KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
CONCERTA 18 mg kontrollü salım tableti
2. KALİTATİF VE KANTİTATİF BİLEŞİMEtkin madde:
Metilfenidat hidroklorür 18 mg
Yardımcı maddeler:
Laktoz monohidrat (sığır sütü kaynaklı) 6,84 mg
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Kontrollü salım tableti.
Bir tarafına siyah mürekkeple “alza 18” yazılmış kapsül biçiminde sarı tabletler.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
CONCERTA Dikkat Eksikliği-Hiperaktivite Bozukluğu'nun (DEHB) tedavisinde endikedir.
CONCERTA'nın DEHB tedavisindeki etkinliği, DEHB için DSM-IV kriterlerini karşılayan 6-17 yaşındaki çocuk ve ergenler ve 18-65 yaşındaki yetişkinlerde yapılan kontrollü klinikaraştırmadan elde edilmiştir.
CONCERTA diğer tedaviler tek başına yetersiz olduğunda, kapsamlı bir tedavi programının parçası olarak kullanılmalıdır. Bu hastalarda, DEHB için kapsamlı bir tedavi programı, diğerönlemleri (psikolojik, eğitsel, sosyal) de içermelidir. Tanı, DSM-IV kriterlerine ya da ICD-10kılavuzuna göre ve hastanın tam hikayesi ve değerlendirmesine dayandırılarak konmuşolmalıdır.
CONCERTA tedavisi DEHB'li tüm hastalarda gerekmeyebilir. İlaca başlama kararı hastanın semptomlarının ciddiyetinin ayrıntılı olarak değerlendirilmesine dayalı olarak verilmelidir.
1
CONCERTA gibi stimulan ilaçlar çevresel faktörlere ve/veya psikozlar dahil diğer primer psikiyatrik hastalıklara sekonder olarak gelişen durumlarda hastaların kullanımı içinamaçlanmamıştır. Uygun eğitsel yaklaşım esastır ve psikososyal girişimler genelliklegereklidir.
Bu sendromun spesifik etiyolojisi bilinmemektedir. Tek bir tanısal testi yoktur. Yeterli bir tanı için tıbbi ve özel psikolojik, eğitimsel ve sosyal kaynakların kullanılması gerekir. Öğrenmeyetisi etkilenmiş olabilir ya da olmayabilir.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekli
CONCERTA ile tedavi öncesi izleme:
İlaç reçete edilmeden önce, hastanın kardiyovasküler durumu (kan basıncı, kalp atım sayısı) kontrol edilmeli ve değerlendirilmelidir.
Hastanın kapsamlı hikayesi; eşzamanlı kullanılan ilaçları, önceki ve mevcut eş zamanlı medikal ve psikiyatrik bozukları veya semptomları, ailede ani kardiyak/açıklanamayan ölümöyküsünü içermelidir. Hastanın tedavi öncesi boy ve kilosu büyüme tablosunakaydedilmelidir (bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).
CONCERTA ile tedavi süresince izleme:
Hastanın büyüme, psikiyatrik ve kardiyovasküler durumu düzenli olarak izlenmelidir (bkz. Bölüm 4.4).
• Her doz ayarlaması sırasında ve sonrasında en az altı ayda bir kan basıncı ve nabızkaydedilmelidir.
• Boy, kilo ve iştah, en az altı ayda bir büyüme tablosuna kaydedilmelidir.
• Her doz ayarlamasında ve en az altı ayda bir ve her muayenede, hastalar, yenipsikiyatrik bozuklukların gelişip gelişmediği veya önceden var olan psikiyatrikbozuklukların kötüleşip kötüleşmediği bakımından değerlendirilmelidir.
Hasta, metilfenidatı eğlence amaçlı, yanlış kullanma ve kötüye kullanma riski açısından izlenmelidir.
2
Pozoloji:
CONCERTA'yı (metilfenidat) ilk kez alacak olan hastalar:
Bu hastalarda CONCERTA ile klinik deneyim sınırlıdır (bkz. Bölüm 5.1). CONCERTA tüm DEHB sendromlu çocuklarda endike olmayabilir. Kısa etkili metilfenidat formülasyonlarınındüşük dozları, metilfenidatı yeni kullanacak hastaları tedavi etmek için yeterli kabul edilebilir.Metilfenidatın gereksiz yüksek dozlarda kullanımını önlemek amacıyla sorumlu doktortarafından dikkatli doz titrasyonu gerekir.
CONCERTA'nın halen metilfenidat almayan ya da metilfenidat dışında başka stimulan ilaç almakta olan hastalar için önerilen başlangıç dozu çocuklar ve adolesanlarda günde bir kez 18mg ve yetişkinlerde günde bir kez 18 -36 mg'dır.
Halen CONCERTA (metilfenidat) almakta olan hastalar:
Halen günde 2-3 kez 10-60 mg/gün dozlarda metilfenidat almakta olan hastalara önerilen CONCERTA dozu aşağıdaki tabloda verilmektedir:
Doz önerileri mevcut doz rejimine ve klinik değerlendirmeye dayanır.
Tablo 1. Diğer Metilfenidat Rejimlerinden CONCERTA'ya Geçiş için
Önerilen Doz Dönüşüm Tablosu
|
Önceki Metilfenidat Günlük Dozu |
Önerilen CONCERTA Başlangıç Dozu |
Günde 2-3 kez 5 mg metilfenidat
|
Her sabah 18 mg
|
Günde 2-3 kez 10 mg metilfenidat
|
Her sabah 36 mg
|
Günde 2-3 kez 15 mg metilfenidat
|
Her sabah 54 mg
|
Günde 2-3 kez 20 mg metilfenidat
|
Her sabah 72 mg
|
|
İyileşme, uygun doz ayarlaması sonrası bir aylık dönemde gözlenmediyse ilaç kesilmelidir.
Doz Titrasyonu:
Dikkatli doz titrasyonu CONCERTA ile tedavinin başlangıcında gereklidir. Doz titrasyonu mümkün olan en küçük dozdan başlamalıdır. 18 mg ve 36 mg doz aralığında reçete edilmesiniisteyen hekimler için 27 mg'lık doz bulunmaktadır.
Bu ilacın diğer formları ve metilfenidat içeren diğer ilaçlar da mevcuttur.
Doz, 18 mg'lık artışlar ile ayarlanabilir, genelde yaklaşık bir haftalık aralıklarla doz ayarlamasına devam edilebilir.
3
Doz, hastanın gereksinimlerine ve yanıtlarına bağlı olarak bireysel olarak ayarlanmalıdır. Doz, bir haftalık aralıklarla 18 mg'lık artışlarla yükseltilebilir. Çocuklarda (6-12 yaş)kullanılabilecek maksimum günlük doz 54 mg, adolesanlarda (13-17 yaş) ve yetişkinlerde(18-65 yaş) 72 mg'dır. Bu dozların üstüne çıkılmamalıdır.
Çocuklar ve adolesanlarda uzun süreli kullanım (12 aydan fazla)
Metilfenidatın uzun süreli kullanımının güvenlilik ve etkililiği kontrollü çalışmalarda sistematik olarak değerlendirilmemiştir. Metilfenidat tedavi süresi belirsiz olmamalıdır.Metilfenidat tedavisi genellikle ergenlik sırasında veya sonrasında kesilir. DEHB'liçocuklarda ve adolesanlarda uzun süreli (12 ay üzeri) metilfenidat kullanımına karar verendoktor, hastanın farmakoterapi olmaksızın işlevselliğini değerlendirmek amacı ile belirliaralıklarda, ilaçsız deneme süresi ile ilacın uzun süreli faydasını tekrar değerlendirmelidir.Metilfenidat kullanımının, en az yılda bir kez kesilmesi ve çocuğun durumunun (tercihen okultatili dönemlerinde) değerlendirilmesi önerilmektedir. İlaç geçici veya kalıcı olarakkesildiğinde iyileşme sürdürülebilir.
