Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Psenac 20 Mg/5 Ml Oral Çözelti Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

PSENAC 20 mg/5 ml oral çözelti

2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:

Her 5 ml oral çözelti 20 mg fluoksetine eşdeğer miktarda 22,36 mg fluoksetin hidroklorür içerir.

Yardımcı maddeler:

Her 5 ml'de 3 g sukroz bulunur.

Yardımcı maddeler için bkz. Bölüm 6.1

3. FARMASÖTİK FORM

Oral çözelti

Şeffaf, renksiz, nane koku ve tadında oral çözeltidir.

4. KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

PSENAC depresyon, obsesif-kompulsif bozukluk, bulimia nervoza ve pre-menstrüel disforik bozukluk tedavisinde endikedir.

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji:

Yetişkinler

Depresyon


Erişkinler ve yaşlılarda: Günde 20 mg'lık doz önerilmektedir. Doz, tedavi başlangıcından sonraki 3-4 hafta içinde değerlendirilmeli ve eğer gerekliyse ayarlanmalı ve bundan sonra klinik olarak uygun dozakarar verilmelidir. Daha yüksek dozlarda istenmeyen etkilerin görülme olasılığı artsa da 20 mg'lıkdozun yeterli olmadığı bazı hastalarda doz kademeli olarak maksimum 60 mg'a kadar artırılabilir (bkz.Bölüm 5.1). Doz ayarlaması bireysel hasta bazında, hastanın minimum etkin dozu alacağı şekildedikkatlice yapılmalıdır.

Depresyon tedavisi gören hastalar semptomlardan tamamen kurtulmak için en az 6 ay tedavi edilmelidir.

Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB):


Erişkinler ve yaşlılarda: Günde 20 mg'lık doz önerilmektedir. Daha yüksek dozlarda istenmeyen

,ı *ı .. ..ii i w Bu belge, güvenli elâKtrorıik imza ile imzalanmıştır. 51 11.1 •1 j~ı 1,11

Bdge Dogelkta : göreme oM^Msadkifc hafta ^unda^ mgs|:ı1kPd«z^^^gtyerg1oivolsmgadığıt-bayzı hastalarda

doz kademeli olarak maksimum 60 mg'a kadar artırılabilir.

Eğer 10 hafta içinde hiç iyileşme görülmezse, fluoksetin ile tedavi tekrar değerlendirilmelidir. Eğer uygun terapötik cevap sağlanırsa bireysel bazda doz ayarlaması ile tedaviye devam edilebilir.Fluoksetin tedavisine ne kadar süre devam edileceğine cevap verecek sistematik çalışma bulunmazken,OKB kronik bir hastalıktır ve 10 haftaya kadar tedaviye devam edildiğinde hastalarda cevap alınmasıolasıdır. Doz ayarlaması hasta minimum etkin dozu alacak şekilde dikkatlice yapılmalı ve tedaviningerekliliği periyodik olarak tekrar gözden geçirilmelidir. Bazı doktorlar ilaçla tedavi ile iyileşmişhastalarda tedaviye davranış psikoterapisinin de eşlik etmesini savunmaktadır. OKB'ta uzun sürelietkililik (24 haftadan fazla) kanıtlanmamıştır.

Bulimia nervoza:


Erişkin ve yaşlılarda: Günde 60 mg'lık doz önerilmektedir. Bulimia nervoza'da uzun süreli etkililik (3 aydan fazla) kanıtlanmamıştır.

Pre-menstrüel disforik bozukluk (PMDB>) :


Menstrüel siklus boyunca her gün 20 mg doz ya da aralıklı olarak menstrüasyonun başlangıcından 14 gün önce başlayarak adetin ilk gününe kadar ve her siklusta tekrarlayacak şekilde doz önerilmektedir.

Uygulama sıklığı ve süresi:

Tüm endikasyonlar:Uygulama şekli:

Oral kullanım içindir. Fluoksetin tek başına ya da bölünmüş dozlar halinde, aç ya da tok karnına yalnız erişkin hastalarda oral yoldan uygulanabilir.

İlaç kesildikten sonra etkin madde vücutta haftalar boyu kalır. Tedaviye başlarken ya da sonlandırırken bu durum göz önünde bulundurulmalıdır.

Kapsül ve oral çözelti dozaj formları biyoeşdeğerdir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek ve karaciğer yetmezliği

: Karaciğer bozukluğu (bkz. Bölüm 5.2) veya beraber kullandıkları ilaçların PSENAC ile etkileşime girme olasılığı olan hastalarda (bkz. Bölüm 4.5) dozun ya da dozsıklığının azaltılması (örn. gün aşırı 20 mg) düşünülmelidir.

Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda doktor tarafından önerilen doz dışında özel bir doz ayarlanması gerekmez.

Pediyatrik popülasyon:

Çocuklarda ve ergenlerde (18 yaşın altındaki) PSENAC kullanımı önerilmez.

Geriyatrik popülasyon:

Dozu artırırken dikkat edilmesi ve günlük dozun genelde 40 mg'ı aşmaması tavsiye edilir. Maksimum tavsiye edilen doz günde 60 mg'dır.

),güveni i Elektronik


za ila imzalanmıştı]


yalanmıştır. ? rp i ••-i-i

-semptomları:

Tedavinin , aniden kesilmesinden

1akıp /mres ı : nftps: /7w w w. turkıye. go v.tr/s agliK-tıtck- e oys


lV JL JUL JUL iIUli:

iye.gov.tr/sagTi


Belge Do


elge


rtps


Bys


kaçınılmalıdır. PSENAC tedavisi kesileceği zaman yoksunluk reaksiyonu riskini azaltmak için doz

2 / 18

kademeli olarak en az 1-2 haftalık sürede azaltılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8). Eğer dozun azaltılması ya da tedavinin kesilmesinden sonra tolere edilemeyen semptomlar gelişirse, devamındaönceden reçetelenen doz ile devam etmek düşünülmelidir. Sonrasında doktor dozu kademeli olarakazaltmaya devam edebilir.

4.3. Kontrendikasyonlar

Etkin maddeye ya da bölüm 6.1'de listelenmiş yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık gösteren hastalarda kontrendikedir.

Fluoksetinin irreversibl, seçici olmayan monoamin oksidaz inhibörü (MAOİ) (örn. iproniazid) ile birlikte kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.5).

Fluoksetinin kalp yetmezliğinde kullanılan metoprolol ile birlikte kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.5).

Pimozid: Hastalarda pimozid ile birlikte fluoksetin kullanımı kontrendikedir.

Tiyoridazin: Tiyoridazin PSENAC ile birlikte kullanılmamalıdır ya da PSENAC kullanımı bırakıldıktan en az 5 hafta sonra kullanılmalıdır.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri_

Antidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının, intihar düşünce ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavininbaşlangıcı ve ilk aylarda, ilaç dozunun artırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerindehastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibi beklenmedik davranışdeğişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedaviedicilerce yakinen izlenmesi gereklidir. 18 yaşın altındaki ergenlerde ve çocuklardaSOULZAC kullanımı önerilmez.

