KISA ÜRÜN BİLGİSİ
1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI
KATARİN® 120 mg+50 mg+1 mg/5 ml pediatrik şurup
2. KALİTATİF ve KANTİTATİF BİLEŞİM
Bir ölçek (10 ml);
Etkin maddeler:
Parasetamol 240mg
Oksolamin sitrat 100mg
Klorfeniramin maleat 2 mg
Yardımcı maddeler:
Sorbitol (E420) 1695,0mg
Ponsa 4R (E124) 0,5mg
Yardımcı maddeler için 6.1'e bakınız.
3. FARMASÖTİK FORM
Şurup.
Koyu pembe renkli, berrak çözelti.
4. KLİNİK ÖZELLİKLER
4.1. Terapötik endikasyonlar
KATARİN®; üst solunum yolları akut enfeksiyonlarının semptomatik tedavisinde endikedir. Analjezik, antipiretik, antihistaminik ve antitüssif etkiye sahip kombinasyon preparatıdır.
4.2. Pozoloji ve uygulama şekliPozoloji / uygulama sıklığı ve süresi:
12 yaşın üzerindeki çocuklar ve yetişkinlerde: Bir defada 1- 1,5 ölçek (10-15 ml)'dir. Bu doz 6-8 saatlik aralarla günde 3-4 kere tekrarlanabilir. Günlük maksimum doz 6 ölçektir.
6-12 yaş arası çocuklarda: Bir defada 'A -1 ölçek (5-10 ml)'dir. Bu doz 6-8 saatlik aralarla günde 3-4 kere tekrarlanabilir. Günlük verilebilecek maksimum doz 4 ölçektir.
Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000 mg'ı aşmaması gerekir.
Uygulama şekli:
KATARİN®, ağızdan alınır.
1 / 19
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Hafıf-orta şiddette karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4). Şiddetli karaciğer ve böbrek yetmezliklerinde İsekullanılmamalıdır (Bkz. Bölüm 4.3).
Pediyatrik popülasyon:
6 yaş altında kullanılmamalıdır.
6-12 yaş grubunda ancak hekim uygun gördüğü takdirde kullanılabilir.
Geriyatrik popülasyon:
Sağlıklı, hareketli yaşlılarda normal yetişkin dozu uygundur fakat herhangi bir hastalığın eşlik ettiği durumlarda doz ve dozlam sıklığı uygun bir şekilde azaltılmalıdır (Bkz. Bölüm 5.2).
4.3. Kontrendikasyonlar
KATARİN® aşağıdaki durumlarda kontrendikedir.
• İlacın içindeki etkin maddeler veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığıolanlarda
• 6 yaşın altındaki çocuklarda
• Şiddetli karaciğer (Child-Pugh kategorisi > 9) ve böbrek yetmezliği olan hastalarda
• Monoamino oksidaz inhibitörleri ile tedavi olanlarda (KATARİN® kullanımından önceki 14 güniçinde MAOİ (bir antibakteriyel olan furazolidon dahil) / RIMA almış ve/veya almaya devameden hastalarda) kontrendikedir.
• Miksiyon sonrası mesanede bir miktar idrarın kaldığı, prostat adenomu
• Mesane boynunda obstrüksiyon
• Piloroduodenal obstrüksiyon
• Akciğer hastalıkları (astım dahil)
• Epilepsi
• Dar açılı glokom
4.4. Özel kullanım uyarıları ve önlemleri
- KATARİN®, parasetamol içermektedir. Parasetamol içeren başka ürünlerle birliktekullanılmamalıdır. Parasetamol içeren diğer ürünlerle birlikte eşzamanlı kullanımı doz aşımınayol açabilir.
- Parasetamolü ilk kullananlarda veya daha önce kullanım hikayesi olanlarda, kullanımın ilkdozunda veya tekrarlayan dozlarında deride kızarıklık, döküntü veya bir deri reaksiyonuoluşabilmektedir. Bu durumda doktor ile irtibata geçilerek ilacın kullanımının bırakılması vealternatif bir tedaviye geçilmesi gerekmektedir. Parasetamol ile deri reaksiyonu gözlenen kişibir daha bu ilacı veya parasetamol içeren başka bir ilacı kullanmamalıdır. Bu durum ciddi ve
2 / 19
ölümle sonuçlanabilen Stevens Johnson Sendromu (SJS), toksik epidermal nekroliz (TEN) ve akut jeneralize ekzantematöz püstüloz (AGEP) dahil cilt reaksiyonlarına neden olabilmektedir.
- Anemisi olanlarda, akciğer hastalarında, karaciğer ve böbrek fonksiyon bozukluğu olanhastalarda doktor kontrolü altında dikkatli kullanılmalıdır. Önceden mevcut hepatik hastalığıbulunan hastalar için, yüksek dozda veya uzun süreli tedaviler esnasında periyodik aralıklarlakaraciğer fonksiyon tetkikleri yapmak gerekebilir. Böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi <10ml/dakika) halinde, doktorun parasetamol kullanımının yarar/risk oranını dikkatledeğerlendirmesi gerekir. Doz ayarlaması yapılmalı ve hasta kesintisiz izlenmelidir.
- Bir yıl boyunca günlük terapötik parasetamol dozları alan bir hastada hepatik nekroz ve dahakısa süreli olarak aşırı doz kullanan bir hastada karaciğer hasarı bildirilmiştir. 12-48 saat içindekaraciğer enzimleri yükselebilir ve protrombin zamanı uzayabilir. Ancak klinik semptomlardozun alınmasından 1-6 gün sonrasına kadar görülmeyebilir.
- Akut yüksek dozda ciddi karaciğer toksisitesine neden olur.
- Erişkinlerde kronik günlük dozlarda karaciğer hasarına neden olabilir.
- Hepatotoksisite riskinden ötürü, parasetamol, tavsiye edilenden daha yüksek dozlarda ya dadaha uzun süreli alınmamalıdır. Hafif veya orta şiddette karaciğer yetmezliği (Child Pughkategorisi<9) olan hastalar, parasetamolü dikkatli kullanmalıdırlar.
- Terapötik dozlarda parasetamol uygulaması sırasında serum alanin aminotransferaz (ALT)düzeyi yükselebilir.