Doz azaltımı ve ilacın kesilmesi:
Semptomlar, uygun doz ayarlaması sonrası bir aylık dönemde gelişme göstermezse, tedavi kesilmelidir. Semptomların paradoksal olarak ağırlaştığı ya da başka advers olaylarınmeydana geldiği durumlarda, doz azaltılmalı ya da eğer gerekli ise ilaç kesilmelidir.
Yetişkinlerde kullanım
Belirtileri yetişkinlikte devam eden ve tedaviden anlamlı fayda gösteren ergenlerde, tedaviye yetişkinlik döneminde devam etmek uygun olabilir. Fakat yetişkinlerde CONCERTA iletedaviye başlamak uygun değildir (bkz. Bölüm 4.4 ve 5.1).
Yaşlılarda kullanım
Metilfenidat yaşlılarda kullanılmamalıdır. Bu yaş grubunda güvenlilik ve etkililik çalışılmamıştır.
6 yaşın altındaki çocuklarda kullanım
Metilfenidat 6 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır. Metilfenidatın bu yaş grubunda güvenliliği ve etkinliği belirlenmemiştir.
4
Uygulama sıklığı ve süresi:
CONCERTA oral yolla günde bir kez uygulanır. Etkinin doz alımı sonrası 12 saat süresince mevcut olduğu gösterildiği için, ilaç günde bir kez sabahları alınmalıdır.
Uygulama şekli:
CONCERTA bütün halinde su ile yutulmalı; çiğnenmemeli, bölünmemeli ya da ezilmemelidir (bkz. Bölüm 4.4).
CONCERTA besinlerle ya da beraberinde besin alınmaksızın uygulanabilir (bkz. Bölüm 5.2).
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
CONCERTA'nın böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanımına ilişkin deneyim mevcut değildir. İnsanlara radyoaktif olarak işaretlenmiş metilfenidat uygulanmasından sonrametilfenidat büyük ölçüde karaciğerde metabolize olmuştur ve radyoaktivitenin yaklaşık
%
80'i idrarda (alfa)-fenil-piperidin asetik asit (PPA) biçiminde atılmıştır. Renal klerens,metilfenidatın klerensinde önemli bir yol olmadığından, böbrek yetmezliğininCONCERTA'nın farmakokinetiği üzerinde çok küçük bir etki yaratması beklenir. Dozayarlaması gerekebilir.
CONCERTA'nın karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımına ilişkin deneyim mevcut değildir.
Pediyatrik popülasyon:
CONCERTA'nın 6 yaşın altındaki çocuklarda kullanımı kontrollü çalışmalarda incelenmemiştir. CONCERTA 6 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
CONCERTA'nın 65 yaşın üzerindeki yaşlı hastalarda kullanımı kontrollü çalışmalarda incelenmemiştir. Metilfenidat yaşlılarda kullanılmamalıdır.
4.3. Kontrendikasyonlar
CONCERTA aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
• Metilfenidata ya da ürünün diğer bileşenlerine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda;
5
• Glokomu olan hastalarda;
• Feokromasitomalı hastalarda;
• Non-selektif, geri dönüşsüz monoamin oksidaz inhibitörleriyle (MAOİ) yapılan tedavisırasında ve bu inhibitörlerin kesilmesini takiben en az 14 günlük bir süre boyunca(hipertansif kriz meydana gelebilir) (bkz. Bölüm 4.5).
• Hipertiroidi veya tirotoksikozu olan hastalarda;
• Ağır depresyon, anoreksiya nervoza veya anoreksik bozukluklar, intihar eğilimi,psikotik semptomlar, şiddetli duygu durum bozuklukları, mani, şizofreni, psikopatikya da borderline (sınırda) kişilik bozuklukları teşhisi ya da geçmişi olan hastalarda;
• İyi kontrol edilmemiş ağır ve episodik (Tip I) bipolar duygudurum bozukluğu tanısıalan ya da hikayesi olan hastalarda;
• Önceden var olan kardiyovasküler (örn: şiddetli hipertansiyon, kalp yetmezliği, arterialokluzif hastalık, anjina, hemodinamik açıdan önemli konjenital kalp hastalığı,kardiyomiyopatiler, miyokard infarktüsü, hayatı tehdit edebilecek aritmiler vekanalopatiler (iyon kanallarının fonksiyon bozukluğunun neden olduğu hastalıklar))hastalıklarda;
• Önceden var olan serebrovasküler (örn: serebral anevrizma, vaskülit veya felç gibivasküler anormallikler) hastalıklarda;
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
Metilfenidat tedavisi DEHB'li çocukların tümünde endike değildir ve ilaca başlama kararı çocuğun yaşı ile ilişkili bir şekilde, semptomların şiddeti ve kronisitesinin ayrıntılı olarakdeğerlendirilmesi sonucunda verilmelidir.
Çocuklar ve adolesanlarda uzun süreli kullanım (12 aydan fazla)
Metilfenidatın uzun süreli kullanımının güvenlilik ve etkililiği kontrollü çalışmalarda sistematik olarak değerlendirilmemiştir. Metilfenidat tedavi süresi belirsiz olmamalıdır.Metilfenidat tedavisi genellikle ergenlik sırasında veya sonrasında kesilir. Uzun süreli tedavi(Örn. 12 aydan uzun süre) gören hastaların Bölüm 4.2 ve Bölüm 4.4'e göre kardiyovaskülerdurum, büyüme, iştah, yeniden psikiyatrik bozukluk gelişimi veya mevcut bozukluğunkötüleşmesi açısından sürekli olarak dikkatle izlenmesi gerekmektedir. İzlenmesi gerekenpsikiyatrik bozukluklar; motor ve vokal tikler, agresif veya düşmanca davranış, ajitasyon,anksiyete, depresyon, psikoz, mani, delüzyon, iritabilite, doğallığın kaybı, geri çekilme ve birdüşünce veya harekete fazlasıyla saplanıp kalmayı içerir (ancak bunlarla sınırlı değildir).
6
DEHB'li çocuklarda ve adolesanlarda uzun süreli (12 ay üzeri) metilfenidat kullanımına karar veren doktor, hastanın farmakoterapi olmaksızın işlevselliğini değerlendirmek amacı ile belirliaralıklarda, ilaçsız deneme süresi ile ilacın uzun süreli faydasını tekrar değerlendirmelidir.Metilfenidat kullanımının, en az yılda bir kez kesilmesi ve çocuğun durumunun (tercihen okultatili dönemlerinde) değerlendirilmesi önerilmektedir. İlaç geçici veya kalıcı olarakdurdurulduğunda iyileşme sürdürülebilir.
Yetişkinlerde kullanım
Erişkinlerde tedavinin başlangıcı veya 18 yaş üzerinde tedavinin rutin devamlılığı için güvenlilik ve etkililik belirlenmemiştir. Eğer adolesan 18 yaşına ulaşınca ilacın kesilmesibaşarılı değilse yetişkinlikte de tedaviye devam edilmesi gerekebilir. Bu tip yetişkinlerintedaviye devam etme ihtiyacı düzenli olarak gözden geçirilmeli ve her yıl ele alınmalıdır.
Yaşlılarda kullanım
Metilfenidat yaşlılarda kullanılmamalıdır. Bu yaş grubunda güvenlilik ve etkililik çalışılmamıştır.
6 yaşın altındaki çocuklarda kullanım
Metilfenidat 6 yaşın altındaki çocuklarda kullanılmamalıdır. Metilfenidatın bu yaş grubunda güvenliliği ve etkinliği belirlenmemiştir.
