Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Gluvia 25 Mg Film Kaplı Tablet Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

GLUVİA 25 mg film kaplı tablet

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

Etkin madde:

Sitagliptin.................................25 mg (28,25 mg sitagliptin hidroklorür monohidrat olarak)

Yardımcı maddeler:

Kroskarmelloz sodyum............6,25 mg


Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.

3. FARMASÖTİK FORM

Film kaplı tablet

Pembe renkli, yuvarlak bikonveks film kaplı tablet.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

GLUVİA Tip II diyabet hastalarında;

Monoterapi


Diyet ve egzersizin tek başına yeterli kontrolü sağlayamadığı ve metformin intoleransı olan ya da metformin kullanımının kontrendike olduğu hastalarda monoterapi olarak glisemik kontrolügeliştirmek için endikedir.

Metformin ile Kombinasyon


Diyet ve egzersizle birlikte metforminin tek başına yeterli glisemik kontrolü sağlayamadığı durumda metforminle kombine kullanılarak glisemik kontrolü geliştirmek için endikedir.

Sülfonilüre ile Kombinasyon


Diyet ve egzersizle birlikte maksimal tolere edilebilir dozda sülfonilürenin tek başına yeterli glisemik kontrolü sağlayamadığı durumda ve metforminin kontrendikasyonlar veya intoleransnedeni ile uygun olmadığı durumlarda sülfonilüre ile kombine kullanımda glisemik kontrolügeliştirmek için endikedir.

PPARy agonisti ile Kombinasyon


Diyet ve egzersizle birlikte peroksizom proliferatör-aktive edici gama reseptör (PPARy) agonistinin (tiazolidindionlar) tek başına yeterli glisemik kontrolü sağlayamadığı durumlardaPPARy agonistiyle (tiazolidindionlar) kombine kullanılarak glisemik kontrolü iyileştirmek içinendikedir.

Metformin ve Sülfonilüre ile Kombinasyon


Diyet ve egzersizle birlikte ikili sülfonilüre + metformin tedavisinin yeterli glisemik kontrolü sağlayamadığı durumlarda GLUVİA sülfonilüre ve metformin ile kombine kullanılarakglisemik kontrolü geliştirmek için endikedir.

Metformin ve PPARy agonisti ile Kombinasyon


Diyet ve egzersizle birlikte ikili metformin + PPARy agonisti (tiazolidindionlar) tedavisinin yeterli glisemik kontrolü sağlayamadığı durumlarda GLUVİA metformin ve PPARy agonistiile kombine kullanılarak glisemik kontrolü geliştirmek için endikedir.

1/18

İnsülin ile Kombinasyon


Diyet ve egzersizle birlikte insülinin stabil dozajı ile yeterli glisemik kontrol sağlanamadığında insüline ilave tedavi (metformin ile birlikte veya metformin olmaksızın) olarak da kullanımıiçin endikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji/Uygulama sıklığı ve süresi

GLUVİA için önerilen doz günde bir kez 100 mg'dır. GLUVİA metformin ve/veya bir PPARy agonisti ile birlikte kullanıldığında, metformin ve/veya PPARy agonistinin dozu korunmalı vesitagliptin eş zamanlı olarak verilmelidir.

GLUVİA sülfonilüre ile ya da insülin ile kombine olarak kullanıldığında, sülfonilürenin neden olabileceği hipoglisemi riskini azaltmak için sülfonilürenin ya da insülinin dozunu düşürmekdüşünülebilir (bkz. bölüm 4.4).

Eğer GLUVİA'nın bir dozu atlanırsa, hasta hatırlar hatırlamaz ilacı almalıdır. Aynı gün içinde çift doz alınmamalıdır.

Uygulama şekli

GLUVİA yiyeceklerle birlikte veya açken alınabilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler Böbrek yetmezliği

GLUVİA'nın başka bir antidiyabetik ürünle kombine kullanımı düşünülürken, diğer ürünün böbrek bozukluğu olan hastalarda kullanım koşullarının gözden geçirilmesi gerekir.

Hafif böbrek bozukluğu olan hastalarda (tahmini glomerülar filtrasyon oranı [eGFR]>60 ila <90 ml/dak), GLUVİA dozunda ayarlama yapılması gerekmez.

Orta derecede böbrek bozukluğu olan hastalarda (tahmini glomerülar filtrasyon oranı [eGFR]>45 ila <60 ml/dak), GLUVİA dozunda ayarlama yapılması gerekmez.

Orta derecede böbrek bozukluğu olan hastalarda (tahmini glomerülar filtrasyon oranı [eGFR]>30 ila <45 ml/dak), GLUVİA dozu günde bir kez 50 mg'dır.

Ciddi böbrek bozukluğu olan (eGFR>15 ila <30 ml/dak) veya hemodiyaliz ya da periton diyalizi gerekenleri de içeren son evre böbrek hastalığı (SEBH) (eGFR<15 mL/dak)olanhastalarda GLUVİA dozu günde bir kez 25 mg'dır. GLUVİA diyalize girilen zamandanbağımsız olarak uygulanabilir.

Böbrek fonksiyonuna bağlı doz ayarlaması gerektiğinden, böbrek fonksiyonunun GLUVİA'ya başlamadan önce ve başladıktan sonra periyodik olarak değerlendirilmesi tavsiye edilir.

Karaciğer yetmezliği

Hafif ve orta dereceli karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir. Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarla yapılmış klinik çalışma bulunmamaktadır vedikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 5.2).

Ancak, sitagliptin başlıca böbrekle elimine edildiğinden, şiddetli karaciğer yetmezliğinin

2/18

sitagliptin farmakokinetiğini etkilemesi beklenmez.

Geriyatrik popülasyon

Yaşa bağlı doz ayarlamasına gerek yoktur.

Pediyatrik popülasyon

Yetersiz etkililik nedeniyle sitagliptin 10 ila 17 yaş arası çocuklarda ve adolesanlarda kullanılmamalıdır. Mevcut veriler bölüm 4.8, 5.1 ve 5.2'de sunulmaktadır. Sitagliptin, 10 yaşınaltındaki pediyatrik hastalarda çalışılmamıştır.

4.3. Kontrendikasyonlar

GLUVİA bileşimindeki maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir (bkz. bölüm 4.4 ve 4.8).

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Genel uyarılar


GLUVİA Tip I diyabetli hastalarda veya diyabetik ketoasidozu olan hastaların tedavisinde kullanılmamalıdır.

Akut pankreatit


Dipeptidil peptidaz 4 (DPP-4) inhibitörleri kullanımı akut pankreatit gelişme riskiyle ilişkilendirilmiştir. Hastalar akut pankreatitin inatçı şiddetli abdominal ağrı gibi belirginsemptomları açısından bilgilendirilmelidir. Sitagliptin tedavisine son verildikten sonra(destekleyici tedavi uygulanarak ya da uygulanmaksızın) pankreatitte düzelmegözlemlenmiştir; ancak, hemorajik veya nekrotizan pankreatit ve/veya ölüm vakaları çokseyrek rapor edilmiştir. Pankreatit şüphesi varsa, GLUVİA ya da diğer potansiyel şüpheliürünler bırakılmalıdır; akut pankreatit teşhisi doğrulanırsa GLUVİA tekrar başlatılmamalıdır.Pankreatit hikayesi olan hastalarda dikkatli olunmalıdır.

Diğer anti-hiperglisemik tıbbi ürünlerle kombine kullanıldığında hipoglisemiSitagliptinin monoterapi şeklinde ve hipoglisemiye yol açmadığı bilinen ajanlarla (metforminveya bir PPARy agonisti (tiazolidindionlar)) kombine tedavinin bir parçası olarak verildiğiklinik çalışmalarda, sitagliptin ile bildirilen hipoglisemi oranları plasebo alan hastalardakioranlarla benzerdir. Sitagliptin sülfonilüre veya insülinle birlikte kullanıldığında hipoglisemigözlemlenmiştir. Dolayısıyla, hipoglisemi riskini azaltmak için sülfonilürenin veya insülinindaha düşük bir dozunun kullanımı düşünülebilir (bkz. Bölüm 4.2).