- Glukoz 6 fosfat dehidrogenaz eksikliği olanlarda dikkatli kullanılmalıdır. Seyrek olarak hemolizvakaları görülebilir.
- Terapötik dozlarda parasetamol ile hepatik oksidatif stresi artıran ve hepatik glutatyon rezerviniazaltan ilaçların eşzamanlı kullanımı, alkolizm, sepsis veya diabetes mellitus gibi çeşitlidurumlar hepatik toksisite riskinde artışa yol açabilir.
- Glutatyon düzeyi azalmış hastalarda (örneğin sepsis) parasetamol kullanımı metabolik asidozriskini arttırabilir.
- Yüksek dozlarda parasetamolün uzun süreli kullanılması böbrek hasarına neden olabilir.
- Genelde, özellikle diğer analjeziklerle kombinasyon halinde kesintisiz parasetamol kullanılması,kalıcı böbrek hasarına ve böbrek yetmezliği riskine (analjezik nefropatisi) yol açabilir.
- Gilbert sendromu olan hastaların parasetamol kullanması, sarılık gibi klinik semptomlara vedaha belirgin hiperbilirubinemiye neden olabilir. Bundan dolayı, bu hastalar parasetamolüdikkatli kullanmalıdırlar.
- Hematopoietik disfonksiyon durumunda dozun azaltılması ve/veya dozlar arasındaki süreninuzatılması gibi önlemler alınmalıdır.
- Astım, kronik rinit ve kronik ürtikeri olan ve özellikle antiinflamatuvar ilaçlara aşırı duyarlılığıolan hastalarda dikkatli olunmalıdır. Duyarlı kişilerde propifenazon ve parasetamol içerenilaçlarla nadiren astım krizleri ve anafilaktik şok bildirilmiştir.
- Orta düzeyde alkol ile birlikte eşzamanlı parasetamol alınması, karaciğer toksisitesi riskinde birartışa yol açabilir.
3 / 19
- Alkolik karaciğer hastalarında dikkatli kullanılmalıdır.
- Alkol alan kişilerde hepatotoksisite riski nedeniyle günlük alınan parasetamol dozunun 2000mg'ı aşmaması gerekir.
- Parasetamol veya oksolamin sitrat veya klorfeniramin maleat içeren diğer ilaçların KATARİN®ile eşzamanlı kullanımından kaçınılmalıdır.
- 3 gün içinde yeni semptomların oluşması ya da ağrının ve/veya ateşin azalmaması halinde,hastaların parasetamol kullanmaya son vermesi ve bir doktora danışması önerilir.
- Hipertiroidizm veya tiroid fonksiyon bozukluğu olanlarda
- Glokomu olanlarda
- Ciddi hipertansiyon veya kardiyovasküler hastalığı olanlarda
- Prostat hipertrofisi (hiperplazisi) ve mesane fonksiyon bozukluğu olanlarda
- Şiddetli karaciğer yetmezliği ve böbrek yetmezliği olanlarla birlikte kardiyovasküler birhastalığı olanlarda
- Bronşit, bronşiektazisi olanlarda
- Şurup alımı ağız boşluğunda geçici olan hafif hipesteziye sebep olabilir.
- KATARİN®, özellikle midesi hassas olanlarda yemekten sonra verilmelidir.
- Şurubun eşit miktarda su ile karıştırılması ile yan etkiler genellikle önlenebilir.
- Kemik iliğinde işlev bozukluğu olanlarda
Çocuklar ve yaşlılar nörolojik antikolinerjik yan etkilere ve paradoksal eksitasyona daha duyarlıdır (enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik gibi belirtiler).
KATARİN® bir ölçekte 847,5 mg sorbitol (E420) içerir. Nadir kalıtımsal fruktoz intolerans problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
KATARİN®, Ponsa 4R (E124) içerdiğinden alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
4.5. Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri
Parasetamol:
• Propantelin gibi mide boşalmasını yavaşlatan ilaçlar, parasetamolün yavaş emilmesine vedolayısıyla parasetamolün etkisinin daha geç ortaya çıkmasına neden olabilir.
• Metoklopramid gibi mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar, parasetamolün daha hızlıemilmesine ve dolayısıyla parasetamolün etkisinin daha hızlı başlamasına neden olabilir.
• Bazı hipnotikler ve antiepileptik ilaçlar (glutetimid, fenobarbital, fenitoin, karbamazepin,vb.) veya rifampisin gibi karaciğerde hepatik mikrozomal enzim indüksiyonuna sebep olanilaçların tek başına kullanıldığında zararsız olan parasetamol dozlarıyla eşzamanlı kullanımıkaraciğer hasarına yol açabilir. Aşırı alkol tüketimi halinde, terapötik dozlarda bileparasetamol alınması da karaciğer hasarına neden olabilir.
4 / 19
• Hepatik mikrozomal enzimleri indükleyen antikonvülsanlar veya oral kontraseptifler gibiilaçların kullanımı, parasetamolün metabolize olma ölçüsünü artırarak ilacın plazmakonsantrasyonlarında azalmaya ve hızlı eliminasyon hızına yol açabilir.
• Aşırı dozda parasetamol alan bir hastada bildirilen akut pankreatite kronik alkol alımıkatkıda bulunmuş olabilir. Akut alkol alımı kişinin yüksek parasetamol dozları metabolizeetme becerisini azaltabilir; parasetamolün plazma yarılanma ömrü uzayabilir.
• Parasetamolün kloramfenikol ile kombinasyon halinde kullanılması, kloramfenikolünyarılanma ömrünü uzatabilir ve dolayısıyla bu ilacın toksisite riskini arttırabilir.
• Parasetamol (veya metabolitleri), K vitamine bağımlı koagülasyon faktörü sentezinde roloynayan enzimler ile etkileşir. Parasetamol ile varfarin veya kumarin türevleri arasındakietkileşimler, “uluslararası normalleştirilmiş oran” (International Normalized Ratio, INR)değerinde bir artışa ve kanama riskinde bir artışa neden olabilir. Bundan dolayı, oralantikoagülan kullanan hastalar, tıbbi denetim ve kontrol olmadan uzun süreli parasetamolkullanmamalıdır.