Pediyatrik popülasyon- 18 yaşın altındaki çocuklar ve ergenler:

Selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) (sertralin, sitalopram, paroksetin, fluoksetin, fluvoksamin gibi) ve diğer yeniantidepresanların (venlafaksin, mirtazapin) gerek yetişkin gerekse çocuklarda kullanımlarında,tedavinin özellikle ilk haftalarında ajitasyon şeklinde zarar verici davranış değişikliklerine nedenolabilir. Plaseboyla karşılaştırmalı olarak antidepresanlarla tedavi olan çocuklar ve ergenlerde yapılanklinik çalışmalarda en yaygın olarak intiharla ilişkili davranışlar (intihara teşebbüs ve intihardüşüncesi) ve saldırgan tutum ve davranışlar (ağırlıklı olarak agresyon, karşı gelme ve öfke)gözlenmiştir. Eğer klinik ihtiyaca dayanarak, tedavi kararı yine de alınmışsa, hasta intiharsemptomlarının ortaya çıkmasına karşı dikkatle izlenmelidir. Bunun yanı sıra, çocuklar ve ergenlerdekibüyüme, cinsel olgunlaşma, bilişsel, duygusal ve davranışsal gelişime ait etkilerin dahil olduğu uzun-süreli güvenlilikle ilişkili çok sınırlı kanıt bulunmaktadır (bkz. Bölüm 5.3).

19 haftalık klinik çalışmada fluoksetinle tedavi edilen çocuklar ve ergenlerin kilo ve boy artışında azalma gözlenmiştir (bkz. Bölüm 5.1) ancak bunun normal yetişkin boyuna ulaşmada bir etkisininolduğu tespit edilmemiştir. Pubertedeki gecikme olasılığı göz ardı edilmemelidir (bkz. Bölüm 5.3 ve4.8). Fluoksetinle tedavi sırasında ve tedavi sonrasında büyüme ve pubertal gelişim (boy, kilo veTANNER derecelendirmesi) izlenmelidir. Eğer her ikisinde de yavaşlama olursa, bir çocuk hastalıkları

uzmanına danışılmalıdır. gu belge

Pediyatrik çalışmalarda, mani ve hipomani yaygın olarak rapor edilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Bu

3 / 18

nedenle, mani/hipomani oluşumu yönünden düzenli izleme tavsiye edilir. Manik faza giren hastalarda fluoksetin kullanımı sonlandırılmalıdır.

Doktorların tedavinin riskleri ve yararlarını çocuk/ergen ve/veya onların aileleri ile dikkatli bir şekilde tartışması çok önemlidir.

Döküntü ve alerjik reaksiyonlar:

Döküntü, anafilaktoid olaylar ve kimi zaman ciddi olabilen progresif sistemik olaylar (deri, böbrek, karaciğer ya da akciğerleri etkileyen) bildirilmiştir. Döküntü ya da diğeralerjik durumlar için başka bir etiyoloji belirlenemediğinde, PSENAC tedavisi kesilmelidir.

Epileptik nöbetler:

Antidepresan ilaçların potansiyel risklerinden birisi de nöbetlerdir. Bu nedenle diğer antidepresanlarda olduğu gibi, epilepsi öyküsü bulunan hastalarda fluoksetin dikkatlekullanılmalıdır. Nöbet geçiren ya da nöbet sıklığında artış olan hastalarda tedavi kesilmelidir. Stabilolmayan nöbet bozukluğu/epilepsisi bulunan hastalarda fluoksetin kullanımından kaçınılmalı vehastalığı kontrol altında olan epilepsi vakaları, fluoksetin kullanımı sırasında yakından izlenmelidir(bkz. Bölüm 4.5).

Elektrokonvülzif tedavi (EKT):

Fluoksetin kullanımı sırasında EKT uygulanan hastalarda nadiren de olsa nöbetlerde uzama bildirilmiştir. Bu nedenle dikkatli olunması önerilir.

Mani:

Mani/hipomani öyküsü bulunan hastalarda antidepresan kullanımı sırasında dikkatli olunmalıdır. Tüm antidepresanlarda olduğu gibi, manik faza giren hastalarda fluoksetin tedavisikesilmelidir.

Karaciğer Böbrek fonksiyonu:

Fluoksetin büyük ölçüde karaciğer tarafından metabolize edilir ve böbrekler tarafından atılır. Belirgin karaciğer fonksiyon bozukluğu bulunan hastalarda daha düşük doz(örn. gün aşırı) önerilir. Hemodiyaliz gerektirecek derecede ağır böbrek yetersizliği (GFR (GlomerülerFiltrasyon Hızı) <10 ml/dak) olan ve 2 ay boyunca günde 20 mg fluoksetin verilen hastalardaki plazmafluoksetin ya da norfluoksetin düzeyleri, böbrek fonksiyonları normal olanlardan farklı bulunmamıştır.

Tamoksifen:

CYP2D6'nın potent inhibitörü olan fluoksetin, tamoksifen'in en önemli etkin metabolitlerinden biri olan endoksifen'in konsantrasyonlarında azalmaya yol açabilir. Bu nedenlefluoksetinin tamoksifen tedavisi sırasında kullanımından kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.5).

Kardiyovasküler etkiler:

Pazarlama sonrası dönemde QT aralığı uzaması ve Torsades de Pointes'i de içeren ventriküler aritmi vakaları bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.5, 4.8 ve 4.9).

Fluoksetin, konjenital uzun QT sendromu olan, ailesinde QT uzaması öyküsü veya aritmilere yatkınlığa neden olabilecek başka klinik durumu olan (örn. Hipokalemi, hipomagnezemi, bradikardi,akut miyokardiyal enfarktüs ya da kompanse edilemeyen kalp yetmezliği) veya artmış fluoksetinmaruziyeti (ör. hepatik yetmezlik) olan veya QT uzamasını ve/veya Torsades de Pointes'i indüklediğibilinen tıbbi ürünlerle birlikte kullanılan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır. (bkz. Bölüm 4.5)

Eğer stabil kardiyak hastalığı olan hastalar tedavi edilirse, tedaviye başlamadan önce EKG değerlendirmesi dikkate alınmalıdır. Eğer fluoksetin ile tedavi esnasında kardiyak aritmi belirtileri

t , t • t t i Bu belge, a&venj^ele&onik irasa ile imzalanmıştır.

Belge Do

ı?4avıvdurdurulfflaıveEKGçefeJlmelidieıi.

4 / 18

Kilo kaybı:

Fluoksetin kullanan hastalarda kilo kaybı gözlense de, bu kayıp genellikle hastanın başlangıçtaki vücut ağırlığına göre değişir.

Diyabet:

Diyabetik hastalarda SSRI tedavisi glisemik kontrolü etkileyebilmektedir. Fluoksetin tedavisi sırasında hipoglisemi oluşabilir ya da fluoksetin tedavisinin kesilmesinden sonra hiperglisemigelişebilir. Bu nedenle fluoksetin uygulanan diyabetli hastalarda insülin ve/veya oral hipoglisemikdozunun ayarlanması gerekebilir.

İntihar/intihar düşüncesi veya klinik kötüleşme:

Depresyon doğası gereği intihar düşüncesi, kendine zarar verme ve intihar (intiharla ilgili olaylar) riskini artırır. Belirgin remisyona kadar bu risk devameder. İyileşme, tedavinin ilk birkaç haftası ve sonrasında ortaya çıkmayabilir, o nedenle hastaiyileşinceye kadar yakından izlenmelidir. Klinik deneyimler depresyon tedavilerinin erken evrelerindeintihar riskinin artabileceğini göstermektedir.

PSENAC'ın reçete edildiği diğer psikiyatrik durumlar da, intihar ile ilgili olayların risk artışı ile ilişkili olabilir. Bununla birlikte bu durumlar majör depresif bozukluk ile komorbid olabilir. Bu yüzden majordepresif bozukluk tedavisi alan hastalarda izlenen aynı önlemler diğer psikiyatrik bozukluklar içintedavi gören hastalarda da izlenmelidir.

İntihar öyküsü olan hastalarda tedavi öncesi ve tedavi tamamlanana kadar intihar fikrini gerçekleştirme olasılığı, intihar düşüncesi ya da intihar girişimi riski anlamlı derecede daha fazladır ve bu hastalartedavi süresince yakından izlenmelidir. Psikiyatrik bozukluğu olan yetişkin hastalarda yapılan plasebo-kontrollü klinik çalışmaların meta analizinde, 25 yaşın altındaki hastalarda plaseboya göreantidepresan kullananlarda intihar davranışlarında artan bir risk oluşmuştur.