Böbrek yetmezliği


GLUVİA böbrek yoluyla atılır. Böbrek fonksiyonu normal olan hastalardakine benzer plazma GLUVİA konsantrasyonlarına ulaşmak için, eGFR<45 mL/dk olan hastalarda ve hemodiyalizveya periton diyalizi gereken SEBH'li hastalarda daha düşük dozlar tavsiye edilir (bkz. Bölüm4.2 ve 5.2).

GLUVİA'nın başka bir antidiyabetik ürünle kombine kullanımı düşünülürken, diğer tıbbi ürünün böbrek bozukluğu olan hastalarda kullanım koşullarının gözden geçirilmesi gerekir.

Hipersensitivite reaksiyonları


GLUVİA ile tedavi edilen hastalarda pazarlama sonrası ciddi hipersensitivite reaksiyonları bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar anaflaksi, anjiyoödem ve Stevens-Johnson sendromu dahileksfoliyatif deri reaksiyonlarıdır. Reaksiyonların başlangıcı tedaviye başlanmasından sonraki

3/18

ilk 3 ayda, bazıları ilk dozdan sonra görülmüştür. Eğer bir hipersensitivite reaksiyonundan şüpheleniliyorsa GLUVİA kullanımı durdurulmalıdır. Reaksiyonların diğer potansiyelnedenleri değerlendirilmeli ve alternatif bir diyabet tedavisine başlanmalıdır.

Büllöz Pemfigoid


DPP-4 inhibitörleri alan hastalarda, hastaneye başvuru gerektiren büllöz pemfigoid vakaları pazarlama sonrasında raporlanmıştır. Birçok vakada, ilaç bırakıldığında ve sistemik/topikalimmünsupresif tedavi uygulandığında hastaların düzeldiği görülmüştür. GLUVİA kullanırkenciltte oluşabilecek kabarcık ve erezyonların bildirilmesi hastalara anlatılmalıdır. Eğer büllözpemfigoid riskinden şüphe edilirse GLUVİA derhal bırakılmalı ve uygun tanı ve tedavi içinhasta bir dermatoloğa yönlendirilmelidir.

Artralji:


DPP-4 inhibitörlerini alan hastalarda, şiddetli ve hareket kısıtlılığına yol açabilen artraljiye dair pazarlama sonrası vakalar raporlanmıştır. Tedavi başlangıcından itibaren, semptomlarınbaşlama zamanı bir gün ile yıllar arasında değişmiştir. İlaç bırakıldığında semptomların daortadan kalktığı ve hastalara aynı ilaç veya farklı bir DPP-4 inhibitörü yeniden verildiğindesemptomların tekrar meydana geldiği görülmüştür. DPP-4 inhibitörleri, şiddetli eklem ağrısınınolası nedeni olarak düşünülmeli ve uygunsa ilaç bırakılmalıdır.

4.5. Diğer tıbbi ürünlerle etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri

Diğer tıbbi ürünlerin sitagliptin üzerine etkileri


Aşağıda belirtilen klinik veriler sitagliptin ile birlikte uygulanan tıbbi ürünlerin klinik yönden anlamlı etkileşime yol açma riskinin düşük olduğunu ortaya koymaktadır.

İn vitroçalışmalar sitagliptinin sınırlı metabolizmasından sorumlu olan primer enzimin CYP3A4 olduğunu ve CYP2C8'in de bu metabolizmaya katkıda bulunduğunu göstermiştir.Böbrek fonksiyonları normal olan hastalarda metabolizma (CYP3A4 yoluyla metabolizmadahil), sitagliptin klerensinde küçük bir rol oynamaktadır. Ciddi böbrek yetmezliği veya sonevre böbrek hastalığı (SEBH) olan hastalarda metabolizma, sitagliptin eliminasyonunda dahaönemli bir rol oynayabilir. Bu nedenle ciddi böbrek yetmezliği veya son evre böbrek hastalığıolan hastalarda güçlü CYP3A4 inhibitörlerinin (örn., ketokonazol, itrakonazol, ritonavir,klaritromisin) sitagliptin farmakokinetiğini değiştirme olasılığı vardır. CYP3A4 inhibitörlerininböbrek yetmezliği olan hastalardaki etkisi herhangi bir klinik çalışmada değerlendirilmemiştir.

İn vitrotransport çalışmaları sitagliptinin p-glikoprotein ve organik anyon taşıyıcısı-3'ün (OAT3) sübstratı olduğunu göstermiştir. Klinik yönden anlamlı etkileşim riskinin düşükolmasına karşın, OAT3 aracılığıyla sitagliptin transportu probenesid tarafındanin vitroolarakinhibe edilmiştir. OAT3 inhibitörlerinin eş zamanlı kullanımıin vivoolarak incelenmemiştir.

Metformin:Günde iki defa birlikte verilen 50 mg sitagliptin ve 1000 mg metforminin çoklu dozları, Tip II diyabetli hastalarda sitagliptinin farmakokinetiğini anlamlı şekildedeğiştirmemiştir.

Siklosporin:P-glikoproteinin güçlü bir inhibitörü olan siklosporinin sitagliptinin

farmakokinetiği üzerindeki etkisini değerlendirmek amacıyla bir çalışma yapılmıştır. Oral yoldan tek doz 600 mg siklosporin ve yine oral yoldan tek doz 100 mg sitagliptinin birliktealınmasıyla sitagliptinin eğri altı alan (EAA) ve doruk ilaç konsantrasyonun (Cmaks) değerlerinisırasıyla yaklaşık%29 ve%68 oranında artmıştır. Sitagliptinin farmakokinetik özelliklerindegözlenen bu değişikliklerin klinik yönden anlamlı olduğu düşünülmemektedir. Sitagliptinin

4/18

renal klerensi anlamlı olarak değişmemiştir. Bu nedenle diğer p-glikoprotein inhibitörleri ile de anlamlı etkileşimler beklenmemektedir.

Sitagliptinin diğer tıbbi ürünler üzerine etkileri


Digoksin:Sitagliptinin plazma digoksin konsantrasyonları üzerinde küçük bir etkisi vardır. Günde 100 mg sitagliptin ile 0,25 mg digoksin 10 gün boyunca birlikte uygulandıktan sonra,digoksinin plazma EAA'sında ortalama %11 ve plazma Cmaks'mda ortalama %18 artışsaptanmıştır. Digoksin için hiçbir doz ayarlaması gerekmez. Ancak digoksin toksisitesiaçısından risk taşıyan hastalar sitagliptin ve digoksin eş zamanlı kullanıldığında bu yöndentakip edilmelidir.'mda ortalama %18 artışsaptanmıştır. Digoksin için hiçbir doz ayarlaması gerekmez. Ancak digoksin toksisitesiaçısından risk taşıyan hastalar sitagliptin ve digoksin eş zamanlı kullanıldığında bu yöndentakip edilmelidir.

İn vitroveriler sitagliptinin CYP450 izoenzimlerini inhibe etmediğini ve indüklemediğini göstermiştir. Klinik çalışmalarda, sitagliptinin metformin, gliburid, simvastatin, rosiglitazon,varfarin veya oral kontraseptiflerin farmakokinetik özelliklerini klinik olarak anlamlı derecededeğiştirmediği saptanmıştır. Bu çalışmalar CYP3A4, CYP2C8, CYP2C9 ve organik katyontaşıyıcıların (OKT) sübstratları ile ilaç etkileşimlerine yol açma eğiliminin düşük olduğunugösterenin vivokanıtlar sağlamıştır.İn vivoolarak sitagliptin, p-glikoproteini'nin hafifinhibitörü olabilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler

Özel popülasyonlara ilişkin veri bulunmamaktadır.

Pediyatrik popülasyon:

Pediyatrik popülasyona ilişkin veri bulunmamaktadır.

4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi C.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

GLUVİA tedavisi sırasında çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara etkili bir doğum kontrol yöntemi kullanmaları önerilmelidir.