Kardiyovasküler durum
Uyarıcı ilaçlarla tedavi edilmesi düşünülen hastaların kardiyak hastalık açısından ani kardiyak veya açıklanamayan ölüm ya da malign aritmi ile ilgili aile öyküsü alınmalıdır, fizikselmuayenesi yapılmalıdır. Şüpheli aile öyküsü ya da hastalık izlenimi durumunda bir uzmantarafından kardiyak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Metilfenidat kullanımı sırasındapalpitasyon, efor sonucu göğüs ağrısı, açıklanamayan senkop, dispne veya kardiyak hastalığıdüşündüren başka semptomların geliştiği hastalar acilen bir uzman tarafından kardiyakdeğerlendirmeye alınmalıdır.
Metilfenidatın DEHB'li çocuklarda ve adolesanlarda yapılan klinik çalışmalarından elde edilen analiz verileri metilfenidat kullanan hastaların genellikle diyastolik ve sistolik kanbasınçlarında kontrol grubuna göre 10 mmHg'dan daha fazla değişiklik olabileceğinigöstermiştir. Çocuklarda ve adolesanlarda bu kardiyovasküler etkilerin kısa ve uzun dönem
7
klinik sonuçları bilinmemektedir. Klinik çalışma verilerinde gözlenen etkiler sonucunda, özellikle çocukluk/adolesan zamandaki tedaviye yetişkinlikte devam edildiğinde, klinikkomplikasyon olasılığı gözardı edilemez.
Kan basıncında veya kalp hızında artış nedeni ileriskli hastaların tedavisinde dikkatli olunmalıdır.Kardivasküler durum dikkatli izlenmelidir. Her doz ayarlamasında ve sonrasında en az her altı ayda bir kan basıncı ve nabız yüzdelik bir çizelgeye kaydedilmelidir.
Mevcut bir kardiyovasküler bozukluk durumunda bir uzman çocuk kardiyoloğunun tavsiyesi olmadıkça metilfenidat kullanımı kontrendikedir (bkz. Bölüm 4.3).
Ani ölüm ve mevcut olan yapısal kardiyak anomaliler veya diğer ciddi kardiyak bozukluklar
Çocuklarda normal dozlarda santral sinir sistemi stimulanlarının kullanılması ile ilişkili aniölüm bildirilmiştir. Bu çocukların bazılarında yapısal kardiyak anomali veya diğer ciddi kalpproblemleri olduğu bildirilmiştir. Bazı ciddi kalp problemleri tek başına ani ölüm artışı içinrisk teşkil edebilir. Bununla birlikte stimulanların sempatomimetik etkilerine bağlı olarakartmış duyarlılık gösteren bilinen yapısal kardiyak anomali, kardiyomiyopati, ciddi kalp ritimanomalisi veya diğer ciddi kardiyak problemi olan çocuklar veya adolesanlar için stimulanlarönerilmemektedir.
kullanım ve kardiyovasküler olaylar
Santral sinir sistemi stimulanlarının yanlış kullanımı ani ölüm ve diğer ciddi kardiyovasküler advers olaylarla ilişkilendirilebilir.
Serebrovasküler bozukluklar
Metilfenidat tedavisinin kontrendike olduğu serebrovasküler durumlar için Bölüm 4.3'e bakınız. Ek risk faktörlerine sahip (kardiyovasküler hastalık öyküsü, kan basıncını arttıraneşzamanlı ilaç kullanımı gibi) hastalar, metilfenidat tedavisine başladıktan sonra her doktorziyaretinde nörolojik işaretler ve semptomlar açısından değerlendirilmelidir.
Serebral vaskülit, metilfenidat kullanımı ile görülen çok nadir bir idiyosenkratik reaksiyon gibi görünmektedir. Yüksek risk grubu olabilecek hastaların belirlenmesi ve altta yatan klinikproblemin ilk belirleyicisi olabilen semptomların başlaması hakkında çok az kanıtbulunmaktadır. Yüksek şüpheli duruma dayanan vaskülitin erken tanısı, metilfenidatın hemen
8
kesilmesi ve erken tedaviye olanak sağlayabilir. Bu nedenle metilfenidat tedavisi sırasında serebral iskemi ile ilgili yeni nörolojik semptomların gözlendiği hastalarda tanı tekrardeğerlendirilmelidir. Bu semptomlar şiddetli baş ağrısı, uyuşukluk, halsizlik, paraliz, görme,konuşma, dil, hafıza veya koordinasyon bozukluğunu içerebilir.
Hemiplejik serebral palsili hastalarda metilfenidat kullanımı kontrendike değildir.
Psikiyatrik bozuktular
DEHB ile komorbid psikiyatrik bozukluklar yaygındır. Bu durum stimulan ürünler reçete edilirken dikkate alınmalıdır. Ani psikiyatrik semptomların ortaya çıkması veya mevcutpsikiyatrik bozuklukların kötüleşmesi durumunda, hasta için fayda riskten fazla olmadığısürece metilfenidat verilmemelidir.
Hastalar dozun her ayarlamasında, sonrasında en az her altı ayda bir ve her doktor ziyaretinde psikiyatrik bozuklukların gelişmesi veya kötüleşmesi açısından takipedilmelidir; tedavinin kesilmesi uygun olabilir.
Mevcut psikotik veya manik semptomların kötüleşmesi
Psikotik hastalarda, metilfenidat uygulanması davranış ve düşünme bozukluğu semptomlarını ağırlaştırabilir.
Yeni psikotik ve manik semptomların ortaya çıkması
Daha önceden psikotik hastalık veya mani öyküsü olmayan çocuklarda ve adolesanlarda tedaviyle ortaya çıkan psikotik semptomlar (görsel/dokunsal/işitsel halüsinasyonlar vedelüzyonlar) veya mani, normal dozda metilfenidat kullanımından kaynaklanabilir. Eğermanik veya psikotik semptomlar oluşursa, metilfenidatın olası rolü değerlendirilmeli,gerekirse tedavi kesilmelidir.
Agresif veya saldırgan davranış
Stimulanlarla tedavi agresiflik ve saldırganlığın ortaya çıkmasına ya da kötüleşmesine neden olabilir. Metilfenidat ile tedavi gören hastalarda agresif davranışlar rapor edilmiştir (bkzBölüm 4.8). Metilfenidat ile tedavi gören hastalar tedavinin başlangıcında, her dozayarlamasında, sonrasında en azından her altı ayda bir ve her muayenede agresif davranışlarveya saldırganlığın ortaya çıkması ya da kötüleşmesi açısından yakından izlenmelidir.Doktorlar, davranış değişikliği görülen hastalarda yukarı veya aşağı doğru titrasyonun uygun
9
olabileceğini akılda tutarak tedavi rejiminin ayarlanması ihtiyacını değerlendirmelidir. Tedavi kesintisi düşünülebilir.
İntihar eğilimi
DEHB tedavisi sırasında intihar düşüncesi veya davranışı gelişen hastalar derhal bir doktor tarafından değerlendirilmelidir. Altta yatan bir psikiyatrik durumun kötüleşmesi veyametilfenidat ile tedavinin olası rolü değerlendirilmelidir. Altta yatan psikiyatrik durumuntedavisi gerekebilir ve metilfenidat tedavisinin bırakılması olasılığı değerlendirilmelidir.
Tikler
Metilfenidat, motor ve verbal tiklerin başlaması ya da şiddetlenmesi ile ilişkilidir. Tourette sendromunda ağırlaşma da bildirilmiştir. Metilfenidat kullanımı öncesi mutlaka hastanın aileöyküsü alınmalı, çocuklarda tikler veya Tourette sendromu için klinik değerlendirmeyapılmalıdır. Metilfenidat tedavisi süresince hastalar, tiklerin ortaya çıkması ya dakötüleşmesi açısından düzenli olarak izlenmelidir.