Hastalar yakından izlenmeli ve özellikle risk altında olanlarda tedavinin başlangıcı ve takip eden doz değişikliklerinde ilaç tedavisine devam edilmelidir. Hastalar (ve hastaların bakımlarını yapanlar),herhangi bir klinik kötüleşme, intihar niteliğinde davranış veya düşüncelerde ve davranışta olağandışıdeğişikliklerle ilgili olarak gözlem ihtiyacı konusunda uyarılmalı ve eğer bu belirtiler varsa derhaldoktora başvurmalıdırlar.

Akatizi/psikomotor bozukluk:

Fluoksetin kullanımı kişisel huzursuzluk ya da sıkıntı ve sakin biçimde oturamama ya da ayakta duramama durumuna eşlik eden sıkça hareket etme ile karakterize akatizigelişimi ile sonuçlanabilir. Bu durum büyük çoğunlukla tedavinin ilk birkaç haftasında görülür. Busemptomları gösteren hastalarda dozun artırılması zararlı olabilir.

SSRI tedavisi kesildiğinde görülen yoksunluk semptomları:%

60'ında advers olaylar görülmüştür. Bu adversolayların fluoksetin grubunda % 17'si ve plasebo grubunda ise % 12'si ciddi yapıdadır.

Yoksunluk semptomları görülme riski tedavi dozu ve süresi ve doz azaltma hızı gibi çeşitli faktörlere bağlı olabilir. Sersemlik hali, duyusal rahatsızlıklar (parestezi dahil), uyku bozuklukları (insomnia veyoğun rüyalar dahil), asteni, ajitasyon ya da anksiyete, bulantı ve/veya kusma, titreme ve baş ağrısı ensık bildirilen olaylardır. Bazı hastalarda ciddi olsa da bu semptomlar genellikle hafif ila ortaşiddettedir. Bunlar genellikle tedavi kesildikten sonra ilk birkaç gün içinde görülür. Semptomlar bazıbireylerde uzun sürmesine rağmen (2-3 ay ya da daha fazla) genellikle kendiliğinden iyileşir ve 2 hafta

5 / 18

içinde ortadan kalkar. Bu nedenle PSENAC tedavisi hastanın ihtiyacına göre en az bir iki haftalık sürede kademeli olarak azaltılmalıdır (bkz. Bölüm 4.2).

Kanama:

SSRI'ların kullanımı sırasında ekimoz ve purpura gibi kutanöz kanama bozuklukları bildirilmiştir. Fluoksetin tedavisi sırasında ekimoz seyrek olarak görülür. Diğer hemorajik olaylar da(örn. jinekolojik kanama, gastrointestinal kanama ve diğer kutanöz ya da muköz kanamalar) nadirenbildirilmiştir. SSRI'ların özellikle oral antikoagülanlarla birlikte kullanımı, trombosit fonksiyonlarınıetkilediği bilinen ilaçlarla (örn. klozapin, fenotiyazinler, trisiklik antidepresanların çoğu, aspirin veNon Steroidal Antienflematuar İlaçlar (NSAİİ'ler)) veya kanama riskini artıran diğer ilaçlarla vekanama bozukluğu öyküsü bulunan hastalarda kullanımı sırasında dikkatli olunması gerekir (bkz.bölüm 4.5).

Midriyazis

: Fluoksetinle birlikte midriyazis rapor edilmiştir; o nedenle intraoküler basıncı artmış ya da akut dar açılı glokom riski olan hastalarda reçete edilirken dikkat edilmelidir.

Cinsel işlev bozukluğu

: SSRI'lar cinsel işlev bozukluğu semptomlarına neden olabilir (bkz. Bölüm 4.8). SSRI'ların kesilmesine rağmen semptomların devam ettiği, uzun süren cinsel işlev bozukluğunailişkin raporlar bulunmaktadır.

Hiponatremi:

Hiponatremi vakaları (bazılarında serum sodyum 110 mmol/L'den düşük) rapor edilmiştir. Bu vakaların çoğunluğu yaşlı hastalarda ve diüretik ya da bir başka deyimle sıvı kaybınauğramış hsatalarda meydana gelir.

Serotonin sendromu ya da nöroleptik malign sendrom benzeri olaylar:


Özellikle diğer serotonerjik (L-triptofan gibi) ve/veya nöroleptik ilaçlarla birlikte fluoksetin kullanımı ile nadiren serotonin sendromu ya da nöroleptik malign sendrom benzeri olayların geliştiğibildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.5). Bu sendromlar hayatı tehdit edici durumlarla sonuçlandığından, buolaylar (hipertermi, rijidite, miyoklonus, yaşamsal belirtilerde olası ani dalgalanmalarla birlikteotonomik instabilite, deliryum ve koma yönünde ilerleyen konfüzyon, iritabilite, aşırı ajitasyon dahilmental durum değişiklikleri gibi değişik semptomlarla karakterize) görüldüğünde tedavi kesilmeli vedestekleyici semptomatik tedavi başlatılmalıdır.

İrreversibl, seçici olmayan monoamin oksidaz inhibitörleri (örn. iproniazid):


SSRI'ların irreversibl, seçici olmayan bir monoamin oksidaz inhibitörü (MAOİ) ile birlikte kullanıldığı hastalarda bazı ciddi ve bazen ölümle sonuçlanabilen reaksiyonlar görüldüğü bildirilmiştir.

Bu vakalarda serotonin sendromuna benzer (nöroleptik malign sendromu ile karıştırılabilen veya teşhis edilebilen) özellikler görülmüştür. Siproheptadin veya dantrolen bu tür reaksiyonları geçiren hastalariçin yararlı olabilir. MAOİ'lerle ilaç etkileşim semptomları: hipertermi, rijidite, miyoklonus, yaşamsalbelirtilerde olası hızlı dalgalanmalarla birlikte otonomik instabilite, deliryum ve koma yönündeilerleyen konfüzyon, iritabilite ve aşırı ajitasyon dahil mental durum değişiklikleridir.

Bu nedenle, fluoksetinin irriversibl, seçici olmayan MAOİ'lerle birlikte kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). İrreversibl, seçici olmayan MAOİ'lerinin iki hafta süreli etkisinden dolayı fluoksetintedavisi bu ilaçlarla tedavinin kesilmesinden 2 hafta sonra başlanmalıdır. Benzer olarak, fluoksetintedavisinin kesilip irriversibl, seçici olmayan MAOİ tedavisine başlanmadan en az 5 haftalık bir süregeçmelidir.

6 / 18

Torsades de Pointes ve/veya QT uzaması:

Uzun QT sendromu / Torsades de Pointes'e neden olabilen ilaçlar ile birlikte kullanıldığında uzun QT sendromu/Torsades de Pointes oluşma riski artabilir. Bunedenle, eğer fluoksetin bu tür ilaçları kullanan hastaların tedavi rejimine eklenirse, öncedenkullanılmakta olan ilaçlarda dozun azaltılmasına ihtiyaç duyulabileceği dikkate alınmalıdır.

Sukroz


PSENAC 20 mg/5 ml oral çözelti sukroz içerir: Fruktoz intoleransı, glukoz-galaktoz malabsorpsiyonu veya sukroz-izomaltoz yetmezliği gibi nadir kalıtımsal problemleri olan hastalar bu ilacıkullanmamalıdırlar.