Gebelik dönemi

Hamilelerde yeterli sayıda ve kontrollü yapılmış çalışma bulunmamaktadır. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar yüksek dozlarda üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir. İnsan verilerinin eksikliği nedeniyleGLUVİA gebelik döneminde kullanılmamalıdır.

Laktasyon dönemi

Sitagliptinin anne sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, sitagliptinin sütle atıldığını göstermektedir. GLUVİA laktasyon dönemindekullanılmamalıdır.

Üreme yeteneği / Fertilite

Hayvanlardan elde edilen veriler sitagliptinin erkek ve dişi fertilitesi üzerinde etkisi olduğuna işaret etmemektedir. İnsan verileri yetersizdir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

GLUVİA'nın araç ve makine kullanma becerisi üzerinde etkisi yoktur veya ihmal edilebilir

5/18

düzeydedir. Ancak araç ve makine kullanımı sırasında baş dönmesi ve uyku hali görülebileceği göz önünde bulundurulmalıdır.

Ayrıca, GLUVİA bir sülfonilüre ya da insülinle kombine olarak kullanıldığında, hastalar hipoglisemi riskine karşı uyarılmalıdır.

4.8. İstenmeyen etkiler

Güvenlilik profilinin özeti


Pankreatit ve aşırı duyarlılık reaksiyonlarını içeren ciddi advers reaksiyonlar bildirilmiştir. Sülfonilüre (%4,7-%13,8) ve insülin (%9,6) ile kombine kullanımda hipoglisemi bildirilmiştir(bkz. Bölüm 4.4).

İstenmeyen etkilerin tablo halinde listesi


İstenmeyen reaksiyonlar aşağıda Tablo 1'de sistem organ sınıfı ve sıklığa göre listelenmiştir:

Sıklıklar şu şekilde tanımlanmıştır: çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100, < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1000, < 1/100); seyrek (> 1/10000, < 1/1000); çok seyrek (< 1/10000) vebilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).

Tablo 1. Sitagliptin monoterapisinin plasebo-kontrollü klinik çalışmalarında vepazarlama sonrası kullanımda belirlenen reaksiyonların sıklığı_

İstenmeyen etkiler

İstenmeyen etkilerin sıklığı

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Trombositopeni

Seyrek

Bağışıklık sistemi hastalıkları

* f

Anafilaktik yanıtları içeren aşırı duyarlılık reaksiyonları •'

Sıklık bilinmiyor

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Hipoglisemi f

Yaygın

Sinir sistemi hastalıkları

Baş ağrısı

Yaygın

Baş dönmesi

Yaygın olmayan

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

İnterstisyel akciğer hastalığı*

Sıklık bilinmiyor

Gastrointestinal hastalıklar

Kabızlık

Yaygın olmayan

Kusma*

Sıklık bilinmiyor

Akut pankreatit*f{

Sıklık bilinmiyor

Ölümcül ve ölüme yol açmayan hemorajik ve nekrotizan pankreatit*f

Sıklık bilinmiyor

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Kaşıntı*

Yaygın olmayan

Anjiyoödem*f

Sıklık bilinmiyor

Döküntü*f

Sıklık bilinmiyor

Ürtiker*f

Sıklık bilinmiyor

6/18

Kütanöz vaskülit*!

Sıklık bilinmiyor

Stevens-Johnson sendromunu içeren eksfoliyatif deri hastalıkları •'

Sıklık bilinmiyor

Büllöz pemfigoid*

Sıklık bilinmiyor

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Eklem ağrısı*

Sıklık bilinmiyor

Kas ağrısı*

Sıklık bilinmiyor

Sırt ağrısı*

Sıklık bilinmiyor

Artropati*

Sıklık bilinmiyor

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Böbrek fonksiyon bozukluğu*

Sıklık bilinmiyor

Akut böbrek yetmezliği*

Sıklık bilinmiyor

*

Advers reaksiyonlar pazarlama sonrası takiple belirlenmiştir. fBkz. Bölüm 4.4.

* Aşağıda yer alan TECOS Kardiyovasküler Güvenlilik Çalışması'na bakınız.

Seçilmiş istenmeyen etkilerin açıklanması

Yukarıda tanımlanan ilaca bağlı istenmeyen etkilere ek olarak, ilaçla nedensel ilişkiden bağımsız ve sitagliptinle tedavi edilen hastalarda daha sık olmak üzere en az %5 oranındagerçekleşen istenmeyen etkiler üst solunum yolu enfeksiyonu ve nazofarenjittir. İlaçla nedenselilişkiden bağımsız ve sitagliptinle tedavi edilen hastalarda daha sık gerçekleşen (%5 seviyesineulaşmayan ancak insidansı kontrol grubuna göre sitagliptin'de >%0,5 yüksek olan) istenmeyenetkiler osteoartrit ve ekstremitelerde ağrıyı içermektedir.

Bazı istenmeyen etkiler, sitagliptinin tek başına kullanıldığı çalışmalara oranla sitagliptin ve diğer anti-diyabetik tıbbi ürünlerin birlikte kullanıldığı çalışmalarda daha sık gözlemlenmiştir.Bunlar hipoglisemi (sıklığı sülfonilüre ve metformin kombinasyonuyla birlikte çok yaygın),influenza (insülinle birlikte yaygın (metforminle birlikte veya metformin olmaksızın)), bulantıve kusma (metforminle yaygın), karında gaz (metformin veya pioglitazonla yaygın), kabızlık(sülfonilüre ve metformin kombinasyonuyla yaygın), periferal ödem (pioglitazonla veyapioglitazon ve metformin kombinasyonuyla yaygın), uyku hali ve diyare (metforminle yaygınolmayan) ve ağız kuruluğunu (insülinle yaygın değil (metforminle birlikte veya metforminolmaksızın)) içermektedir.

Pediyatrik popülasyon


10-17 yaşları arasındaki tip 2 diabetes mellitus'lu pediyatrik hastalarda sitagliptin ile yapılan klinik çalışmalarda, advers reaksiyonların profili yetişkinlerde gözlemlenenlerlekarşılaştırılabilir düzeydedir.

TECOS Kardiyovasküler Güvenlilik Çalışması

Sitagliptin ile Kardiyovasküler Sonuçları Değerlendirilmesi Çalışması (TECOS), günlük 100 mg doz (veya eğer temel eGFR > 30 ve < 50 mL/dak/1,73 m ise günlük 50 mg) sitagliptin iletedavi edilen 7332 hasta ve tedavi amaçlı popülasyonda plasebo ile tedavi edilen 7339 hastaiçermiştir. Her iki tedavi de hemoglobin Aic(HbAic) ve kardiyovasküler (KV) risk faktörleriiçin bölgesel standartları hedefleyen genel bakıma eklenmiştir. Sitagliptin alan hastalardakiciddi yan etkilerin genel insidansı, plasebo alan hastalardakine benzer bulunmuştur.

Tedavi amaçlı popülasyonda, temel olarak insülin ve/veya sülfonilüre kullanılan hastalar

7/18

arasında, ciddi hipoglisemi sitagliptin ile tedavi edilen hastalarda%2,7 ve plasebo ile tedavi edilen hastalarda % 2,5'tir; temel olarak insülin ve /veya sülfonilüre kullanmayan hastalarda,ciddi hipoglisemi insidansı sitagliptin ile tedavi edilen hastalarda % 1,0 ve plasebo ile tedaviedilen hastalarda % 0,7'dir. Doğrulanmış pankreatit teşhisinin insidansı sitagliptin ile tedaviedilen hastalarda %0,3 ve plasebo ile tedavi edilen hastalarda % 0,2'dir.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr: e- posta:[email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Sağlıklı bireylerde yapılan kontrollü klinik çalışmalarda, 800 mg'a kadar tekli dozlar halinde sitagliptin uygulanmıştır. 800 mg sitagliptin dozu kullanılarak yapılan bir çalışmada QTc'dekiminimal artışlar klinik açıdan önemli görülmemiştir. Klinik çalışmalarda 800 mg'dan yüksekdozlarla elde edilen deneyim yoktur. Faz I çoklu-doz çalışmalarında, 10 güne varan sürelerlegünde 600 mg'ye kadar ve 28 güne varan sürelerle günde 400 mg dozlarıyla uygulanansitagliptin ile doza bağlı klinik istenmeyen reaksiyonlar gözlenmemiştir.

