Alfabetik İlaç RehberiDetaylı İlaç AraYeni Listelenilen İlaçlarEn Çok Aranan İlaçlarPazarda Bulunamayan İlaçlar

Prilokamol %2 Enjeksiyonluk Çözelti Kısa Ürün Bilgisi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ

L BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI

PRİLOKAMOL %2 enjeksiyonluk çözelti Steril

2 KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİM

20 mL'lik her flakonda;

Etkin madde:

Prilokain hidroklorür....................400 mg (20 mg/mL)

Yardımcı maddeler:

Sodyum klorür..........................120 mg

Metil parahidroksibenzoat.............20 mg

Sodyum hidroksit/hidroklorik asit.. ..y.m.

Yardımcı maddeler için 6. 1'e bakınız.

3 FARMASÖTİK FORM

Enjeksiyonluk çözelti içeren flakon

PRİLOKAMOL %2, steril, izotonik, aköz enjektabl çözeltidir. Çözeltinin pH'ı 6.0 -7.0'dır. Koruyucu olarak metil parahidroksibenzoat içerir.

4 KLİNİK ÖZELLİKLER

4.1. Terapötik endikasyonlar

PRİLOKAMOL, aşağıdaki teknikler yardımıyla lokal ya da bölgesel anestezinin oluşturulmasında endikedir.

- Lokal infiltrasyon,

- Küçük ve büyük sinirblokları,

- Epidural blok,

- Artroskopi, intravenöz bölgesel anestezi.

1

4.2. Pozoloji ve uygulama şekliYetişkinler ve 12 yaşın üzerindeki çocuklar:

Pozoloji/ uygulama sıklığı ve süresi:

Aşağıdaki tablo, ortalama bir erişkinde daha sık kullanılan tekniklerde uygulanacak dozaja ait bir rehber olarak hazırlanmıştır. Değerler, gerekli olan beklenilen ortalama doz aralığınıyansıtır. Spesifik blok tekniklerini etkileyen faktörler ve kişisel hasta gereksinimleri içinstandart kaynaklara danışılmalıdır.

Gereken dozun hesaplanmasında, hekimin deneyimi ve hastanın fiziksel durumu önemlidir. Yeterli anestezi için gerekli olan en düşük doz kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4.). Etkibaşlangıcında ve tedavi süresince bireysel değişkenlikler görülebilir (Bkz. Tablo 1).

Tablo 1 Doz Önerileri



Doz

Etkinin

Etki

Blok türü

Konsantrasyon

mg/mL

başlama süresi

süresi


mL

mg

(dk)

(saat)

CERRAHİ ANESTEZİ

Lumbar Epidural Uygulamaa)

20

15-25

300-500

15-20

1,5-2

Torasik Epidural Uygulamaa)

20

10-15

200-300

10-20

1,5 -2

Kaudal Epidural

10

20-30

200-300

15-30

1 -1,5

Bloka)

20

15-25

300-500

15-30

1,5-2

IV bölgesel (Bier bloğu) a.Üst ekstremiteb)

5

40

200

10-15

Turnike


çözülene kadar
b.Alt ekstremiteb)





cc

i)Uyluk turnikesi

5

60

300

10-15

cc

ii)Baldır turnikesi

5

40

200

10-15







Arınma (wash-
İntra-artiküler blokc)

5

<60

<300

5-10

out)

10

<40

<400

5-10

döneminden sonra 30-60 dk


Alan Bloğu (örn. küçük sinir blokları ve infiltrasyon)
İnfiltrasyon

5

<100

<500

1-2

1,5-2

10

<50

<500

1-2

2-3

Dijital blokd)

10

1-5

10-50

2-5

1,5-2

İnterkostal (sinir başına)
Aynı anda bloke edilen en fazla sinir adedi<10 olmalıdır.

10

2-5

20-50

3-5

1-2

Retrobulbard)

20

4

80

3-5

1,5-2

Peribulbard)

10

10-15

100-150

3-5

1,5-2

Majör sinir bloğu

2

Tablo 1

Doz Önerileri

Blok türü

Konsantrasyon

mg/mL

Doz

Etkinin başlama süresi

Etki süresi


mg

mL

(dk)

(saat)

Brakiyal pleksus: Aksiller

10

40-50

400-500

15-30

1,5-2

Supraklaviküler, Interskalen ve

10

30-40

300-400

15-30

1,5-2

subklaviyan

perivasküler






Siyatik

20

15-20

300-400

15-30

2-3

Üçlü blok
(Femoral, obturator ve lateral kutanöz)

10

30-40

300-400

15-30

1,5-2

Notlar:

a)

Doza, test dozu dahildir.

b)

Enjeksiyondan sonraki 20 dk içinde turnike çözülmemelidir.

c)

Lokal anesteziklere ilişkin, operasyon sonrası intraartiküler devamlı infüzyonu alan hastalarda kondrolizise ilişkin pazarlama sonrası raporlar mevcuttur. PRİLOKAMOL bu

endikasyon için onaylı değildir.

d)

Sadece adrenalin olmaksızın verilen dozlar.