Etanol


Bu tıbbi ürünün aroması küçük miktarda, doz başına 100 mg'dan az olacak şekilde etanol (alkol) içerir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Yarılanma ömrü: Farmakokinetik ya da farmakodinamik ilaç etkileşimleri değerlendirilirken fluoksetin ve norfluoksetinin uzun eliminasyon yarılanma ömürleri (bkz. Bölüm 5.2) dikkate alınmalıdır.(örn.Fluoksetinden diğer antidepresanlara geçerken).

Kontrendike kombinasyonlar:

İrreversibl, seçici olmayan monoamin oksidaz inhibitörleri (örn. iproniazid): SSRI'ların irreversibl, seçici olmayan bir monoamin oksidaz inhibitörü (MAOİ) ile birlikte kullanıldığı hastalarda bazı ciddive bazen ölümle sonuçlanabilen reaksiyonlar görüldüğü bildirilmiştir.

Bu vakalarda serotonin sendromuna benzer (nöroleptik malign sendromu ile karıştırılabilen veya teşhis edilebilen) özellikler görülmüştür. Siproheptadin veya dantrolen bu tür reaksiyon geçiren hastalar içinyararlı olabilir. MAOİ'lerle ilaç etkileşim semptomları: hipertermi, rijidite, miyoklonus, yaşamsalbelirtilerde olası hızlı dalgalanmalarla birlikte otonomik instabilite, deliryum ve koma yönündeilerleyen konfüzyon, iritabilite ve aşırı ajitasyon dahil mental durum değişiklikleridir.

Bu nedenle, fluoksetinin irriversibl, seçici olmayan MAOİ'lerle birlikte kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3). İrreversibl, seçici olmayan MAOİ'lerinin iki hafta süreli etkisinden dolayı fluoksetin tedavisi builaçlarla tedavinin kesilmesinden 2 hafta sonra başlanmalıdır. Benzer olarak, fluoksetin tedavisinin kesilipirriversibl, seçici olmayan MAOİ tedavisine başlanmadan en az 5 haftalık bir süre geçmelidir.

Kalp yetmezliğinde metoprolol kullanımı: Aşırı bradikardinin de dahil olduğu metoprolol advers olaylarının riski; fluoksetinin, metoprololün metabolizmasını inhibe etmesi nedeniyle artabilir (bkz.Bölüm 4.3).

Önerilmeyen kombinasyonlar:

Tamoksifen: CYP2D6 inhibitörleriyle tamoksifenin farmakokinetik etkileşiminde, tamoksifenin daha etkili formlarının, örn.: endoksifen, plazma düzeylerinde

%

65-75 azalma olduğu literatürdebildirilmiştir. Bazı SSRI antidepresanlarla birlikte kullanımında tamoksifenin etkililiğinde azalma

ıı ^ ııi Bu belse» güvenli elektronik imza ile i^zalanmıştıih» •i,ı• •i ı*ı

Bdge D0gI8l£duğudyapıla(a^azı3ça^şmali^^darafiorseöilmişti6eiTafflopks(rfen^sazalmiSaeetkisirgiögzkardJ-eedilemeyeceği

için CYP2D6'nın güçlü inhibitörleriyle (fluoksetin dahil) birlikte kullanımından mümkün olduğunca

7 / 18

kaçınılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).

Alkol: Yapılan testlerde fluoksetin kan alkol düzeylerini ya da alkolün etkilerini arttırmamı ştır. Ancak SSRI'larla birlikte alkol kullanımı önerilmez.

Linezolid ve metiltiyoninyum klorürün (metilen mavisi) de dahil olduğu MAOİ-A: Diyare, taşikardi, terleme, titreme, konfüzyon ya da koma dahil serotonin sendrom riski. Fluoksetinin bu etkinmaddelerle birlikte kullanımından kaçınılamazsa, yakın klinik takip yapılmalıdır ve birlikte kullanılanajanlara daha düşük önerilen dozlarda başlanmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).

Mekitazin: Mekitazin advers olaylarının (QT aralığının uzaması gibi) riski, mekitazin

metabolizmasının fluoksetin tarafından inhibe edilmesinden dolayı artabilir (bkz. Bölüm 4.3).

Dikkat gerektiren kombinasyonlar:

Fenitoin: Fluoksetinle birlikte kullanıldığında fenitoinin kan düzeylerinde değişiklik gözlenmektedir. Bazı vakalarda toksisite belirtileriyle karşılaşılmıştır. Eş zamanlı fenitoin kullanımında ilacın dozukonservatif titrasyon programıyla azaltılmalı ve hastanın klinik durumu izlenmelidir.

Serotoninerjik ilaçlar (lityum, tramadol, triptanlar, triptofan, selejilin (MAOİ-B), St. John's Wort (Hypericum perforatum)): SSRI'lar, serotonerjik etkisi de olan ilaçlar ile birlikte kullanıldıklarındahafif serotonin sendromu bildirilmiştir. Bu nedenle, fluoksetinin bu ilaçlarla birlikte kullanımısırasında dikkatli olunmalı, yakın ve daha sık klinik izleme yapılmalıdır (bkz. Bölüm 4.4).

QT aralığı uzaması: Fluoksetin ve QT aralığını uzatan diğer ilaçlar arasında farmakokinetik ve farmakodinamik çalışmalar yapılmamıştır. Fluoksetinin ve diğer ilaçların aditif etkisi göz ardıedilmemelidir. Bu nedenle fluoksetin, Sınıf IA ve III antiaritmikler, antipsikotikler (örn.: fenotiyazintürevleri, pimozid, haloperidol), trisiklik antidepresanlar, bazı antimikrobiyal ajanlar (örn.:sparfloksasin, moksifloksasin, eritromisin iv, pentamidin) antimalaryal tedavi özellikle halofantrin,bazı antihistaminikler (astemizol, mizolastin) gibi QT aralığını uzatan ilaçlarla birlikte uygulanırkendikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.4, 4.8 ve 4.9).

Hemostaza etki eden ilaçlar (oral antikoagülanlar, mekanizmaları ne olursa olsun, aspirin ve NSAİİ'ler dahil platelet antiagreganları): Kanama artışı riski. Klinik izleme ve oral antikoagülanlarla daha sıkINR takibi yapılmalıdır. Fluoksetin tedavisi sırasında ve tedavi kesildikten sonra doz ayarlaması uygunolabilir (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8).

Siproheptadin: Siproheptadinle birlikte kullanıldığında fluoksetinin azalmış antidepresan etkisi ile ilgili bireysel olgu raporları bulunmaktadır.

Hiponatremiye yol açan ilaçlar: Hiponatremi fluoksetinin istenmeyen etkilerinden biridir. Hiponatremi ile ilgili diğer ajanlarla (örn. diüretikler, desmopresin, karbamazepin ve okskarbazepin) birliktekullanıldığında riskin artmasına neden olabilir (bkz. Bölüm 4.8).

Epileptojenik eşiği azaltan ilaçlar: Nöbetler fluoksetinin istenmeyen etkilerinden biridir. Epileptojenik

• w i, i *ı i • wBu belse, güvenli elektronik«imaa-ıil® imzalanmıştır.iı*w o ot» t? tr• t

Bdge Dog^siğ?» §zal^4len56cdiğ§i3Nİ4§fila^MsI(^rBko trisiklikge aant^epreganniar^Aiief. * SS/RgUaf^kIeynotiyazinler,

butirofenonlar, meflokin, klorokin, bupropion, tramadol) birlikte kullanıldığında riskin artmasına

8 / 18

neden olabilir.

