın durumunun düzelmesi sorunsuz olmuştur.
Tedavi:
Semptomatik hipotansiyon geliştiğinde, semptomatik tedavi uygulanmalı ve hastanın yaşamsal bulguları gözlenmelidir. Hasta ayakları yukarıda olacak şekilde yatırılmalıdır. Bu yeterli olmazsa,infüzyon yoluyla serum fizyolojik gibi bir solüsyon uygulanarak plazma hacmi artırılmalıdır. Buönlemlerin de yetersiz olduğu durumlarda sempatomimetik ilaçlar uygulanabilir. Kandesartanhemodiyaliz ile uzaklaştırılamaz.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
Farmakoterapötik grubu: Anjiyotensin II antagonistleri (kandesartan)
ATC kodu : C09C A06
Anjiyotensin II, renin-anjiyotensin-aldesteron sisteminin en önemli vazoaktif hormonudur ve hipertansiyon, kalp yetmezliği ve diğer kardiyovasküler bozuklukların fizyopatolojisinde önemlibir rol oynar. Aynı zamanda uç organ hasarı ve hipertrofisinin patogenezinde de önemli bir rolüvardır. Anjiyotensin II'nin vazokonstriksiyon, aldosteron salınımının uyarılması, tuz ve sudengesinin düzenlenmesi ve hücre büyümesinin uyarılması gibi temel fizyolojik etkileri tip Ireseptörü (AT
1
) aracılığıyla olur.
Kandesartan sileksetil oral kullanıma uygun bir ön ilaçtır. Gastro-intestinal kanaldan emilimi sırasında ester hidrolizi sonucu hızla, aktif formu olan kandesartana dönüşür. Kandesartan, AT
1
reseptörlerine selektif olarak sıkı bağlanan ve yavaş ayrılan, bir anjiyotensin II reseptörantagonistidir. Agonist aktivitesi yoktur.
Kandesartan, anjiyotensin I'i anjiyotensin II'ye çeviren ve bradikinini parçalayan ADE'i (anjiyotensin dönüştürücü enzim) inhibe etmez. Bradikinin, P maddesi veya ADE üzerine etkisiyoktur. ADE inhibitörleri ile kandesartanın karşılaştırıldığı kontrollü klinik deneylerde, öksürük,kandesartan sileksetil alan hastalarda daha az görülmüştür. Kandesartan, diğer hormonreseptörlerine veya kardiyovasküler regülasyonda önemli olduğu bilinen iyon kanallarınabağlanmaz veya bloke etmez. Anjiyotensin II (AT
1Hipertansiyon
Kandesartan, hipertansiyon tedavisinde, arteriyel kan basıncında uzun etkili ve doza bağlı bir düşüş sağlayarak etki gösterir. Antihipertansif etkisi, kalp hızında refleks artışa neden olmadan sistemikperiferik direnci azaltmasına bağlıdır. İlk doza bağlı ağır hipotansiyon ya da tedavininkesilmesinden sonra rebound etki görülmesi ile ilgili bulgular yoktur.
Kandesartan sileksetilin tek doz kullanımını takiben, antihipertansif etki genellikle 2 saat içinde başlar. İlaç herhangi bir dozda devamlı kullanıldığında, kan basıncındaki düşüşün büyük bir kısmıgenellikle 4 hafta içinde elde edilir ve uzun süreli tedavi ile kan basıncındaki bu seviye idameettirilir. Meta-analizlere göre günde tek seferlik dozun 16 mg'dan 32 mg'a çıkarılmasının ortalamailave etkisi azdır. Kişiden kişiye gösterilen farklılık göz önüne alınırsa, bazı hastalarda ortalamanınüzerinde bir etki beklenebilir. Kandesartan sileksetilin günde tek doz kullanımı, kan basıncında 24saat boyunca etkili ve düzgün bir azalmaya neden olur, doz aralıklarında vadi ve tepe etkileriarasındaki fark çok azdır. Kandesartan ve losartanın antihipertansif etkisi ve tolerabilitesi, hafif veorta dereceli 1268 hipertansiyon hastasının katıldığı iki adet randomize, çift kör çalışmadakarşılaştırılmıştır. Günde tek doz 32 mg kandesartan sileksetil ile kan basıncı düşüşü(sistolik/diastolik) 13.1/10.5 mmHg, günde tek doz 100 mg losartan potasyum ile 10.0/8.7mmHg'dır (kan basıncaki düşüş farkı 3.1/1.8 mmHg, p< 0.0001/p<0.0001).