< = kadar

Koruyucu içeren çözeltiler, örneğin çoklu doz flakonlar olarak tedarik edilenler, intratekal, intrasisternal veya intra- veya retro-bulbar yollar ile anestezide kullanılmamalıdır. Epiduraluygulamalarda tekrarlayan ve sürekli infüzyondan kaçınılmalıdır.

Cerrahi anestezide, genelde (örn. epidural uygulama) daha yüksek konsantrasyonların ve dozların kullanımını gerektirir. Daha az şiddette bir blok gerektiği zaman, daha düşük birdozun kullanılması etkilidir. Kullanılan ilacın miktarı, anestezinin yayılım genişliğinietkileyecektir.

Uygulama şekli:

İntravasküler enjeksiyondan kaçınmak için hastanın yaşamsal fonksiyonları yakından gözlenerek ve hasta ile sözlü iletişimde bulunarak enjekte edilmesi gereken esas dozunyavaşça ya da 100 - 200 mg/dk'lık bir artan doz oranında uygulanmasından önce veuygulama esnasında aspirasyon işlemi tekrarlanmalıdır. Epidural bir doz enjekte edileceğizaman adrenalin içeren kısa etkili bir lokal anestezinin 3-5 mL'lik bir ön test dozunun

3

uygulanması önerilir. Elde olmadan yapılmış bir intravasküler enjeksiyon, kalp atış hızındaki geçici bir artış vasıtasıyla farkedilebilir. Eğer toksik belirtiler gelişirse, enjeksiyon hemendurdurulmalıdır.

Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:

Böbrek/ Karaciğer yetmezliği:

Böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımı ile ilgili uyarı için bkz. Bölüm 4.4.

Pediyatrik popülasyon (6 ay ila 12 yaş arası):

Tablo 2'de yer alan dozlar, pediyatrik hastalar için bir kılavuz olarak görülmelidir. Bireysel değişkenlikler görülebilir. Vücut ağırlığı fazla olan çocuklarda dozun kademeli olarakazaltılması sıkça gereklidir ve ideal vücut ağırlığına dayandırılmalıdır. Spesifik blokajtekniklerini etkileyen faktörler ve kişisel hasta gereksinimleri için standart kaynaklaradanışılmalıdır.

Tablo 2. Çocuklar için doz önerileri


Konsantrasyon

mg/mL

Hacim

mL/kg

Doz

mg/kg

Etkinin başlama süresi(dak)

Etki süresi (saat)

Kaudal

epidural

10

0,5

5

10-15

1-1,5

Dozun hesaplanması için hem yaş hem de kilo göz önünde bulundurulmalıdır.
Koruyucu içeren çözeltiler, örneğin çoklu doz flakonlar olarak tedarik edilenler, intratekal, intrasisternal veya intra- veya retro-bulbar yollar ile anestezide kullanılmamalıdır.

Prilokain enjeksiyonu 6 aydan küçük bebeklerde ya da obstetrik hastalarda, paraservikal blok (PCB) ve pudendal blok anestezisi için önerilmez. Doğumdan sonra yenidoğanda veçocuklarda methemoglobin oluşma riskinde bir artışa yol açabilir (Bkz. Bölüm 4.8).

Geriyatrik popülasyon:

Yaşlılarda kullanımı ile ilgili uyarı için bkz. Bölüm 4.4.

4.3. Kontrendikasyonlar

PRİLOKAMOL,

• Amid grubu lokal anesteziklere ya da ilacın bileşimindeki yardımcı maddelerden

4

herhangi birine aşırı duyarlılıkta,

• Metil ve/veya propil parahidroksibenzoata (metil-/propil paraben) ya da bunlarınmetaboliti olan para amino benzoik asite (PABA) aşırı duyarlılıkta,

• Ester tipi lokal anesteziklere ya da metaboliti olan PABA'ya alerjisi olan hastalardaparabenleri içeren prilokain formülasyonların kullanımından kaçınılmalıdır.

• Konjenital ya da idiyopatik methemoglobinemisi olan hastalarda kontrendikedir.

4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri

Bölgesel anestezi işlemleri her zaman uygun donanıma ve personele sahip bir yerde yapılmalıdır. Hastanın izlenmesi ve acil resüsitasyon için gerekli olabilecek araç ve gereçlerkullanıma hazır durumda olmalıdır.

Huzursuzluk, seğirme ve konvülsiyonları takiben kardiyovasküler kollaps ve apne ile birlikte koma hali gibi ani toksisite gelişimine neden olabileceği için, ilacın yanlışlıkla damar içineenjeksiyonundan kaçınmak için büyük dikkat gösterilmelidir.