CYP2D6 ile metabolize olan diğer ilaçlar: Fluoksetin, CYP2D6 enziminin güçlü bir inhibitörüdür; bu nedenle dar terapötik indekse sahip olan ilaçlar (flekainid, propafenon ve nebivolol gibi) ve titreedilenler ve aynı zamanda atomoksetin, karbamazepin, trisiklik antidepresanlar ve risperidon baştaolmak üzere aynı enzim sistem sistemiyle metabolize edilen ilaçlarla beraber alınırsa ilaçetkileşimlerine yol açabilir. Bunlar doz aralıklarının en alt noktasında başlatılmalı veya bu noktayaayarlanmalıdır. Bu, eğer fluoksetin önceki 5 hafta içerisinde alındıysa da uygulanabilir.

MSS'ni etkileyen ilaçlar: Fenitoin, karbamazepin, haloperidol, klozapin, diazepam, alprazolam, lityum, imipramin ve desipramin ile bazı vakalarda klinik toksisite belirtileri gözlenebilmektedir.

Proteine bağlanma: Fluoksetinin plazma proteinlerine güçlü bağlanması nedeniyle proteine güçlü bağlanan bir başka ilacı kullanan hastaya fluoksetin uygulanması her iki ilacın plazmakonsantrasyonlarında değişikliğe neden olabilir.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgilerPediyatrik popülasyon

Etkileşim çalışmaları yalnız yetişkinler üzerinde gerçekleştirilmiştir.

4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik Kategorisi: C

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)

Tedavi sırasında gebe kalan ya da gebe kalmayı planlayan hastaların bu durumu hekimlerine bildirmeleri önerilmelidir.

Gebelik dönemi

Fluoksetinin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.

Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik /ve-veya/ embriyonal/fetal gelişim /ve-veya/ doğum /ve-veya/ doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlarayönelik potansiyel risk bilinmemektedir.

Fluoksetinin plasentayı geçtiği ve yeni doğan üzerinde advers etki olasılığı olduğundan PSENAC gebelik döneminde, ancak potansiyel yararlar fetusun maruz kalabileceği potansiyel risklerden fazlaolduğu sürece kullanılmalıdır. Gebelik sırasında tedavinin birden kesilmesinden kaçınılmalıdır (bkz.Bölüm 4.2 “Pozoloji ve uygulama şekli”).

Bazı epidemiyolojik çalışmalarda gebeliğin birinci trimesterinde fluoksetin kullanımının kardiyovasküler defekt riskini artırdığı belirtilmektedir. Mekanizma bilinmemektedir. Veriler gebeliksırasında annenin fluoksetin maruziyeti sonrası, çocukta kardiyovasküler defekt oluşması riski 2/100

iken

• tıı tBih belge, güvenli elaktronik imz^ ileÂmaalanmıştır.

¦""İtL^^p Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys^p Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys

9 / 18

Epidemiyolojik veriler selektif SSRI grubu ilaçların, gebelerde, özellikle gebeliğin son evresinde kullanımında yeni doğanda potansiyel dirençli pulmoner hipertansiyon riskini artırabilmektedir.Gözlenen risk yaklaşık 1000 gebelik başına 5 vakadır. Genel popülasyonda 1000 gebelik başına 1-2dirençli pulmoner hipertansiyon vakası oluşur.

Fluoksetinin gebelik sırasında kullanılması durumunda, özellikle gebeliğin son evresinde ya da doğum başlamadan hemen önce kullanımında bebeklerde iritabilite, tremor, hipotoni, sürekli ağlama,emmekte veya uyumada zorluk gibi bazı etkiler görüldüğünden dikkat edilmelidir. BuBelirtiler ya serotonerjik etkileri ya da yoksunluk sendromunu işaret eder. Oluşma zamanı ve bubelirtilerin süresi fluoksetinin (4-6 gün) ve etkin metaboliti olan norfluoksetinin (4-16 gün) uzun yarıömrü ile ilişkili olabilir.

Laktasyon dönemi

Fluoksetin ve metaboliti olan norfluoksetin anne sütüne geçer. Tedavi sırasında emzirilen bebeklerde advers olaylar bildirilmiştir. Eğer fluoksetin tedavisi gerekli görülüyorsa, emzirmenin kesilmesidüşünülmelidir, ancak emzirmeye devam edilecekse fluoksetinin en düşük etkili dozu kullanılmalıdır.

Üreme yeteneği / Fertilite

Hayvan verileri fluoksetinin sperm kalitesini etkileyebildiğini göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). Bazı SSRI'larla ilgili insan vaka raporları sperm kalitesi üzerine olan etkinin geri dönüşümlü olduğunugöstermiştir.

İnsan fertilitesi üzerine etkisi şu ana kadar gözlenmemiştir.

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

PSENAC'ın araç ve makine kullanımı üzerine etkisi yoktur ya da önemsizdir. Sağlıklı gönüllülerde fluoksetinin psikomotor performansı etkilemediği gösterilmiş olsa da, her türlü psikoaktif ilacın kararverme kabiliyetini ya da el becerilerini etkileyebileceği unutulmamalıdır. Hastalar performanslarınınetkilenmediğinden emin olana kadar araç ya da tehlikeli makine kullanımından kaçınmalıdır.

4.8. İstenmeyen etkiler

Fluoksetinle tedavi edilen hastalarda en sık rapor edilen advers reaksiyonlar baş ağrısı, bulantı, insomnia, yorgunluk ve diyaredir. İstenmeyen etkilerin yoğunluğu ve sıklığı tedavi sürdürüldüğündeazalabilir ve genellikle tedavinin kesilmesine yol açmaz.

Aşağıda belirtilen sıklıklar yetişkinlerdeki (n=9297) klinik araştırmalardan ve spontan bildirimlerden elde edilmiştir.

İstenmeyen etkiler, aşağıda MedDRA sistem-organ sınıfına göre ve mutlak sıklık olarak verilmiştir. Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ila < 1/100); seyrek (>1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahminedilemiyor).

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Seyrek: Trombositopeni, nötropeni, lökopeni

ili• +¦ ¦^-i EJU|belge

Belge Doiışokı:ıfe sistemiChastakları) :

Seyrek: Anafilaktik reaksiyon, serum hastalığı 2

Endokrin hastalıkları

Seyrek: Uygun olmayan antidiüretik hormonsalgılanması

Metabolizma ve beslenme hastalıkları

Yaygın: İştah azalması1

Seyrek Hiponatremi

Psikiyatrik hastalıklar

Çok yaygın:

Yaygın:
Yaygın olmayan: Seyrek:

İnsomnia2
Anksiyete, sinirlilik, huzursuzluk, gerginlik, anormal rüyalar4, libido azalması3, uyku bozuklukları

Depersonalizasyon, keyifli hal, öforik hal, anormal düşünceler, anormal orgazm5, bruksizm, intihar düşünce ve davranışları6Hipomani, mani, halüsinasyonlar, ajitasyon, panik ataklar, konfüzyon,disfemi, agresyon

Sinir sistemi hastalıkları

Çok yaygın: Yaygın:

Yaygın olmayan: Seyrek:

Baş ağrısı

Dikkat bozukluğu, sersemlik hali, tat almada bozukluk, uyuşukluk, uyku hali7, tremor

Diskinezi, ataksi, denge bozukluğu, miyoklonus, psikomotor hiperaktivite, hafıza bozukluğu

Konvülziyon, akatizi, bukkoglossal sendrom, serotonin sendromu

Göz hastalıkları

Yaygın: Bulanık görme

Yaygın olmayan: Midriyazis

Kulak ve iç kulak hastalıkları

Yaygın olmayan: Tinnitus

Kardiyak hastalıklar

Yaygın: Palpitasyonlar, elektrokardiyogramda uzamış QT (QTcF >450

milisaniye)8

Seyrek: Torsades de Pointes'i de içeren ventriküler aritmi

Vasküler hastalıklar

Yaygın:
Yaygın olmayan: Seyrek:

Yüzde kızarma9
Hipotansiyon
Vaskülit, vazodilatasyon

Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar

Yaygın: Esneme

Yaygın olmayan Dispne, epistaksis

fibrozisin

cii T^Bunelge» güvenli elektronik imza üe imzalanmıştır. •. i • i • ., i ••/

¦ys

Belge Do;j3NRsfflmo<ner ^â^efakip AÇreşilılps://wwwtSpateogl(ojİr/sagvf-(vclya

enflamatuvar prosesleri) 1U 3

Gastrointestinal hastalıklar

Çok yaygın: Diyare, bulantı

Yaygın: Kusma, dispepsi,ağız kuruluğu

Yaygın olmayan: Disfaji, gastrointestinal kanama3

Seyrek: Özofagus ağrısı

Hepatobiliyer hastalıklar

Seyrek: İdiyosenkratik hepatit

Deri ve deri altı doku hastalıkları

Yaygın: Döküntü4, ürtiker, pruritis,hiperhidroz

Yaygın olmayan: Alopesi, berelenme eğiliminde artış, soğuk terleme

Seyrek: Anjiyoödem, ekimoz, ışığaduyarlılık reaksiyonu, purpura, eritema

multiforme, Stevens-Johnson sendromu, toksik epidermal nekroliz (Lyell Sendromu)

Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları

Yaygın: Artralji

Yaygın olmayan: Kas seğirmesi

Seyrek: Miyalji

Böbrek ve idrar yolu hastalıkları

Yaygın: Sık idrara çıkmak5

Yaygın olmayan: Disüri

Seyrek: İdrar retansiyonu, miksiyonbozukluğu

Üreme sistemi ve meme hastalıkları

Yaygın: Jinekolojik kanamalar14, erektil disfonksiyon, ejakülasyon bozukluğu15

Yaygın olmayan: Cinsel işlev bozukluğu16

Seyrek: Galaktore, hiperprolaktinemi, priapizm

Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar


Çok yaygın: Yaygın:
Yaygın olmayan: Seyrek:

Yorgunluk17 Çok gergin hissetme, üşüme

Halsizlik, anormal hissetme, soğuk hissetme, sıcak hissetme Mukozal kanama

Araştırmalar

Yaygın: Kilo azalması

Yaygın olmayan: Transaminaz artışı, Gamma-glutamiltransferaz artışı

1 Anoreksiyi içerir.

2 Sabah erken uyanma, uykuya dalmada ve uykuyu sürdürmede güçlüğü içerir.

3 Libido kaybını içerir.

4

Belge Do§ugÖrmeyi içerfeQ3NRS3kOQ3NRSHY3S3kO Belge Takip Adresi:https://www.turkiye.gov.tr/saglik-titck-ebys

5 Anorgazmiyi içerir.

6 İntiharı, intihara eğilimli depresyonu, kasıtlı olarak kendine zarar verme düşüncesini, intihardavranışını, intihar düşüncesini, intihar girişimini, sağlıksız düşünceleri içerir. Bu semptomlar alttayatan hastalıkla ilgili olabilir.

7 Hipersomni ve sedasyonu içerir.

8 Klinik çalışmalardaki EKG ölçümlerine göre

9 Sıcak basmasını içerir

10 Atelektaziyi, interstisyel akciğer hastalığını, pnömoniyi içerir.

11 En sık görülenler: diş eti kanaması, hematemez, hematokezi, rektal hemoraji, hemorajikdiyare, melena ve gastrik ülserhemoraji

12 Eritem, soyulan döküntü, sıcak döküntüsü, döküntü, eritematoz döküntü, folliküler döküntü,jeneralize döküntü, maküler döküntü, maküler-papüler döküntü, morbilliform döküntü,papüler döküntü, pruritik döküntü, vesiküler döküntü, umblikal eritem döküntüyü içerir.

13 Pollakiüriyi içerir

14 Serviks hemoraji, uterin disfonksiyonu, uterin kanaması, genital hemoraji, menometroraji,menoraji, metroraji, polimenore, postmenopozal hemoraji, uterin hemoraji, vajinalhemorajiyi içerir.

15 Ejakülasyon başarısızlığı, ejakülasyon disfonksiyonu, prematür ejakülasyon, gecikmişejakülasyon, retrograd ejakülasyonu içerir.

16 Bazı durumlarda tedavinin kesilmesi sonrasında devam eden.

17 Asteniyi içerir.

Seçili advers reaksiyonların tanımı


İntihar düşüncesi ve intihar davranışı ya da klinik kötüleşme:

İntihar düşüncesi ve intihar davranışı vakaları fluoksetinle tedavi sırasında veya tedavinin kesilmesinden hemen sonra rapor edilmiştir (bkz.Bölüm 4.4).

Kemik kırıkları:

SSRI ve trisiklik antidepresanları kullanan daha çok 50 yaş ve üzeri hastalarda yapılan epidemiyolojik çalışmalarda kemik kırıklarında artma riski gösterilmiştir. Riske yol açan mekanizmabilinmemektedir.

Fluoksetin tedavisi kesildiğinde görülen yoksunluk semptomları:

Fluoksetinin kesilmesi genellikle yoksunluk semptomlarına neden olur. Sersemlik hali, duyusal rahatsızlıklar (parestezi dahil), uykubozuklukları (insomnia ve yoğun rüyalar dahil), asteni, ajitasyon ya da anksiyete, bulantı ve/veyakusma, titreme ve baş ağrısı en yaygın bildirilen olaylardır. Bu semptomlar genellikle hafif ila ortaşiddettedir ve kendiliğinden iyileşir, ancak bazı hastalarda şiddetli ve/veya uzun süreli olabilir (bkz.Bölüm 4.4). Bunun için PSENAC tedavisinin sürdürülmesinin gerekmediği durumlarda doz kademeliolarak azaltılarak tedavi kesilmelidir (bkz. Bölüm 4.2 ve 4.4).

Pediyatrik popülasyon (bkz. Bölüm 4.4 ve 5.1):


Özellikle ya da farklı sıklıklarla bu popülasyonda advers reaksiyonlar gözlenmekte olup bunların ayrıntıları aşağıda verilmiştir. Bu olaylardaki sıklıklar pediyatrik klinik araştırmalar sırasındaki ilaçmaruziyetine dayalıdır (n=610).

i i i i, ıBu beke •

.ğtoefeo^a kârş^^malks;ol)araksI?fttidepresanıajiaa ¦ ¦-

tedavi olan çocuklar ve ergenlerde yapılan pediyatrik klinik çalışmalarda intiharla ilişkili davranışlar (intihara teşebbüs ve intihar düşüncesi), 5

saldırgan tutum ve davranışlar (öfke, iritabilite, agresyon, ajitasyon, aktivasyon sendromu), mani ve hipomaniyi içeren manik reaksiyonlar (bu hastalarda öncesinde benzeri vakalar bildirilmemiştir) veepistaksis yaygın olarak bildirilmiş ve daha sık gözlenmiştir.

Klinik kullanım sonucu izole vakalarda büyüme geriliği de rapor edilmiştir (Ayrıca bkz. Bölüm 5.1).

Pediyatrik klinik çalışmalarda fluoksetin tedavisi alkalen fosfataz düzeylerindeki azalma ile ilişkili bulunmuştur.

Pediyatrik klinik kullanım sonucu rapor edilen izole advers olaylar potansiyel olarak cinsel olgunlaşmada gecikme ya da cinsel işlev bozukluğunu işaret etmektedir (bkz. Bölüm 5.3).