Kandesartan sileksetil, hidroklorotiyazid ile birlikte kullanıldığında aditif antihipertansif etki ortaya çıkar. Kandesartan, hidroklorotiyazid ya da amlodipin ile birlikte kullanıldığında iyi tolere
edilmiştir Bus^ven^ elektronik imza ile imzalanmıştır.
edilmiştir.
10/16
Renin-anjiyotensin-aldesteron sistemini bloke eden ilaçların belirgin antihipertansif etkisi, siyah ırktan hastalarda (genellikle düşük renin popülasyonu) siyah tenli olmayan hastalara göre dahaazdır. Bu durum kandesartan için de geçerlidir. Diyastolik hipertansiyonu olan 5156 hastanınkatıldığı açık etiketli klinik çalışmada, kandesartan tedavisi sırasındaki kan basıncı düşüşü, siyahırktan olan hastalarda siyah ırktan olmayan hastalara göre önemli ölçüde daha azdır (14.4/10.3mmHg / 19.0/12.7 mmHg, p<0.0001/p<0.0001).
Kandesartan, renal vasküler direnci ve filtrasyon fraksiyonunu azaltırken böbreğin kan akımını artırır, glomerüler filtrasyon hızını ya artırır ya da hiç etki göstermez. Tip II diabetes mellitus vemikroalbuminürisi olan hipertansiyon hastalarında yapılan 3 aylık bir klinik çalışmada,kandesartan sileksetil, üriner albumin atılımını (albumin/kreatinin oranı ortalama %30, %95güvenlik aralığı %15-42) azaltmıştır. Halen, kandesartanın diyabetik nefropatinin ilerlemesiüzerine etkisine ilişkin veri yoktur.
Hafif ve orta derecede hipertansiyonu olan 4937 yaşlı hastada (70-89 yaş; %21 80 yaşında veya daha üstü), günde tek doz 8-16 mg (ortalama 12 mg) kandesartan sileksetilin kardiyovaskülermorbidite ve mortalite üzerine etkileri, randomize bir klinik çalışma (SCOPE- Study on Cognitionand Prognosis in the Elderly) ile değerlendirilmiş ve ortalama 3.7 yıl boyunca takip edilmiştir.Kandesartan sileksetil veya plasebo gruplarına gerektiğinde başka bir antihipertansif tedavieklenmiştir. Kan basıncı, kandesartan grubunda 166/90 mm Hg'dan 145/80 mm Hg'ya, kontrolgrubunda ise 167/90 mm Hg'dan 149/82 mm Hg'ya düşürülmüştür. Primer sonlanım noktası olanmajör kardiyovasküler olaylarda (kardiyovasküler mortalite, ölümcül olmayan inme ve ölümcülolmayan miyokard enfarktüsü) istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmemiştir. Kontrolgrubunda 1000 hasta yılında 30 olay görülürken kandesartan grubunda 26.7 olay görülmüştür(rölatif risk 0.89, %95 güvenlik aralığı 0.75-1.06, p=0.19).
İki büyük randomize, kontrollü çalışma (ONTARGET (Ongoing Telmisartan Alone and in combination with Ramipril Global Endpoint Trial) ve VA NEPHRON-D (The Veterans AffairsNephropathy in Diabetes)) bir ADE-inhibitörünün bir AI
IR
A ile kombine kullanımını incelemiştir.
ONTARGET çalışması, kardiyovasküler ya da serebrovasküler hastalık öyküsü olan ya da son-organ hasarı ile birlikte seyreden tip 2 diyabetes mellitus hastalarında yürütülmüştür. VA NEPHRON-D tip 2 diyabetes mellitus hastalığı olan ve diyabetik nefropatisi bulunan hastalardayürütülmüştür.