• 5-hidroksitriptamin serotonin tip 3 reseptör antagonistleri olan tropisetron ve granisetron,farmakodinamik etkileşim ile parasetamolün analjezik etkisini tamamen baskılayabilir.
• Parasetamol ve azidotimidin (AZT-zidovudin) eşzamanlı kullanılması nötropeni eğiliminiartırır. Bu nedenle tıbbi tavsiye olmadıkça, parasetamol AZT ile birlikte alınmamalıdır.
• Birden fazla ağrı kesiciyle kombinasyon tedavisinden kaçınılması önerilmektedir. Bununhastaya ekstra bir fayda sağladığını gösteren çok az kanıt vardır ve genelde istenmeyenetkilerde artışa yol açmaktadır.
• Parasetamol emilim hızı metoklopramid ya da domperidon ile artabilir ve kolestiramin ileazalabilir.
• St. John's Wort
(Hypericum perforatum-sarı
kantaron) parasetamolün kan düzeyleriniazaltabilir.
• Besinler ile birlikte alındığında parasetamolün absorbsiyon hızı azalabilir.
Oksolamin sitrat:
• Antikoagülan ilaçlarla tedavi görenler, KATARİN® kullanmadan önce doktora danışmalıdır.
Klorfeniramin maleat:
• Klorfeniramin santral etkili ilaçların (sempatomimetikler, antidepresanlar) etkileriniartırabilir.
• Alkol, barbitüratlar, hipnotikler, opioid analjezikler, anksiyolitikler ve antipsikotikler gibisantral sinir sistemi depresanlarının etkilerini artırabilir. Atropin, trisiklik antidepresanlar veMAO inhibitörlerinin antimuskarinik etkilerini artırabilir.
5 / 19
• Klorfeniraminin hipnotik veya anksiyolitik ilaçlarla eş zamanlı kullanımı sedatif etkilerdeartışa neden olabilir; bu nedenle klorfeniramini bu ilaçlar ile eş zamanlı olarak almadan öncetıbbi tavsiye alınmalıdır.
• Klorfeniramin, fenitoin metabolizmasını inhibe eder, bu nedenle fenitoin toksisitesine nedenolabilir.
• Antihistaminikler derideki histamin yanıtını baskılayabileceği için alerji testleri yapılmadanbirkaç gün önce kesilmelidir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
4.6. Gebelik ve laktasyonGenel tavsiye
Gebelik kategorisi: C.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Gebelik dönemi
KATARİN®'in gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar gebelik ve/veya embriyonal/fetal gelişim ve/veya doğum ve/veya doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir. İnsanlara yönelikpotansiyel risk bilinmemektedir.
KATARİN® gebelik döneminde yalnızca doktor tavsiyesi ile ve ilacın risk/fayda oranı göz önüne alınarak kullanılmalıdır.
Laktasyon dönemi
Emzirme döneminde hekim tavsiyesi olmadan kullanılmamalıdır.
Klorfeniramin maleat anne sütüne önemli miktarda geçer; bu düzeyde ilacın bebek için zararlı etki oluşturduğu bilinmemekle beraber kullanılmaması önerilir. Klorfeniramin maleat ve diğerantihistaminikler laktasyonu inhibe edebilir.
KATARİN®, eğer hekim ilacın emziren anneye sağlayacağı yararın, emzirilen bebek üzerindeki riskini haklı göstereceğine inanıyorsa dikkatle kullanılmalıdır.
Üreme yeteneği / Fertilite
KATARİN®'in üreme yeteneği üzerindeki etkisi ile ilgili klinik çalışma bulunmamaktadır.
6 / 19
4.7. Araç ve makine kullanımı üzerindeki etkiler
KATARİN® uyuşukluğa, bazı hastalarda ise baş dönmesi veya somnolansa neden olabilir. Bu nedenle hastalar araç veya makine kullanırken dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdırlar.
Sedatif etkisi nedeniyle araç ve makine kullanmayı olumsuz yönde etkileyebilir. Uyku hali, trankilizanlar ve alkollü içeceklerin kullanımıyla artabilir.
4.8. İstenmeyen etkiler
Sıklık sınıflandırması aşağıdaki gibidir:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1.000 ila <1/100); seyrek (>1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahminedilemiyor)
Parasetamolün istenmeyen etkileri genellikle hafiftir. 10 g'ın üzerinde alınması durumunda toksisite görülmesi muhtemeldir.
SİSTEM ORGAN SINIFI |
Advers reaksiyonlar |
SIKLIK |
Parasetamol |
Oksolamin |
Klorfeniramin |
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar |
Enfeksiyon
|
Yaygın
|
|
|
Kan ve lenf
sistemi
hastalıkları |
Hemolitik anemi
|
|
|
Bilinmiyor
|
Trombositopeni
|
Çok seyrek
|
|
|
Agranülositoz
|
Çok seyrek
|
|
|
Kan diskrazisi
|
|
|
Bilinmiyor
|
Bağışıklık
sistemi
hastalıkları |
Alerjik reaksiyonlar
|
|
|
Bilinmiyor
|
Anaflaktik şok
|
Çok seyrek
|
|
|
Alerji testi pozitif2
|
Çok seyrek
|
|
|
İmmün
trombositopeni3
|
Çok seyrek
|
|
|
Anjiyoödem
|
Seyrek
|
|
Bilinmiyor
|
Anafilaktik
reaksiyonlar
|
|
|
Bilinmiyor
|
Erupsiyon
|
Seyrek
|
|
|
Ürtiker
|
Seyrek
|
|
|
Metabolizma ve
beslenme
hastalıkları |
Anoreksi
|
|
|
Bilinmiyor
|
|
7 / 19
|
Psikiyatrik
hastalıkları |
Konfüzyon4
|
|
|
Bilinmiyor
|
Eksitasyon4
|
|
|
Bilinmiyor
|
İritabilite4
|
|
|
Bilinmiyor
|
Depresyon
|
|
|
Bilinmiyor
|
Kabuslar4
|
|
|
Bilinmiyor
|
Sinir sistemi hastalıkları |
Baş ağrısı
|
Yaygın
|
|
Yaygın
|
Baş dönmesi
|
Yaygın
|
|
Yaygın
|
Somnolans
|
Yaygın
|
|
Çok yaygın
|
Parestezi
|
Yaygın
|
|
|
Konsantre olamama
|
|
|
Yaygın
|
Sedasyon