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlıkmesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi(TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: [email protected]; tel: 0 800314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)

4.9. Doz aşımı ve tedavisi

Semptomlar

Fluoksetin tek başına aşın dozda kullanıldığında genellikle hafif yan etkiler gözlenir. Doz aşımı semptomları arasında bulantı, kusma, nöbetler, asemptomatik aritmilerden (nodal ritim ve ventriküleraritmiler dahil) veya QTc uzamasının göstergesi olan EKG değişikliklerinden kalp durmasına kadarolan (çok nadir Torsades de Pointes vakaları dahil) kardiyovasküler fonksiyon bozuklukları, pulmonerbozukluklar ve eksitasyondan komaya kadar MSS durum değişiklikleri bulunmaktadır. Tek başınafluoksetin doz aşımından kaynaklandığı bildirilen ölümlerin sayısı son derece düşüktür.

Tedavisi

Genel semptomatik ve destekleyici tedavi ile birlikte kardiyak ve vital bulguların izlenmesi önerilir. Bilinen spesifik bir antidot bulunmamaktadır.

Zorlu diürez, diyaliz, hemoperfüzyon ve değişim transfüzyonun yararlı olma olasılıkları düşüktür. Aktif kömür, sorbitol ile birlikte kullanılabilir ve kusturma ya da lavaj kadar ya da onlardan daha etkiliolabilir. Doz aşımının tedavisinde, hastanın birden fazla ilaç almış olma olasılığı unutulmamalıdır.Aşırı miktarda trisiklik antidepresan almış olan ve aynı zamanda fluoksetin kullanan ya da kısa süreönce fluoksetin kullanmış olan hastaların uzun süre yakından tıbbi gözetim altında bulundurulmasıgerekebilir.

5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Selektif serotonin geri alım inhibitörleri ATC kodu: N06A B03

14 / 18

Etki Mekanizması:

Fluoksetin bir selektif serotonin geri alım inhibitörüdür ve etki mekanizması muhtemelen bu özelliğinden kaynaklanmaktadır. Fluoksetin aı-, a

2

- ve B-adrenerjik, serotonerjik, dopaminerjik,histaminerjikl, muskarinik ve GABA reseptörlerine neredeyse hiç afinite göstermez.

Klinik etkililik ve güvenlilik:

Majör depresyon:%

50 azalma ile tanımlanan) ve remisyonsağlamıştır.

Doz-cevap:

Majör depresyon hastalarında sabit doz uygulanarak yapılan çalışmalarda önerilen dozdan fazla doz kullanıldığında etkililik bakımından avantaj sağlamaksızın düz bir doz-cevap eğrisi eldeedilmiştir, ancak dozu artırmak bazı hastalara faydalı olabilir.

Obsesif-kompulsif bozukluk:

Kısa dönem çalışmalarda (24 haftanın altında) fluoksetin plasebodan anlamlı ölçüde daha fazla etkililik göstermiştir. Terapötik etkili doz günde 20 mg'dır fakat daha yüksek dozlarda(günde 40-60 mg) yanıt oranında artış saptanmıştır. Uzun dönem çalışmalarda (üç kısa dönem uzun fazçalışması ve relaps önlem çalışmasında) etkililik görülmemiştir.

Bulimia nervoza:

Kısa dönem çalışmalarda (16 haftanın altında) bulimia nervoza için DSM-III-R (Mental Bozuklukların Diyagnostik ve İstatistiksel Kılavuzu) kriterine uygun ayaktan tedavi gören hastalardagünde 60 mg uygulanan fluoksetin aşırı yeme ve kusma aktivitelerini azaltmada plasebodan anlamlıderecede etkili bulunmuştur. Ancak uzun dönem etkililik çalışmalarında sonuç alınamamıştır.

Pre-menstrüel disforik bozukluk (PMDB):

Pre-Menstrüel Disforik Bozukluk (PMDB) diyagnostik kriteri DMS-IV'e uygun hastalarda iki plasebo kontrollü karşılaştırma çalışması düzenlenmiştir. Çalışmayabaşkalarıyla iletişim kurma yetersizliği olan ve sosyal veya çalışma hayatında sorun yaşatan şiddettesemptomları olan hastalar dahil edilmiştir. Oral kontraseptif kullanan hastalar çalışmaya dahiledilmemiştir. 6 siklus süren günde 20 mg doz uygulanan ilk çalışmada birincil etkililik parametrelerinde(iritabilite, anksiyete ve disfori) düzelme sağlanmıştır. İkinci çalışmada periyodik 3 siklus için intermitentluteal faz dozlamasında (14 gün boyunca günde 20 mg) birincil etkinlik parametrelerinde düzelmegörülmüştür (Ciddi Problemler Günlük Kaydı skoru). Ancak bu çalışmalardan tedavinin etkililik ve süresiüzerine bir sonuca varılamayabilir.

Pediyatrik Popülasyon:

Majör depresyon vakaları:

Çocuklar ve ergenlerde (8 yaş ve üzeri) yapılan klinik çalışmalar plaseboyla paralel gerçekleştirilmiştir. PSENAC, 20 mg dozda, 2 kısa süreli pivotal çalışmada plasebodan anlamlıolarak daha etkili olduğu Revize Edilmiş Çocukluk Depresyon Değerlendirme Ölçeği (ChildhoodDepression Rating Scale - Revised /CDRS-R)) toplam skoru ve Klinik Global Gelişmenin İzlenimi(Clinical Global Impression of Improvement (CGI-I) skorlarındaki azalma ile ölçülerek gösterilmiştir. Heriki çalışmada çocuk psikiyatristlerinin üç değişik değerlendirmesiyle orta ile ağır depresif bozukluğu(DSM-III veya DSM-IV) olan hastalar kriterleri karşılamaktadır.

Flouksetin çalışmalarında etkililik seçici hasta popülasyonunun (3-5

haftalık süre içinde spontan olarak

. tE>u belge, güyemi.ekktronikjmzaJİe imzalanmıştır.,i \ m •1i i * i *r\


Bdge DogMeşenAıeya 6defire§yfinyNfinfim(Kfiifiüdeki^gilenilfflgşinfipkar§ınttdevam. t,eden)o^^.lave§fflfckblı olabilir. 9 haftadan sonraki güvenlilik ve etkililiğe ait sınırlı veri bulunmaktadır. Genelde, fluoksetinin etkililiği

15 / 18

azdır. Cevap oranları (primer sonlanım noktası, CDRS-R skorlarında

%

30 azalma olarak tanımlanır) 2 pivotal çalışmanın (% 58 fluoksetine karşı % 32 plasebo, p=0,013 ve % 65 fluoksetine karşı % 54plasebo, p=0,093) birisinde istatistiksel olarak farklılık göstermiştir. Bu iki çalışmada, başlangıçtansonlanım noktasına kadar olan CDRS-R'deki ortalama mutlak değişiklikler fluoksetin için 20 iken plaseboiçin 11 (p=0,002) ve fluoksetin için 22 iken plasebo için 15 (p<0,001) olmuştur.

Büyüme üzerine etkisi, (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8):

Bir klinik çalışmada 19 hafta boyunca flouksetin'le tedavi olan pediyatrik hastaların boy ölçülerinde plasebo ile tedavi olan hastalara oranla ortalama 1,1cm kısalma (p=0,004) ve vücut ağırlığında 1,1 kg azalma (p=0,008) saptanmıştır.

Retrospektif eşleştirilmiş kontrollü gözlemsel bir çalışmada ortalama olarak 1,8 yıllık fluoksetine maruz kalma sonucu, fluoksetin ile tedavi edilen pediyatrik hastalarda boyda beklenen büyümede,eşleşmiş ve tedavi edilmemiş kontrollerle (0,0 cm, p=0.9673) kıyaslandığında hiçbir farkbulunmamıştır.

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler

Emilim:

Fluoksetin oral uygulamadan sonra gastrointestinal sistemden yüksek oranda emilir. Biyoyararlanımı gıdalardan etkilenmez.