Bu çalışmalar renal ve/veya kardiyovasküler sonlanımlar ve mortalite üzerinde anlamlı yarar göstermemiş, monoterapiyle kıyaslandığında hiperkalemi, akut böbrek hasarı ve/veya hipotansiyonriskinin arttığı gözlenmiştir. Benzer farmakodinamik özellikleri dikkate alındığında, bu sonuçlardiğer ADE-inhibitörleri ve AIIRA için de anlamlıdır.
Bu nedenle ADE-inhibitörleri ve AIIRA diyabetik nefropati bulunan hastalarda eşzamanlı olarak kullanılmamalıdır.
w\\k.turK
4
y e. go vftr/sagliK-tıtçK-e bys
Aliskiren grubunda, plasebo
ALTITUDE (Aliskiren Trial in Type 2 Diabetes using Cardiovascular and Renal Disease Endpoints) çalışması), kronik böbrek hastalığı, kardiyovasküler hastalık ya da her ikisi bulunan tip2 diyabetus mellitus hastalarında standart bir ADE-inhibitörü ya da bir AIIRA s tedavisinemesinin yararını test etmek için tasarlanan bir çalışma olmuştur. Advers sonuç
riskinde artış olması nedeniyle çalışma erken
11/16
grubuna kıyasla, kardiyovasküler ölüm ve inme vakalarının her ikisi de sayısal olarak daha sık görülmüş ve ilgili advers olaylar ve ciddi advers olaylar (hiperkalemi, hipotansiyon ve renaldisfonksiyon) aliskiren grubunda plasebo grubuna göre daha sık bildirilmiştir.
Kalp yetmezliği
"Candesartan in Heart Failure-Assesment of Reduction in Mortality and Morbidity-CHARM programında görüldüğü gibi kandesartan sileksetil ile tedavi, mortalite ve kalp yetmezliğine bağlıhospitalizasyonu azaltır ve sol ventrikül sistolik fonksiyonu bozulmuş olan hastalardasemptomlarda düzelme sağlar.
CHARM-Alternatif (CHARM-Alternative, n=2.028), SVEF < % 40 olan ve tolere edemedikleri için (özellikle öksürüğe bağlı, %72) ADE inhibitörü kullanamayan hastalar CHARM-İlave(CHARM-Added, n=2.548) SVEF < % 40 olan ve bir ADE inhibitörü ile tedavi edilen hastalarCHARM-Korunmuş (CHARM-Preserved, n=3.023) SVEF>%40 olan hastalar.
Başlangıçta optimal kronik kalp yetmezliği tedavisi gören hastalar plasebo ve kandesartan sileksetil (günde tek doz olarak verilen 4 mg veya 8 mg'dan günde tek doz 32 mg veya tolereedilebilen en yüksek doza titrasyon, ortalama doz 24 mg) uygulanmak üzere randomize edilmiştirve ortalama 37.7 ay izlenmiştir. Tedaviden 6 ay sonra kandesartan sileksetil (%89) almaya devameden hastaların %63'ü hedeflenen doz olan 32 mg dozu kullanmakta idi.
CHARM-Alternatif çalışmasında, kardiyovasküler mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktası, plaseboya oranla kandesartan ile belirgin olarakdaha fazla azalmıştır (nispi risk (hazard ratio)-HR- 0.77, %95 güvenlik aralığı 0.67-0.89, p<0.001).Bu da, %23 oranında rölatif bir risk azalmasına eşdeğerdir. Bir hastanın kardiyovasküler olaynedeni ile ölmesi veya kalp yetmezliği tedavisi için hospitalizasyonunu önlemek için, 14 hastanınçalışma boyunca tedavi edilmeleri gerekmiştir.