|
|
|
Çok yaygın
|
Koordinasyon
bozukluğu
|
|
|
Yaygın
|
Göz hastalıkları |
Bulanık görme
|
|
|
Yaygın
|
Çocuklarda optik illüzyon vakaları
|
|
Yaygın
olmayan
|
|
Kulak ve iç
kulak
hastalıkları |
Tinnitus
|
|
|
Bilinmiyor
|
Denge bozukluğu
|
Yaygın olmayan
|
|
|
Kardiyak
hastalıkları |
Taşikardi
|
|
|
Bilinmiyor
|
Palpitasyon
|
|
|
Bilinmiyor
|
Aritmi
|
|
|
Bilinmiyor
|
Vasküler
hastalıklar |
Hipotansiyon
|
|
|
Bilinmiyor
|
Purpura
|
Çok seyrek
|
|
|
Solunum, göğüs bozuklukları vemediastinalhastalıklar |
Üst solunum yolu enfeksiyonu
|
Yaygın
|
|
|
Bronkospazm1
|
Çok seyrek
|
|
|
Bronşiyal sekresyonda kalınlaşma
|
|
|
Bilinmiyor
|
Gastrointestinal
hastalıklar |
Bulantı
|
Yaygın
|
Seyrek
|
Yaygın
|
Kusma
|
Yaygın
|
Seyrek
|
Bilinmiyor
|
Dispepsi
|
Yaygın
|
|
Bilinmiyor
|
Flatulans
|
Yaygın
|
|
|
Karın ağrısı
|
Yaygın
|
|
Bilinmiyor
|
Konstipasyon
|
Yaygın
|
|
|
Gastrointestinal
kanama
|
Yaygın olmayan
|
|
|
|
8 / 19
|
|
Diyare
|
Yaygın
|
|
Bilinmiyor
|
|
Ağız kuruluğu
|
|
|
Yaygın
|
|
Mide yanması
|
|
Seyrek
|
|
|
Bağırsak
hareketlerinde artma
|
|
Seyrek
|
|
Hepatobiliyer |
Hepatik disfonksiyon
|
Çok seyrek
|
|
|
hastalıkları |
Sarılık dahil hepatit
|
|
|
Bilinmiyor
|
|
ALT üst sınırın üstünde
|
Çok yaygın
|
|
|
|
ALT üst sınırın 1.5 katı
|
Yaygın
|
|
|
Deri ve derialtı doku
hastalıkları |
Deri döküntüsü
|
Seyrek
|
|
Bilinmiyor
|
Kaşıntı
|
Seyrek
|
|
|
Ürtiker
|
Seyrek
|
Çok seyrek
|
Bilinmiyor
|
|
Alerjik ödem
|
Seyrek
|
|
|
|
Akut generalize
eksantematöz
püstülosiz
|
Seyrek
|
|
|
|
Eritema multiform
|
Seyrek
|
|
|
|
Stevens-Johnson
sendromu
|
Seyrek
|
|
|
|
Toksik epidermal nekroliz (fatal sonuçlardahil)
|
Seyrek
|
|
|
|
Eksfoliyatif dermatit dahil alerjikreaksiyonlar
|
|
|
Bilinmiyor
|
|
Fotosensitivite
|
|
|
Bilinmiyor
|
Kas-iskelet bozukluklar,bağ doku vekemik |
Kas seğirmesi ve inkoordinasyonu
|
|
|
Bilinmiyor
|
Kas zayıflığı
|
|
|
Bilinmiyor
|
hastalıkları |
Böbrek ve idrar |
Papiller nekroz
|
Bilinmiyor
|
|
|
yolu hastalıkları |
Üriner retansiyon
|
|
|
Bilinmiyor
|
Genel |
Halsizlik
|
|
|
Yaygın
|
bozukluklar ve |
Göğüs sıkışması
|
|
|
Bilinmiyor
|
9 / 19
uygulama bölgesine ilişkinhastalıkları |
Ağız mukozasında geçici his azalması
|
|
Çok seyrek
|
|
Yüz ödemi
|
Yaygın
|
|
|
Periferik ödem
|
Yaygın olmayan
|
|
|
Ateş
|
Çok seyrek
|
|
|
Asteni
|
Çok seyrek
|
|
|
Cerrahi ve tıbbi prosedürler |
Post-tonsillektomi
kanaması
|
Yaygın olmayan
|
|
|
Post-ekstraksiyon
kanaması
|
Yaygın
|
|
|
1Bronkospazm: Asetilsalisilik aside duyarlı astımlı hastaların %20'sinde görülür
2Parasetamol ile oral provokasyon testi: Parasetamolle ilişkili alerjik semptomları (erupsiyon,
ürtiker, anafilaksi) olan hastaların %15,5'inde pozitiftir.
3İmmun trombositopeni: Parasetamol ve parasetamol sülfat varlığında antikorlar trombositlerin GPIIb/IIIa ve GPIb/IX/V reseptörlerine bağlanır. Parasetamol tedavisinin kesilmesi parasetamolünplasebo ve nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlar ile karşılaştırıldığı 2000 hastayı kapsayan birliteratür taramasında parasetamol ile plasebo arasında istenmeyen etkilerin sıklığı ve tedaviyibırakma yönünden bir fark görülmemiştir. Parasetamol ile nonsteroidal antiinflamatuvar ilaçlarınkarşılaştırıldığı 2100 hastayı kapsayan ikinci bir literatür taramasında parasetamol grubunda ilacınetkisinin yetersiz olması nedeniyle tedaviyi bırakma daha sık gözlenmiştir. Parasetamol tedavisigören her 10 hastadan biri tedaviyi yarıda kesmiş, ayrıca her 15 hastadan biri ilacın etkisini yetersizbulduğu için tedaviyi kesmiştir. NSAİİ'lar ile karşılaştırıldığında istenmeyen etkiler nedeni iletedaviyi bırakma oranı daha düşüktür. Klinik laboratuvar değerlendirmeleri klinik araştırmalardaterapötik dozlarda kullanılan parasetamolün istenmeyen etkileri ve laboratuvar değerlerindekideğişmeler plasebonunkilerden farksız bulunmuştur. Karaciğer fonksiyonu ile ilgili biyokimyasaldeğerlerdeki değişmeler ilacın toksik dozlarda alındığını gösterir. İlaç toksik dozlarda alınmışsaaspartat aminotransferaz (AST) ve alanin aminotrasferaz (ALT) 24 saat içinde yükselmeye başlar ve72 saat sonra doruğa erişir. Bunlardan herhangi birinin 1000 ünitenin üstüne yükselmesihepatotoksisite için tanımlayıcıdır. Bunların yanı sıra bilirubin ve kreatinin yükselir, glukoz düşer.Arteriyel pH'nın 7,3'ün altına düşmesi, kreatininin 3.4 mg/dL'nin üstüne çıkması, protrombinzamanının 100 saniyeden fazla uzaması ve serum laktat düzeyinin 3.5 milimol/L'nin üstüne çıkmasıprognozun iyi olmadığını gösteren belirtilerdir. Parasetamolun advers ve toksik etkilerine karşıcinsiyet, ırk, boy, ağırlık, vücut yapısı, yaşam şekli ve yerine bağlı duyarlılık farklarıbildirilmemiştir. Bunların dışında parasetamolün toksik etkilerine karşı duyarlılığı arttıran riskfaktörleri ilaç etkileşimleri bölümünde yer almaktadır (Bkz. Bölüm 4.5).