Takip, her doz ayarlamasında vesonrasında en azından her 6 ayda bir ya da her doktor ziyaretinde yapılmalıdır.
Anksiyete, ajitasyon veya gerginlik
Metilfenidat ile tedavi olan hastalarda anksiyete, ajitasyon veya gerginlik rapor edilmiştir (bkz Bölüm 4.8). Metilfenidat var olan anksiyete, ajitasyon ve gerginliği kötüleştirebilir veanksiyete bazı hastalarda metilfenidat tedavisinin sonlandırılmasına sebep olabilir. Hastalaranksiyete, ajitasyon ve gerginlik açısından öncelikle değerlendirmelidir ve
hastalar tedavisırasında, her doz ayarlamasında ve en az her 6 ayda bir ya da her muayenedesemptomların ortaya çıkışı veya kötüleşmesi açısından düzenli olarak takip edilmelidir.
Bipolar bozukluk türleri
Karma/manik nöbetlerin şiddetlenmesi olasılığı nedeni ile komorbid bipolar bozukluğu olan DEHB'li hastaların (tedavi edilmemiş tip I Bipolar Bozukluk veya diğer bipolar bozukluktürleri) tedavisi amacıyla metilfenidatın kullanımında özel dikkat gereklidir. Metilfenidattedavisine başlamadan önce komorbid depresif semptomları olan hastalar, bipolar bozuklukaçısından risk taşıyıp taşımadıklarının belirlenmesi için uygun şekilde taranmalıdır; butarama, aile öyküsünde intiharı, bipolar bozukluğu ve depresyonu içeren detaylı psikiyatriköyküyü içermelidir.
Bu hastalarda sürekli olarak yakından takip gereklidir(bkz.yukarıda 'Psikiyatrik Bozukluklar' ve Bölüm 4.2). Hastalar her doz ayarlamasında ve
10
sonrasında en az her 6 ayda bir ve her doktor ziyaretinde semptomlar açısından takip edilmelidir.
Büyüme
Metilfenidatın çocuklarda uzun süreli kullanımı sırasında kilo alımında orta derecede yavaşlama ve büyüme geriliği saptanmıştır.
Metilfenidatın boy ve kilo üzerindeki nihai etkileri bilinmemektedir ve çalışılmaktadır.
Metilfenidat kullanımı sırasında büyüme takip edilmelidir: Boy, kilo ve iştah en az altıayda bir büyüme tablosuna kaydedilmelidir.
Beklendiği şekilde büyümeyen, uzamayan yada kilo almayan hastaların tedavileri kesilmelidir.
Nöbetler
Metilfenidat epilepsisi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır. Metilfenidatın daha önceden nöbet öyküsü olan hastalar nöbetleri olmaksızın önceden EEG anormallikleri (değişikliği)olan hastalar ve ender olarak nöbet öyküsü ve önceden nöbetlere dair hiçbir EEG bulgusuolmayan hastalarda nöbet eşiğini düşürebileceğine dair bazı klinik bulgular mevcuttur. Nöbetsıklığı artarsa veya yeni nöbet gelişmesi durumunda ilaç kesilmelidir.
Serotonerjik tıbbi ürünler ile birlikte kullanım
Serotonerjik tıbbi ürünler ile metilfenidat birlikte uygulandıktan sonra serotonin sendromu bildirilmiştir. Metilfenidatın serotonerjik tıbbi ürünlerle birlikte kullanılması gerekliyse,serotonin sendromu semptomlarının hızlı fark edilmesi önemlidir. Bu semptomlar arasındamental durum değişiklikleri (örn. ajitasyon, halüsinasyon, koma), otonomik instabilite (örn.taşikardi, değişken kan basıncı, hipertermi), nöromüsküler anormallikler (örn. hiperrefleksi,koordinasyonsuzluk, rijidite) ve/veya gastrointestinal semptomlar (örn. bulantı, kusma,diyare) yer alabilir. Şüpheli serotonin sendromu durumunda, metilfenidat tedavisi mümkünolan en kısa sürede sonlandırılmalıdır.
Kötüye kullanım, yanlış kullanım ve diversiyon
Hastalar metilfenidatın diversiyon, yanlış ve kötüye kullanımı riski açısından dikkatle izlenmelidir.
11
Metilfenidat ilaç bağımlılığı ya da alkolizm öyküsü olan hastalara verilirken olası kötüye kullanım, yanlış kullanım ve diversiyon açısından dikkatli olunmalıdır.
Kronik kötüye kullanım, değişik derecelerde anormal davranışla birlikte belirgin toleransa ve psikolojik bağımlılığa neden olabilir. Özellikle parenteral yolla suistimali gerçek psikotikepisodlara neden olabilir.
DEHB tedavisine karar verirken hastanın yaşı, madde kullanım bozukluğu açısından risk faktörlerinin varlığı (komorbid karşıt olma-karşı gelme bozukluğu veya davranış bozukluğuve bipolar bozukluk gibi), önceki veya mevcut madde kötüye kullanımı dikkate alınmalıdır.Duygusal değişkenliği olan hastalar (alkol veya madde bağımlılığı öyküsü olanlar gibi) dozukendi inisiyatiflerine göre artırabileceği için bu hasta grubunda dikkatli olunmalıdır.
Madde kötü kullanımı açısından yüksek riskli bazı hastalar için metilfenidat veya diğer stimulanların kullanımı uygun olmayabilir ve uyarıcı olmayan tedaviler dikkate alınmalıdır.
İlacın kesilmesi
İlacın kesilmesi sırasında kronik aşırı hareketliliğin yanı sıra olası depresyon gelişimi açısından hasta dikkatle gözlenmelidir. Bazı hastaların uzun süreli takibi gerekebilir.
Kötüye kullanım durumunda ağır depresyon gelişebileceği için hasta dikkatle izlenmelidir.
Yorgunluk
Metilfenidat yorgunluğun önlenmesi ya da tedavisi için kullanılmamalıdır
Metilfenidat formülasyonu seçimi
Metilfenidat içeren ilacın kullanımına, tedaviyi yapan hekimin her hasta için özel olarak karar vermesi gerekir ve bu seçim istenen etkinin süresine bağlıdır.
İlaç taraması
Bu ilaç, içerdiği metilfenidat nedeniyle, amfetamin tayini için yapılan laboratuvar testlerinde özellikle de immunoassay temelli tarama testlerinde yanlış pozitif sonuç verebilir.
12
Böbrek ve karaciğer yetmezliği
Metilfenidatın böbrek ve karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımına dair bir deneyim yoktur.
Hematolojik etkiler
Metilfenidat ile uzun süreli tedavinin güvenliliği tam olarak bilinmemektedir. Lökopeni, trombositopeni, anemi veya ciddi renal ya da hepatik bozuklukları da içeren diğerdeğişikliklerin görülmesi durumunda tedavinin bırakılması düşünülmelidir.
Gastrointestinal tıkanma potansiyeli
CONCERTA tablet, deforme olmadığı ve gastrointestinal kanal içinde kayda değer bir şekil değişikliğine uğramadığı için, önceden ciddi gastrointestinal daralması (patolojik ya daiyatrojenik) olan hastalara ya da disfajisi olan veya tabletleri yutarken belirgin zorluk çekenhastalara uygulanmamalıdır. Deforme olmayan uzatılmış salımlı formülasyonlarınyutulmasıyla ilişkili olarak, bilinen daralmaları olan hastalarda nadir olarak obstrüktifsemptomlar bildirilmiştir.