Büyük bloklar yapılacağı zaman ya da yüksek dozlar kullanılacağında, lokal anestezik enjeksiyonundan önce bir intravenöz kanül yerleştirilmelidir. Hekimler, uygulanacak işlemhakkında yeterli ve uygun eğitimi almış olmalı ve yan etkiler, sistemik toksisite ya da diğerkomplikasyonların tanısı ve tedavisi konusunda deneyimli olmalıdır (Bkz. Bölüm 4.9).

Bölgesel/rejyonel anestezi çoğunlukla en uygun anestezi yöntemi olmasına rağmen, tehlikeli yan etkilerin riskini azaltmak için bazı hastalara özel dikkat gerekebilir:

• Yaşlılar ve genel durumları zayıf olan hastalar,

• Lokal anestezikler miyokardiyal iletiyi baskılayabileceğinden - kısmi ya da tam kalpbloğu olan hastalar,

• İlerlemiş karaciğer hastalığı ya da ciddi böbrek yetmezliği olan hastalar,

• Methemoglobinemi gelişme riskinin bulunduğunun akılda tutulmasının gerektiği ağıranemi ya da kalp yetmezliği olan hastalarda (Bkz. Bölüm 4.8),

• Kardiyak etkilerin bir katkısı olabileceğinden, Sınıf III anti-aritmik ilaçlar (örn.amiodaron) ile tedavi edilen hastaların yakın gözetimi ve EKG takibinin yapılmasıdüşünülmelidir (Bkz. Bölüm 4.5).

• Akut porfirisi bulunan hastalar. PRİLOKAMOL enjeksiyonluk çözeltisi, muhtemelenporfirinojeniktir ve akut porfirisi olan hastalara ancak daha güvenli bir alternatifolmadığı durumlarda reçetelenmelidir. Duyarlı hastalar olması halinde uygun

5

önlemler alınmalıdır.

Önemli not: Prilokainin, 6 aylıktan küçük bebeklerde kullanımı önerilmemektedir. Yenidoğanlardaki methemoglobinemi riskinden dolayı prilokainin, paraservikal blok (PCB)ya da pudental blok altındaki obstetrik hastalarda kullanımı önerilmemektedir (Bkz. Bölüm4.2 ve Bölüm 4.8 “Methemoglobinemi”).

Bazı lokal anestezi işlemleri kullanılan lokal anesteziğe bağlı olmaksızın ciddi yan etkilere yol açabilir. Bu işlemlere örnek olarak aşağıdakiler verilebilir:

• Santral sinir blokları, özellikle hipovolemi mevcutsa kardiyovasküler depresyona yolaçabilir. Bu nedenle kardiyovasküler işlevleri yetersiz olan hastalarda epiduralanestezi dikkatle uygulanmalıdır.

• Retrobulbar enjeksiyonlar (çok ender olarak) kraniyal subaraknoid alana ulaşarakgeçici körlük, kardiyovasküler kollaps, apne ve konvülsiyonlara neden olabilir.

• Lokal anesteziklerin retro ve peribulbar enjeksiyonları düşük bir kalıcı oküler gözkası disfonksiyonu riski taşır. Bu riskin temel nedeni travma ve/veya kaslardave/veya sinirlerdeki lokal toksik etkilerdir. Bu tür doku reaksiyonlarının şiddeti,travmanın şiddetine, derecesine, lokal anesteziğin konsantrasyonuna ve dokunun lokalanesteziğe maruz kalma süresine bağlıdır. Bu nedenle, tüm lokal anesteziklerde olduğu gibi,etkili olan en düşük konsantrasyonlar ve dozlar kullanılmalıdır. Vazokonstriktörler ve diğerkatkı maddeleri, doku reaksiyonunu şiddetlendirebilir ve sadece endike ise kullanılmalıdır.

• Baş ve boyun bölgesindeki uygulamalarda yanlışlıkla bir artere yapılan enjeksiyon,düşük dozlarda bile serebral semptomlara yol açabilir.

• Operasyon sonrası intraartiküler devamlı lokal anestezik infüzyonu alan hastalardakondrolizise ilişkin pazarlama sonrası raporlar mevcuttur. Bu vakaların çoğundaomuz eklemi kontrolizisi rapor edilmiştir. Sebep olan bir çok başka faktör ve aksiyonmekanizması ile ilgili bilimsel literatürdeki tutarsızlık nedeni ile nedensellik tespitedilmemiştir. İntra-artiküler devamlı infüzyon PRİLOKAMOL'ün onaylı birendikasyonu değildir.

• Paraservikal blok, bazen fetal bradikardi/taşikardiye neden olabilir. Bu nedenle fetalkalp hızının dikkatle izlenmesi gereklidir.