Aşırı doz alımında, bilinen destekleyici yöntemleri uygulamak (örneğin: gastrointestinal kanaldan emilmemiş olan materyalin uzaklaştırılması), elektrokardiyogramı (EKG) da içerenklinik takiplerin yapılması ve gerekirse hastanede destek tedavisi uygulanması mantıklıdır.

Sitagliptin az miktarda diyaliz edilebilir. Klinik çalışmalarda, 3 ile 4 saatlik hemodiyaliz işlemi sırasında, verilen dozun yaklaşık % 13,5'inin uzaklaştırılmış olduğu saptanmıştır. Uzun sürelihemodiyaliz eğer klinik olarak uygun ise yapılabilir. Sitagliptinin periton diyalizi ile diyalizedilip edilmeyeceği bilinmemektedir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER 5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grubu: Oral antidiyabetik ilaçlar, Dipeptidil peptidaz 4 (DPP-4) İnhibitörleri ATC kodu: A10BH01.

Etki mekanizması


GLUVİA, dipeptil peptidaz 4 (DPP-4) inhibitörü olarak adlandırılan oral antihiperglisemik ilaç sınıfının bir üyesidir. Bu ilaçla birlikte glisemik kontrolde gözlenen gelişme, aktif inkretinhormonların seviyelerinin artması aracılığıyla olabilmektedir.

Glukagon benzeri peptid-1 (GLP-1) ve glukoza bağımlı insülinotropik polipeptidi (GIP) içeren inkretin hormonlar, gün boyunca bağırsak tarafından salgılanır ve yemek yenmesineyanıt olarak düzeyleri yükselir. İnkretinler glukoz homeostazının fizyolojik olarakdüzenlenmesinden sorumlu endojen sistemin bir parçasıdır. Kan glukoz konsantrasyonlarınormal veya yüksek olduğunda, GLP-1 ve GIP insülin sentezini artırır ve siklik AMP dahilhücre içi sinyalleme yolakları aracılığıyla pankreastaki beta hücrelerinden insülinsalıverilmesi artar. Tip II diyabetli hayvan modellerinde, GLP-1 veya DPP-4 inhibitörleri iletedavinin beta hücrelerinin glukoza cevabını iyileştirdiği ve insülin biyosentezini vesalıverilmesini uyardığı kanıtlanmıştır. İnsülin seviyeleri daha yüksek olduğunda, dokuyaglukoz alımı artar. Ek olarak, GLP-1 pankreas alfa hücrelerinden glukagon salgısını azaltır.

8/18

Glukagon konsantrasyonlarının azalması ve insülin seviyelerinin yükselmesi ile karaciğerdeki glukoz üretimi azalır ve bunun sonucunda kandaki glukoz seviyeleri düşer. GLP-1 ve GIP'inetkileri glukoza bağımlıdır. Kandaki glukoz konsantrasyonları düşük olduğunda insülinsalıverilmesinin uyarılması ve glukagon salgısının GLP-1 ile baskılanması gözlenmez.

Glukoz seviyesi normal konsantrasyonların üstüne çıktığında hem GLP-1 hem de GIP, insülin salıverilmesinin uyarımını artırır. GLP-1 ayrıca, hipoglisemiye normal glukagon cevabıoluşumuna zarar vermez. GLP-1 ve GIP'ın aktivitesi DPP-4 enzimi ile sınırlanır. DPP-4enzimi, inkretin hormonları hızlı bir şekilde hidrolize ederek inaktif maddeler üretir.

Sitagliptin, DPP-4'ün inkretin hormonları hidrolize etmesini önler, böylece GLP-1 ve GIP'ın aktif formlarının plazma konsantrasyonları artar. Aktif inkretin seviyelerini yükselterek,sitagliptin insülin salıverilmesini artırır ve glukoza bağımlı olarak glukagon seviyelerinidüşürür. Hiperglisemisi olan Tip II diyabet hastalarında, insülin ve glukagon seviyelerindeki budeğişiklikler HbA1c azalmasına ve açlık ve yemek sonrası glukoz konsantrasyonlarınındüşmesine sebep olur. Sitagliptinin glukoza bağımlı mekanizması, sülfonilürelerinmekanizmasından farklıdır. Sülfonilüreler glukoz seviyeleri düşük olsa bile insülinsalgılanmasını artırır ve bu da normal bireylerde ve Tip II diyabet hastalarında hipoglisemiyesebep olabilir. Sitagliptin, DPP-4 enziminin yüksek düzeyde seçici ve güçlü bir inhibitörüdür.Yakın ilişkili enzimler olan DPP-8 veya DPP-9'u terapötik konsantrasyonlarda inhibe etmez.

Sağlıklı gönüllülerde yürütülen iki günlük bir çalışmada, tek başına sitagliptin aktif GLP-1 konsantrasyonlarını yükseltmiş, buna karşılık tek başına metformin aktif ve toplam GLP-1konsantrasyonlarını benzer derecelerde yükseltmiştir. Sitagliptin ile metforminin eş zamanlıuygulanması aktif GLP-1 konsantrasyonları üzerinde aditif bir etki göstermiştir. Sitagliptinaktif GIP konsantrasyonlarını yükseltirken, metformin yükseltmemiştir.

Klinik etkililik ve güvenlilik


Tip 2 diyabetli yetişkin hastalarda, genel olarak sitagliptin monoterapi şeklinde veya kombinasyon tedavisinde kullanıldığında glisemik kontrolü iyileştirmiştir (bkz. Tablo 2).

Sitagliptin monoterapisinin etkililik ve güvenliliğini değerlendirmek amacıyla iki çalışma yürütülmüştür. Monoterapi olarak günde bir kez 100 mg sitagliptin ile tedavi, biri 18 haftalıkve diğeri 24 haftalık iki çalışmada HbA1c, açlık kan şekeri (AKŞ) ve öğünden 2 saat sonrakitokluk kan şekeri (2 saatteki TKŞ) plaseboya göre anlamlı iyileşmeler sağlamıştır. HOMA- p(Homeostazis Model Değerlendirmesi - P), proinsülinin insüline oranı ve sık aralıklarla örnekalınan öğün toleransı testine beta hücre yanıtı ölçümü dahil olmak üzere beta hücresifonksiyonunun belirleyici markerlerinde iyileşme gözlenmiştir. Sitagliptin ile tedavi edilenhastalarda gözlenen hipoglisemi plasebo ile benzer bulunmuştur. Her iki çalışmada dasitagliptin tedavisi ile vücut ağırlığında başlangıca göre artış görülmemiştir ve plasebo verilenhastalarda vücut ağırlığında küçük bir azalma olmuştur.

Sitagliptinin birinde metforminle diğerinde pioglitazon ile kombine kullanıldığı 24 haftalık iki çalışmada günde bir kez sitagliptin 100 mg glisemik parametrelerde plaseboya kıyasla anlamlıiyileşmeler sağlamıştır. Vücut ağırlığında başlangıca göre değişiklik sitagliptinle tedavi edilenhastalarda plasebo ile tedavi edilenlerle benzer bulunmuştur. Bu çalışmalarda sitagliptin veyaplasebo ile tedavi edilen hastalarda benzer hipoglisemi insidansı bildirilmiştir.

Tek başına glimepirid veya glimepirid ile metformin kombinasyonuna eklenen sitagliptinin (günde bir kez 100 mg) etkililiğini ve güvenliliğini değerlendirmek için 24 haftalık plasebo-kontrollü bir çalışma tasarlanmıştır. Sitagliptinin tek başına glimepirid veya glimepirid ve

9/18

metformin kombinasyonuna eklenmesi glisemik parametrelerde anlamlı iyileşmeler sağlamıştır. Sitagliptin ile tedavi edilen hastaların vücut ağırlığında plasebo verilenlerlekarşılaştırıldığında küçük bir artış olmuştur.