Dağılım:

Fluoksetin plazma proteinlerine yüksek oranda bağlanır (yaklaşık % 95) ve yaygın dağılım gösterir (Dağılım Hacmi: 20-40 L/kg). Birkaç haftalık tedaviden sonra kararlı durum plazmakonsantrasyonlarına ulaşılır. Uzun süreli tedavideki kararlı durum konsantrasyonları 4-5 haftalıktedavideki konsantrasyonlara yakındır.

Biyotransformasyon:

Fluoksetin karaciğerde ilk geçiş etkisi dolayısıyla doğrusal olmayan bir farmakokinetik profile sahiptir. Doruk plazma konsantrasyonlarına genellikle 6-8 saat içerisindeulaşılır. Fluoksetin polimorfik CYP2D6 enzimleri tarafından yüksek oranda metabolize olur.Fluoksetin başlıca karaciğerde metabolize olarak demetilasyonla aktif metaboliti olan norfluoksetine(desmetilfluoksetine) dönüşür.

Eliminasyon

: Fluoksetinin eliminasyon yarılanma ömrü 4-6 gün ve norfluoksetinin eliminasyon yarılanma ömrü 4-16 gündür. Bu uzun yarılanma ömrü tedavi kesildikten sonra da 5-6 hafta etkinindevam etmesini sağlar. Başlıca (yaklaşık % 60) böbreklerle atılır. Fluoksetin anne sütüne geçer.

Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum


Fluoksetin karaciğerde ilk geçiş etkisi dolayısıyla doğrusal olmayan bir farmakokinetik profile sahiptir.

Hastalardaki karakteristik özellikler

Böbrek yetersizliği

: Hafif, orta ve ağır (anüri) böbrek yetmezliği olan hastalarda tek doz fluoksetin uygulandığında, kinetik parametreler sağlıklı gönüllülerle karşılaştırıldığında değişmemiştir. Ancaktekrarlanan uygulamalarda, kararlı durum plazma konsantrasyonlarında artış görülebilir.

• w ,* i• w•~rrBu bölge, güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır^•\ pi tn\i ,.

Belge DoKüa6i8Mp£s^R(Ka£a9ise^is$mezl,iği durumelaftnpd%r(alkosl:ik'sirtorz),e.fou?rksge1ti-ntcv-eebnsorfluoksetin

yarılanma ömürleri sırasıyla 7 ve 12 güne uzamıştır. Dozun ya da doz sıklığının azaltılması

16 / 18

düşünülmelidir.

Pediyatrik popülasyon

: Çocuklardaki ortalama fluoksetin konsantrasyonu ergenlerde görülenlere göre yaklaşık iki katı, ortalama norfluoksetin konsantrasyonu ise 1,5 katı yüksektir. Kararlı plazmakonsantrasyonları vücut ağırlığına bağlıdır ve daha düşük ağırlıklı çocuklarda daha yüksektir (bkz.Bölüm 4.2). Yetişkinlerde olduğu gibi, çoklu oral doz uygulamasını takiben fluoksetin venurfluoksetin geniş ölçüde birikmiştir; kararlı durum konsantrasyonları, günlük doz uygulamasının 3ila 4 haftası içinde elde edilmiştir.

Geriyatrik popülasyonFarmakokinetik/farmakodinamik özellikler

Veri bulunmamaktadır.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

İn vitro

ya da hayvan çalışmalarında karsinojenite ya da mutajeniteye neden olduğuna dair bir kanıt bulunamamıştır.

Yetişkin hayvan çalışmaları:

2-jenerasyonlu sıçan üreme çalışmasında, fluoksetin sıçanların çiftleşme veya fertilitesinde hiçbir advers etki oluşturmamıştır, teratojenik değildir ve büyüme, gelişim veya yavru üreme parametreleriüzerinde bir etkisi olmamıştır. Diyetle verilen doz konsantrasyonları yaklaşık olarak 1,5, 3,9 ve 9,7 mgfluoksetin/kg vücut ağırlığına eşdeğerdir. Diyetlerinde üç ay boyunca günlük yaklaşık olarak 31mg/kg'a eşdeğer dozda fluoksetinle tedavi edilen erkek farelerde, testis ağırlığında düşüş vehipospermatogenez tespit edilmiştir. Ancak bu doz seviyeleri maksimum tolere edilen dozu (MTD)aştığı için anlamlı toksisite belirtileri gözlenmiştir.

Juvenil hayvan çalışmaları:

Sıçanlarda yapılan bir juvenil toksikoloji çalışmasında postnatal 21 ila 90. günlerde uygulanan 30 mg/kg/gün fluoksetin hidroklorür geri dönüşsüz testiküler dejenerasyon ve nekroz, epididimal epitelyalvakuolasyon, dişi üreme sisteminde immatürite, inaktivite ve doğurganlıkta azalmayla sonuçlanmıştır.Erkeklerde (10 ve 30 mg/kg/gün) ve dişilerde (30 mg/kg/gün) cinsel olgunlaşmada gecikmeler ortayaçıkmıştır. Bu bulguların insanlardaki anlamı bilinmemektedir.30 mg/kg uygulanan sıçanlardakontrollerle karşılaştırıldığında femur boyunun azaldığı görülmüş, iskelet kası dejenerasyonu, nekrozuve rejenerasyonu saptanmıştır. 10 mg/kg/gün ile hayvanlarda ulaşılan plazma düzeyleri, pediyatrikhastalarda genellikle gözlemlenen düzeylerin yaklaşık olarak 0,8 ila 8,8 katı (flouksetin) ve 3,6 ila23,2 katı (norfluoksetin) olmuştur. 3 mg/kg/gün ile hayvanlarda ulaşılan plazma düzeyleri, pediyatrikhastalarda genellikle ulaşılan düzeylerin yaklaşık olarak 0,04 ila 0,5 katı (fluoksetin) ve 0,3 ila 2,1 katı(norfluoksetin) olmuştur.

Juvenil farelerde yapılan bir çalışma serotonin taşıyıcısı inhibisyonunun kemik oluşumundaki ilerlemeyi önlediğini ortaya koymuştur. Bu bulgu klinik bulgularla destekleniyor gibi görünmektedir.Bu etkinin geri dönüşlü olduğu belirlenmemiştir.

Belge

Juvenil farelerle yapılan başka bir çalışma (postnatal 4 ila 21. günlerde tedavi edilmiştir), serotonin taşıyıcısı inhibisyonunun faredeki davranış üzerinde uzun süreli etkisinin olduğunu ortaya koymuştur.Bu bulgunun klinik anlamı belirlenmemiştir.

17 / 18

6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER

6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Benzoik asit SukrozGliserinNane aromasıSaf su

6.2. Geçimsizlikler

Geçerli değildir.

6.3. Raf ömrü

24 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel uyarılar

25oC'nin altındaki oda sıcaklığında saklayınız. Işıktan muhafaza ediniz. Orijinal ambalajında saklayınız.

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Çocuk emniyet kapaklı 70 ml kahverengi şişe ve 5 ml ölçek içeren ambalaj

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller, “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'ne uygun olarak imha edilmelidir.

7. RUHSAT SAHİBİ

BEYMED İLAÇ SAN. ve TİC. AŞ.

Yakuplu Mah. Osmangazi Cad. No: 3/1 Beylikdüzü/İSTANBUL

8. RUHSAT NUMARASI

2022/83

9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 26.02.2022 Ruhsat yenileme tarihi:

10. KUB'UN YENİLENME TARİHİ

18 / 18
1

/ 18
2

/ 18
3

/ 18
4

/ 18
5

/ 18

İlaç Bilgileri

Psenac 20 Mg/5 Ml Oral Çözelti

Etken Maddesi: Fluoksetin Hidroklorür

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.