• Anemi, konjenital veya sonradan edinilen hemoglobinopati (methemoglobinemiyiiçeren) rahatsızlığı olan hastalarda veya birlikte böyle durumlara sebebiyet verdiğibilinen ilaçları (örneğin sülfonamidler) kullanan hastalarda prilokainin düşükdozlarında methemoglobinemi gelişebilir. Methemoglobini hemoglobine dönüştüren

6

enzimin aktivitesinin daha düşük olmasından ötürü, özellikle yenidoğanlar bu durumdan çabuk etkilenirler. Bu nedenle prilokainin obstetrik hastalarda ve 6aylıktan küçük çocuklarda paraservikal blok (PCB) veya pudendal blokuygulamalarında kullanılması önerilmemektedir.

• Uygulama bölgesinde enflamasyon olduğu durumlarda lokal anesteziklerin kullanımından kaçınılmalıdır.

Epidural anestezi, hipotansiyon ve bradikardiye neden olabilir. Bu risk, vazopresör enjekte edilmesi ile azaltılabilir. Hipotansiyon intravenöz bir sempatomimetik ile derhal tedaviedilmeli ve gerektikçe tekrarlanmalıdır.

Koruyucu içeren çözeltiler, örneğin çoklu doz flakonlar olarak tedarik edilenler, intratekal, intrasisternal veya intra- veya retro-bulbar yollar ile anestezide kullanılmamalıdır.

PRİLOKAMOL, 2,36 mg/mL sodyum içermektedir. Bu durum kontrollü sodyum diyeti yapan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.

PRİLOKAMOL'ün içeriğinde bulunan metil parahidroksibenzoat, alerjik reaksiyonlara (muhtemelen gecikmiş ) ve istisnai olarak bronkospazma sebebiyet verebilir.

4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri

Toksik etkileri aditif olabileceğinden, yapısal olarak amid tipi lokal anesteziklere benzeyen örneğin lidokain, meksiletin ve tokainid gibi bazı anti-aritmikleri ya da diğer lokalanestezikleri almakta olan hastalarda prilokain dikkatle kullanılmalıdır.

Prilokain ve sınıf III anti-aritmik ilaçlarla (örn. amiodaron) spesifik etkileşim çalışmaları yapılmamıştır ancak önlem alınması tavsiye edilmektedir ( Bkz. Bölüm 4.4).

Prilokain, özellikle de diğer methemoglobin arttırıcı ilaçlarla (sülfonamidler, sıtma ilaçları, bazı nitrik bileşikleri) birlikte kullanıldığında bu yan etkiyi arttırabilir.

Özel popülasyonlara ilikin ek bilgiler:

Geriyatrik popülasyon:

Yaşlılarda dikkatli kullanılmalıdır.

Pediyatrik popülasyon:

6 aylıktan küçük çocuklarda kullanılmamalıdır.

7

4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye

Gebelik kategorisi: B

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon )

PRİLOKAMOL' ün gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli klinik veri mevcut değildir.

Gebelik dönemi

:

Obstetrik anestezide 600 mg'ın üzerinde kullanıldığında, prilokain metabolitleri annede ve bebekte klinik açıdan belirgin methemoglobinemiye neden olabilir.

Obstetrik hastalarda, paraservikal blok (PCB) veya pudental bloktan sonra neonatal methemoglobinemi bildirilmiştir.

Lokal anesteziklere bağlı olarak, fetal bradikardi gibi yan etkilerin en sık olarak paraservikal blok anestezisinde ortaya çıktığı bildirilmiştir. Bu durumun nedeni, fetusa ulaşan anestezikkonsantrasyonunun yüksek olması olabilir.

Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır. Gerekli olmadıkça kullanılmamalıdır. Hayvan deneylerinde fetüs üzerinde zararlı etkilerinin olduğuna dair bir kanıt olmasa daPRİLOKAMOL (faydası zararına göre üstünlük sağlamadıkça) hamileliğin erkendönemlerinde kullanılmamalıdır.

Laktasyon dönemi:

Prilokainin anne sütüne ne oranda geçtiği bilinmemektedir. Bununla birlikte, anne sütü ile bebeğin aldığı prilokainin çok az olduğu kabul edilebilir.

Üreme yeteneği/Fertilite:

İlaca bağlı advers etkiler, üreme toksisitesi çalışmalarında görülmemiştir (Bkz. Bölüm 5.3).

4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler

Lokal anestezikler doğrudan anestezik etkilerinin yanı sıra aleni MSS toksisitesi bulunmasa bile koordinasyon ve mental işlev üzerinde hafif bir etkileri olabilir ve dikkat ve hareketkabiliyetini geçici olarak bozabilir.

4.8. İstenmeyen etkiler

PRİLOKAMOL'ün advers reaksiyon profili diğer amid yapılı yapılı lokal anesteziklerinkine

8

benzerdir. İlacın kendisinin sebep olduğu advers reaksiyonların, sinir bloğunun (örn. kan basıncında azalma, bradikardi) fizyolojik etkilerinden, doğrudan (örn. sinir travması) ya dadolaylı olarak iğne batırılması ile meydana gelen olaylardan (örn. epidural apse) ayırtedilmesi zordur.