6 yaşından küçük çocuklar, parasetamolün toksik etkilerine daha az duyarlıdır. Bunda glutatyon rezervlerinin ve detoksifikasyon hızının yüksek olmasının rolü olduğu ileri sürülmüştür.
10 / 19
Yaklaşık bir yıl süreyle parasetamolün günlük terapötik dozlarını alan bir hastada kronik hepatik nekroz bildirilmiştir ve daha kısa periyotlarla aşırı miktarların günlük alımı ile karaciğer hasarırapor edilmiştir. Kronik aktif hepatiti olan bir hasta grubu üzerinde yapılan değerlendirme, uzunsüredir parasetamol kullananların karaciğer fonksiyonundaki anormallikler bakımından farklılıklarortaya koymamıştır ve ayrıca parasetamol kesildikten sonra hastalık kontrolünde iyileşmeolmamıştır.
4Çocuklarda ve yaşlılarda nörolojik antikolinerjik etkiler ve paradoksal uyarı (örneğin, enerji artışı, huzursuzluk, sinirlilik) görülme olasılığı daha fazladır.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlıkmesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi(TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir
Parasetamol ile doz aşımını takiben gözlenen durumlarla ilgili deneyim, genellikle 24 ila 48 saat sonra karaciğer hasarına işaret eden klinik belirtilerin meydana geldiğini ve bunun 4 ila 6 gün sonraen yüksek düzeyine ulaştığına işaret etmektedir.
Parasetamol doz aşımı, karaciğer nakli ya da ölüme neden olabilen karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Akut pankreatit genellikle hepatik fonksiyon bozukluğu ve karaciğer toksisitesi ile birliktegözlenmiştir
Yetişkinlerde 10 gram üzerinde kullanılması halinde toksisite gelişme olasılığı vardır. Eğer risk faktörleri mevcutsa (Bkz. aşağıda verilmiştir), 5 gram veya daha fazla parasetamol alınmasıkaraciğer hasarına neden olabilir.
Risk faktörleri:
Eğer hasta,
- Karbamazepin, fenobarbiton, fenitoin, primidon, rifampisin, St. John's Wort (Sarı kantaron) veyakaraciğer enzimlerini indükleyen diğer ilaçlarla uzun dönem tedavi görüyorsa
Veya
- Düzenli olarak önerilen dozların çok üzerinde etanol tüketiyorsaVeya
- Glutatyon deplesyonu (örn. beslenme bozukluğu, sistik fibrozis, HIV enfeksiyonu, açlık, kaşeksi)olasılığı varsa
11 / 19
Aşırı dozun zararı sirotik olmayan alkolik karaciğer hastalığı olanlarda daha büyüktür. Çocuklarda aşırı dozu takiben karaciğer hasarı göreceli olarak daha seyrektir. Karaciğer hücre hasarı ile birlikteparasetamol aşırı dozajında normal erişkinlerde 2 saat civarında olan parasetamol yarılanma ömrügenellikle 4 saate veya daha uzun sürelere uzar. 14C-aminopirinden sonra 14CÜ2 atılımında azalmabildirilmiştir. Bu plazma parasetamol konsantrasyonu veya yarılanma ömrü veya konvansiyonelkaraciğer fonksiyon testi ölçümlerine nazaran parasetamol aşırı dozajı ile karaciğer hücre hasarıarasındaki ilişkiyi daha iyi gösterir.
Parasetamole bağlı fulminant karaciğer yetmezliğini takiben gelişen akut tübüler nekrozdan dolayı böbrek yetmezliği oluşabilir. Bununla beraber, bunun insidansı başka nedenlerden dolayı fulminantkaraciğer yetmezliği olan hastalarla karşılaştırıldığında bu grup hastalarda daha sık değildir. Seyrekolarak, ilaç aldıktan 2-10 gün sonra, sadece minimal karaciğer toksisitesine karşın renal tübülernekroz oluşabilir. Aşırı dozda parasetamol almış bir hastada kronik alkol alımının akut pankreatitgelişmesine katkıda bulunduğu bildirilmiştir. Akut aşırı doza ilaveten, parasetamolün günlük aşırımiktarlarda alımından sonra karaciğer hasarı ve nefrotoksik etkiler bildirilmiştir.
Semptomlar ve belirtiler:
Solgunluk, anoreksi, bulantı ve kusma parasetamol doz aşımının sık görülen erken semptomlarıdır. Hepatik nekroz parasetamol doz aşımının, dozla ilişkili komplikasyonudur. Hepatik enzimleryükselebilir ve protrombin zamanı 12 ila 48 saat içinde uzar, fakat klinik semptomlar ilacın alımınıtakiben 1 ila 6 gün içinde belirgin olmayabilir. Bu durum hepatomegali, karaciğer hassasiyeti,sarılık, akut karaciğer yetmezliği ve hepatik nekrozu içerebilir. Glukoz metabolizmasındaanormallikler ve metabolik asidoz görülebilir. Kan bilirubini, hepatik enzimler, INR, protrombinzamanı, kan fosfat ve kan laktat değerlerinde artış olabilir. Ağır zehirlemeler karaciğer yetmezliği,ensefalopati, hemoraji, hipoglisemi, serebral ödem ve ölüme kadar ilerleyebilir. Kasık ağrısı,hematüri ve proteinüri ile belirgin, akut tübüler nekrozla birlikte akut böbrek yetmezliği, karaciğerhasarı olmaksızın gelişebilir. Kardiyak aritmiler ve pankreatit raporlanmıştır.