Pioglitazon ve metformin kombinasyonuna eklenen sitagliptinin (günde bir kez 100 mg) etkililiğini ve güvenliliğini değerlendirmek amacıyla 26 haftalık, plasebo-kontrollü birçalışma tasarlanmıştır. Pioglitazon ve metformine sitagliptin eklenmesi glisemikparametrelerde anlamlı iyileşme sağlamıştır. Başlangıca göre kilo farkı, sitagliptin tedavisigören hastalarla plasebo kullananlarda benzer olmuştur. Hipoglisemi insidansı da sitagliptinveya plasebo tedavisi gören hastalar arasında benzer olmuştur.

Metformin ile birlikte veya metformin olmaksızın (en az 1500 mg) insülin tedavisine (en az 10 hafta stabil dozda) eklenen sitagliptinin (günde bir kez 100 mg) etkililiğini ve güvenliliğinideğerlendirmek amacıyla 24 haftalık, plasebo-kontrollü bir çalışma tasarlanmıştır. Premiksinsülin alan hastalarda ortalama günlük doz 70,9 U/gündü. Premiks olmayan insülin (orta/uzunetkili) alan hastalarda, ortalama günlük doz 44,3 U/gündü. Sitagliptinin insüline eklenmesiglisemik parametrelerde anlamlı iyileşmeler sağlamıştır. İki gruptan herhangi birinde vücutağırlığında başlangıca göre anlamlı değişiklikler olmamıştır.

Başlangıç tedavisini inceleyen 24 haftalık plasebo-kontrollü, faktöryel bir çalışmada, günde iki kez 50 mg sitagliptin ile metformin (günde iki kez 500 mg veya 1000 mg) kombinasyonumonoterapiye kıyasla glisemik parametrelerde anlamlı iyileşmeler sağlamıştır. Sitagliptin vemetformin kombinasyonuyla vücut ağırlığında azalma, tek başına metformin veya plaseboylagözlenen azalmayla benzerdi; tek başına sitagliptin alan hastalarda başlangıca göre hiçbirdeğişim olmamıştır. Hipoglisemi insidansı tedavi gruplarında benzer bulunmuştur.

Tablo 2. Plasebo-kontrollü monoterapi ve kombine tedavi çalışmalarında HbAicsonuçları *_

Çalışma

Başlangıçtaki ortalamaHbA1c(%)

Başlangıçtaki HbA1c'ye göreortalamadeğişim (%)*

HbA1c'de plaseboya göredüzeltilmişortalamadeğişim (%)*(%95 GA)

Monoterapi Çalışmaları

Günde bir kez Sitagliptin 100 mg§(N= 193)

8,0

-0,5

-0,6*

(-0,8, -0,4)

Günde bir kez Sitagliptin 100 mg1 (N= 229)

8,0

-0,6

-0,8*

(-1,0, -0,6)

Kombine Tedavi Çalışmaları

Devam eden metformin tedavisine eklenen günde bir kez sitagliptin 100mg 1(N=453)

8,0

-0,7

-0,7*

(-0,8, -0,5)

Devam eden pioglitazon tedavisine eklenen günde bir kez Sitagliptin100 mg1(N=163)

8,1

-0,9

-0,7*

(-0,9, -0,5)

10/18

Devam eden glimepirid tedavisine eklenen günde bir kez Sitagliptin100 mg1 (N=102)

8,4

-0,3

-0,6*

(-0,8, -0,3)

Devam eden glimepirid + metformin tedavisine eklenengünde bir kez Sitagliptin 100 mg 1(N=115)

8,3

-0,6

-0,9*

(-1,1, -0,7)

Devam eden pioglitazon + metformin tedavisine eklenen gündebir kez Sitagliptin 100 mg # (N=152)

8,8

-1,2

-0,7*

(1,0, -0,5)

Başlangıç tedavisi (günde iki kez)1: Sitagliptin 50 mg +metformin 500 mg (N=183)

8,8

-1,4

-1,6*

(-1,8, -1,3)

Başlangıç tedavisi (günde iki kez)1: Sitagliptin 50 mg +metformin 1,000 mg (N=178)

8,8

-1,9

-2,1*

(-2,3, -1,8)

Devam eden insülin (+/-metformin) tedavisine eklenen günde bir kez Sitagliptin 100 mg 1(N=305)

8,7

-0,6

-0,6*'1 (-0,7, -0,4)

* Tedavi edilen tüm hastalar popülasyonu (tedavi amaçlı analiz).

*Başlangıç değeri ve önceki antihiperglisemik tedavi durumuna göre düzeltilmiş en küçükkare ortalamalar.

*Plaseboya veya plasebo + kombine tedaviye göre p<0,001.

§18. haftadaki HbAic(%).

1 24. haftadaki HbAic(%).

*26. haftadaki HbAic(%).

1Vizit 1'de metformin kullanımı (evet/hayır), Vizit 1'de insülin kullanımı (pre-miks veya pre-miks olmayan [ara ya da uzun süreli etkili]) ve başlangıç değerine göre düzeltilmiş en küçük kare ortalama. Tedavi ile hastanın yerleştirildiği sınıf (metformin ve insülin kullanımı)arasındaki etkileşimler anlamlı değildir (p > 0,10).

Antihiperglisemik tedavi almayan (en az 4 aydır tedavi almayan) ve diyet/egzersiz ile glisemik kontrolü yetersiz olan hastalarda günde bir kez 100 mg sitagliptinin (N=528)etkililiğini ve güvenliliğini metformin (N=522) ile karşılaştırmak amacıyla 24 haftalık aktif(metformin) kontrollü bir çalışma tasarlanmıştır. Ortalama metformin dozu günde yaklaşık1900 mg'dır. Ortalama başlangıç değerlerine (%7,2) göre HbA1c'de azalma sitagliptin için-%0,43 ve metformin için -%0,57'dir (Protokolde Tanımlanan Analiz). Sitagliptin ile tedaviedilen hastalarda ilaca bağlı olduğu kabul edilen gastrointestinal istenmeyen reaksiyonlarıngenel insidansı %2,7 iken, metformin ile tedavi edilen hastalarda %12,6'dır. Tedavigruplarında hipoglisemi insidansı anlamlı olarak farklı değildir (sitagliptin, %1,3; metformin,%1,9). Her iki grupta vücut ağırlığı başlangıca göre azalmıştır (sitagliptin, -0,6 kg; metformin-1,9 kg).

Metformin monoterapisiyle glisemik kontrolü yetersiz olan hastalarda tedaviye günde bir kez 100 mg sitagliptin veya glipizid (bir sülfonilüre) eklenmesinin etkililiğini ve güvenliliğinikarşılaştıran bir çalışmada sitagliptin HbA^'yi azaltma bakımından glipizid ile benzer

11/18

bulunmuştur. Karşılaştırma grubunda kullanılan ortalama glipizid dozu günde 10 mg'dı ve hastaların yaklaşık %40'ı çalışma döneminde günde <5 mg glipizid dozuna ihtiyaçduymuştur. Ancak sitagliptin grubunda etkisizlik nedeniyle tedaviyi bırakan hastaların sayısıglipizid grubuna göre daha yüksektir. Sitagliptin ile tedavi edilen hastaların vücut ağırlığındabaşlangıca göre anlamlı bir azalma gözlenirken, glipizid uygulanan hastalarda anlamlı kiloartışı gözlenmiştir (-1,5 kg'a karşı +1,1 kg). Bu çalışmada proinsülin/ insülin oranı (insülinsentezi ve salınımının etkililiğini gösteren bir belirleyici) sitagliptin ile iyileşmiş, glipizid ilekötüleşmiştir. Sitagliptin grubunda hipoglisemi insidansı (%4,9) glipizid grubuna göreanlamlı olarak daha düşük bulunmuştur (%32,0).