Tabletin uzatılmış salımlı olması nedeniyle, CONCERTA sadece tableti bütün yutabilen hastalarda kullanılmalıdır. Hastalar, CONCERTA'nın sıvı yardımı ile bütün olarak yutulmasıgerektiği konusunda bilgilendirilmelidir. Tabletler bölünmemeli, çiğnenmemeli ya daezilmemelidir. Tablet kontrollü bir hızda ilacın salınması için tasarlanmış emilemeyen birkabuk içinde bulunur. Tablet kabuğu vücut tarafından elimine edilir; hastalar bazen kendidışkılarında tablet benzeri bir şey fark ederse endişe etmemelidirler.
Priapizm
Metilfenidat ürünleri (CONCERTA dahil) kullanan yetişkin ve pediatrik hastalarda acil tıbbimüdahalenin (bazen cerrahi müdahale) gerekli olduğu, uzamış ve ağrılı ereksiyonbildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8). Priapizm, metilfenidat kullanıldıktan bir süre sonra, tedavirejiminde bir değişiklik sonrası, genellikle dozun artırılmasını takiben gelişebilmektedir.Priapizm aynı zamanda metilfenidat bırakıldıktan sonra geriçekilme (ilaca ara verme veyakesilmesi) periyodunda da oluşmuştur. Normal olmayan şekilde uzamış ereksiyon veya ağrılıve sık görülen ereksiyon gelişen hastaların acil tibbi yardım istemesi gerekmektedir.
13
Bu ilaç laktoz içermesi nedeniyle nadir görülen kalıtımsal hastalıklar arasında yer alan galaktoz intoleransı, Lapp-laktaz yetmezliği ya da glikoz-galaktoz malabsorbsiyonu olankişiler tarafından kullanılmamalıdır.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Farmakokinetik etkileşim
Metilfenidatın eşzamanlı olarak uygulanan ilaçların plazma konsantrasyonlarını nasıl etkilediği bilinmemektedir. Bu nedenle metilfenidatı diğer ilaçlarla (özellikle terapötik aralığıdar olan ilaçlar) birlikte kullanırken dikkatli olunması önerilmektedir.
Metilfenidat, sitokrom P450 tarafından klinik olarak anlamlı derecede metabolize edilmez. Sitokrom P450 indükleyicileri veya inhibitörlerinin metilfenidatın farmakokinetiği üzerindeanlamlı herhangi bir etkiye sahip olması beklenmemektedir. Diğer taraftan, metilfenidatın d-ve l- enantiomerleri sitokrom P450 1A2, 2C8, 2C9, 2C19, 2D6, 2E1 veya 3A'yı anlamlıolarak inhibe etmemektedir. Ancak, metilfenidatın, kumarin türevi antikoagülanlar ile,antikonvülzanların (örneğin fenobarbital, fenitoin, primidon) ve bazı antidepresanların(trisiklikler ve selektif serotonin geri alım inhibitörleri) metabolizmasını inhibe edebileceğinedair raporlar vardır. Bu ilaçlar ile birlikte metilfenidat uygulanmasına başlarken ya da birlikteuygulanan metilfenidat kesilirken, adı geçen ilaçlar için doz ayarlaması yapmak veplazmadaki ilaç konsantrasyonlarını (ya da kumarin alınması durumunda pıhtılaşmazamanlarını) izlemek gerekli olabilir.
Farmakodinamik etkileşimler Antihipertansif ilaçlar
Metilfenidat hipertansiyon tedavisi için kullanılan ilaçların etkinliğini azaltabilir.
Kan basıncını artıran ilaçlarla kullanım
Metilfenidatın kan basıncını artırabilen başka ilaçlarla eşzamanlı kullanımında dikkatli olunmalıdır (bkz. Bölüm 4.4 Kardiyovasküler ve Serebrovasküler durum).
Metilfenidat, olası bir hipertansif kriz nedeniyle, non-selektif geri dönüşsüz monoamin oksidaz inhibitörleriyle (MAOİ) tedavi gören veya önceki 2 hafta boyunca tedavi görmüşhastalarda kullanılmamalıdır (bkz. Bölüm 4.3).
14
Alkol ile birlikte kullanım
Alkol, metilfenidat da dahil olmak üzere psikoaktif ilaçların santral sinir sistemi üzerindeki advers etkilerini şiddetlendirebilir. Bu nedenle hastaların tedavi sırasında alkolden uzakdurmaları önerilmektedir.
Serotonerjik tıbbi ürünler ile birlikte kullanım
Serotonerjik tıbbi ürünler ile metilfenidat birlikte uygulandıktan sonra serotonin sendromu vakaları bildirilmiştir. Metilfenidatın serotonerjik tıbbi ürünlerle birlikte kullanılmasıgerekliyse, serotonin sendromu semptomlarının hızlı fark edilmesi önemlidir (bkz. Bölüm4.4). Şüpheli serotonin sendromu durumunda, metilfenidat tedavisi mümkün olan en kısasürede sonlandırılmalıdır.
Halojenli anesteziklerle birlikte kullanım
Ameliyat sırasında halojenli anesteziklerle birlikte kullanımı ile ani kan basıncı yükselmesi riski vardır. Ameliyat planlanıyorsa, ameliyat günü metilfenidat kullanılmamalıdır.
Santral etkili alfa-2 agonistleri ile birlikte kullanım (ör. klonidin)
Klonidin ve diğer santral etkili alfa-2-agonistleri ile birlikte metilfenidat kullanımının uzun süreli güvenliliği sistematik olarak değerlendirilmemiştir.
Dopaminerjik ilaçlarla kullanım
Metilfenidatın antipsikotikleri de içeren dopaminerjik ilaçlar ile birlikte kullanımı sırasında dikkatli olunması önerilmektedir. Metilfenidat esas olarak ekstraselüler dopamin düzeyleriniarttırdığı için doğrudan veya dolaylı dopamin agonistleri (DOPA ve trisiklik antidepresanlardahil) veya dopamin antagonistleri (antipsikotikler dahil) ile eşzamanlı uygulandığındafarmakodinamik etkileşime girebilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:Pediyatrik popülasyon :
Pediatrik popülasyonda etkileşim çalışmaları yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik Kategorisi: C
15
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Metilfenidatın çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Gebelik dönemi
İlk trimesterde maruz kalan toplam yaklaşık 3400 gebenin yer aldığı bir kohort çalışmasının verileri, genel doğum kusurları riskinde bir artış göstermemektedir. Kardiyak malformasyonoluşum riskinde küçük bir artış gözlenmiş (toplu düzeltilmiş bağıl risk, 1,3; % 95 GA, 1-1,6)ve bu, maruz kalmayan gebeliklere kıyasla gebeliğin ilk trimesterinde metilfenidat alan her1000 kadın için konjenital kardiyak malformasyonla doğan ilave 3 bebeğe karşılık gelmiştir.
Yenidoğan kardiyorespiratuvar toksisite vakaları, özellikle fötal taşikardi ve solunum sıkıntısı spontan olgu raporlarında bildirilmiştir.
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar maternal toksik dozlarda üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel riskbilinmemektedir.
CONCERTA gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır
Tedaviyi ertelemenin gebelikte daha büyük risk oluşturacağı şeklinde klinik karara varılmadığı sürece metilfenidat kullanımı gebelikte tavsiye edilmez.
Laktasyon dönemi
Metilfenidat anne sütüne geçmektedir. Beş anneden alınan anne sütü örnekleri üzerinde yapılan çalışmada; insan sütündeki metilfenidat konsantrasyonu, anne vücut ağırlığına göreayarlanmış dozun % 0,16 ila % 0,7'sinin yenidoğanda saptanması ile sonuçlanmış ve süt/anneplazma oranının 1,1 ila 2,7 arasında değiştiği bildirilmiştir.