İstenmeyen etkiler aşağıda sistem organ sınıfı ve görülme sıklığına göre listelenmiştir.

Sıklık sınıflandırması:

Çok yaygın: 10 hastanın en az birinde görülebilir.
Yaygın: 10 hastanın birinden az, fakat 100 hastanın birinden fazla görülebilir.
Yaygın olmayan: 100 hastanın birinden az, fakat 1.000 hastanın birinden fazla görülebilir. Seyrek: 1.000 hastanın birinden az, fakat 10.000 hastanın birinden fazla görülebilir.
Çok seyrek: 10.000 hastanın birinden az görülebilir.

Bilinmiyor: Eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.

Kan ve lenf sistemi hastalıkları

Seyrek: Methemoglobinemi (Bkz. Bölüm 4.9) ve siyanoz**

Bağışıklık sistemi hastalıkları

Seyrek: Alerjik reaksiyonlar, anaflaktik reaksiyon, ürtiker, ödem, dispne

Sinir sistemi hastalıkları

Yaygın: Parestezi, sersemlik

Yaygın olmayan: MSS toksisitesinin bulgu ve belirtileri (konvülsiyonlar, ağız çevresinde parestezi, dilde hissizlik, hiperakuzi, görme bozuklukları, tremor, kulak çınlaması, dizartri,bilinç kaybı) (Bkz. Bölüm 4.8 “Akut sistemik toksisite” ve Bölüm 4.9)

Seyrek: Nöropati, peripheral sinir hasarı, araknoidit

Göz hastalıkları

Seyrek: Akut diplopi

Kardiyak hastalıkları

Yaygın: Bradikardi

Seyrek: Kardiyak arrest, kardiyak aritmiler

Vasküler hastalıkları

Çok yaygın: Hipotansiyon*

Yaygın: Hipertansiyon

9

Solunum sistemi hastalıkları

Seyrek: Solunum depresyonu

Gastrointestinal hastalıkları

Çok yaygın: Bulantı*

Yaygın: Kusma*

*Epidural bloklardan sonra daha sıkça gelişen advers ilaç reaksiyonları **Methemoglobinemi varlığında

Akut sistemik toksisite:

Sistemik toksik reaksiyonlar başlıca merkezi sinir sistemi (MSS) ve kardiyovasküler sistemi içermektedir. Bir lokal anesteziğin (yanlışlıkla) intravasküler enjeksiyonu neticesinde oluşanyüksek konsantrasyonlarıyla, aşırı dozla ya da istisna olarak çokça vaskülarize alanlardanhızlı emilim ile bu tip reaksiyonlar meydana gelir ( Bkz. Bölüm 4.4). MSS reaksiyonları, tümamid yapılı lokal anestezikler için benzer iken kardiyak reaksiyonlar hem kalitatif hem dekantitatif açıdan ilaca daha çok bağlıdır.

Merkezi sinir sistemi toksisitesi,

bulgu ve belirtilerin giderek şiddetlendiği dereceli bir yanıttır. İlk semptomlar ağız çevresinde parestezi, dilde uyuşma, kayıtsızlık, hiperakuzi,kulak çınlaması ve görme bozukluklarıdır. Dizartri, kas tiki ya da tremor daha ciddidir veyaygın konvülsiyonlardan önce görülür. Bu belirtiler, nörotik davranışlarlakarıştırılmamalıdır. Daha sonra, birkaç saniye ile birkaç dakika süren şuur kaybı ve grandmal konvülsiyonlar ortaya çıkabilir. Kas aktivitesinin artması ile birlikte solunumunetkilenmesi ve işlevsel solunum yolunun kaybına bağlı olarak, konvülsiyonları takibenhipoksi ve hiperkarbi ortaya çıkar. Ağır vakalarda apne görülebilir. Asidoz, hiperkalemi,hipokalsemi ve hipoksi artar ve lokal anesteziklerin toksik etkilerini güçlendirir.

Düzelme, lokal anestezik ilacın merkezi sinir sisteminden redistribüsyonu ve ardından metabolize edilip vücuttan atılması ile gerçekleşir. Çok yüksek miktarlarda ilaç enjekteedilmediyse, düzelme kısa zamanda gerçekleşebilir.

Kardiyovasküler sistem toksisitesi,

ağır vakalarda görülebilir ve merkezi sinir sistemindeki toksisite belirtilerinden genellikle daha önce gelişir. Ağır bir sedasyon altındaki ya da birgenel anestezi uygulanmış hastalarda ön MSS belirtileri olmayabilir. Lokal anesteziğinsistemik dolaşımda yüksek konsantrasyonlara ulaşmasıyla hipotansiyon, bradikardi, aritmive hatta kardiyak arrest gelişebilir, ancak nadir vakalarda kardiyak arrest, prodromal MSSetkiler olmaksızın meydana gelmiştir.