Yoğun insülinizasyon sırasında, metforminle birlikte veya metformin olmaksızın (en az 1500 mg) insülin glarjine sitagliptin (günde 100 mg) eklenmesinin insülin azaltma etkililiği vegüvenliliğini değerlendirmek için 660 hastanın katıldığı, 24 haftalık plasebo kontrollü birçalışma tasarlanmıştır. Başlangıç HbA1cdeğeri % 8,74 ve başlangıç insülin dozu 37 IU/gün'dür.Hastalara insülin glarjin dozlarını parmaktan ölçülen açlık glukoz değerlerine göre titre etmelerisöylenmiştir. 24. haftada günlük insülin dozu artışı sitagliptinle tedavi edilen hastalarda 19IU/gün iken plasebo kullananlarda 24 IU/gün olmuştur. Metforminle birlikte veya metforminolmaksızın sitagliptin ve insülin tedavisi gören hastalarda HbA^'de azalma -%1,31'ken,metforminle birlikte veya metformin olmaksızın plasebo ve insülin alan hastalarda -%0,87olmuştur; bu -%0,45'lik bir farka karşılık gelmektedir (%95 GA: -0,60, - 0,29). Hipoglisemiinsidansı, metforminle birlikte veya metformin olmaksızın sitagliptin ve insülin tedavisi alanhastalarda %25,2 iken metforminle birlikte veya metformin olmaksızın plasebo ve insülin alanhastalarda %36,8 olmuştur. Farklılığın temel sebebi 3 veya daha fazla hipoglisemi episodugeçiren hasta yüzdesinin plasebo grubunda daha yüksek olmasıdır (%9,4'e karşılık %19,1).Ciddi hipoglisemi insidansında fark olmamıştır.

Orta dereceden şiddetliye kadar değişen böbrek bozukluğu olan hastalarda günde bir kez 25 mg veya 50 mg sitagliptini günde 2,5- 20 mg glipizid ile karşılaştıran bir çalışma yürütülmüştür.Bu çalışma kronik böbrek bozukluğu (hesaplanan glomerüler filtrasyon hızı < 50 ml/dak) olan423 hastayı içermiştir. 54 hafta sonra, HbA^'de başlangıca göre ortalama azalma sitagliptin ile-%0,76 ve glipizid ile -%0,64 olarak bulunmuştur (Protokolde Tanımlanan Analiz). Buçalışmada, günde bir kez 25 mg veya 50 mg sitagliptinin etkililik ve güvenlilik profili böbrekfonksiyonu normal olan hastalarda yürütülen diğer monoterapi çalışmalarında gözlenen profilile genel olarak benzerdir. Sitagliptin grubunda hipoglisemi insidansı (%6,2) glipizid grubunakıyasla anlamlı olarak daha düşüktür (%17,0). Ayrıca, başlangıçtaki vücut ağırlığına göredeğişim bakımından da gruplar arasında anlamlı bir fark vardır (sitagliptin -0,6 kg; glipizid +1,2kg).

Günde bir kez 25 mg sitagliptini günde 2,5- 20 mg glipizid ile karşılaştıran başka bir çalışma diyalize giren son evre böbrek hastalığı (SEBH) olan 129 hastada yürütülmüştür. 54 hafta sonra,HbA1c'de başlangıca göre ortalama azalma sitagliptin ile -%0,72 ve glipizid ile -%0,87 olarakbulunmuştur. Bu çalışmada günde bir kez 25 mg sitagliptinin etkililik ve güvenlilik profiliböbrek fonksiyonu normal olan hastalarda yürütülen diğer monoterapi çalışmalarında gözlenenprofil ile genel olarak benzerdir. Hipoglisemi insidansı tedavi gruplarında birbirinden anlamlıolarak farklı değildir (sitagliptin, %6,3; glipizid, %10,8).

Kronik böbrek bozukluğu (kreatinin klerensi < 50 ml/dak) ve Tip 2 diyabeti olan 91 hastayı içeren diğer bir çalışmada, günde bir kez 25 mg veya 50 mg sitagliptin tedavisinin güvenlilikve tolerabilitesi plaseboyla genel olarak benzer bulunmuştur. Ayrıca, 12 hafta sonra HbA1c'de(sitagliptin -%0,59; plasebo -%0,18) ve açlık kan şekerinde (AKŞ) başlangıca göre ortalama

12/18

azalmalar (sitagliptin -25,5 mg/dL; plasebo -3,0 mg/dL) böbrek fonksiyonu normal olan hastalarda yürütülen diğer monoterapi çalışmalarında gözlenenlerle genel olarak benzerdir(bkz. Bölüm 5.2).

TECOS Kardiyovasküler Güvenlilik Çalışması tedavi amaçlı popülasyonda HbAic >%6,5 ila%8,0 kardiyovasküler rahatsızlığı olan, günlük 100 mg sitagliptin (7332) alan (eGFR > 30 ve< 50 mL/dak/1,73 m ise günlük 50 mg alan) ya da HbAic ve kardiyovasküler risk faktörleri içinbölgesel standartları hedefleyen olağan klinik doza eklenmiş plasebo (7339) alan 14671 hastadayapılmış randomize bir çalışmadır. eGFR < 30 mL/dak/1,73 m olan hastalar çalışmaya dahiledilmemiştir. Çalışma popülasyonu, 75 yaşında ve 75 yaşından büyük 2004 hastayı ve 3324böbrek yetmezliği olan hastayı (eGFR < 60 mL/dak/173 m ) içermektedir.

Çalışma boyunca, sitagliptin ve plasebo grupları arasındaki HbA^'nin genel tahmini ortalaması % 0,29 (0,01), % 95 GA (-0,32, -0,27); p < 0,001'dir.

Birincil kardiyovasküler sonlanım noktası ilk ortaya çıkan kardiyovasküler ölümün, ölümcül olmayan miyokard infarktüsün, ölümcül olmayan inmenin ya da stabil olmayan anjinadandolayı hastaneye kaldırılmanın bir kompozitidir. İkincil kardiyovasküler sonlanım noktaları ilkortaya çıkan kardiyovasküler ölümü, ölümcül olmayan miyokard infarktüsü ya da ölümcülolmayan inmenin; ilk ortaya çıkan birincil kompozitin tek tek bileşenlerini; tüm nedenlere bağlımortaliteyi ve konjestif kalp yetmezliği sebebiyle hastaneye yatışı kapsar.

3 yıllık ortalama takipten sonra sitagliptin olağan klinik doza eklendiğinde, major advers kardiyovasküler bulguların riski ya da kalp yetmezliği nedeni ile hastaneye kaldırılma riski tip2 diyabet hastalarında sitagliptin olmadan uygulanan olağan klinik doza kıyasla artmamıştır(Tablo 3).

Tablo 3. Kompozit kardiyovasküler sonuçların ve anahtar ikincil sonuçların oranı


Sitagliptin 100 mg

Plasebo

Risk oranı

(% 95 GA)

p-değeri^

Sayı (%)

100

hasta

başına

yıllık

insidans

oranı*

Sayı (%)

100

hasta

başına

yıllık

insidans

oranı*

Tedavi amaçlı popülasyon analizi

Hasta Sayısı

7332

7339

0,98 (0,89-1,08)

<0,001

Birincil kompozit sonlanım noktası

Kardiyovasküler ölüm, ölümcül olmayan miyokard infarktüs,ölümcül olmayan inme, ya dastabil olmayan anjina nedeniylehastaneye kaldırılma

839 (11,4)

4,1

851 (11,6)

4,2

İkincil kompozit sonlanım noktası

Kardiyovasküler ölüm, ölümcül olmayan miyokard infarktüs, yada ölümcül olmayan inme

745 (10,2)

3,6

746 (10,2)

3,6

0,99 (0,89-1,10)

<0,001

13/18

vaka yıllık takipte toplam hasta başına uygun maruziyet süresi boyunca) jBölgeye göre tabakalı Cox modeline dayanır. Kompozit sonlanım noktaları için, p değerleririsk oranını 1,3'den daha az olduğunu göstermeye çalışan inferiyor olmayan bir teste karşılıkgelmektedir. Diğer tüm sonlanım noktaları için, p değerleri risk oranlarındaki farkların testinekarşılık gelmektedir.