Metilfenidat kullanan anne sütüne maruz kalmış bebekte nedeni belli olmayan kilo azalmasına dair tek bir vaka raporu vardır. Annenin metilfenidat tedavisini sonlandırması ile kiloazalması durmuş ve olgu kilo almıştır. Emzirme dönemindeki bebekler için risk göz ardıedilmemelidir.
16
Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da CONCERTA tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken,emzirmenin çocuk açısından faydası ve CONCERTA tedavisinin emziren anne açısındanfaydası dikkate alınmalıdır.
Üreme yeteneği / Fertilite
Klinik olmayan çalışmalarda konu ile ilgili bir etki gözlenmemiştir.
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
Metilfenidat baş dönmesi, sersemlik, uyuşukluk ile gözlerde akomodasyon güçlükleri, diplopi ve görme bulanıklığı gibi görme bozukluklarına neden olabilir. Araç ve makine kullanımıüzerinde orta şiddette bir etki yapabilir. Hastalar olası etkiler konusunda uyarılmalıdır.Etkilenmeleri durumunda araç sürme ve makine kullanma gibi potansiyel olarak tehlikeliaktivitelerden kaçınmaları konusunda bilgi verilmelidir.
Bu ilaç bilişsel işlevleri bozabilir ve hastanın güvenli araba kullanma yeteneğini etkileyebilir.
Bu ilaç verilirken hastalara aşağıdaki bilgiler verilmelidir:
- Bu ilaç araç kullanma yeteneğinizi etkileyebilir.
- İlacın sizi nasıl etkilediğini anlamadan araç kullanmayın.
4.8. İstenmeyen etkiler
Aşağıdaki istenmeyen etkiler CONCERTA ve diğer bütün metilfenidat hidroklorür formülasyonlarından elde edilen verilere dayanılarak hazırlanmıştır. Kullanılan veriler,çocuklar, ergenler ve yetişkinler ile yapılan klinik araştırmalar sırasında ve satış sonrasıgözlenen sonuçlardan elde edilmiştir. CONCERTA ve diğer metilfenidat hidroklorürformülasyonlarından elde edilen advers reaksiyonların sıklıkları farklı ise, sıklık derecesiyüksek olan veritabanı kullanılmıştır.
Şu terimler ve sıklık dereceleri kullanılmıştır:
Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ila < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1000 ila < 1/100); seyrek(> 1/10.000 ila < 1/1000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerdenhareketle tahmin edilemiyor).
17
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Yaygın: Nazofaranjit, üst solunum yolu enfeksiyonu#, sinüzit#
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Anemi t, lökopeni t, trombositopeni, trombositopenik purpura Bilinmiyor: Pansitopeni
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Yaygın olmayan: Anjiyonorötik ödem gibi aşırı duyarlılık reaksiyonları, anafilaktik reaksiyonlar, auriküler şişlikler, bül oluşumu, eksfolyatif durum, ürtiker, kaşıntı, kızarıklık,döküntü
Metabolizma ve beslenme bozuklukları
*
Yaygın: Anoreksi, iştahta azalma T, çocuklarda uzun süreli kullanım sırasında orta derece boy ve kilo artışında azalma *
Psikiyatrik hastalıklar*
Çok yaygın: Uykusuzluk, sinirlilik
Yaygın: Duygulanımda labilite, saldırganlık*, ajitasyon*, anksiyete*1) depresyon*#, irritabilite, anormal davranış, ruh halinde ani değişmeler, tikler*, uykuya dalamama#, depresif ruh hali#,libidoda azalma#, gerginlik#, diş gıcırdatma A , panik atak#
Yaygın olmayan: Psikotik bozukluklar*, işitsel, görsel ve dokunsal halüsinasyon*, öfke, intihar düşüncesi*, duygu durum değişikliği, huzursuzluk T, ağlamaklı olmak, Tourettesendromu'nun tiklerinin kötüleşmesi*, hızlı ve çok konuşma (lögore), dikkat düzeyinde aşırıartış, uyku bozukluğu
Seyrek: Mani* T, oryantasyon bozukluğu, libido bozukluğu, konfüze durum T,
Çok seyrek: İntihar girişimi (gerçekleştirilmiş intihar da dahil) * ^geçici depresif ruh hali*, anormal düşünce, apati T, tekrar eden davranışlar, aşırı odaklanma
Bilinmiyor: Delüzyon* T, düşünce bozuklukları*, bağımlılık. Hızlı salımlı formülasyonların kullanımında kötüye kullanım ve bağımlılık daha sık bildirilmiştir.
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Baş ağrısı
Yaygın: Baş dönmesi, diskinezi, psikomotor hiperaktivite, uyku hali, parestezi#, gerilim tipi baş ağrısı#
18
Yaygın olmayan: Sedasyon, tremor T, uyuşukluk#
Çok seyrek: Konvülziyon, koreoatetoid hareketler, geri dönüşümlü iskemik nörolojik defisit, nöroleptik malign sendrom (NMS çok seyrek olarak rapor edilmiştir. Bu raporların çoğundahastaların diğer ilaçları kullanmasından dolayı metilfenidatın buradaki etkisi kesin değildir.)Bilinmiyor: Serebrovasküler bozukluklar* T (vaskülit, serebral hemoraji, serebrovaskülerhadiseler, serebral arterit, serebral tıkanma dahil), grand mal konvülziyonlar*, migren T,disfemi (konuşma bozukluğu)
Göz hastalıkları
Yaygın: Akomodasyon bozuklukları#
Yaygın olmayan: Görmede bulanıklık t, göz kuruluğu#
Seyrek: Görsel uyumda zorluklar, görmede yetersizlik, diplopi Bilinmiyor: Midriyazis
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın: Vertigo #
Kardiyak hastalıklar
Yaygın: Aritmi
,
taşikardi, palpitasyonlar
Yaygın olmayan: Göğüs ağrısı
Seyrek: Anjina Pektoris
Çok seyrek: Kalp krizi, miyokard enfarktüsü
Bilinmiyor: Supraventriküler taşikardi, bradikardi, ventriküler ekstrasistoller T, ekstrasistoller T
Vasküler hastalıklar
Yaygın: Hipertansiyon,
Yaygın olmayan: Ateş basması#
Çok seyrek: Serebral arterit ve/veya tıkanma, periferik soğukluk, Raynaud fenomeni T
Solunum, göğüs ve mediastinal hastalıkları
Yaygın: Öksürük, orofaringeal ağrı,
Yaygın olmayan: Dispne T
19
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Üst karın bölgesinde ağrı, ishal, bulantı t, karın rahatsızlığı, kusma, ağız kuruluğu
T, dispepsi#
Yaygın olmayan: Kabızlık
Hepato - bilier hastalıklar
Yaygın: Alanin aminotransferaz düzeyinde artış#
Yaygın olmayan: Hepatik enzim düzeyinde artış
Çok seyrek: Hepatik koma ve akut hepatik yetmezlik de dahil anormal karaciğer fonksiyonu, kan alkalin fosfataz düzeyinde artış, kan bilirubin düzeyinde artış
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Alopesi, kaşıntı, döküntü, ürtiker
Yaygın olmayan: Anjiyonörotik ödem, eksfolyatif durum, bül oluşumu Seyrek: Hiperhidröz
t, maküler döküntü, eritem
Çok seyrek: Eritema multiforme, eksfolyatif dermatit, sabit ilaç döküntüsü
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın: Artralji, kaslarda gerginlik#, kaslarda spazm#
Yaygın olmayan: Miyalji t, kaslarda seğirme Çok seyrek: Kas kramplarıBilinmeyen: TrismusA
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın olmayan: Hematüri, pollakiüri Bilinmeyen: İnkontinans
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın: Erektil disfonksiyon
#
Seyrek: Jinekomasti
Bilinmeyen: Priapizm*, ereksiyon artışı*, uzun süreli ereksiyon*
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Pireksi, çocuklarda uzun süre kullanıma bağlı gelişmede yavaşlama*, bitkinlikt, iritabilite#, gergin hissetme#, asteni#, susama#
20
Yaygın olmayan: Göğüs ağrısı,
Çok seyrek: Ani kardiyak ölüm*
Bilinmiyor: Göğüste sıkıntı^, hiperpireksi
Araştırmalar
Yaygın: Kan basıncında ve kalp atım hızında değişiklikler* (genelde artış), kiloda azalma* Yaygın olmayan: Kardiyak üfürüm
*
Çok seyrek: Platelet sayısında azalma, anormal beyaz kan hücresi sayısı
Bu yan etkilerin çoğu hafif ve orta şiddettedir.