10

Çocuklarda, blok, genel anestezi esnasında verildiği durumlarda lokal anestezi toksisitesinin erken belirtilerinin saptanması zor olabilir.

Akut toksisitenin tedavisi

Akut sistemik toksisite belirtileri ortaya çıkarsa, lokal anestezik enjeksiyonuna derhal son verilmelidir ve MSS belirtileri (konvülsiyon, MSS depresyonu) uygun havayolu/solunumdesteği ve antikonvülsan ilaçların uygulanması ile derhal tedavi edilmelidir.

Dolaşım durması durumunda derhal kardiyopulmoner resüsitasyona başlanmalıdır. Uygun düzeyde oksijenizasyon, ventilasyon ve dolaşım desteği sağlamak da asidozun tedaviedilmesi kadar yaşamsal önem taşır.

Kardiyovasküler depresyon gelişirse (hipotansiyon, bradikardi), intravenöz sıvı tatbiki, vazopresör, kronotropik ve/veya inotropik ajanların kullanılması göz önündebulundurulmalıdır. Çocuklara, yaşları ve ağırlıkları ile orantılı dozlar verilmelidir.

Methemoglobinemi

Prilokain uygulandıktan sonra methemoglobinemi ortaya çıkabilir. Göreceli olarak düşük dozlarda bile prilokain enjeksiyonunun tekrarlanması, klinik açıdan belirginmethemoglobinemiye (siyanoz) yol açabilir. Bu nedenle, prilokainin sürekli bölgeselanestezide kullanılması önerilmez.

Uzun bir yarılanma süresine sahip olan ve birikim eğilimi gösteren bir prilokain metaboliti olan ortotoluidin, hemoglobinin methemoglobine dönüşmesine neden olur ve sıra ile 4- ve 6-hidroksitoluidine dönüşür. Yüksek dozda prilokain almakta olan hastalarda methemoglobinklinik açıdan anlamlı düzeylere ulaşmaktadır. Kandaki methemoglobin konsantrasyonu 1-2g/100 mL'ye (normal hemoglobin konsantrasyonunun %6-12'si) ulaştığında siyanozmeydana çıkar. Methemoglobin çok yavaş olarak hemoglobine okside olmasına rağmen busüreç, intravenöz yoldan uygulanan metilen mavisi ile büyük oranda hızlandırılabilir (Bkz.Bölüm 4.8. “Methemoglobineminin tedavisi”).

Prilokain uygulaması nedeniyle sağlıklı insanlarda oksijen taşıma kapasitesindeki azalma çok düşüktür ve bu nedenle methemoglobinemi genellikle asemptomatiktir. Ancak, ağıranemili hastalarda bu durum hipoksemiye neden olabilir. Akut hipoksemi ve/veya kalpyetmezliği gibi diğer ağır siyanoz nedenlerinin bulunmadığının gösterilmesi önemlidir.

Yenidoğanlarda ve küçük bebeklerde methemoglobinemi gelişme riski yüksektir (Bkz. Bölüm 4.2. ve 4.4).

11

Not:Methemoglobineminin tedavisi

Klinik açıdan belirgin methemoglobinemi, 1 mg/kg vücut ağırlığı dozunda %1'lik metilen mavisi çözeltinin 5 dakikalık tek doz intravenöz enjeksiyonu ile hızla tedavi edilebilir.

Siyanoz yaklaşık 15 dakika içinde kaybolur. Metilen mavisi yüksek konsantrasyonlarda hemoglobini okside ettiğinden bu doz tekrarlanmamalıdır.

Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması:


Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: [email protected]; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).

4.9 Doz aşımı ve tedavisi

Lokal anesteziklerin yanlışlık sonucu damar içine enjekte edilmesi, hemen (saniyeler ila birkaç dakika arasına) sistemik toksik etkilere sebep olabilir. Doz aşımı durumunda, lokalanesteziğin kan konsantrasyonunun daha yavaş artışından dolayı sistemik toksisite dahasonra (enjeksiyondan 15-60 dakika sonra) gözükür (Bkz. 4.8. “Akut sistemik toksisite” ve“Akut sistemik toksisitenin tedavisi”).

5İ FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler

Farmakoterapötik grup: Anestezikler - Lokal Anestezikler ATC Kodu:NO1B B04

Prilokain hidroklorür, amid grubu bir lokal anesteziktir. Etki başlama süresi, etki süresi ve gücü açısından lidokaine benzer. %2'lik çözeltinin etkisi, epidural yoldan verildiğinde 1 -2 saat, periferal sinir bloğu ile 4 saate kadar sürer. %1'lik konsantrasyonda verildiğinde,motor sinir liflerindeki etkisi daha azdır ve etki süresi daha kısadır. Aynı dozdaki lidokainegöre prilokainin tepe plazma konsantrasyonu daha düşüktür ve daha hızlı atılır. Prilokaininakut toksisitesi lidokainden daha azdır.