Tedavi:
Hastayı gecikmiş hepatoksisiteye karşı korumak için doz aşımı semptomarı mevcut olmasa bile parasetamol aşırı dozu hemen tedavi edilmelidir. Bunun için intravenöz N-asetilsistein veya oralmetionin vermek gerekebilir.
Eğer doz aşımı 1 saat içinde olmuşsa aktif kömür ile tedavinin düşünülmesi gerekir. Oral alımı takiben 4. saatte veya daha sonra plazma parasetamol konsantrasyonunun ölçülmesi gerekir (dahaönceki konsantrasyonlar güvenilir değildir).
Parasetamolün oral alımından sonraki 24 saate kadar N-asetilsistein ile tedavi kullanılabilir; bununla birlikte maksimum koruyucu etki, oral alımı izleyen 8. saate kadar elde edilir. Antidotunetkililiği bu süre sonrasında dik bir düşüş gösterir. İhtiyaç halinde hastaya, yaygın olarak kullanılan
12 / 19
dozaj planı doğrultusunda intravenöz N-asetilsistein verilmesi gerekir. Eğer kusma sorunu yoksa hastane dışındaki uzak bölgelerde oral metionin uygun bir alternatif olabilir. Oral alımdan sonraki24 saatin ötesinde ciddi hepatik fonksiyon bozukluğu ile başvuran hastaların kontrolü konusundaNPIS ile görüşülmelidir.
Oksolamin sitrat:
Literatürde 600 mg alan 3,5 yaşındaki çocukta görülen baş dönmesi ve renk solgunluğunun tedavisiz iyileştiği; 1300 mg alan 16 aylık çocukta görülen baş dönmesi, kusma ve ajitasyonunsedatif ve analeptik tatbiki ile arızasız iyileştiği bildirilmiştir.
Antidotu yoktur. Erkense mide boşaltılır, semptomatik ve eliminasyonu çabuklaştırıcı tedavi uygulanır.
Klorfeniramin maleat:
Semptomlar ve belirtiler:
Klorfeniraminin tahmini letal dozu 25-50 mg/kg vücut ağırlığı arasındadır. Sedasyon, SSS'nin paradoksal eksitasyonu, toksik psikoz, konvülsiyonlar, apne, antikolinerjik etkiler, distonikreaksiyonlar ve aritmilerin de dahil olduğu kardiyovasküler kolaps doz aşımının semptom vebulguları arasındadır.
Tedavi:
Kalp, solunum, böbrek ve karaciğer fonksiyonları ile sıvı ve elektrolit dengesine özellikle dikkat edilerek, semptomatik ve destekleyici önlemler alınmalıdır.
Oral yolla doz aşımı meydana gelmişse, eğer aktif kömüre bir kontraendikasyon yoksa ve yüksek doz hadisesi yakın zamanda meydana gelmişse (tedavi eğer ilk 1 saat içinde verilebilirse maksimaletki sağlanır) aktif kömür ile tedavi değerlendirilmelidir.
Hipotansiyon ve aritmi dikkatlice tedavi edilmelidir. SSS konvülsiyonları i.v. diazepam ile tedavi edilebilir. Ciddi vakalarda hemoperfüzyon kullanılabilir.
5. FARMAKOLOJİK ÖZELLİKLER5.1. Farmakodinamik özellikler
Farmakoterapötik grup: Analjezik-antipiretik (parasetamol), Sistemik antihistaminik (klorfeniramin maleat) ve Antitüssif (oksolamin sitrat) kombine
ATC Kodu: R05X
Etki mekanizması:
Parasetamol
Parasetamol, analjezik ve antipiretik bir ajandır. Parasetamolün terapötik etkilerinin, siklooksijenaz enziminin inhibisyonu sonucu prostaglandin sentezinin inhibisyonuna bağlı olduğudüşünülmektedir. Parasetamolün periferik siklooksijenaza oranla santral siklooksijenaz üzerine
13 / 19
daha etkili inhibitör olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Parasetamolün analjezik ve antipiretik özellikleri vardır fakat sadece zayıf antiinflamatuvar özellikler gösterir. Bu durum; inflamatuvardokuların diğer dokulara oranla daha yüksek seviyelerde hücresel peroksitler içermesi ve buhücresel peroksitlerin parasetamolün siklooksijenaz inhibisyonunu önlemesiyle açıklanabilir.
Klorfeniramin maleat
Klorfeniramin kuvvetli bir antihistamin (H1-antagonisti)'dir. Antihistaminikler, dokulardaki histamin H1-reseptör bölgelerinin kompetitif geriye döndürülebilir blokaj ile vücuttaki histamininetkilerini azaltır veya ortadan kaldırırlar. Klorfenamin ayrıca antikolinerjik aktiviteye sahiptir.
Antihistaminikler; histamin, prostaglandinler ve lökotrienlerin salımını engellemede rol oynarlar ve inflamatuvar medyatörlerin migrasyonunu engelledikleri gösterilmiştir. Klorfeniraminin bir diğeretkisi ise düz kaslarda histaminin inhibisyonu ve buna bağlı olarak kapiller geçirgenliğinazaltılması, bunun da sonucunda alerji, anafilaksi gibi hipersensitivite reaksiyonlarındaki ödem vekabarıklığın azalmasıdır.
Oksolamin sitrat
Oksolamin, antiinflamatuvar etkide bir ajandır. Öksürük, genellikle solunum yolları mukozasının enflamasyonu ve tahrişi sonucu ortaya çıkan bir belirtidir. Öksürüğü semptomatik olarak kesmekleesas tedavi yapılmış olmaz.