* Bölüm 4.4'e bakınız.
# Yetişkin klinik çalışmalarından sağlanan sıklık verileridir, bu verilerde çocuk ve adolesanlaryer almamaktadır; aynı zamanda çocuklar ve gençler için uygun olabilir.
T Çocuk ve adolesan klinik çalışmalarından sağlanan sıklık verileridir ve yetişkin hastalardaki klinik çalışmalarda daha yüksek sıklık verisi rapor edilmiştir.
AYetişkin DEHB çalışmalarında hesaplanan sıklığa dayanmaktadır (pediyatrik çalışmalarda hiçbir vaka bildirilmemiştir).
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesineolanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu TürkiyeFarmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99)
4.9. Doz aşımı ve tedavisi
Hastalara doz aşımı tedavisi uygulanırken uzatılmış etki süreleri olan formülasyonlardan metilfenidatın gecikmeli salınım yaptığı dikkate alınmalıdır.
Belirti ve Semptomlar
Akut yüksek doz, başlıca santral ve sempatik sinir sisteminin aşırı uyarılmasına sebep olmakla birlikte, kusma, ajitasyon, tremor, hiperrefleksi, kas seğirmesi, konvülziyon (takiben komagörülebilir), öfori, konfüzyon, halüsinasyon, deliryum, terleme, kızarma, baş ağrısı,hiperpireksi (yüksek ateş), taşikardi, çarpıntı, kalp atışlarında hızlanma, hipertansiyon,midriyazis ve mukoza kuruluğuna neden olur.
21
Önerilen tedavi
Metilfenidat doz aşımı için spesifik bir antidot yoktur.
Tedavi uygun destekleyici önlemlerden oluşur.
Hastanın kendi kendisine zarar vermesi önlenmeli ve hasta zaten mevcut olan aşırı uyarılmayı ağırlaştıracak dış uyaranlara karşı korunmalıdır. Aktif kömürün etkinliği kanıtlanmamıştır.
Dolaşım ve solunum fonksiyonlarının devamı için yoğun bakım sağlanmalıdır. Çok yüksek ateş (hiperpireksi) için eksternal soğutma yöntemleri gerekli olabilir.
CONCERTA'nın doz aşımı tedavisinde periton diyalizi ya da ekstrakorporal hemodiyalizin etkinliği belirlenmemiştir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER
5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Psikostimülanlar, ADHD tedavisinde kullanılan ajanlar; Santral etkili
sempatomimetikler
ATC Kodu: N06BA04
Etki mekanizması:
Metilfenidat HCl santral sinir sistemi stimulanıdır. Dikkat Eksikliği-Hiperaktivite Bozukluğu'ndaki (DEHB) terapötik etki mekanizması bilinmemektedir. Metilfenidatın,presinaptik nöronlara noradrenalinin ve dopaminin gerialımını bloke ettiği ve bumonoaminlerin ekstranöronal aralığa salımını arttırdığı düşünülmektedir. Metilfenidat, - D veL- izomerlerinden oluşan rasemik bir karışımdır. D-izomeri, L-izomerinden farmakolojikolarak daha aktiftir.
Klinik etkililik ve güvenlik:
Temel klinik çalışmalarda, CONCERTA, hızlı salım IR metilfenidat (IR) ile halihazırda stabilize edilen 321 hastada ve IR metilfenidat ile daha önceden tedavi edilmemiş 95 hastadadeğerlendirilmiştir.
Klinik çalışmalar, sabah bir kez CONCERTA uygulaması ile ilacın ekinliğinin, izleyen 12 saat boyunca sürdüğünü göstermiştir.
18 ila 65 yaşları arasındaki DEHB'li sekiz yüz doksan dokuz (899) erişkin, 5 ila 13 haftalık üç çift-kör, plasebo kontrollü çalışmada değerlendirilmiştir. CONCERTA için, 18 ila 72
22
mg/gün'lük bir dozaj aralığında bir miktar kısa süreli etkililik gösterilmiştir, ancak bu, 5 haftanın ötesinde sürekli olarak gösterilmemiştir. Bir çalışmada yanıt tanımlaması,Conners'ın Yetişkin DEHB Derecelendirme Ölçeklerinde (CAARS) DEHB belirtilerinin 5.haftadaki toplam skorun (sonlanım noktası) başlangıçtan en az
%5.2. Farmakokinetik özelliklerGenel özellikler
Günde bir kez olmak üzere tek ve çoklu doz uygulamalarını takiben CONCERTA'nın farmakokinetiğinde hiçbir değişiklik kaydedilmemiştir.
Emilim:
Metilfenidat kolayca emilir. Yetişkinlerde CONCERTA'nın oral yolla uygulanmasını takiben, plazma metilfenidat konsantrasyonları hızla artarak 1 ile 2 saat içerisinde bir başlangıçmaksimumuna ulaşır. Bundan sonra birkaç saat içinde konsantrasyon giderek artmaya devameder. Doruk plazma konsantrasyonlarına 6 ile 8 saatte ulaşılır. Bu aşamanın ardından plazmametilfenidat düzeyleri yavaş yavaş düşmeye başlar. Günde üç kez alınan çabuk salımlımetilfenidatla ilişkili olarak gözlenen doruk ve çukur konsantrasyonları arasındakidalgalanmalar, günde bir kez alınan CONCERTA ile en aza indirilir. Günde bir kez kullanılanCONCERTA ile çabuk salımlı metilfenidat formülasyonlarının bağıl biyoyararlanımıkarşılaştırılabilirdir.
36 yetişkin hastaya günde bir kez 18 mg CONCERTA uygulamasından sonraki ortalama farmakokinetik parametreler Tablo 1'de özetlenmiştir.
23
Tablo 1
Ortalama ± SS Farmakokinetik Parametreler |
PARAMETRELER
|
CONCERTA (günde tek doz 18 mg)(n=36)
|
Cmaks(ng/ml)
|
3,7 ± 1
|
Tmaks(saat)
|
6,8 ± 1,8
|
EAA»(ng.saat/ml)
|
41,8 ± 13,9
|
t1/2(saat)
|
3,5 ± 0,4
|
Günde bir kez olmak üzere tek ve çoklu doz uygulamalarını takiben CONCERTA'nın farmakokinetiğinde hiçbir değişikliğin kaydedilmemiş olması anlamlı bir ilaç birikimininolmadığını göstermektedir. Günde bir kez olmak üzere çoklu doz uygulaması sonucu eldeedilen EAA ve t
ı/2
değerleri 18 mg CONCERTA'nın ilk dozundan sonra elde edilenlerlebenzerdir.
CONCERTA'nın tek doz 18, 36 ve 54 mg/gün yetişkinlere uygulanmasını takiben metilfenidatın C
maksinf
değerleri doz ile doğru orantılıdır.