12

Prilokainin lokal anestezik etkisinin başlaması ve etkinin süresi doza ve uygulama yerine bağlıdır. Bununla birlikte, methemoglobinemiye yol açma riski, sürekli anestezitekniklerinde kullanımım engellemektedir.

Prilokain, diğer lokal anestezikler gibi, sinir membranından sodyum iyonlarının içeriye girmesini engelleyerek sinir lifleri boyunca uyarının iletilmesini geri dönüşümlü olarak blokeeder. Sinir membranlarındaki sodyum kanalları, lokal anestezik moleküller için bir reseptörolarak kabul edilmektedir.

Lokal anestezik ilaçların, beyin ve miyokard gibi diğer uyarılabilen membranlar üzerinde benzer etkileri olabilir. Eğer sistemik dolaşıma yüksek miktarda ilaç geçerse, esas olarakmerkezi sinir sistemi ve kardiyovasküler sisteme ait toksisite belirtileri ve bulguları ortayaçıkar.

Merkezi sinir sistemi toksisitesi, daha düşük plazma konsantrasyonlarında meydana gelir (Bkz. Bölüm 4.8) ve genellikle kardiyovasküler etkilerden önce görülür. Lokal anesteziklerinkalp üzerindeki doğrudan etkileri arasında iletimin yavaşlaması, negatif inotrop etki venihayet kardiyak arrest bulunur.

Epidural uygulamalarda uygulamadan sonra eşlik eden sempatetik bloğun derecesine bağlı olarak dolaylı kardiyovasküler etkiler (hipotansiyon, bradikardi) ortaya çıkabilir.

5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel Özellikler

Prilokainin pKa sabiti 7.89'dur ve bir N-heptan/pH 7.4 tamponunun partisyon katsayısı 0.9'dur. Prilokain pH 7.4'de 25'lik bir oktanol:su dağılım oranına sahiptir.

Emilim:


Prilokain uygulamasından sonra tepe plazma konsantrasyonuna ulaşma süresi, doza, uygulama yoluna, uygulama bölgesinin damarsal açıdan zenginliğine ve vazokonstriktörmaddenin eşzamanlı uygulanmasına bağlı olarak değişir.

En yüksek plazma konsantrasyonları, interkostal sinir bloklarından sonra meydana gelir. Diğerleri azalma sırasına göre, lumbar epidural aralığa uygulanan enjeksiyonlar, brakiyalpleksus gibi büyük sinir blokları ve subkutan enjeksiyondur.

En yüksek plazma konsantrasyonlarının interkostal uygulamaları takiben görülmesinin nedeni, bu teknikte çok sayıda enjeksiyonun gerekli olması, çözeltinin daha geniş bir

13

vasküler alana yayılması ve buna bağlı olarak emilimin hızlı gerçekleşmesi olabilir. Diğer yanda, lumbar epidural alandaki yağ dokusu, vasküler emilimi yavaşlatma eğilimigösterecektir.

Dağılım:


Prilokain, 2.37 L/dk'lık bir ortalama plazma klerensine, 190 litre ile 260 litre arası geniş bir görünür dağılım hacmine sahiptir. Prilokainin terminal yarı-ömrü 1.6 saattir. Plazmadaproteine bağlanma oranı %40'tır (başlıca alfa- 1- asit glikoproteine).

Biyotransformasyon:


Prilokain, karaciğerde temel olarak amid hidrolizi ile metabolize olarak o-toluidin ve N-propilamine dönüşür. O-toluidin, daha sonra hidroksilasyonla methemoglobinemi meydana gelmesinden sorumlu olduğu düşünülen 2-amino-3-hidroksitoluen ve 2-amino-5-hidroksitoluen metabolitlerine dönüşür.

In vitro

araştırmalarda ve hayvanlar üzerinde yapılançalışmalarda, prilokainin akciğer ve böbrek dokusunda metabolize edildiği görülmüştür.

Eliminasyon:


Prilokainin küçük bir oranı (<%5), idrarla değişmeden atılır.

Doğrusallık/Doğrusal Olmayan Durum:


200-600 mg dozları arasında uygulanan prilokain miktarı ile doruk plazma konsantrasyonu arasında doğrusal bir ilişki vardır.

Prilokain plasentadan kolayca geçer ve bağlanmamış konsantrasyona hızla ulaşma bakımından denge halindedir. Fetal asidoz varsa, fetüsteki konsantrasyon daha yüksekolabilir. Yenidoğanlarda prilokainin eliminasyon yarılanma süresi hakkında bilgi yoktur.