Oksolamin, solunum yolları mukozasının enflamasyonu ile birlikte ona bağlı ateş, ağrı ve spastik iritasyonu ortadan kaldırır, mukolitik etkisi ile sekresyonları sulandırır. Sonuç olarak öksürüğüsebebi ile birlikte tedavi eder.
Etkisinin periferik olmasından dolayı oksolamin, merkezi öksürük kesicilere has yan etkilere (kabızlık, solunum depresyonu, baş dönmesi, sersemlik, alışkanlık) sebep olmaz; siliyer hareketleriinhibe etmez.
Tolerans çok iyidir ve tedavi marjı geniştir; tedavi dozundan çok yüksek dozlarda dahi yan etkilere ve toksik reaksiyonlara sebep olmaz.
5.2. Farmakokinetik özelliklerParasetamol
Emilim:
Parasetamolün absorpsiyonu başlıca ince bağırsaklardan pasif difüzyon ile olur. Gastrik boşalma, oral uygulanan parasetamol absorpsiyonu için hız sınırlayıcı bir basamaktır. Doruk plazmaparasetamol konsantrasyonu formülasyona bağlı olarak genellikle oral uygulamadan sonra 30 ila 90dakika arasında meydana gelir. Parasetamol değişken bir oranda ilk geçiş metabolizmasına uğradığıiçin oral uygulamadan sonra sistemik dolaşımda tam olarak bulunmaz. Erişkinlerdeki oralbiyoyararlanımının uygulanan parasetamol miktarına bağlı olduğu görülmektedir. Oral
14 / 19
biyoyararlanım 500 mg'lık dozdan sonra %63 iken, 1 veya 2 g (tablet formu) dozundan sonra yaklaşık %90'a yükselir.
Dağılım:
Parasetamol birçok vücut sıvısına eşit miktarda dağılır; tahmini dağılım hacmi 0.95 l/kg'dır. Terapötik dozları takiben parasetamol plazma proteinlerine önemli oranda bağlanmaz.
Çocuklardaki dağılım kinetiği (Vd/F) erişkinlerdekine benzerdir.
Biyotransformasyon:
Terapötik dozlardan sonra parasetamolün plazma yarılanma ömrü 1.5-2.5 saat arasındadır. Parasetamol karaciğerde metabolize olur ve insanda çok sayıda metabolitleri tanımlanmıştır. İdrarlaatılan majör metaboliti glukuronid ve sülfat konjugatıdır. Parasetamolün %10 kadarı minör bir yollasitokrom P-450 karma fonksiyonlu oksidaz sistemi (başlıca CYP2E1 ve CYP3A4) ile reaktif birmetabolit olan asetamidokinona dönüşür. Bu metabolit hızla indirgenmiş glutatyon ile konjuge olurve sistein ve merkaptürik asit konjugatları şeklinde atılır. Büyük miktarlarda parasetamolalındığında hepatik glutatyon azalabilir ve vital hepatoselüler makromoleküllerine kovalan olarakbağlanan hepatosit asetamidokinonun aşırı birikmesine yol açar. Bu da doz aşımı durumundagörülebilen hepatik nekroza yol açar.
Çocuklarda (3-10 yaş) ve yenidoğanlarda (0-2 gün) parasetamolün başlıca metaboliti parasetamol sülfattır.
Eliminasyon:
Tek dozu (1000 mg i.v.) takiben parasetamolün total vücut klerensi yaklaşık 5 ml/dak/kg'dır. Parasetamolün renal klerensi idrar akış hızına bağlıdır, fakat pH'ye bağlı değildir. Uygulanan ilacın%4'ten daha azı değişmemiş parasetamol halinde atılır. Sağlıklı bireylerde terapötik dozun yaklaşık%85-95'i 24 saat içinde idrar ile atılır.
Parasetamolün total eliminasyon hızı açısından çocuklarla erişkinler arasında yaşla ilişkili bir farklılık yoktur.
Doğrusallık ve doğrusal olmayan durum:
Reaktif parasetamol metabolitlerinin karaciğer hücre proteinlerine bağlanması, hepatoselüler hasara sebep olur. Terapötik dozlarda, bu metabolitler, glutatyon tarafından bağlanır ve nontoksikkonjugatlar oluştururlar. Ancak masif doz aşımı halinde, karaciğerin (glutatyon oluşumunukolaylaştıran ve teşvik eden) SH-donörleri deposu tükenir; ilacın toksik metabolitleri karaciğerdebirikir ve karaciğer hücre nekrozu gelişir ve bu da karaciğer fonksiyonunda bozulmaya ve giderekhepatik komaya kadar ilerler.
Pozolojiye uygun kullanıldığında farmakokinetiği doğrusaldır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
15 / 19
Renal yetmezlikte farmakokinetik:
2-8 saatler arasında ortalama plazma yarılanma ömrü normal ve böbrek yetmezliği olan hastalarda aynıdır, fakat 8-24 saatler arasında böbrek yetmezliğindeeliminasyon hızı azalır. Kronik renal yetmezlikte glukuronid ve sülfat konjugatlarında belirginbirikme olur. Ana bileşiğin kısıtlı rejenerasyonuyla kronik böbrek yetmezliği olan hastalarda birikenparasetamol konjugatlarında bir miktar ekstra eliminasyon oluşabilir. Kronik böbrek yetmezliğindeparasetamol doz aralıklarını uzatmak tavsiye edilir. Hemodiyalizde parasetamol plazma düzeyleriazalabileceğinden terapötik kan düzeylerini korumak için ilave parasetamol dozları gerekebilir.
Hepatik yetmezlikte farmakokinetik:
Hafif karaciğer hastalığı olan hastalardaki ortalama plazma yarılanma ömrü normal bireylerdekine benzerdir, fakat ciddi karaciğer yetmezliğinde önemliderecede uzar (yaklaşık %75). Bununla beraber, yarılanma ömrünün uzamasının klinik önemi açıkdeğildir; çünkü karaciğer hastalığı olan hastalarda ilaç birikmesi ve hepatoksisite olduğukanıtlanmamış ve glutatyon konjugasyonu azalmamıştır. Kronik stabil karaciğer hastalığı olan 20hastaya 13 gün günde 4 g parasetamol verilmesi karaciğer fonksiyonunda bozulmaya yolaçmamıştır. Hafif karaciğer hastalığında önerilen dozlarda alındığında parasetamolün zararlı olduğukanıtlanmamıştır. Bununla beraber, şiddetli karaciğer hastalığında, plazma parasetamol yarılanmaömrü önemli derecede uzamıştır.