Dağılım:
Yetişkinlerde plazma metilfenidat konsantrasyonları oral uygulamayı takiben bi-eksponensiyal olarak azalmaktadır. CONCERTA'nın oral yolla uygulanmasını takiben metilfenidatın yetişkinlerdeki yarılanma ömrü yaklaşık 3,5 saattir. Metilfenidat vemetabolitlerinin proteinlere bağlanma oranı yaklaşık
%
15'tir. Metilfenidatın sanal dağılımhacmi yaklaşık 13 L/kg'dır.
Biyotransformasyon:
Metilfenidat insanlarda, esas olarak de-esterifikasyon yolu ile çok az veya farmakolojik aktiviteye sahip olmayan alfa-fenil piperidin asetik aside (PPA, değişmemiş maddeninyaklaşık 50 katı düzeyde) metabolize edilir. Yetişkinlerde günde bir kez uygulanan PPA'yametabolize olan CONCERTA'nın metabolizması günde üç kez uygulanan metilfenidatınkinebenzerdir. CONCERTA'nın günde bir kez uygulanan tek ve çoklu dozlarının metabolizmasıbenzerdir.
24
Eliminasyon:
İnsanlara radyoaktif-işaretli metilfenidatın oral yoldan uygulanmasından sonra radyoaktivitenin yaklaşık
%
90'ı idrarda saptanmıştır. İdrardaki ana metabolit, dozun yaklaşık% 80'ine karşılık gelen PPA'dır.
CONCERTA verilmesinden sonra yetişkinlerde metilfenidat eliminasyon yarı ömrü yaklaşık 3,5 saattir. Oral uygulamanın ardından, 48 - 96 saat içinde dozun yaklaşık olarak % 90'ı idrar,% 1-3'ü dışkı ile metabolitleri halinde atılır. Az miktarda değişmemiş metilfenidat idrarda (%1'den az) bulunmuştur. İdrardaki ana metabolit, alfa-fenil-piperidin asetik asit (% 60 - 90)'tir.
Doğrusallık /Doğrusal olmayan durum:
CONCERTA'nın günde bir kez, 18, 36 ve 54 mg dozlarda sağlıklı yetişkinlere uygulanmasının ardından, d-metilfenidat için C
maks(o-«)maks(o-«)
değerleri dozla orantılı olarak artmamıştır. CONCERTAuygulamasından sonra, l-izomerinin plazma konsantrasyonları, d-izomerinin plazmakonsantrasyonlarının yaklaşık 1/40'ıdır.
Sağlıklı yetişkinlerde, 54-144 mg/gün dozda, günde bir kez uygulanan CONCERTA dozlarının tek ve çoklu doz uygulaması doğrusaldır ve toplam metilfenidat ve ana metabolitiolan PPAA için C
maksinf
değerleri doza bağımlıdır. Tek doz ve kararlı durum (4.gün)klerens ve yarı-ömür parametreleri benzerdir ve metilfenidatın farmakokinetiğinin zamanabağımlı olmadığını göstermektedir. 54-144 mg/gün dozlarda metabolitin ana ilaca oranı tekdoz ve çoklu doz uygulaması sonrasında sabittir.
18-72 mg/gün CONCERTA uygulanan, 13-16 yaş arasındaki DEHB'li adolesanlarda yapılan çoklu doz çalışmasında, d- ve toplam metilfenidatın ortalama C
maksTAU
değerleri, dozile orantılı olarak artış göstermiştir.
Besinlerin etkisi :
Yağ açısından zengin bir kahvaltıdan sonra veya aç karnına hastalara CONCERTA verildiğinde ilacın farmakokinetiğinde ya da farmakodinamik özelliklerinde farklılıkgözlenmemiştir. Yiyecek varlığında veya yokluğunda doz ayarlanmasına ilişkin bir veriyoktur.
25
Hastalardaki karakteristik özellikler
Cinsiyet:
Sağlıklı yetişkinlerde CONCERTA'nın doza-uyarlanmış ortalama EAA
inf..
saat/ml'dir; iki grup arasında farkgörülmemiştir.
Irk:
CONCERTA alan sağlıklı yetişkinlerde doza-uyarlanmış EAA
inf
etnik gruplar arasında tutarlılık göstermiştir; bununla birlikte, çalışmaya katılan hasta gruplarının büyüklükleri,farmakokinetikteki etnik farklılıkları saptamaya yetecek boyutta olmayabilir.
Yaş:
6 yaşından küçük çocuklarda CONCERTA'nın farmakokinetiğine ilişkin çalışma yapılmamıştır. 7-12 yaş arası çocuklarda CONCERTA'nın farmakokinetiği 18, 36, 54 mgsonrası şu şekildedir (ort. +/- SH): Sırasıyla C
maksmaks0-11,5
50,4 ± 7,8, 87,7± 18,2, 121,5 ± 37,3 ng.saat/mL.
Böbrek yetmezliği:
CONCERTA'nın böbrek yetmezliği olan hastalarda kullanımına ilişkin deneyim mevcut değildir. İnsanlara radyoaktif olarak işaretlenmiş metilfenidat uygulanmasından sonrametilfenidat büyük ölçüde metabolize olmuştur ve radyoaktivitenin yaklaşık
%
80'i idrardaPPA olarak atılmıştır. Metilfenidatın klerensinde renal klerens önemli bir yol olmadığı için,böbrek yetmezliğinin CONCERTA'nın farmakokinetiği üzerinde çok az bir etki yaratmasıbeklenir.
Karaciğer yetmezliği:
CONCERTA'nın karaciğer yetmezliği olan hastalarda kullanımına ilişkin deneyim mevcut değildir.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileri
Karsinojenisite
Farelerde ve sıçanlarda yürütülen yaşam boyu karsinojenisite çalışmalarında, sadece erkek farelerde malign karaciğer tümörleri sayısında artış kaydedilmiştir. Bu bulgunun insanlardakiönemi bilinmemektedir.
26
Metilfenidatın, klinik dozdan düşük çeşitli dozlarında fertilite veya üreme performansına etkisi bulunmamaktadır.
Hamilelik- embriyonal/ fötal gelişme
Metilfenidatın sıçanlarda ve tavşanlarda teratojenik olduğu düşünülmemektedir. Sıçanlarda maternal toksik dozlarda fötal toksisite (toplam yavru kaybı) ve maternal toksisitesaptanmıştır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER
6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Bütil hidroksitoluen (E321)
Selüloz asetat Hipromeloz (E464)
Konsantre fosforik asit
Poloksamer 188
Polietilen oksit 200K ve 7000K
Povidon K 29-32
Sodyum klorür
Stearik asit
Süksinik asit
Demir oksit sarı (E172)
Demir oksit siyah (E172)
İlaç kaplama:
Demir oksit sarı (E172)
Hipromeloz (E464)
Laktoz monohidrat (sığır sütü kaynaklı)
Titanyum dioksit (E171)
Triasetin Stearik asit
Şeffaf kaplama:
Karnauba mumu Hipromeloz (E464)
Makrogol 400
27
Baskı mürekkebi:
Demir oksit siyah (E172)
Hipromeloz (E464)
İzopropil alkol Propilen glikolSaf su
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
36 ay
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
30°C altındaki oda sıcaklığında saklayınız.
Şişenin kapağını sıkıca kapatınız.
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
İçerisinde bir veya iki adet nem tutucu bulunan çocuk korumalı, polipropilen kapaklı yüksek yoğunluklu polietilen (HDPE) şişe.
Paket büyüklükleri 30 tablet halinde.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Johnson and Johnson Sıhhi Mal. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Ertürk Sok. Keçeli Plaza No:13 34810
Kavacık/Beykoz/İstanbul
Tel: 0 216 538 20 00
Faks: 0 216 538 24 99
8. RUHSAT NUMARASI
116/87
28
9. İLK RUHSAT TARİHİ/RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 17.12.2004 Ruhsat yenileme tarihi: 25.03.2010
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
29