Ağır karaciğer sirozu ve konjestif kalp yetmezliği gibi hastalıkların prilokainin dağılımını ne şekilde etkilediği kesin olarak bilinmemektedir.

5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri

Hayvan çalışmalarında, prilokainin yüksek dozlarından sonra kaydedilen toksisitenin bulgu ve belirtileri, merkezi sinir sistemi ve kardiyovasküler sistem üzerine olan etkilerinsonuçlarıdır. Sıçanlarda yapılan tek bir çalışmada tekrarlanan doz uygulamasından sonrahafif methemoglobinemi görülmüştür. Bu durum ayrıca, prilokainin aşırı dozda ya daendikasyon dışı kullanımının bir sonucu olarak oluşan terapötik durumlarda da nadirengörülür. İlaca bağlı advers etkiler, üreme toksisitesi çalışmalarında görülmemiş, prilokain

in


14

vitroin vivo

mutagenesite testlerinde mutajenik potansiyel göstermemiştir. Prilokainin terapötik kullanım süresi ve endikasyonu nedeni ile bu ilaç ile kanser çalışmalarıyapılmamıştır.

Prilokainin bir metaboliti olan o-toluidin, mutajenik aktivite belirtisi göstermiştir. Kronik olarak maruz kalma durumunu değerlendiren preklinik toksikolojik çalışmalarında, metabolito- toluidinin kanserojenik potansiyeli olduğu gösterilmektedir. Prilokainin aralıklı kullanımısonucu hesaplanan maksimum maruziyet ile preklinik çalışmalarda kullanım sonucumaruziyetini kıyaslayan risk değerlendirme raporları, klinik kullanımda geniş bir güvenlilikaralığı olduğunu göstermektedir.

6ı FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi

Sodyum klorür

Metil parahidroksibenzoat (E218)

Sodyum hidroksit/hidroklorik asit Enjeksiyonluk su

PRİLOKAMOL enjeksiyonları, steril, izotonik sulu çözeltilerdir. Tek dozluk flakonlar ve ampuller,

koruyucu madde içermez ve sadece tek kullanımlıktır.6.2. Geçimsizlikler

Prilokainin çözünürlüğü, pH değeri 7.0'dan yüksek olan ortamlarda sınırlıdır. Presipitasyon meydana gelebileceğinden, karbonat gibi alkali çözeltilerin eklenmesi düşünülüyorsa budurum göz önüne alınmalıdır.

6.3. Raf Ömrü

24 ay

6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler

25°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.

Dondurmayınız.

15

6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği

Kutuda, bromobütil tapa ve alüminyum kapak ile kapatılmış 20 mL'lik amber renkli Tip I cam flakonlarda.

6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler

Koruyucu madde içermeyen çözeltileri ambalajı açıldıktan sonra hemen kullanılmalıdır. Arta kalan çözeltiler atılmalıdır. Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi AtıklarınKontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri" ne uygun olarakimha edilmelidir.

Çok dozlu flakonlarda mikrobiyal kontaminasyon riski, tek kullanımlık flakonlara göre daha fazladır. Bu nedenle mümkün olduğu sürece tek dozluk flakonlar kullanılmalıdır. Çok dozluflakonlar kullanıldığında kontaminasyonu önlemek için aşağıdakiler dahil uygun kontrolişlemleri yapılmalıdır.

- Tek kullanımlık steril enjeksiyon malzemelerinin kullanılması

- Flakona her giriş için steril iğne ve şırınga kullanılması

- Çoklu doz içeren bir flakonun içine kontamine olmuş sıvı ya da madde girişininönlenmesi

- Çoklu doz flakonlar flakon açıldıktan sonra 3 günden daha fazla süreile kullanılmamalıdır.

PRİLOKAMOL'ün yeniden sterilizasyon işlemi önerilmemektedir.

7. RUHSAT SAHİBİ

TURKTIPSAN SAĞLIK TURİZM EĞİTİM VE TİCARET A Ş.

AKYURT/ANKARA

Tel: 0 312 844 15 08

e-posta:

[email protected]


8 RUHSAT NUMARASI(LARI)

2022/110

9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ

İlk ruhsat tarihi: 13.03.2022 Ruhsat yenileme tarihi:

1ft KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ

16

İlaç Bilgileri

Prilokamol %2 Enjeksiyonluk Çözelti

Etken Maddesi: Prilokain Hidroklorür

Pdf olarak göster

Google Reklamları

Ana Sayfa | Hakkımızda | İlaçlar | İlaç Ara | İlaç Firmaları | Gizlilik | Bize Ulaşın

Telif Hakkı 2008-2024 © İlaç Prospektüsü. Tüm Hakları Saklıdır.
Uyarı: Sitemizde yayınladığımız ilaç bilgileri ile doktora danışmadan kesinlikle ilaç kullanmayınız!
Aksi halde doğabilecek sağlık sorunlarından ilacprospektusu.com sorumlu tutulamaz.