İkincil sonuç

Kardiyovasküler ölüm

380 (5,2)

1,7

366 (5,0)

1,7

1,03 (0,89-1,19)

0,711

Tüm miyokard infarktüsler (ölümcül ve ölümcülolmayanlar)

300 (4,1)

1,4

316 (4,3)

1,5

0,95 (0,81-1,11)

0,487

Tüm inmeler (Ölümcül ve ölümcül olmayanlar)

178 (2,4)

0,8

183 (2,5)

0,9

0,97 (0,79-1,19)

0,760

Stabil olmayan anjina nedeniyle hastaneye kaldırılma

116 (1,6)

0,5

129 (1,8)

0,6

0,90 (0,70-1,16)

0,419

Herhangi bir nedenden dolayı ölüm

547 (7,5)

2,5

537 (7,3)

2,5

1,01 (0,90-1,14)

0,875

Kalp yetmezliği nedeni ile hastaneye kaldırılma J

228 (3,1)

1,1

229 (3,1)

1,1

1,00 (0,83-1,20)

0,983

*100 hasta başına yıllık insidans oranı şöy

e hesaplanmıştır: 100 x (hasta

arın toplam sayısı > 1


J Kalp yetmezliği nedeniyle hastaneye kaldırılmanın analizi, kalp yetmezliği geçmişi için temel alınarak ayarlanmıştır.

Pediyatrik popülasyon

En az 12 hafta boyunca anti-hiperglisemik tedavi almayan (%6,5 ila %10 HbAlc ile) veya en az 12 hafta boyunca stabil bir insülin dozu alan (%7 ila %10 HbAlc ile) tip 2 diyabetlipediyatrik hastalarda (10-17 yaş) günde 1 kez 100 mg sitagliptinin etkililiği ve güvenliliğinideğerlendirmek için 54 haftalık, çift kör bir çalışma yürütülmüştür. Hastalar, 20 hafta boyuncagünde 1 kez 100 mg sitagliptin veya plasebo almak üzere randomize edilmiştir.

Ortalama referans HbA1c değeri 7,5'tur. 100 mg sitagliptin ile tedavi, 20. haftada HbA1c'de anlamlı bir iyileşme sağlamamıştır. Sitagliptin (N=95) ile tedavi edilen hastalarda HbA1c'dekiazalma %0,0 iken, plasebo (N=95) ile tedavi edilen hastalarda %0,2'dir, fark - %0,2 (%95 GA:-0,7, 0,3) (bkz. bölüm 4.2).

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel Özellikler

Emilim:


Sağlıklı bireylere 100 mg oral uygulama sonrasında, sitagliptinin hızlıca emildiği, doz uygulamasından sonraki bir ile dört saatlik süre içinde plazma doruk seviyelerine (medyanTmaks) ulaştığı ve ortalama plazma EAA değeri 8,52 |iM*saat, Cmaks950 nM olduğugözlenmektedir. Sitagliptinin mutlak biyoyararlanım oranı yaklaşık %87'dir. GLUVİA'nınyüksek oranda yağ içeren yemeklerle birlikte alınmasının ilacın farmakokinetiği üzerine etkisiolmadığından sitagliptin yiyeceklerle birlikte veya açken alınabilir.

Sitagliptinin plazma EAA değeri doz ile orantılı olarak artmaktadır. Doz ile orantısallık Cmaksve C24saatiçin saptanmamıştır (Cmaksdoz ile orantılı biçimden daha fazla artmıştır ve C24saatdozile orantılı biçimden daha az artmıştır).

Dağılım:


Sağlıklı kişilere intravenöz yolla tek doz 100 mg olarak sitagliptin verilmesinden sonra kararlı

14/18

durumda ortalama dağılım hacmi yaklaşık 198 litredir. Plazma proteinlerine geri dönüşümlü olarak bağlanan sitagliptin fraksiyonu düşüktür (%38).

Biyotransformasyon:


Sitagliptin esas olarak idrardan değişmeden atılır. Metabolizma ise minör bir yolaktır. Sitagliptinin yaklaşık %79'u idrarla değişmeden atılır.

[14C] ile işaretli sitagliptinin oral yoldan verilmesini takiben radyoaktivitenin yaklaşık %16'sı sitagliptin metabolitleri olarak atılmıştır. Altı metabolit eser miktarda saptanmıştır ve bunlarınsitagliptinin plazma DDP-4 inhibitör etkisine bir katkıda bulunmadığı düşünülmektedir.İn vitroçalışmalar sitagliptinin sınırlı metabolizması için esas enzim sorumluluğunun CYP2C8'inkatkısıyla CYP3A4'de olduğunu göstermektedir.

İn vitroveriler sitagliptinin CYP izoenzimleri olan CYP3A4, 2C8, 2C9, 2D6, 1A2, 2C19 veya 2B6'nin inhibitörü olmadığını ve CYP3A4'ün ve CYP1A2'nin indükleyicisi olmadığınıgöstermiştir.

Eliminasyon:


Sağlıklı kişilere [14C] ile işaretli sitagliptinin oral yolla verilmesinden sonra, radyoaktivitenin yaklaşık %100'ünün dozajdan sonraki 1 hafta içerisinde feçes (%13) veya idrarla (%87)eliminasyonu görülmüştür. 100 mg dozun oral yoldan alınmasını takiben oluşan görünenterminal t'A yaklaşık 12,4 saattir. Sitagliptin çoklu dozlarda sadece minimal olarak birikir. Renalklerens yaklaşık 350 ml/dakikadır.

Sitagliptinin eliminasyonu esas olarak böbrekler yoluyla ve aktif tübüler sekresyonla olur. Sitagliptin, renal eliminasyonda rol oynayabilecek insan organik anyon taşıyıcısı-3'ün (hOAT-3) bir substratıdır. Sitagliptinin transportunda hOAT-3'ün klinik olarak ilgisi henüzanlaşılamamıştır. Sitagliptin kendisinin renal atılımına aracılık edebilen p-glikoproteinin desubstratıdır. Ancak bir p-glikoprotein inhibitörü olan siklosporin, sitagliptinin renal atılımınıazaltmaz. Sitagliptin OCT2, OAT1 veya PEPT1/2 transporterleri için sübstrat değildir.Terapötik plazma konsantrasyonlarında sitagliptin OAT3 (IC50=160 |iM) veya p-glikoprotein(250 |iM'ye kadar) aracılı transportuin vitroinhibe etmemiştir. Bir klinik çalışmadasitagliptinin plazma digoksin konsantrasyonları üzerinde etkisi az olmuştur; bu da sitagliptininzayıf p-glikoproteini inhibitörü olabileceğine işaret etmektedir.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Sitagliptin farmakokinetikleri sağlıklı gönüllüler ve tip 2 diyabet hastaları arasında genel olarak benzerdir.

Böbrek yetmezliği:


Tek doz, açık etiketli bir çalışmada sitagliptinin azaltılmış bir dozunun (50 mg doz) farmakokinetik özellikleri, normal sağlıklı bireylerde ve değişen derecelerde kronik böbrekyetmezliği olan hastalarda karşılaştırılmıştır. Çalışmada yer alan hafif, orta ve ciddi derecedeböbrek yetmezliği olan ve hemodiyalize giren son evre böbrek hastalığı olan hastalar dahiledilmiştir. Buna ilave olarak, tip 2 diyabetli ve hafif, orta şiddette veya şiddetli böbrekyetmezliği olan hastalarda (SEBH dahil) böbrek yetmezliğinin sitagliptin farmakokinetiğiüzerindeki etkileri, popülasyon farmakokinetik analizleri kullanılarak değerlendirilmiştir.

Normal sağlıklı kontrol deneklerine kıyasla, sitagliptinin plazma EAA'sı hafif böbrek yetmezliği (eGFR > 60 ila < 90 mL/dk) ve orta derecede böbrek yetmezliği olan hastalarda(eGFR > 45 ila < 60 mL/dk) sırasıyla yaklaşık 1,2 kat ve 1,6 kat artmıştır. Bu büyüklükteki

15/18

artışlar klinik olarak anlamlı olmadığı için, bu hastalarda dozaj ayarlaması gerekli değildir.