Yaşlılarda farmakokinetik:
Genç ve yaşlı sağlıklı denekler arasında farmakokinetik parametrelerde gözlenen farklılıkların klinik olarak önemli olduğu düşünülmemektedir. Bununla beraber serumparasetamol yarılanma ömrünün belirgin derecede arttığını (yaklaşık %84) ve parasetamolklerensinin zayıf, hareketsiz ve yaşlı hastalarda sağlıklı genç kişilere nazaran azaldığını (yaklaşık%47) düşündüren kanıtlar vardır.
Çocuklarda farmakokinetik:Klorfeniramin maleat
Emilim:
Etki 30 dakikada gelişir maksimal konsantrasyona 1-2 saat içerisinde ulaşır. Etki 4-6 saat sürer. Yarılanma ömrü 12-15 saattir.
Dağılım:
Dolaşımda bulunan klorfeniraminin %70'i proteinlere bağlı haldedir.
Klorfeniramin vücutta, santral sinir sistemi de dahil olmak üzere, geniş oranda dağılır.
Biyotransformasyon ve eliminasyon:
Karaciğerde belirgin oranda ilk-geçiş metabolizmasına uğrar. Klorfeniraminin farmakokinetiğinde belirgin bireysel farklılıklar bulunmaktadır; yarı ömrü 2-43 saat arasında bildirilmiştir.
16 / 19
Klorfeniramin yüksek oranda metabolize edilir. Metabolitleri desmetil ve didesmetil klorfeniramindir. Değişmeyen ilaç ve metabolitleri başlıca idrar yoluyla atılır.
Oksolamin sitrat
Emilim
:
Ağız yoluyla verildiğinde absorpsiyondan sonra antitüssif etkisini 1 saat içinde gösterir ve bu etki 34 saat sürer.
Dağılım
:
Oral yolla verildiğinde absorpsiyondan sonra vücut dokularına dağılır. Özellikle bronş mukozasına nüfuz ederek afferent sinir uçlarında anestezi oluşur ve impuls iletimini azaltır.
Biyotransformasyon
:
Hidrolitik ayrışımla dietilamin ve nötral bir türeve metabolize olur. İlacın bir kısmı değişmemiş molekül olarak vücuttan atılır.
Eliminasyon
:
İdrarla vücuttan atılan ilacın %10'u değişmemiş molekül şeklindedir, %0,6'sı ise nötral türevler ve hidrolizle oluşan dietilamin şeklindedir.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Veri bulunmamaktadır.
5.3. Klinik öncesi güvenlilik verileriParasetamol
Parasetamole ait elde edilmiş klinik dışı güvenlilik verileri, önerilen dozaj ve ürün kullanımı açısından önemli bulgulara işaret etmemiştir.
Parasetamol erişkin sıçanlarda oral uygulama ardından hafif toksisite saptanmıştır. Yavru sıçanlarda ise hepatik enzim sisteminin olgunlaşmamış olması nedeniyle daha toksik bulunmuştur. Akuttoksisite belirtileri kusmaya neden olmuştur. Kronik uygulamada kilo artışında azalma, diürez,asidüri ve dehidratasyon ve enfeksiyona duyarlılık gibi etkiler gözlenmiştir.
Sıçanlarda, hepatotoksik doz düzeyinde potansiyel bir genotoksisite gözlenmiş ve bu bulgu doğrudan bir DNA hasarı olarak değil, hepatotoksisite/miyelotoksisitenin dolaylı bir sonucu olarakaçıklanmıştır.
İnsanlarda kapsamlı kullanımdan sonra embriyotoksik veya teratojenik riskte bir artış gözlenmemiştir. Parasetamol hamilelik dönemlerinde de sıklıkla alınmakta olup, gerek hamileliğinseyri gerekse doğmamış çocuk üzerinde herhangi bir olumsuz etki görülmemiştir.
17 / 19
Hayvanlarda yapılan kronik toksisite araştırmalarında parasetamolün testiküler atrofiye neden olduğu ve spermatogenezi inhibe ettiği bildirilmiştir.
Oksolamin sitrat
Çeşitli hayvan türleri üzerinde yapılan toksikolojik çalışmalar, oksolaminin iyi tolere edildiğini; teratojenik veya mutajenik etkiler oluşturmadığını göstermiştir. Test edilen çeşitli hayvan türlerindeoral LD50 değerleri, 650-2500 mg/kg arasındadır.
Klorfeniramin maleat
Yeterli klinik öncesi deneyim bulunmamaktadır.
6. FARMASÖTİK ÖZELLİKLER6.1. Yardımcı maddelerin listesi
Sodyum benzoat (E211)
Monopropilen glikol (E1520)
Gliserin Sorbitol (E420)
Povidon
Sitrik asit monohidrat (E330)
Sodyum siklamat Sakkarin sodyum (E954)
Ponsa 4R (E124)
Çilek aroması Muz aromasıSaf su
6.2. Geçimsizlikler
Bilinen bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
6.3. Raf ömrü
24 ay.
6.4. Saklamaya yönelik özel tedbirler
25°C'nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır. Açıldıktan sonra buzdolabında muhafaza edilmelidir.
18 / 19
6.5. Ambalajın niteliği ve içeriği
Emniyet halkalı HDPE kapak ile kapatılmış, 100 ml'lik bal renkli cam şişe, 10 ml'lik kaşık ölçek ile karton kutuda.
6.6. Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve “Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.
7. RUHSAT SAHİBİ
Ad :Biofarma İlaç San.ve Tic.A.Ş.
Adres :Akpınar Mah. OsmangaziCad. No:156
Sancaktepe/İstanbul Telefon:(0216) 398 10 63
Faks :(0216) 398 10 20
8. RUHSAT NUMARASI
202/36
9. İLK RUHSAT TARİHİ / RUHSAT YENİLEME TARİHİ
İlk ruhsat tarihi: 29.04.2003 Ruhsat yenileme tarihi:
10. KÜB'ÜN YENİLENME TARİHİ
19 / 19