Tüm nedenlere bağlı mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktasında, kandesartan ile anlamlı bir düşüş gözlenmiştir (nispi risk (hazard ratio) 0.80,% 95 güvenlik aralığı 0.70-0.92, p= 0.001). Birleşik sonlanım noktalarının mortalite ve morbidite(kronik kalp yetmezliğine bağlı hospitalizasyon) bileşenlerinin, kandesartanın olumlu etkisiüzerinde katkıları olmuştur. Kandesartan sileksetil ile tedavi, NYHA fonksiyonel sınıfın düzelmesiile sonuçlanmıştır (p=0.008).
CHARM-İlave çalışmasında, kardiyovasküler mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktasında plaseboya oranla kandesartan ile anlamlı bir düşüşolmuştur (nispi risk (hazard ratio) 0.85, % 95 Güvenlik aralığı 0.75-0.96, p=0.011). Bu da, %15oranında rölatif bir risk azalmasına eşdeğerdir. Bir hastanın kardiyovasküler olay nedeni ile ölmesiveya kalp yetmezliği tedavisi için hospitalizasyonunu önlemek için 23 hastanın çalışma boyuncatedavi edilmeleri gerekmiştir.
Tüm nedenlere bağlı mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktasında kandesartan ile anlamlı bir düşüş olmuştur (nispi risk (hazard ratio) 0.87, %95 güvenlik aralığı 0.78-0.98, p=0.021). Birleşik sonlanım noktalarının mortalite ve morbiditebileşenlerinin, kandesartanın olumlu etkisi üzerinde katkıları olmuştur. Kandesartan sileksetil ile
ssfesisssfUflifedsisstei lle sosuçla,BPmıâar:(pp=0i020),ı
ufkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys
tedavi, NY
12/16
CHARM-Korunmuş çalışmasında, kardiyovasküler mortalite veya kronik kalp yetmezliğine bağlı ilk hospitalizasyonun birleşik sonlanım noktasında istatistiksel olarak anlamlı bir düşüş eldeedilmemiştir (nispi risk (hazard ratio) 0.89,
%
95 güvenlik aralığı 0.77-1.03, p=0.118).
Üç CHARM çalışmasının her biri ayrı ayrı değerlendirildiğinde tüm nedenlere bağlı mortalite istatistik olarak anlamlı değildir. Bununla birlikte tüm nedenlere bağlı mortalite hasta gruplarına aittoplam veriler ile de değerlendirilmiştir, CHARM-Alternatif ve CHARM-İlave (nispi risk (hazardratio) 0.88, %95 güvenlik aralığı 0.79-0.98, p=0.018) ve 3 çalışmanın toplamı (tehlike oranı 0.91,%95 güvenlik aralığı 0.83-1.00, p=0.055).
Kandesartanın kardiyovasküler mortalite ve kronik kalp yetmezliği nedeniyle hospitalizasyon üzerindeki yararlı etkileri yaş, cinsiyet ve kombine tedaviden bağımsız olarak tüm hastalardaaynıdır. Kandesartan ayrıca, beta reseptör blokeri ve ADE inhibitörünü aynı anda kullananhastalarda da etkilidir ve bu etki hastanın ADE inhibitörünü kılavuzlarda önerilen dozlarda ya dafarklı dozda alması halinde de elde edilmektedir.
Kronik kalp yetmezliği ve sol ventriküler sistolik fonksiyonu bozulmuş hastalarda (sol ventriküler ejeksiyon fraksiyonu, SVEF < %40) kandesartan sistemik vasküler direnci ve pulmoner kapillertıkalı basıncı azaltır, plazma renin aktivitesini ve anjiotensin II konsantrasyonunu yükseltir vealdesteron düzeylerini düşürür.
5.2 Farmakokinetik özellikler
Emilim:
Oral uygulandıktan sonra, kandesartan sileksetil ilacın aktif formu olan kandesartana dönüşür. Oral kandesartan sileksetil solüsyonunun alınmasından sonra kandesartanın mutlak biyoyararlanımıyaklaşık %40'tır. Aynı oral solüsyon ile karşılaştırılan tablet formunun bağıl biyoyararlanımı, çokaz değişkenlikle yaklaşık %34'dür. Dolayısıyla tabletin tahmini mutlak biyoyararlanımı %14'dür.Tablet alınmasından sonra en yüksek serum konsantrasyonuna (Cmax) 3-4 saatte ulaşılır. Terapötikdoz aralığında, kandesartanın serum konsantrasyonu, ilacın dozu artırıldığında doğrusal olarakartar. Kandesartanın farmakokinetik özelliklerinde cinsiyete bağlı farklılıklar gözlenmemiştir.Kandesartanın serum konsantrasyonu-zaman eğrisi altındaki alan (EAA) gıda alımından belirginolarak etkilenmez.