Sitagliptinin plazma EAA'sı hemodiyalizde olan son evre böbrek hastalığı olan hastalar dahil orta derecede böbrek yetmezliği (eGFR > 30 ila < 45 mL/dk) olan hastalarda yaklaşık 2 kat,ciddi böbrek yetmezliği (eGFR < 30 mL/dk) olan hastalarda yaklaşık 4 kat artmıştır.

Sitagliptin hemodiyalizle orta derece atılır. Doz alımından 4 saat sonra başlanan, 3-4 saat süreyle yapılan bir hemodiyaliz işlemi sonrasında %13,5 oranında atılım olur.

Böbrek fonksiyonu normal olan hastalardakine benzer plazma sitagliptin konsantrasyonlarına ulaşmak için eGFR < 45 ml/dk olan hastalarda daha düşük dozların kullanılması tavsiye edilir(bkz. bölüm 4.2).

Karaciğer yetmezliği:


Hafif ve orta dereceli (Child-Pugh skor <9) karaciğer yetmezliği olan hastalarda doz ayarlaması gerekmemektedir.

Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarla yapılmış klinik çalışma bulunmamaktadır (Child-Pugh skor >9). Esas olarak böbreklerden atılması nedeniyle, şiddetli karaciğer yetmezliğinde sitagliptinin farmakokinetiğinin etkilenmediği düşünülmektedir.

Yaşlılar:


Yaşa bağlı olarak doz ayarlaması gerekmemektedir. Faz I ve Faz II çalışma verilerinin popülasyon farmakokinetik analizleri temel alındığında, yaşın sitagliptininfarmakokinetiğinde klinik olarak anlamlı bir etki oluşturmadığı görülmektedir. Yaşlı kişilerde(65-80 yaş), gençlerle karşılaştırıldığında plazma konsantrasyonlarının %19 daha fazla olduğugörülmüştür.

Çocuklar:


Sitagliptinin farmakokinetiği (tek doz 50 mg, 100 mg ve 200 mg) tip 2 diyabetli pediyatrik hastalarda (10 ila 17 yaş) araştırılmıştır. Bu popülasyonda, sitagliptinin plazmada doz ayarlıEAA'sı (AUC=Eğri Altında Kalan Alan), 100 mg doz için tip 2 diyabetli yetişkin hastalarakıyasla yaklaşık %18 daha düşüktür. Bu, 50 mg ve 100 mg doz arasındaki düz farmakokinetikve farmakodinamik ilişkisine dayalı olarak yetişkin hastalara kıyasla klinik olarak anlamlı birfark görülmemektedir. 10 yaşın altındaki pediyatrik hastalarda sitagliptin ile hiçbir çalışmayapılmamıştır.

Diğer hasta özellikleri:


Vücut kütle indeksini (VKİ), ırk ve cinsiyeti temel alan bir doz ayarlaması gerekmemektedir. Faz I ve Faz II çalışma verilerinin popülasyon farmakokinetik analizine ve Faz Ifarmakokinetik verilerin birleştirilmiş analizine dayanarak, bu hasta özelliklerininsitagliptinin farmakokinetiğine klinik olarak anlamlı bir etkisi saptanmamıştır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

İnsandaki maruz kalım düzeyinden 58 kat daha yüksek sistemik maruz kalım değerlerinde kemirgenlerde karaciğer ve böbrek toksisitesi gözlenmiştir; ancak hiçbir etkinin gözlenmediğidüzeyin insandaki maruz kalım düzeyinin 19 katı olduğu saptanmıştır. Sıçanlarda klinik maruzkalım düzeyinden 67 kat daha yüksek maruz kalım düzeylerinde kesici dişlerde anormalliklergözlenmiştir; 14 haftalık sıçan çalışmasına dayanarak bu bulgu için hiç etki saptanmayandüzeyin 58 kat olduğu saptanmıştır. Bu bulguların insanlar için önemi bilinmemektedir. Bazılarınöral toksisiteyi düşündüren, ağızdan solunum, tükürük salgısında artış, beyaz köpüklü kusma,

16/18

ataksi, titreme, aktivitede azalma ve/veya kambur postür gibi tedaviye bağlı geçici fiziksel bulgular köpeklerde klinik maruz kalım düzeyinden yaklaşık 23 kat daha yüksek maruz kalımdüzeylerinde gözlenmiştir. Ayrıca, insandaki maruz kalım düzeyinden yaklaşık 23 kat dahayüksek sistemik maruz kalım düzeylerine yol açan dozlarda histolojik olarak iskelet kasındaçok hafif ile hafif arasında değişen şiddette dejenerasyon da gözlenmiştir. Bu bulgular için hiçetki saptanmayan düzeyin klinik maruz kalım düzeyinin 6 katı olduğu saptanmıştır.

Klinik öncesi çalışmalarda sitagliptinin genotoksik olduğu gösterilmemiştir. Sitagliptin farelerde karsinojenik değildir. Sıçanlarda insandaki maruz kalım düzeyinden 58 kat dahayüksek sistemik maruz kalım düzeylerinde karaciğer adenomları ve karsinomlarınıninsidansında artış görülmüştür. Karaciğer toksisitesinin sıçanlarda hepatik neoplaziindüksiyonuyla ilişkili olduğu gösterildiğinden, sıçanlarda karaciğer tümörlerinininsidansındaki bu artış bu yüksek dozda muhtemelen kronik hepatik toksisiteye sekonder olarakgörülmüştür. Yüksek güvenlilik aralığı (hiç etki saptanmayan bu düzeyde 19 kat) nedeniyle, buneoplastik değişikliklerin insanlar için önemli olduğu düşünülmemektedir.

Çiftleşmeden önce ve çiftleşme süresince sitagliptin verilen erkek ve dişi sıçanlarda fertiliteyle ilgili hiçbir istenmeyen etki gözlenmemiştir.

Sıçanlarda gerçekleştirilen bir doğum öncesi/sonrası gelişim çalışmasında istenmeyen etkiler görülmemiştir.

Üreme toksisitesi çalışmaları, insandaki maruz kalım düzeylerinden >29 kat daha yüksek sistemik maruz kalım düzeylerinde sıçanların yavrularında fetal kaburga malformasyonlarının(eksik, hipoplastik ve bağlı olmayan (serbest) kaburga kemiği) insidansında tedaviye bağlıhafif bir artış olduğunu göstermiştir. Tavşanlarda insandaki maruz kalım düzeylerinden >29 katdaha yüksek maruz kalım düzeylerinde maternal toksisite gözlenmiştir. Yüksek güvenlilikaralığı nedeniyle bu bulgular insanlarda üreme yönünden bir riske işaret etmemektedir.Sitagliptin emziren sıçanların sütüne önemli miktarlarda geçer (süt/plazma oranı: 4:1).

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Mikrokristalin selüloz

Dibazik kalsiyum fosfat anhidrus (E 341)

Kroskarmelloz sodyum (E 468)

Magnezyum stearat (E 470b)

Kollidal silikon dioksit

Film kaplama

Hidrolize polivinil alkol Polietilen glikol (makrogol)

Talk (E553b)

Titanyum dioksit (E 171)

Kırmızı demir oksit (E 172)

6.2. Geçimsizlikler

Bildirilmemiştir.

6.3. Raf ömrü

24 ay

17/18

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Kutuda 28 film kaplı tablet içeren Opak renkli PVC/PE/PVDC blister ambalajlarda.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği”'ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

Apiana Özel Sağlık Medikal Gıda Teks. Elek. Deko. Koz. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. Akdeniz / Mersin

8. RUHSAT NUMARASI

2022/53

9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 16.02.2022Ruhsat yenileme tarihi:

10. KUB'UN YENİLENME TARİHİ

18/18

İlaç Bilgileri

Gluvia 25 Mg Film Kaplı Tablet

Etken Maddesi: Sitagliptin Hidroklorür Monohidrat

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.