Kandesartanın biyoyararlanımı yemeklerden etkilenmez.
Dağılım:
Kandesartan yüksek oranda plazma proteinlerine bağlanır (%99'dan daha fazla). Kandesartanın plazma dağılım hacmi 0.1 L/kg'dır.
Biyotransformasyon:
Mevcut etkileşim çalışmaları, kandesartanın CYP2C9 ve CYP3A4 üzerine bir etkisinin olmadığını göstermiştir. İn vitro verilere göre, metabolizması sitokrom P450 izoenzimleri olan CYP1A2,CYP2A6, CYP2C9, CYP2C19, CYP2D6, CYP2E1 veya CYP3A4'e bağlı olan tıbbi ürünler ilekandesartanın in vivo etkileşimi beklenmez.
ui i m i n3ç\/rvn • Bu güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.
Belge Do
13/16
Kandesartanın terminal yarılanma süresi yaklaşık 9 saattir. Tekrarlanan dozlardan sonra birikme özelliği göstermez.
Kandesartan esas olarak idrar ve safra yoluyla değişmeden atılır, çok küçük bir kısmı karaciğerde metabolize edildikten (CYP2C9 ile) sonra atılır.
Kandesartanın toplam plazma klerensi yaklaşık 0.37 mL/dak/kg, renal klerensi ise yaklaşık 0.19 mL/dak/kg'dır. Kandesartanın renal eliminasyonu, hem glomerülar filtrasyon hem de aktif tübülersekresyon ile gerçekleşir. C14 işaretli kandesartan sileksetilin oral uygulanmasından sonra dozunyaklaşık %26'sı idrarla kandesartan olarak, %7'si inaktif metabolit olarak, yaklaşık %56'sı dafeçesde kandesartan olarak ve % 10'u inaktif metabolit olarak atılır.
Hastalardaki karakteristik özellikler:
Özel popülasyonlardaki farmakokinetik:
Yaşlılarda (65 yaşın üzeri) kandesartanın Cmax ve EAA değerleri gençlerle karşılaştırıldığında sırasıyla %50 ve %80 oranında yüksek bulunmuştur. Buna rağmen, kandesartan kullanıldıktansonra yaşlılarda ve gençlerde kan basıncı üzerine olan etki ve istenmeyen etki aynıdır (Bkz. Bölüm4.2).
Hafif ve orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda kandesartanın Cmax ve EAA değerlerinde tekrarlanan dozlar sırasında, sırasıyla yaklaşık % 50 ve % 70 artış gözlenmiştir, fakat böbrekfonksiyonları normal olanlarla karşılaştırıldığında tı
/2
değerlerinde bir değişiklik olmamıştır. Ağırböbrek yetmezliği olan hastalarda benzer değişiklikler sırasıyla yaklaşık % 50 ve % 110'dur.Kandesartanın yarılanma ömrü ağır böbrek yetmezliği olanlarda yaklaşık iki kata çıkmaktadır.Hemodiyalizde olan hastaların farmakokinetiği, ağır böbrek yetmezliği olanlar ile benzerdir.
Hafif ve orta derecede karaciyer yetmezliği olan hastaları içeren iki adet klinik çalışmanın birinde kandesartana ait ortalama EAA değerindeki artış yaklaşık % 20, diğerinde de % 80'dir (Bkz.Bölüm 4.2). Ağır karaciğer yetmezliği olan hastalarda herhangi bir deneyim yoktur.
5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri
Klinik olarak uygun dozlarda verildiğinde anormal sistemik ya da hedef organ toksisitesi gözlenmemiştir. Preklinik güvenlilik çalışmalarında yüksek dozda verilen kandesartanın fareler,sıçanlar, köpekler ve maymunlarda böbrek ve kırmızı kan hücresi parametrelerinde etki yaptığıgözlenmiştir. Kandesartan, kırmızı kan hücresi değerlerinde (eritrosit, hemoglobin, hematokrit)azalmaya neden olmuştur. Böbrek üzerindeki etki (interstitsyel nefrit, tübüller distansiyon,bazofilik tübüller; üre ve kreatinin plazma konsantrasyonlarında artış) kandersartandankaynaklanmıştır ve bu renal perfüzyon değişikliklerine yol açan hipotansif etkiye sekonder olabilir.Ayrıca, kandesartan jukstaglomerüler hücrelerde hiperplazi/hipertrofi gelişmesine neden olmuştur.Bu değişikliklere kandesartanın farmakolojik etkisinin neden olduğu düşünülmektedir. İnsanlarda,terapötik dozlarda kullanılan kandesartanın renal jukstaglomerüler hücrelerindehiperplazi/hipertrofi ile ilişkisi gözlenmemiştir.
Normotansif ve juvenil sıçanlarla yapılan klinik öncesi çalışmalarda, kandesartan vücut ağırlığında ve kalp ağırlığında düşüşe neden olmuştur. Yetişkin hayvanlarda, bu etkilerin kandesartanın
Mı»yfeü,ıüi“iS
andesartan silekseti
:edtr.- En düşük doz 10 mg/kg'da kandesartana
ge lakıp Aaresı:httpş'//www.turkıye.^v.tr7sagliK-tıtcK-ebys
almış olan 1 ila <6 yaşlarında olan çocuklarda
farmakolojik etkisinden kaynak maruziyet, 0.2 mg/kg dozunda
14/16
tespit edilen düzeylerin 12 ila 78 katı ve 16 mg dozunda kandesartan sileksetil almış olan 6 ila <17 yaşları arasındaki çocuklarda tespit edilen düzeylerin 7 ila 54 katı arasındaydı. Bu çalışmalarda etkigözlenmeyen düzey tespit edilmiş olmadığından, kalp ağırlığı üzerindeki etkilere ilişkin güvenlikmarjini ve bulguya ilişkin klinik anlamlılık bilinmemektedir.
Gebeliğin ileri evrelerinde fötotoksisite gözlemlenmiştir (bkz bölüm 4.6).
In vitroin vivo
mutajenite testlerinde, klinik kullanımda kandesartanın mutajenik ve klastojenik etkisinin olmadığı belirtilmiştir.
Karsinojenesiteye ilişkin bir kanıt yoktur.
Renin-anjiyotensin-aldosteron sisteminin, rahim içindeki böbrek gelişiminde kritik bir rolü vardır.
Renin-anjiyotensin-aldosteron sistem blokajının çok genç farelerde anormal böbrek gelişimine yol açtığı gösterilmiştir. Doğrudan renin-anjiyotensin-aldosteron sistemi üzerinde etkisi olan ilaçlarınuygulanması normal renal gelişimi değiştirebilir. Bu yüzden, 1 yaşın altındaki çocuklaraATACAND® verilmemelidir (bkz. bölüm 4.3).
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1 Yardımcı maddelerin listesi
Laktoz monohidrat (inek sütü kaynaklıdır)
Mısır nişastası
Kırmızı demir oksit (E 172)
Hidroksipropil selüloz Gliserin
Karboksimetilselüloz kalsiyum Magnezyum stearat
6.2 Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3 Raf ömrü
24 ay.
6.4 Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
6.5 Ambalajın niteliği ve içeriği
Kutuda, PVC/PVCD-Alu folyo blister ambalajda, 28 ve 84 adet
6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Pharmactive İlaç San. ve Tfö! bAfS
.gÜVenlİelektronik imza ile imzalanmıştır.
B ağcıl ar/lstanbul
15/168. RUHSAT NUMARASI
2016/424
9. İLK RUHSAT TARİHİ VE RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 12.05.2016 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